Dünya
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, ‘Ulaştırma 2053 Vizyonu’nu açıkladı





Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, 2053 Ulaştırma ve Lojistik Ana Planı’nı açıkladı. 2053’te bölünmüş yol ağının 38 bin 60 kilometreye, demiryolu hat uzunluğunun da 28 bin 590 kilometreye çıkarılacağını bildiren Karaismailoğlu, havalimanı sayısının da 61’e yükseltileceğini duyurdu.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Ulaştırma ve Lojistik Master Planı-Ulaştırma 2053 Vizyonu Lansmanı’nda konuştu. Türkiye’yi “dünyanın ilk 10 ekonomisi” içinde hak ettiği yere kavuşturmak için çalıştıklarını belirten Karaismailoğlu, “Cumhurbaşkanı’mızın liderliğinde, 20 yıldır neyin sözünü verdiysek inşa ettik, neyi hayal ettiysek milletimizin hizmetine sunduk. Cumhurbaşkanı’mızın liderliğinde yürüdüğümüz ‘Büyük ve Güçlü Türkiye’ hedefimizde tek pusulamız ‘milletimiz’ oldu. Bu yolda, bu hedefe başarıyla yürüdük. Devlet aklı ile planladık. ‘Ortak akıl’ ile istişare ettik. Akıl gücü ile inşa ettik ve dev eserlerimizi milletimizin hizmetine gururla sunduk. Bizi yatırımda, üretimde, ihracatta, istihdamda dünyanın en büyükleri arasına yükseltecek dev projelerimizi tamamlayarak hem ecdadımıza saygımızı sunmayı hem de gençlerimize, geleceğimize en güzel armağanları vermeyi başardık. ‘Kamu özel iş birliği kazandırır’ dedik; bu model aracılığıyla ile doğu-batı ayrımını ortadan kaldırdık. Türkiye’mizin dört yanına aynı anda yatırım yapma imkanına kavuştuk” diye konuştu.
MİLLETİMİZİN GÜVENİ VE ÜLKEMİZİN POTANSİYELİ İLE BİZDEKİ TÜRKİYE SEVDASI BİRLEŞTİ
Bu modelle yeniden ele alınan Antalya Havalimanı ile 765 milyon avroluk yatırım, Hazine’ye 8 milyar 550 milyon avroluk da kira bedeli kazandırıldığını kaydeden Karaismailoğlu, bunun 2 milyar 138 milyon avroluk bölümünün Hazine’ye girdiğini söyledi. Tüm ulaşım ve haberleşme modlarında entegre bir anlayışı benimsediklerini aktaran Karaismailoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
“Ülkemizin her bir köşesindeki yatırımlarımız, bu yaklaşıma uygun biçimde ‘ana planımız doğrultusunda inşa edildi. Türkiye’mizi 20 yılda köy köy, kasaba kasaba, il il, bölge bölge birbirine bağladık. Bununla da yetinmedik. ‘Dünyayı Türkiye’ye bağladık’. 20 yılda ne dediyse yapmış, dev hizmetleri milletine sunmuş bir iktidarın gururunu ve özgüvenini taşıyoruz. Bu duygular ve milletimizin teveccühü bizi daha da kamçılıyor. Ülkemizin stratejik coğrafi konumu bize büyük avantajlar sağlıyor. Milletimizin güveni ve ülkemizin potansiyeli ile bizdeki Türkiye sevdası birleşti. Şimdiye kadar nasıl durmadıysak, bundan sonra da bizi kimse durduramaz. Yine devlet aklıyla hazırlanmış, ülkemizin önünü açacak 30 yıllık planlarımız hazır. 2053 Ulaştırma ve Lojistik Ana Planı ile gençlerimizin aydınlık geleceğini, milletimizin refahını bugünden tayin edeceğiz. Bunun için var gücümüzle çalışacağız. Tüm ulaşım modlarını entegre bir yaklaşımla ele alarak, yolcu ulaşımı için en iyi alternatiflerin sunulmasını amaçladığımız 2053 Ulaştırma ve Lojistik Ana Planı ile yük taşımacılığında da rekabetçi bir lojistik sektörün oluşturulması için gerekli adımlar ve stratejiler de ortaya konuldu.”
ULAŞTIRMA VE LOJİSTİK FAALİYETLERİNDE BÜTÜNSELLİĞİ SAĞLAYACAĞIZ
“2053 Ulaştırma ve Lojistik Ana Planımız, odaklandığımız temel konular olan mobilite, lojistik ve dijitalleşme alanlarında vatandaşlarımızın beklentilerini karşılarken, Türkiye’mizin ekonomik gelişimine de üst düzeyde katkıda bulunacak” diyen Ulaştırma Bakanı Karaismailoğlu, Türkiye’nin yeni, hızlı ve konforlu bir altyapıyla daha sürdürülebilir, güvenli, çevreci, erişilebilir, kapsamlı, hızlı ve teknolojik olarak daha yenilikçi bir ulaştırma sektörüne sahip olacağını ifade etti. Bu yenilenme sürecinin, ulaşım ve haberleşme alanlarında bütünsel kalkınma odaklı ve dünyayı Türkiye’ye entegre etmeyi hedefleyen iddialı bir süreç olduğunu vurgulayan Karaismailoğlu, “Ulaştırma ve lojistikte küresel ölçekte öncü, bölgesinde lider bir ülke olmak için ulaştırma ve lojistik faaliyetlerinde bütünselliği sağlayacağız. Ulaşım hizmetlerine adil erişimi artıracak ve altyapı kalitesini en üst seviyeye yükselteceğiz. Ulaştırma ve lojistikte etkinlik ve verimliliği sağlayacak, maliyetleri düşüreceğiz. Bu hedeflerimiz doğrultusunda 2053 Ulaştırma ve Lojistik Ana Planı, kıtalararası kesintisiz bir ulaşım altyapısı tahsis etmemiz için kritik değerdedir” dedi.
ASYA İLE AVRUPA ARASINDAKİ TİCARETTEN ALDIĞIMIZ PAYI ARTIRMAYI HEDEFLİYORUZ
Büyük ve Güçlü Türkiye’nin inşasında pay sahibi olan projelerin, Türkiye’nin yatırım, üretim, ihracat ve istihdam odaklı büyüme stratejisinin hayata geçmesi için gerekli altyapıyı sağladığının altını çizen Karaismailoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bu nedenle dünyanın lider ekonomileri arasına girme mücadelesinde son virajda yer alan ülkemiz için kritik önemdedirler. Bizler, 2053 vizyonumuz doğrultusunda, ülkemizin Asya ile Avrupa arasında 700 milyar doları aşan ticaretten aldığımız payı artırmayı hedefliyoruz. 4 saatlik uçuş mesafesiyle 67 ülkenin ve 30 trilyon dolarlık küresel ticaret hacminin merkezindeyiz. Bütün yatırımlarımızda, bu potansiyelden daha fazla faydalanabilmeyi amaçlıyoruz. 38 trilyon dolar gayrisafi milli hasılaya sahip ve 7 trilyon dolardan fazla ticaret hacmi bulunan bu ülkelerde, 1 milyar 650 milyon insan yaşıyor. Tüm bu hedeflerimiz ve coğrafi konumumuz, ulaşım ve iletişim stratejilerimizi küresel ve bölgesel şartlar ışığında her daim güncel tutma ihtiyacını Türkiye için vazgeçilmez kılıyor. Belirlediğimiz hedefleri, elbette devlet aklının gerektirdiği bir profesyonellikle, dünyanın gideceği güzergahı okuyarak oluşturuyoruz. Küresel ticarette en önemli belirleyiciler arasında yer alan nüfus artışı, lojistik hareketliliğini, dolayısıyla da ticaret hareketliliği direkt etkiliyor. Güncel veriler ışığında ilerlediğimizde Avrupa’nın yıllık ticaret hacmi 8,7 trilyon dolar olurken, Çin’in de yer aldığı Uzak Asya’da bu hacim 6,8 trilyon dolar olarak gerçekleşiyor. Geleceğin yükselen yıldızı Afrika’da ise Orta Doğu ile birlikte toplamda 2,05 trilyon dolarlık bir ticaret hacmi söz konusu. Dünya ticaret hacminin ise yüzde 82’si Avrupa, Uzak Asya ve Kuzey Amerika bölgelerinde gerçekleşiyor. Nüfus hareketliliğine baktığımızda ise, gelecekte ticaret hareketliliğinin nerede artacağına dair fikir sahibi olabiliyoruz. Birleşmiş Milletler, 2010-2025 yılları arasında en kayda değer nüfus artışının Güneydoğu Asya ve Sahra Altı Afrika’da gerçekleşeceğine işaret ediyor. Burada ise ülkemizin merkezinde bulunduğu, yükselen bir Avrupa-Asya-Afrika ticaret üçgeni bizim için en büyük global fırsatlar arasında yer alıyor.”
2050 YILINDA DÜNYA EKONOMİSİNİN YÜZDE 90’INDAN FAZLASI KENTSEL ALANLARDA ÜRETİLECEK
Küresel ticaretteki artış rakamlarına bakıldığında Türkiye’nin ulaştırma ve haberleşme alanındaki ihtiyaçlarına karşı ne kadar isabetli adımlar atıldığını bir kez daha gözler önüne serildiğini kaydeden Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Karaismailoğlu, “2020 yılında 12 milyar ton olarak gerçekleşen tüm dünyadaki ticaret hacminin, 2030 yılında 25 milyar tona, 2050 yılında 95 milyar tona ve 2100 yılında 150 milyar tona ulaşması bekleniyor. Küresel nüfus artışının en çok beklendiği bölgeler ile birlikte küresel ticaret artışındaki rakamları birleştirdiğimizde Türkiye’nin ortaya koyduğu ‘Orta Koridor’da küresel bir lojistik süper güç olma’ iddiasının ne kadar yerinde olduğu ortaya çıkıyor. Küresel nüfus artışının yanı sıra artan kentsel nüfus da hareketliliği ve ulaştırma ile ilgili gerçekleştirilecek yatırımların gidişatını belirliyor. Yine Birleşmiş Milletler rakamlarına baktığımızda, bugün yüzde 50’si kentte yaşayan dünya nüfusu için bu oran, 2050 yılında yüzde 70 olarak değişecektir. Bir başka deyişle dünya ekonomisinin yüzde 90’ından fazlası kentsel alanlarda üretilecektir. Bu artış bize gösteriyor ki dünyada ulaşıma yönelik talep 2050 yılına geldiğimizde iki katına çıkacaktır” diye konuştu.
AKILLI ULAŞIM SİSTEMLERİ İÇİN ÖNEMLİ ADIMLAR ATTIK
Bu talebin gelişmiş ya da gelişmekte olan ekonomilerde ulaştırma altyapılarının geleceği için önem arz ettiğini belirten Karaismailoğlu, bu talebi ve ihtiyacı karşılamak için tüm ülkelerin ulaştırma ve altyapı yatırımlarına hız vermesi gerektiğini söyledi. “Amerika Birleşik Devletleri, açıkladığı 2 trilyon dolarlık yeni altyapı planı ile önümüzdeki dönemde ulaştırma yatırımlarına ağırlık verecek” diyen Karaismailoğlu, şunları dedi:
“Çin’e baktığımızda bu rakam 559 milyar dolar olarak gerçekleşirken, komşumuz Yunanistan yine 57 milyar dolarlık bir altyapı yatırımını planlamıştır. Gerek dünyada gerek ülkemiz için öngördüğümüz altyapı yatırımları, bu yatırımlar için ayrılan bütçeler, nüfus ve dolayısıyla lojistik hareketliliğinin yanı sıra, farklı küresel etkenlerce belirlenmektedir. Bu etkenler arasında yer alan Akıllı Ulaşım Sistemleri için önemli adımlar attık. Akıllı Ulaşım Sistemleri’ni yaygınlaştırılarak, trafik güvenliğini artırma, seyahat sürelerini azaltma, mevcut yol kapasitelerinin daha etkin, daha verimli kullanılması ve mobiliteyi artırmayı hedeflediğimizi deklare ettik. Ulaştırmanın dünyadaki geleceğini belirleyen diğer etkenler ise Sürdürülebilirlik, Yeni Nesil Ulaşım ve Şehirleşme olarak özetlememiz mümkündür. Ulaştırma yatırımlarımızı gerçekleştirirken geleceğin ulaşım teknolojilerini ve değişen hareketlilik alışkanlıklarını da göz önünde bulunduruyoruz. Bu bağlamda yeni nesil ulaşım trendlerini yakından takip ederek yatırımlarımızı bunların ışığında şekillendiriyoruz. Elektrikli araçlar, ilk belirleyici trend olarak öne çıkarken, 2035 yılında elektrikli araçların yeni araç satışındaki payının yüzde 35’e ulaşması beklenmektedir. Bizler de ülkemizdeki elektrikli araç altyapısı için çalışmalarımıza devam ediyoruz. Bir diğer trend olan Paylaşımlı Seyahat’e baktığımızda ise 2035 yılında tüm ulaşım modlarında kullanılan araçları paylaşarak seyahat etmek isteyenlerin oranının yüzde 14’e ulaşması öngörülmektedir. Otonom araçların da yine ulaştırmanın geleceği için öne çıkan, etkin bir trenddir. 2025-2030 yılları arasında hayatımızın olağan bir parçası olması beklenen otonom araçlarında 2035 itibariyle yeni araç satışlarındaki payının yüzde 16 olacağı tahminleri yapılmaktadır. Bu alandaki son trend olan bağlantılı araçlar, yani her an internet erişimi olan, birbiriyle ve altyapıyla anbean iletişim içerisinde olan araç sistemlerinin 2035 yılında, toplam araçlar içerisindeki payının yüzde 68’e çıkacağı tahmin edilmektedir. Bizler de şimdiden akıllı otoyollarımızı inşa ederek bu geleceğe hazırlanıyoruz. Yarının stratejisine hazırlanırken yola çıktığımız İnsan-Veri-Yük kavramlarının artık Lojistik-Mobilite-Dijitalleşme ekseninde, yeni ulaşım yaklaşım ve uygulamaları ile ele alınacak.”
ESER VE HİZMET SİYASETİ BİZİM VAZGEÇİLMEZİMİZ OLMUŞTUR
Özellikle 2020 yılında hazırlanılan Ulusal Akıllı Ulaşım Sistemleri Strateji Belgesi ve 2020-2023 Eylem Planı ile geçen yıl 12’ncisini gerçekleştirilen Ulaştırma ve Haberleşme Şûrası, Türkiye’de ulaştırmanın geleceğinin önemli yapı taşları olduğunu dile getiren Karaismailoğlu, “Birileri temel atmama töreni ile, Türkiye’yi ileriye taşıyacak her türlü projeye karşı çıkarken, bizler, dün olduğu gibi bugün ve yarın da Türkiye’nin akıllı geleceğini inşa etmeye odaklanıyoruz. O nedenledir ki eser ve hizmet siyaseti bizim vazgeçilmezimiz olmuştur. AK Parti’nin Türkiye’nin dümenine geçtiği günden bugüne asırlık projeler başta olmak üzere milletimizin, ihracatçımızın, sanayicimizin faydasına binlerce projeyi hayata geçirdik. Marmaray, Avrasya Tüneli, Kuzey Marmara Otoyolu, İzmir-İstanbul Otoyolu, Osmangazi Köprüsü, Ankara-Niğde Otoyolu, İstanbul Havalimanı, Kömürhan Köprüsü, Horasan-Karakurt Yolu, Botan Çayı-Beğendik Köprüsü, Zarova Köprüsü, İstanbul-Ankara Yüksek Hızlı Tren Hattı, Bakü – Tiflis – Kars Demiryolu, Ordu – Giresun Havalimanı, Gayrettepe – İstanbul Havalimanı Metrosu, Çamlıca Kulesi, Filyos Limanı, Tokat Havalimanı, Rize – Artvin Havalimanı, Konya Karaman Hızlı Tren Hattı, Çukurova Havalimanı, İyidere Lojistik Limanı, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Türksat 5A, Türksat 5B ve tabii ki şanlı 18 Mart Zaferi’mizin yıl dönümünde Çanakkale Boğazı’na taktığımız yakut gerdanlık: 1915 Çanakkale Köprüsü ile Malkara-Çanakkale Otoyolu. Bunlar, ülkemize, hatta dünyaya kazandırdığımız eşsiz bir eserlerin hepsi değil ama en önemlilerindendir” ifadelerini kullandı.
HER 9,5 MİLYAR DOLARLIK YATIRIM 1 MİLYON VATANDAŞIMIZA YENİ İŞ İMKANI SAĞLADI
Ulaştırma ve haberleşme altyapılarının, tüm dünya ekonomilerinde olduğu gibi Türkiye ekonomisinin de önünü açtığını, büyümesine çok önemli katkılar sunduğunun altını çizen Karaismailoğlu, 2003 yılından 2021 yılı sonuna kadar 5 sektör üzerinden gerçekleştirilen yatırımların toplamının 172 milyar dolara ulaştığını söyledi. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Karaismailoğlu, yapılan yatırımların katkıları hakkında şu bilgileri verdi:
“Bu yatırımlarla; 17,9 milyon insanımızın aş sahibi olmasına yardımcı olduk. Yatırdığımız her 9,5 milyar dolar, 1 milyon vatandaşımıza yeni iş imkanı sağladı. Milli gelirimize 520 milyar dolardan fazla katkı sunduk. Ekonomimizin üretim gücünü desteklemek ise temel önceliklerimiz arasında yer aldı. 2003-2021 yılları arasında gerçekleştirdiğimiz yatırımlar sayesinde Türkiye, 1 trilyon 42 milyar doların üzerinde daha fazla üretti. Bu hacimde; üretime, istihdama, milli gelirimize, ihracata bu derece etki eden projeleri hayata geçirmek tabii ki de tek başına yeterli değildi. Değişen dünya, yeni küresel dinamikler; İnsan, yük ve veri ekseninde bugüne kadar planlanan ve hayata geçirilen ulaştırma ve haberleşme alanlarında, yeni nesil yaklaşımları zorunlu kılmaktaydı. Artık daha mobil, lojistik kabiliyetlerin öne çıktığı, verinin işlenerek dijitalleşmenin bel kemiğini oluşturduğu bu dönem için Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak kayıtsız kalamazdık. 12. Ulaştırma ve Haberleşme Şûrası’nda İstanbul’da, ulaşım ve haberleşmenin dünyadaki ve Türkiye’deki yol haritasını belirledik. Lojistik, mobilite ve dijitalleşme ekseninde güncellediğimiz politika ve vizyonumuz için Ortak Akılla hareket ettik. Bin 500’ü aşkın akademisyen, STK temsilcisi, özel sektör temsilcisi ve kamu kurum ve kuruluşlarındaki arkadaşlarımızın katkıları ile Türkiye Ulaştırma Politikası’nın sürdürülebilir bir yapıda olması için 5 sektörü; yönetişim, insan kıymetleri ve eğitim, kalite ve verimlilik, emniyet ve güvenlik, regülasyon, finans yönetimi, teknoloji, inovasyon ve dijitalleşme enerji verimliliği ile çevresel ve toplumsal sürdürülebilirlik olarak 8 başlık altında topladık. Bu başlıklar doğrultusunda; yüksek katma değerli üretim ve ihracat odaklılığını destekleyecek ulaştırma ve lojistik altyapı yatırımları ile gerekli mevzuat düzenlemelerini gerçekleştirmek, Ulaştırma ve Lojistikte Küresel Ölçekte Öncü, Bölgesinde Lider Bir Ülke Olmak İçin Ulaştırma ve Lojistik Bütünselliği, Ulaştırma ve Lojistik Hizmetlerine Adil Erişimi Sağlamak, Ulaştırma ve Lojistik Altyapı Kalitesini Yükseltmek, Ulaştırma ve Lojistikte Etkinliği ve Verimliliği Sağlamak, Maliyetleri Düşürmek, Ulaştırma ve Lojistikte Akıllı ve Sürdürülebilir Hareketliliği Sağlamak, insan kaynaklarını yetkinliğini artırmak, Ulaştırma ve Lojistikte Çevre Duyarlılığını Sağlamak ve Enerji Verimliliğini Artırmak, Ulaştırma ve Lojistikte Güvenliği Artırmak ve Toplum Refahını Sağlamak şeklinde belirlediğimiz 6 hedef ile Ulaştırma ve Lojistik Ana Planı için çok önemli bir adım attık.”
ARAÇ SAHİPLİĞİ 2053’TE 2019 YILINA GÖRE %242 ARTACAK
Ulaştırma ve Lojistik Ana Planı için de ciddi, veriye dayalı, ortak aklı önemseyen, topluma kulak veren bir anlayış ile ilerlediklerini aktaran Karaismailoğlu, öncelikle güncel sosyo-demografik, arazi kullanımı, ulaştırma sistemleri, altyapı ve turizm verilerini toplayarak, ihtiyacı analiz ettiklerini belirtti.
Ardından ihtiyaca uygun olan, sadece Türkiye’nin değil dünyanın da gidişatını ve tabii ki ulaştırma ile haberleşme alanındaki trendleri de dikkate alarak bir modelleme oluşturduklarını kaydeden Karaismailoğlu, bu modellemede; yolculuk üretimi, yolculuk çekimi, türel ayrım, atama parametrelerini belirlediklerini aktardı. Ardından da Ulaştırma ve Lojistik Ana Planı’nın hazırlanmasına başladıklarını dile getiren Ulaştırma Bakanı Karaismailoğlu, “Vizyon, hedef ve stratejilerimizi belirlerken, alternatif senaryolar üreterek, Türkiye’nin lojistik ve ulaştırma da ne gibi farklı ihtimaller ile karşı karşıya kalabileceğini değerlendirdik. Güncel Verilerin Toplanması, Analizi ve Değerlendirilmesi başlığında 2053 yılına kadar olan tahminler ve beklentileri ışığında hareket ettik. 2053 yılına gelindiğinde Türkiye’deki araç sahipliğinin 2019 yılına göre yüzde 242 artış gösterecek. Gayri Safi Yurt İçi Hasıla içinse 2035 yılında Türkiye 7 trilyon 870 milyar liraya ulaşırken, 2053 yılı için öngörülen ise GSYİH hacminin 11 trilyon 240 milyar liraya ulaşmasıdır. Bir diğer parametre olan nüfus için öngörülen rakamlar 2035 yılı için 98,09 milyon ve 2053 yılı için 112,61 milyondur. 2019 yılında 28 milyon üzerinde olan istihdam rakamlarımızın 2035 yılında 40 milyonun, 2053 yılında ise 63 milyonun üzerine çıkması öngörülmektedir. Artan nüfusun etkilediği bir diğer başlık ise öğrenci sayısı olmuştur. 2035 yılında 9.35 milyon olması beklenen öğrenci sayısı, 2053 yılında 10.84 milyon olması beklenmektedir. Yani Yeni Türkiye; nüfusu artan, çalışan sayısı yükselen, gençleşen, refahı artan, zenginleşen bir ülkeye dönüşecek.”
DEMİRYOLUNUN YÜK TAŞIMACILIĞINDAKİ PAYI 2019’DAN 2053’E KADAR 7 KAT ARTACAK
Yolcu talebinin, özel araçlı yolculuk ve şehirlerarası toplu taşıma yolculuk olarak iki alt başlığa bölündüğünü, şehirlerarası toplu taşıma yolculuk için taleplerin 4 ulaşım moduna göre belirlendiğini vurgulayan Karaismailoğlu, lojistik talepler için de 4 ulaştırma modunun esas alındığını söyledi. “Senaryolar için de belirlediğimiz parametreler; yük ve yolcu taşımacılığından emisyon salınımını azaltma hedefli çevreci, akıllı ulaşım sistemlerinin öne çıktığı dijital, ithalat ve ihracat odağında yük taşımacılığının dikkate alındığı ihracat ve hareketlilik odaklı senaryolar oldu” diyen Karaismailoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
“Her senaryonun en iyi yönlerini hesaplayarak oluşturduğumuz Sürdürülebilir Senaryo ise önümüzdeki dönemin yatırımlarını şekillendirdi. Sürdürülebilir senaryoda ön plana çıkan ise demiryolu yatırımlarımızdır. 2019 yılında yük taşımacılığında demiryolunun oranı yüzde 3,13 ile yaklaşık 33 milyon ton olarak gerçekleşirken, 2023 yılında yüzde 5’i geçen bir oranla demiryolunun toplam payının 55 milyon tona çıkmasını bekliyoruz. Özellikle demiryollarında başlattığımız reform hareketi ile Cumhuriyet’imizin ilk yıllarından sonra ihmal edilen demiryollarını, 2003’ten bugüne hem yeniledik hem de yeni hatlarla zenginleştirdik. Demiryolunun taşımacılıktaki oranının 2029 yılında yüzde 11’in üzerine yükselmesini, 2053’te ise yaklaşık yüzde 22 olarak gerçekleşmesini öngörüyoruz. Böylece demiryolunun yük taşımacılığındaki payı 2019’dan 2053’e kadar 7 kat artacak. Yine Yurt Dışı Yük taşımacılığında da demiryolunun payını 10 kat artırmayı hedefliyoruz. Yolcu taşımacılığında ise yine 2053 Vizyonumuz için hedeflediğimiz, trenin payının 6 katın üzerinde artmasıdır. Böylece karayolunun 2023’te yüzde 71’in üzerine çıkacak yük taşımacılığındaki oranını, 2053’te yaklaşık yüzde 15 düşürmeyi hedefliyoruz. Bu rakamlar aynı zamanda karbon salınımının ciddi anlamda azaltılması anlamına geliyor. Demiryolunun payını hatırı sayılı ölçüde artması için planlarımızı yapıyor, hazırlıklarımızı gerçekleştiriyoruz. Burada özel araç kullanımının sahip olduğu pay net bir biçimde görüyorsunuz. 2023 ila 2053 beklentileri arasında özel araç ile yolcu taşımacılığının payını aynı tutmayı hedefliyoruz. Bu aynı zamanda çevreci yaklaşımımızı güçlendirecek, projelerimizin yakıt, çevre ve zaman tasarruflarını artırarak, projelerimizin millî servetimize olan katkılarını güçlendirecektir. 2023 yılında demiryolu ile taşınan yolcu sayısının yaklaşık 19,5 milyon olmasını öngörüyoruz. Bu rakamı sırasıyla 2035 yılında 145 milyonun, 2053 yılında ise 269 milyonu geçmesini hedefliyoruz.”
2053’TE BÖLÜNMÜŞ YOL AĞINI 38 BİN 60 KİLOMETREYE YÜKSELTECEĞİZ
2023 yılından 2053 yılına kadar geçen sürede yapılacak yatırımlarla Karayolu Hizmet Düzeyini en üst seviyeye çekerek ‘kesintisiz ve konforlu’ bir ulaşım tesis edeceklerini anlatan Karaismailoğlu, 20 yıllık çalışma ve yatırımla bölünmüş yol ağının 6 bin 101 kilometreden 28 bin 647 kilometreye, otoyol ağını ise 1714 kilometreden 3 bin 633 kilometreye çıkarıldığını belirtti. “2053’e geldiğimizde ise bölünmüş yol ağımızı 38 bin 60 kilometreye; otoyol ağımızı ise 8 bin 325 kilometreye yükselteceğiz” diyen Karaismailoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:
“2053 yılına kadar Aydın – Denizli Otoyolu, Kuzey Marmara Otoyolu Hadımköy – Başakşehir Otoyolu, Kınalı – Tekirdağ Çanakkale Savaştepe Otoyolu, Çanakkale – Savaştepe otoyolu, Mersin – Erdemli – Silifke – Taşucu Otoyolu (Çeşmeli – Kızkalesi Kesimi) , Ankara – Kırıkkale – Delice Otoyolu, Antalya – Alanya Otoyolu, Sapanca – Afyonkarahisar Otoyolu, Samsun – Mersin Otoyolu, Trabzon – Habur Otoyolu, Afyon – Burdur Otoyolu, Alanya – Silifke Otoyolu, Delice – Samsun Otoyolu, Ankara – İzmir Otoyolu, Bozüyük – Afyonkarahisar Otoyolu, Çeşmeli – Erdemli – Silifke – Taşucu Otoyolu (Kızakalesi – Taşucu Kesimi), Denizli – Burdur – Antalya Otoyolu, Gerede- Merzifon – Bürgulak Otoyolu, Sivrihisar– Bursa Otoyolu, Şanlıurfa – Habur Otoyollarımız (Diyarbakır Bağlantı Yolu Dahil) tamamlanacak.”
DEMİRYOLU HAT UZUNLUĞU 2053’TE 28 BİN 590 KİLOMETREYE ÇIKARILACAK
Yıllarca kaderine terk edilmiş demiryollarının yeniden canlanması için, “Ana yurdu demir ağlarla örme” politikasının daha da ileriye taşınabilmesi için deyim yerindeyse ‘seferberlik’ ilan ettiklerine dikkati çeken Ulaştırma Bakanı Karaismailoğlu, “Bu kapsamda da olumlu etkileri yalnızca ülkemize değil, dünyaya yansıyacak reform niteliğinde çalışmalara imza attık. 2 bin 505 kilometre olan sinyalli demiryolu hat uzunluğunu, rekor oranda yüzde 183 artırarak 7 bin 94 kilometreye ulaştırdık. 2 bin 82 kilometre olan elektrikli demiryolu hat uzunluğumuzu ise yüzde 188 oranında artırarak 5 bin 986 kilometreye yükselttik. Konvansiyonel hat uzunluğumuzu 11 bin 590 kilometreye ulaştırdık. 1.213 kilometrelik YHT hattı, 219 kilometre hızlı tren hattı inşa ettik. Türkiye’mizi, bugün dünyada 8., Avrupa’da da 6. YHT işletmecisi ülke konumuna gururla taşıdık. Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu hattını hizmete sunarak Asya’dan Avrupa’ya kesintisiz demiryolu bağlantısı sağladık. 2003 yılında 10 bin 959 kilometre olan demiryolu hat uzunluğunu, 13 bin 22 kilometreye çıkardık. Bu rakamı 2053’te 28 bin 590 kilometreye taşıyacağız” diye konuştu.
KARAYOLLARININ ÜZERİNDEKİ YÜKÜ, DEMİRYOLLARINA AKTARIYORUZ
“Karayollarının üzerindeki yükü, demiryollarına aktarıyoruz” diyen Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Türkiye’nin potansiyelinden ve coğrafi üstünlüğünden en etkin biçimde yararlanılması için karayolları üzerindeki yolcu ve yük taşıma payının diğer ulaşım modlarına aktarılmasının önemini bildiklerini dile getirdi. Ulaştırma ve Lojistik Ana Planı’nda, demiryollarına özel bir yer verdiklerine işaret eden Karaismailoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Yolcu ve yük taşımacılığı açısından demiryollarının, ülkemizin ulaşım ağındaki payı artırarak, demiryollarının yolcu taşımacılığındaki payını yüzde 1’den Avrupa ortalamasının üzerine yüzde 6,20’ye çıkaracağız. Bu da bugün 19,5 milyon olan yolcu sayımızın yaklaşık 270 milyona ulaşması demektir. Yolcu ve yük taşımacılığında karayolu payının azaltılmasının ulaşımdan kaynaklı karbon emisyonunun düşürülmesine de ciddi katkılar sağlayacağız. 2023 yılında, tüm ulaşım modları arasında, yük taşımacılığının, 2023 yılında 55 milyon ton ve yüzde 5,08 olması beklenen oran 7 kat artırılarak 440 milyon yükün demiryolu ile taşınması sağlanacak ve yüzde 18 olan Avrupa ortalamasının da üzerine çıkarak yüzde 21,93’e yükselteceğiz. Ulaştırma ve Lojistik Ana Planı’mıza göre; 2053 yılına kadar 6 bin 196 kilometre hızlı tren hattı, 1.474 kilometre konvansiyonel hat, 622 yüksek hızlı tren hattı ve 262 kilometre çok yüksek hızlı tren hattı olmak üzere 8 bin 554 kilometrelik demiryolu hattını tamamlamayı öngörüyoruz. Mevcut yüksek hızlı tren hatlarına ilave olarak 2053 yılına kadar tamamlanacak 622 kilometrelik yüksek hızlı tren hattının 546 kilometresi önümüzdeki yıl tamamlanacak. Ülkemizde yolcu ve yük taşımacılığında demiryollarının payının artırılması adına atılan adımlardan biri olan hızlı tren hatları, 2053 yılına kadar önemli derecede yaygınlaşacak, hızlı trenlerle bağlı il sayımız 8’den 52’ye çıkacak.”
LİMAN TESİS SAYISI 255’E ÇIKARILACAK
Türkiye’deki limanların rolünün ülke çapında taşımacılık modlarının entegre edilmesi, aynı zamanda bölgesel ve uluslararası ulaşım koridorlarını doğudan batıya ve kuzeyden güneye bağlamak için giderek daha da önem kazandığını belirten Karaismailoğlu, 2023 yılında yaklaşık 254 milyon 343 bin ton yük taşıması yapıldığı, 2053 yılı için ise bu rakamın yaklaşık 420 milyon 978 bin ton olmasının planlandığını dile getirdi. Mevcutta liman tesis sayısı 217 olduğunu, bunun 2053 yılında 255’e çıkarılacağını bildiren Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, “Ulaşım Planlama Modelinde 2029 yılı itibariyle yer alan Kanal Projesi ile mevcutta İstanbul Boğazı’nda yaşanan gemi grafiğinin azaltılması ve ülkemizin jeopolitik konumundan kaynaklı gücünün daha da artması hedeflenmektedir” dedi.
HAVALİMANI SAYISI 61’E YÜKSELECEK
Türkiye’nin, Avrupa, Asya’nın Batısı ve Afrika için hem yolcu hem de yük trafiği açısından önemli bir hava ulaştırma merkezi konumunda olduğunun altını çizen Karaismailoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Hızla büyüyen ülke ekonomisi ve turizmini destekleyen 56 havalimanıyla Türkiye yoğun bir havalimanı şebekesine sahiptir. Bu rakam, 2053 yılına kadar 61’e yükselecek. Havalimanı ağımızın geliştirilmesi için yapımı devam eden ve planlanan projeler, Çukurova Havalimanı, Rize-Artvin Havalimanı, Bayburt-Gümüşhane Havalimanı, Yozgat Havalimanı, Antalya Havalimanı Genişletilmesi
Trabzon Havalimanı Genişletilmesi, Esenboğa Havalimanı Genişletilmesi, İstanbul Havalimanı 2.Etabı’dır. Ulaştırma ve Lojistik Altyapı Planı’mızda Lojistik alanı değerli bir yer tutmakta… Bu kapsamda Lojistik Faaliyetlerin ve Ulaştırma Stratejilerinin Geliştirilmesine Yönelik Önerilerimizi bazı ana başlıklar altında topladık. Hareketliliğin Artırılması politikaları, Taşımacılıkta Türlerin Dengelenmesi politikaları, Altyapının Optimum Kullanılması politikaları, Hizmet Kalitesi ve Operasyonel Verimliliğin Artırılması politikaları, Enerji Verimliliği ve Çevresel Duyarlılığın Artırılması politikaları, Emniyet ve Güvenliğin Artırılması politikaları, İnsan Kaynakları Kalitesi ve Verimliliğinin Artırılması politikaları, Teknoloji ve Dijitalleşme Seviyesinin Artırılması politikaları, Yatırım Olanaklarının İyileştirilmesi politikaları, İş Geliştirme Faaliyetlerinin Artırılması politikaları bu başlıklardır. Bugüne kadar 13 adet lojistik merkezi işletmeye açtık. Bu sayı 26’ya yükseltilecek ve ortaya harita gördüğünüz tablo çıkacak.”
HIZLI TREN BAĞLANTISI OLAN İL SAYISI 8’DEN 52’YE YÜKSELTİLECEK
“2053 Vizyonumuzun büyüklüğünü, yatırımlarımızın ve gelecek tasarımımızın kapsayıcılığını rakamla ifade etmek gerekirse; 5’er yıllık planlamalarımız sonunda 2053 yılına geldiğimizde; demiryolu, karayolu, denizyolu, havayolu ve haberleşme için 198 milyar dolar yatırım yapacağız” diyen Ulaştırma Bakanı Karaismailoğlu, “Bu sadece karayolu, demiryolu, denizyolu ve havayolu yatırımlarımızdan elde edilecek tasarruf faydalarımız 59 milyar dolar zamandan, 26 milyar dolar yakıttan, 10 milyar dolar kaza maliyetlerinden, 31 milyar dolar emisyon azalım maliyetlerinden ve 56 milyar dolar dış etkilerden olmak üzere yatırımlarımız toplam 176 milyar dolarlık tasarrufu hazinemize, yani milletimize kazandıracağız” ifadelerini kullandı.
Ulaştırma ve Lojistik Ana Planı çerçevesinde yapılan yoğun çalışmalar sonucunda her bir sektör için hedefleri tek tek belirlediklerini dile getiren Karaismailoğlu, bu yolda 55 ülkeden üst düzey katılımcıların yer aldığı 12. Ulaştırma ve Altyapı Şûra’nın çıktılarının da ışık tuttuğunu söyledi. Karaismailoğlu, “Buna göre demiryollarımızda; yolcu taşımacılığının payı yüzde 0,96’dan yüzde 6,20’ye, yük taşımacılığınınki ise yüzde 5,08’den yüzde 21,93’e çıkartılacak. Hızlı Tren bağlantısı olan il sayısı 8’den 52’ye yükseltilecek. Bunların sonucunda; bir yılda taşıdığımız yolcu sayısını 19,5 milyondan 270 milyona, yükü ise 55 milyon tondan 448 milyon tona ulaştıracağız. Emniyetli, hızlı, verimli ve etkin bir altyapıya sahip olacak Türkiye’mizin demiryollarındaki toplam enerji ihtiyacının yüzde 35’inin yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılanacak. Demiryollarındaki bu dönüşüm karayollarımız üzerindeki yoğunluğu azaltması yönünden de son derece önemli. Bu yöntemle, karayollarımızdaki yıllık yük taşımacılığı payı yüzde 71,39’dan yüzde 57,47’ye düşürülecek. Akıllı ve otonom teknolojiler ile donatılmış, hızlı, emniyetli yol altyapısı ile kazalar azaltılacak. Milletimizin can ve mal güvenliği korunacak. Karayollarında fosil yakıt yerine elektrikli ve alternatif enerji kullanımı artırılacak. Bunun için ‘elektrikli şarj’ gibi elektrikli araçlar için uygun altyapılar oluşturulacak” diye konuştu.
YEŞİL LİMAN UYGULAMALARI YAYGINLAŞTIRILACAK
Mavi Vatanının temeli, uluslararası ticaretin, ulaşımdaki entegrasyonunun kilit noktası denizyollarında ise liman tesisi sayısının 217’den 255’e çıkarılacağını belirten Karaismailoğlu, Yeşil Liman uygulamalarının yaygınlaştırılarak, limanlarda yüksek oranda yenilenebilir enerji kaynakları kullanılmasının sağlanacağını kaydetti. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, “Otonom gemi seferleri geliştirilecek ve limanlarda otonom sistemler ile elleçleme verimliliği artırılacak. Limanların aktarma hizmeti kapasitesi genişletilerek bölge ülkelerine hizmet verebilecek çok modlu ve kısa mesafeli deniz taşıma altyapısı geliştirilecek. Ve tabii yalnızca ülkemizin değil, dünyanın da en önemli ulaşım projelerinden olan Türkiye’nin denizyolu taşımacılığındaki rolünü güçlenecek ve Karadeniz’i, Türk Ticaret Gölü haline dönüşecek Kanal İstanbul ile İstanbul Boğazı’nda seyir emniyeti artırılarak, gemi trafiği azaltılacak” diye konuştu.
LOJİSTİK PERFORMANS ENDEKSİ SIRALAMASINDA İLK 10 ÜLKE ARASINDA YER ALINACAK
“Havacılık sektörü yaklaşımımızı bugüne kadar Cumhurbaşkanı’mızın ifadesiyle ‘Havayolu halkın yolu olacak’ sözüyle özetledik. Buna inandık ve bunu başardık” diyen Karaismailoğlu, İstanbul Havalimanı’nın, bu alandaki başarıların bir sembolüne dönüştüğünü söyledi. “Kimse oradan uçmaz” denilen İstanbul Havalimanı’nın, 2020 yılında Avrupa yolcu trafiği sıralamasında birinci sırada yer aldığının altını çizen Karaismailoğlu, ilk işletme yılında, garanti edilen 233,1 milyon avroluk dış hat yolcu gelirinin aşıldığını, Hazine’ye 22,4 milyon avro tutarında ek ödeme yapıldığını vurguladı. Emisyon izleme, raporlama, doğrulama altyapısının oluşturulacağını ve karbon emisyonlarının stratejik şekilde yönetileceğine dikkati çeken Ulaştırma Bakanı Karaismailoğlu, “Havayolları taşımacılığında çevre dostu bio-yakıt veya sentetik yakıt üretimi yapılacak. Bölgesel havayolu kargo taşımacılığı daha da geliştirilecek. Ticaretimizin dinamosu lojistik sektörümüz için de hedeflerimiz net. 2053 yılına kadar; lojistik merkez sayısı 13’ten 26’ya çıkarılacak. Lojistik Performans Endeksi sıralamasında ilk 10 ülke arasında yer alınacak. Kuru liman sistemi geliştirilecek ve yaygınlaştırılacak. Orta Koridorda lojistik bir üs haline gelinecek. Uluslararası standartlarda etkin işletme yönetiminin benimsendiği lojistik merkez sayısı artırılacak. Dijital dönüşüm desteklenecek ve gümrük kontrol süreçlerinin hızlandırılacak ve etkinliği artırılacak” ifadelerini kullandı.
HEDEFLERİMİZİ DUYAN BAZILARI HEMEN BİR KULP TAKMAYA BAŞLAYACAK
“Bu hedeflerimizi duyan bazılarının hemen bir kulp takmaya, ‘Yapamazlar, edemezler’ demeye başlayacaklarını biliyoruz” diyen Karaismailoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
“Biz onların karalama çabalarını da iftiralarını da yalanlarını da milletimizin vicdanına ve adalete havale ettik. Onlara en güzel cevabımız bugüne dek yaptıklarımızdır. 2003-2021 yılları arasında ulaştırma ve haberleşme alanlarına 172 milyar dolardan fazla yatırım yaptık. Bunun sonucunda da yalnızca 520,1 milyar dolarlık GSYH’ye katkımız bile yatırım miktarının 3 katından fazladır. Ayrıca üretime katkımız 1,079 milyar dolar ve istihdama ise 17,9 milyon kişi katkı sağlandık. 20 yılda ülkemize kazandırdıklarımız ortada. Yatırım ortada, hizmet ortada, ekonomimizin gücüne güç katacak katkılar ortada. Milletimizin refahı için ilmek ilmek işlenen 20 yıl ortada. Bundan sonra da 2022’de başlamak üzere 2053’e kadar, 30 yıl içinde; 198 milyar dolar yatırım yapacak, bu yatırımlarımızın karşılığını da yine misliyle alacağız. 2053 yılına kadar GSYH’ya katkımız 1 trilyon doları bularak, yatırım bedelinin 5 katından fazlasını kazandıracak. Üretime katkımız ise yaklaşık 1,94 trilyon dolar ile yatırım bedelinin yaklaşık 10 katını kazandıracak. İstihdama katkımız ise 2053 yılında 27,7 milyon kişiyi bulacak. AK Parti Hükümetleri olarak, 20 yılda ülkemizin ulaşım ve haberleşme alanlarına 1 trilyon 337 milyar 250 milyona yakın yatırım yaptık. Ülkemizi uluslararası ticaret yollarının kalbi, Yeni İpek Yolu’nun ana güzergahı haline getirme hedefimiz doğrultusunda, başta Çin olmak üzere Uzak Doğu ülkelerini Avrupa kıtasına bağlayan güzergahın, bilinen adıyla Orta Koridor’un önemli bir halkası olduk. Dünya ile ekonomik, ticari ve sosyal bağlarımızı güçlendiren tüm ulaşım ve haberleşme yatırımlarımızla hedefimiz, bütünsel kalkınmamızı desteklemek, insanımızın yaşam kalitesini yükseltmek, milletimizin her bir ferdinin bu zenginleşmeden yararlanmasını sağlamaktır. ‘Hizmet siyaseti’ anlayışının temsilcileri olarak, karayolundan havayoluna, demiryolundan denizyoluna tüm ulaşım modlarını bu anlayışla, planlı şekilde zenginleştirmek için yatırımlarımıza aralıksız devam ediyoruz. AK Parti hükümetleri olarak, hızlı ve etkili çalışarak, yaklaşan yeni çağa uygun yolcu, yük ve veri taşıma altyapısını en kısa sürede tamamlayıp, ‘Gelişmekte olan’ değil, ‘gelişmiş dünyanın’ öncü ülkesi olmaya kararlıyız.”






HABERLER
-
İyi ki varsınız |Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adıyaman Yeni Afet Konutları Temel Atma Töreni’ne katıldı
-
İyi ki varsınız | Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yıkılan her şeyi yeniden, daha iyisiyle, daha güzeliyle, daha güvenlisiyle yeniden yapacağız”
-
İyi ki varsınız | Emine Erdoğan, depremzede Gönen ailesi ile iftar yaptı
-
İyi ki varsınız | Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kahramanmaraş’ta Deprem Konutları Temel Atma Töreni’ne katıldı
-
İyi ki varsınız | Cumhurbaşkanı Erdoğan, NTV-Star TV özel yayınına katıldı
-
Dev yatırımlar | Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bandırma Bor Karbür Üretim Tesisi’nin açılışını gerçekleştirdi
Dünya
İsmail Fidan |Marka patent Bilirkişi : Allah size merhamet ve vicdan versin

TÜRK MİLLETİNİ VE DEVLETİNİ NASIL SOYUYORLAR YAZI DİZİSİ ÇOK YAKINDA
Marka Patent çeteleri vatandaşı soymak için her türlü kumpası kuruyor ve durmuyorlar
Fettullah gülen cemati ve kiripto fetocuların durmuyor Türkiye devleti ve milletinin düşmanları durmuyorlar


Dünya
İyi ki varsınız |Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adıyaman Yeni Afet Konutları Temel Atma Töreni’ne katıldı




Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adıyaman Yeni Afet Konutları Temel Atma Töreni’nde yaptığı konuşmada, “İlk günlerdeki önceliğimiz olan arama kurtarma çalışmalarının yerini zamanla enkaz kaldırma faaliyetleri aldı. Bir yandan geçici barınma alanlarını kuruyor, diğer yandan kalıcı konutların inşasına başlıyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Adıyaman Demokrasi Meydanı’nda düzenlenen Adıyaman Yeni Afet Konutları Temel Atma Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, törende yaptığı konuşmada bugün Ramazan-ı Şerif’in beşinci günü olduğunu dile getirdi.
Ramazan’a buruk girildiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Asrın felaketi 6 Şubat depremlerinde kaybettiğimiz 50 binin üzerindeki insanımızın acısı hâlâ tazedir. Adıyaman ile birlikte bazı illerimizde deprem afetini bir de sel felaketi izledi. Bir kez daha depremde ve sellerde kaybettiğimiz her bir cana Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı ve sabır diliyorum” diye konuştu.
“DEPREMİN, MİLYONLARCA İNSANIMIZIN YÜREĞİNDE AÇTIĞI YARALARI SARMAK İÇİN GECE GÜNDÜZ ÇALIŞIYORUZ”
Ansızın hayattan kopup gidenlerin hatıralarının yüreklerde hep yaşayacağını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Depremin, milyonlarca insanımızın yüreğinde açtığı yaraları sarmak için gece gündüz çalışıyoruz. Ulaştırma ve Altyapı Bakanımız Adil Bey ilk günden beri burada koordinasyonu yürütüyor. AFAD’dan karayollarımıza, güvenlik güçlerimizden sağlıkçılarımıza kadar, belediye başkanlarımız hep birlikte Adıyaman’da koordinasyon içerisinde görev aldılar ve burada çalışıyorlar. Sivil toplum kuruluşlarımızın gayretlerini de yakinen takip ediyorum. Hepsine de huzurlarınızda teşekkür ediyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilk günlerdeki öncelikleri olan arama kurtarma çalışmalarının yerini zamanla enkaz kaldırma faaliyetlerinin aldığını, bir yandan geçici barınma alanlarını kurduklarını, diğer yandan da kalıcı konutların inşasına başladıklarını belirtti.
“BÖLGE GENELİNDE GEÇİCİ BARINMA MERKEZLERİNDE 2,5 MİLYON İNSANIMIZI MİSAFİR EDİYORUZ”
Acil ihtiyaçları karşılamak için çadırdan konteynere, prefabrik yapılara kadar tüm barınma imkânlarını seferber ettiklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Bölge genelinde geçici barınma merkezlerinde 2,5 milyon insanımızı misafir ediyoruz. Adıyaman başta olmak üzere depremde hasar alan şehirlerimizin tamamında kurulumu hızla süren konteynerlerin sayısını en kısa sürede 100 bine çıkartacağız. Ayrıca diğer barınma alternatiflerini de hızla devreye alıyoruz. Hasarsız ve az hasarlı evler yavaş yavaş kullanılmaya başlandı. Bu depremde Adıyaman’da yıkık, yıkılacak, ağır ve orta hasarlı olarak 37 binin üzerinde binada 95 bine yakın bağımsız bölüm tespit edildi. Deprem bölgesinin tamamında bu sayı 312 bin binada 900 bin bağımsız bölüme kadar çıkıyor. Yaptığımız planlamaya göre deprem bölgesinde toplamda 650 bin, ilk 1 yıl içinde de 319 bin konut ve köy evi inşa edeceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Adıyaman’da inşa edeceğimiz konut sayısı yaklaşık 50 bini, köye evi sayısı 23 bin 640’ı bulacak. İster il ve ilçe merkezlerinde ister köylerde olsun evi yıkılan veya kullanılamaz hâle gelen hiçbir Adıyamanlı kardeşimizi mağdur etmeyeceğiz. Her bir kardeşimizi içinde huzurla ve güvenle oturacak yeni yuvasına mutlaka kavuşturacağız. Kentsel dönüşüm projeleriyle diğer alanları da güvenli hâle getireceğiz” dedi.
“YAPIM SÜRECİNİ BAŞLATTIĞIMIZ KONUT VE KÖY EVİ SAYISI 56 BİN 323’E ULAŞTI”
Geçen günlerde Kahramanmaraş ve Hatay’da deprem konutlarının temellerini attıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün de 4 bin 431’i Adıyaman’da olmak üzere 27 bin 949 kalıcı deprem konutunun daha temelinin atılacağını bildirdi.
“Yapım sürecini başlattığımız konut ve köy evi sayısı 56 bin 323’e ulaştı” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, 500 bin konut ve 1 milyon altyapılı arsa projesinin deprem şehirlerine isabet eden bölümleriyle ilgili çalışmaları da sürdürdüklerini belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Adıyaman’da ‘İlk Evim’ için 2 bin 650 konutun, ‘İlk Arsam’ için de 6 bin 250 arsanın hak sahiplerini kura çekişleriyle belirledik. Deprem gününden beri vatandaşlarımıza çeşitli kalemlerde yaptığımız ödemelerle destek oluyoruz. Her depremzede aileye onar bin lira ödeme yaptık. Yakınları vefat edenlere acil ihtiyaçları için yüzer bin lira veriyoruz. Taşınma desteği olarak kiracı, ev sahibi ayrımı yapmadan 15 bin lira ödüyoruz. Kira desteği olarak da aylık 3 bin lira ile 5 bin lira arasında, yani yılda 36 bin lira ile 60 bin lira arasında ödeme yapıyoruz.”
“MİSAFİRHANELERDE, YURTLARDA, OTELLERDE, KONTEYNER KENTLERDE KALANLARIN TÜM İHTİYAÇLARINI KARŞILIYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Misafirhanelerde, yurtlarda, otellerde, konteyner kentlerde kalanların tüm ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Üretimi desteklemek, şartları yeniden döndürmek için sanayicilerimize, esnaflarımıza sunduğumuz ilave imkânlar var. Mazot, gübre, hayvancılık, yem bitkileri ve su ürünleri gibi desteklerle çiftçilerimizin zararlarını telafi ediyoruz. Dolayısıyla kalıcı konutlar yapılarına kadar vatandaşlarımıza yüz binlerce liraya tekabül eden bir maddi desteği zaten sağlıyoruz” diye ekledi.
Diğer afetlerde konutları, maliyetinin neredeyse üçte biri bedelle 2 yılı ödemesiz 20 yıl vadeyle verdiklerini, herhangi bir faize tabi olmayan bu ödemelerin cüzi bir rakamla başladığını ve gelirlerdeki rutin artışlarla birlikte kısa sürede nispeten daha da az bir miktara düştüğünü anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mesela bir önceki Elazığ depreminin ardından inşa ettiğimiz 2 artı 1 evlerin aylık ödemesi 510 liradan, 3 artı 1 evlerin aylık ödemesi 730 liradan başlıyor. En büyük metrekareye sahip 3 artı 1 evde bu ödeme 990 liraya ve toplam borç da 214 bin liraya ancak çıkıyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Köy evlerini de benzer rakamlarla hak sahiplerine veriyoruz. Vade süresi olan 20 yılın sonuna kadar aylık ödeme miktarı sabit kalıyor. Borcunu peşin kapatmak isteyenler yüzde 20 indirimden yararlanıyor. Şayet vatandaşımızın mülkünün yeriyle ilgili kamulaştırma ve benzeri bir sorun varsa onun ödemesi de ayrıca yapılıyor. Evinin sigortası olan vatandaşlarımız oradan da ödeme alabiliyor. Netice itibarıyla süreç içinde yapılan ödemeler ve verilen destekler göz önüne alındığında devlet deprem konutlarını vatandaşlarına hibe seviyesinde bir usulle teslim ediyor” değerlendirmesini yaptı.
“KALICI KONUTLARIN İNŞASINI İNANILMASI ZOR BİR HIZLA BAŞLATIYORUZ”
Birilerinin, milletin ne yaşadığından, devletin ne yaptığından ve insanlara hangi imkânları sunduğundan habersiz olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, yalan yanlış beyanlarla ortalığın karıştırılmaya çalışıldığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “İşte bay bay Kemal’i biliyorsunuz. Bir şey anlatmaya gerek var mı? İşte şu mübarek Ramazan ayında yine yalan, yanlış beyanlarla, yalan, yanlış haberlerle ne diyor, ‘Biz geleceğiz, geldikten sonra da her şey bedava.’ 11 tane büyükşehir belediyen var, senin bu büyükşehir belediyelerin acaba Adıyaman’a ulaştılar mı? Ama AK Parti’nin belediyeleri ilk günden itibaren başkanlarıyla beraber buradalar. Yıllardır afet bölgesinde canhıraş bir şekilde çalışan bakanlarımızın, kurumlarımızın, sivil toplum kuruluşlarımızın, gönüllülerimizin emeklerini hiçe sayan bu zihniyeti, milletimizin takdirine havale ediyorum. 14 Mayıs’ta bunun hesabını sormaya var mıyız?”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bizim, bu safsatalarla kaybedecek vaktimiz yok. İşte sizler de şahitsiniz, pek çok meseleyi aynı anda çözüyor, en önemli ihtiyaç olan kalıcı konutların inşasını da inanılması zor bir hızla başlatıyoruz. İşte bugün temeli atıyoruz, bir yıl içinde 319 bin konutu ve köy evini, altyapısı, kamu binaları, sosyal tesisleri, ticari alanlarıyla birlikte teslim etmekte kararlıyız. Ayrıca 3 bini Adıyaman’da olmak üzere 14 bin 600 küçük sanayi dükkânını da bu süreçte inşa ederek, esnaf ve sanatkarlarımıza, işletmecilerimize teslim edeceğiz. Dünyada bu kadar kısa sürede, böylesine büyük bir konut inşası ancak bizim birikimimiz, tecrübemiz, azmimiz ve kararlılığımızla mümkündür.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçmişte benzer durumlarda yaşanan rezillikleri hatırlatmaya gerek bile duymadığını ifade ederek, “Türkiye, her alanda olduğu gibi, afetlerin yaralarının sarılması hususunda da yeni bir döneme bizimle girmiştir” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Van, Elazığ, Malatya, İzmir’de depremleri, Kastamonu, Bartın, Giresun’da selleri, Antalya, Muğla ve Manavgat’ta yangınları yaşayanların, Türkiye’nin dört bir yanında tamamladıkları 3,3 milyon kentsel dönüşüm projesinden faydalananların bunun şahidi olduğunu söyledi.
“AFET YARALARINI SARMADAN BİZ RAHAT, HUZUR BULMAYACAĞIZ”
Bugüne kadar, millete verdikleri her sözü tuttukları gibi, deprem bölgesindeki şehirleri bir yılda ayağa kaldırma sözünü de yerine getireceklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Nissibi Köprüsü bunun şahididir. Şanlıurfa’yı Adıyaman’a biz bağlamadık mı? Nereyi, nereye bağladık. İşte bütün bunları yapan irade, Allah’ın izniyle bunu da yapacaktır. Afet yaralarını sarmadan biz rahat, huzur bulmayacağız” dedi.
Ramazan ayını bu kutlu mücadelenin sembolü hâline getirmek için Adıyaman’da olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adıyaman’ın, sahip olduğu tarihî ve doğal zenginliklere rağmen uzunca bir süre hak ettiği gelişmişlik seviyesine ulaşamadığını belirtti.
Türkiye’de son 20 yılında gerçekleştirdikleri demokrasi ve kalkınma atılımları sayesinde, diğer şehirlerle birlikte Adıyaman’ın da önünde yepyeni bir dönem açıldığını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Eğitimden sağlığa, güvenlikten adalete, ulaşımdan enerjiye, spordan turizme kadar her alanda kurduğumuz güçlü altyapının meyvelerini toplamaya başlayan bir Adıyaman gerçeğiyle karşı karşıyayız. Deprem, yol açtığı yıkımla Adıyaman’ın canını yakmış olabilir ama bu şehrin geleceğine ilişkin umutlarını ve hayallerini yıkmaya ne 7,7 ne de 7,6 büyüklüğündeki sarsıntı yeter. Şehrimizi yeni konutlar, yeni iş yerleri, yeni kamu binaları, yeni sosyal donatılarla ayağa kaldırırken, Türkiye Yüzyılı’nın parlayan yıldızı Adıyaman hedefine doğru yürüyecektir” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, deprem yıkıntıları altında son nefesini veren AK Parti Milletvekili Yakup Taş’a ve ailesine Allah’tan rahmet dileyerek, “Her bir insanımıza borcumuzu ancak bu şekilde ödeyebiliriz. Rabbimizin ‘La Tahzen innallahe meana’ üzülme, korkma, yeter ki inan. Allah, bizimle beraberdir diyerek, biz, yolumuza devam edeceğiz. Çünkü Rabbimiz, bu emrin devamındaki ‘İnnallahe meana’ derken, muhakkak ki Allah bizimle beraberdir. Allah yardımı bizimle beraber olduğu müddetçe, üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir mesele yoktur. Hiç endişe etmeyin, bunların hepsini aşacağız” dedi.
“BU COĞRAFYANIN HER GÜNÜ İMTİHANLA GEÇTİ”
Bu coğrafyada her günün imtihanla geçtiğini, bir yandan tabii afetler, diğer yandan düşman saldırıları ve teröre kadar envaiçeşit tehditle nice sınamalara maruz kalındığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Terörle mücadeleyi başardık mı? Şu anda teröristler var mı? Şu anda PKK/YPG nerede? Evelallah bu iktidar, bu terör örgütlerini gömdü. Bundan sonra da gömmeye devam edecek ama şu anda bakıyorsunuz, bay Kemal, PKK terör örgütünün Parlamentodaki uzantılarıyla el ele, kol kola dolaşıyor mu? Onlarla beraber bu seçime, 14 Mayıs’a hazırlanıyor mu? Bunlara cevabı en güzel şekilde nerede vereceğiz? 14 Mayıs’ta sandıkta vereceğiz. Ben, sizlerin bunu gerçekleştireceğinize inanıyorum. İşte bu 11 vilayette atacağımız adımlarla, Allah’ın izniyle bunlara gereken hesabı 14 Mayıs’ta vereceğiz. Ben, gözlerinize bakarak, buna hazır olduğunuzu görüyorum. Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız. Allah yar, yardımcımız olsun.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından tören alanından temel atma çalışmalarının yapıldığı bölgelere telekonferansla bağlanarak Merkez Örenli Mahallesi, Kahta Belören köyü ve Kuyulu köyünde deprem konutları ve köy evlerinin temel atma çalışmasının başlatılması talimatını verdi.






Dünya
İyi ki varsınız | Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yıkılan her şeyi yeniden, daha iyisiyle, daha güzeliyle, daha güvenlisiyle yeniden yapacağız”


Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hatay’da Deprem Konutları ve Yeni Devlet Hastaneleri Temel Atma Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Tarih boyunca nice badireleri atlatmış, pek çok kez yıkılıp yeniden ayağa kalkmış Hatay’a teslim olmak yakışmaz. Hep birlikte mücadele edeceğiz. Yıkılan her şeyi yeniden, daha iyisiyle, daha güzeliyle, daha güvenlisiyle yeniden yapacağız” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile 6 Şubat’ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen Hatay’ın İskenderun ilçesinde “Deprem Konutları ve Yeni Devlet Hastaneleri Temel Atma Töreni”ne katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İskenderun Yeni Kaymakamlık Binası önünde düzenlenen törende yaptığı konuşmada, Ramazanın hayırlı ve bereketli geçmesini ve bu ayın, milletin ve tüm insanlığın kazalardan, belalardan, afetlerden korunmasına vesile olmasını diledi.
Ülke ve millet olarak 6 Şubat depremlerinde hayatını kaybeden 50 binin üzerindeki insan ile yaşanılan ağır yıkımın acısının yüreklerde olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, depremlerde yaşamını yitiren vatandaşlara Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı ve sabır diledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kaybımız öylesine büyük, acımız öylesine derin ki anlatmaya kelimeler kifayet etmiyor. Vefat eden kardeşlerimizin aziz hatıraları yüreklerimizde ebediyen yaşayacaktır. Bize düşen asıl görev ise can kaybı yaşanan 11 ilimizi ve özellikle de en büyük yıkıma ve acıya maruz kalan Hatay’ı bir an önce ayağa kaldırmaktır. Ancak bu şekilde insanlarımızın yeniden hayata tutunmalarını, umutlarını yeşertmelerini, geleceklerine güvenle bakmalarını sağlayabiliriz” diye konuştu.
Attıkları her adımı, başlattıkları her projeyi bu gayeyle planladıklarını ve yürüttüklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yaklaşık 1,5 ay içinde arama kurtarma çalışmalarının bittiği, enkaz kaldırma faaliyetlerinin hızla sürdüğü, geçici barınma merkezlerinin yaygınlaştırıldığı, kalıcı konutların inşasına başlandığı bir döneme girdik. Geçici barınma için 125 bini AFAD tarafından olmak üzere 156 bin çadır dağıtılmış veya kurulmuştur. AFAD tarafından 22 bin ve bağış olarak da 14 bin olmak üzere toplam 36 bin konteynerin altyapısı, kurulumu, nakli sürmektedir. Bu konteyner sayısı, mevcut başvuruyu fazlasıyla karşılayacak seviyededir.”
“KALICI KONUTLARLA İLGİLİ HAZIRLIKLARI İNŞAAT SAFHASINA GETİRDİK”
Yaklaşık 309 bin aileye 10 bin liralık ödemelerin yapıldığını, 101 bin aileye de 15 bin liralık taşınma paralarının ödenmesine başlandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Kalıcı konutlarla ilgili hazırlıkları da inşaat safhasına getirdik. Birileri bize kalıcı konutların yapımı, kadim şehirlerimizin imarı ve ihyası konusunda acele ettiğimizi söylüyor. İleri sürülen gerekçelerin ilmi ve teknik geçerliliğinin olmadığını Van’dan Elazığ ve Malatya depremlerine kadar yaptığımız çalışmalarda gördük.
Daha önemlisi bu şehirlerde yaşayan milyonlarca insanımızın kimsenin keyfini bekleyecek, kimsenin hesaplarının tekemmülünü bekleyecek vakti de sabrı da dermanı da yoktur. İşte biz bunun için bir yılda 319 bin konut yaparak altyapısıyla, iş yerleriyle, sosyal ve kültürel birimleriyle tüm ihtiyaçları tamamlayarak şehirlerimizi ayağa kaldırma sözü verdik.”
Seçimleri 14 Mayıs’ta yapma kararlarının gerisinde de aynı anlayışın bulunduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Deprem bölgesinde yürüttüğümüz çalışmalar seçim atmosferinden etkilenmesin, bu iş bir an önce ülkenin gündeminden çıksın istedik. Bakanlıklarımızla, kurumlarımızla, belediyelerimizle, sivil toplum kuruluşlarımızla, özel sektörümüzle tam kapasite sahadayız. Dünyada 500 kilometrelik bir alana yayılan, böylesine büyük bir felaketin yıkıcı etkilerinin bu kadar kısa sürede üstesinden gelip, kalıcı konutların inşasına başlayabilecek başka bir ülke bulamazsınız. Türkiye, devletinin gücü, hükümetinin kararlılığı, milletinin inancıyla bunu başarmıştır” şeklinde konuştu.
“BU FELAKETİN İZLERİNİ HEP BİRLİKTE ORTADAN KALDIRACAĞIZ”
Ülkenin, “Türkiye Yüzyılı” olarak ifade edilen Cumhuriyet’in yeni asrıyla ilgili hedeflerine ulaşabilmesinin ilk şartının, deprem yaralarını sarmak olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Hatay yaralıyken kalan 80 vilayetimiz sağlıklı olamaz. Hatay hüzünlüyken kalan 80 vilayetimiz neşeyle hayatına devam edemez. Deprem şehirlerimizin tamamı için aynı durum geçerlidir. Bu imtihanı hep birlikte verecek, bu felaketin izlerini hep birlikte ortadan kaldıracağız. Bunun için hızla yürüttüğümüz geçici barınma merkezlerinin kurulumu, yardım faaliyetleri, kalıcı konutların inşası, mevcut yerlerin ihyası programlarında herhangi bir kesintiye veya gecikmeye izin veremeyiz. Bakanlarımız deprem gününden, biz de depremin üçüncü gününden beri buralardayız. Cumhurbaşkanı olarak her şehrimizi defalarca Cumhur İttifakı olarak ziyaret ettik. Yapılan çalışmaları yakından izliyoruz. Zihnimiz de gönlümüz de hep sizlerle birlikte.”
Ramazanı da depremzedelerle karşıladıklarını ve geçirdiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün Kahramanmaraş’ta, bugün ise Hatay’da olduklarını, diğer şehirlere de gideceklerini belirtti.
Tüm yaralar sarılıp yıkılan her şey daha iyisiyle yeniden inşa edilmeden buralardan ayrılmayacaklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kimi deprem turistleri, sadece fotoğraf çektirmek, sadece görüntü vermek için arada bir buralara uğrayabilir. O arada yalan yanlış laflar da edebilirler. Siz onlara aldırmayın. Keşke bunun yerine ellerindeki imkânları geçici barınma merkezleri kurarak, yardım faaliyetlerini sürdürerek, yüreklerini depremzede kardeşlerimize açarak kullanabilseler, insanlarımızın gönüllerini alabilseler. İnşallah o da olur” ifadelerini kullandı.
“BİRLİĞİMİZE, BERABERLİĞİMİZE, ORTAK GELECEĞİMİZE SAHİP ÇIKALIM”
Muhalefetin 11 büyükşehir belediye başkanlığı olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Nerede bu belediyeler? Bu belediyeler acaba buraya uğradı mı? Biz sorumluluğumuzun gereğini, kendimize yakışanı, sizlerin beklediği işleri yaparak deprem şehirlerimizi 1 yılda ayağa kaldırma sözümüzü tutmaya bakacağız. Bugüne kadar milletimize verdiğimiz her sözü nasıl tuttuysak, her afette kayıpları nasıl telafi ettiysek inşallah bu defa da aynısını yapacağız” dedi.
Van, Bingöl, İzmir, Kütahya, Antalya ve Muğla’da daha önce yaşanan doğa olaylarının ardından yapılan çalışmaları anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hiç kimse endişeye, tereddüte kapılmasın. ‘Burası CHP’li’ demedik. Biz ne dedik? ‘Bunlar da bizim vatanımız, bunlar da bizim vatandaşımızdır.’ dedi. Tek yapamayacağımız şey ölenleri geri getirmektir. Onun dışındaki her kaybı telafi edecek güce, imkâna, kararlılığa sahibiz. Yeter ki biz birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize ortak geleceğimize, ortak hayallerimize, ortak hedeflerimize sahip çıkalım. Gerisi kendiliğinden gelecektir” diye konuştu.
“22 BİN 467 KONUTUN İNŞASI FİİLEN BAŞLAMIŞTIR”
Hatay’ın, 6 Şubat depremlerinde hem can hem de yıkılan bina bakımından en büyük kaybın yaşandığı şehir olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Tespitlerde gelinen noktaya göre şehrimizde 100 bin binadaki 338 bin bağımsız bölüm yıkık, acil yıkılacak, ağır ve orta hasarlı olarak kullanılamaz hâle gelmiştir. Hatay’da toplamda 238 bine yakın konutu ve köy evini yaparak hak sahiplerine teslim etmeyi planlıyoruz. Depremden bugüne 50 bin konut ve köy evinin inşasına başlanmasıyla ilgili süreci sonuçlandırdık. Bugün Hatay’da temelini atacağımız 3 bin 122 konutla birlikte 22 bin 467 konutun inşası fiilen başlamıştır. Bölgedeki şehirlerimizin tamamında her gün binlerce yeni konutun temelini atarak sizlere verdiğimiz sözü yerine getireceğiz.
Önümüzdeki bir yıl içinde 319 bin konut toplamda 650 bin konut yaparak, şehir merkezlerimizi yerinde dönüştürerek insanlarımıza sağlam, güvenli, huzurlu yuvalar ve iş yerleri kazandıracağız. Konutlarla kalmıyor, bölgenin sağlık altyapısını da ayağa kaldıracak projeleri başlatıyoruz. Depremin ardından Arsuz’da 100, Hassa’da 100 ve Belen’de 30 yataklı devlet hastanelerini hemen tamamlayarak hizmete aldık. Salgın döneminde nasıl rekor sürelerde acil durum hastanelerini inşa ettiysek Hatay’da da bunu yapacağız. Biz ana muhalefetin yalanlarıyla ayakta duran bir parti bir iktidar değiliz. Hatırlayın o salgının olduğu dönemde İstanbul’da dev Çam ve Sakura Hastanesini bitirdik. Üç ay gibi bir zamanda bir taraftan İstanbul Havalimanı’nda bir taraftan evet Anadolu Yakası’nda iki hastaneyi 1006 odalı olarak 1006 bir tarafta 1006 bir tarafta bitirdik ve halkımızın hizmetine sunduk.”
“MİLLETİMİZİN YARALARINI SARAN SAĞLIK PERSONELİMİZE TEŞEKKÜR EDİYORUM”
Bugün 400 yataklı Antakya Devlet Hastanesi, 600 yataklı İskenderun Devlet Hastanesi, 200 yataklı Acil Durum Hastanesi ve 300 yataklı Defne Devlet Hastanesi’nin temellerini attıklarını aktaran Erdoğan, Antakya Devlet Hastanesi’nin 10 Mayıs’ta hizmete açılacağını, Hatay’ın yeni yerleşim yeri Gülderen’de de 1000 yataklı bir şehir hastanesi kurulacağını kaydetti.
Bugüne kadar millete karşı asla mahcup olmadıklarını, meydanlarda bol keseden atıp, göreve gelince unutanlardan da olmadıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu sözlerinin gereğini de yerine getireceklerini belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçici barınma merkezlerinin kurulumunu da sürdürdüklerini hatırlatarak, “Amacımız mayıs ayına kadar bölge genelinde 100 bin konteyneri faaliyete geçirmektir. Çadır dağıtımı kesintisiz sürüyor. Yıkılan iş yerlerimizi prefabrik ve konteyner çarşılarla tekrar faaliyete geçiriyoruz. Sanayi kuruluşlarımız üretime devam ediyor. Çiftçilerimiz toprağı ekerek baharın bereketini yakalamak için çalışıyor” ifadelerini kullandı.
Tüm çalışmaların, deprem sonrası diğer şehirlere giden vatandaşların dönüşümünü hızlandıracağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Tarih boyunca nice badireleri atlatmış, pek çok kez yıkılıp yeniden ayağa kalkmış Hatay’a teslim olmak yakışmaz. Hep birlikte mücadele edeceğiz, yıkılan her şeyi yeniden daha iyisiyle daha güzeliyle daha güvenlisiyle yeniden yapacağız. Canlarımız dışında kaybettiğimiz her şeyi tekrar kazanacağız, tekrar yerine koyacağız. Bu millet nice sokak olaylarını, nice siyasi kumpasları, nice ekonomik tuzakları, nice terör saldırılarını, nice küresel dayatmaları göğüsleyerek bugünlere geldi.
Bunca imtihandan alnının akıyla sıyrılmış bir milleti, bu milleti tek başına deprem mi esir edecek, asla. Ülkemizin geçmişinde kötü yapılaşmadan, plansız şehirleşmeden, kontrolsüz gelişmelerden kaynaklanan sıkıntıların faturasını depremde yıkılan binalarımızla ve yitip giden insanlarımızla maalesef ödedik. Müslüman aynı delikten iki defa ısırılmaz. Esasen bu konuda geçtiğimiz 20 yılda pek çok iş yaptık. Önemli iyileştirmeler sağladık ama görüyorum ki daha fazlasını, daha hızlı bir şekilde yapmaya ihtiyacımız var. Bunun için Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Modeli ile sadece depremde yıkılan şehirlerimizi değil ülkemizin tamamında kentsel dönüşümü süratle neticelendirecek bir program hazırladık.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “TOKİ vasıtasıyla ülkemizde 20 yıldır yaptığımız konut sistemi depremde rüştünü ispat etmiştir. Artık ülkemizin yeni yapı stokunu asla bu standartların altına düşürmeyeceğiz. Buradan depremin en çok yıkıma yol açtığı, en çok can aldığı Hatay’dan, İstanbul başta olmak üzere ülkemizin her yerindeki vatandaşlarıma sesleniyorum. Eğer binanız depreme dayanıklı değilse sel veya heyelan tehdidi altındaysa başka bir sıkıntısı, sorunu varsa hiç vakit kaybetmeden dönüşüm sürecini lütfen başlatın.”
Deprem ve sel gibi afetlere karşı tedbirler alınması gerektiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Önce tedbirimizi alacak, yani binamızı sağlam bir zemine, tekniğine uygun şekilde yapacak, ondan sonra tevekkül edeceğiz” dedi.
“HATAY’I İNŞA EDENE KADAR, DURMAYACAĞIZ, DİNLENMEYECEĞİZ”
14 Mayıs seçimlerinden sonra milletin takdiriyle yeniden ülkeyi yönetme sorumluluğunu üstlendiklerinde bu konunun hükûmet programının ilk vazgeçilmez ve taviz verilmez maddesi olacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “20 yılda edindiğimiz tecrübeleri, 6 Şubat depremlerinin önümüze koyduğu fotoğrafı ve bilim insanlarımızın öngörülerini dikkate alarak ülkemizi kısa sürede afetlere dayanıklı hâle getirmekte kararlıyız. Hatay hem güvenli konutları hem tarihî ve kültürel mirasımızın ihyasıyla ortaya çıkacak görünümüyle bu modelin vitrini olacaktır. Hani Çanakkale Destanı’nda Akif ne diyor? ‘Gömelim gel seni tarihe desem sığmazsın’ diyor ya. Hatay’ımız da öyle 7,7 ile 7,6’yla tarihe gömülecek bir şehir değildir. Bu yıkıntıların üstünde hepimizin hayali olan Hatay’ı inşa edene kadar, durmayacağız, dinlenmeyeceğiz.”
Hatay’ın Türkiye topraklarına Cumhuriyetin ilanından 16 yıl sonra katıldığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hatay, bağımsızlığın, özgürlüğün, demokrasinin kıymetini çok iyi bilir. Şehrimiz farklı kültürleri bir arada yaşatma becerisiyle dünyayı kendine hayran bırakıyor. Hemen yanı başımızdaki coğrafyada yaşanan onca trajediye bakarak bize Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin birer ferdi olarak yaşama şerefini bahşeden Rabbime hamdolsun diyorum” ifadesini kullandı.
Türkiye’nin güvenliğiyle, huzuruyla, üretimiyle, istihdamıyla, büyüme potansiyeli ve diğer tüm imkânlarıyla Cumhuriyet tarihinin zirvesinde olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye Yüzyılı vizyonuyla karşılamaya hazırlandığımız yeni dönemde dünyanın en gelişmiş 10 ülkesi arasına girme hedefimize sıkı sıkıya bağlıyız. Bizi bu yoldan döndürmek için en azından şu son 10 yılda neler yapıldığını hatırlıyorsunuz. Milletimizle birlikte inançla azimle cesaretle verdiğimiz mücadeleyle hepsini aştık” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kovid-19 salgını ve Rusya-Ukrayna Savaşı’yla oluşan küresel gerilimin kendilerini hedeflerinden uzaklaştırmadığını, deprem, sel ve yangın gibi tabii afetlerin de bu hedeflerden vazgeçiremeyeceğini ifade etti.
Diyarbakır Annelerinin unutulmaması gerektiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bize güvenmenizi, bizim yanımızda yer almanızı istiyorum. Beraberce nice başarıları kazandık. İnşallah depremin yol açtığı yıkımların üstesinden de geleceğiz. Mübarek Ramazan ayında duaların, niyazların, yaptığımız hayır ve hasenatın ecri hürmetine, Rabbimizin yardımının bu mücadelede bizimle olacağına yürekten inanıyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından tören alanından temel atma çalışmalarının yapıldığı bölgelere telekonferansla bağlandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, canlı bağlantıyla İskenderun, Antakya ve Defne’de devlet hastanesi, Kırıkhan’da köy evi, İskenderun, Altınözü ile Arsuz’da ise deprem konutlarının temel atma çalışmasının başlatılması talimatını verdi. Dua edilmesinin ardından Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen 11 ildeki 22 bin 465 konut/köy evinin temeli atıldı.








Türkiye

İyi ki varsınız | Emine Erdoğan, depremzede Gönen ailesi ile iftar yaptı

İyi ki varsınız | Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kahramanmaraş’ta Deprem Konutları Temel Atma Töreni’ne katıldı

İyi ki varsınız | Cumhurbaşkanı Erdoğan, NTV-Star TV özel yayınına katıldı

Ali Bülent Daloğlu : Bilirkişilik yalan söyleyerek yapılan bir iş kolu değildir

Dev yatırımlar | Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bandırma Bor Karbür Üretim Tesisi’nin açılışını gerçekleştirdi

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yaşadığımız nice badireyi birliğimizden, beraberliğimizden aldığımız güçle aştık”

DÜNYA
-
Dünya1 ay önce
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hatay’da depremlerden etkilenen bölgeleri ziyaret etti
-
Dünya1 ay önce
“Gaziantep’i tarihî kimliğini koruyarak daha güçlü şekilde ayağa kaldıracağız”
-
Dünya1 ay önce
“Şehirlerimizin tamamını yeniden ayağa kaldıracağız”
-
Dünya1 hafta önce
Ali Bülent Daloğlu : Bilirkişilik yalan söyleyerek yapılan bir iş kolu değildir
-
Dünya1 ay önce
“Depremin yaralarını bir yıl içinde büyük ölçüde saracağız”
-
Dünya1 ay önce
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Deprem bölgemizi tüm illeri, ilçeleri, köyleriyle ayağa kaldıracağız”
-
Dünya1 ay önce
“Depremzedelerimizi en kısa sürede kalıcı konutlara kavuşturmak için yoğun gayret gösteriyoruz”
-
Dünya4 hafta önce
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “BAE ile ticaret hacmimizi 25 milyar dolar seviyesine çıkaracağımıza inanıyorum”