Connect with us

Dünya

“BİZE KURULAN TUZAKLARA KARŞI VERDİĞİMİZ MÜCADELE, BİZİ DAHA GÜÇLÜ KILDI”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Katılım Finans Strateji Belgesi Tanıtım Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, “Katılım Finans Strateji Belgesi, küresel krizlerin merkezine yerleşen finansal sisteme alternatif yeni araçlar geliştirilmesi çabalarına önemli katkı sağlayacaktır” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dolmabahçe Ofisi’nde düzenlenen Katılım Finans Strateji Belgesi Tanıtım Toplantısı’na katılarak bir konuşma yaptı.

Katılım Finans Strateji Belgesi’nin tüm ilgili kesimler için hayırlara vesile olmasını temenni eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Strateji belgesinin hazırlanmasında emeği geçen Finans Ofisimiz başta olmak üzere herkesi tebrik ediyorum. Türkiye’nin her alanda olduğu gibi ekonomide de hedeflerini küresel ligin en üst sıralarına çıkarmak için böyle bir süreçte bu tür çalışmaların çok daha anlamlı olduğuna inanıyorum” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, salgının ve savaşın tetiklediği enerji ve emtia fiyatlarındaki artışın derinleştirdiği küresel ekonomik krizin, gelişmiş ülkeler başta olmak üzere tüm ekonomileri derinden etkilediği bir dönemden geçildiğini söyledi.

“BİZE KURULAN TUZAKLARA KARŞI VERDİĞİMİZ MÜCADELE, BİZİ DAHA GÜÇLÜ KILDI”

Küresel krizlerin ardının kesilmediği son yıllarda Türkiye’nin uzunca bir süredir yaşadığı siyasi ve ekonomik badirelerden elde ettiği tecrübeyle kendini diğer ülkelerden ayrıştırdığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: “Açık konuşmak gerekirse birileri son sekiz, dokuz yıldır Türkiye’yi yönetilebilir olmaktan çıkarmak için kumpastan darbeye her yolu denediler. Bu sinsi saldırıların son mermisi de ekonomimize sıkıldı ama hesap edilmeyen bir durum ortaya çıktı. Bize kurulan tuzaklara karşı verdiğimiz mücadele bizi daha güçlü kıldı.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Buna mukabil dünyadaki beklenmedik krizler bize bu tuzakları kuranların tüm zaaflarını ve zayıflıklarını açığa çıkardı. Küresel gelişmelerin etkisiyle bir süredir etkisini hissettiğimiz enflasyon meselesinin de üstesinden gelerek, inşallah ‘Türkiye Yüzyılı’nı hep birlikte inşa edeceğiz. Tabii bu arada küresel ekonomik kriz, sürekli yeni sorunlara da yol açarak dünyayı kasıp kavurmayı sürdürüyor. Yaşanan sorunların en çok etkilediği alanların başında ise finans kesimi geliyor. Esasen finans sisteminin bunun ötesinde sıkıntıları, çarpıklıklar, çıkmazları da vardır. Daha açık bir ifadeyle temel görevi tasarrufları doğru yatırımlara yönlendirerek ekonomik büyümenin lokomotifi olması gereken finansal sistem, artık bu görevini yerine getiremiyor. Geldiğimiz noktada finans sisteminin üretimi ve ticareti beslediği bir ekonomik düzenin yerini âdeta tüm diğer sektörlerin finans sektörünü beslediği sağlıksız ve sürdürülemez bir yapı almıştır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyada finans sisteminin beslediği borçluluk gelir ve servet adaletsizliklerinin hızla arttığını dile getirerek, “Buna karşılık aynı sistemin yol açtığı sorunlar ülkelerin ekonomik büyüme oranlarını ve sosyal refah seviyelerini olumsuz yönde etkiliyor. 2021 yılında 303 trilyon dolar seviyesine ulaşan küresel borçluluk oranı, küresel millî gelirin 3,5 katına yükselmiştir. Ülkelerin ve piyasaların 2008 küresel finans krizinden gerekli dersleri almadıklarını, aynı yanlış yolda yürümeyi sürdürdüklerini görüyoruz. Küresel borçluluk seviyesi, finans krizden bu yana geçen 20 yılda maalesef hep artarak devam etmiştir. Bu çarpık durum finansın üretim ve yatırımlardan ayrıştırarak dünyadaki sosyal refaha katkısının giderek azalmasına yol açmaktadır. Artık bu gerçek, salgın döneminde ve sonrasında Dünya Bankası, OECD ve hatta IMF gibi uluslararası kuruluşlarca da açıkça dile getirilmektedir” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyada yeni bir finansal mimari arayışının giderek hız kazandığını söyledi.

“KÜRESEL FİNANSAL MİMARİNİN İNSANI, AHLAKI, ÜRETİMİ VE PAYLAŞIMI TEMEL ALDIĞI YENİ BİR MODEL ÖNERİSİ GELİŞTİRİLMESİ ŞARTTIR”

Merkezinde adaletin, üretimin, paylaşımın ve insanın olmadığı bir ekonomik ve finansal yapının sürdürülebilir olmadığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, tarihin bunun sayısız örnekleriyle dolu olduğunu belirterek şöyle devam etti: “Dolayısıyla küresel finansal mimarinin insanı, ahlakı, üretimi ve paylaşımı temel aldığı yeni bir model önerisi geliştirilmesi şarttır. Biz de artık sürdürülemez hâle gelen mevcut finansal yapıya alternatif, yeni bir finansal mimari inşa edecek çalışmalara her türlü desteği veriyoruz, vermeyi sürdüreceğiz. İnşallah böylece, hem ülkemize hem dünyaya hayırlı bir hizmette bulunmuş, müspet bir katkı yapmış olacağımızı ümit ediyoruz. Paylaşımı, üretimi ve ahlaki değerleri önceleyen alternatif finans araçlarının başında katılım finans sistemi geliyor. Türkiye’de ve dünyada yeni finansal mimarinin en önemli aktörlerinden bir tanesi olmaya aday katılım finansın yıldızı, risk paylaşımı, varlığa dayalı olması ve ahlaki vurgularıyla giderek daha çok parlamaktadır. Geçtiğimiz 20 yılda ülkemiz her alanda olduğu gibi finansal sistemin geliştirilmesi, istikrarın sağlanması ve ürün çeşitliliğinin artırılması hususunda da önemli yol katetmiştir. Küresel birçok krizden ve finans sistemimize yönelik saldırılardan alnının akıyla çıkan kamu bankalarımız, bu yeni sistemin de itici gücü olmuştur. Nitekim Türkiye Ekonomi Modeli’nin başarıya ulaşmasında finansal sistemimizdeki alternatif araçlarda ve ürün çeşitliliğinde yaşanan gelişmenin büyük payı vardır. Ekonomi modelimizin yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazlaya dayalı büyüme stratejisinin sacayaklarını oluştururken bu imkânlardan en geniş şekilde istifade ettik.”

“KATILIM FİNANS, FİNANSAL SİSTEM İÇERİSİNDE HAK ETTİĞİ YERİN VE POTANSİYELİN HÂLÂ ÇOK GERİSİNDE”

Reel sektörün finansa erişimi ve finansal kaynakların yatırımlara yöneltilmesi gibi hayati ihtiyaçların karşılanmasında bu araçların çok faydasını gördüklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Katılım Finans Sistemi’nin önümüzdeki dönemde ekonomide hedeflerimize ulaşmamıza çok daha etkin katkıda bulunacağına inanıyorum. Buna rağmen üzüntüyle belirtmek isterim ki katılım finans, finansal sistem içerisinde hak ettiği yerin ve potansiyelin hâlâ çok gerisindedir. Bu tabloyu değiştirmek için hükümet olarak Katılım Finans Sistemi’nin gelişmesi ve finansal sistemdeki payının artırılması amacıyla çok önemli politikaları devreye aldık. Kalkınma planlarımız ve orta vadeli programlarımız başta olmak üzere tüm kamu strateji belgelerimizde, katılım finansı öncelikli alanlardan biri olarak belirledik. Bu kapsamda da birçok eylemi uygulamaya geçirmeye başladık. Katılım finansın, finansal sistem içerisinde hak ettiği yere gelmesi için üzerimize düşen sorumlulukları bundan sonra da ifa etmeyi sürdüreceğiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tam da bu noktada önemli bir konunun altını çizmek istiyorum. Türkiye gibi, insanların dinî hassasiyetlerinin yüksek olduğu bir ülkede katılım finans sisteminin potansiyelinin gerisinde kalmasının sebeplerini doğru tespit etmeli, çözüm yollarını da ona göre belirlemeliyiz. Anlaşıldığı kadarıyla katılım finans kuruluşlarının bankalardan bir farkı olmadığına ilişkin genel bir algı toplumumuzda yer etmiş durumdadır. Bu algıyı dönüştürmenin ilk adımı, hâlen kullanılan, bunun altını çiziyorum, ‘Katılım bankası’ isminin ‘Katılım finans kurumu’ şeklinde değiştirilmesi olabilir. Sadece bu isim değişikliği bile, katılım finans kurumlarıyla bankaları toplum nezdinde ayrıştırmaya başlayacaktır. Bu adımı katılım finans araçlarıyla bankacılık sistemi araçları arasındaki amaç ve yöntem farklarının sade ve etkili bir şekilde anlatılması izleyebilir. Önümüzdeki dönemde inşallah bu meselenin de çözülmesiyle katılım bankalarının hızlı bir büyüme sürecine gireceğine inanıyorum” şeklinde konuştu.

“STRATEJİ BELGESİNİN HAZIRLIKLARINI ÇOK ÖNCEDEN BAŞLATMIŞTIK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, tanıtımı gerçekleştirilen Katılım Finans Strateji Belgesi’nin küresel krizlerin merkezine yerleşen finansal sisteme alternatif yeni araçlar geliştirilmesi çabalarına önemli katkı sağlayacağını bildirdi.

Katılım finans denilen yapının, katılım finans kurumları, katılım sermaye piyasaları, katılım sigortacılığı ve sosyal finansı içerdiğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her biri ayrı değere sahip bu araçların finansal sistem içerisinde süratle gelişme, büyüme, yeni türevlerle zenginleşme potansiyeli olduğunu biliyoruz. Biz bu amacımızı gerçekleştirmek için ihtiyaç duyduğumuz strateji belgesinin hazırlıklarını çok önceden başlatmıştık. Katılım Finans Strateji Belgemizin amacı, 2022-2025 döneminde katılım finansa yönelik hukuki, idari ve kurumsal altyapıyı oluştururken, mevcut yapıda da önemli bir dönüşümü gerçekleştirmektir” dedi.

Her strateji belgesi gibi bu çalışmayı da ayrıntılı bir hazırlık süreci ve geniş bir paydaş kitlesinin katkısıyla oluşturduklarına değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Belgede katılım finansın gelişmesine yönelik beş temel amaç, 18 hedef ve 84 eylem maddesi bulunuyor. Eylem maddelerinin hayata geçirilmesinde 27 sorumlu kurum ve kuruluş ile diğer tüm paydaşlara önemli görevler düşüyor. İnşallah Türkiye’nin güçlü, sürdürülebilir ve kapsayıcı büyüme hedeflerine ulaşmasında katılım finans kurumlarımızın da bankacılık sektörümüzle birlikte etkin şekilde yer aldığını hep birlikte göreceğiz. Katılım finans sisteminin ülkemizin kalkınmasında kendisinden beklediğimiz rolü tam olarak oynayabilmesi için, belgede yer alan eylemlerin uygulamaya dikkatle ve kararlılıkla geçirilmesi şarttır. Aksi takdirde sadece ülkemiz bu önemli aracın potansiyelinin sağlayacağı faydaları kaçırmakla kalmayacak, aynı zamanda dünyada alternatif bir finans aracından mahrum olacaktır. Bu anlayışla biz katılım finansın gelişmesi için üzerimize düşen görevleri yapıyoruz, yapmaya devam edeceğiz. Katılım finans kurumları başta olmak üzere, katılım finans sisteminin tüm taraflarından da bize bu mücadelede gerekli desteği vermesini bekliyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Katılım Finans Strateji Belgesi’nin ülkeye ve millete hayırlı olmasını dileyerek belgenin hazırlanmasında emeği geçenlere teşekkür etti.

Dünya

Cumhurbaşkanı Erdoğan ABD’de

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan, New York’ta bulunan Türkevi önünde vatandaşlar tarafından karşılandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) 78. Genel Kurulu’na katılmak ve çeşitli temaslarda bulunmak üzere gittiği Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) New York şehrine ulaştı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, John F. Kennedy Uluslararası Havalimanı’nda Türkiye’nin Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Sedat Önal, Washington Büyükelçisi Hasan Murat Mercan ile New York Başkonsolosu Reyhan Özgür tarafından karşılandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile birlikte eşi Emine Erdoğan, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır da ABD’ye geldi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan, New York’ta bulunan Türkevi önünde vatandaşlar tarafından karşılandı.

HABER BURADA

Dünya

“Türkiye’nin bölgesinde barış ve istikrarın tesisi amacıyla yürüttüğü diplomatik hamleler takdirle karşılanıyor”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD ziyareti öncesinde önemli açıklamalarda bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birleşmiş Milletler 78. Genel Kurulu genel görüşmelerine katılmak üzere gideceği Amerika Birleşik Devletleri’ne hareketinden önce yaptığı açıklamada, “Türkiye’nin bölgesinde barış ve istikrarın tesisi amacıyla yürüttüğü diplomatik hamleler takdirle karşılanıyor. Ülkemize karşı oluşan bu müspet havayı yatırım, üretim, istihdam ve cari fazla yoluyla büyüme hedefimize katkı yapacak bir şekilde değerlendirmek istiyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, New York’ta düzenlenecek Birleşmiş Milletler (BM) 78. Genel Kurulu genel görüşmelerine katılmak üzere Amerika Birleşik Devletleri’ne (ABD) hareketi öncesinde Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi’nde bir basın toplantısı düzenleyerek gazetecilere açıklamalarda bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM’nin 78. Genel Kurulu’na iştirak etmek üzere New York’a doğru yola çıkacaklarını belirterek, BM üyesi tüm ülkelerin temsil edildiği Genel Kurul görüşmelerine 150’den fazla ülkenin devlet ve hükûmet başkanı düzeyinde katılımının beklendiğini söyledi.

Her yıl olduğu gibi bu sene de ABD’de son derece yoğun bir temas ve toplantı trafiğinin olacağına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yıl Genel Kurul genel görüşmelerinin “Güvenin yeniden tesisi ve küresel dayanışmanın yeniden canlandırılması” temasıyla yapıldığını aktardı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Genel Kurul görüşmelerinin ilk günü olan 19 Eylül Salı günü kendisinin de BM Genel Kurulu’na hitap edeceğini dile getirerek, konuşmasında kalkınmadan insani yardımlara, uluslararası barış ve güvenliğin korunmasından küresel dayanışmanın yeniden tesisine kadar attıkları adımlara değineceğini kaydetti.

Bu vesileyle uluslararası gündemdeki temel meselelere ilişkin görüşlerini de paylaşacağına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ayrıca mevcut küresel sınamalar karşısında Türkiye’nin oynadığı kritik rolü vurgulayacağız. Bir süredir her platformda dillendirdiğimiz ‘Dünya 5’ten büyüktür’ tespitimizin daha fazla kabul görmesinden memnuniyet duyuyoruz. Son olarak BM Genel Sekreteri Sayın Guterres bu konuda çok net bir tavır ortaya koydu. Sayın Genel Sekreter’in ‘2. Dünya Savaşı sonrası kurulan yapıların bugünün dünyasını yansıtmadığı’ tespitine biz de katılıyoruz. Bunu görüşmemizde kendisine de bizzat ifade edeceğim. Genel Kurul marjında BM Genel Sekreteri’nin yanı sıra çok sayıda ülkeden mevkidaşlarımla görüşmeler gerçekleştireceğim.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ziyaretinde ABD’de yaşayan vatandaşlar ve soydaş topluluklarla bir araya geleceğini belirterek, ayrıca düşünce kuruluşu temsilcileriyle de istişarelerinin olacağını anlattı.

ABD iş dünyasının seçkin üyeleri ile görüşerek Türkiye’deki yatırımlarını artırmaları noktasında atılabilecek adımları ele alacaklarına vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Ülkemizde 14 ve 28 Mayıs seçimlerinin demokratik olgunluk içinde tamamlanmasının iş çevrelerinin Türkiye’ye yönelik ilgisini artırdığını görüyoruz. Gerek kabinemize gerek ekonomideki kurmay kadromuza gerekse kısa süre önce açıkladığımız Orta Vadeli Program’a uluslararası yatırımcılar büyük güven duyuyor. Sadece son 3 ayda rezervlerimizde 22 milyar dolarlık artış oldu. Bugün itibarıyla Merkez Bankamızın toplam brüt rezervleri 120 milyar doları geçmiş bulunuyor. Dünya Bankasının geçen hafta yaptığı açıklama, ülkemize duyulan güvenin bir başka örneğidir. İnşallah buna yakında yenileri eklenecektir. “

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin bölgesinde barış ve istikrarın tesisi amacıyla yürüttüğü diplomatik hamlelerin takdirle karşılandığını dile getirerek, “Ülkemize karşı oluşan bu müspet havayı, yatırım, üretim, istihdam ve cari fazla yoluyla kaliteli büyüme hedeflerimize katkı yapacak bir şekilde değerlendirmek istiyoruz” dedi.

“KÜRESEL SİSTEMDE TAŞLARIN YERİNDEN OYNADIĞI BU DÖNEMİ ÜLKEMİZ VE MİLLETİMİZ ADINA FIRSATA ÇEVİRMEKTE KARARLIYIZ”

Türkiye Yüzyılı vizyonunu hayata geçirmek için içeride ve dışarıda her türlü çabayı gösterdiklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Küresel sistemde taşların yerinden oynadığı bu dönemi ülkemiz ve milletimiz adına fırsata çevirmekte kararlıyız. Bu süreçte kavgadan, tartışmadan ve Bizans’ı çırak çıkartacak taht oyunlarından başlarını kaldıramayanları ise kendi hâllerine bırakacağız. Varsın onlar didişmeye, birbirlerine laf yetiştirmeye devam etsinler. Varsın onlar koltuklarını korumak için daha düne kadar savundukları tüm ilkeleri ayaklar altına alsın. Biz bunları asla önemsemiyoruz. Biz son 21 yıldır olduğu gibi yine sadece işimize bakıyoruz. Tüm vaktimizi ve enerjimizi milletimize hizmet için sarf ediyoruz. İnşallah bundan sonra da aynı hassasiyetle çalışmaya devam edeceğiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, gerçekleştirecekleri ziyaretler ve görüşmelerin ülke, millet ve tüm insanlık için hayırlara vesile olması temennisinde bulundu.

“GELİŞMELERİ YAKINDAN TAKİP EDECEĞİZ”

Karabağ’da tansiyonun yeniden yükseldiği ve Azerbaycan ile Ermenistan liderleriyle görüştüğü hatırlatılarak, Ermenistan’ın tutumunu nasıl bulduğu ve kendisi öncülüğünde üçlü bir toplantı söz konusu olup olmayacağının sorulması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şu anda tabii bizim öncülüğümüzde üçlü bir görüşme teklifimizi kendilerine ilettik ama bu konuda üçlüden öte biz dörtlü bir teklifte bulunduk. Yani değişik, buralarla ilgisi, alakası olmayan liderlerle değil, ‘Gelin şu anda işin içinde olan Sayın Putin, Sayın Aliyev, şahsım ve Paşinyan hep birlikte dörtlü olarak böyle bir toplantıyı yapalım. Adımı da ona göre atalım’ diye böyle bir teklifte bulunduk. Henüz bize olumlu-olumsuz bir dönüş olmadı ve konuyla ilgili Sayın Aliyev’le de daha da görüşeceğiz, olgunlaştıracağız ve gelişmeleri yakından takip edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, G20’de ABD Başkanı Joe Biden ile bir görüşme gerçekleştirildiği, burada İsveç’in NATO üyeliğinin de gündeme geldiği anımsatılarak, İsveç’te terör örgütü üyelerinin gösterilerinin devam etmesiyle ilgili görüşlerinin sorulması üzerine, “Bu konuda özellikle Batı, ikide bir ‘İsveç, İsveç, İsveç’ diyor, biz de diyoruz ki ‘Bizim parlamentomuz kararı vermedikten sonra bizim kalkıp da yolda yürürken ‘evet’ veya ‘hayır’ dememiz mümkün değil. Öncelikle, İsveç’in üzerine düşen görevi yerine getirmesi lazım” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Peki, şu anda İsveç üzerine düşen görevi yerine getiriyor mu? Bize ikide bir şunu söylüyorlar. İşte ‘Yasa hazırladılar.’ Yasayı hazırlamak yetmez, yasayı uygulamak gerekir. Şu anda İsveç ister anayasa ister yasa değişikliği, ne yaparsa yapsın ama kalkıp da teröristleri İsveç polisinin koruması altında gösteriye sevk ediyorlarsa bu ne demektir? Bunlar görevini yerine getirmiyor demektir ve yine terör eylemleri Stockholm caddelerinde devam ediyor demektir. O zaman bize verilen sözler tutulmuyor. Bize verilen sözler tutulmadığı zaman, benim parlamentom bu konuda nasıl bir tavır takınır, bunu herkes takdir etsin. Yani F-16’larla ilgili ne deniyor? ‘Temsilciler Meclisi karar vermeden bu olmaz.’ Tamam da şimdi orada Temsilciler Meclisi varsa benim de parlamentom var. Parlamentonun nasıl bir karar vereceğini ben kestirip atamam. Sevk etmekse, biz böyle bir talebi parlamentomuza sevk ederiz ama parlamentomuzdan nasıl bir karar çıkar, o parlamentomuzun takdirindedir.”

Avrupa Parlamentosu’nun (AP) 2022 raporunda yer alan Türkiye’nin AB’ye katılım süreciyle ilgili ifadeler hakkındaki değerlendirilmeleri sorulan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Değerli arkadaşlar benim değerlendirmemi çok açık net öğrenmek istiyorsanız, Avrupa Birliği Türkiye’den kopmanın gayreti içerisinde. Avrupa Birliği’nin Türkiye’den kopuş hamlelerini yaptığı bu dönem içerisinde biz de bu gelişmeler karşısında değerlendirmelerimizi yaparız ve bu değerlendirmelerden sonra da Avrupa Birliği ile gerekirse yolları ayırabiliriz” şeklinde konuştu.

HABER BURADA

Dünya

“Orta Vadeli Program’da uygulayacağımız politika sepetiyle, enflasyon sorununu ülkemizin gündeminden kaldıracağız”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Orta Vadeli Program Tanıtım Toplantısı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Orta Vadeli Program Tanıtım Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, “Orta Vadeli Program’da uygulayacağımız politika sepetiyle, enflasyon sorununu ülkemizin gündeminden kaldıracağız. Para, maliye ve gelirler politikalarında eşgüdüm içerisinde hareket edilecek, enflasyon ataletini gidermeye yönelik adımlar atacağız” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, ilgili bakanlar ve bürokratların katılımıyla Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde Orta Vadeli Program’ı (2024-2026) açıkladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının başında, dün Kırklareli ve İstanbul’da yaşanan sellerde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet diledi.

İçişleri Bakanlığı, AFAD, valilikler ve diğer kurumların su baskınlarından olumsuz etkilenen insanların sıkıntılarının giderilmesi için yoğun şekilde çalıştığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Buradan her iki şehrimizde de özellikle ebediyete uğurladığımız vatandaşlarımıza rahmet dilerken, ailelerine sabırlar diliyor, milletimizin başı sağ olsun diyorum” ifadesini kullandı.

Genel hatlarıyla paylaşacakları Orta Vadeli Program’ın ülke, millet ve ekonomi için hayırlara vesile olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, programın hazırlanmasında emeği geçenleri, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile birlikte tüm bakanlıkları, kurumları ve sivil toplum kuruluşlarını tebrik etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Değerli fikirleriyle, tenkit ve tespitleriyle programın içeriğine katkı sunan iş dünyamızın temsilcilerine, odalarımıza, sendikalarımıza, meslek örgütlerine, sivil toplum kuruluşlarımıza ve diğer tüm paydaşlara teşekkür ediyorum” dedi.

“HALKIMIZ, BİR KEZ DAHA GÜVEN VE İSTİKRAR DEDİ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’yle Türkiye’nin, başta yönetimde istikrar olmak üzere, nasıl büyük kazanımlar elde ettiğinin her gün çok daha iyi görüldüğünü ve idrak edildiğini belirtti.

Katılım düzeyi ve rekabet seviyesi itibarıyla sadece Türk siyasi tarihine değil, dünya siyaset literatürüne de geçen 14 ve 28 Mayıs seçimlerinin tam bir demokratik olgunluk içinde tamamlandığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sandıkların açılmasıyla tüm belirsizliklerin ortadan kalktığını ve Türkiye’yi kimin yöneteceğinin belli olduğunu kaydetti.

“Halkımız, bir kez daha güven ve istikrar dedi” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Daha önce ülkemize vakit, nakit ve enerji kaybettiren krizlerin, tartışma ve pazarlıkların hamdolsun hiçbiri yaşanmadı. Seçimlerin üzerinden henüz bir hafta bile geçmeden kabinemizi açıkladık, ekonomideki kurmay kadromuzu kurduk, ülkemize ve milletimize hizmet yolculuğumuza kaldığımız yerden süratle yeniden başladık. Eski Türkiye’nin alışkanlıklarından kendilerini kurtaramayanların durumunu ise içimiz acıyarak izliyoruz. 28 Mayıs’ın üzerinden geçen 102 güne rağmen, birileri hâlâ kavga ve iç çekişmelerden başlarını dahi kaldıramazken, biz işimizi yapıyor, Türkiye’nin sorunlarına çözüm üretmeye odaklanıyoruz. Yakın coğrafyamızda savaşların ve çatışmaların devam ettiği, küresel ekonomideki olumsuzlukların çeşitlenerek sürdüğü, Afrika kıtasının yeni siyasi krizlere sürüklendiği, dünyada hemen hiçbir ülkenin önünü net olarak göremediği, hâsılı mevcut belirsizliklere yenilerinin eklendiği zor bir denklemde riskleri başarıyla yöneterek, krizleri ülkemiz için fırsata çevirmeye çalışıyoruz.”

“MUHALEFETİN ÜLKEMİZİN HAYRINA OLAN İŞLERİMİZDE BİZE DESTEK VERMESİNİ BEKLİYORUZ”

Muhalefetin de artık birbiriyle didişmeyi bırakarak, yapıcı eleştirileriyle millet adına denetim görevini yerine getirmesini temenni ettiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hep söylediğimiz gibi, biz Türkiye için en doğrusunu, Türk milleti için en hayırlısını yapmanın peşindeyiz. Siyaseti de ikbal vasıtası olarak değil, millete hizmet aracı olarak görüyoruz. Hiç kimseye ve hiçbir fikre ön yargıyla yaklaşmıyoruz. Kimden geldiğine bakmadan, ülkemizin faydasına olacak her türlü öneriyi hayırhahlıkla değerlendirmeye hazırız. Bugüne kadar ısrarla sürdürdüğümüz bu müspet tavrımızı, inşallah bundan sonra da koruyacağız. Muhalefetin de geçmiş hatalarından ders alarak, Orta Vadeli Program gibi ülkemizin hayrına olan işlerimizde bize destek vermesini bekliyoruz.”

Ekonomiyle ilgili planlarda, 6 Şubat’ta meydana gelen ve 11 ilde yaşayan 14 milyon insanı etkileyen depremi asla göz ardı etmediklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülke ekonomisine maliyeti 104 milyar doları bulan deprem felaketinin, yükü ağırlaştırdığını, mücadeleyi daha da zorlaştırdığını söyledi.

“13 YILDIR ARALIKSIZ BÜYÜYORUZ”

Türkiye’nin dünyadaki diğer ülkelerden farklı olarak, küresel sorunlara ilaveten, asrın felaketinin yol açtığı sıkıntılarla da mücadele ettiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle dedi: “Devlet-millet dayanışmasıyla nasıl bugüne kadar nice engelleri aştıysak, aynı başarıyı depremin yaralarını sarmada da sergiliyoruz. Geride bıraktığımız 8 aya dair veriler bu gerçeği açıkça ortaya koyuyor. 2023 yılının ilk yarısında yüzde 3,9 oranında büyüme kaydederek, büyüme performansımızı kesintisiz 12 çeyreğe çıkardık. Yıllık bazda ise 13 yıldır aralıksız büyüyoruz. Çeyreklik büyüme performansı ile Türkiye, OECD üyesi ülkeler içinde pozitif ayrışmıştır. Yine bu dönemde ekonomimizi yıllıklandırılmış olarak ilk kez 1 trilyon doları aşan bir ekonomik büyüklüğe ulaştırmayı başardık. Böylece depremin, iktisadi faaliyetler üzerindeki olumsuz etkilerinin sınırlı kalmasını temin ettik.”

İhracatta da yılın ilk 8 ayında 165 milyar dolar, yıllık bazda da 253,5 milyar doların yakalandığını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Turizmde, önceki seneye göre çok daha iyi bir sezon geçiriyoruz. İstihdamda da hamdolsun herhangi bir kaybımız söz konusu değil. Yılın ilk altı ayında, emekliliğe hak kazanma koşullarına yönelik düzenlemeler ve depremin olumsuz etkilerine rağmen net 220 bin istihdam artışı sağladık” diye konuştu.

“MERKEZ BANKASI REZERVLERİMİZ, 117,3 MİLYAR DOLAR SEVİYESİNDEKİ GÜÇLÜ SEYRİNİ SÜRDÜRÜYOR”

Dünyada son 60-70 yılın zirvelerine çıkan enflasyonun, doğal olarak Türkiye’nin de sorunu olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Enflasyonla mücadelede başta doğal gaz olmak üzere enerji fiyatlarında hayata geçirdiğimiz sübvansiyonlar ve kira artışlarına tavan fiyatı uygulamamızın yanı sıra birtakım ilave tedbirleri aldık. Fırsatçılara ve açgözlülere yönelik denetimlerimiz artarak devam ediyor. Kimi sektörlerde oluşan fiyat köpüğünün indiğine ve piyasanın dengesini bulmaya başladığına şahit oluyoruz. Merkez Bankası rezervlerimiz, aynı şekilde 117,3 milyar dolar seviyesindeki güçlü seyrini sürdürüyor. Sermaye piyasalarımızın hem arz hem de talep tarafında gelişimi devam ediyor. Hane halkı borçluluğunda ülkemiz, gelişmekte olan ülke ortalamalarına göre oldukça düşük bir riskliliğe sahiptir.”

“BÜTÇE DİSİPLİNİMİZ, DEPREM FELAKETİNE DAHA ETKİN MÜDAHALE ETMEMİZİ SAĞLADI”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2022’nin millî gelire oranla yüzde 1’lik bütçe açığıyla kapatıldığına işaret ederek, “Bütçe disiplinimiz, deprem felaketine daha etkin müdahale etmemizi sağladı. Karşı karşıya olduğumuz çeşitli zorluklara rağmen, hedeflerimize ulaşma noktasında en küçük bir şüphemiz yoktur. Cumhurbaşkanı Yardımcımız, Strateji ve Bütçe Başkanlığımız ile Hazine ve Maliye Bakanlığımızın koordinasyonunda, katılımcı bir anlayışla hazırlanan Orta Vadeli Program, işte bu mücadelemizde bizlere destek verecektir” diye konuştu.

Orta Vadeli Program’ın aynı zamanda 2024-2026 döneminde Türk ekonomisi için kapsamlı bir yol haritası teşkil edeceğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Orta Vadeli Program’la, Türkiye Yüzyılı vizyonumuzun ekonomik perspektifini de yerli ve yabancı yatırımcılarla paylaşmış oluyoruz. İş dünyamızın ve tüm kesimleriyle toplumumuzun destekleriyle Orta Vadeli Program’ın ülkemiz ekonomisine en üst düzeyde katkı sağlamasını diliyorum. Hükûmet olarak, Orta Vadeli Program’a desteğimizin tam olduğunu özellikle ifade etmek istiyorum” dedi.

Daha güçlü, güvenli ve müreffeh Türkiye hedefi doğrultusunda, ekonomideki ilk yol haritasının Orta Vadeli Program’la ortaya konulduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, programda temel ilkeler, politikalar, hedef ve gösterge niteliğindeki ekonomik büyüklüklerin paylaşıldığını, hiçbir sorunun görmezden gelinmediğini, önceki dönemden farklı olarak yeni programda yapısal dönüşümlere özel bir başlık açıldığını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, temel konuların, bir takvimle programın önemli bir parçasına dönüştürüldüğünü belirtti.

Büyüme ve ticaretten fiyat istikrarı ve finansal istikrara, beşeri sermaye ve istihdamdan yeşil ve dijital dönüşüme, afet yönetiminden kamu maliyesi ile iş ve yatırım ortamına yedi temel alanda öncelikli reform adımlarını belirlediklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Program döneminde ekonomik büyümeden kesinlikle taviz vermeyeceğiz. Yüksek katma değer odaklı yatırımların önünü açarak ve finansmanını kolaylaştırarak, sağlıklı ve kaliteli bir büyüme sağlayacağız. Bununla birlikte sıkı para politikasının da desteğiyle enflasyonu yeniden tek haneye düşürecek, cari işlemler dengesini iyileştireceğiz” diye konuştu.

“YAKLAŞIK 3 TRİLYON LİRA KAYNAK, DEPREM BÖLGESİ İÇİN KULLANILACAK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 6 Şubat depremlerinin yaralarının en kısa sürede sarılmasının, gündemin ilk sırasında yer aldığını belirterek, şunları kaydetti: “Depremzedelerimizi, sırf oy tercihlerinden dolayı onları kapı dışı eden, onlara hakaretler savuran zihniyetin insafına bırakmamakta kararlıyız. Programın ilk yılında tüm kaynaklarımızı deprem bölgesinin yeniden inşa ve ihyasına göre tahsis ettik. Ek bütçe ile bölgeye 762 milyar lirayı ayırmıştık; 2024 yılında deprem bölgesi için 1 trilyon liralık kaynak ayıracağız. Program döneminin tamamında yaklaşık 3 trilyon lira kaynak, deprem bölgesi için kullanılmış olacaktır. Bu kaynakla; afetzedelerimizin konut ihtiyacını hızla giderirken, zarar gören tarım ve sanayi alanları ile tüm altyapıyı ayağa kaldırmayı hedefliyoruz. Depremin sebep olduğu tahribatı ortadan kaldırırken, dengeli bir ekonomik büyümeyle istihdamı artırmak, enflasyonu tek haneye düşürerek gelir dağılımını iyileştirmek, önceliğimizdir. Bu üç yıllık dönemde, enflasyonla mücadele sürecini destekleyici bir çerçevede ekonomik büyümede dengelenmeyi, yüksek katma değerli özel sektör yatırımlarının öncülüğünde ortalama yüzde 4,5 oranında büyümeyi hedefliyoruz.”

“İŞSİZLİK ORANININ TEK HANELİ RAKAMLARDA GERÇEKLEŞMESİNİ HEDEFLİYORUZ”

Yaşanılan afete ve diğer olumsuz şartlara rağmen, yüzde 3 civarında beklenen dünya ortalamasının üzerinde büyümeye devam edileceğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Dönem sonunda, tarihimizde ilk kez 1,3 trilyon doları aşan bir ekonomik büyüklük ve 14 bin 855 dolara çıkan fert başına millî gelir ile yüksek gelir grubu ülkeler arasına girmeyi öngörüyoruz. Program döneminde; para, maliye ve gelirler politikalarını tüm araçlarıyla uygulayarak, enflasyonu artıran yapısal unsurları da ortadan kaldıracağız.

İnşallah Hindistan’da yapılacak olan G20 toplantısı bütün bu konuları ele aldığımız, bunları orada da işleyeceğimiz önemli başlıklar olacak. Böylece, tıpkı daha önce olduğu gibi, yine orta vadede tek haneli enflasyon rakamına ulaşacağız. Mali disiplinle desteklenen dezenflasyon süreci, güven ve istikrar ortamını pekiştirerek iş ve yatırım ortamımızı iyileştirecek, ihracat odaklı sürdürülebilir bir büyüme iklimi sağlayacaktır. Orta vadede bir taraftan tek haneli enflasyon hedefiyle uyumlu gelirler politikası izlerken, diğer taraftan vatandaşlarımızın, özellikle sabit ve dar gelirli kesimlerimizin alım gücünü yükselteceğiz. Programla istihdamı artıracak sağlıklı bir yatırım ve iş yapma zemini oluşturmayı amaçlıyoruz. Program dönemi boyunca istihdamın yıllık ortalama 909 bin kişi, toplamda da 2,7 milyon kişi artmasını ve işsizlik oranının Program dönemi sonunda tek haneli rakamlarda gerçekleşmesini hedefliyoruz.”

“CARİ İŞLEMLER AÇIĞININ YÜZDE 4’DEN YÜZDE 2 CİVARINA İNMESİNİ ÖNGÖRÜYORUZ”

Yatırım, istihdam, üretim ve ihracatı önceleyen politikaların merkezine yeşil ve dijital dönüşümü içeren ikiz dönüşümü koyduklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu şekilde, ürün ve hizmetlerin teknolojik kompozisyonunu iyileştirmeyi hedeflediklerini anlattı.

İhracatı 300 milyar doların, turizm gelirlerini ise 70 milyar doların üzerine çıkartarak, mal ve hizmet ihracatı gelirlerinin tarihî seviyelere ulaştırılacağını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, temel ithalat kalemi olan enerjide, doğal gaz ve petrol arama ile üretimine yönelik atılan hızlı adımların katkısının daha fazla görüleceğini aktardı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Burada bir şeyin altını çizeyim. Ataşehir’de şu andaki İstanbul Finans Merkezi’ni aynı zamanda bizim enerji hubımız (merkez) hâline getireceğiz. Yani burada doğal gaz da bütün madenler de bunların burada değerlendirmesi yapılacak, dünya buradan bunları takip edecek. Nasıl birçok konuda Londra Borsası varsa Hamburg Borsası varsa işte bizim finans merkezimizin içerisinde aynı zamanda enerji ama enerji derken aklımıza elektrik gelmesin, burası doğal gaz da, maden de enerjinin bütün ürünleri nelerse bunların pazarlamasının yapıldığı bir yer olacak. Yani bu kulelerden bir tanesi bu işin pazarlamasının yapıldığı bir yer hâline gelecek. Bu adımı da inşallah atmak için ilgili arkadaşlarımız, başta Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımız bunun çalışmalarını yaparak süratle bu adımı atacağız. Bütün bunlarla beraber son Soçi ziyaretimde de Sayın Putin ile yaptığımız görüşmede aynı şekilde Trakya doğal gaz hubı olarak yine planlaması içerisinde ayrıca yürüyecek. Üç yıllık dönemin sonunda cari işlemler açığının yüzde 4’ten yüzde 2 civarına inmesini öngörüyoruz. Programdaki iyileşmenin devamıyla ve yapısal dönüşüm sürecinin meyvelerini vermesiyle, ileride cari işlemler fazlasına da ulaşacağız.”

“HAKSIZ KAZANCI ÖNLEMEYE YÖNELİK DÜZENLEME VE DENETİMLERİ UYGULAMAYA KOYACAĞIZ”

Orta Vadeli Program’da uygulanacak politika sepetiyle enflasyon sorununun ülkenin gündeminden kaldırılacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, para, maliye ve gelirler politikalarında eşgüdüm içerisinde hareket edileceğini, enflasyon ataletini gidermeye yönelik adımlar atılacağını söyledi.

Makroihtiyati politikalarda sadeleşmeye gidilerek, ekonomik dengeleri bozucu ve enflasyonu besleyen tüketim artışlarının önleneceğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları paylaştı: “Yatırım-istihdam-üretim ve ihracata dayalı büyüme politikalarıyla fiyat istikrarı odaklı olarak reel sektörü destekleyen finansman imkânı sağlayacağız. Gıda fiyatlarında istikrarı ve arz güvenliğini teminen, stratejik tarım ürünlerinde yeterlilik oranlarını belirleyerek, üretim planlaması yapacağız. Yaş sebze ürünlerinde mevsimselliği en aza indirmek amacıyla Sera Organize Tarım Bölgesi kurulmasına yönelik yatırımları hızlandırıyoruz.

Yeni sera kurulumu ile sera yenileme yatırımlarını daha fazla destekliyoruz. İşte bu Soçi ziyaretimizde çok çok ilginç olan 500 bin ton domates sadece Rusya’ya göndermiş olduk. Aramızdaki bu dayanışmanın nereden nereye vardığını göstermesi bakımından çok önemli. Tüketici aleyhine uygulamalar ile rekabeti sınırlayıcı fiyatlama davranışlarını ve haksız kazancı önlemeye yönelik düzenleme ve denetimleri uygulamaya koyacağız.”

“DİJİTAL TÜRK LİRAMIZLA İLGİLİ ÇALIŞMALARIMIZ DEVAM EDİYOR”

Konut stokundaki kayıpların telafisine yönelik yeni sosyal konut projeleri geliştirerek dar gelirli vatandaşların konuta erişim imkânının artırılacağını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni, yenilenebilir ve yerli enerji kaynakları ile arz güvenliğini garanti altına alacak adımların atılmaya devam edileceğini dile getirdi.

Kur Korumalı Mevduat sisteminin görevini yerine getirdiğine ve kur istikrarını sağlamada önemli katkı sağladığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmede bulundu: “Kur Korumalı Mevduatlarımızın, kur istikrarının pekiştiği bir zeminde, Türk lirası mevduatlara dönüşmesinin yolunu açacağız. Merkez Bankamız, yeni şartlara göre güncelleyeceğimiz Yatırım Taahhütlü Avans Kredisiyle para politikasının gerektirdiği duruşundan taviz vermeden yatırımlarımızı destekleyecektir. Program döneminde uzun süredir üzerinde çalıştığımız İstanbul Finans Merkezi projemiz de meyvelerini vermeye başlayacaktır. Finans ve finansla ilgili danışmanlık hizmetlerimizde hizmet ihracatımızı artıracak ve ülkemize döviz girdisi sağlayacağız. Dijital Türk liramızla ilgili çalışmalarımız devam ediyor; bununla ilgili takvimi ayrıca paylaşacağız. Katılım finans sektörümüzün sigortacılık dâhil tüm alanlarıyla gelişmesi ve İstanbul Finans Merkezi projemizde ana unsur olması için destek vereceğiz. Yenilikçi, kapsayıcı ve dinamik katılım finans sektörü için katılım esaslı faaliyet gösteren fintekleri destekleyeceğiz. Katılım finansta İstanbul’umuzu küresel merkezlerden biri hâline getireceğiz. Menkul kıymetlerimizin ihraç süreçlerini dijitalleştirecek ve ihraçlarımızın akıllı sözleşmeler üzerinden gerçekleştirilmesini sağlayacağız.”

Program döneminde başta deprem kaynaklı harcamalar olmak üzere gerekli ihtiyaçlar süratle karşılanırken, ekonomide güvenin ve istikrarın sigortası olarak gördükleri mali disiplini koruyacak ve güçlendireceklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, güven ve istikrar kavramlarının kendileri için önemini vurguladı, güven olmadan istikrarın olmayacağına dikkati çekti.

Depremlerin etkisiyle artan bütçe açıklarını dönem sonunda Avrupa Birliği standartlarına uyumlu şekilde yüzde 3’ün altına çekeceklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, gelir, kurumlar ve vergi usul kanunları başta olmak üzere temel vergi kanunlarında yatırımcı dostu, sade, anlaşılır ve adil bir vergi sistemi oluşturmaya yönelik düzenlemeler yapacaklarını söyledi.

“DOĞRUDAN YATIRIMLARI ÜLKEMİZE ÇEKMEYİ HEDEFLİYORUZ”

Teknolojik imkânlardan azami düzeyde faydalanarak, kayıt dışılıkla her alanda kararlı şekilde mücadele edeceklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Kamu yatırım projelerini gözden geçirerek ekonomiye hızla kazandırılabilecek projelere öncelik vereceğiz. Kamu harcamalarında periyodik gözden geçirmelerle verimsiz harcama programlarını tasfiye ederek, kaynakların öncelikli alanlara tahsisini sağlayacağız. Sosyal yardım sistemimizi, iş gücüne katılıma mani olmayacak şekilde bütünleşik bir yapıda, aile odaklı ve fert başına asgari bir geliri garanti edecek bir çerçevede yeniden kurgulayacağız. Kamu iktisadi teşebbüslerinin üst yönetiminde kurumsal yönetim anlayışını güçlendirerek, piyasa koşullarında daha verimli ve rekabetçi bir biçimde faaliyet göstermelerini temin edeceğiz. Ekonomik büyüme ve ticaret alanında teknolojik altyapımız, beşeri sermaye, girişimcilik, araştırma, yenilikçilik ve tasarım kapasitemiz güçlenecektir. Hedef odaklı ve seçici bir yaklaşımla finansmana erişimi kolaylaştırırken, enflasyonist baskıya yol açabilecek uygulamalardan kaçınacağız. Sanayide yerli üretim ve teknolojik dönüşüme yönelik ürün bazlı yatırım yol haritaları hazırlayacağız. Turizm ve taşımacılık gibi döviz kazandırıcı hizmet ticaretini destekleyeceğiz. Avrupa Birliği ile ticaretimize yeni bir boyut kazandırmak üzere Gümrük Birliği’nin güncellenmesine yönelik çalışmalarımızı yoğunlaştıracağız. Bürokratik ve hukuki öngörülebilirliği güçlendirerek, doğrudan yatırımları ülkemize çekmeyi hedefliyoruz.”

“TİCARET VE FİNANS ALANINDA HUKUKİ SÜREÇLERİ KOLAYLAŞTIRACAĞIZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, büyümeye yönelik öngörülen verimlilik artışını, özel kesim yatırımları ve yapısal reformlarla sağlayacaklarını kaydetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Özel kesim girişimlerinin önünü daha da açarak yatırım, ticaret ve finans alanında hukuki süreçleri kolaylaştıracağız. Şirket kurma ve tasfiye süreçlerini iyileştirecek, bürokrasinin azaltılması, işlemlerin hızlandırılması ve işlem maliyetlerinin düşürülmesi ile hukuki ve mali süreçlerin iyileştirilmesi için düzenlemeler yapacağız. Bürokratik işlemlerde sadeleşmeye gidecek, şirket ve ticaret sicili işlemlerinde dijital uygulamaları yaygınlaştıracak, yatırımlara ilişkin izin, lisans, ruhsat gibi işlemlerin çevrim içi platforma taşınmasını sağlayacağız. Yargılama süreçlerini etkinleştirecek, alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerini devreye alacağız. Mal ve hizmet ihracatını etkileyen yönleriyle Avrupa Birliği dijital ekonomi düzenlemeleri doğrultusunda bürokratik işlemler Birlik müktesebatına uyumlu hale getirilecektir.” Yatırımcıların faydalanması için uygun yatırım yerlerini içeren yatırım yeri envanteri oluşturulacağını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, özellikle gençlere meslek edindirici, nitelikli istihdamı ve üretkenliği artırıcı bir yaklaşımla iş gücü potansiyelini azami şekilde kullanacaklarını anlattı.

“UZAKTAN, KISMİ VE GEÇİCİ SÜRELİ ÇALIŞMA MODELLERİNDE MEVZUAT DÜZENLEMELERİ YAPACAĞIZ”

Mesleki ve teknik eğitimde müfredatın güncellenmesini, staj ve işbaşı eğitimi programlarının yaygınlaştırılmasını sağlayacak şekilde yönetim ve finansman konuları da dâhil olmak üzere özel sektörle işbirliğini artıracaklarını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Yapay zekâ, siber güvenlik, temiz ve sürdürülebilir enerji ile uzay teknolojileri gibi stratejik alanlarda nitelikli iş gücü yetiştirmeye yönelik kamu-üniversite-özel sektör işbirliği programlarını hayata geçireceğiz. Yükseköğretim kontenjanlarını, kamu ve özel sektörün orta vadede ihtiyaç duyduğu iş gücü ile uyumlu hâle getireceğiz. Uzaktan, kısmi ve geçici süreli yeni nesil esnek çalışma modellerinde yaşanan gelişmeler doğrultusunda mevzuat düzenlemeleri yapacağız. Kuracağımız Aile ve Gençlik Bankasıyla aile yapımızı güçlendirirken, gençlerimizin istihdamını ve girişimciliğini çeşitli kanallarla destekleyeceğiz. 2053 net sıfır emisyon hedefimiz ve kalkınma önceliklerimiz kapsamında ekonominin her alanında yeşil dönüşümü gerçekleştirmek üzere çalışacağız. İklim değişikliğiyle mücadeleye ilişkin planlama ve uygulama araçlarını düzenlemek üzere yasal çerçeveyi geliştireceğiz. Ulusal Emisyon Ticaret Sistemi hukuki altyapısını tamamlayacak, sistemi Avrupa Birliği Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’na uyumlu bir yapıda geliştireceğiz.”

Türk vergi sistemini karbon fiyatlandırma çerçevesinde gözden geçireceklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, döngüsel ekonomiye geçiş için bütüncül bir “Ulusal Döngüsel Ekonomi Eylem Planı” hazırlayacakları bilgisini paylaştı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, başarılı sonuçlarını aldıkları sıfır atık uygulamalarını yaygınlaştıracaklarını vurgulayarak, taşımacılık terminalleri, demir yolu ulaştırması ve kent içi ulaşım başta olmak üzere ulaştırma sektöründe düşük karbonlu sisteme geçişi kolaylaştıracaklarını söyledi.

Orman varlığının artırılmasına ve korunmasına, yeni yutak alanların oluşturulmasına devam edeceklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Burada detayını veremediğimiz birçok başlık ve politika ile kalkınma sürecini inşallah daha üst aşamaya taşıyacağız.” dedi.

2024 MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİ KANUN TEKLİFİNE YÖNELİK ÖDENEK TEKLİF TAVANLARI BELİRLENDİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yarın sabah Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz ve ilgili bakanların yerli ve yabancı basın mensuplarıyla bir araya gelerek soruları cevaplayacağını, 2024 Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’nda yer alan tedbirlerin daha ayrıntılı ele alınacağını anlattı.

Bu kapsamda, Meclise sunacakları 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçesi Kanun Teklifine yönelik ödenek teklif tavanlarını belirlediklerini bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Meclisimizin de onayını aldıktan sonra 2024 yılında uygulamayı hedeflediğimiz tüm çalışmaları hızla başlatmış olacağız. Ayrıca ekim ayında Meclise sunacağımız 2053 perspektifiyle hazırladığımız 5 yıllık Kalkınma Planı ve Program dönemini de içeren bir atılım sürecini başlatacağız” diye konuştu.

Orta Vadeli Programın ülkeye hayırlı olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cumhurbaşkanı Yardımcım’la birlikte program hazırlıklarından sorumlu Hazine ve Maliye Bakanımız ve Strateji ve Bütçe Başkanımız başta olmak üzere tüm bakanlarımızı tebrik ediyorum. Yapılan istişare süreçlerinde görüşlerini ifade ederek veya hazırladıkları çeşitli raporları bizlerle paylaşarak programın hazırlanmasına katkı sunan tüm paydaşlarımıza ayrıca teşekkür ediyorum” dedi.

Orta Vadeli Program’ın tüm sektörler ve kamu kurumları tarafından sahiplenileceğine yürekten inandığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Afetin yaralarını saran, enflasyonu yeniden tek haneye düşüren, büyüme ve istihdamı sürdüren, sosyal adalet ve refahı geliştiren Orta Vadeli Program’ın Türkiye Yüzyılı vizyonumuza ivme kazandırmasını temenni ediyorum” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından Ekonomi Koordinasyon Kurulu üyeleri Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanı İbrahim Şenel, Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan ile aile fotoğrafı çektirdi.

HABER BURADA

DÜNYA

seers cmp badge