Connect with us

Dünya

Prof. Dr. Sancar, TÜBİTAK Fen Lisesi’nde öğrencilerle buluştu

Nobel ödüllü Türk bilim insanı Prof. Dr. Aziz Sancar, dünyanın en büyük havacılık, uzay ve teknoloji festivali TEKNOFEST için Türkiye’ye geldi. Prof. Sancar, ayağının tozu ile Gebze’deki TÜBİTAK Fen Lisesi’nde geleceğin parlak beyinleriyle buluştu.

TÜBİTAK’ın onur konuğu olan Sancar, geleceğin bilim ve teknoloji yıldızlarına kazandığı Nobel ödülünden kanser tedavisine dönük yürüttüğü yeni çalışmalara kadar birçok konuda çarpıcı açıklamalar yaptı.

Sancar, bugüne kadar kendisini kimin Nobel’e aday gösterdiğini bilmediğini ifade ederek “En büyük gaye, Nobel değildir, kitaptır. 100 sene sonra benim buluşlarımı sizin gibi Türk çocukları okuyacaklar ve ‘Bunu bir Türk yaptı’ diyecekler. Benim gayem oydu.” dedi.

Biyolojik saat ve DNA onarımı enzimleri üzerine çalışmalar yaptığını kaydeden Sancar, “Şimdi biyolojik saat, DNA onarımını nasıl kontrol ediyor? Bunu kullanarak hem kanser önleminde hem de kanser tedavisinde nasıl kullanabiliriz şimdi o çalışmayı yapıyoruz.” diye konuştu.

Sancar, motivasyon kaynağı ile ilgili bir soru üzerine Fatih Sultan Mehmet’in “İstanbul, ya ben seni alacağım ya sen beni alacaksın.” sözlerini hatırlatarak “Ben çok milliyetçiyim. Bu benim için büyük bir motivasyon.” ifadesini kullandı.

Nobel ödülünü Anıtkabir’e hediye etmesi ilgili Amerikalı olan eşine danıştığını anlatan Sancar, “Mardin’in Savur ilçesinde annesi babası okuma yazma bilmeyen bir çocuğun eğitim görüp Nobel alması Atatürk sayesinde oldu.” dedi.

TÜBİTAK’IN ONUR KONUĞU

TEKNOFEST’21 için TÜBİTAK’ın onur konuğu olarak İstanbul’a gelen Prof. Aziz Sancar, TÜBİTAK Fen Lisesi’ni ziyaret etti. Ziyaret sırasında Sancar’a Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır ile TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal eşlik etti.

ALKIŞLARLA KARŞILANDI

TÜBİTAK Gebze Kampüsünde alkışlarla karşılanan Sancar, sınıfları gezdi, okulun eğitim müfredatına ilişkin bilgiler aldı. TÜBİTAK UME’de öğrencilere bir konferans veren Sancar, yaptığı sunumda Türk dünyasının dünya bilimine katkısını tarihsel bir perspektiften değerlendirdi.

ORTA ASYA’NIN ALTIN ÇAĞI

Sancar, Türk dünyasını bilimsel katkı açısından benzer geçmişe sahip olduğunu vurguladığı Çin’le karşılaştırırken Princeton Üniversitesi’nden S. Frederick Starr’ın “Kayıp Aydınlanma: Orta Asya’nın Altın Çağı” isimli kitabına atıfta bulundu. Avrupa’da Orta Çağ’ın sürdüğü dönemlerde Türk dünyasının aydınlanma çağı yaşadığını kaydeden Sancar, bu dönemde müslüman Türk dünyasından İbn-i Sina, Biruni, El-Cezeri, Uluğ Bey ve Harezmi gibi bilim adamlarının dünya bilimine önemli katkılar sunduğunu söyledi. Sancar, Türk dünyasında yaşanan aydınlanma çağının Ali Kuşçu gibi bilim adamlarıyla Osmanlı’ya da taşındığını vurguladı.

DENEY YAPMANIN ÖNEMİ

Sancar, Türkiye’nin teorik eğitimde çok iyi olduğunu belirterek “Ben doktora yaparken çok zorluk çektim. Çünkü deney yapamıyordum. Türkiye bizi teorik alanda çok iyi hazırladı ama deney tecrübemiz eksikti. Bilim yapmak deney ile olur. Biz çocuklarımıza erken yaşta deney yapmayı öğretmeliyiz.” dedi.

BENİM PİRİ REİS HARİTAM

Amerika’da Türk kültür Merkezi inşa ettiklerini anlatan Sancar, “Arka bahçesinde köşede Atatürk’ün büstü var, bir köşede de Piri Reis’in. Piri Reis’i koymamın sebebi, o dünya haritasını ben de DNA onarım haritasını yaptım. ‘Benim Piri Reis haritam dedim.” ifadesini kullandı.

DİLİM İKİNCİ HAFTADAN SONRA AÇILIR

Öğrencilere İngilizce bir sunum yapan Sancar konuşmasının başında “Sunum teknik değil Türkçe anlatılabilir. Türkiye’ye geldiğimde ilk iki hafta Türkçem tutuk olur. İkinci haftadan sonra dilim açılır. O yüzden müsaadenizle sunumu İngilizce yapacağım.” demesi dikkat çekti.

NOBEL’E BAŞVURDU MU?

Sunumun ardından Sancar, öğrencilerin sorularına yanıt verdi. “Nobel’e nasıl başvurdunuz?” sorusu üzerine Sancar şunları söyledi:

PROPOGANDAYLA KAZANILMAZ: Başvurmak diye bir şey yok. Kendinizi Nobel’e aday gösteremezsiniz. Nobel, kimya komitesi başkanı bizim onurumuza yemek verdiği zaman bana dedi ki ‘Ben uluslararası toplantılara gidemiyorum, herkes etrafıma toplanıp beni etkilemeye çalışıyor.’ Nobel kendi propagandanı yapmakla kazanılmaz. Beni bugüne kadar kim aday gösterdi bilmiyorum. En büyük gaye, Nobel değildir, kitaptır. 100 sene sonra benim buluşlarımı sizin gibi Türk çocukları okuyacaklar ve ‘Bunu bir Türk yaptı.’ diyecekler. Benim gayem oydu. Ben Nobel düşünmüyordum.

NEDEN DNA ÜZERİNE ÇALIŞTI?

Sancar, “Neden DNA onarımı çalıştınız?” sorusuna şöyle yanıtladı:

ENZİMİ ÇOĞALTTIM VE ARITTIM: DNA yapısı keşfedildiğinde ‘Bu genetiğin temel yapısıdır ve bozulmaz.’ diye bir düşünce tarzı vardı. Sonradan baktılar ki röntgen ışınlarıyla güneş ışınlarıyla başka çevredeki kimyasallarla tahrip olunca mutasyona sebep oluyor, kanser oluyor. Benim doktora yaptığım hoca ilk defa DNA’yı onaran bir mekanizma olduğunu keşfetmişti. Ama bu enzimin nasıl çalıştığını bir türlü çözemedi. Çünkü çözmek için enzimi arıtmak lazım. Enzim çok az miktarda yapılıyordu. Ben enzimi çoğalttım ve arıttım ve nasıl onarılır onu çözdüm. Başka onarım mekanizmaları var onlarla devam ettim.

BİLİMİN GÖTÜRDÜĞÜ YER: Bilimde bir testin nereye götüreceğini bilemezsiniz. Ben bununla uğraşırken bir de baktım ki insanlarda DNA onarım enzimine benzeyen bir protein var ama DNA onarımı yapmıyor. Bu ne yapıyor diye araştırırken bir baktım ki bu biyolojik saati kontrol ediyor. Bunun üzerine biyolojik saat üzerinde çalışmaya başladım ve ikisini birleştirdim. Şimdi biyolojik saat, DNA onarımını nasıl kontrol ediyor? Bunu kullanarak hem kanser önleminde hem de kanser tedavisinde nasıl kullanabiliriz şimdi o çalışmayı yapıyoruz.

EMEKLERİNİN KARŞILIĞINI ALDI MI?

“Emeklerinizin karşılığını aldınız mı amacınıza ulaştınız mı?” sorusuna şu cevabı verdi:

5 YILIMIZ HEBA OLURDU: 5 yıl gece gündüz çalıştık. İnsanda DNA nasıl onarılıyor bunu bulmak istiyorduk. Eğer önemli bir konu üzerinde çalışıyorsanız biliniz ki o konu üzerinde çalışan 5 kişi daha vardır. Eğer Japonya’dan biri bunu bizden bir ay önce bulsaydı bizim 5 yılımız heba olurdu. Bilim yapmak kolay değil. Ben bunu merak için yapıyordum insanlar nasıl onarılıyor. Çünkü bakterilerdeki proteinler insanlarda yok. Ama insanlarda da onarıldığını biliyordum ve bunu çözmek istedim. Sayısız uykusuz gecelerimiz oldu.

MOTİVASYON KAYNAĞI NE?

En iyi olmak, başarmak için ne gerektiği şeklindeki bir soru üzerine Sancar şunları söyledi:

İNATÇI OLACAKSIN: Bazen yenilir, bazen yeneriz. Her şeyi ben başaracağım diye bir şey yok. Fatih’in meşhur bir sözü vardır. ‘İstanbul, ya ben seni alacağım ya sen beni alacaksın.’ İnatçı olacaksın ve istekli olacaksın ve bütün enerjini ona vereceksiniz. Bu fedakarlık ister, ailede zor durumlar yaratabilir. Siz gece yarılarına kadar çalışabilirsiniz hanım evde bekliyor. Denge kurmak gerek. Eğer istekliyseniz ben yapacağım dersiniz yaparsınız. Büyük işler yapmış çok bilim adamı pek mutlu değiller aslında. İkide bir söylemek istemiyorum ama ben çok milliyetçiyim. Bu benim için büyük bir motivasyondur. Ne kadar strese girsem onun tesellisi var.

NEDEN BİYOLOJİ?

Sancar, “Neden biyoloji?” sorusunu şu şekilde cevaplandırdı:

KARDEŞİM ZATÜRREDEN ÖLDÜ: Gelirken Hasan Hoca ile konuşuyorduk. Tıbbiyeye gittim doktor oldum. Orada öğrendim ki doktorlar teknisyen gibi çalışıyor. Mardin Savur’un Surgücü köyünde sağlık ocağında çalışıyordum orada çok tüberküloz vardı. Sağlık Bakanlığı kilolarca ilaç gönderiyordu. Merak ettim. Zatürre olunca penisilin veriliyor. Ben hayatım öyle kurtarıldı. Ben zatürre olmuştum kardeşimden kaptım. Kardeşim öldü. Ben de zatürre oldum, ben şanslı çıktım. Türkiye’ye penisilin yeni geliyordu. Penisilin iğnesi yaptılar ben iyileştim.

MERAKLI BİR KİŞİ OLARAK: Ama penisilin tüberkülozu tedavi etmiyor. Sordum soruşturdum, kitapları araştırdım cevabı yok. Ne mikrobiyologlar ne doktorlar biliyor. Sadece Türkiye’deki doktorlar değil dünyada bilinmiyordu. Doktorlar verilen şeyleri tatbik ediyor bir araştırma yeni bir keşif yapmıyor o bakımdan ben dedim meraklı bir kişi olarak moloküler biyolojide doktora yapmaya karar verdim.

SÖYLEYECEĞİM AMA KİMSE ALKIŞLAMAYACAK

Sancar, ”Nobel’i Anıtkabir’e hediye etmeye nasıl karar verdiniz?” sorusu üzerine, Söyleyeceğim ama kimse alkışlamayacak oldu mu?” dedi.

Sancar, ardından şöyle devam etti:

BEN DE HAYRET ETTİM: İlginç bir şey Nobel’i ben aldım onun heyecanı, kargaşalığı vardı. Eşime söyledim, eşim Amerikalı. ‘Ben bunu Anıtkabir’e koyacağım.’ ‘Tabii başka ne yapacaksın?’ dedi. O Amerikalı kadın. Çünkü ona Atatürk’ü anlatmıştım. Atatürk’ü birçok Türk’ten daha çok takdir ediyordu. Ben de hayret ettim. ‘Yok, biz saklayalım.’ demedi. Ben Atatürk’ün sayesinde oraya vardım. Çünkü Mardin’in Savur ilçesinde annesi babası okuma yazma bilmeyen bir çocuğun eğitim görüp Nobel alması Atatürk sayesinde oldu.

5 TL’LİK BANKNOTTAKİ DNA HATASI

“5 Türk Lirası’nın üzerindeki DNA resminin üzerinde hata olduğunu söylemiştiniz. Baktım ama hatanın nedenini yazan bir kaynak yok. Hatanın nedenini merak ettim.” diyen bir öğrenciye de Sancar, “Oradaki sarmal, soldan sağa dönüyor, asıl DNA sağdan sola dönüyor.” cevabını verdi.

KİLOGRAM PROTOTİPİ

Soru cevap kısmının ardından Sancar’a teşekkür eden TÜBİTAK Başkanı Prof. Mandal, kendisine günün anısına 1875’te kabul edilen metrik sistemin iki simgesinden biri olan ve 2018 yılında yürürlükten kaldırılan kilogram prototipi hediye etti.

AŞI VE İLAÇ SUNUMU

Sancar, konferansın ardından “Medikal Biyoteknoloji Araştırma Merkezi”ni ziyaret etti. TÜBİTAK MAM Gen Mühendisliği ve Biyoteknoloji Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Şaban Tekin, Sancar’a, merkezde yürütülen aşı ve ilaç geliştirme çalışmalarına ilişkin bir sunum yaptı. Daha sonra Moleküler Biyoloji Laboratuvarı, Hücre Kültürü Laboratuvarı, Hücre Geliştirme Laboratuvarı ziyaret edildi.

TÜRKİYE İLERİDE

Sancar, daha sonra “COVID-19 Türkiye Platformu’ndaki bilim insanları ile “Birlikte Geliştirme ve Birlikte Başarma” başlıklı toplantıda bir araya geldi. Toplantıda konuşan Sancar, Türkiye’yi aşı konusunda birçok ülkeden ileri bulduğunu söyledi. Sancar, platform bünyesinde gelecek pandemiler için de çalışmalar yapıldığını vurgulayarak “Burada bilgi ve girişim bakımından güçlü bir altyapı var.” dedi.

ANTARKTİKA HATIRASI

Toplantının ardından Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır, Sancar’a 2020 Ulusal Antarktika Bilim Seferi Hatırası bir tablo, TÜBİTAK Başkanı Mandal da, üzerinde Piri Reis haritası olan bir kaftan hediye etti.

GELECEĞİN LİDER BİLİM İNSANLARI

TÜBİTAK Fen Lisesi, yetişmiş ve nitelikli insan gücü ve ileri düzey laboratuvarlarıyla Ar-Ge ve teknoloji dünyasının öncü araştırma merkezleri ve enstitülerini bünyesinde bulunduran TÜBİTAK Gebze Yerleşkesi’nde kuruldu. Lisede analitik düşünen, toplum ve çevre bilinci gelişmiş geleceğin lider bilim insanlarını yetiştirilmesi hedefleniyor.

600 ÖĞRENCİLİK YURT

Yaklaşık 44 bin metrekarelik alana sahip lisede modern teknolojiyle donatılmış 24 derslik, 600 öğrenci kapasiteli öğrenci yurdu ve 10 ileri düzey temel bilim atölyesi bulunuyor.

5 YILLIK EĞİTİM

Bu eğitim ve öğretim yılı için 90 öğrencinin alındığı lisede eğitim, bir yıl İngilizce hazırlık olmak üzere toplam 5 yıl sürecek. Eğitim-Öğretim yılının ilk döneminde öğrencilere seçmeli olarak Almanca ve İspanyolca dil eğitimi veriliyor. Öğrenciler, hazırlık sınıfından başlamak üzere öğrenim süresince aylık 500 TL karşılıksız burs alacak.

28 FARKLI DERS

Lisede; Biyoteknoloji, Malzeme Bilimi, Veri Analizi, Bilim, Teknoloji ve Sosyal Değişme, Sürdürülebilir Gıda ve Su Politikaları, İnovasyon Odaklı Proje Tasarımı, Yapay Zeka Uygulamaları, İnsan-Makina Etkileşimi, Nesnelerin İnterneti Uygulamaları gibi 28 farklı seçmeli dersin bulunduğu bir müfredat uygulanıyor.

HER ALANDA GELİŞME

Gebze yerleşkesinde konaklama imkanı olan öğrenciler, TÜBİTAK laboratuvarlarını kullanabilecek. Kurumun merkez ve enstitülerinde staj yapabilecek. Kariyerleri boyunca mentörlük desteği, bilim söyleşileri, kulüp etkinlikleri, spor müsabakaları, teknik geziler ve daha pek çok olanak öğrencilere sunulacak.

KİMLER BAŞVURDU?

Liseye, 2020-2021 eğitim ve öğretim yılında resmi, özel ve imam hatip ortaokullarının 8’inci sınıfında öğrenim gören ve 2021 merkezi sınav sonuçlarına göre yüzde 1’lik başarı diliminde yer alan öğrenciler başvurdu.

25 İLDE SINAV YAPILDI

TÜBİTAK Fen Lisesi Merkezi Yetenek Giriş Sınavı’na başvurular, 2-4 Temmuz’da e-Okul Yönetim Bilgi Sistemi üzerinden yapıldı. Giriş sınavı, 9 Temmuz’da 25 ilde gerçekleştirildi. Sınav sonuçlarına göre 37 farklı ilden 19’u kız 71’i erkek olmak üzere 90 öğrenci liseye yerleşti.

AZİZ SANCAR KİMDİR?

Prof. Dr. Aziz Sancar, Mardin’in Savur ilçesinde doğdu. Hiç eğitim olmayan ailesinin 8 çocuğundan biriydi. Çocuklarının eğitimine önem veren ailesi sayesinde üniversiteye kadar Mardin’de okudu. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde lisans eğitiminin tamamladıktan sonra ABD’ye lisansüstü eğitim için gitti. Doktora derecesini Teksas Üniversitesi’nden Moleküler Biyoloji alanında aldı. DNA tamiri ve hücre döngüsü gibi alanlarda uzmanlaştı. 2015 yılında DNA tamiri ile ilgili Tomas Lindahl ve Paul Modrich ile birlikte Kimya dalında Nobel ödülü aldı.

Dünya

“Türkiye ve Malezya arasındaki iş birliğinin önemli boyutlarını eğitim ve beşerî ilişkiler oluşturuyor”

GENÇ GAZETECİLER MALEZYA

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Malezya’da Malaya Üniversitesi tarafından tevdi edilen fahri doktora töreninde yaptığı konuşmada, “Asya’nın iki yakasında yer alan Türkiye ve Malezya; coğrafi uzaklığa rağmen esasen birbirlerinin dost, kardeş ve aynı zamanda ortağıdır. Ülkelerimiz arasındaki iş birliğinin önemli boyutlarını eğitim ve beşerî ilişkiler oluşturuyor” dedi.

Malezya’nın başkenti Kuala Lumpur’daki programı kapsamında temaslarına başlayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Malaya Üniversitesi tarafından uluslararası ilişkiler alanında tevdi edilen ve Perak Sultanı Nazrin Şah tarafından sunulan fahri doktora beratı dolayısıyla düzenlenen törene katıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, törende yaptığı konuşmada, 5 yıl aradan sonra dost ve kardeş Malezya’da tekrar bulunmaktan memnuniyet duyduğunu dile getirdi.

“TÜRKİYE VE MALEZYA COĞRAFİ UZAKLIĞA RAĞMEN DOST VE KARDEŞ İKİ ÜLKEDİR”

Malezya Başbakanı Enver İbrahim’in davetine icabetle ziyaret ettiği Malezya’ya her gelişinde kendisini evinde, kardeşleri arasında hissettiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rabb’im aramızdaki dayanışmayı ve muhabbeti daim eylesin” diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Asya’nın iki yakasında yer alan Türkiye ve Malezya’nın, coğrafi uzaklığa rağmen esasen birbirlerinin dostu, kardeşi ve aynı zamanda ortağı olduğunu söyledi.

Bu ortaklığı, 2014 yılında stratejik, 2022 yılında ise kapsamlı stratejik düzeye çıkardıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ülkelerimiz arasındaki iş birliğinin önemli boyutlarından birini eğitim ve beşerî ilişkiler oluşturuyor. Akademik münasebetlerimiz 1980’lerden bu yana ivme kazandı. Bir dönem ülkemize hâkim olan yasakçı ve baskıcı zihniyet sebebiyle birçok gencimiz buralara geldi, eğitim aldı, akademik kariyer yaptı. Hamdolsun, o günler artık ülkemizde geride kaldı. Bugün, Türkiye olarak dünyanın 190’ı aşkın ülkesinden 340 bine yakın uluslararası öğrenciye ülkemizde yükseköğrenim imkânı sunuyoruz. Çok sayıda genç kardeşimiz burslar vesilesiyle hem Türkiye’de hem Malezya’da öğrenim görmeye devam ediyor. Ayrıca Malaya Üniversitesi ile Yunus Emre Kültür Merkezimiz arasındaki iş birliği ile 2019 yılından bu yana üniversitede Türkçe dersleri veriliyor. Bugün geldiğimiz aşamada ülkelerimizde Türkiye ve Malezya mezunlarını daha fazla görüyor ve bu durumdan iftihar ediyoruz.”

“ÜNİVERSİTELER, TOPLUMLARIN KALKINMASI İÇİN ÖNEMLİ BİR FONKSİYONA SAHİPTİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Malezya’nın yükseköğretimde bir çekim merkezi hâline gelmesinin sebeplerinden birinin Perak Sultanı Nazrin Şah idaresinde faaliyetine devam eden Malaya Üniversitesi olduğuna dikkati çekti.

Malezya Başbakan Enver İbrahim’in de Malaya Üniversitesi mezunu olduğunu bildiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Dünya akademik sıralamasında 60. sırada yer alan Malaya Üniversitesi yaklaşık 40 bin öğrencisiyle Malezya akademik hayatında ve çalışmalarında seçkin rol oynuyor. Bu çalışmalarda, akademik şahsiyeti ve değerli katkılarıyla Sayın Sultan Nazrin Şah’ın liderliğinin fevkalade önem taşıdığını düşünüyorum. Hepimizin bildiği üzere üniversiteler, toplumların kalkınması için önemli bir fonksiyona sahiptir. Akademik açıdan güçlü üniversiteler, daha donanımlı nesiller yetiştirmekte ve bu da aydınlık yarınlara zemin oluşturmaktadır. Bölgesinin yükselen yıldızı olan Malezya’nın iyi yetişmiş insan kaynağıyla gelecekte çok daha başarılı yerlere geleceğine yürekten inanıyorum. Malaya Üniversitesi tarafından şahsıma tevdi edilen fahri doktora ünvanı dolayısıyla başta Sayın Sultan Nazrin Şah olmak üzere tüm üniversite yönetimine teşekkür etmek istiyorum. Dünyanın en seçkin üniversiteleri arasında kabul edilen Malaya Üniversitesi’nin bu ünvanı tevcih etmesini, şahsıma, ülkeme ve milletimize gösterilen teveccühün bir tezahürü olarak kabul ediyorum. Bu duygu ve düşüncelerle Malaya Üniversitesi ailesine en kalbi şükranlarımı sunuyor, çalışmalarında başarılar diliyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, fahri doktora töreni öncesi Perak Sultanı Nazrin Şah ile görüştü.

GENÇ GAZETECİLER MALEZYA

HABER BURADA

Dünya

Cumhurbaşkanı Erdoğan Malezya’da

GENÇ GAZETECİLER MALEZYA

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, resmî temaslarda bulunmak üzere gittiği Malezya’nın başkenti Kuala Lumpur’a ulaştı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı, Kuala Lumpur Uluslararası Havalimanı’nda, Malezya Başbakanı Enver İbrahim ve eşi Dr. Wan Azizah İsmail, Türkiye’nin Kuala Lumpur Büyükelçisi Emir Salim Yüksel, Malezya Savunma Bakanı Mohamed Khaled Nordin ile büyükelçilik personeli ve diğer yetkililer karşıladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Malezya ziyaretinde; eşi Emine Erdoğan, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı ile Ticaret Bakanı Ömer Bolat eşlik ediyor.

GENÇ GAZETECİLER MALEZYA

HABER BURADA

Dünya

“453 bin konut yapacak ve evine girmeyen, iş yerine kavuşmayan tek bir vatandaşımızı dahi bırakmayacağız”

GENÇ GAZETECİLER ADIYAMAN

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bir Oluruz 6 Şubat Depremleri Anma Programı”nda yaptığı konuşmada “İnşa edeceğimiz konutların tamamının yapımına başladık kalan 252 bin konut ve iş yerimizi de hızlıca bitirip hak sahiplerine teslim edeceğiz. Böylelikle yılbaşına kadar toplam 453 bin konut, yani neredeyse yarım milyon konut yapacak ve evine girmeyen iş yerine kavuşmayan tek bir vatandaşımızı dahi bırakmayacağız” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Adıyaman Gençlik ve Spor Müdürlüğü Spor Salonu’nda gerçekleştirilen “Bir Oluruz 6 Şubat Depremleri Anma Programı”na katılarak bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, herkesi derinden sarsan, yüreklerde büyük yaralar açan, milletin hafızasında asla silinmeyecek izler bırakan 6 Şubat depremlerinin ikinci seneidevriyesinde olduklarını belirtti.

6 Şubat asrın felaketinde yitirdikleri 53 bin 737 kişinin her birine Allah’tan rahmet niyaz eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, salondakilerle birlikte şehitler için Fatiha suresini okudu.

Deprem şehitlerinin ruhlarının şad, mekanlarının cennet olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Toprağa verdiğimiz canlarımızın aziz hatıralarını, aminlerle, Fatihalarla, Yasinlerle, dualarla kalplerimizde yaşatmaya devam edeceğiz. Rabb’im ülkemizi ve milletimizi böylesi afetlerden muhafaza buyursun. Deprem şehitlerimizin yakınlarına ve milletimize bir kez daha sabrı cemil diliyorum. Bu vesileyle tüm şehitlerimizle birlikte dün Pençe-Kilit Operasyonu bölgesinde şehit olan Binbaşı Murat Kemal Yetişen’e de Allah’tan rahmet diliyor, silah arkadaşlarına ve ailesine taziyelerimi iletiyorum” diye konuştu.

“GECE GÜNDÜZ DEMEDEN, YORULMADAN, SABIRLA, AZİMLE ÇALIŞTIK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün hem 6 Şubat gecesinin acısını ilk günkü tazeliğiyle kalplerde hissettiklerini hem de devletin desteği, milletin dayanışması ile deprem bölgesini yeniden ayağa kaldırmanın haklı gururunu yaşadıklarını söyledi.

6 Şubat’ta 11 ilde meydana gelen sarsıntıların, sadece bu illerdeki insanları değil, 85 milyon olarak herkesi derinden etkilediğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Birçok ülkenin yüzölçümünden daha büyük bir alanda meydana gelen depremlerden 14 milyon vatandaşımız etkilendi. 2,5 milyonu aşkın vatandaşımız farklı illere göç etmek zorunda kaldı. Asrın felaketi, ülkemiz için doğrudan 104 milyar dolar, dolaylı olarak da 150 milyar dolarlık ağır bir maliyete yol açtı. Herkesin altından kalkamayacağı bu ürkütücü tabloya rağmen hem millet hem de devlet olarak bir an olsun ümitsizliğe kapılmadık. Yüreklerimize düşen ateşi bir an önce söndürmek için gece gündüz demeden, yılmadan, yorulmadan, sabırla, azimle kararlılıkla çalıştık.”

“ÇELİK BİR İRADEYLE ŞEHİRLERİMİZİ YENİDEN AYAĞA KALDIRIYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, depremin ilk anından itibaren devletin tüm imkânları seferber ederek 650 bin personelle tüm kurumları afet sahasına gönderdiğini dile getirdi.

Hızla enkaza koşan arama kurtarma ekiplerinin, güvenlik güçlerinin, sağlık çalışanlarının, işçilerin, mühendislerin, gönüllülerin ve sivil toplum kuruluşlarının tek yürek tek bilek olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “O zor günlerde siyasi menfaat devşirmek amacıyla ‘devlet nerede’ diye soranlara, ‘devlet işte burada halkının yanında’ diyerek cevabımızı hem de çok güçlü bir biçimde verdik. Devleti, evsiz kalan analarımızın, babalarımızın, evlatlarımızın ellerini tutarken, dertlilere derman olurken gösterdik. Devleti eğitimden, sağlığa, ulaşımdan, ticarete sorunları çözmek için aylarca deprem bölgesinde kalan bakanlarımızla, yöneticilerimizle, kamu görevlilerimizde gösterdik.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Devleti, deprem turistleri çekip gittikten sonra tam 2 yıldır buralarda gece gündüz demeden süren inşa ve ihya çalışmalarıyla gösterdik. Devleti, teslim edilen konut ve iş yerleriyle, yapılan yollar ve köprülerle, inşa edilen okullar ve hastanelerle, verilen destek ve teşviklerle gösterdik. Gözyaşlarımızı içimize akıtarak, emekle, alın teriyle, metanetle, çelik bir iradeyle şehirlerimizi yeniden ayağa kaldırıyoruz. O gün, yıkıntılarla dolan sokaklarımız bugün çocuklarımızın, gençlerimizin, gülüşleriyle ümit dolu çehreleriyle hamdolsun yeniden çiçekleniyor. Bizi ve devletimizi milletimize ve depremzedelerimize mahcup etmeyen Rabb’ime bugün bir kez daha hamdediyorum.”

Ankara ve İstanbul’daki sıcak ofislerinden ahkâm kesenlere, aynaya bakmadan “Bize ne yaptınız?” diye soranlara özetle bazı rakamları hatırlatmak istediğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyanın birçok gelişmiş ülkesinde afetlerin ardından enkaz kaldırma çalışmaları yıllar alırken sadece birkaç ayda konutları yükseltmeye başladıklarını belirtti.

“DEPREM BÖLGEMİZİN TAMAMINDA İÇME SUYU, KANALİZASYON VE YAĞMUR SUYU HATTINI KOMPLE YENİLİYORUZ”

İki hafta önce 24 Ocak’ta, 201 bininci yuvanın anahtarlarını Malatya’da hak sahiplerine teslim ettiklerini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Son iki yılda deprem bölgemize 2,6 trilyon lirayı aşan yatırımlar yaptık. 2025 bütçemizde ise 584 milyar liralık kaynak tahsis ettik. İnşa edeceğimiz konutların tamamının yapımına başladık. Kalan 252 bin konut ve iş yerimizi de hızlıca bitirip hak sahiplerine teslim edeceğiz. Böylelikle yılbaşına kadar toplam 453 bin konut yani neredeyse yarım milyon konut yapacak ve evine girmeyen, iş yerine kavuşmayan tek bir vatandaşımızı dahi bırakmayacağız” diye konuştu.

“Deprem bölgemizin tamamında uzunluğu 11 bin kilometreyi aşan içme suyu, kanalizasyon ve yağmur suyu hattını komple yeniliyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin toplam sınır ve kıyı uzunluğunun yaklaşık 11 bin kilometre olduğunu hatırlatıp, depremden etkilenen şehirlerde Türkiye’nin çevresini baştan başa dolaşacak uzunlukta bir altyapı yatırımının gerçekleştirildiğini kaydetti.

“BÖLGEDE HİZMET VEREN SAĞLIK TESİSLERİNE EK OLARAK 34 SAHRA HASTANESİ KURDUK”

Deprem bölgesindeki hizmetlerin aksamaması ve hayatın tekrar normale dönmesi için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile diğer bakanlıklar ve belediyelerle olağanüstü bir çaba gösterildiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sağlık Bakanlığının deprem bölgesinde 42,5 milyar lira bedelle 5 bin 588 yataklı 110 sağlık tesisini tamamladığını aktardı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölgede hizmet veren sağlık tesislerine ek olarak 34 sahra hastanesi ve 176 acil müdahale ünitesi kurulduğunu söyledi.

Sağlık alanında bölgede 58 milyar liralık toplam 5 bin 750 yataklı 92 sağlık tesisinin inşasının ise devam ettiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölge genelinde 557 acil yardım istasyonunun yanı sıra 939 ambulans, 88 UMKE aracı ve 3 helikopterle sağlık hizmetlerini sürdürdüklerini belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bin yataklı Hatay Şehir Hastanesi ile bin yataklı Kahramanmaraş Şehir Hastanesinin projelerinin tamamlandığını hatırlatarak, yıl içinde de ihalelerinin yapılacağını bildirdi.

“BÖLGEDE TOPLAM 697 YENİ MAHKEME KURARAK İŞ YÜKÜNÜ HAFİFLETTİK”

Adalet hizmetlerinin kesintiye uğramadan sürmesi için âdeta bir yargı seferberliği başlattıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bine yakını hâkim ve savcı olmak üzere yaklaşık 10 bin personelin deprem şehirlerinde görevlendirildiğini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bölgede toplam 697 yeni mahkeme kurarak iş yükünü hafiflettik. 21 adliye binası, 12 ceza infaz kurumu, 3 adli tıp hizmet binası, 1 personel eğitim merkezi ve 82 kamu konutunu 2025 yılı yatırım programımıza aldık. Bunlardan 8 adliye, 2 ceza infaz kurumu, 2 adli tıp ve 11 kamu personel konutunun inşası sürüyor. 13 adliye, 10 ceza infaz kurumu, 1 adli tıp, 1 personel eğitim merkezi ve 71 personel konutu binamızın da inşaat öncesi hazırlıkları devam ediyor” şeklinde konuştu.

“BUGÜNE KADAR 524 OKUL VE 7 BİN 500 DERSLİĞİN YAPIMINI TAMAMLADIK”

Depremden etkilenen illerde 6 Şubat öncesi eğitim öğretim faaliyetlerinin 11 bin 567 okuldaki 119 bin 200 derslikte devam ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün itibarıyla derslik sayımız 132 bin 168’e ulaştı. Depremde bin 295 okul ve 9 bin 935 derslik yıkılmış veya kullanılamaz hâle gelmişti. Bugüne kadar 524 okul ve 7 bin 500 dersliğin yapımını tamamladık. Orta hasarlı 134 okul ve bin 537 dersliği güçlendirdik. Az hasarlı 63 bin dersliği onardık. Hâlihazırda 717 okul ile 13 bin dersliğin yapımı 115 okul ve bin 582 dersliğin güçlendirme çalışmaları devam ediyor. İnşallah bunları eylül ayına kadar hizmete açmayı hedefliyoruz. Bu çalışmaların sonunda bin 241 yeni okul ve 19 bin 784 derslik yapacak, 249 okul ve 3 bin 119 dersliğin de güçlendirmesini tamamlayacağız. Böylece deprem bölgesindeki derslik kapasitesini yüzde 10 artırarak 6 Şubat’tan önceki kapasitenin üzerine çıkartacağız.”

Deprem bölgesinde ulaşım olmadan atılan her adımın yarım kalacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölgede kara yolu, hava yolu, demir yolu, denizcilik ve haberleşme alanında önemli çalışmaları hayata geçirdiklerini söyledi.

“DEPREM KONUTLARININ BAĞLANTI VE İMAR YOLLARININ YAPIMINA DEVAM EDİYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 8 ilde 26 ayrı kesimde toplam 336 kilometre uzunluğunda bağlantı ve imar yolunun ihalesinin tamamlandığını ve çalışmalara başlandığını dile getirerek, şöyle konuştu: “Deprem konutlarının bağlantı ve imar yollarının yapımına devam ediyoruz. Demir yollarında hasar gören bin 275 kilometre uzunluğundaki hattımızın bin 60 kilometrelik kısmının yapım ve onarım çalışmaları bitti. Kalan kısmı da kısa süre içinde hizmete açmayı planlıyoruz. Hatay Havalimanı’mızın uçuş pisti depremde ciddi zarar görmüştü. 3 bin metre uzunluğundaki bu pistin yapım çalışmaları sürüyor. Geniş gövdeli uçakların da inebileceği yeni bir pisti inşallah Hatay’ımıza tekrar kazandırıyoruz. 163 noktaya ücretsiz uydu terminali ile kablosuz erişim noktaları kurduk. Haberleşme altyapıları için işletmecilerin gerekli planlamaları yaparak yaklaşık bin 400 adet kalıcı baz istasyonu kurmalarına yardımcı olduk.”

“65 İLÇEMİZDEKİ YATIRIMLARI TEŞVİKLERLE DESTEKLEDİK”

Deprem bölgesindeki işletmelerin sanayi, kalkınma, yatırım teşvikleri ile KOSGEB ve TÜBİTAK destekleri gibi pek çok alanda yanında olduklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Depremden etkilenen 11 ilimizde 15 organize sanayi bölgesi ve 17 sanayi sitesi projesi için 14 milyar 755 milyon liralık kaynak sağladık. 9 ilimizde 3’ü organize sanayi, biri endüstri bölgesi olmak üzere 34 adet sanayi alanı ilan ettik. Depremden zarar gören sanayi işletmelerinin hasarlarının giderilmesi amacıyla 2025 yılı için yaklaşık 3 milyar lira ödenek tahsis ettik. Kalkınma ajanslarımızla afet illerimizde bin 655 projeye 3 milyar lira, bölge kalkınma idarelerimizle 132 projeye 1,1 milyar lira kaynak aktardık. Depremden yoğun olarak etkilenen 65 ilçemizdeki yatırımları en üst seviyede yatırım teşvikleriyle destekledik.”

“TOPLAM 34,5 MİLYAR LİRA KİRA DESTEĞİ VERDİK”

Bölgede 204 milyar lira yatırım büyüklüğüne sahip, 50 bin 774 kişiye istihdam sağlayacak bin 116 yatırım için teşvik belgesi düzenlediklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Deprem Sonrası Canlanma Destek Programı ile 60 bin 673 KOBİ’ye 37 milyar liranın üzerinde kaynak sağladık. TÜBİTAK aracılığıyla 484 araştırma geliştirme projesine 772 milyon lira destek, 2 bin 500’e yakın öğrenci ve araştırmacıya 672 milyon lira tutarında burs verdik” dedi.

İçişleri Bakanlığının 59’u vali olmak üzere olmak üzere 708 mülki idare amiriyle 142 bin 500 güvenlik personelini bölgede görevlendirdiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: “Arama kurtarma ve enkaz çalışmalarından iaşe ve ibate hizmetlerine, geçici barınma alanlarının kurulumundan ortak kullanım alanlarının düzenlenmesine geniş çaplı koordinasyon faaliyetleri yürüttü. Konteyner kentlerde kalan vatandaşlarımızın gıda-market alışverişleri için 73 bin Esen Kart dağıttık. 2025 itibarıyla 363 bin haneye toplam 34,5 milyar lira kira desteği verdik. Taşınma, destek, kira, tahliye, vefat yardımı ve diğer destek ödemelerinin toplamı 150 milyar liraya yaklaştı. Çalışma ve sosyal güvenlikte Toplum Yararına Programımız çerçevesinde 15 milyar lira tutarında 77 bin binden fazla kontenjan tahsis ettik. Kısa çalışma ödeneği ile 111 binden fazla kişiye toplam 1 milyar liralık ödeme yapıldı.”

“18 BİN AFETZEDE ÖĞRENCİYE ÖĞRENİM BURSU TAHSİS ETTİK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlik ve spor alanında 23 bin 692 depremzede öğrencinin öğrenim kredisinin karşılıksız bursa dönüştürüldüğüne dikkati çekerek, şu bilgileri paylaştı: “18 bin afetzede öğrencimize de yeni eğitim öğretim yılında öğrenim bursu tahsis ettik. Deprem bölgemizin 4 ilindeki toplam 9 bin 710 yataklı 9 yeni öğrenci yurdumuzdan 3’ünün inşası tamamlandı, 6’sının yapımı devam ediyor. 8 şehrimizdeki 10 bin 500 yatak kapasiteli 8 yeni öğrenci yurdumuz ise proje aşamasında, bunların yapımına kısa sürede başlayacağız. Diyanet İşleri Başkanlığımız, bölgede zarar gören camilerimizin ve Kur’an kurslarımızın onarımı ve inşası için 156 milyon liralık yardımda bulundu. İlköğretim, ortaöğretim ve lisans düzeyindeki 7 bin 90 öğrenciye 10 milyon liranın üzerinde eğitim desteği verdik. Kültür Bakanlığımız, depremde hasar gören farklı illerimizdeki 12 cemevinin bakım, onarım ve tefrişat çalışmalarını yaptı, 377 vakıf kültür varlığının restorasyonuna başladı. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız, 4,1 milyon vatandaşımıza psikososyal destek sundu. Aile ve Gençlik Fonu’ndan yeni evlenen 5 bin 653 çifte iki yıl geri ödemesiz 48 ay vadeli faizsiz kredi desteği verdi. Deprem bölgemizdeki 16 kadın konukevinde 18 bin 201 afetzedeyi misafir ettik.”

“DÜNYA BANKASI İLE KREDİ PAKETİ İMZALADIK”

Son iki yılda 11 ilde toplam 30 milyar lira tarımsal destek ödemesi yaptıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İçme ve tarımsal sulama için 20 milyar liralık yatırımımız oldu. 46 milyar lira daha yatırım yapacağız. Hayvanlarını kaybedenlerin zararlarını karşıladık. Deprem illerinde 335 bin çiftçiye 4,8 milyar lira mazot ve gübre desteği ödemesini gerçekleştirdik” dedi.

Depremde zarar gören İskenderun Balıkçı Barınağı’nın onarımını 1,3 milyar liralık maliyetle geçen yıl tamamladıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Deprem bölgesinin zarar gören tarım altyapısının iyileştirilmesi konusunda Dünya Bankası ile bir kredi paketi imzaladık. Çiftçilerimize önümüzdeki 5 yılda çeşitli kalemlerde toplam 250 milyon dolar hibe vereceğiz. Enerjide elektrik, doğal gaz, petrol, iletim, dağıtım veya depolama hatlarında deprem sebebiyle 24,1 milyar liralık hasar oluşmuştu. Enerji altyapısındaki hasarların giderilmesi için kamu ve özel sektör tarafından 2024 sonu itibarıyla 19 milyar lira yatırım yapıldı. Savunma sanayisinde birçok kritik üretim tesisi yatırımına başlandı. Belediyelerimiz tarafından da çok sayıda yatırım, hizmet, eser ve proje şehirlerimize kazandırıldı, destek olundu, çalışmalara katkı verildi.”

“ADIYAMAN MERKEZ DEVLET HASTANEMİZİ BU YILIN SONUNA KADAR TAMAMLAMAYI HEDEFLİYORUZ”

Adıyaman’ın ihya ve inşa çalışmaları kapsamında şimdiye kadar eğitimde 555 dersliğin yapıldığını, 684 dersliğin yapımına da devam edildiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sağlıkta 350 yataklı Adıyaman Kadın Doğum ve Çocuk Hastanemiz geçtiğimiz kasım ayından itibaren hasta kabulüne başlamıştı. İnşallah birazdan canlı bağlantıyla resmî açılışını da yapacağız. Yine 50 yataklı Çelikhan Acil Durum Hastanemizi tamamladık ve bu ay vatandaşlarımızın hizmetine sunuyoruz. Yapımı süren 150 yataklı Adıyaman Merkez Devlet Hastanemizi bu yılın sonuna kadar tamamlamayı hedefliyoruz. Altınşehir bölgemizde 100 yataklı devlet hastanesi projemizi, yatırım programımıza aldığımızın müjdesini de sizlerle paylaşmak istiyorum” diye konuştu.

Adıyaman’da 27 bin 433’ü konut, 3 bin 973’ü köy evi olan 31 bin 406 konutu teslim ettiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, kalan konutları da 1 sene içinde tamamlayıp hak sahiplerine teslim edeceklerini bildirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adıyaman’daki 4 millet bahçesi projesinden 2’sinin tamamlandığını belirterek, “Söz verdiğimiz Sincik-Malatya yolu ve Adıyaman-Çelikhan yollarının da ihalelerini gerçekleştirerek yapım çalışmalarını başlattık. Besni İl Yolu, Gölbaşı-Adıyaman-Kahta yolu, Kahta-Narince-Siverek yolu, Narince-Gerger İl Yolu, Besni-Araban yolu ikmal işi gibi 9 ayrı kara yolu projemizin çalışmaları da devam ediyor. Depremde hasar gören demir yollarımızın altyapı, üstyapı ve sanat yapılarının onarım ve güçlendirme çalışmalarını sürdürüyoruz” ifadesini kullandı.

Yatırım tutarı 500 milyon lira olan Adıyaman Kablo Konnektör AŞ’nin fabrika inşasının yıl içinde tamamlanarak üretime başlayacağını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adıyaman’ın ayağa kaldırılmasına destek veren belediyeleri tebrik etti.

“İHYA VE İNŞA ÇALIŞMALARIMIZI BAŞARIYLA YÜRÜTÜYORUZ”

Daha nice çalışma, proje, eser ve yatırımı Adıyaman ile depremin yıktığı şehirlere kazandırdıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Şunu bir kez daha açık ve net ifade etmek durumundayım; devletimiz, tüm birimleriyle, tüm kaynaklarıyla afetzede kardeşlerimizin yanında oldu, inşallah olmaya da devam edecek. Biz, deprem bölgesini sadece yıl dönümlerinde hatırlayanlar gibi laf üstüne laf koyan değil, taş üstüne taş koyanlardanız. Muhalefetin havsalasının bile almayacağı birçok alanda ihya ve inşa çalışmalarımızı başarıyla yürütüyoruz. Muhalefetin de en azından yönettikleri belediyelerde, reklama ayırdıkları mesaiyi kentsel dönüşüm ve depreme hazırlık çalışmalarına ayırarak çabalarımıza katkı vermesini bekliyoruz. Bu işler yılda 2 gün buralara gelip konuşmakla olmaz. Sürekli eleştirerek, sürekli yapılan işlere kulp takarak muhalefet edilmez.”

“İLK GÜNDEN BERİ DEPREM BÖLGESİNDEN ELİMİZİ ÇEKMEDİK”

Hükûmetin, AK Parti’li belediyelerin ve hayırseverlerin icraatlarının ortada olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dünyada hemen hiçbir ülkenin altından kalkamayacağı büyük bir inşa ve ihya hamlesine 2 yıl gibi kısa bir sürede hamdolsun imza attık. Ana muhalefet partisinin genel başkanları ise seçimler öncesinde geldiler, bedava ev sözü verdiler, sonra da buhar olup uçtular. Yapılanı kötülemek ve devletimizi tenkit etmek dışında depreme dair özellikle hiçbir gündemleri, hiçbir projeleri ve faaliyetleri maalesef yok” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, medya ve sosyal medyadan yüksek perdeden konuşanların çoğunun zaten deprem bölgesinin yollarını unuttuğunu belirterek, “Biz ise ilk günden beri deprem bölgesinden elimizi çekmedik. Şehirlerimizi ayağa kaldırmak, vatandaşlarımızı yeni yuvalarına süratle kavuşturmak için çalıştık, çabaladık, ter döktük. İnşallah bundan sonra da elimizi buralardan asla çekmeyeceğiz” açıklamasında bulundu.

HABER BURADA

DÜNYA

seers cmp badge