Connect with us

Dünya

Türkiye’yi dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri hâline getirme hedefimize hiç olmadığımız kadar yakınız.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gaziantep’te toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, “Büyük ve güçlü Türkiye’nin altyapısını 81 vilayetimizin her birini kapsayacak şekilde kurduk. Gaziantep, potansiyeli ve çalışkanlığıyla bu kalkınma hamlesinden en çok istifade eden illerimizin başında geliyor” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gaziantep’te Panorama 25 Aralık Kahramanlık Müzesi, Şehitkâmil Vadi Park, AB-Türkiye Anadolu Arkeoloji ve Kültürel Miras Enstitüsü ve Gaziantep Havalimanı Yeni Terminal Binası ile yapımı tamamlanan projelerin açılış törenine katılarak bir konuşma yaptı.

Konuşmasına tüm katılımcıları selamlayarak başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazianteplilerle bir arada olmanın, hasret gidermenin memnuniyeti içinde olduğunu söyledi.

“Gaziantep bu ne muhteşem bir duruş” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gaziantep’in kendilerini yola çıktıklarından bugüne yalnız bırakmadığını ve her zaman yanlarında olduğunu belirterek, “Antep’i Gaziantep yapan ruh maşallah tüm canlılığıyla, tüm cesametiyle, tüm haşmetiyle karşımda duruyor” diye konuştu.

“SİZLER GAYRETİNİZ VE BAŞARILARINIZLA SADECE BU ŞEHRİN DEĞİL TÜM BÖLGENİN KADERİNİ DEĞİŞTİRDİNİZ”

Bugünün Gaziantep’in düşman işgalinden kurtuluşunun 100’üncü yılı olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Antep’i savunurken, şehit düşen erkeğiyle kadınıyla genciyle yaşlısıyla binlerce kahramanımızın her birini rahmetle tazim ediyorum, yâd ediyorum. Rabbim bir daha bu şehre düşman ayağı değdirmesin. Rabbim bir daha bu şehrin insanlarını kurtuluş mücadelesine mecbur bırakmasın. Bir asır önce burada istiklal ve istikbal ateşini yakanların torunları bugün de ekonomik ve insani kalkınma mücadelesinin meşalesini taşıyorlar. İstiklalinin bedelini kanıyla kalkınmasının bedelini alın teriyle, bölgesindeki kaosun bedelini kardeşlerinin yükünü omuzlayarak ödeyen Gaziantep sahip olduğu imkânların kıymetini çok iyi bilir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz AK Parti’yiz, Bay Kemal’in ifadeleriyle yürüyen bir parti değiliz” ifadesini kullanarak konuşmasını şöyle sürdürdü: “Suriyeli kardeşlerine düşman nazarıyla bakan bir Bay Kemal yok burada. Tam aksine biz Sevgililer Sevgilisi’nin ve Rabbimizin emri ilahisi mucibince ‘innemel mu’minune ıhve’, ‘muhakkak ki müminler kardeştir’ ve biz kardeşlerimize onları gönderecek yer aramayız. Eğer silahlardan kaçmışlarsa eğer ölüm saikiyle kendi evini terk etmişse kapımızı biz onlara nasıl açtıysak bugün de açarız, yarın da açarız. Onun için şu anda ülkemizde malum 5 milyona yakın Suriyeli kardeşimiz var ama Bay Kemal bundan rahatsız. Niye? Çünkü onun kardeşlik anlayışı diye bir anlayış yok, onlar bu ülkedeki vatandaşlarına karşı da zaten böyle davranıyorlar.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İşte şu anda Şanlıurfa’ya gidiyor bir başka yalan söylüyor, Adana’ya gidiyor bir başka yalan söylüyor. Ne diyor Şanlıurfa’da? Şanlıurfa’da söylediği şu ‘Belediyeyi bize verin elektriği size bedava verelim’ Be hey cahil, elektriği bedava verme hakkına belediye başkanı sahip mi? Fatma Hanım var mı öyle bir yetkiniz? Adana’ya gittin, Adana Belediyesi CHP’de, hadi Adana’nın yarısı çiftçi, Adanalı çiftçilerimize bedava olarak elektriği ver, elini tutan mı var, yapma diyen mi var? Elektriği veren biziz biz. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımız elektriği verir be hey cahil, sen bunu da bir öğrenmen lazım. Zaten hayatınız yalan. Seçimlerden önce ‘suyu bedava vereceğiz’ dediniz, ‘elektriği bedava vereceğiz’ dediniz. Neyi bedava verdiler? Hiç birisini. Biliyorsunuz Yalancının mumu. O kadar. Şimdi diyorum ki 2023’e giden bu yolda aman ha bu tuzaklara bir daha düşmeyelim ve bunları hüsrana uğratalım.”

Gaziantep’in sadece bölgesinin değil Türkiye’nin de parlayan yıldızı olarak hep ileriye gittiğini ve daha da ileriye gideceğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, öncü kişiler ve öncü fikirler gibi öncü şehirlerin de bulunduğunu, Gaziantep’in de bu öncü şehirlerden biri olduğunu ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bu şehir, dün Millî Mücadele’nin öncüsüydü bugün kalkınma hamlemizin, dünyaya örnek olan insani duruşumuzun öncüsüdür. Dün düşmanı bu topraklardan atmıştınız, bugün üretiminizle emeğinizle insanlığınızla düşmanın bu topraklara tekrar gözünü dikmesini engelliyorsunuz. Gaziantep’in çalışkan, atılımcı, cesur, vizyoner, ülkesini ve milletini seven insanları geçmişlerini bildikleri ve bugüne hâkim oldukları gibi geleceği de iyi okuyorlar. Ülkemizin ekonomi tarihine geçen ‘Anadolu Aslanları’ tabiri bu şehirden çıkmıştır. Kardeşliğin, ensar bilincinin, sizler var ya sizler, sizler muhacire ensar oldunuz en güzel örneğini bu şehirde sergilediniz. Hiçbir kalkınma hamlesi, hiçbir kuşatıcı politika mahallindeki insanlar sahip çıkmadan neticeye ulaşamaz. Sizler gayretiniz ve başarılarınızla sadece kendinizin, sadece bu şehrin değil tüm bu bölgenin kaderini değiştirdiniz. İşte bunun için Gaziantep bizim her yerde örnek gösterdiğimiz, her yerde model olarak sunduğumuz kahramanımızdır, gururumuzdur.”

“GAZİANTEP’E HER SEFERİNDE ESER VE HİZMET ÇIKINIMIZI DOLDURARAK GELİYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gaziantep sanayisinin bugünkü seviyesine, “Mennan usta” diye bilinen merhum makine üreticisi Mennan Aksoy gibi becerikli ellerin, eski milletvekili Kahraman Emmioğlu gibi yerel dinamiklerle sanayinin gücünü birleştiren fikir ve hizmet abidelerinin ve eski bakanlardan merhum Hasan Celal Güzel gibi vizyoner isimlerin açtığı yolla geldiğini söyledi.

Gaziantep’e şükran borçlarını, şehre yaptıkları hizmetlerle ödemeye çalıştıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Gaziantep’e her seferinde eser ve hizmet çıkınımızı doldurarak geliyoruz. Daha üç hafta önce İstanbul’da, ‘Gaziantep’in Düşman İşgalinden Kurtuluşunun 100’üncü Yılında 100 Hayırsever’ programında iş insanlarımızla, şehrimize yapılacak eğitim yatırımlarının sözünü aldık. Bir yıl önce bugünlerde Düzbağ İçme Suyu Projesi’nin açılışını canlı bağlantıyla gerçekleştirmiştik. Yine geçtiğimiz yılın eylül ayında Gaziantep’teydik. Ne yaptık? Teknofest vesilesiyle geldiğimiz şehrimizde organize sanayi bölgemizde yapımı tamamlanan 300 fabrikanın açılışına katıldık.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bay Kemal icraat icraat, laf değil, icraat. Gerçi birileri buna inanmayıp Antep’e kadar gelerek ellerinde hesap makinesiyle fabrikaları saymaya başladı. Daha çok sayarsınız, daha çok sayacaksınız. Ama baktılar ki fabrika sayısı 300’ü de geçecek, eksiği yok, fazlası var, hemen konuyu kapattılar. Şimdi Gaziantep 6. Organize Sanayi Bölgesini kuruyor. Bay Kemal, lütfeder gelirsen yerini gösterirler. Kendilerini burada yapılacak fabrikaları da saymaya bekleriz. Hiç değilse bu vesileyle Gaziantep’in yolunu, Gaziantep’in beyranını, kebabını, baklavasını yerler, ağızları tatlanır, insanıyla muhabbet ederler, yürekleri de ferahlar. Yoksa bizimle uğraşmaktan, dünyayı kendilerine zehir edecekler.”

AÇILIŞI YAPILAN ESERLER

Yatırım bedeli 5 milyar 92 milyon lira olan yüzlerce eser ve hizmetin resmî açılışını yaptıklarını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, eğitimde yatırım bedeli 1 milyar 86 milyon lirayı bulan anaokulu, ilköğretim okulu, ortaokul, lise ile öğrenci pansiyonları ve atölyelerini resmen bugün hizmete açtıklarını söyledi.

Bu yatırımlarla Gaziantep’teki kamu özel derslik sayısının 24 bini geçtiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sıradaki yatırımlarla birlikte bu sayı 32 bine ulaşacaktır. Hâlbuki 2002’de bu şehirdeki derslik sayısı 6 bini bile bulmuyordu. Türkiye’nin de Gaziantep’in de nereden nereye geldiğini tek başına bu örnek bile anlatmaya yeterlidir” dedi.

Yükseköğrenim öğrencileri için inşa edilen yurtlar hakkında da bilgi veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bir bloğu 980 yataklı, diğer blokları bin 420 yataklı Şehitkâmil Kız Öğrenci Yurdu’nun 348 yataklı Gazikent Kız Öğrenci Yurdunun yeni bloğunun resmî açılışlarını yapıyoruz. Bu sabah gelirken, İstanbul’da bir üst geçidin gövdesine Büyükşehir Belediyesi bir pankart asmış. ‘İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin de yurtları var’ diye. Vah zavallı, bizim şu anda Kredi Yurtlar Kurumu olarak Türkiye genelinde hamdolsun açmış olduğumuz yurtların sayısını ben unuttum ama Bay Kemal ve avanesinin böyle yurtmuş, okulmuş derdi yok. Gazikent Spor Salonunu, Oğuzeli Spor Salonunu, Araban Gençlik Merkezi’ni, Gaziantep Üniversite kampüsü genç ofisini, mahallelere yapılan çeşitli spor salonlarını da bugün hizmete açıyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sağlıkta, Gaziantep Üniversitesinin 250 Yataklı Çocuk Hastanesi ile 50 Yataklı Böbrek Nakli Merkezinin, Yavuzeli ve Karkamış’taki 20’şer yataklı devlet hastanelerinin çeşitli ilçelerimize kazandırılan aile sağlık merkezi, 112 merkezi gibi yatırımların resmî açılışlarını da buradan gerçekleştiriyoruz. TOKİ tarafından Kuzey Şehir Projesi’nde tamamlanan bin 134 konutu ve ticaret merkezini, İlbank tarafından inşa edilen İslahiye, Beykent, İbrahimli, Kuzey Şehir içme suyu ve kanalizasyon projelerinin çeşitli asfaltlama ve asfalt tamiri işlerinin resmi açılışını da yapıyoruz” diye ekledi.

Bugün hizmete açacakları en önemli eserlerden birinin de Gaziantep Havalimanı Yeni Terminal Binası olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, binanın, büyüyen ve gelişen Gaziantep’in hava ulaşımı ihtiyacını en modern şartlarla karşı karşılayacağına inandığını söyledi.

Gaziantep-Kilis yolu üzerindeki köprülü kavşak ve bağlantı yolları ile Nurdağı-Gaziantep yolunun, Dülükbaba-mezarlık arasındaki kısmını da açtıklarını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hazreti Ökkeşiye Türbesi’nin, Tabak Hamamı’nın, Kanalıcı Camii’nin restorasyonlarını, Şehitkâmil Bilgi Yılı Halk Kütüphanesi’nin, Rum Kale Cam Terası’nın, AFAD hizmet binasının açılışlarını da buradan yapıyoruz. Bakanlıklarımız tarafından şehrimize kazandırılan tüm bu eser ve hizmetlerin hayırlı olmasını diliyorum” dedi.

Gaziantep Büyükşehir Belediyesinin çeşitli ilçelere dokuz yüzme havuzu inşa ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Güneykent Yunus Emre Cemevi, Profesör Doktor Alaattin Yavaşca Eğitim ve Sanat Merkezi, Panorama 25 Aralık Kahramanlık Müzesi, Anadolu Arkeoloji ve Kültürel Miras Enstitüsü Sezai Karakoç Edebiyat Parkı’nın da yine Büyükşehir Belediyesince şehre kazandırıldığını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu vesileyle vefat eden Türk sanat müziğine büyük hizmetleri olan Profesör Doktor Alaeddin Yavaşca ile Türk sanat müziği sanatçısı Faruk Tınaz’a Allah’tan rahmet diledi.

Merhum Yavaşca için Atatürk Kültür Merkezi’nde özel bir müze bölümü açıldığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, açılışı yapılan Profesör Doktor Alaeddin Yavaşca Eğitim ve Sanat Merkezi’nin, Gaziantep’le tüm bu bölgenin ve Türkiye’nin geçmişine ışık tutacağına inandığını söyledi.

Açılışı yapılan Yazıbağı Hayvan Barınağı’nın, sahipsiz hayvanların sokaklardan alınarak temiz ve güvenli ortamlara taşınması bakımından önemli bir hizmet olarak gördüğünü vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Tüm belediyelerimize de sahipsiz hayvanları sokaktan alarak hem vatandaşlarımızın güvenliğini sağlayacak hem bu canları koruyacak adımları süratle atmaları çağrısında bulunuyorum. İşte Asiye yavrumuzun başına gelen hadise. Beyaz Türkler, hayvanlarınıza sahip çıkın. Bu yavrumuz şu anda hamdolsun emin ellerde. Biliyorsunuz dün gece ambulans uçakla aldırdık ve Antalya Üniversitesine götürdük. Şu anda Antalya Üniversitesinde bu operasyonlarda Türkiye’nin bir numarası, dünyanın saygın hocası Profesör Doktor Ömer Özkan Bey’e teslim ettik, kendisiyle de görüştük. İnşallah yapılacak operasyonlarla yavrumuzu, sağlığına kavuştururuz.”

Gaziantep Büyükşehir Belediyesinin maddi imkânı sınırlı vatandaşlara su indirimi, üniversite öğrencilerine toplu ulaşım desteği, anne adaylarına süt yardımı çalışmaları yaptığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, belediyenin toplam yatırım tutarı 478 milyon lira olan eser ve hizmetlerin hayırlı olması dileğinde bulundu.

Şahinbey Belediyesinin Gaziantep’e yakışır bir eser olan kongre ve sanat merkezini kentin hizmetine sunduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Yine kendisinin yaptığı Yeşilvadi Millet Bahçesi’nin önündeki 12 kilometrelik 50 metre genişliğindeki Yeşilvadi Bulvarı’nı tamamladık. Mavikent Projesi’nin bin 245 konuttan oluşan yeni etabının, Serinevler’de 210 konutun, Yamaçtepe’de 150 konutun inşasını bitirdik. Ayrıca Bulvarı, Akkent Spor Köyü, Galericiler Sitesi, Tekstilkent Katlı Otoparkı, Yeşilvadi Polis Amirliği, Mavikent Pazar Yeri ile çok sayıda sosyal tesis, park, cami, restorasyon projesi yine Şahinbey Belediyemizce tamamlandı. Türkiye’nin kaynak üretme ve bütçesini iyi kullanma konusundaki örnek kurumu Şahinbey’in toplam yatırım tutarı 1 milyar 193 milyon lira olan bu eserinin de şehrimize hayırlı olmasını diliyorum. Böylece Gaziantep’e bakanlıklarımız, kurumlarımız, belediyelerimiz vasıtasıyla kazandırdığımız 5 milyar 92 milyon liralık yatırımların resmî açılışlarını gerçekleştirmiş olduk. Bu yatırımların şehrimize kazandırılmasında emeği herkesi ayrı ayrı tebrik ediyorum.”

“KURUN SEVİYESİNİ ŞARTLAR, İHTİYAÇLAR, İMKÂNLAR BELİRLER”

İmam Şafii’ye “Fitne zamanında doğru olanı, hak yolunda olanı, hakkı tutanları nasıl anlarız?” diye sorulduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İmam Şafii şöyle cevap vermiş: ‘Düşmanın oklarını takip edin. O oklar sizi hak yolunun ehline götürecektir’ demiş. Yeminli Türkiye düşmanlarından, terör örgütlerine ve küresel tetikçilere kadar herkes bu ülkede kime saldırıyorsa sizlerin yanında olacağınız kişi de odur. Bugün bizlere, AK Parti’li kadrolara, Cumhur İttifakı’na saldıranlara dikkatlice bakıldığında bu çevrelerin aynı zamanda ülkemizin ve milletimizin düşmanı olduklarını görürsünüz” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin diline, gönlüne, aklına, menfaatine göre konuştuklarını, işi ise ona göre yaptıklarını vurgulayarak, “Karşımızdakilerin düşmanın dili ve aklıyla hareket etmesi, onlar adına bize ok atması, kılıç sallaması herhâlde ülkeye ve millete muhabbetlerinden kaynaklanmıyor. Onların gözü de başka yere bakar, kalbi de başka yer için atar, hesapları da başkaları için kuruludur. Bunun son örneğini döviz kurlarında bir süredir yaşanan dalgalanma nedeniyle bir kez daha gördük” ifadelerini kullandı.

Kurun serbest piyasa ekonomisiyle uyumlu olmayan dengesiz dalgalanışının 84 milyonun her birinin hayatını olumsuz yönde etkilediğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim meselemiz döviz kurunun şu veya bu rakamı değildir. Kurun seviyesini şartlar, ihtiyaçlar, imkânlar belirler. Unutmayın, atalarımızın güzel bir lafı var: ‘Dere yatağında akar’ Bay Kemal bunları bilmez. Ben ekonomistim, benim işim bu. Kırk yıl siyasette bu türlerle uğraştık” dedi.

“BU SÜREÇ BOYUNCA BİZ HEP ÇALIŞTIK, HAZIRLIK YAPTIK, TEDBİR GELİŞTİRDİK”

Türkiye’nin gerçekleriyle, ekonominin işleyişiyle, milletin menfaatleriyle ilgisi bulunmayan spekülatif bir dalgayla Türkiye’nin boğulmaya çalışıldığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kur spekülasyonu denilen bir olayla karşı karşıya kaldık ve bunu ne yaptık, bir saatte atıverdik. İnsanları paniğe sürükleyerek bu dalgayı sürekli büyütmek için ortada dolaşan siyasetçi kılıklı muhterisleri, akademisyen ve gazeteci kılıklı tetikçileri ibretle seyrettik. Akla, mantığa, izana, vicdana, ahlaka sığmayan ne senaryoların ortada dolaştırıldığını ne sinsi hesapların yapıldığını ne karanlık hayallerin kurulduğunu hep birlikte gördük mü? Hep birlikte bunu yaşadık mı? Ülkesinin ve milletinin felaketi pahasına iktidar peşinde olanların sureti haktan görünerek nasıl keyifle seslerini yükselttiklerine şahitlik ettik. Bu süreç boyunca biz hep çalıştık, hazırlık yaptık, tedbir geliştirdik ve iş zıvanadan çıkınca yeni paketimizi kamuoyuyla paylaştık. Hâlbuki ortada bu sert iniş çıkışları gerektirecek hiçbir şey yoktu.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin tarihinin en yüksek üretimine, istihdamına, ihracatına ulaştığını kaydederek, “Küresel finans krizine rağmen uluslararası yatırımcılar, son dönemin en yoğun ilgisiyle ülkemize akın ediyordu. Kendi sanayicilerimiz sürekli kapasite büyütüyor, yeni fabrikalar inşa ediyor, yeni eleman arıyorlardı. Lojistik sektörümüz tarihimizin en canlı ve en karlı dönemini yaşıyordu. Turizmde öngörülerin ötesinde turist sayısını ve gelir rakamını yakaladığımız bir sezon geçiriyorduk. Hizmetler sektörü, salgından sonraki en hareketli dönemin tadını çıkartıyordu. Buna rağmen dışarıdan ve içeriden birileri dedikoduyla, yalanla, iftirayla ülkemizi içinde olduğu gelişme ikliminden çıkartıp kriz iklimine sokmak için ısrarla, canla, başla çalıştı” değerlendirmesinde bulundu.

Eski Türkiye güzellemeleriyle Türkiye’nin 20 yıllık kazanımlarını yok etmeyi hedefleyenlerin “Hemen seçim” çağrılarıyla ortaya döküldüğünü söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bay Kemal, Meral Hanım, boşuna uğraşmayın, seçim Haziran 2023’te yapılacak. Öne gelmesi diye bir şey söz konusu değil” açıklamasında bulundu.

Türkiye’nin hukuk devleti olarak gereğini yerine getirdiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bu süreçte ülkemizin yaşadığı sıkıntılar karşısında ‘Faizleri artırın, bundan başka çözüm yok’ diyenler, bu Bay Kemal ne diyordu? ‘Faizi sıfırlayın’, biz de her türlü desteği verelim. Bay Kemal, sen bu aklı kendine sakla. Dün öyle dedin, bu defa kalktın, farklı konuşmaya başladın. Çünkü hiçbirinin de ülkenin ve milletin meselelerini çözmek gibi bir derdi yok. Yaşananlar aslında bunların ne kadar sığ, ne kadar boş, ne kadar kifayetsiz, ne kadar hazırlıksız olduklarını bir kez daha ortaya çıkardı. Bunlara değil ülke yönetimini vermek, önlerine üç keçi emanet katıp Islahiye veya Nurdağı yaylalarına salsanız akşama hepsini de kaybetmiş olarak geri dönerler. Allah göstermesin, bu kifayetsiz muhterislere ne ekonomi ne dış politika ne güvenlik ne de ülkenin başka direksiyonu teslim edilir. Bunlar daha yönettikleri belediyelerde yolları yapmayı, çöpleri toplamayı, otobüsleri doğru dürüst çalıştırmayı bile beceremiyorlar. Ülke bunların eline kalsa güvenliği terör örgütlerine, ekonomiyi IMF’ye, dış politikayı mandacılara, sosyal politikacıları tacizcilere, istihdamı tecavüzcülere bırakıp aralarındaki kavgadan fırsat bulurlarsa kendileri de çilingir sofralarında keyif çatarlar.”

“TÜRKİYE’Yİ DÜNYANIN EN BÜYÜK 10 EKONOMİSİNDEN BİRİ HÂLİNE GETİRME HEDEFİMİZE HİÇ OLMADIĞIMIZ KADAR YAKINIZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, tek dertlerinin, ülkeyi yatırımla, istihdamla, üretimle, ihracatla ve cari fazlayla büyütmeye devam edip bir an önce hedeflerine ulaşmak olduğunu belirterek, “Türkiye’yi dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri hâline getirme hedefimize hiç olmadığımız kadar yakınız. Allah’ın yardımı ve milletimizin desteğiyle 2023’e kalmadan bu işi bitirmiş olacağız. Bizi en iyi yıllık 10 milyar doların üstünde ihracatı olan, aylık 1 milyar dolar ihracat sınırına dayanan, orta ve yüksek teknolojili ürünlerin üretimine giderek, daha çok yoğunlaşan Gaziantep anlar. Gaziantep’in her mücadelemizde olduğu gibi bu süreçte de en güçlü şekilde yanımızda olacağından şüphem yok” diye konuştu.

“Öyle bir ses verin ki duymayan kulak duysun, nasırlaşmış yürekler titresin” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, katılımcılara seslenerek, “Gaziantep, büyük ve güçlü Türkiye için 2023’te bir kez daha bizimle olmaya var mısın? Gaziantep, ülkemizin 20 yıllık kalkınma mücadelesini zirveye çıkarmaya var mısın? Gaziantep, devleti ve milletiyle bu ülkeyi yeniden bölgesinde ve dünyada liderliğe taşımaya var mısın? Rabbim şu coşkuyla yükselen sesler, kalpten edilen dualar, akıtılan gözyaşları, yeşeren umutlar hürmetine bu ülkeyi ve bu milleti esirgesin, feraha eriştirsin, hedefleriyle buluştursun. Rabbim hepinizden razı olsun” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Büyük ve güçlü Türkiye’nin altyapısını 81 vilayetimizin her birini kapsayacak şekilde kurduk. Gaziantep, potansiyeli ve çalışkanlığıyla bu kalkınma hamlesinden en çok istifade eden illerimizin başında geliyor” dedi.

“ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMLERDE ŞEHRİMİZİ DAHA BÜYÜK HİZMETLERLE BULUŞTURMAYA DEVAM EDECEĞİZ”

Gaziantep’e son 19 yılda 45 milyar lira yatırım yapıldığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “İkinci devlet üniversitesi olarak Gaziantep Bilim ve Teknoloji Üniversitesini kurduk. Gençlik ve sporda, 10 bin kişi kapasiteli yükseköğrenim yurt binaları kazandırdık, toplam 38 spor tesisi yaptık. Sosyal yardımlarda toplam 7,5 milyar lira tutarında destek sağladık. Sağlıkta toplam 96 sağlık tesisi inşa ettik. Ayrıca bin 875 yataklı şehir hastanemizin inşası sürüyor. Çevre ve şehircilikte TOKİ kanalıyla Gaziantep’te 26 bin 237 konut projesini hayata geçirdik. Bu konutların 20 bin 531 adetini tamamlayıp hak sahiplerine teslim ettik. Kalan 5 bin 706 konutun yapımı devam ediyor.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Şehrimize söz verdiğimiz altı millet bahçesinden dördünü bitirip Gaziantepli kardeşlerimizin hizmetine sunduk. Eski stadyum yerine yaptığımız millet bahçemizin inşası hızla sürüyor. Mevcut stadyumu da biliyorsunuz yine biz yaptık. Kalan iki millet bahçemizi en kısa sürede şehrimize kazandıracağız. Ulaştırmada, 116 kilometreden devraldığımız bölünmüş yol uzunluğuna 314 kilometre ilave yaparak toplamda 430 kilometreye çıkardık. Yapımı süren Gaziantep, Nizip, Birecik Diyarbakır hududu yolunu, Perilikaya Köprülü Kavşağı’nı, Hasan Kalyoncu Kavşağı’nı, Gaziantep Çevre Yolu üzerindeki Gaziantep Şehir Hastanesi Kavşağı’nı seneye bitiriyoruz. Nizip-Karkamış yolunu, Islahiye-Hassa-Kırıkhan yolunu ve Gaziantep Kilis ayrımı Oğuzeli-Karkamış yolunu 2023’te tamamlıyoruz. Kahramanmaraş-Narlı-Gaziantep yolunu, Osmaniye-Nurdağı yolunu ve Nurdağı-Musabeyli (Kilis-Akbez) ayrımı yolunu ise 2024 yılında hizmete açıyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mersin-Adana-Osmaniye-Gaziantep Hızlı Tren Hattı’nı hayata geçiriyoruz. Sözleşmesi geçtiğimiz yıl yapılan bu hattın kredi görüşmeleri biter bitmez inşasına başlanıyor. Gaziray’ın proje genelindeki toplam fiziki ilerlemesi yüzde 77 seviyesinde. Önümüzdeki yıl Gaziray’ı da işletmeye açmayı planlıyoruz. Bugüne kadar Gaziantep’te altı baraj, üç gölet inşa ettik. Islahiye-Yesemek Barajı ile Şahinbey Burç Çamlık Göleti’nin inşaatları sürüyor. Son 19 yılda yaptığımız sulama tesisleriyle şehrimizdeki 204 bin dekar zirai araziyi sulamaya açtık. İnşaat safhasında yer alan sekiz sulama tesisiyle Gaziantep’te toplam 301 bin dekar araziyi daha suyla buluşturuyoruz. Gaziantepli çiftçilerimize toplam 3 milyar lira tutarında tarımsal destek verdik. Sanayicinin ileride ihtiyaç duyacağı suyun temini için Fırat’tan buraya su getireceğiz. Merkez ile birlikte dokuz ilçemize doğal gaz arzı sağladık. İnşallah önümüzdeki dönemlerde şehrimizi daha büyük hizmetlerle buluşturmaya devam edeceğiz. Bu duygularla bir kez daha açılışını yaptığımız eser ve hizmetlerin Gaziantep’e hayırlı olmasını diliyor, emeği geçenleri tebrik ediyorum. Sevginiz, coşkunuz, muhabbetiniz için sizlere şükranlarımı sunuyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, açılışı yapılan tesislerde bulunanlarla canlı bağlantı yaptı. Gaziantep Havalimanı Yeni Terminal Binası’nın açılışını, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Yunus Emre Cemevi’nin açılışını TBMM İdare Amiri, AK Parti Gaziantep Milletvekili Ali Şahin yaptı. Gaziantep Üniversitesi Böbrek Nakil Merkezi ve Çocuk Hastanesi, AK Parti Gaziantep Milletvekili Derya Bakbak ve Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Arif Özaydın tarafından açıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sanko Camii’nin temel atma töreni için yapılan canlı bağlantıda, Sanko Holding Onursal Başkanı Abdülkadir Konukoğlu’na caminin ne zaman tamamlanacağını sordu. “En kısa zamanda” cevabını alan Cumhurbaşkanı Erdoğan, caminin 2023’e girerken bitirilmesi sözü istedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Konukoğlu’nun “İnşllah Sayın Cumhurbaşkanım” sözlerine “İnşallah yemindir” karşılığını verdi.

Toplu açılış töreninin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, Prof. Dr. Alaeddin Yavaşca Eğitim ve Sanat Merkezi’nin açılışını yaptı.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN, İŞÇİLERLE AKŞAM YEMEĞİNDE BİR ARAYA GELDİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gaziantep programı kapsamında Erdem Soft Tekstil Fabrikası’nda işçilerle akşam yemeğinde bir araya geldi.

Programda yaptığı konuşmaya tüm katılımcıları selamlayarak başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gaziantep ziyareti vesilesiyle Türkiye’nin önde gelen üretim merkezlerinden organize sanayi bölgesinde katılımcılarla birlikte olmaktan duyduğu memnuniyeti ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Muhabbetten Muhammed oldu hâsıl, Muhammedsiz muhabbetten ne hâsıl” ifadesini aktararak, “Onun için bu sofralar birer muhabbet sofrasıdır ama bizim muhabbet sofralarımızda sevgililer sevgilisi peygamberimiz vardır. Türkiye’yi yatırımla inşallah istihdamla üretimle ihracatla ve cari fazlayla büyütme hedefimizin ete kemiğe büründüğü yer işte burasıdır” diye konuştu.

Tarihin, medeniyetin, kültürün ve kardeşliğin şehri Gaziantep’in aynı zamanda üretimin ve emeğin şehri olarak da Türkiye’de, bölgesinde ve dünyada örnek gösterilen bir il hâline geldiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şimdi Ercan Bey’le onu konuşuyorduk, güzel bir tespit ki ben onu zaten biliyorum, o da şu; ‘Biz işçi arıyoruz, bulamıyoruz’ diyor. Ama ne diyor birileri? ‘İş yok’ Nankör, nankör bunlar. Yan gelip yatarak para kazanmak istiyorlar. İşte bak buyurun, Ercan Bey diyor ki ‘Ben eleman arıyorum bulamıyorum’ Eskişehir’deydik geçenlerde orada da aynı şeyi söylediler; ‘Eleman arıyoruz, bulamıyoruz’ İş arayana ekmek var, aş arayana ekmek var ama yan gelip yatarak parayı istersen kusura bakma o yok” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’yi kendi kısır dünyalarından ibaret sananları Gaziantep’e getirerek organize sanayi bölgesinde gezdirmek gerektiğini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: “Şu anda beş tane bizim organize sanayi bölgemiz var. Şimdi altıncısının adımları atılacak. Bu ne demek? Türkiye yerinde duramıyor, Türkiye sıçrıyor, Türkiye gidiyor. Kusura bakmayın ana muhalefetin, yavru muhalefetin başındakiler, bunların hiçbirisi Türkiye’de ne olduğunun ne bittiğinin farkında değiller. Düşünün şu anda sadece Gaziantep 12 milyar dolar ihracat yapar hâle geldi. Bu ne demek? Demek ki çalışan, üreten, ihracatta damardan evelallah giren bir ülkeyiz. Burada büyük ve güçlü Türkiye’nin ayak izlerini görerek belki ufuklarını genişletir, vizyonlarını da derinleştirirler. Her ne kadar bunların öyle bir derdi olmadığını bilsek de yine de şuradaki güzel görüntüyü herkesle paylaşma heyecanımızı ifade etmeden duramıyoruz.”

“ASGARİ ÜCRET ZAMMIYLA ÇALIŞANLARIMIZIN ALIM GÜCÜNÜ YÜKSELTEREK İNSANIMIZI FİYAT ARTIŞLARINA KARŞI KORUMAYA ÇALIŞIYORUZ”

Gaziantep’in ayda 1 milyar dolarlık ihracat hedefine ulaşmak üzere olduğunu gördüğünü belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Sadece içinde bulunduğumuz şu fabrikanın sahibi olan firmamız son iki yılda 18 milyon dolarlık bina, 20 milyon dolarlık makine yatırımı yaparak aylık 7 bin 500 ton üretim kapasitesine ulaşmıştır. Herhâlde aldığım bilgiler doğru değil mi? Önümüzdeki yıl yapılacak 25 milyon dolarlık ilave makine yatırımıyla fabrikamızın hâlen 900 olan çalışan sayısı bin 500’e çıkacaktır. Bu yılı 1 milyar 240 milyon liralık ciro ve 40 milyon dolarlık ihracatla kapatmak üzere olan Erdem Soft, bu firmamızı ben tebrik ediyorum, şahsım, milletim adına tebrik ediyorum.”

Organize sanayi bölgesinde aynı azim, heyecan ve gayretle çalışan bin 140 fabrikanın sahibi olan müteşebbisleri ve işçileri kutlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Sanayicilerimizi, müteşebbislerimizi, iş insanlarımızı daha çok istihdam sağlamaları, daha çok inşallah üretmeleri için ben milletim adına tebrik ediyorum ve imkânlarımızla da teşvik ediyoruz. Nitekim kabına sığmayan Gaziantep, Organize Sanayi Bölgesinin altıncı etabını kurmak için kollarını sıvamıştır. İnşallah yakında bu etap da faaliyete geçtiğinde organize sanayi bölgesindeki fabrika sayımız 2 bini bulacaktır. Bu ne demek biliyor musunuz? Ey Türkiye uyan, bak biz Gaziantep olarak nasıl Kurtuluş Savaşı’nda bir mücadele verdiysek ekonomide de aynı mücadeleyi veriyoruz.”

Bu konudaki gayretlerini bildiği Gaziantep Organize Sanayi Bölgesi Başkanı Cengiz Şimşek’e de teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, işçileri de alın terlerinin hakkını verecek ücret politikasıyla desteklediklerini ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, asgari ücreti yüzde 50 artırarak en düşük 4 bin 250 lira seviyesine çıkardıklarını, çalışanın evli ve çocuklu olmasına göre bu rakamın daha da yükseldiğini hatırlatarak şunları kaydetti: “Birileri yeni asgari ücret rakamını kurdaki dalgalanmanın zirveye çıktığı günlerde yaptıkları hesapla küçümsemeye kalkmıştı. Şimdi kur düştü ama aynı kişilerin bu hesabı tekrar yaptıklarını görmedik, duymadık çünkü hesaplar tutmadı. Ya benim Türk liram varken ne işin var senin hâlen yok dolardı, yok avroydu. Türk lirası, Türk lirası alışacaksınız buna. Bu işi rahmetli Özal da yapmıştı, o Türk lirasının onurunu kurtarmıştı, şimdi aynı şeyi biz yapıyoruz. Tabii biz muhalefetin yaptığı bu şeyleri çok da önemsemiyoruz. Bizim baktığımız tek yer milletimizin ne istediğidir, ne beklediğidir, emekçilerimizin hakkının, hukukunun korunmasıdır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Küresel enerji ve gıda fiyatlarında yaşanan anormal artışları kendi vatandaşlarımıza en az düzeyde yansıtmak için sessiz sedasız bir şekilde yükün önemli bir kısmını kamunun üstlenmesini sağladık. Özellikle şu kış kıyamette vatandaşımızın doğal gazı ve elektriği uygun fiyata kullanması için gerçekten çok büyük fedakârlık yapıyoruz. Asgari ücret zammıyla da çalışanlarımızın alım gücünü yükselterek insanımızı fiyat artışlarına karşı korumaya çalışıyoruz. Aynı şekilde çalışanlarımızın tamamının asgari ücret kadar ki kazançlarını gelir ve damga vergilerinden muaf tutarak işverenlerimizi de rahatlattık. Böylece asgari ücretteki artışın vergi yükünün önemli bir kısmını işverenlerimizin üzerinden alarak istihdamda herhangi bir olumsuzluk yaşanmasını engellediğimize inanıyorum.”

​​Cumhurbaşkanı Erdoğan, organizasyonda emeği geçen yöneticilere, firma sahiplerine ve işçilere teşekkür ederek, “Cumhurbaşkanınız olarak doğrusu ben alın teriyle şu anda karşımda olan siz kardeşlerimi Allah için seviyorum. Rabbim bu sevginizi, bu muhabbetinizi, bizim de muhabbetimizi daim kılsın. Birbirimizi Allah için sevmeyi hiçbir zaman eksik etmeyelim ve bu yolda da ki bu bir muhabbet yoludur yolculuğumuzu daim kılsın. Rabbimden hepinize bol kazançlı, sağlıklı, huzurlu günler diliyorum” dedi.

Dünya

Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde

“Türkiye’ye Hoş Geldiniz”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’ye resmî ziyarette bulunan Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Samia Suluhu Hassan’ı Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde resmî törenle karşıladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan’ın tören alanındaki yerlerini almalarının ardından iki ülkenin millî marşları çalındı. Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan’ın tören kıtasını selamlamasından sonra iki lider heyetlerini birbirlerine takdim etti.

Türkiye ve Tanzanya bayrakları önünde basın mensuplarına poz veren Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan, daha sonra baş başa ve heyetler arası görüşmelerini gerçekleştirmek üzere Cumhurbaşkanlığı Külliyesine geçti.

HABER BURADA

Dünya

“Türkiye’nin güvenliğini ilgilendiren meselelerde, geri adım atmadan haklarımızın peşinde koşacağız”

“85 MİLYON OLARAK BİRLİKTE VAR OLDUĞUMUZU, HEP BİRLİKTE TÜRKİYE OLDUĞUMUZU TÜM DÜNYAYA YENİDEN GÖSTERDİK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, “Artık seçimin olmadığı önümüzdeki dört yıl içinde enflasyonla mücadelemizi, inşallah, zaferle sonuçlandıracağız. Terörle mücadeleden asla taviz vermeyecek, içerde ve dışarda ülkemizin, milletimizin güvenliğini daha korunaklı hâle getireceğiz. Türkiye’nin güvenliğini ilgilendiren meselelerde, geri adım atmadan haklarımızın peşinde koşacağız” dedi.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) AK Parti Grup Toplantısı’na katılarak bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerinin başında vatandaşların Ramazan Bayramı’nı tebrik etti. Bayram süresince 18 devlet ve hükûmet başkanıyla görüştüğünü aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, görüşmelerde Gazze’de yaşananlar başta olmak üzere gündemdeki konuları ele aldıklarını belirtti.

“85 MİLYON OLARAK BİRLİKTE VAR OLDUĞUMUZU, HEP BİRLİKTE TÜRKİYE OLDUĞUMUZU TÜM DÜNYAYA YENİDEN GÖSTERDİK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 31 Mart’taki Mahallî İdareler Genel Seçimleri’nin huzur ve sükûnet içinde icra edilmesinden memnuniyet duyduğunu dile getirerek şöyle devam etti: “Aldığımız güvenlik tedbirleri sayesinde, birkaç müessif hadise dışında, hamdolsun, seçimlerde herhangi bir asayiş sorunu yaşanmadı. Doğudan batıya, güneyden kuzeye yurdumuzun dört bir köşesinde vatandaşlarımız sandığa giderek iradelerini özgürce ortaya koydu. Bölücü örgüt yandaşlarının seçmeni baskı altına almaya yönelik faşizan teşebbüsleri de amacına ulaşamadı. Rekabet seviyesi yüksek bir kampanya döneminden sonra seçim günü milletimizin sergilediği demokratik olgunluk, gerçekten takdire şayandır. Ülkemiz aleyhine yürütülen onca kampanyaya rağmen demokrasimizin, bir sandık sınavından başarıyla çıkmasını sağladık. 85 milyon olarak birlikte var olduğumuzu, hep birlikte Türkiye olduğumuzu tüm dünyaya yeniden gösterdik.”

Seçimlerin hayırlı olmasını temenni eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçimlerin demokrasiye yakışır şekilde gerçekleştirilmesini temin eden seçim kurullarına, kolluk kuvvetlerine, sağlık personeline ve sandık görevlilerine teşekkür etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti teşkilatlarının kampanya dönemi boyunca ve sandık günü olağanüstü bir fedakârlıkla çalıştığını, mücadele ettiğini, emek verdiğini kaydetti.

AK Parti teşkilatı mensuplarının ramazan süresince iftar programlarıyla, ev ve esnaf buluşmalarıyla, çarşı-pazar ziyaretleriyle, sokak sokak, mahalle mahalle, köy köy dolaşarak halkla birlikte olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları ifade etti: “31 Mart seçim sürecinde ulaşılmadık hiç kimseyi bırakmama şiarıyla gece gündüz koşturan Genel Merkez birimlerimize, kadın kollarımıza, gençlik kollarımıza, il, ilçe, belde teşkilatlarımıza, belediye başkan adaylarımıza, aday adaylarımıza, mahalle ve köy temsilcilerimize, sandıkları namusları bilip titizlikle sahip çıkan müşahitlerimize, partimize, davamıza ve mücadelemize güçlü destek veren her bir kardeşime buradan en kalbi şükranlarımı sunuyorum. Rabb’ime, şahsıma böyle vefalı, böyle gayretli ve samimi yol arkadaşları bahşettiği için bir kez daha hamdediyorum. AK Parti teşkilatlarıyla birlikte, 15 Temmuz gecesi FETÖ’cü alçaklara karşı meydanlarda kurduğumuz Cumhur İttifakı da son seçimlerden alnının akıyla çıkmıştır. İttifakımızın, devletimizin güvenliği, milletimizin birliği ve demokrasimizin geleceği için ne kadar önemli olduğu bir kez daha anlaşılmıştır. Buradan, Cumhur İttifakı olarak birlikte hareket ettiğimiz, omuz omuza beraber mücadele verdiğimiz Milliyetçi Hareket Partisi’nin Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’ye ve ülkücü kardeşlerimize de teşekkür ediyorum. Bir sandık sınavını daha başarıyla veren ittifakımız, Türkiye’nin bekasının teminatı olmayı sürdürecektir.”

“SİYASETÇİNİN, MİLLETİN İRADESİNİ YOK SAYMA, GÖRMEZDEN GELME HAKKI YOKTUR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, siyasetlerinin temel vasfının, demokrasinin mihenk taşı olan sandığın itibarının korunması ve güçlendirilmesi olduğunun altını çizdi.

“Sonuçlardan azade olarak sandığın gücüne güç katan her seçim, Türkiye ve Türk milleti için tarihî bir kazanım demektir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Ülkemiz, son 21 yıldır maruz kaldığı tüm vesayet girişimlerinin üstesinden bu anlayışla hareket ettiği için gelebilmiştir. Daha önce de ifade ettiğim gibi sandıktan çıkan takdir hangi yönde olursa olsun saygındır, makbuldür, başımızın üstünde yeri vardır. Siyasetçinin, milletin iradesini küçümseme, yok sayma, görmezden gelme hakkı yoktur ve olamaz. Bize oy versin veya vermesin, sandığa giderek iradesini ortaya koyan tüm vatandaşlarımıza müteşekkiriz, minnettarız. Milletimizin takdiriyle göreve gelen belediye başkanlarını da ayrıca tebrik ediyor; kendilerine şehirlerimize hizmet yolunda başarılar diliyorum. İktidar olarak milletimizin hayrına yaptıkları işlerde, bugüne kadar olduğu gibi belediye başkanlarımıza destek olmaya devam edeceğiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yüksek Seçim Kurulunun (YSK) kesin sonuçları açıklamasının ardından 31 Mart Mahallî İdareler Seçim maratonunun tamamlanacağını söyledi.

YSK’nin şimdiye kadar üç ilçe ve dört belde olmak üzere yedi yerde seçimlerin yenilenmesine karar verdiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yerleşim yerlerinde vatandaşların 2 Haziran Pazar günü bir kez daha sandık başına giderek tercihlerini yapacaklarını ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak şimdiden bu seçimlere hazırlanacağız” diye konuştu.

“31 MART SEÇİMLERİ, SON 20 YILDAKİ EN DÜŞÜK KATILIMLI YEREL SEÇİM OLARAK KAYITLARA GEÇMİŞTİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 31 Mart seçim sonuçlarının birçok zaviyeden kapsamlı değerlendirmeyi hak ettiğine işaret ederek şunları kaydetti: “Bu seçimlerin ilk göze çarpan özelliği katılım seviyesinin maalesef düşüklüğüdür. Yüzde 78 katılım oranıyla 31 Mart seçimleri, son 20 yıldaki en düşük katılımlı yerel seçim olarak kayıtlara geçmiştir. Bunun sebepleri üzerinde hassasiyetle duruyoruz ve duracağız. 2019 yerel seçimlerine kıyasla yaklaşık 7 puanlık gerilemenin üzerinde diğer siyasi partilerin de durması gerektiğine inanıyoruz. Geçersiz oylar da eklendiğinde yaklaşık 16 milyon seçmenin iradesi sandığa yansımamıştır. Katılım oranının düşüklüğü, partimizin oylarını da olumsuz etkilemiştir. Henüz 10 ay önce yapılan seçimlerde bize ve ittifakımıza büyük teveccüh gösteren, yüzde 52,2 ile bizlere güçlü destek veren insanlarımızın önemli bir kısmının sandığa gitmekten imtina ettiğini görüyoruz. Bunun altında yatan nedenleri de en ince detayına kadar analiz ediyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 31 Mart seçimlerinin yüzde 40,5 oy oranıyla Cumhur İttifakı’nın üstünlüğüyle sonuçlandığını dile getirerek, bu seçimlerde milletin 12 büyükşehir, 12 il, 346 ilçe ve 169 belde olmak üzere toplam 539 belediyenin emanetini AK Parti’ye verdiğini, Cumhur İttifakı’nın ortağı MHP’nin de 8 il, 113 ilçe ve 96 belde belediyesini kazandığını anlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Böylece Cumhur İttifakı; 12’si büyükşehir, 20’si il, 459’u ilçe, 265’i belde olmak üzere toplam 756 belediyeyi yönetme sorumluluğunu üstlenmiştir. Türkiye’deki bin 400 belediyenin yarıdan fazlası, yüzde 54,3’ü önümüzdeki beş yıl süresince Cumhur İttifakı tarafından yönetilecektir. Buradan bir kez daha Cumhur İttifakı’nın ‘gerçek belediyecilik’ vizyonunu tercih eden tüm kardeşlerime şükranlarımı sunuyorum” değerlendirmesinde bulundu.

“HATAY, KENDİ ÜZERİNDEN OYNANAN KİRLİ SENARYOLARA KARŞI TAVRINI ÇOK NET BİR ŞEKİLDE ORTAYA KOYMUŞTUR”

Hatay’a özel bir parantez açmak durumunda olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hatay’ın, 6 Şubat depremlerinden beri en çok örselenen, sürekli siyasi tartışmalara meze edilen şehir olduğunu dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hatay’la aramızı bozmak için çok uğraştılar, pek çok iftira attılar. Hatay üzerinden sosyal fay hatlarımızla oynamaya kalktılar. 31 Mart seçimleriyle Hatay, kendi üzerinden oynanan bu kirli senaryolara karşı tavrını çok net bir şekilde ortaya koymuştur. Cumhur İttifakı’na ve AK Parti’ye duydukları güven dolayısıyla Hatay’ımıza ve Hataylı vatandaşlarıma özellikle teşekkür ediyorum. Ancak ana muhalefet partisinin, Hatay’ın iradesini gasbetme girişimleri son dakikaya kadar devam etmiştir. Yüksek Seçim Kurulunun baskı altına alınması dâhil her yol denenmiş, ‘ölülere oy kullandırıldığı’ gibi akla ziyan pek çok yalan söylenmiştir. CHP’nin millî irade hazımsızlığı ayyuka çıksa da YSK bu hezeyanlara karşı son noktayı koymuştur. Önümüzdeki dönemde şehrimizi ziyaret ederek, Hataylı kardeşlerimize teşekkürlerimizi bizzat ifade edeceğiz.”

“FARKIMIZI YİNE ESERLERİMİZLE VE HAYATA GEÇİRDİĞİMİZ PROJELERİMİZLE GÖSTERECEĞİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendilerine güvenen diğer şehirlere layık olabilmek için her zamankinden daha fazla çalışacaklarını belirterek, “Elini vicdanına koyan herkesin kabul edeceği gerçek şudur: AK Parti olarak 21 yıllık iktidarlarımız boyunca yatırım yaparken, eser üretirken, insanımızın yaşadığı yerlere hizmet götürürken bugüne kadar seçim sonuçlarını önümüze almadık, almayız. İnşallah bundan sonra da farkımızı yine eserlerimizle, icraatlarımızla ve hayata geçirdiğimiz projelerimizle göstereceğiz” diye konuştu.

Özellikle depremzede şehirlerin süratle yeniden ayağa kaldırılmasının, gündemlerinin ilk sırasında yer almayı sürdüreceğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “6 Şubat sonrasında artık bir beka meselesi olarak gördüğümüz depreme hazırlık çalışmalarını da yakından takip edeceğiz” dedi.

“TERÖR ÖRGÜTÜNÜN ŞEHİRLERİMİZE TEKRAR MUSALLAT OLMASINA FIRSAT VERMEYECEĞİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin kendilerine sadece şehirlerini yönetme değil, aynı zamanda pek çok yerde kendi adına başkalarını denetleme görevini de tevdi ettiğini ifade ederek, “Milletimizin, belediye meclislerinde bize denetim yetkisi verdiği illerimizde inşallah bu görevimizi en güzel şekilde yerine getireceğiz. Şehirlerimizin kaynaklarının terör örgütlerine, reklam ajanslarına, açgözlü fırsatçılara, tufeylilere değil orada yaşayan insanlarımıza harcanmasını temin için gereken her şeyi yapacağız. Bölücü terör örgütünün şehirlerimize ve vatandaşlarımıza tekrar musallat olmasına kesinlikle fırsat vermeyeceğiz” değerlendirmelerinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sandık gününün, siyasetçinin ve siyasi partilerin karne günü olduğuna işaret ederek, 31 Mart tarihinde milletin, tüm siyasi partilerin mahallî idarelerdeki son beş yıllık karnesini kendilerine takdim ettiğini belirtti.

Seçim sonuçlarından herkesin kendisine göre dersler çıkaracağını, elbette kendi iç muhasebesini yapacağını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Sonuçlara bakarak bunun bir yerel seçim olduğunu unutup şımaranlar, pervasızlaşanlar, hatta farklı heveslere kapılanlar olduğunu görüyoruz. Âdeta bir genel seçim havasına girmek suretiyle sanki ülkeyi yöneteceklerini zanneden zavallılar… Birileri kendilerince, ‘yerel iktidar’ ‘merkezi iktidar’ diye Türkiye’de ikili bir yapı ihdas etmeye çalışıyor. Bu tarz söylemler, ‘demlendikleri’ ittifak ortaklarına diyet borcu ödeme hamleleri değilse, ham bir hayalden ibarettir.”

“TÜRKİYE’YE DAHA İYİ HİZMET EDEBİLMEK ADINA NE YAPILMASI GEREKİYORSA ONU YAPMANIN DERDİNDEYİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “81 ilimizde tek bir iktidar vardır, o da 14-28 Mayıs seçimleriyle milletin ülkeyi yönetme vazifesi verdiği Cumhurbaşkanı ve kabinesidir. Dün, 16’ncı toplantısını yaptığımız kabinemiz de görevinin başındadır. Sapla samanı karıştırmaya çalışanları, daha fazla vakit kaybetmeden bu gerçekle yüzleşmeye davet ediyorum. Siyasetin ve ülkenin gündeminin içi boş tartışmalarla meşgul edilmesini doğru bulmuyoruz. Biz Türkiye’ye ve milletimize daha iyi hizmet edebilmek adına ne yapılması gerekiyorsa onu yapmanın derdindeyiz” diye ekledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, demokrasinin “öncelikle halkın iradesini kabullenmek, milletin takdirine boyun eğmek, milletin tercihiyle zıtlaşmamak” olduğunun altını çizmek istediğini dile getirerek, şunları söyledi: “Muhalefet gibi rakamları eğip bükerek, tabir yerindeyse kırk dereden su getirerek analizler kasmak bize yakışmaz. Milletin sandıkta verdiği mesajları herkesten önce bizim doğru okumamız, tüm boyutlarıyla objektif olarak bizim değerlendirmemiz gerekiyor. Hiçbir komplekse kapılmadan bu muhasebeyi yapmak, gerektiğinde canı pahasına bizim yanımızda duran aziz milletimize karşı görevimizdir. Şurası tartışmasız bir gerçektir ki; milletimiz, bizden kapsamlı, samimi ve cesur bir öz eleştiri yapmamızı istemiştir. Karşımızdaki tablo tevile gerek duymayacak kadar nettir. AK Parti olarak biz de bu tablonun çok iyi farkındayız. Milletimizin mesajlarını baş tacı ederken, sadece bununla kalmayacak, bu mesajların gereğini de mutlaka yerine getireceğiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti’nin ayırıcı vasfının kendi doğru ve yanlışlarını analiz edebilen, kendi yaptıklarını ve yapamadıklarını doğru değerlendirebilen bir parti olması olduğunu söyledi.

“DAHA GÜÇLENMİŞ BİR ŞEKİLDE YOLUMUZA DEVAM EDECEĞİZ”

“Milletin talepleri ve tenkitleri doğrultusunda kendi bünyemizde gerekli değişimi gerçekleştirecek, daha da güçlenmiş bir şekilde yolumuza devam edeceğiz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aslımıza, köklerimize, iradesiyle ve desteğiyle bizi bu makamlara taşıyan aziz milletimize, bizi var eden ilkelerimize çok daha sıkı sarılacağız” ifadesini kullandı.

Lügatlarında böbürlenme olmadığını, millete tepeden bakmadıklarını, milletle aralarına duvarlar örmediklerini ve mesafe koymadıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Her zaman söylüyorum, biz bu milletin ta kendisiyiz. Biz, siyaseti birilerine imtiyaz sağlamak, makam, mansıp, koltuk ve unvan dağıtmak için de yapmıyoruz. Hangi konumda olursak olalım hepimiz, bu makamlarda milletimize ve Türkiye’ye aşkla hizmet etmek için bulunuyoruz. Bu konuda oluşan zafiyetleri süratle gidermek boynumuzun borcudur. Bakılmadık, incelenmedik, üstü açılmadık hiçbir nokta bırakmadan, muhasebe ve murakabe sürecimizi neticelendireceğiz. Bize destek olanlarla birlikte sandığa gitmeyenlerin, gidip farklı tercihte bulunan vatandaşlarımızın da mesajlarını, en doğru biçimde okuyacak, değerlendirecek, gelecek dönemdeki yol haritamızı belirlerken bunlardan muhakkak istifade edeceğiz. Ama bu süreci, partimizin geleneklerine, hareketimizin kurucu esaslarına ve davamızın prensiplerine uygun şekilde yöneteceğiz. Partimizin tökezlemesini bekleyen rakiplerimizi asla sevindirmeyeceğiz. Küçük hesaplar ve küçük tuzaklar peşinde koşanların sinsi oyunlarına gelmeyeceğiz. Başarımızı başarımız, üzüntümüzü üzüntümüz gören dünyanın dört bir yanındaki mazlumları hayal kırıklığına asla uğratmayacağız.”

“ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMİ YENİ BİR ŞAHLANIŞIN DÖNÜM NOKTASI HÂLİNE GETİRECEĞİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Büyük bir davanın temsilcileri olduğumuzun şuuruyla önümüzdeki dönemi yeni bir şahlanışın dönüm noktası hâline getireceğiz. Kim ne derse desin, AK Parti, bu ülkenin, bu milletin partisi olmayı, kendi insanımızla birlikte gönül coğrafyamızdaki yüz milyonların umudu olmayı sürdürecektir. Allah’ın izni, aziz milletimizin takdiriyle daha nice yıllar boyunca Türkiye için çalışmaya, eser ve hizmet üretmeye, evlatlarımızın hayallerini gerçekleştirmeye devam edeceğiz. Bundan hiçbir yol ve dava arkadaşımın, partimize gönül veren hiçbir teşkilat mensubumuzun şüphe duymamasını istiyorum” değerlendirmesinde bulundu.

AK Parti’yi değerlendirirken, nereden geldiğini ve hangi istikamete ilerlediğini bir an olsun akıllarından çıkarmayacaklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, kutlu bir hareket, uzun bir yürüyüş, sabırlı bir mücadelenin 14 Ağustos 2001’de AK Parti olarak göründüğünü dile getirdi.

“HİÇBİR ZAMAN UMUDUMUZU YİTİRMEDİK, SABRIMIZI KAYBETMEDİK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Biz nevzuhur bir hareket değiliz. Biz partilerden bir parti değiliz. Biz bugünlere bir anda gelmedik. Bu hareketin, bu partinin temelinde, ismi bilinen ya da bilinmeyen yüzlerce, binlerce fedakârın, cefakârın, kahramanın emeği var, alın teri var. Biz dikensiz bir gül bahçesinde de yürümedik, yürümüyoruz. Bu geldiğimiz noktaya düşe kalka geldik. Biz bu noktaya yenilgi yenilgi büyüyerek geldik. Baskılar gördük, zulümlere maruz kaldık, işkencelerden geçtik, hapislerde yattık, darbeler yedik; partilerimiz kapatıldı, yasaklandık, kovulduk, ötelendik, haksızlığa, hukuksuzluğa, zorbalığa uğradık; ancak hiçbir zaman umudumuzu yitirmedik, sabrımızı kaybetmedik, asla ve asla yılgınlığa kapılmadık.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “’İman varsa imkân var’ dedik, ‘Allah büyüktür’ dedik, en hüzünlü anlarımızda, ‘Allah’ın yardımı yakındır’ dedik, her seferinde düştüğümüz yerden doğrulduk, kalktık ve yolumuza kararlılıkla devam ettik. Şimdi bakıyorum, AK Parti’nin son yerel seçimde aldığı oy oranları üzerinden bir taraf sevinç çığlıkları atıyor, bir taraf olumsuz, karamsar bir tablo çiziyor. Teşkilatlarımızın moralini bozmaya yönelik bir kampanya yürütülüyor. Şunu çok net ifade etmek isterim, bunlar, AK Parti’nin nasıl bir parti olduğunu anlamamışlar. Bunlar, nereden nasıl geldiğimizi, nereye yürüdüğümüzü anlamamışlar. Bu hareketin, kökleri çok derinde ve ufku çok geniş bir hareket olduğunu kavrayamamışlar.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, üye sayısı itibarıyla Türkiye’nin en büyük partisi olduklarına, her anlamda muazzam bilgi birikimine ve tecrübeye sahip olduklarına dikkati çekerek, “Şunu herkes görsün ve bilsin; biz ‘bitti’ demeden hiçbir şey bitmez. Biz bu ülkenin en dinamik partisiyiz. Heyecanımız ilk günkü gibi dipdiri. Biz seçmenin mesajını okuruz, doğru okuruz, gerekeni yaparız, arızaları düzeltir, eksikleri giderir, tekrar yola koyuluruz” diye konuştu.

“Kimse sevinmesin, kimse umutlanmasın, kimse farklı hevesler peşinde koşmasın. Biz buradayız, sapasağlam, dimdik, en güçlü hâlimizle, elhamdülillah, ayaktayız” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Şunun da altını özellikle çiziyorum; bu seçim sonuçlarını bir fırsat bilerek, AK Parti’yi yıpratmaya, AK Parti’nin dengelerini bozmaya kalkışanları da gayet iyi görüyoruz, biliyoruz. Eleştiri ve öz eleştiri tamam ama AK Parti’yi, özellikle de fedakârlık abidesi olan AK Parti teşkilatını, eleştiri ya da öz eleştiri maskesi altında hırpalamaya kalkışanlara da asla müsaade etmeyiz. Medyadan, sosyal medyadan, televizyon ekranlarından AK Parti’ye ayar vermeye çalışanlara kesinlikle rıza göstermeyiz.”

“SANDIKTAN ÇIKAN MESAJLAR VE YAPTIĞIMIZ DEĞERLENDİRMELER IŞIĞINDA GEREKLİ ADIMLARI ATMAYA BAŞLIYORUZ”

Milletin dışında hiç kimsenin yönlendirmesine ihtiyaçları olmadığını; partinin ilgili kurullarının her türlü detayı değerlendirdiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Buradan muhalefete de ekmek çıkmaz; AK Parti üzerinden kendilerine şahsi ikbal devşirme emelleri olanlara da ekmek çıkmaz” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bakanların, milletvekillerinin, tüm teşkilat üyelerinin bugünden itibaren hep birlikte halkın içine gireceklerini, başları dik, öz güvenleri yüksek, umutları tam bir biçimde millete hizmeti sürdüreceklerini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Başkaları ne yaparsa yapsın, biz işimize bakacağız, önümüze bakacağız, Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu nasıl gerçekleştiririz, buna bakacağız” diye konuştu.

“Menzile kilitlenmiş ok misali hedeflerimize odaklanacağız” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Çok açık söylüyorum; bu harekette şımarıklık olamaz. Bu harekette milletten, milletin değerlerinden, milletin ahvalinden, milletin gündeminden kopma asla olmaz. Aynı zamanda bu harekette yeise, umutsuzluğa asla yer yoktur. Bu hareket, korkakların omuzlayacağı bir hareket değildir. Muhasebemizi yapar, hatalarla aramıza mesafeyi koyar, ‘nerede kalmıştık’ der ve kaldığımız yerden yolumuza daha güçlü bir şekilde revan oluruz. Sandıktan çıkan mesajlar ve yaptığımız değerlendirmeler ışığında gerekli adımları atmaya başlıyoruz.”

“BÖLGEMİZİN, DÜNYANIN BARIŞI İÇİN KATKI SUNMAYI SÜRDÜRECEĞİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bundan sadece 10 ay önce, 28 Mayıs’ta milletimiz bize yetki verdi. Önümüzdeki dört yıl boyunca milletin verdiği bu yetkiyi, milletin emanetini, milletin yüklediği mesuliyeti omuzlarımızda dirayetle taşıyacağız” diye konuştu.

Milletin beklentilerini çok iyi bildiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Artık seçimin de olmadığı önümüzdeki dört yıl içinde enflasyonla mücadelemizi, inşallah, zaferle sonuçlandıracağız. Geçmişte yaptık, yine yapacağız” ifadelerini kullandı.

Terörle mücadeleden asla taviz vermeyeceklerini, içerde ve dışarda Türkiye’nin, milletin güvenliğini daha korunaklı hâle getireceklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin güvenliğini ilgilendiren meselelerde geri adım atmadan haklarımızın peşinde koşacağız. Bununla kalmayacak, geçmişte olduğu gibi, bugün de yarın da bölgemizin, dünyanın barışı için katkı sunmayı sürdüreceğiz” dedi.

“İSRAİL, İNSANLIK TARİHİNE ŞİMDİDEN UTANÇLA YAZILMIŞ BİR KATLİAM YÜRÜTÜYOR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Şimdi burada bir hususu özellikle dikkatlerinize sunmak isterim. Terör devleti İsrail, 7 Ekim’den bu yana, hem Gazze’de hem Batı Şeria’da insanlık dışı bir soykırımı icra ediyor. İsrail, Batı’dan aldığı koşulsuz destekle, büyük bir şımarıklık, büyük bir pervasızlık içinde insanlık tarihine şimdiden utançla yazılmış bir katliam yürütüyor. Şimdi, seçim sürecinde de seçim sonrasında da birtakım merkezlerden, şahsıma ve partimize yönelik bazı insafsız, izansız ithamlarda bulunuldu. Bu ithamların, bu alçak iftiraların, üzülerek söylemeliyim ki, bazı çevrelerde karşılık bulduğunu, hatta bize karşı kullanıldığını da gördük. Birileri, yalan olduğunu bal gibi bildikleri iddialar üzerinden bizi, partimizi, hükûmetimizi ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni töhmet altında bıraktı. Hatta bazı sözde partiler ne yazık ki bu konuda bizim nasıl tavır takındığımızı bildikleri hâlde bizi kalkıp eleştiri yağmuruna tuttular.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bakınız bunu gerçekten söylemek istemezdim. Bunu söylemeye gerek duymazdım ama mecbur kaldım. Hiç kimse, ne şahsımın ne de bu kutlu kadronun Filistin meselesindeki hassasiyetini sorgulayacak kalibrede, kapasitede değildir. Bizim hayatımız Filistin mücadelesiyle geçmiş, bizim hayatımız Filistin davasıyla anlam bulmuştur. Biz, birileri gibi Filistin’in yerini, Gazze’de yaşanan zulmü, Filistinli kardeşlerimize yönelik işgal ve katliam politikasını 7 Ekim’de öğrenmedik. Yarım asrı bulan siyasi hayatımızın her bir safhasında Filistin’i kutlu bir emanet gibi daima yüreğimizde taşıdık. Bu hareket, bu parti, diğer birçok ilkenin yanında, Filistin davasını sorgusuz, sualsiz, şartsız omuzlama ilkesi üzerinde yükselmiştir.”

“EN ZOR ZAMANLARINDA FİLİSTİNLİ KARDEŞLERİMİZİN YANINDA OLDUK”

Filistin davasını sadece savunmuş değil, bu uğurda çok ağır bedeller de ödemiş bir hareket ve kadro olduklarının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hafta sonu Filistin davasının lideri misafirim olacak. Beraber birçok şeyleri dertleşeceğiz, konuşacağız” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Unutmayın, 12 Eylül darbesi, Konya’daki Kudüs mitinginin ardından geldi. Unutmayın, 28 Şubat darbesi, Sincan’daki Kudüs Gecesi’nin ardından geldi. Unutmayın, MİT’e yapılan operasyon, 17-25 Aralık darbe girişimi, 15 Temmuz ihaneti, siyonizmin uşağı, vatan haini FETÖ tarafından, bizim Filistin hassasiyetimizi kırmak için yapıldı” değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 yıl önce hiç kimse cesaret edemezken, şu anda sözde partileri olanlar da dahil, Davos’ta katillerin yüzüne açık yüreklikle “one minute” dediklerini hatırlatarak, “Dünyada hiç kimse konuşamazken, biz çıktık ‘Hamas bir terör örgütü değil, bir direniş grubudur’ dedik. Birleşmiş Milletler kürsüsünden son 70 yılda İsrail’in Filistin’in topraklarını nasıl adım adım işgal ettiğini haritalarıyla ortaya koyduk. En zor zamanlarında Filistinli kardeşlerimizin her bakımdan yanında olduk. Elimizdeki tüm imkânları Filistin için, Gazzeli mazlumlar için seferber ettik” diye konuştu.

“FİLİSTİN’İN BAĞIMSIZLIK MÜCADELESİNİ HER ŞARTTA, HER KOŞULDA CESARETLE SAVUNACAĞIZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları kaydetti: “Burada çok açık ve net söylüyorum: Millî Mücadele sırasında Türkiye’deki Kuvayımilliye ne ise Hamas da işte aynen odur. Bunu söylemenin de bir bedeli olduğunun elbette farkındayız. Böyle bir dönemde hakkı ve hakikati haykırmanın zor olduğunu biliyoruz. Ama bütün dünya bilsin, anlasın, idrak etsin: Ne suikast girişimlerine ne darbe girişimlerinize ne ekonomik saldırılarınıza ne de algı operasyonlarınıza boyun eğeceğiz. Tayyip Erdoğan olarak tek başıma kalsam dahi, Allah ömür verdikçe Filistin mücadelesini savunmaya, mazlum Filistin halkının sesi olmaya devam edeceğim, devam edeceğiz. 14 bin çocuğu öldürdüler, 14 bin çocuk… Bunlar Hitler’i çoktan geçtiler. 14 bin masum çocuğun ölümünü görmeyip, ‘Hamas terör örgütüdür’ diyerek İsrail’in gözüne girmeye, İsrail’e yaranmaya çalışanlara inat, biz Filistin’in bağımsızlık mücadelesini her şartta, her koşulda cesaretle savunacağız. Kardeşlerim şunu unutmayın; biz sırtımızda yumurta küfesi taşıyoruz, biz devlet yönetiyor, 85 milyonun emanetini taşıyoruz. Bazı adımlarımız görünmüyor olabilir. Bazı yaptıklarımızı anlatamıyor olabiliriz. Ancak çıkıp da bizim Filistin hassasiyetimizi sorgulayanlar, er ya da geç mahcup olacaklar, rezil olacak, tarih önünde nasıl bir haksızlık yaptıklarını göreceklerdir.”

“Gazze’yi, tüm Filistin’i, Filistin’in şanlı istiklal direnişini gönülden selamlıyorum” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, 7 Ekim’den beri şehit düşen Filistin’in kahraman evlatlarını rahmetle yâd etti, yaralılara acil şifalar diledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail’in Gazze’ye saldırısı sonrasında Türkiye’nin ortaya koyduğu çabaları, yürütülen diplomasi trafiğini ve Gazze’ye yapılan yardımları anlatan bir video izletti.

Türkiye’nin 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ı vefatının 31. yılında minnetle, şükranla, özlemle yâd ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rahmetli Özal’ın ‘çağ atlayan Türkiye’ diyerek açtığı yoldan giderek, ülkemize ve milletimize tarihi başarıları yaşatmanın gururunu yaşıyoruz. Rabb’im kendisini cennetiyle, cemaliyle müşerref eylesin diyorum” ifadelerini kullandı.

HABER BURADA

Dünya

“Günü kurtarmak yerine, enflasyonu düşürerek kalıcı refah artışını sağlayacağız”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından yaptığı açıklamada, “Emeklilerimiz başta olmak üzere enflasyonun ücretli kesimde yol açtığı sıkıntıları yakinen biliyoruz. Bu konuda tavrımız palyatif tedbirlerle günü kurtarmak yerine enflasyonu düşürerek kalıcı refah artışını sağlamaktır” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından basın açıklaması yaptı.

Toplantıda ele alınan konulara ilişkin açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu ebedi azaptan kurtuluş olan bir Ramazan-ı Şerifi, bayramı geride bıraktık. Rahmet, bereket ve yardımlaşma ayı olan Ramazan-ı Şerifin manevi iklimini en güzel şekilde teneffüs etmek için hep birlikte gayret gösterdik. Ramazan Bayramı’nı da ruhuna uygun şekilde kırgınlıkları giderdiğimiz, birlik ve beraberliğimizi perçinlediğimiz bir kardeşlik şölenine dönüştürdük.

Rabbimden bizleri sağlık ve huzur içinde daha nice Ramazan-ı Şeriflere ve bayramlara ulaştırmasını niyaz ediyorum.

İdari izinle birlikte dokuz güne çıkardığımız bayram tatili boyunca tüm Türkiye genelinde ciddi bir insan ve araç trafiği yaşandı, kara, hava ve demir yollarımızı kullanan kişi sayısı 120 milyonu geçti. Gerek yollarımızın kalitesi, gerekse emniyet birimlerimizin aldığı tedbirler sayesinde bu yoğun süreci geçmiş yıllara göre az bir kayıpla atlattık. Muhalefetten gelen eleştirilere rağmen hizmete aldığımız köprülerin ve otoyollarımızın trafiği ne kadar rahatlattığını bir kez daha görmüş olduk. Sadece Osman Gazi Köprümüzden 5 Nisan-14 Nisan arasında geçen araç sayısı 941 bini aştı. İstanbul Havalimanı’nda 2 milyon 213 bin yolcuya hizmet verildi. Antalya Havalimanımız 14 Nisan Pazar günü 11 bin 260 yolcuyla 2024’ün en yüksek rakamına ulaştı. Yüksek hızlı trenlerle 1 milyon insanımız seyahat etti. Benzer rakamlar diğer ulaştırma projelerimiz için de geçerlidir.

Kamu-özel iş birliğiyle devletin kasasından tek kuruş çıkmadan hayata geçirdiğimiz projelerimizin milletimizin hayatını kolaylaştırma yanında ülkemiz ekonomisine de katkı sağlamasından memnuniyet duyuyoruz.

ANTALYA’DAKİ TELEFERİK FACİASI

Bayramın üçüncü günü Antalya’da meydana gelen teleferik faciasıyla hepimizin yürekleri dağlanmıştır. Bir vatandaşımızın hayatını kaybettiği, 17 vatandaşımızın yaralandığı bu elim kazada 174 insanımız da kabinlerde saatlerce mahsur kaldı. AFAD ve Silahlı Kuvvetlerimiz başta olmak üzere devletimizin birimlerinin yoğun gayretleri neticesinde 23 saat süren bir tahliye operasyonuyla 174 vatandaşımızın tamamını burunları kanamadan kurtardık.

Kurtarma çalışmalarını gece-gündüz demeden büyük bir titizlikle sürdüren 2 bin 200’den fazla personelimizin her birine buradan teşekkür ediyorum.

Kurtarılan vatandaşlarımıza tekrar geçmiş olsun diyor, yaralılarımıza Rabbimden acil şifalar diliyorum.

“ANTALYA VE BEŞİKTAŞ’TAKİ CİNAYETLERİN FAİLLERİNİN YARGIYA HESAP VERMESİ İÇİN ÜZERİMİZE DÜŞENİ YAPACAĞIZ”

Yaşanan olayla ilgili ihmali, kusuru ve sorumluluğu olanlara dair yargımız süratle harekete geçmiş, bilirkişi oluşturarak bir ön rapor hazırlanmıştır. Soruşturma kapsamında özellikle bu hattı işleten firma ile bakımdan sorumlu firma yetkililerinin aralarında yer aldığı beş kişi tutuklanmış, sekiz şüpheli hakkında adli kontrol kararı verilmiştir.

Ana muhalefet partisi yöneticilerinin ve medya organlarının daha olayın ilk anından itibaren hadiseyi sulandırma, devletin diğer kurumlarını töhmet altında bırakarak asıl sorumluları koruma çabaları gözlerden kaçmamıştır. Maalesef aynı vicdansızlığın bayramdan hemen önce Beşiktaş’ta yaşanan yangın faciasıyla ilgili de sergilendiğini gördük. İhmaller ve skandallar zincirinin bir sonucu olarak rızkının peşindeki 29 emekçi kardeşimiz İstanbul’un göbeğinde hayatını kaybetti. Ancak, ne sendikalardan, ne basın yayın kuruluşlarından, ne de muhalefet cephesinden kayda değer hiçbir tepki gelmedi. Güya hak, hukuk ve adalet adına Van’a koşanlar, Beşiktaş’ta göz göre göre can veren işçiler için tek bir adım dahi atmadılar. Bunun adı sadece vicdansızlık değil, aynı zamanda ikiyüzlülüktür. Hiç kimse siyasi kimliğini öne sürerek sorumluları adaletten kaçıramaz. Hem Antalya’daki, hem de Beşiktaş’taki cinayetlerin faillerinin yargıya hesap vermesi için üzerimize düşeni yapacağımızın bilinmesini özellikle istiyorum.

Birilerinin ihmali veya sorumluluğu dolayısıyla benzer acıların tekrar yaşanmaması için Çalışma, Turizm ve İçişleri bakanlıklarımız vasıtasıyla tedbirlerimizi ve denetimlerimizi daha da yoğunlaştıracağız.

Bu vesileyle, trafik kazalarında ve her iki faciada hayatını kaybeden insanlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum.

“TÜRKİYE, BİR SEÇİMİ DAHA ANLININ AKIYLA DÜNYAYA ÖRNEK OLACAK BİR OLGUNLUKLA GERÇEKLEŞTİRMİŞTİR”

Yüksek Seçim Kurulu’nun 2 Ocak tarihli açıklamasıyla başlayan 31 Mart mahallî idareler seçim maratonunu hamdolsun suhuletle tamamladık. Seçimlerin huzur içerisinde en ufak bir şaibeye mahal vermeden neticelenmesi, demokrasimizin kazanç hanesine yazılmıştır.

Bu başarı tablosunun oluşmasında hizmeti geçen her kademedeki kamu görevlilerini ve siyasi partilerimizi tekrar tebrik ediyorum.

Milletin takdiriyle göreve gelen belediye başkanlarına, meclis üyelerine ve muhtarlarımıza muvaffakiyetler temenni ediyorum.

Seçimler sonrasında muhalefet partilerinin bir kısmının sergilediği sorumlu ve ağırbaşlı tavrı takdirle karşıladığımızı ifade etmek isterim. Yarınki grup toplantımızda seçim sonuçlarını tüm yönleriyle kapsamlı bir şekilde değerlendireceğiz.

Burada bir hususa değinmekte fayda görüyorum. Bir süredir istisnasız her seçim öncesinde tedavüle konulan son seçim propagandasının 31 Mart’la beraber tamamen safsatadan ibaret olduğu anlaşılmıştır. Türkiye, tüm menfi kampanyalara rağmen bir seçimi daha anlının akıyla dünyaya örnek olacak bir olgunlukla gerçekleştirmiştir. 31 Mart seçimleri son 22 yıldaki 18. demokrasi bayramı olarak siyasi tarihimize geçmiştir. 31 Mart seçimlerinin ilk kazanını sandıktır, sandığın namusu ve itibarıdır. Rüştünü, gücünü ve yetkinliğini tartışmasız bir şekilde tekrar ispat eden Türk demokrasisi bu seçim sürecinin en büyük galibidir. Bunu ülkemiz, milletimiz ve gelecek kuşaklar adına kıymetli bir kazanım olarak görüyorum. Muhalefetin de artık bu konuda gerekli dersi çıkaracağını, bir daha böyle temelsiz, basit ve demokrasimize faydadan çok zarar veren argümanların arkasına sığınmayacağını ümit ediyorum.

“14-28 MAYIS SEÇİMLERİYLE PARLAMENTER SİSTEME GERİ DÖNÜŞ TARTIŞMALARI KAPATILMIŞTIR”

Hükûmet ve siyaset kurumu olarak son 21 yıldır olduğu gibi gelecekte de demokrasimizin standartlarını yükseltmeye devam edeceğiz. Bu irademizin yakın zamandaki en net tezahürü bugün yedinci yıl dönümünü idrak ettiğimiz 16 Nisan halk oylamasıdır. Türkiye, 16 Nisan halk oylamasıyla yaklaşık 200 yıllık bir tartışmaya nihai noktayı koymuş, yönetim modeli tercihi Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’nden yana olmuştur. 16 Nisan halk oylaması modern dönem siyasi tarihimizin en büyük millî irade devrimlerinden biri olarak demokrasi mücadelemizde yerini almıştır.

14-28 Mayıs seçimleriyle de parlamenter sisteme geri dönüş tartışmaları bir daha açılmamak üzere yine milletimiz tarafından kapatılmıştır. Siyaset kurumunun eskiye dönüş tartışmalarıyla vakit kaybetmek yerine, mevcut sistemin daha da iyileştirilmesine mesai harcamasının Türkiye için çok daha faydalı olacağına inanıyorum. Böyle bir adım atılması halinde uygulamadaki altı yıllık tecrübeler ışığında biz de bu sürece gerekli katkıyı sunmaktan memnuniyet duyarız.

“EKONOMİ, DEPREM, TERÖRLE MÜCADELE BAŞTA OLMAK ÜZERE ACİL SORUNLARIMIZA ODAKLANDIK”

Ülkemizin son 10 ayına damga vuran seçim gündeminin geride kalmasıyla birlikte tüm -özellikle bunu söylüyorum- seçim tarihi boyunca gidiş-gelişler artık asıl meselelere son verilme dönemidir. Ekonomi, güvenlik, deprem, hak ve özgürlükler ile terörle mücadele başta olmak üzere acil sorunlarımıza odaklanmış bulunuyoruz. Kovid-19 salgınıyla başlayan, sonrasındaki gelişmelerle derinleşen küresel ekonomik kriz özellikle enflasyon boyutuyla halen devam ediyor. Üretim, istihdam, yatırım ve enflasyonu kontrol altına alma konusunda gelişmiş ekonomiler dâhil hemen herkes ciddi sıkıntılar yaşıyor. Türkiye olarak yakın çevremizdeki gerilimlerin ve çatışmaların da etkisiyle bu olumsuzlukların yansımalarını maalesef biz de hissediyoruz. Bir taraftan her gün bir yenisi patlak veren bölgesel krizleri yönetirken, diğer taraftan da ekonomideki yol haritamıza sıkı sıkıya bağlı kalıyoruz.

Geçen sene uygulamaya koyduğumuz Orta Vadeli Programın müspet sonuçlarını görmeye başladık. 2023 yılını yüzde 4,5’luk büyüme oranıyla kapattık. Tarihimize ilk kez millî gelirde 1,1 trilyon doları, kişi başına düşen gelirse ise 13 bin doları aşmış olduk. Satın alma gücü paritesine göre dünyanın en büyük 11’inci ekonomisiyiz. 2024’ün ilk çeyreğine ait veriler net ihracatın büyümemize önemli katkı sağladığını ortaya koyuyor. 2024 yılının Ocak-Mart arasında ihracat bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 3,6 oranında artışla 63,7 milyar dolara yükseldi. Mart ayı ihracatımız ise 22 milyar 578 milyon doları buldu. Bu rakamla en yüksek üçüncü Mart ayı ihracat değerine ulaştık. İthalatta Ağustos ayından bu yana aylık azalış trendi devam ediyor. İhracatın ithalatı karşılama oranı bir önceki yılın aynı ayına göre 1,3 puan artışla yüzde 75’i yakaladı. İhracatın da pozitif etkisiyle büyüme oranımızın yılsonunda yüzde dörde yaklaşacağına inanıyoruz. Özellikle istihdam piyasamız güçlü bir ivme gösteriyor. Dün açıklanan Şubat ayı rakamlarına göre istihdam mevsim etkilerinden arındırıldığında yıllık bazda 1 milyon 156 bin artışla 32,4 milyona ulaştı. İşsizlik oranı ise, yüzde 8,7 olarak gerçekleşti. Tüm dünya gibi bizim de temel sorunumuz, hayat pahalılığıyla katmerleşen enflasyon baskısıdır.

ENFLASYONLA MÜCADELE

Emeklilerimiz başta olmak üzere enflasyonun ücretli kesimde yol açtığı sıkıntıları yakinen biliyoruz. Bu konuda tavrımız palyatif tedbirlerle günü kurtarmak yerine, enflasyonu düşürerek, kalıcı refah artışını sağlamaktır. Kendimiz bedel ödesek dahi ülkemize, milletimize ve gelecek nesillere bedel ödetecek her türlü popülist adımdan uzak durduk, duracağız. Abuk sabuk vaatlerin adeta havada uçuştuğu 31 Mart seçim sürecinde maruz kaldığımız onca baskıya rağmen, seçim ekonomisi uygulamayarak milletimize karşı sorumluluğumuzu yerine getirdik. Bu kararlı duruşumuzun Türkiye ve Türk ekonomisi için ne kadar kıymetli olduğunu inşallah zamanla hep birlikte daha da iyi göreceğiz. Yıllık enflasyonun senenin ikinci yarısından itibaren piyasa beklentileriyle de uyumlu bir şekilde düşüşe geçmesini bekliyoruz. Uyguladığımız politikaların etkisiyle cari açıkta daralma başladı. Ocak ayında yıllık cari açık geçen seneye kıyasla 15 milyar dolar azalarak 37,5 milyar dolara geriledi. Altın ve enerji hariç tutulduğunda 34,6 milyar dolarlık cari fazla gerçekleşti. Olağanüstü bir durum olmaması halinde sene sonunda cari açığın millî gelire oranla yüzde 2,5 seviyesinde gerçekleşmesini öngörüyoruz. Kendi enerji kaynaklarımızı devreye aldıkça inşallah bu oranlar daha da iyileşecek.

Gabar petrolü ve Karadeniz doğal gazı keşiflerimizle uzun yıllar sonra bu sektörde ilk defa özgüven kazandık. Bayramın ikinci günü Gabar’daki petrol üretiminde günlük 40 bin varilin üzerine çıkmayı başardık. 2024 sonu hedefimiz günlük 100 bin varile ulaşmak, bunun için de gece-gündüz demeden çalışıyoruz. Van ve Hakkâri’deki yeni kuyularımızda yapacağımız keşiflerle üretim rakamlarını çok daha yukarılara taşıyacağız. Yeni dönemde Orta Vadeli Programımızı güçlendirecek adımlar atacağız. Ekonomi ekibimiz bununla ilgili hazırlıklarını yaptı, inşallah çok yakında bunları kamuoyuyla paylaşacağız. Orta Vadeli Programın güçlendirilmesinde üç temel önceliğimiz bulunuyor. Bunlar kamuda tasarrufları arttırmak, yatırımların öncelik haline getirmek, yapısal reformlara hız kazandırmaktır. Türkiye’nin geleceği hep vurguladığım gibi; yatırım, üretim, istihdam ve ihracatla şekillenecektir. Büyüme potansiyelimizi güçlendirmenin yolu verimliliği ve rekabeti arttırmaktan, yüksek katma değere odaklanmaktan geçiyor. Savunma sanayinde yakaladığımız ivmeyi diğer alanlara da teşmil ederek inşallah hedeflerimize ulaşacağız.

Dünya savaşların, çatışmaların, siyasi ve ekonomik krizlerin, sosyal çalkantıların kıskacında adeta kıvranırken hamdolsun Türkiye bölgesinin istikrar adası olma vasfını korumaktadır. Bunun gerisinde ise dış politikada takip ettiğimiz dengeli ve ilkeli siyaset ile savunma sanayii alanında elde ettiğimiz tarihî başarılar vardır. Gazze krizinin ilk gününden itibaren ateşin bölgeye yayılma riskine dikkat ettik. Bir taraftan akan kanın durması, diğer taraftan bölgeye insani yardımların ulaştırılması için çabalarken gerilimin daha fazla tırmanmaması için de her seviyede yoğun gayret gösterdik. Türkiye, bugün yola çıkan 3 bin 774 tonluk dokuzuncu iyilik gemisiyle birlikte Gazze’ye en fazla insani yardım yapan ülke konumunu perçinlemiştir. 7 Ekim’den sonra İsrail’e yönelik ihracat kısıtlamasına öncülük eden ülke Türkiye’dir. Bu hakikate rağmen hükûmetimiz maalesef çok haksız, insafsız, buram-buram fırsatçılık kokan ithamlara maruz kalmıştır. Özellikle böyle olmadığını bal gibi bildikleri halde jet yakıtı konusunda Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne iftira atanları asla ve asla unutmayacağız. Türkiye, katliamların çok öncesinde İsrail’e askerî amaçla kullanılabilecek hiçbir malzemenin satışına izin vermemiştir. Zaman geçtikçe bu ahlaksız kampanyaların arkasında hangi hesapların ve odakların bulunduğu elbette ortaya çıkacaktır. Biz doğru bildiğimiz, hak bildiğimiz, ülkemiz ve bölgemiz için en hayırlı olan yolda yürümekten geri durmayacağız. 13 sene önce çatışmalar ilk başladığında Suriyeli komşularımıza nasıl kucak açtıysak, Ukrayna’daki savaştan kaçanlara nasıl sırtımızı dönmediysek, Irak’ta DEAŞ terörü estirdiğinde nasıl imkânlarımızı seferber ettiysek, Sudan’daki kardeş kavgasını bitirmek için nasıl kendimizi paraladıysak, Gazze krizinde de kardeşlik vazifemizi hakkıyla yerine getirmeye devam edeceğiz.

“İRAN’LA YAŞANAN GERİLİMİN MÜSEBBİBİ NETANYAHU VE GÖZÜNÜ KAN BÜRÜMÜŞ YÖNETİMİDİR”

Son yedi aydır önüne geçmek için uğraştığımız tehlikelerin peyderpey gerçekleşmeye başladığını görüyoruz. Hafta sonu yaşanan hadiseler hem Batının çifte standartlı tutumunu, hem de tüm bölgeyi sarabilecek bir savaş ihtimalinin çok uzak olmadığını göstermiştir. Son olayda problemin kaynağı doğru tespit edilmelidir. Sadece 13 Nisan gecesine bakarak bir değerlendirmede bulunmak hakkaniyetli, adaleti ve ilkeli bir tavır olmayacaktır. 7 Ekim’den bu yana İsrail Hükûmeti ateşi bölgeye yaymak için provokatif adımlar atmaktadır. İsrail’in uluslararası hukuku ve Viyana Sözleşmesi’ni çiğneyerek Şam’daki İran Büyükelçiliği’ni hedef alması bardağı taşıran son damla oldu. İsrail yönetiminin uluslararası teamülleri ayaklar altına alan hoyratlığına birkaç ülke dışında tepki veren çıkmadı. Aylardır İsrail’in saldırgan tutumuna ses çıkartmayanlar, İran’ın cevabı karşısında hemen kınama yarışına girdiler. Oysa burada öncelikle kınanması, telin edilmesi gereken Netanyahu’nun ta kendisidir. Gazze’de kadın, çocuk, bebek, sivil demeden 34 binden fazla masumu katleden, haber yapma dışında hiçbir gayesi olmayan basın mensuplarını öldüren, okulları, kiliseleri, camileri, mülteci kamplarını hatta yardım malzemesi almak için sıra bekleyen insanları bombalayan tam 193 gündür tüm dünyanın gözleri önünde soykırım uygulayan tüm bunlarla birlikte kamuoyu baskısını azaltmak için her türlü şımarıklığı sergileyen Netanyahu’dan başkası değildir. Netanyahu siyasi ömrünü uzatmak adına hem kendi vatandaşlarının hem de tüm bölge halklarının canını tehlikeye atmaktadır. Şurası tartışmasız bir gerçektir: 13 Nisan gecesi yüreklerimizi ağzımıza getiren gerilimin birinci müsebbibi Netanyahu ve gözünü kan bürümüş yönetimidir. Bu gerçeği kabullenmeden yapılan açıklamaların tansiyonu düşürmek adına hiçbir fayda geçirmeyeceği kanaatindeyiz. Türkiye olarak özellikle son iki gündür Gazze’deki katliamların geri plana itilmemesi için temaslarımızı daha da artırdık.

Dışişleri Bakanımız Amerikalı, İranlı, İngiliz, Ürdünlü muhataplarıyla ve Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’yle görüştü. Bizim de dün Katar Emiri Şeyh Temim’le bir telefon görüşmemiz oldu. İnşallah telefon diplomasimize bu hafta boyunca devam edeceğiz. Tüm tarafların şu hakikatin idrakinde olması gerekiyor: Gerilimde sürekli el yükselterek hiçbir yere varılmaz. Ateşe körükle gitmenin de, Netanyahu yönetimini sürekli şımartmanın da hiç kimseye hayrı dokunmaz. Tüm aktörleri artık saldırılara son vermeye ve sorumluluk içinde hareket etmeye davet ediyoruz. Gazze’de zulüm ve soykırım durmadıkça bölgemizin yeni gerilimlere gebe olduğu açıktır. 193 gündür ortada tek bir mağdur vardır o da mazlum Gazze halkıdır. İslam âlemi ve Arap Ligi başta olmak üzere sorumluluk sahibi herkes artık seslerini daha fazla yükseltmelidir. Biz bu amaçla tüm kapıları zorlamaya, elimizden gelen her şeyi yapmaya devam edeceğiz.

“SAVUNMA SANAYİNDE TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE HEDEFİNE ULAŞINCAYA KADAR DURMADAN MÜCADELE EDECEĞİZ”

Son hadiselerde insansız hava araçları başta olmak üzere savunma sanayii alanındaki atılımlarımızın önemini bir kez daha gördük. Göreve geldiğimizde yüzde 80’ler düzeyinde olan dışa bağımlılığımızı bugün yüzde 20’lere indirmiş bulunuyoruz. Bundan yaklaşık 16-17 sene önce İsrail’den hangi zor şartlarda insansız hava araçları temin ettiğimizi o günleri hatırlayanlar çok iyi biliyor. Ciddi rakamlar ödeyerek bin bir nazla ülkemize satılan heronlar sürekli arızalanmaları sebebiyle tam manasıyla bize bir fayda sağlamadı. Sadece insansız hava araçlarında değil, tabanca dâhil her türlü silah ve mühimmatta başkalarına bağımlı olmanın sıkıntısını çok çektik. Öyle günler oldu ki ücretini peşin ödediğimiz silahlar bile teslim edilmedi. Suriye’ye yönelik harekâtlarımızda müttefiklerimizin ambargosuna maruz kaldık.

Burada şunu açık ve net ifade etmek isterim: Şayet biz kendi göbeğimizi kendimiz kesme iradesi göstermeseydik bugün aynı sorunları hâlen yaşıyor olurduk. 850’i aşkın savunma sanayii projesi ve 90 milyar dolarlık proje hacmiyle bu alanda kendi kendine yeten bir ülke konumuna ulaştık. TB-2 AKINCI, ANKA ve AKSUNGUR Silahlı İnsansız Hava Araçlarımız ile SİHA teknolojisinde dünyada ilk üç ülke arasındayız. Yakın çevremizdeki savaşların vazgeçilmez unsuru olan kamikaze İHA’lar da savunma sanayii şirketlerimiz tarafından üretiliyor. Savunma sanayii ürünlerimizi ihraç ettiğimiz ülke siyası 185’e çıktı. İHA ve SİHA’lar kara araçları, deniz platformları başta olmak üzere ihraç edilen ürün çeşidi ise 230’u buldu. 2012’den bugüne kadar toplam 50 ülkeyle 770 adet insansız hava aracı için sözleşme imzaladık. Sadece 2023 yılı İHA ihracatımızın toplam tutarı 1,8 milyar dolara ulaştı. Bir dönem tabanca dahi verilmeyen ülkemiz 110’dan fazla ülkeye yüksek kaliteli hafif silahlar ve tabanca ihraç ediyor.

Geçtiğimiz Şubat ayında beşinci nesil savaş uçağımız KAAN ilk uçuşunu başarıyla gerçekleştirdi. KIZILELMA ve ANKA-3 ile artık bu alanda farklı bir lige yükseliyoruz. Bundan on sene, on beş sene, yirmi sene önce tohumlarını serptiğimiz projelerin hamdolsun bugün meyvelerini toplamaya başladık. Türkiye’nin gurur kaynağı olan savunma şirketlerini ahlaksızca hedef alınmasının gerisinde işte bu eşsiz başarı hikâyesi vardır. Zihni sömürge hâline getirilmiş beşinci kol elemanları yerli ve millî firmalarımıza ülkemizin yüz akı teknoloji projelerine saldırarak iplerini ellerinde tutanlara karşı diyet borçlarını ödemeye çalışıyor. Maalesef ülkemizde muhalefet aktörleri de bunlara destek veriyor, sahip çıkıyor, müfterilerin gönüllü avukatlığını üstleniyor. Savunma şirketlerimize yönelik bu hayâsız akınlar karşısında elbette biz teslim olmayacak, asla geri adım atmayacağız. Terör örgütlerine nefes aldırmayan, güvenlik güçlerimizin eli, kolu, gözü olan, Türkiye’nin itibarını ve nüfuz alanını artıran, Türk ekonomisine katma değer üreten, hâsılı her alanda iftihar vesilemiz olan şirketlerimizin yanında olmayı kararlılıkla sürdüreceğiz. Savunma sanayinde tam bağımsız Türkiye hedefine ulaşıncaya kadar durmadan, dinlenmeden mücadele edeceğiz.”

HABER BURADA

DÜNYA

seers cmp badge