Aylar itibariyle Eylül’de 20 milyar dolarla gelmiş geçmiş en büyük ihracat rakamına ulaşıldı.
Kısa adı TİM olan Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı İsmail GÜLLE, hedeflerinin İhracatta 5 yılda 300 milyar dolar olduğunu söyledi.
Ticaret Bakanı Mehmet Muş, ihracatın eylülde geçen yılın aynı ayına göre yüzde 30’luk artışla 20,8 milyar dolar seviyesinde gerçekleştiğini belirterek, “Cumhuriyet tarihimizde ilk kez aylık bazda 20 milyar dolar eşiğini aşmış bulunmaktayız.” dedi.
Bakan Muş, Bakanlığın Konferans Salonu’nda Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı İsmail Gülle ile düzenlediği basın toplantısında eylül ayı dış ticaret rakamlarını açıkladı.
İhracatın, ülke ekonomisinin lokomotifi olmaya devam ettiğine dikkati çeken Muş, 2021 yılı boyunca ortaya konulan güçlü ihracat performansının eylül ayında da sürdüğünü söyledi.
Muş, ihracat rakamlarına ilişkin şu bilgileri verdi:
“İhracatımız, geçtiğimiz yılın eylül ayına göre yüzde 30’luk artışla 20,8 milyar dolar seviyesinde gerçekleşmiştir. Yani Cumhuriyet tarihimizde ilk kez aylık bazda 20 milyar dolar eşiğini aşmış bulunmaktayız. Ayrıca son 12 aylık ihracat değerimiz 212,2 milyar dolarla yeni bir Cumhuriyet rekoru kırmayı başarmıştır. Bu değerle yıl sonu Orta Vadeli Program (OVP) hedefimiz olan 211 milyar doların da üzerine çıkmış oluyoruz. Bu, ihracat anlamında elde edilmiş çok büyük bir başarıdır. Bu başarı hikayesinin artarak devam edeceğine ve büyümeyi kalıcı kılacağına inancım tamdır.”
Muş, ocak-eylül döneminde ise ihracatın geçen yılın aynı dönemiyle karşılaştırıldığında yüzde 36 artarak 161 milyar dolar olarak gerçekleştiğini bildirdi.
Bakan Muş, ithalat verilerine ilişkin olarak da şunları söyledi:
“İthalatımız, eylül ayında geçtiğimiz yılın aynı ayına göre yüzde 12 artışla 23,4 milyar dolar olmuştur. Ocak-eylül dönemi ithalatımız, 2020’nin aynı dönemine göre yüzde 24 artışla 193,4 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Şu hususun memnuniyetle altını çizmek isterim ki 2021 yılı eylül ayında gerçekleşen 44,2 milyar dolar değerindeki ticaret hacmi en yüksek aylık dış ticaret hacmidir.”
Bir diğer önemli gösterge olan ihracatın ithalatı karşılama oranının, ocak-eylül döneminde geçen yıla göre 7,5 puan artışla yüzde 83,3’e yükseldiğine dikkati çeken Muş, bir zamanlar bu oranın yüzde 50’li seviyelerde olduğunu belirtti.
Eylül ayında ise ihracatın ithalatı karşılama oranının geçen yılın aynı ayına göre 12,2 puan artışla yüzde 88,9’a ulaştığını dile getiren Muş, dış ticaret açığının da ocak-eylül döneminde geçen yılın aynı dönemine göre yaklaşık yüzde 15 azalarak 32,4 milyar dolara gerilediğine işaret etti.
“Finansman imkanları temin edilecek”
Bakan Muş, hükümet olarak önemli başarılara imza atarken ihracatçıların gösterdiği özverinin farkında olduklarını belirtti.
İhracatçıların önündeki engelleri kaldırmak için var güçleriyle çalıştıklarını vurgulayan Muş, finansmana erişimin ihracatçıların en önemli meselelerinden birisi olduğunu bildiklerini söyledi.
Bu noktada kolaylaştırıcı adımlar konusunda birtakım istişarelerde bulunduklarını belirten Muş, şunları kaydetti:
“Neticede Sayın Cumhurbaşkanı’mızın 2 hafta önce müjdesini verdiği İhracatı Geliştirme Fonu’nu kurguladık. İşte bu fon ile tamamen ihracat odaklı ve sadece ihracatçılarımıza hizmet verecek bir finansman imkanını sunuyor olacağız. İhracatı Geliştirme Fonu, ihracatımızda yakaladığımız seviyeleri daha da yukarıya taşıyacak finansman imkanlarını temin edecektir. Birçok farklı kurumun el birliğiyle ortaya çıkacak bu güçlü yapı sayesinde, ihracatçılarımızın finansmana erişiminde teminat sorununu ortadan kaldıracağız. Ben bir kez daha bu yeni fonun, ki biz buna kısaca İGF diyoruz, ihracatçılarımıza hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum. Benzer şekilde, ihracatçılarımıza finansman çeşitliliği sağlamak ve finansman kalitesini artırmak amacıyla Eximbank’ı yeniden yapılandırmayı planlıyoruz. Bu yeniden yapılandırma OVP’ye dahil edilmiş olup bu konudaki kanun değişikliği çalışmaları, halihazırda Meclis’imizin gündemindedir. Eximbank’ın yeniden yapılandırılmasıyla daha güçlü bir altyapıya sahip, daha rekabetçi ve nitelikli hizmet sunan bir kurum ortaya çıkacaktır.”
Ekonominin 2021 yılında yakaladığı güçlü ivmenin devam ettiğine işaret eden Muş, OECD’nin son raporunda Türkiye’nin 2021 yılı büyüme tahmininin yüzde 5,7’den yüzde 8,4’e çıkarıldığını, önemli bir kredi derecelendirme kuruluşunun da Türkiye’ye yönelik 2021 yılı ekonomik büyüme tahminini yüzde 8,6’ya yükselttiğini anımsattı. Muş, büyümeye sadece rakamsal olarak bakmadıklarını ve büyümenin niteliğine de önem verdiklerini söyledi.
Muş, küresel ekonomiye ilişkin beklentilerin, ülkenin ekonomik performansındaki olumlu ivmenin ve devler ligine doğru ilerleyişinin süreceğine işaret ettiğini belirterek, öncü göstergelerin gelecek dönemde de ekonomideki bu olumlu ivmenin devam edeceğini ortaya koyduğuna işaret etti.
Enflasyon küresel sorun
Küresel ekonomideki talep artışı, artan navlun fiyatları, konteyner tedarikindeki sıkıntılar ve kuraklık gibi etkenlerin küresel girdi fiyatlarını üst seviyelere çıkardığını anımsatan Muş, “ABD’de ağustos ayında açıklanan rekor üretici fiyat endeksinin (ÜFE) ardından, Avrupa Birliği’nde de ÜFE yüzde 12’ye yükselerek 20 yılın zirvesine çıkmıştır. Petrol fiyatları son üç yılın zirvesine çıkarak 80 dolar seviyelerini görmüştür. Önümüzdeki aylarda Avrupa’nın 70’li yıllardaki petrol krizinden belki de daha ağır bir doğal gaz sorunu yaşayacağı ortadadır. Dünya ekonomisiyle bütünleşmiş ülkemizin de küresel gelişmelerden etkilenmemesi mümkün değildir. Geldiğimiz noktada enflasyon artışı, küresel bir sorun olarak karşımızda durmaktadır.” diye konuştu.
Bakan Muş, dünyadaki bu gelişmelerin son dönemde Türkiye’de yaşanan fiyat artışlarındaki etkisini göz ardı edemeyeceklerini ifade ederek, Bakanlık olarak piyasada haksız fiyat artışları yapıldığına ilişkin iddiaları içeren bazı şikayetler aldıklarını anımsattı.
“İşini dürüst yapan işletmeler denetimden memnun”
Vatandaşlardan gelen bu başvurulara Bakanlık olarak kayıtsız kalmadıklarını ve derhal harekete geçtiklerini bildiren Muş, şunları belirtti:
“Bu kapsamda, ticaret il müdürlüklerimiz vasıtasıyla 81 ilimizde rutin olarak yaptığımız denetimleri daha da sıkılaştırdık. Tüm denetim elemanlarımızı seferber ederek özellikle gıda, sebze ve meyvede arz talep dengesiyle uyuşmayan haksız ve manipülatif fiyat artışlarını incelemeye aldık. Buna ilave olarak, Bakanlığımıza bağlı olan Rehberlik ve Teftiş Başkanlığımızı harekete geçirerek, sebze ve meyve hallerinde incelemeler başlattık. İlk etapta 9 büyükşehrimizde bulunan 10 toptancı halinde inceleme yapmak üzere müfettiş görevlendirmesi yaptık. Daha sonraki süreçte 5 zincir marketle ilgili yine müfettişleri göndermek suretiyle bir inceleme sürecini başlattık. Keza bir başka sektör olan otomotivde de bir adım attık. ÖTV matrah değişikliği kaynaklı indirimleri, çeşitli usulsüzlüklerle fiyatlara yansıtmayanlara ilişkin teftiş başkanlığımızı harekete geçirdik. Bu çerçevede, piyasayı bozucu faaliyette bulunanlara karşı gereken tedbirleri aldık ve almaya devam ediyoruz.”
Kanunlara riayet eden, işini dürüst yapan işletmelerin ve esnafın denetimlerden memnun olduğunu gördüklerine işaret eden Muş, şöyle konuştu:
“Zira burada yaptığımız denetimler, hiçbir surette serbest piyasa koşullarına müdahale şeklinde olmamıştır ve olmayacaktır. Özellikle son dönemlerde yaptığımız denetimleri ‘Polisiye tedbirlerle fiyatları düşürmeye çalışıyorlar’ şeklinde lanse etmeye çalışan bazı art niyetli çevrelerin olduğunu görüyoruz. Bugüne kadar haksız yorumlarla ‘Neden denetleme yapılmıyor?’ diyen bazı muhalif çevrelerin, bugün ‘Niçin denetleme yapıyorsunuz?’ yaygarası koparmasının bizim açımızdan hiçbir kıymetiharbiyesi yoktur. Zira bu çevrelerin derdi, vatandaşımızın aşı, ekmeği ve refahı değil, kendilerinin siyasi rant elde etme çabasıdır. Şunu anlamakta zorlanıyoruz, kamunun denetleme yetkisini kullanmasından kim, neden rahatsız olur? Yapılan denetimler, polisiye tedbirlerle fiyatları düşürme çabası değildir. Kamunun denetleme görevini yerine getirmesidir. Ticari ve ekonomik faaliyetlerin hukuka uygun şekilde yapılmasını sağlamaktır. Biz Ticaret Bakanlığı olarak denetim sorumluluğumuzu yerine getiriyoruz. Bu bizim hem görevimiz hem de sorumluluğumuz. Tarım ve Orman Bakanlığımız tarımsal üretim noktasında, Hazine ve Maliye Bakanlığımız ile Merkez Bankamız enflasyonla mücadele noktasında bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da gereken çalışmaları yapmaya devam edecektir.”
“Paris İklim Anlaşması’nın onay süreci tamamlanacak”
Bakan Muş, gelecek yıllarda küresel talebin bölgesel dağılımının ciddi biçimde dönüşümüne şahit olunacağını aktarırken, Afrika ve Güney Asya’nın küresel gelirden aldığı payın düzenli artacağının beklendiğini söyledi.
İhracatın üçte ikisinin, ortalama uzaklığı 2 bin kilometreye kadar olan ülkelere yapıldığını belirten Muş, “Uzak Ülke Stratejimizle küresel ekonomideki bu değişimi dikkate alıyor ve dünya ekonomisinden yüzde 64 pay alan, ortalama mesafesi yaklaşık 8 bin kilometre olan pazarları hedefliyoruz.” dedi.
Muş, bu durumun Türkiye’nin en büyük ticaret ortağı Avrupa’dan uzaklaşmak anlamına gelmediğini dile getirdi.
Bakanlık olarak, dış ticaret politikasını 20-30 yıllık beklentileri dikkate alarak şekillendirdiklerini ifade eden Muş, AB pazarında gösterilen başarıyı, uzak pazarlarda da özel sektörle el ele vererek süratle yakalayacaklarını söyledi.
Muş, Kovid-19 sonrası dönemde küresel tedarik zincirlerinde yaşanan değişim neticesinde dünyaca ünlü markaların yatırımlarını Uzak Doğu’dan Türkiye’ye kaydırdığını belirterek, şöyle devam etti:
“Geçtiğimiz günlerde Fransa Dış Ticaret ve Yatırım Bakanı ile JETCO toplantısı vesilesiyle İstanbul’da fevkalade verimli bir görüşme gerçekleştirdik. Bu görüşmede çok sayıda Fransız şirketinin Türkiye’de yatırım yapma hazırlığında olduğunu öğrendim. Dolayısıyla Türkiye’ye yönelik ciddi bir yatırım iştahının olduğunu memnuniyetle görüyoruz.”
Muş, Türkiye’nin yabancı yatırımcılar için güvenilir bir ortak, küresel tedarik zincirlerinde de güvenli bir liman olma özelliğini korumaya devam edeceğine dikkati çekti.
Küresel ticaretin de en önemli gündem maddelerinden birinin iklim değişikliği ve buna bağlı olarak giderek önem kazanan yeşil dönüşüm olduğunu belirten Muş, gelecek kuşaklara daha yaşanabilir bir dünya ve sürdürülebilir bir ekosistem bırakabilmek için Türkiye olarak sorumluluklarının farkında olduklarını söyledi.
Muş, kasımda Glasgow’da gerçekleştirilecek İklim Değişikliği Zirvesi öncesinde Paris İklim Anlaşması’nın onay sürecinin tamamlanacağını bildirdi.
Avrupa Yeşil Mutabakatı’na uyum için kapsamlı bir eylem planını da yakın tarihte hazırladıklarını anımsatan Muş, “Ülke olarak daha sürdürülebilir bir dünya için elimizi taşın altına koyuyoruz ve koymaya devam edeceğiz. İklim değişikliği politikalarının birçok alanda yansımaları olmaktadır. Üretimden ihracata kadar çeşitli alanlarda ciddi bir yapısal dönüşüm gerçekleştirilecektir. Hükümet olarak özel sektörümüzle el ele vererek, değişen küresel tercih ve önceliklerle daha uyumlu ve daha rekabetçi bir ekonomiye geçiş sağlayacağız.” değerlendirmesinde bulundu.
Bakan Muş, doğaya en fazla zararı veren ülkelerin en fazla yükü sırtlanması gerektiği kanaatinde olduklarını belirterek, taleplerinin iklim değişikliğiyle mücadelede devletler arasında hakkaniyete dayalı bir yük paylaşımının yapılması olduğunu kaydetti.
“2025 yılında, 18,5 milyar liralık kırsal kalkınma desteği vereceğiz”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çiftçiler ile İftar” programında yaptığı konuşmada, “2025 yılında, bütçeden ve uluslararası kurum-kuruluşlardan kredi ve eş finansman desteği ile 18,5 milyar liralık kırsal kalkınma desteği vereceğiz. Böylece kırsala yaklaşık 25 milyarlık yatırım ve 10 bin kişiye istihdam sağlamış olacağız” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Sergi Salonu’nda düzenlenen “Çiftçiler ile İftar” programına katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, katılımcıların gelecek hafta idrak edilecek Kadir Gecesi ile 30 Mart’ta vasıl olunacak Ramazan Bayramı’nı tebrik etti.
Mübarek ayda tutulan oruçların, yapılan ibadetlerin, edilen duaların, Türk milletinin yanı sıra Gazzeli, Suriyeli ve Yemenli mazlumlar başta olmak üzere tüm Müslümanların birliğine, beraberliğine, zulümden kurtuluşuna vesile olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendilerini bir araya getiren Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı ve ekibine teşekkür etti.
“ÇİFTÇİLERİMİZİN FEDAKÂRLIĞINI HİÇBİR ZAMAN UNUTMAYACAĞIZ”
Vatan topraklarının her karışını alın teriyle işleyen tüm çiftçilere sevgi ve saygılarını gönderen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Ülkemizin kalkınmasındaki ana aktörlerden olan sizlerden Allah razı olsun diyor, Rabb’im milletimize yokluğunuzu hissettirmesin diyorum. Burada öncelikle şu noktayı ifade etmek isterim; çiftçi kardeşlerimize sadece ülkemiz tarımına katkılarından ötürü değil, en sancılı dönemlerde demokrasimize verdikleri destek için de minnettarız. 15 Temmuz darbe girişiminde millî iradeyi ve ülkemizi korumak için en ön safta yer almanızı unutamayız. Darbecileri engellemek için mahsulünü ateşe verecek kadar vatanlarına sevdalı çiftçilerimizin fedakârlığını hiçbir zaman unutmayacağız. O karanlık gecede, darbecilere meydanları dar eden tüm kahramanlara ülkem ve milletim adına bir kez daha teşekkürlerimi sunuyorum. 15 Temmuz gibi nice badirelerin üstesinden sizlerle birlikte geldik. Sadece demokrasi de değil tarımda, hayvancılıkta, ihracatta ülkemizi takdirle takip edilen seviyeye birlikte getirdik. İnşallah Türkiye Yüzyılı’nı da sizlerle omuz omuza inşa edeceğiz.”
“ÇİFTÇİ KARDEŞLERİMİZE HAK ETTİĞİ DEĞERİ VERMENİN ÇABASINDAYIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, göreve geldikleri günden itibaren tüm vatandaşların saadeti, refahı ve kardeşliği için geceli gündüzlü koşturduklarını dile getirdi.
“Önümüze çıkan engellere takılmadan, şahsımızı ve hükûmetimizi hedef alan saldırılara teslim olmadan, Türkiye’nin iyiliğini istemeyen alçakların sabotajlarına prim vermeden 85 milyonun huzuru ve esenliği için gayret gösteriyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Hem tarıma hem de yaz kış demeden üretim yapan çiftçi kardeşlerimize hak ettiği değeri vermenin çabasındayız. Gayretlerimizin, emeklerimizin olumlu neticelerini hamdolsun çok geniş bir yelpazede bizzat görmeye başladık. Bitkisel üretimden hayvancılığa, balıkçılıktan kırsal kalkınma yatırımlarına, tarımın her alanında ülkemizin gerçek potansiyeli ortaya çıkıyor. Burada elbette uzun uzadıya anlatacak değilim. Sektörün içinde olanlar zaten neyin ne olduğunu gayet iyi biliyor. Sadece birkaç önemli rakamı paylaşmak arzusundayım. Özellikle ellerine geçirdikleri her fırsatı Türk tarımını ve onun arkasındaki milyonlarca kahramanı kötülemek için kullananların burayı çok dikkatli dinlemesini tavsiye ediyorum.”
“SEBZE VE MEYVE ÜRETİMİNDE DÜNYADA DÖRDÜNCÜYÜZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, verimli ve kaliteli üretimin artması için son 22 yılda reel rakamlarla 2 trilyon 70 milyar lira tarım desteği verdiklerini, 2025 yılında şu ana kadar 24 milyar lira ödeme yaptıklarını vurguladı.
Yılsonunda bu rakamın 135 milyar lirayı bulacağına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Yine burada, birilerinin ‘Türkiye’de tarım bitti’ dediği rakamları söylüyorum. Ülkemizde 206 çeşit tarım mahsulü üretiliyor. Bunların birçoğunda hamdolsun kendimize yeter durumdayız. Sebze ve meyve üretiminde dünyada 4’üncüyüz. Bitkisel üretimde 11’inciyiz. 21 üründe dünyada ilk 3’teyiz. Çiğ süt üretiminde dünyada 9’uncu, Avrupa’da 3’üncü sıradayız. Sığır eti üretiminde dünyada 7’nci, Avrupa’da 1’inci konumdayız. Tavuk eti üretiminde dünyada 9’uncu, Avrupa’da ise 2’nciyiz. Yumurta üretiminde dünyada 10’uncu, Avrupa’da 2’nci. Bal üretiminde dünyada 2’nci, Avrupa’da ilk sırada bulunuyoruz. Su ürünleri yetiştiriciliğinde dünyada 16’ncı, Avrupa’da 2’nci sıradayız.”
“TARIMSAL HASILAYI ÜÇ KATINA ÇIKARDIK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, üretimdeki tüm başarılarla birlikte tarım orman sektörünün geçen yıl Türkiye ortalamasının da üzerinde büyüme gerçekleştirdiğini bildirdi.
2002 yılında 25 milyar dolar olan tarımsal hasılayı üç katına çıkartarak 2024 yılında 74 milyar dolara yükselttiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu bilgileri verdi: “Şuraya da özellikle dikkatinizi çekiyorum; ‘Tarım bitti’ iftirası atılan Türkiye bugün, tarımsal hasılada Avrupa’da lider, dünyada ise 8’inci sıradadır. Aynı dönemde ihracatımızı 3,8 milyar dolardan aldık geçen sene 32,6 milyar dolara ulaştırdık. Yani 2002’de ülke olarak neredeyse bir yılda yaptığımız ihracatı bugün sadece tarımda gerçekleştiriyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında, tarımda son 22 yılda 110 milyar dolarlık dış ticaret fazlası verdiklerini belirterek, 186 ülkeye 2 bin 250 çeşit tarımsal ürünün ihraç edildiğini söyledi.
Türkiye’nin ihracatta 13 üründe dünyada ilk 3 ülke arasında yer aldığını, ayrıca 104 ülkeye tohum ihracatı gerçekleştirildiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu listeyi daha da uzatmanın mümkün olduğunu ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, idrakleri kapanmamış olanlar için bu rakamların ziyadesiyle kâfi olduğuna vurgu yaparak, “İktidarla muhalefeti karıştıranlara ne desek boş. Onlar bir yalan bulup, değilse uydurup hükûmetimizi ve tarım sektörünü karalamaya devam ederler. Güneş balçıkla sıvanmaz. Yalan ne kadar büyük olursa olsun hakikat güneşini kapatamaz. Muhalefetin çarpıtmalardan medet umarak perdelemeye çalıştığı tarım sektörümüzün gerçekleri bunlardır. Bütün bu başarıda emeği olan, alın teri döken siz çiftçi kardeşlerimi bugün bir kez daha yürekten tebrik ediyorum” şeklinde konuştu.
“GIDA DENETİMLERİ YANINDA FAHİŞ FİYATLA MÜCADELEMİZ DE HIZ KESMEDEN SÜRÜYOR”
Amaçlarının, vatandaşın kaliteli, sağlıklı ürüne ulaşması olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “İnsanımızın ücretini ödediği üründe hile, hurda, aldatmaca olmamasıdır. Bakanlığımız sizlerin alın terinizle ürettiğiniz ürünleri vatandaşlara sahtecilikle, taklitle sunanlara karşı bir denetim seferberliği başlattı. Denetimler sonucunda taklit, tağşiş yapılan sağlıksız ürünler artık anlık olarak yayınlanıyor. Sağlıklı ve güvenilir gıda denetimleri yanında fahiş fiyatla mücadelemiz de hız kesmeden sürüyor. Açgözlüler özellikle mübarek ramazan ayını fırsata çevirmek için eskiden beri malumunuz her yola başvurmaktadır. Bu ramazan öncesinde fırsatçılara meydanın boş olmadığını göstermek adına bir dizi tedbir aldık. Devlet olarak adeta dört koldan çok yoğun bir mücadele içine girdik. Ticaret Bakanlığımız, Hazine ve Maliye Bakanlığımız ve Rekabet Kurulumuz fahiş fiyat artışı yapanlarla ilgili incelemeler başlattı.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ayrıca ürün arzına dönük önlemleri de aldıklarına işaret ederek, bu mübarek günlerde temel gıda ürünlerinde arz sıkıntısının yaşanmadığını dile getirdi.
Birçok işletmenin, indirim kampanyalarıyla hem enflasyonla mücadeleye destek verdiğine hem de ramazan ayında vatandaşın daha uygun maliyetle ürünlere ulaşmasına destek olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnşallah ramazan ayından sonra da bu mücadelemiz sürecek. Vatandaşın helal lokmasına göz dikenlerin heveslerini Allah’ın izniyle kursaklarında bırakmaya devam edeceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 85 milyon vatandaşın, 62 milyon turistin gıda ihtiyacı sorunsuz karşılanıyorsa, bunda en büyük emeğin çiftçilerin olduğunu vurguladı.
Tarımda plansız üretimden kaynaklı sorunların giderilmesi için devrim niteliğindeki düzenlemeyi geçen yıl uygulamaya koyduklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şu sözlerle devam etti: “Sektörün yıllardır beklediği tarımsal üretim planlamasına başladık. Artık hangi ürünün nerede, ne kadar ekileceğini planlıyoruz. Düzenleme ile ‘bu ürün para etmedi, elde kaldı’ gibi şikâyetlerin de inşallah önüne geçeceğiz. Üretim planlamasıyla uyumlu olarak yeni destekleme modelimizi de kamuoyumuzla paylaştık. Artık çiftçilerimiz hangi ürüne ne kadar destek alacağını önceden biliyor ve ürün ekim planını buna göre yapıyor. Hayvancılıkta da planlama bölgeleri oluşturduk. Buralarda üretim yapacaklara ilave teşvik ve desteklerimizi açıkladık. Üretim planlamasının olumlu sonuçlarını önümüzdeki 3 yıl içinde daha net göreceğiz. Diğer yandan tarım yapılan tüm alanları kayıt altına alarak destekten faydalanan çiftçi sayımızı artırıyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bütün tarım politikalarının merkezine, üretimin en temel faktörü suyu aldıklarını belirtti.
Son 22 yılda tam 3 trilyon 350 milyar lira maliyetli 11 bine yakın su ve sulama tesisini hizmete aldıklarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu yıl içinde de 132 milyar lira yatırımla 321 tesisi daha sizlerin hizmetine sunacağız. Şurası bir gerçek ki sadece devletimizin yatırımları ve sizlerin emeğiyle üretimde istenen sonuçların alınması mümkün değil. Her geçen yıl iklim değişikliğinin sebep olduğu sıkıntılara daha fazla maruz kalıyoruz. Maalesef bu yıl da benzer bir durumla karşılaştık. Bu tür durumlar için tarım sigortasının ehemmiyetini tekrar hatırlatıyor, sigorta yaptırmayan çiftçi kardeşlerimizi sigorta yapmaya davet ediyorum. Prim ödemelerinin 3’te 2’sine kadarını devlet olarak karşıladığımız TARSİM’in kapsamını her geçen yıl genişletiyor, yeniliklerle çiftçimizin ürünlerini koruma altına almasına destek sağlıyoruz.”
Kırsalda hayat standardının yükseltilmesi, kadın ve genç nüfusun üretime teşvik edilmesine yönelik çalışmalarının sürdüğünü, uyguladıkları kırsal kalkınma programlarında yüzde 50 ile yüzde 100 arası hibe desteklerinin bulunduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şu sözlerle tamamladı: “Şu müjdelerimizi de paylaşmak istiyorum; 2025 yılında bütçeden ve uluslararası kurum, kuruluşlardan kredi ve eş finansman desteğiyle 18,5 milyar liralık kırsal kalkınma desteği vereceğiz. Böylece kırsala yaklaşık 25 milyarlık yatırım ve 10 bin kişiye istihdam sağlamış olacağız. Ayrıca uluslararası finans kuruluşlarından sağlanan yeni kaynakları taşkın koruma projelerinden kuraklık önleme sistemlerine, kırsal kalkınmadan ormancılığa kadar sektörümüzün gelişimi için kullanmayı sürdürüyoruz. Bu seneden itibaren 5 yıl boyunca tarımın çeşitli alanlarında kullanılmak üzere 1 milyar dolar yani 37 milyar lira yeni kaynağı çiftçilerimize hibe olarak vereceğiz. Bunun 250 milyon dolarının sadece deprem bölgesine tahsis edildiğini de ayrıca ifade etmek isterim. Şimdiden hayırlı uğurlu olsun diyorum.”
“Çanakkale’de sembolleşen ezelî ve ebedî kardeşliğimize ilelebet sahip çıkacağız”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Devlet Övünç Madalyası Tevcih Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Çanakkale, bizim nasıl bir millet olduğumuzu anlatan epik bir destandır. Çanakkale’de sembolleşen ezelî ve ebedî kardeşliğimize ilelebet sahip çıkacak, şehitlerimizin izinde hep birlikte geleceğe yürüyeceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çankaya Köşkü’nde düzenlenen Devlet Övünç Madalyası Tevcih Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında, polislere, askerlere ve ailelerine, devlete yaptıkları hizmetler dolayısıyla şükranlarını sundu.
“Bugün burada tevcih edeceğimiz madalyalar, devletimizin sizlere olan minnet duygusunun sadece birer sembolüdür” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehit yakınları ve gazilerin, milletin kalbindeki yerlerinin zaten her türlü takdirin ve övgünün katbekat üzerinde olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatanı uğrunda hayatlarını feda eden her şehidin Türkiye’nin yolunu aydınlatan birer meşale olduğunu belirterek, şehitlere Allah’tan rahmet, yakınlarına ve millete başsağlığı diledi.
Allah yolunda ölümü göze alarak mücadele eden, bu uğurda bedel ödeyen gazilere minnettar olduklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, kahraman gazilere uzun ve hayırlı ömür niyaz etti.
“ŞEHİT VE GAZİLERİMİZDEN ALDIĞIMIZ İLHAMLA VATANIMIZA CANIMIZ PAHASINA SAHİP ÇIKMAYA DEVAM EDECEĞİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rabbimiz, hayat rehberimiz Kur’an-ı Kerim’de ‘Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyiniz. Zira onlar diridirler ancak siz bunu bilemezsiniz.’ buyuruyor. Bu ilahi müjdenin gereği olarak biz de şehitlerimizin yaşadıklarına tüm kalbimizle inanıyor ve iman ediyoruz. Şehitlerimizin muazzez hatıraları bin yıldır olduğu gibi inşallah yarın da istiklalimizin ve istikbalimizin güvencesi olacaktır” diye konuştu.
Bu topraklar üzerinde ay yıldızlı al bayrak gururla dalgalanıyorsa, ezanlar her gün beş vakit gökyüzüne yükseliyorsa, ülkede özgürce ve onurluca yaşanabiliyorsa bunun arkasında şehitlerin fedakârlığı, gazilerin de cesareti olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aziz şehitlerimizin yüzü suyu hürmetine biz millet olarak bin yıldır tarih sahnesinde varlığımızı idame ettirebiliyoruz. Allah’ın izniyle karşımıza kim çıkarsa çıksın millet olarak ezelî ve ebedî vatanımızda başımız dik, alnımız ak bir şekilde yaşamayı sürdüreceğiz. Şehit ve gazilerimizden aldığımız ilham, cesaret ve kararlılıkla vatanımıza gerektiğinde canımız pahasına sahip çıkmaya devam edeceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün aynı zamanda tarihin en parlak sayfalarından biri olan 18 Mart Çanakkale Zaferi’nin 110. yıl dönümünün idrak edildiğini hatırlatarak, Çanakkale Destanı’nı kanlarıyla yazan kahramanların her birini rahmetle yâd etti.
“ÇANAKKALE’DE BİR KEZ DAHA GÖRÜLMÜŞTÜR Kİ HİÇBİR SİLAH VATAN SEVGİSİNE GALİP GELEMEZ”
Bu toprakları vatan yapabilmek için Malazgirt’ten Niğbolu’ya, Mohaç’tan Preveze’ye, İstanbul’un fethinden Kut’ül Amare’ye, İstiklal Harbi’nden Kıbrıs Barış Harekâtı’na kadar nice çetin savaşlar verildiğini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çanakkale Savaşları’nın maziden atiye uzanan istiklal mücadelesinde milletin topyekûn kıyamını ifade etmesi bakımından farklı bir anlama sahip olduğunu vurguladı.
Çanakkale’nin, İtilaf Devletleri’nin Birinci Dünya Savaşı’nı kısa yoldan sona erdirmek için açtıkları bir cephe olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “İtilaf kuvvetleri ellerini, kollarını sallayarak Çanakkale’den geçebileceklerini zannediyorlardı. Hatta dönemin İngiliz Bahriye Nazırı Churchill’in şöyle söylediği rivayet edilir; ‘Türkler mi? Bir elimizi arkamıza bağlar, diğer elimizle ezer geçeriz onları.’ Büyük bir kibirle geldikleri Çanakkale’yi ne yaptılarsa geçemediler. Kendi tabirleriyle ifade edecek olursak, tarihin gördüğü en kalabalık Haçlı kuvvetlerine rağmen başaramadılar.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “’Yenilmez Armada’ dedikleri savaş gemilerine rağmen başaramadılar. Uzun menzilli toplarına, makineli tüfeklerine ve milyonlarca mermilerine rağmen başaramadılar. Şair ne diyor? ‘Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker, gökten ecdat inerek öpse o pak alnı değer. Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhid’i. Bedr’in arslanları ancak bu kadar şanlıydı.’ Yanlış hesap Çanakkale’den dönmüş, işgal ruhu hüsrana uğramıştır. Çanakkale’de bir kez daha görülmüştür ki ne kadar gelişmiş olursa olsun hiçbir silah vatan sevgisine, millet sevgisine galip gelemez. İstiklale âşık bir milletin vatan savunması nasıl olur? İşte Çanakkale, 110 sene önce bunu tüm dünyaya göstermiştir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk milletinin kanıyla yazdığı bu destanın her bir sayfasının ayrı bir gurur, kahramanlık ve hüzün vesikası olduğunu dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Askerlerimizin hangi yiğitliğini anlatmaya başlasak bir taraftan göğsümüz kabarır ama diğer taraftan boğazımız düğümlenir, sesimiz titrer, gözyaşlarımız sel olur gider. Ezineli Yahya Çavuş’un 67 eriyle 3 bin kişi karşısında yazdığı destan, böyle bir destandır. Yarbay Mustafa Kemal’in kumandasındaki 19. Tümen 57. Alayın sancağını düşmana teslim etmeme uğruna tüm neferlerinin şehit düşerek yazdığı destan, işte böyle bir destandır. Rumeli Mecidiye tabyasından Havranlı Seyit Onbaşı’nın çeyrek tonluk top mermisiyle İngilizlerin meşhur zırhlı gemisi Ocean’ı batırması, işte böyle bir destandır. Çanakkale Savaşları daha bunun gibi nice destana, nice fedakârlığa ve yiğitliğe sahne olmuştur. Çanakkale Zaferi bize çok kıymetli bir miras bırakmıştır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu savaşta şu hakikat bir kez daha tecessüm etmiştir. Türk milletinin karakteri hürriyettir, istiklaldir, bağımsızlıktır. Başka hiçbir milletin boyunduruğu altına girmemektir. Dolayısıyla Çanakkale anlaşılmadan Türkiye anlaşılmaz. Çanakkale ruhunu anlamayan Türk milletini anlayamaz. Çanakkale’deki kardeşliği, cesareti, imanı anlayamayan bu ülkenin ve milletin kodlarını çözemez. Çanakkale Zaferi’nin anlaşılması hem tarih şuurunun güçlenmesine hem de bugünü ve geleceği daha iyi kavramamıza yardımcı olacaktır” diye ekledi.
“KARDEŞLİĞİN ASRI OLACAK TÜRKİYE YÜZYILI’NI BERABER İNŞA EDECEĞİZ”
“Çanakkale, bizim nasıl bir millet olduğumuzu anlatan epik bir destandır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çanakkale’de ülkemizin ve Suriye’den Gazze’ye gönül coğrafyamızın dört bir yanından şehitlerimiz koyun koyuna yattığı müddetçe Allah’ın izniyle kimse bizim aramıza kan ve gözyaşından duvarlar öremeyecek. Çanakkale’de sembolleşen ezelî ve ebedî kardeşliğimize ilelebet sahip çıkacak, şehitlerimizin izinde hep birlikte geleceğe yürüyeceğiz” diye konuştu.
Çanakkale şehitlerinin evlatları olarak zorluklar karşısında yılmayacaklarını, saldırılar karşısında geri adım atmayacaklarını, tehditlere ve şantajlara boyun eğmeyeceklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Emperyalistlerin oyunlarına karşı uyanık olacak, ortak yaşama irademize darbe vurulmasına asla müsaade etmeyeceğiz. El ele, gönül gönüle, omuz omuza vererek barışın, kalkınmanın ve kardeşliğin asrı olacak Türkiye Yüzyılı’nı inşallah beraber inşa edeceğiz” dedi.
Çanakkale Deniz Zaferi’nin 110. seneyi devriyesinin ülkeye, millete, tüm kardeş coğrafyalara mübarek olması temennisinde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çanakkale’yi geçilmez kılan kahramanlar başta olmak üzere tüm şehitlere Allah’tan rahmet diledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Devlet Övünç Madalyası ve Beratı takdim edilecek şehit yakınları ve gazileri tebrik etti.
Çanakkale, milletimizin bağımsızlık uğruna yazdığı bir destandır. | Genç Gazeteciler
18 Mart 1915 bir vatanın istikbal ateşini yakan, bir milletin istiklâlini ebedî kılan, Türk tarihinin kırılma noktasındaki bir zaferdir.
Bugün de aynı ruhla, vatanımıza, bağımsızlığımıza ve bizi biz yapan değerlere sahip çıkıyoruz. Savunma sanayiinde tam bağımsız Türkiye için attığımız adımlarda, terörle mücadelede gösterdiğimiz kararlılıkta, mazlum coğrafyalara uzattığımız kardeşlik elinde hep Çanakkale’nin mirası var.
Tarihe altın harflerle yazılan #Çanakkale Deniz Zaferi’nin 110. yıldönümünde başta ülkemizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, Çanakkale kahraman şehit atalarımızı ve bugüne kadarki tüm şehitlerimizin ruhu şad olsun. Onlara çok şey borçluyuz
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.