Connect with us

Dünya

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu , Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisinde Düzenlenen II. Uluslararası Güvenlik Sempozyumuna Katıldı

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ,Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi Ev Sahipliğinde Düzenlenen II. Uluslararası Güvenlik Sempozyumunda Konuşma Yaptı.

Bakan Soylu: “Temel silahımız istikrarımız, büyük devlet geleneğimiz, devletimizin gücü, tehlikeyi oluştuğu yerde karşılayan güvenlik anlayışımız, siber ve konvansiyonel alanda ürettiğimiz istihbarat ve operasyon kapasitemizdir” sözleriyle güvenlik ve istihbarat çalışmalarında devlet geleneğinin önemine dikkat çekti.

burada gerçekleştirdiği konuşmada; “15 Temmuz sonrası ele geçen 2 milyon 600 bin FETÖ’yle ilgili materyalden, incelenmeyi bekleyen sadece 85 bin adet kalmıştır” diyerek FETÖ dosyalarındaki gelişmeleri de aktardı.

Sözlerine Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın selam ve başarı dileklerini ileterek başlayan Bakan Soylu ; “İki yıl önce de yine bu salonda bir araya gelmiştik. Yine bu salonda; 21. yüzyılın bir güvenlik açığı ortaya koyduğunu ve dünyanın ‘bu açığı nasıl kapatırız’ sorusuna cevap aradığını ifade etmiştim. Bazıları ifadelerimizi veya cümlelerimizi iri bulmuş olabilirler o tarihte. Aradan geçen 2 yılda, dünya buna bir cevap bulamadı. Hatta samimi şekilde cevap aradığını söylemek bile doğru olmaz. Hiçbir şey anlatmasak bile bugünkü tablo birçok şey ifade etmeye yeter. Ortadoğu ve Afrika, bugün hala istikrarsızlık, terör ve bunların doğurduğu kitlesel göçle anılıyor. Covid-19 salgını da bu güvensizlik iklimini şiddetlendirmiş görünüyor. Dünya, iki yıldır, yukarıdaki sorunun cevabını belki bulamadı ama cevabın ne olmadığı hakkında artık galiba bir fikri söz konusu. Küresel güvenlik politikalarının Davos’u olarak anılan ‘Münih Güvenlik Konferansı’nın 2020 yılı toplantısının ana temasının ‘Batısızlık’ kavramı olarak belirlenmesi, bu itirafın en açık örneğidir. Batısızlık; ABD merkezli bir blok haline gelen batı dünyasının, artık kendi içinde bir tutarlılık gösteremediği; batılı ülkelerin küresel çatışmalara seyirci kaldığı ve kendi ürettiği değerleri dünya geneline ihraç edemediğinden hareketle ortaya koyulan bir kavramdır. konferansın açılışını yapan Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier, konuşmasında ‘artık dünyayı batılılaştırma fikrinden vazgeçelim. Dış politikamızı fazla zorlamamalıyız. Özellikle Avrupa ve Almanya, dünyaya daha az misyoner bir yaklaşımla yaklaşırsa başarılı olurlar’ ifadelerini kullandı ve Batının küresel hegemonya iddiasını kaybettiğini açıkça itiraf etti” dedi.

Batı Dünyası Sayın Cumhurbaşkanımızın Birleşmiş Millet Genel Kurulundaki Eleştirilerine İtiraz Edemedi

Bakan Soylu, Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisinin ev sahipliği yaptığı sempozyumda Batı medeniyetinin yörüngesini kaybettiğini dile getirerek; “Kendi gelecek nesilleriyle ilgili sıkışmışlığı aşamıyorlar; yaşlanan nüfus tehlikesini ön görüyorlar; Uyuşturucu batağındaki genç nesillerini görüyorlar; Ortadoğu’daki ürettikleri istikrarsızliğin, göç ve terör olarak kendilerine dokunmaya başladiğini hem görüyor hem de yaşıyorlar ve kendi istihbarat örgütlerinin, belki seçilmiş yöneticilerden de bağımsız olarak dizayn etmeye çaliştiği dünya modelinin, bir şekilde kontrolden çıktığını; bunun para ve insan maliyetinin giderek arttığını görüyorlar. Alaska’da veya Alplerin arasında, tablo gibi şehirlerde refah içinde yaşayan insanlar, artık PYD’nin silah ihtiyacını vergileriyle finanse etmek istemiyorlar. Bu sonuçlar gün gibi karşılarında olduğu için, yıllardır kendilerini uyaran Cumhurbaşkanımızın önceki gün Birleşmiş Milletler ’de yüzlerine karşı yaptığı eleştiriye, iki gündür pek de büyük bir itiraz ortaya koyamadılar. Çünkü sonuç ortada… Suriye politikasinin; Irak politikasının; Afganistan politikasının; Afrika politikasının çöktüğü ortada. Dolayısıyla Batısızlık kavramının tartışılmasının somut bir altyapısı var ve inanıyorum ki bu tartışma, gelecekte daha da somut bir karşılık bulacaktır.” ifadelerini kullandı.

Bakan Soylu : “Terörle Mücadele Yöntemimizi Ne PKK Ne De Onların Akıl Hocaları Anlayamaz”

“Bizim terörle mücadelede kullandığımız yöntemi ne PKK takip edebilir anlayabilir ne de onların akıl hocaları batı istihbaratları takip edebilir anlayabilir. Bu konuda hepsini susuz getirir susuz götürürüz. Evlatlarımızın kabiliyetine son derece güveniyoruz. Bu meseleyi bitirmek konusundaki azimleri ve iradeleri Sayın Cumhurbaşkanımız der ya “Kötü komşu bizi ev sahibi yaptı” diye insansız hava araçlarıyla ilgili bizim arkadaşlarımızın ortaya koymuş oldukları bu konuda ciddi girişimle Batı’ya bu konuda nal toplattırır” diyen Sn. Bakanımız Türkiye’nin teknoloji ve bilgi erişimindeki gelişimine dikkat çekti.

Bakan Soylu “Her birisi ile gurur duyuyoruz. Tabii bir problemimiz var özellikle bilişim konusundaki arkadaşlarımızı özel sektör transfer etmek için çok yüksek paralarla devreye giriyor. Bu da bizim açımızdan yetiştirdiğimiz bir noktaya getirdiğimiz evlatlarımızın bazen tercih yapmalarına sebebiyet teşkil ediyor. Çok yetenekliler bizim evlatlarımız ürettiği el swaplarının yani parmak izlerinin Dünya’da çok az sayıda ülkede olan sayısallaştırma analizlerinin yine bizim evlatlarımız üretti. 4-5 katını veya bazen 7-8 katını batı ülkeleri bize satarken dediğimiz bulut altı görüntü aktarma kabiliyetine sahip olan o İHA sistemlerini zaten taktik İHA’lar Allah’a şükürler olsun onlar apayrı bir kabiliyet ve apayrı bir üstünlük meselesi. Bizim üs bölgelerimizin her birisi bir teknolojik donanım merkezidir ve her birisinin merkezle ve kendi bulunduğu alanlarla bir koordinasyon anlayışı söz konusu buralarda bambaşka bir noktaya geldik. Yine içeride muhalefet bol bol eleştiriyor” sözleriyle yerli ve milli bilgi erişimi kabiliyetinin öneminin altını çizdi.

PKK’dan 2016 Yılından Beri 1016 Kişinin İkna Yoluyla Teslim Olunması Sağlandı

PKK terör örgütüyle mücadele kapsamında teknoloji ve istihbaratın önemini belirten Sn. Bakan; “Eğer bugün Türkiye’de Bugün kamu düzeni açısından ve bugün Türkiye’de ki etrafımızın Ateş Çemberi olduğunu bu salona söylememe gerek yok, eğer huzur güvenlik vatandaşımızın refahı size tek bir rakam vereceğim; 2016, 2017, 2018, 2019 da Hakkâri’de maalesef Tıp Fakültesi kazanan öğrencimiz yoktu. Geçen yıl 4, bu yıl 19. Neyin nasıl sonuçlar verdi açısından o kadar önemli ki. Ağrı Dağı bizim önemli bir yüzümüzdür, efsanemizdir, çok uzun yıllardır Ağrı Dağı’na çıkış unutulmuştu. Başladık Ağustos ayında 600 den aşağı kamp yapan yoktu zirveye kadar. Eğer bu teknolojiler olmasa bu koordinasyon olmasa bu anlayış olmasa bunu yapabilme kabiliyeti oluşturamaz. Açık bulunamaz mı dünyada açık verilmeyen sistem yoktur bu da çok nettir. Elbette ki bu sahanın korunması gereken gizliliği dolayısıyla burada bu konuda yaptıklarımızla ilgili detay vermem mümkün değildir. Ancak terörle mücadelemizde bugün elde ettiğimiz başarılar, PKK’dan 2016 yılından beri 1016 kişi ikna yoluyla teslim olunması sağlanmıştır” dedi.

Sosyal Medyadan Suçlu Tespit Etme Oranı Yüzde 80’e Yükseltildi

Bakan Soylu “2017 yılında sosyal medya platformlarında suç işleyen yıllık tespit oranı yine önemli bir rakam veriyorum yüzde 40 civarındaydı. Sosyal medya platformlarında 2017 yılında biz ancak suç işleyenlerin 100 kişisinden 40 kişisini tespit edebiliyorduk. Suçların daha çok gizliliğe önem vererek sahte profiller kullanması ve kimlik gizleyen programlar kullanmasına rağmen yani onlar da kendilerini genişlemelerine rağmen, günümüzde tespit oran yurtiçindeki kullanıcı oranında yüzde 80’i aşmıştır.Siber suçların soruşturulmasıyla alakalı olarak 2017 yılında nitelikli operasyon yapma kapasitemiz 3 il ile sınırlıydı. İstihbarat yetkisini düzgün ve anlamlı kullanılması Adalet Bakanlığı ile yapılan koordinasyonlu çalışmalar, eğitim ve seminerler ile bu kapasitenin 81 ile çıkarılması sayesinde operasyon ve tüm operasyonlar sayesinde yüzde yüz beşlik bir artış sağlanmıştır. Küresel ölçekte geldiğimiz noktayı ise şöyle ifade etmek isterim: Uluslararası Telekomünikasyon Birliği her yıl ülkelerin Siber güvenlik durumlarını değerlendiren bir analiz yayınlanıyor. Bu yıl 15 Kriter üzerinden yaptığı analizler de 75 ülke içerisinde Türkiye 19. Sırada. Aynı listede Fransa 39, Almanya 43, Amerika 44. Sırada olarak görünmektedir. Ebetteki bu konuda pek çok farklı değerlendirmeler yapabilir ama açık bir gerçek var ki Türkiye bu alanda son yıllarda önemli bir ilerleme kaydetmiştir ve küresel kıyaslama da olumlu bir yere sahiptir. Tabi bütün bunların yanı sıra konvansiyonel istihbarat hala önemini korumaktadır“ ifadelerini kullandı.

Belge İnceleme Kapasitesi 45 Binden 750 Bine Çıkarıldı

Bakan Soylu , siber alanda yaşanan gelişmelerinin altını çizerek; “Yıllık belge inceleme kapasitemizi dikkat edin 45 binden 750 bine çıkardık. Bu ne demektir biliyor musunuz? Sadece belgeye ulaşmak istihbari bir alt yapı oluşturmak değil hukukunda hızlı işlemesini işletilmesini sağlamaktır. 15 Temmuz sonrası ele geçen 2 milyon yüz bin FETÖ ile ilgili materyal incelemeyi bekleyen sadece 85 bin adet kalmıştır. Bazen bir teknik aletin bu bir cep telefon olur, bilgisayar olur, bir veri bankası olur, sökülmesi bile bir buçuk yılı bulur. Bunlar o kadar kolay bir iş değildir. Arkadaşlarımız oradaki o ince ayrıntılarla ulaştıkları neticeler bugün Türkiye’nin hukuk sisteminin güçlenmesine demokrasinin ayakları üzerinde daha sağlam basmasına seçilmiş iktidarın geleceğine güvenle bakmasına ve milletimizin verdiği reyin ve milli iradenin hâkim olmasının daha güçlü bir anlayışla ilerlemesine çok büyük katkılar sunmuştur. Siber suçlarla Mücadele Başkanlığımız, terör örgütlerinin eylem yapacağına ilişkin veya doğrudan can güvenliğine hedef alan paylaşımlarla ilgili olarak Twitter Facebook Google Telegram gibi uluslararası servis sağlayıcıları ve ülkelerle karşılıklı anlık bilgi paylaşımı yapmak üzere 7/24 temas noktası olarak görevlendirilmiştir. Ve şunu yine ifade edeyim size, Ben çok iyi hatırlıyorum 15 Temmuz’dan sonra Siber saldırılara karşı kuracağımız duvarlarla ilgili karşı arkadaşlarla hep birlikte dikkatli olalım dedim. Her kurum kendi arasında buna ait ilk önce bazen dışarıdan yararlanıcılarla bazen kendi imkânlarıyla sistemler kurdular” ifadelerini kullandı.

Ortak Koordinasyon Merkezi 10 Ekim’de GAMER Çatısı Altında Faaliyete Geçiyor

Bilgi paylaşımında ortak koordinasyonun önemine dikkat çeken Bakan Soylu ,“Şimdi geldiğimiz nokta Bizim Güvenlik Acil Durum Merkezimiz GAMER diye bir merkezimiz var, işte 10 Ekim’de açılacak, tüm bu siber saldırılara karşı İçişleri Bakanlığı Bilgi İşlem Genel Müdürlüğü koordinasyonuyla Jandarma, Sahil Güvenlik, Emniyet, Nüfus, Göç, Sivil Toplum İşleri Genel Müdürlüğü ve kendi bakanlığımız çerçevesinde tüm birimler hepsini söylememe gerek yok, ortak bir koordinasyon Merkezi oluşturuyoruz Aynen her kurumdaki 7/24 organizasyonu yine bir çatı altında yine orda olmak suretiyle devam ettiriyoruz. Demek ki ihtiyaçlarımız bize yepyeni mekanizmalar üretmeye zorlamaktadır. Ayrıca 2017 yılında Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ek 7 maddesi ile İstihbarat yetkisi Siber’e verilmiştir Bu itibarla Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı emniyet teşkilatı içerisinde hem operasyonel hem de istihbari çalışma yapabilen hemen hemen tek birimdir” dedi.

SİBERAY Analiz Portalı 81 İlde Kullanıma Açıldı

“Nasıl bir güvenlik devriyesi var polislerimiz araçlarıyla bazen yaya, bekçilerimiz bir güvenlik devresi yapıyorlar, şu anda bütün birimlerimiz sanal devriye kurdular. Bu da yetmedi, yani ihtiyacımız bir daha arttı. Yine ifade edeyim çocuklarımızı özellikle bu tehlikelerden koruyabilmek vatandaşlarımız da bu tehlikelerden koruyabilmek için hakikaten iyi çalışan iyi sonuçlar üreten çok genç olmasına rağmen SİBERAY diye Kızılay ve Yeşilay gibi kurumlardan mülhem SİBERAY diye hem uyarıcı hem koruyucu hem de destek olucu yepyeni bir Siber Suçlar Daire Başkanlığı altında bir alan oluşturduk. 81 il Siber Suçlarla Mücadele Şube müdürlükleri ve daire başkanlığı arasında uçtan uca profesyonel ve güvenli networkler oluşturuldu. Ve bu sayede tüm iller merkezdeki imkân ve kabiliyetlerden hızlı ve güvenli bir şekilde yararlanmaya başladı. Ayrıca içeriden ve dışarıdan gelebilecek saldırılara karşı etkili bir savunma mekanizması olan biraz önce bahsettiğim her birimde Siber Operasyon Merkezi kuruldu. Şimdi 10 Ekim’de tek bir çatı altında tekrar diğer birimlere fayda sağlayabilmek için bulunacaklar. Çoklu veri tabanlarından sorgulama yapabilen ileri seviye dinamik istihbarat analizi yapan SİBERNET Analiz Portalını da 81 ilimizin kullanımına açtık” diyen Sn. Soylu yerli ve milli analiz portalının önemine atıf yaptı.

İstihbarat Alışkanlığı Köklü Bir Türkiye var

Türkiye birçok alandaki gelişmelerine dikkat çeken Bakan Soylu ; “21. yüzyıl Türkiye’si, afet yönetiminden tutun, uyuşturucu mücadelesine, terörle mücadeleden göç yönetimine kadar siber saldırılara kadar pek çok alanda, bizatihi Sayın Cumhurbaşkanımızın çizdiği vizyon ve ortaya koyduğu icraatla, pek çok alanda küresel ölçekte kapasite üreten bir ülke haline gelmiştir. Bizim istihbarat alışkanlığımız, köklü bir alışkanlıktır” dedi.

Osmanlı Devletinden Türkiye Cumhuriyetine uzanan köklü bir bilgi işleme geleneğimiz olduğunu belirten Bakan Soylu “Organize bir istihbarat ağı kullanma geçmişimizin, Fatih Sultan Mehmet’e kadar gittiği, pek çok tarih kitabında pek çok makalede yer alan bir bilgidir. Sonrasında Yıldız Teşkilatı ve Teşkilatı Mahsusa gibi yapılar, aslında kendi içlerinde belli istihbarat tavrı geliştirmiştir. Halen Türkiye’de özellikle MİT, Genelkurmay, Jandarma ve Emniyet birimleri istihbarat faaliyeti yürütmektedir. Öteden beri bu dört kurum arasında beni bağışlayın koordinasyon eksikliği bizim en büyük sorunumuzdu. Ve özellikle 2009’lu 2010’lu yıllarda, Türkiye’den vesayetin kalkmasından sonra bu alanda da çok önemli gelişmeler yaşanmaya başladı. 2012 yılında milli istihbarat koordinasyon kurulu oluşturuldu, yani bir zihni beraberlik oluşturuldu. 2013 yılında güvenlik birimlerinin istihbarat paylaş imini sağlamayı hedefleyen müşterek istihbarat koordinasyon merkezi oluşturuldu, ayni zamanda bu koordinasyonda üretilen verilerin hisli paylaşımı için ‘Operasyonel Bilgi Paylaşım Sistemi’ hayata geçirildi ve böylece, koordinasyonun kurumsal altyapısı tamamlanmış oldu” ifadelerini kullandı.

15 Temmuz’dan Sonra Kurumlar Arası Bilgi Paylaşımındaki Sorunlar Ortadan Kalktı

15 Temmuz Hain Darbe Girişiminin ardından istihbarat sistemindeki kurumlar arasında bağlantının güçlendiği ifade eden Bakan Soylu “Sistemimiz bizim şöyle işler; Emniyet, Jandarma ve istihbarat verileri gelir. Ve elde ettiği istihbaratı paylaşır. Hem biraz önce bahsettiğim sistem üzerinde Genelkurmay ve MİT ile de paylaşılır. Diğer kurumlarda benzer konularda anlayışı ortaya koyarlar. Aynı zamanda çok ileri istihbaratlar yine özellikle o kadar iyi bir sistem oluşturulmuş ki hem Operasyonel bilgi paylaşım sisteminden yürütüyordur ama direkt kurumlar arasındaki irtibat öyle bir yüksek noktaya ulaşmıştır ki sanki kurumlar tek bir çatı altında bunu gerçekleştiriyorlarmış gibi elde edilen tüm bilgiler hiçbir çekince ortaya koymadan bütün kurumlarımızla hem OBİPAS’tan hem fiziki hem de bazen direkt istihbarat birim başkanlarımız kendi önemli gördüğü acil gördüğü yorumlanmasına gerek duyduğu konular diret paylaşılarak götürülür. Fiziki olarak götürülür. Veya fiziki olarak getirilir. Ve tüm bu yapı, özellikle 15 Temmuz’dan sonra daha yüksek bir istihbarat ve buna bağlı operasyonel bir kapasite oluşturulmasına imkân sağladı. Türkiye’nin başarılı olduğu bir alan da biraz önce bahsettiğim siber teknolojilere hem siber güvenlik hem de istihbarat alanındaki hızlı ve güçlü adaptasyonu olmuştur. Artık siber savaş alanıyla konvansiyonel savaş alanı birbirine sizde takdir edersiniz ki yakınlaşmaktadır. Siber savaşlar, kendilerine hedef olarak sadece bilgisayarınızdaki dosyaları hedef olarak seçmiyor. Üretim tesisleri, elektrik santralleri, su şebeke yönetim sistemleri, hatta elektrik dağıtım sistemlerini, enerji tesisleri gibi doğrudan hayatlarımıza temas eden yapıları kilitlemeyi, oralarda fiziki zarar üretmeyi hedefleyen bir savaş türü haline geliyor” dedi.

Dünya

“Filistin’i savunmak; insanlığı, barışı ve adaleti savunmaktır”

GENÇ GAZETECİLER İSTANBUL

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Filistin’i Destekleyen Parlamentolar Grubu Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, “Filistin davasını savunmak, sadece mazlum bir halkı savunmak değildir. Filistin’i savunmak; insanlığı, barışı ve adaleti savunmaktır. Filistin davası, yaklaşık bir asırdır her türlü zulme, barbarlığa ve katliama maruz kalmış bir halkın haysiyet davasıdır” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM’nin girişimleriyle İstanbul’da düzenlenen “Filistin’i Destekleyen Parlamentolar Grubu” toplantısına katılarak bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Filistin’in gönül dostlarını” Türkiye’de ağırlamaktan mutluluk duyduğunu söyledi. Tarih boyunca nice medeniyetlerin beşiği olmuş, nice peygamberlere ev sahipliği yapmış Filistin’in sesi olmak için bir araya geldiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün sadece bir beldeyi ve halkı değil, aynı zamanda adaleti, barışı ve direnişi savunmak için buluştuklarını ifade etti.

Meclis Başkanlarını, “Medeniyet, tarih ve kültür şehri İstanbul’a hoş geldiniz” diyerek selamlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Filistin’i Destekleyen Parlamentolar Grubunun her bir mensubuna yürekten teşekkür ettiğini dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplantının ve alınacak kararların Filistin için hayırlara vesile olmasını niyaz ederek, Filistin davasını kendi meselesi görüp destek veren tüm parlamenterlere ayrıca teşekkür etti.

“FİLİSTİN DAVASI, KATLİAMA MARUZ KALMIŞ BİR HALKIN HAYSİYET DAVASIDIR”

Toplantının açılış konuşmalarını yakından takip ettiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Her iki Meclis Başkanımızı, verdikleri çok önemli mesajlar dolayısıyla ayrı ayrı tebrik ediyorum. Burada şu gerçeği tekrar hatırlatmak isterim; Filistin davasını savunmak sadece mazlum bir halkı savunmak değildir. Filistin’i savunmak, insanlığı, barışı ve adaleti savunmaktır. Filistin davası, yaklaşık bir asırdır her türlü zulme, barbarlığa ve katliama maruz kalmış bir halkın haysiyet davasıdır. Tüm bunlarla birlikte Filistin davası, özü itibarıyla insan olma, insan kalma mücadelesidir. Müslümanların yanı sıra vicdan sahibi her insanın meselesidir. Elbette bu dava bir siyasetin de ötesinde bir vicdan meselesidir. Bugün burada bulunan siz kardeşlerim aslında bunu yapıyorsunuz. Duruşunuzla sadece Filistin’i ve Filistin halkını değil, insanlığı ve insani değerleri de savunuyorsunuz. Zulme karşı susmayarak, baskılara boyun eğmeyerek tüm insanlığa adeta nefes oluyorsunuz. Filistin davasına verdiğiniz güçlü destek için, zor zamanda sergilediğiniz onurlu duruş için, insanlık cephesinde cesaretle yer aldığınız için her birinizi kutluyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplantıya öncülük ettiği için TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’a teşekkür ederek, bu dayanışmayı ve birlikteliği ilelebet muhafaza edeceklerini dile getirdi.

“İSRAİL HÜKÛMETİ TAM BİR CİNNET HÂLİNDE FİLİSTİNLİ KARDEŞLERİMİZİ KATLEDİYOR”

Gazze ve Filistin halkının 7 Ekim 2023’ten bu yana son asrın en büyük haydutluklarından birine maruz kaldığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “İsrail hükûmeti çocuk, kadın, bebek, yaşlı demeden tam bir cinnet hâlinde Filistinli kardeşlerimizi katlediyor. İsrail’in vahşice öldürdüğü 60 bine yakın Filistinlinin kahir ekseriyeti kadın ve çocuk. Nüfusun yüzde 7’den fazlası ya katledildi ya da sakat bırakıldı. Sahadaki gerçekleri dünyaya aktarmak için çalışan tam 212 gazeteci infaz edildi. Önceki gün bir kadın gazeteciyi 10 kişilik ailesiyle birlikte şehit ettiler. Yüzlerce doktor, hemşire, sağlık personeli kurşunların hedefi oldu. Yardım görevlileri öldürüldü. İlaç, su, gıda bulamadığı için bebekler göz göre göre hayatını kaybetti. Çocuğunun doğum gününü Gazzeli çocukları öldürerek kutlayacak kadar insanlıktan çıkmış bir güruhla karşı karşıya kaldık. Okullar, kiliseler, camiler, üniversiteler bombalandı. Gazze’deki binaların neredeyse yüzde 80’i yıkıldı. Gazze, taş üstünde taş kalmayacak derecede harap edildi. 50 milyon tondan fazla devasa bir enkaz yığınından söz ediyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail’in yeniden başlattığı saldırılarla Gazze’de ayakta kalan son binaları, hastaneleri, sivil yerleşim yerlerini, Gazze’nin hayat damarı olan temiz su kaynaklarını da teker teker imha ettiğini söyledi.

İşgal güçlerinin koruması altındaki yerleşimci vahşetinin Batı Şeria’da tüm hızıyla sürdüğüne işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, meselenin daha vahim tarafının, bütün bu zulüm ve barbarlıkların tam 18 aydır medeni denilen dünya dâhil tüm insanlığın gözleri önüne serilmesi olduğuna dikkati çekti.

“MAZLUMLARIN YANINDA YER ALMAYAN BİR KÜRESEL DÜZEN, ZALİMLERİN OYUNCAĞI OLMAYA MAHKÛMDUR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Gazeteciler öldürülüyor, uluslararası basın kuruluşları seyrediyor. Çocuklar öldürülüyor, İnsan hakları savunucuları seyrediyor. Sağlık çalışanları öldürülüyor, Batı dünyası seyrediyor. UNRWA (Birleşmiş Milletler Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı) gibi kritik kurumlar kapatılmak isteniyor, Birleşmiş Milletler süreci sadece seyrediyor. Yıllardır özgürlükten, haktan, hukuktan, basın hürriyetinden bahsedenler, İsrail’in katliam politikası karşısında tam 18 aydır üç maymunu oynuyor. Buradan bir kez daha soruyorum: Nerede uluslararası hukuk, nerede İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, nerede ortalığı ayağa kaldıran, bütçesi milyarlarca doları bulan yapılar, örgütler, kurumlar? En küçük bir hadisede ambargo silahını çeken Batılı devletler, soruyorum İsrail’e karşı neredeler? Nerede BBC, nerede CNN ve diğerleri? Gazze’de insanlık öldürülürken, çocuklar, bebekler, kadınlar yanarak can verirken, gazeteciler infaz edilirken bunları gören dünyada var mı? Mazlumların yanında yer almayan bir küresel düzen, zalimlerin oyuncağı olmaya mahkûmdur. Bugün dünya, zalim karşısında susan hatta zulmü alkışlayan bir düzenin esiri olmuştur. Uluslararası hukuk, adaleti tesis etmenin değil güçlünün gücünü tahkim etmesinin aparatı hâline gelmiştir. Hukukun üstünlüğü yerine kişiye ve devlete göre hukuk düzeni hâkimdir. Gazze’de uluslararası sistem, sınavı kaybetmiştir. Birleşmiş Milletler’den Avrupa Birliği’ne birçok kurum, kuruluş, savundukları ilkeleri çiğneme pahasına Gazze’de kötü bir imtihan vermiştir.”

Elbette başkalarını eleştirirken kendilerini ihmal edemeyeceklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Üzülerek söylüyorum, içim kan ağlayarak söylüyorum, İslam dünyası da kendisinden bekleneni maalesef yerine getirememiştir” ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şüphesiz çok gayret sarf edilip zulmü engellemek için pek çok yolun denendiğini, diplomasinin bütün imkânlarının kullanıldığını, toplantılar, zirveler, temaslar gerçekleştirildiğini ama sonuçta Gazze’nin tamamen yıkılmasına, 60 bine yakın Gazzelinin katledilmesine mani olunamadığını ve bunun üzerinde herkesin uzun uzun düşünmesi gerektiğini kaydetti.

“FİLİSTİN HALKI İŞGAL KUVVETLERİNE KARŞI ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ VERİYOR”

Müslümanlar olarak kapsamlı muhasebeye ihtiyaçlarının bulunduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tabii burada şu gerçeği de vurgulamak durumundayım. Filistinliler öldürülürken sesleri çıkmayanların, Gazze halkının işgale karşı verdiği direnişe terörizm yaftası vurarak soykırımı normalleştirmeye çalıştıklarını görüyoruz. Türkiye olarak bu iftiraları, bu kara propagandayı reddettiğimizi bugün bir kere daha çok net biçimde söylemek isterim” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Filistin halkının işgal kuvvetlerine karşı özgürlük mücadelesi verdiğini dile getirerek, “Gazzeli kardeşlerimizin mücadelesi ile milletimizin bundan bir asır önce müstevlilere karşı verdiği istiklal mücadelesi arasında hiçbir fark yoktur. Filistin Direniş Hareketi, bizim nazarımızda bir Kuvayı millîye hareketidir. Filistinliler, yalnızca son 1,5 yıldır değil aslında son bir asırdır direniyor. Uluslararası hukuku hiçe sayan işgalci ve istilacı bir devlet karşısında bir asırdır direniş destanı yazıyor ama birileri bizim bunları dile getirmemizden rahatsız oluyorlar. Varsın, rahatsız olmaya devam etsinler. Biz hakkı haykırmaktan, gerçekleri söylemekten geri durmayacağız. İzzet kavramının şahsiyetlerinde somutlaştığı Filistin halkını ve Gazzeli kardeşlerimizi ülkem ve milletim adına saygıyla selamlıyorum. Vatanlarını savunurken toprağa düşen Filistin’in kahraman evlatlarını, ortak şehitlerimizi rahmetle yâd ediyorum” ifadelerini kullandı.

“FİLİSTİNLİ KARDEŞLERİMİZE YÖNELİK İNSANİ YARDIMLARIMIZI ARALIKSIZ SÜRDÜRDÜK”

Bir kez daha İsrail zulmüne karşı direnen Filistinlilere en güçlü ifadelerle destek ve dayanışma mesajlarını gönderdiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “İslam âlemini ve tüm dünyayı, Filistin halkının tüm insanlık adına yürüttüğü haysiyet mücadelesine destek olmaya davet ediyorum. Sadece vicdan sahiplerini değil İsrail halkını da yönetimlerinin kendilerini sürüklediği felakete karşı harekete geçmeye davet ediyorum. Bundan 75 yıl önce kendileri Holokost yaşamış, kendileri soykırıma uğramış bir toplumun, Gazze’de ve diğer Filistin topraklarında yaşanan katliamlara, soykırıma, vahşete ve cinayetlere artık ses çıkarması, tepki göstermesi, yöneticilerine artık ‘Dur’ demesi gerektiğine inanıyorum. Türkiye, ilk günden itibaren bu soykırıma itirazlarını en yüksek seviyede dile getiren, İsrail’e karşı somut tedbirler alan ülkelerden biriydi. Hamdolsun, burada iyi bir sınav verdik, iyi bir sınav veriyoruz. Devletimizin resmî kurumlarının yanı sıra sivil toplum kuruluşlarımız, hayırseverlerimiz, iş dünyamız, adeta Filistin ve Gazze için seferber oldu. İsrail ile ticari işlemleri tamamen durdurarak bu alanda cesur bir adım attık. Filistinli kardeşlerimize yönelik insani yardımlarımızı aralıksız sürdürdük. Hamdolsun, 101 bin tonun üzerinde insani yardım malzemesini bölgedeki kardeş ülkelerin de desteğiyle Gazze’ye ulaştırdık. Buradan kendilerine tekrar teşekkür ediyoruz. Bundan sonra da Gazze’ye yardım elimizi uzatmaya devam edeceğiz ancak İsrail, 2 Mart’tan bu yana Gazze’ye yardımları engellemek suretiyle çirkin yüzünü bir kez daha gösteriyor. İsrail yönetimi, bombalarla öldüremediği masumları, yardımları durdurarak bir nevi açlıkla, susuzlukla, ilaçsızlıkla yok etmeye çalışıyor. Sahadaki insanlık trajedisi giderek daha da kötüleşiyor.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail hükûmetinin, işlediği cinayet ve katliamlar yaptırımsız kaldıkça soykırım politikasına hız verdiğini söyledi.

“NETANYAHU’NUN VE CİNAYET ŞEBEKESİNİN ULUSLARARASI MAHKEMELERDE ER VEYA GEÇ YARGILANDIĞINI İNŞALLAH GÖRECEĞİZ”

Bu insanlık düşmanı zihniyetle uluslararası hukuk önünde hesaplaşmanın, hunharca katledilen on binlerce çocuğa karşı en temel görevleri olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Unutmayalım ki cezasız kalan her suç, faili daha da şımartır. Uluslararası Adalet Divanında İsrail aleyhine açılan soykırım davasına bu açıdan büyük önem veriyoruz. İsrail’in hukuka hesap vermesi için biz de müdahillik başvurumuzu yaptık. Sivil toplum kuruluşlarımız mahkemeye dosya ve delil sağlamaya devam ediyor. Netanyahu’nun ve cinayet şebekesinin uluslararası mahkemelerde er veya geç yargılandığını inşallah göreceğiz” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kudüs-ü Şerif ve ilk kıble Mescid-i Aksa’ya yönelik baskınların arttığını gördüklerine dikkati çekerek, “Fanatik soykırımcı İsrailliler, silahlı güvenlik görevlileri eşliğinde ve korumasında Mescid-i Aksa’ya girerek Müslümanları tahrik ediyor, kışkırtıyorlar. Şunu bir kez daha açık açık ilan ediyorum, Mescid-i Aksa ve Kubbetüs Sahra’nın içinde bulunduğu Harem-i Şerif, 144 dönüm alanıyla sadece Müslümanlara aittir ve bir bütündür. Bunu kimsenin zedelemesine izin vermeyiz. Mescid-i Aksa bizim kırmızı çizgimizdir, ebediyete kadar da inşallah böyle kalacaktır” diye konuştu.

İsrail’in, Harem-i Şerif’in kutsiyetini ve bütünlüğünü tehdit eden taciz, baskın ve provokasyonlarına derhal son vermesi gerektiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “İsrail saldırganlığı ve hukuk tanımazlığı Filistin’le de sınırlı kalmıyor. Suriye ve Lübnan’a yönelik saldırılar Netanyahu yönetiminin Orta Doğu’da huzur ve barış istemediğini ortaya koyuyor. Etnik köken ve mezhep temelli farklılıkları kaşıyarak, Suriye ve Lübnan’ın istikrara kavuşmasını engellemeye çalışıyor. Bölge dışı aktörleri sürekli kışkırtarak çatışmaları yeni coğrafyalara taşımak istiyor. Terör örgütleriyle iş tutarak, çok tehlikeli bir oyun oynuyor. Meşru bir devlet gibi değil, başıbozuk bir örgüt gibi hareket ediyor. Bakın biz, bunun sürdürülebilir olmadığı kanaatindeyiz. İsrail, komşularını istikrarsızlaştırarak kendi güvenliğini sağlayamaz. ‘Komşuda ateş yanarken dumanı bana gelmesin.’ demek sadece akıl dışı değil, aynı zamanda imkânsızdır. Kendi vatandaşlarıyla birlikte bölgedeki ülkeleri tehdit ve tedirgin eden bu cinnet hâli bir an önce son bulmalıdır. Yoksa o ateş, körükleyenleri de kısa bir zaman sonra yakacaktır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin bölgesindeki rolüne işaret ederek, “Türkiye olarak, coğrafyamızdaki hiçbir şımarıklığa, zulme, hiçbir hukuk ve kural tanımazlığa sessiz kalmadık, bundan sonra da kalmayacağız. Bölgemizdeki herkes için barışı, huzuru, istikrarı ve güvenliği savunmaya sabırla devam edeceğiz” dedi.

“FİLİSTİN DEVLETİ KURULUNCAYA DEK YORULMADAN MÜCADELEYİ DEVAM ETTİRECEĞİZ”

Gelinen aşamada önceliklerini, kalıcı ateşkesin derhal sağlanması, insani yardımların kesintisiz şekilde Gazzelilere ulaştırılması ve işgal güçlerinin Gazze’den tamamen çekilmesinin oluşturduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu minvalde Katar ve Mısır tarafından yürütülen ateşkes müzakerelerinin bir an evvel neticeye varması temennisinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ateşkesin sağlanmasıyla birlikte imar çalışmalarına vakit kaybetmeden yeniden başlanmasının son derece mühim olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti: “Mısır’ın öncülüğünde hazırlanan plana, burada temsil edilen tüm kardeş ülkelerin desteği çok önemlidir. Bu vesileyle şunu bir kez daha vurgulamak istiyorum. İki devletli çözümün alternatifi yoktur. 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan, bağımsız, egemen ve coğrafi bütünlüğü haiz bir Filistin devleti kuruluncaya dek yılmadan, yorulmadan mücadeleyi devam ettireceğiz. Şunun da bilinmesini isterim. Hangi ambalajlara sarılırsa sarılsın, Filistinlileri binlerce yıldır yaşadıkları topraklardan sürgün edecek hiçbir teklifin bizce kıymetiharbiyesi yoktur. Unutmayın, Gazze Gazzelilerindir. Filistin, Filistin halkınındır. Filistin, Filistinlilerindir. Milyonlarca Filistinli mülteci anahtarlarını sakladıkları evlerine dönmeyi beklerken yeni göçlere, yeni tehcirlere asla tahammülümüz olamaz. Biz Filistinli kardeşlerimizin kendi öz yurtlarında özgürce, diğer inançlarla barış içinde yaşamaları için elimizden gelen desteği vereceğiz. Tek başımıza kalsak da Filistin davasını savunmaya devam edeceğiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen hafta Antalya Diplomasi Forumu kapsamında İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi Gazze Temas Grubu Toplantısı’nın tertiplendiğini anımsatarak, “Bizim tabii siyasi düzlemde attığımız bu adımların halkın desteği olmadan başarıya ulaşması mümkün değildir. Bu noktada gerekli toplumsal desteğin temininde, parlamentolara ve siz değerli başkanlarına önemli vazifeler düşüyor. Gazze’deki soykırım karşısında göstermiş olduğunuz dirayetli tutumu bir kez daha takdirle karşıladığımızı ifade etmek istiyorum. Rabb’im yar ve yardımcımız olsun diyorum” şeklinde konuştu.

Toplantının hayırlara vesile olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, katılımcılar aracılığıyla devlet ve hükûmet başkanları ile temsil ettikleri dost ve kardeş halklara selamlarını iletti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan program öncesi meclis başkanlarıyla aile fotoğrafı çektirdi. Toplantıda, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Filistin Ulusal Konseyi Başkanı Rawhi Fattouh, Katar Şura Meclisi Başkanı Hassan bin Abdulla Al Ghanim, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Federal Ulusal Konseyi Başkanı Saqr Ghobash, Pakistan Ulusal Meclis Başkanı Serdar Ayaz Sadık, Malezya Temsilciler Meclisi Başkanı Tan Sri Dato Johari bin Abdul, Endonezya Temsilciler Meclisi Başkanı Puan Maharani, Senegal Ulusal Meclisi Başkanı El Hadj Malick Ndiaye, Ürdün Temsilciler Meclisi Başkanı Ahmad Safadi, Bahreyn Temsilciler Meclisi Başkanı Ahmed Al Musalam, Cezayir Ulusal Meclis Başkan Vekili Hammad Ayoub, Azerbaycan Meclis Başkan Yardımcısı Ali Ahmadov ve Mısır Temsilciler Meclisi Başkan Yardımcısı Ahmed Saad El Deen yer aldı.

GENÇ GAZETECİLER İSTANBUL

HABER BURADA

Dünya

“Ülkemizi, dünyanın en geniş uçuş ağına sahip ülkelerinden birine dönüştürdük”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Antalya Havalimanı Yeni Terminal Binaları Açılış Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Dünyada ulaşamadığımız hiçbir nokta kalmayacak şiarıyla ülkemizi, dünyanın en geniş uçuş ağına sahip ülkelerinden birine dönüştürdük. Havacılık alanında küresel ölçekte en üst lige yükselttik” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Antalya Havalimanı Yeni İç ve Dış Hat Terminal Binalarının Açılış Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.

Konuşmasına katılımcıları selamlayarak başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni terminal binalarının açılışıyla Antalya’nın değerini bir kat daha artıracağını söyledi.

Projede emeği geçen Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile yüklenici firma çalışanlarına teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni terminal binalarının başta Antalya olmak üzere havacılık, kültür ve turizm sektörleri için hayırlı olmasını diledi.

“ANTALYA HAVALİMANIMIZ 82 MİLYON MİSAFİRE ‘HOŞ GELDİNİZ’ DİYEBİLECEK KAPASİTEYE KAVUŞTU”

Antalya’da her yıl milyonlarca yerli ve yabancı turistin ağırlandığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Dünyanın dört bir yanından Antalya’ya gelen turistler bir yandan şehrin kültür ve tabiat zenginliğinden istifade ederken diğer yandan lokomotif sektörlerimizden biri olan turizm gelirlerimize önemli bir katkı sağlıyor. Şehrimize olan ilgi o kadar yüksek ki, Antalya Havalimanımız son 2 yıldır 35 milyonluk mevcut yolcu kapasitesinin üzerindeki kişiye hizmet veriyor. Havalimanımız 2023’te yaklaşık 36 milyon, 2024’te ise direkt transit yolcular da dâhil 39 milyon 230 bini aşkın yolcuya hizmet sundu. Bu sene 40 milyon kişiyi aşacağımız anlaşılıyor. 2029’da ise toplam yolcu sayısının 45 milyona ulaşmasını bekliyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu sayıları dikkate alarak, hâlihazırda mevcut kapasitesinin yüzde 12 üzerinde hizmet veren Antalya Havalimanımızı, yeni terminal binaları ve tamamlayıcı yapılarla büyütmek için güçlü bir adım attık. Kapasite artırımına yönelik ilave yatırımların hayata geçirilmesi için 5 Ocak 2022’de yüklenici firmamıza yer teslimini yaparak, çalışmalara başladık. Proje kapsamında dış hatlar terminalini 90 bin 143 metrekareden 224 bin metrekareye, iç hatlar terminalini ise 36 bin 859 metrekareden 75 bin metrekareye çıkarttık. Böylece havalimanımızın yıllık yolcu kapasitesini 35 milyondan 82 milyona yükseltmiş olduk. Artık Antalya Havalimanımız dünyanın her bir köşesinden 82 milyon misafire ‘hoş geldiniz’ diyebilecek kapasiteye hamdolsun kavuştu” diye ekledi.

Yeni terminal binalarının modern mimarisi, güçlü altyapısı ve artırılmış kapasitesi ile Antalya’nın kapılarını çok daha geniş ufuklara açacağını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Projemiz dahilinde uçak park pozisyon sayısını da 108’den 176’ya getirdik. VIP terminalini 690 metrekareden 2 bin metrekareye, genel havacılık terminalini ise bin 200 metrekareden 2 bin 800 metrekareye yükselttik. Proje dâhilinde yeni inşa edilen 2 bin metrekarelik Devlet Konuk Evini, 5 bin metrekarelik Devlet Hava Meydanları İşletmesi Hizmet Binasını, personel lojmanları ile camimizi daha önce hizmete açmıştık” ifadesini kullandı.

Gurur verici olmasının yanı sıra her açıdan yenilikçi ve vizyoner bir projeyi daha şehrin hizmetine sunduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yaklaşık 927 milyon yatırım hacmi gerektiren projeyi kamu-özel iş birliği modeli kapsamında devletin kasasından tek bir kuruş dahi çıkmadan gerçekleştirdik. Üstelik herhangi bir yolcu garantisi olmayan proje ile yüklenici firmalardan 25 yıllık işletme süresi karşılığında KDV dâhil 8 milyar 555 milyon avroluk kira geliri elde edeceğiz” dedi.

“ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMDE AKTİF HAVALİMANI SAYIMIMIZI 60’A ÇIKARACAĞIZ”

Yatırımcı şirketin kira bedelinin yüzde 25’lik kısmı olan 2 milyar 138 milyon 750 bin avronun da Mart 2022’de peşin ödediğini ve bu bedelin daha çalışmalar bitmeden devletin kasasına girdiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Böylelikle, bu güzide proje, kamu kaynaklarının etkin kullanmanın ve kamu-özel sektör iş birliğinin en başarılı örneklerinden biri oldu. Bugün hizmete aldığımız yeni terminal binalarımızla artık Antalya Havalimanımız çok daha fazla sayıda yolcuya hizmet verecek. Antalya ise turizm potansiyelini çok daha yüksek bir seviyeye taşıyacaktır. Burada, şu hususu da dikkatinize getirmek arzusundayım, 4 saatlik uçuş süresiyle 67 ülkenin merkezinde bulunan Türkiye’nin bu avantajlı konumunun sunduğu imkân ve fırsatları en üst düzeye taşımak için son 23 yılda çok büyük yatırımlar gerçekleştirdik.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Dünyada ulaşamadığımız hiçbir nokta kalmayacak’ şiarıyla ülkemizi, dünyanın en geniş uçuş ağına sahip ülkelerinden birine dönüştürdük. Havacılık alanında, küresel ölçekte en üst lige yükselttik. 2002’den bu yana 26 olan aktif havalimanı sayımızı, 10 Ağustos 2024’te açılışını yaptığımız Çukurova Uluslararası Havalimanımızla birlikte 58’e çıkarttık. İstanbul Havalimanımız 2024’te 80,1 milyon yolcu ağırlayarak kendi kategorisinde Avrupa’da ikinci, dünyada ise yedinci sırada yer aldı. Önümüzdeki dönemde aktif havalimanı sayımımızı, yapımları devam eden Yozgat ve Bayburt-Gümüşhane havalimanlarımızla 58’den 60’a çıkaracağız. Bakınız, biz sadece Türkiye için büyük hayaller kurmakta kalmıyor aynı zamanda bunları büyük hedeflere dönüştürüyoruz, sonra da bu hedefleri tek tek hayata geçiriyoruz.”

“85 MİLYON VATANDAŞIMIZ İÇİN ÇALIŞMAYA KARARLILIKLA DEVAM EDECEĞİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, tarihi, vicdanı ve iddialarıyla büyük bir milletin mensubu olmanın hakkını vermeye çalıştıklarını söyledi.

Milletin teveccühüne mazhar olmanın gayretinde olduklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkesini başkalarına şikâyet edenler bu vizyonu anlayamaz. Yabancı basın kuruluşlarından medet umanlar bunu anlayamaz. Batı karşısında eğilip bükülenler, el pençe divan duranlar, bizim bu dik duruşumuzu anlayamaz. Boykot bahanesiyle kendi ekonomisine suikast teşebbüsünde bulunanlar bunu anlayamaz. Hırsları akıllarını esir alanlar, kibirlerinin siyasi ihtiraslarının esiri olanlar bizim neyin mücadelesini verdiğimizi asla ve asla anlayamaz. Biz onları kendi küçük dünyalarında, kendi küçük kavgalarıyla baş başa bırakıyor, her zaman olduğu gibi yine işimize bakıyoruz” diye konuştu.

Ülkeye yeni eserler kazandırmaya, Antalya Diplomasi Forumu’nda olduğu gibi Türkiye’nin itibarını arttırmaya devam ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Vizyoner projelerle Antalya’nın turizm potansiyelini hak ettiği seviyelere getirmeye bakıyoruz. Çünkü biz bu millete güveniyoruz. Bu millete inanıyoruz. Doğru bildiğimiz istikamette yürürken milletimizin bize daima destek olacağını biliyoruz. Ülkemiz için çalışmaya, Türkiye için üretmeye, 85 milyon vatandaşımız için çalışmaya kararlılıkla devam edeceğiz. Rabbim, hepimizin yar ve yardımcısı olsun diyorum. Yeni terminal binalarımızın, yeni yapılarımızın bir kez daha şehrimiz, ülkemiz ve milletimiz için hayırlar getirmesini temenni ediyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehirdeki temasları kapsamında Akdeniz Üniversitesi’ni ziyaret etti.

GENÇ GAZETECİLER ANTALYA

HABER BURADA

Dünya

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto ile ortak basın toplantısında konuştu

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto ile gerçekleştirdikleri ortak basın toplantısında yaptığı açıklamada, “Ticaret hacmimizi karşılıklı fayda temelinde ve dengeli şekilde 10 milyar dolar hedefine yükseltmek için atılabilecek adımları değerlendirdik. Savunma sanayiinden müteahhitliğe, sağlık ve enerjiden gıda sektörüne kadar iş birliğimizde yeni açılımlar yapma hususunda mutabık kaldık” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Endonezya Cumhurbaşkanı Prabowo Subianto, baş başa ve heyetler arası görüşmeleri ile anlaşmaların imza töreninin ardından, ortak basın toplantısı düzenleyerek açıklamalarda bulundu.

Dost ve kardeş Endonezya’yı son olarak Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi’nin ilk toplantısı vesilesiyle şubat ayında ziyaret ettiğini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, misafirperverliklerinden dolayı Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto ve Endonezya makamlarına şükranlarını sundu.

Karşılıklı temasların iki ülke arasındaki dostluk ve kardeşlik ilişkilerinin ulaştığı müstesna düzeyi ortaya koyduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Değerli kardeşim Subianto’nun Türkiye Büyük Millet Meclisimizde bugün yaptıkları tarihî nitelikteki hitabı ülkelerimiz arasındaki kadim kardeşliğin en güzel tezahürüdür. Endonezya ile bu sene diplomatik ilişkilerimizin tesisinin 75. yıl dönümünü idrak ediyoruz. Tabii tarihî bağlarımız bundan 400 yıl öncesine dayanıyor. Az önce kültür, afet ve acil durum yönetimi ile iletişim alanlarında belgeleri imzaladık. Ticaret hacmimizi karşılıklı fayda temelinde ve dengeli şekilde 10 milyar dolar hedefine yükseltmek için atılabilecek adımları değerlendirdik. Savunma sanayinden müteahhitliğe, sağlık ve enerjiden gıda sektörüne kadar iş birliğimizde yeni açılımlar yapma hususunda mutabık kaldık. Savunma sanayi bağlamında ortak üretim dâhil olmak üzere mevcut projelerimizi ve yeni iş birliği imkânlarını değerlendirdik.”

“HALKLARIMIZ ARASINDAKİ BAĞLARI DAHA DA GÜÇLENDİRMEYİ HEDEFLİYORUZ”

İki önemli turizm ülkesi olan Türkiye ve Endonezya arasındaki beşeri hamleler ile temasların geliştiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu bilgileri verdi: “Geçtiğimiz yıl Endonezya’dan ülkemize 203 bin, ülkemizden Endonezya’ya ise yaklaşık 50 bin turistin ziyaretinden memnuniyet duyuyoruz. Bayrak taşıyıcı hava yollarımızın sefer sayılarının artırılması suretiyle bu rakamların katlanacağına inanıyorum. Halklarımız arasındaki bağları, kültür ve eğitim alanlarındaki iş birliğimizi ilerleterek daha da güçlendirmeyi hedefliyoruz. Endonezyalı gençlerin Türkiye Burslarına artan ilgisini memnuniyetle müşahede ediyoruz. Ülkemizde eğitim almış yaklaşık 5 bin Endonezyalı kardeşimizin her birini kültür elçileri olarak görüyoruz.”

“FİLİSTİN DAVASININ SAVUNULMASINDA ENDONEZYA İLE BİRLİKTE ÇALIŞMAYA DEVAM EDECEĞİZ”

Türkiye’nin Endonezya ile Birleşmiş Milletler, İslam İşbirliği Teşkilatı, G20, D8 ve MIKTA dâhil tüm uluslararası platformlardaki iş birliğini sürdürdüğünü dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Endonezya’nın Filistin meselesine ilişkin tutumunu takdirle karşılıyoruz. Önümüzdeki dönemde Gazze’nin yeniden inşasında ve Filistin davasının savunulmasında Endonezya ile birlikte çalışmaya devam edeceğiz” dedi.

Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto’nun, Antalya Diplomasi Forumu’na da katılacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “‘Ayrışan Dünyada Diplomasiyi Sahiplenmek’ temasıyla yapılacak bu önemli etkinliğe gösterilen yoğun ilgiden memnuniyet duyuyorum. Şüphesiz bu yoğun ilgi ülkemizin küresel diplomasideki artan ağırlığını bir kez daha gözler önüne seriyor. Biz de ayrıca, forum marjında çok sayıda görüşme gerçekleştireceğiz. Bu düşüncelerle Cumhurbaşkanı Sayın Subianto’nun ziyaretinin ikili ve çok taraflı iş birliğimize katkıda bulunacağına gönülden inanıyorum. İstişarelerimizin ve aldığımız kararların hayırlara vesile olmasını diliyorum.”

Ortak basın toplantısında konuşan Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ve Türkiye’ye sıcak karşılamaları ve iki ülke arasındaki iş birliğini desteklemesi yönündeki gayretleri için teşekkür ederek, Türkiye-Endonezya arasındaki diplomatik ilişkilerin 75. yılında olduklarını ve daha güçlü bir iş birliği istediklerini belirtti.

ENDONEZYA CUMHURBAŞKANI SUBİANTO: “HER İKİ ÜLKE OLARAK İSLAM DÜNYASINDA POZİTİF BİR GÜÇ OLMAK İSTİYORUZ”

Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto, iki ülkenin benzer tarihe ve vizyona sahip olduğunu ifade ederek, “Her iki ülke olarak İslam dünyasında pozitif bir güç olmak istiyoruz. Bu anlamda bu sorumluluğu da üstlenmemiz gerek. Küresel güneyin liderleri olarak, stratejik ortaklar olarak yeni bir küresel düzen yaratma sorumluluğunu üstlenmemiz gerekiyor” dedi.

Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde gerçekleştirilen ortak basın toplantısı öncesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto’nun huzurunda iki ülke arasında üç anlaşma imzalandı.

İKİ ÜLKE ARASINDA İMZALANAN ANLAŞMALAR

“AFAD ile Endonezya Ulusal Afet Yönetimi Kuruluşu arasında Afet ve Acil Durum Yönetimi Alanında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptı”

“Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ile Endonezya Cumhurbaşkanlığı İletişim Ofisi arasında Medya, Halkla İlişkiler ve İletişim Alanlarında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptı”

“Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Endonezya Kültür Bakanlığı arasında Kültürel İşbirliği Anlaşması”

GENÇ GAZETECİLER ANKARA

HABER BURADA

DÜNYA

seers cmp badge