Cumhurbaşkanı Erdoğan, video konferansla bağlandığı, 12. Uluslararası İslam Ekonomisi ve Finansı Konferansı’nda yaptığı konuşmada, “Türkiye’nin salgını yönetmedeki başarısı ülkemize yönelik ilgiyi daha da arttırdı. İnşallah önümüzdeki dönem de bu ilgiyi fırsata çevirerek krizden güçlenerek çıkmayı planlıyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 12. Uluslararası İslam Ekonomisi ve Finansı Konferansı’na (IIEFC) video konferans yöntemiyle bağlanarak, katılımcılara hitap etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konferansın düzenlenmesinde emeği geçenlere teşekkür ederek, konferansın hayırlara vesile olmasını diledi.
İlki 1976’da Mekke’de düzenlenen konferansın 12’ncisinin bu yıl İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi’nin başkanlığında gerçekleştirildiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam ekonomisi ve finansı alanında çığır açan eserlere imza atan Prof. Dr. Sabahattin Zaim’i minnetle yâd ettiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Perşembe günü vefat eden Prof. Dr. Sabri Orman’a da Allah’tan rahmet dileyerek, “Sabri Orman Hocamız, tıpkı üstadı rahmetli Sabahattin Zaim gibi İslam iktisat düşüncesi konusunda kıymetli eserleriyle tanınan mümtaz bir şahsiyetti. Üniversitemizin İslam iktisadı alanında Türkiye’nin lider kurumlarından biri hâline gelmesinde kendisinin çok büyük katkısı oldu. Yazdıkları kitaplar ve yetiştirdikleri öğrencilerle geride silinmeyecek izler bırakan bu iki hocamızın ilmi miraslarına sahip çıkmak önemlidir. 12. Uluslararası İslam Ekonomisi ve Finansı Konferansı’nı bu yönde atılmış değerli bir adım olarak görüyorum” dedi.
“KORONAVİRÜS SALGINIYLA TÜM DÜNYADA KÖKLÜ DEĞİŞİKLİKLERİN YAŞANACAĞI YENİ BİR DÖNEME GİRİLDİ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni tip Koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla tüm dünyada köklü değişikliklerin yaşanacağı yeni bir döneme girildiğine işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Her ne kadar bu salgın öncelikle sağlıkla ilgili olsa da sonuçları itibarıyla hayatımızın hemen her alanını etkilemektedir. İş gücü piyasasından ticarete, kişisel ilişkilerden kamu güvenliğine kadar pek çok alanda salgının artçı sarsıntılarına şimdiden şahit oluyoruz. Son günlerde kimi batılı ülkelerde yaşanan sokak olaylarının gerisinde ırkçılıkla beraber salgının gün yüzüne çıkardığı adaletsizlikler de vardır. Bu süreçte ekonomik olarak en müreffeh ülkelerin kendi vatandaşlarına maske temin etmekte dahi zorlandığını, asgari sağlık hizmetlerini sağlayamadığını gördük. Sağlık sigortası olmayan insanların ölüme terk edildiği utanç verici sahnelerle karşılaştık. Yaşlı bakım evlerinden yansıyan görüntüler hepimizi derinden sarsmış, insanlık adına, geleceğimiz adına endişelerimizi daha da artırmıştır. Sadece maddi zenginliğin sosyal adaleti ve eşitliği temin etmeye yetmediği, bu süreçte acı bir şekilde ortaya çıkmıştır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünya genelinde 450 bine yaklaşan can kaybını sadece Kovid-19 virüsünün ölümcül etkisine bağlamanın da son derece yanlış olacağını belirterek, “Ne yazık ki dünyanın birçok ülkesinde sistem zayıfı değil güçlüyü, yoksulu değil zengini, çoğunluğu değil bir avuç azınlığı koruma üzerine bina edilmiştir. İnsanlar ancak paraları, güçleri ve maddi imkânları oranında hizmetlerden faydalanabilmektedir. Toplumun çeperinde yer alan, ekonomik bakımdan yeterli güce sahip olmayan insanlar, bu tarz kriz durumlarında kaderlerine terk edilmektedir” değerlendirmesinde bulundu.
“TÜRKİYE, BU SALGIN DÖNEMİNİ EN AZ HASARLA ATLATAN ÜLKELERİN BAŞINDA YER ALIYOR”
Türkiye’nin, bu salgın dönemini en az hasarla atlatan ülkelerin başında yer aldığının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, güçlü sağlık alt yapısının yanında vatandaşlara sundukları kapsamlı ekonomik ve sosyal destek paketleriyle zor bir sınavı başarıyla verdiklerini anlattı. Hiç bir vatandaşı sahipsiz bırakmadıklarına vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu süreçte 125 ülkeye de sağlık yardımında bulunduklarını, “İnsanların en hayırlısı, insanlara faydalı olandır” tavsiyesine uygun şekilde tüm imkânları hiç bir ayrım yapmadan tüm insanların istifadesine sunduklarını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, pandemi sürecinde uluslararası kuruluşlardan borç almak yerine Türkiye’nin kendi kaynaklarını harekete geçirmeye özen gösterdiklerini dile getirerek, bu süreçte ticari ilişkilerin yoğun olduğu ülkelerin merkez bankaları aracılığıyla takas anlaşmaları yaparak “kazan kazan” temelinde bir işbirliği modeli geliştirdiklerini açıkladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Böylece mali bağımsızlığımızdan taviz vermeden, Türkiye’yi yeni bir vesayet ilişkisine sokmadan ekonomimizin ihtiyaç duyduğu likiditeyi sağlamış olduk. Kısa süre içinde açıklanan 2020 yılı ilk çeyrek büyüme rakamları yüzde 4,5 ile Türkiye’nin sadece sağlıkta değil, ekonomide de diğer ülkelerden pozitif ayrıştığını göstermiştir” dedi.
“NORMALLEŞME TAKVİMİNİ HAYATA GEÇİRMEMİZLE BİRLİKTE ÜRETİM, TİCARET VE TURİZM YENİDEN CANLANMAYA BAŞLADI”
İstihdam rakamlarında olumlu bir ivme yakalandığını, yılın tamamı düşünüldüğünde ekonomide ümit var bir tablo beklediklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Objektifliğini ve inandırıcılığını yitirmiş kredi derecelendirme kuruluşlarının tahminlerini nazar-ı dikkate almıyoruz. Şeamet tellallarını daha önce defalarca olduğu gibi yine hüsrana uğratacağız. Nitekim normalleşme takvimini hayata geçirmemizle birlikte üretim, ticaret ve turizm yeniden canlanmaya başladı. Türkiye’nin salgını yönetmedeki başarısı ülkemize yönelik ilgiyi daha da arttırdı. İnşallah önümüzdeki dönem de bu ilgiyi fırsata çevirerek krizden güçlenerek çıkmayı planlıyoruz” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, uzun süredir küresel sistemin, adalet ve merhamet eksenli yeniden bir yapılanmaya ihtiyaç duyduğunu dile getirdiklerini anımsatarak, tahakküm, çıkar ve faiz üzerine bina edilen mevcut küresel ekonomik mimarinin, insanı ve tabiatı korumasının mümkün olmadığını söyledi.
“AŞIRI FİNANSLAŞMA SADECE RANT KAYGISIYLA HAREKET EDEN OBEZ BİR EKONOMİK MODEL ORTAYA ÇIKARMIŞTIR”
Batılı bir ekonomi profesörünün “Zengin olduk. Çünkü kıtalar ve ülkeler, bizim için ıssızlaştı. İnsanlar bizim için öldüler” itirafının sistemin karakterini anlamak bakımından önemli olduğuna vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Onca zenginliğe rağmen açlıktan ölen insanlar ve her 10 yılda bir tekrarlanan ekonomik krizler, küresel düzeyde yapılanma ihtiyacını açıkça ortaya koymaktadır. 2008 yılında yaşanan küresel finans krizi, sadece faize ve ne olursa olsun kazanma hırsına dayalı ekonomik sistemin açmazlarının ifşası anlamını taşıyor. Üretim ve refah noktasında özellikle katkı yapması beklenen finansal sistem, bugün ekonomik faaliyetlerin tamamını domine eder hâle gelmiştir. Finans sektörünün üretimi ve ticareti beslediği bir ekonomik sistemin yerini, diğer tüm sektörlerin, finans sektörünü beslediği sağlıksız ve sürdürülemez bir yapı almıştır. Aşırı finanslaşma, toplumsal ve insani maliyetlerin dikkate alınmadığı, sadece rant kaygısıyla hareket eden obez bir ekonomik model ortaya çıkarmıştır. Vaat edilenin aksine tüm dünyada gelir ve servet dağılımı gittikçe bozulmuş, ülkeler arasındaki makas daha da açılmıştır. Finans sektöründe başlayan her kriz, hızla reel sektöre de sirayet ederek yeni işsizler ordusu oluşturmaktadır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, mevcut çarpık yapının alternatifinin insanı merkeze alan, emeği yücelten, haksız kazanca müsaade etmeyen İslami ekonomi ve finans modeli olduğunun altını çizdi.
“İSLAM İKTİSADI KRİZDEN ÇIKIŞIN ANAHTARIDIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnsani, ahlaki ve çevreci karakteri faizi ve sömürüyü reddeden yapısıyla İslam iktisadı krizden çıkışın anahtarıdır. Geleceğin dünyasında faize ve sömürüye dayalı mevcut ekonomik sistemin yerini risk paylaşımının esas olduğu katılımcılığa bırakacağına inanıyorum” dedi.
Kâr, zarar ortaklığına göre çalışan İslami finans kurumlarının, faize bulaşmak istemeyen yüz milyonlarca insanın önemli bir ihtiyacını giderdiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu kurumların son yıllardaki ekonomik şokları başarıyla atlatarak, geniş kitlelerin dikkatini çektiğini aktardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı’na göre, gelişmekte olan ülkelerdeki toplam yatırım ihtiyacının yılda yaklaşık 3,9 trilyon dolar olduğunu belirterek, “Mevcut yatırım seviyelerinin 2,5 trilyon dolar civarında olduğu göz önüne alındığında ortada büyük bir finansman açığı vardır. Bu açığın giderilmesinde katılım finans kurumları inisiyatif alabilir, öncü bir rol üstlenebilir” diye konuştu,
Uzun vadeli büyük altyapı yatırımlarının finansmanı için sukuk gibi ürünlerin kullanımının yaygınlaştırılması gerektiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm bunların hayata geçirilmesinde siyasetçiler kadar akademisyenlere, üniversitelere de görevler düştüğüne işaret etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’de son 18 yılda katılım ortaklığına dayalı alternatif modellerin finans sistemine entegresi için pek çok adım atıldığına dikkati çekerek, “İslami finans kurumlarımızın sektörden aldığı pay 2002 yılında yüzde iki bile değilken, biz bunu üç kattan fazla artışla yüzde 6,3’e yükselttik. Ülkemizde katılım finansının potansiyelinin yüzde 20’ye yakın olduğunu gösteren araştırmalar bulunuyor. İnşallah 2025’e kadar bu oranları yakalamayı planlıyoruz” açıklamasında bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, katılım finans kuruluşlarının 2005 yılında 10 milyar lira olan aktif büyüklüğünün 2020 yılı mart ayı itibarıyla 319 milyar liraya ulaştığını bildirdi.
“İSTANBUL’U İSLAMİ FİNANS VE EKONOMİNİN MERKEZİ YAPMAYI HEDEFLİYORUZ”
Türkiye’de faizsiz sistemin geliştirilmesi için kamu sahipliğinde katılım şirketlerinin kurulmasını sağladıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yılında ilk kamu katılım teşebbüsü olan Ziraat Katılım’ın faaliyete geçmesinin ardından Vakıf Katılım’ı ve Türkiye Emlak Katılım’ı da sisteme dâhil ettiklerini anlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Hazinesi tarafından ihraç edilen ürünler arasına sukukun da katıldığını belirterek, “Ayrıca G-20 ve İslam İşbirliği Teşkilatı dönem başkanlıklarımızda katılım ortaklıklarına yönelik engellerin kaldırılması için mücadele verdik. Kıtaların ve kültürlerin kavşağında yer alan İstanbul’umuzu İslami finans ve ekonominin de merkezi yapmayı hedefliyoruz” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 12. Uluslararası İslam Ekonomisi ve Finansı Konferansı’nın hayırlara vesile olması dileklerini yineleyerek, konferansın düzenlenmesinde emeği geçenlere teşekkür ederek, konuşmasını tamamladı.
“2025 yılında, 18,5 milyar liralık kırsal kalkınma desteği vereceğiz”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çiftçiler ile İftar” programında yaptığı konuşmada, “2025 yılında, bütçeden ve uluslararası kurum-kuruluşlardan kredi ve eş finansman desteği ile 18,5 milyar liralık kırsal kalkınma desteği vereceğiz. Böylece kırsala yaklaşık 25 milyarlık yatırım ve 10 bin kişiye istihdam sağlamış olacağız” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Sergi Salonu’nda düzenlenen “Çiftçiler ile İftar” programına katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, katılımcıların gelecek hafta idrak edilecek Kadir Gecesi ile 30 Mart’ta vasıl olunacak Ramazan Bayramı’nı tebrik etti.
Mübarek ayda tutulan oruçların, yapılan ibadetlerin, edilen duaların, Türk milletinin yanı sıra Gazzeli, Suriyeli ve Yemenli mazlumlar başta olmak üzere tüm Müslümanların birliğine, beraberliğine, zulümden kurtuluşuna vesile olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendilerini bir araya getiren Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı ve ekibine teşekkür etti.
“ÇİFTÇİLERİMİZİN FEDAKÂRLIĞINI HİÇBİR ZAMAN UNUTMAYACAĞIZ”
Vatan topraklarının her karışını alın teriyle işleyen tüm çiftçilere sevgi ve saygılarını gönderen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Ülkemizin kalkınmasındaki ana aktörlerden olan sizlerden Allah razı olsun diyor, Rabb’im milletimize yokluğunuzu hissettirmesin diyorum. Burada öncelikle şu noktayı ifade etmek isterim; çiftçi kardeşlerimize sadece ülkemiz tarımına katkılarından ötürü değil, en sancılı dönemlerde demokrasimize verdikleri destek için de minnettarız. 15 Temmuz darbe girişiminde millî iradeyi ve ülkemizi korumak için en ön safta yer almanızı unutamayız. Darbecileri engellemek için mahsulünü ateşe verecek kadar vatanlarına sevdalı çiftçilerimizin fedakârlığını hiçbir zaman unutmayacağız. O karanlık gecede, darbecilere meydanları dar eden tüm kahramanlara ülkem ve milletim adına bir kez daha teşekkürlerimi sunuyorum. 15 Temmuz gibi nice badirelerin üstesinden sizlerle birlikte geldik. Sadece demokrasi de değil tarımda, hayvancılıkta, ihracatta ülkemizi takdirle takip edilen seviyeye birlikte getirdik. İnşallah Türkiye Yüzyılı’nı da sizlerle omuz omuza inşa edeceğiz.”
“ÇİFTÇİ KARDEŞLERİMİZE HAK ETTİĞİ DEĞERİ VERMENİN ÇABASINDAYIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, göreve geldikleri günden itibaren tüm vatandaşların saadeti, refahı ve kardeşliği için geceli gündüzlü koşturduklarını dile getirdi.
“Önümüze çıkan engellere takılmadan, şahsımızı ve hükûmetimizi hedef alan saldırılara teslim olmadan, Türkiye’nin iyiliğini istemeyen alçakların sabotajlarına prim vermeden 85 milyonun huzuru ve esenliği için gayret gösteriyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Hem tarıma hem de yaz kış demeden üretim yapan çiftçi kardeşlerimize hak ettiği değeri vermenin çabasındayız. Gayretlerimizin, emeklerimizin olumlu neticelerini hamdolsun çok geniş bir yelpazede bizzat görmeye başladık. Bitkisel üretimden hayvancılığa, balıkçılıktan kırsal kalkınma yatırımlarına, tarımın her alanında ülkemizin gerçek potansiyeli ortaya çıkıyor. Burada elbette uzun uzadıya anlatacak değilim. Sektörün içinde olanlar zaten neyin ne olduğunu gayet iyi biliyor. Sadece birkaç önemli rakamı paylaşmak arzusundayım. Özellikle ellerine geçirdikleri her fırsatı Türk tarımını ve onun arkasındaki milyonlarca kahramanı kötülemek için kullananların burayı çok dikkatli dinlemesini tavsiye ediyorum.”
“SEBZE VE MEYVE ÜRETİMİNDE DÜNYADA DÖRDÜNCÜYÜZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, verimli ve kaliteli üretimin artması için son 22 yılda reel rakamlarla 2 trilyon 70 milyar lira tarım desteği verdiklerini, 2025 yılında şu ana kadar 24 milyar lira ödeme yaptıklarını vurguladı.
Yılsonunda bu rakamın 135 milyar lirayı bulacağına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Yine burada, birilerinin ‘Türkiye’de tarım bitti’ dediği rakamları söylüyorum. Ülkemizde 206 çeşit tarım mahsulü üretiliyor. Bunların birçoğunda hamdolsun kendimize yeter durumdayız. Sebze ve meyve üretiminde dünyada 4’üncüyüz. Bitkisel üretimde 11’inciyiz. 21 üründe dünyada ilk 3’teyiz. Çiğ süt üretiminde dünyada 9’uncu, Avrupa’da 3’üncü sıradayız. Sığır eti üretiminde dünyada 7’nci, Avrupa’da 1’inci konumdayız. Tavuk eti üretiminde dünyada 9’uncu, Avrupa’da ise 2’nciyiz. Yumurta üretiminde dünyada 10’uncu, Avrupa’da 2’nci. Bal üretiminde dünyada 2’nci, Avrupa’da ilk sırada bulunuyoruz. Su ürünleri yetiştiriciliğinde dünyada 16’ncı, Avrupa’da 2’nci sıradayız.”
“TARIMSAL HASILAYI ÜÇ KATINA ÇIKARDIK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, üretimdeki tüm başarılarla birlikte tarım orman sektörünün geçen yıl Türkiye ortalamasının da üzerinde büyüme gerçekleştirdiğini bildirdi.
2002 yılında 25 milyar dolar olan tarımsal hasılayı üç katına çıkartarak 2024 yılında 74 milyar dolara yükselttiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu bilgileri verdi: “Şuraya da özellikle dikkatinizi çekiyorum; ‘Tarım bitti’ iftirası atılan Türkiye bugün, tarımsal hasılada Avrupa’da lider, dünyada ise 8’inci sıradadır. Aynı dönemde ihracatımızı 3,8 milyar dolardan aldık geçen sene 32,6 milyar dolara ulaştırdık. Yani 2002’de ülke olarak neredeyse bir yılda yaptığımız ihracatı bugün sadece tarımda gerçekleştiriyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında, tarımda son 22 yılda 110 milyar dolarlık dış ticaret fazlası verdiklerini belirterek, 186 ülkeye 2 bin 250 çeşit tarımsal ürünün ihraç edildiğini söyledi.
Türkiye’nin ihracatta 13 üründe dünyada ilk 3 ülke arasında yer aldığını, ayrıca 104 ülkeye tohum ihracatı gerçekleştirildiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu listeyi daha da uzatmanın mümkün olduğunu ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, idrakleri kapanmamış olanlar için bu rakamların ziyadesiyle kâfi olduğuna vurgu yaparak, “İktidarla muhalefeti karıştıranlara ne desek boş. Onlar bir yalan bulup, değilse uydurup hükûmetimizi ve tarım sektörünü karalamaya devam ederler. Güneş balçıkla sıvanmaz. Yalan ne kadar büyük olursa olsun hakikat güneşini kapatamaz. Muhalefetin çarpıtmalardan medet umarak perdelemeye çalıştığı tarım sektörümüzün gerçekleri bunlardır. Bütün bu başarıda emeği olan, alın teri döken siz çiftçi kardeşlerimi bugün bir kez daha yürekten tebrik ediyorum” şeklinde konuştu.
“GIDA DENETİMLERİ YANINDA FAHİŞ FİYATLA MÜCADELEMİZ DE HIZ KESMEDEN SÜRÜYOR”
Amaçlarının, vatandaşın kaliteli, sağlıklı ürüne ulaşması olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “İnsanımızın ücretini ödediği üründe hile, hurda, aldatmaca olmamasıdır. Bakanlığımız sizlerin alın terinizle ürettiğiniz ürünleri vatandaşlara sahtecilikle, taklitle sunanlara karşı bir denetim seferberliği başlattı. Denetimler sonucunda taklit, tağşiş yapılan sağlıksız ürünler artık anlık olarak yayınlanıyor. Sağlıklı ve güvenilir gıda denetimleri yanında fahiş fiyatla mücadelemiz de hız kesmeden sürüyor. Açgözlüler özellikle mübarek ramazan ayını fırsata çevirmek için eskiden beri malumunuz her yola başvurmaktadır. Bu ramazan öncesinde fırsatçılara meydanın boş olmadığını göstermek adına bir dizi tedbir aldık. Devlet olarak adeta dört koldan çok yoğun bir mücadele içine girdik. Ticaret Bakanlığımız, Hazine ve Maliye Bakanlığımız ve Rekabet Kurulumuz fahiş fiyat artışı yapanlarla ilgili incelemeler başlattı.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ayrıca ürün arzına dönük önlemleri de aldıklarına işaret ederek, bu mübarek günlerde temel gıda ürünlerinde arz sıkıntısının yaşanmadığını dile getirdi.
Birçok işletmenin, indirim kampanyalarıyla hem enflasyonla mücadeleye destek verdiğine hem de ramazan ayında vatandaşın daha uygun maliyetle ürünlere ulaşmasına destek olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnşallah ramazan ayından sonra da bu mücadelemiz sürecek. Vatandaşın helal lokmasına göz dikenlerin heveslerini Allah’ın izniyle kursaklarında bırakmaya devam edeceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 85 milyon vatandaşın, 62 milyon turistin gıda ihtiyacı sorunsuz karşılanıyorsa, bunda en büyük emeğin çiftçilerin olduğunu vurguladı.
Tarımda plansız üretimden kaynaklı sorunların giderilmesi için devrim niteliğindeki düzenlemeyi geçen yıl uygulamaya koyduklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şu sözlerle devam etti: “Sektörün yıllardır beklediği tarımsal üretim planlamasına başladık. Artık hangi ürünün nerede, ne kadar ekileceğini planlıyoruz. Düzenleme ile ‘bu ürün para etmedi, elde kaldı’ gibi şikâyetlerin de inşallah önüne geçeceğiz. Üretim planlamasıyla uyumlu olarak yeni destekleme modelimizi de kamuoyumuzla paylaştık. Artık çiftçilerimiz hangi ürüne ne kadar destek alacağını önceden biliyor ve ürün ekim planını buna göre yapıyor. Hayvancılıkta da planlama bölgeleri oluşturduk. Buralarda üretim yapacaklara ilave teşvik ve desteklerimizi açıkladık. Üretim planlamasının olumlu sonuçlarını önümüzdeki 3 yıl içinde daha net göreceğiz. Diğer yandan tarım yapılan tüm alanları kayıt altına alarak destekten faydalanan çiftçi sayımızı artırıyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bütün tarım politikalarının merkezine, üretimin en temel faktörü suyu aldıklarını belirtti.
Son 22 yılda tam 3 trilyon 350 milyar lira maliyetli 11 bine yakın su ve sulama tesisini hizmete aldıklarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu yıl içinde de 132 milyar lira yatırımla 321 tesisi daha sizlerin hizmetine sunacağız. Şurası bir gerçek ki sadece devletimizin yatırımları ve sizlerin emeğiyle üretimde istenen sonuçların alınması mümkün değil. Her geçen yıl iklim değişikliğinin sebep olduğu sıkıntılara daha fazla maruz kalıyoruz. Maalesef bu yıl da benzer bir durumla karşılaştık. Bu tür durumlar için tarım sigortasının ehemmiyetini tekrar hatırlatıyor, sigorta yaptırmayan çiftçi kardeşlerimizi sigorta yapmaya davet ediyorum. Prim ödemelerinin 3’te 2’sine kadarını devlet olarak karşıladığımız TARSİM’in kapsamını her geçen yıl genişletiyor, yeniliklerle çiftçimizin ürünlerini koruma altına almasına destek sağlıyoruz.”
Kırsalda hayat standardının yükseltilmesi, kadın ve genç nüfusun üretime teşvik edilmesine yönelik çalışmalarının sürdüğünü, uyguladıkları kırsal kalkınma programlarında yüzde 50 ile yüzde 100 arası hibe desteklerinin bulunduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şu sözlerle tamamladı: “Şu müjdelerimizi de paylaşmak istiyorum; 2025 yılında bütçeden ve uluslararası kurum, kuruluşlardan kredi ve eş finansman desteğiyle 18,5 milyar liralık kırsal kalkınma desteği vereceğiz. Böylece kırsala yaklaşık 25 milyarlık yatırım ve 10 bin kişiye istihdam sağlamış olacağız. Ayrıca uluslararası finans kuruluşlarından sağlanan yeni kaynakları taşkın koruma projelerinden kuraklık önleme sistemlerine, kırsal kalkınmadan ormancılığa kadar sektörümüzün gelişimi için kullanmayı sürdürüyoruz. Bu seneden itibaren 5 yıl boyunca tarımın çeşitli alanlarında kullanılmak üzere 1 milyar dolar yani 37 milyar lira yeni kaynağı çiftçilerimize hibe olarak vereceğiz. Bunun 250 milyon dolarının sadece deprem bölgesine tahsis edildiğini de ayrıca ifade etmek isterim. Şimdiden hayırlı uğurlu olsun diyorum.”
“Çanakkale’de sembolleşen ezelî ve ebedî kardeşliğimize ilelebet sahip çıkacağız”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Devlet Övünç Madalyası Tevcih Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Çanakkale, bizim nasıl bir millet olduğumuzu anlatan epik bir destandır. Çanakkale’de sembolleşen ezelî ve ebedî kardeşliğimize ilelebet sahip çıkacak, şehitlerimizin izinde hep birlikte geleceğe yürüyeceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çankaya Köşkü’nde düzenlenen Devlet Övünç Madalyası Tevcih Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında, polislere, askerlere ve ailelerine, devlete yaptıkları hizmetler dolayısıyla şükranlarını sundu.
“Bugün burada tevcih edeceğimiz madalyalar, devletimizin sizlere olan minnet duygusunun sadece birer sembolüdür” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehit yakınları ve gazilerin, milletin kalbindeki yerlerinin zaten her türlü takdirin ve övgünün katbekat üzerinde olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatanı uğrunda hayatlarını feda eden her şehidin Türkiye’nin yolunu aydınlatan birer meşale olduğunu belirterek, şehitlere Allah’tan rahmet, yakınlarına ve millete başsağlığı diledi.
Allah yolunda ölümü göze alarak mücadele eden, bu uğurda bedel ödeyen gazilere minnettar olduklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, kahraman gazilere uzun ve hayırlı ömür niyaz etti.
“ŞEHİT VE GAZİLERİMİZDEN ALDIĞIMIZ İLHAMLA VATANIMIZA CANIMIZ PAHASINA SAHİP ÇIKMAYA DEVAM EDECEĞİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rabbimiz, hayat rehberimiz Kur’an-ı Kerim’de ‘Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyiniz. Zira onlar diridirler ancak siz bunu bilemezsiniz.’ buyuruyor. Bu ilahi müjdenin gereği olarak biz de şehitlerimizin yaşadıklarına tüm kalbimizle inanıyor ve iman ediyoruz. Şehitlerimizin muazzez hatıraları bin yıldır olduğu gibi inşallah yarın da istiklalimizin ve istikbalimizin güvencesi olacaktır” diye konuştu.
Bu topraklar üzerinde ay yıldızlı al bayrak gururla dalgalanıyorsa, ezanlar her gün beş vakit gökyüzüne yükseliyorsa, ülkede özgürce ve onurluca yaşanabiliyorsa bunun arkasında şehitlerin fedakârlığı, gazilerin de cesareti olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aziz şehitlerimizin yüzü suyu hürmetine biz millet olarak bin yıldır tarih sahnesinde varlığımızı idame ettirebiliyoruz. Allah’ın izniyle karşımıza kim çıkarsa çıksın millet olarak ezelî ve ebedî vatanımızda başımız dik, alnımız ak bir şekilde yaşamayı sürdüreceğiz. Şehit ve gazilerimizden aldığımız ilham, cesaret ve kararlılıkla vatanımıza gerektiğinde canımız pahasına sahip çıkmaya devam edeceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün aynı zamanda tarihin en parlak sayfalarından biri olan 18 Mart Çanakkale Zaferi’nin 110. yıl dönümünün idrak edildiğini hatırlatarak, Çanakkale Destanı’nı kanlarıyla yazan kahramanların her birini rahmetle yâd etti.
“ÇANAKKALE’DE BİR KEZ DAHA GÖRÜLMÜŞTÜR Kİ HİÇBİR SİLAH VATAN SEVGİSİNE GALİP GELEMEZ”
Bu toprakları vatan yapabilmek için Malazgirt’ten Niğbolu’ya, Mohaç’tan Preveze’ye, İstanbul’un fethinden Kut’ül Amare’ye, İstiklal Harbi’nden Kıbrıs Barış Harekâtı’na kadar nice çetin savaşlar verildiğini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çanakkale Savaşları’nın maziden atiye uzanan istiklal mücadelesinde milletin topyekûn kıyamını ifade etmesi bakımından farklı bir anlama sahip olduğunu vurguladı.
Çanakkale’nin, İtilaf Devletleri’nin Birinci Dünya Savaşı’nı kısa yoldan sona erdirmek için açtıkları bir cephe olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “İtilaf kuvvetleri ellerini, kollarını sallayarak Çanakkale’den geçebileceklerini zannediyorlardı. Hatta dönemin İngiliz Bahriye Nazırı Churchill’in şöyle söylediği rivayet edilir; ‘Türkler mi? Bir elimizi arkamıza bağlar, diğer elimizle ezer geçeriz onları.’ Büyük bir kibirle geldikleri Çanakkale’yi ne yaptılarsa geçemediler. Kendi tabirleriyle ifade edecek olursak, tarihin gördüğü en kalabalık Haçlı kuvvetlerine rağmen başaramadılar.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “’Yenilmez Armada’ dedikleri savaş gemilerine rağmen başaramadılar. Uzun menzilli toplarına, makineli tüfeklerine ve milyonlarca mermilerine rağmen başaramadılar. Şair ne diyor? ‘Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker, gökten ecdat inerek öpse o pak alnı değer. Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhid’i. Bedr’in arslanları ancak bu kadar şanlıydı.’ Yanlış hesap Çanakkale’den dönmüş, işgal ruhu hüsrana uğramıştır. Çanakkale’de bir kez daha görülmüştür ki ne kadar gelişmiş olursa olsun hiçbir silah vatan sevgisine, millet sevgisine galip gelemez. İstiklale âşık bir milletin vatan savunması nasıl olur? İşte Çanakkale, 110 sene önce bunu tüm dünyaya göstermiştir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk milletinin kanıyla yazdığı bu destanın her bir sayfasının ayrı bir gurur, kahramanlık ve hüzün vesikası olduğunu dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Askerlerimizin hangi yiğitliğini anlatmaya başlasak bir taraftan göğsümüz kabarır ama diğer taraftan boğazımız düğümlenir, sesimiz titrer, gözyaşlarımız sel olur gider. Ezineli Yahya Çavuş’un 67 eriyle 3 bin kişi karşısında yazdığı destan, böyle bir destandır. Yarbay Mustafa Kemal’in kumandasındaki 19. Tümen 57. Alayın sancağını düşmana teslim etmeme uğruna tüm neferlerinin şehit düşerek yazdığı destan, işte böyle bir destandır. Rumeli Mecidiye tabyasından Havranlı Seyit Onbaşı’nın çeyrek tonluk top mermisiyle İngilizlerin meşhur zırhlı gemisi Ocean’ı batırması, işte böyle bir destandır. Çanakkale Savaşları daha bunun gibi nice destana, nice fedakârlığa ve yiğitliğe sahne olmuştur. Çanakkale Zaferi bize çok kıymetli bir miras bırakmıştır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu savaşta şu hakikat bir kez daha tecessüm etmiştir. Türk milletinin karakteri hürriyettir, istiklaldir, bağımsızlıktır. Başka hiçbir milletin boyunduruğu altına girmemektir. Dolayısıyla Çanakkale anlaşılmadan Türkiye anlaşılmaz. Çanakkale ruhunu anlamayan Türk milletini anlayamaz. Çanakkale’deki kardeşliği, cesareti, imanı anlayamayan bu ülkenin ve milletin kodlarını çözemez. Çanakkale Zaferi’nin anlaşılması hem tarih şuurunun güçlenmesine hem de bugünü ve geleceği daha iyi kavramamıza yardımcı olacaktır” diye ekledi.
“KARDEŞLİĞİN ASRI OLACAK TÜRKİYE YÜZYILI’NI BERABER İNŞA EDECEĞİZ”
“Çanakkale, bizim nasıl bir millet olduğumuzu anlatan epik bir destandır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çanakkale’de ülkemizin ve Suriye’den Gazze’ye gönül coğrafyamızın dört bir yanından şehitlerimiz koyun koyuna yattığı müddetçe Allah’ın izniyle kimse bizim aramıza kan ve gözyaşından duvarlar öremeyecek. Çanakkale’de sembolleşen ezelî ve ebedî kardeşliğimize ilelebet sahip çıkacak, şehitlerimizin izinde hep birlikte geleceğe yürüyeceğiz” diye konuştu.
Çanakkale şehitlerinin evlatları olarak zorluklar karşısında yılmayacaklarını, saldırılar karşısında geri adım atmayacaklarını, tehditlere ve şantajlara boyun eğmeyeceklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Emperyalistlerin oyunlarına karşı uyanık olacak, ortak yaşama irademize darbe vurulmasına asla müsaade etmeyeceğiz. El ele, gönül gönüle, omuz omuza vererek barışın, kalkınmanın ve kardeşliğin asrı olacak Türkiye Yüzyılı’nı inşallah beraber inşa edeceğiz” dedi.
Çanakkale Deniz Zaferi’nin 110. seneyi devriyesinin ülkeye, millete, tüm kardeş coğrafyalara mübarek olması temennisinde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çanakkale’yi geçilmez kılan kahramanlar başta olmak üzere tüm şehitlere Allah’tan rahmet diledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Devlet Övünç Madalyası ve Beratı takdim edilecek şehit yakınları ve gazileri tebrik etti.
Çanakkale, milletimizin bağımsızlık uğruna yazdığı bir destandır. | Genç Gazeteciler
18 Mart 1915 bir vatanın istikbal ateşini yakan, bir milletin istiklâlini ebedî kılan, Türk tarihinin kırılma noktasındaki bir zaferdir.
Bugün de aynı ruhla, vatanımıza, bağımsızlığımıza ve bizi biz yapan değerlere sahip çıkıyoruz. Savunma sanayiinde tam bağımsız Türkiye için attığımız adımlarda, terörle mücadelede gösterdiğimiz kararlılıkta, mazlum coğrafyalara uzattığımız kardeşlik elinde hep Çanakkale’nin mirası var.
Tarihe altın harflerle yazılan #Çanakkale Deniz Zaferi’nin 110. yıldönümünde başta ülkemizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, Çanakkale kahraman şehit atalarımızı ve bugüne kadarki tüm şehitlerimizin ruhu şad olsun. Onlara çok şey borçluyuz
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.