İbn Haldun Üniversitesi 2021-2022 Akademik Yılı Mezuniyet Töreni’ne katılarak bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, doktora mezunlarına da diplomalarını verdi.
Konuşmasının başında dün vefat eden fikir ve edebiyat dünyasının abidevi isimlerinden, Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Büyük Ödülü sahibi Rasim Özdenören’i rahmetle yâd eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Az önce Hakk’a uğurladık, makamı cennet olsun inşallah. Rasim Ağabey, ömrünü ‘düşüncesini söze, sözünü eyleme dönüştürmek’ için harcamış, bu uğurda emek vermiş, eser vermiş gerçek bir mücadele adamıydı. Yedi Güzel Adam’ın son temsilcisi olan Rasim Özdenören’e Allah’tan rahmet; ailesine, sevenlerine, okurlarına sabr-ı cemil diliyorum. Rabbim, Rasim Ağabeyi cennetiyle, cemaliyle müşerref eylesin diyorum” dedi.
Bugün diplomaları takdim edilecek İbn Haldun Üniversitesinin ilk mezunlarını tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Kuruluşunun üzerinden kısa bir süre geçmesine rağmen üniversitemiz; bünyesindeki 6 fakülte, 12 bölüm, 2 enstitü ve sahip olduğu toplam 1.701 öğrenciyle, iftihar verici bir seviyeye ulaşmıştır. Uluslararası öğrenci, lisansüstü öğrenci, tam burslu öğrenci oranları bakımından ilk sırada yer alan İbn Haldun Üniversitemiz, gençlerimiz tarafından en çok tercih edilen yükseköğretim kurumlarımızdan biridir.”
“VAKFIMIZ; NİTELİKLİ, EĞİTİMLİ, ÖZ GÜVEN SAHİBİ İNSANI YERLEŞTİREN BİR MEDENİYET MÜCADELESİ VERMEKTEDİR”
Bu başarının gerisinde, kendisinin de 1996 yılında kurucuları arasında yer aldığı İstanbul Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfıyla başlayan bir mücadelenin olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Daha sonra Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı, kısa adıyla TÜRGEV adını alan bu çatı altında yürütülen çalışmaların ulaştığı noktalardan biri de İbn Haldun Üniversitesidir. Kendi alanında ülkemiz sınırlarını aşıp uluslararası bir marka hâline gelen bu vakfımız, merkezine nitelikli, eğitimli, öz güven sahibi insanı yerleştiren bir medeniyet mücadelesi vermektedir” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Eğitim öğretim şayet bir medeniyet davasından beslenmiyorsa tek başına insanı ve toplumu fıtrata uygun istikamete yönlendiremez. TÜRGEV’in ve onun etrafında şekillenen yapıların gayesi, kendi milletimizden başlayarak tüm insanlığı günün sorunlarına cevap verecek ve geleceğin ihtiyaçlarını karşılayacak donanıma sahip kılmaktır. Üniversitemizin adını, kendi kavramıyla ümran ilminin, bugünkü tarifiyle sosyolojinin kurucusu İbn Haldun’dan alması işte böyle bir yaklaşımın ürünüdür” dedi.
“İNSANLIĞIN GELECEĞİNE YÖN VERECEK YENİ BİR DEĞİŞİMİN EŞİĞİNDEYİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyadaki tüm büyük kalkınma devrimlerinin, büyük değişimlerin gerisinde güçlü bir fikri temel olduğunun altını çizerek, şunları kaydetti: “Fikri temelden yoksun bir kalkınma çabası, insanlığı ekonomik olarak zengin kılsa da gönül çoraklığının hâkim olduğu belirsizliklere mahkûm eder. Maddi imkânlar bakımından belki de tarihin en müreffeh döneminde olmasına rağmen, insanlığın bir süredir yaşadığı derin sancıların gerisinde işte bu hakikat vardır. Karşımızdaki tablo, insanlığın geleceğine yön verecek yeni bir değişimin eşiğinde bulunduğumuza işaret ediyor. Yeni teknolojilerin etkisiyle baş döndürücü bir hıza ulaşan bu değişim süreci, uluslararası ilişkilerden ekonomiye, aile ve toplum yapısına kadar her alanda insanlığı yeni sınamalarla karşı karşıya bırakıyor. Önümüze her biri ayrı öneme sahip tehditleri ve fırsatları birlikte çıkaran bu kritik süreci kendi inanç ve kültür değerlerimizle bütünleştirerek tarihî bir avantaja dönüştürmek mecburiyetindeyiz. Aksi takdirde iklim değişikliğinden gelir dağılımındaki bozulmaya, giderek artan küresel göçten toplumsal düzenin yeniden biçimlenen yapısına kadar pek çok alanda yüzleştiğimiz sınamalardan başarıyla çıkamayız. Sözünü ettiğimiz tüm bu tehditlerin ve fırsatların merkezinde, gençlerimizin, dolayısıyla da onların eğitim öğretimlerinin yer aldığına inanıyorum.”
“İLETİŞİM, SOSYAL, DİL, DİJİTAL, MESLEKİ BECERİLERİ YÜKSEK İNSANLARA İHTİYACIMIZ VAR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyanın en eski eğitim kurumlarına ev sahipliği yapan bir coğrafyada yaşadıklarını söyledi. Ecdadın binlerce yıl boyunca Orta Asya’dan, Avrupa’ya ve Kuzey Afrika’ya kadar kadim dünyanın tüm önemli medeniyet merkezlerinde insanlığın maddi ve manevi gelişimine katkı sağlayan hizmetler yaptığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İşte böyle bir müktesebatla, bugün yeniden ortaya koyacağı maddi ve manevi eserlerle insanlığa yön verecek bir değişimin öncülüğüne talibiz. Yetiştireceğimiz her bakımdan kaliteli insan gücüyle, insanlığın bugünkü sorunlarını çözecek ve geleceğini inşa edecek bir medeniyet inkişafını inşallah hep birlikte gerçekleştireceğiz” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sadece kendisine değil ailesinden, şehrinden, ülkesinden başlayarak tüm insanlığa faydalı hizmetler üreten nesiller yetiştirmedikçe, bu büyük davanın hedefine ulaşmasının sağlanamayacağını dile getirdi.
Bunun için her bireyin doğumundan ölümüne kadar bazı temel becerilere sahip olarak yetişmesi ve hayatın içinde yer almasının öncelikli hedefleri olması gerektiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bir başka ifadeyle eskilerin münevver dediği, bugün entelektüel veya aydın diye isimlendirilen iletişim, sosyal, dil, dijital, mesleki becerileri yüksek insanlara ihtiyacımız var. Şüphesiz bu becerilerde herkes aynı seviyede olmak mecburiyetinde değildir. Ama eğitim-öğretim programlarımızı, öğretim kadromuzu, ölçme ve değerlendirme sistemimizi buna göre yenileyerek ideal olanı hedefleyip mümkün olana ulaşmamız gerekiyor.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminden başlayarak Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı sürecinde hep bunun mücadelesini verdiğini anlattı.
“BU MİLLETİN MAYASI SAĞLAM”
Millî Eğitim Bakanlığına bağlı okulları öğretmeniyle, dersliğiyle, kitabıyla, tablet bilgisayarlarıyla, akıllı tahtasıyla, kütüphanesiyle, laboratuvarlarıyla, spor salonuyla bunun için baştan sona yenilediklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Sayılarını 76’dan 208’e çıkardığımız ve 81 ilimize yaydığımız üniversitelerimizle, 70 binden 185 bine yükselttiğimiz öğretim elemanı kadromuzla, mevcudunu 1,6 milyondan, 8,3 milyona çıkardığımız öğrencilerimizle yükseköğretim sistemimizi bunun için geliştirdik. Artık üniversitelerimiz kendi gençlerimizle birlikte sayıları 15 binden, 260 bine çıkan ve dünyanın dört bir yanından gelen uluslararası öğrenciye de hizmet veriyor. Elbette bu rakamlar kemiyette ne kadar mesafe katettiğimizi gösteriyor. Önemli olan bu güçlü altyapı üzerinde keyfiyette hangi başarılara ulaşılacağıdır. Yaklaşık 2 yıl önce İbn Haldun Üniversitemizin Külliyesi’nin açılış töreninde de ifade ettiğim gibi bu altyapı üzerinde ilimle, fikirle, hikmetle donanmış nesiller yetiştirmek öğretmenlerimizin, hocalarımızın vazifesidir.”
Kendi özgün yaklaşımlarıyla Türkiye’yi yeniden dünyanın en gözde bilim ve teknoloji merkezi haline getirmelerinin önünde hiçbir engel göremediğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz millet olarak bunu geçmişte yaptık, bugün de yapabiliriz. Öyle diyor şair. ‘Bir zamanlar biz de millet hem nasıl milletmişiz, gelmişiz dünyaya millet, milliyet nedir öğretmişiz’. Bu millet rastgele bir millet değil. Bu millet öyle rastgele giderken yolda toparlanan bir millet değil. Bu milletin mayası sağlam. Mayası sağlam olduğu için de bu millet evelallah geleceği çok farklı bir şekilde inşa etmeye namzet. İbn Haldun Üniversitemizden beklentim işte bu misyonu kendi ihtisas alanında hayata geçirerek herkese örnek olmasıdır. Az önce mütevelli heyeti başkanımızın da ifade ettiği gibi şu anda 1710’dan hedef 5 bin demesi manidardır. İnşallah 5 bine ulaşmamızın getireceği birçok bereket var. Bununla birlikte hedef demek ki hocamın bu ifadesinden onu anlıyorum. Kemiyet değil, keyfiyet. Buna odaklanmış bir hedefle yürüyoruz. İnşallah bugünkü mezuniyet törenimiz üniversitemizin bu misyonunda yeni bir safha olarak tarihteki yerini alacaktır.”
“DEMOKRASİ VE KALKINMA ALTYAPISINDAN ALDIĞIMIZ GÜÇLE HEDEFLERİMİZE DOĞRU ADIM ADIM YÜRÜYORUZ”
Tarih boyunca iklim şartları, salgın hastalıklar, fetihler gibi sebeplerle dünyadaki güç dengelerinin sürekli değiştiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir süredir salgın ve savaş gibi gelişmelerin tetiklediği üretim ve tedarik zincirlerindeki kırılmaların, dünyanın tamamını etkileyen ekonomik ve sosyal dönüşümleri hızlandırdığını aktardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, küresel yönetim ve ekonomi sisteminin yeni baştan oluştuğu bu kritik dönemde Türkiye olarak çok büyük hedefler belirlediklerine işaret ederek, “Geçtiğimiz 20 yılda ülkemize kazandırdığımız demokrasi ve kalkınma altyapısından aldığımız güçle hedeflerimize doğru adım adım yürüyoruz. Vesayetle, terör örgütleriyle, darbecilerle, ekonomik tetikçilerle mücadele ederek, geldiğimiz bu noktada son dönemdeki sınamaları da başarıyla geçtiğimize inanıyorum. Salgın sürecinde sağlık ve üretim gücümüzü test ettik. Rusya-Ukrayna savaşıyla bölgesel krizler karşısındaki dayanıklılığımızı gördük” açıklamasında bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kur, faiz, enflasyon şeytan üçgeninden sıkıştırıldıkları ekonomik istikrar mücadelesini zaferle neticelendireceklerini belirtti. Böylece 2023 hedeflerine ulaşmış, 2053 vizyonunu hayata geçirme yolunda kararlılıkla ilerleyen bir Türkiye’yi sonraki nesillere bırakma imkânına kavuşacaklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hiç şüphesiz bu hem zorlu hem de büyük bedeller ödenmesini gerektiren kutlu bir mücadeledir. Allah’ın yardımı ve milletimizin dirayetiyle ülkemizi bugünlere ayağına taş değdirmeden getirdik” diye konuştu.
“ANAHTAR ÜLKE KONUMUNDAYIZ”
Gelişmişinden az gelişmişine tüm ülkelerin çok ciddi siyasi, ekonomik, sosyal çalkantıların eşiğinde olduğu bir döneme, Türkiye’nin toparlanmasını ve yükselişini tamamlamış şekilde girmeye hazırlandığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Güney sınırlarımızı terör örgütlerinden temizleme kararlılığımızın hem uluslararası meşruiyetini güçlendiriyor hem bölgedeki desteğini arttırıyoruz. Kuzeyimizdeki savaşta taraflarla her düzeyde konuşabilen, diyalog yollarını açık tutan, son tahıl anlaşmasındaki gibi mümkün olan alanlarda iş birliğini sağlayan anahtar ülke konumundayız.” ifadelerini kullandı.
Çeşitli sebeplerle sorunlar yaşadıkları ülkelerle ilişkileri birer birer hâl yoluna koyduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bazı dostlar şunu söylüyor; ‘Ya ben sizi anlayamıyorum. Hayırdır? Hem kavga ediyorsunuz hep ara buluyorsunuz. Nasıl oluyor bu iş?’ İşin zaten anahtarı orası. Bütün mesele dost kazanmak, düşman değil. Biz de bunu hamdolsun şu ana kadar başardık, başarıyoruz. Bize güvenen dost ve kardeş toplumları ve ülkeleri, zor zamanlarında hep yanlarında olarak hayal kırıklığına uğratmadık. Türkiye’ye karşı sistematik husumet politikası izleyen herkesi tutumunu gözden geçirmeye ve uzlaşma yolları aramaya mecbur bıraktık. Siyasi, ekonomik ve askeri çıkarlarımızdan taviz vermeden bölgesel ve küresel ilişkilerimizi koruyabileceğimizi gösterdik.”
“UMUTLU OLMAK İÇİN ELİMİZDE ZİYADESİYLE SEBEBİMİZ MEVCUTTUR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 20 yıl önce göreve geldiklerinde yüzde 20 olan savunma sanayisindeki yerli üretim payının yüzde 80’e ulaştığını anımsatarak, “Bütün bunlarla beraber artık savunma sanayinde kendi ürünlerimiz ortada. Kendi ürünlerimizi, biz kendimiz üretirken bu tabii birilerine de ciddi manada ‘Türkiye’ye şöyle göz kırparken dikkatli olun.’ demeyi getirtiyor” ifadelerini kullandı.
Bunları yaparken yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla ülkeyi büyütme esasına dayanan ekonomi politikasının, küresel tehditler karşısında en önemli koruma kalkanı haline dönüştüğüne işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Pek çok ülkenin resesyona ve buna bağlı krizlere sürüklenme korkusu yaşadığı bir dönemde biz ekonomimizi büyüterek yolumuza devam ediyoruz. Küresel dengesizliklerin ve içimizdeki kimi açgözlülerin sebep olduğu yüksek fiyat artışlarına karşı vatandaşlarımızı gelirlerini artırarak korumakta kararlıyız. Elbette hala çözmemiz gereken sıkıntılar var ama elimizdeki imkânlar ve önümüzdeki potansiyel, bu sıkıntıların fevkalade üstündedir. Biz umutsuzluğu küfre yakın gören bir anlayışın mensuplarıyız. Umutlu olmak için elimizde ziyadesiyle de sebebimiz mevcuttur. Bizim sadece son 8 yılda başımıza gelenlerin herhangi birine maruz kalması halinde ayakta durabilecek pek az toplum, pek az ülke olduğuna inanıyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye olarak, bir yandan önümüze çıkan engelleri aşıp, tehditleri bertaraf ederken diğer yandan da demokrasi ve kalkınma hedeflerinden en küçük bir sapma göstermedik. İnşallah Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100’üncü yılı olan 2023, büyük ve güçlü Türkiye’nin inşasında tarihi bir dönüm noktası olacaktır” diye konuştu.
Akademi dünyasından Türkiye’nin bu kritik süreçte yaşadıklarını tüm boyutlarıyla ortaya koyacak çalışmaları yaparak millete ışık tutmasını beklediğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, mezun öğrencileri tebrik ederek, öğrencilerin yetişmesinde emeği olan hocalara ve Türkiye’de bu güzide eğitim kurumu kazandıran hayırseverlere teşekkür etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından, doktora mezunları Rahmi Oruç ve Haldun Karahanlı’ya diplomalarını verdi.
İbn Haldun Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. İrfan Gündüz, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a günün anısına hediye takdim etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dünya İklim Eylemi Zirvesi’ne katıldı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dubai’de Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 28’inci Taraflar Konferansı (COP28) kapsamında düzenlenen Dünya İklim Eylemi Zirvesi’ne katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, zirvenin yapılacağı Expo City Dubai’ye gelişinde, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Devlet Başkanı Muhammed bin Zayid Al Nahyan ve Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres tarafından karşılandı.
Liderler, aile fotoğrafının ardından açılış programına katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, “Ekonomide dengeleri tekrar kurmanın vakit aldığı bir gerçektir. Bunun için, sabırla ve kararlılıkla, istihdam ve yatırım odağını kaybetmeden, ekonomimizi enflasyon belasından kurtaracak programları uyguluyoruz. Türkiye’nin kazanımlarını korumak, kayıplarını telafi etmek, hedeflerinden kopmamasını sağlamak, önceliklerimizin en başında yer almaktadır” dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi’nde düzenlenen Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’na katılarak bir konuşma yaptı.
Sözlerine, “Üstad’ın, ‘Bu dava hor, bu dava öksüz, bu dava büyük’ dediği kutlu davamıza omuz veren, gönül veren, sahip çıkan tüm yol arkadaşlarımızı yürekten selamlıyorum” diyerek başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, son Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısını 24 Ağustos’ta büyük kongreden önce gerçekleştirdiklerini anımsattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, aradan geçen süre zarfında ülke, millet, demokrasi ve partileri açısından önemi haiz pek çok kritik gelişmeyi geride bıraktıklarını söyledi.
AK Parti’nin 4. Olağanüstü Büyük Kongresi’ni, 7 Ekim’de partiye ve temsil ettiği değerlere yakışır şekilde alınlarının akıyla icra ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kongremiz bir AK Parti klasiği olan süreklilik içinde değişim yönümüzün ne kadar güçlü, hâlen ne kadar diri olduğunu tekrar göstermiştir. Ak saçlılarımızın tecrübesiyle, gençlerimizin heyecanını birleştirdiğimiz kongremizde partimizin yönetim organlarını da belirledik. Merkez Karar ve Yönetim Kurulu üyelerimizden 49 arkadaşımız bayrağı yeni yol arkadaşlarımıza teslim etti. Görevi devreden arkadaşlarımıza, partimize ve davamıza yaptıkları üstün hizmetler dolayısıyla bir kez daha şükranlarımı sunuyorum. Parti kurullarımıza asil ve yedek olarak seçilen tüm arkadaşlarımızı da gönülden tebrik ediyorum. Kongre sürecimizin öncesinde üç kademe il başkanlıklarımızın bazılarında çeşitli değişiklikler yaşandı. Bu arkadaşlarımıza da emekleri için teşekkür ediyorum. Yeni görevleriyle, toplantılarımıza ilk defa katılan arkadaşlarımıza Rabbimden başarılar niyaz ediyorum.”
“KAMPANYA EKİBİMİZLE ÇALIŞMALARA BAŞLADIK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kongrenin ardından 31 Mart seçimleriyle ilgili hazırlıkları çok daha yoğun bir şekilde başlattıklarını ifade etti.
Partinin öncelikleri çerçevesinde seçim takviminin ilerlediğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: “Temayül yoklamalarımızı, Türk siyasetine örnek olacak bir demokrasi ikliminde sizlerin de desteğiyle tamamladık. Yarın kamu görevlilerinin istifa süreci doluyor. Meclis üyeliği için başvuruları 3 Aralık’a kadar alacağız. Süreç kendi mecrasında ilerlerken biz de gündemimizi işletiyoruz. Milletimizin huzuruna en doğru, en isabetli, en gayretli isimlerle çıkmanın çabasındayız. Temayül yoklamalarıyla, saha araştırmalarıyla, istişarelerle, görüşmelerle, partimize mahsus diğer yöntemlerle adaylarımızı belirleyeceğiz. Kampanya ekibimizle çalışmalara başladık. Cumhur İttifakı ortağımız MHP ile görüşmelerimiz olumlu bir mecrada karşılıklı anlayış ve saygı ekseninde devam ediyor. Görevlendirdiğimiz arkadaşlarımız muhataplarıyla sürekli temas hâlinde. Biz de dün MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’yi Külliyemizde ağırladık. Kendisiyle oldukça verimli bir görüşme gerçekleştirdik. Millî irade düşmanlarına karşı 15 Temmuz gecesi meydanlarda kurulan ittifakımızı daha da güçlendirerek geleceğe taşıma azmindeyiz. Gayemiz, İstanbul ve Ankara başta olmak üzere 5 yıldır hizmetsizlik girdabında boğulan şehirlerimizi gerçek belediyecilikle tekrar buluşturmaktır.”
“İSTANBUL ESKİ GÜNLERİNİ MUMLA ARAR HÂLE GELDİ”
Grup toplantısında ilan ettikleri “Yeniden İstanbul”un bu mücadelenin parolalarından biri olacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “İşte sizler de görüyorsunuz. Dünyanın göz bebeği olan İstanbul, CHP zihniyetinin elinde eski günlerini mumla arar hâle geldi. Ortaya bir eser koyamadıkları gibi bizim başlattığımız ve belli bir aşamaya getirdiğimiz projeleri bile devam ettiremediler. Eskiyen reklam panolarını yenilemekten başka bir icraatları yok. AK Parti döneminde, sakinlerinin yaşamaktan huzur duyduğu aziz İstanbul, ne yazık ki CHP’li iş bilmezlerin yönetimi altında İstanbulluları yoran bir şehir hâline dönüştü. Hepimizin bildiği Kara Tren türküsünü şimdi İstanbul halkı her gün söylüyor. Ne diyordu o meşhur türküde… ‘Kara tren gecikir belki hiç gelmez, dağlarda salınır da derdimi bilmez, dumanın savurur, hâlimi görmez, kan dolar yüreğim gözyaşım dinmez’ Bugün de İstanbullu kardeşlerimiz gözü yolda otobüs, metrobüs, metro bekliyor. Ama bunların hiçbiri vaktinde gelmiyor. Hadi geç de olsa geldi diyelim, bu sefer de bakımsızlıktan dolayı yolda kalıyor. Aynı vahim tablo diğer tüm CHP’li belediyeler için de geçerlidir.”
“ŞEHİRLERİNE HİZMET ETME GEREĞİ BİLE DUYMUYORLAR”
“Büyükşehri, ili, ilçesi ve beldesiyle CHP’li belediyelerin alametifarikasının, vatandaşa nasıl hizmet edilir bilmemek olduğunu” söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Niye? Çünkü umurlarında değil. Bunların gündeminde emanetini taşıdıkları insanlara hizmet etmek, eser kazandırmak, milletin sıkıntılarına çözüm üretmek gibi bir dertleri yok. Çok daha kötüsü, bunu öğrenmek gibi bir niyetleri de yok. Alışmışlar, istismar ve korku siyasetine. Alışmışlar ‘Tıpış tıpış bize oy vereceksiniz” demeye, şehirlerine hizmet etme gereği bile duymuyorlar. Bir de bunu utanmadan, sıkılmadan kameralar önünde söylüyorlar. CHP’li belediye başkanlarının olduğu yerlerde vatandaşımız öyle bir hâle gelmiş ki en küçük bir hizmet görse halay çekiyor, davul zurna çalıyor. Ne hâle düştük. Yani, vatandaş neredeyse asfalt döküldü, çöpü toplandı, parkı yapıldı, yoldaki çukur kapatıldı diye kurban kesecek. Hâle bakın. Hatta kimi yerlerde oy verip seçtikleri belediye başkanlarının şehirlerine geldiğini duyunca 40 yıldır görmediği dostunu görmüş kadar seviniyor. Milletimizi inşallah bu cendereden Mart ayının sonunda hep birlikte kurtaracağız. Şehirlerimizin bir beş sene daha kaybetmesine müsaade etmeyeceğiz. AK Parti ve Cumhur İttifakı yönetiminde olan tüm belediyelerimizi korumakla kalmayacak, Allah’ın izniyle çok daha yüksek oy oranlarıyla tekrar kazanacağız.”
“AFETİN YIKTIĞI ŞEHİRLERİMİZİ AYAĞA KALDIRANA KADAR DURMAYACAĞIZ”
“Kazanmak, hem de ezici bir oranla kazanmak dışında hiçbir seçeneğimizin olmadığı bir seçime daha hazırlanıyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, genel merkez ve Meclis grubuyla gelecek dört aylık zamanın hazırlıklarını tüm boyutlarıyla en ince ayrıntılarıyla yürüttüklerini söyledi.
Kabinenin, eser ve hizmet siyasetini kesintisiz şekilde sürdürdüğünü belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Partili belediyelerin birçok yerde çeyrek asrı aşan tecrübeleriyle yerel yönetimler alanında bir destan yazdığını ifade etti.
Her bir belediyenin saymaya kalkılsa saatler sürecek eserleri ve doğrudan vatandaşın hayatına dokunan hizmetleri bulunduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, çevrenin korunmasından dezavantajlı grupların desteklenmesine kadar Birleşmiş Milletlerin sürdürülebilir kalkınma hedeflerini titizlikle gerçekleştiren yerel yönetimlerin kendi belediyeleri olduğunu kaydetti.
AK Partili belediyelerin iyi uygulama örnekleriyle uluslararası alanda diğer yerel yönetimlere de emsal teşkil ettiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Deprem bölgesinden elimizi zaten hiç çekmedik. Kardeş belediyeler uygulamamız başarılı bir şekilde yürüyor. Afetin yıktığı şehirlerimizi ayağa kaldırana kadar durmayacağız. Kurumlarımızın tamamıyla olduğu gibi belediyelerimizle de deprem bölgesindeki vatandaşlarımızın yanında olmayı sürdüreceğiz. Aralık ayı boyunca bölge genelinde 46 bin konutun ve köy evinin hak sahiplerine teslimini yapacağız. Böylece ahde vefamızı, verdiğimiz sözlerin arkasında olduğumuzu bir kez daha göstereceğiz.”
“BU ÜLKENİN HER KARIŞ TOPRAĞINI AYNI STANDARTTA ESER VE HİZMETLERLE DONATAN BİZİZ”
Muhalefet cenahının hizmet yarışında kendileriyle boy ölçüşemeyeceğini bildiği için her zamanki gibi yalan ve iftira silahına sarıldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Sadece bu kadarla kalsalar, hem söylemimizle hem hukuk önünde ağızlarının payını verir, Allah’ın izniyle yerlerine oturturuz. Ancak siyasi ihtirasları uğruna ülkemizin 1970 ve 1990’lı yıllarda yaşadığı sıkıntıların sebebi olan sosyal fay hatlarını kaşımaktan da çekinmemeleri, bizi milletimizin geleceği adına endişelendiriyor. İnsanımızı sınıflara bölmeye ve bunların arasında astlık üstlük ilişkisi kurmaya kalkan zihniyet ancak tek parti faşizmi özentisi olabilir. Çünkü bu ülkenin insanları, sadece o dönemde böyle bir zillete maruz kalmıştır. Milletimiz, Demokrat Partiyi ve Menderes’i, işte bu faşist zihniyeti yerle yeksan eden devrimi başlattığı için hâlâ kalbinin en mutena köşesinde yaşatıyor. Aynı şekilde Özal’ı da bu yolu takip ettiği için adı her geçtiğinde hayırla yâd ediyor.”
AK Parti’nin belediyelerde 30 yıla yaklaşan, hükûmette 21 yılı geride bırakan iktidarının gerisindeki sırrı arayanların ilk bakacağı yerin de burası olması gerektiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu ülkenin, bırakın aynı şehirde yaşayan insanları arasında ayrımcılık yapmayı, doğusuyla batısıyla kuzeyiyle güneyiyle her karış toprağını aynı standartta eser ve hizmetlerle donatan biziz” dedi.
Eğitimden sağlığa, güvenlikten adalete, ulaştırmadan enerjiye, tarımdan şehirciliğe kadar her alanda yaptıkları tüm eser ve hizmetleri sundukları insanların hiçbirinin kimliğine bakmadıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatandaş, bölge ve şehirler arasında asla ve asla ayrımcılık yapmadıklarını vurguladı.
“HER BİR İNSANIMIZI BU ÜLKENİN BİRİNCİ SINIF VATANDAŞI OLARAK GÖRDÜK”
Her bir insanı bu devletin ve ülkenin birinci sınıf vatandaşı olarak gördüklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aksini söyleyen sadece bize değil, bu ülkeye de bühtan ediyor ve yalan söylüyor demektir” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 20-30 yıl öncesiyle mukayese edildiğinde, vatandaşların artık hükûmetten de belediyelerden de beklenti seviyelerinin çok değiştiğine dikkati çekti ve şunları kaydetti: “Sadece iş, sadece aş, sadece eğitim, sadece sağlık, sadece altyapı hizmeti sunmak kimseye yeterli gelmiyor. İstihdamı 32 milyonun üzerine çıkarmış, eğitimi ana sınıfından üniversitesine, her aşamasına, herkes için erişilebilir kılmış, sağlıkta, dünya çapında bir sistem kurmuş, ulaşım başta olmak üzere altyapısını baştan sona yenilemiş bir ülkede insanların böyle bir hissiyata kapılmasını elbette tabii karşılamamız lazım. Bunlar hükûmetin zaten yapması gereken asgari hizmetler olarak görülüyor. Sorduğunuz zaman ‘Göreviniz, tabii ki yapacaksınız?’ Bunu söylüyorlar. Peki, bundan önce gelenler, bizden önce gelenler bunları niye yapmadı? Gençler başta olmak üzere vatandaşımızın hükûmetimizden beklentisi daha yüksek standartlarda bir hayat seviyesini kendisine sağlamasıdır.”
Türkiye Yüzyılı’nın bu hedefin adı, aynı durumun belediye hizmetleri için de geçerli olduğunu bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her ne kadar CHP’li belediyeler henüz klasik belediyecilik hizmetlerini vermeyi beceremese de AK Parti olarak bizim vizyonumuz çok ama çok farklıdır. Hem partimizin genel merkez birimlerinin hem ilgili bakanlıklarımızın bu doğrultuda çok önemli hazırlıkları var. İnşallah 31 Mart seçimleri kampanyası sürecinde bu hazırlıkları milletimizle paylaşarak, AK Parti’nin farkını bir kez daha göstereceğiz” şeklinde konuştu.
“İNSANIMIZIN GÜNLÜK HAYATINDA YAŞADIĞI SIKINTILARI GÖRMEZDEN GELİYOR DEĞİLİZ”
“Tüm bunları söylerken insanımızın günlük hayatında yaşadığı sıkıntıları görmezden geliyor veya inkâr ediyor değiliz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları aktardı: “Türkiye’nin yaklaşık on yıldır siyasetten güvenliğe ve ekonomiye kadar her alanda sinsi ve kasıtlı bir saldırı altında olduğunu kimse reddedemez. Sokakları karıştırmaktan darbe girişimine, ekonomik tuzaklardan siyaset mühendisliklerine kadar yaşamadığımız hadise kalmadı. Hamdolsun, milletimizle birlikte bu badirelerin hepsini de göğüslemeyi ve yıkılmadan ayakta kalmayı başardık. Küresel düzeyde Kovid-19 salgınıyla başlayan ve Rusya-Ukrayna savaşıyla derinleşen bir krizin olumsuz etkileriyle boğuşuyoruz. Biliyorsunuz bu süreçte yatırım, istihdam, üretim ve ihracat odaklı bir yaklaşımla hareket ettik. Her kesimden insanımızın bu küresel tsunamiden en az düzeyde etkilenmesini teminen tüm kaynaklarımızı harekete geçirdik. Hayat pahalılığının bilhassa dar gelirli insanımızın refah seviyesinde yol açtığı gerilemeyi telafi etmek için pek çok mekanizma kurduk. Yeri geldiğinde kendimizi sollama pahasına, ne yapılması gerekiyorsa onu yerine getirmekten çekinmedik.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünkü grup toplantısında enerjiden emekli maaşlarına, aile ve gençlik fonundan ihracatçılara yönelik teşviklere kadar geniş bir yelpazede verdikleri desteklerin icmalini çıkardıklarını belirterek, “Ancak, ekonomide dengeleri tekrar kurmanın vakit aldığı bir gerçektir. Bunun için sabırla ve kararlılıkla istihdam ve yatırım odağını kaybetmeden, ekonomimizi enflasyon belasından kurtaracak programları uyguluyoruz” dedi.
Türkiye’nin kazanımlarını korumak, kayıplarını telafi etmek ve bu hedeflerden kopmamasını sağlamanın önceliklerinin en başında yer aldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölgenin ve dünyanın güvenlikten ekonomiye her alanda adeta kaynadığı bir dönemde Türkiye’nin en büyük gücünün, güven ve istikrar iklimini muhafaza etmesi olduğunu vurguladı.
“İSTİSNASIZ HER BİR ARKADAŞIMIZ ÜLKEMİZE VERDİĞİ HİZMET ÖLÇÜSÜNDE DEĞER SAHİBİDİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, mayıs ayındaki Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Genel Seçimleri’nde bu hakikati millete anlattıklarını, milleti ikna ettiklerini ve desteğini aldıklarını kaydederek, 28 Mayıs’tan beri yaşananların hem kendilerinin ne kadar haklı olduğunu hem de milletin ne kadar büyük bir badire atlattığını defalarca ispat ettiğini söyledi.
“Önümüzdeki belediye başkanlığı seçiminde de yapacağımız işte budur” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Hükûmette sağladığımız istikrarı, muhalefetin elinde bizar olan belediyelere de teşmil ederek, şehirlerimizin kalkınmasını hızlandırmak istediğimizi herkese anlatacağız. Yolunu, kaldırımını, asfaltını, çöpünü, kanalizasyonunu, arıtmasını çözememiş muhalefet belediyelerinin karşısına Türkiye Yüzyılı belediyeciliği ile hep birlikte çıkacağız. Kendi belediyelerimizde de bu vizyona ayak uyduramayan arkadaşlarımız varsa bayrak yarışı yaklaşımıyla yeni isimlerle çıtayı yükselteceğiz. Hep söylediğimiz gibi bu partide şahsım dâhil hiç kimse layüsel değildir. İstisnasız her bir arkadaşımız ülkemize, milletimize, şehrine ve partimize verdiği hizmet ölçüsünde değer sahibidir. Belediye başkan adaylarımızı bu anlayışla belirlemek boynumuzun borcudur. Bireysel siyasi hesaplardan hatır ve gönül ilişkilerine kadar bu yaklaşıma aykırı hiçbir unsurun aday belirleme ve seçim kampanyası çalışmalarını zehirlemesine izin veremeyiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, genel merkezden, Meclis grubundan ve teşkilatlardan beklentisinin 31 Mart seçimleri sürecine bu ilkeler çerçevesinde yaklaşmaları olduğunu belirterek, şunları kaydetti: “Aksi takdirde milletimizin karşısında hep birlikte boynumuz eğik kalır. İnanın eğik kalır ve ‘Nasıl oldu da biz bu duruma düştük?’ deriz. Onun için kararlı olacağız. Böyle bir vebalin altından hiçbirimiz kalkamayız. Diğer partilerde kimi maddi kimi ahlaki kimi şahsi dalaverelerle ortaya çıkan rezillikler AK Parti’nin kapısından içeri giremez. Bunun için hep birlikte partimize ve partinin kuruluş ilkelerine dört elle sarılmamız gerekiyor. Belediyelerde ve hükûmette geçen uzun iktidar yıllarının bizi bozmadığını, tam tersine tecrübeyle olgunlaştırdığını milletimize göstereceğiz.”
“EN KÜÇÜK REHAVETE, FİTNEYE İZİN VERMEDEN NETİCEYE ULAŞACAĞIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, amaçlarının 31 Mart’ta 30’u büyükşehir, 51’i il, 922’si ilçe ve 390’ı belde olmak üzere Türkiye’deki 1393 belediyenin tamamına yakınını AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak kazanmak olduğunu belirterek, “Bu hedef doğrultusunda ‘sen, ben’ yok, ‘biz’ varız” dedi.
Salondaki partililere, “Seçim sonuçları belli olana kadar gece gündüz demeden çalışmaya var mıyız?” sorusunu yönelten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Evet” karşılığının ardından, “Eğer buna inanıyorsanız bu ses böyle çıkmaz” ifadesini kullandı.
Partililerin güçlü bir şekilde alkışlamasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her zaman, her an böyle bir duruş sergilemeliyiz. En küçük bir rehavete, aksaklığa, eksikliğe, dağınıklığa, zaafa, fitneye izin vermeden neticeye ulaşacağız. Men sabera zafera, hedef bu. Kim sabrederse zafere erişir” diye konuştu.
Sorumluluk alanları içinde hiçbir boşluk bırakmayacaklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Vatandaş neredeyse orada olmak bizim boynumuzun borcudur. Sizlere güveniyorum, sizlere inanıyorum. Sizlerden şehirlerinize döndüğünüzde tüm vatandaşlarıma en kalbi muhabbetlerimi iletmenizi istiyorum” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, COP 28 Zirvesi’ne katılmak üzere Dubai’ye gideceğini, yarın Türkiye’ye döneceğini ve pazartesi günü de Katar’daki yüksek düzeyli zirveye katılacağını bildirerek, “Bu süreç içerisinde de çalışmalarımızı hep beraber takip edeceğiz. Durmak yok yola devam. Efkan Bey ile beraber çalışmaya devam ediyorsunuz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, program öncesinde, parti genel merkezinde Avrupa şampiyonu olan Down Sendromlu Futsal Millî Takımı oyuncuları ile bir araya geldi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Maldivler Cumhurbaşkanı Muizzu ile görüştü
Maldivler Cumhurbaşkanı Muhammed Muizzu
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’ye ziyarette bulunan Maldivler Cumhurbaşkanı Muhammed Muizzu ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde bir araya geldi.
Görüşmenin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Maldivler Cumhurbaşkanı Muizzu huzurunda iki ülke arasında anlaşmalar imzalandı. Türkiye adına anlaşmaya Ticaret Bakanı Ömer Bolat imza attı.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.