Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ceyhan Polipropilen üretim tesisi temel atma ve Adana ‘da yapımı tamamlanan projelerin toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, “Biliyorsunuz bir süre önce, Türkiye’nin 2053 vizyonunun ilk ve en iddialı hedefi olan Yeşil Kalkınma Devrimi’ni ilan ettik. Artık ülkemizde yapılan her yatırımı, tıpkı bugün temelini attığımız tesis gibi, bu anlayışla planlayacak ve hayata geçireceğiz. Dijitalleşme ve yapay zekâ gibi teknolojinin sağladığı yeni imkânları da en iyi şekilde kullanarak ülkemizi şimdiden geleceğin üretim altyapılarına kavuşturmakta kararlıyız” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ceyhan Polipropilen üretim tesisi temel atma ve Adana ‘da yapımı tamamlanan projelerin toplu açılış törenine katılarak bir konuşma yaptı.
Konuşmasına “Adana’ya Gel Gidek” türküsünün sözlerini okuyarak başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz de işte bu güzel türküdeki davete icabetle bugün Adana’dayız. İnşallah Adana’nın kebabından yiyeceğiz, şalgamından içeceğiz. Adanalıların gönlünden kopup gelen sevgisiyle de bu güzel buluşmamızı taçlandıracağız” diye konuştu.
Adana’nın kendilerinden, kendilerinin de Adana’dan vazgeçmeyeceğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Allah’ına kurban Adana, gadan alırım Adana. Adana’yı özlemişiz, maşallah Adana da bizi özlemiş” dedi. Adana’ya eli boş gelmediklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün yaklaşık 2,2 milyar liralık kamu yatırımıyla 1,8 milyar liralık özel sektör yatırımlarının resmî açılışını yapacaklarını belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, eğitimde 63 okulu ve iki öğrenci pansiyonunu hizmete açacaklarını, gençlik ve sporda ise yeni stadyumun ikmal inşaatının ve iki adet biner kişilik öğrenci yurdunun, üç futbol sahasının ve tamamlanan diğer projelerin açılışlarını yapacaklarını söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, sağlık alanında 250 yataklı Ceyhan Devlet Hastanesi’nin, yedi aile sağlığı merkezi ve 112 biriminin de aralarında bulunduğu yatırımların resmî açılışlarını yapacaklarını ifade etti. Yeni adalet sarayı ve lojmanları, Adana ile Mersin arasındaki tren yolu hattının tamamlanan kısımlarıyla çok sayıda yol projesini hizmete açacaklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, enerjide çeşitli maden ve elektrik yatırımlarının resmî açılışlarını da yapacaklarını dile getirdi.
İçişleri Bakanlığının yeni kaymakamlık ve emniyet binalarından Göç İdaresi Geri Gönderme Merkezi’ne kadar çok sayıda yatırımı resmen hizmete aldıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, çevre ve şehircilikte ise İller Bankasının çeşitli ilçelerde tamamladığı altyapı ve üstyapı yatırımlarıyla Sarıçam ve Düziçi’ndeki TOKİ projelerini hizmete açacaklarını bildirdi.
Tarım alanında çok sayıda kırsal kalkınma ve orman yatırımının resmî açılışları ile kültür ve turizmde yeni müzenin ikinci etabıyla tamamlanan diğer yatırımların açılışını da gerçekleştireceklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, sanayi ve teknolojide ise Çukurova Kalkınma Ajansı’nın desteklediği projeler ile Hacı Sabancı Organize Sanayi altyapı yatırımlarının açılışlarını yaptıklarını belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunların yanında pek çok bakanlığımızın ve kurumumuzun sizlere daha iyi hizmet vermek için tamamladığı hizmet birimlerinin resmî açılışlarını da buradan gerçekleştiriyoruz” dedi.
Çukurova Üniversitesi’nin tamamladığı yatırımların açılışlarını bizzat yerinde yapacaklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’nin yatırımlarının hizmete alımını da buradan yapacaklarını dile getirdi. Tüm yatırımların şehre hayırlı olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yatırımların kazandırılmasında emeği geçenleri de tebrik etti.
Bugün Adana’da Türkiye’de özel sektör eliyle yapılan en büyük yatırımlardan birinin imza ve temel atma törenini gerçekleştirdiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ayrıca salgın döneminde inşası tamamlanarak faaliyete geçen 26 fabrikanın da toplu açılış törenini yapıyoruz. Temelini atacağımız petrokimya tesisi ve açılışını yapacağımız fabrikalar, Türkiye’nin en zor şartlarda dahi nasıl hedeflerine doğru kararlılıkla ilerlediğinin birer sembolüdür” diye konuştu.
“TÜRKİYE’YE GÜVENİP YATIRIM YAPAN HİÇ KİMSE PİŞMAN OLMAZ”
Ceyhan Polipropilen üretim tesisinin inşa edileceği Ceyhan Endüstri Bölgesi’ni 2007 yılında kurduklarını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Amacımız burada ülkemiz sanayinin en çok ihtiyaç duyduğu ürünlerden biri olan polipropilenin üretilmesini sağlamaktır. Bu işi üstlenen şirketimiz Ceyhan’da 1,7 milyar dolarlık bir yatırım yapacak. Yatırımcımız ham maddesini temin edeceği Cezayir’in millî enerji şirketiyle ortak olarak bu işe başladı” dedi.
Bugün de tesisin inşa sürecinde iş birliği yapılacak diğer firmalarla gereken anlaşmaların imzalandığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tesisin 2024 yılında tamamlanıp üretime geçmesi hedefleniyor. Buradaki üretim inşallah polipropilen ithalatımızın yüzde 20’sini karşılayacak. Böylece ülkemizin cari açığına 250 milyon dolarlık pozitif yönde katkı sağlanacak. Tamamı geri dönüştürülebilir, çevreye duyarlı ve sürdürülebilir üretim ilkeleriyle faaliyete geçirilecek bu tesis, kendi alanında dünyanın en ileri teknolojileriyle kurulacak. Bu yatırım sayesinde Türkiye’nin ihracatında otomotivin ardından 20 milyar dolarlık rakamıyla ikinci sırada yer alan kimya sektöründe dış ticaret açığı vermekten kurtulacağız” diye konuştu.
Yatırımın hayırlı olmasını dileyen, yatırımcı firma, Cezayirli ortağı ve inşa sürecinde iş birliği yapacağı kuruluşlara teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları dile getirdi: “Her zaman söylediğim gibi Türkiye’ye güvenip yatırım yapan hiç kimse pişman olmaz. Tam tersine sağladığı büyük kazançla hep memnuniyet duyar. Ülkemizdeki ve dünyadaki tüm yatırımcıları küresel üretim ve lojistik sisteminin yeni baştan kurulduğu şu dönemde Türkiye’nin kendilerine sunduğu imkânları ve fırsatları değerlendirmeye davet ediyorum. ‘Gelin hep birlikte kazanalım’ diyerek kapılarımızın yatırımcılara sonuna kadar açık olduğunu bir kez daha tekrarlamak istiyorum.”
“YÜKSELEN HER YENİ FABRİKA BACASI GELECEĞİMİZE DAHA GÜVENLE BAKMAMIZI SAĞLIYOR”
Hacı Sabancı Organize Sanayi Bölgesi’nde bugün faaliyete geçen 26 fabrikanın da açılışını yaptıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bay Kemal, bak fabrika var mı diyordun? İşte buyur 26 fabrikayı bugün açıyoruz. Öncelikle bu fabrikaların her birinin müteşebbislerine şükranlarımı sunuyorum. Dünyanın, salgın ve iklim değişikliği gibi krizlerin pençesinde kıvrandığı bir dönemde yapılan bu yatırımlar, iş insanlarımızın vizyonunun derinliğine işaret ediyor. İşte hep birlikte görüyoruz. Hemen yanı başımızdaki Avrupa olmak üzere gelişmiş ülkelerin hemen tamamı ihtiyaçlarını karşılamak için nereye yöneldiler? Ülkemize yöneldiler” ifadesini kullandı.
İhracatın her ay rekorlar kırarak arttığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Fabrikalarımız harıl harıl çalışıyor. İstihdamda salgın öncesi dönemin dahi üstüne çıktık. Böylece ülkemiz 2020’de yüzde 1,8 büyürken bu yılın ilk çeyreğinde 7,2, ikinci çeyrekte ise 21,7 büyüme oranlarıyla yükseliş trendini sürdürdü” dedi.
Hiç şüphesiz bu başarının ardındaki asıl kahramanların yatırımcısı ve işçisiyle özel sektör olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle devam etti: “Biz hükûmet olarak bu başarıdaki katkılarından dolayı işçilerimize olan teşekkürümüzü kamu toplu iş sözleşmesindeki yüksek zam oranlarıyla ifade ettik. Özel sektörümüzün de işçilerimizin haklarını verme konusunda aynı hassasiyeti göstereceğine inanıyorum. Geçtiğimiz aylarda Gaziantep’ten Konya’ya, Kocaeli’den Kahramanmaraş’a, ülkemizin dört bir yanında yüzlerce sanayi tesisini hizmete açarak iş dünyamızın dinamizmine yakından şahit olduk.”
Bugün de Adana’da 26 fabrikayla bu kervana yeni katarlar ilave ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yükselen her yeni fabrika bacası geleceğimize daha güvenle bakmamızı sağlıyor. Ülkemizdeki organize sanayi bölgelerinin sayılarının 325’e ulaşması, iş dünyamızın yatırım ve üretim iştahının artarak sürdüğünü gösteriyor” dedi.
Açılışını yaptıkları Ceyhan Endüstri Bölgesi gibi 23 büyük ölçekli yatırım içeren projeyi de hayata geçirdiklerini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, endüstri bölgelerindeki tüm yatırımların tamamlandığında sağlayacağı 83 bin ilave istihdam yanında dış ticarete yıllık 23 milyar dolar katkı yapacağını söyledi.
“YEŞİL KALKINMA DEVRİMİ İLE SANAYİDEN İHRACATA HER ALANDA ÜLKEMİZİ YENİ BİR SEVİYEYE ÇIKARTIYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biliyorsunuz bir süre önce, Türkiye’nin 2053 vizyonunun ilk ve en iddialı hedefi olan Yeşil Kalkınma Devrimi’ni ilan ettik. Artık ülkemizde yapılan her yatırımı, tıpkı bugün temelini attığımız tesis gibi, bu anlayışla planlayacak ve hayata geçireceğiz. Dijitalleşme ve yapay zekâ gibi teknolojinin sağladığı yeni imkânları da en iyi şekilde kullanarak ülkemizi şimdiden geleceğin üretim altyapılarına kavuşturmakta kararlıyız. Millî teknoloji hamlemiz bu vizyonumuzun ve irademizin en somut ifadesidir” diye konuştu.
İnsansız hava araçlarından yerli elektrikli otomobile kadar pek çok atılımı bu vizyon sayesinde bugünkü seviyesine getirdiklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi: “İnşallah Yeşil Kalkınma Devrimi ile sanayiden ihracata her alanda ülkemizi yeni bir seviyeye çıkarıyoruz. Gençler başta olmak üzere bu gerçeğin farkında olan herkes yaşanan gelişmeleri büyük bir heyecanla takip ediyor. Dünya ve Türkiye gerçeklerine gözleri de gönülleri de kapalı olanlar ise kendi kısır gündemlerinin peşinde bir o tarafa, bir bu tarafa savrularak aslında ne kadar sığ ve kifayetsiz olduklarını gösteriyor. Bunlara kalsa ülke olarak araya gideriz, kimse dönüp bakmaz. Bizim istikametimiz her zamanki gibi milletimize dönüktür. Milletimiz bizden ne istiyor? Yatırım istiyor, işte yatırım. Milletimiz bizden ne istiyor? Üretim istiyor, işte üretim. Milletimiz bizden ne istiyor? İstihdam istiyor, işte istihdam. Milletimiz bizden ne istiyor? Güvenlik ve huzur istiyor, işte güvenlik işte huzur. Milletimiz bizden ne istiyor? Kendisinin ve ülkesinin başı dik olmasını istiyor, işte güçlü ve büyük Türkiye, velhasıl milletimiz istiyor, biz de yapıyoruz. Bugüne kadar hep öyle oldu, bundan sonra da aynı şekilde devam edecek. Bizde zorsunmak yok, sıkıntılarımız elbette var ama hamdolsun hepsinin de çözümü bizde mevcut.”
“ÜLKEMİZİN EN AZ HASARLA HATTA ÇOĞU ALANDA ÇOK BÜYÜK KAZANIMLARLA BU DÖNEMİ GERİDE BIRAKMASI İÇİN ÇALIŞIYORUZ”
Gelişmiş ülkeler başta olmak üzere tüm dünyanın, siyasi, sosyal ve ekonomik sorunların ateşiyle kavrulduğu bir dönemden geçtiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizin en az hasarla hatta çoğu alanda çok büyük kazanımlarla bu dönemi geride bırakması için çalışıyoruz. Mesela küresel düzeyde enerji, mal, hizmet fiyatları fahiş oranlarda arttığı hâlde bunları üçte biri, beşte biri oranında yansıtarak vatandaşlarımızı koruyoruz” dedi.
Dünyanın değişik bölgelerindeki küresel krizlerden de örnekler veren Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları kaydetti: “Amerika’nın, İngiltere’nin hâlini görüyorsunuz değil mi? Benzin yok, benzin. Aynı şekilde, Almanya’da, Fransa’da kuyruklar, yiyeceklerini bulamıyorlar. Elhamdülillah Türkiye’de böyle bir sorun yok. Ülkemizi bugüne kadar önüne çıkan her engelden, her sorundan, her saldırıdan, her badireden nasıl kurtardıysak bugün de aynısını yapacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın. Varsın ötekiler kendi yalan ve iftira çukurlarında debelenip dursunlar. Biz, ‘Yaparsa yine AK Parti yapar’ diyerek işimize bakmayı sürdüreceğiz, gerisi lafı güzaf. Herkesin sözü ve duruşu kendi cibilliyetini gösterir. Biz Adanalı gibi delikanlı, Adanalı gibi harbi, Adanalı gibi çalışkan, Adanalı gibi dik duruşlu bir şekilde yolumuza devam ediyoruz. Rabbim muhabbetimizi, sevgimizi, uhuvvetimizi daim eylesin diyorum.”
ADANA’YA YAPILAN YATIRIMLAR
Geçen 19 yılda 81 vilayetin tamamını da Cumhuriyet tarihinde görülmemiş yatırımlara kavuşturduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bilhassa yaşı 20 öncesiyle bugünü mukayese etmeye müsait olanlar aradaki büyük farkı çok daha iyi biliyorlar. Bu kapsamda son 19 yılda Adana’ya ne kadar yatırım yaptık biliyor musunuz? 50 milyar, yani bunu eski rakama vurduğumuz zaman 50 trilyon, bu yatırımı yaptık” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, eğitimde 10 bin 497 yeni derslik inşa ettiklerini, ikinci devlet üniversitesi olarak Adana Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesini kurduklarını anımsattı. Gençlik ve sporda 6 bin 935 kişi kapasiteli yükseköğrenim yurt binaları açtıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, aralarında 33 bin seyirci kapasiteli stadyumun da bulunduğu 45 spor tesisini şehre kazandırdıklarını söyledi.
Sosyal yardımlarda Adanalı ihtiyaç sahibi vatandaşlara toplam yaklaşık 9 milyar liralık kaynak aktardıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sağlıkta toplamda 3 bin 406 yataklı, 21 hastane ile 68 sağlık tesisini tamamlayıp Adanalıların hizmetine sunduklarını aktardı. Erdoğan bunların arasında beş yıldızlı otel konforundaki bin 550 yataklı Şehir Hastanesi ile 406 yataklı Adana Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesinin de bulunduğunu kaydetti.
Çevre ve şehircilikte, Adana’da 15 bin 552 adet konutu tamamladıklarını, 4 bin 107 konutun yapımının ise sürdüğünü aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şehrimizde toplam 9 bin 235 bağımsız birimde riskli yapı tespiti yaptık. Bunlardan 7 bin 771 bağımsız birimin yıkımı gerçekleşti. Kentsel dönüşüm çalışmaları kapsamında bugüne kadar 64 milyon lira tutarında riskli yapı kira yardımı yaptık. Adana’da toplam alanı 1 milyon 150 bin metrekare olan yedi adet millet bahçesi projemiz var. Bunlardan ikisini tamamlayıp hizmetinize sunduk, beşi ile ilgili süreç devam ediyor” bilgisini verdi.
Ulaştırmada, Adana’ya 178 kilometre uzunluğunda yeni bölünmüş yol yaparak bölünmüş yol mesafesini toplamda 427 kilometreye çıkardıklarını da anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle devam etti: “Yapımı devam eden Ceyhan-Çukurköprü-Kozan yolunu, Adana-Karataş yolunu, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nü, Kozan-Feke-Saimbeyli-Tufanbeyli-Kayseri hududu yolunu ve Adana-Kozan yolunu önümüzdeki yıl tamamlıyoruz. Adana Güney Çevre Yolu’nda kamulaştırma sorunlarından kaynaklanan birtakım gecikmeler olsa da inşallah 2023 yılına kadar hepsini de çözüp yolu tamamlayacağız. Adana-İmamoğlu ayrımı-Aladağ yolunu, Adana-Kozan ayrımı-Mansurlu-Kayseri hududu yolunu ve Ceyhan-Yumurtalık yolunu önümüzdeki 2 yıla kadar bitiriyoruz. Toprakkale-İskenderun otoyolu ile Tarsus-Adana-Gaziantep otoyolunun, Adana kuzey kavşağı arasındaki otoyol projesinin inşasına kamulaştırma çalışmaları tamamlandıktan sonra başlayacağız.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adana-Mersin demir yolunu yenilediklerine ve seyahat süresini eskiye göre yarı yarıya indirdiklerine dikkati çekerek, “Mersin-Adana-Osmaniye-Gaziantep hızlı tren hattı projemizin yapımı etaplar hâlinde devam ediyor. İnşallah bu hattın tamamını 2025 yılına kadar da tamamlıyoruz” dedi.
Çukurova Bölgesel Havalimanı’nın inşaatının devam ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu projeyi de 2023 yılına kadar tamamlayıp hizmete sunmayı planladıklarını vurguladı. Tarım ve ormancılıkta, Adana’ya 11 baraj ve bir gölet inşa ettiklerini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sekiz baraj daha inşa edeceğiz. Son 19 yılda inşa ettiğimiz sulama projeleri ile 925 bin dekar zirai araziyi sulamaya açtık. Şu anda inşaat çalışmaları devam eden sulama tesisleri ile 565 bin dekar mümbit araziyi daha sulamaya açacağız” dedi.
Adanalı çiftçilere de bugüne kadar toplam 5 milyar liralık tarımsal destek verdiklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları kaydetti: “Sosyal güvenlik alanında, Adana’daki 139 bin iş yerimize toplam 4,2 milyar liralık prim teşviki verdik. Adana, Seyhan, Çukurova, Yüreğir, Sarıçam, Ceyhan, Yumurtalık, İmamoğlu, Karaisalı ve Kozan’a doğal gaz arzını sağladık, Pozantı’ya seneye, Aladağ, Feke, Karataş, Saimbeyli ve Tufanbeyli’ye ise 2023 yılında doğal gaz arzını sağlayacağız. İnşallah önümüzdeki dönemde bir kısmının müjdesini biraz önce verdiğimiz dev yatırımlar gibi sizleri çok daha büyük eserler ve hizmetlerle buluşturmaya devam edeceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasının öncesinde, tesis inşa edecek firma ile inşa sürecinde iş birliği yapacağı firmalar arasında anlaşmalar imzalandı ve hatıra fotoğrafı çektirildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından yaptığı açıklamada, “Suriye’deki hadiselerin 13 yıllık serencamını bilen herkes, Türkiye’nin adil bir barış için verdiği hasbi mücadelenin en yakın şahididir. Şunu da en başından beri tekrar tekrar ifade ediyoruz: Suriye ile ilgili hassasiyetimiz hiçbir zaman menfaat eksenli olmamıştır” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından basın açıklaması yaptı.
Toplantıda ele alınan konulara ilişkin açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Sözlerimin hemen başında bu sabah Isparta Keçiborlu’da eğitim uçuşu esnasında kaza kırıma uğrayan askeri helikopterimizde şehit olan altı kahramanımıza Allah’tan rahmet niyaz ediyorum. Şehitlerimizin ailelerine, sevenlerine, silah arkadaşlarına ve Türk Silahlı Kuvvetlerimize başsağlığı diliyorum, milletimizin başı sağ olsun.
“TÜRKİYE, ÖZ GÜVENLİ, KARARLI VE SABIRLI BİR ŞEKİLDE HEDEFLERİNİ GERÇEKLEŞTİRMEKTEDİR”
Türkiye Yüzyılı’nı içeride ve dışarıda attığımız adımlarla günbegün gerçeğe dönüştürüyoruz. Üstat Necip Fazıl’ın kabinemizin misyonunu da belirleyen şu önemli sözlerini kendimize rehber kıldık: ‘Devler gibi eserler bırakmak için karıncalar gibi çalışmak lazım.’ Biz de hem bugün halkımızın hem de yarın ruz-i mahşerde Hakk’ın huzuruna görevini layıkıyla yerine getirmiş, geride hayır dualarla anılan eserler bırakmış olarak çıkmanın derdindeyiz, bunun peşindeyiz. İnsanımızın şöyle içinden gelerek söylediği bir, Allah ondan razı olsun, cümlesi bizim için en büyük payedir, şereftir, gurur ve mutluluk kaynağıdır.
Bugüne kadar halka hizmet Hakk’a hizmettir düsturuyla ülkemize ve milletimize aşkla hizmet ettik. Şimdi de diplomatik temaslarla, iyi hesaplanan stratejik hamlelerle açılışını yaptığımız proje, yatırım, hizmet ve eserlerle Türkiye’yi her alanda yüceltmenin gayretindeyiz.
Şunu büyük bir memnuniyetle ifade etmek isterim: Türkiye, ayağına ve iradesine vurulan zincirleri tek tek parçalamaktadır. Türkiye, öz güvenli, kararlı ve sabırlı bir şekilde hedeflerini gerçekleştirmektedir. Türkiye, güçlü demokrasisiyle, büyüyen ekonomisiyle, köklü kurumlarıyla dünya meselelerinin seyrini değiştiren barışçı ve aktif politikalarıyla tarihe yön vermekte, hem kendi tarihini ve hem de insanlık tarihini yeniden yazmaktadır. Allah’a binlerce kez hamdolsun ki bugün dünden daha güçlüyüz, bugün dünden daha özgürüz, bugün dünden daha itibarlıyız, bugün dünden daha öz güvenliyiz.
İnşallah, yarın her alanda çok daha iyi yerlerde olacağız. Milletimizi sığ sulara hapsetmek isteyen vizyonsuzluklara inat umuda tutunmaya, umudu büyütme devam edeceğiz. Siyasi hayatımızın hiçbir döneminde milletimize hayal kırıklığı yaşatmadık. Bundan sonra da aziz milletimize mahcup olmayacak, milletimizi sükûtu hayale biiznillah uğratmayacağız. Son 22 yıldır olduğu gibi Türkiye’yi başarıdan başarıya koşturacak, Türkiye’ye yeni rekorları, yeni sevinçleri, yeni heyecanları yaşatacağız.
Türkiye Cumhurbaşkanı olarak bir gerçeği tekrar vurgulamak durumundayım: 85 milyon olarak biz muazzam ve muhteşem bir aileyiz. Hepimiz daha mutlu, daha müreffeh, daha kudretli bir Türkiye hayal ediyoruz. Gerçekleştirdiğimiz her hedefi daha büyük hedeflerin mihenk taşı, başlangıç noktası olarak görüyoruz. Tamamladığımız, hizmete verdiğimiz, şehirlerimize kazandırdığımız her eser yeni hizmetler, yeni projeler için azmimizi kamçılıyor, heyecanımız artırıyor. Kalbimizdeki vatan ve millet aşkı gökte bir şimal yıldızı gibi parlıyor, yeniden büyük ve güçlü Türkiye davamızda yolumuzu aydınlatıyor.
Allah’ın izniyle bu millet her engeli aşacak, her saldırıyı savuşturacak güce ziyadesiyle sahiptir. Kardeşliğimize sıkıca sarıldığımız, istikrar ve güven ortamını koruduğumuz, iç cephemizi tıpkı aşılmaz bir kale gibi sağlım tuttuğumuz müddetçe çok daha güzel günler göreceğimizden asla şüphe duymuyoruz. Ülkemizin istikrarlı yürüyüşünü rayından çıkarmak, ilerleyişini kesmek veya yavaşlatmak isteyenlere de millet olarak fırsat vermeyeceğimize inanıyorum.
Son kabine toplantımızdan bu yana iç siyasette ve dış politikada yoğun bir gündemle çalışmalarımızı sürdürdük. Diyanet İşleri Başkanlığımızın her beş yılda bir düzenlediği Din Şûralarının 7’ncisinde hocalarımızla ve kanaat önderlerimizle bir araya geldik. ‘Dijitalleşen Dünyada Diyanet Hizmetleri’ başlığıyla gerçekleştirilen şûranın küresel kültürün teşvik ettiği yapay din tehdidiyle mücadelede bir uyanışa vesile olmasını ümit ediyoruz.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Özel Ödülleri ile Yaşayan İnsan Hazineleri Ödülleri’ni takdim ettiğimiz üstat ve ustalarımızı bu vesileyle tekrar tebrik ediyorum.
28 Kasım’da Umman’dan ülkemize devlet başkanı seviyesinde ilk resmî ziyareti gerçekleştiren Umman Sultan Heysem bin Tarık’ı Türkiye’de misafir etmekten özellikle bahtiyar olduğumu söyleyebilirim. Bu tarihî ziyareti farklı alanlarda imzaladığımız 10 anlaşmayla taçlandırdık. Umman’ın krizlerin çözümünde üstlendiği yapıcı rolü takdir ediyor, inşallah bundan sonra Ummanlı kardeşlerimizle daha yakın çalışmayı umuyoruz.
Aynı zamanda Filistin halkıyla dayanışma günü olan 29 Kasım’da artık kendi alanında bir marka hâline gelen TRT World Forum’unun 8’incisine iştirak ettik.
‘Küresel Ticaret Burada’ temasıyla tertiplenen 20. MÜSİAD EXPO Fuarı ise 88 ülkeden iş adamlarını, tüccarları, girişimcileri ülkemizde bir araya getirdi. 1990 yılından bu yana Türkiye’nin ekonomide, ticarette ve demokraside şaha kalkması için emek veren MÜSİAD camiasını bir kez daha kutluyorum.
“DEPREM BÖLGEMİZİ ESKİSİNDEN DAHA DAYANAKLI BİR ŞEKİLDE AYAĞA KALDIRACAĞIZ”
30 Kasım Cumartesi günü Kahramanmaraş’taydık. Maraş’ta hem partimizin il kongresini yaptık hem de deprem konutlarının kura ve anahtar teslim törenini icra ettik. Tören alanından canlı bağlantıyla Hatay’ımızda 5 bin 900, Malatya’mızda 2 bin 313, Adıyaman’ımızda 6 bin 912, Gaziantep’imizde 257, Diyarbakır’ımızda 674, Adana’mızda 668, Şanlıurfa’mızda 2 bin 929, Elazığ’ımızda bin 407, Kahramanmaraş’ımızda 3 bin 499 olmak üzere toplamda 24 bin 559 yuvamızı daha hak sahibi kardeşlerimize teslim ettik. 2024 sonuna kadar 11 ilimizde toplam 201 bin 688 bağımsız bölümü afetzede kardeşlerimize teslim edeceğiz.
Bir depremzedenin elinden tutmak yerine, kimi zaman hakaret ederek, kimi zaman afaki sözler vererek bu sürece köstek olanları tarih affetmeyecektir. ‘Erdoğan bu enkazın altında kalır’ diyerek tüm umudunu milletin sıkıntılarının çoğalmasına bağlayan kifayetsizleri hayal kırıklığına uğratmaya devam ediyoruz. Son depremzede hak sahibi kardeşimiz de güvenli yuvasına kavuşana kadar bize durmak, dinlenmek, soluklanmak yok. İnşallah devlet millet birlikteliğiyle yaralarımızı saracak, deprem bölgemizi eskisinden daha dayanaklı bir şekilde ayağa kaldıracağız.
2 Aralık Pazartesi günü Karadağ Cumhurbaşkanı değerli dostum Jakov Milatoviç’i ülkemizde ağırladık. Partimiz tarafından düzenlenen Engelsiz Türkiye Programı’nda engel tanımayan kardeşlerimizle bir araya geldik. Hükûmetlerimizin engeli vatandaşlarımızın hayata katılımı noktasında gösterdiği samimi çabalar herkesin malumudur. Engelli Kamu Personeli Seçme Sınavı dâhil, kamudan özel sektöre, spordan çeşitli sosyal haklara kadar geniş bir yelpazede engellerimizin yanında olduk. İnşallah bundan sonra da aynı anlayışla yolumuza devam edeceğiz.
3 Aralık tarihinde Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğümüzce yapımı tamamlanan 564 tesis, proje ve hizmeti resmen devreye aldık. Toplam yatırım bedeli 98 milyar lira olan bu tesislerin ülkemize ve milletimize tekrar hayırlı olmasını diliyorum.
Bu sene Japonya ile diplomatik ilişkilerimizin tesisinin 100’üncü Yıl dönümünü kutluyoruz. Bu anlamlı yıl dönümü münasebetiyle Japonya Veliaht Prensi Akishino Fumihito ve refikasını ülkemizde misafir ettik. 6 Şubat deprem felaketinin ardından Japon hükûmeti ve halkının milletimizle sergilediği dayanışmayı her zaman şükranla yâd ediyoruz.
7 Aralık Cumartesi günü Gaziantepli kardeşlerimizin misafiriydik. Millî Mücadele’mizin meşale şehirlerinden olan Antep, bugün de üretim ve ticaret başta olmak üzere pek çok alanda âdeta destan yazıyor. Gaziantep halkının Suriyeli mazlumlara sahip çıkması zaten her türlü takdirin üzerindedir. Gaziantep’te ilk önce 5 bin 113 konutun anahtar ve tapu teslim törenini yaptık. Ardından partimizin 8’inci Olağan İl Kongresi’ni her zamanki gibi yine büyük bir coşkuyla gerçekleştirdik. Türkiye’nin ikinci büyük kütüphanesi olan Şahinbey Millet Kütüphanesini açarak gençlerimizle hasbihal ettik. Bu vesileyle 2024-2025 akademik yılında üniversite öğrencilerine verilen burs ve kredi tutarında yüzde 50 oranında artışa gittiğimizin müjdesini paylaştık. Buna göre ön lisans ve lisans için 2 bin lira olan rakamı 3 bin liraya, yüksek lisansta 4 bin lira olan miktarı 6 bin liraya, doktora öğrencilerimiz 6 bin lira olan tutarı 9 bin liraya çıkardık. Yeni burs miktarlarının üniversite öğrencilerimize ve ailelerine hayırlı olmasını temenni ediyorum.
“SURİYE’NİN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜNÜN KORUNMASINI SAVUNDUK”
Bölgemiz ancak demokrasi ve bir dönüm noktası ifadesiyle tarif ve tahlil edilecek evsafta kritik gelişmelere sahne oluyor. Komşumuz Suriye’de 13 yıldır devam eden iç savaş dün itibarıyla artık yeni bir boyut kazandı. Halep, Hama, Humus ve son olarak Şam, asıl sahiplerinin kontrolüne geçerken; 61 yıldır kanla, zulümle, baskıyla ve zorbalıkla ayakta kalan Baas diktatörlüğü de tamamen çöktü. Verilen sözlere rağmen yıllardır bölücü örgütün işgali altında bulunan Tel Rıfat ve Münbiç’in teröristlerden arındırılmasını memnuniyetle karşılıyoruz. Tabii eski rejimin, çekilirken dahi kimi şehirleri bölücü terör örgütünün Suriye uzantısına bırakması, aralarındaki kirli ittifakı bir kez daha teyit etmiştir.
Ülkemizdeki ana muhalefetin son ana kadar umudunu kesmediği Esed rejimi, bu süreç boyunca ‘Türkiye karşıtı’ tutumunu bir an olsun terk etmemiştir. Suriye ihtilafını diyalog yoluyla çözme çağrılarımız eski rejim tarafından küstahça reddedilmiş, ülkemizin uzattığı elin değeri bilinmemiş, manası anlaşılmamıştır. Esed, arkasında 1 milyona yakın insanın katledildiği, 12 milyon insanın göç etmek zorunda kaldığı, birçok şehri enkaza dönmüş bir Suriye bırakarak kaçmıştır. ‘Zulüm ile abad olunamayacağı’ hakikati, Suriye’de bir kez daha tecelli etmiştir.
Şunu milletimizin ve uluslararası kamuoyunun bilmesini isterim: Türkiye, Suriye ihtilafının başından beri komşuluk hukukunun ve büyük devlet olmanın icaplarını harfiyen yerine getirmiştir. Barıştan, özgürlükten, diyalogdan, adaletten, Suriye’nin bir an önce huzura kavuşmasından yana olduk. Devrik rejimin hasmane tutumuna rağmen her şart altında Suriye’nin toprak bütünlüğünün ve üniter yapısının korunmasını savunduk. Elbette haksızlığa, hukuksuzluğa, baskıya, zulme karşı sesimizi yükseltmekten, tepkimizi ortaya koymaktan hiçbir zaman çekinmedik, ama bunu açık bir düşmanlığa, kör bir husumete de dönüştürmedik. Suriye’deki hadiselerin 13 yıllık serencamını bilen herkes, Türkiye’nin adil bir barış için verdiği hasbi mücadelenin en yakın şahididir.
“KALBİMİZİN BİR YARISI GAZİANTEP, HATAY İSE DİĞER YARISI HALEP’TİR, ŞAM’DIR”
Şunu da en başından beri tekrar tekrar ifade ediyoruz: Suriye ile ilgili hassasiyetimiz hiçbir zaman menfaat eksenli olmamıştır. Biz bu konuya hep vicdan penceresinden baktık, hep merhamet nazarından yaklaştık, insani mülahazalarla hareket ettik. Bugün de aynı yerde sapasağlam duruyoruz. Tekrar söylüyorum; Suriye halkı, bizim kardeşimizdir. Tüm kesimleriyle, tüm inanç gruplarıyla can dostumuzdur. Bir uçtan diğer uca Suriye’yi karış karış süsleyen türbeler, köprüler, çeşmeler, hanlar, camiler bizim ezelden ebede uzanan kardeşliğimizin nişaneleridir.
Evet, sınırlar ülkeleri fiziken birbirinden ayırabilir, ama kalplere hangi güç sınır çizebilir? Asırlardır birlikte yaşadığımız aramızdaki sınır uzunluğu 910 kilometre, 910 kilometrelik sınırı paylaştığımız komşularımıza sırtımızı dönmemizi bizden kim bekleyebilir? Kalbimizin bir yarısı Antep’se, Hatay’sa, Şanlıurfa’ysa; diğer yarısı Afrin’dir, Halep’tir, Hama’dır, Humus’tur, Şam’dır.
“TÜRKİYE, ZOR BİR DÖNEMDE ZOR BİR İMTİHANI ALNININ AKIYLA VERMEYİ BAŞARMIŞTIR”
Tarihin ve coğrafyanın bize hatırlattığı bu gerçekleri son 13 yıldır ülke ve millet olarak bizzat yaşadık, bilfiil tecrübe ettik. Komşumuzun evinde yangın çıktığında ilk koştuğu yer biz olduk. Devrik rejimin ve terör örgütlerinin saldırılarından kaçan Suriyeli kardeşlerimiz canlarını kurtarmak için ilk önce bizim kapımızı çaldı. Az değil, 4,5 milyon Suriyeli bizim evimizde misafir oldu. Bir dönem nüfusu 3 milyon 700 bine ulaşan, ancak şimdi sayıları 2,9 milyona düşen Suriyeli muhacirlere 13 yıl boyunca biz ensarlık yaptık. Bunu da açık söylüyorum: yüksünerek, şikâyet ederek değil, inancımızın ve komşuluk hukukumuzun gereği olarak memnuniyetle yerine getirdik.
Biz muhalefetle bu konuda ne kavgalar verdik. Onlar ‘İktidar olur olmaz sizi kovacağız.’ derken biz tam aksine biz ensarız, onlar muhacirdir demek suretiyle onları evimizde misafir etmenin erdemine ulaştık. Yüzyıllardır mazlumların eman bulduğu bu ülke Allah’a hamdolsun, Suriyeli mazlumlara da güvenli, korunaklı, müşfik bir liman oldu. Bu emsalsiz misafirperverlik insanlık tarihine altın harflerle yazılacaktır. Türkiye, zor bir dönemde zor bir imtihanı alnının akıyla vermeyi başarmıştır. Türk milleti kara günlerinde Suriyeli mazlumlara kucak açmasının izzetini bir şeref payesi olarak ebediyen taşıyacaktır.
“SURİYE İSTİKRARA KAVUŞTUKÇA GÖNÜLLÜ, GÜVENLİ, ONURLU VE DÜZENLİ GERİ DÖNÜŞLER DE ARTACAKTIR”
Bugün bir kez daha muhalefetin kışkırtmalarına aldırmadan, mazluma kol kanat geren necip milletimin her bir ferdine şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum. Cumhur İttifakı’nda birlikte yol yürüdüğümüz ortaklarımıza bu süreçte sergiledikleri merhametli duruş için aynı şekilde şükranlarımı sunuyorum. Fakat oy hesabıyla nefret söylemlerine başvuran ırkçı lümpenleri, vatanını kaybetmiş yetim ve öksüzlere kin kusan vicdan fukaralarını, sırf Meclis’te üç, beş koltuk kapabilmek uğuruna faşizmin en pespaye biçimine haftalarca sessiz kalanları ise önce Allah’a, sonra haklarına girdikleri Suriyeli mazlumlara ve elbette mahşeri vicdana havale ediyorum.
Suriye’de zalim Esed rejimiyle beraber ülkemizde mülteci düşmanlığını körükleyen necis zihniyette kaybetmiştir. Burada şunu özellikle vurgulamak istiyorum: Suriye’yi etkisi altına alan kuvvetli değişim rüzgârının başta muhacirler olmak üzere tüm Suriye halkı için hayırlı sonuçlara vesile olacağına inanıyorum. Suriye istikrara kavuştukça inşallah gönüllü, güvenli, onurlu ve düzenli geri dönüşler de artacaktır.
Suriyeli kardeşlerimizin 13 yıldır süren vatan hasreti, inancım ve duam odur ki, artık yavaş yavaş son bulacaktır. Bunun şimdiden emarelerini görmeye başladık. Yığılmalarını önlemek ve trafiği kolaylaştırmak amacıyla Yayladağı Hudut Kapısı’nı da geçişlere açıyoruz. Muhacirlerin gönüllü geri dönüş sürecini de yine tarihimize, kültürümüze ve 13 yıllık müstesna ev sahipliğimize yaraşır şekilde yöneteceğiz. Hiç kimsenin bu insani sürece leke bulaştırmasına müsaade etmeyeceğiz. Suriye kriziyle ilgili politikası dün itibarıyla iflas eden ana muhalefet kendilerini hesaba çekmek, hatalarıyla yüzleşmek yerine çok çirkin, ırkçı bir dille Suriyeli mazlumlar üzerinden yeni istismar alanları oluşturmaya çalışıyor. Ana muhalefetin eski ve yeni yönetimine devrik Şam rejiminin yasını tutmaktan süratle vazgeçip, Suriye halkının sevincine ortak olmalarını tavsiye ediyorum. Kendilerini hapsettikleri cam fanustan çıksınlar, dünyada ve bölgede olanlara kulak kabartsınlar. Bir kez olsun hadiseleri Ankara merkezli okumayı denesinler, yoksa partilerini trajik komik duruma düşürmeye devam ederler.
“TÜRKİYE’NİN BAŞKA BİR ÜLKENİN TOPRAĞINDA VE EGEMENLİĞİNDE GÖZÜ YOKTUR”
Dün itibarıyla artık Suriye’de karanlık bir dönem kapanmış, aydınlık bir dönem başlamıştır. Türkiye binlerce yıllık tecrübe sonucunda billurlaşan devlet aklıyla hadiseleri okumakta, Suriye’deki duruma çok geniş bir perspektiften bakmaktadır. Bugün bazı parametreleri bir kez daha ifade etmek durumundayım: Türkiye’nin başka bir ülkenin toprağında ve egemenliğinde gözü yoktur. Sınır ötesi harekâtlarımızın yegâne amacı vatanımızı ve vatandaşlarımızı terör saldırılarından korumaktır.
Ne PKK ve Suriye’deki uzantıları ne DEAŞ ülkemizin muhatabı değildir, bilakis muarızıdır. Suriye’nin toprak bütünlüğünün mutlaka ama mutlaka korunması gerekiyor. Suriye tüm etnik, dinî, mezhebi kimlikleriyle Suriyelilerindir. Suriye’nin bugününe de, geleceğine de karar verecek olan Suriye halkıdır. Komşuları ve kardeşleri olarak bize düşen Suriye halkının ülkelerini yeniden toparlama, yeniden ayağa kaldırma, yeniden mamur etme çabalarına güçlü bir şekilde destek olmaktır. Tekrar söylüyorum: Arap, Türkmen, Kürt, Sünni, Alevi, Nusayri, Hıristiyan fark etmeksizin Suriyelilerin tamamının sulh içinde yaşadığı bir Suriye, Türkiye’nin en büyük özlemi, hayali ve hedefidir. Şurası da kesinlikle unutulmamalıdır: İstikrara kavuşmuş bir Suriye hem kendi vatandaşları hem de bölgedeki diğer ülkeler için güven kaynağı olacaktır.
“TÜRKİYE SINIRLARININ ÖTESİNDE YENİ TERÖR ÇIBANBAŞLARININ ORTAYA ÇIKMASINA GÖZ YUMMAYACAKTIR”
Komşu ülkelerin güvenliği yine Suriye’nin güven içinde, istikrar içinde olmasından geçiyor. Öte yandan bölücü örgütün Suriye uzantısının kargaşayı fırsata çevirmeye dönük aşırı heveskâr tutumunu da dikkatle takip ediyoruz. Kendi akıllarınca farklı hesap yapanlara şunu hatırlatmak istiyorum: Çok önemli, atalarımız güzel söylemiş, çakal ne kadar hile bilirse, kurtta o kadar yol bilir. Türkiye sınırlarının ötesinde yeni terör çıbanbaşlarının ortaya çıkmasına göz yummayacaktır. 13 yıldır her türlü zulme maruz kalan Suriyeli kardeşlerimize yeni acılar, yeni sıkıntılar, yeni dramlar yaşatmaya kimsenin hakkı yoktur.
Buradan kardeş Suriye halkına da seslenmek istiyorum: Aziz Suriyeli kardeşlerim; Türkiye ve Türk milleti dün olduğu gibi bugün de, yarın da yanınızdadır. Siz tüm imkânsızlıklara rağmen kanınızla, canınızla, dişiniz, tırnağınızla destan yazdınız. Zulme ve zalime asla boyun eğmediniz. En zor zamanlarda dahi yeise kapılmadınız. İlk günden itibaren hep ‘Allah büyüktür’ dediniz; ‘O Rahman ve Rahim olandır’ dediniz; ‘O âlemlerin Rabbi’dir’ dediniz; yalnız O’na güvendiniz, yalnız O’ndan yardım dilediniz. Düştüğünüz yerden çok daha güçlü bir şekilde tekrar ayağa kalktınız. Böylece nesilden nesile gururla aktarılacak muhteşem bir kahramanlık hikâyesine imza attınız.
Kardeşlerim; unutmayın men sabera zafera, ‘yenilgi yenilgi büyüyen’ bu şanlı zaferin asıl sahibi sizlersiniz. Sizleri ülkem ve milletim adına saygıyla selamlıyorum, zaferiniz hayırlı mübarek olsun diyorum. Hürriyet ve adalet mücadelenizde sizi nasıl yalnız bırakmadıysak inşallah, kalkınma mücadelenizde de tüm imkânlarımızla sizi destekleyeceğiz. Gönül gönüle verecek, zorlukların, sıkıntıların üstesinden birlikte geleceğiz. Suriye’nin kalıcı barışa, istikrara ve güvenliğe kavuşması için elimizden gelen her şeyi yapmaya hazır olduğumuzu bilmenizi isterim. Hama katliamından beri Suriye’nin özgürlüğü yolunda can veren şehitleri bugün bir kez daha rahmetle yâd ediyorum.
Suriye’nin esaretten kurtulan şehirlerinde sevinç gözyaşları döken, dua eden, şükür secdesine kapanan, yıllar sonra evlerine, yuvalarına, ailelerine, sevdiklerine kavuşmanın mutluluğunu yaşayan tüm kardeşlerime selam ediyorum.
“EĞİTİMİN ALTYAPISINA YAPTIĞIMIZ YATIRIMLARIN EĞİTİMİN KALİTESİNE OLUMLU YANSIDIĞINI GÖRÜYORUZ”
Bugünkü kabine toplantımızda Suriye’deki güncel gelişmelerin yanı sıra, enerjiden eğitime ve sağlığa çeşitli konuları da ele aldık. Eğitimin altyapısına 22 yıldır yaptığımız devasa yatırımların eğitimin kalitesine de olumlu yansıdığını görüyoruz. Uluslararası İzleme Araştırmalarında matematik ve fen bilimlerinde dördüncü ve sekizinci sınıf öğrencilerinde ülkemizin grafiği sürekli yükseliyor. 2023 yılının oranları bunu bir kez daha ortaya koymuştur. Yani eğitim modelimiz özellikle süratle gelişiyor ve bu iyileşme inşallah hızlanacaktır.
“SAĞLIKLI TÜRKİYE YÜZYILI PROGRAMI’NI HAYATA GEÇİRİYORUZ”
Koronavirüs döneminde güçlü sağlık altyapımızın önemini tecrübe etmiştik, şimdi bu alanda yeni bir adım daha atıyoruz. Koruyan, geliştiren ve üreten sağlık modeliyle Sağlıklı Türkiye Yüzyılı Programı’nı hayata geçiriyoruz. Üçlü sarmak modelimiz ile Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığımız TÜSEB öncülüğünde üniversitelerimizi ve özel sektörümüzü buluşturuyoruz. Kritik ilaç, aşı, kit ve tıbbi cihaz ürünlerimizi belirledik. Üreten sağlık modelimiz ülkemizin ekonomik büyümesine ve kalkınmasına katkı sunacak marka ve katma değer oluşturacak bir süreci geliştirecektir. Yeni modelimizin şimdiden hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum.
Yarından itibaren asgari ücret tespit komisyonu görüşmelere başlıyor. Hem çalışmalarımızın beklentilerini gözetecek hem de ülkemiz ekonomisine taşınması ağır bir yük getirmeyecek bir anlayışla sürecin yürütüleceğine özellikle inanıyorum. Açık artırma usulüyle asgari ücret açıklayan muhalefeti de ülke ve millet hayrına bir iş yapacaklarsa SGK’ya olan birikmiş borçlarını ödemeye onları davet ediyorum.
Bir diğer güzel haberimiz; Tip 1 Diyabet hastalığıyla mücadelede eden evlatlarımız ve ailelerine yöneliktir. Daha önce bilindiği gibi diyabet hastalarımızın glikoz takibi için gerekli cihazlar geri ödeme kapsamındaydı. Buna ilave olarak artık 18 yaş altındaki Tip 1 Diyabet hastası evlatlarımız için sensörlü cilt altı glikoz izlem cihazlarını, Sosyal Güvenlik Kurumumuz tarafından geri ödeme kapsamına alıyoruz. Acil şifa dileklerimle, evlatlarımıza ve ailelerine hayırlı olsun diyorum.”
Emine Erdoğan, Japonya Veliaht Prensesi Akishino ile bir araya geldi
Genç Gazeteciler Ankara
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Japonya-Türkiye ilişkilerinin 100. yılı dolayısıyla resmî ziyaret için Türkiye’de bulunan Japonya Veliaht Prensi Akishino Fumihito’nun eşi Japonya Veliaht Prensesi Akishino ile bir araya geldi.
Emine Erdoğan, Japonya Veliaht Prensesi Akishino ile Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi’ni ziyaret etti.
Lider eşleri önce İstanbul’un fethedilişinin 571. yıl dönümünde Fatih Sultan Mehmet’i anmak için açılan “Fatih Sultan Mehmet” sergisini gezdi.
Burada Fatih Sultan Mehmet’in Çocukluk Dönemi, Padişahlık Dönemleri, İlim Hayatı ve O Dönemde Yaşayan Âlimler, İstanbul’un Fethi ve Askerî Hayatı, Siyasi Hayatı ile Fatih Döneminde Mutfak, Şair Fatih: Avni, Vakıf Eserleri ve Ölümü bölümleri hakkında bilgi alan Akishino sergide sunulan Fatih Sultan Mehmet’in kaftan, kılıç, zırh gömlek gibi kişisel eşyaları ve o dönemin tarihine ışık tutacak çok sayıda esere hayranlığını dile getirdi.
Emine Erdoğan ve Akishino, sergi ziyaretinin ardından, Cihannüma Salonu’na geçerek hatıra fotoğrafı çektirdi. Lider eşleri, daha sonra, 600 Japonca eserin bulunduğu Japon Kitaplığı bölümüne geçtiler.
Emine Erdoğan, burada bulunan kitapları inceleyen konuğuna, Mevlana’nın “Mesnevi” eserinin Japonca baskısını ve serginin içeriğini de anlatan “Fatih Sultan Mehmet” kataloğu ile İletişim Başkanlığı tarafından yayınlanan “Türkiye” kitabını hediye etti.
ÇOCUKLARDAN KÜRESEL ISINMA SUNUMU
Daha sonra Nasreddin Hoca Kütüphanesi’ne geçen Emine Erdoğan ve Akishino’yu çocuklar sevgiyle karşıladı. Burada çocukların yaptığı resimleri inceleyen lider eşlerine, bir anaokulu çocuğu kendi yaptığı üzerinde lale motifi olan tabağı hediye etti.
Anaokulu çağındaki bir başka çocuk ise Emine Erdoğan ve Japonya Veliaht Prensesi Akishino’ya küresel ısınma ile ilgili bir sunum yaptı.
“TEMENNİMİZ İŞ BİRLİĞİNİN DAHA DA İLERİYE TAŞINMASI”
Emine Erdoğan, Japonya Veliaht Prensesi Akishino ile gerçekleştirdikleri programa ilişkin sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımında şu ifadelere yer verdi: “Türkiye-Japonya diplomatik ilişkilerinin tesisinin 100. yıl dönümü kapsamında ülkemizi ziyaret eden Japonya Veliaht Prensesi Akishino ile bir araya gelmekten memnuniyet duydum.
Ülkemizin kültür hazinesine ev sahipliği yapan Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi’ni ve Japonya kitaplığı bölümünü ziyaret ettik. Farklı medeniyetlerin birikimlerini aynı çatı altında buluşturan kütüphanemizde muhafaza edilen özel ve nadir eserleri tanıtma fırsatı bulduk.
Fatih Sultan Mehmet Sergisi’ni gezerek tarihimizin büyük liderlerinden birinin vizyonunu, sanata ve bilgiye olan bağlılığını yakından inceledik. Japonya Kitaplığı, iki ülkenin ortak mirasına ışık tutan ve dostluk bağlarını güçlendiren bir sembol niteliğinde. Temennimiz bu anlamlı ziyaretin ülkelerimiz arasındaki iş birliğini daha da ileriye taşımasıdır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Japonya Veliaht Prensi Akishino Fumihito ile görüştü
Türkiye’ye Hoş Geldiniz
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’ye resmî ziyarette bulunan Japonya Veliaht Prensi Akishino Fumihito ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde bir araya geldi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Japonya Veliaht Prensi Akishino’yu Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne gelişinde giriş kapısında karşıladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Japonya Veliaht Prensi Akishino, Türkiye ve Japonya bayrakları önünde tokalaşarak poz verdi.
Daha sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Japonya Veliaht Prensi Akishino heyetleri eşliğinde görüşmeye geçti.
Görüşmede, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından Japonya Veliaht Prensi Akishino’ya, Osmanlı Generali Pertev Paşa’nın İmparator Mutsuhito tarafından ödüllendirildiğini gösteren belge hediye edildi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile eşi Emine Erdoğan, resmî ziyarette bulunmak üzere Türkiye’ye gelen Japonya Veliaht Prensi Akishino ve Prenses Kiko ile aile fotoğrafı da çektirdi.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.