Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Yerel Yönetimler İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, “Şehirlerimizi, Türkiye Yüzyılı’nın ruhuna uygun bir yaklaşımla ele almamız gerektiğinin altını bir kez daha çizmek istiyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Yerel Yönetimler İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’na katıldı. Ankara’nın Kızılcahamam ilçesinde düzenlenen toplantıda Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Partili belediye başkanlarına hitaben bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son bir yılda 10 ay arayla üst üste üç seçim geçirildiğini, seçimler nedeniyle geniş katılımlı istişare ve değerlendirme toplantılarını yapamadıklarını belirtti.
Kızılcahamam’da geçen ay, partinin eski-yeni kurmay kadrosuyla ve milletvekilleriyle beraber olduklarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Her kademede danışmaya, diyaloğa önem veriyor, ülkemizin ve partimizin gündemindeki konulara ortak akılla çözüm yolları arıyoruz. Bu anlayışla büyükşehirden il, ilçe ve belde belediyelerine kadar AK Partili tüm belediye başkanı arkadaşlarımızla bir araya gelelim istedik. Böylece hem yerel seçim sonuçlarını masaya yatıralım hem şehirlerimizin ihtiyaçlarını ve projelerimizi detaylıca görüşelim. Hem de önümüzdeki döneme dair yol haritamızı sizlerin de önerileriyle beraberce şekillendirelim dedik.”
“MAHALLÎ İDARELERDEKİ ÖRNEK KARNEMİZLE YENİ HEDEFLERE YÜRÜDÜK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gerek il ziyaretleri ve gerekse farklı toplantılarla başkanlarla sık sık bir araya geleceklerini ifade ederek, şunları söyledi: “AK Parti’nin hikâyesi, yerelden genele ilerleyen bir başarı hikâyesidir. Biz başkaları gibi tepeden inme bir parti değil, yerelden bizzat halkın içinde zuhur etmiş ve yükselmiş bir partiyiz. Bundan tam 30 sene önce millete hizmet yolculuğumuza belediyelerden başladık. Mahallî idarelerdeki örnek karnemizle yeni hedeflere yürüdük. Yerel yönetimlerdeki başarılarımız önümüze yeni kapıların ve yepyeni ufukların açılmasına vesile oldu. Politikalarımızı önce belediyelerdeki uygulamalarla ortaya koyduk. Milletimizin sorunlarına önce belediyelerde çözüm ürettik. Kendimizi halkımıza önce belediyelerde ispat ettik. Milletimiz bizi ilk olarak yerel yönetimlerde gördü, tanıdı, bize orada inandı ve güvendi.”
Mahallî idarelerdeki üstün hizmetleri sonrasında 2002’de bu sefer ülkeyi yönetme sorumluluğunun, AK Partili kadrolara tevdi ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Şunu unutmayınız, 2002’de bize iktidar kapısını açan da 22 yıl boyunca iktidarda tutan da hiç tartışmasız yerel yönetimlerdeki başarılarımızdır, gayretlerimizdir. AK Parti’nin en büyük referans kaynağı son 30 yıldır yerel yönetimlerdir. Bu gerçek 1994 senesinden beri değişmemiştir ve değişmeyecektir. Şunu büyük bir gururla ifade etmek isterim, AK Parti birikimiyle, vizyonuyla, referanslarıyla, yerel yönetimlerde sadece Türkiye’nin değil, tüm dünyanın en yetkin, en donanımlı siyasi hareketidir. AK Parti belediyeciliği bugün küresel ölçekte bir marka hâline gelmiştir. Mahallî idareler alanında ülkemizde 30 yıldır standartları biz belirliyoruz. Öyle ki rakiplerimiz bile bizi taklit etmeye bizden kopya çekmeye başladı. Pek çok başlıkta onların da yol haritasını dolaylı olarak biz şekillendiriyor, bir nevi siyasi rakiplerimize koçluk yapıyoruz.”
Tüm bunları söylerken elbette mükemmel oldukları iddiasında bulunmadıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünya değişirken, Türkiye muazzam bir dönüşümden geçerken değişime daha hızlı adapte olunması gereken kimi başlıklar bulunduğunu aktardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplumun, özellikle gençlerin nabzının daha iyi tutulabileceği, beklentilerinin daha iyi karşılanabileceği, belediye hizmetlerinde daha yenilikçi uygulamalar geliştirilmesi gereken konuların olabileceğini vurgulayarak, “Ama şehirlerimizin sorunlarını çözme, şehirlerimizi geleceğe hazırlama, popülizme bulaşmadan politikalar üretme noktasında hiçbir parti, hiçbir belediye başkanı AK Partili kadrolarla yarışamaz, bizimle rekabet edemez. 31 Mart seçimlerinden bu yana yaşananlar bu gerçeği çok net biçimde bir kez daha göstermiştir. Taşlar yerine oturdukça herkes daha sağlıklı ve objektif değerlendirmeler yapabiliyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son seçimlerde muhalefetin tamamen ucuz popülizme dayanan bir kampanya yürüttüğünü söyledi.
“TÜRK EKONOMİSİNE AĞIR BEDELLER ÖDETECEK HER TÜRLÜ POPÜLİZMDEN UZAK DURUYORUZ”
Muhalefetin ekonomideki sıkıntıları da istismar ederek “kim ne veriyorsa benden beş katı” anlayışıyla hiçbir temeli olmayan uçuk vaatlerde bulunduğunu belirten Erdoğan, muhalefetin deprem riski ve kentsel dönüşüm dâhil şehirlerin kanayan yaralarına dair ortaya hiçbir somut proje koymadığını kaydetti.
“Hayat pahalılığının yükü altında ezilen insanlarımızın popülizm dalgasına kapılmasına engel olamadık” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefetle ülkeye ve millete zarar verecek bir vaat yarışına girmeyi de AK Parti’nin siyaset kodlarıyla bağdaştıramadıklarını bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, insanlarla aralarındaki güven duygusunu zedeleyerek Türk ekonomisine ağır bedeller ödetecek her türlü popülizmden uzak durduklarını dile getirdi.
Dünyanın ve Türkiye’nin gerçekleri temelinde hazırlanan projeleri kamuoyuyla paylaştıklarını dile getiren Erdoğan, 31 Mart’ta milletin sandığa gittiğini, son sözü söylediğini ve iradesini oraya özgürce yansıttığını ifade etti.
Milletin iradesini öperek başlarının üstüne koyduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Yüksek Seçim Kurulunun açıkladığı kesin sonuçlara göre, Cumhur İttifakı 31 Mart seçimlerinde yüzde 40,5 oy oranına ulaşmıştır. Milletimiz 12 büyükşehir, 12 il, 347 ilçe ve 170 belde olmak üzere toplam 541 belediyenin yönetimini AK Parti’ye emanet etmiştir. Cumhur İttifakı’ndaki müttefikimiz Milliyetçi Hareket Partisi ise sekiz il, 114 ilçe ve 97 belde belediyesi kazandı. Böylece Cumhur İttifakı 12’si büyükşehir, 20’si il, 461’i ilçe, 267’si belde olmak üzere toplam 760 belediyede ipi göğüslemiş oldu. 31 Mart’ta seçim yapılan bin 393 belediyenin yüzde 54,6’sını önümüzdeki beş yıl boyunca inşallah Cumhur İttifakı yönetecektir.”
Hatay’ın 10 yıllık fetret devrinin sona ermesinden ayrıca mutluluk duyduklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, tercihini Cumhur İttifakı’nın gerçek belediyecilik vizyonundan yana kullananlara şükranlarını sundu.
Bir önceki seçimlere kıyasla oy oranları ve belediye sayısından ortaya çıkan negatif sapmayı göz ardı etmediklerini bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonomideki zorlukların haricinde sonuçlara etki eden başka faktörlerin de olduğunu gördüklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin iradesini sorgulamadan seçmenin verdiği mesajların ışığında çok boyutlu muhasebelerini yaptıklarını, hatayı da kusuru da kendilerinde aradıklarını belirtti.
Muhalefetin son 21 yılda defalarca düştüğü halkı ve sandığı suçlama gafletine düşmeden iğneyi kendilerine çuvaldızı başkasına batırdıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu hassas süreci kendi takvimleri çerçevesinde bayrak değişimi havasında birlik ve kardeşlikten taviz vermeden kuyumcu titizliğiyle yürüteceklerini dile getirdi.
“HİZMET ETMEK YERİNE ENERJİLERİNİ BAHANE BULMAYA HARCIYORLAR”
Milletin AK Parti’den talepleri gerçekleşene kadar tüm kademelerde gereken adımları atmayı kararlılıkla sürdüreceklerinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Seçimler bitince muhalefetin vaat yağmurunun da sonuna gelindi. Gençlere, kadınlara, esnafa, emekliye verilen sözlerin tamamı unutuldu. Düne kadar seçim kazanmak için hesapsızca atıp tutanlar bakıyorsunuz bugün ekmekten suya ellerinin altındaki her şeye zam yapıyorlar. ‘Ucuzlatacağız, fiyatını indireceğiz, hatta bedava yapacağız’ dedikleri hizmetlerin neredeyse tamamında astronomik fiyat artışlarına gittiler. Bu konuda gemiyi öyle bir azıya aldılar ki kendi partilileri bile isyan etmeye başladı. İş üretmek, verdikleri sözlerin arkasında durmak, hizmet etmek yerine bütün enerjilerini artık bahane bulmaya harcıyorlar. Devraldıkları kimi belediyelerde eski başkanlarımıza iftiralar atacak kadar siyasi ahlaktan yoksun davrandılar. Allah var. Bu süreçte sadece bir kesime verdikleri sözlere sadık kalıyorlar. Şahsi reklam ajansı olarak kullandıkları bazı medya mensuplarına Roma turuyla diyet borçlarını ödemekte hiçbir kusur etmiyorlar. Nepotizmin ne demek olduğunu üç ay içinde uygulamalı olarak milletimize gösterdiler.”
Muhalefetin eş, dost, akraba, tanıdık çiftliğine çevirdikleri belediyelerde kayırmacılığın adeta kitabını yazdığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Geride bıraktığımız üç aylık dönemde güya özgürlük adına alkol tüketimini teşvik etmek, cinsiyetsizleştirme politikalarına aleni destek verme, belediye binalarını LGBT paçavralarıyla donatmak dışında herhangi bir icraatları olmadı. Makam odalarında vatandaş darp etmek, kadınların serbestçe hayata katılım alanlarını kısıtlamak, Arapça tabelalara karşı savaş açmak, gençlerimize hizmet eden vakıflara, derneklere, gönüllü kuruluşlara baskı uygulamaktan başka hiçbir iş yapmadılar. ‘İşçinin ekmeğiyle oynamayacağız’ dediler fakat göreve geldikleri birçok il ve ilçede emekçi kardeşlerimizi kapı dışarı ettiler. Buna benzer örnekleri çoğaltmamız mümkün. Görüyoruz ki muhalefet belediyelerinde 31 Mart’a kadar devam eden vaat yağmurunun yerini 1 Nisan sabahından itibaren zam yağmuru aldı, işçi kıyımı aldı, baskı, tehdit, yıldırma aldı.”
“TÜRKİYE’NİN FAY HATLARIYLA OYNAMAKTAN HERKES UZAK DURMALI”
Muhalefetin siyaset anlayışında köklü bir değişim yaşanmazsa gelecek beş sene boyunca benzer hadiselere yine şahitlik edileceğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, böyle bir siyaset tarzını asla kabul etmediklerini söyledi.
“Yerel yönetimlerde güç zehirlenmesine kapılarak vatandaşa hayat biçimi dayatılmasını doğru bulmuyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin yakın geçmişte ideolojik fanatizmden çok çektiğini, milyonlarca insanın sadece inancına uygun hayat sürmek istediği için ikinci sınıf vatandaş muamelesi gördüğünü, ötekileştirildiğini, haksızlığa uğradığını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, çağdaşlık bahanesiyle yıllarca millete eziyet edildiğini, belli bir yaşam tarzına kayıtsız, şartsız uymasının beklendiğini belirtti.
Tepeden inmeci yönetim anlayışının ülkeye ve demokrasiye ağır faturaları olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu anlayışa 1994 yılında belediyelerde, 2002’de de tüm Türkiye genelinde son verdiklerini söyledi.
Kimsenin hayat tarzına, inancına, tercihlerine karışmadıklarını, siyasi rövanşizmden her zaman ve her şartta uzak durduklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, son dönemde özellikle el değiştiren belediyelerde eski hastalıkların tekrar nüksetmeye başladığına dikkati çekti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına, şöyle devam etti: “Muhalefet içindeki radikal unsurlarında kışkırtmasıyla 28 Şubat dönemini anımsatan uygulamalar, yeniden devreye alınmak isteniyor. Buna müsaade edilmemeli. Türkiye’nin fay hatlarıyla oynamaktan herkes uzak durmalı. Muhalefetin aklıselim sahibi aktörlerinden eski Türkiye’nin kötü hatıralarını tekrar canlandıran sahnelerin önüne geçilmesi noktasında daha çok çaba bekliyoruz. Aynı şekilde birilerinin kendi beceriksizliğinin faturasını, savaşlar ve terör sebebiyle evini, barkını, vatanını terk etmek zorunda kalmış sığınmacılara kesme kurnazlığına da göz yumulmamalıdır.”
“SIĞINMACI NEFRETİNİ KÖRÜKLEYEREK HİÇBİR YERE VARILAMAZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kayseri’de yaşanan olaylara ilişkin, “Toplumda yabancı düşmanlığını ve sığınmacı nefretini körükleyerek hiçbir yere varılamaz. Dün Kayseri’de küçük bir grubun yol açtığı müessif olayların sebeplerinden biri muhalefetin bu zehirli söylemleridir. Kim olursa olsun, insanların evlerini yakmak, vandallık yapmak, sokakları ateşe vermek kabul edilemez. Siyasi kazanım uğruna nefret siyasetine tevessül edilmesini acizlik olarak görüyoruz. Biz hiçbir zaman böyle olmadık, inşallah bundan sonra da olmayacağız” değerlendirmesinde bulundu.
Ayrımcılık, ötekileştirme, nefret diliyle insanları düşmanlaştırmanın AK Parti siyasetinde kendisine yer bulamadığını, asla yer bulamayacağını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunları, salt birilerini eleştirmek için söylemediklerini, birilerini yıpratmanın peşinde de olmadıklarını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, iktidarı ve muhalefetiyle elbirliği içinde tüm Türkiye’ye layıkıyla hizmet etmek arzusunda olduklarını vurgulayarak, şöyle devam etti: “Muhalefetin on yıllardır yaptığı gibi siyaset, ‘beyaza siyah, siyaha beyaz’ demek değildir. Siyaset, yanlışa engel olmak, doğruya güç vermek, hayırlı, faydalı, güzel işleri desteklemektir. Millete hizmet götürenlere engel çıkartmak, köstek olmak, elini kolunu bağlayacak bir mantıkla hareket etmek bize yakışmaz. Tam tersine vatandaşa hizmet eden, şehirlerimizin sorunlarına çözüm üreten, derdi kendi ilinin, ilçesinin, beldesinin derdi olan herkese yardımcı olmayı görev biliyoruz.”
Milletin hizmet görmesini, şehirlere hizmet götürülmesini, şehirlerin kaynaklarının, o kaynakların asıl sahibi olanların refahı, huzuru esenliği için kullanılmasını istediklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İstiyoruz ki günlük siyasi çıkarlar uğruna milletimizin birliği ve bütünlüğü yara almasın. Sosyal barışımız bozulmasın, ağzımızın tadı kaçmasın, bunun dışında hiçbir gayemiz, beklentimiz ve gizli gündemimiz yoktur” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 31 Mart seçimlerinde milletin belediye başkanlarına önemli görevler verdiğini dile getirerek, belediye başkanlarına şöyle seslendi: “Her biriniz, aziz milletimizin takdiri ile mesuliyeti çok yüksek ancak aynı zamanda onurlu, şerefli bir emaneti yüklendiniz. Zannetmeyin ki sadece küçük bir beldeyi yönetiyorsunuz, zannetmeyin ki sadece bir mahallî birimin başındasınız, bilakis siz gölgesinde milyonların huzur bulduğu büyük Türkiye çınarını, büyük AK Parti çınarını ayakta ve hayatta tutuyorsunuz. Her bir belde başkanımız, her bir ilçe, il, büyükşehir belediye başkanımız tüm kadrolarıyla, tüm personeliyle işte böyle kutlu bir vazife icra ediyor. Çınarın tek bir kökünde, tek bir kök ucunda sorun olursa bundan gövde de etkilenir. Aynı şekilde çınarın kökleri ne kadar diri olursa çınarın gövdesi de o kadar diri olur, güçlü olur. Onun için sorumluluğunuz çok büyük. Sadece hemşerilerinize karşı değil, Türkiye’nin her bir ferdine, İslam ve Türk coğrafyasının her bir bireyine karşı vebal taşıyorsunuz. Her bir adımınızda, hatta her bir anınızda, omuzlarınızdaki bu büyük yükü, büyük mesuliyeti dikkate almak zorundasınız.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, en başta finansal konularda, para meselelerinde bu mesuliyetin hatırlanacağını ifade ederek, belediye başkanlarının yetkilerindeki paranın milletin parası ve belediye başkanları ile ekiplerine emaneti olduğunu kaydetti.
“HARCAMALARINIZI HELAL VE YASAL YOLLARDAN YAPACAKSINIZ”
“Her bir kuruşu kullanırken, harcadığınız paranın milletin parası olduğunu hatırlayacaksınız” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: “Bir de şunu hatırlayacaksınız; Allah var, ölüm var, hesap var ve hesap günü var. Harcamalarınızı helal ve yasal yollardan yapacak, aynı zamanda isabetli yapacak, israftan mutlaka kaçınacaksınız. Kaynağı belirsiz para kuleleri ile gündeme gelenlerin durumunu sizler de gördünüz, görüyorsunuz. Bizde böyle bir yanlış olmaz, olmayacaktır. En küçük yanlış dahi unutmayın size oy verenlere olduğu kadar sadece AK Parti’ye değil gölgesinde milyonların huzur bulduğu Türkiye çınarına da zarar verir. En küçük bir yanlış büyük AK Parti çınarının her bir zerresini mahcup eder, hayal kırıklığına uğratır. Bilerek veya bilmeden işlenen en küçük bir hata şu an bu salonda bulunan arkadaşlarımızın hepsine yük oluşturur. Bizim kadrolarımız hamdolsun büyük mesuliyetin idrakinde bir kadrodur, milletin emanetini gözetme konusunda her birinizin azami hassasiyet içerisinde dikkat ve rikkat içerisinde olacağına ben yürekten inanıyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, belediye başkanlarının seçilmiş olmalarının, milletin üzerinde bir konuma yükseldikleri anlamına asla gelmediğini, tam aksine seçilmiş olmalarının onları milletin hizmetkârı konumuna getirdiğini vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Onun için her an milletimizin içinde olacaksınız, düğünde, cenazede, iyi gününde, kötü gününde aziz milletimiz sizi yanında görecek, yanında bulacak. Her zaman söylüyorum, yoksul gelip sizi bulmayacak, siz gidip yoksulu, muhtacı, dertliyi, garibi gurebayı bulacaksınız, ola ki utanıyordur, ola ki umutsuzdur, ola ki istemekten çekiniyordur, siz o daha anlatmadan anlayacaksınız, göstermeden göreceksiniz, istemeden gidip bulup vereceksiniz. Bakınız şurası çok çok önemlidir, beş yıllık görev süresi dolduğunda sizden sadece size oy verenler değil, o şehrin tüm sakinleri memnun olacak, razı olacak, ‘Allah razı olsun’ diyecek.
Bizde ayrım olmaz. ‘Şunlar oy verdi, bunlar vermedi, şunlar şöyle, bunlar böyle’ bizde bu tür ayrımcılık asla olmadı, bundan sonra da olmaz. Seçim bitmiştir ve oy versin vermesin, tüm şehir sakinleri artık bizim hemşerimizdir, kardeşimizdir. Siz sadece size oy verenlerin değil, tüm şehrin belediye başkanı olacaksınız. Siz birilerinin, güçlünün, zenginin, elitin, seçkinin değil, halkın belediye başkanı olacaksınız. Siz, sesi çok çıkanların, bağıranların, çağıranların değil, sessiz yığınların belediye başkanı olacaksınız. Siz şehrin kenar mahallelerinde hayata tutunma mücadelesi verenlerin, yoksulların, gariplerin belediye başkanı olacaksınız. Bunu başarabildiğiniz ölçüde hem bizim hem de milletimizin gözünde ibra olur, emanetin hakkını vermiş olursunuz.”
Belediye başkanlarının aynı zamanda tarihi bir misyon taşıdığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Unutmayın, insanlar şehirleri inşa eder, sonra o şehirler insanları inşa eder. Şehirlerinizi güzelleştirirseniz on yıllar, hatta yüzyıllar boyunca o şehirlerden güzel insanlar yetişir. Çirkin şehirden güzel insan yetişmez. Onun için estetiğe önem vereceksiniz. Şehirlerinizi daha fazla yeşille buluşturacak, daha fazla nefes aldıracaksınız. İhtiyaçları en acil, en hızlı biçimde karşılarken, gelecek nesillere karşı da sorumlu olduğunuz duygusundan sapmayacaksınız. Uyurken bir gözünüz açık olacak. Başınıza yastığa koyarken muhasebenizi yapacaksınız.”
“HALKTAN UZAK DURURSANIZ, HALK DA SİZDEN UZAKLAŞIR”
Belediye başkanlarının önlerindeki beş yılın bir tek gününü bile boş geçirmemesi, boşa harcamaması ve israf etmemesi gerektiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Elbette makamınızda oturacaksınız. Toplantılar, görüşmeler yapacaksınız. Ama bundan daha çok sizleri milletimizin arasında, kimi zaman bir iş makinesinin üzerinde, kimi zaman bir şantiyenin başında, çizmelerinizi giymiş inşaatın ortasında göreceğiz. Halktan uzak durursanız, halk da sizden uzaklaşır. Kapınız ve sofranız daima vatandaşa açık olacak.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti’deki belediyecilik tecrübesinin başka hiçbir partide görülemeyeceğini belirterek, belediye başkanlarından bu tecrübeden ve birikimden istifade etmelerini, AK Parti’nin özellikle yerel yönetimdeki kültürünü şehirlere her boyutuyla yansıtmalarını istedi.
AK Parti’yi bir çınara benzeten, parti teşkilatının da bu çınarın kılcal damarları olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Teşkilatımızla iç içe olacaksınız, iş birliği içinde olacaksınız. Teşkilatımızla aranıza mesafe asla ve asla koymayacaksınız. Belediye başkanıyla teşkilatın güç birliği, hedef birliği, ufuk birliği, şehrimizi yükseklere taşıyacaktır. Belediye başkanı da teşkilatımız da kendi mesuliyet dairelerinde kalacak, birbirini destekler mahiyette çalışacaktır.”
Kendilerini 22 yıldır milletin gözdesi ve göz bebeği yapan vasıflarının mütevazılık ve amatör ruhları olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Biz, bu ruhu muhafaza ederek, güçlendirerek bugünlere ulaştık. Ben şöyle arkama bir bakıyorum, tevazu, samimiyet ve gayret. Bundan sonra da bu ruhla hareket edecek ve inşallah milletimize daha uzun yıllar hizmet üreteceğiz. Az önce de ifade ettim, biz hükûmet olarak, genel merkez olarak milletimizin 31 Mart’ta verdiği mesajı okuduk, anladık ve değerlendirmelerimizi buna göre yapıyoruz. Sizler de bizim kadar bu mesajın muhatabısınız. Milletimizin nabzını tutacaksınız, eleştirilerini dinleyeceksiniz. Hoşnutsuz oldukları alanları tespit edeceksiniz ve bütün bunların üzerine gideceksiniz.”
Bütün teşkilatları ve bütün kadrolarıyla her günü yeni bir gün, her sabahı yeni bir sabah olarak gördüklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, siyasetlerinin de siyasi kültürlerinin de bu yenilenmeye, bu ruh tazeliğine dayandığını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz, her dem yeniden doğarız. İşte bugün de o heyecanı en üst seviyede muhafaza ettiğimizi milletimize tekrar göstereceğiz. Her gün, sanki yarın yokmuş gibi çalışacaksınız. Her gün, sanki yarın seçim varmış gibi çalışacaksınız. Her gün, taze bir heyecanla işinize başlayacaksınız. Sizlerden işte böyle bir tevazu, böyle bir gayret ve samimiyet bekliyoruz. Şunu lütfen hafızınızdan bir an olsun çıkarmayın, belediyeler, bizim eser ve hizmet siyasetimizin amiral gemisidir. Yerelde ne kadar başarılı olursak, hükûmette de o derece başarılı sayılırız. Heyecanımızı kaybetmediğimiz, halka hizmeti Hakk’a hizmet gördüğümüz, gönülden çalışarak gönüller kazandığımız müddetçe Allah’ın izniyle kimse bizim önümüzü kesemez.”
Yerelde bir gevşeme ve rehavet yaşanması hâlinde hükûmette başarılı olsalar dahi arzu ettikleri neticeyi alamayacaklarının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Sessiz yığınların çığlıklarına kulak vermek yerine, sesi çok çıkanların bizi yönlendirmesine müsaade edersek sadece güç kaybı yaşamayız, Allah korusun, milletimiz nezdinde inandırıcılığımızı da kaybederiz. Milletimizi bizar eden başıboş köpek sorunu olmak üzere, şu an ülkemizin gündeminde olan meseleleri bu anlayışla kati bir çözüme kavuşturacağız. Son rötuşlarını yaptığımız bu düzenlemenin yasalaşmasıyla birlikte yerel yönetimlere büyük sorumluluklar düşecek. İnşallah biz de hükûmet olarak sizlere gereken desteği sağlayacağız.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, depreme hazırlık ve kentsel dönüşüm konusunun geri plana düşmesine izin veremeyeceklerini belirterek, “6 Şubat’ta yaşadığımız acıların tekrarlanmaması için tüm gücümüzle, tüm imkânlarımızla şehirlerimizi depreme dayanıklı hâle getireceğiz. Şehirlerimizi, ‘Türkiye Yüzyılı’nın ruhuna uygun bir yaklaşımla ele almamız gerektiğinin altını bir kez daha çizmek istiyorum” dedi.
Belediye başkanlarından “Sıfır Atık” projesine de destek vermelerini isteyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı: “Küresel bir markaya dönüşen ‘Sıfır Atık’ projesine önem vermemiz, sadece Allah’ın emaneti olan tabiatın korunması için değil, kaynaklarımızın verimli kullanılması açısından da son derece önemlidir. Sıfır Atık projesine her birinizin samimiyetle sahip çıkmasını istiyorum. Tüm belediye başkanlarımızın kendi şehirlerinde, ilçelerinde, beldelerinde bir başarı hikâyesi yazmasını bekliyorum.”
“2025 yılında, 18,5 milyar liralık kırsal kalkınma desteği vereceğiz”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çiftçiler ile İftar” programında yaptığı konuşmada, “2025 yılında, bütçeden ve uluslararası kurum-kuruluşlardan kredi ve eş finansman desteği ile 18,5 milyar liralık kırsal kalkınma desteği vereceğiz. Böylece kırsala yaklaşık 25 milyarlık yatırım ve 10 bin kişiye istihdam sağlamış olacağız” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Sergi Salonu’nda düzenlenen “Çiftçiler ile İftar” programına katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, katılımcıların gelecek hafta idrak edilecek Kadir Gecesi ile 30 Mart’ta vasıl olunacak Ramazan Bayramı’nı tebrik etti.
Mübarek ayda tutulan oruçların, yapılan ibadetlerin, edilen duaların, Türk milletinin yanı sıra Gazzeli, Suriyeli ve Yemenli mazlumlar başta olmak üzere tüm Müslümanların birliğine, beraberliğine, zulümden kurtuluşuna vesile olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendilerini bir araya getiren Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı ve ekibine teşekkür etti.
“ÇİFTÇİLERİMİZİN FEDAKÂRLIĞINI HİÇBİR ZAMAN UNUTMAYACAĞIZ”
Vatan topraklarının her karışını alın teriyle işleyen tüm çiftçilere sevgi ve saygılarını gönderen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Ülkemizin kalkınmasındaki ana aktörlerden olan sizlerden Allah razı olsun diyor, Rabb’im milletimize yokluğunuzu hissettirmesin diyorum. Burada öncelikle şu noktayı ifade etmek isterim; çiftçi kardeşlerimize sadece ülkemiz tarımına katkılarından ötürü değil, en sancılı dönemlerde demokrasimize verdikleri destek için de minnettarız. 15 Temmuz darbe girişiminde millî iradeyi ve ülkemizi korumak için en ön safta yer almanızı unutamayız. Darbecileri engellemek için mahsulünü ateşe verecek kadar vatanlarına sevdalı çiftçilerimizin fedakârlığını hiçbir zaman unutmayacağız. O karanlık gecede, darbecilere meydanları dar eden tüm kahramanlara ülkem ve milletim adına bir kez daha teşekkürlerimi sunuyorum. 15 Temmuz gibi nice badirelerin üstesinden sizlerle birlikte geldik. Sadece demokrasi de değil tarımda, hayvancılıkta, ihracatta ülkemizi takdirle takip edilen seviyeye birlikte getirdik. İnşallah Türkiye Yüzyılı’nı da sizlerle omuz omuza inşa edeceğiz.”
“ÇİFTÇİ KARDEŞLERİMİZE HAK ETTİĞİ DEĞERİ VERMENİN ÇABASINDAYIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, göreve geldikleri günden itibaren tüm vatandaşların saadeti, refahı ve kardeşliği için geceli gündüzlü koşturduklarını dile getirdi.
“Önümüze çıkan engellere takılmadan, şahsımızı ve hükûmetimizi hedef alan saldırılara teslim olmadan, Türkiye’nin iyiliğini istemeyen alçakların sabotajlarına prim vermeden 85 milyonun huzuru ve esenliği için gayret gösteriyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Hem tarıma hem de yaz kış demeden üretim yapan çiftçi kardeşlerimize hak ettiği değeri vermenin çabasındayız. Gayretlerimizin, emeklerimizin olumlu neticelerini hamdolsun çok geniş bir yelpazede bizzat görmeye başladık. Bitkisel üretimden hayvancılığa, balıkçılıktan kırsal kalkınma yatırımlarına, tarımın her alanında ülkemizin gerçek potansiyeli ortaya çıkıyor. Burada elbette uzun uzadıya anlatacak değilim. Sektörün içinde olanlar zaten neyin ne olduğunu gayet iyi biliyor. Sadece birkaç önemli rakamı paylaşmak arzusundayım. Özellikle ellerine geçirdikleri her fırsatı Türk tarımını ve onun arkasındaki milyonlarca kahramanı kötülemek için kullananların burayı çok dikkatli dinlemesini tavsiye ediyorum.”
“SEBZE VE MEYVE ÜRETİMİNDE DÜNYADA DÖRDÜNCÜYÜZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, verimli ve kaliteli üretimin artması için son 22 yılda reel rakamlarla 2 trilyon 70 milyar lira tarım desteği verdiklerini, 2025 yılında şu ana kadar 24 milyar lira ödeme yaptıklarını vurguladı.
Yılsonunda bu rakamın 135 milyar lirayı bulacağına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Yine burada, birilerinin ‘Türkiye’de tarım bitti’ dediği rakamları söylüyorum. Ülkemizde 206 çeşit tarım mahsulü üretiliyor. Bunların birçoğunda hamdolsun kendimize yeter durumdayız. Sebze ve meyve üretiminde dünyada 4’üncüyüz. Bitkisel üretimde 11’inciyiz. 21 üründe dünyada ilk 3’teyiz. Çiğ süt üretiminde dünyada 9’uncu, Avrupa’da 3’üncü sıradayız. Sığır eti üretiminde dünyada 7’nci, Avrupa’da 1’inci konumdayız. Tavuk eti üretiminde dünyada 9’uncu, Avrupa’da ise 2’nciyiz. Yumurta üretiminde dünyada 10’uncu, Avrupa’da 2’nci. Bal üretiminde dünyada 2’nci, Avrupa’da ilk sırada bulunuyoruz. Su ürünleri yetiştiriciliğinde dünyada 16’ncı, Avrupa’da 2’nci sıradayız.”
“TARIMSAL HASILAYI ÜÇ KATINA ÇIKARDIK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, üretimdeki tüm başarılarla birlikte tarım orman sektörünün geçen yıl Türkiye ortalamasının da üzerinde büyüme gerçekleştirdiğini bildirdi.
2002 yılında 25 milyar dolar olan tarımsal hasılayı üç katına çıkartarak 2024 yılında 74 milyar dolara yükselttiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu bilgileri verdi: “Şuraya da özellikle dikkatinizi çekiyorum; ‘Tarım bitti’ iftirası atılan Türkiye bugün, tarımsal hasılada Avrupa’da lider, dünyada ise 8’inci sıradadır. Aynı dönemde ihracatımızı 3,8 milyar dolardan aldık geçen sene 32,6 milyar dolara ulaştırdık. Yani 2002’de ülke olarak neredeyse bir yılda yaptığımız ihracatı bugün sadece tarımda gerçekleştiriyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında, tarımda son 22 yılda 110 milyar dolarlık dış ticaret fazlası verdiklerini belirterek, 186 ülkeye 2 bin 250 çeşit tarımsal ürünün ihraç edildiğini söyledi.
Türkiye’nin ihracatta 13 üründe dünyada ilk 3 ülke arasında yer aldığını, ayrıca 104 ülkeye tohum ihracatı gerçekleştirildiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu listeyi daha da uzatmanın mümkün olduğunu ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, idrakleri kapanmamış olanlar için bu rakamların ziyadesiyle kâfi olduğuna vurgu yaparak, “İktidarla muhalefeti karıştıranlara ne desek boş. Onlar bir yalan bulup, değilse uydurup hükûmetimizi ve tarım sektörünü karalamaya devam ederler. Güneş balçıkla sıvanmaz. Yalan ne kadar büyük olursa olsun hakikat güneşini kapatamaz. Muhalefetin çarpıtmalardan medet umarak perdelemeye çalıştığı tarım sektörümüzün gerçekleri bunlardır. Bütün bu başarıda emeği olan, alın teri döken siz çiftçi kardeşlerimi bugün bir kez daha yürekten tebrik ediyorum” şeklinde konuştu.
“GIDA DENETİMLERİ YANINDA FAHİŞ FİYATLA MÜCADELEMİZ DE HIZ KESMEDEN SÜRÜYOR”
Amaçlarının, vatandaşın kaliteli, sağlıklı ürüne ulaşması olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “İnsanımızın ücretini ödediği üründe hile, hurda, aldatmaca olmamasıdır. Bakanlığımız sizlerin alın terinizle ürettiğiniz ürünleri vatandaşlara sahtecilikle, taklitle sunanlara karşı bir denetim seferberliği başlattı. Denetimler sonucunda taklit, tağşiş yapılan sağlıksız ürünler artık anlık olarak yayınlanıyor. Sağlıklı ve güvenilir gıda denetimleri yanında fahiş fiyatla mücadelemiz de hız kesmeden sürüyor. Açgözlüler özellikle mübarek ramazan ayını fırsata çevirmek için eskiden beri malumunuz her yola başvurmaktadır. Bu ramazan öncesinde fırsatçılara meydanın boş olmadığını göstermek adına bir dizi tedbir aldık. Devlet olarak adeta dört koldan çok yoğun bir mücadele içine girdik. Ticaret Bakanlığımız, Hazine ve Maliye Bakanlığımız ve Rekabet Kurulumuz fahiş fiyat artışı yapanlarla ilgili incelemeler başlattı.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ayrıca ürün arzına dönük önlemleri de aldıklarına işaret ederek, bu mübarek günlerde temel gıda ürünlerinde arz sıkıntısının yaşanmadığını dile getirdi.
Birçok işletmenin, indirim kampanyalarıyla hem enflasyonla mücadeleye destek verdiğine hem de ramazan ayında vatandaşın daha uygun maliyetle ürünlere ulaşmasına destek olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnşallah ramazan ayından sonra da bu mücadelemiz sürecek. Vatandaşın helal lokmasına göz dikenlerin heveslerini Allah’ın izniyle kursaklarında bırakmaya devam edeceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 85 milyon vatandaşın, 62 milyon turistin gıda ihtiyacı sorunsuz karşılanıyorsa, bunda en büyük emeğin çiftçilerin olduğunu vurguladı.
Tarımda plansız üretimden kaynaklı sorunların giderilmesi için devrim niteliğindeki düzenlemeyi geçen yıl uygulamaya koyduklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şu sözlerle devam etti: “Sektörün yıllardır beklediği tarımsal üretim planlamasına başladık. Artık hangi ürünün nerede, ne kadar ekileceğini planlıyoruz. Düzenleme ile ‘bu ürün para etmedi, elde kaldı’ gibi şikâyetlerin de inşallah önüne geçeceğiz. Üretim planlamasıyla uyumlu olarak yeni destekleme modelimizi de kamuoyumuzla paylaştık. Artık çiftçilerimiz hangi ürüne ne kadar destek alacağını önceden biliyor ve ürün ekim planını buna göre yapıyor. Hayvancılıkta da planlama bölgeleri oluşturduk. Buralarda üretim yapacaklara ilave teşvik ve desteklerimizi açıkladık. Üretim planlamasının olumlu sonuçlarını önümüzdeki 3 yıl içinde daha net göreceğiz. Diğer yandan tarım yapılan tüm alanları kayıt altına alarak destekten faydalanan çiftçi sayımızı artırıyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bütün tarım politikalarının merkezine, üretimin en temel faktörü suyu aldıklarını belirtti.
Son 22 yılda tam 3 trilyon 350 milyar lira maliyetli 11 bine yakın su ve sulama tesisini hizmete aldıklarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu yıl içinde de 132 milyar lira yatırımla 321 tesisi daha sizlerin hizmetine sunacağız. Şurası bir gerçek ki sadece devletimizin yatırımları ve sizlerin emeğiyle üretimde istenen sonuçların alınması mümkün değil. Her geçen yıl iklim değişikliğinin sebep olduğu sıkıntılara daha fazla maruz kalıyoruz. Maalesef bu yıl da benzer bir durumla karşılaştık. Bu tür durumlar için tarım sigortasının ehemmiyetini tekrar hatırlatıyor, sigorta yaptırmayan çiftçi kardeşlerimizi sigorta yapmaya davet ediyorum. Prim ödemelerinin 3’te 2’sine kadarını devlet olarak karşıladığımız TARSİM’in kapsamını her geçen yıl genişletiyor, yeniliklerle çiftçimizin ürünlerini koruma altına almasına destek sağlıyoruz.”
Kırsalda hayat standardının yükseltilmesi, kadın ve genç nüfusun üretime teşvik edilmesine yönelik çalışmalarının sürdüğünü, uyguladıkları kırsal kalkınma programlarında yüzde 50 ile yüzde 100 arası hibe desteklerinin bulunduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şu sözlerle tamamladı: “Şu müjdelerimizi de paylaşmak istiyorum; 2025 yılında bütçeden ve uluslararası kurum, kuruluşlardan kredi ve eş finansman desteğiyle 18,5 milyar liralık kırsal kalkınma desteği vereceğiz. Böylece kırsala yaklaşık 25 milyarlık yatırım ve 10 bin kişiye istihdam sağlamış olacağız. Ayrıca uluslararası finans kuruluşlarından sağlanan yeni kaynakları taşkın koruma projelerinden kuraklık önleme sistemlerine, kırsal kalkınmadan ormancılığa kadar sektörümüzün gelişimi için kullanmayı sürdürüyoruz. Bu seneden itibaren 5 yıl boyunca tarımın çeşitli alanlarında kullanılmak üzere 1 milyar dolar yani 37 milyar lira yeni kaynağı çiftçilerimize hibe olarak vereceğiz. Bunun 250 milyon dolarının sadece deprem bölgesine tahsis edildiğini de ayrıca ifade etmek isterim. Şimdiden hayırlı uğurlu olsun diyorum.”
“Çanakkale’de sembolleşen ezelî ve ebedî kardeşliğimize ilelebet sahip çıkacağız”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Devlet Övünç Madalyası Tevcih Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Çanakkale, bizim nasıl bir millet olduğumuzu anlatan epik bir destandır. Çanakkale’de sembolleşen ezelî ve ebedî kardeşliğimize ilelebet sahip çıkacak, şehitlerimizin izinde hep birlikte geleceğe yürüyeceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çankaya Köşkü’nde düzenlenen Devlet Övünç Madalyası Tevcih Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında, polislere, askerlere ve ailelerine, devlete yaptıkları hizmetler dolayısıyla şükranlarını sundu.
“Bugün burada tevcih edeceğimiz madalyalar, devletimizin sizlere olan minnet duygusunun sadece birer sembolüdür” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehit yakınları ve gazilerin, milletin kalbindeki yerlerinin zaten her türlü takdirin ve övgünün katbekat üzerinde olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatanı uğrunda hayatlarını feda eden her şehidin Türkiye’nin yolunu aydınlatan birer meşale olduğunu belirterek, şehitlere Allah’tan rahmet, yakınlarına ve millete başsağlığı diledi.
Allah yolunda ölümü göze alarak mücadele eden, bu uğurda bedel ödeyen gazilere minnettar olduklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, kahraman gazilere uzun ve hayırlı ömür niyaz etti.
“ŞEHİT VE GAZİLERİMİZDEN ALDIĞIMIZ İLHAMLA VATANIMIZA CANIMIZ PAHASINA SAHİP ÇIKMAYA DEVAM EDECEĞİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rabbimiz, hayat rehberimiz Kur’an-ı Kerim’de ‘Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyiniz. Zira onlar diridirler ancak siz bunu bilemezsiniz.’ buyuruyor. Bu ilahi müjdenin gereği olarak biz de şehitlerimizin yaşadıklarına tüm kalbimizle inanıyor ve iman ediyoruz. Şehitlerimizin muazzez hatıraları bin yıldır olduğu gibi inşallah yarın da istiklalimizin ve istikbalimizin güvencesi olacaktır” diye konuştu.
Bu topraklar üzerinde ay yıldızlı al bayrak gururla dalgalanıyorsa, ezanlar her gün beş vakit gökyüzüne yükseliyorsa, ülkede özgürce ve onurluca yaşanabiliyorsa bunun arkasında şehitlerin fedakârlığı, gazilerin de cesareti olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aziz şehitlerimizin yüzü suyu hürmetine biz millet olarak bin yıldır tarih sahnesinde varlığımızı idame ettirebiliyoruz. Allah’ın izniyle karşımıza kim çıkarsa çıksın millet olarak ezelî ve ebedî vatanımızda başımız dik, alnımız ak bir şekilde yaşamayı sürdüreceğiz. Şehit ve gazilerimizden aldığımız ilham, cesaret ve kararlılıkla vatanımıza gerektiğinde canımız pahasına sahip çıkmaya devam edeceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün aynı zamanda tarihin en parlak sayfalarından biri olan 18 Mart Çanakkale Zaferi’nin 110. yıl dönümünün idrak edildiğini hatırlatarak, Çanakkale Destanı’nı kanlarıyla yazan kahramanların her birini rahmetle yâd etti.
“ÇANAKKALE’DE BİR KEZ DAHA GÖRÜLMÜŞTÜR Kİ HİÇBİR SİLAH VATAN SEVGİSİNE GALİP GELEMEZ”
Bu toprakları vatan yapabilmek için Malazgirt’ten Niğbolu’ya, Mohaç’tan Preveze’ye, İstanbul’un fethinden Kut’ül Amare’ye, İstiklal Harbi’nden Kıbrıs Barış Harekâtı’na kadar nice çetin savaşlar verildiğini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çanakkale Savaşları’nın maziden atiye uzanan istiklal mücadelesinde milletin topyekûn kıyamını ifade etmesi bakımından farklı bir anlama sahip olduğunu vurguladı.
Çanakkale’nin, İtilaf Devletleri’nin Birinci Dünya Savaşı’nı kısa yoldan sona erdirmek için açtıkları bir cephe olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “İtilaf kuvvetleri ellerini, kollarını sallayarak Çanakkale’den geçebileceklerini zannediyorlardı. Hatta dönemin İngiliz Bahriye Nazırı Churchill’in şöyle söylediği rivayet edilir; ‘Türkler mi? Bir elimizi arkamıza bağlar, diğer elimizle ezer geçeriz onları.’ Büyük bir kibirle geldikleri Çanakkale’yi ne yaptılarsa geçemediler. Kendi tabirleriyle ifade edecek olursak, tarihin gördüğü en kalabalık Haçlı kuvvetlerine rağmen başaramadılar.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “’Yenilmez Armada’ dedikleri savaş gemilerine rağmen başaramadılar. Uzun menzilli toplarına, makineli tüfeklerine ve milyonlarca mermilerine rağmen başaramadılar. Şair ne diyor? ‘Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker, gökten ecdat inerek öpse o pak alnı değer. Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhid’i. Bedr’in arslanları ancak bu kadar şanlıydı.’ Yanlış hesap Çanakkale’den dönmüş, işgal ruhu hüsrana uğramıştır. Çanakkale’de bir kez daha görülmüştür ki ne kadar gelişmiş olursa olsun hiçbir silah vatan sevgisine, millet sevgisine galip gelemez. İstiklale âşık bir milletin vatan savunması nasıl olur? İşte Çanakkale, 110 sene önce bunu tüm dünyaya göstermiştir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk milletinin kanıyla yazdığı bu destanın her bir sayfasının ayrı bir gurur, kahramanlık ve hüzün vesikası olduğunu dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Askerlerimizin hangi yiğitliğini anlatmaya başlasak bir taraftan göğsümüz kabarır ama diğer taraftan boğazımız düğümlenir, sesimiz titrer, gözyaşlarımız sel olur gider. Ezineli Yahya Çavuş’un 67 eriyle 3 bin kişi karşısında yazdığı destan, böyle bir destandır. Yarbay Mustafa Kemal’in kumandasındaki 19. Tümen 57. Alayın sancağını düşmana teslim etmeme uğruna tüm neferlerinin şehit düşerek yazdığı destan, işte böyle bir destandır. Rumeli Mecidiye tabyasından Havranlı Seyit Onbaşı’nın çeyrek tonluk top mermisiyle İngilizlerin meşhur zırhlı gemisi Ocean’ı batırması, işte böyle bir destandır. Çanakkale Savaşları daha bunun gibi nice destana, nice fedakârlığa ve yiğitliğe sahne olmuştur. Çanakkale Zaferi bize çok kıymetli bir miras bırakmıştır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu savaşta şu hakikat bir kez daha tecessüm etmiştir. Türk milletinin karakteri hürriyettir, istiklaldir, bağımsızlıktır. Başka hiçbir milletin boyunduruğu altına girmemektir. Dolayısıyla Çanakkale anlaşılmadan Türkiye anlaşılmaz. Çanakkale ruhunu anlamayan Türk milletini anlayamaz. Çanakkale’deki kardeşliği, cesareti, imanı anlayamayan bu ülkenin ve milletin kodlarını çözemez. Çanakkale Zaferi’nin anlaşılması hem tarih şuurunun güçlenmesine hem de bugünü ve geleceği daha iyi kavramamıza yardımcı olacaktır” diye ekledi.
“KARDEŞLİĞİN ASRI OLACAK TÜRKİYE YÜZYILI’NI BERABER İNŞA EDECEĞİZ”
“Çanakkale, bizim nasıl bir millet olduğumuzu anlatan epik bir destandır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çanakkale’de ülkemizin ve Suriye’den Gazze’ye gönül coğrafyamızın dört bir yanından şehitlerimiz koyun koyuna yattığı müddetçe Allah’ın izniyle kimse bizim aramıza kan ve gözyaşından duvarlar öremeyecek. Çanakkale’de sembolleşen ezelî ve ebedî kardeşliğimize ilelebet sahip çıkacak, şehitlerimizin izinde hep birlikte geleceğe yürüyeceğiz” diye konuştu.
Çanakkale şehitlerinin evlatları olarak zorluklar karşısında yılmayacaklarını, saldırılar karşısında geri adım atmayacaklarını, tehditlere ve şantajlara boyun eğmeyeceklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Emperyalistlerin oyunlarına karşı uyanık olacak, ortak yaşama irademize darbe vurulmasına asla müsaade etmeyeceğiz. El ele, gönül gönüle, omuz omuza vererek barışın, kalkınmanın ve kardeşliğin asrı olacak Türkiye Yüzyılı’nı inşallah beraber inşa edeceğiz” dedi.
Çanakkale Deniz Zaferi’nin 110. seneyi devriyesinin ülkeye, millete, tüm kardeş coğrafyalara mübarek olması temennisinde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çanakkale’yi geçilmez kılan kahramanlar başta olmak üzere tüm şehitlere Allah’tan rahmet diledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Devlet Övünç Madalyası ve Beratı takdim edilecek şehit yakınları ve gazileri tebrik etti.
Çanakkale, milletimizin bağımsızlık uğruna yazdığı bir destandır. | Genç Gazeteciler
18 Mart 1915 bir vatanın istikbal ateşini yakan, bir milletin istiklâlini ebedî kılan, Türk tarihinin kırılma noktasındaki bir zaferdir.
Bugün de aynı ruhla, vatanımıza, bağımsızlığımıza ve bizi biz yapan değerlere sahip çıkıyoruz. Savunma sanayiinde tam bağımsız Türkiye için attığımız adımlarda, terörle mücadelede gösterdiğimiz kararlılıkta, mazlum coğrafyalara uzattığımız kardeşlik elinde hep Çanakkale’nin mirası var.
Tarihe altın harflerle yazılan #Çanakkale Deniz Zaferi’nin 110. yıldönümünde başta ülkemizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, Çanakkale kahraman şehit atalarımızı ve bugüne kadarki tüm şehitlerimizin ruhu şad olsun. Onlara çok şey borçluyuz
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.