Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ahilik Haftası Kardeşlik ve Dayanışma Programı’nda yaptığı konuşmada, “Ahi Evran’ın 32 başlık altında sınıflandırdığı Ahilik Teşkilatı, asırlarca bu topraklarda ticaretin ve dayanışmanın bel kemiği olmuştur. Dönemin şahidi tarihçiler, Anadolu’nun Ahiler sayesinde sosyal ve iktisadi bakımdan düzenli, mamur bir yer hâline geldiğini kaydeder” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kırşehir’de Ahilik Haftası Kardeşlik ve Dayanışma Programı’na katılarak, bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasına, Neşet Ertaş’a ve nice gönül erine ev sahipliği yapmış Kırşehir’de olmaktan memnuniyet duyduğunu belirterek başladı. Güzel buluşmaya vesile olan Pir Ahi Evran Veli başta olmak üzere ebediyete irtihal eden ahileri, esnaf ve sanatkârları rahmetle yâd eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ahilik Haftası ve Esnaf Bayramı’nın kutlu, kardeşliklerinin daim olmasını diledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyanın hiçbir yerinde esnaf ve sanatkârın Türkiye’deki gibi ilim, ahlak ve sanatı birleştiren köklü bir geleneğe, tarihî bir role sahip olmadığını söyledi.
“AHİLİK KIYMETLİ HAZİNELERİMİZDEN BİRİDİR”
Ecdadın miras bıraktığı bu köklü kurumla iftihar ettiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Zamana yenik düşmeyen, rengi solmayan, değerinden bir şey kaybetmeyen ahilik, bugünün dünyasının ihtiyaçlarına da derman olacak düsturlarıyla en kıymetli hazinelerimizden biridir. Ahi Evran’ın 850. doğum yılının UNESCO tarafından 2021 yılı programına alınması bu bakımdan çok isabetli olmuştur. Bugünkü İran topraklarında bulunan Hoy şehrinde doğan, çocukluğu Azerbaycan’da geçen, Hoca Ahmet Yesevi dergâhında yetişen Ahi Evran ardından Anadolu’ya gelmiştir. Bir müddet Kayseri, Konya ve Denizli’de kalan Ahi Evran daha sonra Kırşehir’e yerleşmiş ve burada vefat etmiştir. Bu sebeple UNESCO’ya verdiğimiz teklif dosyamızı Azerbaycan ve İran’la birlikte hazırladık. Gönül hazinelerimizin, insanlığın manevi şifası için dünyanın dört bir yanında tanınması, günümüz fertleriyle buluşması için 2021 senesini Ahi Evran Yılı olarak ilan ettik. Bu sene aynı zamanda Yunus Emre ve Hacı Bektaş yılıdır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Esnaf Bayramı’nı, ilmin irfanla, ticaretin ahlakla bütünleştiği ahilik müessesini tüm dünyaya ve genç nesillere en güzel şekilde tanıtmanın vesilesi hâline getirmenin gayreti içinde olduklarını ifade etti.
Ahi Evran’ı Anma ve Ahilik Yılı’nı bu anlayışla değerlendirdiklerine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Ecdadımız dünyada fetih kabiliyeti yanında devlet kurma maharetiyle da maruftur. Bu devletler, sadece kılıçla kurulmadı. Asıl büyük ve kalıcı fetih gönüllerde gerçekleşti. Er meydanlarında şehit ve gazilerimizin fedakârlıklarıyla kazandığımız zaferleri, Yunuslarla, Ahi Evranlarla Hacı Bektaş’larla ve daha nice evliyanın sözleri, davetleri ve amelleriyle tahkim ederek kalıcı hâle getirdik. Ahi Evran’ın 32 başlık altında sınıflandırdığı ahilik teşkilatı asırlarca bu topraklarda ticaretin ve dayanışmanın bel kemiği olmuştur. Dönemin şahidi tarihçiler özellikle Anadolu’nun ahiler sayesinde sosyal ve iktisadi bakımdan düzenli, mamur bir yer hâline geldiğini kaydeder. Kadıları, müderrisleri, ustaları, kalfaları, çıraklarıyla, devlet erkânını ve hatta padişahları da kuşatan bu itibarlı kurumlarımız işte böyle teşekkül etmiştir. Ekonominin, ticaretin, sosyal hayatın, maddi boyutuyla yaşamanın ötesine geçen bir hareket olarak ahiliğin unsurlarını her çağda ve şartta geçerli kılan, onu özü ve fıtratıyla insanı merkeze almasıdır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ahiliğin gücünün bilim, sanat ve ahlakı birleştirip ekonomik ve sosyal hayatta kalitenin ve güvenilirliğin garantisi olan kuralları taviz vermeden uygulamasından kaynaklandığını aktardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün adına toplam kalite yönetimi denen, tüketici haklarının korunması denen yaklaşımların ahiler tarafından asırlardır uygulandığının altını çizerek, ahiliğin sosyal rolünün üreticiyle tüketici arasında olduğu kadar zengin ile fakir, emek ile sermaye arasında kurduğu dengeden geldiğini vurguladı.
Günümüzün en büyük ihtiyacı olan sosyal adalet ve istikrarın reçetesinin işte bu denge olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Modern dünyanın son yüzyılda keşfettiği çareler, bizim ahi ocaklarının nizamnamelerinde ayrıntısıyla yazılıdır. İnsanlığın bugün geldiği nokta teknolojide ve bilimde kat edilen mesafe, asırlara sâri böyle bir birikimin neticesidir. Bugünkü teknolojiye, bilime, ekonomik ve sosyal düzene asırlar öncesinden zemin hazırlayanlar olmasaydı kendimizi şu an çok farklı ve dramatik bir yerde bulabilirdik. Öyle ki İbn-i Sina’yı anmadan bugünkü tıbbı kavrayamayız. El-Cezeri’yi bilmeden bugünkü teknolojinin köküne ulaşamayız. Farabi’yi, Biruni’yi, Harezmi’yi, Kindi’yi tanımadan matematik konuşamayız. Yusuf Has Hacip’i, İbn-i Haldun’u öğrenmeden siyaset bilimini, sosyolojiyi anlayamayız. Yahya Kemal’in deyimiyle ‘kökleri mazide olan ati’ olarak bizlere düşen görev tarihimizin iz bırakan olaylarını önce kendimiz hatırlamak, sonra da tüm dünyaya hatırlatmaktır. Millet olma bilincini bu şekilde canlı tutacağız. Biz yollarımızı bu şekilde genişleteceğiz, hedeflerimizi bu şekilde büyüteceğiz. Biz kendi siyaset hayatımızda da devlet yöneticiliği hayatımızda da hep bu anlayışla hareket ettik, ediyoruz. İşte bunun için 2023 hedefleri diyoruz, 2053 vizyonu, 2071 vizyonu diyoruz.”
“ESNAFIMIZI, MİLLETİMİZİN EMANETİ, BUGÜNÜMÜZÜN VE YARINIMIZIN MANEVİ TEMİNATI OLARAK GÖRÜYORUZ”
Ahi Evran’ın Hacı Bektaş ve Mevlana döneminde yaşadığını belirterek “ahi” olabilmek için öncelikle çalışmak, bir meslek sahibi olmak gerektiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ahi Evran’ın “debbağ”, yani deri ustası olduğunun rivayet edildiğini aktararak, “Debbağ kime deniyor? Deriyi gayet iyi dövene denir. Bir ahinin tezgâhı halka olduğu kadar Hakk’a hizmet yeridir. Dolayısıyla onun ibadet mekânıdır” dedi.
Yapılan her işe bir hikmetin eşlik ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, demiri döven bir zanaatkârın o demirle nefsini de terbiye ettiğini, deriyi, kumaşı, ağacı işleyen bir zanaatkârın o malzemelere Rabbine olan şükrünü de nakşettiğini anlattı.
“Esnaf sadece alan, satan, ticaret yapan, varlığı icra ettiği meslekten ibaret biri değildir. Esnaf aynı zamanda o muhitin gözü, kulağı, sesi, vicdanı, hamisi, yol göstericisidir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’de esnafın araştırma şirketlerine, sosyologlara, siyaset bilimcilerine “taş çıkartacak” sağlam tahminler yapmasının gerisinde bu kadim kültürün olduğunu dile getirdi. Türkiye’de ailesinde esnaf olmayan neredeyse kimsenin bulunmadığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Bugünkü büyük şirketlerimizin, sanayicimizin hemen hepsinin de hikâyesi küçük bir dükkândan, atölyeden başlar. Ülkemizin gelişmesinin, büyümesinin, hedeflerine doğru adım adım yol almasının kökleri esnaf çalışkanlığına ve ahlakına uzanır. Bu nedenle esnafımızı, milletimizin emaneti, bu günümüzün ve yarınımızın manevi teminatı olarak görüyoruz. Kapısı 72 millete açık esnafın olduğu yerde din, dil, ırk ayrımı olmaz. ‘Rızık Allah’tandır’ diyerek dükkânını, atölyesini, ekmek teknesini açan esnaf ve sanatkâr rızkın kimin eliyle geleceğini seçmez. Usta-çırak ilişkisi ile kazanılan kabiliyetler gençleri sadece meslek sahibi yapmakla kalmaz, aynı zamanda onlara vatan ve millet sevgisini, edebi, adabı, saygıyı, dürüstlüğü, tevazuu, kanaati de öğretir. Nitekim bugün de küçükten büyüğe her işletme sahibinin elde ettiği hasılayı, karını çoğaltmanın değil sağladığı istihdam artırmanın vesilesi olarak görmesiyle iftihar ediyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, devirler geçse, dünya değişse de birlik, beraberlik, kardeşlik ve dayanışmalarının değişmeyeceğini vurgulayarak, “Bu millet ne badireler atlattı, ne imtihanlardan geçti. Sadece son sekiz yılda yaşadıklarımız bile başlı başına bir ibret vesikasıdır. Bizi çimento gibi birbirimize kenetleyen kardeşliğimiz sayesinde, Allah’ın yardımı, milletimizin desteği, bütün bunlarla beraber hepsinin üstesinden geldik. İnşallah bundan sonra da aynı şekilde büyük ve güçlü Türkiye’nin inşasını birlikte gerçekleştireceğiz” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, iki yıldır dünyayı sarsan ve her ülkeye ekonomik bakımdan ağır darbeler vuran bir salgınla mücadele edildiğine işaret ederek “Bu salgın elbette tüm dünya ile birlikte bizi de etkiledi. Salgınla mücadelenin maliyetleri bir yana, kaybettiğimiz her vatandaşımızla birlikte yüreğimize ateş düşüyor, canımız yanıyor. Tabii bu süreçten en çok etkilenenlerin başında esnafımız, sanatkârımız ve ticaret erbabımız geliyor” dedi.
Türkiye’de vakaların görülmeye başladığı günlerden itibaren salgının esnaf üzerindeki yükünü hafifletmek için çeşitli tedbirler aldıklarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Önce Ekonomik İstikrar Kalkanı Paketi’ni uygulamaya geçirdik. Esnaf ve sanatkârımızın kooperatif kefaletiyle veya doğrudan Halkbank’tan kullandığı kredilerin geri ödemelerini üç defa erteledik. Kredi ve Kefalet Kooperatifi ortağı esnafımızın borçlarını iki yıl art arda yapılandırdık. Halkbank vasıtasıyla işletme kredisi ve ticari kredi kartı desteklerini hayata geçirdik. Bu çerçevede 16 Mart 2020-5 Şubat 2021 tarihleri arasında 760 bin esnafımız, yaklaşık 19 milyar lira faiz indirimi kredisi kullandı. Bankanın verdiği diğer işletme ve yatırım kredileriyle birlikte 2020 yılı içinde toplam kullanılan kredi miktarı ne biliyor musunuz? 43 milyar liraya, faiz indirimli kredilerden faydalanan esnaf ve sanatkâr sayısı 985 bine ulaştı. Ağustos ayı sonu itibarıyla 2021 yılı içerisinde ise 140 bin esnaf ve sanatkâra yaklaşık 17 milyar lira faiz indirimli kredi temin ettik. Esnaf ve sanatkârlarımızın KOSGEB’ten kullandıkları kredilerin geri ödemeleri de yine aynı şekilde faizsiz olarak erteledik. Kamu bankaları yanında esnafımızın özel sermayeli bankalara olan borçlarına da erteleme imkânı getirdik.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, salgın nedeniyle iş yapamayan ve temerrüde düşen esnafın kredi sicillerine “mücbir sebep” kaydı düşülmesine imkân sağladıklarını da vurgulayarak kredilerden yararlanma şartlarını kolaylaştırdıklarını anımsattı.
Esnaf ve sanatkâr ile tacirlere “gelir kaybı desteği” ve “kira desteği” başlıkları altında dört ay süreyle yaklaşık 5 milyar liranın üzerinde hibe desteği verdiklerini de hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kapanma tedbirleri sürecinde yaşanan ekonomik kayıpları telafi amacıyla bir defaya mahsus olmak üzere 3 bin ve 5 bin liralık dilimler hâlinde toplamda 4,3 milyar liranın üzerinde ödeme yaptık. İcra ve iflas takiplerini durdurduk. Hazine ve vakıf taşınmazları üzerinde tahsisli olan işletmelerden kira bedeli alınmaması, ertelenmesi veya açık olan işletmelere kira bedelinde indirim sağlanması yoluna gittik. Bu acil tedbirlerin dışında yıllık gelir vergisi beyanname verilme ve ödeme süresini uzatıp, SGK prim ödemelerini erteledik. Kollarına göre KDV oranlarını, konuları sebebiyle asgari düzeye indirdik.”
Salgın döneminin yol açtığı sıkıntıların üstesinden gelerek, esnafın tezgâhlarını açık tutmasını, hatta geliştirmesini sağlamak için devletin tüm imkânlarını seferber ettiklerini bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her ne kadar ülkemizde kökünü bir türlü kurutamadığımız kadrolu felaket tellalları endişe ve karamsarlık havası yaymak için uğraşsa da sizler bu samimi gayretlerimizi biliyorsunuz. Şeamet tellallarına kalsa, Türkiye’nin bugüne kadar defalarca battığını, bittiğini ve yerle yeksan olduğunu” söyledi.
“HAYATA GEÇİRDİĞİMİZ UYGULAMALAR SAYESİNDE DÜNYANIN EN YÜKSEK BÜYÜME RAKAMLARINA ULAŞTIK”
Gelişmiş ülkelerin bile ciddi sarsıntılar yaşadıkları dönemde, Türkiye’nin kayıplarını kısa sürede telafi ederek, yoluna devam ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Neşet Usta, mekânı cennet olsun, diyor ki: ‘Kendi kendisinden utanmayan, yeryüzünde hiç kimseden utanmaz.’ Türkiye’nin ve milletinin felaketinden kendine iktidar çıkarmaya çalışanların da utanması olmadığını hep birlikte görüyoruz. Sıkıntılarımız, sorunlarımız, dertlerimiz yok mu? Elbette var ama hiçbiri el ele, gönül gönüle vererek çok çalıştığımızda üstesinden gelemeyeceğimiz hususlar değildir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonomideki son gelişmelere değinerek, şunları kaydetti: “Aldığımız tedbirler ve hayata geçirdiğimiz uygulamalar sayesinde, dünyanın en yüksek büyüme rakamlarına biz ulaştık. İhracatta, rekor üstüne rekor kırıyoruz. İstihdam, salgın dönemi öncesinin dahi üstüne çıktı. Yatırımcılarımız, üretimi artırmak için makine bulmakta, hammadde temininde, lojistik kanallarını genişletmekte zorlanıyor. Kimi ülkeler gibi hazırda paramız veya zahmetsiz para getiren kaynaklarımız olmadığı hâlde, bu başarıları yakaladığımıza özellikle dikkat çekmek istiyorum.”
Enflasyonun yol açtığı hayat pahalılığı konusundaki sıkıntıları da gayet iyi bildiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Maliyetleri düşürmek ve fırsatçılarla mücadele etmek suretiyle en kısa sürede enflasyonu da kontrol altına alarak, raflardaki, etiketlerdeki fahiş fiyat artışlarının önüne geçeceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dünyada hiçbir şey bizim değil, bizim olan verdiğimiz emektir” diyen Neşet Usta’nın gönül diliyle ifade ettiği gerçek, hayatın her alanında hâkim kılındığında, her sorunun kendiliğinden çözüm yoluna gireceğini vurguladı.
ŞEKER PANCARI 2021 YILI ALIM FİYATLARI
Türkiye’nin önemli şeker pancarı üretim merkezlerinden biri olan Kırşehir’den, 2021 yılı alım fiyatlarını da açıklamak istediğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Geçtiğimiz yıl şeker pancarı üretiminde 23 milyon tonla Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırmıştık. İnşallah bu yıl da bereketli bir sezon geçireceğimize inanıyorum. Şeker pancarının alım fiyatını, geçtiğimiz yıl ton başına 336 lira olarak belirlemiştik, bu yılki şeker pancarı alım fiyatımız ton başına 420 liradır. Yüzde 25’lik bir artışı ifade eden şeker pancarı alım fiyatımızın ülkemize ve çiftçilerimize hayırlı olmasını diliyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin, şanlı tarihiyle bağlarının kesilmeye çalışıldığı bir dönemin yaşandığını dile getirerek, şöyle devam etti: “Ahi Evran başta olmak üzere bizi biz yapan, bu toprakları vatanımız hâline getiren, medeniyetimize rengini veren değerlerimizi, milletimize unutturmak isteyenler var. Eğitim sistemimizden kültür politikalarımıza ve medyamıza kadar tüm taşıyıcı kanallarımız bu doğrultuda düzenlendi ama milletimiz, değerlerini tüm kalbiyle ve ruhuyla sahiplenerek, bu gayretleri boşa çıkarmıştır. Hamdolsun, artık milletimizi tarihiyle ve medeniyetiyle en güçlü şekilde tekrar buluşturmak için imkânlarımızı seferber ettiğimiz bir dönemdeyiz. Eğitim ve kültür politikalarımızdan mimarimize kadar her alanda bu anlayışın tezahürlerini görmek mümkündür. UNESCO takvimine, bu yıl dâhil edilmesini sağladığımız yıl dönümleri bile, tek başına, bu yaklaşımın nasıl derinleştiğini anlatmaya yeterlidir. Ahi Evran Yılı kapsamında düzenlenen etkinlikleri bu şekilde görüyorum.”
Ahilik Haftası çerçevesinde, lise öğrencileri arasında yapılan “Yardımlaşma ve Adil Paylaşım” konulu resim yarışmasında dereceye girenleri tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yine, yılın çırağı, kalfası ve ahisi ödülleriyle ahilik hizmet ödülünün takdim edileceği arkadaşlarımızı da tebrik ediyorum. Bizi, Ahilik Onur Ödülü’ne layık gören ahilerimize şükranlarımızı sunuyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hitabının ardından Ahi Evran Yılı Resim Yarışması’nda dereceye girenlere ödüllerini verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 34. Ahilik Haftası Ödül Töreni kapsamında, Trabzon’dan Yaprak Meral’a “yılın çırağı”, Antalya’dan Ali Korkmaz’a “yılın kalfası”, Hatay’dan Behzat Böke’ye “yılın ahisi” ödülünü verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ahi Evran Veli’nin türbesini ziyaret ederek dua etti. Daha sonra AK Parti Kırşehir İl Başkanlığı yeni il binasının açılışına katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kırşehir’de farklı bir gün yaşadıklarını, Ahi Evran ile yeni bir döneme girdiklerini söyledi.
Ahi Evran’ın tüm ahlak anlayışını, özellikle esnaflıktaki anlayışını andıklarını, ödül törenleri düzenlediklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, büyük bir katılımla bu toplantıyı gerçekleştirmenin kendilerine ayrı bir şevk ve onur verdiğini söyledi.
2021’in Ahi Evran Hazretleri’nin doğumunun 850. yıl dönümü münasebetiyle UNESCO tarafından Ahi Evran Yılı ilan edildiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu senenin aynı zamanda vefatlarının 700. ve 750. seneyi devriyesi olması hasebiyle Yunus Emre ve Hacı Bektaş yılı olduğunu hatırlattı.
Sene başından beri düzenledikleri programlarla ülke, millet ve bu topraklardaki medeniyet birikimi açısından büyük önem ve mana taşıyan yıl dönümlerini hakkıyla değerlendirmeye çalıştıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bilhassa istikbalimizin teminatı olan gençlerimizin, Anadolu’nun manevi mimarlarını tanımasını, anlamasını arzu ediyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İl Başkanlığının yeni binasıyla bundan böyle Kırşehir’de çok daha farklı bir AK Parti etkinliği yaşanacağına, yeni il başkanı ve yeni yönetimle de Kırşehir’de AK Parti’nin bu döneminin çok daha farklı olacağına inandığını dile getirdi.
Her alanda olduğu gibi, siyasi faaliyetlerde de modern ve geniş binalara sahip olmak gerektiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Atalarımız bunun için ‘Şerefül mekân bil mekin’ demişlerdir. Yani bir mekâna şeref katan oradaki insanlardır. Şimdi de yeni yönetim, inanıyorum ki bu binaya yeni bir zenginlik, yeni bir güç katacaktır. Kapı kapı dolaşmak suretiyle girilmedik mekân, çalınmadık kapı bırakılmayacak ve böylece 2023 Kırşehir’de gerek cumhurbaşkanlığı gerekse milletvekilliği seçimleri için yeni bir dönemin adresi olacak. Günümüz kutlu, geleceğimiz hayırlı olsun. Yeni hizmet binamız Kırşehir’e, Kırşehir siyasetine hayırlı olsun” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, beraberindekilerle kurdele keserek açılışı gerçekleştirdi.
“Türkiye, 85 milyon vatandaşıyla bölgesinin istikrar ve güven kaynağıdır”
Genç Gazeteciler İstanbul
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti “Özümüzden Geleceğe Türkiye Buluşmaları” programında yaptığı konuşmada, “Türkiye, büyük bir ülkedir. Türkiye, 2 bin 300 yılı aşan köklü birikimiyle tecrübeli bir devlettir. Türkiye, 85 milyon vatandaşıyla bölgesinin istikrar ve güven kaynağıdır” dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen AK Parti “Özümüzden Geleceğe Türkiye Buluşmaları” programına katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bundan 1 ay önce başlattıkları Türkiye Buluşmaları programları kapsamında İstanbul’da partililerle bir araya gelmekten memnuniyet duyduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 6 Eylül’den itibaren partinin il ve ilçe teşkilatları başta olmak üzere merkez yürütme kurulu üyelerinden, merkez karar ve yönetim kurulu üyelerine, milletvekillerinden bakanlara kadar tüm kadroyla sahada olduklarını kaydetti.
Çarşı ve pazarda tüccardan çiftçiye, emekliden memura, şehit gazi yakınlarından ihtiyaç sahibi vatandaşlara kadar herkesin kapısını çaldıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Bu kapsamda 100 bin 800 müstakil noktada milletimizle bir araya geldik. Program sayesinde teşkilat olarak birliğimizi, beraberliğimizi, yol ve dava arkadaşlığımızı perçinledik. Milletimizle kurduğumuz gönül köprülerimizi biraz daha sağlamlaştırdık. Toplumun nabzını tuttuk, tavsiyelerini dinledik, eleştirilerine kulak verdik. 31 Mart Yerel Seçim sonuçlarını milletimizle birlikte açık yüreklilikle değerlendirdik. Nerede eksiğimizin olduğunu tahlil ve tespit etmeye çalıştık. Son 23 yıldır olduğu gibi milletimizin hassas terazisinde hiçbir komplekse kapılmadan kendimizi tarttık, hesaba çektik, kendimize ayna tuttuk.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kongre süreci öncesinde kendilerine rehberlik edecek çok geniş bir fikir havuzunu derlemiş bulunduklarını, Türkiye Buluşmaları’nda gündeme getirilen tespit, tenkit ve tekliflerden kongre sürecinde azami derecede istifade edeceklerini vurguladı.
Türkiye Buluşmaları’nın AK Parti’nin, milletin kalbindeki sarsılmaz yerini bir kez daha teyit ettiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Vatandaşlarımız sorunların çözüm adresi olarak ilk sırada partimizi ve ittifakımızı görüyor. Hayat pahalılığı ve enflasyon başta olmak üzere ekonomideki zorlukların üstesinden bizim geleceğimize, etrafı ateş çemberiyle kuşatılmış ülkemizin güvenliğini ve huzurunu yine bizim sağlayacağımıza inanıyor. Bir başka ifadeyle vatandaşlarımız muhalefet aktörlerine güvenmiyor, muhalefetin söylemlerine prim vermiyor. Daha doğrusu onlardan kendisine hayır geleceğine asla ve kata inanmıyor. Zaman zaman serzenişte bulunsa da insanımız son kertede AK Parti’ye ve Cumhur İttifakı’na güveniyor, itimat ediyor.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti olarak kendilerine verilen bu desteğin kıymetini ve ne anlama geldiğini çok çok iyi bildiklerini, partilerine ve hükûmete yönelik güveni, inancı, teveccühü boşa çıkarmamakta kararlı olduklarını dile getirdi.
Bugüne kadar milleti hayal kırıklığına uğratmadıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bundan sonra da millete hayal kırıklığı yaşatmayacaklarını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti’ye oy veren, gönül verenler başta olmak üzere 85 milyon vatandaşın kendilerinden beklentilerinin farkında olduklarını ifade etti.
Bu beklentileri karşılamak noktasında son 23 yılda en ufak bir zafiyet göstermediklerini, yine göstermeyeceklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “8. Büyük Olağan Kongremiz, milletimizin partimizden taleplerinin hayata geçirildiği ana zemin olacaktır” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kongre sürecimizi, tazelenmenin, yenilenmenin, bununla birlikte büyük bir kucaklaşmanın vesilesine dönüştürmek arzusundayız. Davamızın çilesini çekmiş emektarlarımızın tecrübelerini dışlamadan, AK Parti ruhunu içselleştirmiş, değerlerimizi benimsemiş, AK Parti’nin ufkuna, vizyonuna sahip, dürüst, çalışkan, donanımlı, millet ve memleket sevdalısı yeni isimlerle inşallah kadrolarımızı tahkim ve takviye edeceğiz” ifadesini kullandı.
Kongreleri parti içi bir faaliyet gibi görmediklerini, milletle ortak geleceği inşa edecekleri bir kardeşlik şölenine çevireceklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti’nin geleneğine yakışan bir usulde kardeşlik ve dayanışma içinde, Türk siyasetine referans teşkil edecek bir muhabbet ikliminde 8. Olağan Kongre sürecini yöneteceklerini dile getirdi.
Türkiye Buluşmaları’nın milletle kucaklaşma, milletle aralarındaki iletişimi kuvvetlendirme hamlelerinin ilk adımı olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunu, 12 Ekim’de başlayacak kongrelerimizle birlikte tüm Türkiye sathına taşıyacağız” dedi.
AK Parti olarak, üye sayısı itibarıyla Türkiye’nin en büyük ailesi olduklarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz çıkar birliği yapmış bir hareket değil, Türkiye’ye hizmet aşkıyla gönül birliği, kader birliği, yol ve dava arkadaşlığı yapmış bir siyasi partiyiz. AK Parti teşkilatlarını bir arada tutan harç, kardeşlik hukukudur. Biz birbirini ezerek yükselenlerden olmadık. Birbirinin elini tutarak, birbirine omuz vererek yükselenlerden olduk. Hep söylüyorum; makamlar, rütbeler, oturulan koltuklar değişebilir, molalar olabilir, kesintiler olabilir, dinlenmeye çekilenler olabilir ama uğruna ömrümüzü adadığımız AK Parti’nin temsilcisi olduğu kutlu dava inşallah ilelebet payidar olacaktır” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendilerinden öncekilerden devraldıkları hizmet kervanının aynı şekilde yoluna devam edeceğini belirterek, “Bu süreçte öfke ve nefret diline prim vermeyecek, nezaketle, hoşgörüyle gönüller fethederek yolumuzda ilerleyeceğiz” dedi.
Her bir arkadaşının yürüttüğü mücadeleye bakmasını istediğini, onlara inanıp güvendiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Buluşmaları’nın ülkeye, millete ve AK Parti teşkilatına hayırlı olmasını diledi.
“TÜRKİYE’DE NE DİYORSAK, BM KÜRSÜSÜNDE DE AYNI CÜMLELERİ KURMAKTAN ASLA ÇEKİNMİYORUZ”
Türkiye Buluşmaları’nda görev alan herkese teşekkür eden Cumhurbaşkanı Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 1 yıldır bölgede çok kanlı çatışmalar yaşandığını anımsattı.
İsrail’in Gazze halkına yönelik soykırımının 1’inci yılını tamamlamak üzere olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, geride bırakılan 364 günde, 17 binden fazla çocuğun, binlerce kadının, yaşlının, sivilin, doktorun, gazetecinin alçakça şehit edildiğini, tüm dünyanın gözleri önünde 50 bine yakın masum insanın katledildiğini belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Uluslararası hukuk, temel insan hak ve hürriyetleri, savaş hukuku, insana ve insanlığa dair ne kadar değer varsa hepsi ayaklar altına alındı. 360 kilometrekare içinde işlenmedik suç, işlenmedik barbarlık kalmadı ama ne yaparlarsa yapsınlar, Gazze halkının direniş zeminini kıramadılar. Gazzeli kardeşlerimiz, tüm imkânsızlıklara rağmen ümmetin ve insanlığın yüz akı olarak 364 gündür siyonist işgalcilere karşı kahramanca direniyor” ifadesini kullandı.
Filistin’in kahraman evlatlarına en kalbi muhabbetlerini gönderen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye olarak, tüm imkânlarımızla Gazzeli kardeşlerimizin yanında olmayı sürdüreceğiz. Bunu da öyle hamaset olsun diye söylemiyorum. Bakınız, İsrail’e karşı ekonomik tedbir uygulayan yegâne devlet biziz. Gazze’ye miktar olarak en fazla yardım gönderen Müslüman ülke biziz. Uluslararası tüm platformlarda Filistin halkının haykıran sesi, nefesi, savunucusu olan hükûmet biziz. İlk gün nerede duruyorsak, bugün de aynı yerde dimdik duruyoruz. İlk gün neyi savunuyorsak, bugün de aynı değerleri savunuyoruz. Türkiye’de ne diyorsak, Birleşmiş Milletler kürsüsünde de aynı cümleleri kurmaktan asla çekinmiyoruz. Yalpalamadan, savrulmadan, kimseden korkmadan, kimsenin baskısına, tehdidine boyun eğmeden mazlumun yanında, zalimlerin karşısındayız.”
“FİLİSTİN BAYRAĞINA DAHİ TAHAMMÜL EDEMİYORLAR”
İsrail’in Lübnan’a başlattığı saldırılar sonrasında en güçlü tepkiyi veren ülkelerden birinin Türkiye olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İsrail hükûmetinin tüm bölgeyi kan gölüne çevirmeyi amaçlayan kirli planlarını gören, deşifre eden, sonuçlarıyla ilgili tüm insanlığı uyaran yine Türkiye’dir. Artık akıl ve basiret sahibi herkes şu gerçeği görüyor; Dini fanatizmle hareket eden mevcut İsrail yönetiminin niyeti bellidir, hedefi bellidir. Neyi gerçekleştirmek istediği çok net bellidir. Batılı güçler ise bunların asıl niyetlerini çok iyi bildikleri hâlde Holokost utancından dolayı Netanyahu ve katliam çetesine seslerini çıkaramamaktadırlar” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yıllardır özgürlüklerden bahsedenlerin, Filistinli çocuklar için toplanan göstericilere nasıl davrandıklarını herkesin gördüğünü belirterek, “Bırakın Filistinli mazlumların hakkının savunulmasına izin vermeyi, Filistin bayrağına dahi tahammül edemiyorlar. Terör örgütlerine gelince, ‘protesto hakkı kutsaldır’ diyerek başkentlerinin en geniş meydanlarını açanlar, söz konusu Filistin olunca, Gazze’de katledilen 50 bine yakın masum olunca, faşizmin en nobran hâlini uyguluyorlar. On yıllardır savunageldikleri değerleri İsrail uğruna, İsrail’in katliamlarını örtmek uğruna sadece 1 senede bizzat kendi elleriyle itibarsız hâle getirdiler” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail’in yayılmacı politikalarına dikkati çekerek şunları kaydetti: “Tıpkı geçen yüzyılın başında olduğu gibi, coğrafyamızda sınırların kanla çizilmesine yönelik sinsi bir plan uygulamaya konulmuştur. Hamas sadece bir bahanedir. Hizbullah sadece bir bahanedir. Yemen, Suriye, İran sadece birer bahanedir. İşgal ve istila politikasını meşrulaştırmak için İsrail hükûmeti her gün yeni bir mazeret üretmektedir. İçimizdeki bazı İsrail dostları, bazı siyonist muhipleri, bazı kalemşorlar her ne kadar gerçekleri gizlemeye çalışsa da şayet durdurulmazsa, Netanyahu ve çetesine ‘dur’ denilmezse, bu yayılmacı politikanın nereye varacağını bizler tahmin edebiliyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail vasıtasıyla yeni bir paylaşım savaşının hem de çok kirli bir savaşın yürütüldüğünü gördüklerini ve tüm tedbirleri buna göre aldıklarını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şunu herkes bilsin ve anlasın Türkiye büyük bir ülkedir. Türkiye, 2300 yılı aşan köklü birikimiyle tecrübeli bir devlettir. Türkiye, 85 milyon vatandaşıyla bölgesinin istikrar ve güven kaynağıdır. Büyüklüğümüze yaraşır şekilde bugüne kadar nasıl devletimizin ve milletimizin güvenliğinde hiçbir zafiyete izin vermediysek şimdi de aynı hassasiyetle, aynı soğukkanlılıkla, aynı kararlılıkla ve elbette aynı stratejik akılla hamlelerimizi planlıyoruz” diye konuştu.
“BU YANGINI EL ELE VERİP SÖNDÜRMEZSEK ENİNDE SONUNDA SİZE DE ULAŞACAK”
Her karışı şehit kanlarıyla sulanmış vatan toprakları üzerinde ameliyat yapılmasına müsamaha gösteremeyeceklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “İsrail hükûmetini şımartanları, İsrail hükûmetine koşulsuz destek vererek pervasız hâle getirenleri buradan aklıselimle hareket etmeye davet ediyorum. İşler daha fazla kontrolden çıkmadan, daha çok kan dökülmeden, daha fazla yıkım olmadan yularını elinizde tuttuğunuz bu zalimleri durdurun. Diğer türlü, gözünü kan bürümüş İsrail hükûmetinin harladığı ateş, sadece bu coğrafyayı, bu coğrafyada yaşayan halkları değil, sizleri de yakacak. Büyümesine müsaade ettiğiniz bu yangını el ele verip söndürmezsek eninde sonunda size de ulaşacak.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam âlemini de aynı şekilde İsrail saldırganlığının önüne geçmek için ekonomik ve ticari tedbirleri devreye almaya çağırdığını vurgulayarak, şöyle devam etti: “İslam dünyası olarak İsrail’e yönelik önlem almadığımız her gün, bu kan deryası maalesef daha da büyüyecek. Kardeşlik hukukumuzun gereğini yapmak artık bizim için tercihten öte bir mecburiyettir. Türkiye’nin karşı karşıya olduğu tehditlerin bertaraf edilmesinde AK Parti teşkilatlarına düşen, kardeşlik ruhunu yüceltmek, tam bir dayanışma içinde olmaktır. Birbirimize her zamankinden daha fazla kenetleneceğiz. Her zamankinden daha fazla sahada olacak, çalışacak, koşturacağız. Durmak yok, duraklamak yok, mola, rehavet, yılgınlık yok. Gözlerimizi hedeflerimizden ayırmak asla ve asla yok. Mesuliyetimizin ne kadar ağır olduğunun eminim sizler de idrakindesiniz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefete işaret ederek, şunları söyledi: “Muhalefetin kimi aktörlerinin hâlini milletimiz gibi sizler de görüyorsunuz. Hangi gündemlerin peşinde koştuklarını, dertlerinin ne olduğunu, millete ve şehirlerine hizmet gibi kaygılarının bulunmadığını inanıyorum ki sizler de takip ediyorsunuz. Sabah akşam koltuk kavgasından, ikbal ve parti içi iktidar mücadelesinden başlarını kaldıramıyorlar. 14-28 Mayıs seçimlerinde sandıkta yaşadıkları toplu hezimeti unuttular. 31 Mart gecesinden bu yana yaklaşık 4 yıl sonra yapılacak seçimler için şimdiden birbirleriyle kavgaya tutuştular. Ne millete ve şehirlerine hizmet gibi dertleri var ne de vatandaşa meydanlarda verdikleri sözleri yerine getirme gibi bir hassasiyetleri var.”
Eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Geçen sene koltuğundan addedilen eski genel başkan ise bir köşeye atılmanın hıncıyla sosyal medyadan sürekli sağa sola sataşıyor. Partisinin başında olduğu dönemlerde yaptığı gibi milleti kutuplaştırarak, siyasi iklimi gererek kendini gündemde tutmaya çalışıyor. Bölgemizin dört bir tarafından çatışma seslerinin geldiği bir dönemde zehirli dili ve söylemleriyle Türkiye’nin siyasi atmosferinin yumuşamasına, normalleşmesine, tansiyonun düşmesine bir türlü müsaade etmiyor” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gerilimden beslenenler olduğuna vurgu yaparak, “Biz iktidar ve muhalefet arasındaki diyalog zeminini genişletmek için uğraştıkça, sıkılı yumrukları gevşetmek için samimi adımlar attıkça, yıllarca gerilimden beslenenler buna engel olmak için ellerinden geleni yapıyor. Onlara şunu söylemek isterim; ‘Türkiye’ye bir hayrım dokunsun’ diyorsanız gölge etmeyin sizden başka ihsan istemiyorum” diye konuştu.
Bunlara aldırmadan millete hizmet mücadelesini azimle sürdüreceklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “İşte bugün Oruç Reis Araştırma Gemimizi Somali’ye uğurladık. 2017 yılından beri ülkemize önemli hizmetlerde bulunan Oruç Reis, artık Somali’de her biri beşer bin kilometrekarelik alanı temsil eden üç ruhsat sahasında sismik faaliyet yürütecek. On yıllardır çatışma, istikrarsızlık ve açlıkla anılan Somali bölgesi Oruç Reis’in keşifleri sonrasında artık ekonomik kalkınmayla, refahla, huzurla gündeme gelecek. Somali açıklarındaki sismik araştırma faaliyetlerimizden de Allah’ın izniyle müjdeli haberler alacağımıza inanıyorum.”
“Rabbim yolumuzu, bahtımızı açık etsin diyorum. Ben sizlere, bu kadroya sonuna kadar inanıyor ve güveniyorum” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Buluşmaları Programı’nın hayırlara vesile olmasını dileyerek, emeği geçenleri tebrik etti.
“Teknolojiyi, üreten ve ihraç eden ülke hedefimiz doğrultusunda ilerliyoruz”
Genç Gazeteciler Adana
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TEKNOFEST 2024’te yaptığı konuşmada, “Teknolojiyi sadece kullanan değil; tasarlayan, geliştiren, üreten ve ihraç eden ülke hedefimiz doğrultusunda emin adımlarla ilerliyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Adana Şakirpaşa Havalimanı’nda düzenlenen TEKNOFEST 2024’e katılarak bir konuşma gerçekleştirdi.
Konuşmasına Adanalıları selamlayarak başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 10 Ağustos’ta Adana’ya gelerek muhteşem bir projenin açılışını yaptıklarını, Adana ile Mersin’in de gurur kaynağı olan Uluslararası Çukurova Havalimanı’nı tüm bölgenin hizmetine sunduklarını hatırlattı.
Şimdi de dünyanın en büyük Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali için Adana’da olduklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her yıl milyonlarca vatandaşımızın akın ettiği, gençlerimizin heyecanla beklediği TEKNOFEST Adana’ya hepiniz hoş geldiniz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün Adana’nın gençlerin coşkusuyla bir başka güzel olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti: “Gözlerinin ışıltısında aydınlık yarınlarımızın müjdesi olan siz gençlerimizle Adana ve Şakirpaşa bugün çok farklı. Bugün burada sadece millî teknoloji hamlemizin göz kamaştıran ürünleri yok. Burada aynı zamanda Türkiye Yüzyılı’nın mimarı olacak genç yüreklerimiz, parlak zihinlerimiz var. Burada yarının Hezarfen Ahmet Çelebileri, Cezerileri, Ferganileri, Ali Kuşçuları, Aziz Sancarları var. Burada aşkın diliyle, barışın diliyle, ilmin, teknolojinin, bilimin diliyle konuşan, ufku açık yüz binlerce gencimiz var. Sizlerin vasıtasıyla bilime, araştırmaya, teknolojiye, keşfetmeye özellikle meraklı ülkemizin tüm gençlerini bir kez daha sevgiyle selamlıyorum. Kalplerimizi tekrar buluşturan Rabbime hamdediyorum.
Biz, Çukurova Havalimanı’nı açtığımızda birileri Şakirpaşa ile ilgili yoğun bir algı çalışması yürüttüler. Akla, vicdana, siyasi ahlaka sığmayan bir sürü iddiayı gündeme taşıdılar. Peki, ne oldu? İddialarının hiçbir geçerliliğinin olmadığı bugün bir kez daha ortaya çıktı. Şakirpaşa kapandı mı? Şakirpaşa açık mı? Buyurun biz de bugün Şakirpaşa’ya indik. Ve şimdi Şakirpaşa’da bir TEKNOFEST fuarını şu anda gümbür gümbür buradan dünyaya haykırıyoruz. Algı operasyonlarından etkilenip Şakirpaşa ne olacak diye endişelenen Adanalı gençlerimize sesleniyorum, siz, birilerine bakıp da asla endişe etmeyin. Şakirpaşa eskisinden daha mühim, daha hayati görevler icra edecek. Millî teknoloji hamlemizin simgesi olan TEKNOFEST sadece bir başlangıç. İnşallah burayı tarihine, misyonuna ve önemine uygun şekilde çok etkin bir şekilde kullanmaya devam edeceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TEKNOFEST 2024’ün Adana’ya, Türkiye’ye, millete ve özellikle gözleri parlayan gençlere hayırlı, uğurlu olmasını diledi.
Gençlere özgüven aşılayan, umudu ve başarmayı öğreten bu güzide festivalin düzenlenmesinde emeği geçen Sanayi ve Teknoloji Bakanlığını, Türkiye Teknoloji Takımı Vakfını, sponsorlar ve iştirakçiler ile güvenlik görevlisinden gönüllülere herkesi tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kendilerine tek tek teşekkür ediyorum. En büyük teşekkürü de sizler gibi pırıl pırıl evlatlar yetiştiren, vatanına, milletine, devletine, tüm gücüyle hizmet edecek böyle parlak gençler büyüten anne-babalarımıza ediyorum” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, katıldıkları yarışmalarda ödül alan tüm gençleri, takımları kutlayarak, şunları ifade etti: “İsmini yaşattığımız eski Adana Valilerinden, Adana nehirlerini ıslahıyla ve tarıma verdiği destekle bilinen Şakir Paşa’yı da rahmetle anıyorum. Yiğidin sevdiği güzel olunca, ömrü arkasından sökülür gidermiş. Öyle demişler sevgili gençler. İşte bizim gönlümüzde de buraların, Çukurova’nın çok ayrı bir yeri var. İlk fetihlerden Kuvayı Millîye’ye ve günümüze kadar devletine, milletine, hakka ve hakikate sahip çıkan Adana’nın kalbimizde farklı bir yeri var. Toroslar’ın çocukları, Çukurova’nın evlatları, Yemen’den Galiçya’ya, Sarıkamış’tan Çanakkale’ye, coğrafyamızın dört bir yanında hilal uğruna, bekamız uğruna ve sevdamız için şehit düştüler. Bugün başı dik, alnı ak, huzur içinde yaşıyorsak, gölge olarak sadece ay yıldızlı al bayrağımızın gölgesini tanıyorsak, ölümden korkmayan o aziz şehitlerimiz sayesindedir. Bu vesileyle Adana’nın verdiği şehitleri, tüm şehitlerimizle birlikte rahmetle, minnetle yâd ediyorum. Ruhları şad olsun. Rabbim, hepsinden razı olsun.”
Geleceği inşa etmenin, yarınları hayal etmekle başlayacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin teknoloji serüveninin geçmiş yıllarda bugünü düşünerek hayal eden, dert ve ideal sahibi şahsiyetlerin emekleriyle şekillendiğini söyledi.
“SON 22 YILDA ELDE ETTİĞİMİZ HİÇBİR KAZANIM, BİZE ALTIN TEPSİDE SUNULMADI”
Biruni, Uluğ Bey, Cabir bin Hayyan, Harezmi, Piri Reis ve daha nice büyüğün bu uğurda fikir ve yürek teri döktüğünü dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Vecihi Hürkuş, Nuri Killigil ve Necmettin Erbakan’ın hayallerini gerçekleştirmek pahasına bedeller ödediğini, hayalperestlikle suçlanmaktan şüpheli ölümlere kadar pek çok badireyle karşılaştığını hatırlattı.
Onların inandıkları yolda yürümekten hiçbir zaman vazgeçmediğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Şunu bilmenizi isterim, bugün hepimizi gururlandıran TEKNOFEST’e ulaşmak, buradaki ileri teknoloji ürünlerini yapmak asla kolay değildi. Bilhassa son 22 yılda elde ettiğimiz hiçbir kazanım, bize altın tepside sunulmadı. Zorluklarla karşılaştık, engellerle buluştuk, sabotajlara maruz bırakıldık. İçeriden ve dışarıdan ihanetlere uğradık. Haksızlıkların, çifte standartların her türünü gördük, yaşadık. Neyi başardıysak, bileğimizin gücüyle başardık. Alnımızın teriyle başardık. Yüreğimizi, gerektiğinde canımızı ortaya koyarak başardık. Dün bize parasıyla, savunma sanayii teknolojisi ürünü vermeyen ülkelere artık ihracat yapar hâle geldik.”
Kendilerinden öncekilerin zor zamanlarda verdikleri asil mücadeleye dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz de onların açtığı yolda sarsılmadan, yıkılmadan cesaretle yürüdük. O mücadele adamlarından büyük ve güçlü Türkiye için canını dişine takanlardan birisi de merhum Özdemir Bayraktar’dı” dedi.
Özdemir Bayraktar’ın insansız hava araçlarında çığır açan bir isim ve millî teknoloji hamlesinin mihmandarlarından olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “BAYKAR’ın bugün hayata geçirdiği pek çok projenin de fikir babasıydı. Kararlıydı, azimliydi, cesurdu. Yılmadı ve yıldırmadan da yoluna devam etti. Kendi ifadesiyle, durumdan vazife çıkaran idealist bir insandı. Bugün İHA ve SİHA’larımız 50’den fazla ülkede Türk savunma sanayini gururla temsil ediyorsa bu başarıda Özdemir ağabeyin çok büyük payı vardır. Kendisine bir kez daha Allah’tan rahmet diliyorum. Mekânı cennet olsun. İnşallah sizler bu mücadeleyi çok daha iyi seviyelere taşıyacaksınız” diye konuştu.
Gençlerin kendilerinin eksiklerini telafi edeceğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Unutmayın, sizler Türkiye’nin umudusunuz, sizler Türkiye’nin istikbali, Türkiye’nin aydınlık yarınlarısınız. Türkiye Cumhurbaşkanı olarak sizlerden isteğim hayallerinizin peşinden gitmeyi asla bırakmamanızdır. Karşılaştığınız zorluklara aldırmadan sabırla, inançla hedeflerinize doğru yürümekten asla vazgeçmeyin. ‘Yapamazsınız, başaramazsınız’ diyen zihni köleleştirilmiş, iradesi esir alınmış felaket tellallarına kulak asmayın. Unutmayın sabır acıdır, zordur, çetindir ama meyvesi daima tatlıdır. İnancın ve azmin elinden Allah’ın izniyle hiçbir şey kurtulamaz. Sevgili gençler, tüm bunları şu gerçeğin farkında olarak söylüyorum, Türkiye artık eski Türkiye değil, Türkiye 22 yıl öncesinin Türkiye’si asla değil. Ekonomide, savunmada, eğitimde, teknoloji altyapısında 22 yıl öncesi ile kıyas dahi edilemeyecek bir Türkiye’de yaşıyoruz, yaşıyorsunuz.”
“İNSANSIZ HAVA ARAÇLARINDA DÜNYANIN İLK ÜÇ ÜLKESİ ARASINDAYIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 22 yılda gençlerle hayalleri arasına girebilecek birçok engeli kaldırdıklarını belirterek, “Millî gelirde tarihimizde ilk kez 1,1 trilyon dolar sınırını aştık, nereden nereye. Savunma sanayinde yerli ve millî üretimin payını yüzde 80’lere çıkardık. İnsansız hava araçlarında dünyanın ilk üç ülkesi arasındayız” bilgisini verdi.
Araştırma Geliştirme Merkezi sayısını da sıfırdan 1328’e çıkarttıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Buralarda 66 bin 250 projeyi tamamladık, 14 bin 634 proje ise devam ediyor. 22 yıl önce sadece 2 teknopark vardı, bugün 104 teknoparkımız var. Tasarım merkezimiz yokken bugün 332 tane tasarım merkezine sahibiz. Buralarda da 13 bin 101 proje tamamlandı, 2 bin 262 proje devam ediyor. Daha bunlar gibi saymaya kalksak saatler alacak güçlü bir altyapıyı son 22 yıl içerisinde ülkemize kazandırdık.”
Merkezinde gençlerin olduğu 21. yüzyıl Türkiye’sini ilim ve teknolojiyle inşa etmenin gayreti içerisinde olduklarını da vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni, büyük ve güçlü Türkiye’yi yansıtan en önemli tablonun bu sene 10’uncusu düzenlenen TEKNOFEST olduğunu söyledi.
Her geçen yıl katılımcı sayısı artan, ziyaretçi rekorları kıran TEKNOFEST’in geniş yelpazedeki yarışmalarıyla teknoloji ekosistemine ışık tuttuğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “TEKNOFEST dışa bağımlılığın, montajcılığın, başkalarına muhtaç yaşamanın ülkemizin kaderi olmadığını bizlere çok net bir biçimde gösteriyor. TEKNOFEST, unutmayın gençler, bir gençlik destanıdır, TEKNOFEST bir teknoloji devrimidir. TEKNOFEST, bereketli Anadolu topraklarında filizlenen idealist gençlerin güçlü sesidir” diye konuştu.
2018’den bu yana TEKNOFEST’in dalga dalga büyüdüğüne hep beraber şahitlik ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “2018’de, 14 farklı kategoride toplam 4 bin 333 takım ve 20 bin yarışmacıyla başlamıştık. Geçen sene İstanbul, Ankara ve İzmir’de 41 farklı kategoride 333 binden fazla takım, 1 milyondan fazla yarışmacıyla, 4,5 milyon ziyaretçiye ulaştık, Allah’a hamdolsun. TEKNOFEST Adana’ya ise 50 farklı kategoride, 790 binden fazla takım, 1 milyon 650 binden fazla yarışmacı başvurdu. Ziyaretçi bakımından da yeni bir rekora imza atacağımıza inanıyorum. Adana ve Mersin başta olmak üzere Akdeniz bölgesindeki tüm gençlerimizi, tüm çocuklarımızı, Şakirpaşa’ya davet ediyorum.”
“GERİLİM, ÇATIŞMA VE SAVAŞLAR COĞRAFYAMIZI İÇTEN İÇE ÇÖKERTİYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölgede son yılların en sancılı günleri yaşandığına işaret ederek, “Gerilim, çatışma ve savaşlar coğrafyamızı içten içe çökertiyor. Gazze ve Lübnan’daki katliamları millet olarak, insanlık olarak içimiz kan ağlayarak takip ediyoruz” dedi.
Gazze’ye yönelik İsrail saldırıları başlayalı neredeyse bir yıl olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, çoğu çocuk ve kadın 50 bin kişinin vahşice siyonist İsrail tarafından katledildiğini söyledi.
Saldırılarda 100 bine yakın insanın da yaralandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: “Şehirler birer enkaz yığınına döndü. İsrail, Hamas bahanesiyle önce Gazze’yi işgal etti, şimdi de Hizbullah bahanesiyle Lübnan’da kan döküyor. Filistin’in seçilmiş son başbakanı İsmail Heniyye’yi Tahran’da şehit ettikten sonra, geçtiğimiz günlerde de Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’ı katlettiler. İsrail saldırılarında can veren Filistinli ve Lübnanlı kardeşlerimize bir kez daha Allah’tan rahmet diliyorum.”
“GAZZE, BATI ŞERİA VE LÜBNAN İLE SINIRLI KALMAYACAK SİNSİ BİR PLAN UYGULAMAYA KONULMUŞTUR”
Uluslararası hukukun tamamen rafa kaldırılmış durumda olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bölgede ateşkese, barışa ve huzura her yaklaşıldığında, İsrail hükümeti bu süreci dinamitleyecek bir provokasyona imza atıyor. Ateşi tüm bölgeye yaymak, coğrafyamızı kana ve gözyaşına boğmak için her yola başvuruyorlar” ifadesini kullandı.
İsrail’in, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres’i “istenmeyen kişi” ilan etmesine ilişkin Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Utanmadan, sıkılmadan Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Guterres’e, özellikle kalkıyor ‘Birleşmiş Milletler’e gelemez’ diye meydan okuyor. Şu hâle bak, şimdi 196 ülke, herhalde Birleşmiş Milletler Genel Sekreterine sahip çıkacaktır. Sen kim oluyorsun da burada Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’ne yönelik, Birleşmiş Milletler’e gelemeyeceğine dair ferman gönderiyorsun? Kundaktaki bebekleri dahi öldürmekten zevk alan bir cinnet hâliyle karşı karşıyayız. Tüm bu gerçeklere rağmen ne yazık ki Batılı güçler, bu katliam şebekesine silah, mühimmat, istihbarat ve diplomatik destek vermeyi sürdürüyor. Gazze’ye ve Lübnan’a yağan binlerce tonluk bombaların nereden geldiği, nerede üretildiği, kimler tarafından tedarik edildiği bellidir. Kimse kusura bakmasın ama dökülen her damla kana bombaları atanlar kadar o bombaları temin edenler de aynı derece ortaktır. Burada şunu çok açık ifade etmek durumundayım, bölgemizde sadece Gazze, Batı Şeria ve Lübnan ile sınırlı kalmayacak sinsi bir plan uygulamaya konulmuştur. Bu planın nihai hedefinin neresi olduğunu görmek ve anlamak için kâhin olmaya gerek yoktur.”
“İSRAİL YÖNETİMİ YAPTIĞI HER AÇIKLAMAYLA ASIL NİYETLERİNİ ORTAYA KOYUYOR”
Tarih bilen, dinler tarihi bilen, siyaset ve diplomasi bilen herkesin meselenin Kudüs, Mescid-i Aksa ve “vadedilmiş topraklar” hezeyanı ile bağlantısını kolayca idrak edeceğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz hepimiz arz-ı mevudun ne olduğunu gayet iyi biliriz. Vaat edilmiş toprakların ne olduğunu gayet iyi biliriz. 30 kilometre mesafede adeta Türkiye’ye meydan okuma yarışına giriyorlar. Bunları biz gayet iyi biliriz. Mevcut İsrail yönetimi yaptığı her açıklamayla, paylaştığı her haritayla asıl niyetlerini ortaya koyuyor” dedi.
Türkiye’nin sahadaki gelişmeleri anbean takip ettiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin komşular ve bölgedeki tüm kardeş ülkelerle işbirliğini ileriye taşıdığını ifade etti.
Zalimler karşısında insanlık cephesini güçlendirmenin gayretinde olduklarını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Savunma sanayii alanında dışa bağımlılığımızı en aza indirmeye çalışıyor, yerli ve millî üretimi çok güçlü biçimde destekliyoruz. Devlet destekli siber saldırılara ve dijital terör eylemlerine karşı mukavemetimizi sürekli güçlendiriyoruz. Elektronik harp ve millî yazılım konusu zaten gündemimizin üst sırasında yer alıyor. Teknolojiyi sadece kullanan değil tasarlayan, geliştiren, üreten ve ihraç eden ülke hedefimiz doğrultusunda emin adımlarla ilerliyoruz. Tanktan zırhlı araçlara, savaş gemisinden denizaltına, uçaktan helikoptere, silahlı ve silahsız insansız hava araçlarından hava savunma sistemlerine kadar çok geniş bir alanda hamdolsun son derece güçlüyüz. İnşallah çok daha iyi yerlerde olacağız. TB2’lerle yakaladığımız, Akıncı ile sürdürdüğümüz ivmeyi savaş uçağımız Kızıl Elma ile çok farklı bir seviyeye taşıyacağız. Şu hakikati lütfen aklınızdan çıkarmayın, Adanalı kardeşlerim ‘Elle gelen öğün olmaz o da arasan bulunmaz.’ atasözünü çok iyi bilir. Biz de savunma sanayii alanı başta olmak üzere dışa bağımlılığın acısını çok iyi bilen bir ülkeyiz. Bize takılan çelmeleri, müttefiklerimizin uyguladığı gizli-açık ambargoları unutmadık.”
Teknolojinin sadece kalkınma ve refah değil bağımsızlık, güvenlik ve egemenlik manasına da geldiğini defalarca tecrübe ettiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bayraktar’la, ANKA’yla, Akıncı’yla, Aksungur’la, Kızılelma’yla, Atak’la, Hürkuş’la, Hürjet’le, Gökbey’le, Kaan’la, Anadolu’yla, Altay’la ve ülkemizin caydırıcılığını artıran daha nice savunma kabiliyetlerimizle iftihar etmenin sebebi işte budur” dedi.
Türkiye’nin her zaman sulhu sükûnun tarafında olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tüm bunları da savaş heveslisi olduğumuz için değil, vatanımızı ve vatandaşlarımızı kem gözlerden layıkıyla korumak için yapıyoruz. Bölgemizin içinde bulunduğu cinnet hâli karşısında bugüne kadar olduğu gibi yine mazlumların yanında, adaletin safında yer alacağız” ifadesini kullandı.
“Coğrafyamızın yeni bir Sykes-Picot taksimiyle tekrar lime lime edilmesine göz yummayacağız.” diye konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu hedefleri yakalamada en büyük güç kaynağının gençler olduğunu söyledi. “Yerli ve millî olsun” diyerek çırpınan gençler oldukça vatanın daima güvende olacağını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mavi Vatan’da, Gök Vatan’da sizlerin sesi, sizlerin nefesi her daim duyulacak. Size güveniyor, inanıyor ve hepinizle iftihar ediyorum. Sizlerle yol yürümekten, sizlere yoldaşlık etmekten onur duyuyorum. ‘Ülkem, milletim, insanlık için ne yapabilirim’ diye gayret eden, düşünen ve hayallerinin peşinden ayrılmayan siz gençleri yetiştiren ailelerinize de teşekkür ediyorum” dedi.
TEKNOFEST logolu montla platforma çıkan Cumhurbaşkanı Erdoğan, festival paydaşlarıyla fotoğraf çektirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra TEKNOFEST Girişim Yarışması’nda dereceye giren gençlere ödüllerini verdi. TEKNOFEST Yönetim Kurulu ve Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı (T3 Vakfı) Mütevelli Heyeti Başkanı Selçuk Bayraktar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hediye takdim etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra T3 Vakfı Yönetim Kurulu ile TEKNOFEST pozu vererek fotoğraf çektirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Finlandiya Cumhurbaşkanı Stubb ile ortak basın toplantısında konuştu
Genç Gazeteciler Ankara
“Filistin Devleti’nin tanınması büyük önem ifade ediyor”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Finlandiya Cumhurbaşkanı Stubb ile düzenledikleri ortak basın toplantısında yaptığı açıklamada, “Barışı ve güvenliği sağlamakla görevli uluslararası teşkilatların etkisiz kaldığı bu ortamda Filistin Devleti’nin tanınması, daha büyük anlam ve önem ifade ediyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Finlandiya Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Alexander Stubb, Cumhurbaşkanlığı Külliyesindeki baş başa ve heyetler arası görüşmelerinin ardından ortak basın toplantısı düzenlendi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün yaptıkları görüşmelerde Gazze ve Lübnan’a yönelik İsrail saldırganlığının da gündemlerinin odağında yer aldığını belirterek şunları söyledi: “İsrail’in katliamlarıyla ilgili tavrımızı hem Birleşmiş Milletlerde hem de bugün Meclisimizde açık yüreklilikle dile getirdim. İsrail’in hakka, hukuka aykırı işgal ve ilhak arayışına karşı tavrımız, tüm devletlerin ve uluslararası kuruluşların asli görevidir.”
“HÂLÂ BUNU YAPMAYAN ÜLKELERE FİLİSTİN DEVLETİ’Nİ TANIMA ÇAĞRIMIZI TEKRARLIYORUZ”
“Buradan bir kez daha Gazze’de acil kalıcı ateşkesin sağlanması ve insani yardımların ulaştırılması çağrımızı tekrarlıyorum” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu açıklamalarda bulundu: “Lübnan halkının ve hükûmetinin de bu süreçte yanında olmamız gerekiyor. Güvenlik Konseyi başta olmak üzere barışı ve güvenliği sağlamakla görevli uluslararası teşkilatların etkisiz kaldığı bu ortamda Filistin Devleti’nin tanınması, daha büyük anlam ve önem ifade ediyor. 7 Ekim’den bu yana dokuz ülke Filistin Devleti’ni tanımıştır. Hâlâ bunu yapmayan ülkelere Filistin Devleti’ni tanıma çağrımızı tekrarlıyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir gazetecinin, “Birleşmiş Milletler nezdinde Türkiye ve Finlandiya öncülüğünde oluşturulan Arabuluculuk Dostları Grubu, bölgedeki çatışmaların sonlandırılabilmesi adına bir inisiyatif başlatabilir mi?” şeklindeki sorusu üzerine Finlandiya Cumhurbaşkanı Stubb ile bunları da görüştüklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, müşterek atılabilecek adımlar konusunda, her iki ülkenin de ara buluculuk noktasında ne denli başarılı olabileceğini zamanın göstereceğini ifade etti.
İsrail’in ara buluculuğa yaklaşması veya kabulünün söz konusu olmadığının görüldüğünü aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Atılacak adımlarla, temennim odur ki, bakanlarımızın yapacağı ön çalışmalarla böyle bir netice alabilirsek bu netice üzerinden inşallah, bu ara buluculuk çalışmalarına devam ederiz” değerlendirmesini yaptı.
Finlandiya Cumhurbaşkanı Stubb da görüşmede Orta Doğu’da devam etmekte olan çatışmalar konusunun da ele alındığını belirterek, “İsrail’in kendisini savunma ve koruma hakkı olduğunu kabul ederken, kendi güvenliğini sağlama hakkı olduğunu kabul ederken, aynı zamanda İsrail’in uluslararası hukuka uyması gerektiğini de düşünüyoruz. Çünkü yaşanan insanlık trajedisi Gazze’de çok fazla. Şimdi de Lübnan’da aynı şeyi görmeye başladık. Dolayısıyla biz de Finlandiya olarak acil bir ateşkes çağrısında bulunduk Lübnan’da. Saldırıların durması çağrısında bulunduk. Biz de iki devletli bir çözümden yanayız. Bunu sağlayacak siyasi süreci destekliyoruz. Şu anda devam etmekte olan bu iki savaş yani hem Filistin’de hem Lübnan’da yaşananlar belki de barışla sonuçlanacak, barışçıl bir çözüme ulaşılacak ama henüz bu noktadan çok uzaktayız diyebilirim.”
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.