Connect with us

Güncel

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Eğitimin her alanında ülkemizde tarihî dönüşümlere imza attık”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, TÜBİTAK Lise Öğrencileri Araştırma Projeleri Ödül Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Gençlerimiz sadece eğitimlerine, sadece zihni ve fiziki gelişimlerine odaklanabilsin diye her türlü yatırımı yapıyoruz. Araştırma desteklerinden bilim merkezlerine, burslardan festivallere, laboratuvarlardan şenliklere kadar gençlerimizi araştırmaya ısındıracak her adımı atıyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde düzenlenen TÜBİTAK Lise Öğrencileri Araştırma Projeleri Ödül Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesine, “külliye”, “milletin evi” dediklerinde birilerinin rahatsız olduğunu söyledi. Külliyelerin asırlardır bu ülkenin, medeniyet dünyasının ilim, müzakere, tören, sosyal hizmet merkezi olarak faaliyet gösterdiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, külliyelerin temelinde, halka hizmet anlayışının bulunduğunu ifade etti.

Cumhurbaşkanlığı Külliyesinin de çalışma alanlarının yanı sıra kütüphanesi, kongre merkezi, sergi merkezi, camisi ve diğer tüm birimleriyle her kesimden her yaştan insana hizmet verdiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Millet Kütüphanesi’nin ise gençlerin adeta ikinci evi gibi olduğunu dile getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 24 saat açık olan Millet Kütüphanesi’nde öğrencilere ikramların da yapıldığını söyleyerek, şu anda tüm gençlikle birlikte olan bir iktidarın bulunduğunu vurguladı.

“BATI’NIN İLMİNİ ALACAKSIN, AHLAKSIZLIĞINI DEĞİL”

Dün, Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif’in ziyarette bulunduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Şerif’e Millet Kütüphanesi’ni gösterdiğini ve gezmesini istediğini anlattı. Şerif’in bugün Millet Kütüphanesi’ni gezdiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Dünyada bu Millet Kütüphanesi’nin eşi benzeri neredeyse yok. Bununla rahatlıkla iftihar edebiliriz. Önemli olan şu, birileri ne yapıyor değil, birilerinin yaptığını geçebiliyor muyuz, bunları aşabiliyor muyuz? Çünkü Müslüman Türk’e bu yakışır, biz de bunu yapıyoruz. Örneğin ben bu proje için birçok mimar arkadaşıma, ‘dünyayı dolaşacaksınız, bütün oralardan beğendiklerinizi alacaksınız, sonra da projelendirip bu külliyemize milletin evine yapacağız’ dedim. Sağ olsunlar dolaştılar, dünyanın dört bir yanına gittiler. Akif diyor ya, ‘Alınız ilmini garbın, alınız sanatını/Veriniz hem de mesainize son süratini’. Mesele işte bu. Bütün Batı’nın ilmini alacaksın, ahlaksızlığını değil, ilmini alacaksın ve ona da kendi mührünü vuracaksın.”

Kongre ve Kültür Merkezi’nin de Ankara’nın en önemli toplantılarına ev sahipliği yaptığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tabii burayla kalmadık. Şimdi bir de İstanbul’da yapıyoruz. İstanbul’da Rami Kışlamız vardı, bu tarihî kışlamızı aynen burası gibi, bir kongre merkezinin dışında orayı da kütüphaneye çeviriyoruz. İnşallah orası da bu yılsonu veya önümüzdeki yılbaşı filan bitecek ve orada da yine öğrencilerimiz 24 saat gelip rahatlıkla derslerini çalışacaklar, oturacaklar, kendilerine bu devlet ikramlarını yapacak, ikram izzetle inşallah buralarda vakitlerini değerlendirmiş olacaklar” diye konuştu.

Külliye içerisinde sergi salonunun da kendi alanında Türkiye’nin en iyi etkinlik alanı olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, külliyedeki Millet Camii’nin de Beştepe’den Ankara’yı günde beş vakit selamlayan abide bir eser olduğunu belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Asırlarca ilim ve gönül dünyamızı aydınlatacak, insanımıza hizmet verecek bu eserlerden kim rahatsız olabilir ki? Aksi yönde tepki gösterenler, aslında kendi ülkelerinin ve milletlerinin medeniyet mirasının zenginleşmesinden rahatsızlık duyuyorlar. Biz ne yapıyorsak milletimiz için özellikle de çocuklarımız için gençlerimiz için yapıyoruz” sözlerini sarf etti.

Gençlerin, bu ülkenin geleceği ve umudu olduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz, gençlerimizi nasıl okumaya, araştırmaya, tefekküre, üretmeye teşvik ederiz bunun derdindeyiz. Evlatlarımıza kendileri ailelerine, milletine, devletine en ideal hizmetleri verebilmesi için ne gerekiyorsa onu sağlamanın peşindeyiz. Bugün ödül töreninde bir arada olduğumuz Lise Öğrencileri Araştırma Projeleri Yarışması işte bu çabanın ürünlerinden biridir” açıklamasında bulundu.

Türkiye’nin uzay programına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İçinizden birileri, bir veya ikisi uzaya gidecek. Birilerinin Neil Armstrong’u varsa bizim de Ahmet’imiz, Ayşe’miz, Fatma’mız var. Bize düşen, bunun altyapısını yapmak. Şimdi de inşallah hazırlıklar devam ediyor, bir an önce başta Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız, TÜBİTAK olmak üzere bu çalışma devam ediyor” bilgisini verdi.

Yıllar içerisinde gelişen, büyüyen; öğrenciler için büyük bir teşvik kaynağı hâline gelen TÜBİTAK Lise Öğrencileri Araştırma Projeleri Yarışması’nın 53’üncüsünün ödül töreninde olmaktan büyük bir bahtiyarlık duyduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ödüllerini takdim edeceğimiz gençlerimizin araştırma projeleri külliyenin sergi salonunda sergilendi. Sergiye de coşkulu bir katılım olduğunu biliyorum. Şimdi burada Kongre ve Kültür Merkezi’mizde ödüllerini vereceğimiz gençlerimizin her birini ve öğretmenlerini özellikle tebrik ediyorum.” dedi.

“GENÇLERLE YOL YÜRÜYEN, GENÇLERLE BİRLİKTE MÜCADELE VEREN İNSAN YORULUR MU?”

Kendisinin sık sık, “Cumhurbaşkanım siz yorulmuyor musunuz?” sorusuyla karşı karşıya kaldığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ben de diyorum ki gençlerle yol yürüyen, gençlerle birlikte mücadele veren insan yorulur mu? Enerjiyi sizden alıyorum, aldığım enerjiyi de eserlere veriyorum. Neşet Ertaş ne diyor, ‘Aşkınan çalışan yorulur mu?’ Biz milletimize deruni ve samimi bir aşkla hizmet ettiğimiz için yorulmuyoruz. Siyasi hayatım boyunca hep gençlerimizin önünü açmanın, onları desteklemenin mücadelesini verdim.

“DARBELERİN ASIL YIKICI ETKİSİ, GENÇLERİMİZİN GELECEĞİNİ ŞEKİLLENDİREN ALANLARDA GÖRÜLDÜ”

Bu ülkede darbe sadece siyaset kurumuna, millî iradeye yapılmadı. Darbelerin asıl yıkıcı etkisi, eğitim başta olmak üzere gençlerimizin geleceğini şekillendiren alanlarda görüldü. Mesleki eğitimin önü kesilerek gençlerimizin geleceği karartıldı. Genç kızlarımızın eğitim hakları başörtüsü bahanesiyle engellenerek ayrımcılık yapıldı. Yükseköğretim imkânı, sanki bir hak değil de imtiyazmış gibi dar tutularak pırlanta gibi gençlerimizle hayallerinin arasına girildi. Spordan teknolojiye ve kültür sanata kadar her alanda gençlerimizin umutlarını törpüleyecek ihmaller sergilendi.

Bakmayın siz bugün, gençlerimiz için üzülüyormuş gibi yapanlara, bakmayın siz gençlerimizin hayallerini ve umutlarını istismar edenlere, biz bunların cemaziyülevvelini iyi biliriz. Bunlar görünüşte ‘mış’ gibi yaparlar, kafalarının arkasında ise kırk tilkiyi kuyruklarını birbirine değdirmeden dolaştırırlar. Bizim neslimiz, bunların hepsini de bizzat yaşadı, şahit oldu. Sizler de internet kaynaklarını inceleyerek, geçmişte gençlerimize hangi haksızlıkların yapıldığını tek tek görebilirsiniz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şimdi hukuk nutku atıp hukuktan dem vuranların, geçmişte uygulanan baskılara, zulme, ayrımcılığa ses çıkarmadıklarını hatta bizzat taraf tuttuklarını dile getirdi.

Bu ülkenin başbakanının düzmece mahkeme kararları ile idamına alkış tutanların hukukun lafını etmeye bile haklarının olmadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gençler, Adnan Menderes’ten, Fatin Rüştü Zorlu’dan, Hasan Polatkan’dan bahsediyorum. Bu insanlar, devleti yöneten büyüklerimizdi ama bunlar, maalesef işte o malum zihniyet tarafından idam edildiler. Şimdi özgürlük narası atanlar, geçmişte insanlarımızın en temel haklarının bile ellerinden alınmasına ses çıkartmamışlar hatta teşvik etmişlerdir” diye konuştu.

Gençlere, Boraltan Köprüsü hadisesini bilip bilmediklerini soran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Meşhur Boraltan Köprüsü’nde askerlerimiz, ne yazık ki düşmanın eline bırakılmış ve o askerlerimiz, o dönemin yönetimine aynen dönerek şu ifadeyi söylemişlerdir, demişlerdir ki: ‘Bizi düşmana teslim etmeyin. Bizi siz öldürün ama düşmana teslim etmeyin.’ Maalesef düşmana teslim ettiler. İşte o zaman ki bizim Mehmetlerimiz, düşman tarafından şehit edildiler. Bu ülke bunları yaşadı. Biz, bunların bir daha yaşanmasını asla istemiyoruz. Bu ülkede bir daha Boraltan Köprüleri olsun istemiyoruz ve biz diyoruz ki nasıl şimdi Cudi’de, Gabar’da, Tendürek’te, Besler Deresi’nde teröristlerin inlerine girip onları gömüyorsak gömmeye de devam edeceğiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehitlerin bulunduğunu ama şehitlerin 10-15-20 katı öldürülen teröristlerin olduğuna işaret ederek, “Çünkü biz, şehitlerimiz noktasında ‘Şüheda fışkıracak, toprağı sıksan şüheda/ Canı, cananı, bütün varımı alsın da Hüda/ Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.’ diyerek bu mücadeleyi veriyoruz” ifadelerini kullandı.

“HER ALANDA ÜLKEMİZE ÇAĞ ATLATACAK ESERLER VE HİZMETLER VERİYORUZ”

Cuntacılar karşısında el pençe divan duran siyasetçileri, bürokratları ve hukukçuları unutmadıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz çocuklarımız aynı sıkıntıları çekmesin, aynı zorlukları yaşamasın diye 20 yıldır eğitimden sağlığa, adaletten güvenliğe, ulaşımdan enerjiye, her alanda ülkemize çağ atlatacak eserler ve hizmetler veriyoruz” dedi.

Göreve geldiklerinde Türkiye’de 76 üniversite varken şimdi 207 üniversite olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Göreve geldiğimizde parmak sayıları kadar ilimizde üniversite varken şimdi 81 vilayetimizin tamamında üniversite var. Niçin? İstedik ki benim Hakkâri’deki evladım üniversite için İstanbul’a, Ankara’ya gitmesin. Hocalarımız, Hakkâri’ye gitsin, orada kendi ilinde onlara dersini versin ve şimdi öyle” diye konuştu.

Diğer yandan da ilim noktasında şu anda çok daha farklı, başarı oranı yüksek neticeler alındığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, üniversite giriş imtihanlarında eğer Iğdır, Hakkâri, Kars, Ardahan’dan birinciler çıkıyorsa bunun, atılan adımların neticesi olduğuna işaret etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gençlerimiz sadece eğitimlerine, sadece zihni ve fiziki gelişimlerine odaklanabilsin diye her türlü yatırımı yapıyoruz, yapacağız. Araştırma desteklerinden bilim merkezlerinde, burslardan festivallere, laboratuvarlardan şenliklere kadar gençlerimizi araştırmaya ısındıracak her adımı atıyoruz” dedi.

Geçen hafta TEKNOFEST Azerbaycan’da olduklarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bakü’deki festivalde elverişli şartlar hazırlandığında gençlerimizin neler yapabildiğine bir kere daha şahit oldum. Bunları gördükçe tekrar gururlanıyor, gençlerimiz adına umutlanıyoruz. İnşallah bu sene TEKNOFEST’i Samsun’da gerçekleştireceğiz” şeklinde konuştu.

Eğitimin her alanında ülkede tarihi dönüşümlere imza attıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Mesela geçmişte ülkemizdeki en büyük sıkıntılardan biri ders kitaplarıydı. Biz ders kitabı bulamazdık. Gençler, siz ‘teksir kâğıdı’ nedir bilir misiniz? Söyleyeyim, teksir kâğıdı saman ama o saman kâğıttan rulo çeviren makine. O makinede oraya ders notları yazılırdı ve bu işlem bitince de kâğıdının tamamının neredeyse mürekkeple adeta boyanmış hâle geldiğini görürdük. Ve biz bunları ağabeylerimizden satın alamazdık, vermezlerdi. Kırtasiyeci dükkânına gidersiniz kitap almak için o kitabınız yok. Bir hafta sonraya size gün verirlerdi, bir hafta sonra gidip kitap almaya çalışırdınız. Biz bunları yaşadık, dedik ki: Bu nesil bunları yaşamasın. Ve kitaplarınızı sıralarınızın üzerine koyalım ve eğitim öğretim yılı başlarken yavrularımız bütün kitaplarını sıranın üzerinde görsünler. Kuşe kâğıttan bu kitaplarla beraber eğitim öğretim yılına başlasınlar. “

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunu yapmaya devam edeceklerinin altını çizerek, “Çünkü bu nesil, bizim yaşadığımız sıkıntıları yaşamasın istiyoruz ve yaşamasın ki biz sadece şunu bekleyelim: Çocuklar, iyi okuyun, düşünün, uygulayın ve neticeyi de alın” dedi.

“ŞU ANA KADAR YAKLAŞIK 4 MİLYAR KİTABI ÜCRETSİZ DAĞITTIK”

Öğrencilere 2003’ten beri her eğitim öğretim yılı başında ücretsiz olarak bu ders kitaplarını bunun için verdiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Şu ana kadar yaklaşık 4 milyar kitabı ücretsiz dağıttık. Bu dönem başında yardımcı kaynakları da ücretsiz dağıtmaya başladık. Önümüzdeki eğitim öğretim yılında bir yenilik daha yapıyoruz. Ücretsiz dağıttığımız ders kitapları ile birlikte yardımcı kaynaklarımızı da öğrencilerimize ulaştıracağız. Sene sonuna kadar 100 milyon yardımcı kaynağı öğrencilerimize teslim ediyoruz. Bu yeni uygulamanın ülkemize, öğrencilerimize, öğretmenlerimize hayırlı olmasını diliyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, okul kütüphanelerinde kitap sayısının 28 milyondan 60 milyona yükseltildiğini, yılsonu itibarıyla 100 milyona çıkarılacağını belirtti.

Çocuklar ve gençler için açılan bilim ve sanat merkezlerinin sayısını 355’e taşıdıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu sene bir ilkin daha gerçekleştirildiğini, bilim ve sanat merkezlerinde tüm öğrenciler için yaz okulu döneminin başlatıldığını, öğrencilerin istedikleri yerdeki ücretsiz yaz okullarına katılabileceğini söyledi.

Türkiye’nin dört bir tarafına yayılan “Dene-Yap” teknoloji atölyelerinin bulunduğunu, atölyelerde geleceğin teknolojilerine şimdiden hazırlanmak için eğitim imkânı sağlandığını, uygulamalı dersler verildiğini, gençlerin ulusal ve uluslararası yarışmalara hazırlandığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, atölyelerin sayısının Türkiye genelinde 66’ya yükseldiğini bildirdi.

Yazılımın tüm sektörlerin odağında yer almaya başladığını, yeni nesil yazılım okullarıyla ve bu alana yönelen gençlere sağlanan birçok imkânla adeta bir yazılımcı ordusu kurulduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Konya, Kocaeli, Kayseri, Bursa, Üsküdar, Elazığ ve Antalya’da yedi bilim merkezinin faaliyet gösterdiğini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan; Gaziantep, Şanlıurfa, Düzce, Denizli, Trabzon ve Yozgat’taki bilim merkezleri ile ilgili çalışmaların sürdüğünü, buralarda gençlerin bilimle buluştuğunu, bilimi anladığını, deneyerek keşfettiğini belirtti.

“Fikrim var” diyen gençlere Bireysel Genç Girişimci Programı ile karşılıksız verilen desteğin 200 bin liradan 450 bin liraya çıkarıldığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, girişimci gençler sayesinde milyar dolar değerlemeye ulaşan altı işletmeye sahip olunduğunu aktardı.

Stajyer araştırmacı burs programı ile araştırma yapmak isteyen gençlerin desteklendiğini, organize sanayi bölgelerindeki mesleki eğitim merkezlerinin yaygınlaştırılarak yetişmiş insan kaynağının güçlendirildiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sanayide ihtiyaç duyulan doktoralı insan kaynağı sayısını artırmak için teşvikler verildiğini anlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, lisans, yüksek lisans, doktora ve doktora sonrası araştırma bursları olmak üzere yurt içinde ve yurt dışında birçok programla gençlerin yanında olduklarını söyledi.

Anaokulundan yükseköğretime ve sonrasında iş hayatına kadar devletin tüm imkânlarıyla gençlerin yanında olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, karakteri güçlü, ahlakı kuvvetli, zekâsı keskin, bedenen olgun, fazilet ve bilgiyle donanmış “Asım’ın Nesli” gibi bir gençlik için ülkenin tüm kaynaklarını seferber ettiklerini kaydetti.

“TÜRKİYE İLK ÇEYREKTE BU YIL YÜZDE 7,3 BÜYÜME KAYDETTİ”

Türkiye’nin gençlerin omuzlarında yükselerek 2053 ve 2071 vizyonlarını hayata geçireceğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, siyasi bağımsızlığın teminatı olarak görülen millî teknoloji hamlesinin gençlerle başarıya ulaştırılacağını, bunun için teknopark sayısının beşten 92’ye çıkarıldığını bildirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun için millî gelir içindeki harcama payının yüzde 1’in üzerine çıkartarak araştırma geliştirme kültürünün güçlendirildiğini dile getirdi.

Gayretlerinin de neticelerini aldıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Türkiye ilk çeyrekte bu yıl yüzde 7,3 büyüme kaydetti. İhracatımızın her ay rekor kırıyor olması işte bundan. İstihdam artıyor, inşallah bu rakamlar, araştırma, geliştirme yapan teknoloji sevdalısı gençlerimizle daha da yukarılara çıkacak.

“ÖĞRENCİLERİMİZ SON YILLARDA GÖSTERDİKLERİ ÜSTÜN BAŞARILARLA BİZLERİ GURURLANDIRIYOR”

Uluslararası bilim olimpiyatlarında ülkemizi temsil eden öğrencilerimiz son yıllarda gösterdikleri üstün başarılarla bizleri gururlandırıyor. Bugün ödül töreninde birlikte olduğumuz lise öğrencileri araştırma projeleri yarışması 12 ana alanda ve 43 tematik konuda gerçekleştirildi. Yarışmaya 3 bin 453 farklı okuldan 37 bin 283 öğrencimizin hazırladığı 25 bin 95 proje başvurusu yapıldı. Bu büyük teveccüh yeni ve daha büyük başarıların bizleri beklediğini gösteriyor. Önümüzdeki bu rakamlar gençlerimizin araştırmaya, geliştirmeye, bilime, teknolojiye olan ilgilerinin işaretidir.

Marifetin iltifata tabi olduğu inancıyla bu yarışmalarda birinci, ikinci, üçüncü olan öğrencilerimize biliyorsunuz para ödülü veriyoruz. Danışman öğretmenlerimizi de öğrencilerinden ayırmıyoruz. Yarışmalarda dereceye giren öğrencilerimiz, maddi ödül yanında üniversite sınavlarında da avantaja sahip oluyor. Ayrıca bu gençlerimiz ülkemizi uluslararası arenada da temsil edecek. Bundan daha büyük gurur var mı?”

Millî Uzay Programı kapsamında 2023’te bir Türk vatandaşının bilim misyonuyla uzaya gönderileceğinin daha önce ilan edildiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu açıklamadan sonra başvuruların yapıldığı internet sitesinin 5 milyondan fazla görüntüleme aldığını, 35 bin kişinin de sisteme kaydolduğunu ifade etti.

Başvuruların 23 Haziran akşamına kadar devam edeceğini, bu millî göreve oldukça yoğun ilgi gösteren herkese şükranlarını sunduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Uzay misyonunu küçümseyenlere, aklınca alay edenlere de rastlıyoruz. Hatta biri çıkmış ‘Her şey bitti şimdi sıra uzaya mı geldi?’ diyor. Tabii bunların böyle işlere vizyonu yetmez. Bunlar, bırakın uzaya insan ya da roket göndermeyi, gökyüzüne kâğıttan uçak bile fırlatamaz. Çünkü bunlar dün insansız hava araçlarıyla da alay ediyorlardı. Şimdi bizim insansız hava aracımız var mı? Var. Bizim SİHA’larımız var mı? Var. Akıncı’mız var mı? Var. Şu anda üretime yetiştiremiyorlar. Böyle bir konumdayız. Bir de bunların mühimmatına gelince, mühimmatları itibarıyla da artık bunların mühimmatını da biz yapıyoruz” diye konuştu.

“UZAY YARIŞINDA OLACAĞIZ, HEM DE EN ÖN SAFLARDA YER ALACAĞIZ”

Göreve geldiklerinde yüzde 20 yerli olan Türkiye’nin savunma sanayisinin şimdi yüzde 80’inin yerli olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Yoksa gideceksin birilerinin kapısına ‘Ne olur bana insansız hava aracı verir misin?’… Daha Başbakan olmamıştım Amerika seyahatinde o zamanki Amerikan Başkanı Bush ile görüştüm. Dedim ki ‘Biz terörle mücadele ediyoruz. Ama siz bize drone verecektiniz, vermiyorsunuz.’ O da o zaman Condoleezza Rice’ı çağırdı. ‘Niye vermiyorsunuz? Sözümüz var biz NATO’da beraberiz.’ Talimat verdi, bize o zaman bir drone verdiler, insansız hava aracı. Ama onunla koordinatları ancak tespit ediyorsun. Sağ olsun Baykar, o günden sonra başladı çalışmaya, hem o İHA’yı ardından ‘Yetmez’ dedi, Allah rahmet etsin Özdemir Bey’e, SİHA’yı. Ailece şimdi de Akıncı’yı ürettiler ve bu üretim devam ediyor. Artık biz bize çalışıyoruz. İşte Türk’ün gücü buradan geliyor.

‘Şimdi uzay mı kaldı’ diyenlere, evet bunlar ne haberleşmeden ne uzaydan anlarlar. Bunların böyle bir derdi de yok. Olsaydı zaten bugüne kadar bir şeyler yaparlardı. Bir uzay yarışında neler yapılabileceğini ortaya koyuyoruz. Gençler, biz uzay yarışında olacağız, hem de en ön saflarda yer alacağız. Belki de şimdi bu salonda göndereceğimiz evladımız. Belki de inşallah uzay dönüşünde onu karşılamaya gideceğiz. Bu yarışı da öyle köhnemiş, müptezel, ilkel zihniyetlerle değil, sizler gibi az önce izledik, gözü uzayda olan pırıl pırıl gençlerimizle TEKNOFEST kuşağıyla kazanacağız.”

Konuşmaların ardından Lise Öğrencileri Araştırma Projeleri Yarışması’nın kazananları ödüllerini Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın elinden aldı.

Biyoloji, coğrafya, değerler eğitimi, fizik, kimya, matematik, psikoloji, sosyoloji, tarih, teknolojik tasarım, Türk dili ve edebiyatı ile yazılım alanlarından toplam 12 proje birincilik ödülüne, 24 proje ikincilik ödülüne ve 36 proje üçüncülük ödülüne layık görüldü. 36 projeye ise teşvik ödülü verildi.

Dünya

Çevre, Şehircilik Bakanı Murat Kurum, EBRD Başkan Yardımcısı Matteo Patrone ile Görüşme Gerçekleştirdi

Genç Gazeteciler | ANKARA

Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) Başkan Yardımcısı Matteo Patrone ve beraberindeki heyeti kabul etti. Deprem bölgesine yönelik çalışmalardan iklim değişikliğine kadar birçok konuda görüşme gerçekleştirildi. Bakan Murat Kurum, EBRD ile 2009 yılından bu yana süregelen ortak çalışmaların son yıllarda artarak devam ettiğini, özellikle 6 Şubat depremlerinin ardından EBRD’nin sergilemiş olduğu dayanışmadan dolayı kendilerine teşekkürlerini iletti. EBRD Başkan Yardımcısı Matteo Patrone ise Türkiye’nin iş birliği yaptıkları en önemli ülkelerden birisi olduğunu belirterek, mümkün olan her alanda iş birliğini artırmak istediklerini kaydetti.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) Başkan Yardımcısı Matteo Patrone ve beraberindeki heyeti kabul etti. Deprem bölgesine yönelik çalışmalardan iklim değişikliğine kadar birçok konuda görüşme gerçekleştirildi. Bakan Murat Kurum, EBRD ile 2009 yılından bu yana süregelen ortak çalışmaların son yıllarda artarak devam ettiğini, özellikle 6 Şubat depremlerinin ardından EBRD’nin sergilemiş olduğu dayanışmadan dolayı kendilerine teşekkürlerini iletti.

BAKAN KURUM’DAN EBRD’YE DAVET

EBRD ile yürütülecek ortak çalışmalar kapsamında 8 çevresel altyapı projesinin Adıyaman, Gaziantep, Hatay, Malatya, Mersin ve Osmaniye’de hayata geçirileceğini kaydeden Bakan Kurum, “Buradaki projelerin tamamlanması ve inşa sürecini arkadaşlarımız yürütüyorlar. İnşallah orada projelerimizin temel atma ve açılışını sizlerle birlikte yapmak istiyoruz.” dedi. Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’nın Türkiye’ye yönelik yatırımlarının yarısının sürdürülebilir altyapı yatırımları olduğunu vurgulayan Bakan Murat Kurum, İller Bankası ile EBRD arasında başlatılacak iş birliğinin de kıymetli olduğunu belirtti.

BAKAN KURUM’DAN “2053 NET SIFIR EMİSYON” VURGUSU

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ortaya koyduğu 2053 Net Sıfır Emisyon ve Yeşil Kalkınma hedefleri doğrultusunda yatırımların devam ettiğini kaydeden Bakan Kurum, “İklim değişikliği ile mücadele kapsamında İklim Kanunu’nu Meclisimizden geçirmeyi istiyoruz. Yine döngüsel ekonomi anlayışı ve prensibi çerçevesinde Türkiye Çevre Ajansımız gerek Depozito Yönetim Sistemi gerek Sıfır Atık projeleri gerekse atığın kaynağında ayrıştırıldığı, ekonomiye kazandırıldığı birçok projeyi yapacak. Bu noktada da kararlılığımız ilk günkü gibi devam etmektedir.” diye konuştu.

EBRD BAŞKAN YARDIMCISI PATRONE: “MÜMKÜN OLAN HER ALANDA İŞ BİRLİĞİNİ ARTIRMAK İSTERİZ”

Görüşmede, EBRD Başkan Yardımcısı Matteo Patrone ise Türkiye’nin iş birliği yaptıkları en önemli ülkelerden birisi olduğunu söyledi. Türkiye ile ortak yatırım konularının başında yeşil dönüşüm geldiğini kaydeden Patrone, Deprem Sonrası Yeniden İnşa Projesi kapsamında da deprem bölgesindeki belediyelere sağlanacak finansman desteğinin fizibilite çalışmaları tamamlandıktan sonra artabileceğini aktardı. Patrone, “Mümkün olan her alanda iş birliğini artırmak isteriz. İLBANK ile gerçekleştirdiğimiz iş birliği bizim için büyük önem taşıyor. Önümüzdeki dönemde de hem İLBANK hem de Türkiye Çevre Ajansı ile birlikte ortak çalışmalar yürütmekten büyük memnuniyet duyarız.” dedi.

Genç Gazeteciler | ANKARA

HABER BURADA

Dünya

“Şehitlerimizin kanları üzerinde kurulan KKTC’nin güçlü, müreffeh, itibarlı bir devlet hâline gelmesi için desteğimiz bakidir”

Genç Gazeteciler | Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti

Cumhurbaşkanı Erdoğan, KKTC’de düzenlenen 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Kıbrıs Türkü’nün haksız ve hukuksuz şekilde maruz bırakıldığı izolasyonun kırılması, ambargonun kaldırılması için çabalarımız daha da artacaktır. Şehitlerimizin kanları üzerinde kurulan KKTC’nin güçlü, müreffeh, itibarlı bir devlet hâline gelmesi için desteğimiz bakidir” dedi.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki (KKTC) temasları kapsamında ilk olarak Lefkoşa’daki Atatürk Anıtı’na çelenk bırakan ve anıt özel defterini imzalayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, daha sonra KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile birlikte Dr. Fazıl Küçük Bulvarı’nda düzenlenen 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı Töreni’ne katıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında, Kıbrıs Türk halkının özgürlüğe kavuşmasını sağlayan Barış Harekâtı’nın 50. yıl dönümünde KKTC’de olmanın bahtiyarlığını yaşadığını belirtti.

Ada’nın dört bir yanındaki vatandaşlara şahsi selamları ile 85 milyon vatandaşın selam ve sevgilerini ileten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizleri bağrınıza bastığınız, muhabbetle kucakladığınız için her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Yurdu yaşatmak için can veren kahraman şehitlerimizi rahmetle, minnetle yâd ediyorum. Vatan, bayrak, istiklal ve istikbalimiz için toprağa düş yiğitlerin aziz ruhları şad olsun” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kıbrıs Türkü’nün varlığı, hakları ve hürriyeti için cesaretle savaşan gazilerin ellerinden öptüğünü belirterek, her birine şükranlarını sundu, sağlıklı, hayırlı ve bereketli ömürler diledi.

“KUZEY KIBRIS BİZİM GÖZ BEBEĞİMİZDİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kıbrıs Barış Harekâtı’nın mimarları olan dönemin Başbakanı Bülent Ecevit’i, Başbakan Yardımcısı Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ı ve son nefesine kadar Kıbrıs davası için mücadele eden Alparslan Türkeş ile diğer devlet ve siyaset adamlarını rahmetle andı.

Kıbrıs Türklerinin egemenlik ve özgürlük mücadelesinin önderleri merhum Dr. Fazıl Küçük ve merhum kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’a Allah’tan rahmet dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kuzey Kıbrıs’ın hürriyeti için “Allah Allah” nidalarıyla omuz omuza çarpışan, kanları kanlarına karışan Mehmetçikleri ve mücahitleri kemali edeple yad ettiğini anlattı.

20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı’nı yürekten tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Burada öncelikle bir hususu ifade etmek isterim. Bugün, tıpkı yarım asır önce olduğu gibi yine tek yüreğiz, tek bileğiniz. Ana vatan Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak sırt sırtayız. İktidar, muhalefet ayrımı olmadan bugün burada bulunmamız, Türkiye’nin ve Türk milletinin Kıbrıs davasına verdiği önemin göstergesidir. Kuzey Kıbrıs bizim göz bebeğimizdir, canımızdan bir parçadır. Burası bize sadece şehitlerimizin değil aynı zamanda Hazreti Osman’ın, sahabenin, bu toprakları fetheden kahraman ecdadımızın da emanetidir. İnşallah bu emanete sıkı sıkıya sahip çıkmayı sürdüreceğiz. Varlıklarıyla, Kıbrıs Türkü’ne cesaret aşılayan, ortak gururumuzu paylaşan 85 milyonun, sizlerin yanında olduğunu haykıran tüm siyasetçilere, siyasi partilerimizin genel başkanlarına da hassaten teşekkür ediyorum. Millî meselelerde ortaya koyduğumuz ortak dayanışma tablosunu inşallah güçlendirerek devam ettireceğiz. Rabbim birlik ve beraberliğimizi daim eylesin.”

“BİRLEŞMİŞ MİLLETLER BARIŞ GÜCÜ BİLE CİNNET FURYASINI DURDURAMADI”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün sadece kahramanca bir mücadeleyi anmak için değil, aynı zamanda tarihî gerçekleri bir kez daha haykırmak için de burada bulunduklarını dile getirdi.

Kıbrıs, Barış Harekâtı’nın ne için yapıldığını, Türkiye’nin böyle bir kararı niçin aldığını daima akılda tutmak zorunda olduklarına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: “1963-1974 yılları, Kıbrıs Türkleri için adanın yüzde 3’lük bir kısmına hapsedildikleri, kan, gözyaşı, zulümle dolu bir dönem demektir. Kıbrıs Türk halkı hem kurucusu ve ortağı olduğu devletten dışlanıyor hem de eli kanlı EOKA’nın insanlık dışı baskı ve saldırılarına maruz kalıyor. Adaya konuşlandırılan Birleşmiş Milletler Barış Gücü bile cinnet furyasını durduramadı, katliamın önüne geçemedi. 1974 yılına gelindiğinde Kıbrıs Türkü’nün varlığına kasteden, insanlık dışı saldırılar zirveye ulaşmıştır. Tam 50 yıl önce bugün kahraman Mehmetçik, Kıbrıs Türkü’nün istiklaline vurulmak istenen hançeri sökmek üzere tarihî bir adım attı. 20 Temmuz 1974 Anavatan ve garantör ülke olarak uluslararası anlaşmalardan kaynaklanan hak ve yükümlülüklerimiz ile tarihin omuzlarımıza yüklediği sorumlulukla harekete geçtiğimiz tarihtir.”

“TÜM DÜNYAYA KIBRIS TÜRKÜ’NÜN YALNIZ OLMADIĞINI GÖSTERDİK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnsan olmak, vicdan sahibi olmak bize ne sorumluluk yüklüyorsa Türkiye olarak bu sorumluluğun gereğini yerine getirdik. O gün tüm dünyaya Kıbrıs Türkü’nün yalnız olmadığını ve asla yalnız bırakılmayacağını gösterdik” ifadelerini kullandı.

“Rumların ateşe verdiği ekin tarlalarına, gül bahçesine girer gibi paraşütle indirme yapan Mehmetçiğimiz, mayın döşenmiş sularda Barbaros misali ilerleyen denizci leventlerimiz cesaretlerini bir kez daha tarihe kazımıştır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Kıbrıs Barış Harekâtı, Kıbrıs Türkü’nün zulümden kurtararak özgürlük ve refaha kavuşturmuş, geleceğe güvenle bakmasını sağlamıştır. Doktor Fazıl Küçük, o tarihi günü şöyle anlatıyor; ‘20 Temmuz sabahı doğan güneş, Kıbrıs Türkü’nün 11 yıllık karanlığını silip götürmüş, özgürlüğü getirmiştir.’ Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ise; ‘20 Temmuz ömrümün en mutlu günü’ diyerek yaşadığı duygu selini ifade ediyor. Şunun bilinmesini isterim, o gün burada hangi coşku, sevinç ve gurur hâkimse, Türkiye’de aynı bayram havası hâkimdir. Bugün de bayram olarak kutladığımız 20 Temmuz’u Kıbrıs Türk halkının barış ve istikrar özlemi ve idealleri doğrultusunda egemenlik haklarının ve eşit statüsünün korunmasının sembolü olarak görüyoruz.”

“KIBRIS’TA FEDERAL BİR ÇÖZÜMÜN MÜMKÜN OLMADIĞINA İNANIYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Adanın güneyinde ise maalesef kendilerini Kıbrıs adasının tek hâkimi olarak gören şımarık bir zihniyet var. Öyle bir vahametle karşı karşıyayız ki Rum lider, EOKA teröristlerini anma törenlerine katılıyor, Kıbrıs Türk’ü kardeşlerimizi güneye geçtiklerinde saldırıya uğruyor, tutuklanıyor, güneydeki camiler kundaklanıyor. Rumlar, Kıbrıs Türkü’yle, siyasi gücü ve adanın doğal kaynakları da dâhil ekonomik refahı paylaşma niyetlerinin olmadığını açıkça ortaya koyuyor. Geçenlerde maalesef Yunanistan Savunma Bakanı, yine akla ziyan açıklamalar yaptı. Sayın Miçotakis ile yurt dışında bir araya geldik ve kendilerine ‘Ayın 20’sinde biz Kuzey Kıbrıs’tayız. Duydum ki sen de güneydesin. Herhâlde oradan Dendias gibi bizlere sataşma yapmazsın.’ Böyle bir şey düşünmediğini söyledi. ‘Böyle bir şey düşünmüyorsan mesele yok’ dedik, yola devam.”

Bölgede devam eden çatışmalar karşısında tüm adanın güvenliğini tehdit etme riski olan son derece sorumsuz adımlar atıldığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aynı suda iki kez yıkanılmaz. Adadaki gerçekleri görmezden gelerek hiçbir yere varılmaz. Kıbrıs’ta federal bir çözümün mümkün olmadığına inanıyoruz. ‘Müzakerelere, yıllar önce İsviçre’de bıraktığımız yerden devam edelim’ demenin kimseye faydası yoktur. Bakın biz müzakereye, görüşmeye, Kıbrıs’ta kalıcı barışı ve çözümü sağlamaya hazırız. Çözüm yolunda uzatılan hiçbir eli havada da bırakmayız” diye konuştu.

“KIBRIS TÜRK TARAFI, RUM TARAFIYLA HER ALANDA EŞİT OLARAK MÜZAKERE MASASINA OTURMALI”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, tarih boyunca bu konudaki hüsnüniyetin defalarca gösterildiğini ifade ederek, şöyle devam etti: “Bugüne kadar çözümü samimiyetle isteyen, bunun için fedakârlıkta bulunan, riski alan, irade sergileyen taraf Kıbrıs Türkü ve Türkiye olmuştur. Cumhurbaşkanı Sayın Tatar’ın 2023 Nisan ayında Cenevre’de yapılan toplantıda ortaya koyduğu iki devletli çözüm vizyonu çok kıymetlidir. Kıbrıs Türk tarafı, Rum tarafıyla her alanda eşit olarak müzakere masasına oturmalıdır. O yüzden ‘çözüm istiyorsanız Kıbrıs Türkü’nün müktesep haklarını tescil edin’ diyoruz. Adanın garantör ülkelerinin liderlerinin her iki devleti de beraberce ziyaret edecekleri günleri de göreceğimizi ümit ediyorum.”

Bu içten temenniyi Washington’daki NATO Zirvesi’nde görüştüğü Yunanistan Başbakanı Miçotakis’e de bizzat söylediğini bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye ile Yunanistan arasındaki diyalog zemininin güçlendirilmesinin, Kıbrıs meselesinin çözümüne de şüphesiz katkı yapacağını söyledi.

“ADANIN KADİM VE ASLİ UNSURU KIBRIS TÜRKLERİNİN YOK SAYILMASI MÜMKÜN DEĞİL”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, uluslararası alanda etkin iç hukuk yolu olarak tanınan Taşınmaz Mal Komisyonu’nun Ada’da mülkiyet konusunda çözümün yegâne adresi olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti: “Bunun dışında başka yollara tevessül edenler, Kıbrıs Türkü’nü baskı altına alarak hedeflerine ulaşacağını zannedenler büyük bir yanılgı içindedir. Ne biz oldubittilere müsaade ederiz, ne de Kıbrıs Türk halkı tehditlere boyun eğer. Ada’nın kadim ve asli unsuru Kıbrıs Türklerinin yok sayılması mümkün değildir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınması ve iki devletli çözümün hayata geçmesine yönelik gayretlerimizi kararlılıkla sürdürüyoruz. Şuşa’da düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı Gayriresmî Zirvesi’ne, Cumhurbaşkanı Sayın Tatar’ın iştiraki bunun en son örneği oldu. Bu süreçte sergilediği dirayet için Azerbaycan Cumhurbaşkanı kardeşim Aliyev’e de buradan bir kez daha teşekkür ediyorum.”

Kıbrıs Türkü’nün haksız ve hukuksuz şekilde maruz bırakıldığı izolasyonun kırılması, ambargonun kaldırılması için çabalarının daha da artacağını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehitlerin kanları üzerine kurulan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin güçlü, müreffeh, itibarlı bir devlet hâline gelmesi için desteklerinin baki olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2024 İktisadi ve Mali İşbirliği Anlaşması’nda yer alan bütün hususların süratle uygulanması için gereken desteği verdiklerini, sonuna kadar da vereceklerini bildirerek, şu ifadeleri kullandı: “Belediyelerimiz ve resmî kurumlarımız geniş bir yelpazede pek çok projeyi Kuzey Kıbrıs’ın dört bir yanında hayata geçiriyor. Ulaştırmadan tarım ve sulamaya, turizmden güvenliğe, konuttan afetlere hazırlığa kadar her alanda Kıbrıs Türk halkının yanındayız ve destekçisiyiz. Bu vesileyle Kıbrıslı genç kardeşlerimle şu müjdeyi paylaşmak istiyorum; temmuz ayı itibarıyla artık Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti vatandaşı öğrencilerin katkı payı ve öğrenim ücreti bakımından Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı öğrencilerle aynı esaslara tabi olmasını kararlaştırdık. Aldığımız bu kararın Türk üniversitelerinde eğitim görmek isteyen Kıbrıs Türkü öğrencilerimize hayırlı olmasını diliyorum. Türkiye olarak Kıbrıslı kardeşlerimizle ekmeğimizi de suyumuzu da geleceğimizi de paylaşmaya devam edeceğiz. 50 yıl önce bu topraklarda tesis ettiğimiz barış ve huzur ortamını inşallah muhafaza edecek bunun zedelenmesine izin vermeyeceğiz.”

20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı’nın Kıbrıs Türk halkına ve Türk milletine hayırlı olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Barış Harekâtı’nda şehit olan Mehmetçik ve mücahitleri tekrar rahmetle, gazilerimizi şükranla anıyorum. Kuzey Kıbrıs’ın özgür, bağımsız, güvenli ve huzur dolu bir devlet olarak geleceğe yürümesi için mücadele eden, ter döken herkesi, tüm devlet ve siyaset adamlarımızı rahmetle yardım ediyorum” dedi.

Genç Gazeteciler | Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti

HABER BURADA

Dünya

Cumhurbaşkanı Erdoğan KKTC’de

Genç Gazeteciler | Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kıbrıs Barış Harekâtı’nın 50. yıl dönümünde, 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı törenleri için gittiği Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne ulaştı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar Ercan Havalimanı’nda resmî törenle karşıladı. Karşılamada, KKTC Cumhuriyet Meclisi Başkanı Zorlu Töre, KKTC Başbakanı Ünal Üstel ve Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi Metin Feyzioğlu da yer aldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile DSP Genel Başkanı Önder Aksakal, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, HÜDA PAR Genel Sekreteri Şehzade Demir, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu da KKTC’ye ulaştı.

Genç Gazeteciler | Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti

HABER BURADA

DÜNYA

seers cmp badge