Connect with us

Dünya

Cumhurbaşkanı Erdoğan 2024-2025 Adli Yıl Açılış Töreni’nde konuştu

Genç Gazeteciler ANKARA

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2024-2025 Adli Yıl Açılış Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Geciken adalet, adalet değildir ikazının şartlarını tüm unsurlarıyla devletimizde hayata geçirmeye çalıştık. Adalet sistemimizin etkin, güvenilir, tarafsız ve bağımsız olmasını teminen her alanda tarihî adımlar attık” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yargıtay Başkanlığında düzenlenen 2024-2025 Adli Yıl Açılış Töreni’ne katıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, törende yaptığı konuşmada yeni adli yılın ülkeye, millete, hâkim ve savcılara, avukatlara ve tüm adalet teşkilatına hayırlı olmasını diledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, adaletin tecellisi için görev yaparken teröristler tarafından kalleşçe şehit edilen Cumhuriyet savcıları Murat Uzun ve Mehmet Selim Kiraz ile birlikte adliye teşkilatının tüm şehitlerini rahmetle yâd etti.

Asrın felaketinin yaşandığı 6 Şubat depremlerinde hayatını kaybeden 231 yargı çalışanını rahmetle anan Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen günlerde vefat eden Yargıtay 11. Ceza Dairesi üyesi, 15. Ceza Dairesi eski Başkanı Sami Öztürk’e de rahmet diledi.

Bu sene Yargıtay Başkanlığının seçim yılı olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, demokratik bir iklimde, rekabetçi bir atmosferde yapılan seçimlerde Ömer Kerkez’in, üyelerin teveccühüyle Yargıtay Başkanı olarak seçildiğini hatırlattı.

Yargıtay Başkanı Kerkez’i tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, görevi devreden Yargıtay Onursal Birinci Başkanı Mehmet Akarca’ya teşekkür etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin’den bayrağı devralan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Muhsin Şentürk’e de muvaffakiyet dileyerek mesai mefhumu gözetmeden adaletin tecellisi için fedakârca çalışan yargı teşkilatının bütün mensuplarına şükranlarını sundu.

Seçim atmosferinin geride bırakılmasını, yargı sisteminin hızlı ve etkin işleyişi bakımından önemsediklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “İnşallah önümüzdeki dönemde tüm yargı organlarımız milletimizin adalet talebinin karşılanmasına daha rahat odaklanabilecek. Biz de bu süreçte devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını temin başta olmak üzere Anayasamızın Cumhurbaşkanlığı makamına verdiği görev ve yetkileri harfiyen yerine getirmeye devam edeceğiz. Uyumun güçlendirilmesi için şayet atılması gereken hukuki adımlar varsa Meclisimizle birlikte bunları da inşallah yerine getireceğiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplumun huzuru, iç barışı, refahı ve güvenliği için vazgeçilmez kavramların bulunduğunu, bunların en başında da adaletin yer aldığını belirtti.

“TARİH BOYUNCA KURDUĞUMUZ DEVLETLERİN TAMAMI ADİL YÖNETİMLERİYLE TEBARÜZ ETMİŞTİR”

Mahkeme salonlarının duvarlarında yazan “Adalet mülkün temelidir” ifadesinin, devletin adalet üzere ayakta durduğunun sembolü ve delili olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hazreti Ömer’e atfedilen bu hikmetli sözün, devletin orduyla değil, güçle parayla maddi imkânlarla değil adaletle yaşadığını hatırlattığını kaydetti.

İslam medeniyetinin ayırıcı vasfının adalet olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tarih boyunca kurduğumuz devletlerin tamamı adil yönetimleriyle tebarüz etmiştir” değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, toprağı orduların kontrol altına aldığına, ancak gönülleri ahlak, vicdan ve adalet gibi yüce değerlerin fethettiğine dikkati çekerek, şöyle devam etti: “Merhum Sultan Birinci Murat’ın Hacı Gazi Evrenos Bey’e gönderdiği mektuptaki şu tavsiyeleri hepinize hatırlatmak istiyorum. 4 Kasım 1386 tarihli mektubunda Murat Hüdavendigar şunları söylüyor: ‘Kardeşim Emir Sultan Gazi ile Rumeli bölgesine geçip vilayetler fetheden gazilerin ve mücahitlerin lideri Hacı ve Gazi Evrenos Bey sana bildiririm ki; kılıcınla ele geçirdiğin bölgeyi tek bir sancak kabul edip sana verdim. Ama sakın Rumeli vilayetlerini kendi kılıcımla ele geçirdim diye gururlanma. Bunu iyi bil ki, o vilayetler Allahutaala hazretlerinin ve ondan sonra Resulü’nündür. Allahutaala hazretlerinin rızasının emrinin ve onun yüce Peygamberi’nin buyruğunun dışına çıkma. Ve bunu da bilmelisin ki birçok vilayetlere hâkim olup elde tutmak iki kefeli bir teraziye benzer.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bir kefesi cennet ve bir kefesi cehennemdir. Ne yaparsan yap, gözleri uyusa da gönülleri uyanık olan kimselerden ol. Bütün eylemlerin en faziletlisi ve kaynağı, adalettir. Daima adaletle davran, zira Peygamberimiz Aleyhissalatü Vesselam, adaletin her bir günü bin yıllık ibadetten faziletlidir diye buyurmuştur.’ Osmanlı’yı küçük bir beylikten üç kıta yedi iklimde hakimiyet kurmuş bir cihan imparatorluğu hâline getiren ve altı asır yaşatan formül işte budur” diye ekledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Farabi’den Kınalızade’ye kadar devlet idaresine yön veren hukukçu, âlim ve filozofların da adalet üzerine tefekkür ettiklerinin, eserler verdiklerinin, düşünce dünyalarının temeline adalet idealini koyduklarının görüldüğünü kaydederek, Kınalızade Ali Çelebi’nin, Ahlak-ı Alai adlı meşhur eserinde “Adalettir dünyanın nizamını ve kurtuluşunu sağlayan” diyerek başladığı daireyi, “Halkı idare altına alan ancak adalettir” tespitiyle tamamladığını söyledi.

“TOPLUMDA HUZURU SAĞLAMANIN, REFAH TOPLUMUNU İNŞA ETMENİN YOLU ADALETTEN GEÇER”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, o büyük âlimin, toplum ve devlet hayatının başına da sonuna da adaleti yerleştirdiğini dile getirdi.

Farabi’nin ise insanın biyolojik varlığının bile belirli bir adalet yani itidal, denge içinde yaratıldığını ifade ettiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Her şeyin yerli yerine konulması demek olan adalet, toplumsal birliğin, bütünlüğün, ahengin korunmasının da güvencesidir. Gerek kendi külliyatımıza, gerekse insanlığın ortak birikimine baktığımızda devlet ve toplum hayatında adaletin yerine dair benzer tespitlere rastlıyoruz. Tüm bu tespitlerin özeti şudur: Devletin temel direği, varlık sebebi, meşruiyet kaynağı adalettir. Toplumda huzuru sağlamanın, insanları barış içinde yaşatmanın, refah toplumunu inşa etmenin yolu da yine adaletten geçer. Tabii burada adalet konusunda şu ince ayrımı da yapmamız gerekiyor. Kanun, hukuk ve adalet birbiriyle bağlantılı kavramlar olmakla birlikte aynı manaya gelmez. Hukuk, toplumun temel değerlerini koruyan bir kılavuzken adalet ise hukukun doğru tatbikinin ödülüdür. Bu bakımdan adalet yalnızca bir kavram değil, toplumun tüm dinamiklerini şekillendiren bir ülküdür, yüce bir idealdir.”

“İNSANI MERKEZE ALAN, HIZLI VE ETKİLİ İŞLEYEN BİR SİSTEM KURMAK ADALET POLİTİKALARIMIZIN EN ÖNEMLİ HEDEFİDİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 23 yıl önce Türkiye’ye hizmet yolculuğuna başlarken siyasetin merkezine kalkınmayla birlikte adaleti yerleştirdiklerini, partinin ismini belirlerken de yine bu anlayışla hareket ettiklerini söyledi.

Aziz milletin takdiriyle ülkeyi yönetme sorumluluğunu üstlendiklerinde Türkiye’yi üzerinde yükseltecekleri dört sütundan birinin adalet olduğunu ilan ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaklaşık 22 yıla ulaşan iktidarları boyunca bu önceliğe hep sadık kaldıklarını bildirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bir yandan milletin sofrasındaki ekmeğini büyütüp refahını artırırken, diğer yandan devletle vatandaş arasındaki bağı güçlendirmenin, toplumsal barışı tahkim etmenin çabasında olduk” diye konuştu.

“Geciken adalet, adalet değildir” ikazının şartlarını tüm unsurlarıyla devlette hayata geçirmeye çalıştıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Adalet sistemimizin etkin, güvenilir, tarafsız ve bağımsız olmasını teminen her alanda tarihî adımlar attık. Bu hedef doğrultusunda son 22 senede yaptığımız reform, düzenleme ve yatırımlara sizler zaten yakinen vakıfsınız. Bunları uzun uzadıya anlatmaya gerek duymuyorum. Hedef süre uygulamasından hâkim ve savcı sayılarının arttırılmasına, adliye saraylarımızdan yüksek yargı organlarımızın yeni hizmet binalarına kavuşturulmasına, mahkeme sayılarının çoğaltılmasından SEGBİS, UYAP, elektronik tebligat, elektronik duruşma gibi uygulamalara, arabuluculuk, uzlaştırma gibi alternatif uyuşmazlık yöntemlerinden yargıdaki vesayetçi yapıların tasfiyesine, velhasıl hukuk ve yargı sistemimizi insana hizmet eder hâle getirmek için akla gelebilecek her başlıkta çok önemli çalışmalar gerçekleştirdik. İstinaf yargısıyla 2 dereceli yargılamadan, 3 dereceli yargılamaya geçtik. Bölge Adliye ve İdare Mahkemeleri sayesinde Yargıtay ve Danıştay’ın iş yükünü azalttık. Ayrıca zamanın gerisinde kalan, artık güncel ihtiyaçları karşılamayan mevzuat hükümlerini gözden geçirdik, pek çok temel kanunu yeniledik.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruyla hak ve özgürlüklerin hukuki himayesini kuvvetlendirdiklerini, Kamu Denetçiliği kurumuyla idarenin demokratik denetimini başlattıklarını da söyledi.

“Burada saymaya kalksak saatler alacak iyileştirme, düzenleme ve yeniliği adalet sistemimize kazandırdık” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Şunu çok net ifade etmek isterim, toplumda adalete olan güveni arttıracak her çaba önemlidir. Birileri ısrarla küçümsemeye çalışsa da modern adalet sarayları önemlidir. Teknolojik yeniliklerden istifade edilmesi önemlidir. Mahkemelerin sayısının artması adaletin tecellisine katkı yapan çok kritik hamlelerdir. Ama kabul edelim ki bunların hiçbiri adaletin garantisi değildir. Asıl olan vicdanların sükûn bulması, huzur bulması, teskin olmasıdır. Hayata dair her husus gibi adalet de insanla kaimdir, insan içindir, insanı yaşatmak içindir. Kamu vicdanını teskin ettiğimiz ölçüde adaleti tesis edeceğimiz bu gerçeği bir an olsun aklımızdan çıkarmıyoruz. İnsanı merkeze alan, hızlı ve etkili işleyen bir sistem kurmak adalet politikalarımızın en önemli hedefidir.”

Yeni teknolojilerin de etkisiyle toplumun hızla değişip dönüştüğünü, talep ve isteklerinin farklılaştığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Toplumun devletten, özellikle yargı kurumundan beklentileri artmakta, hızlı ve etkin adalet talebi yükselmektedir” dedi.

“HÂKİM VE SAVCILARIMIZ ÇOK DAHA DONANIMLI, TECRÜBELİ OLARAK YETİŞECEK”

Vatandaşların adalet arayışlarında karşılaştıkları zorlukları ortadan kaldırmak amacıyla yeni adımlar attıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu yıl, 2 yeni uygulamayı hayata geçiriyoruz. Bunlardan ilki Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavıdır. Bu sınavda avukat, hâkim, savcı ve noter olacak kişilerin mesleki niteliklerinin arttırılmasını hedefliyoruz. İlk sınavı 29 Eylül günü gerçekleştireceğiz. Uygulamasına bu yıl başlayacağımız bir diğer önemli müessese, Hâkim ve Savcı Yardımcılığı kurumudur. Şimdiye kadar 2 yıl süren hâkim ve savcı adaylığı sistemi yerine 3 yıllık bir modeli devreye alıyoruz. Yaklaşık 1 yılı Adalet Akademisinde, geri kalan 2 yılı deneyimli hâkim ve savcıların mahiyetinde usta çırak ilişkisiyle geçecek olan bu sistemle hâkim ve savcılarımız çok daha donanımlı, tecrübeli olarak yetişecek. Genç hâkim ve savcılarımız, meslek hayatları boyunca devam edecek adalet sınavını böylece daha rahat verecek. Müspet etkilerini pratikte de göreceğimize inandığım bu sistemin şimdiden hayırlı olmasını diliyorum.”

Vatandaşların hak ve hürriyetlerini genişletecek reform iradesini diri tuttuklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bununla ilgili bir süredir yürüttüğümüz çalışmalarda artık sona geldik. 2024-2028 yıllarını kapsayan Türkiye Yüzyılı Yargı Reformu Strateji Belgemizi ve Türkiye Yüzyılı İnsan Hakları Eylem Planımızı önümüzdeki süreçte milletimizle paylaşacağız” dedi.

“ÖNGÖRÜLEBİLİR VE ÇÖZÜM MERKEZLİ ADALET ÖNCELİĞİMİZ OLACAK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, her iki belgenin hazırlığında evrensel kriterlerle birlikte, milletin demokrasi, insan hakları ve adalet taleplerini göz önüne aldıklarını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye Yüzyılı’nın yargı vizyonunu, hukukun üstünlüğünü esas alan, gecikmeyen, güven veren, öngörülebilir bir adalet sistemi olarak belirledik” diye konuştu.

“Makul süre, öngörülebilir ve çözüm merkezli adalet önceliğimiz olacak” açıklamasını yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, gerek kanun değişiklikleri gerekse idari faaliyetlerle sadeleştirilmiş, kolaylaştırılmış ve verimliliği esas alan süreçler oluşturacaklarını bildirdi.

“TÜRKİYE YÜZYILI’NI ADALETİN DE YÜZYILI YAPMA HEDEFİMİZİ YENİ SİVİL BİR ANAYASAYLA TAÇLANDIRMAK İSTİYORUZ”

Adalete kolay erişimle, onarıcı ve telafi edici adalet uygulamalarını sisteme kazandıracaklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Adalet hizmetleriyle adli birimlerde dijital dönüşümü hızlandıracağız. Hukuk eğitimini daha da geliştirecek, buna yönelik adımlar atacağız. İnsan hakları eylem planıyla daha güçlü bir insan hakları koruma sistemi oluşturacak, adil yargılanma hakkı ile kişi özgürlüğü ve güvenliğinin güçlendirilmesine hizmet edecek düzenlemeler yapacağız. Türkiye Yüzyılı’nı adaletin de yüzyılı yapma hedefimizi yeni sivil bir anayasayla taçlandırmak istiyoruz. Türkiye’nin ve Türk demokrasisinin bunu yapabilecek imkân, olgunluk ve iradeye ziyadesiyle sahip olduğunu görüyoruz. Mümkün olan en geniş mutabakatla toplumumuzun farklı kesimlerinin katkısını alarak, ortak akılla bu süreci yönetmek arzusundayız.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin siviller eliyle yapılacak yeni, kuşatıcı ve özgürlükçü bir anayasaya hazır olduğunu ifade etti.

Bu konunun sık sık gündeme gelmesinin gerisinde, toplumun ve siyaset kurumunun bunu yapabilecek yetkinliğe erişmiş olmasının bulunduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni anayasa meselesinin önündeki en büyük engelin ön yargılar olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Özellikle muhalefet çevreleri sivillerin anayasayı yapması hususunda tam manasıyla bir öğrenilmiş çaresizlik durumu yaşıyorlar. Öz güven eksikliğinin işaretlerine her tavır ve söylemlerinde şahit oluyoruz. Yeni anayasa konusunda maalesef sağlıklı bir tartışma değil, kemikleşmiş ön kabullerden kaynaklı bir kakofoni yürüyor. Yeni yasama yılında inşallah siyasi partiler arasındaki diyalog zeminini güçlendirerek, esasında hiç olmaması gereken bu sıkıntıyı aşacağımıza inanıyorum” diye konuştu.

“SORUNLARIMIZI KAVGA EDEREK DEĞİL ANCAK KONUŞARAK ÇÖZEBİLİRİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni anayasaya sadece “kuru bir hukuki belge” olarak değil; hakları, özgürlükleri, sorumlulukları, bu topraklar üzerindeki ezelî ve ebedî kardeşliklerini temsil eden bir toplum sözleşmesi olarak baktıklarını kaydederek, şunları söyledi: “Türkiye’nin darbe mahsulü olan mevcut anayasadan kurtulma vaktinin çoktan geldiği kanaatindeyiz. Bu sürecin her adımında milletimizin muazzez iradesi yegâne rehberimiz olacaktır. Hep birlikte hiçbir ayrım gözetmeksizin ortak değerlerimiz etrafında kenetlenerek ülkemizi geleceğe taşıyacak bir anayasa hazırlayacağız. Parti, Cumhur İttifakı ve yürütme olarak biz bu konuda samimiyiz, kararlıyız. Millî iradenin temsilcisi olarak yasama çatısı altında bulunan diğer siyasi partilerin de aynı hüsnüniyeti sergilemelerini temenni ediyoruz. Sorunlarımızı kavga ederek değil ancak konuşarak çözebiliriz. Siyaset kurumunun görevi statüko bekçiliği yapmak değil, ülkenin ve milletin önünü açacak işlere liderlik etmektir. Bölgemizi çepeçevre saran istikrarsızlık ve çatışma iklimi ortadadır. Gerilimi körükleyen, kutuplaştırmayı derinleştiren, 85 milyonun fertleri arasına nifak duvarları ören her türlü yaklaşımı reddediyoruz. Son günlerde altı harlanan nefret ve kavga siyasetinin ne demokrasimize ne de milletimize hiçbir fayda sağlamadığını artık herkesin görmesi, kabullenmesi ve buna göre siyaset üretmesi gerekiyor.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, millete karşı sorumluluklarını yerine getirmekten kaçanları, millete hakaret edenleri kahramanlaştıranları milletin asla affetmeyeceğini kaydetti.

Türkiye’yle ilgili karanlık senaryolara bilerek veya bilmeyerek figüranlık yapanları necip Türk milletinin hiçbir zaman affetmeyeceğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, siyaset başta olmak üzere her alanda nezakete, iş birliğine, diyaloğa çok fazla ihtiyaç duyulan günlerden geçildiğini ifade etti.

“YARGININ GÜCÜNÜ, BAĞIMSIZLIK VE TARAFSIZLIĞINDAN ALDIĞININ FARKINDAYIZ”

Bu konuda üzerlerine düşeni yapmaya devam edeceklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yargı mensuplarımızın bağımsızlığı ve tarafsızlığını korumak, kararlarını sadece hukukun ve vicdanlarının sesine dayanarak almalarını sağlamak için gerekli tüm desteği veriyoruz. Yargının gücünü, bağımsızlık ve tarafsızlığından aldığının farkındayız. Mahkeme kararları elbette herkes için bağlayıcıdır. Hukukun üstünlüğü ve hukuk devleti olmak bunu gerektirir. Fakat bir kararın bağlayıcı olması onu eleştiriden azade kılmaz. Demokrasilerde hukukun çizdiği çerçeve içinde, yargı kararları hakkında farklı düşünce ve görüşler söylenebilir. Kararlar eleştirilebilir ve tartışılabilir” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen yıl mahkemelerde 12 milyon dosyayla ilgili karar verildiğini, bunların içerisinde zaman zaman “Bu nasıl karar” denilebilecekler olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti: “Hiç arzu etmesek gelecekte de olabilir, insanın olduğu her yerde hata olur, yanlış olur, eksik, kusur, hatta istismar olur. Önemli olan telafisi imkânsız hasarlar oluşmadan bunların giderilmesidir. Ancak adalete karşı duyulan husumet kabul edilemez bir tutumdur. Kamuoyuna da yansıyan bazı kararlar bahane edilerek maalesef tüm yargımız, hâkimlerimiz, savcılarımız hedef tahtasına konuluyor. Çoğu zaman hukuk bilgisi ya hiç olmayan ya da sınırlı kişiler tarafından koskoca bir camia örseleniyor. Bilhassa, sosyal medya mecraları organize kötülüğün vasatı hâline getirildi. Hemen her gün bir kişi ya linç ediliyor ya da itibar suikastına uğruyor. Karşılıklı siper almış infaz mangalarının kurbanı kimi zaman ekonomimiz, vergi rekortmeni iş adamlarımız oluyor, kimi zaman siyasetçiler ve siyaset kurumu oluyor, kimi zaman güvenlik kuvvetlerimiz, kimi zaman hâkim ve savcılarımız oluyor. Oysa yanlış olduğu düşünülen bir karar varsa, hukuk sistemimizde buna karşı pek çok imkân da var. İtiraz, istinaf, temyiz gibi kanun yolları var, bölge adliye ve idare mahkemeleri var, Yargıtay, Danıştay var. Tüm bunlara ilaveten hukuk sistemine bizim kazandırdığımız Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkı var.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, hukuki yollar tüketilmeden, henüz karar kesinleşmeden yapılan haksız eleştirilerin toplumdaki adalet algısına da zarar verdiğini, bir kısmı iyi niyetli olsa da bunu yanlış bulduklarını ifade etmek istediğini vurguladı.

Toplumda adalete, yargıya ve mahkemelere duyulan güveni sarsmanın ülkeye yapılabilecek en büyük kötülük olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Eksiklerimizi tabii ki söyleyeceğiz, sıkıntılarımızı tabii ki dile getireceğiz, sorun alanlarını tabii ki konuşacağız ama bunları yaparken adaletin tecellisi için gayret gösteren yargı erkini yıpratmamaya gayret göstereceğiz. Türk yargısı bağımsızlık ve tarafsızlık vasfını koruyarak yargı yetkisini anayasamızın amir hükümlerine göre Türk milleti adına kullanmaktadır. İnşallah bundan sonra da görevini bu yüksek şuurla sürdüreceğinden hiçbir şüphemiz yoktur” diye konuştu.

“HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ İLKESİ YERİNE ÜSTÜNLERİN HUKUKUNU GERİ GETİRMEYE ÇALIŞANLARA MÜSAADE ETMEDİK”

Burada tüm yargı mensuplarına da önemli sorumluluklar düştüğünü, milletin mahkemelerden beklentisinin, ihtilafları büyütmek değil adil bir yargılama ile anlaşmazlıkların giderilmesi olduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yargımızın verdiği kararlarla yeni tartışmaları alevlendirmek yerine bunları söndürmesi gerektiğine inanıyoruz. Ülkemizin daha yakın tarihinde vicdanlarını kiraya verenlerin milletimize nasıl büyük acılar yaşattığını gayet iyi hatırlıyoruz. Aklı ve muhakemeyi değersizleştirip yerine ideolojiyi koyanların işlediği hukuk cinayetlerine 27 Mayıs’ta, 12 Eylül’de, 28 Şubat’ta şahit olduk. Partimize karşı açılan kapatma davasında aynı şekilde hukuksuzluğun ne demek olduğunu bizzat tecrübe ettik.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Yargıyı tahakküm aracı olarak kullananların gerçek yüzünü önce 17-25 Aralık’ta ardından 15 Temmuz’da hep birlikte gördük. Tüm bu acı tecrübelerden gerekli dersleri çıkardık. Türkiye’yi bir daha asla bu tür sınamalarla karşı karşıya bırakmamakta kararlıyız. Her türlü vesayetle sonuna kadar mücadele edecek, devlet organlarının millî iradenin kapsama alanının dışına çıkmasına izin vermeyeceğiz. Hukukun üstünlüğü ilkesi yerine üstünlerin hukukunu geri getirmeye çalışanlara müsaade etmedik, etmeyeceğiz. İnşallah bunu da sizlerle birlikte başaracağız. Bu duygularla bir kez daha yeni adli yılın yargı ve hukuk camiamızın tüm tarafları için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Türkiye’nin dört bir yanında adaletin tecellisine hizmet eden hâkimlerimize, savcılarımıza, avukatlarımıza, yargı çalışanlarımıza kolaylıklar diliyorum.”

Törene, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ile yüksek yargı organları üyeleri de katıldı.

Genç Gazeteciler ANKARA

Dünya

Cumhurbaşkanı Erdoğan Malezya’da

GENÇ GAZETECİLER MALEZYA

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, resmî temaslarda bulunmak üzere gittiği Malezya’nın başkenti Kuala Lumpur’a ulaştı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı, Kuala Lumpur Uluslararası Havalimanı’nda, Malezya Başbakanı Enver İbrahim ve eşi Dr. Wan Azizah İsmail, Türkiye’nin Kuala Lumpur Büyükelçisi Emir Salim Yüksel, Malezya Savunma Bakanı Mohamed Khaled Nordin ile büyükelçilik personeli ve diğer yetkililer karşıladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Malezya ziyaretinde; eşi Emine Erdoğan, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı ile Ticaret Bakanı Ömer Bolat eşlik ediyor.

GENÇ GAZETECİLER MALEZYA

HABER BURADA

Dünya

“453 bin konut yapacak ve evine girmeyen, iş yerine kavuşmayan tek bir vatandaşımızı dahi bırakmayacağız”

GENÇ GAZETECİLER ADIYAMAN

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bir Oluruz 6 Şubat Depremleri Anma Programı”nda yaptığı konuşmada “İnşa edeceğimiz konutların tamamının yapımına başladık kalan 252 bin konut ve iş yerimizi de hızlıca bitirip hak sahiplerine teslim edeceğiz. Böylelikle yılbaşına kadar toplam 453 bin konut, yani neredeyse yarım milyon konut yapacak ve evine girmeyen iş yerine kavuşmayan tek bir vatandaşımızı dahi bırakmayacağız” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Adıyaman Gençlik ve Spor Müdürlüğü Spor Salonu’nda gerçekleştirilen “Bir Oluruz 6 Şubat Depremleri Anma Programı”na katılarak bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, herkesi derinden sarsan, yüreklerde büyük yaralar açan, milletin hafızasında asla silinmeyecek izler bırakan 6 Şubat depremlerinin ikinci seneidevriyesinde olduklarını belirtti.

6 Şubat asrın felaketinde yitirdikleri 53 bin 737 kişinin her birine Allah’tan rahmet niyaz eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, salondakilerle birlikte şehitler için Fatiha suresini okudu.

Deprem şehitlerinin ruhlarının şad, mekanlarının cennet olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Toprağa verdiğimiz canlarımızın aziz hatıralarını, aminlerle, Fatihalarla, Yasinlerle, dualarla kalplerimizde yaşatmaya devam edeceğiz. Rabb’im ülkemizi ve milletimizi böylesi afetlerden muhafaza buyursun. Deprem şehitlerimizin yakınlarına ve milletimize bir kez daha sabrı cemil diliyorum. Bu vesileyle tüm şehitlerimizle birlikte dün Pençe-Kilit Operasyonu bölgesinde şehit olan Binbaşı Murat Kemal Yetişen’e de Allah’tan rahmet diliyor, silah arkadaşlarına ve ailesine taziyelerimi iletiyorum” diye konuştu.

“GECE GÜNDÜZ DEMEDEN, YORULMADAN, SABIRLA, AZİMLE ÇALIŞTIK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün hem 6 Şubat gecesinin acısını ilk günkü tazeliğiyle kalplerde hissettiklerini hem de devletin desteği, milletin dayanışması ile deprem bölgesini yeniden ayağa kaldırmanın haklı gururunu yaşadıklarını söyledi.

6 Şubat’ta 11 ilde meydana gelen sarsıntıların, sadece bu illerdeki insanları değil, 85 milyon olarak herkesi derinden etkilediğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Birçok ülkenin yüzölçümünden daha büyük bir alanda meydana gelen depremlerden 14 milyon vatandaşımız etkilendi. 2,5 milyonu aşkın vatandaşımız farklı illere göç etmek zorunda kaldı. Asrın felaketi, ülkemiz için doğrudan 104 milyar dolar, dolaylı olarak da 150 milyar dolarlık ağır bir maliyete yol açtı. Herkesin altından kalkamayacağı bu ürkütücü tabloya rağmen hem millet hem de devlet olarak bir an olsun ümitsizliğe kapılmadık. Yüreklerimize düşen ateşi bir an önce söndürmek için gece gündüz demeden, yılmadan, yorulmadan, sabırla, azimle kararlılıkla çalıştık.”

“ÇELİK BİR İRADEYLE ŞEHİRLERİMİZİ YENİDEN AYAĞA KALDIRIYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, depremin ilk anından itibaren devletin tüm imkânları seferber ederek 650 bin personelle tüm kurumları afet sahasına gönderdiğini dile getirdi.

Hızla enkaza koşan arama kurtarma ekiplerinin, güvenlik güçlerinin, sağlık çalışanlarının, işçilerin, mühendislerin, gönüllülerin ve sivil toplum kuruluşlarının tek yürek tek bilek olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “O zor günlerde siyasi menfaat devşirmek amacıyla ‘devlet nerede’ diye soranlara, ‘devlet işte burada halkının yanında’ diyerek cevabımızı hem de çok güçlü bir biçimde verdik. Devleti, evsiz kalan analarımızın, babalarımızın, evlatlarımızın ellerini tutarken, dertlilere derman olurken gösterdik. Devleti eğitimden, sağlığa, ulaşımdan, ticarete sorunları çözmek için aylarca deprem bölgesinde kalan bakanlarımızla, yöneticilerimizle, kamu görevlilerimizde gösterdik.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Devleti, deprem turistleri çekip gittikten sonra tam 2 yıldır buralarda gece gündüz demeden süren inşa ve ihya çalışmalarıyla gösterdik. Devleti, teslim edilen konut ve iş yerleriyle, yapılan yollar ve köprülerle, inşa edilen okullar ve hastanelerle, verilen destek ve teşviklerle gösterdik. Gözyaşlarımızı içimize akıtarak, emekle, alın teriyle, metanetle, çelik bir iradeyle şehirlerimizi yeniden ayağa kaldırıyoruz. O gün, yıkıntılarla dolan sokaklarımız bugün çocuklarımızın, gençlerimizin, gülüşleriyle ümit dolu çehreleriyle hamdolsun yeniden çiçekleniyor. Bizi ve devletimizi milletimize ve depremzedelerimize mahcup etmeyen Rabb’ime bugün bir kez daha hamdediyorum.”

Ankara ve İstanbul’daki sıcak ofislerinden ahkâm kesenlere, aynaya bakmadan “Bize ne yaptınız?” diye soranlara özetle bazı rakamları hatırlatmak istediğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyanın birçok gelişmiş ülkesinde afetlerin ardından enkaz kaldırma çalışmaları yıllar alırken sadece birkaç ayda konutları yükseltmeye başladıklarını belirtti.

“DEPREM BÖLGEMİZİN TAMAMINDA İÇME SUYU, KANALİZASYON VE YAĞMUR SUYU HATTINI KOMPLE YENİLİYORUZ”

İki hafta önce 24 Ocak’ta, 201 bininci yuvanın anahtarlarını Malatya’da hak sahiplerine teslim ettiklerini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Son iki yılda deprem bölgemize 2,6 trilyon lirayı aşan yatırımlar yaptık. 2025 bütçemizde ise 584 milyar liralık kaynak tahsis ettik. İnşa edeceğimiz konutların tamamının yapımına başladık. Kalan 252 bin konut ve iş yerimizi de hızlıca bitirip hak sahiplerine teslim edeceğiz. Böylelikle yılbaşına kadar toplam 453 bin konut yani neredeyse yarım milyon konut yapacak ve evine girmeyen, iş yerine kavuşmayan tek bir vatandaşımızı dahi bırakmayacağız” diye konuştu.

“Deprem bölgemizin tamamında uzunluğu 11 bin kilometreyi aşan içme suyu, kanalizasyon ve yağmur suyu hattını komple yeniliyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin toplam sınır ve kıyı uzunluğunun yaklaşık 11 bin kilometre olduğunu hatırlatıp, depremden etkilenen şehirlerde Türkiye’nin çevresini baştan başa dolaşacak uzunlukta bir altyapı yatırımının gerçekleştirildiğini kaydetti.

“BÖLGEDE HİZMET VEREN SAĞLIK TESİSLERİNE EK OLARAK 34 SAHRA HASTANESİ KURDUK”

Deprem bölgesindeki hizmetlerin aksamaması ve hayatın tekrar normale dönmesi için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile diğer bakanlıklar ve belediyelerle olağanüstü bir çaba gösterildiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sağlık Bakanlığının deprem bölgesinde 42,5 milyar lira bedelle 5 bin 588 yataklı 110 sağlık tesisini tamamladığını aktardı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölgede hizmet veren sağlık tesislerine ek olarak 34 sahra hastanesi ve 176 acil müdahale ünitesi kurulduğunu söyledi.

Sağlık alanında bölgede 58 milyar liralık toplam 5 bin 750 yataklı 92 sağlık tesisinin inşasının ise devam ettiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölge genelinde 557 acil yardım istasyonunun yanı sıra 939 ambulans, 88 UMKE aracı ve 3 helikopterle sağlık hizmetlerini sürdürdüklerini belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bin yataklı Hatay Şehir Hastanesi ile bin yataklı Kahramanmaraş Şehir Hastanesinin projelerinin tamamlandığını hatırlatarak, yıl içinde de ihalelerinin yapılacağını bildirdi.

“BÖLGEDE TOPLAM 697 YENİ MAHKEME KURARAK İŞ YÜKÜNÜ HAFİFLETTİK”

Adalet hizmetlerinin kesintiye uğramadan sürmesi için âdeta bir yargı seferberliği başlattıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bine yakını hâkim ve savcı olmak üzere yaklaşık 10 bin personelin deprem şehirlerinde görevlendirildiğini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bölgede toplam 697 yeni mahkeme kurarak iş yükünü hafiflettik. 21 adliye binası, 12 ceza infaz kurumu, 3 adli tıp hizmet binası, 1 personel eğitim merkezi ve 82 kamu konutunu 2025 yılı yatırım programımıza aldık. Bunlardan 8 adliye, 2 ceza infaz kurumu, 2 adli tıp ve 11 kamu personel konutunun inşası sürüyor. 13 adliye, 10 ceza infaz kurumu, 1 adli tıp, 1 personel eğitim merkezi ve 71 personel konutu binamızın da inşaat öncesi hazırlıkları devam ediyor” şeklinde konuştu.

“BUGÜNE KADAR 524 OKUL VE 7 BİN 500 DERSLİĞİN YAPIMINI TAMAMLADIK”

Depremden etkilenen illerde 6 Şubat öncesi eğitim öğretim faaliyetlerinin 11 bin 567 okuldaki 119 bin 200 derslikte devam ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün itibarıyla derslik sayımız 132 bin 168’e ulaştı. Depremde bin 295 okul ve 9 bin 935 derslik yıkılmış veya kullanılamaz hâle gelmişti. Bugüne kadar 524 okul ve 7 bin 500 dersliğin yapımını tamamladık. Orta hasarlı 134 okul ve bin 537 dersliği güçlendirdik. Az hasarlı 63 bin dersliği onardık. Hâlihazırda 717 okul ile 13 bin dersliğin yapımı 115 okul ve bin 582 dersliğin güçlendirme çalışmaları devam ediyor. İnşallah bunları eylül ayına kadar hizmete açmayı hedefliyoruz. Bu çalışmaların sonunda bin 241 yeni okul ve 19 bin 784 derslik yapacak, 249 okul ve 3 bin 119 dersliğin de güçlendirmesini tamamlayacağız. Böylece deprem bölgesindeki derslik kapasitesini yüzde 10 artırarak 6 Şubat’tan önceki kapasitenin üzerine çıkartacağız.”

Deprem bölgesinde ulaşım olmadan atılan her adımın yarım kalacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölgede kara yolu, hava yolu, demir yolu, denizcilik ve haberleşme alanında önemli çalışmaları hayata geçirdiklerini söyledi.

“DEPREM KONUTLARININ BAĞLANTI VE İMAR YOLLARININ YAPIMINA DEVAM EDİYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 8 ilde 26 ayrı kesimde toplam 336 kilometre uzunluğunda bağlantı ve imar yolunun ihalesinin tamamlandığını ve çalışmalara başlandığını dile getirerek, şöyle konuştu: “Deprem konutlarının bağlantı ve imar yollarının yapımına devam ediyoruz. Demir yollarında hasar gören bin 275 kilometre uzunluğundaki hattımızın bin 60 kilometrelik kısmının yapım ve onarım çalışmaları bitti. Kalan kısmı da kısa süre içinde hizmete açmayı planlıyoruz. Hatay Havalimanı’mızın uçuş pisti depremde ciddi zarar görmüştü. 3 bin metre uzunluğundaki bu pistin yapım çalışmaları sürüyor. Geniş gövdeli uçakların da inebileceği yeni bir pisti inşallah Hatay’ımıza tekrar kazandırıyoruz. 163 noktaya ücretsiz uydu terminali ile kablosuz erişim noktaları kurduk. Haberleşme altyapıları için işletmecilerin gerekli planlamaları yaparak yaklaşık bin 400 adet kalıcı baz istasyonu kurmalarına yardımcı olduk.”

“65 İLÇEMİZDEKİ YATIRIMLARI TEŞVİKLERLE DESTEKLEDİK”

Deprem bölgesindeki işletmelerin sanayi, kalkınma, yatırım teşvikleri ile KOSGEB ve TÜBİTAK destekleri gibi pek çok alanda yanında olduklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Depremden etkilenen 11 ilimizde 15 organize sanayi bölgesi ve 17 sanayi sitesi projesi için 14 milyar 755 milyon liralık kaynak sağladık. 9 ilimizde 3’ü organize sanayi, biri endüstri bölgesi olmak üzere 34 adet sanayi alanı ilan ettik. Depremden zarar gören sanayi işletmelerinin hasarlarının giderilmesi amacıyla 2025 yılı için yaklaşık 3 milyar lira ödenek tahsis ettik. Kalkınma ajanslarımızla afet illerimizde bin 655 projeye 3 milyar lira, bölge kalkınma idarelerimizle 132 projeye 1,1 milyar lira kaynak aktardık. Depremden yoğun olarak etkilenen 65 ilçemizdeki yatırımları en üst seviyede yatırım teşvikleriyle destekledik.”

“TOPLAM 34,5 MİLYAR LİRA KİRA DESTEĞİ VERDİK”

Bölgede 204 milyar lira yatırım büyüklüğüne sahip, 50 bin 774 kişiye istihdam sağlayacak bin 116 yatırım için teşvik belgesi düzenlediklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Deprem Sonrası Canlanma Destek Programı ile 60 bin 673 KOBİ’ye 37 milyar liranın üzerinde kaynak sağladık. TÜBİTAK aracılığıyla 484 araştırma geliştirme projesine 772 milyon lira destek, 2 bin 500’e yakın öğrenci ve araştırmacıya 672 milyon lira tutarında burs verdik” dedi.

İçişleri Bakanlığının 59’u vali olmak üzere olmak üzere 708 mülki idare amiriyle 142 bin 500 güvenlik personelini bölgede görevlendirdiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: “Arama kurtarma ve enkaz çalışmalarından iaşe ve ibate hizmetlerine, geçici barınma alanlarının kurulumundan ortak kullanım alanlarının düzenlenmesine geniş çaplı koordinasyon faaliyetleri yürüttü. Konteyner kentlerde kalan vatandaşlarımızın gıda-market alışverişleri için 73 bin Esen Kart dağıttık. 2025 itibarıyla 363 bin haneye toplam 34,5 milyar lira kira desteği verdik. Taşınma, destek, kira, tahliye, vefat yardımı ve diğer destek ödemelerinin toplamı 150 milyar liraya yaklaştı. Çalışma ve sosyal güvenlikte Toplum Yararına Programımız çerçevesinde 15 milyar lira tutarında 77 bin binden fazla kontenjan tahsis ettik. Kısa çalışma ödeneği ile 111 binden fazla kişiye toplam 1 milyar liralık ödeme yapıldı.”

“18 BİN AFETZEDE ÖĞRENCİYE ÖĞRENİM BURSU TAHSİS ETTİK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlik ve spor alanında 23 bin 692 depremzede öğrencinin öğrenim kredisinin karşılıksız bursa dönüştürüldüğüne dikkati çekerek, şu bilgileri paylaştı: “18 bin afetzede öğrencimize de yeni eğitim öğretim yılında öğrenim bursu tahsis ettik. Deprem bölgemizin 4 ilindeki toplam 9 bin 710 yataklı 9 yeni öğrenci yurdumuzdan 3’ünün inşası tamamlandı, 6’sının yapımı devam ediyor. 8 şehrimizdeki 10 bin 500 yatak kapasiteli 8 yeni öğrenci yurdumuz ise proje aşamasında, bunların yapımına kısa sürede başlayacağız. Diyanet İşleri Başkanlığımız, bölgede zarar gören camilerimizin ve Kur’an kurslarımızın onarımı ve inşası için 156 milyon liralık yardımda bulundu. İlköğretim, ortaöğretim ve lisans düzeyindeki 7 bin 90 öğrenciye 10 milyon liranın üzerinde eğitim desteği verdik. Kültür Bakanlığımız, depremde hasar gören farklı illerimizdeki 12 cemevinin bakım, onarım ve tefrişat çalışmalarını yaptı, 377 vakıf kültür varlığının restorasyonuna başladı. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız, 4,1 milyon vatandaşımıza psikososyal destek sundu. Aile ve Gençlik Fonu’ndan yeni evlenen 5 bin 653 çifte iki yıl geri ödemesiz 48 ay vadeli faizsiz kredi desteği verdi. Deprem bölgemizdeki 16 kadın konukevinde 18 bin 201 afetzedeyi misafir ettik.”

“DÜNYA BANKASI İLE KREDİ PAKETİ İMZALADIK”

Son iki yılda 11 ilde toplam 30 milyar lira tarımsal destek ödemesi yaptıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İçme ve tarımsal sulama için 20 milyar liralık yatırımımız oldu. 46 milyar lira daha yatırım yapacağız. Hayvanlarını kaybedenlerin zararlarını karşıladık. Deprem illerinde 335 bin çiftçiye 4,8 milyar lira mazot ve gübre desteği ödemesini gerçekleştirdik” dedi.

Depremde zarar gören İskenderun Balıkçı Barınağı’nın onarımını 1,3 milyar liralık maliyetle geçen yıl tamamladıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Deprem bölgesinin zarar gören tarım altyapısının iyileştirilmesi konusunda Dünya Bankası ile bir kredi paketi imzaladık. Çiftçilerimize önümüzdeki 5 yılda çeşitli kalemlerde toplam 250 milyon dolar hibe vereceğiz. Enerjide elektrik, doğal gaz, petrol, iletim, dağıtım veya depolama hatlarında deprem sebebiyle 24,1 milyar liralık hasar oluşmuştu. Enerji altyapısındaki hasarların giderilmesi için kamu ve özel sektör tarafından 2024 sonu itibarıyla 19 milyar lira yatırım yapıldı. Savunma sanayisinde birçok kritik üretim tesisi yatırımına başlandı. Belediyelerimiz tarafından da çok sayıda yatırım, hizmet, eser ve proje şehirlerimize kazandırıldı, destek olundu, çalışmalara katkı verildi.”

“ADIYAMAN MERKEZ DEVLET HASTANEMİZİ BU YILIN SONUNA KADAR TAMAMLAMAYI HEDEFLİYORUZ”

Adıyaman’ın ihya ve inşa çalışmaları kapsamında şimdiye kadar eğitimde 555 dersliğin yapıldığını, 684 dersliğin yapımına da devam edildiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sağlıkta 350 yataklı Adıyaman Kadın Doğum ve Çocuk Hastanemiz geçtiğimiz kasım ayından itibaren hasta kabulüne başlamıştı. İnşallah birazdan canlı bağlantıyla resmî açılışını da yapacağız. Yine 50 yataklı Çelikhan Acil Durum Hastanemizi tamamladık ve bu ay vatandaşlarımızın hizmetine sunuyoruz. Yapımı süren 150 yataklı Adıyaman Merkez Devlet Hastanemizi bu yılın sonuna kadar tamamlamayı hedefliyoruz. Altınşehir bölgemizde 100 yataklı devlet hastanesi projemizi, yatırım programımıza aldığımızın müjdesini de sizlerle paylaşmak istiyorum” diye konuştu.

Adıyaman’da 27 bin 433’ü konut, 3 bin 973’ü köy evi olan 31 bin 406 konutu teslim ettiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, kalan konutları da 1 sene içinde tamamlayıp hak sahiplerine teslim edeceklerini bildirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adıyaman’daki 4 millet bahçesi projesinden 2’sinin tamamlandığını belirterek, “Söz verdiğimiz Sincik-Malatya yolu ve Adıyaman-Çelikhan yollarının da ihalelerini gerçekleştirerek yapım çalışmalarını başlattık. Besni İl Yolu, Gölbaşı-Adıyaman-Kahta yolu, Kahta-Narince-Siverek yolu, Narince-Gerger İl Yolu, Besni-Araban yolu ikmal işi gibi 9 ayrı kara yolu projemizin çalışmaları da devam ediyor. Depremde hasar gören demir yollarımızın altyapı, üstyapı ve sanat yapılarının onarım ve güçlendirme çalışmalarını sürdürüyoruz” ifadesini kullandı.

Yatırım tutarı 500 milyon lira olan Adıyaman Kablo Konnektör AŞ’nin fabrika inşasının yıl içinde tamamlanarak üretime başlayacağını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adıyaman’ın ayağa kaldırılmasına destek veren belediyeleri tebrik etti.

“İHYA VE İNŞA ÇALIŞMALARIMIZI BAŞARIYLA YÜRÜTÜYORUZ”

Daha nice çalışma, proje, eser ve yatırımı Adıyaman ile depremin yıktığı şehirlere kazandırdıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Şunu bir kez daha açık ve net ifade etmek durumundayım; devletimiz, tüm birimleriyle, tüm kaynaklarıyla afetzede kardeşlerimizin yanında oldu, inşallah olmaya da devam edecek. Biz, deprem bölgesini sadece yıl dönümlerinde hatırlayanlar gibi laf üstüne laf koyan değil, taş üstüne taş koyanlardanız. Muhalefetin havsalasının bile almayacağı birçok alanda ihya ve inşa çalışmalarımızı başarıyla yürütüyoruz. Muhalefetin de en azından yönettikleri belediyelerde, reklama ayırdıkları mesaiyi kentsel dönüşüm ve depreme hazırlık çalışmalarına ayırarak çabalarımıza katkı vermesini bekliyoruz. Bu işler yılda 2 gün buralara gelip konuşmakla olmaz. Sürekli eleştirerek, sürekli yapılan işlere kulp takarak muhalefet edilmez.”

“İLK GÜNDEN BERİ DEPREM BÖLGESİNDEN ELİMİZİ ÇEKMEDİK”

Hükûmetin, AK Parti’li belediyelerin ve hayırseverlerin icraatlarının ortada olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dünyada hemen hiçbir ülkenin altından kalkamayacağı büyük bir inşa ve ihya hamlesine 2 yıl gibi kısa bir sürede hamdolsun imza attık. Ana muhalefet partisinin genel başkanları ise seçimler öncesinde geldiler, bedava ev sözü verdiler, sonra da buhar olup uçtular. Yapılanı kötülemek ve devletimizi tenkit etmek dışında depreme dair özellikle hiçbir gündemleri, hiçbir projeleri ve faaliyetleri maalesef yok” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, medya ve sosyal medyadan yüksek perdeden konuşanların çoğunun zaten deprem bölgesinin yollarını unuttuğunu belirterek, “Biz ise ilk günden beri deprem bölgesinden elimizi çekmedik. Şehirlerimizi ayağa kaldırmak, vatandaşlarımızı yeni yuvalarına süratle kavuşturmak için çalıştık, çabaladık, ter döktük. İnşallah bundan sonra da elimizi buralardan asla çekmeyeceğiz” açıklamasında bulundu.

HABER BURADA

Dünya

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier ile ortak basın toplantı düzenledi

GENÇ GAZETECİLER ANKARA

“Gazze’de ilan edilen ateşkesin muhafazası için herkese büyük sorumluluklar düşüyor”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier ile düzenledikleri ortak basın toplantısında yaptığı açıklamada, “Gazze’de ilan edilen ateşkesin muhafazası için herkese büyük sorumluluklar düşüyor. Uluslararası toplum olarak iki devletli çözüm için gayretlerimizi sürdürmeliyiz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Almanya Federal Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier, Cumhurbaşkanlığı Külliyesindeki baş başa görüşmelerinin ardından ortak basın toplantısı düzenlendi.

Konuşmasında geçen sene nisan ayında Türkiye’ye gerçekleştirdiği ziyaretin ardından Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier’i yeniden ağırlamaktan büyük bir memnuniyet duyduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen yıl Türkiye-Almanya arasındaki dostluk anlaşmasının 100’üncü yıl dönümü olduğunu hatırlattı.

“TİCARET HACMİMİZİ ARTIRMAYA VE KARŞILIKLI YATIRIMLARI TEŞVİK ETMEYE DEVAM EDİYORUZ”

Son dönemde gerçekleşen üst düzeyli ziyaretler ve uluslararası platformlardaki görüşmelerin iki ülke arasındaki yakın diyaloğun en açık tezahürü olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, güçlü, siyasi, ekonomik, beşeri ve kültürel bağların ilişkileri daha da geliştirme fırsatı verdiğini ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, görüşmelerde ikili iş birliğinin derinleştirilmesine yönelik atılabilecek adımların yanı sıra, bölgesel gelişmeleri de ele aldıklarını söyledi.

Almanya ile Türkiye arasındaki ekonomik ve ticari ilişkilerin oldukça güçlü olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ticaret hacmini artırmaya ve karşılıklı yatırımları teşvik etmeye devam ettiklerini kaydetti.

Terörle mücadele, düzensiz göç, vize meselesi, savunma sanayi ve Almanya’daki Türk toplumunu ilgilendiren konuların da gündemlerinde olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Almanya’da 23 Şubat’ta gerçekleştirilecek seçimlerin hayırlara vesile olmasını diledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk toplumunun güvenliği, refahı ve esenliğinin Almanya ile gündemlerinin en üst sıralarında yer aldığını kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Avrupa genelinde yabancı karşıtlığı, ırkçılık ve İslam düşmanlığı içeren eylem ve söylemlerin arttığını müşahede ediyoruz. Bu durum, Türk toplumunu da endişelendirmektedir. Tüm bu hususlarda Alman dostlarımızla birlikte çalışmayı sürdüreceğiz. Terör örgütleriyle mücadele konusuna da özellikle değindik. Almanya’nın Avrupa Birliği’ndeki başat konumu ışığında, Türkiye birlik ilişkileri de görüşmelerimizde yer aldı. Gümrük Birliği ve vize serbestisi başta olmak üzere atılması gereken adımlar üzerinde durduk.”

“BÖLGESEL KONULAR BAĞLAMINDA ALMANYA İLE İŞ BİRLİĞİNİ SÜRDÜRECEĞİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu açıklamalarda bulundu: “Bugünkü istişarelerimiz mücavir coğrafyalarımızda barış ve istikrara yönelik ortak gayretlerimiz bakımından önem taşıyor. Suriye’deki gelişmeler, Gazze’deki son durum ve Ukrayna’daki savaş gibi bölgesel konular bağlamında Almanya ile iş birliğini sürdüreceğiz. Kalıcı barışın ve refahın hüküm sürdüğü bir Suriye hepimizin arzusudur. Bu minvalde Türkiye’nin Suriye’nin yeniden imarına yönelik çabalarına Almanya’nın da gerekli desteği sağlayacağına inanıyorum. Gazze’de ilan edilen ateşkesin muhafazası için herkese büyük sorumluluklar düşüyor. Uluslararası toplum olarak iki devletli çözüm için gayretlerimizi sürdürmeliyiz. Ukrayna’daki savaşın adil bir barışla sona ermesi gerektiğini uzun bir süredir savunuyoruz. Bu konuyu da Alman mevkidaşımla bugün istişare ettik.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier’e ve heyetine ziyaretleri için teşekkür etti.

ALMANYA CUMHURBAŞKANI STEİNMEİER: “TÜRKİYE İLE ORTAK BİR ÇIKARIMIZ VAR, O DA ARTIK BÖLGEDE KALICI BARIŞIN YERLEŞMESİ”

Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier de konuşmasında, Orta Doğu’da ve bölgede çok hareketli bir dönem yaşandığını, Gazze’de bir ateşkesin kararlaştırıldığını, rehinelerin serbest bırakılmasında ilerlemeler kaydedildiğini, Lübnan’da ateşkes sağlandığını, Beşşar Esed rejiminin sona erdiğini ve Suriye’de bir yeniden başlangıç olduğunu belirterek, şu değerlendirmede bulundu: “Bütün bunlara Almanya ve Türkiye olarak farklı perspektiflerden bakıyoruz ancak ortak bir çıkarımız var, o da artık bölgede kalıcı bir barışın yerleşmesi. Bunun için Türkiye çok önemli bir aktör. Cumhurbaşkanıyla şu konuda hemfikiriz, bütün bu gerginlikler karşısında fırsatları değerlendirmeye mecburuz, barışçıl ve kalıcı bir gelişme istiyoruz bölgede.”

Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile İsrail ve Filistin konusuna da değindiklerini, şu anda Gazze’de yaşanan ateşkesin bir ilk adım olduğunu konusunda hemfikir olduklarını dile getirdi.

Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier, Orta Doğu seyahati sırasında son 3 günde bölgeyle ilgili konuları görüştüğünü belirterek, şunları kaydetti: “Filistinlileri, Gazze Şeridi’nden göç ettirmek veya sürgüne gönderme yönündeki öneriler, teklifler yaptığım bütün görüşmelerde büyük endişe ve korkuya neden oluyor. Bu tür öneriler uluslararası hukuk açısından kabul edilemez. Bundan sonra ABD yönetimiyle yapılacak görüşmeler için de önemli bir temel oluşturulması gerekir. Biz de Almanya olarak iki devletli bir çözümü savunuyoruz.”

Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier, görüşmede Suriye konusunu ayrıntılı şekilde ele aldıklarını belirtti.

Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier, yarın 6 Şubat Kahramanmaraş depremlerinin yıl dönümü olduğunu dile getirdi. Hem Alman devletinin hem de birçok bireyin ilk günden beri yardım etmek için çaba harcadığını ve bu yardımların devam edeceğini, kendisinin de deprem bölgesine gittiğini belirten Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier, “Şimdi yeniden inşa için verilecek olan 140 milyon avroluk bir kredinin ilk dilimi kararlaştırıldı ve bu kapsamda depreme dayanıklı okulların inşası gerçekleşecek” dedi.

GENÇ GAZETECİLER ANKARA

HABER BURADA

DÜNYA

seers cmp badge