Connect with us

Dünya

Dev yatırımlar | Cumhurbaşkanı Erdoğan, Pendik-Sabiha Gökçen Metro Hattı’nın açılışını gerçekleştirdi

“Yeni nesillere, üzerinde Türkiye Yüzyılını inşa edebilecekleri güçlü bir altyapı bırakıyoruz”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Pendik-Sabiha Gökçen Metro Hattı Açılış Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Biz, İstanbul Belediye Başkanlığı dönemimizden beri hep ‘insanı yaşat ki devlet yaşasın’ anlayışıyla, milletimize eser ve hizmet üretmenin gayreti içinde olduk. Geçtiğimiz 20 yılda ülkemize ve şehirlerimize kazandırdığımız asırlık eserler sayesinde, milletimizin hayat kalitesini yükselttik. Böylece yeni nesillere, üzerinde Türkiye Yüzyılını inşa edebilecekleri güçlü bir altyapı bırakıyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Pendik-Sabiha Gökçen Metro Hattı’nın açılışı nedeniyle Sabiha Gökçen İstasyonu’nda düzenlenen törene katılarak vatandaşlara hitap etti.

İstanbul’a kazandırdıkları yeni ulaşım projesi Pendik Tavşantepe-Sabiha Gökçen Havalimanı Metro Hattı’nın hayırlı olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, uzunluğu 7,4 kilometre olan dört istasyonlu metro hattının Sabiha Gökçen Havalimanı’nı Pendik’e, Anadolu Adliyesi’ne ve Kadıköy’e bağladığını belirtti.

“VATANDAŞLARIMIZI EN HIZLI, EN GÜVENLİ ULAŞIM AĞI OLAN RAYLI SİSTEMLERE KAVUŞTURMAYA DEVAM EDİYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sabiha Gökçen Havalimanı’na Pendik’ten 10 dakikada, Kartal’dan 12 dakikada, Kadıköy’den 50 dakikada ulaşmanın mümkün hâle geldiğini söyleyerek gelecek birkaç ay içinde şu an devam eden yatırımlar da tamamlandığında bu hattı İstanbul Havalimanı’na kadar ulaştıracaklarını dile getirdi.

Bugünkü açılışla İstanbul’daki raylı sistem ağı uzunluğunu 270 kilometrenin üzerine çıkardıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, hâlen inşası süren projelerle bu rakamın 366 kilometreyi geçeceğini ifade etti.

İstanbul’daki raylı sistem ağının yarısının Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından kente kazandırıldığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Birileri bizim yaptığımız bu raylı sistemleri ne yapmak istiyor, sahiplenmek istiyor. Bunların kimler olduğunu anlıyorsunuz değil mi? Ama bunlara en güzel dersi inşallah haziranda vermeye var mıyız? Öyleyse gece gündüz çalışmaya var mıyız? Karşımdaki bu muhteşem katılım zaten bunu ispat ediyor” diye konuştu.

Türkiye genelindeki 811 kilometrelik şehir içi raylı sistemin 312 kilometresinin yine Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığınca gerçekleştirildiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Az önce buraya geldik, yerin altında 32 metre ve raylı sistemle geldik ama hiç gürültü, şu, bu yok. Altı dakikada bindiğimiz yerden buradayız. İşte bunun adı yol medeniyettir. Raylı sistem medeniyettir. Bu medeniyete, bu moderniteye benim vatandaşlarım layıktır. Benim hanım kardeşlerim layıktır, benim beyefendi kardeşlerim layıktır. Benim gençlerim layıktır. İşte şu anda da inşası süren 185 kilometrelik raylı sistemle bu rakam daha da artacak. Görüldüğü gibi, muhalefet inşaatı başlamış metro hatlarına hafriyat dökerken biz bakanlığımız ve belediyelerimiz vasıtasıyla vatandaşlarımızı en hızlı, en güvenli, ekonomik ulaşım ağı olan raylı sistemlere kavuşturmaya devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Belediye başkanlığı döneminden bugüne, “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” anlayışıyla millete eser ve hizmet üretmenin gayreti içinde olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, gerek kendi belediye başkanlığı döneminde gerek Kadir Topbaş’ın belediye başkanlığı döneminde gerekse de Mevlüt Uysal döneminde hep aynı kararlılıkla yola devam ettiklerini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 20 yılda ülkeye ve şehirlere kazandırılan asırlık eserler sayesinde milletin hayat kalitesini yükselttiklerini, böylece yeni nesillere üzerinde Türkiye 100 yılını inşa edebilecekleri güçlü bir altyapı bıraktıklarını belirtti.

Artık “Türkiye yüzyılı” manifestosu doğrultusunda çalışacaklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye yüzyılının inşasını hep birlikte gerçekleştireceklerini vurguladı.

“BİZ SEVGİMİZİ BU ŞEHRE YAPTIĞIMIZ HİZMETLERLE GÖSTERİYORUZ”

İstanbul sevdasını tarif etmeye kelimelerin kâfi gelmeyeceğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Biz sevgimizi bu şehre ve insanlara yaptığımız hizmetlerle gösteriyoruz, lafla değil. Milletimizin teveccühüyle Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevini üstlendiğimiz 1994 yılında teslim aldığımız İstanbul’u hatırlayın. Şehrin incisi Haliç’i kokan, caddeleri ve sokakları çukurdan geçilmeyen, suları akmayan, pislikten yüzüne bakılmayan, insanları patlayan çöp dağlarının altında ölen, nerede Ümraniye’de, 39 kardeşimiz o çöp dağlarının altında ne yazık ki öldü. Kim vardı İstanbul Belediyesinin başında, CHP vardı. CHP demek çöp demektir, CHP demek çukur demektir, CHP demek çamur demektir. Ve biz dert yükü, mutsuz bir İstanbul devraldık. Fatih’in emanetine asla yakışmayan bu kötü tablo karşısında ‘Bismillah’ deyip hemen hareket geçtik. Önümüze çıkarılan sayısız engele rağmen bu aziz şehir için çalıştık, koşturduk, ter döktük. Şartlar ne olursa olsun hiçbir zaman bahane arama, bahanelere sarılma kolaycılığına tevessül etmedik. Hatırlayın, Haliç’i temizledik değil mi? Fakat biz Haliç’i temizlediğimiz zaman Haliç’ten 9,5 kilometre mesafede Alibeyköy’ün arkalarındaki bir taş ocağını adeta o çamur için depo yaptık. Bütün o çamuru oraya yığdık ve orayı da daha sonra âdeta millet bahçesine çevirdik. Ne kadar? 600 dönümlük orayı millet bahçesi yaptık.”

Meselenin imkân değil, inanç, gayret ve beceri meselesi olduğunu millete gösterdiklerinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, altyapıdan üstyapıya İstanbul’un tüm sorunlarını birer birer masaya yatırıp çözüm yollarını tespit ettiklerini, kaynağını bulup temellerini atarak sorunun çözümü için işe başladıklarını kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul halkından aldıkları destekle şehrin sadece görüntüsünü değiştirmekle kalmadıklarını, ruhunu da canlandırdıklarını sözlerine ekledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yahya Kemal Beyatlı’nın “Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul” şiirini okudu.

“TEK GAYEMİZ ÜLKEYE HİZMET ETMEKTİR”

İstanbul’a sadece yaşarken değil, öldükten sonra da sevecek bir aşkla bağlı olduklarını, bunun için İstanbul’un her meselesiyle, bu işin sorumlularından bile daha çok ilgilendiklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ulaşımından, sağlık tesislerine, denizinin ve havasının temizliğinden güvenliğine, turizminden ticaretine kadar bu şehrin her gündeminin kendi gündemlerinde olduğunu söyledi.

İstanbul’da yaşayan her vatandaşın meselesinin kendi meseleleri olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yeri geldiğinde eli İstanbul’da, gözü başka yerlerde olanların eksiğini de yine biz tamamlıyoruz. Sel oluyor, kar yağıyor, yangın çıkıyor veya başka bir kriz yaşanıyor bakanlarımızla, kurumlarımızla, anında olaya bizzat yerinde vaziyet ediyoruz. İstanbul’un belediye başkanı nerede? Bodrum’da. Ama Erdoğan’ın bakanları nerede? Vakaların olduğu yerde. Yeri geliyor Elazığ’da, yeri geliyor bakıyorsunuz Kastamonu’da, yeri geliyor bakıyorsunuz aynı şekilde Bartın’da. Niye? Bir yerde olay mı var, sel mi var, afet mi var? Tabii ki Erdoğan bütün arkadaşlarıyla buna ne yapacak, müdahale edecek” diye konuştu.

Devlet yönetmenin, bakkal dükkânı yönetmeye benzemediğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hastane yapıyoruz, yolu eksik kalıyor. Ama benim önceki belediye başkanlarım, bir hastane yaptığım zaman gerek rahmetli Topbaş gerek Mevlüt Uysal hemen bizimle beraber yol yapımına girerlerdi. Şimdi mevcut belediye başkanı ‘Ben de bir köşesinden tutayım’, yok böyle bir derdi. Şu anda göreve geldiğinden beri her taraf çukur. Bir asfalt dök, şu yolları düzenli görelim. Yok. Arkadaş ben İstanbulluyum, burada doğdum, burada büyüdüm ve 4,5 sene de belediye başkanlığı yaptım. Nerede, neyin, nasıl olduğunu gayet iyi bilirim. Onun için de bana İstanbullu vatandaşım soruyor ‘Bu belediye başkanı ne iş yapar?’”

“Haziran geliyor. Haziranda bunların topuna gereken dersi, benim İstanbullum verecektir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Fakat görevi olmadığı hâlde ilgili bakanlığımız hemen bu sorunları çözüyor, milletimizi mağdur etmiyor. Her alanda İstanbul’u ve İstanbul halkını kolluyor, kendi hâline terk etmiyor. Çaresiz, sahipsiz bırakmıyor. Çünkü bizim derdimiz siyaset, bizim derdimiz makam, mevki değildir. Bizim tek gayemiz bu ülkeye, bu şehre hizmet etmektir. Bugün açılışını yaptığımız metro hattını da bu anlayışın yeni bir tezahürü, yeni bir ürünü olarak görüyorum. Bay Kemal, herhalde burayı da sahiplenmezsin” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul’un sadece Türkiye’nin en büyük ve en güzel şehri, en büyük kültür ve sanat, ticaret merkezi değil, bu şehrin aynı zamanda bölgesinin lokomotifi, dünyanın en gözde merkezlerinden biri olduğunu, siyasetçisiyle, iş insanıyla, sanatçısıyla, sporcusuyla, turistiyle, dünyanın dört bir yanından milyonlarca insanın gelip geçtiği, bir müddet yaşadığı, hatta yerleşip kaldığı bir şehirden bahsettiğini söyledi.

“BU ŞEHİRDE YAŞAYAN HER BİR İNSANI KUCAKLAYACAĞIZ”

Böylesine yoğun insan trafiğinin yaşandığı bir yerde kimi küçük sıkıntıların ortaya çıkabildiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Buna rağmen İstanbul’un merkezi konumunun bu şehre ve insanlarına sağladığı avantajlar, kazançlar, getiriler, yol açtığı yükün katbekat üzerindedir. Ne diyor o güzel kelamıkibarda ‘Cihan-ara cihan içindedir arayı bilmezler / O mahiler ki derya içredir deryayı bilmezler’ Gerçekten de İstanbul’da yaşayıp, İstanbul’un sadece değerlerini değil, bölgesinde ve dünyada taşıdığı anlamı da bilmeyen çok kimse var” dedi.

Yaşanan her küresel krizin Türkiye’nin ve onun vitrini olan İstanbul’un önemini bir kez daha artırdığına değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Salgın krizi yaşanıyor, dünya gözünü ve kalbini bu coğrafyaya çeviriyor. Ne diyor ‘Türkiye neredeyse, biz oradayız’ diyor. Savaş başlıyor, dünyanın istikameti yine buraya dönüyor. Küresel emtia ve özellikle de gıda krizi tehdidi baş gösteriyor yine çare burada aranıyor. Çünkü Türkiye ve İstanbul sadece kıtaları birleştirmekle kalmıyor, aynı zamanda düğümleri çözüyor, atılacak adımları kolaylaştırıyor, ruhları yumuşatıyor, etrafına barış ve sevgi iklimi yayıyor. Dünyanın neresine gidersek gidelim, yolu bu şehre düşmüş olup da hâlâ özlemini çekmeyen, tekrar kavuşmanın hayalini kurmayan kimseyi görmedim. Seviyorlar Türkiye’yi, seviyorlar İstanbul’u. Bunun için İstanbul’a sahip olduğu tüm renkleri, güzellikleri, değerleriyle hep beraber sahip çıkmaya var mıyız? Kimseyi herhangi bir sebeple ötekileştirmeden, horlamadan, dışlamadan bu şehirde yaşayan her bir insanı kucaklayacağız.”

“GENÇLERİMİZE SAHİP ÇIKACAĞIZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kapı kapı dolaşırken istikbali ve istiklali korumaya öncelik vereceklerini, inancımıza, kültürümüze, aile kurumuna yönelik saldırılara kesinlikle göz yummayacaklarını ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, milleti millet yapan şeyin aile olduğunu söyledi.

Bu aileye kendilerinden daha iyi sahip çıkacak bir partinin olamayacağını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Onun için de ailelerimize sahip çıkacağız. Ailelerimize laf söyletmeyeceğiz. Gençlerimize sahip çıkacağız, gençlerimizi mankurtların eline düşürmeyeceğiz. Güya özgürlüklerin beşiği Batı’da asla teşebbüs edemeyecekleri rezillikleri burada sergilemek isteyenlerin derdi hürriyet değil, sosyal yapımızı tahrip ederek geleceğimize darbe vurmaktır” diye konuştu.

“Her kesimin temel hak ve özgürlüklerini kullanabilmeleri hususunda ne kadar hassasiyet gösteriyorsak millî ve manevi değerlerimizin korunması konusunda da aynı derecede dikkatli davranacağız” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu iki yaklaşımın birbirinin zıttı değil, tamamlayıcısı olduğuna inandıklarını söyledi.

“TÜRKİYE’NİN SON 20 YILINDA ÜLKEMİZE PEK ÇOK ESER VE HİZMET KAZANDIRDIK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul halkı ile birlikte şehri sadece güvenli, huzurlu, müreffeh değil aynı zamanda evlatlarımızın geleceğinin de teminatı olan bir yer hâline getirmekte kararlı olduklarını anlatarak şunları kaydetti: “Türkiye’nin son 20 yılında ülkemize pek çok eser ve hizmet kazandırdık. Ülkemizin her köşesiyle birlikte İstanbul’da da her bir vatandaşımızın can ve mal güvenliğini sağlamış olmak, bu hizmetlerin başında geliyor. Bunu da terör örgütlerinin başını ezerek ve suç örgütlerini darmadağın ederek başardık. Hatırlayın 20 yıl önce ne diyorlardı; ‘Bir numaralı sorun terör.’ Öyle mi? Nerede terör, kaldı mı? Gabar’da, Cudi’de, Tendürek’te, Bestler Deresi’nde, bütün buralarda terörü yerle yeksan ettik. Ama PKK’nın parlamentodaki temsilcileri hâlâ bunu savunmanın gayreti içindeler. Son dönemde terör örgütlerinin bu huzur ve güven iklimini bozmak için yeniden harekete geçirildiklerini görüyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mersin’deki son saldırının bu sinsi senaryonun en alçak örneklerinden biri olduğuna işaret ederek şöyle konuştu: “Kardeşlerim, işte bakın malum parti, PKK’nın uzantısı terörde kimleri kullanıyor? Kadınları kullanıyor. Düşünün Mersin’de, bu iki kadın kendilerine bomba bağlıyor ve bu şekilde polis evine saldırıyor. Doğrusu acımaktan başka elimizden ne gelir. Ben bu iki tane kadın teröriste bir yerde acıyorum. Neden? İşte diyorum ki; bu partinin kadın mensupları hadi bakalım, konuşun. Kandil’de bu kadınları yetiştirenler, terörist olarak yetiştirenler, benim ülkemin kadınlarına bunun hesabını verebilirler mi? Diyarbakır’daki malum partinin önünde aylardır, yıllardır duran Diyarbakır annelerine bunun hesabını verebilirler mi? İşte kardeşlerim onun için çok çalışacağız ama ben burada annelere, hanım kardeşlerime çok güveniyorum ve ben hanım kardeşlerime şunu söylüyorum, unutmayın kale içeriden fethedilir. Ne demek bu, yani kalenin içinde kimler var, anneler var ve bu işin faturasını anneler siz kesecekseniz. “

“GENÇLERİMİZLE BİRLİKTE BU SİNSİ PLANI BOZACAĞIZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Anneler, babalar, gençlerimize sahip çıkacağız ve gençlerimizle birlikte bu sinsi planı bozacağız” diyerek konuşmasını şöyle sürdürdü: “PKK’nın Suriye’de Amerika’nın desteğiyle kontrol ettiği bir yerden bu eğitim yapıldı. Saldırganları terör örgütüne katılım konusunda himaye ve teşvik eden HDP’dir. Bu teröristleri kamuoyu önünde savunma, teröristleri aklama görevini de CHP üstlenmiştir. Bu oyunu görüyorsunuz değil mi? Kimlere bu alçak oyunda hangi rolün verildiğini görüyorsunuz değil mi? Terör örgütünün bu eyleminin tek bir amacı vardır; O da Türkiye’nin huzurunu, istikrarını, güvenliğini bozmaktır. Böylece milletimize yeniden o eski Türkiye’nin kanlı ve karanlık günlerini hatırlatmanın peşindeler. Şimdi bir soru sormak istiyorum; peki böyle bir durumdan kim kazançlı çıkacak? Bu oyunun 81 vilayetiyle Türkiye’ye kazandıracağı bir şey var mı? Bu oyunun 85 milyon vatandaşıyla milletimize kazandırmayacağı da açık. Bu oyunun bölgemizde zaten diken üstünde duran milyonlarca mazluma kazandırmayacağı da belli. Öyleyse bu oyunun tek bir kazananı olacaktır o da; Türkiye düşmanlarıdır, Türk milletinin düşmanlıdır. Dolayısıyla terör örgütleri üzerinden tezgâhlanan, bu oyuna destek veren herkes safını Türkiye düşmanlarından yana belirlemiş demektir.”

Aklı başında hiçbir siyasetçinin, hiçbir gazetecinin, hiçbir sivil toplum temsilcisinin, hiçbir vatandaşımızın kendini böyle bir duruma düşürmeyeceğine inandığını dile getiren Cumurbaşkanı Erdoğan, “Maalesef bir türlü terör örgütünün güdümünden kurtulup sivil ve meşru siyaset yapmayı beceremeyen HDP, bu ihanette yine başrolü oynamaya taliptir. Bizim asıl üzüldüğümüz ise lafa geldiğinde Cumhuriyet ile yaşıt olduğunu, Atatürk’ün partisi olduğunu söyleyen CHP’nin, bölücü terör örgütünün kuklası ve oyuncağı durumuna düşürülmesidir. Buradan bir şey söylüyorum; benim için Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Çerkeziyle, Gürcüsüyle, Abazasıyla 85 milyon biz yaradılanı severiz yaradandan ötürü anlayışıyla bu yolda yürüyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız” dedi.

Karşısındaki topluluğun coşkusundan duyduğu memnuniyeti dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sizlerle iftihar ediyorum. Durmayacağız. Sekiz ayımız var. Cumartesi günü bu kardeşinizi Meclis konuşmasında dinlediniz mi? Nasıl buldunuz? Öyleyse durmuyoruz, yola devam ediyoruz. Sekiz ay sonra da sandıkları Allah’ın izniyle patlatıyoruz” şeklinde konuştu.

Kurdele kesim törenini izlemeye gelen vatandaşların coşkusuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Maşallah, muhteşem bir katılım var. Elinize, ayağınıza, dilinize sağlık. Ne diyor şair; ‘Yürüyeceksin, millet yürüyecek arkandan. Sana selam getirdim Ulubatlı Hasan’dan. Elde sensin, dilde sen, gönüldesin, baştasın. Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın.’ Maşallah” ifadelerini kullandı.

Dünya

İsmail Fidan |Marka patent Bilirkişi : Allah size merhamet ve vicdan versin

TÜRK MİLLETİNİ VE DEVLETİNİ NASIL SOYUYORLAR YAZI DİZİSİ ÇOK YAKINDA

Marka Patent çeteleri vatandaşı soymak için her türlü kumpası kuruyor ve durmuyorlar

Fettullah gülen cemati ve kiripto fetocuların durmuyor Türkiye devleti ve milletinin düşmanları durmuyorlar

HABER BURADA

Dünya

İyi ki varsınız |Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adıyaman Yeni Afet Konutları Temel Atma Töreni’ne katıldı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adıyaman Yeni Afet Konutları Temel Atma Töreni’nde yaptığı konuşmada, “İlk günlerdeki önceliğimiz olan arama kurtarma çalışmalarının yerini zamanla enkaz kaldırma faaliyetleri aldı. Bir yandan geçici barınma alanlarını kuruyor, diğer yandan kalıcı konutların inşasına başlıyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Adıyaman Demokrasi Meydanı’nda düzenlenen Adıyaman Yeni Afet Konutları Temel Atma Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, törende yaptığı konuşmada bugün Ramazan-ı Şerif’in beşinci günü olduğunu dile getirdi.

Ramazan’a buruk girildiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Asrın felaketi 6 Şubat depremlerinde kaybettiğimiz 50 binin üzerindeki insanımızın acısı hâlâ tazedir. Adıyaman ile birlikte bazı illerimizde deprem afetini bir de sel felaketi izledi. Bir kez daha depremde ve sellerde kaybettiğimiz her bir cana Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı ve sabır diliyorum” diye konuştu.

“DEPREMİN, MİLYONLARCA İNSANIMIZIN YÜREĞİNDE AÇTIĞI YARALARI SARMAK İÇİN GECE GÜNDÜZ ÇALIŞIYORUZ”

Ansızın hayattan kopup gidenlerin hatıralarının yüreklerde hep yaşayacağını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Depremin, milyonlarca insanımızın yüreğinde açtığı yaraları sarmak için gece gündüz çalışıyoruz. Ulaştırma ve Altyapı Bakanımız Adil Bey ilk günden beri burada koordinasyonu yürütüyor. AFAD’dan karayollarımıza, güvenlik güçlerimizden sağlıkçılarımıza kadar, belediye başkanlarımız hep birlikte Adıyaman’da koordinasyon içerisinde görev aldılar ve burada çalışıyorlar. Sivil toplum kuruluşlarımızın gayretlerini de yakinen takip ediyorum. Hepsine de huzurlarınızda teşekkür ediyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilk günlerdeki öncelikleri olan arama kurtarma çalışmalarının yerini zamanla enkaz kaldırma faaliyetlerinin aldığını, bir yandan geçici barınma alanlarını kurduklarını, diğer yandan da kalıcı konutların inşasına başladıklarını belirtti.

“BÖLGE GENELİNDE GEÇİCİ BARINMA MERKEZLERİNDE 2,5 MİLYON İNSANIMIZI MİSAFİR EDİYORUZ”

Acil ihtiyaçları karşılamak için çadırdan konteynere, prefabrik yapılara kadar tüm barınma imkânlarını seferber ettiklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Bölge genelinde geçici barınma merkezlerinde 2,5 milyon insanımızı misafir ediyoruz. Adıyaman başta olmak üzere depremde hasar alan şehirlerimizin tamamında kurulumu hızla süren konteynerlerin sayısını en kısa sürede 100 bine çıkartacağız. Ayrıca diğer barınma alternatiflerini de hızla devreye alıyoruz. Hasarsız ve az hasarlı evler yavaş yavaş kullanılmaya başlandı. Bu depremde Adıyaman’da yıkık, yıkılacak, ağır ve orta hasarlı olarak 37 binin üzerinde binada 95 bine yakın bağımsız bölüm tespit edildi. Deprem bölgesinin tamamında bu sayı 312 bin binada 900 bin bağımsız bölüme kadar çıkıyor. Yaptığımız planlamaya göre deprem bölgesinde toplamda 650 bin, ilk 1 yıl içinde de 319 bin konut ve köy evi inşa edeceğiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Adıyaman’da inşa edeceğimiz konut sayısı yaklaşık 50 bini, köye evi sayısı 23 bin 640’ı bulacak. İster il ve ilçe merkezlerinde ister köylerde olsun evi yıkılan veya kullanılamaz hâle gelen hiçbir Adıyamanlı kardeşimizi mağdur etmeyeceğiz. Her bir kardeşimizi içinde huzurla ve güvenle oturacak yeni yuvasına mutlaka kavuşturacağız. Kentsel dönüşüm projeleriyle diğer alanları da güvenli hâle getireceğiz” dedi.

“YAPIM SÜRECİNİ BAŞLATTIĞIMIZ KONUT VE KÖY EVİ SAYISI 56 BİN 323’E ULAŞTI”

Geçen günlerde Kahramanmaraş ve Hatay’da deprem konutlarının temellerini attıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün de 4 bin 431’i Adıyaman’da olmak üzere 27 bin 949 kalıcı deprem konutunun daha temelinin atılacağını bildirdi.

“Yapım sürecini başlattığımız konut ve köy evi sayısı 56 bin 323’e ulaştı” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, 500 bin konut ve 1 milyon altyapılı arsa projesinin deprem şehirlerine isabet eden bölümleriyle ilgili çalışmaları da sürdürdüklerini belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Adıyaman’da ‘İlk Evim’ için 2 bin 650 konutun, ‘İlk Arsam’ için de 6 bin 250 arsanın hak sahiplerini kura çekişleriyle belirledik. Deprem gününden beri vatandaşlarımıza çeşitli kalemlerde yaptığımız ödemelerle destek oluyoruz. Her depremzede aileye onar bin lira ödeme yaptık. Yakınları vefat edenlere acil ihtiyaçları için yüzer bin lira veriyoruz. Taşınma desteği olarak kiracı, ev sahibi ayrımı yapmadan 15 bin lira ödüyoruz. Kira desteği olarak da aylık 3 bin lira ile 5 bin lira arasında, yani yılda 36 bin lira ile 60 bin lira arasında ödeme yapıyoruz.”

“MİSAFİRHANELERDE, YURTLARDA, OTELLERDE, KONTEYNER KENTLERDE KALANLARIN TÜM İHTİYAÇLARINI KARŞILIYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Misafirhanelerde, yurtlarda, otellerde, konteyner kentlerde kalanların tüm ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Üretimi desteklemek, şartları yeniden döndürmek için sanayicilerimize, esnaflarımıza sunduğumuz ilave imkânlar var. Mazot, gübre, hayvancılık, yem bitkileri ve su ürünleri gibi desteklerle çiftçilerimizin zararlarını telafi ediyoruz. Dolayısıyla kalıcı konutlar yapılarına kadar vatandaşlarımıza yüz binlerce liraya tekabül eden bir maddi desteği zaten sağlıyoruz” diye ekledi.

Diğer afetlerde konutları, maliyetinin neredeyse üçte biri bedelle 2 yılı ödemesiz 20 yıl vadeyle verdiklerini, herhangi bir faize tabi olmayan bu ödemelerin cüzi bir rakamla başladığını ve gelirlerdeki rutin artışlarla birlikte kısa sürede nispeten daha da az bir miktara düştüğünü anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mesela bir önceki Elazığ depreminin ardından inşa ettiğimiz 2 artı 1 evlerin aylık ödemesi 510 liradan, 3 artı 1 evlerin aylık ödemesi 730 liradan başlıyor. En büyük metrekareye sahip 3 artı 1 evde bu ödeme 990 liraya ve toplam borç da 214 bin liraya ancak çıkıyor” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Köy evlerini de benzer rakamlarla hak sahiplerine veriyoruz. Vade süresi olan 20 yılın sonuna kadar aylık ödeme miktarı sabit kalıyor. Borcunu peşin kapatmak isteyenler yüzde 20 indirimden yararlanıyor. Şayet vatandaşımızın mülkünün yeriyle ilgili kamulaştırma ve benzeri bir sorun varsa onun ödemesi de ayrıca yapılıyor. Evinin sigortası olan vatandaşlarımız oradan da ödeme alabiliyor. Netice itibarıyla süreç içinde yapılan ödemeler ve verilen destekler göz önüne alındığında devlet deprem konutlarını vatandaşlarına hibe seviyesinde bir usulle teslim ediyor” değerlendirmesini yaptı.

“KALICI KONUTLARIN İNŞASINI İNANILMASI ZOR BİR HIZLA BAŞLATIYORUZ”

Birilerinin, milletin ne yaşadığından, devletin ne yaptığından ve insanlara hangi imkânları sunduğundan habersiz olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, yalan yanlış beyanlarla ortalığın karıştırılmaya çalışıldığını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “İşte bay bay Kemal’i biliyorsunuz. Bir şey anlatmaya gerek var mı? İşte şu mübarek Ramazan ayında yine yalan, yanlış beyanlarla, yalan, yanlış haberlerle ne diyor, ‘Biz geleceğiz, geldikten sonra da her şey bedava.’ 11 tane büyükşehir belediyen var, senin bu büyükşehir belediyelerin acaba Adıyaman’a ulaştılar mı? Ama AK Parti’nin belediyeleri ilk günden itibaren başkanlarıyla beraber buradalar. Yıllardır afet bölgesinde canhıraş bir şekilde çalışan bakanlarımızın, kurumlarımızın, sivil toplum kuruluşlarımızın, gönüllülerimizin emeklerini hiçe sayan bu zihniyeti, milletimizin takdirine havale ediyorum. 14 Mayıs’ta bunun hesabını sormaya var mıyız?”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bizim, bu safsatalarla kaybedecek vaktimiz yok. İşte sizler de şahitsiniz, pek çok meseleyi aynı anda çözüyor, en önemli ihtiyaç olan kalıcı konutların inşasını da inanılması zor bir hızla başlatıyoruz. İşte bugün temeli atıyoruz, bir yıl içinde 319 bin konutu ve köy evini, altyapısı, kamu binaları, sosyal tesisleri, ticari alanlarıyla birlikte teslim etmekte kararlıyız. Ayrıca 3 bini Adıyaman’da olmak üzere 14 bin 600 küçük sanayi dükkânını da bu süreçte inşa ederek, esnaf ve sanatkarlarımıza, işletmecilerimize teslim edeceğiz. Dünyada bu kadar kısa sürede, böylesine büyük bir konut inşası ancak bizim birikimimiz, tecrübemiz, azmimiz ve kararlılığımızla mümkündür.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçmişte benzer durumlarda yaşanan rezillikleri hatırlatmaya gerek bile duymadığını ifade ederek, “Türkiye, her alanda olduğu gibi, afetlerin yaralarının sarılması hususunda da yeni bir döneme bizimle girmiştir” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Van, Elazığ, Malatya, İzmir’de depremleri, Kastamonu, Bartın, Giresun’da selleri, Antalya, Muğla ve Manavgat’ta yangınları yaşayanların, Türkiye’nin dört bir yanında tamamladıkları 3,3 milyon kentsel dönüşüm projesinden faydalananların bunun şahidi olduğunu söyledi.

“AFET YARALARINI SARMADAN BİZ RAHAT, HUZUR BULMAYACAĞIZ”

Bugüne kadar, millete verdikleri her sözü tuttukları gibi, deprem bölgesindeki şehirleri bir yılda ayağa kaldırma sözünü de yerine getireceklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Nissibi Köprüsü bunun şahididir. Şanlıurfa’yı Adıyaman’a biz bağlamadık mı? Nereyi, nereye bağladık. İşte bütün bunları yapan irade, Allah’ın izniyle bunu da yapacaktır. Afet yaralarını sarmadan biz rahat, huzur bulmayacağız” dedi.

Ramazan ayını bu kutlu mücadelenin sembolü hâline getirmek için Adıyaman’da olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adıyaman’ın, sahip olduğu tarihî ve doğal zenginliklere rağmen uzunca bir süre hak ettiği gelişmişlik seviyesine ulaşamadığını belirtti.

Türkiye’de son 20 yılında gerçekleştirdikleri demokrasi ve kalkınma atılımları sayesinde, diğer şehirlerle birlikte Adıyaman’ın da önünde yepyeni bir dönem açıldığını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Eğitimden sağlığa, güvenlikten adalete, ulaşımdan enerjiye, spordan turizme kadar her alanda kurduğumuz güçlü altyapının meyvelerini toplamaya başlayan bir Adıyaman gerçeğiyle karşı karşıyayız. Deprem, yol açtığı yıkımla Adıyaman’ın canını yakmış olabilir ama bu şehrin geleceğine ilişkin umutlarını ve hayallerini yıkmaya ne 7,7 ne de 7,6 büyüklüğündeki sarsıntı yeter. Şehrimizi yeni konutlar, yeni iş yerleri, yeni kamu binaları, yeni sosyal donatılarla ayağa kaldırırken, Türkiye Yüzyılı’nın parlayan yıldızı Adıyaman hedefine doğru yürüyecektir” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, deprem yıkıntıları altında son nefesini veren AK Parti Milletvekili Yakup Taş’a ve ailesine Allah’tan rahmet dileyerek, “Her bir insanımıza borcumuzu ancak bu şekilde ödeyebiliriz. Rabbimizin ‘La Tahzen innallahe meana’ üzülme, korkma, yeter ki inan. Allah, bizimle beraberdir diyerek, biz, yolumuza devam edeceğiz. Çünkü Rabbimiz, bu emrin devamındaki ‘İnnallahe meana’ derken, muhakkak ki Allah bizimle beraberdir. Allah yardımı bizimle beraber olduğu müddetçe, üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir mesele yoktur. Hiç endişe etmeyin, bunların hepsini aşacağız” dedi.

“BU COĞRAFYANIN HER GÜNÜ İMTİHANLA GEÇTİ”

Bu coğrafyada her günün imtihanla geçtiğini, bir yandan tabii afetler, diğer yandan düşman saldırıları ve teröre kadar envaiçeşit tehditle nice sınamalara maruz kalındığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Terörle mücadeleyi başardık mı? Şu anda teröristler var mı? Şu anda PKK/YPG nerede? Evelallah bu iktidar, bu terör örgütlerini gömdü. Bundan sonra da gömmeye devam edecek ama şu anda bakıyorsunuz, bay Kemal, PKK terör örgütünün Parlamentodaki uzantılarıyla el ele, kol kola dolaşıyor mu? Onlarla beraber bu seçime, 14 Mayıs’a hazırlanıyor mu? Bunlara cevabı en güzel şekilde nerede vereceğiz? 14 Mayıs’ta sandıkta vereceğiz. Ben, sizlerin bunu gerçekleştireceğinize inanıyorum. İşte bu 11 vilayette atacağımız adımlarla, Allah’ın izniyle bunlara gereken hesabı 14 Mayıs’ta vereceğiz. Ben, gözlerinize bakarak, buna hazır olduğunuzu görüyorum. Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız. Allah yar, yardımcımız olsun.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından tören alanından temel atma çalışmalarının yapıldığı bölgelere telekonferansla bağlanarak Merkez Örenli Mahallesi, Kahta Belören köyü ve Kuyulu köyünde deprem konutları ve köy evlerinin temel atma çalışmasının başlatılması talimatını verdi.

HABER BURADA

Dünya

İyi ki varsınız | Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yıkılan her şeyi yeniden, daha iyisiyle, daha güzeliyle, daha güvenlisiyle yeniden yapacağız”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hatay’da Deprem Konutları ve Yeni Devlet Hastaneleri Temel Atma Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Tarih boyunca nice badireleri atlatmış, pek çok kez yıkılıp yeniden ayağa kalkmış Hatay’a teslim olmak yakışmaz. Hep birlikte mücadele edeceğiz. Yıkılan her şeyi yeniden, daha iyisiyle, daha güzeliyle, daha güvenlisiyle yeniden yapacağız” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile 6 Şubat’ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen Hatay’ın İskenderun ilçesinde “Deprem Konutları ve Yeni Devlet Hastaneleri Temel Atma Töreni”ne katıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İskenderun Yeni Kaymakamlık Binası önünde düzenlenen törende yaptığı konuşmada, Ramazanın hayırlı ve bereketli geçmesini ve bu ayın, milletin ve tüm insanlığın kazalardan, belalardan, afetlerden korunmasına vesile olmasını diledi.

Ülke ve millet olarak 6 Şubat depremlerinde hayatını kaybeden 50 binin üzerindeki insan ile yaşanılan ağır yıkımın acısının yüreklerde olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, depremlerde yaşamını yitiren vatandaşlara Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı ve sabır diledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kaybımız öylesine büyük, acımız öylesine derin ki anlatmaya kelimeler kifayet etmiyor. Vefat eden kardeşlerimizin aziz hatıraları yüreklerimizde ebediyen yaşayacaktır. Bize düşen asıl görev ise can kaybı yaşanan 11 ilimizi ve özellikle de en büyük yıkıma ve acıya maruz kalan Hatay’ı bir an önce ayağa kaldırmaktır. Ancak bu şekilde insanlarımızın yeniden hayata tutunmalarını, umutlarını yeşertmelerini, geleceklerine güvenle bakmalarını sağlayabiliriz” diye konuştu.

Attıkları her adımı, başlattıkları her projeyi bu gayeyle planladıklarını ve yürüttüklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yaklaşık 1,5 ay içinde arama kurtarma çalışmalarının bittiği, enkaz kaldırma faaliyetlerinin hızla sürdüğü, geçici barınma merkezlerinin yaygınlaştırıldığı, kalıcı konutların inşasına başlandığı bir döneme girdik. Geçici barınma için 125 bini AFAD tarafından olmak üzere 156 bin çadır dağıtılmış veya kurulmuştur. AFAD tarafından 22 bin ve bağış olarak da 14 bin olmak üzere toplam 36 bin konteynerin altyapısı, kurulumu, nakli sürmektedir. Bu konteyner sayısı, mevcut başvuruyu fazlasıyla karşılayacak seviyededir.”

“KALICI KONUTLARLA İLGİLİ HAZIRLIKLARI İNŞAAT SAFHASINA GETİRDİK”

Yaklaşık 309 bin aileye 10 bin liralık ödemelerin yapıldığını, 101 bin aileye de 15 bin liralık taşınma paralarının ödenmesine başlandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Kalıcı konutlarla ilgili hazırlıkları da inşaat safhasına getirdik. Birileri bize kalıcı konutların yapımı, kadim şehirlerimizin imarı ve ihyası konusunda acele ettiğimizi söylüyor. İleri sürülen gerekçelerin ilmi ve teknik geçerliliğinin olmadığını Van’dan Elazığ ve Malatya depremlerine kadar yaptığımız çalışmalarda gördük.

Daha önemlisi bu şehirlerde yaşayan milyonlarca insanımızın kimsenin keyfini bekleyecek, kimsenin hesaplarının tekemmülünü bekleyecek vakti de sabrı da dermanı da yoktur. İşte biz bunun için bir yılda 319 bin konut yaparak altyapısıyla, iş yerleriyle, sosyal ve kültürel birimleriyle tüm ihtiyaçları tamamlayarak şehirlerimizi ayağa kaldırma sözü verdik.”

Seçimleri 14 Mayıs’ta yapma kararlarının gerisinde de aynı anlayışın bulunduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Deprem bölgesinde yürüttüğümüz çalışmalar seçim atmosferinden etkilenmesin, bu iş bir an önce ülkenin gündeminden çıksın istedik. Bakanlıklarımızla, kurumlarımızla, belediyelerimizle, sivil toplum kuruluşlarımızla, özel sektörümüzle tam kapasite sahadayız. Dünyada 500 kilometrelik bir alana yayılan, böylesine büyük bir felaketin yıkıcı etkilerinin bu kadar kısa sürede üstesinden gelip, kalıcı konutların inşasına başlayabilecek başka bir ülke bulamazsınız. Türkiye, devletinin gücü, hükümetinin kararlılığı, milletinin inancıyla bunu başarmıştır” şeklinde konuştu.

“BU FELAKETİN İZLERİNİ HEP BİRLİKTE ORTADAN KALDIRACAĞIZ”

Ülkenin, “Türkiye Yüzyılı” olarak ifade edilen Cumhuriyet’in yeni asrıyla ilgili hedeflerine ulaşabilmesinin ilk şartının, deprem yaralarını sarmak olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Hatay yaralıyken kalan 80 vilayetimiz sağlıklı olamaz. Hatay hüzünlüyken kalan 80 vilayetimiz neşeyle hayatına devam edemez. Deprem şehirlerimizin tamamı için aynı durum geçerlidir. Bu imtihanı hep birlikte verecek, bu felaketin izlerini hep birlikte ortadan kaldıracağız. Bunun için hızla yürüttüğümüz geçici barınma merkezlerinin kurulumu, yardım faaliyetleri, kalıcı konutların inşası, mevcut yerlerin ihyası programlarında herhangi bir kesintiye veya gecikmeye izin veremeyiz. Bakanlarımız deprem gününden, biz de depremin üçüncü gününden beri buralardayız. Cumhurbaşkanı olarak her şehrimizi defalarca Cumhur İttifakı olarak ziyaret ettik. Yapılan çalışmaları yakından izliyoruz. Zihnimiz de gönlümüz de hep sizlerle birlikte.”

Ramazanı da depremzedelerle karşıladıklarını ve geçirdiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün Kahramanmaraş’ta, bugün ise Hatay’da olduklarını, diğer şehirlere de gideceklerini belirtti.

Tüm yaralar sarılıp yıkılan her şey daha iyisiyle yeniden inşa edilmeden buralardan ayrılmayacaklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kimi deprem turistleri, sadece fotoğraf çektirmek, sadece görüntü vermek için arada bir buralara uğrayabilir. O arada yalan yanlış laflar da edebilirler. Siz onlara aldırmayın. Keşke bunun yerine ellerindeki imkânları geçici barınma merkezleri kurarak, yardım faaliyetlerini sürdürerek, yüreklerini depremzede kardeşlerimize açarak kullanabilseler, insanlarımızın gönüllerini alabilseler. İnşallah o da olur” ifadelerini kullandı.

“BİRLİĞİMİZE, BERABERLİĞİMİZE, ORTAK GELECEĞİMİZE SAHİP ÇIKALIM”

Muhalefetin 11 büyükşehir belediye başkanlığı olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Nerede bu belediyeler? Bu belediyeler acaba buraya uğradı mı? Biz sorumluluğumuzun gereğini, kendimize yakışanı, sizlerin beklediği işleri yaparak deprem şehirlerimizi 1 yılda ayağa kaldırma sözümüzü tutmaya bakacağız. Bugüne kadar milletimize verdiğimiz her sözü nasıl tuttuysak, her afette kayıpları nasıl telafi ettiysek inşallah bu defa da aynısını yapacağız” dedi.

Van, Bingöl, İzmir, Kütahya, Antalya ve Muğla’da daha önce yaşanan doğa olaylarının ardından yapılan çalışmaları anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hiç kimse endişeye, tereddüte kapılmasın. ‘Burası CHP’li’ demedik. Biz ne dedik? ‘Bunlar da bizim vatanımız, bunlar da bizim vatandaşımızdır.’ dedi. Tek yapamayacağımız şey ölenleri geri getirmektir. Onun dışındaki her kaybı telafi edecek güce, imkâna, kararlılığa sahibiz. Yeter ki biz birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize ortak geleceğimize, ortak hayallerimize, ortak hedeflerimize sahip çıkalım. Gerisi kendiliğinden gelecektir” diye konuştu.

“22 BİN 467 KONUTUN İNŞASI FİİLEN BAŞLAMIŞTIR”

Hatay’ın, 6 Şubat depremlerinde hem can hem de yıkılan bina bakımından en büyük kaybın yaşandığı şehir olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Tespitlerde gelinen noktaya göre şehrimizde 100 bin binadaki 338 bin bağımsız bölüm yıkık, acil yıkılacak, ağır ve orta hasarlı olarak kullanılamaz hâle gelmiştir. Hatay’da toplamda 238 bine yakın konutu ve köy evini yaparak hak sahiplerine teslim etmeyi planlıyoruz. Depremden bugüne 50 bin konut ve köy evinin inşasına başlanmasıyla ilgili süreci sonuçlandırdık. Bugün Hatay’da temelini atacağımız 3 bin 122 konutla birlikte 22 bin 467 konutun inşası fiilen başlamıştır. Bölgedeki şehirlerimizin tamamında her gün binlerce yeni konutun temelini atarak sizlere verdiğimiz sözü yerine getireceğiz.

Önümüzdeki bir yıl içinde 319 bin konut toplamda 650 bin konut yaparak, şehir merkezlerimizi yerinde dönüştürerek insanlarımıza sağlam, güvenli, huzurlu yuvalar ve iş yerleri kazandıracağız. Konutlarla kalmıyor, bölgenin sağlık altyapısını da ayağa kaldıracak projeleri başlatıyoruz. Depremin ardından Arsuz’da 100, Hassa’da 100 ve Belen’de 30 yataklı devlet hastanelerini hemen tamamlayarak hizmete aldık. Salgın döneminde nasıl rekor sürelerde acil durum hastanelerini inşa ettiysek Hatay’da da bunu yapacağız. Biz ana muhalefetin yalanlarıyla ayakta duran bir parti bir iktidar değiliz. Hatırlayın o salgının olduğu dönemde İstanbul’da dev Çam ve Sakura Hastanesini bitirdik. Üç ay gibi bir zamanda bir taraftan İstanbul Havalimanı’nda bir taraftan evet Anadolu Yakası’nda iki hastaneyi 1006 odalı olarak 1006 bir tarafta 1006 bir tarafta bitirdik ve halkımızın hizmetine sunduk.”

“MİLLETİMİZİN YARALARINI SARAN SAĞLIK PERSONELİMİZE TEŞEKKÜR EDİYORUM”

Bugün 400 yataklı Antakya Devlet Hastanesi, 600 yataklı İskenderun Devlet Hastanesi, 200 yataklı Acil Durum Hastanesi ve 300 yataklı Defne Devlet Hastanesi’nin temellerini attıklarını aktaran Erdoğan, Antakya Devlet Hastanesi’nin 10 Mayıs’ta hizmete açılacağını, Hatay’ın yeni yerleşim yeri Gülderen’de de 1000 yataklı bir şehir hastanesi kurulacağını kaydetti.

Bugüne kadar millete karşı asla mahcup olmadıklarını, meydanlarda bol keseden atıp, göreve gelince unutanlardan da olmadıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu sözlerinin gereğini de yerine getireceklerini belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçici barınma merkezlerinin kurulumunu da sürdürdüklerini hatırlatarak, “Amacımız mayıs ayına kadar bölge genelinde 100 bin konteyneri faaliyete geçirmektir. Çadır dağıtımı kesintisiz sürüyor. Yıkılan iş yerlerimizi prefabrik ve konteyner çarşılarla tekrar faaliyete geçiriyoruz. Sanayi kuruluşlarımız üretime devam ediyor. Çiftçilerimiz toprağı ekerek baharın bereketini yakalamak için çalışıyor” ifadelerini kullandı.

Tüm çalışmaların, deprem sonrası diğer şehirlere giden vatandaşların dönüşümünü hızlandıracağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Tarih boyunca nice badireleri atlatmış, pek çok kez yıkılıp yeniden ayağa kalkmış Hatay’a teslim olmak yakışmaz. Hep birlikte mücadele edeceğiz, yıkılan her şeyi yeniden daha iyisiyle daha güzeliyle daha güvenlisiyle yeniden yapacağız. Canlarımız dışında kaybettiğimiz her şeyi tekrar kazanacağız, tekrar yerine koyacağız. Bu millet nice sokak olaylarını, nice siyasi kumpasları, nice ekonomik tuzakları, nice terör saldırılarını, nice küresel dayatmaları göğüsleyerek bugünlere geldi.

Bunca imtihandan alnının akıyla sıyrılmış bir milleti, bu milleti tek başına deprem mi esir edecek, asla. Ülkemizin geçmişinde kötü yapılaşmadan, plansız şehirleşmeden, kontrolsüz gelişmelerden kaynaklanan sıkıntıların faturasını depremde yıkılan binalarımızla ve yitip giden insanlarımızla maalesef ödedik. Müslüman aynı delikten iki defa ısırılmaz. Esasen bu konuda geçtiğimiz 20 yılda pek çok iş yaptık. Önemli iyileştirmeler sağladık ama görüyorum ki daha fazlasını, daha hızlı bir şekilde yapmaya ihtiyacımız var. Bunun için Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Modeli ile sadece depremde yıkılan şehirlerimizi değil ülkemizin tamamında kentsel dönüşümü süratle neticelendirecek bir program hazırladık.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “TOKİ vasıtasıyla ülkemizde 20 yıldır yaptığımız konut sistemi depremde rüştünü ispat etmiştir. Artık ülkemizin yeni yapı stokunu asla bu standartların altına düşürmeyeceğiz. Buradan depremin en çok yıkıma yol açtığı, en çok can aldığı Hatay’dan, İstanbul başta olmak üzere ülkemizin her yerindeki vatandaşlarıma sesleniyorum. Eğer binanız depreme dayanıklı değilse sel veya heyelan tehdidi altındaysa başka bir sıkıntısı, sorunu varsa hiç vakit kaybetmeden dönüşüm sürecini lütfen başlatın.”

Deprem ve sel gibi afetlere karşı tedbirler alınması gerektiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Önce tedbirimizi alacak, yani binamızı sağlam bir zemine, tekniğine uygun şekilde yapacak, ondan sonra tevekkül edeceğiz” dedi.

“HATAY’I İNŞA EDENE KADAR, DURMAYACAĞIZ, DİNLENMEYECEĞİZ”

14 Mayıs seçimlerinden sonra milletin takdiriyle yeniden ülkeyi yönetme sorumluluğunu üstlendiklerinde bu konunun hükûmet programının ilk vazgeçilmez ve taviz verilmez maddesi olacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “20 yılda edindiğimiz tecrübeleri, 6 Şubat depremlerinin önümüze koyduğu fotoğrafı ve bilim insanlarımızın öngörülerini dikkate alarak ülkemizi kısa sürede afetlere dayanıklı hâle getirmekte kararlıyız. Hatay hem güvenli konutları hem tarihî ve kültürel mirasımızın ihyasıyla ortaya çıkacak görünümüyle bu modelin vitrini olacaktır. Hani Çanakkale Destanı’nda Akif ne diyor? ‘Gömelim gel seni tarihe desem sığmazsın’ diyor ya. Hatay’ımız da öyle 7,7 ile 7,6’yla tarihe gömülecek bir şehir değildir. Bu yıkıntıların üstünde hepimizin hayali olan Hatay’ı inşa edene kadar, durmayacağız, dinlenmeyeceğiz.”

Hatay’ın Türkiye topraklarına Cumhuriyetin ilanından 16 yıl sonra katıldığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hatay, bağımsızlığın, özgürlüğün, demokrasinin kıymetini çok iyi bilir. Şehrimiz farklı kültürleri bir arada yaşatma becerisiyle dünyayı kendine hayran bırakıyor. Hemen yanı başımızdaki coğrafyada yaşanan onca trajediye bakarak bize Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin birer ferdi olarak yaşama şerefini bahşeden Rabbime hamdolsun diyorum” ifadesini kullandı.

Türkiye’nin güvenliğiyle, huzuruyla, üretimiyle, istihdamıyla, büyüme potansiyeli ve diğer tüm imkânlarıyla Cumhuriyet tarihinin zirvesinde olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye Yüzyılı vizyonuyla karşılamaya hazırlandığımız yeni dönemde dünyanın en gelişmiş 10 ülkesi arasına girme hedefimize sıkı sıkıya bağlıyız. Bizi bu yoldan döndürmek için en azından şu son 10 yılda neler yapıldığını hatırlıyorsunuz. Milletimizle birlikte inançla azimle cesaretle verdiğimiz mücadeleyle hepsini aştık” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kovid-19 salgını ve Rusya-Ukrayna Savaşı’yla oluşan küresel gerilimin kendilerini hedeflerinden uzaklaştırmadığını, deprem, sel ve yangın gibi tabii afetlerin de bu hedeflerden vazgeçiremeyeceğini ifade etti.

Diyarbakır Annelerinin unutulmaması gerektiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bize güvenmenizi, bizim yanımızda yer almanızı istiyorum. Beraberce nice başarıları kazandık. İnşallah depremin yol açtığı yıkımların üstesinden de geleceğiz. Mübarek Ramazan ayında duaların, niyazların, yaptığımız hayır ve hasenatın ecri hürmetine, Rabbimizin yardımının bu mücadelede bizimle olacağına yürekten inanıyorum” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından tören alanından temel atma çalışmalarının yapıldığı bölgelere telekonferansla bağlandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, canlı bağlantıyla İskenderun, Antakya ve Defne’de devlet hastanesi, Kırıkhan’da köy evi, İskenderun, Altınözü ile Arsuz’da ise deprem konutlarının temel atma çalışmasının başlatılması talimatını verdi. Dua edilmesinin ardından Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen 11 ildeki 22 bin 465 konut/köy evinin temeli atıldı.

HABER BURADA

DÜNYA