Connect with us

Dünya

“Cumhuriyetimizin, millî iradenin üstünlüğü temeli üzerinde payidar olacağını 15 Temmuz gecesi dosta düşmana bir kez daha ispatladık”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz Demokrasi ve Millî Birlik Günü Anma Programı’nda yaptığı konuşmada, “Balkan Harbi’yle üzerine çöreklenen kara bulutları Çanakkale Zaferi’yle dağıtan milletimiz, millî mücadeleyle şanla, şerefle dolu tarihine yeni bir halka eklemişti. İlk değil son devletimiz Cumhuriyetimizin, millî iradenin üstünlüğü temeli üzerinde payidar olacağını, 85 milyon hep birlikte 15 Temmuz gecesi dosta düşmana bir kez daha ispatladık” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Saraçhane Meydanı’nda düzenlenen 15 Temmuz Demokrasi ve Millî Birlik Günü Anma Programı’na katılarak bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından düzenlenen programındaki konuşmasında Cumhurbaşkanı Erdoğan, katılımcıları ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi selamladı. Katılımcıların Kurban Bayramı’nı tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Allah’tan millete ve tüm insanlığa, hayırla, sağlıkla, huzurla, esenlikle daha nice bayramlar nasip etmesini diledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün 15 Temmuz ihanetinin 6. yıl dönümü olduğunu anımsatarak, “Yakın tarihimizin bu en alçak darbe girişiminde yaralılarımızdan daha sonra vefat edenlerle birlikte toplamda 252 kardeşimiz şehadetle şereflendi” ifadelerini kullandı.

Mehmet Akif Ersoy’un “Çanakkale Şehitlerine” şiirindeki “Vurulmuş tertemiz alnından uzanmış yatıyor/Bir hilal uğruna, ya Rab, ne güneşler batıyor/Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker/Gökten ecdat inerek öpse o pak alnı değer” dizelerini seslendiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, her biri bu topraklar için toprağa düşmüş askerler hükmünde olan 15 Temmuz şehitlerine Allah’tan rahmet, yakınlarına ve millete başsağlığı diledi.

“MİLLETİMİZ 15 TEMMUZ’DA DESTAN YAZMIŞTIR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehitlerin, Hz. Peygambere komşu olduğunu belirterek şöyle devam etti: “Yine diliyoruz ki Rabbim şehitlerimizi, sevgili habibinin ‘livaül hamd’ ismiyle müsemma sancağı altında şereflendirsin. Bizi de onlarla beraber şerefyap etsin. Bu ihanet girişimi sırasında darbecilerin uçaklarına, helikopterlerine, tanklarına, silahlarına çıplak elleriyle karşı koyarken yaralanan gazilerimize sağlık ve afiyet temenni ediyorum. Hak Teâla bir daha milletimizi 15 Temmuz gibi imtihanlara tabi tutmasın. Evlatlarımızı kimse bizden koparmasın. Ülkemizi bu tür tehditlerle sınamasın.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplumların tarihlerinde asırlar boyu unutulmayacak, nesiller boyu dilden dile bir destan gibi anlatılacak dönüm noktaları olduğunu dile getirerek, milletin 15 Temmuz’da yüreğindeki imandan aldığı güçle akşam güneş batarken başlayan darbe girişimini sabah güneşin doğuşuyla birlikte akamete uğratarak bir destan yazdığını kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Yazdı, Allah’ın izniyle yine yazar. Yaklaşık iki asırdır ayağa kalkmak istediği her dönemde bu milleti savaşla, bozgunculukla, darbeyle, vesayetle, terörle, siyasi istikrarsızlıkla, ekonomik krizle, sosyal çatışmayla dizleri üzerine çökertenler hamdolsun bu defa yine başaramadılar. Farklı dönemlerde farklı kisveler altında sahnelenen sinsi oyun, 15 Temmuz gecesi milletimizin iman dolu göğsüne çarparak yerle yeksan oldu.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mehmet Akif Ersoy’un “İmandır o cevher ki ilahi ne büyüktür/İmansız olan paslı yürek, sinede yüktür” dizelerini seslendirerek şöyle konuştu: “İşte şimdi altılı masaları var değil mi bunların. Bu altılı masada şehitlerimizin esamesi okunuyor mu? Onların derdi başka. Onlar PKK terör örgütüyle beraber yürüyorlar. Yani Gabar’da, Cudi’de, Tendürek’te evet bizim Mehmet’imize saldıranlarla, onların parlamentodaki uzantılarıyla beraber el ele omuz omuza yürüyorlar.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şimdi önlerinde büyük bir hesap olduğunu söyledi. “Balkan Harbi’yle üzerine çöreklenen kara bulutları, Çanakkale Zaferi’yle dağıtan milletimiz, millî mücadeleyle, şanla, şerefle dolu tarihine yeni bir halka eklemişti” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İlk değil son devletimiz Cumhuriyetimizin, millî iradenin üstünlüğü temeli üzerinde payidar olacağını, 85 milyon hep birlikte 15 Temmuz gecesi dosta düşmana bir kez daha ispatladık” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhur İttifakı olarak bu mücadeleyi o gece nasıl ispatladılarsa bundan sonraki süreçte de aynen ispatlamaya devam edeceklerini dile getirdi.

Bugün karşısındaki topluluğa bakarak “Türkiye aşkına” bir kez daha “Ya Allah bismillah Allahu ekber” dediklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şu Saraçhane Meydanı’ndan tüm gönülleri titretiyorsak 15 Temmuz kıyamı sayesindedir” diye konuştu.

“BÜYÜK VE GÜÇLÜ TÜRKİYE’NİN İNŞASINI KARARLILIKLA SÜRDÜRECEĞİZ”

Bu tabloyu görünce gençlik yıllarını hatırladığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Gençlik yıllarımda da yine bu meydanda biz evet 29 Mayısları kutlardık. 15 Temmuz öyle bir geceydi ki darbecilere karşı direnmek üzere evlerinden, iş yerlerinden, mahallelerinden harekete geçenlerin tamamı şehadeti göze alarak yola çıkmıştır. Kadın-erkek demeden, genç-yaşlı demeden yola çıkmışlardı. Hani birisi de akşam saat 23.00’te Yeşilköy Havalimanı’na gelmişti. ‘Haberim olsaydı ben de beklerdim.’ diye haber veriyor. FETÖ’cülerin kontrolü altında, nezareti altında oradan nereye gidiyor? Bakırköy Belediyesine gidiyor. Orada televizyon karşısında kahvesini yudumlarken evet, biz de havalimanına iniyoruz. Kaçta? Saat 01.00’i birkaç dakika geçe. Ama orada on binler vardı. On binler oradaydı. Kadın, erkek, genç, yaşlı oradaydı. Allah sizlerden razı olsun. Sizin ferasetiniz, sizin belagatiniz, Cumhur İttifakı olarak oradaki buluşmanız işte bunların canına ot tıkadı ve ne oldu? Fazla sürmedi. Hemen kaçıp gittiler. ‘Zafer inananlarındır.’ dedik ve oradan elhamdülillah zaferle çıktık.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun sadece İstanbul’da olmadığını, Ankara’da da böyle olduğunu ifade ederek, “Her ne kadar şehitlerimiz oldu ama o şehitler, ‘Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda. Canı cananı bütün varımı alsın da Hüda. Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.’ diyenler kazandı. Şehitlerimizin hatıralarına bakıldığında tamamının da aynı şuur, aynı teslimiyet, aynı irade ve aynı kararlılıkla darbecilerin üzerine yürüdüklerini görüyoruz” şeklinde konuştu.

Buradan konuşurken aynı anda Ankara’da Kızılay başta olmak üzere ülke genelinde törenler yapıldığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çünkü kalpler aynı anda atıyor. İşte bu buluşmanın adı nedir? Cumhur İttifakı” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Saraçhane’deki şu arka tarafımda olan süs havuzlarının dili olsa da o gece abdestsiz şehit olmamak için kendine uzanan elleri anlatsa. Boğaziçi Köprüsü’nün direklerinin dili olsa da darbecilerin ölüm kusan namlularının üzerine gül bahçesine girer gibi atılan yiğitlerin kahramanlığını anlatsa. Ankara’daki Türkiye Büyük Millet Meclisinin dili olsa da üzerlerine bomba yağarken milletin vekillerinin, sizlerin emanetine nasıl sahip çıktıklarını, ölüme nasıl meydan okuduklarını anlatsa, Genelkurmay Başkanlığı binasının taş duvarlarının dili olsa da darbeciler tankla, helikopterle, tüfekle, sürekli üzerlerine ateş ederken milletin asil evlatlarının onların karşısında nasıl korkusuzca durduğunu anlatsa. Gölbaşı Özel Harekât Başkanlığı bahçesinin dili olsa da darbeciler tarafından alçakça bombalanan kahraman polislerimizin yüreklerindeki cesareti ve imanı anlatsa.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her karışı şehit kanlarıyla yoğurulmuş şu vatan topraklarının dili olsa da üzerinde yaşayan milyonların gözlerini kırpmadan sabaha kadar nasıl dua ettiklerini anlatsa. Ülkemizin şehirlerindeki meydanların dili olsa da 27 gün süren demokrasi nöbetlerinde bir milletin istiklaline ve istikbaline nasıl dört elle sahip çıktığını anlatsa. Velhasıl 15 Temmuz’la ilgili anlatılacak o kadar çok şey var ki en adil hakem ve en güzel hafıza olan tarih hepsini de hakkıyla kaydedecektir. Bizler tarihi yazan değil, yaşayan insanlar olarak elbette bu muhasebede hakkımıza düşen yerde duracak, hakkımızda verilen hükme rıza göstereceğiz. Ülkemizin bir daha 15 Temmuz gibi musibetlere, milletimizin bir daha esaret tehdidine maruz kalmaması için büyük ve güçlü Türkiye’nin inşasını kararlılıkla sürdüreceğiz” diye ekledi.

“ÜLKEMİZİ BİR KEZ DAHA OYUN DIŞINDA BIRAKMAK İSTEYENLERE ARADIKLARI FIRSATI SUNMAYACAĞIZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen 20 yılda eğitimden sağlığa, ulaşımdan enerjiye, sanayiden spora, her alanda kazandırdıkları güçlü altyapının üzerinde Türkiye’yi dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri hâline getirmek için var güçleriyle çalışacaklarını dile getirdi

İstanbul’da bir sel afetinin yaşandığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Peki sel afetinde acaba sorumluları neredeydi? Aynı şekilde Ankara’da neredeydi? Kardeşlerim bunların hesabını 2023’te sandıklarda sormaya var mıyız? Fakat durmak yok, çok çalışacağız. Cumhur İttifakı olarak bu hesabı sormaya hazır mıyız? Mesele bu. Çünkü bizim soracak hesabımız var” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, demokrasi ve kalkınma devrimlerinin en büyük şahidinin İstanbul olduğunu dile getirerek, Türkiye’yi 81 vilayeti ve 85 milyon vatandaşıyla muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkarma hedeflerinden en küçük bir taviz vermeyeceklerini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyet’in 100. kuruluş yıl dönümünü, genç devletin bir asrını geride bırakmanın ötesinde üç kıta, yedi iklimi kuşatan medeniyet davalarının inkişafının da sembolü hâline getireceklerini vurgulayarak, şöyle devam etti: “Buna hazır mıyız? Dünyadaki siyasi ve ekonomik güç odaklarının yeniden yapılandığı bir dönemde, ülkemizi bir kez daha oyun dışında bırakmak isteyenlere, aradıkları fırsatı kendi ellerimizle sunmayacağız. Şimdi hazır mısınız? Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız. Kardeşlerim, 2023 imtihanını da başarıyla vererek, bu kutlu menzile doğru yolumuza devam edeceğiz, kadınıyla, erkeğiyle, genciyle, yaşlısıyla. Ben sizin bu imanınıza, bu inancınıza, bu kararlılığınıza güveniyorum. Rabbim bizleri bu yolda daim eylesin. Bunun için şimdi öyle bir ses verelim ki doğudan batıya, kuzeyden güneye, dünyada duymayan kimse kalmasın. Sadece duymakla kalmasınlar, dostlarımız sevinçten, düşmanlarımız korkudan tüm hücreleriyle titresinler.”

“BİZ HANGİ KÖKENDEN, HANGİ MEZHEPTEN, HANGİ MEŞREPTEN OLURSA OLSUN 85 MİLYON TEK MİLLETİZ”

Vatandaşlara “Rabia’ya hazır mıyız” diye soran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gür sada ile tek millet. Biz hangi kökenden, hangi mezhepten, hangi meşrepten olursa olsun 85 milyon tek milletiz. İki, tek bayrak. Bizim tek bayrağımız, rengini şehitlerimizin kanından alan şu ay yıldızlı al bayrağımızdır. Üç, tek vatan, 780 bin kilometrelik vatan topraklarının tek bir karışına dahi göz dikenin gözünü çıkartırız. Dört, tek devlet. Bizim Türkiye Cumhuriyeti Devleti dışında bir devletimiz yoktur. Aksini iddia edenlerin başını ezmek de boynumuzun borcudur. Her kim bu dört ilkeden rahatsızsa dönüp, önce kendini, onunla birlikte ülkesi ve milletine aidiyetini sorgulamalıdır. Her kim bu dört ilkeye gönülden bağlıysa, bizim ezelî ve ebedî yoldaşımızdır, kardeşimizdir, kader arkadaşımızdır” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz gecesi son sözü top tüfek değil, imanın belirlediğinin görüldüğüne dikkati çekerek sözlerini şöyle sürdürdü: “Yürek belirler, inanç belirler. 15 Temmuz gecesi gördük ki, güneş batınca, üzerimize çöken karanlığın hükmü, ertesi sabah yeniden güneş doğana kadardır. 15 Temmuz gecesi gördük ki, yuları hainin elinde olanın büründüğü kisve ne olursa olsun gün doğduğunda gerçek yüzü mutlaka ortaya çıkmaktadır. 15 Temmuz gecesi gördük ki, asil azmaz, bal kokmaz, kokarsa yağ kokar, onun da aslı ayrandır. Atalarımız böyle demiş. Bu milletin kodlarını en iyi bilenlerdir. Rabbime beni, bizi, böyle bir milletin evladı olarak yarattığı için binlerce kez hamdediyorum. Rabbime, bizlere böyle bir millete hizmet etme imkânı verdiği için binlerce kez hamdediyorum. Rabbime bizi böyle bir milletle 15 Temmuz gibi bir imtihandan geçirdiği için, bize böyle yoldaşlar nasip ettiği için binlerce kez hamdediyorum. Kardeşlerim, sizleri Allah için çok seviyorum. Hiç endişeniz olmasın, dik durduk, dik duracağız ama dikleşmeyeceğiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin demokrasi ve kalkınma mücadelesindeki dönemlerinin asla unutulmaması gerektiğine vurgu yaparak, “Rahmetli Menderes ve arkadaşlarının Demokrat Parti’nin iktidarıyla açtıkları çığır bu dönüm noktalarından biridir. Aynı şekilde rahmetli Özal’ın 12 Eylül’ün ardından ülkemize kendi deyimiyle, çağ atlatmak için başlattığı hamle bu dönüm noktalarından biridir. Aynı şekilde rahmetli Erbakan’ın, aynı şekilde rahmetli Türkeş’in attıkları adımlar işte bizim de izini sürdüğümüz adımlardır. 20 yıldır ülkemize kazandırdığımız eser ve hizmetlerde elbette bu dönüm noktalarından biridir” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2013 yılından beri verdikleri çok yönlü mücadelenin yerinin ayrı olduğunu dile getirerek şunları kaydetti: “Şu gerçekleri asla aklımızdan çıkarmamalıyız. Gezi olaylarının sebebi asla ağaç ve çevre hassasiyeti değildir. 17/25 Aralık, yargı emniyet darbe girişiminin sebebi asla hukuk, adalet arayışı değildir. Çukur eylemlerinin sebebi, asla meşru hak talebi değildir. Sınırlarımızı taciz eden DEAŞ’ın ve PKK, PYD’nin saldırılarının sebebi asla tabii süreçler de değildi. 15 Temmuz darbe girişiminin sebebi asla ülkenin ve milletin çıkarları değildir. Türk ekonomisini mahvetme tehditleriyle başlatılan finans saldırısının sebebi asla faiz, kur hesabı değildir. Uzunca bir süredir hemen her alanda maruz kaldığımız siyasi ve ekonomik ambargoların, kuşatmaların, tuzakların sebebi asla demokrasimizi koruma gayesi değildir. Bugün halen vermekte olduğumuz mücadelenin de hiçbir kurala, kaideye, teoriye, ahlaki ölçüye uyan bir tarafı yoktur. Tahammül edilemeyen Cumhur İttifakı değildir, asıl tahammül edilemeyen, Türk milletinin kendi iradesine sahip çıkması, kendi hedeflerine kilitlenmiş olmasıdır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, tahammül edilemeyenin şahsında sembolleştirilen, ülkenin yöneticileri olmadığını belirterek, “Asıl tahammül edilemeyen, Türkiye’nin son iki asırdır ayağına vurulan prangalardan kurtularak özgürce kendi istikametine yönelmesidir” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Siz bakmayın günlük siyasi çıkarlar uğruna binbir yalanla, iftirayla, çarpıtmayla bu gerçeklerin üzerini örtmeye çalışanlara. Aslında onlar da biliyor neyin ne olduğunu, kimin ne yaptığını ama kimi nefsine yenildiği, kimi tıyneti bozuk olduğu, kimi göbekten bir yerlere bağlı bulunduğu için tatava yapıyor, maval okuyor, safsatayla gerçekleri örtmeye çalışıyor. Üstelik bu tiyatroyu da en sakil bir şekilde sergiliyorlar” ifadelerini kullandı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun darbe girişimine ilişkin “Bu bir tiyatroydu” dediğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “252 şehidimizin olduğu bu gelişmeyi bir tiyatro olarak değerlendiriyor. Ben şimdi soruyorum. FETÖ’ye rahmet okutanlar var. Ya daha ne olacak? 252 şehidimiz var. 2 bin 200’ü aşkın gazimiz var. Hâlâ FETÖ’ye rahmet okuyanlar var. Kusura bakmasınlar. Neyin ne olduğunun şahidi 15 Temmuz gecesidir. Ülkenin ve milletin geleceğine dair hiçbir fikir üretmeden, hiçbir program, proje, plan geliştirmeden, hiçbir samimi çaba göstermeden sadece laf salatasıyla insanların duygularını istismar edemezsiniz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yabancı büyükelçilerden gelecek talimatlara göre siyasetlerini şekillendirenlerin, kampanya dozunu ayarlayanların bu topraklara ait olamayacaklarını vurgulayarak, şunları kaydetti: “Her fırsatta ülkesini yabancılara kötüleyerek şimdiden bu desteğin hakkını vermeye çalışandan bu millete hayır gelmez. Hâlbuki yönlerini Avrupa’ya, Amerika’ya değil de milletimize dönmüş olsalar şu gerçekleri onlar da görecekler. Türkiye terörle mücadele ederken teröristin sırtını sıvazlayandan devlet adamı olmaz. İnsanlar canı pahasına darbeye direnirken hainlerle anlaşıp kaçacak delik arayanlardan siyasetçi olmaz. 15 Temmuz’a şöyle ağız dolusu ‘bir darbe girişimidir’ diyemeyenlerden milletin adamı olmaz. FETÖ’cüsünden PKK’lısına kadar kamudan temizlenmiş terör örgütü mensuplarına mavi boncuk dağıtanlardan siyasetçi olmaz.”

“NATO ZİRVESİNDE, YPG’Yİ, PYD’Yİ, FETÖ’YÜ NATO’NUN KAYITLARINA GİRDİK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “FETÖ, terör örgütü olarak uluslararası kayıtlarda var mıydı? Yoktu. Sadece PKK, Avrupa Birliği kayıtlarında vardı. Bu son NATO zirvesinde, YPG’yi, PYD’yi, FETÖ’yü NATO’nun kayıtlarına girdik. Dedik ki ‘Bu bizim kırmızıçizgimizdir. FETÖ’yü buraya terör örgütü olarak gireceksiniz. PYD’yi gireceksiniz, YPG’yi gireceksiniz. Aksi takdirde bizden ‘olur’ alamazsınız.’ Ve girdiler. Olay bu” diye konuştu.

Türkiye’nin güney sınırları boyunca kurmakta olduğu güvenlik koridorunu sabote edenlerden yerli ve millî şahsiyet çıkmayacağının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bay Kemal, işi gücü güneyde, sınır boylarında. Ekonomimize yönelik tehditler karşısında uygulamaya geçirdiğimiz programın hikmetini anlamaya çalışmayanlardan dirayet sahibi yönetici olmaz. Dünya siyasi ve ekonomik krizlerle, güvenlik tehditleriyle boğuşurken, Türkiye’nin kendini konumlandırdığı güçlü yeri görmezden gelenlerden feraset beklenemez. Evet. Yerli ve millî olmayanlardan bu ülkeye hayır gelmeyeceğini en iyi milletimiz bilir. Siz bilirsiniz siz. Siz takdir edersiniz” ifadelerini kullandı.

“BİZ, KADİM BİR DAVANIN HİZMETKÂRLARIYIZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, hiç şüphesiz, bunları söylerken hakikatlere gözlerini de kapamadıklarını, yaşadıkları diğer sorunların, küresel ve bölgesel krizlerin olumsuzluklarının elbette kendilerini de etkilediğini belirterek, şöyle devam etti: “Hayat pahalılığı başta olmak üzere elbette insanlarımızı sıkıntıya düşüren gelişmeler yaşıyoruz. Ama şundan emin olunuz ki omuzlarımıza binen hiçbir yük kalıcı değildir. Hiçbir sorunumuz çözümsüz değildir. Son zamanlarda Bay Kemal çıkmış, üniversiteli gençlerimizin KYK’yla ilgili, onların aldıkları burslarla ilgili onlara faiz yükü bindiriyormuşuz. Yahu faizin en büyük düşmanı biziz. Allah nasip ederse ilk Kabine Toplantımızda bu konuyla ilgili açıklamayı Kabine Toplantımızdan sonra yapacağız. Biz gençlerimizi faize kurban etmeyiz. Hatta hatta daha ileri gidiyorum, enflasyona da kurban etmeyiz. Biz çalışmamızı yapıyoruz ve Kabine Toplantımızdan sonra da gerekli açıklamayı yapacağım. Milletimizin sıkıntılarını da ülkemizin imkânlarını da en iyi biz biliyoruz Bay Kemal, biz. Ya göreve geldiğimiz zaman öğrencilerin aldığı burs neydi? 45 liracıktı Bay Kemal. Harç harç. Bu harcı kaldıran kimdi? Biz kaldırdık. Şu anda harç diye bir şey kaldı mı? Yok. Bir süre önce ekonomide önceliğimizi milletimizin işine, aşına vererek kritik bir tercihte bulunduk. Hamdolsun bugün 31 milyona yaklaşan istihdamımızla, harıl harıl çalışan sanayimizle, yıllık 250 milyar dolara yaklaşan ihracatımızla kesintisiz büyüyen bir Türkiye fotoğrafıyla karşı karşıyayız. Küresel enerji ve emtia fiyatlarındaki dalgalanmalar duruldukça, enflasyonu kontrol altına aldıkça bu tablonun güzelliği daha da iyi anlaşılacaktır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, nasıl 15 Temmuz gecesi darbeci hainlerin heveslerini kursaklarında bıraktılarsa, yakın bir gelecekte de ekonomik tetikçileri aynı akıbete düçar edeceklerini belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Şimdi hazır olun. Yeter ki hedeflerimizden kopmayalım. Yeter ki elimizdekilerin kıymetini bilelim. Yeter ki kazanımlarımıza sahip çıkalım. Yeter ki bozguncuların oyunlarına gelmeyelim. Yeter ki çalışalım, çabalayalım, azmedelim, sabredelim. Bunları yapabildiğimizde gerisi gerçekten çok kolaydır. Zaten onların korktuğu da Türkiye’nin 2023’te bunu başaracak olmasıdır. Bundan çok korkuyorlar. Türkiye’yi bugün durduramazlarsa önümüzdeki yarım asır, bir asır boyunca artık aynı fırsatı tekrar yakalayamayacaklarını çok iyi biliyorlar.”

2023 hedeflerine ulaşacaklarını, 2053 vizyonunu da hayata geçireceklerini, 2071’de bin yıllık zaferlerini de kutlayacaklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kardeşlerim, çünkü biz Türkiye’yiz. Çünkü biz, Türk milletiyiz. Çünkü biz, kadim bir davanın hizmetkârlarıyız. Çünkü biz, arkasında yüz milyonların duası, yanında 85 milyon kardeşi, önünde aydınlık bir yolu olan bir ekibiz. Gerektiğinde yedi düvele meydan okuyarak, gerektiğinde taşlı, dikenli, mayınlı yollardan geçerek, gerektiğinde alın terimizi akıtarak, gerektiğinde canımızı ortaya koyarak, gerektiğinde kalbimizi açarak, hülasaten ülke ve millet olarak bize büyük fedakârlıklar ve mücadelelerle geldiğimiz bu noktadan geriye dönüş yoktur” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ecdadın tarihi zaferlerine işaret ederek, şunları söyledi: “Ecdadımız Sultan Alparslan, Anadolu’nun kapılarına dayandığında ‘Ya muzaffer olur, gayeme ulaşırım. Ya şehit olur, cennete giderim.’ demişti. Ecdadımız Fatih Sultan Mehmet, ‘Ey İstanbul, ya ben seni alırım ya sen beni alırsın.’ demişti. Ecdadımız Yıldırım Beyazıt ‘Yenileceğinden korkan daima yenilir.’ demişti. Ecdadımız Abdülhamit Han ‘Bu topraklar kanla alınmıştır, kanla verilir.’ demişti. İstiklal Harbi’mizin başkomutanı Gazi Mustafa Kemal ‘Ya istiklal ya ölüm.’ demişti. Biz de bugün burada büyük ve güçlü Türkiye’nin inşasını mutlaka tamamlayacağız diyoruz. Şehitlerimize haklarını ancak bu şekilde helal ettirebiliriz.”

15 Temmuz kahramanları başta olmak üzere cümle şehitlere Allah’tan rahmet dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Fakat Cumhur İttifakı olarak sizler bu yaz mevsiminde bizi burada yalnız bırakmadınız. Hep beraber burada 6’ncı yıl dönümünde beraber olduk. Şimdi önümüzdeki yıl malum seçimler var. Çok çalışacağız. Çok gayret edeceğiz. Buna tam manasıyla hazırız değil mi? Kapı kapı dolaşmaya varız değil mi? Cumhur İttifakı’nın inşallah bu seçimlerden zaferle çıkacağına ben inanıyorum” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini Arif Nihat Asya’nın “Dua” şiirini okuyarak tamamladı: “Biz kısık sesleriz. Minareleri sen ezansız bırakma Allah’ım. Ya çağır şurada bal yapanlarını ya kovansız bırakma Allah’ım. Mahyasızdır minareler. Göğü de kehkeşansız bırakma Allah’ım. Müslümanlıkla yoğrulan yurdu Müslümansız bırakma Allah’ım. Bize güç ver. Cihat meydanını pehlivansız bırakma Allah’ım. Kahraman bekleyen yığınlarını kahramansız bırakma Allah’ım. Bilelim hasma karşı koymasını. Bizi cansız bırakma Allah’ım. Yarının yollarında yılları da Ramazansız bırakma Allah’ım. Ya dağıt kimsesiz kalan sürünü ya çobansız bırakma Allah’ım. Bizi sen, sevgisiz, susuz, havasız ve vatansız bırakma Allah’ım. Müslümanlıkla yoğrulan yurdu Müslümansız bırakma Allah’ım.”

Dünya

“2025 yılında, 18,5 milyar liralık kırsal kalkınma desteği vereceğiz”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çiftçiler ile İftar” programında yaptığı konuşmada, “2025 yılında, bütçeden ve uluslararası kurum-kuruluşlardan kredi ve eş finansman desteği ile 18,5 milyar liralık kırsal kalkınma desteği vereceğiz. Böylece kırsala yaklaşık 25 milyarlık yatırım ve 10 bin kişiye istihdam sağlamış olacağız” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Sergi Salonu’nda düzenlenen “Çiftçiler ile İftar” programına katılarak bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, katılımcıların gelecek hafta idrak edilecek Kadir Gecesi ile 30 Mart’ta vasıl olunacak Ramazan Bayramı’nı tebrik etti.

Mübarek ayda tutulan oruçların, yapılan ibadetlerin, edilen duaların, Türk milletinin yanı sıra Gazzeli, Suriyeli ve Yemenli mazlumlar başta olmak üzere tüm Müslümanların birliğine, beraberliğine, zulümden kurtuluşuna vesile olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendilerini bir araya getiren Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı ve ekibine teşekkür etti.

“ÇİFTÇİLERİMİZİN FEDAKÂRLIĞINI HİÇBİR ZAMAN UNUTMAYACAĞIZ”

Vatan topraklarının her karışını alın teriyle işleyen tüm çiftçilere sevgi ve saygılarını gönderen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Ülkemizin kalkınmasındaki ana aktörlerden olan sizlerden Allah razı olsun diyor, Rabb’im milletimize yokluğunuzu hissettirmesin diyorum. Burada öncelikle şu noktayı ifade etmek isterim; çiftçi kardeşlerimize sadece ülkemiz tarımına katkılarından ötürü değil, en sancılı dönemlerde demokrasimize verdikleri destek için de minnettarız. 15 Temmuz darbe girişiminde millî iradeyi ve ülkemizi korumak için en ön safta yer almanızı unutamayız. Darbecileri engellemek için mahsulünü ateşe verecek kadar vatanlarına sevdalı çiftçilerimizin fedakârlığını hiçbir zaman unutmayacağız. O karanlık gecede, darbecilere meydanları dar eden tüm kahramanlara ülkem ve milletim adına bir kez daha teşekkürlerimi sunuyorum. 15 Temmuz gibi nice badirelerin üstesinden sizlerle birlikte geldik. Sadece demokrasi de değil tarımda, hayvancılıkta, ihracatta ülkemizi takdirle takip edilen seviyeye birlikte getirdik. İnşallah Türkiye Yüzyılı’nı da sizlerle omuz omuza inşa edeceğiz.”

“ÇİFTÇİ KARDEŞLERİMİZE HAK ETTİĞİ DEĞERİ VERMENİN ÇABASINDAYIZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, göreve geldikleri günden itibaren tüm vatandaşların saadeti, refahı ve kardeşliği için geceli gündüzlü koşturduklarını dile getirdi.

“Önümüze çıkan engellere takılmadan, şahsımızı ve hükûmetimizi hedef alan saldırılara teslim olmadan, Türkiye’nin iyiliğini istemeyen alçakların sabotajlarına prim vermeden 85 milyonun huzuru ve esenliği için gayret gösteriyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Hem tarıma hem de yaz kış demeden üretim yapan çiftçi kardeşlerimize hak ettiği değeri vermenin çabasındayız. Gayretlerimizin, emeklerimizin olumlu neticelerini hamdolsun çok geniş bir yelpazede bizzat görmeye başladık. Bitkisel üretimden hayvancılığa, balıkçılıktan kırsal kalkınma yatırımlarına, tarımın her alanında ülkemizin gerçek potansiyeli ortaya çıkıyor. Burada elbette uzun uzadıya anlatacak değilim. Sektörün içinde olanlar zaten neyin ne olduğunu gayet iyi biliyor. Sadece birkaç önemli rakamı paylaşmak arzusundayım. Özellikle ellerine geçirdikleri her fırsatı Türk tarımını ve onun arkasındaki milyonlarca kahramanı kötülemek için kullananların burayı çok dikkatli dinlemesini tavsiye ediyorum.”

“SEBZE VE MEYVE ÜRETİMİNDE DÜNYADA DÖRDÜNCÜYÜZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, verimli ve kaliteli üretimin artması için son 22 yılda reel rakamlarla 2 trilyon 70 milyar lira tarım desteği verdiklerini, 2025 yılında şu ana kadar 24 milyar lira ödeme yaptıklarını vurguladı.

Yılsonunda bu rakamın 135 milyar lirayı bulacağına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Yine burada, birilerinin ‘Türkiye’de tarım bitti’ dediği rakamları söylüyorum. Ülkemizde 206 çeşit tarım mahsulü üretiliyor. Bunların birçoğunda hamdolsun kendimize yeter durumdayız. Sebze ve meyve üretiminde dünyada 4’üncüyüz. Bitkisel üretimde 11’inciyiz. 21 üründe dünyada ilk 3’teyiz. Çiğ süt üretiminde dünyada 9’uncu, Avrupa’da 3’üncü sıradayız. Sığır eti üretiminde dünyada 7’nci, Avrupa’da 1’inci konumdayız. Tavuk eti üretiminde dünyada 9’uncu, Avrupa’da ise 2’nciyiz. Yumurta üretiminde dünyada 10’uncu, Avrupa’da 2’nci. Bal üretiminde dünyada 2’nci, Avrupa’da ilk sırada bulunuyoruz. Su ürünleri yetiştiriciliğinde dünyada 16’ncı, Avrupa’da 2’nci sıradayız.”

“TARIMSAL HASILAYI ÜÇ KATINA ÇIKARDIK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, üretimdeki tüm başarılarla birlikte tarım orman sektörünün geçen yıl Türkiye ortalamasının da üzerinde büyüme gerçekleştirdiğini bildirdi.

2002 yılında 25 milyar dolar olan tarımsal hasılayı üç katına çıkartarak 2024 yılında 74 milyar dolara yükselttiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu bilgileri verdi: “Şuraya da özellikle dikkatinizi çekiyorum; ‘Tarım bitti’ iftirası atılan Türkiye bugün, tarımsal hasılada Avrupa’da lider, dünyada ise 8’inci sıradadır. Aynı dönemde ihracatımızı 3,8 milyar dolardan aldık geçen sene 32,6 milyar dolara ulaştırdık. Yani 2002’de ülke olarak neredeyse bir yılda yaptığımız ihracatı bugün sadece tarımda gerçekleştiriyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında, tarımda son 22 yılda 110 milyar dolarlık dış ticaret fazlası verdiklerini belirterek, 186 ülkeye 2 bin 250 çeşit tarımsal ürünün ihraç edildiğini söyledi.

Türkiye’nin ihracatta 13 üründe dünyada ilk 3 ülke arasında yer aldığını, ayrıca 104 ülkeye tohum ihracatı gerçekleştirildiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu listeyi daha da uzatmanın mümkün olduğunu ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, idrakleri kapanmamış olanlar için bu rakamların ziyadesiyle kâfi olduğuna vurgu yaparak, “İktidarla muhalefeti karıştıranlara ne desek boş. Onlar bir yalan bulup, değilse uydurup hükûmetimizi ve tarım sektörünü karalamaya devam ederler. Güneş balçıkla sıvanmaz. Yalan ne kadar büyük olursa olsun hakikat güneşini kapatamaz. Muhalefetin çarpıtmalardan medet umarak perdelemeye çalıştığı tarım sektörümüzün gerçekleri bunlardır. Bütün bu başarıda emeği olan, alın teri döken siz çiftçi kardeşlerimi bugün bir kez daha yürekten tebrik ediyorum” şeklinde konuştu.

“GIDA DENETİMLERİ YANINDA FAHİŞ FİYATLA MÜCADELEMİZ DE HIZ KESMEDEN SÜRÜYOR”

Amaçlarının, vatandaşın kaliteli, sağlıklı ürüne ulaşması olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “İnsanımızın ücretini ödediği üründe hile, hurda, aldatmaca olmamasıdır. Bakanlığımız sizlerin alın terinizle ürettiğiniz ürünleri vatandaşlara sahtecilikle, taklitle sunanlara karşı bir denetim seferberliği başlattı. Denetimler sonucunda taklit, tağşiş yapılan sağlıksız ürünler artık anlık olarak yayınlanıyor. Sağlıklı ve güvenilir gıda denetimleri yanında fahiş fiyatla mücadelemiz de hız kesmeden sürüyor. Açgözlüler özellikle mübarek ramazan ayını fırsata çevirmek için eskiden beri malumunuz her yola başvurmaktadır. Bu ramazan öncesinde fırsatçılara meydanın boş olmadığını göstermek adına bir dizi tedbir aldık. Devlet olarak adeta dört koldan çok yoğun bir mücadele içine girdik. Ticaret Bakanlığımız, Hazine ve Maliye Bakanlığımız ve Rekabet Kurulumuz fahiş fiyat artışı yapanlarla ilgili incelemeler başlattı.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ayrıca ürün arzına dönük önlemleri de aldıklarına işaret ederek, bu mübarek günlerde temel gıda ürünlerinde arz sıkıntısının yaşanmadığını dile getirdi.

Birçok işletmenin, indirim kampanyalarıyla hem enflasyonla mücadeleye destek verdiğine hem de ramazan ayında vatandaşın daha uygun maliyetle ürünlere ulaşmasına destek olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnşallah ramazan ayından sonra da bu mücadelemiz sürecek. Vatandaşın helal lokmasına göz dikenlerin heveslerini Allah’ın izniyle kursaklarında bırakmaya devam edeceğiz” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 85 milyon vatandaşın, 62 milyon turistin gıda ihtiyacı sorunsuz karşılanıyorsa, bunda en büyük emeğin çiftçilerin olduğunu vurguladı.

Tarımda plansız üretimden kaynaklı sorunların giderilmesi için devrim niteliğindeki düzenlemeyi geçen yıl uygulamaya koyduklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şu sözlerle devam etti: “Sektörün yıllardır beklediği tarımsal üretim planlamasına başladık. Artık hangi ürünün nerede, ne kadar ekileceğini planlıyoruz. Düzenleme ile ‘bu ürün para etmedi, elde kaldı’ gibi şikâyetlerin de inşallah önüne geçeceğiz. Üretim planlamasıyla uyumlu olarak yeni destekleme modelimizi de kamuoyumuzla paylaştık. Artık çiftçilerimiz hangi ürüne ne kadar destek alacağını önceden biliyor ve ürün ekim planını buna göre yapıyor. Hayvancılıkta da planlama bölgeleri oluşturduk. Buralarda üretim yapacaklara ilave teşvik ve desteklerimizi açıkladık. Üretim planlamasının olumlu sonuçlarını önümüzdeki 3 yıl içinde daha net göreceğiz. Diğer yandan tarım yapılan tüm alanları kayıt altına alarak destekten faydalanan çiftçi sayımızı artırıyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bütün tarım politikalarının merkezine, üretimin en temel faktörü suyu aldıklarını belirtti.

Son 22 yılda tam 3 trilyon 350 milyar lira maliyetli 11 bine yakın su ve sulama tesisini hizmete aldıklarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu yıl içinde de 132 milyar lira yatırımla 321 tesisi daha sizlerin hizmetine sunacağız. Şurası bir gerçek ki sadece devletimizin yatırımları ve sizlerin emeğiyle üretimde istenen sonuçların alınması mümkün değil. Her geçen yıl iklim değişikliğinin sebep olduğu sıkıntılara daha fazla maruz kalıyoruz. Maalesef bu yıl da benzer bir durumla karşılaştık. Bu tür durumlar için tarım sigortasının ehemmiyetini tekrar hatırlatıyor, sigorta yaptırmayan çiftçi kardeşlerimizi sigorta yapmaya davet ediyorum. Prim ödemelerinin 3’te 2’sine kadarını devlet olarak karşıladığımız TARSİM’in kapsamını her geçen yıl genişletiyor, yeniliklerle çiftçimizin ürünlerini koruma altına almasına destek sağlıyoruz.”

“KIRSALA YAKLAŞIK 25 MİLYARLIK YATIRIM VE 10 BİN KİŞİYE İSTİHDAM SAĞLAMIŞ OLACAĞIZ”

Kırsalda hayat standardının yükseltilmesi, kadın ve genç nüfusun üretime teşvik edilmesine yönelik çalışmalarının sürdüğünü, uyguladıkları kırsal kalkınma programlarında yüzde 50 ile yüzde 100 arası hibe desteklerinin bulunduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şu sözlerle tamamladı: “Şu müjdelerimizi de paylaşmak istiyorum; 2025 yılında bütçeden ve uluslararası kurum, kuruluşlardan kredi ve eş finansman desteğiyle 18,5 milyar liralık kırsal kalkınma desteği vereceğiz. Böylece kırsala yaklaşık 25 milyarlık yatırım ve 10 bin kişiye istihdam sağlamış olacağız. Ayrıca uluslararası finans kuruluşlarından sağlanan yeni kaynakları taşkın koruma projelerinden kuraklık önleme sistemlerine, kırsal kalkınmadan ormancılığa kadar sektörümüzün gelişimi için kullanmayı sürdürüyoruz. Bu seneden itibaren 5 yıl boyunca tarımın çeşitli alanlarında kullanılmak üzere 1 milyar dolar yani 37 milyar lira yeni kaynağı çiftçilerimize hibe olarak vereceğiz. Bunun 250 milyon dolarının sadece deprem bölgesine tahsis edildiğini de ayrıca ifade etmek isterim. Şimdiden hayırlı uğurlu olsun diyorum.”

GENÇ GAZETECİLER ANKARA

HABER BURADA

Dünya

“Çanakkale’de sembolleşen ezelî ve ebedî kardeşliğimize ilelebet sahip çıkacağız”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Devlet Övünç Madalyası Tevcih Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Çanakkale, bizim nasıl bir millet olduğumuzu anlatan epik bir destandır. Çanakkale’de sembolleşen ezelî ve ebedî kardeşliğimize ilelebet sahip çıkacak, şehitlerimizin izinde hep birlikte geleceğe yürüyeceğiz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çankaya Köşkü’nde düzenlenen Devlet Övünç Madalyası Tevcih Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında, polislere, askerlere ve ailelerine, devlete yaptıkları hizmetler dolayısıyla şükranlarını sundu.

“Bugün burada tevcih edeceğimiz madalyalar, devletimizin sizlere olan minnet duygusunun sadece birer sembolüdür” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehit yakınları ve gazilerin, milletin kalbindeki yerlerinin zaten her türlü takdirin ve övgünün katbekat üzerinde olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatanı uğrunda hayatlarını feda eden her şehidin Türkiye’nin yolunu aydınlatan birer meşale olduğunu belirterek, şehitlere Allah’tan rahmet, yakınlarına ve millete başsağlığı diledi.

Allah yolunda ölümü göze alarak mücadele eden, bu uğurda bedel ödeyen gazilere minnettar olduklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, kahraman gazilere uzun ve hayırlı ömür niyaz etti.

“ŞEHİT VE GAZİLERİMİZDEN ALDIĞIMIZ İLHAMLA VATANIMIZA CANIMIZ PAHASINA SAHİP ÇIKMAYA DEVAM EDECEĞİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rabbimiz, hayat rehberimiz Kur’an-ı Kerim’de ‘Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyiniz. Zira onlar diridirler ancak siz bunu bilemezsiniz.’ buyuruyor. Bu ilahi müjdenin gereği olarak biz de şehitlerimizin yaşadıklarına tüm kalbimizle inanıyor ve iman ediyoruz. Şehitlerimizin muazzez hatıraları bin yıldır olduğu gibi inşallah yarın da istiklalimizin ve istikbalimizin güvencesi olacaktır” diye konuştu.

Bu topraklar üzerinde ay yıldızlı al bayrak gururla dalgalanıyorsa, ezanlar her gün beş vakit gökyüzüne yükseliyorsa, ülkede özgürce ve onurluca yaşanabiliyorsa bunun arkasında şehitlerin fedakârlığı, gazilerin de cesareti olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aziz şehitlerimizin yüzü suyu hürmetine biz millet olarak bin yıldır tarih sahnesinde varlığımızı idame ettirebiliyoruz. Allah’ın izniyle karşımıza kim çıkarsa çıksın millet olarak ezelî ve ebedî vatanımızda başımız dik, alnımız ak bir şekilde yaşamayı sürdüreceğiz. Şehit ve gazilerimizden aldığımız ilham, cesaret ve kararlılıkla vatanımıza gerektiğinde canımız pahasına sahip çıkmaya devam edeceğiz” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün aynı zamanda tarihin en parlak sayfalarından biri olan 18 Mart Çanakkale Zaferi’nin 110. yıl dönümünün idrak edildiğini hatırlatarak, Çanakkale Destanı’nı kanlarıyla yazan kahramanların her birini rahmetle yâd etti.

“ÇANAKKALE’DE BİR KEZ DAHA GÖRÜLMÜŞTÜR Kİ HİÇBİR SİLAH VATAN SEVGİSİNE GALİP GELEMEZ”

Bu toprakları vatan yapabilmek için Malazgirt’ten Niğbolu’ya, Mohaç’tan Preveze’ye, İstanbul’un fethinden Kut’ül Amare’ye, İstiklal Harbi’nden Kıbrıs Barış Harekâtı’na kadar nice çetin savaşlar verildiğini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çanakkale Savaşları’nın maziden atiye uzanan istiklal mücadelesinde milletin topyekûn kıyamını ifade etmesi bakımından farklı bir anlama sahip olduğunu vurguladı.

Çanakkale’nin, İtilaf Devletleri’nin Birinci Dünya Savaşı’nı kısa yoldan sona erdirmek için açtıkları bir cephe olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “İtilaf kuvvetleri ellerini, kollarını sallayarak Çanakkale’den geçebileceklerini zannediyorlardı. Hatta dönemin İngiliz Bahriye Nazırı Churchill’in şöyle söylediği rivayet edilir; ‘Türkler mi? Bir elimizi arkamıza bağlar, diğer elimizle ezer geçeriz onları.’ Büyük bir kibirle geldikleri Çanakkale’yi ne yaptılarsa geçemediler. Kendi tabirleriyle ifade edecek olursak, tarihin gördüğü en kalabalık Haçlı kuvvetlerine rağmen başaramadılar.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “’Yenilmez Armada’ dedikleri savaş gemilerine rağmen başaramadılar. Uzun menzilli toplarına, makineli tüfeklerine ve milyonlarca mermilerine rağmen başaramadılar. Şair ne diyor? ‘Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker, gökten ecdat inerek öpse o pak alnı değer. Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhid’i. Bedr’in arslanları ancak bu kadar şanlıydı.’ Yanlış hesap Çanakkale’den dönmüş, işgal ruhu hüsrana uğramıştır. Çanakkale’de bir kez daha görülmüştür ki ne kadar gelişmiş olursa olsun hiçbir silah vatan sevgisine, millet sevgisine galip gelemez. İstiklale âşık bir milletin vatan savunması nasıl olur? İşte Çanakkale, 110 sene önce bunu tüm dünyaya göstermiştir.”

“TÜRK MİLLETİNİN KARAKTERİ HÜRRİYETTİR, İSTİKLALDİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk milletinin kanıyla yazdığı bu destanın her bir sayfasının ayrı bir gurur, kahramanlık ve hüzün vesikası olduğunu dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Askerlerimizin hangi yiğitliğini anlatmaya başlasak bir taraftan göğsümüz kabarır ama diğer taraftan boğazımız düğümlenir, sesimiz titrer, gözyaşlarımız sel olur gider. Ezineli Yahya Çavuş’un 67 eriyle 3 bin kişi karşısında yazdığı destan, böyle bir destandır. Yarbay Mustafa Kemal’in kumandasındaki 19. Tümen 57. Alayın sancağını düşmana teslim etmeme uğruna tüm neferlerinin şehit düşerek yazdığı destan, işte böyle bir destandır. Rumeli Mecidiye tabyasından Havranlı Seyit Onbaşı’nın çeyrek tonluk top mermisiyle İngilizlerin meşhur zırhlı gemisi Ocean’ı batırması, işte böyle bir destandır. Çanakkale Savaşları daha bunun gibi nice destana, nice fedakârlığa ve yiğitliğe sahne olmuştur. Çanakkale Zaferi bize çok kıymetli bir miras bırakmıştır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu savaşta şu hakikat bir kez daha tecessüm etmiştir. Türk milletinin karakteri hürriyettir, istiklaldir, bağımsızlıktır. Başka hiçbir milletin boyunduruğu altına girmemektir. Dolayısıyla Çanakkale anlaşılmadan Türkiye anlaşılmaz. Çanakkale ruhunu anlamayan Türk milletini anlayamaz. Çanakkale’deki kardeşliği, cesareti, imanı anlayamayan bu ülkenin ve milletin kodlarını çözemez. Çanakkale Zaferi’nin anlaşılması hem tarih şuurunun güçlenmesine hem de bugünü ve geleceği daha iyi kavramamıza yardımcı olacaktır” diye ekledi.

“KARDEŞLİĞİN ASRI OLACAK TÜRKİYE YÜZYILI’NI BERABER İNŞA EDECEĞİZ”

“Çanakkale, bizim nasıl bir millet olduğumuzu anlatan epik bir destandır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çanakkale’de ülkemizin ve Suriye’den Gazze’ye gönül coğrafyamızın dört bir yanından şehitlerimiz koyun koyuna yattığı müddetçe Allah’ın izniyle kimse bizim aramıza kan ve gözyaşından duvarlar öremeyecek. Çanakkale’de sembolleşen ezelî ve ebedî kardeşliğimize ilelebet sahip çıkacak, şehitlerimizin izinde hep birlikte geleceğe yürüyeceğiz” diye konuştu.

Çanakkale şehitlerinin evlatları olarak zorluklar karşısında yılmayacaklarını, saldırılar karşısında geri adım atmayacaklarını, tehditlere ve şantajlara boyun eğmeyeceklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Emperyalistlerin oyunlarına karşı uyanık olacak, ortak yaşama irademize darbe vurulmasına asla müsaade etmeyeceğiz. El ele, gönül gönüle, omuz omuza vererek barışın, kalkınmanın ve kardeşliğin asrı olacak Türkiye Yüzyılı’nı inşallah beraber inşa edeceğiz” dedi.

Çanakkale Deniz Zaferi’nin 110. seneyi devriyesinin ülkeye, millete, tüm kardeş coğrafyalara mübarek olması temennisinde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çanakkale’yi geçilmez kılan kahramanlar başta olmak üzere tüm şehitlere Allah’tan rahmet diledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Devlet Övünç Madalyası ve Beratı takdim edilecek şehit yakınları ve gazileri tebrik etti.

GENÇ GAZETECİLER ANKARA

HABER BURADA

Dünya

Çanakkale, milletimizin bağımsızlık uğruna yazdığı bir destandır. | Genç Gazeteciler

18 Mart 1915 bir vatanın istikbal ateşini yakan, bir milletin istiklâlini ebedî kılan, Türk tarihinin kırılma noktasındaki bir zaferdir.

Bugün de aynı ruhla, vatanımıza, bağımsızlığımıza ve bizi biz yapan değerlere sahip çıkıyoruz. Savunma sanayiinde tam bağımsız Türkiye için attığımız adımlarda, terörle mücadelede gösterdiğimiz kararlılıkta, mazlum coğrafyalara uzattığımız kardeşlik elinde hep Çanakkale’nin mirası var.

Tarihe altın harflerle yazılan #Çanakkale Deniz Zaferi’nin 110. yıldönümünde başta ülkemizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, Çanakkale kahraman şehit atalarımızı ve bugüne kadarki tüm şehitlerimizin ruhu şad olsun. Onlara çok şey borçluyuz

Genç Gazeteciler Türkiye | Her şey Vatan İçin

Enerji petrol Medya Ceo -Mehmet Ali Setencioğlu

HABER BURADA

DÜNYA

seers cmp badge