Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından yaptığı açıklamada, öğrenim kredilerinin geri ödenmesi hakkında, “Haftalar öncesinden ilgili arkadaşlarıma talimatlarımızı verdik, çalışmaları başlattık. Kabine Toplantımızda kredi geri ödemelerinin, herhangi bir enflasyon farkı veya faiz uygulaması olmaksızın, sadece alınan kredi rakamı üzerinden yapılmasını kararlaştırdık” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından basın açıklaması yaptı.
Toplantıda ele alınan konulara ilişkin açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
“Aziz milletim, değerli basın mensupları; sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum.
Sözlerime başlarken milletimin, İslam âleminin ve tüm insanlığın geride bıraktığımız Kurban Bayramı’nı bir kez daha tebrik ediyorum. Rabbimden hepimizi hayırla, sağlıkla, huzurla, esenlikle nice bayramlara eriştirmesini diliyorum. Kurbanlarını keserek yaptıkları hayır ve hasenatla bayramın bereketini aileleri, komşuları ve dostlarıyla paylaşmak suretiyle bu mübarek günleri ihya eden tüm kardeşlerimizden Allah razı olsun diyorum.
İslam’ın beş şartından biri olan Hac farizasını yerine getirerek ülkemize dönmeye başlayan vatandaşlarımızın ibadetlerinin de mebrur ve makbul olmasını Yüce Mevla’dan niyaz ediyorum.
“15 TEMMUZ İHANETİNİN NESİLLER BOYUNCA HATIRLANMASINI SAĞLAMAK HEPİMİZİN BOYNUNUN BORCUDUR”
Geçtiğimiz hafta idrak ettiğimiz bir diğer önemli gün de, 15 Temmuz alçak darbe girişiminin 6. yıl dönümüydü. Dünya tarihinde eşine az rastlanabilecek bir feraset, cesaret, fedakârlıkla milletimiz tarafından akamete uğratılan 15 Temmuz ihanetinin nesiller boyunca hatırlanmasını sağlamak hepimizin boynunun borcudur. Pek çok yerde başarıyla uygulanan sinsi bir senaryoyu ülkemize de teşmil etmek isteyenlerin heveslerini canları pahasına gün doğmadan kursaklarında bırakan milletimizin her bir ferdine şükranlarımı sunuyorum. Rabbim, ülkemizi bir daha böyle bir ihanetle karşı karşıya bırakmasın diyorum. Şehitlerimizi rahmetle yâd ediyor, gazilerimize sıhhat ve afiyetler diliyorum.
Bayram tatili vesilesiyle sıla-i rahim ve dinlenmek için ülkemizin dört bir yanına seyahat eden vatandaşlarımızın gönüllerince günler geçirdiklerine inanıyorum. Ruhen ve bedenen dinlenmiş olarak evlerine, işlerine, günlük hayatlarına geri dönen her bir insanımızdan kendisi, evlatları ve ülkesi için daha çok çalışmasını, daha çok üretmesini, daha çok gayret göstermesini bekliyorum.
“ÜLKEMİZİ HAK ETTİĞİ SEVİYEYE HEP BİRLİKTE GETİRECEĞİZ”
Dünyadaki siyasi ve ekonomik dengelerin yeniden inşa edildiği şu kritik dönemde birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize sıkı sıkıya sarılarak inşallah ülkemizi hak ettiği seviyeye hep birlikte getireceğiz. Türkiye’nin tökezlemesini, Türk milletinin pes etmesini, kazanımlarımızın heba olmasını, hedeflerimizden vazgeçmemizi bekleyenlere cevabımızı işte bu şekilde vereceğiz.
Aziz milletim; son Kabine Toplantımızdan bu yana yurt içinde ve yurt dışında pek çok programa katıldık, görüşmeler gerçekleştirdik, yürütülen çalışmaları yakından takip ettik. Ülkemize eser kazandırmak, insanımıza hizmet etmek için gece gündüz demeden çalışmayı sürdürdük.
27 Haziran’daki Kabine Toplantımızın ertesi günü NATO Liderler Zirvesi’nde ülkemizi temsil etmek üzere İspanya’ya gittik. Ukrayna-Rusya Savaşı sebebiyle önemli bir dönemde yapılan NATO Madrid Zirvesi’nde ülkemizin küresel ve bölgesel krizler konusundaki yaklaşımlarını en üst düzeyde dile getirdik. NATO’nun genişleme politikasının ülkemizin hassasiyetleri çerçevesinde yürümesi konusunda gayet açık ve kesin bir tavır ortaya koyduk. İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyelikleri sürecinin başlaması için masaya getirdiğimiz şartların kabulü üzerine, şartlı onayımızı üye ülkelerle paylaştık.
Buradan bir defa daha; bu ülkelerin şartlarımızı yerine getirmek için gereken adımları atmamaları hâlinde süreci donduracağımızı buradan bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Ana muhalefetin, yavru muhalefetin öyle veya böyle değişik-değişik bir şeyler söylemesi, biz bu ülkede iktidarda olduğumuz sürece bizi bağlamaz. Özellikle İsveç’in bu konuda iyi bir görüntü vermediğini görüyoruz. Bizim Türkiye olarak bu konuda duruşumuz çok nettir, gerisini kendileri bilir.
İspanya programımız ardından Temmuz’un ilk günü Millî Savunma Üniversitemize bağlı Harp Enstitülerinin diploma törenine katıldık. Türk Silahlı Kuvvetlerimizin personel temin ve eğitim sistemini 15 Temmuz’un ardından modern bir yaklaşımla ve günümüz ihtiyaçlarına göre yeniden yapılandırmıştık. Millî Savunma Üniversitemizin diploma töreninde yeni sistemin gayet verimli bir şekilde çalıştığını, Kara, Deniz ve Hava Kuvvetlerimize iyi yetişmiş subaylar kazandırdığını görmekten memnuniyet duyduk. Bu tablo karşısında FETÖ’cü alçakların tasfiyesinin hemen ardından en zor döneminde Türkiye’nin en kritik ve başarılı sınır ötesi harekâtlarını gerçekleştiren ordumuza olan güvenimiz bir kat daha artmıştır.
Ertesi gün aslında Bursa’da bir dizi programa katılacaktık, ancak küçük bir rahatsızlık sebebiyle programlarımıza birkaç günlüğüne ara verdik.
İtalya Başbakanı Sayın Draghi’nin ülkemize 5 Temmuz Salı günü yaptığı resmî ziyaretle çalışmalarımıza kaldığımız yerden devam ettik. Ertesi gün Somali Cumhurbaşkanı Sayın Mahmud’u Beştepe’de ağırladık. Malezya Başbakanı Sayın İsmail Yakub’un 7 Temmuz’da yaptığı resmî ziyarette iki ülke ilişkilerini kapsamlı stratejik ortaklık seviyesine yükseltme kararı aldık.
“BAYRAM GÜNLERİNDE DE TELEFON DİPLOMASİMİZ KESİNTİSİZ DEVAM ETTİ”
İsrail Cumhurbaşkanı Sayın Herzog ve Filistin Devlet Başkanı Sayın Abbas’la yaptığımız telefon görüşmelerinde bölgenin barış ve huzuru konusundaki telkinlerimizi kendileriyle ayrı-ayrı paylaştık.
Bayram günlerinde de telefon diplomasimiz kesintisiz devam etti. İsrail Başbakanı Sayın Lapid, Rusya Devlet Başkanı Sayın Putin, Ukrayna Devlet Başkanı Sayın Zelenski, Katar Emiri Şeyh Temim, Ermenistan Başbakanı Sayın Paşinyan, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Sayın Selman ile telefonla görüştüğümüz liderler arasında yer alıyor. Ayrıca tabii Suudi Arabistan Kralı Hâdimul Harameyn Şerîfeyn ile de yine görüşmemizi yaptık.
Ayrıca, Türk cumhuriyetlerinden Afrika’ya, Ortadoğu’dan Balkanlara kadar dost ve kardeş ülkelerin devlet ve hükûmet başkanıyla pek çok telefon görüşmesi gerçekleştirdik.
Bu arada Ege ve Akdeniz bölgelerimizde yaşanan yangınları yakından takip ederek görevlendirdiğimiz bakanlarımızdan her aşamada bilgi aldık, gereken yönlendirmeleri yaptık.
Milletimizin şanlı direnişinin sembol mekanlarından İstanbul Saraçhane’de düzenlenen 15 Temmuz Mitinginde vatandaşlarımızla kucaklaşarak şehitlerimizi yâd ettik, gazilerimize şükranlarımızı sunduk. O gün Cumhur İttifakı’nın diğer kanadı Sayın Devlet Bahçeli’yle beraber Saraçhane Meydanı’nda bulunduk.
Yarın yapılacak Türkiye-Rusya-İran Üçlü Zirvesi ve Türkiye-İran Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi’nin yedinci toplantısı vesilesiyle inşallah biraz sonra Tahran’a hareket ediyoruz.
“İÇERİDE VE DIŞARIDA MİLLETİMİZİN ÇIKARLARINI SAVUNMAYA DEVAM EDECEĞİZ”
Perşembe günü Millî Güvenlik Kurulu toplantımız var. Cuma günü İstanbul’da çeşitli açılışlara katılacak, Cumartesi günü de Kayseri programlarımızı gerçekleştireceğiz. Durmak yok, yola devam. Aşkla çalışan yorulmaz, inancımız bu diyerek Türkiye’yi büyütmeye, itibarını artırmaya, içeride ve dışarıda milletimizin çıkarlarını savunmaya devam edeceğiz.
Aziz milletim; ülkemizi dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına çıkartacak, milletimizi hak ettiği refah seviyesine kavuşturacak projelerimizi planlıyor, inşa ediyor ve kendi vatandaşlarımızla birlikte tüm insanlığın hizmetine sunuyoruz. Yatırım, istihdam, üretim, ihracat odaklı büyüme stratejimize uygun biçimde hayata geçirdiğimiz eser ve hizmetlerin meyvelerini almanın mutluluğunu şu anda yaşayan ülkelerin başında geliyoruz.
İzmit Körfezi’ni otomobil ile mevcut yolu kullanarak geçmek 1,5-2 saat, feribot ile geçmek ise sadece deniz kısmıyla neredeyse 1 saat sürüyordu. Yoğun günlerde çok uzun saatlerde ancak kat edilebilen İzmit Körfez geçişi artık Osmangazi Köprüsü ile 5 dakikada tamamlanabiliyor. Osmangazi Köprüsü’nden sadece 8 Temmuz günü tam 80 bin 624 araç geçti Bay Kemal; bu öyle herkesin kârı değil, bu inanmış kadroların kârıdır. Şayet bu köprü olmasaydı bu kadar aracın feribotla taşınması mümkün olamayacak, karayolu kilitlenecek, seyahatler kesintiye uğrayacak, ulaşım çileye dönüşecekti.
İzmir-İstanbul Otoyolu -senin milletvekili olduğun yer Bay Kemal- ve Osmangazi Köprüsü Sayesinde bu güzergâhta yapılan yolculuk çile olmaktan çıkmış, artık keyif hâlini almıştır. Nitekim 5 Temmuz ile 16 Temmuz tarihleri arasında Osmangazi Köprüsü’nü günlük ortalama 54 bin araç kullanmıştır, böylece araç başı ortalama 6,5 saat ve toplamda 4,2 milyon saat vakit tasarrufu ile 2,5 milyon litre yakıt tasarrufu elde edilmiştir. Sonuçta, sadece bu tarihlerde İzmir-İstanbul Otoyolu ve Osmangazi Köprüsü sayesinde ülkemiz yakıttan, zamandan ve emisyondan 140 milyon liralık bir kazanç sağlamıştır.
Osmangazi Köprüsü ve İzmir-İstanbul Otoyolu 2016 yılından bugüne garanti karşılama oranları yüzde 36’dan yüzde 116’ya çıkmıştır. Bu durum devlet kasasından tek kuruş harcanmadan inşa edilen projenin devlete üste kazanç da sağlamaya başladığını gösteriyor.
Çanakkale Boğazı’nda tarihte ilk kez kesintisiz kara yolu bağlantısını sağlayan, altını çiziyorum, ‘en’lerin ve ‘ilk’lerin projesi 1915 Çanakkale Köprüsü ile Boğazın bu güzergahındaki geçiş süreci de 6 dakikaya inmiştir. Allah’a hamdolsun, bunlar bize nasip oldu. Ve bunlarla birlikte Türkiye gerçekten çağını farklı bir şekilde, evet, yaşamaya başlamıştır. Devletin kasasından tek kuruş çıkmadan 2 milyar 545 milyon avro maliyetle inşa edilen 1915 Çanakkale Köprüsünü 8 Temmuz günü 14 bin 275 araç kullanmıştır; nereden nereye. Ülkemizin dünya ile olan ticari ve sosyal ilişkilerine büyük katkı sağlayan 1915 Çanakkale Köprümüzdeki trafik akışı da tıpkı Osmangazi Köprüsü gibi bir süre sonra geçiş garantisinin üzerine çıkacaktır.
Tabi bu arada köprüden geçecek araç sayısı tahmini ile araç garanti sayısı arasındaki farkı bilmeyenlere de hakikatleri anlatmaya devam edeceğiz.
İstanbul Boğaz geçiş trafiğine rahat bir nefes aldıran Yavuz Sultan Selim Köprüsü ise 8 Temmuz’daki 132 bin 377 araç ve günlük ortalama 60 binden fazla araç geçişiyle kamu-özel iş birliğinin en güzel örneklerinden biridir. Hayata geçirdiğimiz kamu-özel iş birliği projeleriyle ilgili yalan, iftira, karalama kampanyalarının geresindeki sinsi niyetleri biz gayet iyi biliyoruz. Türkiye’nin büyümesini, gelişmesini, zenginleşmesini istemeyenler, kalkınmanın temel altyapısı olan ulaştırma, enerji, şehirleşme gibi yatırımlarımıza saldırıyorlar. Bu hezeyanların amacı, asla ülkenin çıkarını, milletin menfaatini, çevreyi veya benzeri hayırlı niyetleri savunmak değildir. Doğrudan ülkemize ve milletimize husumetlerini ifade edemedikleri için yatırım düşmanlığıyla ayağımıza çelme takmaya çalışıyorlar.
Esasen ulaştırma yatırımlarımızın ülkemize ve milletimize katkısını ifade etmek için sadece şu rakamlar bile yeterlidir: Son 20 yılda ülkemizdeki araç sayısı, hani diyorlar ya ekonomik durum şöyle, ekonomik durum böyle, 8,5 milyondan, -araç sayısı veriyorum dikkat edin- 26 milyona çıkarak 3 kat artmıştır. Hani ekonomik sıkıntıdan bahsediyordun. Bakın rakam ortada, bu kadar korkunç bir rakama ulaşmış ve şu anda otomobil satış yerlerinde birinci el otomobil dahi bulmakta sıkıntı çekiyorlar ve ikinci elle işi idare etmeye çalışıyorlar.
“İSTANBUL HAVALİMANI, AVRUPA’NIN EN YOĞUN VE EN İYİ HAVALİMANI OLARAK GÖSTERİLMEKTEDİR”
Bütün bunlara rağmen yaptığımız 112 milyar dolarlık altyapı yatırımı sayesinde kara yollarımızdaki ulaşım hızı güvenli, konforlu hâle gelirken, trafik kazası oranları ve can kayıpları da yüzde 82 düzeyinde azalmıştır.
Hava yollarımızda da durum aynıdır, hava yollarımızda da rekor üstüne rekor. İstanbul Havalimanımız bayram boyunca günde ortalama 1400 uçağın iniş-kalkışına ve günde ortalama 230 bin yolcuya hizmet vermiştir. Bu yoğunluğu Yeşilköy’ün kaldıramayacağını akıl ve vicdan sahibi herkes kabul edecektir. Ve ne kadar haklı olduğumuz orada da ortaya çıktı. Dünya çapında birinciliklerine doymayan İstanbul Havalimanı, Avrupa’nın en yoğun ve en iyi havalimanı olarak gösterilmektedir.
Antalya Havalimanı’nın kapasite genişletmesi ihalesine verilen 8,5 milyar avroluk bedelin ilk ödemesi olan 2 milyar 138 milyar avrosu 28 Mart 2022’de Hazine’ye aktarılmıştır. Mevcut kapasiteyle de bu havalimanımız 16 Temmuz’da toplam bin 68 uçak ve 188 bin 504 yolcuyla o da kendi rekorunu kırmıştır.
“ÜLKEMİZE 20 YILDA ASIRLIK KALKINMA ALTYAPISI KAZANDIRMIŞ OLMAKLA GURUR DUYUYORUZ”
Ülkemize 20 yılda asırlık kalkınma altyapısı kazandırmış olmakla gurur duyuyoruz. Hamdolsun bugün veya bugüne kadar neyin sözünü verdiysek yaptık, Allah’a izniyle bundan sonra da milletimize verdiğimiz tüm sözleri yerine getirmeyi sürdüreceğiz.
Aziz milletim; ülkemiz bir süredir istisnai dönemlerden geçiyor, istisnai hadiselere de şahit oluyor. Bu istisna, Gezi olaylarında kimi şehirlerimizin ana meydanlarının yaklaşık bir ay boyunca işgaliyle sosyal bünyemizi çatlatma girişimi olarak tezahür etmiştir. Bu istisna, çukur eylemlerinde PKK’nın kimi ilçelerimizin mahallerindeki eylemleriyle millî birlik ve beraberliğimizi yıkma girişimi olarak tezahür etmiştir. Bu istisna, emniyet ve yargı içindeki hainlerin 17-25 Aralık’taki kumpaslarıyla millî iradeyi gasp girişimi olarak tezahür etmiştir. Bu istisna, 7 Haziran 2015 seçimlerinin ardından oluşan belirsizliği fırsat bilenlerin siyaset kurumunu felce uğratma girişimi olarak tezahür etmiştir. Bu istisna, 15 Temmuz’da ülkenin topyekûn işgali, milletin topyekûn esir alınma girişimi olarak tezahür etmiştir. Bu istisna, Suriye sınırlarımız boyunca oluşturulmak istenen terör koridoruyla vatanımızı bölme girişimi olarak tezahür etmiştir. Bu istisna, 2018’deki ekonomimizi mahvetme tehditleriyle ülkemizi dizleri üstüne çökertme girişimi olarak tezahür etmiştir. Bu istisna, 2020’deki tüm dünyayı etkileyen koronavirüs salgınıyla ülkemizi bu küresel sağlık krizinin altında bırakma girişimi olarak tezahür etmiştir. Bu istisna, 2021 Aralık ayında başlatılan panikle ülkemizi kur dalgasında boğma girişimi olarak tezahür etmiştir. Bu istisna, salgınla başlayıp Rusya-Ukrayna savaşıyla daha da derinleşen küresel çalkantıların faturasını ülkemize kesme girişimi olarak tezahür etmiştir. Bu istisna, hâlen maliyet artışlarıyla açıklanamayacak fiyat hareketlerinin tetiklediği enflasyon ve hayat pahalılığıyla insanlarımızı karamsarlığa sürükleme girişimi olarak tezahür etmeyi sürdürmektedir.
“YÖNETİM SİSTEMİNDE DE KÖKLÜ DEĞİŞİKLİKLER GERÇEKLEŞTİRDİK”
Türkiye, tüm bu imtihanları başarıyla vererek yoluna devam etmiş, bugünlere gelmiş bir ülkedir. Avrupa’sından Amerika ve Asya’sına kadar tüm dünyanın enflasyondan resesyona nice sıkıntılarla boğuştuğu bu küresel fırtınadan Türkiye’yi kurtararak inşallah sahil-i selâmete ulaştırmakta biz kararlıyız. Yaşadığımız her tecrübe bize sonraki adımlarımız için eşsiz dersler vermiştir. Geçmişten bugüne edindiğimiz tecrübeler ışığında ülkemizin sadece altyapısını adeta yeni baştan inşa etmekle kalmadık, yönetim sisteminde de köklü değişiklikler gerçekleştirdik. Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’nin zirvesini oluşturduğu bu değişimlerin her başlığı birer sessiz devrim niteliğindedir. Geçmişte siyasi, sosyal, ekonomik düzenimizi bir anda alt-üst edecek nice sınamayı bu süreçte nispeten küçük bedellerle atlatabilmemizi gerçekleştirdiğimiz tarihî reformlara borçluyuz.
Son dönemde ekonomide bu hakikatle yüzleşiyoruz. Dünyanın gelişmiş diye tabir edilen ülkelerinin bile göğüslemekte zorlandığı küresel krizleri hamdolsun biz başarıyla yönetiyoruz. Önceliği istihdama ve büyümeye, yani insanlarımızın işine, aşına, huzuruna verdiğimiz programımız sayesinde içeride ve dışarıda artık yavaş-yavaş itiraf da edilmeye başlandığı gibi emin adımlarla hedeflerimize ilerliyoruz.
“REFAH KAYBINI TELAFİ EDECEK TEDBİRLER ALIYORUZ”
Kurdaki dalgalanmanın ve yükselen fiyatların insanlarımızın hayatında yol açtığı refah kaybını telafi edecek tedbirler alıyoruz. Asgari ücretten memur ve emekli maaşlarına kadar her kesimden vatandaşımızın gelir seviyesini yükseltecek artışlar yaptık, hâlen de yapıyoruz. Yılbaşında ve Temmuz ayı başında yaptığımız düzenlemelerle insanımızı enflasyona ezdirmeme sözümüzü yerine getirdik.
İnşallah yılsonunda gelişmelere göre sabit gelirlilerin durumlarını yeniden gözden geçireceğiz. Aynı şekilde üretimin ve ihracatın artmayı sürdürmesi sayesinde küresel krizi fırsata çevirecek adımları da atıyoruz. Önümüzdeki Şubat, Mart aylarıyla birlikte uyguladığımız politikanın olumlu neticelerini daha iyi görmeye başlayacağız.
Türkiye’yi 2023 hedeflerine kavuşturduğumuz gibi, 2053 vizyonunu da inşallah biz şekillendireceğiz. Yaptığımız hiçbir fedakârlığın, döktüğümüz her damla alın terinin, verdiğimiz hiçbir emeğin boşa gitmeyeceğinden emin olunuz. Ülkemizi geri kalmışlığın sefaletinden, vesayetin zincirlerinden, terör örgütlerinin pençesinden, darbecilerin saldırılarından, içerideki kifayetsizlerin basiretsizliğinden, dışarıdaki düşmanların tuzaklarından, velhasıl 20 yıldır bunca badireden nasıl kurtardıysak inşallah bugünkü sıkıntıları da yine biz çözüme kavuşturacağız. Yeter ki sabredelim, yeter ki çalışalım, yeter ki üretelim, yeter ki ülkemize sahip çıkalım, yeter ki kardeşliğimize halel getirmeyelim, gerisi kendiliğinden gelecektir.
Türkiye, 2023’ü kazasız-belasız ve hedeflerine uygun şekilde geride bıraktığında önümüzde yepyeni ve aydınlık bir dönemin bizi beklediğini hep beraber göreceğiz.
Kardeşlerim; sporcularımız bu yılın ilk 7 ayında uluslararası müsabakalarda gösterdikleri başarılarla hepimizi gururlandırmaya devam ediyor. Bu yıl ülkemize 38 farklı branşta 2632 madalya kazandıran sporcularımıza şahsım ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum. Sporcularımız, son olarak Cezayir’de düzenlenen 19. Akdeniz Oyunları’nda başarı çıtasını biraz daha yükselttiler. Akdeniz Oyunları’ndan 108 madalyayla ülkemize dönen sporcularımızın her birini şahsım, milletim adına tebrik ediyorum.
Madalyalardaki branş çeşitliliği ülkemizde spor altyapısının nasıl dengeli bir şekilde geliştiğinin de işaretidir. Ülkemizin 81 şehrine inşa ettiğimiz spor tesislerini sporcu yetiştirme çalışmalarıyla, performans takip sistemiyle, modern antrenman teknikleriyle birleştirdik. Gençlerimizin azmi, kararlılığı, çalışkanlığı da üzerine eklendiğinde ortaya işte bu başarılar çıktı.
Şimdi önümüzde 9-18 Ağustos tarihlerinde yapılacak Konya İslami Dayanışma Oyunları ile 29 Eylül-2 Ekim tarihlerinde düzenlenecek İznik Dünya Göçebe Oyunları var. Ardından da Paris 2024 Yaz Olimpiyat Oyunları geliyor. İnşallah, bu müsabakalarda başarı ivmemizi artırarak sürdüreceğiz.
Biliyorsunuz geçtiğimiz haftalarda yaz tatilini seyahatle geçirmek isteyen gençlerimiz için 81 ilimizde belirlenen yurtların 15 Temmuz-1 Eylül tarihleri arasında açık olacağı müjdesini vermiştik. Gençlerimiz, rezervasyon sistemiyle işleyen bu hizmetten yararlanmaya başladı. İlaveten gençlerimizin cennet vatanımızın her köşesindeki tarihî eserleri rahatça görebilmeleri için Müze Kart GNS uygulamasını da hayata geçirdik. Bu sayede 18-25 yaş arasındaki tüm gençlerimiz 300’den fazla müze ve ören yerini ücretsiz olarak ziyaret edebilecekler.
“BU YIL 750 BİNE YAKIN GENCİMİZ YURT İMKÂNINDAN FAYDALANDI”
Türkiye, dünyanın devlet eliyle verilen en kapsamlı yükseköğrenim yurdu, öğrenim kredisi ve öğrenci bursu sistemine sahip ülkesidir. Mesela, bu yıl 750 bine yakın gencimiz yurt imkânından faydalanarak, 520 binden fazla gencimiz burs ve 881 binden fazla gencimiz öğrenim kredisi alarak eğitim-öğrenimine devam etmiştir. Geçtiğimiz 20 yılda kredi ve burs miktarlarını 14 kat artırdık. Hâlen öğrencilerimiz lisansta 850 lira… Dikkat edin; biz göreve geldiğimizde bu 45 liracıktı, şimdi ise 850 lira. Yüksek lisansta bin 700 lira, doktorada 2 bin 550 lira kredi veya burs alıyorlar. Yılbaşında bu rakamları tekrar revize edeceğiz, yükselteceğiz. Burs almak isteyen öğrencilerimizin başvuruları 12 farklı kamu kurumunun veri altyapısında yapılan taramayla gayet adil ve şeffaf bir sistemle değerlendiriliyor. Öğrenim kredisi ise, başvuran her öğrencimize veriliyor. Alınan kredilerin geri ödemeleri mezuniyetten 2 yıl sonra başlıyor. Şayet bu süre içerisinde mezun öğrenci henüz sigorta girişi olan bir işe başlayamamışsa, elektronik devlet sistemi üzerinde ödemeyi erteleyebiliyor.
Bugüne kadar kredi ödemelerinin yıllık güncellemesi belirli bir faiz oranı üzerinden değil, yurt içi üretici fiyat endeksi farkına göre yapılıyordu. Hiçbir zaman bir faiz uygulaması yapmadık, ama Bay Kemal, yalan bol, utanmadan, sıkılmadan faizden bahsediyor, öyle bir şey yok. Eğer sıkıyorsa gel kendin bunu ispatla, kimden faiz almışız bunu ortaya koy. Hiçbir öğrenci faiz uygulamasına tabi tutulmamıştır.
Son dönemde enflasyonun arzu etmediğimiz düzeylere yükselmesi, öğrenim kredisi güncellemelerinde beklenmedik rakamların ortaya çıkmasına yol açtı. Gençlerimizi elbette böyle bir yükün altında bırakamazdık, nitekim haftalar öncesinden ilgili arkadaşlarıma talimatlarımızı verdik, çalışmaları başlattık. Biraz önceki Kabine Toplantımızda kredi geri ödemelerinin herhangi bir enflasyon farkı veya faiz uygulaması olmaksızın sadece alınan kredi rakamı üzerinden yapılmasını kararlaştırdık, yani anapara. Bu uygulamadan hâlen kredi geri ödemesi yapan tüm gençlerimiz yararlanacak.
Aldığımız bu kararla kredi geri ödemelerinde toplamda 26 milyar liranın üzerinde bir yükü gençlerimizin üzerinden kaldırmış oluyoruz. Böylece, mezun olup geri ödemesi başlayacak 1 milyon 49 bin, kredi almış, ancak henüz mezun olmamış 812 bin, geri ödemesi vergi dairelerince takip edilen 1 milyon 295 bin olmak üzere toplam 3 milyon 157 bin gencimizin öğrenim kredisi sorununu kökten çözmüş oluyoruz. Önümüzdeki yıldan itibaren kredi ödemesi başlayacak öğrencilerimiz de artık sadece aldıkları kredi rakamı kadar sorumlu olacaklar. Öğrenim krediyle ilgili aldığımız kararın gençlerimize hayırlı olmasını diliyorum.
EK DERS ÖDEMELERİ
Bir müjde de ücretli çalışan öğretmenlerimize ve usta öğreticilerimize vermek istiyorum. Millî Eğitim Bakanlığına bağlı resmî eğitim kurumlarında ek ders ücreti karşılığı görev yapan öğretmenlere ve usta öğreticiler ile Kur’an kurslarında görevlendirilen öğreticilere her 5 ders için ilave 1 saat ek ders ödemesi yapacağız. Bu düzenlemenin ardından haftada 30 saat derse giren bir öğretmenin, usta öğreticinin ve Kur’an kursu öğreticisinin alacağı ücret 3 bin 400 liradan yüzde 68 artışla 5 bin 740 liraya yükselmektedir. Usta öğreticilerimizin 40 saat üzerinden alacakları ücret de 4 bin 500 liradan yüzde 64 artışla 7 bin 400 liraya çıkmaktadır. Yeni düzenlemenin ücretli çalışan öğretmenlerimize, usta öğreticilerimize ve Kur’an kursu öğreticilerimize hayırlı olmasını diliyorum.
Türkiye’de en büyük reformları gerçekleştirdiğimiz alanların başında sağlık gelmektedir. Öğrencisinden en üst düzey yöneticisine kadar sağlık çalışanlarının tamamının işini huzur ve güven içinde yapması en önemli önceliğimizdir. Bunlar arasında tıp ve diş hekimliği fakültelerimizin son sınıflarında kurum personel gibi mesai yaparak, nöbet tutarak çalışan, bilfiil hastalarla ilgilenen öğrencilerimiz de vardır. Hekim adayı öğrencilerimizin hem emeklerinin karşılığını vermek, hem motivasyonlarını yükseltmek için kendilerine yapılan ve asgari ücretin üçte biri kadar olan ödeme miktarını artırma kararı aldık.
“TIP VE DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTELERİNİN SON SINIF ÖĞRENCİLERİNE ASGARİ ÜCRET TUTARI KADAR ÖDEME YAPILACAK”
Devlete bağlı üniversitelerimizin tıp ve diş hekimliği fakültelerinin son sınıf öğrencilerine asgari ücret tutarı kadar ödeme yapılacak. Bu düzenlemenin her iki fakültemizin de öğrencilerine hayırlı olmasını diliyorum.
Kendini vatandaşlarımızın sağlığına vakfetmiş hekimlerimize ve diğer çalışanlarımıza yönelik hiçbir şiddet eylemi kabul edilemez. Bunun asla affedilir yanı yoktur, bu ihanettir, böyle bir ihaneti biz devlet olarak kabul etmeyeceğimiz gibi, yargımızın tüm kurumları da bunların zaten üzerine-üzerine gitmektedir. Hastanelerde sağlık çalışanlarına yönelik saldırıların önüne geçmek için caydırıcı tedbirler alınması hususunda Sağlık ve İçişleri bakanlıklarımız gereken koordinasyonu sağlayacaktır.
Ülkemiz için çalışmaya, üretmeye, her kesimin meselelerini çözmeye devam edeceğiz. Hepinizi bir kez daha sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. Bu müjdeler inşallah aydınlık geleceğimizin ifadesi olsun diyorum.”
Karadağ Cumhurbaşkanı Milatoviç Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde
Türkiye’ye hoş geldiniz
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’ye ziyarette bulunan Karadağ Cumhurbaşkanı Jakov Milatoviç’i Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde resmî törenle karşıladı.
Karadağ Cumhurbaşkanı Milatoviç, Cumhurbaşkanlığı Külliyesine gelişinde Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından resmî törenle karşılandı. İki ülke millî marşlarının çalınmasının ardından Karadağ Cumhurbaşkanı Milatoviç, tören kıtasını selamladı.
Türkiye ve Karadağ bayrakları önünde basın mensuplarına poz veren iki lider, daha sonra baş başa görüşmelerini gerçekleştirmek üzere Cumhurbaşkanlığı Külliyesine geçti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan “Engelsiz Türkiye Programı”nda konuştu
Genç Gazeteciler Ankara
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Engelsiz Türkiye Programı’nda yaptığı konuşmada, “Milletimizin farklı kesimlerine yönelik ayrımcı uygulamalara son vermeyi nasıl görev biliyorsak, engelli vatandaşlarımıza yönelik adaletsizliklerin ortadan kaldırılmasını da devletimizin asli vazifesi olarak görüyoruz. Bir yandan toplumun temeli olan, aile kurumunu güçlendirmeye çalıştık; diğer yandan yaşlılarımızın, bakıma muhtaç ve engelli kardeşlerimizin geniş bir sosyal hizmet havuzundan yararlanmalarını sağladık” dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Kongre Merkezi’nde düzenlenen Engelsiz Türkiye Programı’na katılarak bir konuşma yaptı.
Ülkenin ve dünyanın dört bir yanındaki tüm engellilerin 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nü tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birleşmiş Milletler öncülüğünde tüm dünyada kabul görmüş bu günün engellilerin sorunlarıyla ilgili farkındalığın artmasına, engelli insanların hayatlarını kolaylaştıracak yeni adımların atılmasına vesile teşkil ettiğini belirtti.
“ENGELLİ KARDEŞLERİMİZİN GÜNDEMİNE SAHİP ÇIKMAMIZ, BU YÖNDE ATILAN ADIMLARA İŞTİRAK ETMEMİZ GEREKİYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, engellilerin sorunlarının çözümü noktasında en önemli hususun bu konuyu her fırsatta gündeme taşımak suretiyle toplumsal hassasiyetin gerilemesine izin vermemek olduğunu ifade etti.
Engellilerle ilgili ne kadar farkındalık oluşturabilir, mesuliyet duygusu ne kadar yaygınlaştırabilirse bu süreçte o kadar fazla yol alınabileceğine, o derece başarılı olunabileceğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu bakımdan siyaset, sivil toplum ve hükûmet olarak sosyal aktivitelerle, kültürel projelerle, toplumsal bilinci artıran kampanyalarla hep beraber engelli kardeşlerimizin gündemine sahip çıkmamız, bu yönde atılan adımlara iştirak etmemiz, samimi destek vermemiz gerekiyor. 22 yıldır Türkiye’de değişimin ve dönüşümün öncülüğünü yapan AK Parti, toplumun her kesimini bu mücadeleye dahil etmek için öncü, örnek ve sürdürülebilir politikalar oluşturmaya devam ediyor. Partimizin düzenlediği bu programın da engelli kardeşlerimizin hayatlarını daha da kolaylaştırma ve toplumla bütünleşmelerini sağlama çabalarımıza katkı sunacağına inanıyorum. Bu anlamlı programı tertipleyen AK Parti Sosyal Politikalar Başkanlığımıza teşekkür ediyor, Rabbimden üstün başarılar temenni ediyorum.”
“UZAK COĞRAFYALARA İYİLİĞİ, MERHAMETİ VE ŞEFKATİ TAŞIDIK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gölgesinde yaşamaktan bahtiyarlık duyulan medeniyet çınarının köklerinin yüzlerce yıl ötesine uzandığını ifade etti.
Merkezine insanı ve insanlık değerlerini alan medeniyet çınarıyla farklı coğrafyalara iyiliği, adaleti, şefkat ve merhameti taşıdıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: ‘İnsan insanın kurdudur’ yerine, ‘İnsan insanın yurdudur’ dedik ve ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ anlayışıyla hareket ettik. Bugün gönül coğrafyamızda hangi evi ziyaret etseniz orada mutlaka Türkiye’ye dua eden, bu millete selam gönderen, bizleri ve ecdadı hayırla yad eden insanlarla karşılaşırsınız. Türk beklenendir, Türk yolu gözlenendir tespitinin kuru bir hamaset değil tam aksine güçlü bir hakikat olduğuna pek çok yerde şahitlik edersiniz. Biz de buna yurt dışı ziyaretlerimizde defalarca şahitlik ettik. Bu elbette ki parayla, güçle, zorla elde edilebilecek bir paye değildir. Kalplerin kilidini açmak iyiliğe giden yolu bulmak ve tertemiz bir mazinin taşıyıcısı olmak, inanın ki her millete nasip olacak bir onur değildir. Türkiye adına, Türkiye’nin istiklal ve istikbal mücadelesi adına, Türkiye Yüzyılı’nın inşası adına çok büyük bir kazanımdır, önemli bir referanstır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ecdadın engelli konusuna yaklaşımını hatırlatarak, Selçuklu döneminde sultanların Darüşşifa kurumlarıyla, Ahi Teşkilatı’nın orta sandıklarıyla, vakıfların Hankah ve şifahanelerle engellilerin ve hastaların daima yanında olduğunu dile getirdi.
Engellilerin askerî ve idari görevlere getirildiklerine, titizlikle himaye edildiklerine, sosyal hayata katılımlarının teşvik edildiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bir vakıf medeniyeti olan Osmanlı’da, engellilere dönük hizmet ve faaliyetler devletin siyasetinde önemli bir yer tutmuştur. Padişah müşavirliği dahil engellilerin Osmanlı Devleti’nin farklı kademelerinde büyük vazifeler üstlendiği çoğu zaman göz ardı edilen bir gerçektir. Hırka-i Saadet Dairesi’nde görev alan Darul-Huffaz gibi kurumlarda yetişip hafızlık yapan, farklı din hizmetlerinde bulunan nice engellinin hayatın her alanında güçlü bir şekilde var olduğunu biliyoruz. Ecdat, vakıflar, eğitim ve sağlık kurumları, bimarhaneleriyle engellilerin topluma kazandırılmasına müthiş bir hassasiyet göstermiştir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’de kimi marjinal çevrelerin bitmeyen bir kinle özellikle hedef aldığı Sultan 2. Abdülhamit Han’ın, 1889’da açtırdığı bir mekteple işitme ve konuşma engelli kişilerin çağın üzerinde bir eğitim almalarını sağladığını söyledi.
Bu okulun öğrencilerinin, at arabalarının ve diğer araçların kendilerini fark etmeleri için kırmızı renkli bir kıyafet giydiklerini, Sultan Abdülhamit Han’ın bu öğrencilere özel bir ihtimam gösterdiğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bir gün dönemin Maarif Vekaleti bu talebeler için bir talimatname hazırlamış ve mahallî idarelere göndermiştir. Bu talimatnamede kırmızı renkli elbise giyen öğrencilere dikkat etmeyen tüm arabacıların amirleri tarafından uyarılmaları, gerekirse cezai işleme tabi tutulmaları emredilmiştir. Yine o günlerde işitme ve görme engelliler okulu talebeleri Abdülhamid Han’a bir mektup yazarak kendilerine yönelik hizmetlerinden ötürü Sultan’a şükranlarını ifade etmişlerdir. İşte biz böyle bir geçmişten, böyle bir devlet geleneğinden, hamdolsun böyle erdemli ve kapsamlı bir sosyal politika tecrübesinden geliyoruz. Bundan da iftihar etmemiz, gururlanmamız gerekiyor. Başkaları gibi devletimizin ve milletimizin tarihini bir asır öncesinden başlatıp, geçmişi reddetmek yerine, tarihimizi bir bütün olarak kucaklıyor, maziden bugüne ve geleceğe güçlü köprüler kurmaya gayret ediyoruz.”
Ecdattan miras kalan ne kadar değer ve ne kadar uygulama varsa hepsini muhafaza etmenin, daha ileri seviyelere taşımanın çabasında olduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sosyal adaleti güçlendirmeyi, eşitsizliği gidermeyi hedefleyen, kuşatıcı insan odaklı yaklaşımların gerisinde işte bu tasavvurun bulunduğunu söyledi.
“TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NDE HANGİ SEBEPLE OLURSA OLSUN KİMSE DIŞLANAMAZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Biz her zaman şunu savunduk. Bugün de aynı hassasiyeti taşıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin sahibi millettir. 85 milyonun tamamıdır. İnanç, mezhep, meşrep ayırmaksızın milletimizin tüm fertleri, devletimizin nazarında aynı derecede hizmete ve hürmete layıktır. Tek parti faşizmi ve darbe dönemlerindeki gibi makbul olan ve olmayan vatandaş ayrımını asla tasvip etmiyoruz. Sırf inancından, başörtüsünden, sakalından dolayı insanların kamusal hayatın dışına atıldığı o kara günler artık geride kalmıştır. Türkiye Cumhuriyeti’nde hangi sebeple olursa olsun kimse dışlanamaz, ikinci sınıf vatandaş olarak görülemez, sosyal, siyasal ve iktisadi noktada kesinlikle geri görülemez. Bunların en başında da engelli vatandaşlarımız yer almaktadır. Biz engelli vatandaşlarımızla güçlüyüz ve 21. yüzyılı Türkiye Yüzyılı yapma hedefine giden yolda engellilerimizle kol kolayız, omuz omuzayız. Milletimizin farklı kesimlerine yönelik ayrımcı uygulamalara son vermeyi nasıl görev biliyorsak, engelli vatandaşlarımıza yönelik adaletsizliklerin ortadan kaldırılmasını da devletimizin asli vazifesi olarak görüyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2002’den beri aile ve sosyal hizmetler sahasının bu konuda titizlikle eğildikleri alanların başında geldiğini, bir yandan toplumun temeli olan aile kurumunu güçlendirmeye çalıştıklarını, diğer yandan yaşlıların bakıma muhtaç ve engellilerin geniş bir sosyal hizmet havuzundan yararlanmalarını sağladıklarını anlattı.
Engellilere dönük hizmetleri, lütfeden, bahşeden, üstenci bir tarzda değil, geç kalmış hakların teslimi yaklaşımıyla hayata geçirdiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2005’te çıkardıkları ve temel politikayı ortaya koydukları Engelliler Hakkında Kanun’un, bunun en açık göstergelerinden biri olduğunu ifade etti.
“WEB SİTELERİ VE MOBİL UYGULAMALARIN ERİŞİLEBİLİRLİĞİ GENELGESİNİ YAKINDA YAYINLAYACAĞIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin 2008’de Birleşmiş Milletler Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşmeyi (EHS) imzalayan ilk ülkelerden biri olduğunu anımsatarak, engellilerin hak ve hizmetlere doğrudan ulaşabilmeleri adına erişilebilirlik ilkesini kendilerine rehber edindiklerini vurguladı.
Bu kapsamda kamu kullanımına açık binaların, kaldırım, yaya geçidi ve park gibi açık alanların, toplu ulaşım araçları ile bilgi ve iletişim sistemlerinin erişilebilir olmasını zorunlu hâle getirdiklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, engellilerin yoğun şekilde kullandıkları 3 bin 500’ün üzerinde bina, açık alan ve toplu taşıma aracına, erişilebilirlik belgesi verdiklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2020 yılını “Erişilebilirlik Yılı” ilan ederek bu alandaki çalışmalara daha da hız kazandırdıklarını dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Erişilebilirlik yalnızca fiziki yapılarla sınırlı değil, teknolojinin tüm unsurlarıyla hayatımızı hem de doğrudan etkilediği bugünlerde çoğu ürün ve hizmete erişim dijital yollarla sağlanıyor. Buradan bir müjdeyi tüm engellilerimizle paylaşmak istiyorum. Engelli kardeşlerimizin dijital temelli hizmetlere daha kolay ulaşabilmeleri amacıyla web siteleri ve mobil uygulamaların erişilebilirliği genelgesini inşallah yakın zamanda yayınlayacağız. Genelgemiz tüm engelli kardeşlerimiz için şimdiden hayırlı, uğurlu olsun.”
“ENGELLİ ÖĞRENCİLERİMİZ, EV, OKUL ARASI ULAŞIMLARINI HİÇBİR ÜCRET ÖDEMEDEN YAPABİLİYORLAR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “İşitme engelli kardeşlerimizin, tüm işaret dili tercümesinden yararlanabilecekleri engelsiz iletişim merkezimizi 2022 yılında kurduk. 2013 yılında hayata geçirdiğimiz ücretsiz seyahat uygulamasına devam ediyoruz. Bu çerçevede engelli bireyler ve refakatçileri için belediyeciler aracılığı ile yaptığımız gelir desteği ödemelerimizi sürdürüyoruz. Bugüne kadar yaklaşık 1,5 milyar liralık ücretsiz seyahat gelir desteği ödemesi gerçekleştirdik. Engelli öğrencilerimiz, ev, okul arası ulaşımlarını hiçbir ücret ödemeden yapabiliyorlar.”
Erişilebilirlik bilincinin toplumun tüm kesimlerinde yaygınlaşması adına 2011’den beri bilgilendirme ve farkındalık çalışmaları yürüttüklerini bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugüne kadar 28 bini aşkın kamu personelinin erişilebilirlik eğitimlerine katıldığını belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, engellilerin çalışmak ve üretmek için istekli ve azimli olduğuna yıllardır bizzat şahitlik ettiğini vurgulayarak, “İş yerlerine engelli personel çalıştırma zorunluluğu getiren kota sistemini devreye aldık. Engelli Kamu Personeli Seçme Sınavı ile kamuda engelli memur atamalarının önünü yine biz açtık. Böylece son yıllarda kamudaki engelli memur sayısında önemli artış sağladık. 2002 yılında 5 bin 772 olan engelli memur sayımız şu an 71 bine yaklaşmış durumda” diye konuştu.
Kamuda çalışan engelli memurların verimliliğinin artırılmasına büyük önem verdiklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, engellilerin özel sektörde istihdam edilmelerini de güçlü şekilde desteklediklerini vurguladı.
Bu kişilerin becerilerinin dikkate alınarak istihdam edilmeleri için iş koçluğu uygulamasını 2014’te başlattıklarını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Bu uygulamayı iş ve meslek danışmanlığı sistemi olarak yaygınlaştırmaya ve güçlendirmeye devam ediyoruz. İş bulmakta zorlanan zihinsel engelli vatandaşlarımızı ücret desteği, vergi indirimleri ve çeşitli muafiyetler sağladığımız korumalı iş yerlerinde istihdam ediyoruz. Hâlihazırda bu yardımdan 17 korumalı iş yerinde 333 engelli kardeşimiz çalışmaya, üretmeye devam ediyor” dedi.
“2002’DE 21 OLAN ENGELLİ BAKIM MERKEZLERİMİZİN SAYISINI 106’YA ÇIKARDIK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, erken teşhis ve müdahalenin birçok alanda olduğu gibi engellilikle mücadelede de önemli bir yer tuttuğunu belirterek, “0-8 yaş aralığındaki özel gereksinimli evlatlarımızın ihtiyaç duydukları hizmetleri etkili bir şekilde alabilmeleri için aile temelli, ulusal erken müdahale sistemimizi yıl bitmeden pilot olarak hayata geçireceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu anda 2 ilde uygulanan otizmli bireylerin ailelerine yönelik Bireysel Sosyal Hizmet Danışmanlığı’nı da yakın zamanda 16 ile daha taşıyacaklarını bildirerek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Üzerinde önemle durduğumuz bir diğer konu ise engelli vatandaşlarımızın ailelerinin yanında sosyal çevrelerinden kopmadan bağımsız bir biçimde yaşamlarını sürdürebilmeleridir. Bunun için Evde Bakım Yardımı, Gündüzlü Bakım Hizmetleri ve Umut Evleri gibi toplum temelli bakım hizmetlerini önceliyor ve yaygınlaştırıyoruz. 2007 yılında yaklaşık 29 bin vatandaşımız evde bakım yardımı alıyordu. Hâlihazırda bu yardımdan yaklaşık 547 bin vatandaşımız yararlanıyor. Engellilerimizin kültürel ve sportif faaliyetlere katılabildiği gündüz bakım evlerimizin sayısını 137’ye yükselttik. Ülkemizin dört bir yanındaki 145 Umut Evi’nde engelli vatandaşlarımıza ev ortamında hizmet sunmaya devam ediyoruz. 2002 yılında 21 olan engelli bakım merkezlerimizin sayısını 106’ya çıkardık. Bu merkezlerdeki 6 bin 832 vatandaşımızın her türlü ihtiyacı ücretsiz karşılanıyor. 2024 yılı Ekim ayı itibarıyla farklı şehirlerdeki 317 özel bakım merkezinde hizmet alan 30 bin 165 engelli vatandaşımızın yüzde 94’ünün bakım maliyetlerini devlet olarak biz karşılıyoruz.”
“ENGELSİZ BİR TÜRKİYE İSTİYORSAK TÜM KURUMLARIMIZIN UYUM VE İŞ BİRLİĞİ İÇİNDE BUNA KATKI SAĞLAMASI ŞARTTIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, otizm alanında ihtisaslaşmış, gündüzlü ve yatılı bakım merkezlerinin de yaygınlaştırılmasının önceliklerinin arasında yer aldığını belirtti.
Otizm spektrum bozukluğu olan bireylere İkinci Ulusal Eylem Planı’nın uygulanmaya başladığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Engelli kardeşlerimizin hiçbir zorlukla karşılaşmadan hayatın her alanında güçlü şekilde var olabildiği bir ülke Türkiye Yüzyılı’nda ulaşmak istediğimiz hedeflerden biridir. Türkiye Yüzyılı sadece barışın, huzurun, kardeşliğin değil, engellilerin de yüzyılı olacaktır” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2030 Engelsiz Vizyon Belgesi’ni 3 yıl önce yine Dünya Engelliler Günü’nde ilan ettiklerini, vizyon belgesinin 3 yıllık uygulama aracı olan Engelli Hakları Ulusal Eylem Planı’nın ilk 2 yılının geride kaldığını söyledi.
Eylem planının hedeflerine tam anlamıyla ulaşabilmesi için herkesin daha gayretli, hevesli ve özverili çalışması gerektiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Engelsiz bir Türkiye istiyorsak tüm kurumlarımızın uyum ve iş birliği içinde buna katkı sağlaması şarttır. Bu noktada sorumluluk üstlenen tüm birimlerimizin gereken özeni, titizliği, hassasiyeti göstereceğine yürekten inanıyorum. Burada şu gerçeği tekrar hatırlatmak durumundayım. Gerçek manada engellilik hâli, azmini ve idealini kaybetmişler içindir. Azmini ve idealini kaybetmemiş olanlar için engel yoktur. Azim varsa, hedef varsa, inanç varsa, ülkü varsa başarı vardır, zafer vardır, galibiyet vardır, hedeflere ulaşmak vardır. Bir başka engellilik hâli de zihinlerde ve yüreklerde olandır. Yani asıl engellilik kendine engel olmaktır. Kendini sınırlamak, hayatın içerisinden geri çekmektir. Davası, hedefi, gayesi ve azmi olan parmağıyla mermeri deler, tırnağıyla kale surlarında gedik açar.”
“ENGELLİ KARDEŞLERİMİZLE EL ELE, GÖNÜL GÖNLE VERDİK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Spordan siyasete, iş dünyasından hayatın diğer alanlarına kadar engelli kardeşlerimizin hepimizi gururlandıran, hepimize umut ve ilham veren başarılarının gerisinde zihinlerdeki engelleri yıkmaları vardır. Engelli kardeşlerimizle el ele, gönül gönle verdik. Hamdolsun bugün 22 sene önce hayal dahi edilemeyen seviyelere geldik ama önümüzde daha gitmemiz gereken çok ciddi mesafe olduğunun da farkındayız. Engelli kardeşlerimizin hayatın her safhasında daha fazla görünür olmaları, daha fazla yer almaları için çalışmalarımıza devam edeceğiz. Başta mahallî idareler olmak üzere kamu yahut özel her kurum ve kuruluşun engellilerin hayatına olumlu manada dokunmak noktasında elini taşın altına koymasını özellikle beklediğimizi burada vurgulamak istiyorum” diye ekledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm engellilerin 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nü tebrik ederek, erişilebilirlik ödüllerine layık görülen kurumları ve temsilcileri kutladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kahramanmaraş’ta 155.000 Konut Anahtar Teslimi ve Kura Çekimi Töreni’ne katıldı.
Genç Gazeteciler Kahramanmaraş
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kahramanmaraş’ta 155.000 Konut Anahtar Teslimi ve Kura Çekimi Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Hedefimiz deprem bölgesinde evine girmeyen, iş yerine kavuşmayan tek bir kardeşimizi dahi bırakmamaktır. Kahraman şehrimizin asli hüviyetine sadık kalarak, çok daha modern, çok daha güzel bir Maraş’ı el birliği ile yine biz inşa edeceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kahramanmaraş’ta Merkez Spor Kompleksi yanında düzenlenen “Yeniden Güçlü Anadolu” 155 Bininci Konut Kura Çekimi ve Anahtar Teslim Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.
Konuşmasına Kahramanmaraşlıları selamlayarak başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yiğitlik ve asaletin ruh bulduğu bereketli topraklarıyla, medeniyetlere beşiklik eden destanlar şehri Kahramanmaraş’ımızdayız. Siz edelerle beraber olmanın bahtiyarlığını yaşıyorum. Kahramanmaraş’a geldiğimiz andan itibaren bizleri yine samimiyetle bağrınıza bastığınız için her birinize teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.
“KARDEŞLİĞİN, DAYANIŞMANIN EN GÜZEL ÖRNEKLERİNİ SERGİLEDİNİZ”
Törenin ardından AK Parti Kahramanmaraş İl Kongresi’ne katılacağını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Kongremizden önce hem sizlere bir teşekkür edelim dedim hem de yapımı tamamlanan deprem konutlarının açılışını yapalım istedik. Coşkunuzdan, heyecanınızdan, sevdanızdan dolayı sizlere şükranlarımı sunuyorum. Aynı şekilde 31 Mart seçimlerinde Cumhur İttifakı’na güvendiğiniz, inandığınız, bize sahip çıktığınız için siz edelere teşekkür ediyorum. 31 Mart’ta Maraşlı kardeşlerim bir kez daha AK Parti ve Cumhur İttifakı’nın belediyecilik vizyonuyla ‘yola devam’ dedi. İlk günden beri bizi yalnız bırakmayan Kahramanmaraş 31 Mart’ta yine bize olan desteğini esirgemedi. Rabb’im sizlerden razı olsun. Rabb’im Kahramanmaraş’ta aramızdaki dayanışmayı daim eylesin.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Siz bize nasıl destek olduysanız biz de sizin için aşkla çalışmaya devam edeceğiz. Allah’ın izniyle Maraş’a ve Maraşlı kardeşlerimize mahcup olmayacağız. Bu kadim şehir, sadece toprağının bereketiyle değil milletimizin sarsılmaz iradesiyle her dönemde koca bir kale Anadolu’nun sağlam direği oldu. Deprem sonrası karşılaştığı büyük zorluklarda dahi başını yere eğmedi. Edelerimiz ‘Asrın felaketi’ni yaşamalarına rağmen asla vazgeçmedi, asla pes etmedi, umutsuzluğa kapılmadı. El ele vererek hayata yeniden sarıldınız. Kardeşliğin, dayanışmanın en güzel örneklerini sergilediniz.”
“ŞEHRİMİZİ ESKİSİNDEN DAHA GÜZEL, DAHA DAYANIKLI VE MODERN HÂLE GETİRMENİN GAYRETİNDEYİZ”
Türk edebiyatının usta isimlerinden şair ve yazar Erdem Beyazıt’ın Diriliş Saati şiirinden, “Ey her depremden sonra biraz daha doğrulan, herkesin veba girmiş bir şehrin hem halkı hem seyircisi olduğu bir günde ey düştüğü yerden kalkmaya hazırlanan ülke. Her damlası bir zafer müjdecisi, bir posta eri gibi yağmur yüzümüze değince çıkacağız yola” mısrasını okuyan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İşte Kahramanmaraş, merhum şairimizin dediği gibi 6 Şubat depremlerinden sonra doğruluyor, devletimizin de desteğiyle düştüğü yerden ayağa kalkıyor” dedi.
“Asrın felaketi” olarak nitelendirilen Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat 2023’deki depremlerinin yaralarını hızla sarmak için gece gündüz demeden çalıştıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dağlar ne kadar yüksek ise yol onun üstünden geçer’ inancıyla şehrimizi eskisinden daha güzel, daha dayanıklı ve modern hâle getirmenin gayretindeyiz. Yıkımın büyüklüğü karşısında asla yılgınlığa kapılmadan asrın inşasını başlattık. O günden bugüne dek bir an olsun elimizi deprem bölgesinden çekmedik” diye konuştu.
“155 BİNİNCİ YUVAMIZIN ANAHTARLARINI TESLİM ETMENİN HEYECANINI VE SEVİNCİNİ YAŞIYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, depremzedeleri bir an önce kalıcı konutlarına kavuşturmak istediklerini vurgulayarak, şu ifadeleri kullandı: “Bugün bu büyük seferberlikte yeni bir adım daha atıyoruz. Biliyorsunuz geçtiğimiz ay Hatay’daki törenimizde 130 bininci yuvamızın anahtarını hak sahiplerimize teslim etmiştik. Şimdi de Kahramanmaraş’ımızda 155 bininci yuvamızın anahtarlarını teslim etmenin heyecanını ve sevincini yaşıyoruz. İnşallah birazdan canlı bağlantıyla Hatay’ımızda 5 bin 900, Malatya’mızda 2 bin 313, Adıyaman’ımızda 6 bin 912, Gaziantep’imizde 257, Diyarbakır’ımızda 674, Adana’mızda 668, Şanlıurfa’mızda 2 bin 929, Elazığ’ımızda bin 407 ve Kahramanmaraş’ımızda 3 bin 499 olmak üzere toplamda 24 bin 559 yuvamızı daha hak sahibi kardeşlerimize teslim edeceğiz.”
Bugünkülerle birlikte Kahramanmaraş’ta il ve ilçelerde 22 bin 228 konut ile 5 bin 170 köy evinin kurasını çekmiş olacaklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “2024 sonuna kadar 39 bin 136’sı Maraş’ta olmak üzere 11 ilimizde toplam 201 bin 688 bağımsız bölüm afetzede kardeşlerimize teslim edilecek” dedi.
Gelecek yıl Kahramanmaraş’ta 63 bin 300 konut ve 5 bin 846 iş yeri olmak üzere 68 bin 876 konut ve iş yerinin teslimatının yapılacağını da bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Deprem bölgemizin tamamında ise 452 bin 983 bağımsız bölümü inşa etmiş olacağız. Rabb’im bu hanelerimizi oturacak tüm ailelerimize huzur, güven ve ihsan eylesin diyorum. Bu konutların yapımında emeği, alın teri olan herkese tüm bakanlıklarımıza işçisinden mühendisine, bütün kardeşlerime bilhassa da yüklenici firmalara teşekkür ediyorum” ifadesini kullandı.
“GELDİĞİMİZ HER MAKAMI TÜRKİYE’YE ESER VE PROJE KAZANDIRMAK İÇİN BİR FIRSAT OLARAK GÖRDÜK”
Yaklaşık yarım asırdır siyasetin içerisinde olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Rabb’im bizlere çok farklı görevlerde ülkemize ve milletimize hizmet etmeyi nasip etti. Geldiğimiz her makamı bir zıplama tahtası olarak değil, Türkiye’ye eser ve proje kazandırmak için bir fırsat olarak gördük. Bakın 6 Şubat’ta Türkiye hem kendi tarihinin hem de insanlığın başına gelmiş en büyük doğal afetlerden birini yaşadı. Sadece Maraş’ta 7 bin 492 bina yıkıldı. Enkaz altında kalan 2 bin 788 Maraşlı kardeşimiz depremde vefat etti. Rabb’im hepsine rahmet etsin. Onları cennetiyle, cemaliyle müşerref eylesin. Depremden Maraş, Hatay, Adıyaman başta olmak üzere 11 ilimiz etkilendi. Tam 671 bin 826 konut ya yıkıldı ya da ağır hasar gördü. Dikkatinizi çekerim, bu sadece konut sayısı. İçinde iş yerleri yok. Bu ne demek biliyor musunuz? Değerli kardeşlerim neredeyse 2,5 milyonluk bir nüfusu barındıran tek bir şehrin tamamen yok olması demek.”
Kahramanmaraş merkezli depremlerin ekonomide yol açtığı tahribatın 104 milyar dolardan fazla olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Toprağa verdiğimiz 53 bin 735 kardeşimizin kalbimizde bıraktığı yaralar belki de hiç iyileşmeyecek, hiç kapanmayacak” diye konuştu.
“Tüm bunlar ortadayken ana muhalefet genel başkanının bize sataşmasına ne demeli?” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Az çok bu işleri bilen herkesin takdir ettiği bir inşa ve ihya seferberliğinde, hükûmetimizi insafsızca eleştirmenin kime ne faydası var? Sayın Özel çıkmış, ‘deprem konutları 10 yılda bitmez’ diyor. Daha bunun gibi nereden tutsan elinde kalacak bir sürü tezviratı, iddiayı ve iftirayı grup kürsüsünden ortalığa boca ediyor. Ben buradan kendisine soruyorum; Sayın Özel, siyaset boş atıp dolu tutmasını beklemek midir? Güneşe, yağmura, fırtınaya aldırmadan afet konutlarını bitirmek için çalışan kurumlarımızın emeğini, gayretini hiçe saymak sana ne kazandıracak? Allah aşkına, 6 Şubat’tan beri deprem turistliği dışında ne yaptınız? Hangi işi bitirdiniz? Taahhüt ettiğiniz hangi projeyi teslim ettiniz, hangi yaraya merhem oldunuz? Bölücü terör örgütüne iltisakı sebebiyle görevden el çektirilen bir şahsın kapısında 24 saat nöbet tutmak dışında hangi icraatınız oldu?”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kahramanmaraş’ta bugün, millete söz verdikleri üzere 155 bininci konutun kurasını çekip, anahtarını teslim edeceklerine dikkati çekti.
Eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 14-28 Mayıs seçimleri öncesinde vatandaşlara “bedava konut” sözü verdiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Madem bedava konut verebiliyorsunuz belediyeler aracılığıyla yapsanız ya? Elinizi tutan mı var? Halep oradaysa arşın burada, hadi buyurun yapın. Bunlar yapamazlar, bunlar millete hizmet edemezler. Bunlar para balyalarını yığma dışında, taş üstüne taş koyamazlar” dedi.
Muhalefetin iş yapmak, hizmet üretmek gibi bir derdi olmadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bunların tek bildikleri algı ve reklam yapmak. Bir de fahiş fiyatlarla, şişirilmiş faturalarla konser düzenlemek. Çok açık söylüyorum, iş yolsuzluğa, hırsızlığa, milletin malını yandaşlara yağmalatmaya gelince CHP’den hünerlisini kimse bulamaz. Ama söz konusu hizmet, vatandaşın dertlerine çare üretmek olunca ara ki bulasın. Bunların devrik genel başkanı, ‘hükûmet bu enkazın altında kalır’ diyordu. Kaderin cilvesine bakın ki bu zat, önce seçim sandığının daha sonra da kurultay sandığının altında kaldı. ‘Oğlum’ diye bağrına bastığı kim varsa, ellerine geçen ilk fırsatta bunun böğrüne hançeri sapladı. Bunlardan ülkeye de millete de hayır gelmez.”
CHP ve CHP’li siyasetçilerin ne ülkeyi ne de milleti tanımadıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şehirlerimizde ne yapıldığından, hangi hizmetlerin olduğundan bile haberdar değiller. Depremden etkilenen il sayısını sorsan, inanın bilmezler. Nurhak’ta ‘yok’ dedikleri hastanenin 56 yataklı olduğunu ve hasta kabul ettiğini bilmezler” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkoğlu ilçesindeki 120 yataklı Acil Durum Hastanesini aralık ayı içinde tamamlayacaklarını, 400 yataklı Acil Durum Hastanesi Projesi kapsamında yapılan Kahramanmaraş Devlet Hastanesini de ocak ayı içinde hizmete açmayı hedeflediklerini söyledi.
Necip Fazıl Şehir Hastanesinin yanında yapımı süren 600 yataklı yeni hastaneyi de 2025’in ikinci yarısında bitireceklerini açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları ifade etti: “Yeni bir müjdeyi şehir hastanemizde veriyoruz. Kahramanmaraş’ımıza kazandıracağımız bin yataklı, 250 bin metrekare kapalı alana sahip şehir hastanemizin proje çalışmalarını tamamladık, 2025 Ocak ayı itibarıyla yapım ihalesi sürecini başlatacağız.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Buradan CHP Genel Başkanı Sayın Özel’e diyorum ki Ankara’da siyasetçilik oynamak yerine gel, eser ve hizmet siyaseti nasıl yapılırmış Kahramanmaraş’ta gör. Bizi kendinizle de karıştırmayın. Çünkü biz, söz verince unutan değil, gecesini gündüzüne katıp gerçekleştirmeye çalışan bir hükûmetiz. Seçim meydanlarında ne söylediysek hepsinin de arkasındayız. Hedefimiz, deprem bölgesinde evine girmeyen, iş yerine kavuşmayan tek bir kardeşimizi dahi bırakmamaktır” diye ekledi.
Şair ve yazar Erdem Beyazıt’ın sözlerini anımsatarak, yaraları hızlıca sarıp yola yeniden, yepyeni bir heyecanla çıkacaklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her damlası bir zafer müjdecisi olan yarınları, Maraşlı kardeşlerimizle birlikte yine biz karşılayacağız. Kahraman şehrimizin asli hüviyetine sadık kalarak, çok daha modern, çok daha güzel bir Maraş’ı el birliğiyle yine biz inşa edeceğiz. Gayret bizden tevfik Allah’tandır diyoruz” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 21 aylık sürede afetlere dirençli, çevre dostu, sıfır atıkla uyumlu, akıllı ve modern şehirleri inşa ve ihya ettiklerini dile getirerek şu değerlendirmede bulundu: “Dünya ölçeğinde böylesine büyük ve geniş bir projenin bu kadar kısa sürede hayata geçirilmesi çok nadir rastlanan bir başarıdır. İnanıyorum ki bugün teslim ettiğimiz her yuva, ayağa kaldırdığımız her eser, geçmişe saygımız ile geleceğe olan inancımızın bir ifadesidir. 2025 yılının sonunda, sadece yeni yuvalarımız bitmeyecek aynı zamanda tüm evlerimizin pencereleri de huzura açılacak. Depremzede illerimiz artık afetin değil, huzurun, umudun ve güvenin adresi olacak. Kahramanmaraş gibi eşsiz gayretin, emsalsiz şehirleri, Türkiye Yüzyılı’nın mührünü taşıyacak.”
“KAHRAMANMARAŞ’IMIZA BİR SPOR KOMPLEKSİ İNŞA EDECEĞİZ”
Bir müjde daha vermek istediğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Gençlik ve Spor Bakanlığı’mız, Çevre Bakanlığı’mız ve Büyükşehir Belediyemizin ortaklığıyla muhteşem bir yatırımı şehrimize kazandırıyoruz. Kahramanmaraş’ımıza 17 bin 500 seyirci kapasiteli stadyumumuzun merkezinde olduğu bir spor kompleksi inşa edeceğiz. TOKİ’mizle, 121 bin 500 metrekarelik arazi üzerindeki projemizde, olimpik yüzme havuzundan kafeteryalara, kamp merkezinden uluslararası spor salonlarına kadar her şey olacak. Spor kompleksimizle şehrimizde hem uluslararası organizasyonlara ev sahipliği yapacağız hem de nice yıldızları yetiştireceğiz. Spor tesisimiz, gençlerimiz başta olmak üzere Maraş halkına şimdiden hayırlı, uğurlu olsun.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, deprem konutlarının yapımında emeği geçen Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, TOKİ ve AFAD, hayırseverler, işçiler ve mühendisleri tebrik etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasının ardından dua edildi. AFAD Başkanı Okay Memiş’in TOKİ ve Emlak Konut yetkililerinin başlattığı kura çekimiyle hak sahipleri belirlendi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, depremden etkilenen Adana, Adıyaman, Diyarbakır, Elazığ, Gaziantep, Kahramanmaraş, Kilis, Malatya, Osmaniye ve Şanlıurfa’daki törenlere canlı bağlantıyla katılarak, bazı hak sahipleriyle sohbet etti. Daha sonra hak sahiplerine konutlarının anahtarları teslim edildi.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.