Connect with us

Dünya

“Ecdadımızın bıraktığı izleri takip ederek; Türkiye’yi ahlakla, erdemle, adaletle ve kardeşlikle büyütmeye devam edeceğiz”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Büyük Taarruz’un 100. Yıl Dönümü Kutlamaları ve Afyonkarahisar Toplu Açılış Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Ülkemizin şahlanışına set vurma gayretlerini, aydınlık yarınlarımızın teminatı geçlerimizle birlikte inşallah boşa çıkartacağız. Ecdadımızın bu topraklarda bıraktığı izleri takip ederek; Türkiye’yi ahlakla, erdemle, adaletle ve kardeşlikle büyütmeye devam edeceğiz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Afyonkarahisar Zafer Meydanı’nda düzenlenen Büyük Taarruz’un 100. Yıl Dönümü Kutlamaları ve Afyonkarahisar Toplu Açılış Töreni’ne katılarak vatandaşlara hitap etti.

Konuşmasına alandakileri selamlayarak başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kütahya’da bugün yapılan toplu açılış töreninde 50 bini aşkın vatandaşın olduğunu belirterek, “Hepsinin sizlere selamı var. Bugün Afyonkarahisar da bir başka. Burada da yine 50 bini aşkın kardeşimizle bir aradayız. Bay Kemal, bak; Afyon’dan, Kütahya’dan sana selamlar var” ifadelerini kullandı.

Kovid-19 salgını nedeniyle 3,5 yıl aradan sonra Afyonkarahisar’a geldiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Büyük Zafer’in arefesinde, ‘Zaferin şehrindeyiz. Mücadelenin, direnişin, millî iradenin şehri Afyonkarahisar’da bulunmaktan, sizlerle hasret gidermekten büyük bahtiyarlık duyuyorum” dedi.

“BAĞIMSIZLIK İRADEMİZİ TEKRAR PERÇİNLEDİK”

“Şehitler diyarı” Afyonkarahisar’da vatan, bayrak ve ezan için can veren tüm kahramanlara Allah’tan rahmet niyaz eden Erdoğan, “Büyük Zafer’in 100. yılına ulaşmanın heyecanını yaşadığımız bu özel günde Kocatepe’den taarruz emrini veren Başkumandan Gazi Mustafa Kemal Paşa’yı, Yüzbaşı Agah Efendi ve beraber toprağa düştüğü Mehmetçikleri, Çiğiltepe Kahramanı Albay Reşat Bey’i, Afyonkarahisar’ın şehitliklerinde koyun koyuna yatan tüm yiğitleri, tüm askerleri tazimle yâd ediyorum. Rabbim şehitlerimizin ruhlarını şad, mekânlarını cennet, makamlarını ali eylesin diyorum. Aynı kutlu gaye uğrunda yaralanan gazilerimize özellikle Rabbimden şifalar diliyorum” diye konuştu.

Program öncesi Kütahya’da olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Kütahyalı kardeşlerimizle, aziz şehitlerimizin manevi huzurunda bir araya geldik. Bundan tam bir asır önce tüm imkânsızlıklara rağmen verilen o destansı mücadeleyi hep birlikte yeniden hatırladık. Meydanı hınca hınç dolduran gençlerimizle, kadınlarımızla, ak saçlılarımızla bağımsızlık irademizi tekrar perçinledik. Cuma günü de bir başka destanın, milletimize Anadolu’nun kapılarını açan Malazgirt Zaferi’nin 951. yıl dönümüydü. Önce Ahlat’taydık. Okçular Vakfı’mızın öncülüğünde daha çok gençlerimizin ağırlıkta olduğu muhteşem bir buluşmaya imza attık. Ardından Malazgirt Meydanı’nda Türkiye’nin 81 vilayetinden gelen on binlerle birlikte bu zaferimizin manasına uygun şekilde Cuma namazını Malazgirt’te kıldık. Tıpkı atamız Sultan Alparslan’ın 951 yıl önce yaptığı gibi, hep beraber, omuz omuza saf tuttuk. Diyanet İşleri Başkanı’mızın imametinde Malazgirt’te cuma namazını eda ettik. Millî bekamıza ve değerlerimize yönelik çirkefçe saldırıların arttığı bir dönemde Ahlat’tan ve Malazgirt’ten çok önemli mesajlar verdik. Yarın da Ankara’da, 30 Ağustos Zafer Bayramı’mızı kutlayacağız. Milletimizin bu topraklardaki bin yıllık varlığının köşe taşları olarak gördüğümüz zaferlerimizi hiçbir ayrım yapmadan kucaklıyoruz.”

“85 MİLYONUN BİRLİK VE BERABERLİĞİNİ TAHKİM EDİYORUZ”

Seçimlere yaklaşık 9 ay olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, alandakilere, “9 ay sonra 2023 seçimlerine hazır mıyız?” diye sorarak, “Ana kademe, kadın kolları, gençler kapı kapı dolaşmaya var mıyız? Size inanıyorum, güveniyorum. 2023’ün bizler için bugün burada olduğu gibi yeniden bir zafer yılı olacağına inanıyorum. İnanıyor muyuz? Şahit ol ya rab, şahit ol ya rab. Bize yıllarca unutturulmaya çalışılan, yıllarca üstü örtülen, yıllarca ihmal edilen tarihimizi kendilerince yeniden yazmak isteyenler tarafından yok sayılan zaferlerimizin hepsine de sahip çıkıyoruz. İşte bugün burada olduğu gibi hem millet olma bilincimizi kuvvetlendiriyoruz hem de 85 milyonun birlik ve beraberliğini tahkim ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Şehitleri şükranla anarken aynı zamanda canları pahasına bıraktıkları emanetlere karşı mesuliyetlerini hatırladıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Birileri rahatsız olsa da şanlı tarihimizin bu önemli günlerini her seferinde daha büyük katılımlarla, çok daha coşkulu bir şekilde yâd edeceğiz. Tarih bilmez, ahlak bilmez, kutsal tanımaz edepsizlere rağmen milletimizi ayakta tutan sütunların yıkılmasına müsaade etmeyeceğiz. Ne Türkiye’yi eski kötü günlerine geri döndürme çabaları ne millete tepeden bakmaya alışmış elitlerin hezeyanları ne millî iradenin egemenliğini kabullenemeyen vesayetçilerin oyunları ne de FETÖ’den PKK’sına eli kanlı terör örgütlerinin kalleş saldırıları, bunların hiçbiri bizi yolumuzdan alıkoymayacak.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında, “Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet” vurgusu yaptı.

“SAHTE TARİHÇİLER KİRLİ EMELLERİNİ GERÇEKLEŞTİREMEYECEKLER”

Türk milletinin birliğini kimsenin bozamayacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletimizin mukaddes değerlerine dil uzatanlar, milletimizin kutsallarına hakaret edenler hem maşeri vicdanda hem de hukuk önünde hesap vermekten paçalarını kurtaramayacaklar” dedi.

“Tarihî şahsiyetlerimiz arasında ayrımcılık yaparak fitne tüccarlığına yeltenen sahte tarihçiler kirli emellerini gerçekleştiremeyecekler” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, tek parti faşizmi özlemiyle yanıp tutuşanların son 20 yıldır olduğu gibi gelecekte de hedeflerine ulaşamayacağına işaret etti.

Türkiye’nin şahlanışına set vurma gayretlerinin milletle ve gençlerle boşa çıkarılacağını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ecdadımızın bu topraklarda bıraktığı izleri takip ederek, Türkiye’yi ahlakla, erdemle, adaletle, kardeşlikle büyütmeye devam edeceğiz” dedi.

“VATANIMIZIN DÖRT BİR KÖŞESİNDEKİ ŞEHİTLİKLERİMİZ YİĞİTLİK DESTANLARIYLA DOLU”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Afyonkarahisar’ın Kurtuluş Savaşı’nın sembol şehirleri arasında yer aldığını, topraklarının şehit kanlarıyla yoğrulmuş mübarek bir belde olduğunu belirterek, kentte 7 şehitlik bulunduğunu hatırlattı.

Gençlerden şehitlikleri ziyaret ederek kitabeleri dikkatle okumasını isteyen Erdoğan, şöyle devam etti: “Kurtkaya Şehitliği Kitabesi’ndeki göz yaşartıcı hikâyeyi burada paylaşmak istiyorum, Büyük Taarruz 26 Ağustos 1922 günü sabah 04.30’da başlamış ve iki saat içerisinde düşmanın bütün tel örgüleri parçalanmıştır. Daha gün doğmadan zaferin ilk ışıkları Anadolu’da parlamaktadır. Başkomutanlık Karargâhı’nın bulunduğu Kocatepe’ye tek geçit yeri olan Kalecik ve Kurtkaya bölgeleri Türk ordusu için çok önemlidir. Buraların bir an önce alınması ve düşmanın yok edilmesi görevi henüz 24 yaşındaki Yüzbaşı Agah’a verilir. Yüzbaşı Agah, emrindeki 150 Mehmetçik ve Üsteğmen Feyzullah ile 2 bin 500 kişilik düşman tümenine saldırarak büyük bir savaş başlar. Bütün çarpışmalar 27 Ağustos öğlen saatlerine kadar sürer. Düşman saflarının içine kadar dalan Yüzbaşı Agah onlara ağır kayıplar verdirerek batı istikametine kaçmalarını sağlar. Büyük bir takviye alan düşman birliği ile çarpışırken Yüzbaşı Agah, 100 Mehmetçik ve Üsteğmen Feyzullah ile birlikte şehit düşer. Geriye kalan 50 Mehmetçik ve takviye kuvvetlerimizle düşman bu vadi içerisinde tamamen yok edilir. Evet, sadece Afyon’daki abideler değil, Kütahya’dan Çanakkale’ye kadar vatanımızın dört bir köşesindeki şehitliklerimiz de buna benzer yiğitlik destanlarıyla doludur.”

Dünyanın 34 farklı ülkesindeki 78 Türk şehitliğinin milletin hak, adalet ve hürriyet yolunda verdiği mücadelenin sembolü olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin dünyanın en büyük şehitliği olduğunu belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu nedenle Türkiye’nin şüheda yurdu, Türk milletinin de şehitleriyle yaşayan bir millet olduğunu vurguladı.

İstiklal Marşı’nın dizelerini okuyan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehitlerden aldıkları ilhamla AK Parti’nin temellerini Afyonkarahisar’da attıklarını ve kutlu yürüyüşü başlattıklarını, 21 yıldır gece gündüz demeden çalıştıklarını ve Türkiye’ye aşkla hizmet ettiklerini anlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti’ni yüceltmek, güçlendirmek, muasır medeniyetler seviyesinin üstüne taşımak için gayret gösterdiklerini, milletin desteği ve duasıyla “aşılmaz” denilen engelleri aştıklarını kaydetti.

Milletin desteğiyle Türkiye’yi, bölgesinin parlayan yıldızı hâline getirdiklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’yi her alanda tarihî yatırımlarla tanıştırdıklarını belirtti.

“HER BİR BAŞLIKTA ÜLKEMİZE ÇAĞ ATLATTIK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, demokrasiden özgürlüklere, ulaşımdan eğitime, sağlıktan tarıma, sosyal yardımlardan ekonomiye, savunma sanayisinden diplomasiye kadar her bir başlıkta Türkiye’ye çağ atlattıklarını söyledi.

Afyonkarahisar’a son 20 yılda yapılan yatırımların tutarının 34 milyar lirayı geçtiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bay Kemal, böyle lafla olmuyor, icraat icraat… Eğitimde 3 bin adet yeni derslik inşa ettik. Şehrimize ikinci devlet hastanesini elhamdülillah, aynı şekilde ikinci devlet üniversitesi olarak Afyonkarahisar Sağlık Bilimleri Üniversitesini kurduk. Gençlik ve sporda 11 bin 588 kişi kapasiteli yükseköğrenim yurt binaları kazandırdık. Toplam 57 adet spor tesisi inşa ettik. Afyonkarahisar, himayemizde 4 yıldır Dünya Motokros Şampiyonası’nda yüz binlerce yerli ve yabancı konuğu burada misafir ediyor” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu önemli organizasyonun spor aracılığıyla Afyonkarahisar’ın ve Türkiye’nin tanıtımına, turizme ve ekonomiye katkı sağladığını ifade ederek, sosyal yardımlar kapsamında Afyonkarahisarlı ihtiyaç sahiplerine yaklaşık 3 milyar lira tutarında kaynak aktardıklarını kaydetti.

Sağlıkta toplam 1341 yataklı 23 hastaneyle birlikte 53 sağlık tesisi yaptıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çobanlar, Başmakçı, Bolvadin, Emirdağ ve Dinar Haydarlı Devlet Hastanelerinin de içinde olduğu toplam 21 sağlık tesisimizin ihale, proje ve arsa aşaması devam ediyor. Çevre ve şehircilikte Afyon’da TOKİ eliyle 9 bin konutu tamamlayıp vatandaşlarımızın hizmetine sunduk. 1359 sosyal konutun yapımına devam ediyoruz. Afyon’da aralarında Garnizon Millet Bahçesi’nin de olduğu toplam 9 millet bahçesi projemiz var. Bunlardan 4’ünün yapımına devam ediyoruz, 5’inin yapımına ise en kısa sürede başlayacağız.” dedi.

“AFYONKARAHİSAR ANKARA ARASI 1,5 SAATE DÜŞECEK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “ikinci Kapadokya” olarak anılan Frigya vadilerinin, Anadolu’nun açık hava müzesine dönüştürülmesi için büyük bir çevre düzenlemesi yürüttüklerini ifade ederek, şöyle devam etti: “Bölgemizde kültür ve termal turizme dayalı olarak turizmin geliştirilmesi için kapsamlı çalışmalar yürütüyoruz. Tescilli 600 konağın 400’ünün restorasyonunu tamamladık. Ulaştırmada 2002 yılına kadar Afyonkarahisar’a 54 kilometre bölünmüş yol yapılmıştı. Biz bunu 531 kilometre ilaveyle 585 kilometreye çıkardık. Afyonkarahisar sınırları içerisindeki demir yollarını yeniledik. Gar binasını restore ettik. Ankara-Afyonkarahisar-İzmir yüksek hızlı tren hattının yapımı sürüyor. Bu hattın 2025 yılında tamamlanmasıyla Afyonkarahisar Ankara arası 1,5 saate, İstanbul 3,5 saate, İzmir 2 saate düşecek. Tarım ve ormanda Afyonkarahisar’a 43 adet baraj, 26 adet gölet inşa ettik. 7 baraj ve bir gölet daha inşa ediyoruz. Sulama projeleriyle Afyonkarahisar’da 742 bin dekar zirai araziyi sulamaya açtık. Böylece yıllık 1,1 milyar lira zirai gelir artışı sağladık. Yapımı süren 13 sulama tesisimiz ile toplam 34 bin dekar araziyi daha sulayacağız.”

“ÜRETİCİLERİMİZİ YALNIZ BIRAKMADIK, BIRAKMIYORUZ”

Afyonkarahisarlı çiftçilere toplam 3 milyar lira tutarında tarımsal destek verdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Küresel krizlerden kaynaklı hayat pahalılığı karşısında üreticilerimizi yalnız bırakmadık, bırakmıyoruz. Bu sene tarım ürünlerinde çok yüksek alım fiyatları açıklayarak çiftçimizin yüzünü bir kez daha güldürdük. Yağışların da bol olmasıyla hamdolsun verimli bir hasat dönemi geçiriyoruz. Tüm dünyanın içinde sürüklendiği bu fırtınadan ülkemizi daha güçlü bir şekilde sahil-i selamete çıkaracağız. Sanayi ve teknolojide Afyon’a 3 yeni organize sanayi bölgesi, bir teknopark, bir araştırma geliştirme merkezi kurduk. Enerjide Afyonkarahisar, Bolvadin, Çay, Çobanlar, Dinar, Emirdağ, Erkmen, Evciler, İscehisar, Sandıklı, Susuz ve Şuhut’u doğal gazın konforuyla tanıştırdık.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, gelecek birkaç yıl içinde diğer ilçe ve beldelere de doğal gaz arzı sağlamayı hedeflediklerini vurgulayarak, “Muhalefet tüm mesaisini, birbirlerinin kuyusunu kazmaya, yalan ve iftira siyasetiyle ülkenin altını oymaya harcarken biz, sizlerle birlikte 85 milyonun tamamına hizmet götürüyoruz. Toplanıp dağılmaktan başka hiçbir maharetleri var mı? Kendi sığ gündemleriyle baş başa bırakıp biz işimize bakıyoruz” diye konuştu.

“TÜM TÜRKİYE’YE ESERLERİMİZLE MÜHRÜMÜZÜ VURMAYI SÜRDÜRECEĞİZ”

Afyonkarahisar ve ilçelerinde toplam 4 milyar 67 milyon liralık yatırımı bugün aynı zamanda resmî olarak hizmete aldıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Toplu konuttan altyapı yatırımlarına, eğitimden sağlığa, emniyetten spor tesislerine, çevreden sulama projelerine varıncaya kadar toplam 222 eseri şehrimize kazandırıyoruz. Her biri ülkemize hizmet sevdamızın birer nişanesi olan bu yatırımların şehrimize hayırlı olmasını diliyorum. Bu eserleri Afyonkarahisar’a kazandıran bakanlarımızı, valiliğimizi, il özel idaremizi, Afyon Belediyemizi, ilçe belediyelerimizi, üniversitelerimizi canı gönülden tebrik ediyorum. İnşallah sizlerin desteği ve duası yanımızda olduğu müddetçe Afyon’la birlikte tüm Türkiye’ye eserlerimizle mührümüzü vurmayı sürdüreceğiz. Biz bu yola sizlere hizmetkâr olmak için çıktık. Sizlere efendi olmaya değil, hizmetkâr olmaya geldik. Bu yatırımları sizlerle beraber yaptık. Ülkemizi başarıdan başarıya sizlerle beraber koşturduk. Türkiye’nin ayağına vurulan asırlık prangaları yine el ele vererek, güç birliği yaparak hep beraber kırdık. Siz bize güvendiniz, inandınız, bizi mücadelemizde yalnız bırakmadınız. Biz de size olan şükran borcumuzu hep daha çok çalışarak, daha çok eser ve hizmet üreterek ödedik.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin 2023’te gelecek asrına yön verecek tarihî bir seçim yaşayacağına işaret ederek, “AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak 2023 imtihanından da alnımızın akıyla geçerek, büyük ve güçlü Türkiye yolculuğumuzu devam ettirmek istiyoruz. Sizlerden 2023’e giden kritik süreçte birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize daha fazla sahip çıkmanızı bekliyorum.” dedi.

“UMUTLARINI BAYAT SENARYOLARA BAĞLAMIŞ DURUMDALAR”

“Son günlerde milletimizin en büyük gücü olan kardeşliğine yönelik provokasyonların ibadethanelerimizi ve imam hatip okullarımızı da hedef alacak şekilde çok ciddi boyutlara ulaştığını görüyoruz.” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “2023 yaklaştıkça sandıktan çıkamayacaklarını anlayanlar, umutlarını raf ömrünü tamamlamış bayat senaryolara bağlamış durumdalar. Yıllarca tahkir ettikleri milletimizi bu sefer tahrik ederek, sinsi emellerini gerçekleştirmeye çalışıyorlar. Yıllarca ‘bidon kafalı’, ‘makarnacı’, ‘kömürcü’ diyerek aşağıladıkları insanlarımızı bu sefer tehditlerle sindirmek ve ürkütmek istiyorlar. Uyanık olacak ve hiçbirimiz buna fırsat vermeyeceğiz. Millet olarak aynı delikten tekrar asla ısırılmayacağız. Kardeşliğimize daha sıkı sarılarak muhabbetimizi daha güçlendirerek bu oyunları boşa çıkarmak hepimizin boynunun borcudur. Bugüne kadar Afyon milli iradeden yana duruşuyla tüm Türkiye’ye örnek olmuştur. Afyonlu kardeşlerimin 2023’te de emaneti ehline vereceğine inanıyorum. Şimdi buradan öyle bir ses verelim ki Türkiye’ye kefen biçenlerin yüreği titresin.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, meydandaki vatandaşlara seslenerek, “Afyon, ülkemiz üzerinde oynanan oyunları bozmaya var mısın? Afyon, 2023’te yine tarih yazmaya var mısın? Afyon, gece gündüz demeden kapı kapı dolaşmaya var mısın? Afyon, büyük ve güçlü Türkiye sevdasına sahip çıkıyor musun? Rabbim hepinizden razı olsun. Coşkunuz, sevdanız ve aşkınız için her birinize teşekkür ediyorum. Bu kardeşinizi bağrınıza bastığınız için bizi muhabbetle kucakladığınız, bize güvendiğiniz ve inandığınız için sizlere şükranlarımı sunuyorum” ifadelerini kullandı.

Törene, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Ticaret Bakanı Mehmet Muş da katıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara-Afyonkarahisar-Uşak-İzmir Yüksek Hızlı Tren Üstyapı İşleri Temel Atma Töreni için Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Afyonkarahisar Çay Barajı Açılış Töreni için Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci ile canlı bağlantı yaptı.

Açılışları yapılan tesislerin bulunduğu yerlerde kurdelelerin kesilmesinin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan sahneye davet ettiği çocuklar ve beraberindekilerle, kurdele keserek tüm eserlerin toplu açılışını gerçekleştirdi.

ZAFERİN ASKERLERİ SERGİSİ’Nİ ZİYARET

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Büyük Taarruz’un 100. Yıl Dönümü Programı ve Toplu Açılış Töreni için geldiği Afyonkarahisar Hava Meydan Komutanlığında, Anadolu Ajansının “Mehmetçik: Zaferin Askerleri Sergisi”ni ziyaret etti.

Sergideki fotoğraflara ilişkin Anadolu Ajansı Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdür Serdar Karagöz’den bilgi alan Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra sergi alanındaki fotoğrafları tek tek inceledi.

Ziyaretin sonunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar tarafından sergideki fotoğrafların yer aldığı “Mehmetçik: Zaferin Askerleri” adlı kitap takdim edildi.

AFYONKARAHİSAR BELEDİYESİNİ ZİYARET

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, şehirdeki temasları kapsamında ayrıca Afyonkarahisar Belediyesine de ziyarette bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, belediyeye gelişinde Belediye Başkanı Mehmet Zeybek tarafından karşılandı. Afyonkarahisar Valisi Kübra Güran Yiğitbaşı’nın da hazır bulunduğu ziyarette Cumhurbaşkanı Erdoğan, Zeybek ve Güran Yiğitbaşı’ndan kentte yürütülen çalışmalar hakkında bilgi aldı.

Dünya

“Günü kurtarmak yerine, enflasyonu düşürerek kalıcı refah artışını sağlayacağız”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından yaptığı açıklamada, “Emeklilerimiz başta olmak üzere enflasyonun ücretli kesimde yol açtığı sıkıntıları yakinen biliyoruz. Bu konuda tavrımız palyatif tedbirlerle günü kurtarmak yerine enflasyonu düşürerek kalıcı refah artışını sağlamaktır” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından basın açıklaması yaptı.

Toplantıda ele alınan konulara ilişkin açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu ebedi azaptan kurtuluş olan bir Ramazan-ı Şerifi, bayramı geride bıraktık. Rahmet, bereket ve yardımlaşma ayı olan Ramazan-ı Şerifin manevi iklimini en güzel şekilde teneffüs etmek için hep birlikte gayret gösterdik. Ramazan Bayramı’nı da ruhuna uygun şekilde kırgınlıkları giderdiğimiz, birlik ve beraberliğimizi perçinlediğimiz bir kardeşlik şölenine dönüştürdük.

Rabbimden bizleri sağlık ve huzur içinde daha nice Ramazan-ı Şeriflere ve bayramlara ulaştırmasını niyaz ediyorum.

İdari izinle birlikte dokuz güne çıkardığımız bayram tatili boyunca tüm Türkiye genelinde ciddi bir insan ve araç trafiği yaşandı, kara, hava ve demir yollarımızı kullanan kişi sayısı 120 milyonu geçti. Gerek yollarımızın kalitesi, gerekse emniyet birimlerimizin aldığı tedbirler sayesinde bu yoğun süreci geçmiş yıllara göre az bir kayıpla atlattık. Muhalefetten gelen eleştirilere rağmen hizmete aldığımız köprülerin ve otoyollarımızın trafiği ne kadar rahatlattığını bir kez daha görmüş olduk. Sadece Osman Gazi Köprümüzden 5 Nisan-14 Nisan arasında geçen araç sayısı 941 bini aştı. İstanbul Havalimanı’nda 2 milyon 213 bin yolcuya hizmet verildi. Antalya Havalimanımız 14 Nisan Pazar günü 11 bin 260 yolcuyla 2024’ün en yüksek rakamına ulaştı. Yüksek hızlı trenlerle 1 milyon insanımız seyahat etti. Benzer rakamlar diğer ulaştırma projelerimiz için de geçerlidir.

Kamu-özel iş birliğiyle devletin kasasından tek kuruş çıkmadan hayata geçirdiğimiz projelerimizin milletimizin hayatını kolaylaştırma yanında ülkemiz ekonomisine de katkı sağlamasından memnuniyet duyuyoruz.

ANTALYA’DAKİ TELEFERİK FACİASI

Bayramın üçüncü günü Antalya’da meydana gelen teleferik faciasıyla hepimizin yürekleri dağlanmıştır. Bir vatandaşımızın hayatını kaybettiği, 17 vatandaşımızın yaralandığı bu elim kazada 174 insanımız da kabinlerde saatlerce mahsur kaldı. AFAD ve Silahlı Kuvvetlerimiz başta olmak üzere devletimizin birimlerinin yoğun gayretleri neticesinde 23 saat süren bir tahliye operasyonuyla 174 vatandaşımızın tamamını burunları kanamadan kurtardık.

Kurtarma çalışmalarını gece-gündüz demeden büyük bir titizlikle sürdüren 2 bin 200’den fazla personelimizin her birine buradan teşekkür ediyorum.

Kurtarılan vatandaşlarımıza tekrar geçmiş olsun diyor, yaralılarımıza Rabbimden acil şifalar diliyorum.

“ANTALYA VE BEŞİKTAŞ’TAKİ CİNAYETLERİN FAİLLERİNİN YARGIYA HESAP VERMESİ İÇİN ÜZERİMİZE DÜŞENİ YAPACAĞIZ”

Yaşanan olayla ilgili ihmali, kusuru ve sorumluluğu olanlara dair yargımız süratle harekete geçmiş, bilirkişi oluşturarak bir ön rapor hazırlanmıştır. Soruşturma kapsamında özellikle bu hattı işleten firma ile bakımdan sorumlu firma yetkililerinin aralarında yer aldığı beş kişi tutuklanmış, sekiz şüpheli hakkında adli kontrol kararı verilmiştir.

Ana muhalefet partisi yöneticilerinin ve medya organlarının daha olayın ilk anından itibaren hadiseyi sulandırma, devletin diğer kurumlarını töhmet altında bırakarak asıl sorumluları koruma çabaları gözlerden kaçmamıştır. Maalesef aynı vicdansızlığın bayramdan hemen önce Beşiktaş’ta yaşanan yangın faciasıyla ilgili de sergilendiğini gördük. İhmaller ve skandallar zincirinin bir sonucu olarak rızkının peşindeki 29 emekçi kardeşimiz İstanbul’un göbeğinde hayatını kaybetti. Ancak, ne sendikalardan, ne basın yayın kuruluşlarından, ne de muhalefet cephesinden kayda değer hiçbir tepki gelmedi. Güya hak, hukuk ve adalet adına Van’a koşanlar, Beşiktaş’ta göz göre göre can veren işçiler için tek bir adım dahi atmadılar. Bunun adı sadece vicdansızlık değil, aynı zamanda ikiyüzlülüktür. Hiç kimse siyasi kimliğini öne sürerek sorumluları adaletten kaçıramaz. Hem Antalya’daki, hem de Beşiktaş’taki cinayetlerin faillerinin yargıya hesap vermesi için üzerimize düşeni yapacağımızın bilinmesini özellikle istiyorum.

Birilerinin ihmali veya sorumluluğu dolayısıyla benzer acıların tekrar yaşanmaması için Çalışma, Turizm ve İçişleri bakanlıklarımız vasıtasıyla tedbirlerimizi ve denetimlerimizi daha da yoğunlaştıracağız.

Bu vesileyle, trafik kazalarında ve her iki faciada hayatını kaybeden insanlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum.

“TÜRKİYE, BİR SEÇİMİ DAHA ANLININ AKIYLA DÜNYAYA ÖRNEK OLACAK BİR OLGUNLUKLA GERÇEKLEŞTİRMİŞTİR”

Yüksek Seçim Kurulu’nun 2 Ocak tarihli açıklamasıyla başlayan 31 Mart mahallî idareler seçim maratonunu hamdolsun suhuletle tamamladık. Seçimlerin huzur içerisinde en ufak bir şaibeye mahal vermeden neticelenmesi, demokrasimizin kazanç hanesine yazılmıştır.

Bu başarı tablosunun oluşmasında hizmeti geçen her kademedeki kamu görevlilerini ve siyasi partilerimizi tekrar tebrik ediyorum.

Milletin takdiriyle göreve gelen belediye başkanlarına, meclis üyelerine ve muhtarlarımıza muvaffakiyetler temenni ediyorum.

Seçimler sonrasında muhalefet partilerinin bir kısmının sergilediği sorumlu ve ağırbaşlı tavrı takdirle karşıladığımızı ifade etmek isterim. Yarınki grup toplantımızda seçim sonuçlarını tüm yönleriyle kapsamlı bir şekilde değerlendireceğiz.

Burada bir hususa değinmekte fayda görüyorum. Bir süredir istisnasız her seçim öncesinde tedavüle konulan son seçim propagandasının 31 Mart’la beraber tamamen safsatadan ibaret olduğu anlaşılmıştır. Türkiye, tüm menfi kampanyalara rağmen bir seçimi daha anlının akıyla dünyaya örnek olacak bir olgunlukla gerçekleştirmiştir. 31 Mart seçimleri son 22 yıldaki 18. demokrasi bayramı olarak siyasi tarihimize geçmiştir. 31 Mart seçimlerinin ilk kazanını sandıktır, sandığın namusu ve itibarıdır. Rüştünü, gücünü ve yetkinliğini tartışmasız bir şekilde tekrar ispat eden Türk demokrasisi bu seçim sürecinin en büyük galibidir. Bunu ülkemiz, milletimiz ve gelecek kuşaklar adına kıymetli bir kazanım olarak görüyorum. Muhalefetin de artık bu konuda gerekli dersi çıkaracağını, bir daha böyle temelsiz, basit ve demokrasimize faydadan çok zarar veren argümanların arkasına sığınmayacağını ümit ediyorum.

“14-28 MAYIS SEÇİMLERİYLE PARLAMENTER SİSTEME GERİ DÖNÜŞ TARTIŞMALARI KAPATILMIŞTIR”

Hükûmet ve siyaset kurumu olarak son 21 yıldır olduğu gibi gelecekte de demokrasimizin standartlarını yükseltmeye devam edeceğiz. Bu irademizin yakın zamandaki en net tezahürü bugün yedinci yıl dönümünü idrak ettiğimiz 16 Nisan halk oylamasıdır. Türkiye, 16 Nisan halk oylamasıyla yaklaşık 200 yıllık bir tartışmaya nihai noktayı koymuş, yönetim modeli tercihi Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’nden yana olmuştur. 16 Nisan halk oylaması modern dönem siyasi tarihimizin en büyük millî irade devrimlerinden biri olarak demokrasi mücadelemizde yerini almıştır.

14-28 Mayıs seçimleriyle de parlamenter sisteme geri dönüş tartışmaları bir daha açılmamak üzere yine milletimiz tarafından kapatılmıştır. Siyaset kurumunun eskiye dönüş tartışmalarıyla vakit kaybetmek yerine, mevcut sistemin daha da iyileştirilmesine mesai harcamasının Türkiye için çok daha faydalı olacağına inanıyorum. Böyle bir adım atılması halinde uygulamadaki altı yıllık tecrübeler ışığında biz de bu sürece gerekli katkıyı sunmaktan memnuniyet duyarız.

“EKONOMİ, DEPREM, TERÖRLE MÜCADELE BAŞTA OLMAK ÜZERE ACİL SORUNLARIMIZA ODAKLANDIK”

Ülkemizin son 10 ayına damga vuran seçim gündeminin geride kalmasıyla birlikte tüm -özellikle bunu söylüyorum- seçim tarihi boyunca gidiş-gelişler artık asıl meselelere son verilme dönemidir. Ekonomi, güvenlik, deprem, hak ve özgürlükler ile terörle mücadele başta olmak üzere acil sorunlarımıza odaklanmış bulunuyoruz. Kovid-19 salgınıyla başlayan, sonrasındaki gelişmelerle derinleşen küresel ekonomik kriz özellikle enflasyon boyutuyla halen devam ediyor. Üretim, istihdam, yatırım ve enflasyonu kontrol altına alma konusunda gelişmiş ekonomiler dâhil hemen herkes ciddi sıkıntılar yaşıyor. Türkiye olarak yakın çevremizdeki gerilimlerin ve çatışmaların da etkisiyle bu olumsuzlukların yansımalarını maalesef biz de hissediyoruz. Bir taraftan her gün bir yenisi patlak veren bölgesel krizleri yönetirken, diğer taraftan da ekonomideki yol haritamıza sıkı sıkıya bağlı kalıyoruz.

Geçen sene uygulamaya koyduğumuz Orta Vadeli Programın müspet sonuçlarını görmeye başladık. 2023 yılını yüzde 4,5’luk büyüme oranıyla kapattık. Tarihimize ilk kez millî gelirde 1,1 trilyon doları, kişi başına düşen gelirse ise 13 bin doları aşmış olduk. Satın alma gücü paritesine göre dünyanın en büyük 11’inci ekonomisiyiz. 2024’ün ilk çeyreğine ait veriler net ihracatın büyümemize önemli katkı sağladığını ortaya koyuyor. 2024 yılının Ocak-Mart arasında ihracat bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 3,6 oranında artışla 63,7 milyar dolara yükseldi. Mart ayı ihracatımız ise 22 milyar 578 milyon doları buldu. Bu rakamla en yüksek üçüncü Mart ayı ihracat değerine ulaştık. İthalatta Ağustos ayından bu yana aylık azalış trendi devam ediyor. İhracatın ithalatı karşılama oranı bir önceki yılın aynı ayına göre 1,3 puan artışla yüzde 75’i yakaladı. İhracatın da pozitif etkisiyle büyüme oranımızın yılsonunda yüzde dörde yaklaşacağına inanıyoruz. Özellikle istihdam piyasamız güçlü bir ivme gösteriyor. Dün açıklanan Şubat ayı rakamlarına göre istihdam mevsim etkilerinden arındırıldığında yıllık bazda 1 milyon 156 bin artışla 32,4 milyona ulaştı. İşsizlik oranı ise, yüzde 8,7 olarak gerçekleşti. Tüm dünya gibi bizim de temel sorunumuz, hayat pahalılığıyla katmerleşen enflasyon baskısıdır.

ENFLASYONLA MÜCADELE

Emeklilerimiz başta olmak üzere enflasyonun ücretli kesimde yol açtığı sıkıntıları yakinen biliyoruz. Bu konuda tavrımız palyatif tedbirlerle günü kurtarmak yerine, enflasyonu düşürerek, kalıcı refah artışını sağlamaktır. Kendimiz bedel ödesek dahi ülkemize, milletimize ve gelecek nesillere bedel ödetecek her türlü popülist adımdan uzak durduk, duracağız. Abuk sabuk vaatlerin adeta havada uçuştuğu 31 Mart seçim sürecinde maruz kaldığımız onca baskıya rağmen, seçim ekonomisi uygulamayarak milletimize karşı sorumluluğumuzu yerine getirdik. Bu kararlı duruşumuzun Türkiye ve Türk ekonomisi için ne kadar kıymetli olduğunu inşallah zamanla hep birlikte daha da iyi göreceğiz. Yıllık enflasyonun senenin ikinci yarısından itibaren piyasa beklentileriyle de uyumlu bir şekilde düşüşe geçmesini bekliyoruz. Uyguladığımız politikaların etkisiyle cari açıkta daralma başladı. Ocak ayında yıllık cari açık geçen seneye kıyasla 15 milyar dolar azalarak 37,5 milyar dolara geriledi. Altın ve enerji hariç tutulduğunda 34,6 milyar dolarlık cari fazla gerçekleşti. Olağanüstü bir durum olmaması halinde sene sonunda cari açığın millî gelire oranla yüzde 2,5 seviyesinde gerçekleşmesini öngörüyoruz. Kendi enerji kaynaklarımızı devreye aldıkça inşallah bu oranlar daha da iyileşecek.

Gabar petrolü ve Karadeniz doğal gazı keşiflerimizle uzun yıllar sonra bu sektörde ilk defa özgüven kazandık. Bayramın ikinci günü Gabar’daki petrol üretiminde günlük 40 bin varilin üzerine çıkmayı başardık. 2024 sonu hedefimiz günlük 100 bin varile ulaşmak, bunun için de gece-gündüz demeden çalışıyoruz. Van ve Hakkâri’deki yeni kuyularımızda yapacağımız keşiflerle üretim rakamlarını çok daha yukarılara taşıyacağız. Yeni dönemde Orta Vadeli Programımızı güçlendirecek adımlar atacağız. Ekonomi ekibimiz bununla ilgili hazırlıklarını yaptı, inşallah çok yakında bunları kamuoyuyla paylaşacağız. Orta Vadeli Programın güçlendirilmesinde üç temel önceliğimiz bulunuyor. Bunlar kamuda tasarrufları arttırmak, yatırımların öncelik haline getirmek, yapısal reformlara hız kazandırmaktır. Türkiye’nin geleceği hep vurguladığım gibi; yatırım, üretim, istihdam ve ihracatla şekillenecektir. Büyüme potansiyelimizi güçlendirmenin yolu verimliliği ve rekabeti arttırmaktan, yüksek katma değere odaklanmaktan geçiyor. Savunma sanayinde yakaladığımız ivmeyi diğer alanlara da teşmil ederek inşallah hedeflerimize ulaşacağız.

Dünya savaşların, çatışmaların, siyasi ve ekonomik krizlerin, sosyal çalkantıların kıskacında adeta kıvranırken hamdolsun Türkiye bölgesinin istikrar adası olma vasfını korumaktadır. Bunun gerisinde ise dış politikada takip ettiğimiz dengeli ve ilkeli siyaset ile savunma sanayii alanında elde ettiğimiz tarihî başarılar vardır. Gazze krizinin ilk gününden itibaren ateşin bölgeye yayılma riskine dikkat ettik. Bir taraftan akan kanın durması, diğer taraftan bölgeye insani yardımların ulaştırılması için çabalarken gerilimin daha fazla tırmanmaması için de her seviyede yoğun gayret gösterdik. Türkiye, bugün yola çıkan 3 bin 774 tonluk dokuzuncu iyilik gemisiyle birlikte Gazze’ye en fazla insani yardım yapan ülke konumunu perçinlemiştir. 7 Ekim’den sonra İsrail’e yönelik ihracat kısıtlamasına öncülük eden ülke Türkiye’dir. Bu hakikate rağmen hükûmetimiz maalesef çok haksız, insafsız, buram-buram fırsatçılık kokan ithamlara maruz kalmıştır. Özellikle böyle olmadığını bal gibi bildikleri halde jet yakıtı konusunda Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne iftira atanları asla ve asla unutmayacağız. Türkiye, katliamların çok öncesinde İsrail’e askerî amaçla kullanılabilecek hiçbir malzemenin satışına izin vermemiştir. Zaman geçtikçe bu ahlaksız kampanyaların arkasında hangi hesapların ve odakların bulunduğu elbette ortaya çıkacaktır. Biz doğru bildiğimiz, hak bildiğimiz, ülkemiz ve bölgemiz için en hayırlı olan yolda yürümekten geri durmayacağız. 13 sene önce çatışmalar ilk başladığında Suriyeli komşularımıza nasıl kucak açtıysak, Ukrayna’daki savaştan kaçanlara nasıl sırtımızı dönmediysek, Irak’ta DEAŞ terörü estirdiğinde nasıl imkânlarımızı seferber ettiysek, Sudan’daki kardeş kavgasını bitirmek için nasıl kendimizi paraladıysak, Gazze krizinde de kardeşlik vazifemizi hakkıyla yerine getirmeye devam edeceğiz.

“İRAN’LA YAŞANAN GERİLİMİN MÜSEBBİBİ NETANYAHU VE GÖZÜNÜ KAN BÜRÜMÜŞ YÖNETİMİDİR”

Son yedi aydır önüne geçmek için uğraştığımız tehlikelerin peyderpey gerçekleşmeye başladığını görüyoruz. Hafta sonu yaşanan hadiseler hem Batının çifte standartlı tutumunu, hem de tüm bölgeyi sarabilecek bir savaş ihtimalinin çok uzak olmadığını göstermiştir. Son olayda problemin kaynağı doğru tespit edilmelidir. Sadece 13 Nisan gecesine bakarak bir değerlendirmede bulunmak hakkaniyetli, adaleti ve ilkeli bir tavır olmayacaktır. 7 Ekim’den bu yana İsrail Hükûmeti ateşi bölgeye yaymak için provokatif adımlar atmaktadır. İsrail’in uluslararası hukuku ve Viyana Sözleşmesi’ni çiğneyerek Şam’daki İran Büyükelçiliği’ni hedef alması bardağı taşıran son damla oldu. İsrail yönetiminin uluslararası teamülleri ayaklar altına alan hoyratlığına birkaç ülke dışında tepki veren çıkmadı. Aylardır İsrail’in saldırgan tutumuna ses çıkartmayanlar, İran’ın cevabı karşısında hemen kınama yarışına girdiler. Oysa burada öncelikle kınanması, telin edilmesi gereken Netanyahu’nun ta kendisidir. Gazze’de kadın, çocuk, bebek, sivil demeden 34 binden fazla masumu katleden, haber yapma dışında hiçbir gayesi olmayan basın mensuplarını öldüren, okulları, kiliseleri, camileri, mülteci kamplarını hatta yardım malzemesi almak için sıra bekleyen insanları bombalayan tam 193 gündür tüm dünyanın gözleri önünde soykırım uygulayan tüm bunlarla birlikte kamuoyu baskısını azaltmak için her türlü şımarıklığı sergileyen Netanyahu’dan başkası değildir. Netanyahu siyasi ömrünü uzatmak adına hem kendi vatandaşlarının hem de tüm bölge halklarının canını tehlikeye atmaktadır. Şurası tartışmasız bir gerçektir: 13 Nisan gecesi yüreklerimizi ağzımıza getiren gerilimin birinci müsebbibi Netanyahu ve gözünü kan bürümüş yönetimidir. Bu gerçeği kabullenmeden yapılan açıklamaların tansiyonu düşürmek adına hiçbir fayda geçirmeyeceği kanaatindeyiz. Türkiye olarak özellikle son iki gündür Gazze’deki katliamların geri plana itilmemesi için temaslarımızı daha da artırdık.

Dışişleri Bakanımız Amerikalı, İranlı, İngiliz, Ürdünlü muhataplarıyla ve Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’yle görüştü. Bizim de dün Katar Emiri Şeyh Temim’le bir telefon görüşmemiz oldu. İnşallah telefon diplomasimize bu hafta boyunca devam edeceğiz. Tüm tarafların şu hakikatin idrakinde olması gerekiyor: Gerilimde sürekli el yükselterek hiçbir yere varılmaz. Ateşe körükle gitmenin de, Netanyahu yönetimini sürekli şımartmanın da hiç kimseye hayrı dokunmaz. Tüm aktörleri artık saldırılara son vermeye ve sorumluluk içinde hareket etmeye davet ediyoruz. Gazze’de zulüm ve soykırım durmadıkça bölgemizin yeni gerilimlere gebe olduğu açıktır. 193 gündür ortada tek bir mağdur vardır o da mazlum Gazze halkıdır. İslam âlemi ve Arap Ligi başta olmak üzere sorumluluk sahibi herkes artık seslerini daha fazla yükseltmelidir. Biz bu amaçla tüm kapıları zorlamaya, elimizden gelen her şeyi yapmaya devam edeceğiz.

“SAVUNMA SANAYİNDE TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE HEDEFİNE ULAŞINCAYA KADAR DURMADAN MÜCADELE EDECEĞİZ”

Son hadiselerde insansız hava araçları başta olmak üzere savunma sanayii alanındaki atılımlarımızın önemini bir kez daha gördük. Göreve geldiğimizde yüzde 80’ler düzeyinde olan dışa bağımlılığımızı bugün yüzde 20’lere indirmiş bulunuyoruz. Bundan yaklaşık 16-17 sene önce İsrail’den hangi zor şartlarda insansız hava araçları temin ettiğimizi o günleri hatırlayanlar çok iyi biliyor. Ciddi rakamlar ödeyerek bin bir nazla ülkemize satılan heronlar sürekli arızalanmaları sebebiyle tam manasıyla bize bir fayda sağlamadı. Sadece insansız hava araçlarında değil, tabanca dâhil her türlü silah ve mühimmatta başkalarına bağımlı olmanın sıkıntısını çok çektik. Öyle günler oldu ki ücretini peşin ödediğimiz silahlar bile teslim edilmedi. Suriye’ye yönelik harekâtlarımızda müttefiklerimizin ambargosuna maruz kaldık.

Burada şunu açık ve net ifade etmek isterim: Şayet biz kendi göbeğimizi kendimiz kesme iradesi göstermeseydik bugün aynı sorunları hâlen yaşıyor olurduk. 850’i aşkın savunma sanayii projesi ve 90 milyar dolarlık proje hacmiyle bu alanda kendi kendine yeten bir ülke konumuna ulaştık. TB-2 AKINCI, ANKA ve AKSUNGUR Silahlı İnsansız Hava Araçlarımız ile SİHA teknolojisinde dünyada ilk üç ülke arasındayız. Yakın çevremizdeki savaşların vazgeçilmez unsuru olan kamikaze İHA’lar da savunma sanayii şirketlerimiz tarafından üretiliyor. Savunma sanayii ürünlerimizi ihraç ettiğimiz ülke siyası 185’e çıktı. İHA ve SİHA’lar kara araçları, deniz platformları başta olmak üzere ihraç edilen ürün çeşidi ise 230’u buldu. 2012’den bugüne kadar toplam 50 ülkeyle 770 adet insansız hava aracı için sözleşme imzaladık. Sadece 2023 yılı İHA ihracatımızın toplam tutarı 1,8 milyar dolara ulaştı. Bir dönem tabanca dahi verilmeyen ülkemiz 110’dan fazla ülkeye yüksek kaliteli hafif silahlar ve tabanca ihraç ediyor.

Geçtiğimiz Şubat ayında beşinci nesil savaş uçağımız KAAN ilk uçuşunu başarıyla gerçekleştirdi. KIZILELMA ve ANKA-3 ile artık bu alanda farklı bir lige yükseliyoruz. Bundan on sene, on beş sene, yirmi sene önce tohumlarını serptiğimiz projelerin hamdolsun bugün meyvelerini toplamaya başladık. Türkiye’nin gurur kaynağı olan savunma şirketlerini ahlaksızca hedef alınmasının gerisinde işte bu eşsiz başarı hikâyesi vardır. Zihni sömürge hâline getirilmiş beşinci kol elemanları yerli ve millî firmalarımıza ülkemizin yüz akı teknoloji projelerine saldırarak iplerini ellerinde tutanlara karşı diyet borçlarını ödemeye çalışıyor. Maalesef ülkemizde muhalefet aktörleri de bunlara destek veriyor, sahip çıkıyor, müfterilerin gönüllü avukatlığını üstleniyor. Savunma şirketlerimize yönelik bu hayâsız akınlar karşısında elbette biz teslim olmayacak, asla geri adım atmayacağız. Terör örgütlerine nefes aldırmayan, güvenlik güçlerimizin eli, kolu, gözü olan, Türkiye’nin itibarını ve nüfuz alanını artıran, Türk ekonomisine katma değer üreten, hâsılı her alanda iftihar vesilemiz olan şirketlerimizin yanında olmayı kararlılıkla sürdüreceğiz. Savunma sanayinde tam bağımsız Türkiye hedefine ulaşıncaya kadar durmadan, dinlenmeden mücadele edeceğiz.”

HABER BURADA

Dünya

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ramazan Bayramı dolayısıyla mesaj yayımladı

“Türkiye’nin ortak vatanımız, demokrasimizin ortak değerimiz olduğunun bilinciyle hep birlikte çok çalışacağız”

“Türkiye’nin ortak vatanımız, demokrasimizin ortak değerimiz olduğunun bilinciyle hep birlikte çok çalışacağız”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ramazan Bayramı dolayısıyla yayımladığı mesajında, “Türkiye’nin ortak vatanımız, demokrasimizin ortak değerimiz olduğunun bilinciyle, inşallah, hep birlikte çok çalışacağız, üreteceğiz, emek vereceğiz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ramazan Bayramı dolayısıyla yayımladığı mesajında, tüm vatandaşların Ramazan Bayramı’nı tebrik etti.

“Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu da ebedî azaptan kurtuluş olan bir ramazan ayını daha geride bırakarak hep birlikte bayrama vasıl olduk” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bayramın ülkemiz, milletimiz, İslam dünyası ve tüm insanlık için barışa, huzura ve esenliğe vesile olmasını diliyorum. Bizleri sevdiklerimizle beraber, sağlık ve afiyet içerisinde bir bayrama daha kavuşturduğu için Rabbime hamdediyorum. 11 ayın sultanı olan Ramazan-ı Şerif’i Gazze’nin yanı sıra gönül coğrafyamızın farklı köşelerinde yaşanan acılar ve zulümler sebebiyle buruk karşıladık, buruk geçirdik.”

“BU ZOR GÜNLERİNDE FİLİSTİN HALKININ YANINDA OLDUĞUMUZU GÖSTERDİK”

“Gazze, 7 Ekim’den beri sadece bizim değil, tüm insanlığın kalbinde, tüm insanlığın vicdanında kanayan bir yara oldu” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, savaşta bile dokunulmaması gereken hastanelerin, okulların, kiliselerin, camilerin bilerek bombalandığı bir vahşet sahnesiyle karşı karşıya kalındığını dile getirdi.

İsrail’in saldırıları sonucu 33 bin Filistinli şehit düşerken, 75 binden fazla Filistinlinin de yaralandığını açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hayatını kaybeden tüm kardeşlerimize Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar niyaz ediyoruz. Türkiye olarak bugüne kadar bölgeye sevk ettiğimiz toplam 45 bin tonu aşan yardım malzemesiyle, bu zor günlerinde Filistin halkının yanında olduğumuzu gösterdik. İnşallah bundan sonra da Gazze’de akan kan duruncaya ve Filistinli kardeşlerimiz, 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan özgür Filistin devletine kavuşuncaya kadar desteğimizi sürdüreceğiz” dedi.

“ASRIN FELAKETİNİN YARALARINI ASRIN BİRLİKTELİĞİNİ SERGİLEYEREK HIZLA SARIYORUZ”

Dış siyasette bu adımları atarken, gündemin ilk sırasında yer alan deprem bölgesini asla ihmal etmediklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu açıklamalarda bulundu: “Asrın felaketinin yaralarını asrın birlikteliğini sergileyerek hızla sarıyoruz. Şimdiye kadar 80 bine yakın afet konutunu ve köy evini tamamlayıp hak sahiplerine teslim ettik. Her ay 15-20 bin konut inşa etmek suretiyle yıl sonunda bu sayıyı 200 bine ulaştırmayı hedefliyoruz. Bu süreçte ayrıca riskli yapı stoku yüksek şehirlerimizin depreme karşı daha dayanıklı hâle getirilmesi için de çalışıyoruz.”

PKK’dan FETÖ ve DEAŞ’a vatanın birliğine, insanların huzuruna kasteden terör örgütlerine nefes aldırmadıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Terör bataklığını kaynağında kurutma stratejimizi kararlılıkla uyguluyoruz” diye ekledi.

“TÜRKİYE YÜZYILI VİZYONUMUZU HAYATA GEÇİRİNCEYE KADAR BİZE DURMAK YOK”

Ekonomi cephesinde hayat pahalılığı ve enflasyonla mücadelenin en hassas oldukları konu olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Tüm dünyayla birlikte millet olarak bizim de canımızı yakan bu meseleyi, Allah’ın izniyle, çözmekte kararlıyız. Uyguladığımız ekonomi programının olumlu etkilerini yılın ikinci yarısından itibaren daha net bir şekilde görebileceğiz. 31 Mart seçimlerinin suhuletle tamamlanmasıyla ortaya çıkan 4 yıllık seçimsiz dönemi, bu hedeflerimizi gerçekleştirmek için kullanacağız.”

“Türkiye’nin ortak vatanımız, demokrasimizin ortak değerimiz olduğunun bilinciyle, inşallah, hep birlikte çok çalışacağız, üreteceğiz, emek vereceğiz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu hayata geçirinceye kadar bize durmak, dinlenmek, soluklanmak yok” ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, mesajını şu sözlerle tamamladı: “Rabbim yar ve yardımcımız olsun diyorum. Bu vesileyle bir kez daha 31 Mart seçimlerinde sandığa giderek iradesine sahip çıkan tüm vatandaşlarıma teşekkür ediyorum. Rekabet seviyesi çok yüksek bir seçimden yeni çıkmış aziz milletimizden, bayramın manevi iklimini kırgınlıkları gidermek için fırsata çevirmelerini özellikle istirham ediyorum. Bayram ziyareti veya tatil amacıyla yollara çıkan tüm vatandaşlarımdan, trafik kurallarına riayet etmelerini bekliyorum. Rabbimden Ramazan Bayramı’nın gönüllerimize huzur, ülkemize esenlik, dünyamıza ve mazlum coğrafyalara barış getirmesini diliyor, sizleri bir kez daha muhabbetle selamlıyorum. Bayramınız mübarek olsun.”

HABER BURADA

Dünya

“Kimsenin bizim öz güvenimizi örselemesine, hayallerimizle aramıza set çekmesine müsaade etmeyeceğiz”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, TÜRGEV İftar Programı’nda yaptığı konuşmada, “İşimizi, görevimizi, sorumluluğumuzu ülkemize, milletimize ve umudunu bizlere bağlamış ailelerimize karşı vazifelerimizi en güzel şekilde yerine getirmeye çalışacağız. Kimsenin bizim öz güvenimizi örselemesine, hayallerimizle aramıza set çekmesine müsaade etmeyeceğiz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İbn Haldun Üniversitesi’nde düzenlenen Geleneksel Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı (TÜRGEV) İftar Programı’na katılarak bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasının başında, vakfa ve yöneticilerine, Ramazanda kendisini gençlerle buluşturdukları için teşekkür etti.

Katılımcıların Ramazan-ı Şerifini ve Kadir Gecesi’ni tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Artık 11 ayın sultanı olan mübarek Ramazanı uğurlamaya hazırlanıyoruz. Bir tarafta rahmet, şefkat ve bereket ayına veda etmenin hüznünü, diğer tarafta ise bayrama kavuşacak olmanın sevincini yaşıyoruz. Rabbimden bizleri daha nice ramazanlara, nice Kadir Gecelerine, nice bayramlara hayırla, sağlıkla, huzurla, esenlikle eriştirmesini diliyorum” ifadesini kullandı.

“TÜRGEV BAŞARILI ÇALIŞMALARIYLA KENDİNDEN SÖZ ETTİRİYOR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İSEGEV (İstanbul Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı) olarak 1996’da kurulan TÜRGEV’in 28 yıldır ülkeye, millete ve gençlere sahip çıktığını belirterek, “Her yıl binlerce evladımızın eğitimine katkı veren, onlara sıcak bir yuva imkânı sunan TÜRGEV, başarılı çalışmalarıyla kendinden söz ettiriyor. Toplam sayısı 40 bin 500’e ulaşan mezunlarımız, bugün hem ülkemizde hem de dünyanın dört bir yanında insanlığa hizmet ediyor. Bu müstesna çatının kurucuları arasında bulunmaktan daima bahtiyarlık duyduğumu ifade etmek isterim. Ülkesine ve milletine sayısız eserler kazandırmış bir siyasetçi olarak TÜRGEV, gönlümüzde her zaman farklı bir yere sahip oldu. İnşallah bundan sonra da sizlere destek vermekten geri durmayacağız. ‘Sizin en hayırlınız insanlara faydalı olanınızdır’ emrine ram olarak bir gönüle daha girmek, bir gencimize daha ulaşmak, bir evladımızın daha elinden tutmak için canla başla çalışan vakfımızı tebrik ediyorum” diye konuştu.

Vakfın faaliyetlerinde emeği geçenlere, maddi manevi katkısı bulunanlara teşekkür eden, hayatını kaybedenleri rahmetle yâd eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “TÜRGEV’in en önemli temsilcilerinden olduğu gönüllü kuruluşlarımız ülkeye ve millete hizmet mücadelemizin öncüleridir. İstikbalimizin teminatı olan gençlerimizin vatana, millete, ailelerine hayırlı birer evlat olarak yetişmelerinde sizlerin yeri doldurulamaz. Bizim her fırsatta dile getirdiğimiz TEKNOFEST gençliği inşallah sizlerin arasından çıkacak, Türkiye Yüzyılı sizlerin omuzlarında yükselecektir. Ben burada yeni Türkiye’nin, büyük ve güçlü Türkiye’nin, engelleri aşarak hedeflerine yürüyen kararlı Türkiye’nin mimarlarını görüyorum. Burada sizlerin arasında yarının başarılı bilim kadınlarını, siyasetçilerini, eğitimcilerini, mühendislerini, iş insanlarını, doktorlarını, milletimize hayırlı kuşaklar yetiştiren örnek annelerini görüyorum. Rabbim her birinizin yolunu ve bahtını açık etsin.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, meyve veren ağacın taşlandığını, TÜRGEV gibi vakıfların da hem hizmetleriyle hem varlıklarıyla hem de yerli, millî duruşlarıyla Türkiye’deki belli çevreleri her zaman rahatsız ettiğini belirtti.

“Kim var?” diye seslenilince, sağına soluna bakmadan fert fert “Ben varım.” diyen özgür zihinler yetiştiren TÜRGEV’in, bu kesimler tarafından özellikle hedef tahtasına konulduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İftira ve yalan furyasının hedefi oldunuz. Haysiyet cellatları tarafından yıpratılmak istendiniz. Sizleri yıldırmayı amaçlayan daha nice saldırıya maruz kaldınız. Birileri ellerine geçirdikleri her fırsatı, iyi ve faydalı işleri desteklemek için değil, TÜRGEV gibi gençliğe hizmet çatılarını yıkmak için kullandı. Ne siz ne de biz bunların hiçbirine aldırmadık. Hukuktan, meşruiyetten, Hakk’a ve halka hizmet yolundan ayrılmadık. Yüksek bir ruh haliyle mücadelemizi kararlılıkla devam ettirdik. Bugün de aynı vakarla hareket ediyoruz. ‘Sen doğru olursan, sen dürüst olursan, sen samimi olursan eğri er ya da geç mutlaka belasını bulur’ diyoruz” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ağızlarını her açtıklarında hak, hukuk, adalet kavramları üzerinde gönüllü kuruluşlara dil uzatanların ikiyüzlülüklerini çok iyi bildiklerini vurgulayarak, şunları söyledi: “Sürekli ahlak tüccarlığı yapan, sürekli işçinin, emekçinin hakkından bahseden bu çevreler, önceki gün Beşiktaş’taki yangında hayatını kaybeden 29 emekçi kardeşimizle ilgili çıkıp tek cümle kurmadılar. Ekranları başında izleyenlere ve buradaki kardeşlerime sesleniyorum. Bu binaya inşaat ruhsatını veren, imar ruhsatını veren ve binanın en alt bodrum katlarını gazino hâline getirmeye müsaade edenler kim? Şimdi tabii ki biz de savcılarımızla bunu takip ediyoruz, bunu kovalıyoruz, kovalamaya devam edeceğiz. Kimler bunlar? 29 tane orada vatandaşımızın ölümüne göz yumanlar kimler? Biz de kovalayacağız. Zerre kadar vicdanı olan herkesin tepkisini çekmesi gereken skandallar zinciri karşısında başlarını kuma gömmeyi tercih ettiler ama birileri hemen anında koşup gittiler. Niye? Çünkü kendi günahlarını nasıl örteriz, bunun peşinde koştular. Bölücü terör örgütünün sokakları yakıp yıkan vandallarıyla sergiledikleri dayanışmayı, rızkının peşindeki insanların ailelerine çok gördüler. Daha önce aynı vicdansızlığı, evlatlarını bölücü alçakların pençesinden kurtarmak için çırpınan cesur Diyarbakır annelerine de bunlar göstermişlerdi. Yasak savma kabilinden yaptıkları bir şov dışında sırf ittifak ortaklarını kızdırmamak için yüreği kan ağlayan bu anneleri yalnız bırakmışlardı.”

“BİZİ KENDİ KALIPLARINA HAPSETMELERİNE İZİN VERMEYECEĞİZ”

Kendilerinin yaklaşık yarım asırdır, vakfın ise 28 yıldır çetin bir mücadele verdiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu zorlu süreçte gençlere hizmet etmekten, onları en iyi, en donanımlı şekilde hayata hazırlamaktan başka gayeleri olmadıklarını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlerin başarısını gördükçe hep daha fazla çalıştıklarını, daha fazla koştuklarını aktararak, “Ne yaptıysak milletimiz için, siz gençlerimiz için yaptık. Allah’a hamdolsun bugün milletimizin ve sizlerin huzuruna alnı ak, başı dik, gönlü mutmain olarak çıkmanın gururunu yaşıyoruz. Ülkemizi bugün geldiği noktadan çok daha ileriye götürebilmek için sizin enerjinize, sizin yeteneklerinize, sizin heyecanınıza ihtiyacımız var. Bu ülkeyi yüceltecek, bu çağa mührünü vuracak olan sizlersiniz. Bunun için kendimizi başkalarına göre tanımlamayacak, başkalarının bizi kendi kalıplarına hapsetmelerine izin vermeyeceğiz. İşimizi, görevimizi, sorumluluğumuzu ülkemize, milletimize ve umudunu bizlere bağlamış ailelerimize karşı vazifelerimizi en güzel şekilde yerine getirmeye çalışacağız. Kimsenin bizim öz güvenimizi örselemesine, hayallerimizle aramıza set çekmesine müsaade etmeyeceğiz” diye konuştu.

Kendilerinin sadece 100 yıllık bir devletin mensupları olmadığını, aynı zamanda bu coğrafyada 1000 yıllık bir cihan imparatorluğunun, 1400 yıllık köklü bir medeniyetin de takipçileri olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ayrıca bizler, bir misyonu, gayesi, ideali ve elbette davası olan insanlarız. Başkaları gibi önünü sonunu düşünmeden fevri hareket edemeyiz. Tefekkürü hayatının her alanına uygulayan bir gençlik, Türkiye ile birlikte İslam âleminin hatta tüm insanlığın umududur” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlerden kendi şahsi gelecekleri yanında, ülkelerinin istikbaliyle ilgili de hayaller kurmalarını, hedefler belirlemelerini istediğini vurgulayarak, hayatı anlamlandıran, insanı dünyaya bağlayan, kişiye değer katan şeyin üretmek olduğunu ifade etti.

Yaptıklarının üzerine koymanın kendini aşmak olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnsan ürettikçe mutlu ve motive olur. İnsan düşünüp, tefekkür edip, çalışıp, çabalayıp ortaya iş koyduğunda mutlu, huzurlu, kendisiyle barışık olur. Her ne yapıyorsanız, hangi okulu okuyor, hangi işte çalışıyorsanız, yaptıklarınızın üzerine koymaya, kendinizi aşmaya özellikle gayret edin. İmkân bulmak, aslında imkânı oluşturmaktır. Unutmayın, imkân size gelmez, siz imkânlara gideceksiniz. Projeleriniz, planlarınız, tezlerinizle beraber, mücadele azminiz de varsa hiçbir güç sizi yolunuzdan geri döndüremez. İlmin ve başarının anahtarı çalışmak, disiplinli çalışmak ve sabretmektir. Azminizi, kararlılığınızı, inancınızı asla ama asla kaybetmeyin. Sizlerden yarını değil, daha ötesini görerek çalışmanızı, kendinizi geliştirmenizi bekliyoruz. Bunları başardığınızda Allah’ın izniyle sizlerin önünde durabilecek hiçbir engel tanımıyoruz” diye konuştu.

TÜRGEV’in dijital kültür alanında gençlere yönelik çalışmalarını da takdirle karşıladığını ayrıca belirtmek istediğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sizlerden beklentimiz, her alanda olduğu gibi dijital kültürde de sadece takipçi değil asıl içerik üreticisi olmanızdır. Medeniyetimizin, tarihimizin, değerlerimizin ışığında içerikler geliştirerek, bunları gençlerimize ve dünyaya açmanız son derece kıymetli çabalardır. Mevcut çalışmalarınıza yeni projeleri, girişimleri ekleyerek dijital dünyayı boş bırakmayacağınıza inanıyorum” ifadelerini kullandı.

Eski başbakanlardan Adnan Menderes’ten bu yana canlarıyla, kanlarıyla, emekleriyle büyüterek bugünlere getirdikleri çok partili demokrasinin 31 Mart Pazar günü yapılan Mahallî İdareler Seçimleri’nden başarıyla çıktığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Seçimlere gölge düşürme, seçmenin iradesini rehin alma girişimleri bir kez daha sandıkta hüsrana uğradı. Bizler kadere ve takdire inanan insanlarız. Sandık sonuçlarının da davamız, hareketimiz, mücadelemiz açısından Allah’ın izniyle hayra tebdil olacağına yürekten inanıyoruz. Bu tarz neticeler insanlık tarihi boyunca kiminin şımarıklığını, kiminin pervasızlığını, kiminin de sabrını, metanetini, dayanışmasını, birlikteliğini ve mücadele azmini artırmıştır” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 31 Mart’ın sadece yeni bir dönüm noktası değil, aynı zamanda daha büyük zaferlerin müjdecisi, muştusu ve habercisi olacağını vurgulayarak, “Yolumuza yenilenmiş, tazelenmiş, çok daha güçlenmiş, üstat Necip Fazıl’ın ifadesiyle ‘pekleşmiş’ bir şekilde devam edeceğiz. Siyasette yarım asra yaklaşan mücadelemizin zafer sancağını burca dikecek ve ardından gönül huzuruyla nöbeti sizlere devredeceğiz. Bakınız, ben bugüne kadar gençlerle yürümüş, gençlerin yoldaşlığından güç ve cesaret almış bir büyüğünüzüm” dedi.

Mensubu ve hizmetkârı olmaktan şeref duydukları millet için nice saldırıları göğüslediklerini, nice badireleri aştıklarını, nice ihanetleri püskürttüklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim karşılaştığımız sıkıntıları gençlerimiz yaşamasın diye emek verdik. Gerektiğinde ölümü göze alarak vesayet odaklarına meydan okuduk. Şahsen bedel ödesek bile ülkemize, insanımıza, özellikle geleceğimiz olan siz gençlerimize bedel ödettirmemeye çalıştık. İmkânlarımızı zorlayarak üzerimize düşeni yapmanın gayretindeyiz. Gençlerimiz olarak sizler de sorumluluklarınızı yerine getireceksiniz” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, artık gençlerin zamanının misafiri olduklarını kaydederek, şunları söyledi: “Bizden önceki aksiyon, fikir ve gönül adamlarının namusumuza emanet ettiği, bizim de canımız pahasına sahip çıktığımız davamızı inşallah yakında sizler omuzlayacaksınız. Bu emaneti sizler taşıyacak, sizler yükseltecek ve yücelteceksiniz. Sizlerin şu vakur duruşunu, şu azmini, öz güvenini gördükçe verdiğimiz mücadelenin boşa gitmediğini de görmenin bahtiyarlığını yaşıyorum. Rabbime, şahsıma sizler gibi yol ve mücadele arkadaşları bahşettiği için hamdediyorum. Yüreğimi ısıtan şu gözlerinize baktıkça, Allah’ın izniyle yarınlarımızın bugünümüzden çok daha aydınlık olacağına tüm kalbimle inanıyorum. Her birinizi ayrı ayrı alkışlıyorum.”

TÜRGEV çatısı altında yürütülen hizmetlerde emeği geçen tüm dostlarına teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ramazan ayının sizlerle birlikte başta Gazze’deki mazlumlar olmak üzere tüm Müslümanlar için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Rabbim, bu mübarek günler hürmetine tüm mazlum ve mağdurların yardımcısı olsun” dedi.

İNANOĞLU’NUN AİLESİNE VE SİNEMA CAMİASINA BAŞSAĞLIĞI

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yönetmen ve yapımcı Türker İnanoğlu’nun vefatıyla ilgili, “Sizlere veda etmeden önce, dün sevenlerinin son yolculuğuna uğurladığı, Türk sinemasının usta ismi yapımcı ve yönetmen, 2018 yılı Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü sahibi Türker İnanoğlu’nu burada rahmetle anıyorum. Kültür sanat dünyamızın ‘Bay Sineması’nın acılı ailesine, yakınlarına ve sinema camiamıza başsağlığı diliyorum” ifadelerini kullandı.

HABER BURADA

DÜNYA

seers cmp badge