Cumhurbaşkanı Erdoğan, “8 Mart Dünya Kadınlar Günü İftar Programı”nda yaptığı konuşmada, “Bizim inanç ve medeniyet değerlerimize göre kadın, gerek ailenin gerekse toplumun omurgasıdır. Tarihimize şöyle bir baktığımızda, dönüm noktalarında hep kadınlarımızın yer aldığını görürüz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, eşi Emine Erdoğan ile birlikte Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen “8 Mart Dünya Kadınlar Günü İftar Programı”na katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, programda bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı başta olmak üzere, organizasyonda emeği geçen tüm kurumlara teşekkür etti.
Katılımcıların Ramazan-ı Şerif’ini tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Katılımlarıyla iftar soframızı şereflendiren siz hanımefendilere şükranlarımı sunuyorum. Ramazan-ı Şerif’in milletimiz, âlemi İslam ve tüm insanlık için hayırlar getirmesini, ecirlerimizin katlanarak artmasına vesile olmasını Rabb’imden niyaz ediyorum” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugünün aynı zamanda 8 Mart Dünya Kadınlar Günü olduğunu hatırlatarak, “Bu salondaki hanım kardeşlerimizden başlayarak, ülkemizin ve tüm dünya kadınlarının 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü şahsım, eşim adına tebrik ediyorum. Filistin’de, Suriye’de, Yemen’de, Libya’da, Somali’de, Afrika’da, Asya’da, Türkistan’da ve gönül coğrafyamızın farklı köşelerinde hayat ve haysiyet mücadelesi veren tüm kadınlara, tüm annelere, tüm hanım kardeşlerime buradan bir kez daha dayanışma mesajlarımızı iletiyorum” ifadelerini kullandı.
“TERÖR BELASINI BU MİLLETİN BAŞINDAN TAMAMEN DEFETMEK İÇİN ÇALIŞMAYA DEVAM EDECEĞİZ”
Zulme karşı kahramanca direnen, soykırım şebekesinin katliamlarına rağmen zaferi ilmek ilmek dokuyan Gazze’nin yiğit kadınlarını, ülkedeki bütün kadınlar adına saygıyla selamladığını ve her birini tebrik ettiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gözü gibi bakıp büyüttükleri kahraman evlatlarını kara toprağa veren şehit annelerimize, vatan topraklarının her karışını al kanlarıyla boyayan aziz şehitlerimizin emaneti olan vakur eşlerine Cenabı Mevla’dan sabırlar diliyorum. Nasıl bugüne kadar onlara mahcup olmadıysak inşallah bundan sonra da şehitlerimizin kahraman annelerine ve eşlerine mahcup olmayacak, terör belasını bu milletin başından tamamen defetmek için çalışmaya, uhdemizde bulunan tüm araçları bunun için kullanmaya devam edeceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Terörün karanlık ve kanlı gölgesinin ülkemizin ve bölgemizin üzerinden çekildiği, kardeşliğin egemen olduğu o huzurlu güvenli, müreffeh günleri inşallah, hep beraber göreceğiz. Kadınlar Günü’nde ilk fethin o çileli, ihtişamlı, kutlu günlerinden bugüne kadar milletimizin istiklal ve istikbali uğruna can veren tüm kadın şehitlerimizi kemal-i edeple yâd ediyorum. Başta merhum anneciğim olmak üzere, ebedî âleme irtihal etmiş tüm annelerimize Rabb’imden rahmet ve mağfiret niyaz ediyorum. Nice zorluğa göğüs gerip bu vatan için cesaretli, şuurlu, bilgili, vicdanlı ve ahlaklı evlatlar yetiştiren tüm annelerimizin ellerinden öpüyorum.”
Yine bu anlamlı günde, AK Parti çatısı altında yaklaşık çeyrek asırdır omuz omuza yol yürüdüğü, her biri dava ve mücadele arkadaşı olan partinin kadın kollarını da saygıyla selamladığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Merhum Erdem Bayazıt ağabeyin ‘Kadınlar bilirim ülkeme ait. Yürekleri Akdeniz gibi geniş, soluğu Afrika gibi sıcak.’ dediği ülkemin yiğit kadınlarına, kıymetli yol ve dava arkadaşlarıma bugün bir kez daha teşekkür ediyorum. Son olarak değerli eşimin ve sevgili kızlarımın da Kadınlar Günü’nü tebrik ediyor, bu anlamlı günün tüm kadınlar için hayırlara vesile olmasını diliyorum” diye konuştu.
“TARİHİMİZE BAKTIĞIMIZDA, DÖNÜM NOKTALARINDA HEP KADINLARIMIZIN YER ALDIĞINI GÖRÜRÜZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, inanç ve medeniyet değerlerine göre kadının gerek ailenin gerekse toplumun omurgası olduğunu söyledi.
Tarihin dönüm noktalarında hep kadınların yer aldığının görüldüğünü belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Nene Hatunlar, Halime Çavuşlar, Şerife Bacılar, Kara Fatmalar, Binbaşı Ayşeler… Şimdi artık tuğgenerallerimiz de var. Binbaşı Ayşeler ve daha niceleri kimi zaman cephe gerisinde kimi zaman en ön safta bu millet için canlarını ortaya koydular. Kadınlar, zor zamanlarda sergiledikleri dirayetli tavırlarıyla, yetiştirdikleri yiğit ve yürekli evlatlarla, medeniyetimize yaptıkları eşsiz katkılarla evlerimizde huzurun, vatanımızda dirliğin, milletimizin fertleri arasında birliğin teminatı oldular” ifadesini kullandı.
Ne 15 asırlık İslam tarihinin ne de binlerce yıllık Türk tarihinin kadınları dışlayarak yazılmasının mümkün olmadığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Hazreti Hatice validemiz ve Hazreti Ayşe annelerimiz İslam medeniyetinin birer kutup yıldızı olarak isimlerini hafızalara ve mümin gönüllere nakşetmişlerdir. Aynı şekilde Osmanlı Devleti’nin kurucusu Osman Gazi’yi rahmetle yâd ederken, onun muhterem eşi Bala Hatun’u nasıl unutabiliriz? Orhan Gazi’ye gösterdiğimiz hürmeti onun kıymetli refikası Nilüfer Hatun’dan nasıl esirgeyebiliriz.”
Osmanlı tarihinde en az padişahlar kadar onların eşleri ve annelerinin de devlet yönetiminde rol oynadığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyet döneminde de Fatma Aliye Topuz, Halide Edip Adıvar, Safiye Ali, Satı Kadın gibi pek çok kadının, yaşadıkları yıllara damga vurduğunu belirtti.
“BATI’DAN BİLE ÖNCE KADINLAR, ÜLKEMİZDE 1934 YILINDA SEÇME VE SEÇİLME HAKKINA KAVUŞMUŞTUR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şurası da dikkate değerdir. Batı’da kadın hakları gündemde bile yokken bizde 1843 yılından itibaren kadınlar resmî olarak da çalışma hayatında yer almaya başlamışlardır. Kadınlara devlet memuriyetinde görev alma hakkı 1913 yılında verilmiştir. 1917’de yayımlanan Aile Hukuku Kararnamesi bir başka önemli hamledir. Batı’dan bile önce kadınlar, ülkemizde 1934 yılında seçme ve seçilme hakkına kavuşmuştur. Her ne kadar bu hakkın kullanımında özellikle darbe dönemlerinde çeşitli engellerle karşılaşılsa da yasal olarak bu imkâna sahip olmuşlardır” dedi.
Güçlü müktesebattan aldıkları ilhamla göreve geldikleri ilk günden itibaren kadınların her alanda önlerini açmaya, haklarını teslim etmeye çalıştıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 22 yılda kadınlarla ilgili attıkları adımları hatırlattı.
2003 yılında aile mahkemelerini kurduklarını, yeni iş kanunu ile işçi-işveren ilişkilerinde cinsiyet bazlı ayrımcılığa son verdiklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2004’te Anayasa’nın 10. maddesinde yaptıkları eklemelerle kadın-erkek eşitliğini güvence altına aldıklarını dile getirdi.
“YENİ KURULLARIMIZLA KADINLARA YÖNELİK HİZMETLERİN DAHA ETKİN YÜRÜTÜLMESİNİ AMAÇLIYORUZ”
2005 yılında Belediyeler Kanunu kapsamında nüfusu 50 bini geçen belediyelere kadın ve çocuklar için konukevleri açma zorunluluğu getirdiklerini, 2007’de kadına yönelik Aile İçi Şiddetle Mücadele Ulusal Eylem Planı’nı devreye aldıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “2008’de yaptığımız düzenlemelerle, kadınlarımıza doğum, sağlık ve emeklilik gibi konularda yeni haklar tanıdık. Ağır engelli çocuk sahibi olan annelerimizi erken emeklilik imkânına kavuşturduk. Eğitimde, iş hayatında, karar alma mekanizmalarında fırsat eşitliğini tam ve gerçek anlamda sağlamak üzere ülkemiz için bir utanç vesikası olan başörtüsü yasağını bir daha geri gelmemek üzere kaldırdık. Böylece kadınların seçilme ve çalışma haklarını da özgürce kullanmasını temin ettik. 2010’da anayasamıza kadınlar için eşitlik ilkesine dayalı pozitif ayrımcılığı ekledik. 2012’de 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’u ülkemiz hukuk sistemine kazandırdık.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şiddet mağduru kadınlara yönelik 2013’te çeşitli düzenlemeler yaptıklarını, kadınların ağır ve tehlikeli işlerde çalışmasının önüne geçtiklerini, ceza kanununda yaptıkları değişiklikle de cinsel suçların cezalarını önemli ölçüde artırdıklarını vurguladı.
2016’da Gelir Vergisi Kanunu’nda yaptıkları düzenlemelerle doğum, ebeveynlik, evlat edinme gibi durumlarda kadınların haklarını genişlettiklerini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2018’de Kadının Güçlenmesi Strateji Belgesi ve Eylem Planı’nı yayımladıklarını ve KADES uygulamasını hayata geçirdiklerini söyledi.
Kadın ve erkek eşitliğine duyarlı planlama ve bütçeleme projesini de 2020 yılında başlattıklarını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Aile İçi Şiddetle Mücadele İhtisas Mahkemelerini kurduklarını dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2022’de kanun düzeyinde yaptıkları değişikliklerle kadına yönelik suçların cezasını artırıp caydırıcılığı güçlendirdiklerini, şiddet önleme ve izleme merkezleri, kadın konukevleri ve sosyal hizmet merkezlerinde bulunan şiddetle mücadele irtibat noktaları ile kadına şiddetle mücadeledeki kurumsal kapasiteyi önemli oranda artırdıklarını ifade etti.
Kadınlara yönelik çalışmalarının aynı hassasiyetle devam ettiğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün yayımladığımız Cumhurbaşkanlığı Genelgesi ile Kadının Güçlenmesi Koordinasyon Kurulu ve il koordinasyon kurullarını kurduk. Yeni kurullarımızla kadınlara yönelik hizmetlerin daha etkin yürütülmesini amaçlıyoruz. Yeni ihdas ettiğimiz koordinasyon kurullarımızın tüm kadınlar için hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum. Kadın kooperatiflerini güçlendirerek hanım kardeşlerimizin el emeği, göz nuru ürünlerini yerel sektörlerden uluslararası alana taşıyoruz. Geniş kapsamlı eğitim ve finansman programları ile kadın girişimciliğini destekliyoruz. Küresel bir sorun olan kadına yönelik şiddeti siyaset üstü bir anlayışla ele alıyor, sıfır tolerans ilkesiyle mücadelemizi yürütüyoruz” diye konuştu.
“6284 SAYILI KANUN, ŞİDDETLE MÜCADELE KONUSUNDA İHTİYAÇ DUYULAN HER TÜRLÜ CEZAYI BARINDIRIYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefetin, özellikle ana muhalefet partisinin İstanbul Sözleşmesi’yle ilgili iddialarının hiçbir temelinin bulunmadığını belirtti.
Kadıköy Belediyesi Meclis 1. Başkanvekili Ahmet Kurtuluş’un dünkü belediye meclisi toplantısında, AK Parti Grup Başkanvekili Elif Lale Bilgili’ye yönelik sözlerine ilişkin Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İşte bugün Kadıköy Belediyesinde belediye meclis üyesi, AK Partili bayan arkadaşımızın sözünü kestiler, hakaret ettiler ve meclis başkanı aynı zamanda kalkıp aynen Amerika’da olduğu gibi ‘Şu kadını atın dışarı.’ diyebildi. 6284 Sayılı Kanun şiddetle mücadele konusunda ihtiyaç duyulan her türlü imkânı, yaptırımı, cezayı zaten en güçlü şekilde barındırıyor.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun için “Sözleşme değil, kanun yaşatır” dediklerini ifade ederek şunları söyledi: “Meclis kürsüsünden ahkâm kesenlere de sadece şunu tavsiye ediyoruz. Şayet gerçekten kadına yönelik şiddetle mücadele etmek istiyorsanız öncelikle parti teşkilatlarınızı ve yönettiğiniz belediyeleri içten içe çökerten taciz, tecavüz ve ahlaksızlık vakalarına bir el atın. Kadına yönelik şiddete karşı farkındalığı artırmaya herkesten evvel kendi kadrolarınızdan, kendi belediyelerinizden başlayın. Kadınları mağdur eden yasakların kalkmaması için mahkeme mahkeme dolaşan ana muhalefet partisinin genel başkanı kadın düşmanı arıyorsa sağa sola sataşmasın, gitsin önce aynaya baksın, partisinin kötü siciliyle yüzleşsin. Sonra da çıkıp yıllarca mağduriyetine sebep oldukları başörtülü kadınlardan özür dilesin.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Dün meclis üyesi hanım kardeşimize yönelik sergilenen küstahlık ve faşizm, 28 Şubat zihniyetinin CHP’de hâlâ devam ettiğini bir kez daha göstermiştir. Kadınlara had bildirme edepsizliği bir CHP geleneğidir. CHP’nin genlerine işlemiştir. Aradan geçen onca süreye rağmen hiç değişmemiştir. Dün tekrar görüldüğü üzere, CHP kadın düşmanı bir partidir. CHP, kadınların fikirlerini özgürce ifade etmesine tahammülü olmayan, baskıcı, nobran, faşist bir siyasi teşekküldür. CHP kadın düşmanlığıyla maruf zihniyetinden ne kadar erken kurtulursa, bünyelerindeki rezillikleri ne kadar kısa sürede temizlerse hem ülkemiz hem de kadınlar için büyük bir iyilik yapmış olur. Bunu yapmadan söyledikleri her söz boştur, mugalatadır. Sadece havanda su dövmekten ibarettir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Aslında grup kürsüsünde kurduğu cümlenin daha buharı tüterken, bizzat kendi belediye başkanı tarafından tekzip yiyen bir şahsa ne dersek boş. Lideri olduğu partide sözünün değeri olmayan bir genel başkanın, millete itibarının olması zaten mümkün değildir. Sayın Özel, siyasette kendini geliştirmek yerine belediye başkanlarının yolsuzluklarını aklamaya mesai harcadıkça daha çok yalanlanır, partisinde ve kamuoyunda kendini daha çok gülünç duruma düşürür. Ülkenin her meselesinde olduğu gibi kadın konusunda da bilindik ezberleri tekrarlayanlara daha fazla sözü israf olarak görüyor, onları hezeyanlarıyla, ayak oyunlarıyla, koltuk kavgalarıyla baş başa bırakıyoruz. Muhalefet ne derse desin, biz doğru bildiğimizi yapmaya devam edeceğiz.”
“TÜM YEREL YÖNETİMLERİN EL BİRLİĞİ İÇİNDE ÇALIŞMASI GEREKİYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün akşam Konya’da sahipsiz köpeklerin saldırısı sonucu vefat eden 2 yaşındaki Rana El Selci’ye Allah’tan rahmet, kederli ailesine, özellikle acılı annesine ve babasına Allah’tan sabır niyaz etti.
Böyle bir vahşetin 2025 Türkiye’sinde yaşanmasının hiçbir izahı olamayacağını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Muhalefetin ve çeteleşmiş kimi yapıların tüm engellemelerine rağmen başıboş köpek sorununu çözmek amacıyla ağustos ayında çıkardığımız yasanın uygulamasını temin içinde kararlı adımlar atıyoruz. Ancak tedbir alınmadıkça büyüyen bu sorunun çözümü noktasında muhalif, iktidar fark etmeksizin tüm yerel yönetimlerin el birliği içinde çalışması gerekiyor. Maalesef muhalefet cenahında yasaya karşı direnç hâlen devam ediyor. İnşallah bunun da üstesinden gelecek, anaların öpüp koklamaya doyamadığı ciğerparelerinin sahipsiz köpekler tarafından katledilmesinin önüne geçmek için ne gerekiyorsa yapılmasını temin edeceğiz. Hepimizin yüreğini dağlayan dünkü olayla ilgili başsavcılığımız soruşturma başlatmış, ayrıca mülkiye müfettişlerimiz görevlendirilmiştir. Rana yavrumuza bir kez daha yüce Allah’tan rahmet, aile başsağlığı diliyorum.”
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, konuşmaların ardından günün anısına Cumhurbaşkanı Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan’a hediye takdim etti.
“Filistin’i savunmak; insanlığı, barışı ve adaleti savunmaktır”
GENÇ GAZETECİLER İSTANBUL
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Filistin’i Destekleyen Parlamentolar Grubu Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, “Filistin davasını savunmak, sadece mazlum bir halkı savunmak değildir. Filistin’i savunmak; insanlığı, barışı ve adaleti savunmaktır. Filistin davası, yaklaşık bir asırdır her türlü zulme, barbarlığa ve katliama maruz kalmış bir halkın haysiyet davasıdır” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM’nin girişimleriyle İstanbul’da düzenlenen “Filistin’i Destekleyen Parlamentolar Grubu” toplantısına katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Filistin’in gönül dostlarını” Türkiye’de ağırlamaktan mutluluk duyduğunu söyledi. Tarih boyunca nice medeniyetlerin beşiği olmuş, nice peygamberlere ev sahipliği yapmış Filistin’in sesi olmak için bir araya geldiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün sadece bir beldeyi ve halkı değil, aynı zamanda adaleti, barışı ve direnişi savunmak için buluştuklarını ifade etti.
Meclis Başkanlarını, “Medeniyet, tarih ve kültür şehri İstanbul’a hoş geldiniz” diyerek selamlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Filistin’i Destekleyen Parlamentolar Grubunun her bir mensubuna yürekten teşekkür ettiğini dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplantının ve alınacak kararların Filistin için hayırlara vesile olmasını niyaz ederek, Filistin davasını kendi meselesi görüp destek veren tüm parlamenterlere ayrıca teşekkür etti.
“FİLİSTİN DAVASI, KATLİAMA MARUZ KALMIŞ BİR HALKIN HAYSİYET DAVASIDIR”
Toplantının açılış konuşmalarını yakından takip ettiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Her iki Meclis Başkanımızı, verdikleri çok önemli mesajlar dolayısıyla ayrı ayrı tebrik ediyorum. Burada şu gerçeği tekrar hatırlatmak isterim; Filistin davasını savunmak sadece mazlum bir halkı savunmak değildir. Filistin’i savunmak, insanlığı, barışı ve adaleti savunmaktır. Filistin davası, yaklaşık bir asırdır her türlü zulme, barbarlığa ve katliama maruz kalmış bir halkın haysiyet davasıdır. Tüm bunlarla birlikte Filistin davası, özü itibarıyla insan olma, insan kalma mücadelesidir. Müslümanların yanı sıra vicdan sahibi her insanın meselesidir. Elbette bu dava bir siyasetin de ötesinde bir vicdan meselesidir. Bugün burada bulunan siz kardeşlerim aslında bunu yapıyorsunuz. Duruşunuzla sadece Filistin’i ve Filistin halkını değil, insanlığı ve insani değerleri de savunuyorsunuz. Zulme karşı susmayarak, baskılara boyun eğmeyerek tüm insanlığa adeta nefes oluyorsunuz. Filistin davasına verdiğiniz güçlü destek için, zor zamanda sergilediğiniz onurlu duruş için, insanlık cephesinde cesaretle yer aldığınız için her birinizi kutluyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplantıya öncülük ettiği için TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’a teşekkür ederek, bu dayanışmayı ve birlikteliği ilelebet muhafaza edeceklerini dile getirdi.
“İSRAİL HÜKÛMETİ TAM BİR CİNNET HÂLİNDE FİLİSTİNLİ KARDEŞLERİMİZİ KATLEDİYOR”
Gazze ve Filistin halkının 7 Ekim 2023’ten bu yana son asrın en büyük haydutluklarından birine maruz kaldığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “İsrail hükûmeti çocuk, kadın, bebek, yaşlı demeden tam bir cinnet hâlinde Filistinli kardeşlerimizi katlediyor. İsrail’in vahşice öldürdüğü 60 bine yakın Filistinlinin kahir ekseriyeti kadın ve çocuk. Nüfusun yüzde 7’den fazlası ya katledildi ya da sakat bırakıldı. Sahadaki gerçekleri dünyaya aktarmak için çalışan tam 212 gazeteci infaz edildi. Önceki gün bir kadın gazeteciyi 10 kişilik ailesiyle birlikte şehit ettiler. Yüzlerce doktor, hemşire, sağlık personeli kurşunların hedefi oldu. Yardım görevlileri öldürüldü. İlaç, su, gıda bulamadığı için bebekler göz göre göre hayatını kaybetti. Çocuğunun doğum gününü Gazzeli çocukları öldürerek kutlayacak kadar insanlıktan çıkmış bir güruhla karşı karşıya kaldık. Okullar, kiliseler, camiler, üniversiteler bombalandı. Gazze’deki binaların neredeyse yüzde 80’i yıkıldı. Gazze, taş üstünde taş kalmayacak derecede harap edildi. 50 milyon tondan fazla devasa bir enkaz yığınından söz ediyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail’in yeniden başlattığı saldırılarla Gazze’de ayakta kalan son binaları, hastaneleri, sivil yerleşim yerlerini, Gazze’nin hayat damarı olan temiz su kaynaklarını da teker teker imha ettiğini söyledi.
İşgal güçlerinin koruması altındaki yerleşimci vahşetinin Batı Şeria’da tüm hızıyla sürdüğüne işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, meselenin daha vahim tarafının, bütün bu zulüm ve barbarlıkların tam 18 aydır medeni denilen dünya dâhil tüm insanlığın gözleri önüne serilmesi olduğuna dikkati çekti.
“MAZLUMLARIN YANINDA YER ALMAYAN BİR KÜRESEL DÜZEN, ZALİMLERİN OYUNCAĞI OLMAYA MAHKÛMDUR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Gazeteciler öldürülüyor, uluslararası basın kuruluşları seyrediyor. Çocuklar öldürülüyor, İnsan hakları savunucuları seyrediyor. Sağlık çalışanları öldürülüyor, Batı dünyası seyrediyor. UNRWA (Birleşmiş Milletler Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı) gibi kritik kurumlar kapatılmak isteniyor, Birleşmiş Milletler süreci sadece seyrediyor. Yıllardır özgürlükten, haktan, hukuktan, basın hürriyetinden bahsedenler, İsrail’in katliam politikası karşısında tam 18 aydır üç maymunu oynuyor. Buradan bir kez daha soruyorum: Nerede uluslararası hukuk, nerede İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, nerede ortalığı ayağa kaldıran, bütçesi milyarlarca doları bulan yapılar, örgütler, kurumlar? En küçük bir hadisede ambargo silahını çeken Batılı devletler, soruyorum İsrail’e karşı neredeler? Nerede BBC, nerede CNN ve diğerleri? Gazze’de insanlık öldürülürken, çocuklar, bebekler, kadınlar yanarak can verirken, gazeteciler infaz edilirken bunları gören dünyada var mı? Mazlumların yanında yer almayan bir küresel düzen, zalimlerin oyuncağı olmaya mahkûmdur. Bugün dünya, zalim karşısında susan hatta zulmü alkışlayan bir düzenin esiri olmuştur. Uluslararası hukuk, adaleti tesis etmenin değil güçlünün gücünü tahkim etmesinin aparatı hâline gelmiştir. Hukukun üstünlüğü yerine kişiye ve devlete göre hukuk düzeni hâkimdir. Gazze’de uluslararası sistem, sınavı kaybetmiştir. Birleşmiş Milletler’den Avrupa Birliği’ne birçok kurum, kuruluş, savundukları ilkeleri çiğneme pahasına Gazze’de kötü bir imtihan vermiştir.”
Elbette başkalarını eleştirirken kendilerini ihmal edemeyeceklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Üzülerek söylüyorum, içim kan ağlayarak söylüyorum, İslam dünyası da kendisinden bekleneni maalesef yerine getirememiştir” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şüphesiz çok gayret sarf edilip zulmü engellemek için pek çok yolun denendiğini, diplomasinin bütün imkânlarının kullanıldığını, toplantılar, zirveler, temaslar gerçekleştirildiğini ama sonuçta Gazze’nin tamamen yıkılmasına, 60 bine yakın Gazzelinin katledilmesine mani olunamadığını ve bunun üzerinde herkesin uzun uzun düşünmesi gerektiğini kaydetti.
“FİLİSTİN HALKI İŞGAL KUVVETLERİNE KARŞI ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ VERİYOR”
Müslümanlar olarak kapsamlı muhasebeye ihtiyaçlarının bulunduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tabii burada şu gerçeği de vurgulamak durumundayım. Filistinliler öldürülürken sesleri çıkmayanların, Gazze halkının işgale karşı verdiği direnişe terörizm yaftası vurarak soykırımı normalleştirmeye çalıştıklarını görüyoruz. Türkiye olarak bu iftiraları, bu kara propagandayı reddettiğimizi bugün bir kere daha çok net biçimde söylemek isterim” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Filistin halkının işgal kuvvetlerine karşı özgürlük mücadelesi verdiğini dile getirerek, “Gazzeli kardeşlerimizin mücadelesi ile milletimizin bundan bir asır önce müstevlilere karşı verdiği istiklal mücadelesi arasında hiçbir fark yoktur. Filistin Direniş Hareketi, bizim nazarımızda bir Kuvayı millîye hareketidir. Filistinliler, yalnızca son 1,5 yıldır değil aslında son bir asırdır direniyor. Uluslararası hukuku hiçe sayan işgalci ve istilacı bir devlet karşısında bir asırdır direniş destanı yazıyor ama birileri bizim bunları dile getirmemizden rahatsız oluyorlar. Varsın, rahatsız olmaya devam etsinler. Biz hakkı haykırmaktan, gerçekleri söylemekten geri durmayacağız. İzzet kavramının şahsiyetlerinde somutlaştığı Filistin halkını ve Gazzeli kardeşlerimizi ülkem ve milletim adına saygıyla selamlıyorum. Vatanlarını savunurken toprağa düşen Filistin’in kahraman evlatlarını, ortak şehitlerimizi rahmetle yâd ediyorum” ifadelerini kullandı.
Bir kez daha İsrail zulmüne karşı direnen Filistinlilere en güçlü ifadelerle destek ve dayanışma mesajlarını gönderdiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “İslam âlemini ve tüm dünyayı, Filistin halkının tüm insanlık adına yürüttüğü haysiyet mücadelesine destek olmaya davet ediyorum. Sadece vicdan sahiplerini değil İsrail halkını da yönetimlerinin kendilerini sürüklediği felakete karşı harekete geçmeye davet ediyorum. Bundan 75 yıl önce kendileri Holokost yaşamış, kendileri soykırıma uğramış bir toplumun, Gazze’de ve diğer Filistin topraklarında yaşanan katliamlara, soykırıma, vahşete ve cinayetlere artık ses çıkarması, tepki göstermesi, yöneticilerine artık ‘Dur’ demesi gerektiğine inanıyorum. Türkiye, ilk günden itibaren bu soykırıma itirazlarını en yüksek seviyede dile getiren, İsrail’e karşı somut tedbirler alan ülkelerden biriydi. Hamdolsun, burada iyi bir sınav verdik, iyi bir sınav veriyoruz. Devletimizin resmî kurumlarının yanı sıra sivil toplum kuruluşlarımız, hayırseverlerimiz, iş dünyamız, adeta Filistin ve Gazze için seferber oldu. İsrail ile ticari işlemleri tamamen durdurarak bu alanda cesur bir adım attık. Filistinli kardeşlerimize yönelik insani yardımlarımızı aralıksız sürdürdük. Hamdolsun, 101 bin tonun üzerinde insani yardım malzemesini bölgedeki kardeş ülkelerin de desteğiyle Gazze’ye ulaştırdık. Buradan kendilerine tekrar teşekkür ediyoruz. Bundan sonra da Gazze’ye yardım elimizi uzatmaya devam edeceğiz ancak İsrail, 2 Mart’tan bu yana Gazze’ye yardımları engellemek suretiyle çirkin yüzünü bir kez daha gösteriyor. İsrail yönetimi, bombalarla öldüremediği masumları, yardımları durdurarak bir nevi açlıkla, susuzlukla, ilaçsızlıkla yok etmeye çalışıyor. Sahadaki insanlık trajedisi giderek daha da kötüleşiyor.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail hükûmetinin, işlediği cinayet ve katliamlar yaptırımsız kaldıkça soykırım politikasına hız verdiğini söyledi.
“NETANYAHU’NUN VE CİNAYET ŞEBEKESİNİN ULUSLARARASI MAHKEMELERDE ER VEYA GEÇ YARGILANDIĞINI İNŞALLAH GÖRECEĞİZ”
Bu insanlık düşmanı zihniyetle uluslararası hukuk önünde hesaplaşmanın, hunharca katledilen on binlerce çocuğa karşı en temel görevleri olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Unutmayalım ki cezasız kalan her suç, faili daha da şımartır. Uluslararası Adalet Divanında İsrail aleyhine açılan soykırım davasına bu açıdan büyük önem veriyoruz. İsrail’in hukuka hesap vermesi için biz de müdahillik başvurumuzu yaptık. Sivil toplum kuruluşlarımız mahkemeye dosya ve delil sağlamaya devam ediyor. Netanyahu’nun ve cinayet şebekesinin uluslararası mahkemelerde er veya geç yargılandığını inşallah göreceğiz” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kudüs-ü Şerif ve ilk kıble Mescid-i Aksa’ya yönelik baskınların arttığını gördüklerine dikkati çekerek, “Fanatik soykırımcı İsrailliler, silahlı güvenlik görevlileri eşliğinde ve korumasında Mescid-i Aksa’ya girerek Müslümanları tahrik ediyor, kışkırtıyorlar. Şunu bir kez daha açık açık ilan ediyorum, Mescid-i Aksa ve Kubbetüs Sahra’nın içinde bulunduğu Harem-i Şerif, 144 dönüm alanıyla sadece Müslümanlara aittir ve bir bütündür. Bunu kimsenin zedelemesine izin vermeyiz. Mescid-i Aksa bizim kırmızı çizgimizdir, ebediyete kadar da inşallah böyle kalacaktır” diye konuştu.
İsrail’in, Harem-i Şerif’in kutsiyetini ve bütünlüğünü tehdit eden taciz, baskın ve provokasyonlarına derhal son vermesi gerektiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “İsrail saldırganlığı ve hukuk tanımazlığı Filistin’le de sınırlı kalmıyor. Suriye ve Lübnan’a yönelik saldırılar Netanyahu yönetiminin Orta Doğu’da huzur ve barış istemediğini ortaya koyuyor. Etnik köken ve mezhep temelli farklılıkları kaşıyarak, Suriye ve Lübnan’ın istikrara kavuşmasını engellemeye çalışıyor. Bölge dışı aktörleri sürekli kışkırtarak çatışmaları yeni coğrafyalara taşımak istiyor. Terör örgütleriyle iş tutarak, çok tehlikeli bir oyun oynuyor. Meşru bir devlet gibi değil, başıbozuk bir örgüt gibi hareket ediyor. Bakın biz, bunun sürdürülebilir olmadığı kanaatindeyiz. İsrail, komşularını istikrarsızlaştırarak kendi güvenliğini sağlayamaz. ‘Komşuda ateş yanarken dumanı bana gelmesin.’ demek sadece akıl dışı değil, aynı zamanda imkânsızdır. Kendi vatandaşlarıyla birlikte bölgedeki ülkeleri tehdit ve tedirgin eden bu cinnet hâli bir an önce son bulmalıdır. Yoksa o ateş, körükleyenleri de kısa bir zaman sonra yakacaktır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin bölgesindeki rolüne işaret ederek, “Türkiye olarak, coğrafyamızdaki hiçbir şımarıklığa, zulme, hiçbir hukuk ve kural tanımazlığa sessiz kalmadık, bundan sonra da kalmayacağız. Bölgemizdeki herkes için barışı, huzuru, istikrarı ve güvenliği savunmaya sabırla devam edeceğiz” dedi.
“FİLİSTİN DEVLETİ KURULUNCAYA DEK YORULMADAN MÜCADELEYİ DEVAM ETTİRECEĞİZ”
Gelinen aşamada önceliklerini, kalıcı ateşkesin derhal sağlanması, insani yardımların kesintisiz şekilde Gazzelilere ulaştırılması ve işgal güçlerinin Gazze’den tamamen çekilmesinin oluşturduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu minvalde Katar ve Mısır tarafından yürütülen ateşkes müzakerelerinin bir an evvel neticeye varması temennisinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ateşkesin sağlanmasıyla birlikte imar çalışmalarına vakit kaybetmeden yeniden başlanmasının son derece mühim olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti: “Mısır’ın öncülüğünde hazırlanan plana, burada temsil edilen tüm kardeş ülkelerin desteği çok önemlidir. Bu vesileyle şunu bir kez daha vurgulamak istiyorum. İki devletli çözümün alternatifi yoktur. 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan, bağımsız, egemen ve coğrafi bütünlüğü haiz bir Filistin devleti kuruluncaya dek yılmadan, yorulmadan mücadeleyi devam ettireceğiz. Şunun da bilinmesini isterim. Hangi ambalajlara sarılırsa sarılsın, Filistinlileri binlerce yıldır yaşadıkları topraklardan sürgün edecek hiçbir teklifin bizce kıymetiharbiyesi yoktur. Unutmayın, Gazze Gazzelilerindir. Filistin, Filistin halkınındır. Filistin, Filistinlilerindir. Milyonlarca Filistinli mülteci anahtarlarını sakladıkları evlerine dönmeyi beklerken yeni göçlere, yeni tehcirlere asla tahammülümüz olamaz. Biz Filistinli kardeşlerimizin kendi öz yurtlarında özgürce, diğer inançlarla barış içinde yaşamaları için elimizden gelen desteği vereceğiz. Tek başımıza kalsak da Filistin davasını savunmaya devam edeceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen hafta Antalya Diplomasi Forumu kapsamında İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi Gazze Temas Grubu Toplantısı’nın tertiplendiğini anımsatarak, “Bizim tabii siyasi düzlemde attığımız bu adımların halkın desteği olmadan başarıya ulaşması mümkün değildir. Bu noktada gerekli toplumsal desteğin temininde, parlamentolara ve siz değerli başkanlarına önemli vazifeler düşüyor. Gazze’deki soykırım karşısında göstermiş olduğunuz dirayetli tutumu bir kez daha takdirle karşıladığımızı ifade etmek istiyorum. Rabb’im yar ve yardımcımız olsun diyorum” şeklinde konuştu.
Toplantının hayırlara vesile olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, katılımcılar aracılığıyla devlet ve hükûmet başkanları ile temsil ettikleri dost ve kardeş halklara selamlarını iletti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan program öncesi meclis başkanlarıyla aile fotoğrafı çektirdi. Toplantıda, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Filistin Ulusal Konseyi Başkanı Rawhi Fattouh, Katar Şura Meclisi Başkanı Hassan bin Abdulla Al Ghanim, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Federal Ulusal Konseyi Başkanı Saqr Ghobash, Pakistan Ulusal Meclis Başkanı Serdar Ayaz Sadık, Malezya Temsilciler Meclisi Başkanı Tan Sri Dato Johari bin Abdul, Endonezya Temsilciler Meclisi Başkanı Puan Maharani, Senegal Ulusal Meclisi Başkanı El Hadj Malick Ndiaye, Ürdün Temsilciler Meclisi Başkanı Ahmad Safadi, Bahreyn Temsilciler Meclisi Başkanı Ahmed Al Musalam, Cezayir Ulusal Meclis Başkan Vekili Hammad Ayoub, Azerbaycan Meclis Başkan Yardımcısı Ali Ahmadov ve Mısır Temsilciler Meclisi Başkan Yardımcısı Ahmed Saad El Deen yer aldı.
“Ülkemizi, dünyanın en geniş uçuş ağına sahip ülkelerinden birine dönüştürdük”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Antalya Havalimanı Yeni Terminal Binaları Açılış Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Dünyada ulaşamadığımız hiçbir nokta kalmayacak şiarıyla ülkemizi, dünyanın en geniş uçuş ağına sahip ülkelerinden birine dönüştürdük. Havacılık alanında küresel ölçekte en üst lige yükselttik” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Antalya Havalimanı Yeni İç ve Dış Hat Terminal Binalarının Açılış Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.
Konuşmasına katılımcıları selamlayarak başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni terminal binalarının açılışıyla Antalya’nın değerini bir kat daha artıracağını söyledi.
Projede emeği geçen Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile yüklenici firma çalışanlarına teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni terminal binalarının başta Antalya olmak üzere havacılık, kültür ve turizm sektörleri için hayırlı olmasını diledi.
Antalya’da her yıl milyonlarca yerli ve yabancı turistin ağırlandığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Dünyanın dört bir yanından Antalya’ya gelen turistler bir yandan şehrin kültür ve tabiat zenginliğinden istifade ederken diğer yandan lokomotif sektörlerimizden biri olan turizm gelirlerimize önemli bir katkı sağlıyor. Şehrimize olan ilgi o kadar yüksek ki, Antalya Havalimanımız son 2 yıldır 35 milyonluk mevcut yolcu kapasitesinin üzerindeki kişiye hizmet veriyor. Havalimanımız 2023’te yaklaşık 36 milyon, 2024’te ise direkt transit yolcular da dâhil 39 milyon 230 bini aşkın yolcuya hizmet sundu. Bu sene 40 milyon kişiyi aşacağımız anlaşılıyor. 2029’da ise toplam yolcu sayısının 45 milyona ulaşmasını bekliyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu sayıları dikkate alarak, hâlihazırda mevcut kapasitesinin yüzde 12 üzerinde hizmet veren Antalya Havalimanımızı, yeni terminal binaları ve tamamlayıcı yapılarla büyütmek için güçlü bir adım attık. Kapasite artırımına yönelik ilave yatırımların hayata geçirilmesi için 5 Ocak 2022’de yüklenici firmamıza yer teslimini yaparak, çalışmalara başladık. Proje kapsamında dış hatlar terminalini 90 bin 143 metrekareden 224 bin metrekareye, iç hatlar terminalini ise 36 bin 859 metrekareden 75 bin metrekareye çıkarttık. Böylece havalimanımızın yıllık yolcu kapasitesini 35 milyondan 82 milyona yükseltmiş olduk. Artık Antalya Havalimanımız dünyanın her bir köşesinden 82 milyon misafire ‘hoş geldiniz’ diyebilecek kapasiteye hamdolsun kavuştu” diye ekledi.
Yeni terminal binalarının modern mimarisi, güçlü altyapısı ve artırılmış kapasitesi ile Antalya’nın kapılarını çok daha geniş ufuklara açacağını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Projemiz dahilinde uçak park pozisyon sayısını da 108’den 176’ya getirdik. VIP terminalini 690 metrekareden 2 bin metrekareye, genel havacılık terminalini ise bin 200 metrekareden 2 bin 800 metrekareye yükselttik. Proje dâhilinde yeni inşa edilen 2 bin metrekarelik Devlet Konuk Evini, 5 bin metrekarelik Devlet Hava Meydanları İşletmesi Hizmet Binasını, personel lojmanları ile camimizi daha önce hizmete açmıştık” ifadesini kullandı.
Gurur verici olmasının yanı sıra her açıdan yenilikçi ve vizyoner bir projeyi daha şehrin hizmetine sunduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yaklaşık 927 milyon yatırım hacmi gerektiren projeyi kamu-özel iş birliği modeli kapsamında devletin kasasından tek bir kuruş dahi çıkmadan gerçekleştirdik. Üstelik herhangi bir yolcu garantisi olmayan proje ile yüklenici firmalardan 25 yıllık işletme süresi karşılığında KDV dâhil 8 milyar 555 milyon avroluk kira geliri elde edeceğiz” dedi.
“ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMDE AKTİF HAVALİMANI SAYIMIMIZI 60’A ÇIKARACAĞIZ”
Yatırımcı şirketin kira bedelinin yüzde 25’lik kısmı olan 2 milyar 138 milyon 750 bin avronun da Mart 2022’de peşin ödediğini ve bu bedelin daha çalışmalar bitmeden devletin kasasına girdiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Böylelikle, bu güzide proje, kamu kaynaklarının etkin kullanmanın ve kamu-özel sektör iş birliğinin en başarılı örneklerinden biri oldu. Bugün hizmete aldığımız yeni terminal binalarımızla artık Antalya Havalimanımız çok daha fazla sayıda yolcuya hizmet verecek. Antalya ise turizm potansiyelini çok daha yüksek bir seviyeye taşıyacaktır. Burada, şu hususu da dikkatinize getirmek arzusundayım, 4 saatlik uçuş süresiyle 67 ülkenin merkezinde bulunan Türkiye’nin bu avantajlı konumunun sunduğu imkân ve fırsatları en üst düzeye taşımak için son 23 yılda çok büyük yatırımlar gerçekleştirdik.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Dünyada ulaşamadığımız hiçbir nokta kalmayacak’ şiarıyla ülkemizi, dünyanın en geniş uçuş ağına sahip ülkelerinden birine dönüştürdük. Havacılık alanında, küresel ölçekte en üst lige yükselttik. 2002’den bu yana 26 olan aktif havalimanı sayımızı, 10 Ağustos 2024’te açılışını yaptığımız Çukurova Uluslararası Havalimanımızla birlikte 58’e çıkarttık. İstanbul Havalimanımız 2024’te 80,1 milyon yolcu ağırlayarak kendi kategorisinde Avrupa’da ikinci, dünyada ise yedinci sırada yer aldı. Önümüzdeki dönemde aktif havalimanı sayımımızı, yapımları devam eden Yozgat ve Bayburt-Gümüşhane havalimanlarımızla 58’den 60’a çıkaracağız. Bakınız, biz sadece Türkiye için büyük hayaller kurmakta kalmıyor aynı zamanda bunları büyük hedeflere dönüştürüyoruz, sonra da bu hedefleri tek tek hayata geçiriyoruz.”
“85 MİLYON VATANDAŞIMIZ İÇİN ÇALIŞMAYA KARARLILIKLA DEVAM EDECEĞİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tarihi, vicdanı ve iddialarıyla büyük bir milletin mensubu olmanın hakkını vermeye çalıştıklarını söyledi.
Milletin teveccühüne mazhar olmanın gayretinde olduklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkesini başkalarına şikâyet edenler bu vizyonu anlayamaz. Yabancı basın kuruluşlarından medet umanlar bunu anlayamaz. Batı karşısında eğilip bükülenler, el pençe divan duranlar, bizim bu dik duruşumuzu anlayamaz. Boykot bahanesiyle kendi ekonomisine suikast teşebbüsünde bulunanlar bunu anlayamaz. Hırsları akıllarını esir alanlar, kibirlerinin siyasi ihtiraslarının esiri olanlar bizim neyin mücadelesini verdiğimizi asla ve asla anlayamaz. Biz onları kendi küçük dünyalarında, kendi küçük kavgalarıyla baş başa bırakıyor, her zaman olduğu gibi yine işimize bakıyoruz” diye konuştu.
Ülkeye yeni eserler kazandırmaya, Antalya Diplomasi Forumu’nda olduğu gibi Türkiye’nin itibarını arttırmaya devam ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Vizyoner projelerle Antalya’nın turizm potansiyelini hak ettiği seviyelere getirmeye bakıyoruz. Çünkü biz bu millete güveniyoruz. Bu millete inanıyoruz. Doğru bildiğimiz istikamette yürürken milletimizin bize daima destek olacağını biliyoruz. Ülkemiz için çalışmaya, Türkiye için üretmeye, 85 milyon vatandaşımız için çalışmaya kararlılıkla devam edeceğiz. Rabbim, hepimizin yar ve yardımcısı olsun diyorum. Yeni terminal binalarımızın, yeni yapılarımızın bir kez daha şehrimiz, ülkemiz ve milletimiz için hayırlar getirmesini temenni ediyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehirdeki temasları kapsamında Akdeniz Üniversitesi’ni ziyaret etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto ile ortak basın toplantısında konuştu
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto ile gerçekleştirdikleri ortak basın toplantısında yaptığı açıklamada, “Ticaret hacmimizi karşılıklı fayda temelinde ve dengeli şekilde 10 milyar dolar hedefine yükseltmek için atılabilecek adımları değerlendirdik. Savunma sanayiinden müteahhitliğe, sağlık ve enerjiden gıda sektörüne kadar iş birliğimizde yeni açılımlar yapma hususunda mutabık kaldık” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Endonezya Cumhurbaşkanı Prabowo Subianto, baş başa ve heyetler arası görüşmeleri ile anlaşmaların imza töreninin ardından, ortak basın toplantısı düzenleyerek açıklamalarda bulundu.
Dost ve kardeş Endonezya’yı son olarak Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi’nin ilk toplantısı vesilesiyle şubat ayında ziyaret ettiğini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, misafirperverliklerinden dolayı Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto ve Endonezya makamlarına şükranlarını sundu.
Karşılıklı temasların iki ülke arasındaki dostluk ve kardeşlik ilişkilerinin ulaştığı müstesna düzeyi ortaya koyduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Değerli kardeşim Subianto’nun Türkiye Büyük Millet Meclisimizde bugün yaptıkları tarihî nitelikteki hitabı ülkelerimiz arasındaki kadim kardeşliğin en güzel tezahürüdür. Endonezya ile bu sene diplomatik ilişkilerimizin tesisinin 75. yıl dönümünü idrak ediyoruz. Tabii tarihî bağlarımız bundan 400 yıl öncesine dayanıyor. Az önce kültür, afet ve acil durum yönetimi ile iletişim alanlarında belgeleri imzaladık. Ticaret hacmimizi karşılıklı fayda temelinde ve dengeli şekilde 10 milyar dolar hedefine yükseltmek için atılabilecek adımları değerlendirdik. Savunma sanayinden müteahhitliğe, sağlık ve enerjiden gıda sektörüne kadar iş birliğimizde yeni açılımlar yapma hususunda mutabık kaldık. Savunma sanayi bağlamında ortak üretim dâhil olmak üzere mevcut projelerimizi ve yeni iş birliği imkânlarını değerlendirdik.”
“HALKLARIMIZ ARASINDAKİ BAĞLARI DAHA DA GÜÇLENDİRMEYİ HEDEFLİYORUZ”
İki önemli turizm ülkesi olan Türkiye ve Endonezya arasındaki beşeri hamleler ile temasların geliştiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu bilgileri verdi: “Geçtiğimiz yıl Endonezya’dan ülkemize 203 bin, ülkemizden Endonezya’ya ise yaklaşık 50 bin turistin ziyaretinden memnuniyet duyuyoruz. Bayrak taşıyıcı hava yollarımızın sefer sayılarının artırılması suretiyle bu rakamların katlanacağına inanıyorum. Halklarımız arasındaki bağları, kültür ve eğitim alanlarındaki iş birliğimizi ilerleterek daha da güçlendirmeyi hedefliyoruz. Endonezyalı gençlerin Türkiye Burslarına artan ilgisini memnuniyetle müşahede ediyoruz. Ülkemizde eğitim almış yaklaşık 5 bin Endonezyalı kardeşimizin her birini kültür elçileri olarak görüyoruz.”
“FİLİSTİN DAVASININ SAVUNULMASINDA ENDONEZYA İLE BİRLİKTE ÇALIŞMAYA DEVAM EDECEĞİZ”
Türkiye’nin Endonezya ile Birleşmiş Milletler, İslam İşbirliği Teşkilatı, G20, D8 ve MIKTA dâhil tüm uluslararası platformlardaki iş birliğini sürdürdüğünü dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Endonezya’nın Filistin meselesine ilişkin tutumunu takdirle karşılıyoruz. Önümüzdeki dönemde Gazze’nin yeniden inşasında ve Filistin davasının savunulmasında Endonezya ile birlikte çalışmaya devam edeceğiz” dedi.
Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto’nun, Antalya Diplomasi Forumu’na da katılacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “‘Ayrışan Dünyada Diplomasiyi Sahiplenmek’ temasıyla yapılacak bu önemli etkinliğe gösterilen yoğun ilgiden memnuniyet duyuyorum. Şüphesiz bu yoğun ilgi ülkemizin küresel diplomasideki artan ağırlığını bir kez daha gözler önüne seriyor. Biz de ayrıca, forum marjında çok sayıda görüşme gerçekleştireceğiz. Bu düşüncelerle Cumhurbaşkanı Sayın Subianto’nun ziyaretinin ikili ve çok taraflı iş birliğimize katkıda bulunacağına gönülden inanıyorum. İstişarelerimizin ve aldığımız kararların hayırlara vesile olmasını diliyorum.”
Ortak basın toplantısında konuşan Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ve Türkiye’ye sıcak karşılamaları ve iki ülke arasındaki iş birliğini desteklemesi yönündeki gayretleri için teşekkür ederek, Türkiye-Endonezya arasındaki diplomatik ilişkilerin 75. yılında olduklarını ve daha güçlü bir iş birliği istediklerini belirtti.
ENDONEZYA CUMHURBAŞKANI SUBİANTO: “HER İKİ ÜLKE OLARAK İSLAM DÜNYASINDA POZİTİF BİR GÜÇ OLMAK İSTİYORUZ”
Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto, iki ülkenin benzer tarihe ve vizyona sahip olduğunu ifade ederek, “Her iki ülke olarak İslam dünyasında pozitif bir güç olmak istiyoruz. Bu anlamda bu sorumluluğu da üstlenmemiz gerek. Küresel güneyin liderleri olarak, stratejik ortaklar olarak yeni bir küresel düzen yaratma sorumluluğunu üstlenmemiz gerekiyor” dedi.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde gerçekleştirilen ortak basın toplantısı öncesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto’nun huzurunda iki ülke arasında üç anlaşma imzalandı.
İKİ ÜLKE ARASINDA İMZALANAN ANLAŞMALAR
“AFAD ile Endonezya Ulusal Afet Yönetimi Kuruluşu arasında Afet ve Acil Durum Yönetimi Alanında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptı”
“Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ile Endonezya Cumhurbaşkanlığı İletişim Ofisi arasında Medya, Halkla İlişkiler ve İletişim Alanlarında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptı”
“Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Endonezya Kültür Bakanlığı arasında Kültürel İşbirliği Anlaşması”
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.