Connect with us

Dünya

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Etik Eğitimi ve Etik Eğitici Yetiştirilmesi İşbirliği Protokolü İmza Töreni’ne katıldı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde düzenlenen Etik Eğitimi ve Etik Eğitici Yetiştirilmesi İşbirliği Protokolü İmza Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.

Sözlerinin başında Türkiye’ye 2004 yılında kazandırılan önemli kurumlardan biri olan Kamu Görevlileri Etik Kurulunun, kamuda etik kültürünü yerleştirmek gayesiyle yürüttüğü çalışmaları takdirle takip ettiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, kuruluşundan bugüne Kurul’da görev yapan tüm üyelere teşekkür etti.

Kamu Görevlileri Etik Kurulunun kurumlarla yaptığı iş birliği protokollerini, çalışmaların yaygınlığı ve etkinliği bakımından önemli gördüğünü ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, kamu görevlilerinin etik kurallara bağlı olarak çalışmasının, tepeden tırnağa toplumun tüm kesimlerine dalga dalga yayılacak sonuçlar doğuracağını vurguladı.

Fransızca kökenli bir kelime olan “etik” kavramını töre veya ahlak ifadeleriyle de karşılamanın mümkün olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ahlak, en basit şekliyle iyi ile kötü olan arasında iyiyi tercih etmek, edep ve adap sahibi olmak demektir. Rabbimiz, nefsine fücurunu da takvasını da vererek yarattığı insanın fıtratını esasen güzel ahlaka meyyal olarak şekillendirmiştir. Bu ölçülerin hayatın her alanı gibi kamuda da korunmasını sağlamak hepimizin ortak sorumluluğudur” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Etik Kurulunun bu doğrultuda giderek artan çabalarını Cumhurbaşkanı olarak daima desteklediğini, desteklemeyi sürdürdüğünü belirtti.

“TÜM DİKKATİMİZİ BÜYÜK VE GÜÇLÜ TÜRKİYE HEDEFİNE YÖNELTEBİLECEĞİMİZ KRİTİK BİR SÜRECE GİRDİK”

Türkiye’nin, dünyanın en köklü devlet geleneğine sahip ülkelerin başında geldiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen yıllarda tarihinin iddialı yönetim değişikliğini gerçekleştiren Türkiye’nin, bu vasfını geleceğe taşıma iradesine sahip olduğunu da gösterdiğini söyledi.

Ecdadın, “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” şiarını hayata geçirme sorumluluğunun en başta kamu görevlilerine ait olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Ülkemiz, geçmişte uzunca bir vakit vesayetle, darbelerle, istikrarsızlık ve terör ikliminin zehirlediği yapısal sorunlarla uğraşmak zorunda kalmıştır. Toplumun her kesimi gibi kamuda da kimi zaman ideolojik bağnazlık kimi zaman ahlaki aşınma kimi zaman vurdumduymazlık diyebileceğimiz zafiyetler yaşanmış olabilir ama bu milletin mayası sağlam, bu devletin geleneği güçlü olduğu için hepsinin de zamanla üstesinden geldik. Tüm bu zorlu sınamaların ardından artık tüm dikkatimizi büyük ve güçlü Türkiye hedefine yöneltebileceğimiz kritik bir sürece girdik.”

Geçen 20 yılda Türkiye’nin, her alanda olduğu gibi kamu hizmetlerinin kalitesi ve yaygınlığı hususunda da çok önemli mesafe katettiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, kurumların fiziki altyapılarının geliştirilmesinden mevzuatın hizmet alanlar lehine kolaylaştırılmasına, elektronik devlet uygulamalarından uzlaşma yollarının artırılmasına kadar pek çok reformun hayata geçirildiğini anlattı.

“DEMOKRASİ VE KALKINMA YOLUNDA ATTIĞIMIZ HER ADIMDA NİCE ZORLUKLARLA KARŞILAŞTIK”

Asırlık ihmalleri ve eksikleri bu kadar kısa bir sürede telafi etmenin kolay olmadığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadelere yer verdi: “Demokrasi ve kalkınma yolunda attığımız her adımda nice zorluklarla, nice engellerle karşılaştık. Hepsini de hesaba kattığınızda aslında Türkiye’nin bu dönemde nesiller boyunca iftiharla anlatılacak bir başarı hikâyesi yazdığını söylemek herhâlde yanlış olmaz. Eğitimden sağlığa, ulaşımdan sosyal desteklere, tarımdan sanayiye her alanda ülkemize kazandırdığımız güçlü altyapı ve kurduğumuz yeni yönetim sistemleri sayesinde çok daha büyük vizyonlara yönelme imkânı bulduk. Milletimizin devletine olan güveni ne kadar güçlü olursa bu vizyonu hayata geçirme şansımız da o derece yükselecektir. Etik Kurulumuz, milletle devlet arasındaki ilişkinin ahlak, adalet, hakkaniyet ve saygı çerçevesinde yürümesine verdiği katkıyla büyük ve güçlü Türkiye vizyonundaki yerini alacaktır.”

Türkiye’nin yönetim sisteminde kamu personeli olmanın, uzunca bir süredir belirli kurallara, sınavlara ve süreçlere bağlı yürüdüğünü anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Her bir kamu personeli Anayasa ve yasalar çerçevesinde kendisine verilen görevi hakkıyla yerine getirmek için çalışmaktadır. Bunun dışına çıkarak terör örgütlerinin güdümüne giren veya meşru olmayan yollara yönelenler de yine hukuk eliyle tasfiye edilmektedir. FETÖ’den PKK’ya kadar çeşitli terör örgütleriyle iltisakı yüzünden kamudan ihraç edilen çok sayıda personel oldu. Aynı şekilde hukuk dışı yollara tevessül ettikleri belirlenen her bir kamu personeli için de gereken işlemler, kendi prosedürü içinde yapılmaktadır. Ancak son dönemde giderek sıklaşan bir şekilde ana muhalefet partisinin başındaki zatın, kamu görevlilerine hakaret ettiğini, bürokratları hedef aldığını hatta açıkça tehdit ettiğini görmeye başladık.”

Kamu görevlilerinin de yaptıkları işlerden dolayı eleştirilebileceğini, kendilerinin de geçmişte vali, hâkim, müsteşar, müfettiş gibi pek çok kamu görevlisini hukuka ve hakkaniyete uygun olmadığını düşündükleri iş ve işlemleri sebebiyle tenkit ettiklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Evet, yapılan iş ve işlemleri eleştirdik, gerektiğinde hukuk yoluna da başvurduk ama ‘Şeriatın kestiği parmak acımaz’ diyerek ortaya çıkan iş ve işleme de riayet ettik. Çünkü demokratik hukuk devletinde olması gereken budur” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, eleştirerek demokratik haklarını kullandıklarını, iş ve işleme uyarak da hukuka saygılarını gösterdiklerini belirterek şunları dile getirdi: “Ana muhalefetin başındaki kişinin kullandığı yöntem, kesinlikle demokratik hukuk devletine uygun bir yöntem değildir. Bu kişi kendisine oy vermedi diye kimi zaman işçiye, kimi zaman çiftçiye, kimi zaman esnafa hakaret ettiği gibi kimi zaman da kamu görevlilerini alenen hedef göstermektedir. Hadi siyasi hırsına verip bu tavrı da anlayışla karşılayalım, peki, verdiği karar için hâkimi, yaptığı işlem için polisi, yürüttüğü operasyon için askeri, attığı imza için genel müdürü tehdit etmek ne demek? Devletteki teamüllere zıt bir şekilde, baskın yapar gibi kamu kurumlarının kapısına dayanmak ne demek? Demokraside böyle bir usul olabilir mi, hukuk devletinde böyle bir tarz olabilir mi, devletin teamüllerinde böyle bir yöntem olabilir mi? Asla.”

Kamu görevlilerinin etik meselesini konuştukları platformda aynı zamanda kamu görevlilerinin hakkını, hukukunu, onurunu savunmanın da görevleri olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Buradan açıkça ilan ediyorum; kamu görevlilerimize demokratik hukuk devleti sınırları dışında söz söyleyen herkes, bu devletin de bu milletin de düşmanıdır. Çünkü bu çirkefliğin amacı, devleti işleyemez hâle getirmek, dolayısıyla milleti hak ettiği hizmetlerden mahrum etmektir. Böyle bir rezilliğe, böyle bir kepazeliğe, böyle bir ahlaksızlığa asla izin veremeyiz. Kaldı ki bir Cumhurbaşkanının ailesini hedef alarak böyle bir süreci işletmek akıl kârı değildir” diye konuştu.

“HER BİR KAMU GÖREVLİSİNİN YANINDAYIZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kamu görevlilerinin vazifelerini yürütürken tek bakacakları yerin Anayasa ve yasalar olduğuna dikkati çekerek şunları kaydetti: “Hariçten gazel okuyanların naralarıyla bu devlet iş yapmaz, bu devletin memuru da pozisyon almaz. İşini yapan her bir kamu görevlisinin teminatı hukukun ta kendisidir. Biz de memurundan Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanı’na kadar mesai arkadaşımız olarak gördüğümüz her bir kamu görevlisinin yanındayız. Tüm kamu görevlilerimiz müsterih olsunlar, Türkiye’nin bu tür arkası karanlık operasyonlarla kaybedecek tek bir anı dahi yoktur. Türkiye’nin kendi insanını tehdit eden değil, kendi insanına hizmet eden anlayışla yapılan ahlaklı, ilkeli, üretken siyasete ihtiyacı vardır. Aksi yönde konuşanların ve davranış sergileyenlerin hesabı da hiç şüpheniz olmasın ki kendi mecrasında görülecektir. Biz, kamu görevlilerimizle birlikte ülkemize eser kazandırmak, milletimize hizmet etmek, Türkiye’nin çıkarlarını korumak, kazanımlarını çoğaltmak için daha çok çalışacak, daha çok gayret göstereceğiz. Bu kutlu hedefimizle aramıza kimsenin, hiçbir kifayetsiz muhterisin girmesine de müsaade etmeyeceğiz. Rabbim yar ve yardımcımız olsun diyorum.”

Tüm kamu görevlilerinin Etik Haftası’nı tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kamu Görevlileri Etik Kurulu ile Millî Eğitim Bakanlığı arasında imzalanacak iş birliği protokolünün tüm taraflar için hayırlara vesile olmasını diledi.

Konuşmaların ardından Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer ile Kamu Görevlileri Etik Kurulu Başkanı Zerrin Güngör, Etik Eğitimi ve Etik Eğitici Yetiştirilmesi İşbirliği Protokolü’nü imzaladı.

Dünya

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dünya İklim Eylemi Zirvesi’ne katıldı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dubai’de Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 28’inci Taraflar Konferansı (COP28) kapsamında düzenlenen Dünya İklim Eylemi Zirvesi’ne katıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, zirvenin yapılacağı Expo City Dubai’ye gelişinde, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Devlet Başkanı Muhammed bin Zayid Al Nahyan ve Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres tarafından karşılandı.

Liderler, aile fotoğrafının ardından açılış programına katıldı.

HABER BURADA

Dünya

“Ekonomimizi enflasyon belasından kurtaracak programları uyguluyoruz”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, “Ekonomide dengeleri tekrar kurmanın vakit aldığı bir gerçektir. Bunun için, sabırla ve kararlılıkla, istihdam ve yatırım odağını kaybetmeden, ekonomimizi enflasyon belasından kurtaracak programları uyguluyoruz. Türkiye’nin kazanımlarını korumak, kayıplarını telafi etmek, hedeflerinden kopmamasını sağlamak, önceliklerimizin en başında yer almaktadır” dedi.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi’nde düzenlenen Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’na katılarak bir konuşma yaptı.

Sözlerine, “Üstad’ın, ‘Bu dava hor, bu dava öksüz, bu dava büyük’ dediği kutlu davamıza omuz veren, gönül veren, sahip çıkan tüm yol arkadaşlarımızı yürekten selamlıyorum” diyerek başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, son Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısını 24 Ağustos’ta büyük kongreden önce gerçekleştirdiklerini anımsattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, aradan geçen süre zarfında ülke, millet, demokrasi ve partileri açısından önemi haiz pek çok kritik gelişmeyi geride bıraktıklarını söyledi.

AK Parti’nin 4. Olağanüstü Büyük Kongresi’ni, 7 Ekim’de partiye ve temsil ettiği değerlere yakışır şekilde alınlarının akıyla icra ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kongremiz bir AK Parti klasiği olan süreklilik içinde değişim yönümüzün ne kadar güçlü, hâlen ne kadar diri olduğunu tekrar göstermiştir. Ak saçlılarımızın tecrübesiyle, gençlerimizin heyecanını birleştirdiğimiz kongremizde partimizin yönetim organlarını da belirledik. Merkez Karar ve Yönetim Kurulu üyelerimizden 49 arkadaşımız bayrağı yeni yol arkadaşlarımıza teslim etti. Görevi devreden arkadaşlarımıza, partimize ve davamıza yaptıkları üstün hizmetler dolayısıyla bir kez daha şükranlarımı sunuyorum. Parti kurullarımıza asil ve yedek olarak seçilen tüm arkadaşlarımızı da gönülden tebrik ediyorum. Kongre sürecimizin öncesinde üç kademe il başkanlıklarımızın bazılarında çeşitli değişiklikler yaşandı. Bu arkadaşlarımıza da emekleri için teşekkür ediyorum. Yeni görevleriyle, toplantılarımıza ilk defa katılan arkadaşlarımıza Rabbimden başarılar niyaz ediyorum.”

“KAMPANYA EKİBİMİZLE ÇALIŞMALARA BAŞLADIK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kongrenin ardından 31 Mart seçimleriyle ilgili hazırlıkları çok daha yoğun bir şekilde başlattıklarını ifade etti.

Partinin öncelikleri çerçevesinde seçim takviminin ilerlediğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: “Temayül yoklamalarımızı, Türk siyasetine örnek olacak bir demokrasi ikliminde sizlerin de desteğiyle tamamladık. Yarın kamu görevlilerinin istifa süreci doluyor. Meclis üyeliği için başvuruları 3 Aralık’a kadar alacağız. Süreç kendi mecrasında ilerlerken biz de gündemimizi işletiyoruz. Milletimizin huzuruna en doğru, en isabetli, en gayretli isimlerle çıkmanın çabasındayız. Temayül yoklamalarıyla, saha araştırmalarıyla, istişarelerle, görüşmelerle, partimize mahsus diğer yöntemlerle adaylarımızı belirleyeceğiz. Kampanya ekibimizle çalışmalara başladık. Cumhur İttifakı ortağımız MHP ile görüşmelerimiz olumlu bir mecrada karşılıklı anlayış ve saygı ekseninde devam ediyor. Görevlendirdiğimiz arkadaşlarımız muhataplarıyla sürekli temas hâlinde. Biz de dün MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’yi Külliyemizde ağırladık. Kendisiyle oldukça verimli bir görüşme gerçekleştirdik. Millî irade düşmanlarına karşı 15 Temmuz gecesi meydanlarda kurulan ittifakımızı daha da güçlendirerek geleceğe taşıma azmindeyiz. Gayemiz, İstanbul ve Ankara başta olmak üzere 5 yıldır hizmetsizlik girdabında boğulan şehirlerimizi gerçek belediyecilikle tekrar buluşturmaktır.”

“İSTANBUL ESKİ GÜNLERİNİ MUMLA ARAR HÂLE GELDİ”

Grup toplantısında ilan ettikleri “Yeniden İstanbul”un bu mücadelenin parolalarından biri olacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “İşte sizler de görüyorsunuz. Dünyanın göz bebeği olan İstanbul, CHP zihniyetinin elinde eski günlerini mumla arar hâle geldi. Ortaya bir eser koyamadıkları gibi bizim başlattığımız ve belli bir aşamaya getirdiğimiz projeleri bile devam ettiremediler. Eskiyen reklam panolarını yenilemekten başka bir icraatları yok. AK Parti döneminde, sakinlerinin yaşamaktan huzur duyduğu aziz İstanbul, ne yazık ki CHP’li iş bilmezlerin yönetimi altında İstanbulluları yoran bir şehir hâline dönüştü. Hepimizin bildiği Kara Tren türküsünü şimdi İstanbul halkı her gün söylüyor. Ne diyordu o meşhur türküde… ‘Kara tren gecikir belki hiç gelmez, dağlarda salınır da derdimi bilmez, dumanın savurur, hâlimi görmez, kan dolar yüreğim gözyaşım dinmez’ Bugün de İstanbullu kardeşlerimiz gözü yolda otobüs, metrobüs, metro bekliyor. Ama bunların hiçbiri vaktinde gelmiyor. Hadi geç de olsa geldi diyelim, bu sefer de bakımsızlıktan dolayı yolda kalıyor. Aynı vahim tablo diğer tüm CHP’li belediyeler için de geçerlidir.”

“ŞEHİRLERİNE HİZMET ETME GEREĞİ BİLE DUYMUYORLAR”

“Büyükşehri, ili, ilçesi ve beldesiyle CHP’li belediyelerin alametifarikasının, vatandaşa nasıl hizmet edilir bilmemek olduğunu” söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Niye? Çünkü umurlarında değil. Bunların gündeminde emanetini taşıdıkları insanlara hizmet etmek, eser kazandırmak, milletin sıkıntılarına çözüm üretmek gibi bir dertleri yok. Çok daha kötüsü, bunu öğrenmek gibi bir niyetleri de yok. Alışmışlar, istismar ve korku siyasetine. Alışmışlar ‘Tıpış tıpış bize oy vereceksiniz” demeye, şehirlerine hizmet etme gereği bile duymuyorlar. Bir de bunu utanmadan, sıkılmadan kameralar önünde söylüyorlar. CHP’li belediye başkanlarının olduğu yerlerde vatandaşımız öyle bir hâle gelmiş ki en küçük bir hizmet görse halay çekiyor, davul zurna çalıyor. Ne hâle düştük. Yani, vatandaş neredeyse asfalt döküldü, çöpü toplandı, parkı yapıldı, yoldaki çukur kapatıldı diye kurban kesecek. Hâle bakın. Hatta kimi yerlerde oy verip seçtikleri belediye başkanlarının şehirlerine geldiğini duyunca 40 yıldır görmediği dostunu görmüş kadar seviniyor. Milletimizi inşallah bu cendereden Mart ayının sonunda hep birlikte kurtaracağız. Şehirlerimizin bir beş sene daha kaybetmesine müsaade etmeyeceğiz. AK Parti ve Cumhur İttifakı yönetiminde olan tüm belediyelerimizi korumakla kalmayacak, Allah’ın izniyle çok daha yüksek oy oranlarıyla tekrar kazanacağız.”

“AFETİN YIKTIĞI ŞEHİRLERİMİZİ AYAĞA KALDIRANA KADAR DURMAYACAĞIZ”

“Kazanmak, hem de ezici bir oranla kazanmak dışında hiçbir seçeneğimizin olmadığı bir seçime daha hazırlanıyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, genel merkez ve Meclis grubuyla gelecek dört aylık zamanın hazırlıklarını tüm boyutlarıyla en ince ayrıntılarıyla yürüttüklerini söyledi.

Kabinenin, eser ve hizmet siyasetini kesintisiz şekilde sürdürdüğünü belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Partili belediyelerin birçok yerde çeyrek asrı aşan tecrübeleriyle yerel yönetimler alanında bir destan yazdığını ifade etti.

Her bir belediyenin saymaya kalkılsa saatler sürecek eserleri ve doğrudan vatandaşın hayatına dokunan hizmetleri bulunduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, çevrenin korunmasından dezavantajlı grupların desteklenmesine kadar Birleşmiş Milletlerin sürdürülebilir kalkınma hedeflerini titizlikle gerçekleştiren yerel yönetimlerin kendi belediyeleri olduğunu kaydetti.

AK Partili belediyelerin iyi uygulama örnekleriyle uluslararası alanda diğer yerel yönetimlere de emsal teşkil ettiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Deprem bölgesinden elimizi zaten hiç çekmedik. Kardeş belediyeler uygulamamız başarılı bir şekilde yürüyor. Afetin yıktığı şehirlerimizi ayağa kaldırana kadar durmayacağız. Kurumlarımızın tamamıyla olduğu gibi belediyelerimizle de deprem bölgesindeki vatandaşlarımızın yanında olmayı sürdüreceğiz. Aralık ayı boyunca bölge genelinde 46 bin konutun ve köy evinin hak sahiplerine teslimini yapacağız. Böylece ahde vefamızı, verdiğimiz sözlerin arkasında olduğumuzu bir kez daha göstereceğiz.”

“BU ÜLKENİN HER KARIŞ TOPRAĞINI AYNI STANDARTTA ESER VE HİZMETLERLE DONATAN BİZİZ”

Muhalefet cenahının hizmet yarışında kendileriyle boy ölçüşemeyeceğini bildiği için her zamanki gibi yalan ve iftira silahına sarıldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Sadece bu kadarla kalsalar, hem söylemimizle hem hukuk önünde ağızlarının payını verir, Allah’ın izniyle yerlerine oturturuz. Ancak siyasi ihtirasları uğruna ülkemizin 1970 ve 1990’lı yıllarda yaşadığı sıkıntıların sebebi olan sosyal fay hatlarını kaşımaktan da çekinmemeleri, bizi milletimizin geleceği adına endişelendiriyor. İnsanımızı sınıflara bölmeye ve bunların arasında astlık üstlük ilişkisi kurmaya kalkan zihniyet ancak tek parti faşizmi özentisi olabilir. Çünkü bu ülkenin insanları, sadece o dönemde böyle bir zillete maruz kalmıştır. Milletimiz, Demokrat Partiyi ve Menderes’i, işte bu faşist zihniyeti yerle yeksan eden devrimi başlattığı için hâlâ kalbinin en mutena köşesinde yaşatıyor. Aynı şekilde Özal’ı da bu yolu takip ettiği için adı her geçtiğinde hayırla yâd ediyor.”

AK Parti’nin belediyelerde 30 yıla yaklaşan, hükûmette 21 yılı geride bırakan iktidarının gerisindeki sırrı arayanların ilk bakacağı yerin de burası olması gerektiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu ülkenin, bırakın aynı şehirde yaşayan insanları arasında ayrımcılık yapmayı, doğusuyla batısıyla kuzeyiyle güneyiyle her karış toprağını aynı standartta eser ve hizmetlerle donatan biziz” dedi.

Eğitimden sağlığa, güvenlikten adalete, ulaştırmadan enerjiye, tarımdan şehirciliğe kadar her alanda yaptıkları tüm eser ve hizmetleri sundukları insanların hiçbirinin kimliğine bakmadıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatandaş, bölge ve şehirler arasında asla ve asla ayrımcılık yapmadıklarını vurguladı.

“HER BİR İNSANIMIZI BU ÜLKENİN BİRİNCİ SINIF VATANDAŞI OLARAK GÖRDÜK”

Her bir insanı bu devletin ve ülkenin birinci sınıf vatandaşı olarak gördüklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aksini söyleyen sadece bize değil, bu ülkeye de bühtan ediyor ve yalan söylüyor demektir” ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 20-30 yıl öncesiyle mukayese edildiğinde, vatandaşların artık hükûmetten de belediyelerden de beklenti seviyelerinin çok değiştiğine dikkati çekti ve şunları kaydetti: “Sadece iş, sadece aş, sadece eğitim, sadece sağlık, sadece altyapı hizmeti sunmak kimseye yeterli gelmiyor. İstihdamı 32 milyonun üzerine çıkarmış, eğitimi ana sınıfından üniversitesine, her aşamasına, herkes için erişilebilir kılmış, sağlıkta, dünya çapında bir sistem kurmuş, ulaşım başta olmak üzere altyapısını baştan sona yenilemiş bir ülkede insanların böyle bir hissiyata kapılmasını elbette tabii karşılamamız lazım. Bunlar hükûmetin zaten yapması gereken asgari hizmetler olarak görülüyor. Sorduğunuz zaman ‘Göreviniz, tabii ki yapacaksınız?’ Bunu söylüyorlar. Peki, bundan önce gelenler, bizden önce gelenler bunları niye yapmadı? Gençler başta olmak üzere vatandaşımızın hükûmetimizden beklentisi daha yüksek standartlarda bir hayat seviyesini kendisine sağlamasıdır.”

Türkiye Yüzyılı’nın bu hedefin adı, aynı durumun belediye hizmetleri için de geçerli olduğunu bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her ne kadar CHP’li belediyeler henüz klasik belediyecilik hizmetlerini vermeyi beceremese de AK Parti olarak bizim vizyonumuz çok ama çok farklıdır. Hem partimizin genel merkez birimlerinin hem ilgili bakanlıklarımızın bu doğrultuda çok önemli hazırlıkları var. İnşallah 31 Mart seçimleri kampanyası sürecinde bu hazırlıkları milletimizle paylaşarak, AK Parti’nin farkını bir kez daha göstereceğiz” şeklinde konuştu.

“İNSANIMIZIN GÜNLÜK HAYATINDA YAŞADIĞI SIKINTILARI GÖRMEZDEN GELİYOR DEĞİLİZ”

“Tüm bunları söylerken insanımızın günlük hayatında yaşadığı sıkıntıları görmezden geliyor veya inkâr ediyor değiliz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları aktardı: “Türkiye’nin yaklaşık on yıldır siyasetten güvenliğe ve ekonomiye kadar her alanda sinsi ve kasıtlı bir saldırı altında olduğunu kimse reddedemez. Sokakları karıştırmaktan darbe girişimine, ekonomik tuzaklardan siyaset mühendisliklerine kadar yaşamadığımız hadise kalmadı. Hamdolsun, milletimizle birlikte bu badirelerin hepsini de göğüslemeyi ve yıkılmadan ayakta kalmayı başardık. Küresel düzeyde Kovid-19 salgınıyla başlayan ve Rusya-Ukrayna savaşıyla derinleşen bir krizin olumsuz etkileriyle boğuşuyoruz. Biliyorsunuz bu süreçte yatırım, istihdam, üretim ve ihracat odaklı bir yaklaşımla hareket ettik. Her kesimden insanımızın bu küresel tsunamiden en az düzeyde etkilenmesini teminen tüm kaynaklarımızı harekete geçirdik. Hayat pahalılığının bilhassa dar gelirli insanımızın refah seviyesinde yol açtığı gerilemeyi telafi etmek için pek çok mekanizma kurduk. Yeri geldiğinde kendimizi sollama pahasına, ne yapılması gerekiyorsa onu yerine getirmekten çekinmedik.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünkü grup toplantısında enerjiden emekli maaşlarına, aile ve gençlik fonundan ihracatçılara yönelik teşviklere kadar geniş bir yelpazede verdikleri desteklerin icmalini çıkardıklarını belirterek, “Ancak, ekonomide dengeleri tekrar kurmanın vakit aldığı bir gerçektir. Bunun için sabırla ve kararlılıkla istihdam ve yatırım odağını kaybetmeden, ekonomimizi enflasyon belasından kurtaracak programları uyguluyoruz” dedi.

Türkiye’nin kazanımlarını korumak, kayıplarını telafi etmek ve bu hedeflerden kopmamasını sağlamanın önceliklerinin en başında yer aldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölgenin ve dünyanın güvenlikten ekonomiye her alanda adeta kaynadığı bir dönemde Türkiye’nin en büyük gücünün, güven ve istikrar iklimini muhafaza etmesi olduğunu vurguladı.

“İSTİSNASIZ HER BİR ARKADAŞIMIZ ÜLKEMİZE VERDİĞİ HİZMET ÖLÇÜSÜNDE DEĞER SAHİBİDİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, mayıs ayındaki Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Genel Seçimleri’nde bu hakikati millete anlattıklarını, milleti ikna ettiklerini ve desteğini aldıklarını kaydederek, 28 Mayıs’tan beri yaşananların hem kendilerinin ne kadar haklı olduğunu hem de milletin ne kadar büyük bir badire atlattığını defalarca ispat ettiğini söyledi.

“Önümüzdeki belediye başkanlığı seçiminde de yapacağımız işte budur” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Hükûmette sağladığımız istikrarı, muhalefetin elinde bizar olan belediyelere de teşmil ederek, şehirlerimizin kalkınmasını hızlandırmak istediğimizi herkese anlatacağız. Yolunu, kaldırımını, asfaltını, çöpünü, kanalizasyonunu, arıtmasını çözememiş muhalefet belediyelerinin karşısına Türkiye Yüzyılı belediyeciliği ile hep birlikte çıkacağız. Kendi belediyelerimizde de bu vizyona ayak uyduramayan arkadaşlarımız varsa bayrak yarışı yaklaşımıyla yeni isimlerle çıtayı yükselteceğiz. Hep söylediğimiz gibi bu partide şahsım dâhil hiç kimse layüsel değildir. İstisnasız her bir arkadaşımız ülkemize, milletimize, şehrine ve partimize verdiği hizmet ölçüsünde değer sahibidir. Belediye başkan adaylarımızı bu anlayışla belirlemek boynumuzun borcudur. Bireysel siyasi hesaplardan hatır ve gönül ilişkilerine kadar bu yaklaşıma aykırı hiçbir unsurun aday belirleme ve seçim kampanyası çalışmalarını zehirlemesine izin veremeyiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, genel merkezden, Meclis grubundan ve teşkilatlardan beklentisinin 31 Mart seçimleri sürecine bu ilkeler çerçevesinde yaklaşmaları olduğunu belirterek, şunları kaydetti: “Aksi takdirde milletimizin karşısında hep birlikte boynumuz eğik kalır. İnanın eğik kalır ve ‘Nasıl oldu da biz bu duruma düştük?’ deriz. Onun için kararlı olacağız. Böyle bir vebalin altından hiçbirimiz kalkamayız. Diğer partilerde kimi maddi kimi ahlaki kimi şahsi dalaverelerle ortaya çıkan rezillikler AK Parti’nin kapısından içeri giremez. Bunun için hep birlikte partimize ve partinin kuruluş ilkelerine dört elle sarılmamız gerekiyor. Belediyelerde ve hükûmette geçen uzun iktidar yıllarının bizi bozmadığını, tam tersine tecrübeyle olgunlaştırdığını milletimize göstereceğiz.”

“EN KÜÇÜK REHAVETE, FİTNEYE İZİN VERMEDEN NETİCEYE ULAŞACAĞIZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, amaçlarının 31 Mart’ta 30’u büyükşehir, 51’i il, 922’si ilçe ve 390’ı belde olmak üzere Türkiye’deki 1393 belediyenin tamamına yakınını AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak kazanmak olduğunu belirterek, “Bu hedef doğrultusunda ‘sen, ben’ yok, ‘biz’ varız” dedi.

Salondaki partililere, “Seçim sonuçları belli olana kadar gece gündüz demeden çalışmaya var mıyız?” sorusunu yönelten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Evet” karşılığının ardından, “Eğer buna inanıyorsanız bu ses böyle çıkmaz” ifadesini kullandı.

Partililerin güçlü bir şekilde alkışlamasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her zaman, her an böyle bir duruş sergilemeliyiz. En küçük bir rehavete, aksaklığa, eksikliğe, dağınıklığa, zaafa, fitneye izin vermeden neticeye ulaşacağız. Men sabera zafera, hedef bu. Kim sabrederse zafere erişir” diye konuştu.

Sorumluluk alanları içinde hiçbir boşluk bırakmayacaklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Vatandaş neredeyse orada olmak bizim boynumuzun borcudur. Sizlere güveniyorum, sizlere inanıyorum. Sizlerden şehirlerinize döndüğünüzde tüm vatandaşlarıma en kalbi muhabbetlerimi iletmenizi istiyorum” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, COP 28 Zirvesi’ne katılmak üzere Dubai’ye gideceğini, yarın Türkiye’ye döneceğini ve pazartesi günü de Katar’daki yüksek düzeyli zirveye katılacağını bildirerek, “Bu süreç içerisinde de çalışmalarımızı hep beraber takip edeceğiz. Durmak yok yola devam. Efkan Bey ile beraber çalışmaya devam ediyorsunuz” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, program öncesinde, parti genel merkezinde Avrupa şampiyonu olan Down Sendromlu Futsal Millî Takımı oyuncuları ile bir araya geldi.

HABER BURADA

Dünya

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Maldivler Cumhurbaşkanı Muizzu ile görüştü

Maldivler Cumhurbaşkanı Muhammed Muizzu

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’ye ziyarette bulunan Maldivler Cumhurbaşkanı Muhammed Muizzu ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde bir araya geldi.

Görüşmenin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Maldivler Cumhurbaşkanı Muizzu huzurunda iki ülke arasında anlaşmalar imzalandı. Türkiye adına anlaşmaya Ticaret Bakanı Ömer Bolat imza attı.

HABER BURADA

DÜNYA

seers cmp badge