Connect with us

Dünya

“Ülkemizi bölgesel ve küresel meselelerde söz ve etki sahibi yaptık”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi Başkanlığı Subay ve Astsubay Öğrencileri Mezuniyet Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Ülkemizi bölgesel ve küresel meselelerde söz ve etki sahibi yaptık, çözümün anahtarını elinde tutan stratejik bir konuma yükselttik” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beytepe’de Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi Başkanlığı Stadyumu’nda düzenlenen Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi Başkanlığı Subay ve Astsubay Öğrencileri Mezuniyet Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.

Akademiden başarıyla mezun olan öğrencileri tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün 763’ü subay, 2 bin 937’si astsubay olmak üzere toplam 3 bin 700 evladımızı görev yerlerine uğurlamanın heyecanını yaşıyoruz. Bu mezunlarımız arasında kendi öğrencilerimizin yanı sıra dost ve kardeş ülkelerden gençlerimiz de bulunuyor. Her biri milletimizin gönül elçisi olan misafir öğrencilerimizi de kutluyor, kendilerine ülkelerinde üstlenecekleri görevlerde başarılar diliyorum” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, mezun olan yabancı öğrencilerin hem kendi toplumlarına hizmet edeceğini hem de ülkeler arasındaki ilişkilerin gelişmesine önemli katkı sağlayacağını belirterek subay ve astsubayları en donanımlı şekilde yetiştiren öğretmenler, komutanlar ve ailelerine teşekkür etti.

“GENÇLERİMİZİN EN NİTELİKLİ ŞEKİLDE YETİŞMESİNİ VATANIMIZIN BEKASI AÇISINDAN HAYATİ EHEMMİYETTE GÖRÜYORUM”

Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisinden, kurulduğu 2016’dan bugüne kadar 33’ü uluslararası öğrenci olmak üzere toplam 23 bin 546 gencin mezun olduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bugün mezuniyet sevinci yaşayan her öğrencimiz, tıpkı selefleri gibi Türkiye’nin en gözde eğitim kurumlarından birinde eğitim aldılar. Bu çatı altında bulundukları süre boyunca evlatlarımız, mesleki becerileri yanında akademik, sosyal ve entelektüel yönlerini de geliştirdiler. Pratik ve teorik açıdan yoğun bir eğitimi alınlarının akıyla bitirerek üstlenecekleri vazifeye hazır hâle geldiler. Yeni mezunlarımız, Jandarma ve Sahil Güvenlik teşkilatlarımızın farklı kademelerinde görev alarak yüksek vazife şuuru içinde milletimize aşkla hizmet ettiler, bundan sonra da hizmet edeceklerdir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, mezun olan subay ve astsubayların üstlendikleri sorumluluğu, şartlar ne olursa olsun hakkıyla yerine getireceğine yürekten inandığını dile getirerek, “Jandarma ve Sahil Güvenlik teşkilatlarımızın gelecekteki komutanlarını yetiştiren bu akademide alınan eğitimi son derece önemsiyorum. Buradaki gençlerimizin en nitelikli şekilde yetişmesini, milletimizin huzuru yanında vatanımızın bekası açısından da hayati ehemmiyette görüyorum” diye konuştu.

Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisinin bir benzerinin dünyada olmadığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Burası bambaşka, bu fiziki mekana sahip olan böyle bir akademi yok ve buradan da eserleri görüyorsunuz. Bu şekilde dipdiri imanıyla, itikadıyla bir nesil yetişecek, komutanlar ordusu yetişecek. Onlar da ne Gabar’da ne Cudi’de ne Tendürek’te ne Bestler Dereler’de bugüne kadar nasıl terörist bırakmadıysalar, bundan sonra da bırakmayacaklar” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, polis ve jandarma teşkilatının yangın, sel gibi felaketlerde de fedakârca çalıştığını vurguladı.

“TARİHİYLE, KÜLTÜRÜYLE, DEĞERLERİYLE NAM SALMIŞ BÜYÜK BİR DEVLETİZ”

Türkiye’nin, üç kıtanın kesişme noktasında yer alan, stratejik önemi fevkalade yüksek bir coğrafi konuma sahip olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Asya’dan Afrika’ya, Kafkasya’dan Avrupa’ya uzanan geniş bir bölgede yaşanan her olay, bizi doğrudan etkilemektedir. Afganistan’da 40 yıldır devam eden iç karışıklıkların, Libya’daki ardı arkası kesilmeyen kardeş kavgasının, Yemen’de çözüme kavuşturulamayan çatışmaların, Suriye’de 11 yıldır devam eden zulüm ve saldırıların, Balkanlarda yeniden alevlenmeye başlayan gerilimlerin, Afrika’da her yıl yüz binlerce cana mal olan açlık ve fakirliğin, Kafkasya’da körüklenmeye çalışılan fitne girişimlerinin, velhasıl komşularının yanı sıra çok geniş bir alanda ortaya çıkan krizlerin menfi yansımalarını en fazla hisseden ülke, hiç şüphesiz ülkemiz, vatanımız Türkiye’dir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kim ne derse desin, coğrafi konumu, kültürel ve beşeri bağları itibarıyla Türkiye’nin buralara sırtını dönme lüksünün olmadığını vurgulayarak şöyle konuştu: “Komşularımıza ateş düşmüşse, kapılarımızı, pencerelerimizi kapatıp ‘bana ne’ diyemeyiz. Yüzyıllar boyunca cihana adalet dağıtmış bir ecdadın torunları olarak ‘Bize ne Kudüs’ten, bize ne Filistin’den, bize ne Suriye’den, Irak’tan, Yemen’den, Türkistan’dan’ diyemeyiz. Hele hele Batılılar gibi, ‘Bana ne başkalarının acısından, gözyaşından’ hiç diyemeyiz. Çünkü biz tarihiyle, kültürüyle, değerleriyle nam salmış büyük bir devletiz. Biz, vicdanıyla, merhametiyle temayüz etmiş büyük bir milletin evlatlarıyız. Ne diyor şair, ‘Bir zamanlar biz de millet, hem nasıl milletmişiz, gelmişiz dünyaya millet, milliyet nedir öğretmişiz.’”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, zorluklara aldırmadan, gereği neyse onu yapmanın, onu yerine getirmenin, mazlum ve mağdura kucak açmanın vicdani görev olduğunu söyledi.

Dili, kültürü, kökeni, meşrebi ne olursa olsun, bölgenin tüm halklarının, birbirlerinin kardeşleri, akrabaları olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, birinin yaşadığı acıya diğerinin kayıtsız kalmasının her şeyden önce kadim kardeşlik ve akrabalık hukukuna aykırı olduğunu dile getirdi.

“BİZ YOLUMUZA DEVAM EDECEĞİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Filistin, Suriye, Irak ile diğer dost ve kardeş halklarla ilişkimizi eleştirenler, Türkiye’nin sadece coğrafi konumundan değil, aynı zamanda tarihî ve beşeri derinliğinden de bihaber olan gafillerdir. Şayet birisi, zerre kadar tarih bilgisi olup da hâlâ ‘Türkiye’nin Suriye’de ne işi var?’ diyorsa emin olun ülkemizin kötülüğünü istiyordur. Haritayı önüne koyup da hâlâ ‘Irak ile niye yakından ilgileniyoruz?’ diye soran kimse varsa Türkiye’nin fenalığını düşünüyordur. Yunanistan’a yapılan askerî yığınağı gördüğü hâlde hâlâ savunma sanayi atılımlarımızı eleştiren varsa stratejik öngörüsünü kaybetmiş demektir. Başkaları 10 bin kilometre öteden gelip Suriye’ye, Irak’a, Libya’ya müdahil olurken ses çıkarmayanların, Türkiye’nin sınır ötesi harekâtlarını hedef alması, eğer husumetten kaynaklanmıyorsa basiretsizliğin işaretidir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “10 bin kilometre öteden ülkeme ve ülkemde teröristlere tırlarla eğer mühimmat getiriyorsa eğer buraya bütün araç, gereç getiriyorsa ve onlarla sınır ötesi bize operasyon yapıyorlarsa onlara da biz, sınır ötesinde, yaptığımız anlaşmayla sınır çizgisinin 30 kilometre ötesine kadar gereken cevabı veriyoruz. Bundan rahatsız oluyorlarsa hiç kusura bakmasınlar onlar rahatsız olacak, biz de yolumuza devam edeceğiz. Elbette gün gelecek, tarih bunları yargılayacak ve hükmünü verecektir” diye ekledi.

Yabancı basına, Türkiye’yi ve Türkiye’nin savunma sanayi hamlelerini şikâyet edenlere acıdıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, insansız hava araçlarını, silahlı insansız hava araçlarını, akıncıları, savaş uçaklarını yapacaklarını, helikopterleri de yapmaya devam edeceklerini belirtti.

“TÜRKİYE DİPLOMATİK, EKONOMİK VE ASKERÎ BAŞARILARIYLA GÖZ DOLDURMAKTADIR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Son 20 yıldır olduğu gibi bugün de onları kendi hırsları, kendi sığ hesaplarıyla baş başa bırakıp işimize bakıyoruz. Kimse, Yunanistan’da 10-15 Amerikan üssü var diye eleştirmiyor. Kimse, Batı Yunanistan’a yığınak yapıyor diye eleştirmiyor ama en ufak bir ses çıktığı zaman ‘Türkiye, Yunanistan’ı tehdit ediyor’ Hayır. Eğer bize yan bakan olduğu zaman yan bakana kusura bakmasınlar herhalde biz de düz bakmayız. Biz kimseye, hiçbir ülkeye husumet beslemiyoruz. Tam tersine her ülkeyle, her toplumla mümkün olan en iyi, en ileri, en samimi ilişkileri kurmak ve geliştirmek istiyoruz. Amacımız yakın komşularımızdan başlayarak çevremizde bir ‘barış ve iş birliği kuşağı’ tesis etmektir. Birileri tarafından bilinçli olarak bölgemize giydirilen kardeş kavgası ve husumet üzerine kurulu deli gömleğini yırtıp atmakta kararlıyız. Özellikle son dönemde, bu yönde pek çok olumlu adım attık. Kimi konularda anlaşmazlık yaşadığımız ülkelerle ilişkilerimizi kazan kazan ve karşılıklı saygı temelinde yeniden rayına oturttuk.”

Rusya-Ukrayna savaşında Türkiye’nin arabuluculuk rolünü çok daha güçlü bir biçimde öne çıkardıklarının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’yi, bölgesel ve küresel meselelerde söz ve etki sahibi yaptıklarını, çözümün anahtarını elinde tutan stratejik bir konuma yükselttiklerini aktardı.

Türkiye’nin, çatışmaların, istikrarsızlıkların eksik olmadığı sancılı bir bölgede, diplomatik, ekonomik ve askerî başarılarıyla göz doldurduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İçimizdeki birileri anlamasa da akıl ve izan sahibi herkes, Türkiye’nin bu hamlelerini görüyor, takdir ediyor” şeklinde konuştu.

“NEREDE BİR TERÖRİST VARSA KAYNAĞINDA ETKİSİZ HÂLE GETİRİYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin güvenlik politikalarında, mevcut paradigmaları değiştiren başarılarının inkâr edilemez bir gerçek olduğuna dikkati çekti.

“Artık terörün kapımıza dayanmasını beklemiyor, terör tehdidi nereden geliyorsa nerede bir terörist varsa kaynağında etkisiz hâle getiriyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin operasyon derinliğini, Suriye’den Irak’a kadar uzattıklarını, kendilerini en emniyette hissettikleri bölgelerde bile bölücü terör örgütüne tarihinin en ağır darbelerini indirdiklerini anlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bunu da başkaları gibi sivil, terörist ayrımı gözetmeden toptan imha yerine, âdeta bir kuyumcu titizliğiyle, kılı kırk yaran bir hassasiyetle yürütüyoruz. Askerimiz, polisimiz, jandarmamız, istihbaratçımız, güvenlik korucumuz tam bir koordinasyon içinde hareket ederek terör örgütlerine nefes aldırmıyor. Öyle ki bir dönem teröristlerin cirit attığı dağlarda, artık vatandaşlarımız terör tehdidinin korkusunu hissetmeden, aileleriyle piknik yapmanın huzurunu yaşıyor. Teröristlerin saldırılarından dolayı yatırım alamayan bölgelerimiz, bugün turizmden sanayiye her alanda zirveleri zorluyor, ihracatta, istihdamda rekorlar kırıyor.”

“İNSANIMIZIN HUZURUNA KASTEDEN TÜM ODAKLARA KARŞI GEREKEN HER TÜRLÜ TEDBİRİ ALIYORUZ”

Türkiye’nin, sadece terörle mücadelede değil, suç örgütleri ve düzensiz göçle mücadelesinde de başarı çıtasını sürekli yukarıya taşıdığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sahil Güvenliğimizin olağanüstü çabalarıyla Ege’de ölümlerin önüne geçtik. Son 2 yılda Yunanistan tarafından botları batırılıp ölüme terk edilen, çoğu kadın ve çocuk, 41 bin insanın hayatını biz kurtardık. Sahil Güvenlik teşkilatımız tarafından yakalanan düzensiz göçmen sayısı 245 bine ulaştı. Jandarma teşkilatımız da sınır bölgelerimiz başta olmak üzere, düzensiz göçle ve insan kaçakçılarıyla mücadelesini kararlılıkla sürdürüyor” şeklinde konuştu.

Uyuşturucu baronlarına ve gençlerin geleceğini çalan zehir tacirlerine göz açtırmadıklarını da anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnsanımızın huzuruna, vatanımızın birlik ve bütünlüğüne kasteden tüm odaklara karşı gereken her türlü tedbiri alıyoruz. İnşallah sizlerin de katılımıyla farklı cephelerde verdiğimiz bu zorlu mücadelemizi artık çok daha başarılı ve etkin şekilde yürüteceğiz” dedi.

“HAYATA GEÇİRDİĞİMİZ REFORMLARLA TÜRKİYE’NİN BİR DAHA VESAYET GİRDABINA SÜRÜKLENMESİNE MÜSAADE ETMEDİK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, mezun öğrencilere şöyle seslendi: “Farklı rütbelerde, teşkilatımızın farklı sınıf ve birimlerinde, ülkemize ve milletimize hizmet edeceksiniz. Tahsil hayatınız boyunca edindiğiniz bilgi, birikim, tecrübe ve yeteneklerin, bu süreçte sizlere daima yol göstereceğine inanıyorum. Sizlerden devletimize büyük bir aşkla hizmet ederken şu kadim ilkeyi asla aklınızdan çıkarmamanızı istiyorum. Devleti korumanın yegâne yolu, bağrından çıktığınız milleti korumaktır. İnsanımıza tepeden bakanların, insanlarımızı hor, hakir görenlerin, kendini toplumdan izole edenlerin ne bu ülkeye ne de millete faydası dokunur. Türkiye, kendini kanunların, hukukun ve demokratik prensiplerin üstünde görenlerden çok çekmiş bir ülkedir. Bizler aynı zamanda demokrasi dışı yöntemlerle millî iradenin ve siyasetin dizayn edildiği acı günler yaşadık. Hamdolsun, 2002’den itibaren hayata geçirdiğimiz reformlarla Türkiye’nin bir daha vesayet girdabına sürüklenmesine müsaade etmedik.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz ihanetinde milletle omuz omuza verdikleri mücadele sayesinde Türkiye’de merkezinde hukukun, sivil iradenin, insan haysiyetinin olduğu yepyeni bir sistemi inşa ettiklerini belirterek şunları kaydetti: “Sizlerden bu yeni dönemin ruhuna uygun şekilde, insanımızın canına, malına, temel hak ve hürriyetlerine el uzatanlara karşı tavizsiz bir duruş sergilemenizi bekliyorum. Sizlerden görevinizi kanunlar ve mevzuat çerçevesinde yaparken, vatandaşlarımıza karşı daima müşfik davranmanızı bekliyorum. Milletimizin hakkını koruma noktasında en küçük bir zafiyet göstermeden sorumluluklarınızı yerine getireceğinize inanıyorum. Devletin ve milletin emri, hizmeti, hiyerarşisi dışında bir yerin tasallutuna girmeyeceğinizden şüphe duymuyorum. Sizlere güveniyorum ve diyorum ki ‘tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet’ Rabbim sizleri her türlü kazadan, beladan, saldırıdan, görünür, görünmez her türlü musibetten muhafaza buyursun diyorum.”

Türkiye’nin bekası uğrunda can veren şehitleri rahmetle yâd eden, gazilere şükranlarını sunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisinin tüm hocalarını, tüm komutanlarını, mezunları ve ailelerini tebrik etti.

Dünya

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dünya İklim Eylemi Zirvesi’ne katıldı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dubai’de Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 28’inci Taraflar Konferansı (COP28) kapsamında düzenlenen Dünya İklim Eylemi Zirvesi’ne katıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, zirvenin yapılacağı Expo City Dubai’ye gelişinde, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Devlet Başkanı Muhammed bin Zayid Al Nahyan ve Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres tarafından karşılandı.

Liderler, aile fotoğrafının ardından açılış programına katıldı.

HABER BURADA

Dünya

“Ekonomimizi enflasyon belasından kurtaracak programları uyguluyoruz”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, “Ekonomide dengeleri tekrar kurmanın vakit aldığı bir gerçektir. Bunun için, sabırla ve kararlılıkla, istihdam ve yatırım odağını kaybetmeden, ekonomimizi enflasyon belasından kurtaracak programları uyguluyoruz. Türkiye’nin kazanımlarını korumak, kayıplarını telafi etmek, hedeflerinden kopmamasını sağlamak, önceliklerimizin en başında yer almaktadır” dedi.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi’nde düzenlenen Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’na katılarak bir konuşma yaptı.

Sözlerine, “Üstad’ın, ‘Bu dava hor, bu dava öksüz, bu dava büyük’ dediği kutlu davamıza omuz veren, gönül veren, sahip çıkan tüm yol arkadaşlarımızı yürekten selamlıyorum” diyerek başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, son Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısını 24 Ağustos’ta büyük kongreden önce gerçekleştirdiklerini anımsattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, aradan geçen süre zarfında ülke, millet, demokrasi ve partileri açısından önemi haiz pek çok kritik gelişmeyi geride bıraktıklarını söyledi.

AK Parti’nin 4. Olağanüstü Büyük Kongresi’ni, 7 Ekim’de partiye ve temsil ettiği değerlere yakışır şekilde alınlarının akıyla icra ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kongremiz bir AK Parti klasiği olan süreklilik içinde değişim yönümüzün ne kadar güçlü, hâlen ne kadar diri olduğunu tekrar göstermiştir. Ak saçlılarımızın tecrübesiyle, gençlerimizin heyecanını birleştirdiğimiz kongremizde partimizin yönetim organlarını da belirledik. Merkez Karar ve Yönetim Kurulu üyelerimizden 49 arkadaşımız bayrağı yeni yol arkadaşlarımıza teslim etti. Görevi devreden arkadaşlarımıza, partimize ve davamıza yaptıkları üstün hizmetler dolayısıyla bir kez daha şükranlarımı sunuyorum. Parti kurullarımıza asil ve yedek olarak seçilen tüm arkadaşlarımızı da gönülden tebrik ediyorum. Kongre sürecimizin öncesinde üç kademe il başkanlıklarımızın bazılarında çeşitli değişiklikler yaşandı. Bu arkadaşlarımıza da emekleri için teşekkür ediyorum. Yeni görevleriyle, toplantılarımıza ilk defa katılan arkadaşlarımıza Rabbimden başarılar niyaz ediyorum.”

“KAMPANYA EKİBİMİZLE ÇALIŞMALARA BAŞLADIK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kongrenin ardından 31 Mart seçimleriyle ilgili hazırlıkları çok daha yoğun bir şekilde başlattıklarını ifade etti.

Partinin öncelikleri çerçevesinde seçim takviminin ilerlediğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: “Temayül yoklamalarımızı, Türk siyasetine örnek olacak bir demokrasi ikliminde sizlerin de desteğiyle tamamladık. Yarın kamu görevlilerinin istifa süreci doluyor. Meclis üyeliği için başvuruları 3 Aralık’a kadar alacağız. Süreç kendi mecrasında ilerlerken biz de gündemimizi işletiyoruz. Milletimizin huzuruna en doğru, en isabetli, en gayretli isimlerle çıkmanın çabasındayız. Temayül yoklamalarıyla, saha araştırmalarıyla, istişarelerle, görüşmelerle, partimize mahsus diğer yöntemlerle adaylarımızı belirleyeceğiz. Kampanya ekibimizle çalışmalara başladık. Cumhur İttifakı ortağımız MHP ile görüşmelerimiz olumlu bir mecrada karşılıklı anlayış ve saygı ekseninde devam ediyor. Görevlendirdiğimiz arkadaşlarımız muhataplarıyla sürekli temas hâlinde. Biz de dün MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’yi Külliyemizde ağırladık. Kendisiyle oldukça verimli bir görüşme gerçekleştirdik. Millî irade düşmanlarına karşı 15 Temmuz gecesi meydanlarda kurulan ittifakımızı daha da güçlendirerek geleceğe taşıma azmindeyiz. Gayemiz, İstanbul ve Ankara başta olmak üzere 5 yıldır hizmetsizlik girdabında boğulan şehirlerimizi gerçek belediyecilikle tekrar buluşturmaktır.”

“İSTANBUL ESKİ GÜNLERİNİ MUMLA ARAR HÂLE GELDİ”

Grup toplantısında ilan ettikleri “Yeniden İstanbul”un bu mücadelenin parolalarından biri olacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “İşte sizler de görüyorsunuz. Dünyanın göz bebeği olan İstanbul, CHP zihniyetinin elinde eski günlerini mumla arar hâle geldi. Ortaya bir eser koyamadıkları gibi bizim başlattığımız ve belli bir aşamaya getirdiğimiz projeleri bile devam ettiremediler. Eskiyen reklam panolarını yenilemekten başka bir icraatları yok. AK Parti döneminde, sakinlerinin yaşamaktan huzur duyduğu aziz İstanbul, ne yazık ki CHP’li iş bilmezlerin yönetimi altında İstanbulluları yoran bir şehir hâline dönüştü. Hepimizin bildiği Kara Tren türküsünü şimdi İstanbul halkı her gün söylüyor. Ne diyordu o meşhur türküde… ‘Kara tren gecikir belki hiç gelmez, dağlarda salınır da derdimi bilmez, dumanın savurur, hâlimi görmez, kan dolar yüreğim gözyaşım dinmez’ Bugün de İstanbullu kardeşlerimiz gözü yolda otobüs, metrobüs, metro bekliyor. Ama bunların hiçbiri vaktinde gelmiyor. Hadi geç de olsa geldi diyelim, bu sefer de bakımsızlıktan dolayı yolda kalıyor. Aynı vahim tablo diğer tüm CHP’li belediyeler için de geçerlidir.”

“ŞEHİRLERİNE HİZMET ETME GEREĞİ BİLE DUYMUYORLAR”

“Büyükşehri, ili, ilçesi ve beldesiyle CHP’li belediyelerin alametifarikasının, vatandaşa nasıl hizmet edilir bilmemek olduğunu” söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Niye? Çünkü umurlarında değil. Bunların gündeminde emanetini taşıdıkları insanlara hizmet etmek, eser kazandırmak, milletin sıkıntılarına çözüm üretmek gibi bir dertleri yok. Çok daha kötüsü, bunu öğrenmek gibi bir niyetleri de yok. Alışmışlar, istismar ve korku siyasetine. Alışmışlar ‘Tıpış tıpış bize oy vereceksiniz” demeye, şehirlerine hizmet etme gereği bile duymuyorlar. Bir de bunu utanmadan, sıkılmadan kameralar önünde söylüyorlar. CHP’li belediye başkanlarının olduğu yerlerde vatandaşımız öyle bir hâle gelmiş ki en küçük bir hizmet görse halay çekiyor, davul zurna çalıyor. Ne hâle düştük. Yani, vatandaş neredeyse asfalt döküldü, çöpü toplandı, parkı yapıldı, yoldaki çukur kapatıldı diye kurban kesecek. Hâle bakın. Hatta kimi yerlerde oy verip seçtikleri belediye başkanlarının şehirlerine geldiğini duyunca 40 yıldır görmediği dostunu görmüş kadar seviniyor. Milletimizi inşallah bu cendereden Mart ayının sonunda hep birlikte kurtaracağız. Şehirlerimizin bir beş sene daha kaybetmesine müsaade etmeyeceğiz. AK Parti ve Cumhur İttifakı yönetiminde olan tüm belediyelerimizi korumakla kalmayacak, Allah’ın izniyle çok daha yüksek oy oranlarıyla tekrar kazanacağız.”

“AFETİN YIKTIĞI ŞEHİRLERİMİZİ AYAĞA KALDIRANA KADAR DURMAYACAĞIZ”

“Kazanmak, hem de ezici bir oranla kazanmak dışında hiçbir seçeneğimizin olmadığı bir seçime daha hazırlanıyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, genel merkez ve Meclis grubuyla gelecek dört aylık zamanın hazırlıklarını tüm boyutlarıyla en ince ayrıntılarıyla yürüttüklerini söyledi.

Kabinenin, eser ve hizmet siyasetini kesintisiz şekilde sürdürdüğünü belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Partili belediyelerin birçok yerde çeyrek asrı aşan tecrübeleriyle yerel yönetimler alanında bir destan yazdığını ifade etti.

Her bir belediyenin saymaya kalkılsa saatler sürecek eserleri ve doğrudan vatandaşın hayatına dokunan hizmetleri bulunduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, çevrenin korunmasından dezavantajlı grupların desteklenmesine kadar Birleşmiş Milletlerin sürdürülebilir kalkınma hedeflerini titizlikle gerçekleştiren yerel yönetimlerin kendi belediyeleri olduğunu kaydetti.

AK Partili belediyelerin iyi uygulama örnekleriyle uluslararası alanda diğer yerel yönetimlere de emsal teşkil ettiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Deprem bölgesinden elimizi zaten hiç çekmedik. Kardeş belediyeler uygulamamız başarılı bir şekilde yürüyor. Afetin yıktığı şehirlerimizi ayağa kaldırana kadar durmayacağız. Kurumlarımızın tamamıyla olduğu gibi belediyelerimizle de deprem bölgesindeki vatandaşlarımızın yanında olmayı sürdüreceğiz. Aralık ayı boyunca bölge genelinde 46 bin konutun ve köy evinin hak sahiplerine teslimini yapacağız. Böylece ahde vefamızı, verdiğimiz sözlerin arkasında olduğumuzu bir kez daha göstereceğiz.”

“BU ÜLKENİN HER KARIŞ TOPRAĞINI AYNI STANDARTTA ESER VE HİZMETLERLE DONATAN BİZİZ”

Muhalefet cenahının hizmet yarışında kendileriyle boy ölçüşemeyeceğini bildiği için her zamanki gibi yalan ve iftira silahına sarıldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Sadece bu kadarla kalsalar, hem söylemimizle hem hukuk önünde ağızlarının payını verir, Allah’ın izniyle yerlerine oturturuz. Ancak siyasi ihtirasları uğruna ülkemizin 1970 ve 1990’lı yıllarda yaşadığı sıkıntıların sebebi olan sosyal fay hatlarını kaşımaktan da çekinmemeleri, bizi milletimizin geleceği adına endişelendiriyor. İnsanımızı sınıflara bölmeye ve bunların arasında astlık üstlük ilişkisi kurmaya kalkan zihniyet ancak tek parti faşizmi özentisi olabilir. Çünkü bu ülkenin insanları, sadece o dönemde böyle bir zillete maruz kalmıştır. Milletimiz, Demokrat Partiyi ve Menderes’i, işte bu faşist zihniyeti yerle yeksan eden devrimi başlattığı için hâlâ kalbinin en mutena köşesinde yaşatıyor. Aynı şekilde Özal’ı da bu yolu takip ettiği için adı her geçtiğinde hayırla yâd ediyor.”

AK Parti’nin belediyelerde 30 yıla yaklaşan, hükûmette 21 yılı geride bırakan iktidarının gerisindeki sırrı arayanların ilk bakacağı yerin de burası olması gerektiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu ülkenin, bırakın aynı şehirde yaşayan insanları arasında ayrımcılık yapmayı, doğusuyla batısıyla kuzeyiyle güneyiyle her karış toprağını aynı standartta eser ve hizmetlerle donatan biziz” dedi.

Eğitimden sağlığa, güvenlikten adalete, ulaştırmadan enerjiye, tarımdan şehirciliğe kadar her alanda yaptıkları tüm eser ve hizmetleri sundukları insanların hiçbirinin kimliğine bakmadıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatandaş, bölge ve şehirler arasında asla ve asla ayrımcılık yapmadıklarını vurguladı.

“HER BİR İNSANIMIZI BU ÜLKENİN BİRİNCİ SINIF VATANDAŞI OLARAK GÖRDÜK”

Her bir insanı bu devletin ve ülkenin birinci sınıf vatandaşı olarak gördüklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aksini söyleyen sadece bize değil, bu ülkeye de bühtan ediyor ve yalan söylüyor demektir” ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 20-30 yıl öncesiyle mukayese edildiğinde, vatandaşların artık hükûmetten de belediyelerden de beklenti seviyelerinin çok değiştiğine dikkati çekti ve şunları kaydetti: “Sadece iş, sadece aş, sadece eğitim, sadece sağlık, sadece altyapı hizmeti sunmak kimseye yeterli gelmiyor. İstihdamı 32 milyonun üzerine çıkarmış, eğitimi ana sınıfından üniversitesine, her aşamasına, herkes için erişilebilir kılmış, sağlıkta, dünya çapında bir sistem kurmuş, ulaşım başta olmak üzere altyapısını baştan sona yenilemiş bir ülkede insanların böyle bir hissiyata kapılmasını elbette tabii karşılamamız lazım. Bunlar hükûmetin zaten yapması gereken asgari hizmetler olarak görülüyor. Sorduğunuz zaman ‘Göreviniz, tabii ki yapacaksınız?’ Bunu söylüyorlar. Peki, bundan önce gelenler, bizden önce gelenler bunları niye yapmadı? Gençler başta olmak üzere vatandaşımızın hükûmetimizden beklentisi daha yüksek standartlarda bir hayat seviyesini kendisine sağlamasıdır.”

Türkiye Yüzyılı’nın bu hedefin adı, aynı durumun belediye hizmetleri için de geçerli olduğunu bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her ne kadar CHP’li belediyeler henüz klasik belediyecilik hizmetlerini vermeyi beceremese de AK Parti olarak bizim vizyonumuz çok ama çok farklıdır. Hem partimizin genel merkez birimlerinin hem ilgili bakanlıklarımızın bu doğrultuda çok önemli hazırlıkları var. İnşallah 31 Mart seçimleri kampanyası sürecinde bu hazırlıkları milletimizle paylaşarak, AK Parti’nin farkını bir kez daha göstereceğiz” şeklinde konuştu.

“İNSANIMIZIN GÜNLÜK HAYATINDA YAŞADIĞI SIKINTILARI GÖRMEZDEN GELİYOR DEĞİLİZ”

“Tüm bunları söylerken insanımızın günlük hayatında yaşadığı sıkıntıları görmezden geliyor veya inkâr ediyor değiliz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları aktardı: “Türkiye’nin yaklaşık on yıldır siyasetten güvenliğe ve ekonomiye kadar her alanda sinsi ve kasıtlı bir saldırı altında olduğunu kimse reddedemez. Sokakları karıştırmaktan darbe girişimine, ekonomik tuzaklardan siyaset mühendisliklerine kadar yaşamadığımız hadise kalmadı. Hamdolsun, milletimizle birlikte bu badirelerin hepsini de göğüslemeyi ve yıkılmadan ayakta kalmayı başardık. Küresel düzeyde Kovid-19 salgınıyla başlayan ve Rusya-Ukrayna savaşıyla derinleşen bir krizin olumsuz etkileriyle boğuşuyoruz. Biliyorsunuz bu süreçte yatırım, istihdam, üretim ve ihracat odaklı bir yaklaşımla hareket ettik. Her kesimden insanımızın bu küresel tsunamiden en az düzeyde etkilenmesini teminen tüm kaynaklarımızı harekete geçirdik. Hayat pahalılığının bilhassa dar gelirli insanımızın refah seviyesinde yol açtığı gerilemeyi telafi etmek için pek çok mekanizma kurduk. Yeri geldiğinde kendimizi sollama pahasına, ne yapılması gerekiyorsa onu yerine getirmekten çekinmedik.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünkü grup toplantısında enerjiden emekli maaşlarına, aile ve gençlik fonundan ihracatçılara yönelik teşviklere kadar geniş bir yelpazede verdikleri desteklerin icmalini çıkardıklarını belirterek, “Ancak, ekonomide dengeleri tekrar kurmanın vakit aldığı bir gerçektir. Bunun için sabırla ve kararlılıkla istihdam ve yatırım odağını kaybetmeden, ekonomimizi enflasyon belasından kurtaracak programları uyguluyoruz” dedi.

Türkiye’nin kazanımlarını korumak, kayıplarını telafi etmek ve bu hedeflerden kopmamasını sağlamanın önceliklerinin en başında yer aldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölgenin ve dünyanın güvenlikten ekonomiye her alanda adeta kaynadığı bir dönemde Türkiye’nin en büyük gücünün, güven ve istikrar iklimini muhafaza etmesi olduğunu vurguladı.

“İSTİSNASIZ HER BİR ARKADAŞIMIZ ÜLKEMİZE VERDİĞİ HİZMET ÖLÇÜSÜNDE DEĞER SAHİBİDİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, mayıs ayındaki Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Genel Seçimleri’nde bu hakikati millete anlattıklarını, milleti ikna ettiklerini ve desteğini aldıklarını kaydederek, 28 Mayıs’tan beri yaşananların hem kendilerinin ne kadar haklı olduğunu hem de milletin ne kadar büyük bir badire atlattığını defalarca ispat ettiğini söyledi.

“Önümüzdeki belediye başkanlığı seçiminde de yapacağımız işte budur” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Hükûmette sağladığımız istikrarı, muhalefetin elinde bizar olan belediyelere de teşmil ederek, şehirlerimizin kalkınmasını hızlandırmak istediğimizi herkese anlatacağız. Yolunu, kaldırımını, asfaltını, çöpünü, kanalizasyonunu, arıtmasını çözememiş muhalefet belediyelerinin karşısına Türkiye Yüzyılı belediyeciliği ile hep birlikte çıkacağız. Kendi belediyelerimizde de bu vizyona ayak uyduramayan arkadaşlarımız varsa bayrak yarışı yaklaşımıyla yeni isimlerle çıtayı yükselteceğiz. Hep söylediğimiz gibi bu partide şahsım dâhil hiç kimse layüsel değildir. İstisnasız her bir arkadaşımız ülkemize, milletimize, şehrine ve partimize verdiği hizmet ölçüsünde değer sahibidir. Belediye başkan adaylarımızı bu anlayışla belirlemek boynumuzun borcudur. Bireysel siyasi hesaplardan hatır ve gönül ilişkilerine kadar bu yaklaşıma aykırı hiçbir unsurun aday belirleme ve seçim kampanyası çalışmalarını zehirlemesine izin veremeyiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, genel merkezden, Meclis grubundan ve teşkilatlardan beklentisinin 31 Mart seçimleri sürecine bu ilkeler çerçevesinde yaklaşmaları olduğunu belirterek, şunları kaydetti: “Aksi takdirde milletimizin karşısında hep birlikte boynumuz eğik kalır. İnanın eğik kalır ve ‘Nasıl oldu da biz bu duruma düştük?’ deriz. Onun için kararlı olacağız. Böyle bir vebalin altından hiçbirimiz kalkamayız. Diğer partilerde kimi maddi kimi ahlaki kimi şahsi dalaverelerle ortaya çıkan rezillikler AK Parti’nin kapısından içeri giremez. Bunun için hep birlikte partimize ve partinin kuruluş ilkelerine dört elle sarılmamız gerekiyor. Belediyelerde ve hükûmette geçen uzun iktidar yıllarının bizi bozmadığını, tam tersine tecrübeyle olgunlaştırdığını milletimize göstereceğiz.”

“EN KÜÇÜK REHAVETE, FİTNEYE İZİN VERMEDEN NETİCEYE ULAŞACAĞIZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, amaçlarının 31 Mart’ta 30’u büyükşehir, 51’i il, 922’si ilçe ve 390’ı belde olmak üzere Türkiye’deki 1393 belediyenin tamamına yakınını AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak kazanmak olduğunu belirterek, “Bu hedef doğrultusunda ‘sen, ben’ yok, ‘biz’ varız” dedi.

Salondaki partililere, “Seçim sonuçları belli olana kadar gece gündüz demeden çalışmaya var mıyız?” sorusunu yönelten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Evet” karşılığının ardından, “Eğer buna inanıyorsanız bu ses böyle çıkmaz” ifadesini kullandı.

Partililerin güçlü bir şekilde alkışlamasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her zaman, her an böyle bir duruş sergilemeliyiz. En küçük bir rehavete, aksaklığa, eksikliğe, dağınıklığa, zaafa, fitneye izin vermeden neticeye ulaşacağız. Men sabera zafera, hedef bu. Kim sabrederse zafere erişir” diye konuştu.

Sorumluluk alanları içinde hiçbir boşluk bırakmayacaklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Vatandaş neredeyse orada olmak bizim boynumuzun borcudur. Sizlere güveniyorum, sizlere inanıyorum. Sizlerden şehirlerinize döndüğünüzde tüm vatandaşlarıma en kalbi muhabbetlerimi iletmenizi istiyorum” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, COP 28 Zirvesi’ne katılmak üzere Dubai’ye gideceğini, yarın Türkiye’ye döneceğini ve pazartesi günü de Katar’daki yüksek düzeyli zirveye katılacağını bildirerek, “Bu süreç içerisinde de çalışmalarımızı hep beraber takip edeceğiz. Durmak yok yola devam. Efkan Bey ile beraber çalışmaya devam ediyorsunuz” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, program öncesinde, parti genel merkezinde Avrupa şampiyonu olan Down Sendromlu Futsal Millî Takımı oyuncuları ile bir araya geldi.

HABER BURADA

Dünya

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Maldivler Cumhurbaşkanı Muizzu ile görüştü

Maldivler Cumhurbaşkanı Muhammed Muizzu

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’ye ziyarette bulunan Maldivler Cumhurbaşkanı Muhammed Muizzu ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde bir araya geldi.

Görüşmenin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Maldivler Cumhurbaşkanı Muizzu huzurunda iki ülke arasında anlaşmalar imzalandı. Türkiye adına anlaşmaya Ticaret Bakanı Ömer Bolat imza attı.

HABER BURADA

DÜNYA

seers cmp badge