Connect with us

Dünya

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank : Türkiye artık savunma sanayii ihraç edebilen bir ülke

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, savunma sanayisinde yerlileşmenin önemine değinerek, “2002’de yüzde 20’lerde olan yerlilik oranını yüzde 70’lerin üzerine çıkarmayı başardık. Sektörün yıllık cirosu 11 milyar doları aşmış durumda. Bu cironun yaklaşık yüzde 30’u da ihracattan geliyor. Türkiye artık sadece kendi savunma sanayisini inşa edebilen değil, yurt dışı pazarlara da ihraç edebilen bir ülke konumuna geldi.” dedi.

Bakan Varank, Ankara’nın Kahramankazan ilçesinde Teknokar Savunma ve Havacılık A.Ş.’nin yeni fabrikasının açılış töreninde yaptığı konuşmada, savunma sanayisinin tüm dünya ülkeleri için önemine işaret ederek, bu alanda kıyasıya bir rekabet olduğunu kaydetti. Varank, dünyada ekonomik güç ve uluslararası arenada söz sahibi olmak için savunma sanayisine yatırım yapmak gerektiğini belirten Bakan Varank, “Savunma sanayi hem milli güvenlik açısından hem de sektörde geliştirilen teknoloji ve tedarik ağı yoluyla ülke ekonomisi açısından bir lokomotif işlevi görüyor.” değerlendirmesinde bulundu.

İHRAÇ EDEN ÜLKE

Savunma sanayinin kendine has dinamikleri olduğunu anlatan Varank, “Başka sektörlerde belki paranızla her şeyi satın alabilirsiniz ama savunma sanayinde paranın geçerli olmadığı zamanlar oluyor. Bunu daha önce Kıbrıs Barış Harekâtı sonrasında yaşadık. Aslında o kadar geçmişe gitmeye gerek de yok. Yakın zamanda NATO üyesi de olan Kanada, Türk SİHA’larında kullanılan bazı ürünler için ihracat yasağı getirdi. Bunun gibi yaşadığımız onlarca örnek sayabilirim. Tüm bu örnekler kısa vadede dezavantaj gibi gözükse de uzun vadede savunma sanayinde yerlileşmenin önünü açan adımlar oluyor. Yani kötü komşu, ev sahibi yapıyor. 2002’de yüzde 20’lerde olan yerlilik oranını yüzde 70’lerin üzerine çıkarmayı başardık. Sektörün yıllık cirosu 11 milyar doları aşmış durumda. Bu cironun yaklaşık yüzde 30’u da ihracattan geliyor. Türkiye artık sadece kendi savunma sanayisini inşa edebilen değil, yurt dışı pazarlara da ihraç edebilen bir ülke konumuna geldi.” diye konuştu.

LOKOMOTİF SEKTÖR

Varank, sektörün büyümede iyi bir ivme yakaladığını, yakın bir gelecekte Türkiye’nin lokomotif sektörlerinden biri olmaya aday olduğunu dile getirerek, “2015 sonrası dönemde ciro büyüklüğü dolar bazında yıllık ortalama yüzde 22, ihracatı ise ortalama yıllık yüzde 12 büyüyen bir sektör ama alınacak daha çok yolumuz var. Özel sektör firmalarımız için savunma sanayisinde keşfedilmemiş daha çok büyük fırsatların olduğunu düşünüyorum.” dedi.

GİRİŞİMCİLERE DESTEK

Hükümet olarak girişimcilerin savunma sanayi alanındaki fırsatlardan istifade etmeleri için destek vermeye devam edeceklerini belirten Varank, bugüne kadar TÜBİTAK aracılığıyla 813 savunma sanayi projesine 5 milyar liraya yakın kaynak aktardıklarını, KOSGEB aracılığıyla da 2018-2020 döneminde savunma sanayindeki 277 KOBİ’ye 30 milyon liraya yakın destek sağladıklarını bildirdi. Varank, kalkınma ajanslarının da 53 projeye eş finansman desteği verdiğini ifade ederek, firmalar arasında ortak kaynak kullanımını teşvik etmek amacıyla kurulan OSB’lerden söz etti.

15 BİN İLAVE İSTİHDAM

Savunma ve havacılık sektöründe Türkiye’ye büyük katkı sağlayacak diğer bir OSB’nin bugün Teknokar’ın da dahil olduğu Ankara Uzay ve Havacılık İhtisas OSB’si olduğunu söyleyen Varank, “Bölgedeki 155 sanayi parselinin 149’u yatırımcılara tahsis edilmiş durumda. Tüm tesisler yatırımcılarla dolduğunda burada 15 bin kişilik ilave istihdam öngörüyoruz.” diye konuştu.

HAVACILIK, UZAY VE TEKNOLOJİ FESTİVALİ “TEKNOFEST”

Varank, yetişmiş insan kaynağı kapasitesini artırmayı hedefleyen TEKNOFEST’in teknoloji yarışmalarına geçen yıl 100 binin üzerinde gencin başvurduğunu hatırlatarak, “Dünyanın en büyük havacılık, uzay ve teknoloji festivali olan TEKNOFEST, Milli Teknoloji Hamlesi’nin toplumsallaşmasına da hizmet ediyor. İlkokuldan lisansüstü seviyesine kadar her düzeyden nitelikli binlerce genç, hayallerini gerçekleştirmek için birbirinden farklı kategorilerde düzenlenen TEKNOFEST Teknoloji Yarışmaları’na 28 Şubat’a kadar başvurabilirler. Gençlerimiz lütfen takımlarını kurup bu yarışmalara başvursunlar. TEKNOFEST’i bu sene inşallah İstanbul merkezli olarak düzenleyeceğiz.” ifadelerini kullandı.

İHRACAT REKORU

Türkiye’nin gündemini üretim, istihdam ve ihracatta tutmak için gayret gösterdiklerini vurgulayan Varank, “Tüm dünyanın ekonomik olarak sarsıntı geçirdiği bir yılı inşallah pozitif büyümeyle kapatacağız. Yeni yatırımlar pandemiye rağmen hız kesmiyor. 2020’de teşvik belgesi düzenlediğimiz sabit yatırım tutarı 2019’un yüzde 25 üzerinde. Tüm öncü göstergeler 2021’e de üretim alanında güçlü bir başlangıç yaptığımızı gösteriyor. İSO İmalat sanayi PMI endeksi ocakta bir önceki aya göre 3,6 puan artış gösterdi. İhracatımız tüm zamanların ocak ayı rekorunu kırarak yıllık bazda yüzde 2,5 arttı. İmalat sanayindeki üretimin öncü göstergelerinden OSB’lerdeki elektrik tüketimi ocakta bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 6 daha fazla. İnşallah, ekonomi ve hukuk alanındaki reform gündemimizin hayata geçmesiyle çok daha iyi bir ivme yakalayacağız.” diye konuştu.

GENÇLERE ÇAĞRI

Varank, Türkiye’yi ana gündeminden ve rotasından saptırma gayretindekilerin olduğunu belirterek, “Yasalar çerçevesinde yapılmış bir rektör ataması üzerinden ikinci bir ‘Gezi’ hayali kuruluyor. Önce büyük bir heyecanla hükümetimizin pandemi sürecinde aciz düşmesini beklediler. Beklediklerini bulamayınca şimdi de ülkemizin başarılı üniversitelerinden olan Boğaziçi üzerinden kargaşa ve istikrarsızlık çıkarmak gayretindeler. Biz gençlerimize güveniyoruz. Gençlerimize çağrıda bulunmak istiyorum. Değerli gençler, lütfen örgütlerin, özellikle ideolojik saplantı içinde bulunan hocalarınızın sizi zehirlemesine müsaade etmeyin. Hocalarınıza sorun: ‘Yurt dışında nerede üniversite yönetimlerinin sandıkla belirlendiğini gördünüz?’ Özellikle de kamu kaynağı kullanan bir üniversitede yapılan işlem yasaldır ve hukukidir. Lütfen size sorgulamayı tavsiye eden hocalarınıza siz de bu sorgulamaları yapın.” şeklinde konuştu.

SAVUNMA SANAYİ

Ankara Uzay ve Havacılık İhtisas OSB’de yeni fabrikasının açılışı gerçekleştirilen Teknokar Savunma ve Havacılık A.Ş.’nin de risk alan, savunma sanayinin gücüne güç katma gayretinde olan firmalardan biri olduğuna işaret eden Varank, “Savunma ve havacılık sektörüne yenilikçi alt sistem tedariki sağlama noktasında önemli bir fonksiyon icra ediyor. Bu bağlamda Teknokar’ın yatırımını da öncelikli yatırım konuları kapsamındaki muafiyetlerle destekledik. Bundan sonra daha güçlü, başarılı bir Teknokar göreceğiz.” dedi.

“YERLİLEŞMEYİ GÖREV EDİNDİK”

Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkan Yardımcısı Celal Sami Tüfekçi, savunma projelerinde yerlileşmeyi görev olarak edindiklerini ve bunu sözleşmelerde şart olarak koyduklarını belirterek, “Savunma sanayimizdeki büyük firmamıza verilen ana platform projesinin yüzde 70’si değişik kategorilerde küçük sanayiciye aktarılmak zorundadır. Bu vesileyle savunma sanayi ekosistemi oluşmuştur.” diye konuştu.

“ÖNEMLİ KAZANIM”

Ankara Sanayi Odası Başkanı Nurettin Özdebir, Uzay ve Havacılık İhtisas OSB’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önem verdiği projelerden olduğunu kaydederek, “Burası Ankara için son derece önemli bir kazanım. Ankara’nın teknoloji seviyesi diğer kentlerimizle kıyaslanmayacak kadar önemli bir konumda.” dedi.

“BÜYÜK PROJELER”

Teknokar Savunma ve Havacılık A.Ş. Genel Müdürü Necla Yılmaz, şirketin tecrübesiyle yurt dışı pazarına açılma faaliyetlerine ağırlık vereceğinin altını çizerek, şirketin yakın zamanda ihracat yapmayı hedeflediğini söyledi. Yılmaz, şirketin daha büyük projelerde yer alacağını kaydetti.

Açılış törenine, Ankara Valisi Vasip Şahin, Kahramankazan Kaymakamı Engin Aksakal ve Belediye Başkanı Serhat Oğuz da katıldı.

Konuşmaların ardından Bakan Varank’a günün anısına hediye takdim edildi, daha sonra okunan duanın ardından kurdele kesimi gerçekleştirildi.

Varank, açılış töreni sonrasında fabrikanın üretim ve Ar-Ge Merkezlerinde incelemelerde bulundu.

Dünya

Katar Emiri Şeyh Temim Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde

Türkiye’ye hoş geldiniz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye-Katar Yüksek Stratejik Komite 10. Toplantısı için Türkiye’ye gelen Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad Al Sani’yi Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde resmî törenle karşıladı.

Katar Emiri Şeyh Temim, Cumhurbaşkanlığı Külliyesine gelişinde Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından resmî törenle karşılandı. İki ülke millî marşlarının çalınmasının ardından Katar Emiri Şeyh Temim, tören kıtasını selamladı.

Türkiye ve Katar bayrakları önünde basın mensuplarına poz veren iki lider, daha sonra baş başa görüşmelerini gerçekleştirmek üzere Cumhurbaşkanlığı Külliyesine geçti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Katar Emiri Şeyh Temim baş başa görüşmelerinin ardından, Türkiye-Katar Yüksek Stratejik Komite Onuncu Toplantısı’na başkanlık etti.

TÜRKİYE İLE KATAR ARASINDA İMZALANAN ANLAŞMALAR

Toplantı sonrası iki ülke arasında yapılacak anlaşmaların imza törenine geçildi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Katar Emiri Şeyh Temim huzurunda imzalanan sekiz anlaşma şöyle:

” – Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Katar Devleti Hükûmeti Arasında İnsani Yardım Alanında İşbirliği Anlaşması

  • Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Katar Devleti Hükûmeti Arasında Belgeler ve Arşivler Alanlarında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptı
  • Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Katar Devleti Hükûmeti Arasında Medya ve İletişim Alanında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptı
  • Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Katar Devleti Hükûmeti Arasında Gençlik ve Spor Alanlarında (2025-2026) Yıllarına Ait Uygulama Programı
  • Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Katar Devleti Hükûmeti Arasında Uluslararası Karayolu Yolcu ve Eşya Taşımacılığı Alanında İşbirliği Anlaşması
  • Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Katar Devleti Hükûmeti Arasında Ticaretin Kolaylaştırılmasına İlişkin Niyet Beyanı
  • Savunma Bakanlıkları Arasında Teknik İşbirliği Anlaşması
  • Savunma Bakanlıkları Arasında Askeri İşbirliği Anlaşması.”

Törende ayrıca Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile Katar Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani “Türkiye-Katar Yüksek Stratejik Komite Onuncu Toplantısı” bildirisini imza altına aldı.

HABER BURADA

Dünya

Atatürk’ün ebediyete irtihalinin 86. yıl dönümü

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün vefatının 86. yılı nedeniyle Anıtkabir’de düzenlenen anma törenine katıldı.

Anıtkabir’deki tören, devlet erkânının Aslanlı Yol’da yürüyüşü ile başladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığındaki heyet, Anıtkabir’de saat 09.05’te Atatürk’ün mozolesine çelenk koyarak saygı duruşunda bulundu.

İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, Misak-ı Millî Kulesi’ne geçerek Anıtkabir Özel Defteri’ni imzaladı ve şunları yazdı:

“Aziz Atatürk,

Ebedi aleme irtihalinizin 86. yıl dönümünde Zat-ı Âlinizi, bir kez daha rahmetle yâd ediyoruz.

Şahsınızın ve şehitlerimizin emaneti olan Türkiye Cumhuriyeti’ni her alanda yüceltmek, güçlendirmek, etrafındaki krizlere rağmen istikrar ve güven içinde büyütmek için var gücümüzle çalışıyoruz. Yeniden büyük Türkiye hedefiyle ve Türkiye Yüzyılı vizyonuyla 85 milyon tek yürek, tek bilek olarak şanlı mazimizden daha aydınlık bir atiye uzanan kutlu yolculuğumuzu emin adımlarla sürdürüyoruz.

Vatan topraklarının her karışında barışın, huzurun, adaletin, kalkınmanın ve kardeşliğin egemen olduğu bir Türkiye’yi inşa edene kadar durmadan, dinlenmeden yürüyeceğiz.

Ruhun şad olsun!”

Genç Gazeteciler Ankara

HABER BURADA

Dünya

“Türkiye’nin AB katılım sürecinin yıllardır engellenmesinin makul bir izahı yoktur”

Genç Gazeteciler Macaristan

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa Siyasi Topluluğu Beşinci Zirvesi Genel Oturumu’nda yaptığı konuşmada, “Türkiye gibi kıtanın refahı ve güvenliğine önemli katkılar sunan bir aday ülkenin katılım sürecinin yıllardır engellenmesinin makul bir izahı yoktur. Mevcut jeopolitik konjonktürde üyelik perspektifimizin güçlendirilmesinin, hem Avrupa’nın hem yakın coğrafyamızın yararına olacağı açıktır” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de, Avrupa Siyasi Topluluğu Beşinci Zirvesi Genel Oturumu’nda hitap etti.

Misafirperverliği ve nazik daveti için Macaristan Başbakanı Viktor Orban’a teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün burada Avrupa’nın yüzleştiği çok boyutlu güvenlik sınamalarını ele almak üzere toplanmış bulunuyoruz” ifadesini kullandı.

Güvenlik sınamalarının yalnızca askerî tehditler, terörist saldırılar ve hibrit savaş taktiklerinden ibaret olmaktan çıktığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, enerji arzından siber saldırılara, göç hareketlerinden salgınlara, uluslararası hukukun sistematik ihlallerinden savaşlara kadar geniş bir yelpazeye yayılan meydan okumaların herkesi etkilediğini bildirdi.

“UKRAYNA’DAKİ SAVAŞIN YOL AÇTIĞI OLUMSUZLUKLAR HER GEÇEN GÜN DAHA DA DERİNLEŞİYOR”

“Huzurumuza, istikrarımıza ve refahımıza kasteden tehditlerin önemli bir kısmı tek başımıza üstesinden gelemeyeceğimiz boyutlara varmıştır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Avrupa Siyasi Topluluğu’nu, kıtamıza yönelik ortak tehditleri samimi bir ortamda ele aldığımız bir platform olarak görüyoruz. Türkiye, civar bölgelerle yakın kültürel bağları, güçlü ordusu, köklü devlet tecrübesi, ilkeli dış politikası ve yetişmiş insan kaynağıyla bir istikrar adası vazifesi görmeye devam edecektir. Avrupa coğrafyasında maalesef savaşın üçüncü yılını geride bırakıyoruz. Ukrayna’daki savaşın yol açtığı olumsuzluklar her geçen gün daha da derinleşiyor. Savaşın uzaması diplomasiye giderek daha az alan bırakıyor. Biz, en başından beri her iki tarafın da masada olduğu bir müzakere sürecini ve devamında kalıcı, adil bir barışa ulaşılmasını savunduk.”

“GAZZE’DE BİR YILDIR SÜREN SOYKIRIM İNSANLIĞIN ORTAK UTANCIDIR”

Geçen hafta Kazan’da Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüştüğünü belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu görüşmeden önce de Ukrayna Dışişleri Bakanı Andrii Sybiha’yı Ankara’da kabul ettiğini hatırlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, her iki görüşmede de diplomasiye alan açılması yönündeki mesajlarını bir kez daha taraflara ilettiğini, barışın tesisi için üzerlerine düşen ne varsa yapmaya hazır olduklarını ve çözüme yönelik çabalara desteklerinin süreceğini ifade ettiklerini bildirdi.

Diğer yandan, yol açtığı yıkım ve sivil zayiat bakımından Ukrayna’daki savaştan çok daha büyük bir insanlık trajedisinin Orta Doğu’da yaşandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Gazze’de bir yıldır süren soykırım tüm insanlığın ortak utancıdır. Buna son dönemde Batı Şeria ve Lübnan’a gerçekleştirilen gayriahlaki ve gayrihukuki saldırılar da eklenmiştir. Şunu vicdan sahibi herkes görüyor, kabul ve ikrar ediyor, 50 bine yaklaşan can kaybı dikkate alındığında ateşkesin ivedilikle sağlanması, kesintisiz ve yeterli miktarda insani yardımın bölgeye ulaşması için İsrail’e her boyutta baskı yapılması elzemdir. İsrail’in saldırganlığına kayıtsız şartsız destek verenler, işlenen suçların da ortağı hâline geldiklerini bilmelidirler.”

“FİLİSTİN’İ HENÜZ TANIMAYAN TÜM ÜLKELERE BUNU YAPMALARI ÇAĞRISINDA BULUNUYORUM”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail’e silah ve mühimmat transferinin durdurulmasını sağlamaya yönelik Birleşmiş Milletler’de bir girişim başlattıklarını, 50’yi aşkın ülke ve uluslararası kuruluşun imzasını taşıyan mektubu BM Genel Sekreteri’ne, BM Güvenlik Konseyi Kasım Ayı Dönem Başkanı Birleşik Krallık’a ve BM Genel Kurul Başkanı’na ilettiklerini belirtti.

Bir diğer önemli hususun da Filistin’in devlet olarak tanınması olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İrlanda, Norveç, İspanya ve Slovenya’nın bu yönde attıkları adımları takdirle karşılıyor, kendilerini ülkem ve milletim adına tebrik ediyorum. Bu tanıma kararlarının, bölgede barış isteyen Avrupalı devletler için de bir emsal teşkil ettiğine inanıyorum. Küresel adalete ve barışa katkı vermeleri için Filistin’i henüz tanımayan tüm ülkelere bunu yapmaları çağrısında bulunuyorum” ifadesini kullandı.

“PKK TERÖR ÖRGÜTÜYLE MÜCADELEDE AVRUPALI ORTAKLARIMIZDAN SOMUT İŞ BİRLİĞİ GÖRMEK İSTİYORUZ”

Terörizme karşı iş birliği ve dayanışma hâlinde, terör örgütleri arasında fark gözetmeksizin mücadelenin herkesin sorumluluğu olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “PKK terör örgütüyle mücadelede Avrupalı ortaklarımızdan somut iş birliği görmek istiyoruz. FETÖ’nün etkin varlık gösterdiği Avrupa ülkelerinden adli ve idari iş birliği taleplerimizin karşılanmasını bekliyoruz. DEAŞ, ülkemizin de önemli katkılarıyla Suriye ve Irak’ta toprak hâkimiyetini kaybetmiş olsa da küresel ölçekte güvenliği tehdit ediyor. Örgütün odağının kaymaya başladığı Batı Afrika ve Orta Asya’daki yabancı terörist savaşçı hareketliliğinin dikkatle takip edilmesini ve bu alanda iş birliğini önemsiyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin, Avrupa-Atlantik bölgesinde barış, refah ve istikrar için bugüne kadar en çok katkı veren ülkeler arasında yer aldığına işaret ederek, “NATO’nun en önde gelen müttefiklerinden biri olarak, Asya-Pasifik’ten Kuzey Afrika’ya uzanan geniş coğrafyadaki ortaklarımızla istişareleri ve iş birliğimizi sürdürüyoruz” diye konuştu.

“DAHA DERİN İŞ BİRLİĞİ TESİS ETMEMİZİN ÖNÜNDEKİ SİYASİ ENGELLERİN ARTIK GERİDE BIRAKILMASI GEREKİYOR”

“AB’nin savunma alanındaki gayretlerine Türkiye’nin tam olarak dâhil edilmesi Avrupa’nın barış ve güvenliği için olmazsa olmazdır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Avrupa Savunma Ajansına ve Avrupa Daimi Yapılandırılmış İşbirliği kapsamındaki projelere katılımımızın gecikmeksizin önünün açılmasını bekliyoruz. Avrupa’yı ve ötesini etkileyen geniş çaplı sorunlara çözüm bulunabilmesi için Türkiye’nin desteği şarttır. Avrupa’da nefret, İslam karşıtlığı ve ırkçılık, sosyal uyumu ve istikrarı zedeliyor. Müslümanlar başta olmak üzere göçmenlere karşı artan ötekileştirme, ırkçılığın yeni bir yüzü olarak karşımıza çıkıyor.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yabancı düşmanlığı ve İslam karşıtlığının yalnızca Müslümanları ve göçmenleri değil, toplumun tamamının huzur ve güvenliğini tehdit eden bir temel insan hakları sorunu olduğu artık kabullenilmelidir. Küresel dengelerin yeniden kurulduğu böylesine belirsiz bir dönemde, hemen her alanda yeni ve etkin politikalar geliştirmemiz elzemdir. Daha derin iş birliği tesis etmemizin önündeki siyasi engellerin, ön yargılı birtakım tutumların artık geride bırakılması gerekiyor. Aksi takdirde, Avrupa’nın ihtiyaç duyduğu fikri ve ekonomik dönüşümleri yakalaması mümkün olamayacaktır.”

“AB İLE İLİŞKİLERİMİZİN SAĞLIKLI BİR ZEMİNDE İLERLETİLMESİ İÇİN DİYALOG VE İŞ BİRLİĞİNE HAZIRIZ”

Bu vesileyle Avrupa kıtasının güvenlik ve istikrarı için AB’nin genişleme politikasının önemine de dikkati çekmek istediğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hakkaniyetli bir genişleme politikasının Birliğin en önemli jeopolitik aracı olduğu açıktır” değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye gibi kıtanın refahı ve güvenliğine önemli katkılar sunan bir aday ülkenin katılım sürecinin yıllardır engellenmesinin makul bir izahı yoktur. Mevcut jeopolitik konjonktürde üyelik perspektifimizin güçlendirilmesinin, hem Avrupa’nın hem yakın coğrafyamızın yararına olacağı açıktır. Türkiye olarak, AB ile ilişkilerimizin sağlıklı bir zeminde ilerletilmesi için diyalog ve iş birliğine hazırız” dedi.

Genç Gazeteciler Macaristan

HABER BURADA

DÜNYA

seers cmp badge