Aylar itibariyle Eylül’de 20 milyar dolarla gelmiş geçmiş en büyük ihracat rakamına ulaşıldı.
Kısa adı TİM olan Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı İsmail GÜLLE, hedeflerinin İhracatta 5 yılda 300 milyar dolar olduğunu söyledi.
Ticaret Bakanı Mehmet Muş, ihracatın eylülde geçen yılın aynı ayına göre yüzde 30’luk artışla 20,8 milyar dolar seviyesinde gerçekleştiğini belirterek, “Cumhuriyet tarihimizde ilk kez aylık bazda 20 milyar dolar eşiğini aşmış bulunmaktayız.” dedi.
Bakan Muş, Bakanlığın Konferans Salonu’nda Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı İsmail Gülle ile düzenlediği basın toplantısında eylül ayı dış ticaret rakamlarını açıkladı.
İhracatın, ülke ekonomisinin lokomotifi olmaya devam ettiğine dikkati çeken Muş, 2021 yılı boyunca ortaya konulan güçlü ihracat performansının eylül ayında da sürdüğünü söyledi.
Muş, ihracat rakamlarına ilişkin şu bilgileri verdi:
“İhracatımız, geçtiğimiz yılın eylül ayına göre yüzde 30’luk artışla 20,8 milyar dolar seviyesinde gerçekleşmiştir. Yani Cumhuriyet tarihimizde ilk kez aylık bazda 20 milyar dolar eşiğini aşmış bulunmaktayız. Ayrıca son 12 aylık ihracat değerimiz 212,2 milyar dolarla yeni bir Cumhuriyet rekoru kırmayı başarmıştır. Bu değerle yıl sonu Orta Vadeli Program (OVP) hedefimiz olan 211 milyar doların da üzerine çıkmış oluyoruz. Bu, ihracat anlamında elde edilmiş çok büyük bir başarıdır. Bu başarı hikayesinin artarak devam edeceğine ve büyümeyi kalıcı kılacağına inancım tamdır.”
Muş, ocak-eylül döneminde ise ihracatın geçen yılın aynı dönemiyle karşılaştırıldığında yüzde 36 artarak 161 milyar dolar olarak gerçekleştiğini bildirdi.
Bakan Muş, ithalat verilerine ilişkin olarak da şunları söyledi:
“İthalatımız, eylül ayında geçtiğimiz yılın aynı ayına göre yüzde 12 artışla 23,4 milyar dolar olmuştur. Ocak-eylül dönemi ithalatımız, 2020’nin aynı dönemine göre yüzde 24 artışla 193,4 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Şu hususun memnuniyetle altını çizmek isterim ki 2021 yılı eylül ayında gerçekleşen 44,2 milyar dolar değerindeki ticaret hacmi en yüksek aylık dış ticaret hacmidir.”
Bir diğer önemli gösterge olan ihracatın ithalatı karşılama oranının, ocak-eylül döneminde geçen yıla göre 7,5 puan artışla yüzde 83,3’e yükseldiğine dikkati çeken Muş, bir zamanlar bu oranın yüzde 50’li seviyelerde olduğunu belirtti.
Eylül ayında ise ihracatın ithalatı karşılama oranının geçen yılın aynı ayına göre 12,2 puan artışla yüzde 88,9’a ulaştığını dile getiren Muş, dış ticaret açığının da ocak-eylül döneminde geçen yılın aynı dönemine göre yaklaşık yüzde 15 azalarak 32,4 milyar dolara gerilediğine işaret etti.
“Finansman imkanları temin edilecek”
Bakan Muş, hükümet olarak önemli başarılara imza atarken ihracatçıların gösterdiği özverinin farkında olduklarını belirtti.
İhracatçıların önündeki engelleri kaldırmak için var güçleriyle çalıştıklarını vurgulayan Muş, finansmana erişimin ihracatçıların en önemli meselelerinden birisi olduğunu bildiklerini söyledi.
Bu noktada kolaylaştırıcı adımlar konusunda birtakım istişarelerde bulunduklarını belirten Muş, şunları kaydetti:
“Neticede Sayın Cumhurbaşkanı’mızın 2 hafta önce müjdesini verdiği İhracatı Geliştirme Fonu’nu kurguladık. İşte bu fon ile tamamen ihracat odaklı ve sadece ihracatçılarımıza hizmet verecek bir finansman imkanını sunuyor olacağız. İhracatı Geliştirme Fonu, ihracatımızda yakaladığımız seviyeleri daha da yukarıya taşıyacak finansman imkanlarını temin edecektir. Birçok farklı kurumun el birliğiyle ortaya çıkacak bu güçlü yapı sayesinde, ihracatçılarımızın finansmana erişiminde teminat sorununu ortadan kaldıracağız. Ben bir kez daha bu yeni fonun, ki biz buna kısaca İGF diyoruz, ihracatçılarımıza hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum. Benzer şekilde, ihracatçılarımıza finansman çeşitliliği sağlamak ve finansman kalitesini artırmak amacıyla Eximbank’ı yeniden yapılandırmayı planlıyoruz. Bu yeniden yapılandırma OVP’ye dahil edilmiş olup bu konudaki kanun değişikliği çalışmaları, halihazırda Meclis’imizin gündemindedir. Eximbank’ın yeniden yapılandırılmasıyla daha güçlü bir altyapıya sahip, daha rekabetçi ve nitelikli hizmet sunan bir kurum ortaya çıkacaktır.”
Ekonominin 2021 yılında yakaladığı güçlü ivmenin devam ettiğine işaret eden Muş, OECD’nin son raporunda Türkiye’nin 2021 yılı büyüme tahmininin yüzde 5,7’den yüzde 8,4’e çıkarıldığını, önemli bir kredi derecelendirme kuruluşunun da Türkiye’ye yönelik 2021 yılı ekonomik büyüme tahminini yüzde 8,6’ya yükselttiğini anımsattı. Muş, büyümeye sadece rakamsal olarak bakmadıklarını ve büyümenin niteliğine de önem verdiklerini söyledi.
Muş, küresel ekonomiye ilişkin beklentilerin, ülkenin ekonomik performansındaki olumlu ivmenin ve devler ligine doğru ilerleyişinin süreceğine işaret ettiğini belirterek, öncü göstergelerin gelecek dönemde de ekonomideki bu olumlu ivmenin devam edeceğini ortaya koyduğuna işaret etti.
Enflasyon küresel sorun
Küresel ekonomideki talep artışı, artan navlun fiyatları, konteyner tedarikindeki sıkıntılar ve kuraklık gibi etkenlerin küresel girdi fiyatlarını üst seviyelere çıkardığını anımsatan Muş, “ABD’de ağustos ayında açıklanan rekor üretici fiyat endeksinin (ÜFE) ardından, Avrupa Birliği’nde de ÜFE yüzde 12’ye yükselerek 20 yılın zirvesine çıkmıştır. Petrol fiyatları son üç yılın zirvesine çıkarak 80 dolar seviyelerini görmüştür. Önümüzdeki aylarda Avrupa’nın 70’li yıllardaki petrol krizinden belki de daha ağır bir doğal gaz sorunu yaşayacağı ortadadır. Dünya ekonomisiyle bütünleşmiş ülkemizin de küresel gelişmelerden etkilenmemesi mümkün değildir. Geldiğimiz noktada enflasyon artışı, küresel bir sorun olarak karşımızda durmaktadır.” diye konuştu.
Bakan Muş, dünyadaki bu gelişmelerin son dönemde Türkiye’de yaşanan fiyat artışlarındaki etkisini göz ardı edemeyeceklerini ifade ederek, Bakanlık olarak piyasada haksız fiyat artışları yapıldığına ilişkin iddiaları içeren bazı şikayetler aldıklarını anımsattı.
“İşini dürüst yapan işletmeler denetimden memnun”
Vatandaşlardan gelen bu başvurulara Bakanlık olarak kayıtsız kalmadıklarını ve derhal harekete geçtiklerini bildiren Muş, şunları belirtti:
“Bu kapsamda, ticaret il müdürlüklerimiz vasıtasıyla 81 ilimizde rutin olarak yaptığımız denetimleri daha da sıkılaştırdık. Tüm denetim elemanlarımızı seferber ederek özellikle gıda, sebze ve meyvede arz talep dengesiyle uyuşmayan haksız ve manipülatif fiyat artışlarını incelemeye aldık. Buna ilave olarak, Bakanlığımıza bağlı olan Rehberlik ve Teftiş Başkanlığımızı harekete geçirerek, sebze ve meyve hallerinde incelemeler başlattık. İlk etapta 9 büyükşehrimizde bulunan 10 toptancı halinde inceleme yapmak üzere müfettiş görevlendirmesi yaptık. Daha sonraki süreçte 5 zincir marketle ilgili yine müfettişleri göndermek suretiyle bir inceleme sürecini başlattık. Keza bir başka sektör olan otomotivde de bir adım attık. ÖTV matrah değişikliği kaynaklı indirimleri, çeşitli usulsüzlüklerle fiyatlara yansıtmayanlara ilişkin teftiş başkanlığımızı harekete geçirdik. Bu çerçevede, piyasayı bozucu faaliyette bulunanlara karşı gereken tedbirleri aldık ve almaya devam ediyoruz.”
Kanunlara riayet eden, işini dürüst yapan işletmelerin ve esnafın denetimlerden memnun olduğunu gördüklerine işaret eden Muş, şöyle konuştu:
“Zira burada yaptığımız denetimler, hiçbir surette serbest piyasa koşullarına müdahale şeklinde olmamıştır ve olmayacaktır. Özellikle son dönemlerde yaptığımız denetimleri ‘Polisiye tedbirlerle fiyatları düşürmeye çalışıyorlar’ şeklinde lanse etmeye çalışan bazı art niyetli çevrelerin olduğunu görüyoruz. Bugüne kadar haksız yorumlarla ‘Neden denetleme yapılmıyor?’ diyen bazı muhalif çevrelerin, bugün ‘Niçin denetleme yapıyorsunuz?’ yaygarası koparmasının bizim açımızdan hiçbir kıymetiharbiyesi yoktur. Zira bu çevrelerin derdi, vatandaşımızın aşı, ekmeği ve refahı değil, kendilerinin siyasi rant elde etme çabasıdır. Şunu anlamakta zorlanıyoruz, kamunun denetleme yetkisini kullanmasından kim, neden rahatsız olur? Yapılan denetimler, polisiye tedbirlerle fiyatları düşürme çabası değildir. Kamunun denetleme görevini yerine getirmesidir. Ticari ve ekonomik faaliyetlerin hukuka uygun şekilde yapılmasını sağlamaktır. Biz Ticaret Bakanlığı olarak denetim sorumluluğumuzu yerine getiriyoruz. Bu bizim hem görevimiz hem de sorumluluğumuz. Tarım ve Orman Bakanlığımız tarımsal üretim noktasında, Hazine ve Maliye Bakanlığımız ile Merkez Bankamız enflasyonla mücadele noktasında bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da gereken çalışmaları yapmaya devam edecektir.”
“Paris İklim Anlaşması’nın onay süreci tamamlanacak”
Bakan Muş, gelecek yıllarda küresel talebin bölgesel dağılımının ciddi biçimde dönüşümüne şahit olunacağını aktarırken, Afrika ve Güney Asya’nın küresel gelirden aldığı payın düzenli artacağının beklendiğini söyledi.
İhracatın üçte ikisinin, ortalama uzaklığı 2 bin kilometreye kadar olan ülkelere yapıldığını belirten Muş, “Uzak Ülke Stratejimizle küresel ekonomideki bu değişimi dikkate alıyor ve dünya ekonomisinden yüzde 64 pay alan, ortalama mesafesi yaklaşık 8 bin kilometre olan pazarları hedefliyoruz.” dedi.
Muş, bu durumun Türkiye’nin en büyük ticaret ortağı Avrupa’dan uzaklaşmak anlamına gelmediğini dile getirdi.
Bakanlık olarak, dış ticaret politikasını 20-30 yıllık beklentileri dikkate alarak şekillendirdiklerini ifade eden Muş, AB pazarında gösterilen başarıyı, uzak pazarlarda da özel sektörle el ele vererek süratle yakalayacaklarını söyledi.
Muş, Kovid-19 sonrası dönemde küresel tedarik zincirlerinde yaşanan değişim neticesinde dünyaca ünlü markaların yatırımlarını Uzak Doğu’dan Türkiye’ye kaydırdığını belirterek, şöyle devam etti:
“Geçtiğimiz günlerde Fransa Dış Ticaret ve Yatırım Bakanı ile JETCO toplantısı vesilesiyle İstanbul’da fevkalade verimli bir görüşme gerçekleştirdik. Bu görüşmede çok sayıda Fransız şirketinin Türkiye’de yatırım yapma hazırlığında olduğunu öğrendim. Dolayısıyla Türkiye’ye yönelik ciddi bir yatırım iştahının olduğunu memnuniyetle görüyoruz.”
Muş, Türkiye’nin yabancı yatırımcılar için güvenilir bir ortak, küresel tedarik zincirlerinde de güvenli bir liman olma özelliğini korumaya devam edeceğine dikkati çekti.
Küresel ticaretin de en önemli gündem maddelerinden birinin iklim değişikliği ve buna bağlı olarak giderek önem kazanan yeşil dönüşüm olduğunu belirten Muş, gelecek kuşaklara daha yaşanabilir bir dünya ve sürdürülebilir bir ekosistem bırakabilmek için Türkiye olarak sorumluluklarının farkında olduklarını söyledi.
Muş, kasımda Glasgow’da gerçekleştirilecek İklim Değişikliği Zirvesi öncesinde Paris İklim Anlaşması’nın onay sürecinin tamamlanacağını bildirdi.
Avrupa Yeşil Mutabakatı’na uyum için kapsamlı bir eylem planını da yakın tarihte hazırladıklarını anımsatan Muş, “Ülke olarak daha sürdürülebilir bir dünya için elimizi taşın altına koyuyoruz ve koymaya devam edeceğiz. İklim değişikliği politikalarının birçok alanda yansımaları olmaktadır. Üretimden ihracata kadar çeşitli alanlarda ciddi bir yapısal dönüşüm gerçekleştirilecektir. Hükümet olarak özel sektörümüzle el ele vererek, değişen küresel tercih ve önceliklerle daha uyumlu ve daha rekabetçi bir ekonomiye geçiş sağlayacağız.” değerlendirmesinde bulundu.
Bakan Muş, doğaya en fazla zararı veren ülkelerin en fazla yükü sırtlanması gerektiği kanaatinde olduklarını belirterek, taleplerinin iklim değişikliğiyle mücadelede devletler arasında hakkaniyete dayalı bir yük paylaşımının yapılması olduğunu kaydetti.
“Pençe-Kilit Harekatı bölgesinden gelen acı haberler yüreğimizi dağladı. Görev sırasında metan gazından etkilenerek şehit olan kahraman evlatlarımıza Allah’tan rahmet, ailelerine ve silah arkadaşlarına sabır diliyorum. Tedavisi devam eden askerlerimize acil şifa temenni ediyorum. Aziz milletimizin başı sağ olsun.” MEKANLARI CENNET OLSUN
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’nın 17. Zirvesi’ne katıldı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan’ın Hankendi şehrinde gerçekleştirilen Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’nın 17. Zirvesi’ne katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hankedi Kongre Merkezi’ne gelişinde Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev tarafından karşılandı.
Aile fotoğrafı çekiminin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan ve diğer liderler, “Sürdürülebilir ve İklim Değişikliğine Dayanıklı bir Gelecek için Yeni Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Vizyonu” temalı Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’nın 17. Zirvesi’ne geçti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Papalık Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde gerçekleşecek “Kardeşlik Temelli Ekonomi: Etik Çoktaraflılık” başlıklı etkinlikte konuşmak üzere bulunduğu Vatikan’da Katoliklerin ruhani lideri ve Vatikan Devlet Başkanı Papa 14. Leo ile görüştü.
Vatikan Apostolik Sarayı’nda gerçekleştirilen görüşmede, Gazze’de yaşanan insanlık dramı, iklim değişikliğine karşı mücadele çabaları, İslamofobi ve ırkçılığa karşı mücadele ile ailenin toplumdaki varlığının önemi konuları ele alındı.
Kısa süre önce göreve seçilen Papa 14. Leo’yu tebrik eden Emine Erdoğan, bunun Hristiyan âlemi için hayırlara vesile olmasını temenni etti.
GAZZE’DEKİ İNSANLIK DRAMI
Görüşmede, İsrail saldırısı ve ablukası altındaki Gazze’de yaşanan insanlık dramının üzerinde durulurken, Emine Erdoğan, kalıcı ateşkes ve insani yardımların ulaştırılması için Papa’ya “Gazze konusunda Hristiyan dünyası daha gür sesle destek çıkmalı” çağrısı yaptı.
Emine Erdoğan, Filistin’de kalıcı ve sürdürülebilir barış için iki devletli çözümün bir an önce hayata geçirilmesinin ve Filistin Devleti’ni resmen tanıyan ülkelerin sayısının artmasının önemini aktardı.
Emine Erdoğan, söz konusu bölgede yaşayan, kiliseleri ve cemaatleri sürekli tehdit altında bulunan Hristiyanların da artık huzur bulması gerektiğini de Papa’ya iletti.
Papa 14. Leo’nun ise Emine Erdoğan’a, Vatikan’ın uzun yıllardır Ortadoğu’daki çözümün bir parçası olma ilkesine göre hareket ettiğini söylerken ve Vatikan’ın da Filistin’de iki devletli çözümü ve barışı desteklediğini belirtti.
PAPA’YA “SIFIR ATIK” HAREKETİNE DESTEK DAVETİ
Emine Erdoğan, uluslararası toplumun bugün pek çok hayati sınamayla karşı karşıya olduğunu belirterek, bunlardan birinin de iklim değişikliğiyle mücadele olduğuna işaret etti.
Emine Erdoğan, kendisinin de kişisel olarak öncelik verdiği iklim değişikliği konusunda Türkiye’de başlattıkları “Sıfır Atık” hareketinden de Papa’ya bahsetti.
İklim değişikliğiyle mücadele meselesinin, Vatikan’la Türkiye arasında güçlü iş birliği potansiyeli taşıdığına inandığını aktaran Emine Erdoğan, Papa 14. Leo’ya, bugün Birleşmiş Milletler (BM) bünyesinde kurumsallaşan “Sıfır Atık” hareketine destek vermesinin önemli olduğunu söyledi.
İSLAM DÜŞMANLIĞI, IRKÇILIK VE HOŞGÖRÜSÜZLÜĞE KARŞI ÇABALARIN ORTAK İRADE ETRAFINDA BİRLEŞTİRİLMESİ ÇAĞRISI
İslam düşmanlığı, ırkçılık ve hoşgörüsüzlüğün endişe verici derecede artış gösterdiğine de dikkati çeken Emine Erdoğan, bu eğilimlerin sadece yöneldikleri hedef grup bakımından değil, toplumun tüm kesimleri için tehlike oluşturduğunu vurguladı.
Emine Erdoğan, bu konudaki çabaların ortak irade etrafında birleştirilmesi gerektiğini de ifade etti.
Türkiye’nin farklı inanç ve kültürlerin yüzyıllardır bir arada, barış içinde yaşadığı coğrafya olduğuna değinen Emine Erdoğan, Hristiyan toplulukların Türkiye’nin zengin mozaiğinin ayrılmaz parçası olduğunu dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dini azınlık gruplarının sorunlarına özel hassasiyetle yaklaştığını da aktaran Emine Erdoğan, azınlık vakıflarının taşınmaz mülkleri konusunda yaşanan sorunların, mevzuat değişikliği yapılarak azınlıkların lehine çözüme kavuşturulduğunu belirtti.
Papa 14. Leo ise Emine Erdoğan’a, Orta Doğu’da çok fazla grubun Hristiyanların haklarına saygı duymadığını, Türkiye’de Hristiyanların ve başka azınlıkların haklarının korunmasının bir model oluşturduğunu belirtti. “Türkiye, bu açıdan Orta Doğu’da barış için önemli ses” ifadesini kullanan Papa, ilk yurt dışı ziyaretlerinden birini Türkiye’ye gerçekleştirmek isteğini aktarırken, Türkiye ile Vatikan’dan yetkililerin bunun üzerine çalıştığını ve kasım sonu için planlama yapıldığını söyledi.
Papa, bu yılın İznik Konsili’nin 1700. yıl dönümü olduğunu hatırlatarak, “Türkiye, Hristiyanlar için önemli bir ülke ama aynı zamanda barışı inşa etme açısından önemli bir özgün köprü vazifesi görüyor ve önemli rol oynuyor” ifadelerini de kullandı.
Görüşmede ayrıca, Emine Erdoğan ve Papa, aile konularının da önemini ele aldı. Ailenin toplumsal huzurun anahtarı olduğu ve aslında bugün öne çıkan bireycilik, yalnızlık gibi birçok sorunda çözüm olabileceği üzerinde duruldu. İki inançta da ailenin önemli bir değer ve yere sahip olduğunun altı çizilirken, aile değerlerini ifsat etmek isteyen küresel tehditlere karşı tüm semavi dinlerin ortak duruş sergilemesi gerektiği vurgulandı.
Emine Erdoğan, Papa 14. Leo ile görüşmesine ilişkin sosyal medya platformlarındaki hesaplarından yaptığı paylaşımda, “Papalık Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde gerçekleşecek ‘Kardeşlik Temelli Ekonomi: Etik Çoktaraflılık’ programına katılmak üzere ziyaret ettiğim Vatikan’da, Katolik Dünyasının Ruhani Lideri, Vatikan Devlet Başkanı Papa 14. Leo ile bir araya gelmekten memnuniyet duydum” ifadelerini kullandı.
Paylaşımda, görüşmede gündeme gelen konulara da değinen Emine Erdoğan, şunları kaydetti: “Görüşmemizde önceliğimiz, Gazze’de süregelen insanlık dramı oldu. Kalıcı bir ateşkesin sağlanması ve insani yardımların eksiksiz ulaştırılabilmesi adına, Hristiyan dünyasının daha güçlü bir duruş sergilemesinin taşıdığı hayati öneme dair görüş paylaşımında bulunduk. Vatikan’ın, Filistin’de adil ve sürdürülebilir barışın temeli olan iki devletli çözümü desteklemesini memnuniyetle karşıladığımı ifade ettim. Sayın Papa 14. Leo ile ayrıca küresel çevre hareketimizin temel taşlarından biri olan ‘Sıfır Atık’ yaklaşımını ele aldık. İklim krizinin, inanç ve coğrafya fark etmeksizin tüm insanlığın ortak meselesi olduğunda hemfikiriz. Bu çerçevede Türkiye ve Vatikan arasında iklim değişikliğiyle mücadelede güçlü bir iş birliği potansiyeli olduğunu belirttim. Ortak çalışma alanlarımızı değerlendirdik. Nazik ev sahipliği için saygıdeğer Papa 14. Leo’ya şükranlarımı sunuyor, üstlendiği bu tarihi sorumluluğun Katolik âlemi ve tüm insanlık için hayırlı sonuçlar doğurmasını diliyorum.”
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.