Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, “Doğu Akdeniz’de çözümün yolu, diyalog ve müzakeredir. Sağduyuyla hareket edilirse herkesin hakkını koruyan, kazan-kazan temelli bir formül bulunabilir” dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genel Merkezinde gerçekleştirilen Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’na katılarak partililere hitap etti.
“TÜRKİYE’Yİ HER ALANDA ŞAHA KALDIRDIK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yarın AK Parti’nin kuruluşunun 19’uncu yılına ulaşacaklarını, bu akşam Ankara’da büyük bir coşkuyla, heyecanla yıl dönümünü kutlayacaklarını belirterek, “Eserlerimizle; köprüler, hastaneler, yollar, okullarla ülkemizin dört bir yanına mührümüzü vurduk. 81 vilayetimizin her birinde projelerimiz var. 922 ilçemizin her birinde yatırımlarımız var. Köylerimizde, mahallelerimizde bizimle anılacak eserler var. Türkiye’yi demokrasiden sağlığa, eğitimden adalete, güvenlikten ekonomi, ticaret, üretime kadar her alanda âdeta şaha kaldırdık” dedi.
Sadece yatırımlarda değil, özgürlüklerde de Türkiye’yi dünyanın en ileri ülkelerinden birisi hâline getirdiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şimdiye kadar ne yaptıysak, neyi başardıysak, CHP’nin takoz ve gerilim siyasetine rağmen başardık. Allah’ın yardımı ve milletimizin desteğiyle demokrasimize, ekonomimize, insanımızın birlik ve beraberliğine yönelen tüm girişimleri boşa çıkardık” diye konuştu.
“TÜRKİYE’YE HİZMET SANCAĞINI DAHA YUKARILARA TAŞIMAYA DEVAM EDECEĞİZ”
“Afrika’dan Asya’ya, Avrupa’dan Amerika’ya kadar dünyanın dört bir yanında ay yıldızlı bayrağımızı gururla dalgalandırdık” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “19 yıl önce kefenimizi giyerek çıktığımız bu kutlu yolda, Allah’a hamdolsun, alnımız ak, başımız dik bir şekilde yürümeyi sürdürüyoruz. Rabbime bizlere Türkiye’ye hizmet etme; eserler, projeler kazandırma şerefi bahşettiği için daima şükrediyorum. Bu dava için ter dökmüş, ancak şimdi aramızda bulunmayan, dar-ı bekaya uğurladığımız tüm yol arkadaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Bu akşamki konuşmamızda nereden nereye geldiğimizi, hangi mücadeleleri verdiğimizi, daha da önemlisi nasıl bir Türkiye hayal ettiğimizi aziz milletimizle paylaşacağız. Hem son 19 yılın bir muhasebesini yapacağız, hem de partimizin başta kadın meselesi olmak üzere farklı alanlarda vizyonunu ortaya koyacağız. 19 yıldır olduğu gibi Allah ömür, milletimiz de destek verdikçe Türkiye’ye hizmet sancağını daha yukarılara taşımaya devam edeceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Temmuz ayında açılış, kabul ve ziyaret gibi programlarını yoğun şekilde devam ettirdiğini anlatarak, Astana formatındaki zirve toplantılarının 6’ncısını Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ile video konferans yoluyla gerçekleştirdiklerini, ardından bölgesel meseleleri ve ikili ilişkileri ele almak üzere Katar’a günübirlik bir ziyaret düzenlediklerini hatırlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu dönemde Merkel’den Trump’a, Putin’den Aliyeve kadar pek çok lider telefon diplomasisi yürüttük. Nitekim bugün Almanya Başbakanı Angela Merkel ve AB Konseyi Başkanı Charles Michel ile görüşmem olacak” dedi.
Türkiye’nin otomobilinin örnek modellerini geçen Aralık ayında kamuoyu ile paylaştıklarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 18 Temmuz’da da Türkiye’nin otomobilinin mühendislik, tasarım ve üretim tesislerinin temel atma törenini gerçekleştirdiklerini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen ay 86 senelik uzun bir tahassürün ardından, Ayasofya-i Kebir Camii’nin de yeniden ibadete açıldığını anımsatarak, gençlik yıllarının rüyasını gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşadıklarını söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hamdolsun, gençlik yıllarımızın bir rüyası olan bu hedef önünde yıllarca yaptığımız mitinglerle, ‘zincirler kırılsın Ayasofya açılsın’ diye sloganlar attığımız Ayasofya’yı Kebir Camii Şerifi’nin yeniden ibadete açılmasının milletimize, ümmete ve tüm insanlığa tek hayırlı olmasını diliyorum. Rabbime bize tekrar Ayasofya’yı yeniden Kuranla namazla buluşturma imkânı bahşettiği için hamdediyorum. Bu fiili, rüyamızı gerçekleştirdiği için defalarca hamdediyoruz” ifadelerini kullandı.
“TÜRKİYE, LÜBNAN HALKININ YANINDA OLMAYA DEVAM EDECEKTİR”
Beyrut Limanı’nda meydana gelen ve büyük bir yıkıma sebep olan patlama sonrasında AFAD, TİKA, Kızılay ve Sağlık Bakanlığını seferber ettiklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun geniş bir ekiple Beyrut’a gittiklerini ve bütün yetkililerle görüşmeler yaptıklarını söyledi.
Sivil toplum kuruluşlarının da aynı şekilde Beyrut’a giderek gerekli ihtiyaçları yerinde tespit ettiklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sağlık Bakanlığının tıbbi malzeme yardımlarıyla birlikte TİKA’nın tedarik ettiği 400 ton buğdayın Beyrut’a ulaştırıldığını açıkladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Birileri gibi fotoğraf çektirmek, kameralar karşısında şov yapmak için değil, ezeli ve ebedi kardeşliğimizin gereği olarak Lübnan’a gittik. Gerek Lübnan makamları gerekse Lübnan halkı tarafından heyetimize gösterilen hüsnü kabul, bu çabalarımızın âdeta karşılığı olmuştur. Farklı dinî, mezhebi ve etnik gruplardan tüm Lübnanlılar, Türk heyetini büyük bir hasretle bağrına basmıştır. Türkiye, hiçbir ayrım yapmadan, çıkar ve hesap peşinde koşmadan, Lübnan halkının yanında olmaya devam edecektir” değerlendirmesinde bulundu.
“DOĞU AKDENİZ’DE TÜRKİYE, BUGÜNE KADAR NE YAPTIYSA MEŞRUİYET TEMELİNDE YAPMIŞTIR”
Türkiye’nin dış siyasette daha aktif, daha kararlı bir tavır takınmasının birilerini rahatsız ettiğine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bölgemizi kardeş kavgasına sürüklemeye çalışanlar, Türkiye’nin barışı ve adaleti savunan politikalarından rahatsız oluyor. Sadece dışarda değil, içerde de rahatsız oluyorlar. Ülkemizi enerji rekabetinin dışında bırakmak isteyenler, bizim haklarımızı sahip çıkmamızdan da rahatsız oluyor. Özgüven yoksunu bir Türkiye hayali kuranlar, bizim diklenmeden dik duruşumuzdan rahatsız oluyorlar. Ülkemizin Doğu Akdeniz’deki hak ve menfaatlerini garantiye almaya yönelik adımları, hem iç politikada hem dış politikada âdeta bir turnusol kâğıdına dönüşmüştür” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, başkalarının etki ajanlığını yapan marjinaller dışında, 83 milyonun tamamının devletin uluslararası hukuk çerçevesinde attığı adımları güçlü bir şekilde desteklediğinin altını çizerek, “Doğu Akdeniz’de Türkiye, bugüne kadar ne yaptıysa meşruiyet temelinde ve Libya ile olan mutabakat muhtıralarına göre yapmıştır. Akdeniz’de gerginliği artıran, Türkiye değil, Türkiye’yi ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni yok saymaya çalışan Rum-Yunan zihniyetidir” diye konuştu.
“TÜRKİYE’Yİ VE KIBRIS TÜRKLERİNİ DIŞLAYAN HİÇBİR GİRİŞİM VE ANLAŞMANIN BAŞARI ŞANSI YOKTUR”
Rum Kesimi’nin, 2003 yılından beri Ada’yı âdeta tapulu malı gibi görerek hiçbir hakkı olmadığı Ada’nın deniz yetki alanlarında petrol, doğal gaz arama faaliyetlerinde bulunmaya yönelik imtiyaz ruhsatları verdiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Rum kesiminin sözde ruhsat sahalarından bazıları ise Türkiye’nin kıta sahanlığıyla açıkça çakışıyor. Yunanistan ve Rum yönetimi, Kıbrıs Türklerinin bu coğrafyadaki hidrokarbon kaynakları üzerindeki haklarını gasp etmeye çalışıyor. Hukuksuz adımların bir başka amacı da, Akdeniz’e en uzun kıyı şeridi olan ülkemizi Antalya Körfezi’ne hapsetmektir. Tüm bunlar, Türkiye’yi denizden çevrelemeye dönük hamlelerdir. Biz, daha önce defalarca, böyle bir oyuna asla gelmeyeceğimizi ilan ettik. Hiçbir yabancı ülke, şirket veya geminin deniz yetki alanlarımızda izinsiz olarak arama, çıkarma faaliyetinde bulunamayacağını dile getirdik. Ancak son dönemde, Doğu Akdeniz’e sahildar olmayan bir ülkenin de kışkırtmalarıyla, Yunanistan ve Rum yönetiminin yanlış adımlar attığını görüyoruz. Kimse kendini dev aynasında görmemeli, çok açık net konuşuyorum; şov peşinde de koşmamalıdır. Türkiye olarak şimdiye kadar Yunanistan’la sorunlarımızın çözümünü hep diplomaside, müzakere masasında aradık. Kimi zaman karşılık bulamasak da komşuluk hukukumuzu gözeten bir anlayışla hareket ettik. Buradan şu gerçeğin altını kalın çizgilerle çizmek istiyorum. Bizim kimsenin hakkında gözümüz yok, ancak hiçbir ülkeye de hakkımızı yedirtmeyiz. Türkiye’yi ve Kıbrıs Türklerini dışlayan, hak ve hukuku çiğneyen hiçbir girişim ve anlaşmanın başarı şansı yoktur.”
“YUNANİSTAN’IN EGE VE AKDENİZ’DE ORTAYA KOYDUĞU TAVIR ART NİYETLİDİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Oruç Reis’in Pazartesi günü başlattığı çalışmanın, Türkiye’nin Birleşmiş Milletlere bildirdiği kıta sahanlığı sınırları içinde olduğuna dikkati çekerek, bu sahanın, 2012 yılında Türkiye Petrollerine verilen ruhsat sahalarında yer aldığını, bu ruhsatların da Resmî Gazete’de yayımlayarak kamuoyu ve dünya ile paylaşıldığını açıkladı.
Oruç Reis gemisinin bölgede 23 Ağustos’a kadar sismik araştırma faaliyetlerini yürüteceğine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: “Yunanistan’ın Ege ve Akdeniz’de ortaya koyduğu tavır ise art niyetlidir. Türk kıyılarına 2 kilometre, Yunan anakarasına 580 kilometre uzaklıktaki Meis Adası üzerinden deniz yetki alanı talep etmek, akılla ve sağduyu ile izah edilemez. 10 kilometrekarelik bir adanın 40 bin kilometrekare deniz alanına sahip olduğu iddiası, uluslararası hukuk açısından hem komik hem de temelsizdir. Buradan Yunanistan’ı, Türkiye’nin hak ve hukukuna riayet etmeye davet ediyorum. Doğu Akdeniz’de çözümün yolu, diyalog ve müzakeredir. Sağduyu ve aklıselimle hareket edilirse herkesin hakkını koruyan, kazan-kazan temelli bir formül bulunabilir. Biz asla gereksiz macera peşinde değiliz, gerilim de aramıyoruz. Ancak benim batı Trakya’daki soydaşlarıma, kardeşlerime saldıranlar da şunu bilmeli ki bunun uluslararası hukukta da diğer yöntemlerle de hesabını verecek. Buradan Avrupa Birliğini de uyarıyorum. Avrupa Birliği olarak üyeniz olan bir ülkenin Avrupa Birliği hukukuna göre azınlıkların hukukunu koruma sorumluluğunu yerine getiriyor mu getirmiyor mu? Bunun hesabını Avrupa Birliği’nin Yunanistan yönetimine sorması lazım. Nitekim bugün yapacağımız görüşmelerde her iki siyasetçiye de bunu hatırlatacağım. Biz sadece adalet istiyoruz, hakkaniyet istiyoruz, soydaşlarımızın hukukunu korumak da bizim görevimizdir.”
“DOKTORLARIMIZ BÜYÜK GAYRET SARF ETTİ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, koronavürüs salgınına karşı vatandaşlardan alınan tedbirleri uygulamalarını isteyerek, “Bakıyorsunuz maskeyi taktığını söyleyen, maskeyi çenesinin altına koymuş. Bu olmaz. Bunları dikkatle uygulamamız lazım. Hastanelerimiz, yeterli sayıda, hatta dünyaya göre çok daha fazla bir konumdayız. Böyle olduğuna göre bizler, burada maskeye, mesafe ve temizliğe dikkat edeceğiz ki öbür tarafta, zaten hastanelerimiz en modern anlamda var. Hamdolsun doktorlarımız büyük çabalarla, gayretler sarf ettiler, sarf ediyorlar” diye konuştu.
Toplu yerlerdeki eğlencelere ara verilmesini isteyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Herhalde hastane yataklarında komada yatmaktansa eğlenceye ara vermek daha evladır. Bunları yapmayalım. Aileleri üzmeyelim” dedi.
“2025 yılında, 18,5 milyar liralık kırsal kalkınma desteği vereceğiz”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çiftçiler ile İftar” programında yaptığı konuşmada, “2025 yılında, bütçeden ve uluslararası kurum-kuruluşlardan kredi ve eş finansman desteği ile 18,5 milyar liralık kırsal kalkınma desteği vereceğiz. Böylece kırsala yaklaşık 25 milyarlık yatırım ve 10 bin kişiye istihdam sağlamış olacağız” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Sergi Salonu’nda düzenlenen “Çiftçiler ile İftar” programına katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, katılımcıların gelecek hafta idrak edilecek Kadir Gecesi ile 30 Mart’ta vasıl olunacak Ramazan Bayramı’nı tebrik etti.
Mübarek ayda tutulan oruçların, yapılan ibadetlerin, edilen duaların, Türk milletinin yanı sıra Gazzeli, Suriyeli ve Yemenli mazlumlar başta olmak üzere tüm Müslümanların birliğine, beraberliğine, zulümden kurtuluşuna vesile olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendilerini bir araya getiren Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı ve ekibine teşekkür etti.
“ÇİFTÇİLERİMİZİN FEDAKÂRLIĞINI HİÇBİR ZAMAN UNUTMAYACAĞIZ”
Vatan topraklarının her karışını alın teriyle işleyen tüm çiftçilere sevgi ve saygılarını gönderen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Ülkemizin kalkınmasındaki ana aktörlerden olan sizlerden Allah razı olsun diyor, Rabb’im milletimize yokluğunuzu hissettirmesin diyorum. Burada öncelikle şu noktayı ifade etmek isterim; çiftçi kardeşlerimize sadece ülkemiz tarımına katkılarından ötürü değil, en sancılı dönemlerde demokrasimize verdikleri destek için de minnettarız. 15 Temmuz darbe girişiminde millî iradeyi ve ülkemizi korumak için en ön safta yer almanızı unutamayız. Darbecileri engellemek için mahsulünü ateşe verecek kadar vatanlarına sevdalı çiftçilerimizin fedakârlığını hiçbir zaman unutmayacağız. O karanlık gecede, darbecilere meydanları dar eden tüm kahramanlara ülkem ve milletim adına bir kez daha teşekkürlerimi sunuyorum. 15 Temmuz gibi nice badirelerin üstesinden sizlerle birlikte geldik. Sadece demokrasi de değil tarımda, hayvancılıkta, ihracatta ülkemizi takdirle takip edilen seviyeye birlikte getirdik. İnşallah Türkiye Yüzyılı’nı da sizlerle omuz omuza inşa edeceğiz.”
“ÇİFTÇİ KARDEŞLERİMİZE HAK ETTİĞİ DEĞERİ VERMENİN ÇABASINDAYIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, göreve geldikleri günden itibaren tüm vatandaşların saadeti, refahı ve kardeşliği için geceli gündüzlü koşturduklarını dile getirdi.
“Önümüze çıkan engellere takılmadan, şahsımızı ve hükûmetimizi hedef alan saldırılara teslim olmadan, Türkiye’nin iyiliğini istemeyen alçakların sabotajlarına prim vermeden 85 milyonun huzuru ve esenliği için gayret gösteriyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Hem tarıma hem de yaz kış demeden üretim yapan çiftçi kardeşlerimize hak ettiği değeri vermenin çabasındayız. Gayretlerimizin, emeklerimizin olumlu neticelerini hamdolsun çok geniş bir yelpazede bizzat görmeye başladık. Bitkisel üretimden hayvancılığa, balıkçılıktan kırsal kalkınma yatırımlarına, tarımın her alanında ülkemizin gerçek potansiyeli ortaya çıkıyor. Burada elbette uzun uzadıya anlatacak değilim. Sektörün içinde olanlar zaten neyin ne olduğunu gayet iyi biliyor. Sadece birkaç önemli rakamı paylaşmak arzusundayım. Özellikle ellerine geçirdikleri her fırsatı Türk tarımını ve onun arkasındaki milyonlarca kahramanı kötülemek için kullananların burayı çok dikkatli dinlemesini tavsiye ediyorum.”
“SEBZE VE MEYVE ÜRETİMİNDE DÜNYADA DÖRDÜNCÜYÜZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, verimli ve kaliteli üretimin artması için son 22 yılda reel rakamlarla 2 trilyon 70 milyar lira tarım desteği verdiklerini, 2025 yılında şu ana kadar 24 milyar lira ödeme yaptıklarını vurguladı.
Yılsonunda bu rakamın 135 milyar lirayı bulacağına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Yine burada, birilerinin ‘Türkiye’de tarım bitti’ dediği rakamları söylüyorum. Ülkemizde 206 çeşit tarım mahsulü üretiliyor. Bunların birçoğunda hamdolsun kendimize yeter durumdayız. Sebze ve meyve üretiminde dünyada 4’üncüyüz. Bitkisel üretimde 11’inciyiz. 21 üründe dünyada ilk 3’teyiz. Çiğ süt üretiminde dünyada 9’uncu, Avrupa’da 3’üncü sıradayız. Sığır eti üretiminde dünyada 7’nci, Avrupa’da 1’inci konumdayız. Tavuk eti üretiminde dünyada 9’uncu, Avrupa’da ise 2’nciyiz. Yumurta üretiminde dünyada 10’uncu, Avrupa’da 2’nci. Bal üretiminde dünyada 2’nci, Avrupa’da ilk sırada bulunuyoruz. Su ürünleri yetiştiriciliğinde dünyada 16’ncı, Avrupa’da 2’nci sıradayız.”
“TARIMSAL HASILAYI ÜÇ KATINA ÇIKARDIK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, üretimdeki tüm başarılarla birlikte tarım orman sektörünün geçen yıl Türkiye ortalamasının da üzerinde büyüme gerçekleştirdiğini bildirdi.
2002 yılında 25 milyar dolar olan tarımsal hasılayı üç katına çıkartarak 2024 yılında 74 milyar dolara yükselttiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu bilgileri verdi: “Şuraya da özellikle dikkatinizi çekiyorum; ‘Tarım bitti’ iftirası atılan Türkiye bugün, tarımsal hasılada Avrupa’da lider, dünyada ise 8’inci sıradadır. Aynı dönemde ihracatımızı 3,8 milyar dolardan aldık geçen sene 32,6 milyar dolara ulaştırdık. Yani 2002’de ülke olarak neredeyse bir yılda yaptığımız ihracatı bugün sadece tarımda gerçekleştiriyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında, tarımda son 22 yılda 110 milyar dolarlık dış ticaret fazlası verdiklerini belirterek, 186 ülkeye 2 bin 250 çeşit tarımsal ürünün ihraç edildiğini söyledi.
Türkiye’nin ihracatta 13 üründe dünyada ilk 3 ülke arasında yer aldığını, ayrıca 104 ülkeye tohum ihracatı gerçekleştirildiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu listeyi daha da uzatmanın mümkün olduğunu ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, idrakleri kapanmamış olanlar için bu rakamların ziyadesiyle kâfi olduğuna vurgu yaparak, “İktidarla muhalefeti karıştıranlara ne desek boş. Onlar bir yalan bulup, değilse uydurup hükûmetimizi ve tarım sektörünü karalamaya devam ederler. Güneş balçıkla sıvanmaz. Yalan ne kadar büyük olursa olsun hakikat güneşini kapatamaz. Muhalefetin çarpıtmalardan medet umarak perdelemeye çalıştığı tarım sektörümüzün gerçekleri bunlardır. Bütün bu başarıda emeği olan, alın teri döken siz çiftçi kardeşlerimi bugün bir kez daha yürekten tebrik ediyorum” şeklinde konuştu.
“GIDA DENETİMLERİ YANINDA FAHİŞ FİYATLA MÜCADELEMİZ DE HIZ KESMEDEN SÜRÜYOR”
Amaçlarının, vatandaşın kaliteli, sağlıklı ürüne ulaşması olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “İnsanımızın ücretini ödediği üründe hile, hurda, aldatmaca olmamasıdır. Bakanlığımız sizlerin alın terinizle ürettiğiniz ürünleri vatandaşlara sahtecilikle, taklitle sunanlara karşı bir denetim seferberliği başlattı. Denetimler sonucunda taklit, tağşiş yapılan sağlıksız ürünler artık anlık olarak yayınlanıyor. Sağlıklı ve güvenilir gıda denetimleri yanında fahiş fiyatla mücadelemiz de hız kesmeden sürüyor. Açgözlüler özellikle mübarek ramazan ayını fırsata çevirmek için eskiden beri malumunuz her yola başvurmaktadır. Bu ramazan öncesinde fırsatçılara meydanın boş olmadığını göstermek adına bir dizi tedbir aldık. Devlet olarak adeta dört koldan çok yoğun bir mücadele içine girdik. Ticaret Bakanlığımız, Hazine ve Maliye Bakanlığımız ve Rekabet Kurulumuz fahiş fiyat artışı yapanlarla ilgili incelemeler başlattı.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ayrıca ürün arzına dönük önlemleri de aldıklarına işaret ederek, bu mübarek günlerde temel gıda ürünlerinde arz sıkıntısının yaşanmadığını dile getirdi.
Birçok işletmenin, indirim kampanyalarıyla hem enflasyonla mücadeleye destek verdiğine hem de ramazan ayında vatandaşın daha uygun maliyetle ürünlere ulaşmasına destek olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnşallah ramazan ayından sonra da bu mücadelemiz sürecek. Vatandaşın helal lokmasına göz dikenlerin heveslerini Allah’ın izniyle kursaklarında bırakmaya devam edeceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 85 milyon vatandaşın, 62 milyon turistin gıda ihtiyacı sorunsuz karşılanıyorsa, bunda en büyük emeğin çiftçilerin olduğunu vurguladı.
Tarımda plansız üretimden kaynaklı sorunların giderilmesi için devrim niteliğindeki düzenlemeyi geçen yıl uygulamaya koyduklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şu sözlerle devam etti: “Sektörün yıllardır beklediği tarımsal üretim planlamasına başladık. Artık hangi ürünün nerede, ne kadar ekileceğini planlıyoruz. Düzenleme ile ‘bu ürün para etmedi, elde kaldı’ gibi şikâyetlerin de inşallah önüne geçeceğiz. Üretim planlamasıyla uyumlu olarak yeni destekleme modelimizi de kamuoyumuzla paylaştık. Artık çiftçilerimiz hangi ürüne ne kadar destek alacağını önceden biliyor ve ürün ekim planını buna göre yapıyor. Hayvancılıkta da planlama bölgeleri oluşturduk. Buralarda üretim yapacaklara ilave teşvik ve desteklerimizi açıkladık. Üretim planlamasının olumlu sonuçlarını önümüzdeki 3 yıl içinde daha net göreceğiz. Diğer yandan tarım yapılan tüm alanları kayıt altına alarak destekten faydalanan çiftçi sayımızı artırıyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bütün tarım politikalarının merkezine, üretimin en temel faktörü suyu aldıklarını belirtti.
Son 22 yılda tam 3 trilyon 350 milyar lira maliyetli 11 bine yakın su ve sulama tesisini hizmete aldıklarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu yıl içinde de 132 milyar lira yatırımla 321 tesisi daha sizlerin hizmetine sunacağız. Şurası bir gerçek ki sadece devletimizin yatırımları ve sizlerin emeğiyle üretimde istenen sonuçların alınması mümkün değil. Her geçen yıl iklim değişikliğinin sebep olduğu sıkıntılara daha fazla maruz kalıyoruz. Maalesef bu yıl da benzer bir durumla karşılaştık. Bu tür durumlar için tarım sigortasının ehemmiyetini tekrar hatırlatıyor, sigorta yaptırmayan çiftçi kardeşlerimizi sigorta yapmaya davet ediyorum. Prim ödemelerinin 3’te 2’sine kadarını devlet olarak karşıladığımız TARSİM’in kapsamını her geçen yıl genişletiyor, yeniliklerle çiftçimizin ürünlerini koruma altına almasına destek sağlıyoruz.”
Kırsalda hayat standardının yükseltilmesi, kadın ve genç nüfusun üretime teşvik edilmesine yönelik çalışmalarının sürdüğünü, uyguladıkları kırsal kalkınma programlarında yüzde 50 ile yüzde 100 arası hibe desteklerinin bulunduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şu sözlerle tamamladı: “Şu müjdelerimizi de paylaşmak istiyorum; 2025 yılında bütçeden ve uluslararası kurum, kuruluşlardan kredi ve eş finansman desteğiyle 18,5 milyar liralık kırsal kalkınma desteği vereceğiz. Böylece kırsala yaklaşık 25 milyarlık yatırım ve 10 bin kişiye istihdam sağlamış olacağız. Ayrıca uluslararası finans kuruluşlarından sağlanan yeni kaynakları taşkın koruma projelerinden kuraklık önleme sistemlerine, kırsal kalkınmadan ormancılığa kadar sektörümüzün gelişimi için kullanmayı sürdürüyoruz. Bu seneden itibaren 5 yıl boyunca tarımın çeşitli alanlarında kullanılmak üzere 1 milyar dolar yani 37 milyar lira yeni kaynağı çiftçilerimize hibe olarak vereceğiz. Bunun 250 milyon dolarının sadece deprem bölgesine tahsis edildiğini de ayrıca ifade etmek isterim. Şimdiden hayırlı uğurlu olsun diyorum.”
“Çanakkale’de sembolleşen ezelî ve ebedî kardeşliğimize ilelebet sahip çıkacağız”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Devlet Övünç Madalyası Tevcih Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Çanakkale, bizim nasıl bir millet olduğumuzu anlatan epik bir destandır. Çanakkale’de sembolleşen ezelî ve ebedî kardeşliğimize ilelebet sahip çıkacak, şehitlerimizin izinde hep birlikte geleceğe yürüyeceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çankaya Köşkü’nde düzenlenen Devlet Övünç Madalyası Tevcih Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında, polislere, askerlere ve ailelerine, devlete yaptıkları hizmetler dolayısıyla şükranlarını sundu.
“Bugün burada tevcih edeceğimiz madalyalar, devletimizin sizlere olan minnet duygusunun sadece birer sembolüdür” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehit yakınları ve gazilerin, milletin kalbindeki yerlerinin zaten her türlü takdirin ve övgünün katbekat üzerinde olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatanı uğrunda hayatlarını feda eden her şehidin Türkiye’nin yolunu aydınlatan birer meşale olduğunu belirterek, şehitlere Allah’tan rahmet, yakınlarına ve millete başsağlığı diledi.
Allah yolunda ölümü göze alarak mücadele eden, bu uğurda bedel ödeyen gazilere minnettar olduklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, kahraman gazilere uzun ve hayırlı ömür niyaz etti.
“ŞEHİT VE GAZİLERİMİZDEN ALDIĞIMIZ İLHAMLA VATANIMIZA CANIMIZ PAHASINA SAHİP ÇIKMAYA DEVAM EDECEĞİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rabbimiz, hayat rehberimiz Kur’an-ı Kerim’de ‘Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyiniz. Zira onlar diridirler ancak siz bunu bilemezsiniz.’ buyuruyor. Bu ilahi müjdenin gereği olarak biz de şehitlerimizin yaşadıklarına tüm kalbimizle inanıyor ve iman ediyoruz. Şehitlerimizin muazzez hatıraları bin yıldır olduğu gibi inşallah yarın da istiklalimizin ve istikbalimizin güvencesi olacaktır” diye konuştu.
Bu topraklar üzerinde ay yıldızlı al bayrak gururla dalgalanıyorsa, ezanlar her gün beş vakit gökyüzüne yükseliyorsa, ülkede özgürce ve onurluca yaşanabiliyorsa bunun arkasında şehitlerin fedakârlığı, gazilerin de cesareti olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aziz şehitlerimizin yüzü suyu hürmetine biz millet olarak bin yıldır tarih sahnesinde varlığımızı idame ettirebiliyoruz. Allah’ın izniyle karşımıza kim çıkarsa çıksın millet olarak ezelî ve ebedî vatanımızda başımız dik, alnımız ak bir şekilde yaşamayı sürdüreceğiz. Şehit ve gazilerimizden aldığımız ilham, cesaret ve kararlılıkla vatanımıza gerektiğinde canımız pahasına sahip çıkmaya devam edeceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün aynı zamanda tarihin en parlak sayfalarından biri olan 18 Mart Çanakkale Zaferi’nin 110. yıl dönümünün idrak edildiğini hatırlatarak, Çanakkale Destanı’nı kanlarıyla yazan kahramanların her birini rahmetle yâd etti.
“ÇANAKKALE’DE BİR KEZ DAHA GÖRÜLMÜŞTÜR Kİ HİÇBİR SİLAH VATAN SEVGİSİNE GALİP GELEMEZ”
Bu toprakları vatan yapabilmek için Malazgirt’ten Niğbolu’ya, Mohaç’tan Preveze’ye, İstanbul’un fethinden Kut’ül Amare’ye, İstiklal Harbi’nden Kıbrıs Barış Harekâtı’na kadar nice çetin savaşlar verildiğini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çanakkale Savaşları’nın maziden atiye uzanan istiklal mücadelesinde milletin topyekûn kıyamını ifade etmesi bakımından farklı bir anlama sahip olduğunu vurguladı.
Çanakkale’nin, İtilaf Devletleri’nin Birinci Dünya Savaşı’nı kısa yoldan sona erdirmek için açtıkları bir cephe olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “İtilaf kuvvetleri ellerini, kollarını sallayarak Çanakkale’den geçebileceklerini zannediyorlardı. Hatta dönemin İngiliz Bahriye Nazırı Churchill’in şöyle söylediği rivayet edilir; ‘Türkler mi? Bir elimizi arkamıza bağlar, diğer elimizle ezer geçeriz onları.’ Büyük bir kibirle geldikleri Çanakkale’yi ne yaptılarsa geçemediler. Kendi tabirleriyle ifade edecek olursak, tarihin gördüğü en kalabalık Haçlı kuvvetlerine rağmen başaramadılar.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “’Yenilmez Armada’ dedikleri savaş gemilerine rağmen başaramadılar. Uzun menzilli toplarına, makineli tüfeklerine ve milyonlarca mermilerine rağmen başaramadılar. Şair ne diyor? ‘Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker, gökten ecdat inerek öpse o pak alnı değer. Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhid’i. Bedr’in arslanları ancak bu kadar şanlıydı.’ Yanlış hesap Çanakkale’den dönmüş, işgal ruhu hüsrana uğramıştır. Çanakkale’de bir kez daha görülmüştür ki ne kadar gelişmiş olursa olsun hiçbir silah vatan sevgisine, millet sevgisine galip gelemez. İstiklale âşık bir milletin vatan savunması nasıl olur? İşte Çanakkale, 110 sene önce bunu tüm dünyaya göstermiştir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk milletinin kanıyla yazdığı bu destanın her bir sayfasının ayrı bir gurur, kahramanlık ve hüzün vesikası olduğunu dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Askerlerimizin hangi yiğitliğini anlatmaya başlasak bir taraftan göğsümüz kabarır ama diğer taraftan boğazımız düğümlenir, sesimiz titrer, gözyaşlarımız sel olur gider. Ezineli Yahya Çavuş’un 67 eriyle 3 bin kişi karşısında yazdığı destan, böyle bir destandır. Yarbay Mustafa Kemal’in kumandasındaki 19. Tümen 57. Alayın sancağını düşmana teslim etmeme uğruna tüm neferlerinin şehit düşerek yazdığı destan, işte böyle bir destandır. Rumeli Mecidiye tabyasından Havranlı Seyit Onbaşı’nın çeyrek tonluk top mermisiyle İngilizlerin meşhur zırhlı gemisi Ocean’ı batırması, işte böyle bir destandır. Çanakkale Savaşları daha bunun gibi nice destana, nice fedakârlığa ve yiğitliğe sahne olmuştur. Çanakkale Zaferi bize çok kıymetli bir miras bırakmıştır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu savaşta şu hakikat bir kez daha tecessüm etmiştir. Türk milletinin karakteri hürriyettir, istiklaldir, bağımsızlıktır. Başka hiçbir milletin boyunduruğu altına girmemektir. Dolayısıyla Çanakkale anlaşılmadan Türkiye anlaşılmaz. Çanakkale ruhunu anlamayan Türk milletini anlayamaz. Çanakkale’deki kardeşliği, cesareti, imanı anlayamayan bu ülkenin ve milletin kodlarını çözemez. Çanakkale Zaferi’nin anlaşılması hem tarih şuurunun güçlenmesine hem de bugünü ve geleceği daha iyi kavramamıza yardımcı olacaktır” diye ekledi.
“KARDEŞLİĞİN ASRI OLACAK TÜRKİYE YÜZYILI’NI BERABER İNŞA EDECEĞİZ”
“Çanakkale, bizim nasıl bir millet olduğumuzu anlatan epik bir destandır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çanakkale’de ülkemizin ve Suriye’den Gazze’ye gönül coğrafyamızın dört bir yanından şehitlerimiz koyun koyuna yattığı müddetçe Allah’ın izniyle kimse bizim aramıza kan ve gözyaşından duvarlar öremeyecek. Çanakkale’de sembolleşen ezelî ve ebedî kardeşliğimize ilelebet sahip çıkacak, şehitlerimizin izinde hep birlikte geleceğe yürüyeceğiz” diye konuştu.
Çanakkale şehitlerinin evlatları olarak zorluklar karşısında yılmayacaklarını, saldırılar karşısında geri adım atmayacaklarını, tehditlere ve şantajlara boyun eğmeyeceklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Emperyalistlerin oyunlarına karşı uyanık olacak, ortak yaşama irademize darbe vurulmasına asla müsaade etmeyeceğiz. El ele, gönül gönüle, omuz omuza vererek barışın, kalkınmanın ve kardeşliğin asrı olacak Türkiye Yüzyılı’nı inşallah beraber inşa edeceğiz” dedi.
Çanakkale Deniz Zaferi’nin 110. seneyi devriyesinin ülkeye, millete, tüm kardeş coğrafyalara mübarek olması temennisinde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çanakkale’yi geçilmez kılan kahramanlar başta olmak üzere tüm şehitlere Allah’tan rahmet diledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Devlet Övünç Madalyası ve Beratı takdim edilecek şehit yakınları ve gazileri tebrik etti.
Çanakkale, milletimizin bağımsızlık uğruna yazdığı bir destandır. | Genç Gazeteciler
18 Mart 1915 bir vatanın istikbal ateşini yakan, bir milletin istiklâlini ebedî kılan, Türk tarihinin kırılma noktasındaki bir zaferdir.
Bugün de aynı ruhla, vatanımıza, bağımsızlığımıza ve bizi biz yapan değerlere sahip çıkıyoruz. Savunma sanayiinde tam bağımsız Türkiye için attığımız adımlarda, terörle mücadelede gösterdiğimiz kararlılıkta, mazlum coğrafyalara uzattığımız kardeşlik elinde hep Çanakkale’nin mirası var.
Tarihe altın harflerle yazılan #Çanakkale Deniz Zaferi’nin 110. yıldönümünde başta ülkemizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, Çanakkale kahraman şehit atalarımızı ve bugüne kadarki tüm şehitlerimizin ruhu şad olsun. Onlara çok şey borçluyuz
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.