Connect with us

Dünya

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul’un Fethi’nin 569. Yılı Kutlama Töreni’ne katıldı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’un Fethi’nin 569. Yılı Kutlama ve Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi İlk Fidan Dikim Töreni’ne katılarak bir konuşma gerçekleştirdi.

Eşi Emine Erdoğan’ın katılımıyla, kendilerine eşlik eden çocuklarla birlikte ilk fidanı diken Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına İstanbul’un fethiyle ilgili “Konstantiniyye elbet fetih olunacaktır. Onu fetheden komutan ne güzel komutan ve onun ordusu, askeri ne güzel askerdir” hadis-i şerifiyle başladı.

Aldığı resmî rakamlara göre 560 bin kişinin karşısında bulunduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Siz ne güzel insanlarsınız. Sizler, İstanbul’un inşallah 2023’e giden bu yolda, hazır olduğunuzu gösterdiniz” ifadelerini kullandı.

Katılımcıları ve İstanbulluları selamlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İstanbul Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi’nden, 81 vilayetimizin tamamındaki tüm vatandaşlarıma selamlarımı gönderiyorum. Rabbime, beni böyle şanlı bir milletin ferdi olarak dünyaya getirdiği için hamd ediyorum. Rabbime bana bu fetih nesline hizmet etme şerefi bahşettiği için hamd ediyorum. Rabbime bizleri bugün burada, şu güzel iklimde buluşturduğu için hamd ediyorum” diye konuştu.

“BUGÜN BURADA VİZYON OLARAK KONUŞTUKLARIMIZ, YARIN ÜLKEMİZİN HAKİKATLERİ OLARAK ÖNÜMÜZE ÇIKACAKTIR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün İstanbul’un fethinin 569. yıldönümü olduğunu hatırlatarak, sözlerine şöyle devam etti: “Cumhur İttifakı olarak bir aradayız. Bu yıl dönümünü temsilen 569 yeniçerimiz burada. Bu demektir ki fethin 600. yıl dönümüne adadığımız 2053 vizyonumuza bir adım daha yaklaştık. 2053 vizyonumuzu temsilen 600 evladımız da burada. Bu sembollerin her biri geleceğe tutulmuş birer ışıktır. Bugün burada bütünüyle bulunan evlatlarımız yarın kendi sorumluluk alanındaki başarıyla, milletimizin iftihar vesilelerine dönüşeceklerdir. Bugün burada vizyon olarak konuştuklarımız, yarın ülkemizin hakikatleri olarak önümüze çıkacaktır. Yahya Kemal’in deyimiyle, biz İstanbul’da mekânı değil, zamanı fethettik. Fetihler işte böyle çağlar üstü olur. Çağlar işte böyle açılır, böyle kapanır. ‘Geceler vardır, uykuyla geçer, sarhoş kusmuklarıyla lekelenir / Geceler vardır, ihtiraslar çağıldar, yuvalar yıkılar / Geceler vardır, dirilişe gebedir, fecr olur / Şehr-i İstanbul fetholunur / Bir çağ kapanır, bir çağ açılır.’ Çağ açıp çağ kapatan ecdada rahmet olsun. Çağ kapatıp, çağ açacak evlatlarımızın gazaları şimdiden mübarek olsun. Zaman bendedir ve mekân bana emanettir şuurundaki gençlerimizin gayretleri kutlu olsun.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyada mücadele yöntemlerinin giderek farklılaştığını, karmaşıklaştığını ve sofistike hâle geldiğini söyledi.

Günümüz şartlarında bilimden teknolojiye, sanattan spora, her alanda verilen mücadelelerin gaza mertebesinde olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunun için çocuklarımızı hem bileği güçlü, hem yüreği kavi, hem gönlü zengin, hem zihni aydınlık şekilde yetiştirmemiz gerekiyor” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu anda karşısındaki topluluğa baktığında aklına, Yahya Kemal’in “Şu kopan fırtına Türk ordusudur ya Rabbi. Senin uğrunda ölen ordu budur ya Rabbi. Ta ki yükselsin ezanlarla müeyyed namın. Galib et çünkü bu son ordusudur İslam’ın” dörtlüğünün geldiğini dile getirdi.

“Tıpkı Alparslan gibi, tıpkı Kılıçarslan gibi, tıpkı Osman Gazi gibi, tıpkı Fatih gibi, tıpkı Kanuni gibi tüm bu isimler içinde Fatih her devirde dünyanın göz bebeği olan, bugün de aynı vasfını sürdüren İstanbul’u fethetmiş olmasıyla, tarihimizin özellikle kaydına geçmiş, kalbimizde ayrı bir yere sahip olmuştur” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul’un fethinin, dâhiyane planların, büyük emeklerin, ustaca hazırlıkların, emsalsiz fedakârlıkların, sarsılmaz bir azmin ve kararlılığın neticesinde gerçekleştiğini vurguladı.

“İSTANBUL’UN FETHİ, ANADOLU’NUN EBEDÎ TÜRK YURDU OLARAK KALACAĞININ TARİHE KAZINMIŞ MÜHRÜDÜR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk tarihinde kolay kazanılmış hiçbir zaferin olmadığını belirterek, şunları kaydetti: “Ama İstanbul’un fethi, Anadolu’nun ebedî Türk yurdu olarak kalacağının tarihe kazınmış mührüdür. Şimdi buradan sesleniyorum. Fetih mübarek olsun. Fethin 569. yılı mübarek olsun. Fetihlerin anası, bu fethin daha nice yılları, asırları şimdiden mübarek olsun. Fatih’ten Allah razı olsun. Fatih’in asırlardır izini takip eden torunlarından Allah razı olsun. Bugün de Fatih’in izinden gitmek için kendini yetiştiren evlatlarımızdan Allah razı olsun. Gençler, şair ne diyor biliyor musunuz? ‘Delikanlım işaret aldığın gün atandan yürüyeceksin, millet yürüyecek arkandan. Sana selam getirdim Ulubatlı Hasan’dan. Elde sensin. Dilde sen. Gönüldesin, baştasın. Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın’. İşte milleti arkasından yürütecek gençlerimiz olduğu sürece bu ülkenin önünde kimse durabilir mi? Duramaz. Atasından aldığı işareti takip eden gençlerimiz olduğu müddetçe bu milletin önünü kimse kesemez. İşte bu gençliği şimdi burada karşımda görüyorum. Maşallah.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Osmanlı’nın fetih hazırlıklarına Orhan Gazi devrinden itibaren başladığına değinerek, “Devrin haritalarına bakıldığında Bizans’ın, Osmanlı’nın, Anadolu ve Rumeli topraklarının ortasında düğün gününü bekleyen bir gelin gibi durduğu görülüyor. Yıldırım Beyazıt, Musa Çelebi ve İkinci Murat tarafından gerçekleştirilen kuşatmaların başarıyla sonuçlanamamasının kendi içinde pek çok sebepleri vardır” ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul’u fethederek Müslümanların 7 asırlık hayalini gerçeğe dönüştüren Fatih Sultan Mehmet’in aynı zamanda Bizans’ı ve entrikalarını da tarihe gömdüğünü vurgulayarak, “İnşallah bugün de 2023 hedeflerimizi hayata geçirerek 2053 vizyonumuzu adım adım inşa ederek, çağımızın Bizans’larını ve oralarda kurgulanan entrikaları, tarihin tozlu raflarına kaldırmaya hazır mıyız? Gazanız mübarek olsun” sözlerini sarf etti.

Savaşın, zulmün, haksızlığın, adaletsizliğin, ahlaksızlığın çukurunda çırpınan insanlığa, Necip Fazıl Kısakürek’in “Destan” şirinden “Durun kalabalıklar. Bu cadde çıkmaz sokak. Haykırsam kollarımı makas gibi açarak. Durun, durun bir dünya iniyor tepemizden. Çatırtılar geliyor karanlık kubbemizden” dizeleriyle seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Dünyanın kubbesinden gelen çatırtılar kimi zaman salgın hastalık, kimi zaman tabii afet, kimi zaman kıtlık, kimi zaman oluk oluk akan kan olarak karşımıza çıkarken işte biz bu hissiyat içinde ne diyoruz? ‘Durun kalabalıklar’. Şimdi Rusya, Ukrayna’da durum bu mu? Felaket bu mu? Bütün bu felaketler karşısında Türkiye ne yapıyor? İşte bu yanlış gidişe ‘durun’ demenin gayreti içerisinde. Suriye’de Irak’ta, Libya’da ‘durun’ diyoruz. Akdeniz’de, Ege’de ‘durun’ diyoruz. Ukrayna’da, Kırım’da ‘durun’ diyoruz. Bosna’da, Balkanlar’da ‘durun’ diyoruz. Karabağ’da, Kafkaslar’da ‘durun’ diyoruz. Filistin’de, Türkistan’da, Arakan’da ‘durun’ diyoruz. Bu karanlık kubbenin ülkemizdeki aparatlarına da ‘durun’ diyoruz.”

“GELİN ESER VE HİZMETTE YARIŞALIM”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Şimdi sizlerin huzurunda bunlara sesleniyorum. Ey ülke ve millet düşmanlarının senaryolarının figüranlığına soyunanlar. Ey kendi medeniyetine, tarihine, kültürüne, değerlerine husumet besleyenler. Ey ihtirasları gözlerini körleştirip, kalplerini nasırlaştıranlar, hepinize sesleniyor ve diyorum ki; ey düşmanım sen benim ifadem ve hızımsın. Gündüz geceye muhtaç, bana da sen lazımsın. Hiçbir siyasi çıkar hevesi, hiçbir şahsi ikbal kaygısı, hiçbir etnik veya mezhebi bağnazlık hissi, hiçbir maddi beklenti hırsı bu mübarek milletin hayallerini, bu mübarek ülkenin geleceğini tehlikeye atmaya değmez. Gelin hayırda yarışalım. Gelin eser ve hizmette yarışalım. Gelin sorunların, sıkıntıların çözümünde yarışalım. Gelin vizyonda yarışalım. Evet, biz hepsine varız. Cumhur İttifakı olarak biz hepsine varız. Tavizsiz varız ama bu yarışı asla kör düşmanlığa, yıkıcı siyasete, iftira ve yalan rüzgârına çevirmeyin. Akşam yalan, sabah yalan, bununla bir yere varamazsınız. Yalancının mumu yatsıya kadar yanar. Yatsı geldi geçiyor Bay Kemal. Kendine gel kendine. Ve aynen senin geçmişinde olanlar gibi hani diyorlardı ya rahmetli Menderes ve arkadaşları için ‘uçaklar dolusu altın kaçırdılar, uçaklar dolusu elmas kaçırdılar’. Aynen şimdi ifadeler değişiyor mu? Yok. Aynısını kim kullanıyor? Bay Kemal kullanıyor. Bay Kemal bu yalanlar tutmayacak. İşte 150 bin lira bir yargıdan aldık. 100 bin lira bir yargıdan aldık. Ne yaptı? Toplam 250 bin lira. Ve şimdi bunları Bay Kemal’in o iftira attığı vakıflara gönderdik. Hiç olmazsa bir hayrı olsun.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye küresel güvenlik ve ekonomik dalgalanmalar içinde kendine bir yol açmaya çalışırken bunu sabote edecek işler yapılmaması gerektiğini söyledi.

“TÜRKİYE, TARİHÎ BİR HAYSİYET MÜCADELESİ YÜRÜTÜRKEN, MANDACI ZİHNİYETİ HORTLATACAK ATRAKSİYONLARA YÖNELMEYİN”

Türkiye asırlık sorunlarının çözümü için sınırları boyunca güvenlik koridorları oluşturacak operasyonlar gerçekleştirirken buna zarar verecek davranışlar sergilenmemesi gerektiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bize akıl veriyor, ne diyor? ‘Gidin Esed ile görüşün.’ Sen görüşüyorsun yeter. Biz Suriye’nin kuzeyinde teröristlerle mücadele ediyoruz. Teröristleri biz yere gömüyoruz. Buralardaki teröristlerin kökünü kazıyana kadar devam edeceğiz. Şehitlerimize bu vesileyle Allah’tan rahmet diliyorum. Türkiye, mevcut altyapısı üzerinde yeni bir kalkınma hamlesi başlatırken, günlük sıkıntılar üzerinden asıl hedeflerimize darbe vuracak kurnazlıklar sergileme kolaycılığına kaçmayın. Bir şey elde edemezsiniz” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin egemenlik haklarına yönelik tacizlere karşı tarihî bir haysiyet mücadelesi yürütürken, mandacı zihniyeti hortlatacak atraksiyonlara yer verilmemesi gerektiğine vurgu yaparak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu konuların Tayyip Erdoğan’ın şahsı, hükûmeti, partisi, ittifakıyla bir ilgisi yoktur. Bunların hepsi Türkiye’nin meselesidir, bunların hepsi Türk milletinin meselesidir. Hepsi göz ve kalbi ülkemize yönelmiş yüz milyonlarca dostumuzun, kardeşimizin meselesidir. Bunların hepsi asırlık kayıplarımızı telafi etme, ortak hedeflerimize ulaşma meselesidir. Kendi ülkesinin, milletinin, devletinin derdiyle dertlenmeyen, bu ülkenin siyasetçisi de aydını da sanatçısı da iş insanı da olamaz. İşte bunun için diyoruz ki gelin ülkemizi Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yılına adadığımız 2023 hedeflerine beraberce ulaştıralım. İşte bunun için diyoruz ki gelin ülkemizi fethin 600. yılına adadığımız 2053 vizyonuyla mutlaka buluşturalım. İşte bunun için diyoruz ki gelin ülkemizi Malazgirt’in bininci yılına adadığımız 2071 hayallerine mutlaka kavuşturalım. Bu uğurda gerekirse her platformunda yedi düvelle kavga edelim. Şimdi hazır mısınız? Şöyle coşkuyla tüm Türkiye duysun, tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız. Her buluşmada ahdimiz bu. “

Cumhurbaşkanı Erdoğan, millî meselelerin, millî hedeflerin, millî mücadelelerin siyaset üstü ele alınması ve hep birlikte gelecek için doğru olanın yapılması gerektiğine işaret ederek, “Yalanla bu iş olmaz, iftira ile bu iş olmaz, çarpıtmayla bu iş olmaz. Bay Kemal, hepsine karşı çıkmakla da bu iş olmaz. Hele hele insan biraz utanır ya ‘Kaçacak’ türü, akıl ve ahlak dışı hezeyanlarla bu iş hiç olmaz. İşte Erdoğan burada Ataköy’de, ölümüne burada. 15 Temmuz gecesi ben milletimi nereye çağırdım? Atatürk Havalimanı’na. Milletim geldi mi oraya? Geldi. Bay Kemal, FETÖ’cülerle beraber tankların arasından Bakırköy Belediyesine gitti. Orada kahvesini yudumladı. Biz ise oradan mesajımızı verdik. ‘Kaçacak’ dediğiniz kişi Tayyip Erdoğan yani. Biz vesayet güçlerinin nobranlığından kaçmamışız, biz terör örgütlerinin ve onların ağababalarının ateş topu gibi üzerimize gelen saldırılarından kaçmamışız. Biz siyasetin ve ekonominin küresel tetikçilerinin tuzaklarından kaçmamışız. Biz işte 15 Temmuz gecesi savaş uçaklarının, helikopterlerin, tankların, tüfeklerin namlularından kaçmamışız. Biz, gözümüzü burada açtık, ilk havamızı burada soluduk, Allah’ın izniyle son nefesimize kadar da buradayız. Gençler beraber miyiz, kaçmak yok değil mi? Beraber yürüyeceğiz bu yolda” ifadelerini kullandı.

“HEPSİNİN İHANETİ ÖNÜNDE SONUNDA ORTAYA ÇIKTI”

Bugüne kadar kendilerine “kaçacak” diyenlerin hepsinin zoru görünce kuyruklarını kıstırıp kaçtıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Kimi terör örgütlerine sığınarak kaçtı, kimi yabancı istihbarat örgütlerinin kucağında kaçtı. Almanya’da, Fransa’da, Belçika’da, Hollanda’da olanlar var. Bunlar da oralara gittikleri zaman onlarla sohbet ediyorlar. Kimi kılık değiştirip kamyon kasasında, kimi bot üstünde kaçtı. Kimi darbecilerin açtığı yoldan belediye başkanının evine kaçtı. Nasıl kaçarlarsa kaçsınlar, hepsinin ihaneti önünde sonunda ortaya çıktı. Allah ömür verirse kimin son nefesine kadar bu millete hizmet edeceğini, kimin kaçıp gâvurun kılıcını çalacağını hep birlikte göreceğiz. Biz bu ülke ve milletin sevdalısıyız. Ne diyor Hayyam? ‘Karanlık aydınlıktan kaçar, yalan doğrudan kaçar. Üzülme, doğruların kaderidir, kargalar sürüyle kartallar yalnız uçar.’ Evet, Türkiye kartallar gibi yalnız uçmak zorunda kalsa da leş kargalarının güdümüne girmeyecek, ellerine kalmayacaktır. Türkiye’nin davası, hak davasıdır. Türkiye, tek başına da kalsa bu yolda, bu hak yolunda yürümeyi sürdürecektir. Milletimiz tek başına da kalsa bu kutlu mücadeleyi sürdürecektir. Üzülme, bu davanın sahibi Hak’tır. Hak olan davada zafer muhakkaktır.”

“BU MİLLET, O YURDUN BENZERİ YÜZLERCE ESERLE DÜNYANIN DÖRT BİR YANINDA BAYRAĞINI DALGALANDIRIYOR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhakkak olan zafere inançları ile büyük ve güçlü Türkiye davası yolunda yürümeye devam edeceklerinin altını çizerek, şunları söyledi: “Ülkemizde yaptığımız onca eseri görmeyenlerin, New York’ta BM karşısında yükselen 36 katlı Türk Evi’nin temsil ettiği misyonu görmeyenlerin, Diyanet Vakfı’nın Maryland’deki merkezinin üstlendiği vazifeyi görmeyenlerin, New York’taki 21 katlı yurt binasının gerisindeki gayeyi görmeyenlerin özellikle görmelerini de beklemiyoruz. Peki, bu yurt binasının yapılmasından kimler rahatsız? FETÖ’cüler, PKK’lılar, Ermeni ve Rum lobileri, sivil toplum kuruluşu görünümlü istihbarat aygıtları, CHP ve Bay Kemal rahatsız. Çünkü bu yurt hizmete girdiğinde, Amerika’ya eğitime giden gençlerimizi terör örgütleri başta olmak üzere ülkemiz düşmanı yapılar ağlarına düşüremeyecektir. Bu yurt hizmete girdiğinde anneler, babalar çocuklarını huzurla eğitime gönderebilecekler. Bunların asıl derdi, o yurdun inşası için harcanan para değildir. Hamdolsun bu millet, o yurdun benzeri yüzlerce eserle dünyanın dört bir yanında bayrağını dalgalandırıyor.”

“KAHIRLARINDAN ÖLSELER DE BİZ BU OYUNLARI DA BOZACAĞIZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kahırlarından ölseler de biz bu oyunları da bozacağız. Hasetlerinden çatlasalar da biz bu eserleri tamamlayıp milletimizin hizmetine vereceğiz. İşte bütün bunlarla beraber bu yolda kararlılıkla devam ediyoruz. Hayatları boyunca ülkeye ve millete kazandırdıkları tek bir eserleri olmayan, hep olduğu gibi boyunlarını büküp yutkunarak orada verilen hizmetleri seyredecekler. Diğer alanlar gibi burada da büyük ve güçlü Türkiye’nin inşasına engel olamadıkları için efendilerinden yedikleri zılgıt da yanlarına kar kalacak” diye konuştu.

Bu zihniyetin Gezi Olayları sırasında İstanbul sokaklarını “Zulüm 1453’te başladı” yazılarıyla kirlettiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Burada tek meselenin İstanbul olmadığını bilmemiz lazım. Bu nefretin sokaklara taşmasına Ayasofya mücadelesi başlı başına bir sebeptir. Fatih’in kutlu bayrağımızı taşıdığı yerler başlı başına bir sebeptir. Biliyorsunuz Fatih Sultan Mehmet Han sadece İstanbul’un fatihi değildir; Sırbistan’ın, Mora’nın, Atina’nın, Eflak’ın, Boğdan’ın, Bosna’nın, Hersek’in ve Arnavutluk’un da fatihidir. 1473 Otlukbeli Zaferiyle Osmanlı sınırlarına kattığı Doğu Anadolu illerinin de fatihidir. Karadeniz’i bir Türk gölüne çeviren, Amasra, Sinop, Trabzon ve Kırım’ın da fatihidir. Roma’ya korkulu günler yaşatan Otranto Seferi’nin fatihidir. Cenevizliler’den ve Venedikliler’den alarak Ege ve Akdeniz’de Osmanlı’yı söz sahibi yaptığı adaların da fatihidir. Bu fetihler, kuruluş dönemini tamamlayan Osmanlı’yı cihanşümul bir devlete dönüştürmüştür. İstanbul’un fethini işte bu geniş coğrafyaya medeniyet mührünü vurmamızın sembolü olarak görmek gerekir.”

“BİZİM MEDENİYETİMİZDE FETHETMEK, İŞGAL ETMEK, YAĞMALAMAK DEĞİLDİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Batılı devletlerden farklı olarak Osmanlı’nın fethettiği her yerde medeniyetin en güzel örneklerini sergileyen imar hareketleri başlattığını belirterek, şunları söyledi: “İnşa ettiğimiz camiler, medreseler, kütüphaneler, çeşmeler, köprüler, çarşılar, hanlar hamamlar, kervansaraylarla fethettiğimiz beldeleri yepyeni bir çehreye büründürdük. Diğer padişahlar gibi Fatih de geniş bir coğrafyada birliğin ve adaletin tesisi için samimi gayret göstermiştir. Çünkü bizim medeniyetimizde fethetmek, işgal etmek, yağmalamak değildir. Fethetmek, Allah’ın emrettiği adaleti o beldede hâkim kılmaktır. Eğer idareniz altına aldığınız bir yerde adaleti tesis edip zulme engel olamadıysanız ‘orayı fethettik’ diyemezsiniz. İşte şimdi burada, ülkesi ve milleti, önceliği medeniyet davası olmayanlar, fethin sırrına elbette vakıf olamaz. Türkiye NATO’daki konumunu ülkemizin terör örgütleriyle mücadelesinde yeni kazanımlara tahvil etmeye çalışırken, çıkıp ‘Siz ne istiyorsanız biz onu yaparız.’ diyenler fethin manasını elbette kavrayamazlar. Burada sınır güvenliğinden denizlerdeki haklarımıza kadar her konuda bizim değil, karşımızdakilerin safında yer alanlar, fethin idrakine elbette varamaz.”

“İSTANBUL’UN EN BÜYÜK AFET TOPLANMA ALANI OLARAK HİZMET VERECEK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi’nin kentin en büyük yeşil alanı olacağını söyledi. Atatürk Havalimanı arazisinin kullanılmaya devam eden kısımları dışında kalan 5 milyon metrekarenin üzerindeki alanını Millet Bahçesi yaparak İstanbul halkının hizmetine sunduklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “145 bin ağaç ve fidan buraya dikilecek. Spordan pikniğe, kitap okumadan yürüyüşe, fuardan müzeye kadar her türlü faaliyetin yürütüleceği bir alan olacak” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu bahçenin yaşlılardan çocuklara herkese hitap edeceğini belirterek, Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi’ni günde 1 milyon insanın yararlanabileceği bir yer hâline getireceklerini dile getirdi.

“Millet Bahçemiz aynı zamanda İstanbul’un en büyük afet toplanma alanı olarak hizmet verecek” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Dünyanın hiçbir yerinde bir şehre böylesine bir yeşil alan kazandırılması projesine karşı çıkacak aklı başında tek bir kişi bulamazsınız. Ama ülkemizde aklını kiraya vermiş, siyasi husumet uğruna her şeye gözü kapalı karşı çıkmayı adet hâline getirmiş bir kesimle karşı karşıyayız. Bunlar köprüye karşı çıkar, bunlar havalimanına karşı çıkar, bunlar parka, ağaca, yeşile karşı çıkar. İşlerine gelince ‘ağaç kesilecek’ yaygarasıyla, ülkenin altını üstüne getirirler. İşlerine gelmeyince beceriksizlik sebebiyle şehrin göbeğinde kesilmiş ağaçları görmezden gelirler. İşte Beşiktaş Çırağan, o bölgede çınar ağaçlarını nasıl kestiklerini gördünüz. İşlerine gelince çevrecilik adına ortalığı karıştırırlar. İşlerine gelmeyince dünyanın en önemli iklim anlaşmasına taraf olmamızı görmemezlikten gelirler. İşlerine gelince yeşil edebiyatı yaparlar, işlerine gelmeyince burada olduğu gibi asfaltperestliğe, betonperestliğe soyunurlar. Bunun için bu riyakârları, bu yeminli ülke düşmanlarını, sinsi beşinci kol aparatlarını dikkate almıyoruz, almayacağız. Milletimiz de bunları adam yerine koymadığını inşallah 2023’te gösterecek.”

“BİZ BU MİLLETE HİZMET İÇİN VARIZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin demokrasi ve kalkınma kervanının menziline doğru ilerlediğini bildirdi. Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi’nin ülkeye ve İstanbul’a hayırlı olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu millet bahçesini önümüzdeki yıl bu zamanlar hizmete açmış olacaklarını söyledi.

Bu millet bahçesinin ülkeye kazandırılmasında emeği geçen ve geçecek olan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile diğer kurumlara teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Atatürk Havalimanı Millet Bahçemizin küçük bir modeli olan 8 bin metrekarelik şu alandaki çınardan ıhlamura 16 türden 569 ağacın, toprakla buluşan 2053 çiçeğin, şehitlerimizin ölümsüzlüğünü simgeleyen 350 yaşındaki zeytin ağacının, projenin tamamı bittiğinde burada yeşerecek 145 bin 530 ağacın, velhasıl her bir unsurun ayrı bir anlamı var, ayrı bir mesajı var. Dereler bizim, bahçe bizim, bunlar kültürümüzün ayrılmaz parçaları. Burada da Pınarbaşı’ndan başlayarak tüm bahçeyi boydan boya geçecek bir deremiz akacak. Bostanlarda dalından meyve ve sebze toplayacak çocuklarımız, tabiatla doğrudan temas içinde olacak. Kapasitesi 28 bin kişiyi bulan etkinlik çayırı her türlü kültürel faaliyete ev sahipliği yapacak. Farklı konseptlerde kurulacak çocuk oyun alanları evlatlarımızın hayal güçlerini geliştirecek.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, mevcut tüm peronlar, hangarlar, binaların, fuarlardan bilim merkezlerine kadar çeşitli amaçlarda kullanılacağını anlattı. Buradaki 1006 odalı şehir hastanesini 3 ayda yaptıklarını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çünkü biz bu millete hizmet için varız. Biz milletimizin efendisi olmaya değil, hizmetkârı olmaya geldik. Aynısını Sancaktepe’de 3 ayda yaptık. Biz feda-i can ettik bu millet için ve bu şekilde de bu yola devam edeceğiz. Bu bölgenin hava kalitesini hazırlayacağımız millet bahçesi ile değiştireceğiz” ifadelerini kullandı.

ATATÜRK HAVALİMANI MİLLET BAHÇESİ

Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi’ne İstanbul’un fethini temsilen dikilecek 145 bin 300 ağacın ilki olacak fidanın dikimi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katılımıyla gerçekleşti.

Emine Erdoğan ve Sevgi Evlerinden gelen çocukların da aralarında bulunduğu 100 çocuk da fidan dikiminde Cumhurbaşkanı Erdoğan’a eşlik etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan, anı olarak kütüğe plaka çaktı.

Törene; TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi, Ticaret Bakanı Mehmet Muş, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, AK Parti Genel Başkanvekilleri Numan Kurtulmuş ve Binali Yıldırım, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici de katıldı.

Dünya

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto ile ortak basın toplantısında konuştu

GENÇ GAZETECİLER ENDONEZYA

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto ile düzenlediği ortak basın toplantısında yaptığı açıklamada, “Gazze huzura ermeden, Filistinliler huzura kavuşmadan bölgedeki diğer ülkelerin de istikrara kavuşması mümkün değildir” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, resmî temaslarda bulunmak üzere ziyaret ettiği Endonezya’nın Bogor şehrinde, Endonezya Cumhurbaşkanı Prabowo Subianto ile baş başa, heyetler arası görüşmeleri ve anlaşmaların imza töreninin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.

Endonezya’yı G20 Liderler Zirvesi vesilesiyle 2022’de ziyaret ettiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün de Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi’nin 1’inci Toplantısı vesilesiyle ülkede bulunduğunu belirtti.

“ENDONEZYA’YLA TARİHÎ VE BEŞERÎ BAĞLARIMIZ BUNDAN 400 YIL ÖNCESİNE KADAR UZANIYOR”

Subianto ve Endonezya makamlarına samimi misafirperverlikleri için teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu sene diplomatik ilişkilerimizin tesisinin 75’inci yıl dönümünü idrak ediyoruz. Ancak, Endonezya’yla tarihî ve beşerî bağlarımız bundan 400 yıl öncesine kadar uzanıyor. İşte bu güçlü yakınlıktan ilham alan ilişkilerimizi, 2011’de ilan ettiğimiz Stratejik Ortaklığımızla taçlandırmıştık. Bugünkü konsey toplantımızla münasebetlerimizi daha da kurumsallaştırmış olduk” dedi.

Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto ile görüşmelerinde ve heyetler arası istişarelerde, iki ülke ilişkilerini kapsamlı şekilde ele aldıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ayrıca, Filistin ve Suriye başta olmak üzere güncel bölgesel ve küresel meseleler hakkında fikir teatisinde bulunduk” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu çerçevede enerji, tarım, ticaret, savunma sanayisi, iletişim, eğitim gibi çeşitli alanlarda 13 mutabakat metni imzalandığını ifade etti.

“EKONOMİK İLİŞKİLERİMİZİN ÇEŞİTLENDİRİLMESİNE ÖNEM VERİYORUZ”

İki ülke ilişkilerinin geleceğine yön veren kapsamlı bir ortak bildiriyi Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto ile kabul ettiklerini bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Savunma sanayiinde mevcut projeleri ve ilave iş birliği imkânlarını gözden geçirdik. Görüşmelerimizde ticaretimizin 10 milyar dolar seviyesine yükseltilmesine ve dengeli hâle getirilmesine yönelik yapabileceğimiz çalışmaları ele aldık. Ekonomik ilişkilerimizin sağlık, inşaat, enerji, gıda ve helal ürünler alanlarında çeşitlendirilmesine önem veriyoruz. Bilhassa, Endonezya’nın yeni başkenti Nusantara’nın inşa sürecinde, dünya çapında başarılı projelere imza atmış inşaat firmalarımızın yer almasını arzu ediyoruz.”

İki turizm ülkesi olan Türkiye ve Endonezya arasındaki beşerî temasların sıklaştırılmasının önemine de değindiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bayrak taşıyıcı hava yollarımızın sefer sayılarının artırılması gereğine vurgu yaptık. Geçtiğimiz yıl Endonezya’dan ülkemizi 203 bin, ülkemizden Endonezya’yı ise yaklaşık 50 bin turist ziyaret etti. Bu rakamlar sevindirici olmakla birlikte potansiyelimizin altındadır” ifadelerini kullandı.

Endonezyalı gençlerin Türkiye burslarına artan ilgisini memnuniyetle müşahede ettiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizde eğitim almış yaklaşık 5 bin Endonezyalı kardeşimizin her birini kültür elçileri olarak görüyoruz. Yunus Emre Enstitüsü, Maarif Vakfı ve TİKA bu alanlardaki iş birliğimize katkıda bulunmaya devam edecektir” dedi.

ASEAN ve üyeleriyle münasebetleri geliştirmekte kararlı olduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, ASEAN Sekretaryasına ev sahipliği yapan Endonezya’nın, Türkiye’nin ASEAN’la iş birliğinin güçlenmesinde vereceği desteğe güvendiklerini ifade etti.

“ENDONEZYA’NIN FİLİSTİN MESELESİNDEKİ DURUŞUNU TAKDİRLE KARŞILIYORUZ”

Görüşmelerinde ayrıca, Birleşmiş Milletler, G20, MIKTA, D-8 ve İslam İşbirliği Teşkilatı gibi çok taraflı platformlardaki münasebetleri artırma hususunda mutabık kaldıklarını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Endonezya’nın Filistin meselesindeki duruşunu takdirle karşılıyoruz. Önümüzdeki dönemde Gazze’nin yeniden inşasında ve Filistin davasının savunulmasında Endonezya ile birlikte çalışmaya devam edeceğiz. Altını çizerek tekrar ifade etmek istiyorum, 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan, egemen, toprak bütünlüğünü haiz bir Filistin Devleti’nin kurulması daha fazla geciktirilemez. Bunu aşındıracak her türlü adım, her türlü teklif ve proje bizim nazarımızda gayrimeşrudur, daha fazla çatışma, daha fazla kan ve istikrarsızlık demektir. Gazze huzura ermeden, Filistinliler huzura kavuşmadan bölgedeki diğer ülkelerin de istikrara kavuşması mümkün değildir. İsrail’in 15 ay süren saldırıları neticesinde oluşan zararın toplamı 100 milyar dolara yaklaşıyor. Şunu unutmayalım, hukukta prensip, zararın müsebbibinden tahsil edilmesidir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, istişarelerinin ve aldıkları kararların hayırlara vesile olması temennisinde bulundu.

ENDONEZYA CUMHURBAŞKANI SUBİANTO: “ENDONEZYA VE TÜRKİYE ARASINDA ORTAKLIĞI GÜÇLENDİRME KONUSUNDA KARARLIYIZ”

Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto da konuşmasında, “Endonezya ve Türkiye’nin yüzyıllardır ilişkileri var ve Osmanlı’dan beri bağımız çok güçlü şekilde devam ediyor” diyerek Türkiye-Endonezya Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi Toplantısı’nın düzenlendiğini hatırlattı.

“Endonezya ve Türkiye arasında ortaklığı güçlendirme konusunda kararlıyız” ifadesini kullanan Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto, iki ülke halkının refahı ve düzenleri için birçok konunun ele alındığını söyledi.

İki ülkenin ticaret ve ekonomi sektöründe belirlenen hedefe ulaşmak için kararlı olduğunu belirten Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto, Türkiye ve Endonezya’nın dengeli bir ilişkiye sahip olduğunu söyleyerek, “Endonezya ve Türkiye arasında savunma sanayisi iş birliği çabalarına daha çok destek vermek istiyoruz” diye konuştu.

Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto, Filistin konusunda da iş birliğinin devam edeceğini ve iki devletli çözümün desteklendiğini vurguladı.

İKİ ÜLKE ARASINDA İMZALANAN ANLAŞMALAR

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto huzurunda, iki ülke arasında ortak anlaşmalar imzalandı.

Bu kapsamda, iki ülke arasındaki “Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Endonezya Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Sağlık ve Tıp Bilimleri Alanlarında İşbirliği Anlaşması”nı Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile Endonezya Dışişleri Bakanı Sugiono imzaladı.

“Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Endonezya Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Enerji ve Doğal Kaynaklar Alanında Mutabakat Zaptı”, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar ile Endonezya Enerji ve Maden Kaynakları Bakanı Bahlil Lahadalia tarafından imza altına alındı.

“Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Endonezya Hükûmeti Arasında Yatırımların Teşviki ve Kolaylaştırılmasına Dair Niyet Mektubu”na, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ile Endonezya Yatırım ve Ham Madde İşleme Bakanı Rosan Perkasa Roeslani imza attı.

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Kacır ile Endonezya Sanayi Bakanı Agus Gumiwang Kartasasmita, “Türkiye Cumhuriyeti Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Endonezya Cumhuriyeti Endonezya Sanayi Bakanlığı Arasında Sanayi İşbirliği Ortak Komitesi Kurulmasına Dair Mutabakat Zaptı”nı imzaladı.

“Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Endonezya Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Tarımsal İşbirliği Konulu Mutabakat Zaptı”, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı ile Endonezya Tarım Bakanı Andi Amran Sulaiman tarafından imza altına alındı.

Ticaret Bakanı Ömer Bolat ve Endonezya Ticaret Bakanı Budi Santoso, “Türkiye Cumhuriyeti Ticaret Bakanlığı ile Endonezya Cumhuriyeti Ticaret Bakanlığı Arasında Ticaret Alanında İşbirliğinin Geliştirilmesine İlişkin Mutabakat Zaptı”na imza attı.

“Türkiye Cumhuriyeti Yüksek Öğretim Kurulu ile Endonezya Cumhuriyeti Yüksek Öğretim, Bilim ve Teknoloji Bakanlığı Arasında Yüksek Öğretim Alanında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptı”, Yüksek Öğretim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar ve Endonezya Yüksek Öğretim, Bilim ve Teknoloji Bakanı Satryo Soemantri Brodjonegoro tarafından imzalandı.

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş ve Endonezya Din İşleri Bakanı Nasaruddin Umar, “Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Diyanet İşleri Başkanlığı ile Endonezya Cumhuriyeti Din İşleri Bakanlığı Arasında Din Hizmetleri ve Din Eğitimi Alanlarında İşbirliği Mutabakat Zaptı”nı imzaladı.

“Türkiye Cumhuriyeti Savunma Sanayii Başkanlığı ile Endonezya Savunma Bakanlığı Arasında Savunma Sanayii İşbirliği Anlaşması”na, Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün ve Endonezya Savunma Bakanı Sjafrie Shamsuddin imza attı.

BAYKAR Genel Müdürü Haluk Bayraktar ile Republikorp Kurucusu Norman Joesoef arasında “Bayraktar TB3 ve Bayraktar AKINCI İhracatına Yönelik Ortak Üretim Anlaşması” imzalandı.

Ayrıca “Anadolu Ajansı (AA) ve Endonezya Haber Ajansı (ANTARA) Arasında İşbirliği Anlaşması”nı, AA Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Serdar Karagöz ile ANTARA Başkanı Akhmad Munir imzaladı.

“Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRT) ile Endonezya Cumhuriyeti Kamu Hizmeti Yayıncılığı Radyosu (LPP RRI) Arasında Radyo Alanında Mutabakat Zaptı”, TRT Genel Müdürü Mehmet Zahid Sobacı ile LPP RRI Yönetim Kurulu Başkanı I Hendrasmo tarafından imza altına alındı.

TRT Genel Müdürü Sobacı ve Endonezya Kamusal Televizyon Ağı (TVRI) Yönetim Kurulu Başkanı Iman Brotoseno, “Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRT) İle Endonezya Kamusal Televizyon Ağı (tvrı) Arasında İşbirliği Protokolü”ne imza attı.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN, ENDONEZYA CUMHURBAŞKANI SUBİANTO’YA TOGG HEDİYE ETTİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto’ya, Türkiye’nin yerli elektrikli otomobili Togg’u hediye etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto’ya “Pamukkale beyazı” renginde Türkiye’nin yerli elektrikli otomobili Togg armağan etti. İki lider, Togg’un önünde fotoğraf çektirdi.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN, ENDONEZYA CUMHURBAŞKANI SUBİANTO TARAFINDAN ONURUNA VERİLEN YEMEĞE KATILDI

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto tarafından Bogor Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda onuruna verilen resmî öğle yemeğine iştirak etti.

Yemekte yaptığı konuşmada, sıcak ve nazik ev sahipliği için Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto’ya teşekkürlerini ileten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto ile bu yıl çeşitli vesilelerle birçok kez bir araya geldiklerini, gerek ikili gerekse dünyayı ilgilendiren birçok konuda iki dost ve kardeş olarak görüş alışverişlerinde bulunduklarını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “G20 Liderler Zirvesi’ne katılmak üzere son olarak 2022’nin kasım ayında ziyaret ettiğim Endonezya’nın her defasında gelişip, büyüdüğünü görmekten büyük bir memnuniyet duyuyorum” ifadelerini kullandı.

ANTALYA DİPLOMASI FORUMU’NA DAVET
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Endonezya’nın, Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto liderliğinde 10 yıl içinde dünyanın en büyük ilk 10 ekonomisi arasına gireceğine inandığını vurgulayarak, “Az önce Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyimizin ilk toplantısını tamamlamış bulunuyoruz. İnşallah sizleri de 11-13 Nisan’da düzenleyeceğimiz 4. Antalya Diploması Forumu’na bekliyorum” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk sanayisinin ulaştığı seviyeyi temsil eden yerli elektrikli otomobil Togg’u Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto’ya hediye etmesine ilişkin de, “Togg’u ülkelerimiz arasındaki dostluk ve kardeşlik bağlarının nişanesi olarak kabul etmeniz bizleri sevindirecektir. Rabb’im aramızdaki dayanışmayı ve muhabbeti daim eylesin diyorum, 1 Mart’ta kavuşacağımız özellikle Ramazan-ı Şerifinizi şimdiden tebrik ediyorum” dedi.

GENÇ GAZETECİLER ENDONEZYA

HABER BURADA

Dünya

Emine Erdoğan, Endonezya’da Yunus Emre Enstitüsünü ziyaret etti

GENÇ GAZETECİLER ENDONEZYA

Resmî temaslarda bulunmak üzere Endonezya’nın başkenti Cakarta’da bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a eşlik eden eşi Emine Erdoğan, Yunus Emre Enstitüsüne (YEE) ziyarette bulundu.

Emine Erdoğan’ı enstitüye gelişinde, YEE Başkanı Prof. Dr. Abdurrahman Aliy ve YEE Endonezya Müdürü Cemal Şahin ile ellerinde Türk ve Endonezya bayrakları taşıyan çok sayıda öğrenci karşıladı.

Öğrencilerle yakından ilgilenen Emine Erdoğan, enstitüyü gezerek, Aliy ve Şahin’den yürütülen çalışmalar hakkında bilgi aldı.

Emine Erdoğan, 1567-1920 yıllarına ait Osmanlı-Endonezya ilişkilerini gözler önüne seren Arşiv Belgeleri Sergisi’ni gezdi.

Sergideki belgeler arasında, “Endonezyalı Müslümanların hac yaparken masrafların azaltılması noktasında Osmanlı’dan yardım istemesine ilişkin yazı”, “Osmanlı’nın, İngilizlerin Uzak Doğu Asya’ya yönelik kirli planlarını bozması ve buna mukabil Endonezya’dan teşekkür mektubu”, “Açe’de bulunan Müslüman topluluğuna yönelik Hollandalıların zulümlerine karşı Osmanlı’nın yardımları neticesinde gösterilen başarıya ilişkin rapor”, “Cava bölgesinin bütünüyle düşmanlardan kurtarılması noktasında Osmanlı’nın yardımları ve rolü noktasında Cava Padişahı Şerif Ali tarafından Sultan Abdülhamit’e gönderilen teşekkür mektubu” yer aldı.

Serginin ardından Türkçe dersinin verildiği sınıfları ve kütüphaneyi ziyaret eden Emine Erdoğan, Endonezyalı öğrencilerle sohbet etti. “Türkiye’deki Hayalim” konusunun işlendiği derste öğrenciler, Türkiye’ye dair hayallerini kaleme aldıkları metinleri okudu. Öğrencilerden biri, daha önce iki kez gittiği Türkiye’nin çok sayıda tarihî güzelliklere sahip olduğunu belirterek, Türkiye’den doktora derecesi almak istediğini ve Türk yemeklerini çok özlediğini söyledi. Emine Erdoğan, enstitüde eğitim gören öğrencilerin Türkiye’ye dair çizdikleri resimleri de inceledi, öğrencilerle yaptıkları resimlere ve Türkiye’ye ilişkin sohbet etti.

“TÜRKİYE VE ENDONEZYA KARDEŞLİĞİ, BUGÜNKÜ GİBİ NİCE YILLAR BOYU SÜRSÜN”

Emine Erdoğan, YEE’yi ziyaretine ilişkin sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, şu ifadeleri kullandı: “Resmî ziyaretimiz kapsamında Endonezya’nın başkenti Cakarta’da Yunus Emre Enstitüsünü ziyaret ettim. Bu yıl Türkiye ve Endonezya arasındaki diplomatik ilişkilerin tesisinin 75. yılını kutlarken, aslında 16. yüzyıldan günümüze uzanan bir dostluğun mirasına tanıklık ediyoruz. Bu mirası geleceğe taşıyan en önemli köprülerden biri olan Yunus Emre Enstitüsünde Türkçe eğitimi alan gençlerle buluşmaktan mutluluk duydum. Öğrenme heyecanları ve Türkiye’ye duydukları sevgi, halklarımız arasındaki güçlü bağın en güzel yansıması. Osmanlı-Endonezya İlişkileri Arşiv Belgeleri Sergisi’nde ise iki ülkenin köklü dostluğunun ne denli kuvvetli olduğunu hatırlatan belgeleri inceledim. Dilerim ki Türkiye ve Endonezya kardeşliği, bugünkü gibi yıllar boyu sürsün.”

GENÇ GAZETECİLER ENDONEZYA

HABER BURADA

Dünya

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Endonezya Bogor Cumhurbaşkanlığı Sarayında

GENÇ GAZETECİLER ENDONEZYA

Resmî ziyaretini gerçekleştirmek üzere Endonezya’da bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Endonezya Cumhurbaşkanı Prabowo Subianto ile Bogor Cumhurbaşkanlığı Sarayında bir araya geldi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Endonezya’nın Bogor şehrinde Endonezya Cumhurbaşkanı Prabowo Subianto tarafından resmî törenle karşılandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın makam aracını, Bogor Cumhurbaşkanlığı Sarayı girişinde karşılayan süvariler, bina girişine kadar araca eşlik etti. Endonezyalı çocuklar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı makam aracından indiğinde Türk ve Endonezya bayraklarıyla selamladı.

Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı giriş kapısında karşıladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto’nun tören alanındaki yerlerini almasının ardından, askerî bando iki ülkenin millî marşlarını çaldı ve top atışı yapıldı.

Bogor Cumhurbaşkanlığı Sarayı’ndaki karşılama töreninde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto, heyetlerini birbirlerine takdim etti, bina girişinde Türkiye ve Endonezya bayrakları önünde tokalaşarak basın mensuplarına poz verdi.

Bogor Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda şeref defterini de imzalayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto ile baş başa görüşmeye geçti.

GENÇ GAZETECİLER ENDONEZYA

HABER BURADA

DÜNYA

seers cmp badge