Connect with us

Dünya

“Cumartesi günü Fatih sondaj gemimize giderek hem çalışmaları bizzat yerinde görecek hem de yeni rezerv miktarını açıklayacağız”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, Fatih sondaj gemisinin keşfettiği 320 milyar metreküplük doğal gaz rezervi haberinin milleti âdeta sevince boğduğunu belirterek, “Bu gemimizin hâlen süren sondaj çalışmalarından yeni müjdeler geliyor. İnşallah Cumartesi günü Fatih sondaj gemimize giderek hem çalışmaları bizzat yerinde görecek hem de yeni rezerv miktarını açıklayacağız” dedi.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM AK Parti Grup Toplantısı’na katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplantıda milletvekillerine ve partililere hitaben bir konuşma yaptı.

“YENİ DÖNEMDE MECLİSİ ÇOK ÖNEMLİ GÜNDEMLER BEKLİYOR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına, geçen günlerde yaşamını yitiren Kilis Belediye Başkanı Abdi Bulut’a Allah’tan rahmet, yakınlarına ve Kilis halkına başsağlığı dileyerek başladı.

Salgın döneminde milletvekilleriyle çeşitli vesilelerle, telekonferans vasıtasıyla veya kısıtlı yüz yüze programlarla bir araya geldiklerini ancak tüm milletvekillerinin katılımıyla grup toplantısı yapamadıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yaklaşık yedi ay sonra bir kez daha grup toplantımız vesilesiyle sizlerle birlikte olmanın memnuniyeti içindeyim” dedi.

Meclisin, 27. Yasama Dönemi’nin en verimli yılını, geçen sene yaşadığını ve 29 Temmuz’a kadar yaptığı 233 birleşimdeki 995 oturumda, 27’si kanun ve 40’ı sözleşme olmak üzere toplam 67 düzenlemenin, Meclis’te görüşülerek kabul edildiğini bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni dönemde de Meclis’i çok önemli gündemlerin beklediğini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin beklentilerine cevap verecek kanunların hazırlıklarını titizlikle takip ettiklerini, AK Parti milletvekillerinden de Meclis’in tüm çalışma safhalarında aktif katkı beklediğini söyledi.

“MECLİSİN YENİ YASAMA YILINI EN VERİMLİ ŞEKİLDE DEĞERLENDİRECEĞİZ”

TBMM’nin, kurucu vasfı ve zengin temsil yelpazesiyle, Türkiye’nin ortak vicdanını da temsil ettiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu çatı altında teröre bulaşmaması ve hukuka uygun davranması şartıyla, her siyasi görüşün yeri, anlamı, söz hakkı vardır. AK Parti, ‘Bismillah’ diyerek yola çıktığı günden beri bu zenginliğin korunması ve geliştirilmesi için çalışmıştır. Bundan sonra da aynı anlayışla hareket edeceğiz” değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM’de bu yasama döneminde de milletin beklentilerine ve ihtiyaçlarına cevap verecek düzenlemeleri, titiz bir çalışmanın ardından birer birer hayata geçirmekte kararlı olduklarının altını çizerek şöyle devam etti: “İnşallah, Cumhur İttifakı olarak kendi içimizde ortaya koyacağımız güçlü dayanışma ve gerektiğinde sağlayacağımız çok daha geniş uzlaşmalarla, Meclisin yeni yasama yılını en verimli şekilde değerlendireceğiz. Bu vesileyle bir kez daha, bugüne kadar girdiğimiz her mücadelede desteğini yanında bulduğumuz Cumhur İttifakındaki ortağımız Milliyetçi Hareket Partisine ve özellikle de Genel Başkan Sayın Devlet Bahçeli’ye şükranlarımı sunuyorum. Cumhur İttifakı olarak, ülkemizi yeni reformlarla, yeni hizmetlerle, yeni ufuklarla buluşturmayı sürdüreceğiz.”

“DİPLOMASİ KANALLARINI ETKİN ŞEKİLDE KULLANDIK”

Meclisin tatilde olduğu dönemde de çalışmalarını kesintisiz sürdürdüğünü, il ziyaretlerinde bulunduğunu,  pek çok yere telekonferans yöntemiyle bağlanarak görüşmeleri, toplantıları ve açılışları gerçekleştirdiklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, güvenlikten yatırımlara kadar ihtiyaç duyulan her hususta dar veya kapsamlı istişarelerde bulunduklarını ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu dönemde dünya liderleriyle yapılan çok sayıda telefon ve telekonferans görüşmesinde, bölgedeki ve küresel düzeydeki meseleleri değerlendirdiklerini aktararak, özellikle Doğu Akdeniz, Libya, Suriye, Azerbaycan gibi kriz bölgeleriyle ilgili konularda, tüm taraflarla sık sık görüşerek, diplomasi kanallarını etkin şekilde kullandıklarını vurguladı.

Suriye’de yeni insani trajedilere izin vermeyeceklerini, sınırların güvenliği konusunda asla geri adım atmayacaklarını her görüşmede açıkça dile getirdiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin ve Kıbrıs Türklerinin haklarını, hukuklarını, çıkarlarını gözetmeyen hiçbir planın hayata geçme şansının olmadığını, ortaya koydukları sağlam duruşla herkese gösterdiklerini belirtti.

“YUNANİSTAN’A VE KIBRIS RUM KESİMİNE HAK ETTİKLERİ CEVAPLARI SAHADA VERMEYİ SÜRDÜRECEĞİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölgede sondaj yapan Yavuz gemisinin, bir süredir yürüttüğü çalışmayı bitirip bakım için limana yanaştığı, bakımının ardından yeni sondajlar için Akdeniz’e açılacağını ve güvenliğinin donanma tarafından sağlanacağını anlatarak, şunları kaydetti: “Aynı şekilde Oruç Reis sismik araştırma gemimiz de bakım çalışmalarının tamamlanmasıyla yeniden Akdeniz’deki görevine döndü. Barbaros Hayretin Paşa gemimiz ise Akdeniz’deki sismik araştırma çalışmalarına zaten devam ediyor. Avrupa Birliği ve NATO platformlarında yürütülen görüşmelerdeki sözlerini tutmayan Yunanistan’a ve Kıbrıs Rum kesimine hak ettikleri cevapları sahada vermeyi sürdüreceğiz. Ülkemizin sondaj filosuna kattığımız son gemi olan Kanuni, bakım çalışmalarının bitmesinin ardından, Karadeniz’deki görevi için yola çıktı. Önce İstanbul’a, ardından Zonguldak’a uğrayarak belirlenen sondaj sahasına ulaşacak Kanuni gemimizin faaliyetlerinden de müjdeli haberler bekliyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fatih sondaj gemisinin keşfettiği 320 milyar metreküplük doğal gaz rezervi haberinin milleti âdeta sevince boğduğunu belirterek, “Bu gemimizin hâlen süren sondaj çalışmalarından yeni müjdeler geliyor. İnşallah Cumartesi günü Fatih sondaj gemimize giderek, hem çalışmaları bizzat yerinde görecek hem de yeni rezerv miktarını açıklayacağız” müjdesini verdi.

“MİLLETİMİZİN HER BİR FERDİNİN DERDİ BİZİM DE DERDİMİZDİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sanayi üretiminden ihracata kadar her alanda ardı ardına salgın döneminin sıkıntılarının aşıldığına işaret eden verilerin açıkladığına işaret ederek, “Eylül ayı ihracatımız 16 milyar doların üzerine çıkarak Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırmıştı. Dün de sanayi üretimi artışında, dünyada Singapur’un ardından ikinci sırada yer aldığımız Ağustos ayı rakamları ilan edildi” diye konuştu.

Küresel ekonomi değerlendirmelerinin, Türkiye’nin dünyadaki üretim ve tedarik pastasından aldığı payın yükseldiğini ve bunun daha da artacağını vurguladığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin en büyük ticaret ortağı olan Avrupa Birliği içinde üretim ve tedarik konusunda hızlı bir yükselişe geçmiş bulunduğunu söyledi.

Salgın tedbirlerinden kaynaklanan, kimi daha farklı sebeplere dayanan sıkıntıların yaşandığını da unutmadıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletimizin tamamının ve her bir ferdinin derdi bizim de derdimizdir.  Ülkemizin ve şehirlerimizin her meselesi bizim de meselemizdir. Herhangi bir yerde, herhangi bir vatandaşımızın işiyle, eviyle, aşıyla, eğitimiyle, sağlığıyla, güvenliğiyle, bilhassa da geleceğiyle ilgili endişesi varsa, bunu gidermek boynumuzun borcudur. İnşallah salgının kontrol altına alınmasıyla, tedbirlerden kaynaklanan sorunlar kendiliğinden ortadan kalkacaktır” dedi.

“ÜSTLENDİĞİMİZ TARİHÎ SORUMLULUĞUN EHEMMİYETİNE UYGUN ŞEKİLDE HAREKET ETMEK ZORUNDAYIZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefet partilerinin ülke ve millet çıkarları konusundaki tavrını eleştirerek, “Muhalefet yapmak adına, bulduğu her yarayı kaşıyan, her çatlağı büyüten, amacına bakmaksızın bizim karşımızdaki herkesin yanında yer alan zihniyetten böyle bir basiret beklemiyoruz. Ama en azından ülkenin ve milletin ortak çıkarları konusunda biraz feraset, biraz akıl, biraz vicdan, biraz ahlak beklemenin de hakkımız olduğunu düşünüyoruz. Teröristlerin yanında, zalim rejimlerin arkasında, darbecilerin safında, hasımlarımızın dizi dibinde yer almanın adına siyaset yapmak diyemeyiz” değerlendirmesinde bulundu.

“Üstlendiğimiz tarihî sorumluluğun ehemmiyetine uygun şekilde hareket etmek, çalışmak, mücadele vermek zorundayız” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu çerçevede gelecek günlerde yapılacak bazı il kongrelerine iştirak edeceğini, AK Parti’nin iktidara gelişinin 18. Yıl dönümü olan 3 Kasım’da da 1 milyon yeni üye kampanyasını, 81 ilde 1 milyon fidan dikerek taçlandıracaklarını açıkladı.

“MESLEK KURULUŞLARINDAKİ SORUNLAR ARTIK TAHAMMÜL EDİLEMEZ SEVİYEYE ULAŞMIŞTIR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin behemehâl çözmesi gereken sorunlarından birinin de meslek kuruluşları olduğuna dikkati çekerek, “Terör örgütünden birsini getirip Türk Tabipler Birliği’nin başına koyuyorlar. Ne zamandan beri terörle iç içe olanlar Tabipler Birliği gibi önemli bir kuruluşun başına geçebiliyor? Bunun adı, demokratik bir yaklaşım değildir. Bunun adı, terör örgütlerinin sivil toplum kuruluşlarına âdeta el koyması hadisesidir” sözlerine yer verdi.

“Bunlar, buralarda yapmaları gereken görevlerini yerine getirmiyor ama saygısızlık, hakaretse bu hakareti yapıyorlar” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz bunlara hastalarımızı nasıl temsil edeceğiz? Nasıl bunlardan şifa arayacağız? Teröristten bu beklenir mi? Onun için Türk Tabipler Birliği başta olmak üzere diğer meslek kuruluşlarındaki sorunlar da artık tahammül edilemez seviyeye ulaşmıştır” şeklinde konuştu.

Meslek kuruluşlarının Anayasa’ya göre kurulduğunu ve kuruluş amaçları dışında faaliyet gösteren meslek kuruluşlarının organlarının görevine mahkeme kararıyla son verileceğinin hükme bağlandığına vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, açıklamalarına şöyle devam etti: “Türk Tabipler Birliği, bunun gibi kimi meslek kuruluşları açıkça Anayasa’ya aykırı faaliyet içindedir. Her şeyden önce bu meslek kuruluşlarının yönetimleri, söz konusu meslek mensuplarının tamamını temsil etmekten çok uzaktır. Çoklu Baro Sisteminde yapıldığı gibi aynı çalışmayı Türk Tabipler Birliği ve diğer meslek odalarında da yapmak durumundayız. Cumhur İttifakı olarak da bu konuyla ilgili çalışmayı başarılı bir şekilde sürdüreceğimize inanıyorum. Uzun yıllardır küçük ama örgütlü klikler tarafından kontrol edilen bu meslek kuruluşları sadece temsilde değil uygulamada da kuruluş amaçlarından sapmışlardır. Bu kuruluşların bir kısmının yönetim organları, ideolojik sapkınlıkların veya dar grupların çıkarlarının kalesi haline dönüşmüştür. İnsanları acımasızca katletmekten ormanları yakmaya, çocukları kaçırmaktan kadınlara tecavüze kadar her melanete bulaşmış terör örgütünü savunmak, bir meslek kuruluşunun görevi olamaz. Suriye’de kendi halkını katleden zalim bir rejimi ve onunla birlikte hareket eden bir terör örgütünü yüceltmek, bir meslek kuruluşun görevi olamaz. Kendi devletinin sınırlarını, güvenlik altına almaya yönelik harekâtlarını itibarsızlaştırmaya çalışmak, bir meslek kuruluşunun görevi olamaz.  Vatan topraklarını kurtarma mücadelesi veren Azerbaycan devletini hedef almak, bir meslek kuruluşunun görevi olamaz.”

“MİLLETİN DEĞERLERİNE SAVAŞ AÇMAK BİR MESLEK KURULUŞUNUN GÖREVİ OLAMAZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycan’ın topraklarını işgalden kurtarmanın mücadelesini verirken ana muhalefetten ciddi bir ses çıkmadığına dikkati çekerek, “Görüşme talebinde bulunduklarında da Azerbaycan olumsuz cevap veriyor. Niye? Çünkü olması gereken zamanlarda onların yanında olursanız, onlara düşman olanlara karşı eğer siz Ermenilerin – ben Ermeni vatandaşlarımı kastetmiyorum, Ermeni yönetimlerini kastediyorum- Ermeni yönetimlerinin yanında yer alırsanız kusura bakmayın bu millet size ‘hoş geldin’ demez” ifadesine yer verdi.

Türkiye’de 100 bin civarında Ermenistan kökenli Ermeni olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim ülkemizde her türlü imkânlardan istifade ediyorlar. Biz, onlara karşı olumsuz bir tavır hiçbir zaman takınmadık. Ama onlar, maalesef benim Azeri kardeşlerimin topraklarını işgal etmek suretiyle onları topraklarından Dağlık Karabağ’dan ötelediler. Onlar, o toprakları terk etmek durumunda kaldılar. Şimdi verilen mücadele nedir? Biz, işgal altındaki topraklarımızı istiyoruz. Başka bir talep yok, istenen bu” dedi.

MİNSK Üçlüsünün hâlâ oyalama taktikleriyle bu işi geçiştirdiğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Eğer dünyada insan hakları, demokrasi varsa ve siz de 30 yıldır bu MİNSK Üçlüsünün içinde bu sorunu çözmekle görevliyseniz yapmanız gereken nedir? Oyalama değil, bir an önce görüşmeleri bitirip, bu toprakları sahiplerine terk etmektir, vermektir. Bir müzakere 30 yıl sürer mi? 30 yıldır oyalama” değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye’deki mücahitlerin Azerbaycan’a gönderildiği iddialarına da “Bizim böyle bir derdimiz yok.  Biz, Azeri kardeşlerimize her türlü desteği vermeye varız, yine vereceğiz. MİNSK Üçlüsünün içerisinde olanların verdiği desteği niye konuşmuyorsunuz? Rusya’dan bu kadar silahlar geliyor. Aynı şekilde Fransa’dan bu kadar silahlar geliyor. Bunları niye konuşmuyorsunuz? Bunca besleme karşısında sessiz kalıyorsunuz. Gelip, Azerbaycan’a diyorsunuz ki; ‘Suriye’den mücahitleri oraya gönderiniz’. Onların kendi topraklarında işi var, oraya gitmezler” şeklinde cevap verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletin değerlerine savaş açmak, görev alanıyla ilgisi olmayan konularda bildiriler yayınlamak, bir meslek kuruluşunun görevi olamaz. Hükûmetin her yaptığına karşı çıkarak siyasetin en çirkef hâlini sergilemek, bir meslek kuruluşunun görevi olamaz” ifadelerini kullandı.

Her fikrin her düşüncenin içinde yer aldığı Tabipler Birliğinin oluşturulması gerektiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhur İttifakı olarak süratle bu adımı atmaları gerektiğini, bütçenin hemen ardından Meclisin ilk işlerinden birinin bu konu olması gerektiğini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türk ve Türkiye ismini hak etmeyen meslek kuruluşlarından, bu imtiyazlarını derhal almalıyız. Türk Tabipler Birliğinin başındaki ‘Türk’ ifadesi, zaten bunlara yakışmıyor. Ondan zaten nefret ediyorlar. Onun için bir an önce bizim onların elinden bunu almamız lazım” diye konuştu.

“AZERBAYCAN’IN YANINDA OLMAYI SÜRDÜRECEĞİZ”

Azerbaycan’ın, Ermenistan tarafından işgal edilen topraklarını kurtarmak amacıyla yürüttüğü şanlı mücadeleyi bir kez daha selamladığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin imkânları ve tüm kalbiyle sonuna kadar Azerbaycan’ın yanında olmayı sürdüreceğinin altını çizdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ermenistan’ın hem saldıran taraf hem ateşkesi bozan taraf olmasına rağmen, ısrarla Azerbaycan’a baskı uygulayan ülkelerin amacı çatışmaları durdurmak değildir. Şayet öyle olsaydı, şimdiye kadar Azerbaycan’daki sivil yerleşim yerlerine ağır silahlarla, balistik füzelerle saldıran Ermenistan’ın kıpırdayamaz hâle getirilmesi lazımdı” açıklamasında bulundu.

“KAPALI MARAŞ BÖLGESİ KUZEY KIBRIS TÜRKÜNÜNDÜR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kıbrıs’taki gelişmeleri de yakından takip ettiğini belirterek 1974 Barış Harekâtı’ndan beri kapalı olan Maraş bölgesindeki iki ana cadde ile sahilin geçen günlerde Kıbrıs halkının kullanımına açıldığını hatırlattı.

Kapalı Maraş bölgesinin açılmasının, Kıbrıs için tarihî bir dönüm noktası olduğunu fakat bundan rahatsız olanların bulunduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kapalı Maraş bölgesi Kuzey Kıbrıs Türkünündür, bunun bir defa böyle bilinmesi lazım. Bunun üzerinde spekülasyonlar yapmaya gerek yok” ifadesini kulandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kuzey Kıbrıs’taki soydaşlarımıza Türk kardeşlerime sesleniyorum; Bu topraklar sizin. Bu topraklara sahip çıkmanız lazım. Bu topraklara sahip çıkan siyasi iradeye de sahip çıkmanız lazım. Eğer bunu tam anlamıyla ortaya koyacak olursak inanıyorum ki Kıbrıs’ta gelecek çok daha farklı olacaktır. Bu güzel gelişmenin Kıbrıs Türklerine hayırlı olmasını diliyorum” diye konuştu.

İstanbul’da Atatürk Havalimanında yapılan bin 6 odalı hastanenin bir benzerini çok kısa sürede Kuzey Kıbrıs’ta da yaptıklarını açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Hastane yapımı şu anda bitmek üzere, bu hastanenin bitişiyle de alternatif bir hastaneyi Kuzey Kıbrıs’taki kardeşlerimize kazandırmış olacağız. O da yine iki aylık bir süre içerisinde bitti, bitiyor. Böylece oradaki soydaşlarımızın alternatif bir hastaneleri daha olacak. Bu da onlar için hayırlı olsun’ dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, KKTC’de ikinci tura kalan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin de hayırlı şekilde neticelenmesini temenni ederek, konuşmasını tamamladı.

“ÇOK TALİHSİZ BİR AÇIKLAMA”

TBMM Grup Toplantısı’nın ardından Meclis’te gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevaplayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anayasa Mahkemesi Üyesi Engin Yıldırım’ın “Işıklar yanıyor” paylaşımının hatırlatılması üzerine şöyle konuştu:

“Demek ki tartışmalı bir tweet attı. Tartışmalı bir tweet attığı için de tartışılır hâle geldi. Bunu özellikle bireysel bir tweet olarak değerlendirmek doğru olmaz. Çünkü ‘Bütün çalışıyoruz. Işıklarımız yanıyor.’ ifadesiyle zaten bir bütünü âdeta bir kolektif yapıyı ifade eden bir yaklaşım burada söz konusu. Çok talihsiz bir açıklama. Bu talihsiz açıklamayı keşke yapmamış olsaydı. Kaldı ki bir üyenin üzerine böyle bir şey düşmezdi. AYM üyesinin âdeta böyle bir sürecin içinde farklı bir şekilde yer alması âdeta bir siyasete soyunmuş olması; çok arzu ediyorsan bu işi istifa edersin, gelirsin siyasetin içerisine girersin. Siyasetin içinde bunu da bundan daha ötesini de söyleme şansını da yakalarsın.”

“İstanbul’daki yerel mahkemenin AYM kararını uygulamama yönündeki kararını nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusu üzerine de Cumhurbaşkanı Erdoğan, “O, tamamen yasanın kendi içinde sürdürdüğü bir süreçtir. Geçmişte de bunun örneği Şahin Alpay’la ilgili vardı. Yine yerel mahkeme bir karar vermek suretiyle böyle bir adımı atmıştı. Demek ki böyle bir adımı atabiliyor. Burada da yerel mahkeme, bu kararı vermek suretiyle atabileceği bir adımı atmıştır. Olay budur” ifadelerini kullandı.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, AYM’nin yapısında bir değişikliğin söz konusu olması gerektiğini belirttiği hatırlatılarak, “Gelecek dönemde buna ilişkin bir çalışma görebilecek miyiz?” sorusuna Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnşallah” karşılığını verdi.

Erken seçim tartışmalarının çok sık gündeme getirildiği aktarılarak, değerlendirmesi sorulan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunlar, affedersin, çocuksu şeyler. Bunlar hâlen daha siyaseti anlamadılar. İlan edilen bir tarih var. Gelişmiş ülkelerde ilan edilen tarihin dışında hiç erken seçim, şu bu dedikodusu duyar mısınız? Bu, kabile devletlerinin işidir. Kabile devletlerinde bu olur. Bunun için de bizim gündemimizde böyle bir şey kesinlikle yok. Cumhur İttifakı olarak Sayın Bahçeli’nin de ifade ettiği gibi böyle bir şey söz konusu değil. Bunun vakti saati bellidir, Haziran 2023” diye konuştu.

Dünya

“Türkiye, 85 milyon vatandaşıyla bölgesinin istikrar ve güven kaynağıdır”

Genç Gazeteciler İstanbul

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti “Özümüzden Geleceğe Türkiye Buluşmaları” programında yaptığı konuşmada, “Türkiye, büyük bir ülkedir. Türkiye, 2 bin 300 yılı aşan köklü birikimiyle tecrübeli bir devlettir. Türkiye, 85 milyon vatandaşıyla bölgesinin istikrar ve güven kaynağıdır” dedi.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen AK Parti “Özümüzden Geleceğe Türkiye Buluşmaları” programına katılarak bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bundan 1 ay önce başlattıkları Türkiye Buluşmaları programları kapsamında İstanbul’da partililerle bir araya gelmekten memnuniyet duyduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 6 Eylül’den itibaren partinin il ve ilçe teşkilatları başta olmak üzere merkez yürütme kurulu üyelerinden, merkez karar ve yönetim kurulu üyelerine, milletvekillerinden bakanlara kadar tüm kadroyla sahada olduklarını kaydetti.

Çarşı ve pazarda tüccardan çiftçiye, emekliden memura, şehit gazi yakınlarından ihtiyaç sahibi vatandaşlara kadar herkesin kapısını çaldıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Bu kapsamda 100 bin 800 müstakil noktada milletimizle bir araya geldik. Program sayesinde teşkilat olarak birliğimizi, beraberliğimizi, yol ve dava arkadaşlığımızı perçinledik. Milletimizle kurduğumuz gönül köprülerimizi biraz daha sağlamlaştırdık. Toplumun nabzını tuttuk, tavsiyelerini dinledik, eleştirilerine kulak verdik. 31 Mart Yerel Seçim sonuçlarını milletimizle birlikte açık yüreklilikle değerlendirdik. Nerede eksiğimizin olduğunu tahlil ve tespit etmeye çalıştık. Son 23 yıldır olduğu gibi milletimizin hassas terazisinde hiçbir komplekse kapılmadan kendimizi tarttık, hesaba çektik, kendimize ayna tuttuk.”

“VATANDAŞLARIMIZ ZORLUKLARIN ÜSTESİNDEN GELECEĞİMİZE, ÜLKEMİZİN GÜVENLİĞİNİ YİNE BİZİM SAĞLAYACAĞIMIZA İNANIYOR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kongre süreci öncesinde kendilerine rehberlik edecek çok geniş bir fikir havuzunu derlemiş bulunduklarını, Türkiye Buluşmaları’nda gündeme getirilen tespit, tenkit ve tekliflerden kongre sürecinde azami derecede istifade edeceklerini vurguladı.

Türkiye Buluşmaları’nın AK Parti’nin, milletin kalbindeki sarsılmaz yerini bir kez daha teyit ettiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Vatandaşlarımız sorunların çözüm adresi olarak ilk sırada partimizi ve ittifakımızı görüyor. Hayat pahalılığı ve enflasyon başta olmak üzere ekonomideki zorlukların üstesinden bizim geleceğimize, etrafı ateş çemberiyle kuşatılmış ülkemizin güvenliğini ve huzurunu yine bizim sağlayacağımıza inanıyor. Bir başka ifadeyle vatandaşlarımız muhalefet aktörlerine güvenmiyor, muhalefetin söylemlerine prim vermiyor. Daha doğrusu onlardan kendisine hayır geleceğine asla ve kata inanmıyor. Zaman zaman serzenişte bulunsa da insanımız son kertede AK Parti’ye ve Cumhur İttifakı’na güveniyor, itimat ediyor.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti olarak kendilerine verilen bu desteğin kıymetini ve ne anlama geldiğini çok çok iyi bildiklerini, partilerine ve hükûmete yönelik güveni, inancı, teveccühü boşa çıkarmamakta kararlı olduklarını dile getirdi.

Bugüne kadar milleti hayal kırıklığına uğratmadıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bundan sonra da millete hayal kırıklığı yaşatmayacaklarını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti’ye oy veren, gönül verenler başta olmak üzere 85 milyon vatandaşın kendilerinden beklentilerinin farkında olduklarını ifade etti.

Bu beklentileri karşılamak noktasında son 23 yılda en ufak bir zafiyet göstermediklerini, yine göstermeyeceklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “8. Büyük Olağan Kongremiz, milletimizin partimizden taleplerinin hayata geçirildiği ana zemin olacaktır” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kongre sürecimizi, tazelenmenin, yenilenmenin, bununla birlikte büyük bir kucaklaşmanın vesilesine dönüştürmek arzusundayız. Davamızın çilesini çekmiş emektarlarımızın tecrübelerini dışlamadan, AK Parti ruhunu içselleştirmiş, değerlerimizi benimsemiş, AK Parti’nin ufkuna, vizyonuna sahip, dürüst, çalışkan, donanımlı, millet ve memleket sevdalısı yeni isimlerle inşallah kadrolarımızı tahkim ve takviye edeceğiz” ifadesini kullandı.

Kongreleri parti içi bir faaliyet gibi görmediklerini, milletle ortak geleceği inşa edecekleri bir kardeşlik şölenine çevireceklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti’nin geleneğine yakışan bir usulde kardeşlik ve dayanışma içinde, Türk siyasetine referans teşkil edecek bir muhabbet ikliminde 8. Olağan Kongre sürecini yöneteceklerini dile getirdi.

“ÖFKE VE NEFRET DİLİNE PRİM VERMEYECEK, NEZAKETLE, HOŞGÖRÜYLE GÖNÜLLER FETHEDEREK YOLUMUZDA İLERLEYECEĞİZ”

Türkiye Buluşmaları’nın milletle kucaklaşma, milletle aralarındaki iletişimi kuvvetlendirme hamlelerinin ilk adımı olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunu, 12 Ekim’de başlayacak kongrelerimizle birlikte tüm Türkiye sathına taşıyacağız” dedi.

AK Parti olarak, üye sayısı itibarıyla Türkiye’nin en büyük ailesi olduklarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz çıkar birliği yapmış bir hareket değil, Türkiye’ye hizmet aşkıyla gönül birliği, kader birliği, yol ve dava arkadaşlığı yapmış bir siyasi partiyiz. AK Parti teşkilatlarını bir arada tutan harç, kardeşlik hukukudur. Biz birbirini ezerek yükselenlerden olmadık. Birbirinin elini tutarak, birbirine omuz vererek yükselenlerden olduk. Hep söylüyorum; makamlar, rütbeler, oturulan koltuklar değişebilir, molalar olabilir, kesintiler olabilir, dinlenmeye çekilenler olabilir ama uğruna ömrümüzü adadığımız AK Parti’nin temsilcisi olduğu kutlu dava inşallah ilelebet payidar olacaktır” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendilerinden öncekilerden devraldıkları hizmet kervanının aynı şekilde yoluna devam edeceğini belirterek, “Bu süreçte öfke ve nefret diline prim vermeyecek, nezaketle, hoşgörüyle gönüller fethederek yolumuzda ilerleyeceğiz” dedi.

Her bir arkadaşının yürüttüğü mücadeleye bakmasını istediğini, onlara inanıp güvendiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Buluşmaları’nın ülkeye, millete ve AK Parti teşkilatına hayırlı olmasını diledi.

“TÜRKİYE’DE NE DİYORSAK, BM KÜRSÜSÜNDE DE AYNI CÜMLELERİ KURMAKTAN ASLA ÇEKİNMİYORUZ”

Türkiye Buluşmaları’nda görev alan herkese teşekkür eden Cumhurbaşkanı Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 1 yıldır bölgede çok kanlı çatışmalar yaşandığını anımsattı.

İsrail’in Gazze halkına yönelik soykırımının 1’inci yılını tamamlamak üzere olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, geride bırakılan 364 günde, 17 binden fazla çocuğun, binlerce kadının, yaşlının, sivilin, doktorun, gazetecinin alçakça şehit edildiğini, tüm dünyanın gözleri önünde 50 bine yakın masum insanın katledildiğini belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Uluslararası hukuk, temel insan hak ve hürriyetleri, savaş hukuku, insana ve insanlığa dair ne kadar değer varsa hepsi ayaklar altına alındı. 360 kilometrekare içinde işlenmedik suç, işlenmedik barbarlık kalmadı ama ne yaparlarsa yapsınlar, Gazze halkının direniş zeminini kıramadılar. Gazzeli kardeşlerimiz, tüm imkânsızlıklara rağmen ümmetin ve insanlığın yüz akı olarak 364 gündür siyonist işgalcilere karşı kahramanca direniyor” ifadesini kullandı.

Filistin’in kahraman evlatlarına en kalbi muhabbetlerini gönderen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye olarak, tüm imkânlarımızla Gazzeli kardeşlerimizin yanında olmayı sürdüreceğiz. Bunu da öyle hamaset olsun diye söylemiyorum. Bakınız, İsrail’e karşı ekonomik tedbir uygulayan yegâne devlet biziz. Gazze’ye miktar olarak en fazla yardım gönderen Müslüman ülke biziz. Uluslararası tüm platformlarda Filistin halkının haykıran sesi, nefesi, savunucusu olan hükûmet biziz. İlk gün nerede duruyorsak, bugün de aynı yerde dimdik duruyoruz. İlk gün neyi savunuyorsak, bugün de aynı değerleri savunuyoruz. Türkiye’de ne diyorsak, Birleşmiş Milletler kürsüsünde de aynı cümleleri kurmaktan asla çekinmiyoruz. Yalpalamadan, savrulmadan, kimseden korkmadan, kimsenin baskısına, tehdidine boyun eğmeden mazlumun yanında, zalimlerin karşısındayız.”

“FİLİSTİN BAYRAĞINA DAHİ TAHAMMÜL EDEMİYORLAR”

İsrail’in Lübnan’a başlattığı saldırılar sonrasında en güçlü tepkiyi veren ülkelerden birinin Türkiye olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İsrail hükûmetinin tüm bölgeyi kan gölüne çevirmeyi amaçlayan kirli planlarını gören, deşifre eden, sonuçlarıyla ilgili tüm insanlığı uyaran yine Türkiye’dir. Artık akıl ve basiret sahibi herkes şu gerçeği görüyor; Dini fanatizmle hareket eden mevcut İsrail yönetiminin niyeti bellidir, hedefi bellidir. Neyi gerçekleştirmek istediği çok net bellidir. Batılı güçler ise bunların asıl niyetlerini çok iyi bildikleri hâlde Holokost utancından dolayı Netanyahu ve katliam çetesine seslerini çıkaramamaktadırlar” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yıllardır özgürlüklerden bahsedenlerin, Filistinli çocuklar için toplanan göstericilere nasıl davrandıklarını herkesin gördüğünü belirterek, “Bırakın Filistinli mazlumların hakkının savunulmasına izin vermeyi, Filistin bayrağına dahi tahammül edemiyorlar. Terör örgütlerine gelince, ‘protesto hakkı kutsaldır’ diyerek başkentlerinin en geniş meydanlarını açanlar, söz konusu Filistin olunca, Gazze’de katledilen 50 bine yakın masum olunca, faşizmin en nobran hâlini uyguluyorlar. On yıllardır savunageldikleri değerleri İsrail uğruna, İsrail’in katliamlarını örtmek uğruna sadece 1 senede bizzat kendi elleriyle itibarsız hâle getirdiler” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail’in yayılmacı politikalarına dikkati çekerek şunları kaydetti: “Tıpkı geçen yüzyılın başında olduğu gibi, coğrafyamızda sınırların kanla çizilmesine yönelik sinsi bir plan uygulamaya konulmuştur. Hamas sadece bir bahanedir. Hizbullah sadece bir bahanedir. Yemen, Suriye, İran sadece birer bahanedir. İşgal ve istila politikasını meşrulaştırmak için İsrail hükûmeti her gün yeni bir mazeret üretmektedir. İçimizdeki bazı İsrail dostları, bazı siyonist muhipleri, bazı kalemşorlar her ne kadar gerçekleri gizlemeye çalışsa da şayet durdurulmazsa, Netanyahu ve çetesine ‘dur’ denilmezse, bu yayılmacı politikanın nereye varacağını bizler tahmin edebiliyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail vasıtasıyla yeni bir paylaşım savaşının hem de çok kirli bir savaşın yürütüldüğünü gördüklerini ve tüm tedbirleri buna göre aldıklarını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şunu herkes bilsin ve anlasın Türkiye büyük bir ülkedir. Türkiye, 2300 yılı aşan köklü birikimiyle tecrübeli bir devlettir. Türkiye, 85 milyon vatandaşıyla bölgesinin istikrar ve güven kaynağıdır. Büyüklüğümüze yaraşır şekilde bugüne kadar nasıl devletimizin ve milletimizin güvenliğinde hiçbir zafiyete izin vermediysek şimdi de aynı hassasiyetle, aynı soğukkanlılıkla, aynı kararlılıkla ve elbette aynı stratejik akılla hamlelerimizi planlıyoruz” diye konuştu.

“BU YANGINI EL ELE VERİP SÖNDÜRMEZSEK ENİNDE SONUNDA SİZE DE ULAŞACAK”

Her karışı şehit kanlarıyla sulanmış vatan toprakları üzerinde ameliyat yapılmasına müsamaha gösteremeyeceklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “İsrail hükûmetini şımartanları, İsrail hükûmetine koşulsuz destek vererek pervasız hâle getirenleri buradan aklıselimle hareket etmeye davet ediyorum. İşler daha fazla kontrolden çıkmadan, daha çok kan dökülmeden, daha fazla yıkım olmadan yularını elinizde tuttuğunuz bu zalimleri durdurun. Diğer türlü, gözünü kan bürümüş İsrail hükûmetinin harladığı ateş, sadece bu coğrafyayı, bu coğrafyada yaşayan halkları değil, sizleri de yakacak. Büyümesine müsaade ettiğiniz bu yangını el ele verip söndürmezsek eninde sonunda size de ulaşacak.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam âlemini de aynı şekilde İsrail saldırganlığının önüne geçmek için ekonomik ve ticari tedbirleri devreye almaya çağırdığını vurgulayarak, şöyle devam etti: “İslam dünyası olarak İsrail’e yönelik önlem almadığımız her gün, bu kan deryası maalesef daha da büyüyecek. Kardeşlik hukukumuzun gereğini yapmak artık bizim için tercihten öte bir mecburiyettir. Türkiye’nin karşı karşıya olduğu tehditlerin bertaraf edilmesinde AK Parti teşkilatlarına düşen, kardeşlik ruhunu yüceltmek, tam bir dayanışma içinde olmaktır. Birbirimize her zamankinden daha fazla kenetleneceğiz. Her zamankinden daha fazla sahada olacak, çalışacak, koşturacağız. Durmak yok, duraklamak yok, mola, rehavet, yılgınlık yok. Gözlerimizi hedeflerimizden ayırmak asla ve asla yok. Mesuliyetimizin ne kadar ağır olduğunun eminim sizler de idrakindesiniz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefete işaret ederek, şunları söyledi: “Muhalefetin kimi aktörlerinin hâlini milletimiz gibi sizler de görüyorsunuz. Hangi gündemlerin peşinde koştuklarını, dertlerinin ne olduğunu, millete ve şehirlerine hizmet gibi kaygılarının bulunmadığını inanıyorum ki sizler de takip ediyorsunuz. Sabah akşam koltuk kavgasından, ikbal ve parti içi iktidar mücadelesinden başlarını kaldıramıyorlar. 14-28 Mayıs seçimlerinde sandıkta yaşadıkları toplu hezimeti unuttular. 31 Mart gecesinden bu yana yaklaşık 4 yıl sonra yapılacak seçimler için şimdiden birbirleriyle kavgaya tutuştular. Ne millete ve şehirlerine hizmet gibi dertleri var ne de vatandaşa meydanlarda verdikleri sözleri yerine getirme gibi bir hassasiyetleri var.”

Eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Geçen sene koltuğundan addedilen eski genel başkan ise bir köşeye atılmanın hıncıyla sosyal medyadan sürekli sağa sola sataşıyor. Partisinin başında olduğu dönemlerde yaptığı gibi milleti kutuplaştırarak, siyasi iklimi gererek kendini gündemde tutmaya çalışıyor. Bölgemizin dört bir tarafından çatışma seslerinin geldiği bir dönemde zehirli dili ve söylemleriyle Türkiye’nin siyasi atmosferinin yumuşamasına, normalleşmesine, tansiyonun düşmesine bir türlü müsaade etmiyor” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, gerilimden beslenenler olduğuna vurgu yaparak, “Biz iktidar ve muhalefet arasındaki diyalog zeminini genişletmek için uğraştıkça, sıkılı yumrukları gevşetmek için samimi adımlar attıkça, yıllarca gerilimden beslenenler buna engel olmak için ellerinden geleni yapıyor. Onlara şunu söylemek isterim; ‘Türkiye’ye bir hayrım dokunsun’ diyorsanız gölge etmeyin sizden başka ihsan istemiyorum” diye konuştu.

Bunlara aldırmadan millete hizmet mücadelesini azimle sürdüreceklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “İşte bugün Oruç Reis Araştırma Gemimizi Somali’ye uğurladık. 2017 yılından beri ülkemize önemli hizmetlerde bulunan Oruç Reis, artık Somali’de her biri beşer bin kilometrekarelik alanı temsil eden üç ruhsat sahasında sismik faaliyet yürütecek. On yıllardır çatışma, istikrarsızlık ve açlıkla anılan Somali bölgesi Oruç Reis’in keşifleri sonrasında artık ekonomik kalkınmayla, refahla, huzurla gündeme gelecek. Somali açıklarındaki sismik araştırma faaliyetlerimizden de Allah’ın izniyle müjdeli haberler alacağımıza inanıyorum.”

“Rabbim yolumuzu, bahtımızı açık etsin diyorum. Ben sizlere, bu kadroya sonuna kadar inanıyor ve güveniyorum” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Buluşmaları Programı’nın hayırlara vesile olmasını dileyerek, emeği geçenleri tebrik etti.

Genç Gazeteciler İstanbul

HABER BURADA

Dünya

“Teknolojiyi, üreten ve ihraç eden ülke hedefimiz doğrultusunda ilerliyoruz”

Genç Gazeteciler Adana

Cumhurbaşkanı Erdoğan, TEKNOFEST 2024’te yaptığı konuşmada, “Teknolojiyi sadece kullanan değil; tasarlayan, geliştiren, üreten ve ihraç eden ülke hedefimiz doğrultusunda emin adımlarla ilerliyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Adana Şakirpaşa Havalimanı’nda düzenlenen TEKNOFEST 2024’e katılarak bir konuşma gerçekleştirdi.

Konuşmasına Adanalıları selamlayarak başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 10 Ağustos’ta Adana’ya gelerek muhteşem bir projenin açılışını yaptıklarını, Adana ile Mersin’in de gurur kaynağı olan Uluslararası Çukurova Havalimanı’nı tüm bölgenin hizmetine sunduklarını hatırlattı.

Şimdi de dünyanın en büyük Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali için Adana’da olduklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her yıl milyonlarca vatandaşımızın akın ettiği, gençlerimizin heyecanla beklediği TEKNOFEST Adana’ya hepiniz hoş geldiniz” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün Adana’nın gençlerin coşkusuyla bir başka güzel olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti: “Gözlerinin ışıltısında aydınlık yarınlarımızın müjdesi olan siz gençlerimizle Adana ve Şakirpaşa bugün çok farklı. Bugün burada sadece millî teknoloji hamlemizin göz kamaştıran ürünleri yok. Burada aynı zamanda Türkiye Yüzyılı’nın mimarı olacak genç yüreklerimiz, parlak zihinlerimiz var. Burada yarının Hezarfen Ahmet Çelebileri, Cezerileri, Ferganileri, Ali Kuşçuları, Aziz Sancarları var. Burada aşkın diliyle, barışın diliyle, ilmin, teknolojinin, bilimin diliyle konuşan, ufku açık yüz binlerce gencimiz var. Sizlerin vasıtasıyla bilime, araştırmaya, teknolojiye, keşfetmeye özellikle meraklı ülkemizin tüm gençlerini bir kez daha sevgiyle selamlıyorum. Kalplerimizi tekrar buluşturan Rabbime hamdediyorum.

Biz, Çukurova Havalimanı’nı açtığımızda birileri Şakirpaşa ile ilgili yoğun bir algı çalışması yürüttüler. Akla, vicdana, siyasi ahlaka sığmayan bir sürü iddiayı gündeme taşıdılar. Peki, ne oldu? İddialarının hiçbir geçerliliğinin olmadığı bugün bir kez daha ortaya çıktı. Şakirpaşa kapandı mı? Şakirpaşa açık mı? Buyurun biz de bugün Şakirpaşa’ya indik. Ve şimdi Şakirpaşa’da bir TEKNOFEST fuarını şu anda gümbür gümbür buradan dünyaya haykırıyoruz. Algı operasyonlarından etkilenip Şakirpaşa ne olacak diye endişelenen Adanalı gençlerimize sesleniyorum, siz, birilerine bakıp da asla endişe etmeyin. Şakirpaşa eskisinden daha mühim, daha hayati görevler icra edecek. Millî teknoloji hamlemizin simgesi olan TEKNOFEST sadece bir başlangıç. İnşallah burayı tarihine, misyonuna ve önemine uygun şekilde çok etkin bir şekilde kullanmaya devam edeceğiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, TEKNOFEST 2024’ün Adana’ya, Türkiye’ye, millete ve özellikle gözleri parlayan gençlere hayırlı, uğurlu olmasını diledi.

“BUGÜN BAŞI DİK, ALNI AK, HUZUR İÇİNDE YAŞIYORSAK, AZİZ ŞEHİTLERİMİZ SAYESİNDEDİR”

Gençlere özgüven aşılayan, umudu ve başarmayı öğreten bu güzide festivalin düzenlenmesinde emeği geçen Sanayi ve Teknoloji Bakanlığını, Türkiye Teknoloji Takımı Vakfını, sponsorlar ve iştirakçiler ile güvenlik görevlisinden gönüllülere herkesi tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kendilerine tek tek teşekkür ediyorum. En büyük teşekkürü de sizler gibi pırıl pırıl evlatlar yetiştiren, vatanına, milletine, devletine, tüm gücüyle hizmet edecek böyle parlak gençler büyüten anne-babalarımıza ediyorum” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, katıldıkları yarışmalarda ödül alan tüm gençleri, takımları kutlayarak, şunları ifade etti: “İsmini yaşattığımız eski Adana Valilerinden, Adana nehirlerini ıslahıyla ve tarıma verdiği destekle bilinen Şakir Paşa’yı da rahmetle anıyorum. Yiğidin sevdiği güzel olunca, ömrü arkasından sökülür gidermiş. Öyle demişler sevgili gençler. İşte bizim gönlümüzde de buraların, Çukurova’nın çok ayrı bir yeri var. İlk fetihlerden Kuvayı Millîye’ye ve günümüze kadar devletine, milletine, hakka ve hakikate sahip çıkan Adana’nın kalbimizde farklı bir yeri var. Toroslar’ın çocukları, Çukurova’nın evlatları, Yemen’den Galiçya’ya, Sarıkamış’tan Çanakkale’ye, coğrafyamızın dört bir yanında hilal uğruna, bekamız uğruna ve sevdamız için şehit düştüler. Bugün başı dik, alnı ak, huzur içinde yaşıyorsak, gölge olarak sadece ay yıldızlı al bayrağımızın gölgesini tanıyorsak, ölümden korkmayan o aziz şehitlerimiz sayesindedir. Bu vesileyle Adana’nın verdiği şehitleri, tüm şehitlerimizle birlikte rahmetle, minnetle yâd ediyorum. Ruhları şad olsun. Rabbim, hepsinden razı olsun.”

Geleceği inşa etmenin, yarınları hayal etmekle başlayacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin teknoloji serüveninin geçmiş yıllarda bugünü düşünerek hayal eden, dert ve ideal sahibi şahsiyetlerin emekleriyle şekillendiğini söyledi.

“SON 22 YILDA ELDE ETTİĞİMİZ HİÇBİR KAZANIM, BİZE ALTIN TEPSİDE SUNULMADI”

Biruni, Uluğ Bey, Cabir bin Hayyan, Harezmi, Piri Reis ve daha nice büyüğün bu uğurda fikir ve yürek teri döktüğünü dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Vecihi Hürkuş, Nuri Killigil ve Necmettin Erbakan’ın hayallerini gerçekleştirmek pahasına bedeller ödediğini, hayalperestlikle suçlanmaktan şüpheli ölümlere kadar pek çok badireyle karşılaştığını hatırlattı.

Onların inandıkları yolda yürümekten hiçbir zaman vazgeçmediğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Şunu bilmenizi isterim, bugün hepimizi gururlandıran TEKNOFEST’e ulaşmak, buradaki ileri teknoloji ürünlerini yapmak asla kolay değildi. Bilhassa son 22 yılda elde ettiğimiz hiçbir kazanım, bize altın tepside sunulmadı. Zorluklarla karşılaştık, engellerle buluştuk, sabotajlara maruz bırakıldık. İçeriden ve dışarıdan ihanetlere uğradık. Haksızlıkların, çifte standartların her türünü gördük, yaşadık. Neyi başardıysak, bileğimizin gücüyle başardık. Alnımızın teriyle başardık. Yüreğimizi, gerektiğinde canımızı ortaya koyarak başardık. Dün bize parasıyla, savunma sanayii teknolojisi ürünü vermeyen ülkelere artık ihracat yapar hâle geldik.”

Kendilerinden öncekilerin zor zamanlarda verdikleri asil mücadeleye dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz de onların açtığı yolda sarsılmadan, yıkılmadan cesaretle yürüdük. O mücadele adamlarından büyük ve güçlü Türkiye için canını dişine takanlardan birisi de merhum Özdemir Bayraktar’dı” dedi.

Özdemir Bayraktar’ın insansız hava araçlarında çığır açan bir isim ve millî teknoloji hamlesinin mihmandarlarından olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “BAYKAR’ın bugün hayata geçirdiği pek çok projenin de fikir babasıydı. Kararlıydı, azimliydi, cesurdu. Yılmadı ve yıldırmadan da yoluna devam etti. Kendi ifadesiyle, durumdan vazife çıkaran idealist bir insandı. Bugün İHA ve SİHA’larımız 50’den fazla ülkede Türk savunma sanayini gururla temsil ediyorsa bu başarıda Özdemir ağabeyin çok büyük payı vardır. Kendisine bir kez daha Allah’tan rahmet diliyorum. Mekânı cennet olsun. İnşallah sizler bu mücadeleyi çok daha iyi seviyelere taşıyacaksınız” diye konuştu.

Gençlerin kendilerinin eksiklerini telafi edeceğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Unutmayın, sizler Türkiye’nin umudusunuz, sizler Türkiye’nin istikbali, Türkiye’nin aydınlık yarınlarısınız. Türkiye Cumhurbaşkanı olarak sizlerden isteğim hayallerinizin peşinden gitmeyi asla bırakmamanızdır. Karşılaştığınız zorluklara aldırmadan sabırla, inançla hedeflerinize doğru yürümekten asla vazgeçmeyin. ‘Yapamazsınız, başaramazsınız’ diyen zihni köleleştirilmiş, iradesi esir alınmış felaket tellallarına kulak asmayın. Unutmayın sabır acıdır, zordur, çetindir ama meyvesi daima tatlıdır. İnancın ve azmin elinden Allah’ın izniyle hiçbir şey kurtulamaz. Sevgili gençler, tüm bunları şu gerçeğin farkında olarak söylüyorum, Türkiye artık eski Türkiye değil, Türkiye 22 yıl öncesinin Türkiye’si asla değil. Ekonomide, savunmada, eğitimde, teknoloji altyapısında 22 yıl öncesi ile kıyas dahi edilemeyecek bir Türkiye’de yaşıyoruz, yaşıyorsunuz.”

“İNSANSIZ HAVA ARAÇLARINDA DÜNYANIN İLK ÜÇ ÜLKESİ ARASINDAYIZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 22 yılda gençlerle hayalleri arasına girebilecek birçok engeli kaldırdıklarını belirterek, “Millî gelirde tarihimizde ilk kez 1,1 trilyon dolar sınırını aştık, nereden nereye. Savunma sanayinde yerli ve millî üretimin payını yüzde 80’lere çıkardık. İnsansız hava araçlarında dünyanın ilk üç ülkesi arasındayız” bilgisini verdi.

Araştırma Geliştirme Merkezi sayısını da sıfırdan 1328’e çıkarttıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Buralarda 66 bin 250 projeyi tamamladık, 14 bin 634 proje ise devam ediyor. 22 yıl önce sadece 2 teknopark vardı, bugün 104 teknoparkımız var. Tasarım merkezimiz yokken bugün 332 tane tasarım merkezine sahibiz. Buralarda da 13 bin 101 proje tamamlandı, 2 bin 262 proje devam ediyor. Daha bunlar gibi saymaya kalksak saatler alacak güçlü bir altyapıyı son 22 yıl içerisinde ülkemize kazandırdık.”

Merkezinde gençlerin olduğu 21. yüzyıl Türkiye’sini ilim ve teknolojiyle inşa etmenin gayreti içerisinde olduklarını da vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni, büyük ve güçlü Türkiye’yi yansıtan en önemli tablonun bu sene 10’uncusu düzenlenen TEKNOFEST olduğunu söyledi.

Her geçen yıl katılımcı sayısı artan, ziyaretçi rekorları kıran TEKNOFEST’in geniş yelpazedeki yarışmalarıyla teknoloji ekosistemine ışık tuttuğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “TEKNOFEST dışa bağımlılığın, montajcılığın, başkalarına muhtaç yaşamanın ülkemizin kaderi olmadığını bizlere çok net bir biçimde gösteriyor. TEKNOFEST, unutmayın gençler, bir gençlik destanıdır, TEKNOFEST bir teknoloji devrimidir. TEKNOFEST, bereketli Anadolu topraklarında filizlenen idealist gençlerin güçlü sesidir” diye konuştu.

2018’den bu yana TEKNOFEST’in dalga dalga büyüdüğüne hep beraber şahitlik ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “2018’de, 14 farklı kategoride toplam 4 bin 333 takım ve 20 bin yarışmacıyla başlamıştık. Geçen sene İstanbul, Ankara ve İzmir’de 41 farklı kategoride 333 binden fazla takım, 1 milyondan fazla yarışmacıyla, 4,5 milyon ziyaretçiye ulaştık, Allah’a hamdolsun. TEKNOFEST Adana’ya ise 50 farklı kategoride, 790 binden fazla takım, 1 milyon 650 binden fazla yarışmacı başvurdu. Ziyaretçi bakımından da yeni bir rekora imza atacağımıza inanıyorum. Adana ve Mersin başta olmak üzere Akdeniz bölgesindeki tüm gençlerimizi, tüm çocuklarımızı, Şakirpaşa’ya davet ediyorum.”

“GERİLİM, ÇATIŞMA VE SAVAŞLAR COĞRAFYAMIZI İÇTEN İÇE ÇÖKERTİYOR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölgede son yılların en sancılı günleri yaşandığına işaret ederek, “Gerilim, çatışma ve savaşlar coğrafyamızı içten içe çökertiyor. Gazze ve Lübnan’daki katliamları millet olarak, insanlık olarak içimiz kan ağlayarak takip ediyoruz” dedi.

Gazze’ye yönelik İsrail saldırıları başlayalı neredeyse bir yıl olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, çoğu çocuk ve kadın 50 bin kişinin vahşice siyonist İsrail tarafından katledildiğini söyledi.

Saldırılarda 100 bine yakın insanın da yaralandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: “Şehirler birer enkaz yığınına döndü. İsrail, Hamas bahanesiyle önce Gazze’yi işgal etti, şimdi de Hizbullah bahanesiyle Lübnan’da kan döküyor. Filistin’in seçilmiş son başbakanı İsmail Heniyye’yi Tahran’da şehit ettikten sonra, geçtiğimiz günlerde de Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’ı katlettiler. İsrail saldırılarında can veren Filistinli ve Lübnanlı kardeşlerimize bir kez daha Allah’tan rahmet diliyorum.”

“GAZZE, BATI ŞERİA VE LÜBNAN İLE SINIRLI KALMAYACAK SİNSİ BİR PLAN UYGULAMAYA KONULMUŞTUR”

Uluslararası hukukun tamamen rafa kaldırılmış durumda olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bölgede ateşkese, barışa ve huzura her yaklaşıldığında, İsrail hükümeti bu süreci dinamitleyecek bir provokasyona imza atıyor. Ateşi tüm bölgeye yaymak, coğrafyamızı kana ve gözyaşına boğmak için her yola başvuruyorlar” ifadesini kullandı.

İsrail’in, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres’i “istenmeyen kişi” ilan etmesine ilişkin Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Utanmadan, sıkılmadan Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Guterres’e, özellikle kalkıyor ‘Birleşmiş Milletler’e gelemez’ diye meydan okuyor. Şu hâle bak, şimdi 196 ülke, herhalde Birleşmiş Milletler Genel Sekreterine sahip çıkacaktır. Sen kim oluyorsun da burada Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’ne yönelik, Birleşmiş Milletler’e gelemeyeceğine dair ferman gönderiyorsun? Kundaktaki bebekleri dahi öldürmekten zevk alan bir cinnet hâliyle karşı karşıyayız. Tüm bu gerçeklere rağmen ne yazık ki Batılı güçler, bu katliam şebekesine silah, mühimmat, istihbarat ve diplomatik destek vermeyi sürdürüyor. Gazze’ye ve Lübnan’a yağan binlerce tonluk bombaların nereden geldiği, nerede üretildiği, kimler tarafından tedarik edildiği bellidir. Kimse kusura bakmasın ama dökülen her damla kana bombaları atanlar kadar o bombaları temin edenler de aynı derece ortaktır. Burada şunu çok açık ifade etmek durumundayım, bölgemizde sadece Gazze, Batı Şeria ve Lübnan ile sınırlı kalmayacak sinsi bir plan uygulamaya konulmuştur. Bu planın nihai hedefinin neresi olduğunu görmek ve anlamak için kâhin olmaya gerek yoktur.”

“İSRAİL YÖNETİMİ YAPTIĞI HER AÇIKLAMAYLA ASIL NİYETLERİNİ ORTAYA KOYUYOR”

Tarih bilen, dinler tarihi bilen, siyaset ve diplomasi bilen herkesin meselenin Kudüs, Mescid-i Aksa ve “vadedilmiş topraklar” hezeyanı ile bağlantısını kolayca idrak edeceğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz hepimiz arz-ı mevudun ne olduğunu gayet iyi biliriz. Vaat edilmiş toprakların ne olduğunu gayet iyi biliriz. 30 kilometre mesafede adeta Türkiye’ye meydan okuma yarışına giriyorlar. Bunları biz gayet iyi biliriz. Mevcut İsrail yönetimi yaptığı her açıklamayla, paylaştığı her haritayla asıl niyetlerini ortaya koyuyor” dedi.

Türkiye’nin sahadaki gelişmeleri anbean takip ettiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin komşular ve bölgedeki tüm kardeş ülkelerle işbirliğini ileriye taşıdığını ifade etti.

Zalimler karşısında insanlık cephesini güçlendirmenin gayretinde olduklarını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Savunma sanayii alanında dışa bağımlılığımızı en aza indirmeye çalışıyor, yerli ve millî üretimi çok güçlü biçimde destekliyoruz. Devlet destekli siber saldırılara ve dijital terör eylemlerine karşı mukavemetimizi sürekli güçlendiriyoruz. Elektronik harp ve millî yazılım konusu zaten gündemimizin üst sırasında yer alıyor. Teknolojiyi sadece kullanan değil tasarlayan, geliştiren, üreten ve ihraç eden ülke hedefimiz doğrultusunda emin adımlarla ilerliyoruz. Tanktan zırhlı araçlara, savaş gemisinden denizaltına, uçaktan helikoptere, silahlı ve silahsız insansız hava araçlarından hava savunma sistemlerine kadar çok geniş bir alanda hamdolsun son derece güçlüyüz. İnşallah çok daha iyi yerlerde olacağız. TB2’lerle yakaladığımız, Akıncı ile sürdürdüğümüz ivmeyi savaş uçağımız Kızıl Elma ile çok farklı bir seviyeye taşıyacağız. Şu hakikati lütfen aklınızdan çıkarmayın, Adanalı kardeşlerim ‘Elle gelen öğün olmaz o da arasan bulunmaz.’ atasözünü çok iyi bilir. Biz de savunma sanayii alanı başta olmak üzere dışa bağımlılığın acısını çok iyi bilen bir ülkeyiz. Bize takılan çelmeleri, müttefiklerimizin uyguladığı gizli-açık ambargoları unutmadık.”

Teknolojinin sadece kalkınma ve refah değil bağımsızlık, güvenlik ve egemenlik manasına da geldiğini defalarca tecrübe ettiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bayraktar’la, ANKA’yla, Akıncı’yla, Aksungur’la, Kızılelma’yla, Atak’la, Hürkuş’la, Hürjet’le, Gökbey’le, Kaan’la, Anadolu’yla, Altay’la ve ülkemizin caydırıcılığını artıran daha nice savunma kabiliyetlerimizle iftihar etmenin sebebi işte budur” dedi.

Türkiye’nin her zaman sulhu sükûnun tarafında olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tüm bunları da savaş heveslisi olduğumuz için değil, vatanımızı ve vatandaşlarımızı kem gözlerden layıkıyla korumak için yapıyoruz. Bölgemizin içinde bulunduğu cinnet hâli karşısında bugüne kadar olduğu gibi yine mazlumların yanında, adaletin safında yer alacağız” ifadesini kullandı.

“Coğrafyamızın yeni bir Sykes-Picot taksimiyle tekrar lime lime edilmesine göz yummayacağız.” diye konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu hedefleri yakalamada en büyük güç kaynağının gençler olduğunu söyledi. “Yerli ve millî olsun” diyerek çırpınan gençler oldukça vatanın daima güvende olacağını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mavi Vatan’da, Gök Vatan’da sizlerin sesi, sizlerin nefesi her daim duyulacak. Size güveniyor, inanıyor ve hepinizle iftihar ediyorum. Sizlerle yol yürümekten, sizlere yoldaşlık etmekten onur duyuyorum. ‘Ülkem, milletim, insanlık için ne yapabilirim’ diye gayret eden, düşünen ve hayallerinin peşinden ayrılmayan siz gençleri yetiştiren ailelerinize de teşekkür ediyorum” dedi.

TEKNOFEST logolu montla platforma çıkan Cumhurbaşkanı Erdoğan, festival paydaşlarıyla fotoğraf çektirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra TEKNOFEST Girişim Yarışması’nda dereceye giren gençlere ödüllerini verdi. TEKNOFEST Yönetim Kurulu ve Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı (T3 Vakfı) Mütevelli Heyeti Başkanı Selçuk Bayraktar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hediye takdim etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra T3 Vakfı Yönetim Kurulu ile TEKNOFEST pozu vererek fotoğraf çektirdi.

Genç Gazeteciler Adana

HABER BURADA

Dünya

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Finlandiya Cumhurbaşkanı Stubb ile ortak basın toplantısında konuştu

Genç Gazeteciler Ankara

“Filistin Devleti’nin tanınması büyük önem ifade ediyor”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Finlandiya Cumhurbaşkanı Stubb ile düzenledikleri ortak basın toplantısında yaptığı açıklamada, “Barışı ve güvenliği sağlamakla görevli uluslararası teşkilatların etkisiz kaldığı bu ortamda Filistin Devleti’nin tanınması, daha büyük anlam ve önem ifade ediyor” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Finlandiya Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Alexander Stubb, Cumhurbaşkanlığı Külliyesindeki baş başa ve heyetler arası görüşmelerinin ardından ortak basın toplantısı düzenlendi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün yaptıkları görüşmelerde Gazze ve Lübnan’a yönelik İsrail saldırganlığının da gündemlerinin odağında yer aldığını belirterek şunları söyledi: “İsrail’in katliamlarıyla ilgili tavrımızı hem Birleşmiş Milletlerde hem de bugün Meclisimizde açık yüreklilikle dile getirdim. İsrail’in hakka, hukuka aykırı işgal ve ilhak arayışına karşı tavrımız, tüm devletlerin ve uluslararası kuruluşların asli görevidir.”

“HÂLÂ BUNU YAPMAYAN ÜLKELERE FİLİSTİN DEVLETİ’Nİ TANIMA ÇAĞRIMIZI TEKRARLIYORUZ”

“Buradan bir kez daha Gazze’de acil kalıcı ateşkesin sağlanması ve insani yardımların ulaştırılması çağrımızı tekrarlıyorum” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu açıklamalarda bulundu: “Lübnan halkının ve hükûmetinin de bu süreçte yanında olmamız gerekiyor. Güvenlik Konseyi başta olmak üzere barışı ve güvenliği sağlamakla görevli uluslararası teşkilatların etkisiz kaldığı bu ortamda Filistin Devleti’nin tanınması, daha büyük anlam ve önem ifade ediyor. 7 Ekim’den bu yana dokuz ülke Filistin Devleti’ni tanımıştır. Hâlâ bunu yapmayan ülkelere Filistin Devleti’ni tanıma çağrımızı tekrarlıyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir gazetecinin, “Birleşmiş Milletler nezdinde Türkiye ve Finlandiya öncülüğünde oluşturulan Arabuluculuk Dostları Grubu, bölgedeki çatışmaların sonlandırılabilmesi adına bir inisiyatif başlatabilir mi?” şeklindeki sorusu üzerine Finlandiya Cumhurbaşkanı Stubb ile bunları da görüştüklerini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, müşterek atılabilecek adımlar konusunda, her iki ülkenin de ara buluculuk noktasında ne denli başarılı olabileceğini zamanın göstereceğini ifade etti.

İsrail’in ara buluculuğa yaklaşması veya kabulünün söz konusu olmadığının görüldüğünü aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Atılacak adımlarla, temennim odur ki, bakanlarımızın yapacağı ön çalışmalarla böyle bir netice alabilirsek bu netice üzerinden inşallah, bu ara buluculuk çalışmalarına devam ederiz” değerlendirmesini yaptı.

FİNLANDİYA CUMHURBAŞKANI STUBB: “İSRAİL’İN ULUSLARARASI HUKUKA UYMASI GEREKTİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUZ”

Finlandiya Cumhurbaşkanı Stubb da görüşmede Orta Doğu’da devam etmekte olan çatışmalar konusunun da ele alındığını belirterek, “İsrail’in kendisini savunma ve koruma hakkı olduğunu kabul ederken, kendi güvenliğini sağlama hakkı olduğunu kabul ederken, aynı zamanda İsrail’in uluslararası hukuka uyması gerektiğini de düşünüyoruz. Çünkü yaşanan insanlık trajedisi Gazze’de çok fazla. Şimdi de Lübnan’da aynı şeyi görmeye başladık. Dolayısıyla biz de Finlandiya olarak acil bir ateşkes çağrısında bulunduk Lübnan’da. Saldırıların durması çağrısında bulunduk. Biz de iki devletli bir çözümden yanayız. Bunu sağlayacak siyasi süreci destekliyoruz. Şu anda devam etmekte olan bu iki savaş yani hem Filistin’de hem Lübnan’da yaşananlar belki de barışla sonuçlanacak, barışçıl bir çözüme ulaşılacak ama henüz bu noktadan çok uzaktayız diyebilirim.”

Genç Gazeteciler Ankara

HABER BURADA

DÜNYA

seers cmp badge