Cumhurbaşkanı Erdoğan, Darülaceze Yurt ve Kültürel Tesis Açılışı ve Darülaceze Sosyal Hizmet Şehri Tanıtım Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Her kesimi koruyan, gözeten, destekleyen, hayata tutunmasını, geleceğine güvenle bakmasını sağlayan politikalar geliştiriyor, bunları kararlılıkla uyguluyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Darülaceze Yurt ve Kültürel Tesis Açılışı ve Darülaceze Sosyal Hizmet Şehri Tanıtım Töreni’ne katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, törendeki konuşmasında, geçmişi 126 yılı bulan güzide kurumun çocuklar ve yaşlılar başta olmak üzere, kimsesizlerin kimsesi olması için Sultan Abdülhamid-i Sani’nin bizzat kendisi tarafından kurulduğunu söyledi.
Bu kurumun bir özelliğinin de din, dil, ırk, cinsiyet farkı gözetmeden herkesi kucaklaması, herkese aynı hizmeti vermesi olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, yönetimi, çalışanları ve gönüllüleriyle bu büyük ailenin günümüzde de “Yaratılanı severiz, Yaradan’dan ötürü” anlayışıyla faaliyetlerini sürdürdüğünü aktardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün açılışını yapmak üzere bir araya geldikleri yurt ve kültürel tesisleriyle Darülaceze’nin hizmet yelpazesini daha da genişlettiğini belirterek, “Yurt binamız 901 öğrenci kapasitesiyle eğitim-öğretim hayatının önemli ihtiyaçlarından olan barınma sorununun çözümüne katkı sağlayacaktır. İstanbul’daki 56 üniversitemizin tamamının öğrencilerine hitap eden yurt binasının altındaki ticari alan, hem bölgenin ihtiyacını karşılayacak hem de Darülaceze’ye gelir temin edecektir” diye konuştu.
“DARÜLACEZE’YE YAPILAN HER KATKI DOĞRUDAN İNSANA YAPILAN YATIRIM DEMEKTİR”
Yurt ve kültürel tesislerin hayırlı olmasını dileyerek, bu ödüllü projenin hayata geçmesinde katkısı olan herkesi, özellikle hayırseverleri tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Tanıtım törenini gerçekleştirdiğimiz Darülaceze Sosyal Hizmet Şehri ise gerçekten iftihar verici bir projedir. Arnavutköy’de 150 bin metrekarelik bir alanda inşa edilecek olan proje, mimarisinden içindeki birimlerine kadar tüm unsurlarıyla medeniyetimizin izlerini taşıyacaktır. Bu tesis bağışçılara, sağlıklı ve yatağa bağlı bireylere, koruma altındaki çocuklara hizmet verecek 1068 yatak kapasitesi, poliklinikleri, rehabilitasyon merkezi, atölyeleri, konferans salonu ve ibadethaneleriyle misyonuna uygun bir yer olacaktır. Yatay, yavaş ve yaşanılabilir şehir anlayışıyla tasarlanan Darülaceze Sosyal Hizmet Şehri’nin inşasına katkı sağlayacak herkese şimdiden şükranlarımı sunuyorum.”
Her yatırımın önemli olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, doğrudan insana, üstelik de bakıma muhtaç insanlara yapılan yatırımın çok daha önemli olduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Darülaceze’ye yapılan her katkı işte bu şekilde doğrudan insana yapılan yatırım demektir. Sadece ve sadece Allah rızası gözetilerek yapılan bu yatırımın hayattaki getirisi de para veya şan, şöhret değil, hayır duadır. Bu anlayışın en güzel örneklerini dünyaya armağan etmiş bir medeniyetin mensuplarının, böyle bir ecdadın torunlarının Darülaceze’nin bu projesine de samimiyetle sahip çıkacağından şüphe duymuyorum” şeklinde konuştu.
“Milletimizin ‘Allah devletimize zeval vermesin’ duasının gerisindeki en önemli saiklerden biri de ihtiyaç duyduğunda kendisine sahip çıkacak bu tür müesseselere olan güvenidir, itimadıdır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “İlk gençlik yıllarımızdan beri Darülaceze’yi yakından tanıyan, her meselesiyle yakından ilgilenen birisi olarak bu kurumdan ifadesini bulan anlayışı tüm Türkiye’ye yaymak için çalıştık, uğraştık. Ben bu bölgenin çocuğuyum. Bu bölgede doğdum, büyüdüm ve o günden bugüne de Darülaceze’yi iyi bilirim. Daha sonra belediye başkanı oldum. Ayazağa Kampüsü’nü yaptık ve Ayazağa Kampüsü’yle beraber bir sıçrama gerçekleştirdik. Cumhurbaşkanlığım döneminde de şimdi yeni heyetle inşallah Arnavutköy’deki bu devasa yere başlıyoruz. Tabii Arnavutköy gerçekten ülkemiz için, bizler için bambaşka bir örnek olacak. Her şeyiyle başka bir örnek olacak. Onun için de tabii hayırseverlerimizin oraya olan katkısı inanıyorum ki dünyada Arnavutköy’deki Darülaceze’mizi bir örnek olarak yansıtacak ve biz onunla iftihar edeceğiz. Onunla adeta Sultan Abdülhamid-i Sani gibi bizler yeni bir örneği inşa etmiş olmanın iftiharı içerisinde olacağız.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Büyükşehir Belediye Başkanlığından Başbakanlığa, oradan Cumhurbaşkanlığına kadar sorumluluk üstlendiği her yerde “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” düsturuyla hareket ettiklerini dile getirdi.
“HİÇ KİMSENİN KENDİSİNİ SAHİPSİZ HİSSETMEYECEĞİ BİR SİSTEM KURDUK”
Türkiye’nin en yaygın ve etkin sosyal destek politikalarını hayata geçirmek suretiyle hiç kimsenin kendisini sahipsiz hissetmeyeceği bir sistem kurduklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sayın Başkan’ın özellikle yatağa bağımlı olan vatandaşlarımızla ilgili ifade ettiği o tespit, sıradan tespitler değil. Yani günde üç kez bir yatağa bağımlı olan buradaki emanete bakacaksın, onunla ilgileneceksin, onu bir kenara bırakmayacaksın. Ecdat böyle bir ecdat. Şimdi bizler de bu ecdadın varisleri olarak bu emanetlerimize sahip çıkıyorsak, onlara gereken her türlü bakımı yapıyorsak, ben cumhurbaşkanı olarak elhamdülillah derim” diye konuştu.
Çocuklardan yaşlılara, engellilerden kadınlara her kesimi ve sağlıktan eğitime, konuttan istihdama her alanı kapsayan destek politikalarıyla Türkiye’yi bu bakımdan gıpta edilen bir yer hâline getirdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Diğer pek çok ülkeden farklı olarak biz bu destekleri, insanlarımızı kendi tabii hayat alanlarının içinde tutarak, aile birliğini koruyarak veriyoruz. Mesela bu anlayışla 60 yaşın üzerindeki 170 binden fazla ve 65 yaşın üstündeki 150 bine yakın büyüğümüzü aylık 865 liralık bir meblağla kendi ailesi yanında destekliyoruz. Yaşlı Destek Programı ile 40 farklı ilimizdeki 67 bine yakın yaşlımıza evlerinde bakım, psikososyal destek ve kültürel faaliyet hizmeti veriyoruz. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımıza bağlı 163 huzurevimizde 16 bin 566 yaşlımız kalıyor. Kamu ve özel sektör kapasitesiyle birlikte bu rakam 37 bini geçiyor.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, engellilerin toplum ve iş hayatına aktif katılımı hususunda da en büyük atılımların kendi dönemlerinde gerçekleştiğine işaret ederek, evde bakım uygulamasıyla ülke genelinde 536 bine yakın engelliye aylık ortalama 1798 lira destek verdiklerini bildirdi.
Hayatlarını engellilerin bakımına adayan aile bireylerini de unutmadıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu kardeşlerimizin kendilerine de zaman ayırabilmelerini temin için 76 şehrimizde 127 Engelsiz Gündüz Bakımevi’ni faaliyete geçirdik. Yine engelli bireylere hizmet veren bakım merkezlerinin sayısını 104’e yükseltirken, yararlanıcı sayısını da 7 bine çıkarttık. Ücretini devletin ödediği özel engelli bakımevlerinin sayısı 294’ü, yararlanıcı sayısı 24 bini buldu. Engellilerin kamudaki istihdamı da 60 bini aştı” bilgisini verdi.
“SON 19 YILDA VERDİĞİMİZ SOSYAL DESTEKLERİN TOPLAM TUTARI 434 MİLYAR LİRAYA ULAŞTI”
Devlet korumasındaki çocuklarla ilgili sistemi ise baştan sona değiştirdiklerine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Koğuş tipi yurt ve yuvaları tamamen ortadan kaldırarak, aile ortamını sağlayan ev tipi bakım hizmetine geçtik. Hâlihazırda 13 bin 341 çocuğumuz, ev tipi bakım merkezlerinde devlet korumasında bulunuyor. Daha önemlisi 139 bine yakın çocuğumuzun sağladığımız sosyal ve ekonomik destekle kendi aileleri veya yakınları yanında hayatlarını sürdürmesini temin ediyoruz. Koruyucu aile hizmet modelini de genişleterek 8 bin 214 çocuğumuzun bu şekilde hayata hazırlanmasını sağlıyoruz. Aynı şekilde 18 binin üzerinde çocuğumuz da evlat edinilmek suretiyle bir aileye kavuştu. Devlet korumasındaki çocuklarımızın kamuda istihdamı kapsamında bugüne kadar 56 bine yakın gencimizi kamuda işe yerleştirdik. Risk Grubundaki Çocukların ve Ailelerin İzlenmesi Programı çerçevesinde 67 bine yakın evladımızı yakından takip ettik. Kadına şiddetle mücadele amacıyla faaliyete geçirdiğimiz konukevlerinde bugüne kadar 285 bine yakın kadınımıza ve beraberindeki 170 bin çocuğa hizmet verdik.”
Sadece yaşlı, çocuk, engelli ve kadınlarla kalmadıklarını, her kesimi koruyan özellikle de gözeten, destekleyen, hayata tutunmasını, geleceğine güvenle bakmasını sağlayan politikalar geliştirdiklerini, bunları kararlılıkla uyguladıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin sosyal yardım bütçesi biz göreve geldiğimizde yıllık 2 milyar liraydı. Geçtiğimiz yıl bu rakam, lütfen buna dikkat edelim, 69 milyar lirayı buldu. Son 19 yılda verdiğimiz sosyal desteklerin toplam tutarı, 434 milyar liraya ulaştı. Sosyal yardımların millî gelirimize oranını yüzde 0,38 seviyesinden yüzde 1,37 seviyesine çıkardık. Daha önce önemli bir bölümü ayni olan yardımları yüzde 96 oranında nakdiye çevirerek çok daha etkin hâle getirdik” ifadelerini kullandı.
“ÇALIŞABİLECEK DURUMDA OLANA İŞ İMKÂNI SAĞLARKEN, BUNUN DIŞINDA KALAN HERKESİ DE GÖZETİP KORUMAK BOYNUMUZUN BORCUDUR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaklaşık 2 milyon vatandaşın kendilerine devlet tarafından verilen sosyal yardım kartları ile ihtiyaçlarını karşıladığını aktararak, şöyle devam etti: “Görüldüğü gibi ülkemizde hiç kimseyi sahipsiz bırakmayacak bir sosyal destek sistemi kurduk ve bunu işletiyoruz. Elbette gönlümüz her bir vatandaşımızın desteğe ihtiyaç duymadan hayatını sürdürebileceği, işini yapabileceği, ekmeğini kazanabileceği, eğitimini, sağlık hizmetini alabileceği seviyeye ulaşmayı istiyor. Ancak dünyanın hiçbir yerinde böyle bir ideal ekonomik ve sosyal hayatın olmadığı da ortadadır. Çalışmak isteyene ve çalışabilecek durumda olana iş imkânı sağlarken, bunun dışında kalan herkesi de gözetip korumak boynumuzun borcudur. Türkiye büyüdükçe, güçlendikçe, zenginleştikçe vatandaşlarına sağladığı refah seviyesi ona göre artmaktadır, artmayı da sürdürecektir. Akıl ve vicdan sahibi hiç kimse, bugünkü Türkiye’nin demokrasiden kalkınmaya, sosyal ve ekonomik imkânlara kadar tüm alanlarda geçmişin herhangi bir döneminin fersah fersah ilerisinde olduğunu inkâr edemez.”
Kendi kuşaklarının, 1960 darbesinin yaşandığı dönemde çocuk olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ama darbenin yol açtığı acıların, haksızlıkların, hukuksuzların etkisini o çocuk hâlimizle bile hissediyorduk. Türkiye’nin karanlık dönemlerinden biri olan 1970’ler, gençlik yıllarımıza denk geldi. Ülkemizin ideolojik, etnik ve mezhebi temelde nasıl bölünmeye, milletimizin nasıl birbirine düşürülmeye çalışıldığını, darbe taşlarının nasıl adım adım döşendiğini bizzat yaşadık, gördük. 1980 darbesi işte böyle bir dönemin ardından ülkemizin tekrar saf dışına itildiği, pek çok şeye adeta sıfırdan başlamak zorunda bırakıldığı bir felaketti. Darbenin ardından yeniden toparlanmaya çalışan Türkiye, bu defa da bölücü örgütün eylemleri ve koalisyonlar dönemlerinin yol açtığı patinajla karşılaştı” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin her kriz ve kaos döneminin ardından demokratik ve ekonomik geri kalmışlığı kader hâline getirmeye çalışanlara karşı istiklaline ve istikbaline sahip çıkma iradesini ortaya koyduğunu söyledi.
Hükûmete gelişlerinin de işte böyle bir iradenin tezahürü olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Hamdolsun, Allah’ın yardımı ve milletimizin desteğiyle tesis ettiğimiz istikrar ve güven iklimi sayesinde, ülkemiz Cumhuriyet tarihinin tamamında gerçekleşen katbekat fazlasıyla eser ve hizmete bu dönemde kavuştu. Sosyal destek politikalarımız ve uygulamalarımız da bu başarının önemli bir parçasıdır. Elbette dünya değiştikçe, ülkemiz geliştikçe bilhassa gençlerimizin beklentileri ve ihtiyaçları farklılaştıkça biz de kendimizi buna göre güncelliyoruz. Dünkü Türkiye’nin ihtiyacı kimseyi aç ve açıkta bırakmamaktı. Bugünkü Türkiye’nin ihtiyacı herkese arzu ettiği standartta hayatını sürdürebileceği imkânları sağlamaktır. Artık sadece başımızı sokacak bir çatıya sahip olmanın değil, mimarisiyle, inşaat kalitesiyle, eşyasıyla, çevre düzeniyle güzel bir evde yaşamanın peşindeyiz.”
ÖĞRENCİ YURTLARI
Son günlerde üniversite öğrencileriyle alakalı çok çirkin bir kampanya sürdürüldüğüne de değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizde iktidara geldiğimizden bu yana yurt kapasitelerini hiçbir dönemde olmadığı kadarıyla tırmandıran, neredeyse 1 milyona yakın yurt kapasitesine sahip olan bir iktidarız ve bunu görmeden maalesef yalan yanlış, hiç ilgisi, alakası olmayan kişileri güya bankların üzerine yatırarak ‘Türkiye’de şu anda yurt yokmuş’ diye bu tür böyle yalan yanlış kampanyalar sürdürülüyor. Yalan söylüyorsunuz. Hayatınız yalan. Bizim yurtlarımız ortada ve bütün bu yurtlarla birlikte kapasite ortada. Bu yurtlarımızda iki, bilemedin üç kişilik kapasite ile biz öğrencilerimizi ağırlıyoruz” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Karnını doyurabileceği ekmeğe muhtaç olmak, fakirlik ölçüsü olmaktan çıktı. Artık insan gibi yaşamak dediğimiz imkânlara sahip olmayanlar kendini fakir hissediyor. Öyleyse bize düşen görev, milletimizi bu yeni standartlara göre hayatını sürdürebileceği imkânlara kavuşturmaktır” dedi.
Sosyal destek programlarının da aynı anlayışla yenilendiğini ve geliştirildiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Özellikle aile kurumuna büyük önem veriyoruz. Yaşlılara, çocuklara, engellilere, kadınlara verdiğimiz desteğin gerisinde aile kurumunu güçlü bir şekilde ayakta tutma hedefidir. İnşallah hep birlikte büyük ve güçlü Türkiye’yi inşa ederek 84 milyonun tamamını güvenli, huzurlu, müreffeh bir ülkede yaşayan mutlu bireyler hâline getireceğiz.”
“BİNLERCE YILLIK KURUM KÜLTÜRÜMÜZLE DÜNYAYA İLHAM OLMUŞ BİR ÜLKEYİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, devletler gibi milletlerin de gelenekleriyle, kültürleriyle, bunların somutlaşmış hâli olan kurumlarıyla yaşadığını dile getirerek, “Biz, binlerce yıllık kurum kültürümüzle dünyaya ilham olmuş bir ülkeyiz. Yaşadığımız coğrafyada ilk çağlarından beri hep insanlığın birikimlerine ev sahipliği yaptık” ifadelerini kullandı.
Şu anda 1000 kişi yatak kapasiteli böyle bir yurt binasına sahip olacaklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün burada köklü kurumda olmaktan, tamamlanan yatırımların, başlayacak projelerin heyecanını paylaşmaktan büyük memnuniyet duyduğunu bildirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, açılışını yapacakları yurt ve kültürel tesislerle inşa edilecek Darülaceze Sosyal Hizmet Şehri’nin hayırlı olmasını temenni etti.
Darülaceze sakinleriyle sohbet ederek, hediyeler veren Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, Darülaceze sakinleri Ali Karcı ve Pervin Ersöz tarafından hediye takdim edildi. Yapımı tamamlanan tesislerin açılışı dolayısıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan, bakanlar ve katılımcılar kurdele kesti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TRT 47. Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği’ne katıldı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Sergi Salonu’nda düzenlenen TRT 47. Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği’ne katılarak bir konuşma yaptı.
Konuşmasına salondakileri selamlayarak başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yurt dışından gelen misafir çocuklara Türkiye’de bulunmaları ve sevinçlere ortak oldukları için teşekkür etti.
Program öncesi İstanbul’da ve Marmara Bölgesi’nde depremlerin meydana geldiğini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Kısa bir süre önce İstanbul’da ve Marmara Bölgemizde 6,2 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. İstanbullu kardeşlerim başta olmak üzere depremden etkilenen tüm vatandaşlarımıza buradan geçmiş olsun dileklerimizi gönderiyoruz. AFAD ve Sağlık Bakanlığımız başta olmak üzere devletimizin tüm birimleri şu an teyakkuz halinde. Arama-tarama çalışmalarımız hassasiyetle devam ediyor. Biz de süreci çok yakından takip ediyoruz. Buraya gelmeden önce bakan arkadaşlarımızın yanı sıra AFAD Başkanımız ve İstanbul Valimizden en güncel bilgileri aldım. Elhamdülillah, şimdilik sıkıntılı bir durum görünmüyor. Rabbim ülkemizi ve milletimizi her türlü musibetten, afetten, kazadan, beladan, muhafaza eylesin diyorum.”
Türkiye’nin ve dünyanın dört bir yanındaki tüm çocukların 23 Nisan Millî Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu bayramı sizlere armağan eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere tüm devlet büyüklerimizi, şehit ve gazilerimizi şükranla yâd ediyorum” ifadesini kullandı.
TRT’nin bir yandan sorumlu yayın ve habercilik anlayışıyla başarılarına her gün yenisini eklerken, diğer yandan böylesine güzel ve anlamlı etkinliklerle kalpleri buluşturmaya devam ettiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “1979’dan bu yana her sene düzenlenen uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği, TRT’mizin yüz akı işlerinden bir diğerini teşkil ediyor” dedi.
“KARDEŞLİĞİ NE KADAR YÜCELTİRSENİZ, DÜNYAMIZ O DERECE YAŞANILIR HÂLE GELECEKTİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugüne kadar 120 farklı ülkeden 130 binden fazla çocuğun Türkiye’deki bu etkinliklerde misafir edildiğini anımsatarak, şunları kaydetti:
“Şenliklerin 47’ncisini ‘Hayat çocuklar gülünce güzel’ temasıyla gerçekleştiriyoruz. 30 ülkeden 600 gül yüzlü evladımızı külliyemizde ağırlayarak onların coşkusuna, mutluluğuna, enerjisine biz de ortak oluyoruz. Bugün burada yaşadığınız sevincin hiç azalmamasını, hayatınız boyunca yüzünüzden tebessümlerin asla eksik olmamasını temenni ediyorum. İnançlarımız, dillerimiz ve kültürlerimiz farklı olsa da hepimiz büyük insanlık ailesinin fertleriyiz. Hepimiz Hazreti Adem ile Hazreti Havva’nın çocuklarıyız. Siz çocuklar, kardeşliği ne kadar yüceltirseniz, unutmayınız dünyamız o derece yaşanılır hâle gelecektir.
Kalplerinizdeki sevgiyle, yüreklerinizdeki umutla, birbirinize duyduğunuz o tertemiz güvenle barışı ve huzuru sizler tesis edeceksiniz. Kötülere ve kötülüklere rağmen bu dünyayı sizler güzelleştireceksiniz. Kısacası bizim uğruna bedeller ödeyerek çetin mücadeleler neticesinde belli bir aşamaya getirdiğimiz hayallerin geri kalanını gerçeğe sizler dönüştüreceksiniz. Sizlere güveniyoruz, sizlere inanıyoruz. Hayat yolculuğunuzda hepinize şimdiden başarılar diliyor, her birinizi o ışık saçan gözlerinizden öpüyorum.”
Organizasyonun düzenlenmesinde emeği geçen TRT ailesine de teşekkürlerini ileten Cumhurbaşkanı Erdoğan, çocuklardan aileleri ve arkadaşlarına Türkiye’den kucak dolusu selam götürmelerini istedi.
“Çocuklar bu ülkenin temeli, yarının umududur. Onlara göstereceğimiz sevgi, geleceğe yapılmış en değerli yatırımdır.” 23 Nisan bayramınız kutlu olsun!
23 Nisan 1920, Türk milletinin iradesini temsil eden Türkiye Büyük Millet Meclisi’ nin açıldığı ve Türk Milletinin egemenliğini ilan ettiği tarihtir.
Ey yükselen yeni nesil, gelecek sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk; onu yükseltecek ve sürdürecek sizsiniz’ Mustafa Kemal Atatürk.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 23 Nisan 1924’te 23 Nisan gününün bayram olarak kutlanmasına karar vermiştir. Bu tarihten 5 yıl sonra 23 Nisan 1929 tarihinde Atatürk bu bayramı çocuklara armağan etmiş ve bu tarihten itibaren 23 Nisan yurt sathında Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı olarak kutlanmaya başlanmıştır. Çocuklara armağan edilen tek evrensel bayram olma özelliği taşıyan 23 Nisan, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’nin onlara güveninin göstergesidir. Atatürk, dünya tarihinde çocuklara bayram armağan eden tek liderdir.
UNESCO’nun 1979 yılını “Dünya Çocuk Yılı” olarak ilan etmesiyle, bu bayram dünya çocuklarıyla bir arada, büyük bir coşku ve heyecanla kutlanmaktadır. Dünya barışı adına, geleceğin büyükleri ve yöneticileri olan çocukların bu gün vesilesiyle bir araya gelmeleri, çocukça bir masumiyetle birbirleriyle kucaklaşmaları bizim için gurur kaynağı olmuştur.
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, gelecek nesillere verdiği önemi şu sözleriyle ifade etmektedir; “Küçük hanımlar, Küçük beyler! Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı ve ikbal ışığısınız. Memleketi asıl ışığa boğacak olan sizsiniz. Kendinizin ne kadar önemli, değerli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız. Sizlerden çok şey bekliyoruz.” Sözleriyle çocuklarımızın geleceğin umudu ve mimarı olduklarını belirtmiştir.
“Çocuklar bu ülkenin temeli, yarının umududur. Onlara göstereceğimiz sevgi, geleceğe yapılmış en değerli yatırımdır.” 23 Nisan bayramınız kutlu olsun!
“TÜRKSAT 6A ile Türkiye, kendi haberleşme uydusunu üretebilen 11 ülkeden biri konumuna yükseldi”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TÜRKSAT 6A Hizmete Alma Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Yüzde 80’in üzerinde yerlilik oranıyla 84 yerli ekipman kullanarak geliştirdiğimiz TÜRKSAT 6A ile birlikte Türkiye kendi haberleşme uydusunu üretebilen 11 ülkeden biri konumuna yükseldi” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TÜRKSAT Gölbaşı Yerleşkesi’nde düzenlenen TÜRKSAT 6A Hizmete Alma Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TÜRKSAT 6A’nın, 9 Temmuz 2024’te uzaya fırlatıldığını, ilk test yayınının ise 17 Şubat’ta yapıldığını belirtti.
Tüm süreçlerin sorunsuz ve sıkıntısız bir şekilde tamamlandığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, TÜRKSAT 6A’nın ülke ve millet için hayırlı olmasını diledi.
Tasarımından üretimine, nakliyesinden uzaya fırlatılmasına, yörüngeye oturtulmasından test aşamasına kadar projenin başarıyla ilerletilmesinde emeği geçenlere teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, projeye destek olan ve uzay sanayisine gönül vermiş tüm personeli tebrik etti.
En az 15 yıl hizmet verecek TÜRKSAT 6A ile birlikte TÜRKSAT’ın işlettiği haberleşme uydularının sayısının altıya, uzaydaki uyduların toplam mevcudunun da 10’a yükseldiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, yer sabit özelliği taşıyan yeni haberleşme uydusunun televizyon yayıncılığı başta olmak üzere acil durum haberleşmesi hizmetlerini de geniş bir kapsama alanında sunacağını söyledi.
Kesintisiz televizyon yayıncılığı açısından kritik önem taşıyan TÜRKSAT 6A ile televizyon yayını yapılan uyduların artık yedeklenebileceğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, uzay iletişim ve haberleşme sektörleri için atılmış çok büyük bir adım olan TÜRKSAT 6A uydusunun ülke ve millet için hayır getirmesini temenni etti.
Özellikle haberleşme uyduları gibi teknolojilerin dışa bağımlı olmadan üretilmesinin millî güvenlik açısından son derece önemli olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yüzde 80’in üzerinde yerlilik oranıyla 84 yerli ekipman kullanarak geliştirdiğimiz TÜRKSAT 6A ile birlikte Türkiye kendi haberleşme uydusunu üretebilen 11 ülkeden biri konumuna yükseldi. Yeni haberleşme uydumuz, yerli ve millî teknoloji üretme hedefimiz doğrultusunda 20 yıla yayılan titiz, yoğun ve meşakkatli bir çalışmanın ürünüdür.” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu noktaya gelmenin kolay olmadığını belirterek, hayata geçirilen teknoloji transfer programıyla 3A, 4A ve 4B uydularının üretiminde TÜRKSAT mühendislerinin de yer almasını sağladıklarını anımsattı.
Devamında 5A ve 5B uydularının yapımında 12 mühendisi tasarım, üretim ve test başlıkları süreçlerine doğrudan dâhil ettiklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, yıllara sâri bu çalışmalar ve tecrübelerle uzay teknolojileri alanında pek çok kritik eşiğin aşıldığını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, böylece en yüksek yerlilik oranına sahip TÜRKSAT 6A uydusunu üretme imkân, yetenek ve tecrübesine sahip olunduğunun altını çizdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yapamayız’ diyenlere inat, ‘Biz yaparız, hatta daha iyisini yaparız’ dedik. Karamsarlık aşılayanlara, kendi ülkesinden, kendi milletinden umudunu kesenlere asla kulak asmadık. Yani yılmadan, yorulmadan, inanç, sabır ve azimle çalışarak bugünlere kadar hamdolsun alnımızın akıyla geldik. Bugünkü başarı, lafa her başladıklarında ‘Bizden bir şey olmaz’ diyerek gençlere umutsuzluk aşılayan eşik zihniyete indirilmiş ağır bir darbedir” diye konuştu.
Mühendislere ve Türkiye’nin uzaydaki varlığına güç katanlara teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 23 yıldır olduğu gibi önce hayalleri hedeflere sonra da hedefleri gerçeklere dönüştürmeye devam edeceklerini dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yerli ve millî haberleşme uydusu ile TÜRKSAT’ın hizmet verdiği alanın, Hindistan, Tayland, Malezya ve Endonezya’yı da kapsayacak şekilde daha da genişleyeceğini belirterek, “Uydularımızın dünya genelinde ulaştığı nüfus 3,5 milyardan 5 milyara yükselecek” ifadelerini kullandı.
Teknoloji transferi ve tecrübe kazanımı sayesinde Türkiye’nin artık uydu ve bileşenlerinin tasarım ve üretiminde önemli bir pazar payına sahip olacağını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, devrim niteliğindeki bu projeyle, yerli ve millî bir haberleşme uydusu platformuna sahip olunduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ana paydaşların yanı sıra alt yüklenicilerle birlikte uydu üretim ekosistemi kurarak, birçok kurum ve kuruluşun uzay sanayisine katkı vermesini sağladıklarını kaydederek, şöyle konuştu: “Tüm aşamalarda aktif roller üstlenen onlarca mühendis ve personelimizle birlikte uydu ve uzay teknolojileri için insan kaynağı yetiştirmiş olduk. Proje paydaşlarının geliştirdiği ekipmanlarla uluslararası ölçekte rekabet edebilme düzeyine eriştik. İhracat kapasitemizi daha da güçlendirdik. SpaceX ile ortak çalışmalar yürütme yanında fırlatma süreci de TÜRKSAT tarafından yönetildi. Dünya nüfusunun yüzde 60’ından fazlasını yani 5 milyarlık bir nüfusu ihtiva eden kapsama alanıyla uzay çalışmaları ve uydu yayıncılığında parmakla gösterilen ülkeler arasına girdik.”
Elde edilen bu kazanım ve etkinliklerle millî uydu markası oluşturma ve millî uzay şirketi kurulması noktasında önemli bir fırsatın yakalandığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gelecekteki ay ve derin uzay görevleri, haberleşme uyduları ve takım uydu projelerinin hayata geçirilmesinde de yine bu birikimden istifade edeceğiz” dedi.
Çıtayı sürekli yukarıya çıkartarak hedeflere ulaşacaklarının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dünyadaki gelişmelere baktığımızda şu gerçeği hepimiz görmekteyiz, Türkiye’nin önünde tarihi bir fırsat penceresi açılmaktadır. Küresel sistemde hak ettiğimiz yere gelmeye çok yakınız” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hiç kimsenin bu fırsatı heba etmesine izin veremeyeceklerini vurgulayarak, daha önce dünyada benzer değişimler olurken, Türkiye’nin kendi iç çekişmeleriyle meşgul olduğunu anımsattı. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bilimsel ve teknolojik ilerlemeler yaşanırken biz millet olarak enerjimizi gereksiz, faydasız, boş tartışmalarla harcadık. Türkiye’nin dışarıyla ilgilenmemesi için her şey yapıldı, her şey denendi. Mezhep, köken, görüş farklılıkları üzerinden bizi iç meselelerimizle meşgul ederek, Türkiye’yi küresel rekabette minder dışına itmeyi başardılar. Bizimle aynı ligde olan ülkeler, teknolojide birbirleriyle kıran kırana bir yarış içindeyken, hatırlayın bu ülkenin gündemi, başörtüsüydü, sakaldı, sarıktı, çarşaftı, irtica idi, yeşil sermayeydi. Kendilerine bir iç düşman ürettiler ve Türkiye’yi o iç düşmanla oyaladılar. Peki, sonuçta ne oldu? Türkiye kaybetti, millet kaybetti. Eller koşar adım ilerlerken, biz yıllarca yerimizde saydık. Rakiplerimizle aramızdaki mesafenin açılmasına engel olamadık. Ekonomide, demokraside, dış politikada, toplumsal barış ve huzurda çok ağır faturalar ödemek zorunda kaldık.”
“TÜRKİYE’NİN İSMİ, BÖLGESİNİN BİR KUTUP BAŞI OLARAK HER PLATFORMDA DAHA FAZLA ZİKREDİLİYOR”
Bugün de dünyanın büyük bir dönüşümün arifesinde olduğunu, gümrük tarifeleri restleşmeleri ile küresel ticaretin kurallarının kökten değiştiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, mevcut krizlerin çözülemediği gibi her gün yeni bir gerilime uyanıldığını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, uluslararası sistemin, Gazze’deki soykırımla birlikte itibarını iyice kaybettiğine işaret ederek, şunları kaydetti: “Batı dünyası ve kurumları eski etkinliğini tamamen yitirmiş durumda. Yapay zekâ teknolojilerinin nereye varacağını kimse kestiremiyor. Yani eski sistem hızla yıkılırken, yerine ne konacağını tam olarak kimse kestiremiyor. Türkiye’nin ismi, bölgesinin bir kutup başı olarak her platformda daha fazla zikrediliyor. Ama böylesi kritik bir dönemde bakıyorsunuz, ana muhalefet partisi eliyle Türkiye tekrar tartışmaların, eski kavgaların içine çekilmek isteniyor. Ülkemize geçmişte bedel ödetmiş bayat senaryolar yine bu çevrelerin figüranlığında tekrar tedavüle konulmaya çalışılıyor. Sokaklarımızın terörize edilmesinden, Türkiye’nin Batıya ve batılı medya kuruluşlarına pervasızca şikâyet edilmesine, üniversite ve lise gençliğinin kışkırtılmasından, boykot çağrılarıyla ülke ekonomisine zarar verilmesine kadar tüm tuşlara aynı anda basılıyor.
Son olarak gerilim ve istismar siyasetlerine Gazze soykırımını alet ettiler. 50 bin masum katledilirken, ‘bize ne Filistin’den’ diyerek tam 18 aydır sustukları, topraklarını savunan Filistinli direnişçilere ‘terörist’ iftirası attıkları bir insani trajediden siyasi rant sağlamaya çalıştılar. Şunu açık ve net söylemek isterim, oyuncular değişmiş olsa da oynanan oyunun aynı olduğunu biz biliyoruz. Milletimiz de ne yapılmaya çalışıldığının gayet farkında. Dolayısıyla ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar, arzu ettikleri kaos ve kargaşa ortamını bir türlü oluşturamıyorlar. Hükûmet olarak biz de hizmet ve eser siyasetimizden kopmayarak onların tuzağına düşmüyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen hafta Türkiye’nin en stratejik projelerinden biri olan Silvan Sulama Tüneli’nin kazılarına başlayarak neticeyi aldıklarını anımsattı.
“TARİHÎ BİR BAŞARI HİKÂYESİNE ŞAHİTLİK EDİYORUZ”
Yine geçen hafta İstanbul Havalimanı’nda eş zamanlı üçlü bağımsız pist dönemini başlattıklarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin, Amerika’dan sonra bu uygulamayı hayata geçiren ikinci ülke olduğunu ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefetin “oraya uçak inmez” dediği havalimanına artık aynı anda üç uçağın inip kalktığına dikkati çekerek, “Bugün de hamdolsun TÜRKSAT 6A’yı devreye alıyoruz. Bundan 31 yıl önce TÜRKSAT 1B uydusu ile başlayan uzay maceramızı çok daha yüksek bir düzeye eriştirmenin bahtiyarlığını yaşıyoruz. İnançla, azimle, emekle her cümlesi bilgi, tecrübe ve alın teriyle yazılmış tarihî bir başarı hikâyesine hep birlikte şahitlik ediyoruz.”
Projede yer alan kurumlarla, mühendislerle, çalışanlarla ne kadar iftihar edilse az olacağını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bütün bunlar, inşa edilmekte olan Türkiye Yüzyılı’nın müjdeleridir. Allah’ın izniyle çok daha iyi yerlerde olacağız. Gençlerimize güçlü, müreffeh ve itibarlı bir Türkiye teslim edeceğiz. Milletimizin desteğiyle çıktığımız bu yolda Rabbim hepimize yardımcı olsun. Bizi daha nice başarılara ulaştırsın diyorum. Bu vesileyle 15 Temmuz hain darbe girişiminde FETÖ’cü teröristler tarafından burada şehit edilen Ahmet Özsoy ve Ali Karslı kardeşlerime Rabbimden rahmet niyaz ediyorum. İlk yerli ve millî haberleşme uydumuz TÜRKSAT 6A’nın bir kez daha ülkemiz ve milletimiz için hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum. Projede emeği, katkısı, alın teri ve fikir teri olan tüm kardeşlerimi kutluyorum.”
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.