Connect with us

Dünya

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin potansiyeline inanan, ekonomimize güvenen yatırımcılarımızın yanında durmayı sürdüreceğiz”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şişecam Polatlı Yeni Üretim Hattı’nın açılışında yaptığı konuşmada, “Özel sektörü ekonomik büyüme ve kalkınmanın lokomotifi gören bir iktidar olarak, bundan sonra da Türkiye’nin potansiyeline inanan, ekonomimize güvenen yatırımcılarımızın yanında durmayı sürdüreceğiz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Şişecam Polatlı Yeni Üretim Hattı açılışına katılarak, bir konuşma gerçekleştirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1935 yılında üretim serüvenine başlayan Şişecam’ın cam sektöründe bugün ülkenin en prestijli markalarından biri olduğunu belirtti. Düz cam, cam ev eşyası, cam ambalaj ve cam elyafı gibi alanlarda dört kıtada 14 ülkede üretim yapan Şişecam’ın 150 ülkeyi aşan ihracatıyla küresel bir oyuncu olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaklaşık 12 bin kişiye istihdam sağlayan Şişecam’ın dünyada cam ev eşyasında ilk üçte, cam ambalaj ve düz camda ilk beşte yer aldığını söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sişecam’ın 86 yıldır istikrarlı şekilde artan pazar payının, firmanın üretime, ihracata ve sağlıklı büyümeye verdiği önemi de gösterdiğini ifade etti.

Bugün resmî açılışını yapılan Polatlı Üretim Tesisi’nin Şişecam’ın küresel vizyonunun yeni bir halkasını oluşturduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Bursa, Kırklareli, Mersin ve Ankara’da üretim yapan firmamız 1 milyar liralık bu ilave yatırımla düz cam üretim kapasitesini 2 milyon tona çıkarmıştır. Bu tesis 540 bin tonluk hacmiyle Avrupa’nın en büyük düz cam üretim üssü olmasının yanında 315 insanımıza da ilave istihdam sağlamaktadır. Cama dayalı ürünlerin inşaattan otomotive, elektronikten savunma sanayisine hemen her alanda kullanımının yaygınlaştığı düşünüldüğünde, bu tesisin ülkemiz ekonomisi için taşıdığı önem çok daha iyi anlaşılacaktır. Kendi otomobilini, kendi uçağını, kendi uçak gemisini geliştiren Türkiye’nin cam ürünlerine yönelik talebi de düzenli olarak artıyor. Özellikle güneş paneli camlarıyla sağlık endüstrisinde kullanılan yüksek nitelikli camlar bunların başında geliyor. Biz her stratejik üründe olduğu gibi nitelikli cam ürünlerinde de talebin kendi iç piyasamızdan karşılanmasını arzu ediyoruz.”

“ÜRETEN, İHRACAT YAPAN, İNSANIMIZA İSTİHDAM SAĞLAYAN HER SANAYİCİNİN BAŞIMIZIN ÜSTÜNDE YERİ VAR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şişecam’ın engin tecrübesi, ileri teknolojisi, kalifiye personeli ve güçlü kapasitesiyle bu eksiği giderebileceğine inandığını dile getirdi. Şişecam’ın bilim, teknoloji ve tasarım merkezinde yürüttüğü AR-GE faaliyetleriyle dinamizmini korumasının takdire şayan olduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Cam yüzeylerdeki virüs ve bakterilere karşı geliştirdiği teknolojiyle firmamız bu alanda oyun değiştirici bir rol üstleniyor. Geri dönüşüm projeleriyle de yeşil ekonomiye katkı sağlayan Şişecam’ın atılımlarını, zirvede kalma iradesinin güçlü bir işareti olarak görüyorum. Bu süreçte devletimiz de verdiği desteklerle Şişecam’a sahip çıkmıştır. Şişecam’ın yaptığı Ar-Ge çalışmalarına yaklaşık 124 milyon lira kaynak aktardık. Firmamız adına bugüne kadar 3 milyar 856 milyon lira tutarında 20 adet teşvik belgesi düzenledik. Şu an içinde bulunduğumuz bu fabrika için iki adet yatırım teşvik belgesi düzenleyerek 751 milyon liralık yatırımın önünü açtık. Devletimizden aldığını fazlasıyla milletimize geri veren Şişecam dünya çapındaki üretim ağıyla bu destekleri ziyadesiyle hak ettiğini göstermiştir. Bu ülkede taş üstüne taş koyan, üreten, ihracat yapan, insanımıza istihdam sağlayan her sanayicinin başımızın üstünde yeri vardır. Özel sektörü ekonomik büyüme ve kalkınmanın lokomotifi gören bir iktidar olarak bundan sonra da Türkiye’nin potansiyeline inanan, ekonomimize güvenen tüm yatırımcıların yanında durmayı sürdüreceğiz.”

Tesisin ülkeye kazandırılmasında emeği geçen herkesi tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, tesisin ülke sanayisine ve sektöre hayırlı olmasını diledi, diğer firmaları da ülkedeki yatırım imkânlarını değerlendirmeye davet etti.

“TÜRK DEMOKRASİSİNİ VESAYET ZİNCİRLERİNDEN KURTARMAK İÇİN TARİHÎ NİTELİKTE BİRÇOK ADIM ATTIK”

Şişecam’ın 86 yıllık mazisiyle Türk ekonomisinin hangi aşamalardan, hangi zorluklardan geçerek bugünkü seviyelere geldiğinin en güzel örneği olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkeyi yönetme sorumluluğunu üstlendiklerinde Türkiye’nin 2001 yılında baş gösteren ekonomik krizin etkilerini hâlen ağır bir şekilde yaşadığını anlattı. O dönemde milyarlarca dolar millî servetin batan bankalarda buharlaştığını, esnaf, sanayici, tüccar ve çiftçinin adeta iflasın eşiğine geldiğini, krizden nemalanan bir avuç seçkin azınlık dışında halkın çoğunluğunun yoksullaşmaya başladığını, Türk insanının geleceğinden ümidini kesmeye başladığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “2002 Türkiye’si krizin, çaresizliğin, yeis ve umutsuzluğun tıpkı karabasan gibi milletimizin üzerine çöktüğü bir ülkeydi. 2002 Türkiye’si ihracatın 36 milyar dolara zar zor ulaştığı, kişi başı millî gelirim 3 bin 600 doları ancak bulduğu fakir bir ülkeydi. 2002 Türkiye’si savunma sanayisi başta olmak üzere neredeyse birçok stratejik sektörde neredeyse tamamen dışa bağımlı bir ülkeydi. 2002 Türkiye’si sadece ekonomik belirsizliklerin değil, aynı zamanda terörün, vesayetin, yasakların, baskıların kol gezdiği bir ülkeydi. 3 Kasım 2002’de milletin takdiriyle göreve geldiğimizde karşımızda işte böyle bir Türkiye manzarası vardı. İstikrarsızlıkla boğuşan ülkemizi hak ettiği yere taşımak, yatırımın, üretimin, inovasyonun merkezine dönüştürmek için hemen kolları sıvadık. Türk ekonomisini prangalarından, Türk demokrasisini vesayet zincirlerinden kurtarmak için tarihî nitelikte birçok adım attık. Sivil toplumu işin içine kattık, kamu kurumlarımızı, bürokrasimizi motive ettik. Sektör temsilcilerimizle istişare toplantıları yaptık. Tıkanan yatırım ve üretim kanallarını açmak için çok büyük çaba harcadık. Sorunların üzerine kararlılıkla giderek özgürlükleri genişleterek, hukuk devletini güçlendirerek, millî iradenin önündeki engelleri tek tek kaldırarak Türkiye’yi yatırımcılar için cazip bir ülke hâline getirdik.”

“ŞEFFAF VE ÖNGÖRÜLEBİLİR POLİTİKALARLA TÜRKİYE’Yİ KALKINDIRDIK”

Şeffaf ve öngörülebilir politikalarla Türkiye’yi kalkındırdıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, piyasa ekonomisi anlayışıyla, rekabeti esas alan şeffaf ve öngörülebilir politikalarla Türkiye’yi kalkındırdıklarını, güçlendirdiklerini belirterek, “Maruz kaldığımız onca saldırıya rağmen daha güçlü, daha müreffeh, daha demokratik bir Türkiye idealinden hiçbir zaman vazgeçmedik. Sonuçta bir dönem krizlerle anılan merkezimizi ve ülkemizi, Cumhuriyet tarihinin en büyük demokrasi ve kalkınma hamlesiyle tanıştırdık. Türkiye’nin yıllık ortalama büyüme oranını yüzde 1’in altından aldık, yüzde 5,1 seviyesine getirdik. 36 milyar dolardan devraldığımız yıllık ihracat rakamını geçen ay itibarıyla 207 milyar doların üstüne çıkardık” diye konuştu.

Millî gelirin satın alma gücüne göre, Türkiye’nin 17’nci sıradan 11’inci sıraya yükseldiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, tabanca mermisi dahi yapamayan bir ülkeyken bugün kendi füzesini, silahını, obüsünü, insansız hava aracını yapan bir konuma gelindiğini anlattı.

Savunma sanayisinde yüzde 80’leri bulan dışa bağımlılığı tam tersine çevirdiklerini, enerjide toplam kurulu gücü 32 bin megavattan 100 bin megavat sınırına getirdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Sanayi ve teknolojide organize sanayi bölgesi sayısını 192’den 325’e çıkardık. 22 endüstri bölgesi, 79 teknopark kurduk. Göreve geldiğimizde 415 bin kişinin istihdam edildiği organize sanayi bölgelerimiz bugün 2 milyon 200 bine yakın emekçimizin ekmek kapısı oldu. Gaziantep’ten Yozgat’a kadar pek çok yerde yeni kurulan veya kurulma aşamasında olan organize sanayi bölgelerimiz üretime geçmek için sırada bekliyor.

“AÇILAN FABRİKALARI, ÜRETİM TESİSLERİNİ, TEMELİ ATILAN ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİNİ GÖRMEYENLERE NE DESEK BOŞ”

Sürdürülebilir sanayi üretimi, devletin öncülüğü ve desteğiyle özel sektör tarafından hayata geçirilmek mecburiyetindedir. İşte bu anlayışla son 19 yılda düzenlediğimiz 82 bin 223 teşvik belgesini, yatırımcıların Türk ekonomisine olan güveninin işareti olarak görüyoruz. Sabit yatırım tutarı, 1 trilyon 608 milyar lirayı bulan ve 2 milyon 950 bin kişiye istihdam sağlayan bu yatırımlar, peyderpey gerçekleşiyor. Bu hakikatlere rağmen birileri ısrarla ‘Türkiye’de fabrika yok’ diyerek bizden ziyade sanayicimize hakaret etmeyi sürdürüyor. Oysa ‘yok’ dedikleri yatırımlar, ülkemizin dört bir yanında Türk sanayisinin gurur abideleri olarak birer birer yükseliyor. Ardı ardına açılan fabrikaları, üretim tesislerini, temeli atılan organize sanayi bölgelerini görmeyenlere ne desek boş. Rivayet odur ki Hazreti İsa’ya ‘Ölüyü diriltmekten daha zor ne olabilir?’ diye sormuşlar. Hazreti İsa da ‘İfhamu men la yefhem’, yani ‘Anlamayana anlatmak’ diye cevap vermiş.”

Hayata ve siyasete sadece ideolojilerinin at gözlüğünden bakanları “ademe mahkum” ettiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Onlar görmese de anlamasa da dile getirmese de tüm bu yatırımlar salgın döneminde meyvelerini vermeye başladı” dedi.

Kovid-19 salgınının zirve yaptığı dönemde Türkiye’nin büyümesini sürdürdüğünün altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Salgının zirvesi diyebileceğimiz 2020 yılında birçok G-20 ülkesi havlu atarken biz yüzde 1,8 ile en çok büyüyen ikinci ülke olduk. Bunun tesadüf bir büyüme olmadığını, 2021 yılının ilk çeyreğindeki yüzde 7,2 ve ikinci çeyreğindeki yüzde 21,7 büyüme oranlarıyla teyit ettik” diye konuştu.

“TÜRKİYE, ARTIK DOĞRU ZAMANDA DOĞRU TEKNOLOJİLERE YATIRIM YAPAN BİR ÜLKEDİR”

Sanayi üretiminin bu büyümede sürükleyici güç ve lokomotif görevi gördüğünü söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu dönemde ülkedeki sabit sermaye yatırımlarının yüzde 20,3’lük artış kaydettiğini belirtti.

Üretimin kalbi makine teçhizat yatırımlarının üst üste büyüme performansı sergilediğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “İç ve dış talebin birlikte pozitif görünüm sergilemesi göz önüne alındığında bu büyüme serisinin devamının geleceği de açıktır. Yine ardı ardına Cumhuriyet tarihî rekorlarının kırıldığı ihracat rakamları, turizmdeki yükselişle beraber cari dengemize de önemli katkılar sağlıyor. Sanayide, üretimde, tarımda yenilikçi teknolojilerde taklit eden yerine takip edilen, örnek alınan, istikamet belirleyen bir ülke olmak için var gücümüzle çalışıyoruz. Millî Teknoloji Hamlesi öncülüğünde ortaya koyduğumuz politikalarla Türkiye, artık doğru zamanda doğru teknolojilere yatırım yapan bir ülkedir. İnsansız hava araçları teknolojilerinde geleceği okuyarak attığımız adımlar sayesinde hamdolsun bugün bu alanda dünyanın en başarılı üç ülkesi arasındayız. Akıncı’nın katılımıyla bir üst lige çıkardığımız İHA filomuzu, muharip insansız uçak sistemimizin de devreye girmesiyle inşallah dünyanın bir numarası hâline getireceğiz.”

Üretim süreci devam eden yerli otomobile de değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Otomotiv sektöründe yaşanan yapısal değişimi, üretim süresi devam eden Türkiye’nin otomobili ile yakalayacağımıza inanıyoruz. Kendi tasarımımız olan elektrikli aracımızı, 2022 yılının sonunda banttan indirmeyi hedefliyoruz” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, KOBİ’lerin dijitalleşmesi için Türkiye’nin dört bir tarafına dijital dönüşüm merkezleri açacaklarını, teknoloji odaklı sanayi hamlesi programı ile katma değeri yüksek ürünleri fikir aşamasından pazara çıkarana kadar destekleyeceklerini vurguladı.

Kısa süre önce açıklanan Ulusal Yapay Zekâ Stratejisi’ne de değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisimiz ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın öncülüğünde oluşturduğumuz bu strateji ile yapay zekâya insan odaklı yaklaşarak önemli bir sıçrama gerçekleştirmek amacındayız. Tüm bu adımları özellikle atarken küresel ekonomi ve üretim paradigmasında yaşanan köklü değişimi de yakından takip ediyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, insanlığın iklim değişikliklerinin yıkıcı etkilerini giderek daha fazla hissetmeye başladığını bildirerek, buna bağlı yeşile ve çevreye saygılı bir ekonomik dönüşüme duyulan ihtiyacın da arttığını dile getirdi.

Türk ekonomisinin bu sürecin dışında kalmasının düşünülemeyeceğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yeşil ekonomi hedefine ulaşma yolunda göstereceğimiz çabaların bize ileride maddi manevi çok büyük katkıları olacağına inanıyorum. Bu çerçevede siz sanayicilerimizin gerekli hazırlıkları şimdiden yaptığını biliyor, bundan da büyük memnuniyet duyuyorum” şeklinde konuştu.

“TEKNOFEST 21-26 EYLÜL’DE İSTANBUL’DA BAŞLIYOR”

Gençlerin sabırsızlıkla beklediği müjdeyi paylaşacağını da dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyanın en büyük havacılık uzay ve teknoloji festivali TEKNOFEST’in, 21- 26 Eylül’de İstanbul Atatürk Havalimanı’nda başlayacağını bildirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 81 ilde 100 dene-yap teknoloji atölyesi kurulmasına yönelik başlattıkları eğitim seferberliğinin de tüm hızıyla sürdüğünü belirterek, şunları kaydetti: “Öğrencilere girişimcilik, etkili iletişim ve takım çalışması gibi beceriler kazandırmayı amaçlayan bu atölyelerimizin sayısı 57 ilde 66’ya ulaştı. Önümüzdeki dönemde bunları tüm illerimize yaygınlaştıracağız. Bu vesileyle ülkemizin en büyük buğday borsalarından birine sahip olan ilçemizde, mevcut yükseköğrenim altyapısı üzerinde bir Polatlı Tarım Üniversitesi kurulmasıyla ilgili girişimi de desteklediğimi belirtmek istiyorum. Ülkemizin önümüzdeki dönemde genel yükseköğretim kurumlarından ziyade ihtisas üniversitelerine ihtiyacı olduğuna inanıyorum. Polatlı Tarım Üniversitesi’nin de bunun ilk adımlarından biri olmasını temenni ediyorum. Bu duygularla Şişe Cam Polatlı Düz Cam Üretim Tesisi’nin ülkemiz ve milletimiz için hayırlı olmasını diliyorum. Büyük ve güçlü Türkiye’nin inşası yolunda canla başla çalışan yatırımcılarımıza ve emekçi kardeşlerime teşekkür ediyorum.”

Tören öncesinde yangın ve sel felaketlerinden etkilenenlere yönelik yardım kampanyası kapsamında 93 OSB tarafından toplanan yardımlara ilişkin temsili çek, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ve OSB başkanları tarafından Cumhurbaşkanı Erdoğan’a takdim edildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, çekin takdimi esnasında, “OSB’ler olarak bu rakamı gerçekten yeterli bulmuyorum çünkü felaketin yaşandığı bu bölgelerin altyapısı, üstyapısı için çok ciddi rakamlar. Bunları devlet millet el ele yapacağımıza göre, bu sadaka-i cariye noktasında çok önemli. Atmamız gereken adım, yapmamız gereken bu noktada çok hayır var. Bir an önce de diyoruz ki bir yıl içerisinde biz bu işi bitirelim” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve beraberindekiler, daha sonra kurdele kesti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, kurdele kesimi sırasında Şişecam Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Kırman’dan Polatlı Tarım Üniversitesi’nin yapımı için destek sözü aldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, beraberindekilerle birlikte Polatlı Kartaltepe Kurtuluş Müzesi’ni de ziyaret etti.

Dünya

“Filistin’i savunmak; insanlığı, barışı ve adaleti savunmaktır”

GENÇ GAZETECİLER İSTANBUL

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Filistin’i Destekleyen Parlamentolar Grubu Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, “Filistin davasını savunmak, sadece mazlum bir halkı savunmak değildir. Filistin’i savunmak; insanlığı, barışı ve adaleti savunmaktır. Filistin davası, yaklaşık bir asırdır her türlü zulme, barbarlığa ve katliama maruz kalmış bir halkın haysiyet davasıdır” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM’nin girişimleriyle İstanbul’da düzenlenen “Filistin’i Destekleyen Parlamentolar Grubu” toplantısına katılarak bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Filistin’in gönül dostlarını” Türkiye’de ağırlamaktan mutluluk duyduğunu söyledi. Tarih boyunca nice medeniyetlerin beşiği olmuş, nice peygamberlere ev sahipliği yapmış Filistin’in sesi olmak için bir araya geldiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün sadece bir beldeyi ve halkı değil, aynı zamanda adaleti, barışı ve direnişi savunmak için buluştuklarını ifade etti.

Meclis Başkanlarını, “Medeniyet, tarih ve kültür şehri İstanbul’a hoş geldiniz” diyerek selamlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Filistin’i Destekleyen Parlamentolar Grubunun her bir mensubuna yürekten teşekkür ettiğini dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplantının ve alınacak kararların Filistin için hayırlara vesile olmasını niyaz ederek, Filistin davasını kendi meselesi görüp destek veren tüm parlamenterlere ayrıca teşekkür etti.

“FİLİSTİN DAVASI, KATLİAMA MARUZ KALMIŞ BİR HALKIN HAYSİYET DAVASIDIR”

Toplantının açılış konuşmalarını yakından takip ettiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Her iki Meclis Başkanımızı, verdikleri çok önemli mesajlar dolayısıyla ayrı ayrı tebrik ediyorum. Burada şu gerçeği tekrar hatırlatmak isterim; Filistin davasını savunmak sadece mazlum bir halkı savunmak değildir. Filistin’i savunmak, insanlığı, barışı ve adaleti savunmaktır. Filistin davası, yaklaşık bir asırdır her türlü zulme, barbarlığa ve katliama maruz kalmış bir halkın haysiyet davasıdır. Tüm bunlarla birlikte Filistin davası, özü itibarıyla insan olma, insan kalma mücadelesidir. Müslümanların yanı sıra vicdan sahibi her insanın meselesidir. Elbette bu dava bir siyasetin de ötesinde bir vicdan meselesidir. Bugün burada bulunan siz kardeşlerim aslında bunu yapıyorsunuz. Duruşunuzla sadece Filistin’i ve Filistin halkını değil, insanlığı ve insani değerleri de savunuyorsunuz. Zulme karşı susmayarak, baskılara boyun eğmeyerek tüm insanlığa adeta nefes oluyorsunuz. Filistin davasına verdiğiniz güçlü destek için, zor zamanda sergilediğiniz onurlu duruş için, insanlık cephesinde cesaretle yer aldığınız için her birinizi kutluyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplantıya öncülük ettiği için TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’a teşekkür ederek, bu dayanışmayı ve birlikteliği ilelebet muhafaza edeceklerini dile getirdi.

“İSRAİL HÜKÛMETİ TAM BİR CİNNET HÂLİNDE FİLİSTİNLİ KARDEŞLERİMİZİ KATLEDİYOR”

Gazze ve Filistin halkının 7 Ekim 2023’ten bu yana son asrın en büyük haydutluklarından birine maruz kaldığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “İsrail hükûmeti çocuk, kadın, bebek, yaşlı demeden tam bir cinnet hâlinde Filistinli kardeşlerimizi katlediyor. İsrail’in vahşice öldürdüğü 60 bine yakın Filistinlinin kahir ekseriyeti kadın ve çocuk. Nüfusun yüzde 7’den fazlası ya katledildi ya da sakat bırakıldı. Sahadaki gerçekleri dünyaya aktarmak için çalışan tam 212 gazeteci infaz edildi. Önceki gün bir kadın gazeteciyi 10 kişilik ailesiyle birlikte şehit ettiler. Yüzlerce doktor, hemşire, sağlık personeli kurşunların hedefi oldu. Yardım görevlileri öldürüldü. İlaç, su, gıda bulamadığı için bebekler göz göre göre hayatını kaybetti. Çocuğunun doğum gününü Gazzeli çocukları öldürerek kutlayacak kadar insanlıktan çıkmış bir güruhla karşı karşıya kaldık. Okullar, kiliseler, camiler, üniversiteler bombalandı. Gazze’deki binaların neredeyse yüzde 80’i yıkıldı. Gazze, taş üstünde taş kalmayacak derecede harap edildi. 50 milyon tondan fazla devasa bir enkaz yığınından söz ediyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail’in yeniden başlattığı saldırılarla Gazze’de ayakta kalan son binaları, hastaneleri, sivil yerleşim yerlerini, Gazze’nin hayat damarı olan temiz su kaynaklarını da teker teker imha ettiğini söyledi.

İşgal güçlerinin koruması altındaki yerleşimci vahşetinin Batı Şeria’da tüm hızıyla sürdüğüne işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, meselenin daha vahim tarafının, bütün bu zulüm ve barbarlıkların tam 18 aydır medeni denilen dünya dâhil tüm insanlığın gözleri önüne serilmesi olduğuna dikkati çekti.

“MAZLUMLARIN YANINDA YER ALMAYAN BİR KÜRESEL DÜZEN, ZALİMLERİN OYUNCAĞI OLMAYA MAHKÛMDUR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Gazeteciler öldürülüyor, uluslararası basın kuruluşları seyrediyor. Çocuklar öldürülüyor, İnsan hakları savunucuları seyrediyor. Sağlık çalışanları öldürülüyor, Batı dünyası seyrediyor. UNRWA (Birleşmiş Milletler Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı) gibi kritik kurumlar kapatılmak isteniyor, Birleşmiş Milletler süreci sadece seyrediyor. Yıllardır özgürlükten, haktan, hukuktan, basın hürriyetinden bahsedenler, İsrail’in katliam politikası karşısında tam 18 aydır üç maymunu oynuyor. Buradan bir kez daha soruyorum: Nerede uluslararası hukuk, nerede İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, nerede ortalığı ayağa kaldıran, bütçesi milyarlarca doları bulan yapılar, örgütler, kurumlar? En küçük bir hadisede ambargo silahını çeken Batılı devletler, soruyorum İsrail’e karşı neredeler? Nerede BBC, nerede CNN ve diğerleri? Gazze’de insanlık öldürülürken, çocuklar, bebekler, kadınlar yanarak can verirken, gazeteciler infaz edilirken bunları gören dünyada var mı? Mazlumların yanında yer almayan bir küresel düzen, zalimlerin oyuncağı olmaya mahkûmdur. Bugün dünya, zalim karşısında susan hatta zulmü alkışlayan bir düzenin esiri olmuştur. Uluslararası hukuk, adaleti tesis etmenin değil güçlünün gücünü tahkim etmesinin aparatı hâline gelmiştir. Hukukun üstünlüğü yerine kişiye ve devlete göre hukuk düzeni hâkimdir. Gazze’de uluslararası sistem, sınavı kaybetmiştir. Birleşmiş Milletler’den Avrupa Birliği’ne birçok kurum, kuruluş, savundukları ilkeleri çiğneme pahasına Gazze’de kötü bir imtihan vermiştir.”

Elbette başkalarını eleştirirken kendilerini ihmal edemeyeceklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Üzülerek söylüyorum, içim kan ağlayarak söylüyorum, İslam dünyası da kendisinden bekleneni maalesef yerine getirememiştir” ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şüphesiz çok gayret sarf edilip zulmü engellemek için pek çok yolun denendiğini, diplomasinin bütün imkânlarının kullanıldığını, toplantılar, zirveler, temaslar gerçekleştirildiğini ama sonuçta Gazze’nin tamamen yıkılmasına, 60 bine yakın Gazzelinin katledilmesine mani olunamadığını ve bunun üzerinde herkesin uzun uzun düşünmesi gerektiğini kaydetti.

“FİLİSTİN HALKI İŞGAL KUVVETLERİNE KARŞI ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ VERİYOR”

Müslümanlar olarak kapsamlı muhasebeye ihtiyaçlarının bulunduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tabii burada şu gerçeği de vurgulamak durumundayım. Filistinliler öldürülürken sesleri çıkmayanların, Gazze halkının işgale karşı verdiği direnişe terörizm yaftası vurarak soykırımı normalleştirmeye çalıştıklarını görüyoruz. Türkiye olarak bu iftiraları, bu kara propagandayı reddettiğimizi bugün bir kere daha çok net biçimde söylemek isterim” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Filistin halkının işgal kuvvetlerine karşı özgürlük mücadelesi verdiğini dile getirerek, “Gazzeli kardeşlerimizin mücadelesi ile milletimizin bundan bir asır önce müstevlilere karşı verdiği istiklal mücadelesi arasında hiçbir fark yoktur. Filistin Direniş Hareketi, bizim nazarımızda bir Kuvayı millîye hareketidir. Filistinliler, yalnızca son 1,5 yıldır değil aslında son bir asırdır direniyor. Uluslararası hukuku hiçe sayan işgalci ve istilacı bir devlet karşısında bir asırdır direniş destanı yazıyor ama birileri bizim bunları dile getirmemizden rahatsız oluyorlar. Varsın, rahatsız olmaya devam etsinler. Biz hakkı haykırmaktan, gerçekleri söylemekten geri durmayacağız. İzzet kavramının şahsiyetlerinde somutlaştığı Filistin halkını ve Gazzeli kardeşlerimizi ülkem ve milletim adına saygıyla selamlıyorum. Vatanlarını savunurken toprağa düşen Filistin’in kahraman evlatlarını, ortak şehitlerimizi rahmetle yâd ediyorum” ifadelerini kullandı.

“FİLİSTİNLİ KARDEŞLERİMİZE YÖNELİK İNSANİ YARDIMLARIMIZI ARALIKSIZ SÜRDÜRDÜK”

Bir kez daha İsrail zulmüne karşı direnen Filistinlilere en güçlü ifadelerle destek ve dayanışma mesajlarını gönderdiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “İslam âlemini ve tüm dünyayı, Filistin halkının tüm insanlık adına yürüttüğü haysiyet mücadelesine destek olmaya davet ediyorum. Sadece vicdan sahiplerini değil İsrail halkını da yönetimlerinin kendilerini sürüklediği felakete karşı harekete geçmeye davet ediyorum. Bundan 75 yıl önce kendileri Holokost yaşamış, kendileri soykırıma uğramış bir toplumun, Gazze’de ve diğer Filistin topraklarında yaşanan katliamlara, soykırıma, vahşete ve cinayetlere artık ses çıkarması, tepki göstermesi, yöneticilerine artık ‘Dur’ demesi gerektiğine inanıyorum. Türkiye, ilk günden itibaren bu soykırıma itirazlarını en yüksek seviyede dile getiren, İsrail’e karşı somut tedbirler alan ülkelerden biriydi. Hamdolsun, burada iyi bir sınav verdik, iyi bir sınav veriyoruz. Devletimizin resmî kurumlarının yanı sıra sivil toplum kuruluşlarımız, hayırseverlerimiz, iş dünyamız, adeta Filistin ve Gazze için seferber oldu. İsrail ile ticari işlemleri tamamen durdurarak bu alanda cesur bir adım attık. Filistinli kardeşlerimize yönelik insani yardımlarımızı aralıksız sürdürdük. Hamdolsun, 101 bin tonun üzerinde insani yardım malzemesini bölgedeki kardeş ülkelerin de desteğiyle Gazze’ye ulaştırdık. Buradan kendilerine tekrar teşekkür ediyoruz. Bundan sonra da Gazze’ye yardım elimizi uzatmaya devam edeceğiz ancak İsrail, 2 Mart’tan bu yana Gazze’ye yardımları engellemek suretiyle çirkin yüzünü bir kez daha gösteriyor. İsrail yönetimi, bombalarla öldüremediği masumları, yardımları durdurarak bir nevi açlıkla, susuzlukla, ilaçsızlıkla yok etmeye çalışıyor. Sahadaki insanlık trajedisi giderek daha da kötüleşiyor.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail hükûmetinin, işlediği cinayet ve katliamlar yaptırımsız kaldıkça soykırım politikasına hız verdiğini söyledi.

“NETANYAHU’NUN VE CİNAYET ŞEBEKESİNİN ULUSLARARASI MAHKEMELERDE ER VEYA GEÇ YARGILANDIĞINI İNŞALLAH GÖRECEĞİZ”

Bu insanlık düşmanı zihniyetle uluslararası hukuk önünde hesaplaşmanın, hunharca katledilen on binlerce çocuğa karşı en temel görevleri olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Unutmayalım ki cezasız kalan her suç, faili daha da şımartır. Uluslararası Adalet Divanında İsrail aleyhine açılan soykırım davasına bu açıdan büyük önem veriyoruz. İsrail’in hukuka hesap vermesi için biz de müdahillik başvurumuzu yaptık. Sivil toplum kuruluşlarımız mahkemeye dosya ve delil sağlamaya devam ediyor. Netanyahu’nun ve cinayet şebekesinin uluslararası mahkemelerde er veya geç yargılandığını inşallah göreceğiz” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kudüs-ü Şerif ve ilk kıble Mescid-i Aksa’ya yönelik baskınların arttığını gördüklerine dikkati çekerek, “Fanatik soykırımcı İsrailliler, silahlı güvenlik görevlileri eşliğinde ve korumasında Mescid-i Aksa’ya girerek Müslümanları tahrik ediyor, kışkırtıyorlar. Şunu bir kez daha açık açık ilan ediyorum, Mescid-i Aksa ve Kubbetüs Sahra’nın içinde bulunduğu Harem-i Şerif, 144 dönüm alanıyla sadece Müslümanlara aittir ve bir bütündür. Bunu kimsenin zedelemesine izin vermeyiz. Mescid-i Aksa bizim kırmızı çizgimizdir, ebediyete kadar da inşallah böyle kalacaktır” diye konuştu.

İsrail’in, Harem-i Şerif’in kutsiyetini ve bütünlüğünü tehdit eden taciz, baskın ve provokasyonlarına derhal son vermesi gerektiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “İsrail saldırganlığı ve hukuk tanımazlığı Filistin’le de sınırlı kalmıyor. Suriye ve Lübnan’a yönelik saldırılar Netanyahu yönetiminin Orta Doğu’da huzur ve barış istemediğini ortaya koyuyor. Etnik köken ve mezhep temelli farklılıkları kaşıyarak, Suriye ve Lübnan’ın istikrara kavuşmasını engellemeye çalışıyor. Bölge dışı aktörleri sürekli kışkırtarak çatışmaları yeni coğrafyalara taşımak istiyor. Terör örgütleriyle iş tutarak, çok tehlikeli bir oyun oynuyor. Meşru bir devlet gibi değil, başıbozuk bir örgüt gibi hareket ediyor. Bakın biz, bunun sürdürülebilir olmadığı kanaatindeyiz. İsrail, komşularını istikrarsızlaştırarak kendi güvenliğini sağlayamaz. ‘Komşuda ateş yanarken dumanı bana gelmesin.’ demek sadece akıl dışı değil, aynı zamanda imkânsızdır. Kendi vatandaşlarıyla birlikte bölgedeki ülkeleri tehdit ve tedirgin eden bu cinnet hâli bir an önce son bulmalıdır. Yoksa o ateş, körükleyenleri de kısa bir zaman sonra yakacaktır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin bölgesindeki rolüne işaret ederek, “Türkiye olarak, coğrafyamızdaki hiçbir şımarıklığa, zulme, hiçbir hukuk ve kural tanımazlığa sessiz kalmadık, bundan sonra da kalmayacağız. Bölgemizdeki herkes için barışı, huzuru, istikrarı ve güvenliği savunmaya sabırla devam edeceğiz” dedi.

“FİLİSTİN DEVLETİ KURULUNCAYA DEK YORULMADAN MÜCADELEYİ DEVAM ETTİRECEĞİZ”

Gelinen aşamada önceliklerini, kalıcı ateşkesin derhal sağlanması, insani yardımların kesintisiz şekilde Gazzelilere ulaştırılması ve işgal güçlerinin Gazze’den tamamen çekilmesinin oluşturduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu minvalde Katar ve Mısır tarafından yürütülen ateşkes müzakerelerinin bir an evvel neticeye varması temennisinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ateşkesin sağlanmasıyla birlikte imar çalışmalarına vakit kaybetmeden yeniden başlanmasının son derece mühim olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti: “Mısır’ın öncülüğünde hazırlanan plana, burada temsil edilen tüm kardeş ülkelerin desteği çok önemlidir. Bu vesileyle şunu bir kez daha vurgulamak istiyorum. İki devletli çözümün alternatifi yoktur. 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan, bağımsız, egemen ve coğrafi bütünlüğü haiz bir Filistin devleti kuruluncaya dek yılmadan, yorulmadan mücadeleyi devam ettireceğiz. Şunun da bilinmesini isterim. Hangi ambalajlara sarılırsa sarılsın, Filistinlileri binlerce yıldır yaşadıkları topraklardan sürgün edecek hiçbir teklifin bizce kıymetiharbiyesi yoktur. Unutmayın, Gazze Gazzelilerindir. Filistin, Filistin halkınındır. Filistin, Filistinlilerindir. Milyonlarca Filistinli mülteci anahtarlarını sakladıkları evlerine dönmeyi beklerken yeni göçlere, yeni tehcirlere asla tahammülümüz olamaz. Biz Filistinli kardeşlerimizin kendi öz yurtlarında özgürce, diğer inançlarla barış içinde yaşamaları için elimizden gelen desteği vereceğiz. Tek başımıza kalsak da Filistin davasını savunmaya devam edeceğiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen hafta Antalya Diplomasi Forumu kapsamında İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi Gazze Temas Grubu Toplantısı’nın tertiplendiğini anımsatarak, “Bizim tabii siyasi düzlemde attığımız bu adımların halkın desteği olmadan başarıya ulaşması mümkün değildir. Bu noktada gerekli toplumsal desteğin temininde, parlamentolara ve siz değerli başkanlarına önemli vazifeler düşüyor. Gazze’deki soykırım karşısında göstermiş olduğunuz dirayetli tutumu bir kez daha takdirle karşıladığımızı ifade etmek istiyorum. Rabb’im yar ve yardımcımız olsun diyorum” şeklinde konuştu.

Toplantının hayırlara vesile olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, katılımcılar aracılığıyla devlet ve hükûmet başkanları ile temsil ettikleri dost ve kardeş halklara selamlarını iletti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan program öncesi meclis başkanlarıyla aile fotoğrafı çektirdi. Toplantıda, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Filistin Ulusal Konseyi Başkanı Rawhi Fattouh, Katar Şura Meclisi Başkanı Hassan bin Abdulla Al Ghanim, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Federal Ulusal Konseyi Başkanı Saqr Ghobash, Pakistan Ulusal Meclis Başkanı Serdar Ayaz Sadık, Malezya Temsilciler Meclisi Başkanı Tan Sri Dato Johari bin Abdul, Endonezya Temsilciler Meclisi Başkanı Puan Maharani, Senegal Ulusal Meclisi Başkanı El Hadj Malick Ndiaye, Ürdün Temsilciler Meclisi Başkanı Ahmad Safadi, Bahreyn Temsilciler Meclisi Başkanı Ahmed Al Musalam, Cezayir Ulusal Meclis Başkan Vekili Hammad Ayoub, Azerbaycan Meclis Başkan Yardımcısı Ali Ahmadov ve Mısır Temsilciler Meclisi Başkan Yardımcısı Ahmed Saad El Deen yer aldı.

GENÇ GAZETECİLER İSTANBUL

HABER BURADA

Dünya

“Ülkemizi, dünyanın en geniş uçuş ağına sahip ülkelerinden birine dönüştürdük”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Antalya Havalimanı Yeni Terminal Binaları Açılış Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Dünyada ulaşamadığımız hiçbir nokta kalmayacak şiarıyla ülkemizi, dünyanın en geniş uçuş ağına sahip ülkelerinden birine dönüştürdük. Havacılık alanında küresel ölçekte en üst lige yükselttik” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Antalya Havalimanı Yeni İç ve Dış Hat Terminal Binalarının Açılış Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.

Konuşmasına katılımcıları selamlayarak başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni terminal binalarının açılışıyla Antalya’nın değerini bir kat daha artıracağını söyledi.

Projede emeği geçen Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile yüklenici firma çalışanlarına teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni terminal binalarının başta Antalya olmak üzere havacılık, kültür ve turizm sektörleri için hayırlı olmasını diledi.

“ANTALYA HAVALİMANIMIZ 82 MİLYON MİSAFİRE ‘HOŞ GELDİNİZ’ DİYEBİLECEK KAPASİTEYE KAVUŞTU”

Antalya’da her yıl milyonlarca yerli ve yabancı turistin ağırlandığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Dünyanın dört bir yanından Antalya’ya gelen turistler bir yandan şehrin kültür ve tabiat zenginliğinden istifade ederken diğer yandan lokomotif sektörlerimizden biri olan turizm gelirlerimize önemli bir katkı sağlıyor. Şehrimize olan ilgi o kadar yüksek ki, Antalya Havalimanımız son 2 yıldır 35 milyonluk mevcut yolcu kapasitesinin üzerindeki kişiye hizmet veriyor. Havalimanımız 2023’te yaklaşık 36 milyon, 2024’te ise direkt transit yolcular da dâhil 39 milyon 230 bini aşkın yolcuya hizmet sundu. Bu sene 40 milyon kişiyi aşacağımız anlaşılıyor. 2029’da ise toplam yolcu sayısının 45 milyona ulaşmasını bekliyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu sayıları dikkate alarak, hâlihazırda mevcut kapasitesinin yüzde 12 üzerinde hizmet veren Antalya Havalimanımızı, yeni terminal binaları ve tamamlayıcı yapılarla büyütmek için güçlü bir adım attık. Kapasite artırımına yönelik ilave yatırımların hayata geçirilmesi için 5 Ocak 2022’de yüklenici firmamıza yer teslimini yaparak, çalışmalara başladık. Proje kapsamında dış hatlar terminalini 90 bin 143 metrekareden 224 bin metrekareye, iç hatlar terminalini ise 36 bin 859 metrekareden 75 bin metrekareye çıkarttık. Böylece havalimanımızın yıllık yolcu kapasitesini 35 milyondan 82 milyona yükseltmiş olduk. Artık Antalya Havalimanımız dünyanın her bir köşesinden 82 milyon misafire ‘hoş geldiniz’ diyebilecek kapasiteye hamdolsun kavuştu” diye ekledi.

Yeni terminal binalarının modern mimarisi, güçlü altyapısı ve artırılmış kapasitesi ile Antalya’nın kapılarını çok daha geniş ufuklara açacağını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Projemiz dahilinde uçak park pozisyon sayısını da 108’den 176’ya getirdik. VIP terminalini 690 metrekareden 2 bin metrekareye, genel havacılık terminalini ise bin 200 metrekareden 2 bin 800 metrekareye yükselttik. Proje dâhilinde yeni inşa edilen 2 bin metrekarelik Devlet Konuk Evini, 5 bin metrekarelik Devlet Hava Meydanları İşletmesi Hizmet Binasını, personel lojmanları ile camimizi daha önce hizmete açmıştık” ifadesini kullandı.

Gurur verici olmasının yanı sıra her açıdan yenilikçi ve vizyoner bir projeyi daha şehrin hizmetine sunduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yaklaşık 927 milyon yatırım hacmi gerektiren projeyi kamu-özel iş birliği modeli kapsamında devletin kasasından tek bir kuruş dahi çıkmadan gerçekleştirdik. Üstelik herhangi bir yolcu garantisi olmayan proje ile yüklenici firmalardan 25 yıllık işletme süresi karşılığında KDV dâhil 8 milyar 555 milyon avroluk kira geliri elde edeceğiz” dedi.

“ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMDE AKTİF HAVALİMANI SAYIMIMIZI 60’A ÇIKARACAĞIZ”

Yatırımcı şirketin kira bedelinin yüzde 25’lik kısmı olan 2 milyar 138 milyon 750 bin avronun da Mart 2022’de peşin ödediğini ve bu bedelin daha çalışmalar bitmeden devletin kasasına girdiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Böylelikle, bu güzide proje, kamu kaynaklarının etkin kullanmanın ve kamu-özel sektör iş birliğinin en başarılı örneklerinden biri oldu. Bugün hizmete aldığımız yeni terminal binalarımızla artık Antalya Havalimanımız çok daha fazla sayıda yolcuya hizmet verecek. Antalya ise turizm potansiyelini çok daha yüksek bir seviyeye taşıyacaktır. Burada, şu hususu da dikkatinize getirmek arzusundayım, 4 saatlik uçuş süresiyle 67 ülkenin merkezinde bulunan Türkiye’nin bu avantajlı konumunun sunduğu imkân ve fırsatları en üst düzeye taşımak için son 23 yılda çok büyük yatırımlar gerçekleştirdik.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Dünyada ulaşamadığımız hiçbir nokta kalmayacak’ şiarıyla ülkemizi, dünyanın en geniş uçuş ağına sahip ülkelerinden birine dönüştürdük. Havacılık alanında, küresel ölçekte en üst lige yükselttik. 2002’den bu yana 26 olan aktif havalimanı sayımızı, 10 Ağustos 2024’te açılışını yaptığımız Çukurova Uluslararası Havalimanımızla birlikte 58’e çıkarttık. İstanbul Havalimanımız 2024’te 80,1 milyon yolcu ağırlayarak kendi kategorisinde Avrupa’da ikinci, dünyada ise yedinci sırada yer aldı. Önümüzdeki dönemde aktif havalimanı sayımımızı, yapımları devam eden Yozgat ve Bayburt-Gümüşhane havalimanlarımızla 58’den 60’a çıkaracağız. Bakınız, biz sadece Türkiye için büyük hayaller kurmakta kalmıyor aynı zamanda bunları büyük hedeflere dönüştürüyoruz, sonra da bu hedefleri tek tek hayata geçiriyoruz.”

“85 MİLYON VATANDAŞIMIZ İÇİN ÇALIŞMAYA KARARLILIKLA DEVAM EDECEĞİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, tarihi, vicdanı ve iddialarıyla büyük bir milletin mensubu olmanın hakkını vermeye çalıştıklarını söyledi.

Milletin teveccühüne mazhar olmanın gayretinde olduklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkesini başkalarına şikâyet edenler bu vizyonu anlayamaz. Yabancı basın kuruluşlarından medet umanlar bunu anlayamaz. Batı karşısında eğilip bükülenler, el pençe divan duranlar, bizim bu dik duruşumuzu anlayamaz. Boykot bahanesiyle kendi ekonomisine suikast teşebbüsünde bulunanlar bunu anlayamaz. Hırsları akıllarını esir alanlar, kibirlerinin siyasi ihtiraslarının esiri olanlar bizim neyin mücadelesini verdiğimizi asla ve asla anlayamaz. Biz onları kendi küçük dünyalarında, kendi küçük kavgalarıyla baş başa bırakıyor, her zaman olduğu gibi yine işimize bakıyoruz” diye konuştu.

Ülkeye yeni eserler kazandırmaya, Antalya Diplomasi Forumu’nda olduğu gibi Türkiye’nin itibarını arttırmaya devam ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Vizyoner projelerle Antalya’nın turizm potansiyelini hak ettiği seviyelere getirmeye bakıyoruz. Çünkü biz bu millete güveniyoruz. Bu millete inanıyoruz. Doğru bildiğimiz istikamette yürürken milletimizin bize daima destek olacağını biliyoruz. Ülkemiz için çalışmaya, Türkiye için üretmeye, 85 milyon vatandaşımız için çalışmaya kararlılıkla devam edeceğiz. Rabbim, hepimizin yar ve yardımcısı olsun diyorum. Yeni terminal binalarımızın, yeni yapılarımızın bir kez daha şehrimiz, ülkemiz ve milletimiz için hayırlar getirmesini temenni ediyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehirdeki temasları kapsamında Akdeniz Üniversitesi’ni ziyaret etti.

GENÇ GAZETECİLER ANTALYA

HABER BURADA

Dünya

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto ile ortak basın toplantısında konuştu

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto ile gerçekleştirdikleri ortak basın toplantısında yaptığı açıklamada, “Ticaret hacmimizi karşılıklı fayda temelinde ve dengeli şekilde 10 milyar dolar hedefine yükseltmek için atılabilecek adımları değerlendirdik. Savunma sanayiinden müteahhitliğe, sağlık ve enerjiden gıda sektörüne kadar iş birliğimizde yeni açılımlar yapma hususunda mutabık kaldık” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Endonezya Cumhurbaşkanı Prabowo Subianto, baş başa ve heyetler arası görüşmeleri ile anlaşmaların imza töreninin ardından, ortak basın toplantısı düzenleyerek açıklamalarda bulundu.

Dost ve kardeş Endonezya’yı son olarak Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi’nin ilk toplantısı vesilesiyle şubat ayında ziyaret ettiğini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, misafirperverliklerinden dolayı Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto ve Endonezya makamlarına şükranlarını sundu.

Karşılıklı temasların iki ülke arasındaki dostluk ve kardeşlik ilişkilerinin ulaştığı müstesna düzeyi ortaya koyduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Değerli kardeşim Subianto’nun Türkiye Büyük Millet Meclisimizde bugün yaptıkları tarihî nitelikteki hitabı ülkelerimiz arasındaki kadim kardeşliğin en güzel tezahürüdür. Endonezya ile bu sene diplomatik ilişkilerimizin tesisinin 75. yıl dönümünü idrak ediyoruz. Tabii tarihî bağlarımız bundan 400 yıl öncesine dayanıyor. Az önce kültür, afet ve acil durum yönetimi ile iletişim alanlarında belgeleri imzaladık. Ticaret hacmimizi karşılıklı fayda temelinde ve dengeli şekilde 10 milyar dolar hedefine yükseltmek için atılabilecek adımları değerlendirdik. Savunma sanayinden müteahhitliğe, sağlık ve enerjiden gıda sektörüne kadar iş birliğimizde yeni açılımlar yapma hususunda mutabık kaldık. Savunma sanayi bağlamında ortak üretim dâhil olmak üzere mevcut projelerimizi ve yeni iş birliği imkânlarını değerlendirdik.”

“HALKLARIMIZ ARASINDAKİ BAĞLARI DAHA DA GÜÇLENDİRMEYİ HEDEFLİYORUZ”

İki önemli turizm ülkesi olan Türkiye ve Endonezya arasındaki beşeri hamleler ile temasların geliştiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu bilgileri verdi: “Geçtiğimiz yıl Endonezya’dan ülkemize 203 bin, ülkemizden Endonezya’ya ise yaklaşık 50 bin turistin ziyaretinden memnuniyet duyuyoruz. Bayrak taşıyıcı hava yollarımızın sefer sayılarının artırılması suretiyle bu rakamların katlanacağına inanıyorum. Halklarımız arasındaki bağları, kültür ve eğitim alanlarındaki iş birliğimizi ilerleterek daha da güçlendirmeyi hedefliyoruz. Endonezyalı gençlerin Türkiye Burslarına artan ilgisini memnuniyetle müşahede ediyoruz. Ülkemizde eğitim almış yaklaşık 5 bin Endonezyalı kardeşimizin her birini kültür elçileri olarak görüyoruz.”

“FİLİSTİN DAVASININ SAVUNULMASINDA ENDONEZYA İLE BİRLİKTE ÇALIŞMAYA DEVAM EDECEĞİZ”

Türkiye’nin Endonezya ile Birleşmiş Milletler, İslam İşbirliği Teşkilatı, G20, D8 ve MIKTA dâhil tüm uluslararası platformlardaki iş birliğini sürdürdüğünü dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Endonezya’nın Filistin meselesine ilişkin tutumunu takdirle karşılıyoruz. Önümüzdeki dönemde Gazze’nin yeniden inşasında ve Filistin davasının savunulmasında Endonezya ile birlikte çalışmaya devam edeceğiz” dedi.

Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto’nun, Antalya Diplomasi Forumu’na da katılacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “‘Ayrışan Dünyada Diplomasiyi Sahiplenmek’ temasıyla yapılacak bu önemli etkinliğe gösterilen yoğun ilgiden memnuniyet duyuyorum. Şüphesiz bu yoğun ilgi ülkemizin küresel diplomasideki artan ağırlığını bir kez daha gözler önüne seriyor. Biz de ayrıca, forum marjında çok sayıda görüşme gerçekleştireceğiz. Bu düşüncelerle Cumhurbaşkanı Sayın Subianto’nun ziyaretinin ikili ve çok taraflı iş birliğimize katkıda bulunacağına gönülden inanıyorum. İstişarelerimizin ve aldığımız kararların hayırlara vesile olmasını diliyorum.”

Ortak basın toplantısında konuşan Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ve Türkiye’ye sıcak karşılamaları ve iki ülke arasındaki iş birliğini desteklemesi yönündeki gayretleri için teşekkür ederek, Türkiye-Endonezya arasındaki diplomatik ilişkilerin 75. yılında olduklarını ve daha güçlü bir iş birliği istediklerini belirtti.

ENDONEZYA CUMHURBAŞKANI SUBİANTO: “HER İKİ ÜLKE OLARAK İSLAM DÜNYASINDA POZİTİF BİR GÜÇ OLMAK İSTİYORUZ”

Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto, iki ülkenin benzer tarihe ve vizyona sahip olduğunu ifade ederek, “Her iki ülke olarak İslam dünyasında pozitif bir güç olmak istiyoruz. Bu anlamda bu sorumluluğu da üstlenmemiz gerek. Küresel güneyin liderleri olarak, stratejik ortaklar olarak yeni bir küresel düzen yaratma sorumluluğunu üstlenmemiz gerekiyor” dedi.

Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde gerçekleştirilen ortak basın toplantısı öncesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto’nun huzurunda iki ülke arasında üç anlaşma imzalandı.

İKİ ÜLKE ARASINDA İMZALANAN ANLAŞMALAR

“AFAD ile Endonezya Ulusal Afet Yönetimi Kuruluşu arasında Afet ve Acil Durum Yönetimi Alanında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptı”

“Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ile Endonezya Cumhurbaşkanlığı İletişim Ofisi arasında Medya, Halkla İlişkiler ve İletişim Alanlarında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptı”

“Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Endonezya Kültür Bakanlığı arasında Kültürel İşbirliği Anlaşması”

GENÇ GAZETECİLER ANKARA

HABER BURADA

DÜNYA

seers cmp badge