Connect with us

Dünya

“Kafkaslardaki barış ve huzurdan yalnız Azerbaycan değil, tüm bölge ülkeleri kazançlı çıkacaktır”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycan Millî Meclisi’nde yaptığı konuşmada, “Karabağ’ın azat edilmesi, Azerbaycan’ın bağımsız geçen son 30 yılının en önemli hadisesidir. Bu zaferle, Kafkaslarda kanayan bir yara kapanmış, bölgede kalıcı barış ve huzur için büyük bir fırsat doğmuştur. Kafkaslardaki barış ve huzurdan yalnız Azerbaycan değil, Ermenistan da dâhil olmak üzere, tüm bölge ülkeleri, hatta tüm dünya kazançlı çıkacaktır” dedi.

Resmî ziyaret için Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan Millî Meclisi’ne hitap etti.

Konuşmasına, Karabağ’ı azat etmiş kardeş Azerbaycan’ın Millî Meclisi’nde olduğu için mutlu olduğunu belirterek başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Karabağ’ın azat edilmesi, Azerbaycan’ın bağımsız geçen son 30 yılının en önemli hadisesidir. Bu zaferle, Kafkaslarda kanayan bir yara kapanmış, bölgede kalıcı barış ve huzur için büyük bir fırsat doğmuştur” dedi.

“Kafkaslardaki barış ve huzurdan yalnız Azerbaycan değil, Ermenistan da dâhil olmak üzere, tüm bölge ülkeleri, hatta tüm dünya kazançlı çıkacaktır” diye sözlerini sürdüren Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendilerinin de Azerbaycanlı kardeşlerinin ve bölgenin topyekûn kalkınması, refahın artması, huzurun kökleşmesi için üzerlerine düşenleri yapmaya hazır olduklarını vurguladı.

“KALICI BARIŞA GİDEN YOLUN, BÖLGEDEKİ TÜM DEVLETLERİN KARŞILIKLI GÜVEN TEMELİNDE GELİŞTİRECEKLERİ İŞ BİRLİKLERİNDEN GEÇTİĞİNE İNANIYORUZ”

Son 30 yılda Karabağ’da yaşanan kriz döneminde kimlerin eline ne geçtiği, kimlerin bu işten kazançlı çıktığı, kimlerin de kaybettiğinin gayet iyi bilindiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, canı yananların, kanı dökülenlerin, acı çekenler, maddi ve manevi olarak kaybedenlerin sadece Karabağ’da yaşayan insanlar olduğunu kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Karabağ’da 30 yıldır süren ihtilafın çözümsüz kalmasına seyirci olanlar, daha doğrusu krizin sürmesi yönünde gayret gösterenler ise hep kazanan tarafta olmuşlardır. Kalıcı barışa giden yolun, bölgedeki tüm halkların ve devletlerin karşılıklı güven temelinde geliştirecekleri iş birliklerinden geçtiğine inanıyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, büyük liderlik göstererek, Karabağ zaferi ve barışını Azerbaycan’a kazandıran Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’i, liderlerinin yanında tek yumruk ve tek yürek olan Azerbaycan halkını ile Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri’ni de yeniden tebrik etti. Şehitlere Allah’tan dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, yakınlarına başsağlığı diledi.

“Bu kutlu vatan savaşı döneminde Türkiye, hem devlet, hem de millet olarak, tüm kalbiyle Azerbaycan’ın yanında yer almıştır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün de bütün imkânlarımızla Azerbaycan’ın yanındayız, bütün dünya bilsin ki, inşallah yarın da yanında yer alacağız” ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Nasıl ki Balkan Savaşı sırasında Azerbaycan Millî Marşı’nın yazarı Ahmet Cevat, beraberindeki Azerbaycanlı gençlerle Osmanlı ordusunda savaşmışsa, nasıl ki Çanakkale’de Azerbaycan’dan gelen yiğitlerle, Anadolu’nun delikanlıları birlikte mücadele edip hep birlikte şehadete yürüyüp zafer kazanmışlarsa, nasıl ki Kafkas İslam Ordusu’nun aslanları, Nuri Paşa’nın askerleri, o gün Azerbaycanlı kardeşlerimizin yardımına koşmuşlarsa biz de bugün ve gelecekte bir ve beraber olacağız. Azerbaycan’ın aydınlığı aydınlığımız, sevinci sevincimiz, azatlığı azatlığımız, kaderi kaderimiz, kederi kederimizdir.”

“TÜRK MİLLETİ’NE OLMADIK İFTİRALARLA ÇAMUR ATANLARIN KAFKASLARA, AZERBAYCAN’A BAKMALARI GEREKİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Nuri Paşa’nın Kafkaslara geldiği dönemde Ermenilerin 12 binden fazla Türk’ü, Müslümanı katlettiğini, Kafkaslarda tarihin kara sayfalarına yazılacak bir kıyımın yaşandığını hatırlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Türk Milleti’ne olmadık iftiralarla çamur atanların önce buralara, Kafkaslara, Azerbaycan’a bakmaları gerekir. Hem de yalnız 100 yıl öncesine değil daha 30 yıl evvel Karabağ’da yaşananlara, Hocalı’da yaşananlara bakmalıdır. Sonra vicdanları el verirse bize yönelttikleri ithamları oturur kendileriyle ayrıca konuşuruz. Ama bunların gözleri var görmez, kulakları var duymaz, kalpleri zaten nasır tutmuştur. Karabağ’ı ve işgal altındaki Azerbaycan topraklarını 30 yıl boyunca yakıp yıkanları, giderken de geride kalan her şeyi ateşe verenleri görmeyenler, azatlık mücadelesini engellemek için seferber oldular. Şimdi gelsinler Fuzuli’yi görsünler, buraların sağı solu nasıl yakılmış, yıkılmış, tarumar edilmiştir. Gelsinler Karabağ’ı görsünler. İşte dün, yol boyunca buraların hâlini gördük, Kelbecer’i gördük. Buraları ne hâle getirmişler, nasıl bombalayıp, yakıp yıkmışlar. Bunlar gelirken işgalci, giderken ise tarumar ediciydi. Sadece bu davranış bile Karabağ’ın kimin vatanı olduğunu göstermeye yeter.”

Şuşa’nın Karabağ Hanlığı’nın kurucusu Penahali Han devrinden beri adeta tabii bir sanat akademisi gibi müziğin, edebiyatın, sanatın en yüksek seviyede yaşadığı ve yaşatıldığı bir şehir olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şiirleri bugün de sevilerek okunan Molla Penah Vagıf’tan başlayarak Şuşa’nın edebiyatın merkezi olma vasfını koruduğunu kaydetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kartal yuvası gibi kayalıkların üstünde semaya yakın kurulmasından olacak, Şuşa’ya kültürün, sanatın, edebiyatın ilhamları hep bolca gelmiştir” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şuşa’nın, bestekâr Üzeyir Hacıbeyli’nin, Bülbül’ün, Hurşidbanu Natevan’ın, Reşit Behbudov’un ve daha nice sanatçıların, şairlerin yurdu olduğunu dile getirerek şöyle devam etti: “Ahmet Ağaoğlu gibi yalnız Azerbaycan’da değil, Türkiye ve Türk dünyasında da fikirleriyle etkili olmuş aydınların yuvası Şuşa, bugün tekrar kültürle, medeniyetle, hiç endişe etmeyin ayağa kalkıyor. Şuşa’nın ‘Azerbaycan Kültür Başkenti’ ilan edilmesi ve geçtiğimiz günlerde Cıdır Düzü’nde düzenlenen Har-ı Bülbül Musiki Festivali, bu doğrultuda dünyaya verilen açık bir mesajdır. Vagıf Şiir Festivali’nin hazırlıklarının devam ettiğini memnuniyetle duyuyorum. Bu yıl Azerbaycan’ın kültür başkenti olan Şuşa’yı gelecek yıl da ‘Türk Dünyası Kültür Başkenti’ olarak görmekten memnuniyet duyarız. Türk dünyasının dört bir yanından gelecek kültür ve sanat ehlinin, bu güzel şehirde buluşması Şuşa’nın kadim tarihine verilen en güzel selam olacaktır.”

“DEĞERLERİMİZİ HEM YENİ NESİLLERİMİZE HEM DE BÜTÜN DÜNYAYA ANLATMALIYIZ”

Sadece Şuşa veya Karabağ’ın değil, Azerbaycan’ın ve Türk dünyasının her köşesinin büyük şairler ve sanatçılar yetiştirdiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu yıl Nizami Gencevi’nin doğumunun 880. yıl dönümüdür. Asırlar boyunca şairler onunla yarışmayı ve ona ulaşmayı bir meziyet saymışlardır. ‘Avni’ mahlasıyla şiirler yazan Fatih Sultan Mehmet Han’ın şu eserinde de aynı hissiyata rastlanır, ‘Bu kelam ile Nizami işidürse sözüni, ilteler sana hased Sa’di ve Selman bu gice’. Bu yıl ayrıca Ahi Evran’ın doğumunun 850., Ali Şir Nevai’nin doğumunun 580., Hacı Bektaşi Veli’nin vefatının 750., Yunus Emre’nin vefatının 700. yıl dönümüdür. Geçen yıl Farabi’nin doğumunun 1300. yılıydı. Dünyada bu kadar zengin ve yüksek kültürel değerleri olan milletlerin sayısı çok azdır. Biz bu değerlerimizi hem yeni nesillerimize hem de bütün dünyaya anlatmalıyız.”

Rahmetle yâd ederek saydığı ve sayamadığı tüm isimlerin medeniyetlerinin direkleri olduğu gibi, dünya kültürünün de değerleri olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnsanlık onların eserlerindeki hikmetlerin sırrına vakıf oldukça, dünyamızdaki meseleleri çözmek kolaylaşacaktır. Maziden atiye kuracağımız köprüyle medeniyetimizi yeniden yükseltmek, hak ettiği yere çıkarmak bizlerin elindedir. Birliğimizi, beraberliğimizi, dostluğumuzu, kardeşliğimizi ne kadar sıkı tutarsak, birbirimize ne kadar sıkı sarılırsak bu hedefe o kadar çabuk ulaşırız” dedi.

“KARABAĞ ZAFERİ, SAVAŞIN DEĞİL BARIŞIN, KANIN DEĞİL KALBİN ZAFERİDİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Karabağ Zaferi’nin Azerbaycan’a, Kafkaslara ve dünyaya getireceği yararların kıymetinin zaman geçtikçe daha iyi anlaşılacağını belirterek “Bu zaferden kimse rahatsız olmasın çünkü bu, yıkımın değil inşanın, zulmün değil adaletin, nobranlığın değil zarafetin, savaşın değil barışın, kanın değil kalbin zaferidir. Nitekim bu zaferin ardından yapılanlara ve yapılacaklara baktığımızda, çizdiğimiz tablonun nasıl ete kemiğe büründüğü görülecektir.” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Karabağ’ın her köşesine huzur, sükûn ve umudun hâkim olduğunu ifade ederek “Evlerinden, yurtlarından 30 yıldır ayrı olan Azerbaycanlı kardeşlerimize yuvalarına dönme yolu açılmıştır. İnşallah, bir sonraki gelişimizde bu toprakların insanlarının evlerine yerleştiğini görmenin de bahtiyarlığını yaşayacağız. Onlara da şimdiden bu çağrıyı Azerbaycan Parlamentosu’ndan ben de yapıyorum, bir an önce inşallah evleriniz yapılıyor, yapılacak ve oralara yerleşmenizi bizler de hasretle bekliyoruz” dedi.

İşgalin sebep olduğu sürekli çatışma hâlinden kaynaklanan yorucu gerginliğin ortadan kalktığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Şu anda yollar süratle yapılıyor, viyadükler yapılıyor, elektrik santralleri bir taraftan kuruluyor bir taraftan açılıyor. Bunları gözlerimle gördüm, onun için söylüyorum. Bir taraftan inşallah yine altyapı tesisleri yapılıyor ve bizler de İnşallah TOKİ’mizle bölgede okul, hastane ve buna benzer birçok eserleri inşa etmenin gayreti içerisinde olacağız. Nahçıvan’la Bakü’yü birbirine bağlayacak Zengezur Koridoru’nun bölgemize getireceği rahatlamanın ve zenginliğin tarifi mümkün değildir. Bölgemizde ve tüm dünyada zalimin zulmünün ebedi olmadığı, bir gün mutlaka hakkın, hakkaniyetin, adaletin tecelli edeceği herkes tarafından görülmüştür.”

“DÜŞMANLIKLAR ORTADAN KALKSIN”

“Karabağ aynı zamanda, dünyayı kendi siyasi ve ekonomik hırslarının arenası olarak görenlerin hesaplarının bozulduğu yerdir” Diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, üstelik tüm bu gelişmelerin, Azerbaycan ile birlikte Ermenistan için de yeni bir dönemin başlangıcı olacağını söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Mesela Zengezur Koridoru’nda çalışmaya başlayacak demiryoluyla Ermeniler de kolayca Moskova’ya ve tüm dünyaya ulaşabilecekler. Böylece kendi kendilerine uyguladıkları ablukadan kurtulabileceklerdir. Kardeşimle birlikte teklifimizi yaptık. Neydi teklifimiz? Gelin altı ülke bir platform oluşturalım, Rusya, Türkiye, Azerbaycan, İran, Ermenistan ve Gürcistan. Bu platformla birlikte artık bölgede bir sükûnet meydana gelsin, düşmanlıklar ortadan kalksın. Burada Gürcistan’ın bazı kendine has sualleri vardı. Son Türkiye ziyaretinde tekrar bunu kendisiyle Sayın Başbakan’la da konuştum. Dedim, ‘Bu, Gürcistan’ın da lehine olacaktır. Bu adımı atalım. Bak Ermenistan ile aramızdaki sıkıntıları biliyorsun, ama biz bütün bunlara rağmen Azerbaycanlı kardeşlerimin sıkıntılarının da giderilmesini istiyoruz. Aynı şekilde sizin de Rusya ile olan sıkıntıları aşmanıza bu platform vesile olacaktır.’ ‘Çalışayım.’ dedi. ‘İyi olur’ dedik.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu bölgenin barışa ihtiyacı olduğunu belirterek “Bunu başarmamız lazım ve Ermenistan, Azerbaycan ile problemlerini çözdükçe Türkiye olarak biz de gereken adımları atacağız. Türkiye sınırlarının açılmasının Ermenistan’a sağlayacağı faydalar saymakla bitmez. Velhasıl bu zaferi herkesin ortak zaferi hâline getirmek bizlerin elindedir. Bir daha Kafkasya’nın boynuna kimsenin esaret zinciri vuramaması için önümüze çıkan fırsatları hep birlikte en iyi şekilde değerlendirmeliyiz. Biz bu mücadeleyi kendimiz ve dostlarımızla birlikte ‘Dünya beşten büyüktür.’ diyerek küresel düzeyde de veriyoruz” diye konuştu.

“BARIŞI VE ADALETİ BÖLGEMİZDE VE DÜNYADA HÂKİM KILACAĞIMIZ GÜNLER YAKINDIR”

NATO Zirvesi’nde de bunları konuştuklarını ve bunların değerlendirmesini yaptıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hamdolsun olumlu görüşmelerle buraya döndük. Ama dünyanın sorunları bitmiyor, dünyada çözülecek daha çok sorunlarımız var. Ama dik durursak, sağlam durursak bir olur, beraber olursak Allah’ın izniyle bunları çözeriz. Medeniyet güneşimizi yeniden en tepeye çıkartarak, barışı ve adaleti bölgemizde ve dünyada hâkim kılacağımız günler yakındır” değerlendirmesini yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının sonunda, Şair Bahtiyar Vahapzade’nin “Azerbaycan-Türkiye” şiirinin “Bir ananın iki oğlu, Bir emelin iki kolu, O da ulu bu da ulu, Azerbaycan-Türkiye. Dinimiz bir, dilimiz bir, ayımız bir, yılımız bir, aşkımız bir, yolumuz bir, Azerbaycan-Türkiye” mısralarını okudu.

Azerbaycan Millî Meclisi Başkanı Sahiba Gafarova ile görüşen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk ve Azerbaycan şehitliğine geçerek, şehit mezarlarına karanfil bıraktı, dua etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bakü’deki temasları kapsamında Azerbaycan Görev Grubunda yer alan Türk askerlerini de kabul etti.

Dünya

Cumhurbaşkanı Erdoğan, TRT 47. Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği’ne katıldı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Sergi Salonu’nda düzenlenen TRT 47. Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği’ne katılarak bir konuşma yaptı.

Konuşmasına salondakileri selamlayarak başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yurt dışından gelen misafir çocuklara Türkiye’de bulunmaları ve sevinçlere ortak oldukları için teşekkür etti.

Program öncesi İstanbul’da ve Marmara Bölgesi’nde depremlerin meydana geldiğini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Kısa bir süre önce İstanbul’da ve Marmara Bölgemizde 6,2 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. İstanbullu kardeşlerim başta olmak üzere depremden etkilenen tüm vatandaşlarımıza buradan geçmiş olsun dileklerimizi gönderiyoruz. AFAD ve Sağlık Bakanlığımız başta olmak üzere devletimizin tüm birimleri şu an teyakkuz halinde. Arama-tarama çalışmalarımız hassasiyetle devam ediyor. Biz de süreci çok yakından takip ediyoruz. Buraya gelmeden önce bakan arkadaşlarımızın yanı sıra AFAD Başkanımız ve İstanbul Valimizden en güncel bilgileri aldım. Elhamdülillah, şimdilik sıkıntılı bir durum görünmüyor. Rabbim ülkemizi ve milletimizi her türlü musibetten, afetten, kazadan, beladan, muhafaza eylesin diyorum.”

Türkiye’nin ve dünyanın dört bir yanındaki tüm çocukların 23 Nisan Millî Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu bayramı sizlere armağan eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere tüm devlet büyüklerimizi, şehit ve gazilerimizi şükranla yâd ediyorum” ifadesini kullandı.

TRT’nin bir yandan sorumlu yayın ve habercilik anlayışıyla başarılarına her gün yenisini eklerken, diğer yandan böylesine güzel ve anlamlı etkinliklerle kalpleri buluşturmaya devam ettiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “1979’dan bu yana her sene düzenlenen uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği, TRT’mizin yüz akı işlerinden bir diğerini teşkil ediyor” dedi.

“KARDEŞLİĞİ NE KADAR YÜCELTİRSENİZ, DÜNYAMIZ O DERECE YAŞANILIR HÂLE GELECEKTİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugüne kadar 120 farklı ülkeden 130 binden fazla çocuğun Türkiye’deki bu etkinliklerde misafir edildiğini anımsatarak, şunları kaydetti:

“Şenliklerin 47’ncisini ‘Hayat çocuklar gülünce güzel’ temasıyla gerçekleştiriyoruz. 30 ülkeden 600 gül yüzlü evladımızı külliyemizde ağırlayarak onların coşkusuna, mutluluğuna, enerjisine biz de ortak oluyoruz. Bugün burada yaşadığınız sevincin hiç azalmamasını, hayatınız boyunca yüzünüzden tebessümlerin asla eksik olmamasını temenni ediyorum. İnançlarımız, dillerimiz ve kültürlerimiz farklı olsa da hepimiz büyük insanlık ailesinin fertleriyiz. Hepimiz Hazreti Adem ile Hazreti Havva’nın çocuklarıyız. Siz çocuklar, kardeşliği ne kadar yüceltirseniz, unutmayınız dünyamız o derece yaşanılır hâle gelecektir.

Kalplerinizdeki sevgiyle, yüreklerinizdeki umutla, birbirinize duyduğunuz o tertemiz güvenle barışı ve huzuru sizler tesis edeceksiniz. Kötülere ve kötülüklere rağmen bu dünyayı sizler güzelleştireceksiniz. Kısacası bizim uğruna bedeller ödeyerek çetin mücadeleler neticesinde belli bir aşamaya getirdiğimiz hayallerin geri kalanını gerçeğe sizler dönüştüreceksiniz. Sizlere güveniyoruz, sizlere inanıyoruz. Hayat yolculuğunuzda hepinize şimdiden başarılar diliyor, her birinizi o ışık saçan gözlerinizden öpüyorum.”

Organizasyonun düzenlenmesinde emeği geçen TRT ailesine de teşekkürlerini ileten Cumhurbaşkanı Erdoğan, çocuklardan aileleri ve arkadaşlarına Türkiye’den kucak dolusu selam götürmelerini istedi.

GENÇ GAZETECİLER ANKARA

HABER BURADA

Dünya

“Çocuklar bu ülkenin temeli, yarının umududur. Onlara göstereceğimiz sevgi, geleceğe yapılmış en değerli yatırımdır.” 23 Nisan bayramınız kutlu olsun!

23 Nisan 1920, Türk milletinin iradesini temsil eden Türkiye Büyük Millet Meclisi’ nin açıldığı ve Türk Milletinin egemenliğini ilan ettiği tarihtir.

Ey yükselen yeni nesil, gelecek sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk; onu yükseltecek ve sürdürecek sizsiniz’ Mustafa Kemal Atatürk.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 23 Nisan 1924’te 23 Nisan gününün bayram olarak kutlanmasına karar vermiştir. Bu tarihten 5 yıl sonra 23 Nisan 1929 tarihinde Atatürk bu bayramı çocuklara armağan etmiş ve bu tarihten itibaren 23 Nisan yurt sathında Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı olarak kutlanmaya başlanmıştır. Çocuklara armağan edilen tek evrensel bayram olma özelliği taşıyan 23 Nisan, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’nin onlara güveninin göstergesidir. Atatürk, dünya tarihinde çocuklara bayram armağan eden tek liderdir.

UNESCO’nun 1979 yılını “Dünya Çocuk Yılı” olarak ilan etmesiyle, bu bayram dünya çocuklarıyla bir arada, büyük bir coşku ve heyecanla kutlanmaktadır. Dünya barışı adına, geleceğin büyükleri ve yöneticileri olan çocukların bu gün vesilesiyle bir araya gelmeleri, çocukça bir masumiyetle birbirleriyle kucaklaşmaları bizim için gurur kaynağı olmuştur.

Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, gelecek nesillere verdiği önemi şu sözleriyle ifade etmektedir; “Küçük hanımlar, Küçük beyler! Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı ve ikbal ışığısınız. Memleketi asıl ışığa boğacak olan sizsiniz. Kendinizin ne kadar önemli, değerli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız. Sizlerden çok şey bekliyoruz.” Sözleriyle çocuklarımızın geleceğin umudu ve mimarı olduklarını belirtmiştir.

“Çocuklar bu ülkenin temeli, yarının umududur. Onlara göstereceğimiz sevgi, geleceğe yapılmış en değerli yatırımdır.” 23 Nisan bayramınız kutlu olsun!

Genç Gazeteciler

Enerji petrol medya Ceo – Mehmet Ali setencioğlu

HABER BURADA

Dünya

“TÜRKSAT 6A ile Türkiye, kendi haberleşme uydusunu üretebilen 11 ülkeden biri konumuna yükseldi”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, TÜRKSAT 6A Hizmete Alma Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Yüzde 80’in üzerinde yerlilik oranıyla 84 yerli ekipman kullanarak geliştirdiğimiz TÜRKSAT 6A ile birlikte Türkiye kendi haberleşme uydusunu üretebilen 11 ülkeden biri konumuna yükseldi” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TÜRKSAT Gölbaşı Yerleşkesi’nde düzenlenen TÜRKSAT 6A Hizmete Alma Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, TÜRKSAT 6A’nın, 9 Temmuz 2024’te uzaya fırlatıldığını, ilk test yayınının ise 17 Şubat’ta yapıldığını belirtti.

Tüm süreçlerin sorunsuz ve sıkıntısız bir şekilde tamamlandığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, TÜRKSAT 6A’nın ülke ve millet için hayırlı olmasını diledi.

Tasarımından üretimine, nakliyesinden uzaya fırlatılmasına, yörüngeye oturtulmasından test aşamasına kadar projenin başarıyla ilerletilmesinde emeği geçenlere teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, projeye destek olan ve uzay sanayisine gönül vermiş tüm personeli tebrik etti.

En az 15 yıl hizmet verecek TÜRKSAT 6A ile birlikte TÜRKSAT’ın işlettiği haberleşme uydularının sayısının altıya, uzaydaki uyduların toplam mevcudunun da 10’a yükseldiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, yer sabit özelliği taşıyan yeni haberleşme uydusunun televizyon yayıncılığı başta olmak üzere acil durum haberleşmesi hizmetlerini de geniş bir kapsama alanında sunacağını söyledi.

Kesintisiz televizyon yayıncılığı açısından kritik önem taşıyan TÜRKSAT 6A ile televizyon yayını yapılan uyduların artık yedeklenebileceğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, uzay iletişim ve haberleşme sektörleri için atılmış çok büyük bir adım olan TÜRKSAT 6A uydusunun ülke ve millet için hayır getirmesini temenni etti.

Özellikle haberleşme uyduları gibi teknolojilerin dışa bağımlı olmadan üretilmesinin millî güvenlik açısından son derece önemli olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yüzde 80’in üzerinde yerlilik oranıyla 84 yerli ekipman kullanarak geliştirdiğimiz TÜRKSAT 6A ile birlikte Türkiye kendi haberleşme uydusunu üretebilen 11 ülkeden biri konumuna yükseldi. Yeni haberleşme uydumuz, yerli ve millî teknoloji üretme hedefimiz doğrultusunda 20 yıla yayılan titiz, yoğun ve meşakkatli bir çalışmanın ürünüdür.” ifadesini kullandı.

“KARAMSARLIK AŞILAYANLARA, KENDİ ÜLKESİNDEN UMUDUNU KESENLERE KULAK ASMADIK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu noktaya gelmenin kolay olmadığını belirterek, hayata geçirilen teknoloji transfer programıyla 3A, 4A ve 4B uydularının üretiminde TÜRKSAT mühendislerinin de yer almasını sağladıklarını anımsattı.

Devamında 5A ve 5B uydularının yapımında 12 mühendisi tasarım, üretim ve test başlıkları süreçlerine doğrudan dâhil ettiklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, yıllara sâri bu çalışmalar ve tecrübelerle uzay teknolojileri alanında pek çok kritik eşiğin aşıldığını kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, böylece en yüksek yerlilik oranına sahip TÜRKSAT 6A uydusunu üretme imkân, yetenek ve tecrübesine sahip olunduğunun altını çizdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yapamayız’ diyenlere inat, ‘Biz yaparız, hatta daha iyisini yaparız’ dedik. Karamsarlık aşılayanlara, kendi ülkesinden, kendi milletinden umudunu kesenlere asla kulak asmadık. Yani yılmadan, yorulmadan, inanç, sabır ve azimle çalışarak bugünlere kadar hamdolsun alnımızın akıyla geldik. Bugünkü başarı, lafa her başladıklarında ‘Bizden bir şey olmaz’ diyerek gençlere umutsuzluk aşılayan eşik zihniyete indirilmiş ağır bir darbedir” diye konuştu.

Mühendislere ve Türkiye’nin uzaydaki varlığına güç katanlara teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 23 yıldır olduğu gibi önce hayalleri hedeflere sonra da hedefleri gerçeklere dönüştürmeye devam edeceklerini dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yerli ve millî haberleşme uydusu ile TÜRKSAT’ın hizmet verdiği alanın, Hindistan, Tayland, Malezya ve Endonezya’yı da kapsayacak şekilde daha da genişleyeceğini belirterek, “Uydularımızın dünya genelinde ulaştığı nüfus 3,5 milyardan 5 milyara yükselecek” ifadelerini kullandı.

Teknoloji transferi ve tecrübe kazanımı sayesinde Türkiye’nin artık uydu ve bileşenlerinin tasarım ve üretiminde önemli bir pazar payına sahip olacağını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, devrim niteliğindeki bu projeyle, yerli ve millî bir haberleşme uydusu platformuna sahip olunduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ana paydaşların yanı sıra alt yüklenicilerle birlikte uydu üretim ekosistemi kurarak, birçok kurum ve kuruluşun uzay sanayisine katkı vermesini sağladıklarını kaydederek, şöyle konuştu: “Tüm aşamalarda aktif roller üstlenen onlarca mühendis ve personelimizle birlikte uydu ve uzay teknolojileri için insan kaynağı yetiştirmiş olduk. Proje paydaşlarının geliştirdiği ekipmanlarla uluslararası ölçekte rekabet edebilme düzeyine eriştik. İhracat kapasitemizi daha da güçlendirdik. SpaceX ile ortak çalışmalar yürütme yanında fırlatma süreci de TÜRKSAT tarafından yönetildi. Dünya nüfusunun yüzde 60’ından fazlasını yani 5 milyarlık bir nüfusu ihtiva eden kapsama alanıyla uzay çalışmaları ve uydu yayıncılığında parmakla gösterilen ülkeler arasına girdik.”

Elde edilen bu kazanım ve etkinliklerle millî uydu markası oluşturma ve millî uzay şirketi kurulması noktasında önemli bir fırsatın yakalandığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gelecekteki ay ve derin uzay görevleri, haberleşme uyduları ve takım uydu projelerinin hayata geçirilmesinde de yine bu birikimden istifade edeceğiz” dedi.

Çıtayı sürekli yukarıya çıkartarak hedeflere ulaşacaklarının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dünyadaki gelişmelere baktığımızda şu gerçeği hepimiz görmekteyiz, Türkiye’nin önünde tarihi bir fırsat penceresi açılmaktadır. Küresel sistemde hak ettiğimiz yere gelmeye çok yakınız” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, hiç kimsenin bu fırsatı heba etmesine izin veremeyeceklerini vurgulayarak, daha önce dünyada benzer değişimler olurken, Türkiye’nin kendi iç çekişmeleriyle meşgul olduğunu anımsattı. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bilimsel ve teknolojik ilerlemeler yaşanırken biz millet olarak enerjimizi gereksiz, faydasız, boş tartışmalarla harcadık. Türkiye’nin dışarıyla ilgilenmemesi için her şey yapıldı, her şey denendi. Mezhep, köken, görüş farklılıkları üzerinden bizi iç meselelerimizle meşgul ederek, Türkiye’yi küresel rekabette minder dışına itmeyi başardılar. Bizimle aynı ligde olan ülkeler, teknolojide birbirleriyle kıran kırana bir yarış içindeyken, hatırlayın bu ülkenin gündemi, başörtüsüydü, sakaldı, sarıktı, çarşaftı, irtica idi, yeşil sermayeydi. Kendilerine bir iç düşman ürettiler ve Türkiye’yi o iç düşmanla oyaladılar. Peki, sonuçta ne oldu? Türkiye kaybetti, millet kaybetti. Eller koşar adım ilerlerken, biz yıllarca yerimizde saydık. Rakiplerimizle aramızdaki mesafenin açılmasına engel olamadık. Ekonomide, demokraside, dış politikada, toplumsal barış ve huzurda çok ağır faturalar ödemek zorunda kaldık.”

“TÜRKİYE’NİN İSMİ, BÖLGESİNİN BİR KUTUP BAŞI OLARAK HER PLATFORMDA DAHA FAZLA ZİKREDİLİYOR”

Bugün de dünyanın büyük bir dönüşümün arifesinde olduğunu, gümrük tarifeleri restleşmeleri ile küresel ticaretin kurallarının kökten değiştiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, mevcut krizlerin çözülemediği gibi her gün yeni bir gerilime uyanıldığını ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, uluslararası sistemin, Gazze’deki soykırımla birlikte itibarını iyice kaybettiğine işaret ederek, şunları kaydetti: “Batı dünyası ve kurumları eski etkinliğini tamamen yitirmiş durumda. Yapay zekâ teknolojilerinin nereye varacağını kimse kestiremiyor. Yani eski sistem hızla yıkılırken, yerine ne konacağını tam olarak kimse kestiremiyor. Türkiye’nin ismi, bölgesinin bir kutup başı olarak her platformda daha fazla zikrediliyor. Ama böylesi kritik bir dönemde bakıyorsunuz, ana muhalefet partisi eliyle Türkiye tekrar tartışmaların, eski kavgaların içine çekilmek isteniyor. Ülkemize geçmişte bedel ödetmiş bayat senaryolar yine bu çevrelerin figüranlığında tekrar tedavüle konulmaya çalışılıyor. Sokaklarımızın terörize edilmesinden, Türkiye’nin Batıya ve batılı medya kuruluşlarına pervasızca şikâyet edilmesine, üniversite ve lise gençliğinin kışkırtılmasından, boykot çağrılarıyla ülke ekonomisine zarar verilmesine kadar tüm tuşlara aynı anda basılıyor.

Son olarak gerilim ve istismar siyasetlerine Gazze soykırımını alet ettiler. 50 bin masum katledilirken, ‘bize ne Filistin’den’ diyerek tam 18 aydır sustukları, topraklarını savunan Filistinli direnişçilere ‘terörist’ iftirası attıkları bir insani trajediden siyasi rant sağlamaya çalıştılar. Şunu açık ve net söylemek isterim, oyuncular değişmiş olsa da oynanan oyunun aynı olduğunu biz biliyoruz. Milletimiz de ne yapılmaya çalışıldığının gayet farkında. Dolayısıyla ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar, arzu ettikleri kaos ve kargaşa ortamını bir türlü oluşturamıyorlar. Hükûmet olarak biz de hizmet ve eser siyasetimizden kopmayarak onların tuzağına düşmüyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen hafta Türkiye’nin en stratejik projelerinden biri olan Silvan Sulama Tüneli’nin kazılarına başlayarak neticeyi aldıklarını anımsattı.

“TARİHÎ BİR BAŞARI HİKÂYESİNE ŞAHİTLİK EDİYORUZ”

Yine geçen hafta İstanbul Havalimanı’nda eş zamanlı üçlü bağımsız pist dönemini başlattıklarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin, Amerika’dan sonra bu uygulamayı hayata geçiren ikinci ülke olduğunu ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefetin “oraya uçak inmez” dediği havalimanına artık aynı anda üç uçağın inip kalktığına dikkati çekerek, “Bugün de hamdolsun TÜRKSAT 6A’yı devreye alıyoruz. Bundan 31 yıl önce TÜRKSAT 1B uydusu ile başlayan uzay maceramızı çok daha yüksek bir düzeye eriştirmenin bahtiyarlığını yaşıyoruz. İnançla, azimle, emekle her cümlesi bilgi, tecrübe ve alın teriyle yazılmış tarihî bir başarı hikâyesine hep birlikte şahitlik ediyoruz.”

Projede yer alan kurumlarla, mühendislerle, çalışanlarla ne kadar iftihar edilse az olacağını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bütün bunlar, inşa edilmekte olan Türkiye Yüzyılı’nın müjdeleridir. Allah’ın izniyle çok daha iyi yerlerde olacağız. Gençlerimize güçlü, müreffeh ve itibarlı bir Türkiye teslim edeceğiz. Milletimizin desteğiyle çıktığımız bu yolda Rabbim hepimize yardımcı olsun. Bizi daha nice başarılara ulaştırsın diyorum. Bu vesileyle 15 Temmuz hain darbe girişiminde FETÖ’cü teröristler tarafından burada şehit edilen Ahmet Özsoy ve Ali Karslı kardeşlerime Rabbimden rahmet niyaz ediyorum. İlk yerli ve millî haberleşme uydumuz TÜRKSAT 6A’nın bir kez daha ülkemiz ve milletimiz için hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum. Projede emeği, katkısı, alın teri ve fikir teri olan tüm kardeşlerimi kutluyorum.”

GENÇ GAZETECİLER TÜRKİYE

HABER BURADA

DÜNYA

seers cmp badge