Cumhurbaşkanı Erdoğan, Memur-Sen “Büyük Türkiye Buluşması” programında yaptığı konuşmada, “Son 19 yılda elde ettiğimiz her başarının gerisinde çok ciddi bir emek, gayret, sabır, strateji ve alın teri vardır. Ülkemize ve milletimize kazandırdığımız her eser, proje ve demokratik reform için çetin mücadeleler verdik” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen Memur-Sen “Büyük Türkiye Buluşması” programına katılarak bir konuşma gerçekleştirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Memur-Sen çatısı altında ülkenin dört bir yanında emek mücadelesi yürütenlere selam göndererek konuşmasına başladı.
Bu güzel atmosferde kalplerini buluşturan Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın ve Memur-Sen Yönetim Kurulu’na teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendileriyle son olarak 2,5 sene önce Ankara’daki yeni hizmet binasının açılışı dolayısıyla bir araya gelip hasret giderdiklerini hatırlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün, “Büyük Türkiye Buluşması”nda bir kez daha kendileriyle beraber olmaktan memnuniyet duyduğunu dile getirerek, ahde vefaları ve muhabbetleri için teşekkür etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rabbim aramızdaki bu dayanışmayı daim ve kaim eylesin diyorum. Bu vesileyle Memur-Sen’in kurucu genel başkanı, fikir, dava, aksiyon ve gönül adamı, şair ve mütefekkir merhum Mehmet Akif İnan’ı bir kez daha rahmetle yâd ediyorum. Merhum İnan ‘Kim demiş her şeyin bitişi ölüm. Destanlar yayılır mezarımızdan’ derken işte bugünleri anlatıyordu” ifadelerini kullandı.
“Akif İnan’ın en önemli eseri olan Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen, bugün 1 milyon 50 bine ulaşan üye sayısıyla ülkemizin en büyük konfederasyonu olarak büyük ve güçlü Türkiye davamıza omuz veriyor” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Vefatının üzerinden geçen 20 yıla rağmen merhum İnan’ın mütevazı imkânlarla kurduğu müesseseler, aziz milletimizle birlikte tüm emekçilere, mazlumlara, mağdurlara hizmet etmeyi sürdürüyor. Memur-Sen kamu görevlilerimizin haklarını savunmanın yanında Akif İnan’ın çizdiği çerçevede, ülkemizde ve tüm dünyada hakkın, adaletin, merhametin, özgürlüklerin gür sesi oluyor. İnsanı ve insan onurunu esas alan özgün bir sendikacılık anlayışıyla bu çatı altında yürütülen çalışmalar elbette her türlü takdirin üzerindedir. İdeolojik sendikacılıkla arasına mesafe koyan Memur-Sen, millî iradenin güçlendirilmesi yönünde atılan her türlü adıma da destek vermiştir.”
“MEMUR-SEN, DARBE VE VESAYETE DÖNÜK TÜM TEŞEBBÜSLERİN KARŞISINDA DİK BİR DURUŞ SERGİLEMİŞTİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Memur-Sen’in 28 Şubat başta olmak üzere darbe ve vesayete dönük tüm teşebbüslerin karşısında dik bir duruş sergilediğinin altını çizerek, “27 Nisan bildirisinden 367 garabetine, Gezi olaylarından 17-25 Aralık girişimine, 15 Temmuz ihanetinden 16 Nisan referandumuna kadar ülkemizi, milletimizi, istiklalimizi, istikbalimizi ilgilendiren her kritik hadisede Memur-Sen onurlu, dirayetli, demokratik bir tavır takınmıştır. Son 19 yılda vesayetçi sisteme, cuntalara, ihanet çetelerine ve terör örgütlerine karşı verdiğimiz zorlu mücadelede dağ gibi yanımızda duran Memur-Sen’e, Memur-Sen’in siz yürekli mensuplarına burada bir kez daha şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Memur-Sen’in demokrasiye yaptığı katkıların yanı sıra 2009 yılından bu yana yetkili konfederasyon olarak toplu görüşme ve toplu sözleşme süreçlerine de yön verdiğini anlattı.
Kamu görevlilerinin elde ettiği birçok kazanımın altında Memur-Sen’in de imzası bulunduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Memur-Sen’in kardeş coğrafyalarda sendikal hareketlerin güçlenmesi amacıyla yaptığı çalışmaları da memnuniyetle karşıladıklarını dile getirdi.
Türkiye’nin kamu sendikacılığı alanındaki birikimini ve tecrübesini tüm dünyayla paylaştığı için de Memur-Sen’i tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletimizin Koronavirüs salgınıyla mücadelesine verdiğiniz destek için de sizlere ayrıca şükranlarımı sunuyorum. Önümüzdeki dönemde de merhum Akif İnan’ın temellerini attığı, rotasını belirlediği, hayatıyla bizzat örnek olduğu şekilde güçlenerek yolunuza devam edeceğinize inanıyorum” ifadelerini kullandı.
28 Şubat sürecine değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Buradaki dostlarımızın hemen hepsi Türkiye’nin 19 yıl önceki hâlini gayet iyi hatırlıyor. Çoğu arkadaşımız 28 Şubat döneminin meşum günlerini ya memur ya öğretmen ya da üniversite öğrencisi olarak bizzat tecrübe etti. Aramızda sakalından dolayı tahkikata uğrayanlar, başörtüsünden dolayı okulundan atılanlar, fikirlerinden dolayı soruşturma geçirenler, kimliğinden dolayı sürgüne gönderilenler oldu. İrtica ile mücadele kılıfı altında aralarında kamu görevlilerinin de bulunduğu yaklaşık 6 milyon insanımız vesayetçiler tarafından fişlendi. Sadece Millî Eğitim’de 33 bin öğretmen disiplin soruşturmasına uğrarken 11 bin 890 öğretmen disiplin cezası aldı. 11 bin öğretmen de istifa etti. Devlet kurumlarında çalışan tüm başörtülü hanım kardeşlerimiz, inançları ile meslekleri arasında tercih yapmaya zorlandı. Bürokrasi yanında ekonomiden siyasete, sivil toplumdan günlük hayata kadar her alanda milletimiz çok ağır baskılarla, maddi-manevi kayıplarla karşılaştı.”
“TÜRKİYE’YE KAZANDIRDIĞIMIZ HER ESER, PROJE VE DEMOKRATİK REFORM İÇİN ÇETİN MÜCADELELER VERDİK”
Milletin inancıyla, değerleriyle, kültürüyle kavgalı darbeci zihniyetin Türkiye ekonomisine 300 milyar doların üzerinde zarar verdiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu rakamın vesayetin millete sadece ekonomide bıraktığı fatura olduğunu, ülkenin geri kalma pahasına vesayete arka çıkanların verdiği zararların hesabının tutulmasının ise mümkün olmadığını söyledi.
Milletin desteğiyle başlattıkları demokrasi ve kalkınma mücadelesini sıkıntılı bir zeminde yürüttüklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Bu faşist zihniyetin mesleki eğitim başta olmak üzere eğitim sistemimizde yaptığı tahribatın etkilerini ortadan kaldırmak için hâlen uğraşıyoruz. Tabii bu anlattıklarımızın özellikle yaşı 30’un altındaki genç Memur-Senli kardeşlerimiz için uzak tarihlere ait hikâyeler gibi göründüğünün farkındayız. AK Parti Türkiye’sinde doğan veya büyüyen gençlerimiz, milletimizin maruz kaldığı bu baskıları, bu zulümleri anlamakta haklı olarak zorlanıyor. Bay Kemal tehdit ediyor değil mi? Öğretmenleri tehdit ediyor, subayları tehdit ediyor, polisleri tehdit ediyor, hangi memur sınıfında kardeşlerimiz varsa sıradan hepsini tehdit ediyor. Ama bilmiyor ki Allah’ın izniyle benim memur kardeşlerim, kamu görevlilerim bunlara pabucu bırakmayacak. Kardeşlerim tüm bunlar ve çok daha fazlası öyle 1-2 asır değil, daha 20-25 yıl öncesine kadar ülkemizin gerçekleriydi.”
Son 19 yılda elde edilen her başarının gerisinde çok ciddi bir emek, gayret, sabır, strateji ve alın teri olduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’ye kazandırdıkları her eser, proje ve demokratik reform için çetin mücadeleler verildiğini kaydetti.
Dün, Çanakkale’deki 18 Mart Köprüsü’nün son tabyasının vidalarının sıkıldığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, köprünün karadan karaya uzunluğunun 4 bin 200 metre olduğunu, açılışının da 18 Mart’tan önce yapılacağını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir zamanlar feribotların havalar bozuk olduğu zaman çalışamadığı Çanakkale’de bu köprüden altı dakikada karşıdan karşıya geçeceğiz. Peki, bu nasıl yapıldı? Bu parayı nereden buldunuz? Evet söyleyeyim. Burası 2 milyar 400 milyon avroya çıkmış olan bir köprü. Ve bunu biz ‘yap-işlet-devret’le inşallah 12 yıl sonra bu köprü kime kalacak? Devlete, millete kalacak. Ama bunların kafası bunu basmaz. Diyor ki ‘Nasıl yaptınız bunu?’ İşte böyle yaptık. Türk firmalarıyla Kore iş birliğiyle yaptık. Birçok yatırımlarımızı böyle gerçekleştirdik. Hâlâ gerçekleştiriyoruz. Şu anda burada 5 bin kişi çalışıyor. ‘Millet aç’ diyor. Bu 5 bin kişi burada çalışıyor. Ve buradan hepsi ücretlerini alıyor. Bu mesele ekonomide kafanız nasıl çalışıyor buna bakıyor. İşte biz bu noktada ekonominin evvel Allah kitabını yazdık, yazmaya devam ediyoruz. 19 yıldır Türkiye’nin dört bir yanında eğer yollar yapılıyorsa, 6 bin 100 kilometreden eğer biz bu yolları aldık ve bunu 28 bin kilometreye bu yolları çıkardıysak evet bu iş bilenin kılıç kuşananın anlayışıyla oldu. Eğitimde de aynı şeyleri yaptık. Okullarımızın hâlini biliyorsunuz, burada benim emsalim kardeşlerim veya benden 10-15 yaş küçük olan kardeşlerim bilirler. Okullarımızın hâli neydi? Kitabımız yoktu. Teksir kâğıtlarıyla okuyorduk. Kırtasiyeci dükkânından kitap alamazdık. O günleri yaşadık. Geldik dedik ki, ‘Biz sıralarınızın üzerine kitaplarımızı koyacağız ve yavrularımız ücretsiz olarak okullarını okuyacaklar.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün Çanakkale’deki açılışın ardından gençlerle bir araya geldiğini dile getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hani diyor ya ‘Amcanızı dinleyin. Bak amcanız size neler yapacak neler.’ Siz neler yaptınız ki? Şu anda belediyelerde tüm benim vatandaşlarımı sokağa atan sizsiniz. Belediyelerimizde işçilerimizi sokağa atan sizsiziniz. Hani atmayacaktınız? Hani kimseyi kapıya koymayacaktınız? Hepsi yalan, akşam yalan, sabah yalan” diye konuştu.
Türkiye’ye ve millete hizmet yolculuğunda gizli veya açık pek çok engelleme girişimine muhatap olduklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gezi olaylarında Bay Kemal Taksim’de değil miydi? Taksim’deydi. Ne işin vardı senin orada? Çünkü o da Gezici. Bunlar değil miydi Bezmiâlem Valide Sultan Camisi’nin içine bira kutularıyla girenler? Bezmiâlem Valide Sultan Camisi’nden Başbakanlık Ofisi’ne kanal açarak gidenler bunlar değil miydi? Bunlar tahribat yapar, biz ise iş yaparız. Bunların dikili ağacı yok ama biz sürekli eğitimde, sağlıkta, adalette, emniyette, enerjide, bütün bu alanlarda, tarımda sürekli olarak üretiyoruz” ifadelerini kullandı.
“DEMOKRASİMİZİ, DARBE VE VESAYET TEHDİTLERİNE RAĞMEN GÜÇLENDİRDİK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha çok şey üreteceklerini belirterek, şöyle devam etti: “Devletin içine çöreklenmiş, millete tepeden bakan, millî iradeyi hiçe sayan jakobenlerin direnciyle hep karşılaştık. İçerideki vesayet odaklarıyla beraber Türkiye’nin güçlenmesini istemeyen hasımlarımızın operasyonlarına maruz kaldık. Hepsini de rahmetle yâd ettiğimiz Menderes’ten Özal’a, Türkeş’ten Erbakan Hocamıza kadar Türkiye için hayal kuran, kalbi milletimiz için çarpan siyasetçiler daha önce kimlerle mücadele ettiyse, biz de aynı çevreleri karşımızda bulduk. Türk demokrasisinin standardını yükseltme çabamız, kışkırtmalarla, darbe çığırtkanlıklarıyla, siyasi suikastlarla sabote edilmek istendi. Hiçbirine eyvallah etmedik. Onlar AKM’nin gövdesine, teröristlerin dev posterlerini astılar Gezi olaylarında. Biz, ‘AKM’yi yıkacak, yeniden muhteşem bir opera binası olarak burayı yapacağız’ dedik. Yaptık mı? 4,5 yılda opera binası olarak AKM’yi yaptık mı? Yaptık. Taksim Camisi’ni yaptık mı? Yaptık. Bizim işimiz yapmak, bunların işi yıkmak, fark bu. İçeriden ve dışarıdan gelen hiçbir baskıya teslim olmadık. Demokrasimizi, darbe ve vesayet tehditlerine rağmen güçlendirdik. Ekonomimizi, çalışmadan zenginleşmeyi alışkanlık hâline getirmiş bir avuç elite rağmen büyüttük. Savunma sanayimiz biz geldiğimizde yüzde 20 yerliydi, şimdi yüzde 80 yerli.”
“28 ŞUBAT DÖNEMİNİN ENKAZINI ORTADAN KALDIRMANIN YANI SIRA ÜLKEMİZE ÇAĞ ATLATTIK”
Seçimi ilk kazandığında Avrupa ve Amerika seyahati yaptığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları anlattı: “O seyahati yaptığımda o zaman Amerika’da Bush işbaşında. Bush’a gittiğimde konuştuk, dedim ki ‘Bak biz terörle mücadele ediyoruz. Terörle mücadelede siz bize insansız hava aracı verecektiniz, vermiyorsunuz.’ O zaman Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice. Çağırdı ve ‘Condoleezza, insansız hava aracı Türkiye’ye vermiyormuşsunuz’ dedi. ‘Doğru’ dedi. ‘O zaman süratle Türkiye’ye insansız hava aracı vereceksiniz.’ Oradan insansız hava aracını aldık ama 38 saat süreyle. Tabii bu bizi ev sahibi yaptı. Allah rahmet etsin, Bayraktar’ın sahibi Özdemir Bey, buradan ilham alarak evlatlarıyla beraber bu işe soyundular ve süratle insansız hava aracını Bayraktar üretmeye başladı. Şu anda İHA’larımız var mı? Var. SİHA’larımız var mı? Var. Şimdi bir üst segmente daha çıktık, artık Akıncılarımız da var. Cudi’de, Gabar’da, Tendürek’te, Bestler Deresi’nde, buralarda teröristleri eğer bugün evvel Allah yok ediyorsak, işte bunlarla yok ediyoruz, hem içeride hem sınırımızın dışında. Bak nereden nereye… Kötü komşular bizi ev sahibi yaptı. Savunma sanayimizi, bizi kendilerine bağımlı bırakmak isteyen küresel çetelere rağmen devler ligine taşıdık.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Üretimimizi, hiçbir riske girmeden milletin sırtından palazlanmaya alışmış asalaklara rağmen artırdık. Hak ve özgürlükleri, bu ülkeyi kendi tapulu malı gibi gören azgın azınlığa rağmen genişlettik. Diplomasimizi, özellikle bürokratik oligarşinin engelleme teşebbüslerine rağmen millîleştirdik. Milletimizle sırt sırta verdiğimiz mücadele sayesinde 28 Şubat döneminin enkazını ortadan kaldırmanın yanı sıra ülkemize çağ atlattık. Ekonomide, eğitimde, savunmada, adalette, enerjide, sağlıkta, terörle mücadelede, güvenlikte, demokraside, bizden önce yapılanların tamamını üçe, beşe, 10’a katlayan başarılara imza attık. Aziz milletimiz adına hizmetkârlığını üstlendiğimiz bu kutlu yürüyüşü inşallah hep birlikte çok daha kararlı bir şekilde sürdüreceğiz.” diye konuştu.
“Aynı gökte uçarlar ama karganın dünyası başkadır, şahinin dünyası başkadır.” sözüne atıf yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’nin son birkaç yılda yaşadıklarına baktığımızda bu gerçeğe pek çok alanda şahit oluyoruz. Bizim dünyamızda sadece kardeşlik, muhabbet varken, karşımızdakiler gerilimden, kavgadan besleniyor. Bizim dünyamızda hangi siyasi görüşe mensup olursa olsun milletimizin tamamını kucaklamak varken, karşımızdakiler insanımızı ayrıştırma, insanımızı ötekileştirme hesabı yapıyor. Biz, 84 milyonun birliği ve beraberliği için uğraşırken, karşımızdakiler vatandaşlarımızı kamplaştırmaya, kutuplaştırmaya çalışıyor. Biz ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin üstüne taşımak için gece gündüz koştururken, karşımızdakiler tüm enerjilerini Türkiye’yi paçasından tutup aşağı çekmeye harcıyor. Ülkemiz ve milletimiz için herhangi bir hayalleri, herhangi bir vizyonları yok, ama sıra iftiraya, yalana, çirkefliğe, küfre geldiğinde sınır tanımıyorlar. Bu sabotaj siyasetinin kaptan köşkünde uzunca bir süredir hep olduğu gibi yine CHP bulunuyor. Yabancılarıyla, yancılarıyla birlikte millî kalkınma projelerimizi engellemeye çalışmaktan şehit yakınlarına galiz hakaretler yağdırmaya kadar her türlü rezilliği sergiliyorlar. Dün 27 Mayıs’a giden yolu yalan ve provokasyonlarıyla döşeyenler bugün de aynısını çok daha pervasız bir şekilde yapmak için çırpınıyorlar. Sandıkta milletten yediği tokadın rövanşını öğretmeninden hâkimine, polisinden esnafına, çiftçisinden şehit yakını ve gaziye kadar ülkesine hizmet eden herkesi tehdit ederek almaya çalışan kirli bir zihniyetle karşı karşıyayız. Bir kadın genel başkana, parlamentonun çatısı altında Allah aşkına memur kardeşlerim soruyorum sizlere küfretmek yakışır mı? Sen bir kadınsın, o küfrü nasıl yapıyorsun? Ama şunu bil ki bu millet kime neyi yakıştıracağını çok iyi biliyor. Üstelik bunu öyle omurgasız, öyle ahlaksız bir şekilde yapıyorlar ki inanın Türk siyaseti adına biz hicap duyuyoruz. Mesela seçim döneminde meydanlarda namus sözü diyerek ne taahhüt etmişlerse belediyelerinde tam tersini yaptılar. ‘Kimsenin ekmeğiyle oynamayacağız’ diye verdikleri namus sözünü, yerel yönetimlerde son yılların en büyük personel kıyımına imza atarak çiğnediler.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçimden önce “Liyakati esas alacağız” diye ahkâm kesenlerin seçimden sonra belediye kadrolarını bölücü terör örgütünün uzantıları başta olmak üzere yandaşlarına peşkeş çektiğini söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yaptıkları kepazeliği de utanmadan, milletin yüzüne bakarak, en yetkili ağızlardan itiraf ettiler. Kendileriyle aynı ideolojik çizgidekiler dışında hiçbir sendikanın, hiçbir gönüllü kuruluşun etki alanlarında faaliyet yürütmesine izin vermediler. İşçinin, emekçinin, memurun hakkını savunacak, hukuksuzluğa karşı çıkacak, bunların zulümlerine ‘dur’ diyecek hiçbir yapının yanlarında, yörelerinde varlık göstermesine imkân tanımadılar” diye konuştu.
Bu zihniyetin belediyelerde son 2,5 yılda ortaya koyduğu yaklaşım ve uygulamalarla nasıl bir ülke ve yönetim hedeflediğini açık şekilde gösterdiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Yaşadıklarımızın ışığında artık şu gerçekleri hepimiz çok daha iyi görüyoruz: Bunların hayalindeki Türkiye baskının, diktanın, faşizmin kol gezdiği, farklılıklara tahammül edilmediği bir ülkedir. Bunların hayalindeki Türkiye, tıpkı tek parti dönemindeki gibi milletin değerlerinin aşağılandığı bir ülkedir. Bunların hayalindeki Türkiye, insanımızın öz yurdunda parya muamelesi gördüğü bir ülkedir. Bunların hayalindeki Türkiye, ekonomisi IMF komiserleriyle yönetilen, savunması dışa bağımlı, üretmeyen, büyümeyen bir ülkedir. Bunların hayalindeki Türkiye, bölücü terörle mücadele yerine, teröriste komşu olmayı tercih eden bir ülkedir. Bunların hayalindeki Türkiye, millî çıkarlarını bile savunmaktan aciz, öz güven yoksunu, itibarsız, pespaye bir ülkedir. Bunların hayalindeki Türkiye, Batı başkentlerinin müstemlekesi hâline gelmiş, ekonomik bağımsızlığı olmayan bir ülkedir. Bunların tek vaadi kendilerinin de sık sık ifade ettikleri gibi eski Türkiye’yi tüm çarpıklıklarıyla yeniden hortlatmaktır. Hep birlikte yürüttüğümüz hak ve hakikat mücadelesini sonuna kadar sürdürerek, milletimizi bu zihniyetin insafına inşallah bırakmayacağız.”
“ÜLKEMİZİN İMKÂNLARI GENİŞLEDİKÇE, DİĞER EMEKÇİLERİMİZ GİBİ MEMURLARIMIZIN DA BUNDAN İSTİFADE ETMESİNİ SAĞLIYORUZ”
Sendikal hareketler gibi siyasetin de “cesaret, yürek, aşk ve sevda işi” olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sendikacılık gibi siyaset de ancak ülkeye ve millete hizmet gayesiyle yapılırsa anlamlıdır. Ataların dediği gibi ‘Tarlada izi olmayanın harmanda yüzü olmaz.’ Sadece eski Türkiye sözü verenlerin ne bu ülkeye ne bu millete ne de kamu görevlilerine herhangi bir hayrı dokunamaz. Memurları tehdit eden, kamu görevlisine parmak sallayan, kendinden olmayanı dışlayanlarla büyük ve güçlü Türkiye inşa edilemez. Yabancı büyükelçiliklerini ağlama duvarına çevirenlerin bırakın Türk demokrasisini, kendi partilerine bile faydası dokunmaz” dedi.
“Ne kadar saklamaya çalışsalar da bizim gibi milletimiz de bunların çapını, kapasitesini gayet iyi biliyor” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Karşımızdaki habis zihniyetin Türkiye’yi sadece geriye götüreceğini, son 19 yılda elde ettiği kazanımları kaybettireceğini halkımız çok iyi görüyor. Bunun için şahsımıza ve hükûmetimize yönelik onca saldırıya rağmen, milletimizin her kesimi gibi kamu görevlilerimiz de desteklerini ve dualarını bizden esirgemiyor. Biz de insanımızın ve ülkemize aşkla hizmet eden kamu görevlilerimizin güvenini boşa çıkarmamak için gece gündüz çalışıyoruz. Ülkemizin imkânları genişledikçe, diğer emekçilerimiz gibi memurlarımızın da bundan istifade etmesini sağlıyoruz. Hamdolsun, bugüne kadar sabit ücretle çalışan kardeşlerimizi enflasyona ezdirmedik, bundan sonra da ezdirmeyeceğiz.”
Kamu görevlilerinin maaşlarıyla beraber özlük haklarının genişletilmesi için pek çok olumlu adım attıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Toplu görüşme ve sözleşme süreçlerinde memurlarımızın tüm taleplerini eldeki imkânlar çerçevesinde daima dikkate aldık. Şöyle bir geriye dönüp baktığımızda bu doğrultuda hiç de azımsanamayacak bir mesafe kat ettiğimizi görüyoruz. Kamu görevlilerimizin toplu sözleşme hakkını anayasal güvenceye biz kavuşturduk. Toplu sözleşmede anlaşmazlık yaşanması hâlinde başvurulacak mekanizmaları biz oluşturduk. Disiplin kurullarında sendika temsilcilerine yer vermenin yanında, disiplin cezalarına yargı yolunu biz açtık. Geçici personel statüsünü sözleşmeliye biz dönüştürdük ve kendilerine sendikaya üye olabilme hakkı tanıdık. Çeşitli dönemlerde 280 bin sözleşmeli personeli kadroya geçirdik. Kılık kıyafet yasaklarını kaldırmakla kalmadık, inanç özgürlüğü ve haklarıyla ilgili güvenceler getirdik. Maaş promosyonlarının doğrudan personele ödenmesini temin ederek kamu görevlilerimize ek gelir sağladık. Emekli kamu görevlilerine maaş promosyonundan bayram ikramiyelerine kadar pek çok destek verdik. İzin süreleri ve kapsamıyla ilgili sıkıntıları çözdük. Sicil notu ve sicil raporu gibi objektiflikten uzak uygulamaları kaldırdık.”
“3600 EK GÖSTERGE MESELESİNİ ÖNÜMÜZDEKİ YILIN SONUNA KADAR ÇÖZÜME KAVUŞTURMAYI PLANLIYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, engellilere ve devlet korumasında yetişen kişilere verilen kamuda istihdam hakkının düzenli bir şekilde işletilmesini temin ettiklerinin de altını çizerek, şunları söyledi: “Bu kapsamda öğretmenlerimiz başta olmak üzere personelimizin önemli bir kısmını kapsayan 3600 ek gösterge meselesini önümüzdeki yılın sonuna kadar çözüme kavuşturmayı planlıyoruz. Memur-Sen’in bu konunun neticelendirilmesi hususunda gösterdiği gayretin yakın şahidiyiz. Gerçi bizim yıllar önce sözünü verdiğimiz ve hazırlıklarını başlattığımız 3600 ek gösterge meselesini sahiplenmeye çalışan CHP gibi fırsatçılar olduğunu da görüyoruz. Neyse ki milletimizin ve kamu görevlilerimizin hafıza kayıtlarında bunların hepsi de mevcuttur. İnşallah bundan sonra da Memur-Sen ile iş birliği ve dayanışma hâlinde kamu görevlilerimizin durumlarını iyileştirmeye devam edeceğiz. Hiçbir ayrım yapmadan, kimseyi ötekileştirmeden, herkesin huzuru ve refahı için çalışmayı sürdüreceğiz. Bunu da son 19 yıldır olduğu gibi yine hep beraber, omuz omuza vererek gerçekleştireceğiz. Sizlerin aracılığıyla tüm kamu görevlilerimize şu çağrıyı yapmak istiyorum: Kardeşlerim, Türkiye’de ne mafyaya ne de mafya siyasetine yer vardır. Tehdit dilini siyasetlerinin öznesi hâline getirenlerin bu ülkenin memurunu, öğretmenini, polisini, hâkimini, savcısını, bürokratını rahatsız ve huzursuz etmesine asla izin vermeyiz. Biz bu makamda olduğumuz müddetçe Allah’ın izniyle kimse sizin kılınıza dahi dokunamaz. Yeter ki siz çalışın, üretin, ülkemize ve milletimize aşkla hizmet edin. Yeter ki siz görevinizi hakkıyla yerine getirmenin çabasını verin. Yeter ki siz büyük ve güçlü Türkiye’nin inşası hedefinden sapmayın. Gerisi sadece lafügüzaftır, teneke gürültüsünden ibarettir. Biz Memur-Sen’e ve onun hükmi şahsiyetinde tüm kamu görevlilerimize güveniyoruz.”
Memur-Sen “Büyük Türkiye Buluşması”nın hayırlara vesile olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkeye ve millete hizmet eden tüm kamu görevlilerine teşekkür etti.
Merhum Mehmet Akif İnan başta olmak üzere kuruluşundan bugüne, sendikanın çatısı altında emek verip, ahirete irtihal edenlere Allah’tan rahmet dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Memur-Sen yönetimi ve üyelerine çalışmalarında başarılar diledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto ile ortak basın toplantısında konuştu
GENÇ GAZETECİLER ENDONEZYA
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto ile düzenlediği ortak basın toplantısında yaptığı açıklamada, “Gazze huzura ermeden, Filistinliler huzura kavuşmadan bölgedeki diğer ülkelerin de istikrara kavuşması mümkün değildir” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, resmî temaslarda bulunmak üzere ziyaret ettiği Endonezya’nın Bogor şehrinde, Endonezya Cumhurbaşkanı Prabowo Subianto ile baş başa, heyetler arası görüşmeleri ve anlaşmaların imza töreninin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Endonezya’yı G20 Liderler Zirvesi vesilesiyle 2022’de ziyaret ettiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün de Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi’nin 1’inci Toplantısı vesilesiyle ülkede bulunduğunu belirtti.
“ENDONEZYA’YLA TARİHÎ VE BEŞERÎ BAĞLARIMIZ BUNDAN 400 YIL ÖNCESİNE KADAR UZANIYOR”
Subianto ve Endonezya makamlarına samimi misafirperverlikleri için teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu sene diplomatik ilişkilerimizin tesisinin 75’inci yıl dönümünü idrak ediyoruz. Ancak, Endonezya’yla tarihî ve beşerî bağlarımız bundan 400 yıl öncesine kadar uzanıyor. İşte bu güçlü yakınlıktan ilham alan ilişkilerimizi, 2011’de ilan ettiğimiz Stratejik Ortaklığımızla taçlandırmıştık. Bugünkü konsey toplantımızla münasebetlerimizi daha da kurumsallaştırmış olduk” dedi.
Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto ile görüşmelerinde ve heyetler arası istişarelerde, iki ülke ilişkilerini kapsamlı şekilde ele aldıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ayrıca, Filistin ve Suriye başta olmak üzere güncel bölgesel ve küresel meseleler hakkında fikir teatisinde bulunduk” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu çerçevede enerji, tarım, ticaret, savunma sanayisi, iletişim, eğitim gibi çeşitli alanlarda 13 mutabakat metni imzalandığını ifade etti.
“EKONOMİK İLİŞKİLERİMİZİN ÇEŞİTLENDİRİLMESİNE ÖNEM VERİYORUZ”
İki ülke ilişkilerinin geleceğine yön veren kapsamlı bir ortak bildiriyi Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto ile kabul ettiklerini bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Savunma sanayiinde mevcut projeleri ve ilave iş birliği imkânlarını gözden geçirdik. Görüşmelerimizde ticaretimizin 10 milyar dolar seviyesine yükseltilmesine ve dengeli hâle getirilmesine yönelik yapabileceğimiz çalışmaları ele aldık. Ekonomik ilişkilerimizin sağlık, inşaat, enerji, gıda ve helal ürünler alanlarında çeşitlendirilmesine önem veriyoruz. Bilhassa, Endonezya’nın yeni başkenti Nusantara’nın inşa sürecinde, dünya çapında başarılı projelere imza atmış inşaat firmalarımızın yer almasını arzu ediyoruz.”
İki turizm ülkesi olan Türkiye ve Endonezya arasındaki beşerî temasların sıklaştırılmasının önemine de değindiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bayrak taşıyıcı hava yollarımızın sefer sayılarının artırılması gereğine vurgu yaptık. Geçtiğimiz yıl Endonezya’dan ülkemizi 203 bin, ülkemizden Endonezya’yı ise yaklaşık 50 bin turist ziyaret etti. Bu rakamlar sevindirici olmakla birlikte potansiyelimizin altındadır” ifadelerini kullandı.
Endonezyalı gençlerin Türkiye burslarına artan ilgisini memnuniyetle müşahede ettiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizde eğitim almış yaklaşık 5 bin Endonezyalı kardeşimizin her birini kültür elçileri olarak görüyoruz. Yunus Emre Enstitüsü, Maarif Vakfı ve TİKA bu alanlardaki iş birliğimize katkıda bulunmaya devam edecektir” dedi.
ASEAN ve üyeleriyle münasebetleri geliştirmekte kararlı olduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, ASEAN Sekretaryasına ev sahipliği yapan Endonezya’nın, Türkiye’nin ASEAN’la iş birliğinin güçlenmesinde vereceği desteğe güvendiklerini ifade etti.
Görüşmelerinde ayrıca, Birleşmiş Milletler, G20, MIKTA, D-8 ve İslam İşbirliği Teşkilatı gibi çok taraflı platformlardaki münasebetleri artırma hususunda mutabık kaldıklarını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Endonezya’nın Filistin meselesindeki duruşunu takdirle karşılıyoruz. Önümüzdeki dönemde Gazze’nin yeniden inşasında ve Filistin davasının savunulmasında Endonezya ile birlikte çalışmaya devam edeceğiz. Altını çizerek tekrar ifade etmek istiyorum, 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan, egemen, toprak bütünlüğünü haiz bir Filistin Devleti’nin kurulması daha fazla geciktirilemez. Bunu aşındıracak her türlü adım, her türlü teklif ve proje bizim nazarımızda gayrimeşrudur, daha fazla çatışma, daha fazla kan ve istikrarsızlık demektir. Gazze huzura ermeden, Filistinliler huzura kavuşmadan bölgedeki diğer ülkelerin de istikrara kavuşması mümkün değildir. İsrail’in 15 ay süren saldırıları neticesinde oluşan zararın toplamı 100 milyar dolara yaklaşıyor. Şunu unutmayalım, hukukta prensip, zararın müsebbibinden tahsil edilmesidir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, istişarelerinin ve aldıkları kararların hayırlara vesile olması temennisinde bulundu.
ENDONEZYA CUMHURBAŞKANI SUBİANTO: “ENDONEZYA VE TÜRKİYE ARASINDA ORTAKLIĞI GÜÇLENDİRME KONUSUNDA KARARLIYIZ”
Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto da konuşmasında, “Endonezya ve Türkiye’nin yüzyıllardır ilişkileri var ve Osmanlı’dan beri bağımız çok güçlü şekilde devam ediyor” diyerek Türkiye-Endonezya Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi Toplantısı’nın düzenlendiğini hatırlattı.
“Endonezya ve Türkiye arasında ortaklığı güçlendirme konusunda kararlıyız” ifadesini kullanan Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto, iki ülke halkının refahı ve düzenleri için birçok konunun ele alındığını söyledi.
İki ülkenin ticaret ve ekonomi sektöründe belirlenen hedefe ulaşmak için kararlı olduğunu belirten Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto, Türkiye ve Endonezya’nın dengeli bir ilişkiye sahip olduğunu söyleyerek, “Endonezya ve Türkiye arasında savunma sanayisi iş birliği çabalarına daha çok destek vermek istiyoruz” diye konuştu.
Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto, Filistin konusunda da iş birliğinin devam edeceğini ve iki devletli çözümün desteklendiğini vurguladı.
İKİ ÜLKE ARASINDA İMZALANAN ANLAŞMALAR
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto huzurunda, iki ülke arasında ortak anlaşmalar imzalandı.
Bu kapsamda, iki ülke arasındaki “Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Endonezya Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Sağlık ve Tıp Bilimleri Alanlarında İşbirliği Anlaşması”nı Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile Endonezya Dışişleri Bakanı Sugiono imzaladı.
“Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Endonezya Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Enerji ve Doğal Kaynaklar Alanında Mutabakat Zaptı”, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar ile Endonezya Enerji ve Maden Kaynakları Bakanı Bahlil Lahadalia tarafından imza altına alındı.
“Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Endonezya Hükûmeti Arasında Yatırımların Teşviki ve Kolaylaştırılmasına Dair Niyet Mektubu”na, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ile Endonezya Yatırım ve Ham Madde İşleme Bakanı Rosan Perkasa Roeslani imza attı.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Kacır ile Endonezya Sanayi Bakanı Agus Gumiwang Kartasasmita, “Türkiye Cumhuriyeti Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Endonezya Cumhuriyeti Endonezya Sanayi Bakanlığı Arasında Sanayi İşbirliği Ortak Komitesi Kurulmasına Dair Mutabakat Zaptı”nı imzaladı.
“Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Endonezya Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Tarımsal İşbirliği Konulu Mutabakat Zaptı”, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı ile Endonezya Tarım Bakanı Andi Amran Sulaiman tarafından imza altına alındı.
Ticaret Bakanı Ömer Bolat ve Endonezya Ticaret Bakanı Budi Santoso, “Türkiye Cumhuriyeti Ticaret Bakanlığı ile Endonezya Cumhuriyeti Ticaret Bakanlığı Arasında Ticaret Alanında İşbirliğinin Geliştirilmesine İlişkin Mutabakat Zaptı”na imza attı.
“Türkiye Cumhuriyeti Yüksek Öğretim Kurulu ile Endonezya Cumhuriyeti Yüksek Öğretim, Bilim ve Teknoloji Bakanlığı Arasında Yüksek Öğretim Alanında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptı”, Yüksek Öğretim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar ve Endonezya Yüksek Öğretim, Bilim ve Teknoloji Bakanı Satryo Soemantri Brodjonegoro tarafından imzalandı.
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş ve Endonezya Din İşleri Bakanı Nasaruddin Umar, “Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Diyanet İşleri Başkanlığı ile Endonezya Cumhuriyeti Din İşleri Bakanlığı Arasında Din Hizmetleri ve Din Eğitimi Alanlarında İşbirliği Mutabakat Zaptı”nı imzaladı.
“Türkiye Cumhuriyeti Savunma Sanayii Başkanlığı ile Endonezya Savunma Bakanlığı Arasında Savunma Sanayii İşbirliği Anlaşması”na, Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün ve Endonezya Savunma Bakanı Sjafrie Shamsuddin imza attı.
BAYKAR Genel Müdürü Haluk Bayraktar ile Republikorp Kurucusu Norman Joesoef arasında “Bayraktar TB3 ve Bayraktar AKINCI İhracatına Yönelik Ortak Üretim Anlaşması” imzalandı.
Ayrıca “Anadolu Ajansı (AA) ve Endonezya Haber Ajansı (ANTARA) Arasında İşbirliği Anlaşması”nı, AA Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Serdar Karagöz ile ANTARA Başkanı Akhmad Munir imzaladı.
“Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRT) ile Endonezya Cumhuriyeti Kamu Hizmeti Yayıncılığı Radyosu (LPP RRI) Arasında Radyo Alanında Mutabakat Zaptı”, TRT Genel Müdürü Mehmet Zahid Sobacı ile LPP RRI Yönetim Kurulu Başkanı I Hendrasmo tarafından imza altına alındı.
TRT Genel Müdürü Sobacı ve Endonezya Kamusal Televizyon Ağı (TVRI) Yönetim Kurulu Başkanı Iman Brotoseno, “Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRT) İle Endonezya Kamusal Televizyon Ağı (tvrı) Arasında İşbirliği Protokolü”ne imza attı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto’ya, Türkiye’nin yerli elektrikli otomobili Togg’u hediye etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto’ya “Pamukkale beyazı” renginde Türkiye’nin yerli elektrikli otomobili Togg armağan etti. İki lider, Togg’un önünde fotoğraf çektirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto tarafından Bogor Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda onuruna verilen resmî öğle yemeğine iştirak etti.
Yemekte yaptığı konuşmada, sıcak ve nazik ev sahipliği için Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto’ya teşekkürlerini ileten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto ile bu yıl çeşitli vesilelerle birçok kez bir araya geldiklerini, gerek ikili gerekse dünyayı ilgilendiren birçok konuda iki dost ve kardeş olarak görüş alışverişlerinde bulunduklarını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “G20 Liderler Zirvesi’ne katılmak üzere son olarak 2022’nin kasım ayında ziyaret ettiğim Endonezya’nın her defasında gelişip, büyüdüğünü görmekten büyük bir memnuniyet duyuyorum” ifadelerini kullandı.
ANTALYA DİPLOMASI FORUMU’NA DAVET Cumhurbaşkanı Erdoğan, Endonezya’nın, Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto liderliğinde 10 yıl içinde dünyanın en büyük ilk 10 ekonomisi arasına gireceğine inandığını vurgulayarak, “Az önce Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyimizin ilk toplantısını tamamlamış bulunuyoruz. İnşallah sizleri de 11-13 Nisan’da düzenleyeceğimiz 4. Antalya Diploması Forumu’na bekliyorum” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk sanayisinin ulaştığı seviyeyi temsil eden yerli elektrikli otomobil Togg’u Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto’ya hediye etmesine ilişkin de, “Togg’u ülkelerimiz arasındaki dostluk ve kardeşlik bağlarının nişanesi olarak kabul etmeniz bizleri sevindirecektir. Rabb’im aramızdaki dayanışmayı ve muhabbeti daim eylesin diyorum, 1 Mart’ta kavuşacağımız özellikle Ramazan-ı Şerifinizi şimdiden tebrik ediyorum” dedi.
Emine Erdoğan, Endonezya’da Yunus Emre Enstitüsünü ziyaret etti
GENÇ GAZETECİLER ENDONEZYA
Resmî temaslarda bulunmak üzere Endonezya’nın başkenti Cakarta’da bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a eşlik eden eşi Emine Erdoğan, Yunus Emre Enstitüsüne (YEE) ziyarette bulundu.
Emine Erdoğan’ı enstitüye gelişinde, YEE Başkanı Prof. Dr. Abdurrahman Aliy ve YEE Endonezya Müdürü Cemal Şahin ile ellerinde Türk ve Endonezya bayrakları taşıyan çok sayıda öğrenci karşıladı.
Öğrencilerle yakından ilgilenen Emine Erdoğan, enstitüyü gezerek, Aliy ve Şahin’den yürütülen çalışmalar hakkında bilgi aldı.
Emine Erdoğan, 1567-1920 yıllarına ait Osmanlı-Endonezya ilişkilerini gözler önüne seren Arşiv Belgeleri Sergisi’ni gezdi.
Sergideki belgeler arasında, “Endonezyalı Müslümanların hac yaparken masrafların azaltılması noktasında Osmanlı’dan yardım istemesine ilişkin yazı”, “Osmanlı’nın, İngilizlerin Uzak Doğu Asya’ya yönelik kirli planlarını bozması ve buna mukabil Endonezya’dan teşekkür mektubu”, “Açe’de bulunan Müslüman topluluğuna yönelik Hollandalıların zulümlerine karşı Osmanlı’nın yardımları neticesinde gösterilen başarıya ilişkin rapor”, “Cava bölgesinin bütünüyle düşmanlardan kurtarılması noktasında Osmanlı’nın yardımları ve rolü noktasında Cava Padişahı Şerif Ali tarafından Sultan Abdülhamit’e gönderilen teşekkür mektubu” yer aldı.
Serginin ardından Türkçe dersinin verildiği sınıfları ve kütüphaneyi ziyaret eden Emine Erdoğan, Endonezyalı öğrencilerle sohbet etti. “Türkiye’deki Hayalim” konusunun işlendiği derste öğrenciler, Türkiye’ye dair hayallerini kaleme aldıkları metinleri okudu. Öğrencilerden biri, daha önce iki kez gittiği Türkiye’nin çok sayıda tarihî güzelliklere sahip olduğunu belirterek, Türkiye’den doktora derecesi almak istediğini ve Türk yemeklerini çok özlediğini söyledi. Emine Erdoğan, enstitüde eğitim gören öğrencilerin Türkiye’ye dair çizdikleri resimleri de inceledi, öğrencilerle yaptıkları resimlere ve Türkiye’ye ilişkin sohbet etti.
“TÜRKİYE VE ENDONEZYA KARDEŞLİĞİ, BUGÜNKÜ GİBİ NİCE YILLAR BOYU SÜRSÜN”
Emine Erdoğan, YEE’yi ziyaretine ilişkin sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, şu ifadeleri kullandı: “Resmî ziyaretimiz kapsamında Endonezya’nın başkenti Cakarta’da Yunus Emre Enstitüsünü ziyaret ettim. Bu yıl Türkiye ve Endonezya arasındaki diplomatik ilişkilerin tesisinin 75. yılını kutlarken, aslında 16. yüzyıldan günümüze uzanan bir dostluğun mirasına tanıklık ediyoruz. Bu mirası geleceğe taşıyan en önemli köprülerden biri olan Yunus Emre Enstitüsünde Türkçe eğitimi alan gençlerle buluşmaktan mutluluk duydum. Öğrenme heyecanları ve Türkiye’ye duydukları sevgi, halklarımız arasındaki güçlü bağın en güzel yansıması. Osmanlı-Endonezya İlişkileri Arşiv Belgeleri Sergisi’nde ise iki ülkenin köklü dostluğunun ne denli kuvvetli olduğunu hatırlatan belgeleri inceledim. Dilerim ki Türkiye ve Endonezya kardeşliği, bugünkü gibi yıllar boyu sürsün.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Endonezya Bogor Cumhurbaşkanlığı Sarayında
GENÇ GAZETECİLER ENDONEZYA
Resmî ziyaretini gerçekleştirmek üzere Endonezya’da bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Endonezya Cumhurbaşkanı Prabowo Subianto ile Bogor Cumhurbaşkanlığı Sarayında bir araya geldi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Endonezya’nın Bogor şehrinde Endonezya Cumhurbaşkanı Prabowo Subianto tarafından resmî törenle karşılandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın makam aracını, Bogor Cumhurbaşkanlığı Sarayı girişinde karşılayan süvariler, bina girişine kadar araca eşlik etti. Endonezyalı çocuklar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı makam aracından indiğinde Türk ve Endonezya bayraklarıyla selamladı.
Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı giriş kapısında karşıladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto’nun tören alanındaki yerlerini almasının ardından, askerî bando iki ülkenin millî marşlarını çaldı ve top atışı yapıldı.
Bogor Cumhurbaşkanlığı Sarayı’ndaki karşılama töreninde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto, heyetlerini birbirlerine takdim etti, bina girişinde Türkiye ve Endonezya bayrakları önünde tokalaşarak basın mensuplarına poz verdi.
Bogor Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda şeref defterini de imzalayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto ile baş başa görüşmeye geçti.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.