Connect with us

Dünya

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Resim ve Heykel Müzesi’nin açılışını yaptı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi İstanbul Resim ve Heykel Müzesi’nin açılış törenine katılarak, bir konuşma gerçekleştirdi.

İstanbul Resim ve Heykel Müzesi’nin üniversiteye, şehre ve tüm sanatsevelere hayırlı olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün sadece İstanbul’umuzu kendi alanında marka ve cazibe merkezi olacak bir eserle buluşturmanın sevincini yaşamıyoruz. Bugün bu güzel binada aynı zamanda Türkiye’nin modern sanat birikimini yeniden ihya etmenin gururunu da yüreğimizde hissediyoruz” ifadesini kullandı.

Müzeyi İstanbul’a ve ülkeye kazandıran Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nin yöneticilerini, mimarından işçisine herkesi tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, projeye verdikleri güçlü destek için Kültür ve Turizm Bakanlığı’nı da ayrıca kutladığını belirtti.

İstanbul Resim ve Heykel Müzesi’nin, Cumhuriyet tarihinin en köklü yapıları arasında yer aldığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, müzenin kuruluşunun bizzat Gazi Mustafa Kemal’in talimatları doğrultusunda, 1937 yılında Dolmabahçe Veliaht Dairesi’nde gerçekleştirildiğini, Veliaht Dairesi’nin, uzun yıllar boyunca müze vasfıyla görevini layıkıyla yerine getirdiğini kaydetti.

Gerek kullanımdan, gerekse zamanla oluşan yıpranmadan dolayı binanın yetersiz kalmaya başladığını, binanın elverişsiz şartlarından dolayı müzede yer alan birbirinden kıymetli eserlerin zarar gördüğünü belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2011 yılında, müzenin bu sorunu dikkatlerine ilk getirildiğinde gerekli talimatları vererek, koleksiyonun Tophane’ye taşınmasını sağladıklarını bildirdi. Ardından aynı yıl antreponun çağdaş bir müze binasına dönüştürülmesi için çalışmaları başlattıklarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu çalışmayı da uluslararası birçok prestijli ödülün sahibi Emre Arolat ile ile beraber yürüttüklerini kaydetti.

“İSTANBUL RESİM VE HEYKEL MÜZESİ, HER AÇIDAN ŞEHRİMİZE YAKIŞAN MUHTEŞEM BİR ESER OLDU”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tüm aşamalarını bizzat takip ettiğimiz, yakından ilgilendiğimiz İstanbul Resim ve Heykel Müzesi’nin inşaatını, hamdolsun, geçen yıl tamamladık. Ayrıca inşaat sürecinde yıpranan, zarar gören eserlerin hepsini de elden geçirerek, restorasyonlarını gerçekleştirdik. Modern tasarımı, merkezi konumu, en üst standartlardaki güvenlik donanımı ve estetik özellikleriyle İstanbul Resim ve Heykel Müzesi, her açıdan şehrimize yakışan muhteşem bir eser oldu. Buraya ülkemizin ‘çağdaş sanat hafızası’ desek, herhalde yanlış bir tespitte bulunmuş olmayız. Diğer pek çok vasfının yanı sıra müzemiz; resim, heykel, seramik ve hat örnekleriyle Türkiye’nin en büyük sanat koleksiyonuna sahiptir.”

“İNSANLIK TARİHİNİN EN KÖKLÜ MEDENİYETLERİNE EV SAHİPLİĞİ YAPMIŞ BİR ÜLKEDE YAŞIYORUZ”

1937’deki ilk sergide sadece 320 eser varken, bugün İstanbul Resim ve Heykel Müzesi’nin koleksiyonunun 10 binin üzerine çıktığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Müzemizde toplam 806 sanatçının 10 bin 666 eseri bulunuyor. Bugün sanatseverlerle buluşturduğumuz açılış kolleksiyonunda ise 277 sanatçımızın 749 eserine yer veriliyor” bilgisini paylaştı.

“Gerek binasıyla gerekse koleksiyonuyla İstanbul Resim ve Heykel Müzesi’nin önümüzdeki dönemde sadece İstanbulluların değil ülkemizin en önemli sanat destinasyonlarından biri olacağına inanıyorum” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, eserin İstanbul’a, üniversiteye, kültür ve sanat camiasına kazandırılmasına vesile olan herkese tekrar teşekkür ederek, “Binlerce yıldır insanlık tarihinin en köklü medeniyetlerine ev sahipliği yapmış bir ülkede yaşıyoruz. İstanbul’un yanı sıra Hatay’dan Kayseri’ye, Ürgüp’ten Bursa’ya, Efes’ten Hattuşaş’a kadar ülkemizin dört bir tarafında farklı medeniyetlere beşiklik yapmış ören yerlerimiz, şehirlerimiz var” değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, nereye giderlerse gitsinler, Türkiye’nin her köşesinden adeta tarih fışkırdığını, 81 vilayetin hemen hepsinin, farklı bir kültürün eserleriyle ilmek ilmek dokunmuş birer açık hava müzesi olarak ziyaretçilerini kendine meftun bıraktığını söyledi.

Şüphesiz bu güzelliklere sahip olmak kadar, onu emanet görüp kıymetini bilmenin, korumanın, geleceğe en güzel şekilde bırakmanın da önem arz ettiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülke olarak bir dönem bu noktada iyi bir imtihan verildiğinin söylenemeyeceğini ifade etti.

Tarihiyle, medeniyetiyle, kültürüyle, kadim değerleriyle milletin bağını koparmak isteyenlerin eşsiz kültür varlıklarının kıymetini de bilemediklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hatta kimi zaman sadece ihmalkarlıkla, sadece imkanların kısıtlı olmasıyla açıklanamayacak türde husumet dolu adımlar attılar. Devlet idaresinde makbul, makbul olmayan vatandaş ayrımına gidenler benzer bir tavrı sanat dallarımıza yönelik de sergilediler. Örneğin ecdadın bize bıraktığı miras, milletimizin bir zenginliği olarak değil, tasfiye edilmesi gereken bir yük olarak görüldü. Bu zihniyetin elinde Türkiye, modern sanat dallarında hak ettiği seviyelere gelemediği gibi geleneksel sanat dallarında da çok ciddi irtifa kaybetti” diye konuştu.

“SANATÇILARIMIZ ARASINDA AYRIM YAPMADAN BAŞARIYI DESTEKLEMENİN ÇABASI İÇİNDE OLDUK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin kültür ve sanat hayatını çoraklaştıran bu jakoben anlayışı 2002’de göreve geldiklerinde tamamen rafa kaldırdıklarına işaret ederek, şöyle devam etti: “Sanat dalları ve sanatçılarımız arasında ayrım yapmadan güzeli, kaliteyi ve başarıyı desteklemenin çabası içinde olduk. Geleneksel sanat dallarımızın üzerindeki ölü toprağını kaldırırken modern sanat dallarını da asla geri plana itmedik. Ülkemizin kültür ve sanat hayatına zenginlik katacak, bu alanda çeşitliliği artıracak her türlü esere, her türlü projeye, nitelikli her türlü çalışmaya samimiyetle sahip çıktık. Son 20 yılda toplam 164 müzenin onarım, restorasyon ve teşhir-tanzim çalışmalarını yaparak tamamen yeniledik. Ülkemiz genelinde 56 müzeyi ilk kez ziyarete açarken 18 müzemizi de yeni inşa edilen binalarında milletimizle buluşturduk. Mesela koleksiyonuyla dünyanın sayılı örnekleri arasında yer alan Anadolu Medeniyetleri Müzesi’ni restore ettik. Ülkemizin en önemli kültür yatırımlarından olan Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası binasını 2 yıl önce, yeniden inşa edilen İstanbul Atatürk Kültür Merkezi’ni ise geçen yıl 29 Ekim’de hizmete açtık. Göreve geldiğimizde desteklenen özel tiyatro sayısı sadece 59 iken bugün bu rakam 428’i buldu. Devlet opera ve balesi temsil sayısı 584’ten 707’ye çıktı. Yine bu dönemde, 33’ü fotoğraf sergisi olmak üzere yurt içinde 184, yurt dışında 79 adet kültür varlığı sergisi düzenledik.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye sınırları içinde tüm bu başarılı adımları atarken yurt dışındaki kültürel varlıklarını da asla ihmal etmediklerini, ilgili kurumlar vasıtasıyla nerede bir ata yadigarı eser varsa bulduklarını, ihya ettiklerini ve sahip çıktıklarını aktardı.

Türkiye’den yurt dışına kaçırılan eserlerin tekrar vatanına dönmesi için mücadele verdiklerine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaptıkları hukuki ve diplomatik çalışmalar neticesinde şimdiye kadar 9 bin 34 eseri yeniden ait olduğu topraklara kavuşturduklarını dile getirdi.

“SANATI TEKELLEŞTİREN ÇARPIK BAKIŞ AÇILARINI REDDEDİYORUZ”

Kalabalık etkinliklere salgın şartlarının müsaade etmediği o zor günlerde, sanatçıları kendi kaderlerine terk etmediklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sinemadan müziğe, tiyatrodan yayıncılara kadar hemen her sektöre sağladıkları destek ve teşviklerle sanat camiasının yanında olduklarını ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sanat anlayışlarının, Türkiye’nin yerli ve millî değerlerini göz ardı etmeden, evrenseli kucaklamak üzerine kurulu olduğunu belirterek, şunları söyledi: “Siyasette, diplomaside, eğitimde olduğu kadar sanatta da bir ayağımızı bu topraklara basıyor, diğeriyle de tüm dünyayı kuşatmaya çalışıyoruz. Hiçbir komplekse kapılmadan insanlığın ortak birikiminden azami derecede istifadenin gayretindeyiz. Sanatı tekelleştiren, sanatçıları toplumun karşısında konumlandıran çarpık bakış açılarını reddediyoruz. Sanatçıyı bağrından çıktığı milletin bir ferdi, sorumlu bir üyesi görmek yerine, adeta onu mürebbiyesi gibi gösterme peşinde koşanlar, altını çizerek söylüyorum, kesinlikle iyi niyetli değillerdir. Bu tür ötekileştirici hatta düşmanlaştırıcı yaklaşımların kimseye faydası dokunmadığı gibi kaybedeni ise sanatçılarla birlikte topyekun milletimiz olmaktadır.”

“MÜESSİF ADLİ VAKALAR ÜZERİNDEN KAMU GÖREVLİLERİNİN HEDEF GÖSTERİLMESİNİ YANLIŞ BULUYORUZ”

Eski Türkiye’ye ait bu tür arızi durumların artık tamamen geride bırakılması gerektiğini düşündüğünü dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Aynı şekilde kimi müessif adli vakalar üzerinden kamu kurumlarının, kamu görevlilerinin hedef gösterilmesini de yanlış buluyoruz. Hunharca katledilen müzisyen bir kardeşimizin acısını istismar etmek, bunu siyasetin malzemesi hâline getirmek, böyle elim bir hadise üstünden farklı hesaplar görmek ne ahlakidir, ne insanidir, ne de vicdanidir. Bu her şeyden önce babasını kaybeden kız çocuğumuza, genç yaşta evladını toprağa veren ailesine, hayat arkadaşına veda eden sevgili eşine yapılmış bir zulümdür. Milletçe hepimizin yüreğini dağlayan hadiseler karşısında elbette tepkimizi göstereceğiz, faillerin hak ettikleri cezayı alması için meselenin takipçisi olacağız. Ama bunu yaparken maktulün sevdiklerini yaralayan, acılarını daha da derinleştiren fevriliklerden de uzak duracağız. Bu konuda sanatçısından, gazetecisine, siyasetçisinden sokaktaki vatandaşına kadar hepimize önemli sorumluluklar düşüyor.”

Cumhuriyetin 100. yılını kutlayacakları 2023 yılına sanatçısıyla, siyasetçisiyle, kadını-erkeği, genci-yaşlısıyla 85 milyon olarak, tam bir dayanışma içinde girmeyi hedeflediklerinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye Yüzyılı” diye sembolleştirdikleri bu yeni dönemin inşasında akademisyenlerle bilim adamlarıyla birlikte sanatçıların da öncü rol oynamasını beklediklerini bildirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Resim ve Heykel Müzesi’nin ülkeye ve şehre hayırlı olmasını dileyerek, burada görev yapacaklara başarılar temenni etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’ne bu güzel eserin İstanbul’a ve sanat dünyasına kazandırılmasındaki çabalarından dolayı teşekkür etti.

MSGSÜ Rektörü Prof. Dr. Handan İnci program sonunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hediye takdim etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra kurdele keserek müzeyi gezdi.

Dünya

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dünya İklim Eylemi Zirvesi’ne katıldı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dubai’de Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 28’inci Taraflar Konferansı (COP28) kapsamında düzenlenen Dünya İklim Eylemi Zirvesi’ne katıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, zirvenin yapılacağı Expo City Dubai’ye gelişinde, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Devlet Başkanı Muhammed bin Zayid Al Nahyan ve Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres tarafından karşılandı.

Liderler, aile fotoğrafının ardından açılış programına katıldı.

HABER BURADA

Dünya

“Ekonomimizi enflasyon belasından kurtaracak programları uyguluyoruz”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, “Ekonomide dengeleri tekrar kurmanın vakit aldığı bir gerçektir. Bunun için, sabırla ve kararlılıkla, istihdam ve yatırım odağını kaybetmeden, ekonomimizi enflasyon belasından kurtaracak programları uyguluyoruz. Türkiye’nin kazanımlarını korumak, kayıplarını telafi etmek, hedeflerinden kopmamasını sağlamak, önceliklerimizin en başında yer almaktadır” dedi.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi’nde düzenlenen Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’na katılarak bir konuşma yaptı.

Sözlerine, “Üstad’ın, ‘Bu dava hor, bu dava öksüz, bu dava büyük’ dediği kutlu davamıza omuz veren, gönül veren, sahip çıkan tüm yol arkadaşlarımızı yürekten selamlıyorum” diyerek başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, son Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısını 24 Ağustos’ta büyük kongreden önce gerçekleştirdiklerini anımsattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, aradan geçen süre zarfında ülke, millet, demokrasi ve partileri açısından önemi haiz pek çok kritik gelişmeyi geride bıraktıklarını söyledi.

AK Parti’nin 4. Olağanüstü Büyük Kongresi’ni, 7 Ekim’de partiye ve temsil ettiği değerlere yakışır şekilde alınlarının akıyla icra ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kongremiz bir AK Parti klasiği olan süreklilik içinde değişim yönümüzün ne kadar güçlü, hâlen ne kadar diri olduğunu tekrar göstermiştir. Ak saçlılarımızın tecrübesiyle, gençlerimizin heyecanını birleştirdiğimiz kongremizde partimizin yönetim organlarını da belirledik. Merkez Karar ve Yönetim Kurulu üyelerimizden 49 arkadaşımız bayrağı yeni yol arkadaşlarımıza teslim etti. Görevi devreden arkadaşlarımıza, partimize ve davamıza yaptıkları üstün hizmetler dolayısıyla bir kez daha şükranlarımı sunuyorum. Parti kurullarımıza asil ve yedek olarak seçilen tüm arkadaşlarımızı da gönülden tebrik ediyorum. Kongre sürecimizin öncesinde üç kademe il başkanlıklarımızın bazılarında çeşitli değişiklikler yaşandı. Bu arkadaşlarımıza da emekleri için teşekkür ediyorum. Yeni görevleriyle, toplantılarımıza ilk defa katılan arkadaşlarımıza Rabbimden başarılar niyaz ediyorum.”

“KAMPANYA EKİBİMİZLE ÇALIŞMALARA BAŞLADIK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kongrenin ardından 31 Mart seçimleriyle ilgili hazırlıkları çok daha yoğun bir şekilde başlattıklarını ifade etti.

Partinin öncelikleri çerçevesinde seçim takviminin ilerlediğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: “Temayül yoklamalarımızı, Türk siyasetine örnek olacak bir demokrasi ikliminde sizlerin de desteğiyle tamamladık. Yarın kamu görevlilerinin istifa süreci doluyor. Meclis üyeliği için başvuruları 3 Aralık’a kadar alacağız. Süreç kendi mecrasında ilerlerken biz de gündemimizi işletiyoruz. Milletimizin huzuruna en doğru, en isabetli, en gayretli isimlerle çıkmanın çabasındayız. Temayül yoklamalarıyla, saha araştırmalarıyla, istişarelerle, görüşmelerle, partimize mahsus diğer yöntemlerle adaylarımızı belirleyeceğiz. Kampanya ekibimizle çalışmalara başladık. Cumhur İttifakı ortağımız MHP ile görüşmelerimiz olumlu bir mecrada karşılıklı anlayış ve saygı ekseninde devam ediyor. Görevlendirdiğimiz arkadaşlarımız muhataplarıyla sürekli temas hâlinde. Biz de dün MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’yi Külliyemizde ağırladık. Kendisiyle oldukça verimli bir görüşme gerçekleştirdik. Millî irade düşmanlarına karşı 15 Temmuz gecesi meydanlarda kurulan ittifakımızı daha da güçlendirerek geleceğe taşıma azmindeyiz. Gayemiz, İstanbul ve Ankara başta olmak üzere 5 yıldır hizmetsizlik girdabında boğulan şehirlerimizi gerçek belediyecilikle tekrar buluşturmaktır.”

“İSTANBUL ESKİ GÜNLERİNİ MUMLA ARAR HÂLE GELDİ”

Grup toplantısında ilan ettikleri “Yeniden İstanbul”un bu mücadelenin parolalarından biri olacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “İşte sizler de görüyorsunuz. Dünyanın göz bebeği olan İstanbul, CHP zihniyetinin elinde eski günlerini mumla arar hâle geldi. Ortaya bir eser koyamadıkları gibi bizim başlattığımız ve belli bir aşamaya getirdiğimiz projeleri bile devam ettiremediler. Eskiyen reklam panolarını yenilemekten başka bir icraatları yok. AK Parti döneminde, sakinlerinin yaşamaktan huzur duyduğu aziz İstanbul, ne yazık ki CHP’li iş bilmezlerin yönetimi altında İstanbulluları yoran bir şehir hâline dönüştü. Hepimizin bildiği Kara Tren türküsünü şimdi İstanbul halkı her gün söylüyor. Ne diyordu o meşhur türküde… ‘Kara tren gecikir belki hiç gelmez, dağlarda salınır da derdimi bilmez, dumanın savurur, hâlimi görmez, kan dolar yüreğim gözyaşım dinmez’ Bugün de İstanbullu kardeşlerimiz gözü yolda otobüs, metrobüs, metro bekliyor. Ama bunların hiçbiri vaktinde gelmiyor. Hadi geç de olsa geldi diyelim, bu sefer de bakımsızlıktan dolayı yolda kalıyor. Aynı vahim tablo diğer tüm CHP’li belediyeler için de geçerlidir.”

“ŞEHİRLERİNE HİZMET ETME GEREĞİ BİLE DUYMUYORLAR”

“Büyükşehri, ili, ilçesi ve beldesiyle CHP’li belediyelerin alametifarikasının, vatandaşa nasıl hizmet edilir bilmemek olduğunu” söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Niye? Çünkü umurlarında değil. Bunların gündeminde emanetini taşıdıkları insanlara hizmet etmek, eser kazandırmak, milletin sıkıntılarına çözüm üretmek gibi bir dertleri yok. Çok daha kötüsü, bunu öğrenmek gibi bir niyetleri de yok. Alışmışlar, istismar ve korku siyasetine. Alışmışlar ‘Tıpış tıpış bize oy vereceksiniz” demeye, şehirlerine hizmet etme gereği bile duymuyorlar. Bir de bunu utanmadan, sıkılmadan kameralar önünde söylüyorlar. CHP’li belediye başkanlarının olduğu yerlerde vatandaşımız öyle bir hâle gelmiş ki en küçük bir hizmet görse halay çekiyor, davul zurna çalıyor. Ne hâle düştük. Yani, vatandaş neredeyse asfalt döküldü, çöpü toplandı, parkı yapıldı, yoldaki çukur kapatıldı diye kurban kesecek. Hâle bakın. Hatta kimi yerlerde oy verip seçtikleri belediye başkanlarının şehirlerine geldiğini duyunca 40 yıldır görmediği dostunu görmüş kadar seviniyor. Milletimizi inşallah bu cendereden Mart ayının sonunda hep birlikte kurtaracağız. Şehirlerimizin bir beş sene daha kaybetmesine müsaade etmeyeceğiz. AK Parti ve Cumhur İttifakı yönetiminde olan tüm belediyelerimizi korumakla kalmayacak, Allah’ın izniyle çok daha yüksek oy oranlarıyla tekrar kazanacağız.”

“AFETİN YIKTIĞI ŞEHİRLERİMİZİ AYAĞA KALDIRANA KADAR DURMAYACAĞIZ”

“Kazanmak, hem de ezici bir oranla kazanmak dışında hiçbir seçeneğimizin olmadığı bir seçime daha hazırlanıyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, genel merkez ve Meclis grubuyla gelecek dört aylık zamanın hazırlıklarını tüm boyutlarıyla en ince ayrıntılarıyla yürüttüklerini söyledi.

Kabinenin, eser ve hizmet siyasetini kesintisiz şekilde sürdürdüğünü belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Partili belediyelerin birçok yerde çeyrek asrı aşan tecrübeleriyle yerel yönetimler alanında bir destan yazdığını ifade etti.

Her bir belediyenin saymaya kalkılsa saatler sürecek eserleri ve doğrudan vatandaşın hayatına dokunan hizmetleri bulunduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, çevrenin korunmasından dezavantajlı grupların desteklenmesine kadar Birleşmiş Milletlerin sürdürülebilir kalkınma hedeflerini titizlikle gerçekleştiren yerel yönetimlerin kendi belediyeleri olduğunu kaydetti.

AK Partili belediyelerin iyi uygulama örnekleriyle uluslararası alanda diğer yerel yönetimlere de emsal teşkil ettiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Deprem bölgesinden elimizi zaten hiç çekmedik. Kardeş belediyeler uygulamamız başarılı bir şekilde yürüyor. Afetin yıktığı şehirlerimizi ayağa kaldırana kadar durmayacağız. Kurumlarımızın tamamıyla olduğu gibi belediyelerimizle de deprem bölgesindeki vatandaşlarımızın yanında olmayı sürdüreceğiz. Aralık ayı boyunca bölge genelinde 46 bin konutun ve köy evinin hak sahiplerine teslimini yapacağız. Böylece ahde vefamızı, verdiğimiz sözlerin arkasında olduğumuzu bir kez daha göstereceğiz.”

“BU ÜLKENİN HER KARIŞ TOPRAĞINI AYNI STANDARTTA ESER VE HİZMETLERLE DONATAN BİZİZ”

Muhalefet cenahının hizmet yarışında kendileriyle boy ölçüşemeyeceğini bildiği için her zamanki gibi yalan ve iftira silahına sarıldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Sadece bu kadarla kalsalar, hem söylemimizle hem hukuk önünde ağızlarının payını verir, Allah’ın izniyle yerlerine oturturuz. Ancak siyasi ihtirasları uğruna ülkemizin 1970 ve 1990’lı yıllarda yaşadığı sıkıntıların sebebi olan sosyal fay hatlarını kaşımaktan da çekinmemeleri, bizi milletimizin geleceği adına endişelendiriyor. İnsanımızı sınıflara bölmeye ve bunların arasında astlık üstlük ilişkisi kurmaya kalkan zihniyet ancak tek parti faşizmi özentisi olabilir. Çünkü bu ülkenin insanları, sadece o dönemde böyle bir zillete maruz kalmıştır. Milletimiz, Demokrat Partiyi ve Menderes’i, işte bu faşist zihniyeti yerle yeksan eden devrimi başlattığı için hâlâ kalbinin en mutena köşesinde yaşatıyor. Aynı şekilde Özal’ı da bu yolu takip ettiği için adı her geçtiğinde hayırla yâd ediyor.”

AK Parti’nin belediyelerde 30 yıla yaklaşan, hükûmette 21 yılı geride bırakan iktidarının gerisindeki sırrı arayanların ilk bakacağı yerin de burası olması gerektiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu ülkenin, bırakın aynı şehirde yaşayan insanları arasında ayrımcılık yapmayı, doğusuyla batısıyla kuzeyiyle güneyiyle her karış toprağını aynı standartta eser ve hizmetlerle donatan biziz” dedi.

Eğitimden sağlığa, güvenlikten adalete, ulaştırmadan enerjiye, tarımdan şehirciliğe kadar her alanda yaptıkları tüm eser ve hizmetleri sundukları insanların hiçbirinin kimliğine bakmadıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatandaş, bölge ve şehirler arasında asla ve asla ayrımcılık yapmadıklarını vurguladı.

“HER BİR İNSANIMIZI BU ÜLKENİN BİRİNCİ SINIF VATANDAŞI OLARAK GÖRDÜK”

Her bir insanı bu devletin ve ülkenin birinci sınıf vatandaşı olarak gördüklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aksini söyleyen sadece bize değil, bu ülkeye de bühtan ediyor ve yalan söylüyor demektir” ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 20-30 yıl öncesiyle mukayese edildiğinde, vatandaşların artık hükûmetten de belediyelerden de beklenti seviyelerinin çok değiştiğine dikkati çekti ve şunları kaydetti: “Sadece iş, sadece aş, sadece eğitim, sadece sağlık, sadece altyapı hizmeti sunmak kimseye yeterli gelmiyor. İstihdamı 32 milyonun üzerine çıkarmış, eğitimi ana sınıfından üniversitesine, her aşamasına, herkes için erişilebilir kılmış, sağlıkta, dünya çapında bir sistem kurmuş, ulaşım başta olmak üzere altyapısını baştan sona yenilemiş bir ülkede insanların böyle bir hissiyata kapılmasını elbette tabii karşılamamız lazım. Bunlar hükûmetin zaten yapması gereken asgari hizmetler olarak görülüyor. Sorduğunuz zaman ‘Göreviniz, tabii ki yapacaksınız?’ Bunu söylüyorlar. Peki, bundan önce gelenler, bizden önce gelenler bunları niye yapmadı? Gençler başta olmak üzere vatandaşımızın hükûmetimizden beklentisi daha yüksek standartlarda bir hayat seviyesini kendisine sağlamasıdır.”

Türkiye Yüzyılı’nın bu hedefin adı, aynı durumun belediye hizmetleri için de geçerli olduğunu bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her ne kadar CHP’li belediyeler henüz klasik belediyecilik hizmetlerini vermeyi beceremese de AK Parti olarak bizim vizyonumuz çok ama çok farklıdır. Hem partimizin genel merkez birimlerinin hem ilgili bakanlıklarımızın bu doğrultuda çok önemli hazırlıkları var. İnşallah 31 Mart seçimleri kampanyası sürecinde bu hazırlıkları milletimizle paylaşarak, AK Parti’nin farkını bir kez daha göstereceğiz” şeklinde konuştu.

“İNSANIMIZIN GÜNLÜK HAYATINDA YAŞADIĞI SIKINTILARI GÖRMEZDEN GELİYOR DEĞİLİZ”

“Tüm bunları söylerken insanımızın günlük hayatında yaşadığı sıkıntıları görmezden geliyor veya inkâr ediyor değiliz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları aktardı: “Türkiye’nin yaklaşık on yıldır siyasetten güvenliğe ve ekonomiye kadar her alanda sinsi ve kasıtlı bir saldırı altında olduğunu kimse reddedemez. Sokakları karıştırmaktan darbe girişimine, ekonomik tuzaklardan siyaset mühendisliklerine kadar yaşamadığımız hadise kalmadı. Hamdolsun, milletimizle birlikte bu badirelerin hepsini de göğüslemeyi ve yıkılmadan ayakta kalmayı başardık. Küresel düzeyde Kovid-19 salgınıyla başlayan ve Rusya-Ukrayna savaşıyla derinleşen bir krizin olumsuz etkileriyle boğuşuyoruz. Biliyorsunuz bu süreçte yatırım, istihdam, üretim ve ihracat odaklı bir yaklaşımla hareket ettik. Her kesimden insanımızın bu küresel tsunamiden en az düzeyde etkilenmesini teminen tüm kaynaklarımızı harekete geçirdik. Hayat pahalılığının bilhassa dar gelirli insanımızın refah seviyesinde yol açtığı gerilemeyi telafi etmek için pek çok mekanizma kurduk. Yeri geldiğinde kendimizi sollama pahasına, ne yapılması gerekiyorsa onu yerine getirmekten çekinmedik.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünkü grup toplantısında enerjiden emekli maaşlarına, aile ve gençlik fonundan ihracatçılara yönelik teşviklere kadar geniş bir yelpazede verdikleri desteklerin icmalini çıkardıklarını belirterek, “Ancak, ekonomide dengeleri tekrar kurmanın vakit aldığı bir gerçektir. Bunun için sabırla ve kararlılıkla istihdam ve yatırım odağını kaybetmeden, ekonomimizi enflasyon belasından kurtaracak programları uyguluyoruz” dedi.

Türkiye’nin kazanımlarını korumak, kayıplarını telafi etmek ve bu hedeflerden kopmamasını sağlamanın önceliklerinin en başında yer aldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölgenin ve dünyanın güvenlikten ekonomiye her alanda adeta kaynadığı bir dönemde Türkiye’nin en büyük gücünün, güven ve istikrar iklimini muhafaza etmesi olduğunu vurguladı.

“İSTİSNASIZ HER BİR ARKADAŞIMIZ ÜLKEMİZE VERDİĞİ HİZMET ÖLÇÜSÜNDE DEĞER SAHİBİDİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, mayıs ayındaki Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Genel Seçimleri’nde bu hakikati millete anlattıklarını, milleti ikna ettiklerini ve desteğini aldıklarını kaydederek, 28 Mayıs’tan beri yaşananların hem kendilerinin ne kadar haklı olduğunu hem de milletin ne kadar büyük bir badire atlattığını defalarca ispat ettiğini söyledi.

“Önümüzdeki belediye başkanlığı seçiminde de yapacağımız işte budur” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Hükûmette sağladığımız istikrarı, muhalefetin elinde bizar olan belediyelere de teşmil ederek, şehirlerimizin kalkınmasını hızlandırmak istediğimizi herkese anlatacağız. Yolunu, kaldırımını, asfaltını, çöpünü, kanalizasyonunu, arıtmasını çözememiş muhalefet belediyelerinin karşısına Türkiye Yüzyılı belediyeciliği ile hep birlikte çıkacağız. Kendi belediyelerimizde de bu vizyona ayak uyduramayan arkadaşlarımız varsa bayrak yarışı yaklaşımıyla yeni isimlerle çıtayı yükselteceğiz. Hep söylediğimiz gibi bu partide şahsım dâhil hiç kimse layüsel değildir. İstisnasız her bir arkadaşımız ülkemize, milletimize, şehrine ve partimize verdiği hizmet ölçüsünde değer sahibidir. Belediye başkan adaylarımızı bu anlayışla belirlemek boynumuzun borcudur. Bireysel siyasi hesaplardan hatır ve gönül ilişkilerine kadar bu yaklaşıma aykırı hiçbir unsurun aday belirleme ve seçim kampanyası çalışmalarını zehirlemesine izin veremeyiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, genel merkezden, Meclis grubundan ve teşkilatlardan beklentisinin 31 Mart seçimleri sürecine bu ilkeler çerçevesinde yaklaşmaları olduğunu belirterek, şunları kaydetti: “Aksi takdirde milletimizin karşısında hep birlikte boynumuz eğik kalır. İnanın eğik kalır ve ‘Nasıl oldu da biz bu duruma düştük?’ deriz. Onun için kararlı olacağız. Böyle bir vebalin altından hiçbirimiz kalkamayız. Diğer partilerde kimi maddi kimi ahlaki kimi şahsi dalaverelerle ortaya çıkan rezillikler AK Parti’nin kapısından içeri giremez. Bunun için hep birlikte partimize ve partinin kuruluş ilkelerine dört elle sarılmamız gerekiyor. Belediyelerde ve hükûmette geçen uzun iktidar yıllarının bizi bozmadığını, tam tersine tecrübeyle olgunlaştırdığını milletimize göstereceğiz.”

“EN KÜÇÜK REHAVETE, FİTNEYE İZİN VERMEDEN NETİCEYE ULAŞACAĞIZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, amaçlarının 31 Mart’ta 30’u büyükşehir, 51’i il, 922’si ilçe ve 390’ı belde olmak üzere Türkiye’deki 1393 belediyenin tamamına yakınını AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak kazanmak olduğunu belirterek, “Bu hedef doğrultusunda ‘sen, ben’ yok, ‘biz’ varız” dedi.

Salondaki partililere, “Seçim sonuçları belli olana kadar gece gündüz demeden çalışmaya var mıyız?” sorusunu yönelten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Evet” karşılığının ardından, “Eğer buna inanıyorsanız bu ses böyle çıkmaz” ifadesini kullandı.

Partililerin güçlü bir şekilde alkışlamasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her zaman, her an böyle bir duruş sergilemeliyiz. En küçük bir rehavete, aksaklığa, eksikliğe, dağınıklığa, zaafa, fitneye izin vermeden neticeye ulaşacağız. Men sabera zafera, hedef bu. Kim sabrederse zafere erişir” diye konuştu.

Sorumluluk alanları içinde hiçbir boşluk bırakmayacaklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Vatandaş neredeyse orada olmak bizim boynumuzun borcudur. Sizlere güveniyorum, sizlere inanıyorum. Sizlerden şehirlerinize döndüğünüzde tüm vatandaşlarıma en kalbi muhabbetlerimi iletmenizi istiyorum” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, COP 28 Zirvesi’ne katılmak üzere Dubai’ye gideceğini, yarın Türkiye’ye döneceğini ve pazartesi günü de Katar’daki yüksek düzeyli zirveye katılacağını bildirerek, “Bu süreç içerisinde de çalışmalarımızı hep beraber takip edeceğiz. Durmak yok yola devam. Efkan Bey ile beraber çalışmaya devam ediyorsunuz” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, program öncesinde, parti genel merkezinde Avrupa şampiyonu olan Down Sendromlu Futsal Millî Takımı oyuncuları ile bir araya geldi.

HABER BURADA

Dünya

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Maldivler Cumhurbaşkanı Muizzu ile görüştü

Maldivler Cumhurbaşkanı Muhammed Muizzu

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’ye ziyarette bulunan Maldivler Cumhurbaşkanı Muhammed Muizzu ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde bir araya geldi.

Görüşmenin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Maldivler Cumhurbaşkanı Muizzu huzurunda iki ülke arasında anlaşmalar imzalandı. Türkiye adına anlaşmaya Ticaret Bakanı Ömer Bolat imza attı.

HABER BURADA

DÜNYA

seers cmp badge