Kırgız Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sadır Caparov’a, TOBB İkiz Kuleler’de düzenlenen tören ile TOBB ETÜ Fahri Doktorası sunuldu. TOBB Başkanı ve TOBB ETÜ Mütevelli Heyet Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu’nun ev sahipliğindeki diploma ve cübbe giyme töreninin ardından da Türk – Kırgız İş Forumu gerçekleştirildi.
Hisarcıklıoğlu, burada yaptığı konuşmada, üniversite senatosu kararıyla, Caparov’a, fahri doktora diploması sunma kararı verildiğini aktararak, “Caparov, TOBB ETÜ Fahri Doktora ünvanını kabul ederek, bizleri onurlandırmıştır. Yine Manas Üniversitesi tarafından da şahsıma, Fahri Doktora ünvanı takdim edilmişti. Ben de bu unvanı gururla taşıyorum.” diye konuştu.
Kırgızistan ve Türkiye’nin, kederi de sevinci de birlikte paylaşan, iki kardeş ülke olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, Türkiye’nin Kırgızistan’ın bağımsızlığını destekleyerek, ülkeyi hemen tanıdığını hatırlattı.
Caparov’un liderliğinde, Kırgızistan’ı daha güçlü ve müreffeh bir gelecek beklediğine inandıklarını vurgulayan Hisarcıklıoğlu, “Türkiye iş dünyası olarak biz de Kırgızistanlı kardeşlerimize hep destek olacağız.” dedi.
TOBB ETÜ’nün Türkiye’nin en çok tercih edilen üniversitelerinden biri olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, üniversitenin Türkiye’de bir ilki başlatarak uyguladığı ortak eğitim programının, sanayi-üniversite iş birliğinde model haline geldiğini anlattı.
Hisarcıklıoğlu, genç girişimcilere, fikirlerini gerçekleştirebilmeleri için fikri ve maddi imkanlar sunduklarını da söyledi.
“Türkiye, Kırgızistan’a en çok yatırım yapan ilk 4 ülke arasında yer alıyor”
Konuşmasında iki ülke arasındaki ticari ilişkilere de değinen Hisarcıklıoğlu, Kırgızistan’da çeşitli sektörlerde 500 civarında Türkiye sermayeli firmanın faaliyet gösterdiğini belirtti.
Bu firmaların, 5 bini aşkın Kırgız vatandaşına istihdam sağladığını vurgulayan Hisarcıklıoğlu, şöyle devam etti:
“Türkiye, Kırgızistan’a en çok yatırım yapan ilk 4 ülke arasında yer alıyor. Müteahhitlerimiz bugüne kadar 75 projede 1 milyar dolar değerinde proje üstlendi. Bu projelerle firmalarımız Kırgızistan’ın kalkınma hamlesine destek verdiler. Türkiye olarak firmalarımızın buradaki yatırımlarından şüphesiz ki daima gurur duyuyoruz. Gelecekte çok daha başarılı projelere imza atacağımıza inanıyorum. Ticaret hacmimiz şu an sadece yarım milyar dolar düzeyinde. İnanıyorum ki bizler bunu artıracağız ve belirlenen 2 milyar dolar hedefine ulaşacağız. İki kardeş ülke el ele vererek, Kırgızistan ekonomisini daha çok büyüteceğiz.”
Hisarcıklıoğlu, Kırgızistan’ın hidro-elektrik başta olmak üzere rüzgar, güneş ve jeotermal enerji üretimi için ciddi kaynaklara sahip olduğunu dile getirerek, ülkenin tekstil başta olmak üzere sahip olduğu maden zenginliklerine uygun sanayileşme için ciddi potansiyeli bulunduğuna işaret etti.
TOBB ile Kırgızistan Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) arasında da köklü ilişkiler bulunduğunu aktaran Hisacıklıoğlu, “İkili düzeydeki iş birliğinin kapsamını genişletmek ve içeriğini derinleştirmek üzere, Türk-Kırgız TSO’sunu kurduk. Türkiye’de ve Kırgızistan’da işletmelerin, sıkıntılarını ve önerileri toplayıp, hükümetlerimize hızlı bir şekilde aktarmaya başladık. Böylece İkili ticaret ve yatırım ilişkilerine önemli katkılar sağladık.” diye konuştu.
“Türkiye, yurt dışı müteahhitlikte dünyada 2, turizmde ilk 6 ülke arasında”
Kırgızistan’ın da kurucu olarak yer aldığı Türk TSO’sunu, 6 devlet ama tek millet vizyonuyla hayata geçirdiklerini ifade eden Hisarcıklıoğlu, Kırgızistan ve Türkiye ile Azerbaycan, Kazakistan, Özbekistan ve Türkmenistan iş dünyalarının güç birliği yaptığını söyledi.
Hisarcıklıoğlu, Kırgız TSO’sunun reform çalışmalarına destek verdiklerini belirterek, Kırgızistan’da özel sektörü öne çıkaran, ekonomideki reformları da memnuniyetle takip etiklerini anlattı.
Güçlü bir Oda sisteminin, özel sektörün gelişimine büyük katkı sağladığına dikkati çeken Hisarcıklıoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
“Özel sektörümüz ve girişimci insanlarımız sayesinde, bugün tekstil ve hazır giyim, otomotiv, beyaz eşya, gıda ve daha pek çok sanayi ürününde Avrupa’nın ana tedarikçileri arasında girmiş durumdayız. Yurt dışı müteahhitlikte dünyada 2, turizmde ilk 6 ülke arasında yer alıyoruz. Tüm bu alanlardaki ve 80’lerden itibaren başlayan iktisadi dönüşüm sürecindeki bilgi ve tecrübemizi Kırgızistanlı kardeşlerimizle paylaşmaya hazırız.”
Kırgızistan Cumhurbaşkanı Caparov: “Bizim kanımız ve tarihimiz bir”
Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov, Kırgız halkı ve şahsı adına Hisarcıklıoğlu’na ve TOBB ETÜ’ye misafirperverliği, güzel karşılaması ve fahri doktora unvanı için teşekkür ederek, bunun büyük bir gurur vesilesi olduğunu belirtti.
“Biz Kırgızistan ile Türkiye arasında iş birliğinin güçlenmesini arzuluyoruz ve bunun için elimizden gelen gayreti göstereceğimizi belirtmek istiyorum.” diyen Caparov, Türkiye ile iş birliklerinin her alanda olduğunu ve bunların başında ise ekonomik iş birliği geldiğini kaydetti.
Caparov, “Bizim kanımız ve tarihimiz bir. Biz Türk dili konuşan halklarız. Bunu özellikle büyük bir heyecanla belirtmek istiyorum.” dedi.
Küreselleşme döneminde iki ülke arasında iş birliğinin güçleneceğine inançlarının tam olduğunu dile getiren Caparov, Türkiye’nin önde gelen şirketlerinin yöneticileri ile bir araya gelmenin Kırgız iş insanlarına büyük bir güven verdiğini düşündüğünü söyledi.
Bugün düzenlenen Kırgız-Türk İş Forumu’nun her iki ülkenin iş insanlarına yeni fırsatlar doğuracağına inandığını vurgulayan Caparov, “Kırgızistan’da çok sayıda Türk iş insanı var. Bizim kapımız Türklere her zaman açık. Yeni yatırımcıları daima kabul etmeye hazırız ve Türk iş insanlarına her türlü desteği vereceğiz.” diye konuştu.
Ülkesinin ekonomisinin gelişmesi için Türklerin yatırımlarına, yeni teknolojilerine ve yeni yönetim sistemine ilgi gösterdiklerini belirten Caparov, yatımcılara gerekli koşulların oluşturulması için ülkesinde tüm şartların mevcut olduğunu söyledi.
Caparov. Cumhurbaşkanlığı görevine başladığı günden itibaren iki önemli adım attıklarını, bunların yatırımcıları ve özel mülkiyeti koruma olduğunu kaydetti.
Yatırımcıların ülkesine güveni artırmak için şeffaf olarak çalışmayı amaçladıklarını dile getiren Caparov, şunları söyledi: “Bu yıl 11 Nisan’da yeni bir anayasa kabul ettik. Yeni anayasa ile yatırımcıların faaliyetlerini güvence altına aldık. Talimatımla ‘Yatırımcılar Bakanlığı’ kuruldu. Cumhurbaşkanı olarak, ülkemize yatırım yapmaya gelecek iş insanlarına güvence veriyorum. Değerli Türk iş insanlarını yatırım potansiyeli yüksek olan Kırgızistan ile Avrasya Ekonomik Birliği (AEB) üyesi ülkelerine ihracat yapmaya davet ediyorum. Eminim ki Türk şirketleri ülkemizin potansiyelini kullanarak komşu ülkelerimizin pazarlarına mal ihraç edebilirler. Türk iş insanlarını Kırgızistan’ın yatırım potansiyelini tam kullanmaya davet ediyorum. Sizleri Issık Gölü’ne davet ediyoruz.””Kırgız-Türk Hükümetlerarası Komisyon’un 10. oturumuna Türk iş insanlarını davet ediyorum”
Kırgız Cumhuriyeti Yatırımların Teşviki ve Korunması Bakanı Almambet Shykmamatov da Kırgızistan’a yatırımların artması için mekanizmaları oturtmaya çalıştıklarını belirterek, “Türk yatırımcıların Kırgızistan’a gelmesi ve onların güvenliğini artırmak için her şeyi yapacağız, bürokrasiyi azaltacağız diye konuşmamız yeterli değildir. Dolayısıyla ben 9 Temmuz’da Kırgızistan’da gerçekleşecek olan Kırgız-Türk Hükümetlerarası Komisyon’un 10’uncu oturumuna tüm Türk iş insanlarını davet ediyorum.” dedi.
TOBB ETÜ Rektörü Prof. Dr. Yusuf Sarınay da Kırgızistan Cumhurbaşkanı Caparov’un özgeçmişini okuyarak, kendisine üniversite senatosu tarafından uluslararası ilişkiler alanında onursal doktora unvanı verilmesinin oy birliğiyle kabul edildiğini ifade etti.
Konuşmaların ardından Caparov’a diploma ve cübbe takdim edildi. Ardından Caparov’a onursal doktora verilmesinin hatırasına TOBB ETÜ ormanında video konferans eşliğinde ağaç dikimi gerçekleştirildi.
Katar Emiri Şeyh Temim Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde
Türkiye’ye hoş geldiniz
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye-Katar Yüksek Stratejik Komite 10. Toplantısı için Türkiye’ye gelen Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad Al Sani’yi Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde resmî törenle karşıladı.
Katar Emiri Şeyh Temim, Cumhurbaşkanlığı Külliyesine gelişinde Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından resmî törenle karşılandı. İki ülke millî marşlarının çalınmasının ardından Katar Emiri Şeyh Temim, tören kıtasını selamladı.
Türkiye ve Katar bayrakları önünde basın mensuplarına poz veren iki lider, daha sonra baş başa görüşmelerini gerçekleştirmek üzere Cumhurbaşkanlığı Külliyesine geçti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Katar Emiri Şeyh Temim baş başa görüşmelerinin ardından, Türkiye-Katar Yüksek Stratejik Komite Onuncu Toplantısı’na başkanlık etti.
TÜRKİYE İLE KATAR ARASINDA İMZALANAN ANLAŞMALAR
Toplantı sonrası iki ülke arasında yapılacak anlaşmaların imza törenine geçildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Katar Emiri Şeyh Temim huzurunda imzalanan sekiz anlaşma şöyle:
” – Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Katar Devleti Hükûmeti Arasında İnsani Yardım Alanında İşbirliği Anlaşması
Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Katar Devleti Hükûmeti Arasında Belgeler ve Arşivler Alanlarında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptı
Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Katar Devleti Hükûmeti Arasında Medya ve İletişim Alanında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptı
Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Katar Devleti Hükûmeti Arasında Gençlik ve Spor Alanlarında (2025-2026) Yıllarına Ait Uygulama Programı
Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Katar Devleti Hükûmeti Arasında Uluslararası Karayolu Yolcu ve Eşya Taşımacılığı Alanında İşbirliği Anlaşması
Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Katar Devleti Hükûmeti Arasında Ticaretin Kolaylaştırılmasına İlişkin Niyet Beyanı
Savunma Bakanlıkları Arasında Teknik İşbirliği Anlaşması
Savunma Bakanlıkları Arasında Askeri İşbirliği Anlaşması.”
Törende ayrıca Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile Katar Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani “Türkiye-Katar Yüksek Stratejik Komite Onuncu Toplantısı” bildirisini imza altına aldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün vefatının 86. yılı nedeniyle Anıtkabir’de düzenlenen anma törenine katıldı.
Anıtkabir’deki tören, devlet erkânının Aslanlı Yol’da yürüyüşü ile başladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığındaki heyet, Anıtkabir’de saat 09.05’te Atatürk’ün mozolesine çelenk koyarak saygı duruşunda bulundu.
İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, Misak-ı Millî Kulesi’ne geçerek Anıtkabir Özel Defteri’ni imzaladı ve şunları yazdı:
“Aziz Atatürk,
Ebedi aleme irtihalinizin 86. yıl dönümünde Zat-ı Âlinizi, bir kez daha rahmetle yâd ediyoruz.
Şahsınızın ve şehitlerimizin emaneti olan Türkiye Cumhuriyeti’ni her alanda yüceltmek, güçlendirmek, etrafındaki krizlere rağmen istikrar ve güven içinde büyütmek için var gücümüzle çalışıyoruz. Yeniden büyük Türkiye hedefiyle ve Türkiye Yüzyılı vizyonuyla 85 milyon tek yürek, tek bilek olarak şanlı mazimizden daha aydınlık bir atiye uzanan kutlu yolculuğumuzu emin adımlarla sürdürüyoruz.
Vatan topraklarının her karışında barışın, huzurun, adaletin, kalkınmanın ve kardeşliğin egemen olduğu bir Türkiye’yi inşa edene kadar durmadan, dinlenmeden yürüyeceğiz.
“Türkiye’nin AB katılım sürecinin yıllardır engellenmesinin makul bir izahı yoktur”
Genç Gazeteciler Macaristan
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa Siyasi Topluluğu Beşinci Zirvesi Genel Oturumu’nda yaptığı konuşmada, “Türkiye gibi kıtanın refahı ve güvenliğine önemli katkılar sunan bir aday ülkenin katılım sürecinin yıllardır engellenmesinin makul bir izahı yoktur. Mevcut jeopolitik konjonktürde üyelik perspektifimizin güçlendirilmesinin, hem Avrupa’nın hem yakın coğrafyamızın yararına olacağı açıktır” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de, Avrupa Siyasi Topluluğu Beşinci Zirvesi Genel Oturumu’nda hitap etti.
Misafirperverliği ve nazik daveti için Macaristan Başbakanı Viktor Orban’a teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün burada Avrupa’nın yüzleştiği çok boyutlu güvenlik sınamalarını ele almak üzere toplanmış bulunuyoruz” ifadesini kullandı.
Güvenlik sınamalarının yalnızca askerî tehditler, terörist saldırılar ve hibrit savaş taktiklerinden ibaret olmaktan çıktığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, enerji arzından siber saldırılara, göç hareketlerinden salgınlara, uluslararası hukukun sistematik ihlallerinden savaşlara kadar geniş bir yelpazeye yayılan meydan okumaların herkesi etkilediğini bildirdi.
“UKRAYNA’DAKİ SAVAŞIN YOL AÇTIĞI OLUMSUZLUKLAR HER GEÇEN GÜN DAHA DA DERİNLEŞİYOR”
“Huzurumuza, istikrarımıza ve refahımıza kasteden tehditlerin önemli bir kısmı tek başımıza üstesinden gelemeyeceğimiz boyutlara varmıştır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Avrupa Siyasi Topluluğu’nu, kıtamıza yönelik ortak tehditleri samimi bir ortamda ele aldığımız bir platform olarak görüyoruz. Türkiye, civar bölgelerle yakın kültürel bağları, güçlü ordusu, köklü devlet tecrübesi, ilkeli dış politikası ve yetişmiş insan kaynağıyla bir istikrar adası vazifesi görmeye devam edecektir. Avrupa coğrafyasında maalesef savaşın üçüncü yılını geride bırakıyoruz. Ukrayna’daki savaşın yol açtığı olumsuzluklar her geçen gün daha da derinleşiyor. Savaşın uzaması diplomasiye giderek daha az alan bırakıyor. Biz, en başından beri her iki tarafın da masada olduğu bir müzakere sürecini ve devamında kalıcı, adil bir barışa ulaşılmasını savunduk.”
“GAZZE’DE BİR YILDIR SÜREN SOYKIRIM İNSANLIĞIN ORTAK UTANCIDIR”
Geçen hafta Kazan’da Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüştüğünü belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu görüşmeden önce de Ukrayna Dışişleri Bakanı Andrii Sybiha’yı Ankara’da kabul ettiğini hatırlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, her iki görüşmede de diplomasiye alan açılması yönündeki mesajlarını bir kez daha taraflara ilettiğini, barışın tesisi için üzerlerine düşen ne varsa yapmaya hazır olduklarını ve çözüme yönelik çabalara desteklerinin süreceğini ifade ettiklerini bildirdi.
Diğer yandan, yol açtığı yıkım ve sivil zayiat bakımından Ukrayna’daki savaştan çok daha büyük bir insanlık trajedisinin Orta Doğu’da yaşandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Gazze’de bir yıldır süren soykırım tüm insanlığın ortak utancıdır. Buna son dönemde Batı Şeria ve Lübnan’a gerçekleştirilen gayriahlaki ve gayrihukuki saldırılar da eklenmiştir. Şunu vicdan sahibi herkes görüyor, kabul ve ikrar ediyor, 50 bine yaklaşan can kaybı dikkate alındığında ateşkesin ivedilikle sağlanması, kesintisiz ve yeterli miktarda insani yardımın bölgeye ulaşması için İsrail’e her boyutta baskı yapılması elzemdir. İsrail’in saldırganlığına kayıtsız şartsız destek verenler, işlenen suçların da ortağı hâline geldiklerini bilmelidirler.”
“FİLİSTİN’İ HENÜZ TANIMAYAN TÜM ÜLKELERE BUNU YAPMALARI ÇAĞRISINDA BULUNUYORUM”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail’e silah ve mühimmat transferinin durdurulmasını sağlamaya yönelik Birleşmiş Milletler’de bir girişim başlattıklarını, 50’yi aşkın ülke ve uluslararası kuruluşun imzasını taşıyan mektubu BM Genel Sekreteri’ne, BM Güvenlik Konseyi Kasım Ayı Dönem Başkanı Birleşik Krallık’a ve BM Genel Kurul Başkanı’na ilettiklerini belirtti.
Bir diğer önemli hususun da Filistin’in devlet olarak tanınması olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İrlanda, Norveç, İspanya ve Slovenya’nın bu yönde attıkları adımları takdirle karşılıyor, kendilerini ülkem ve milletim adına tebrik ediyorum. Bu tanıma kararlarının, bölgede barış isteyen Avrupalı devletler için de bir emsal teşkil ettiğine inanıyorum. Küresel adalete ve barışa katkı vermeleri için Filistin’i henüz tanımayan tüm ülkelere bunu yapmaları çağrısında bulunuyorum” ifadesini kullandı.
“PKK TERÖR ÖRGÜTÜYLE MÜCADELEDE AVRUPALI ORTAKLARIMIZDAN SOMUT İŞ BİRLİĞİ GÖRMEK İSTİYORUZ”
Terörizme karşı iş birliği ve dayanışma hâlinde, terör örgütleri arasında fark gözetmeksizin mücadelenin herkesin sorumluluğu olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “PKK terör örgütüyle mücadelede Avrupalı ortaklarımızdan somut iş birliği görmek istiyoruz. FETÖ’nün etkin varlık gösterdiği Avrupa ülkelerinden adli ve idari iş birliği taleplerimizin karşılanmasını bekliyoruz. DEAŞ, ülkemizin de önemli katkılarıyla Suriye ve Irak’ta toprak hâkimiyetini kaybetmiş olsa da küresel ölçekte güvenliği tehdit ediyor. Örgütün odağının kaymaya başladığı Batı Afrika ve Orta Asya’daki yabancı terörist savaşçı hareketliliğinin dikkatle takip edilmesini ve bu alanda iş birliğini önemsiyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin, Avrupa-Atlantik bölgesinde barış, refah ve istikrar için bugüne kadar en çok katkı veren ülkeler arasında yer aldığına işaret ederek, “NATO’nun en önde gelen müttefiklerinden biri olarak, Asya-Pasifik’ten Kuzey Afrika’ya uzanan geniş coğrafyadaki ortaklarımızla istişareleri ve iş birliğimizi sürdürüyoruz” diye konuştu.
“AB’nin savunma alanındaki gayretlerine Türkiye’nin tam olarak dâhil edilmesi Avrupa’nın barış ve güvenliği için olmazsa olmazdır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Avrupa Savunma Ajansına ve Avrupa Daimi Yapılandırılmış İşbirliği kapsamındaki projelere katılımımızın gecikmeksizin önünün açılmasını bekliyoruz. Avrupa’yı ve ötesini etkileyen geniş çaplı sorunlara çözüm bulunabilmesi için Türkiye’nin desteği şarttır. Avrupa’da nefret, İslam karşıtlığı ve ırkçılık, sosyal uyumu ve istikrarı zedeliyor. Müslümanlar başta olmak üzere göçmenlere karşı artan ötekileştirme, ırkçılığın yeni bir yüzü olarak karşımıza çıkıyor.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yabancı düşmanlığı ve İslam karşıtlığının yalnızca Müslümanları ve göçmenleri değil, toplumun tamamının huzur ve güvenliğini tehdit eden bir temel insan hakları sorunu olduğu artık kabullenilmelidir. Küresel dengelerin yeniden kurulduğu böylesine belirsiz bir dönemde, hemen her alanda yeni ve etkin politikalar geliştirmemiz elzemdir. Daha derin iş birliği tesis etmemizin önündeki siyasi engellerin, ön yargılı birtakım tutumların artık geride bırakılması gerekiyor. Aksi takdirde, Avrupa’nın ihtiyaç duyduğu fikri ve ekonomik dönüşümleri yakalaması mümkün olamayacaktır.”
“AB İLE İLİŞKİLERİMİZİN SAĞLIKLI BİR ZEMİNDE İLERLETİLMESİ İÇİN DİYALOG VE İŞ BİRLİĞİNE HAZIRIZ”
Bu vesileyle Avrupa kıtasının güvenlik ve istikrarı için AB’nin genişleme politikasının önemine de dikkati çekmek istediğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hakkaniyetli bir genişleme politikasının Birliğin en önemli jeopolitik aracı olduğu açıktır” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye gibi kıtanın refahı ve güvenliğine önemli katkılar sunan bir aday ülkenin katılım sürecinin yıllardır engellenmesinin makul bir izahı yoktur. Mevcut jeopolitik konjonktürde üyelik perspektifimizin güçlendirilmesinin, hem Avrupa’nın hem yakın coğrafyamızın yararına olacağı açıktır. Türkiye olarak, AB ile ilişkilerimizin sağlıklı bir zeminde ilerletilmesi için diyalog ve iş birliğine hazırız” dedi.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.