Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Türkiye-Afrika 3. Ekonomi ve İş Forumu kapsamındaki “Türkiye-Afrika Kadın Liderlik Diyaloğu Paneli”ne katıldı.
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) tarafından Ticaret Bakanlığı ve Afrika Birliği Komisyonu (AUC) iş birliğiyle İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen programda yaptığı konuşmada Emine Erdoğan, panelde güçlü kadınların getireceği güçlü değişimleri konuşacaklarını belirterek buradan çıkacak sinerjinin kadınlar arası iş birliğine ivme kazandırmasını temenni ettiğini söyledi.
Emine Erdoğan, Angola, Togo ve Nijerya ziyaretlerinin hemen ardından Türkiye-Afrika 3. Ekonomi ve İş Forumu’na katılmaktan büyük memnuniyet duyduğunu kaydetti.
Türkiye’nin “Afrika açılımı”ndan sonra sıklıkla ziyaret ettikleri Afrika ülkelerine bu sefer Angola ve Togo’yu da eklediklerini, Nijerya’yı tekrar ziyaret etme imkânı bulduklarını hatırlatan Emine Erdoğan, gönül köprülerini daha da sağlamlaştırdıklarını vurguladı.
TİKA’dan AFAD’a, Maarif Vakfı’ndan Diyanet İşlerine kadar birçok kurumuyla Afrika’da varlık gösteren Türkiye’nin uzun yıllardır Afrika’nın kalkınmasına destek vermek için birçok faaliyet yürüttüğüne işaret eden Emine Erdoğan, kendisinin de bilhassa kadınlar ve kız çocuklarının güçlendirilmesi için yapılan her çalışmanın yanında olduğunu, bu vesileyle Afrika ülkelerinin makamları ve STK’larıyla iş birlikleri yürüttüklerini dile getirdi.
“TEMELİ İNSAN SEVGİSİNE DAYALI BİR KARDEŞLİK İLİŞKİSİNİN TARAFTARIYIZ”
Emine Erdoğan, Angola ziyaretlerinde Ranjel Kadın Mesleki Eğitim Merkezi’nde TİKA’nın tefrişini yaptığı bilgi teknolojileri sınıfı ve müzik odasının açılışını gerçekleştirdiklerini, Angola Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve bir sivil toplum kuruluşuyla iş birliği yaptıklarını, kadın girişimciliğini desteklemek için kadınların yerel yemeklerini yapıp satabilecekleri mobil stantlar hediye ettiklerini anlattı.
Buna benzer sayısız projeyle Afrikalı kadınların güçlendirilmesinde aktif rol aldıklarını belirten Emine Erdoğan, “Bildiğiniz gibi kalkınma, eski anlayışta yalnızca ekonomik çerçevede değerlendiriliyordu. Oysa bugün biliyoruz ki kalkınma, sosyal ve bireysel refah ile doğrudan ilişkilidir. Dolayısıyla hem mikro hem makro ölçekte gerçek bir kalkınma için siyasi, ekonomik ve sosyal değişimleri sağlayacak politikalara ihtiyacımız var. Yani kadınların istihdamı için eğitim politikalarını, eğitimin önünü açmak için sosyal değişimi tetikleyecek politikaları bütüncül olarak ele almalıyız. Bu noktada, küresel dayanışmanın çok önemli olduğunu düşünüyorum. Yoksulluğu bertaraf etmek, cinsiyet adaletini sağlamak, çevreyi korumak ve insan haklarını teminat altına almak ancak bu dayanışmayla mümkün olabilir” değerlendirmesinde bulundu.
Emine Erdoğan, kalkınmada kadınların rolünün ne kadar önemli olduğunun son yıllarda daha iyi anlaşılan bir farkındalık olduğuna dikkati çekerek şöyle devam etti: “Kadınların güçlendirilmesi sadece ekonomik büyümeye katkı sağlamıyor. Bunun yanında gelecek nesillerin yetiştirilmesinde, nüfusun niteliğinin artmasında ve huzurlu toplumların inşasında da rol oynuyor. Nerede olursa olsun, konumları iyileşen kadınlar, yalnızca kendi toplumlarını değiştirmekle kalmıyor, coğrafyalarına yayılan bir iyilik etkisini de başlatıyorlar. Bu süreci hızlandırmak için bilhassa bazı başlıklarda kadınların desteklendiği yol haritalarına ihtiyacımız var. Eğitim, istihdam, karar alma mekanizmalarındaki görünürlük, dijital dönüşüm ve çevre bu başlıkların en başında yer alıyor.”
Özellikle “Afrika açılımı”nın ardından, Afrika’yla ikili ticaret ve ekonomik ilişkilerde epey yol aldıklarını aktaran Emine Erdoğan, “Tek tarafın değil, iki tarafın da eşit kazandığı bir yaklaşımla ilerliyor olmamız ülkemin insani dış politikasının eseridir. Birçok güç tanımının arasında, Türkiye’nin ‘müşfik bir güç’ olarak konumlanması, çabalarımızın merkezinde her zaman insanı tuttuğumuzu ifade eder. Afrika’nın bizim için çok özel bir yeri var. Temeli insan sevgisine dayalı bir kardeşlik ilişkisinin taraftarıyız” dedi.
“AFRİKA’DA KADIN GİRİŞİMCİLİĞİNİN SON YILLARDA HIZLA ARTMASI SON DERECE SEVİNDİRİCİDİR”
Emine Erdoğan, Afrika’yı; yaklaşık 1,3 milyar nüfusu, 2 binin üzerinde dil ve etnik grubu kapsayan çeşitliliğiyle “sınırsız bir potansiyel” ve “21. yüzyılın parlayan yıldızı” şeklinde tanımlayarak kıta ile ilgili duygu ve düşüncelerini şöyle ifade etti: “Afrika, maalesef insanlık tarihinin en zorlu sınavlarını vermiştir. Bu geçmişin, kıtanın gelişimi üzerinde olumsuz etkileri olduğu yadsınamaz. Ancak tüm bu deneyim, bir yandan Afrika’nın tüm dünyaya ilham olan çok özel insanlarını çıkarıyor karşımıza. Nice Afrikalı aktivist ve rol model, tüm dünyayı etkisi altına alıyor. Her türlü engele rağmen, Afrikalı kadınlar, gücün, zekânın ve azmin sembolleri oluyorlar. Uzun yıllara dayanan Afrika seyahatlerimde, Afrikalı kadınların gizli kahramanlar olduklarına tanıklık ettim. En başta Afrikalı kadınların ekonomi üzerinde büyük bir katkısı var. Kıtanın tamamında, tarım sektörünün yüzde 70’i kadınlar tarafından yürütülüyor. Yiyecek üretiminin yüzde 90’ı kadınların ellerinde gerçekleşiyor. Tabii şunu unutmamak gerekir ki Afrika onlarca ülkenin olduğu büyük bir kıta. Toplumsal doku, ekonomik göstergeler ve kadınların durumu da ülkeden ülkeye çeşitlilik gösteriyor. Genel olarak baktığımızda Afrikalı kadınların siyasette etkin aktörler olduğunu görüyoruz. Mesela Ruanda parlamentosunun yüzde 60’ının kadınlardan oluşması dünyadaki en yüksek orandır. Bunun yanında Afrika’da kadın girişimciliğinin son yıllarda hızla artması son derece sevindiricidir. Tüm bunlar göz önüne alındığında, Türk ve Afrikalı kadın liderlerin, bilgi ve deneyimlerini paylaşacakları pek çok paydada bulaşabileceklerine inanıyorum.”
Konuşmasında özellikle bir hususa dikkat çekmek istediğini dile getiren Emine Erdoğan, Kovid-19 salgınında neredeyse iki senenin geride bırakıldığını hatırlatarak şunları kaydetti: “Yüzyılımız, dünya tarihinin en büyük felaketlerinden birisinin maalesef sahnesi oldu. Salgın, hayatın birçok alanını altüst eden yıkıcı etkiler gösterdi. Fakat aynı zamanda, dijital dönüşümü hızlandırdı. Kadın liderlerin, özellikle bu alana mercek tutmaları gerektiğine inanıyorum. Kadınların teknolojinin tüketicileri değil, üreticileri olmaları gerekiyor. Kız öğrencilerin bilim ve teknoloji alanına olan ilgisini sürdürülebilir şekilde daha da artırmalıyız. Kadınların dijital dönüşüme yön veren aktörler olması, bugün ve gelecekte nasıl bir dünyada yaşayacağımızı belirleyecek. İşte tüm bu sebeplerle kadın liderlere büyük bir sorumluluk düşüyor. Açtığınız yolda yürümek için can atan genç kadınların ellerinden tutmak ve onların mentoru olmak önceliğimiz olmalıdır. Afrikalı ve Türk kadın liderlerin, bu anlamda örneklik sergileyecek iş birlikleri kuracaklarına can-ı gönülden inanıyorum.”
Emine Erdoğan, 2016’da Ankara’da kurdukları Afrika El Sanatları Pazarı ve Kültür Evi’nin dayanışmalarını güçlendirecekleri bir faaliyet alanı olduğunu belirtti. Emine Erdoğan, Afrikalı kadınlar için adil bir pazar anlayışıyla kurulan bu merkezi, el birliği ile güçlendirerek hem ekonomik hem kültürel köprüler kurma çağrısında bulundu.
Emine Erdoğan, yüksek enerjisinden ve vizyonundan istifade ettikleri başarılı kadınlarla birlikte olmaktan memnuniyet duyduğunu sözlerine ekledi.
Kongo Demokratik Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Felix Tshisekedi’nin eşi Denise Nyakeru Tshisekedi, Emine Erdoğan’a teşekkürlerini sunarak kendisiyle özellikle kadın hakları konusunda birçok değeri paylaştıklarını ifade etti.
Hâlihazırda Türkiye, diğer Afrika ülkeleri ve Kongo Demokratik Cumhuriyeti arasında ticari ilişkilerin mevcut olduğunu ancak bu ilişkilerin güçlendirilmesi, artırılması gerektiğini belirten Tshisekedi, kadınların bu açıdan önemli bir rolü bulunduğunu, bu rolü tam olarak yerine getirmeleri gerektiğini anlattı.
Tshisekedi, kadın liderliğinin ülkelerinin gelişiminin anahtarı olduğunu vurgulayarak, “Dolayısıyla biz kadınların, kadın liderliğinin önündeki tüm engelleri kaldırmamız gerekiyor. Bu engellerden birisi eğitime, finansa erişim. Hatta kadınların çeşitli şiddet şekillerine maruz kalmaları. Dolayısıyla biz bu tür çerçeveleri artırmalıyız. Diyaloğu kurabileceğimiz, işletebileceğimiz, başarı hikâyelerini paylaşabileceğimiz ortamları, bağlamları artırmamız gerekiyor. Bu şekilde kadın liderliğini destekleriz. Kadınların hem iş hayatında hem siyasi hayatta ilerlemesini sağlayabiliriz. Afrika’da kısa bir süre önce Afrika Kıtasal Serbest Ticari Bölgesi oluşturuldu. Bu pazar dünyanın girişimci kadınları için bir fırsat” değerlendirmesinde bulundu.
Panelde, Emine Erdoğan’ın Afrika’ya gerçekleştirdiği seyahatlerden kesitleri içeren ve bu gezilerindeki izlenim ile hatıralarını kaleme aldığı “Afrika Seyahatlerim” kitabının yer aldığı bir video izletildi. Konuşmaların ardından Ticaret Bakanı Mehmet Muş ve DEİK Başkanı Nail Olpak Emine Erdoğan’a “Destan Pano” takdim etti.
Emine Erdoğan da Kongo Demokratik Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Tshisekedi’nin eşi Denise Nyakeru Tshisekedi’ye “Söz Vazo” adlı eseri armağan etti. Daha sonra Emine Erdoğan, Tshisekedi ve beraberindekiler hatıra fotoğrafı çektirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TRT 47. Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği’ne katıldı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Sergi Salonu’nda düzenlenen TRT 47. Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği’ne katılarak bir konuşma yaptı.
Konuşmasına salondakileri selamlayarak başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yurt dışından gelen misafir çocuklara Türkiye’de bulunmaları ve sevinçlere ortak oldukları için teşekkür etti.
Program öncesi İstanbul’da ve Marmara Bölgesi’nde depremlerin meydana geldiğini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Kısa bir süre önce İstanbul’da ve Marmara Bölgemizde 6,2 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. İstanbullu kardeşlerim başta olmak üzere depremden etkilenen tüm vatandaşlarımıza buradan geçmiş olsun dileklerimizi gönderiyoruz. AFAD ve Sağlık Bakanlığımız başta olmak üzere devletimizin tüm birimleri şu an teyakkuz halinde. Arama-tarama çalışmalarımız hassasiyetle devam ediyor. Biz de süreci çok yakından takip ediyoruz. Buraya gelmeden önce bakan arkadaşlarımızın yanı sıra AFAD Başkanımız ve İstanbul Valimizden en güncel bilgileri aldım. Elhamdülillah, şimdilik sıkıntılı bir durum görünmüyor. Rabbim ülkemizi ve milletimizi her türlü musibetten, afetten, kazadan, beladan, muhafaza eylesin diyorum.”
Türkiye’nin ve dünyanın dört bir yanındaki tüm çocukların 23 Nisan Millî Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu bayramı sizlere armağan eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere tüm devlet büyüklerimizi, şehit ve gazilerimizi şükranla yâd ediyorum” ifadesini kullandı.
TRT’nin bir yandan sorumlu yayın ve habercilik anlayışıyla başarılarına her gün yenisini eklerken, diğer yandan böylesine güzel ve anlamlı etkinliklerle kalpleri buluşturmaya devam ettiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “1979’dan bu yana her sene düzenlenen uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği, TRT’mizin yüz akı işlerinden bir diğerini teşkil ediyor” dedi.
“KARDEŞLİĞİ NE KADAR YÜCELTİRSENİZ, DÜNYAMIZ O DERECE YAŞANILIR HÂLE GELECEKTİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugüne kadar 120 farklı ülkeden 130 binden fazla çocuğun Türkiye’deki bu etkinliklerde misafir edildiğini anımsatarak, şunları kaydetti:
“Şenliklerin 47’ncisini ‘Hayat çocuklar gülünce güzel’ temasıyla gerçekleştiriyoruz. 30 ülkeden 600 gül yüzlü evladımızı külliyemizde ağırlayarak onların coşkusuna, mutluluğuna, enerjisine biz de ortak oluyoruz. Bugün burada yaşadığınız sevincin hiç azalmamasını, hayatınız boyunca yüzünüzden tebessümlerin asla eksik olmamasını temenni ediyorum. İnançlarımız, dillerimiz ve kültürlerimiz farklı olsa da hepimiz büyük insanlık ailesinin fertleriyiz. Hepimiz Hazreti Adem ile Hazreti Havva’nın çocuklarıyız. Siz çocuklar, kardeşliği ne kadar yüceltirseniz, unutmayınız dünyamız o derece yaşanılır hâle gelecektir.
Kalplerinizdeki sevgiyle, yüreklerinizdeki umutla, birbirinize duyduğunuz o tertemiz güvenle barışı ve huzuru sizler tesis edeceksiniz. Kötülere ve kötülüklere rağmen bu dünyayı sizler güzelleştireceksiniz. Kısacası bizim uğruna bedeller ödeyerek çetin mücadeleler neticesinde belli bir aşamaya getirdiğimiz hayallerin geri kalanını gerçeğe sizler dönüştüreceksiniz. Sizlere güveniyoruz, sizlere inanıyoruz. Hayat yolculuğunuzda hepinize şimdiden başarılar diliyor, her birinizi o ışık saçan gözlerinizden öpüyorum.”
Organizasyonun düzenlenmesinde emeği geçen TRT ailesine de teşekkürlerini ileten Cumhurbaşkanı Erdoğan, çocuklardan aileleri ve arkadaşlarına Türkiye’den kucak dolusu selam götürmelerini istedi.
“Çocuklar bu ülkenin temeli, yarının umududur. Onlara göstereceğimiz sevgi, geleceğe yapılmış en değerli yatırımdır.” 23 Nisan bayramınız kutlu olsun!
23 Nisan 1920, Türk milletinin iradesini temsil eden Türkiye Büyük Millet Meclisi’ nin açıldığı ve Türk Milletinin egemenliğini ilan ettiği tarihtir.
Ey yükselen yeni nesil, gelecek sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk; onu yükseltecek ve sürdürecek sizsiniz’ Mustafa Kemal Atatürk.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 23 Nisan 1924’te 23 Nisan gününün bayram olarak kutlanmasına karar vermiştir. Bu tarihten 5 yıl sonra 23 Nisan 1929 tarihinde Atatürk bu bayramı çocuklara armağan etmiş ve bu tarihten itibaren 23 Nisan yurt sathında Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı olarak kutlanmaya başlanmıştır. Çocuklara armağan edilen tek evrensel bayram olma özelliği taşıyan 23 Nisan, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’nin onlara güveninin göstergesidir. Atatürk, dünya tarihinde çocuklara bayram armağan eden tek liderdir.
UNESCO’nun 1979 yılını “Dünya Çocuk Yılı” olarak ilan etmesiyle, bu bayram dünya çocuklarıyla bir arada, büyük bir coşku ve heyecanla kutlanmaktadır. Dünya barışı adına, geleceğin büyükleri ve yöneticileri olan çocukların bu gün vesilesiyle bir araya gelmeleri, çocukça bir masumiyetle birbirleriyle kucaklaşmaları bizim için gurur kaynağı olmuştur.
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, gelecek nesillere verdiği önemi şu sözleriyle ifade etmektedir; “Küçük hanımlar, Küçük beyler! Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı ve ikbal ışığısınız. Memleketi asıl ışığa boğacak olan sizsiniz. Kendinizin ne kadar önemli, değerli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız. Sizlerden çok şey bekliyoruz.” Sözleriyle çocuklarımızın geleceğin umudu ve mimarı olduklarını belirtmiştir.
“Çocuklar bu ülkenin temeli, yarının umududur. Onlara göstereceğimiz sevgi, geleceğe yapılmış en değerli yatırımdır.” 23 Nisan bayramınız kutlu olsun!
“TÜRKSAT 6A ile Türkiye, kendi haberleşme uydusunu üretebilen 11 ülkeden biri konumuna yükseldi”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TÜRKSAT 6A Hizmete Alma Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Yüzde 80’in üzerinde yerlilik oranıyla 84 yerli ekipman kullanarak geliştirdiğimiz TÜRKSAT 6A ile birlikte Türkiye kendi haberleşme uydusunu üretebilen 11 ülkeden biri konumuna yükseldi” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TÜRKSAT Gölbaşı Yerleşkesi’nde düzenlenen TÜRKSAT 6A Hizmete Alma Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TÜRKSAT 6A’nın, 9 Temmuz 2024’te uzaya fırlatıldığını, ilk test yayınının ise 17 Şubat’ta yapıldığını belirtti.
Tüm süreçlerin sorunsuz ve sıkıntısız bir şekilde tamamlandığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, TÜRKSAT 6A’nın ülke ve millet için hayırlı olmasını diledi.
Tasarımından üretimine, nakliyesinden uzaya fırlatılmasına, yörüngeye oturtulmasından test aşamasına kadar projenin başarıyla ilerletilmesinde emeği geçenlere teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, projeye destek olan ve uzay sanayisine gönül vermiş tüm personeli tebrik etti.
En az 15 yıl hizmet verecek TÜRKSAT 6A ile birlikte TÜRKSAT’ın işlettiği haberleşme uydularının sayısının altıya, uzaydaki uyduların toplam mevcudunun da 10’a yükseldiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, yer sabit özelliği taşıyan yeni haberleşme uydusunun televizyon yayıncılığı başta olmak üzere acil durum haberleşmesi hizmetlerini de geniş bir kapsama alanında sunacağını söyledi.
Kesintisiz televizyon yayıncılığı açısından kritik önem taşıyan TÜRKSAT 6A ile televizyon yayını yapılan uyduların artık yedeklenebileceğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, uzay iletişim ve haberleşme sektörleri için atılmış çok büyük bir adım olan TÜRKSAT 6A uydusunun ülke ve millet için hayır getirmesini temenni etti.
Özellikle haberleşme uyduları gibi teknolojilerin dışa bağımlı olmadan üretilmesinin millî güvenlik açısından son derece önemli olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yüzde 80’in üzerinde yerlilik oranıyla 84 yerli ekipman kullanarak geliştirdiğimiz TÜRKSAT 6A ile birlikte Türkiye kendi haberleşme uydusunu üretebilen 11 ülkeden biri konumuna yükseldi. Yeni haberleşme uydumuz, yerli ve millî teknoloji üretme hedefimiz doğrultusunda 20 yıla yayılan titiz, yoğun ve meşakkatli bir çalışmanın ürünüdür.” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu noktaya gelmenin kolay olmadığını belirterek, hayata geçirilen teknoloji transfer programıyla 3A, 4A ve 4B uydularının üretiminde TÜRKSAT mühendislerinin de yer almasını sağladıklarını anımsattı.
Devamında 5A ve 5B uydularının yapımında 12 mühendisi tasarım, üretim ve test başlıkları süreçlerine doğrudan dâhil ettiklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, yıllara sâri bu çalışmalar ve tecrübelerle uzay teknolojileri alanında pek çok kritik eşiğin aşıldığını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, böylece en yüksek yerlilik oranına sahip TÜRKSAT 6A uydusunu üretme imkân, yetenek ve tecrübesine sahip olunduğunun altını çizdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yapamayız’ diyenlere inat, ‘Biz yaparız, hatta daha iyisini yaparız’ dedik. Karamsarlık aşılayanlara, kendi ülkesinden, kendi milletinden umudunu kesenlere asla kulak asmadık. Yani yılmadan, yorulmadan, inanç, sabır ve azimle çalışarak bugünlere kadar hamdolsun alnımızın akıyla geldik. Bugünkü başarı, lafa her başladıklarında ‘Bizden bir şey olmaz’ diyerek gençlere umutsuzluk aşılayan eşik zihniyete indirilmiş ağır bir darbedir” diye konuştu.
Mühendislere ve Türkiye’nin uzaydaki varlığına güç katanlara teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 23 yıldır olduğu gibi önce hayalleri hedeflere sonra da hedefleri gerçeklere dönüştürmeye devam edeceklerini dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yerli ve millî haberleşme uydusu ile TÜRKSAT’ın hizmet verdiği alanın, Hindistan, Tayland, Malezya ve Endonezya’yı da kapsayacak şekilde daha da genişleyeceğini belirterek, “Uydularımızın dünya genelinde ulaştığı nüfus 3,5 milyardan 5 milyara yükselecek” ifadelerini kullandı.
Teknoloji transferi ve tecrübe kazanımı sayesinde Türkiye’nin artık uydu ve bileşenlerinin tasarım ve üretiminde önemli bir pazar payına sahip olacağını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, devrim niteliğindeki bu projeyle, yerli ve millî bir haberleşme uydusu platformuna sahip olunduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ana paydaşların yanı sıra alt yüklenicilerle birlikte uydu üretim ekosistemi kurarak, birçok kurum ve kuruluşun uzay sanayisine katkı vermesini sağladıklarını kaydederek, şöyle konuştu: “Tüm aşamalarda aktif roller üstlenen onlarca mühendis ve personelimizle birlikte uydu ve uzay teknolojileri için insan kaynağı yetiştirmiş olduk. Proje paydaşlarının geliştirdiği ekipmanlarla uluslararası ölçekte rekabet edebilme düzeyine eriştik. İhracat kapasitemizi daha da güçlendirdik. SpaceX ile ortak çalışmalar yürütme yanında fırlatma süreci de TÜRKSAT tarafından yönetildi. Dünya nüfusunun yüzde 60’ından fazlasını yani 5 milyarlık bir nüfusu ihtiva eden kapsama alanıyla uzay çalışmaları ve uydu yayıncılığında parmakla gösterilen ülkeler arasına girdik.”
Elde edilen bu kazanım ve etkinliklerle millî uydu markası oluşturma ve millî uzay şirketi kurulması noktasında önemli bir fırsatın yakalandığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gelecekteki ay ve derin uzay görevleri, haberleşme uyduları ve takım uydu projelerinin hayata geçirilmesinde de yine bu birikimden istifade edeceğiz” dedi.
Çıtayı sürekli yukarıya çıkartarak hedeflere ulaşacaklarının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dünyadaki gelişmelere baktığımızda şu gerçeği hepimiz görmekteyiz, Türkiye’nin önünde tarihi bir fırsat penceresi açılmaktadır. Küresel sistemde hak ettiğimiz yere gelmeye çok yakınız” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hiç kimsenin bu fırsatı heba etmesine izin veremeyeceklerini vurgulayarak, daha önce dünyada benzer değişimler olurken, Türkiye’nin kendi iç çekişmeleriyle meşgul olduğunu anımsattı. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bilimsel ve teknolojik ilerlemeler yaşanırken biz millet olarak enerjimizi gereksiz, faydasız, boş tartışmalarla harcadık. Türkiye’nin dışarıyla ilgilenmemesi için her şey yapıldı, her şey denendi. Mezhep, köken, görüş farklılıkları üzerinden bizi iç meselelerimizle meşgul ederek, Türkiye’yi küresel rekabette minder dışına itmeyi başardılar. Bizimle aynı ligde olan ülkeler, teknolojide birbirleriyle kıran kırana bir yarış içindeyken, hatırlayın bu ülkenin gündemi, başörtüsüydü, sakaldı, sarıktı, çarşaftı, irtica idi, yeşil sermayeydi. Kendilerine bir iç düşman ürettiler ve Türkiye’yi o iç düşmanla oyaladılar. Peki, sonuçta ne oldu? Türkiye kaybetti, millet kaybetti. Eller koşar adım ilerlerken, biz yıllarca yerimizde saydık. Rakiplerimizle aramızdaki mesafenin açılmasına engel olamadık. Ekonomide, demokraside, dış politikada, toplumsal barış ve huzurda çok ağır faturalar ödemek zorunda kaldık.”
“TÜRKİYE’NİN İSMİ, BÖLGESİNİN BİR KUTUP BAŞI OLARAK HER PLATFORMDA DAHA FAZLA ZİKREDİLİYOR”
Bugün de dünyanın büyük bir dönüşümün arifesinde olduğunu, gümrük tarifeleri restleşmeleri ile küresel ticaretin kurallarının kökten değiştiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, mevcut krizlerin çözülemediği gibi her gün yeni bir gerilime uyanıldığını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, uluslararası sistemin, Gazze’deki soykırımla birlikte itibarını iyice kaybettiğine işaret ederek, şunları kaydetti: “Batı dünyası ve kurumları eski etkinliğini tamamen yitirmiş durumda. Yapay zekâ teknolojilerinin nereye varacağını kimse kestiremiyor. Yani eski sistem hızla yıkılırken, yerine ne konacağını tam olarak kimse kestiremiyor. Türkiye’nin ismi, bölgesinin bir kutup başı olarak her platformda daha fazla zikrediliyor. Ama böylesi kritik bir dönemde bakıyorsunuz, ana muhalefet partisi eliyle Türkiye tekrar tartışmaların, eski kavgaların içine çekilmek isteniyor. Ülkemize geçmişte bedel ödetmiş bayat senaryolar yine bu çevrelerin figüranlığında tekrar tedavüle konulmaya çalışılıyor. Sokaklarımızın terörize edilmesinden, Türkiye’nin Batıya ve batılı medya kuruluşlarına pervasızca şikâyet edilmesine, üniversite ve lise gençliğinin kışkırtılmasından, boykot çağrılarıyla ülke ekonomisine zarar verilmesine kadar tüm tuşlara aynı anda basılıyor.
Son olarak gerilim ve istismar siyasetlerine Gazze soykırımını alet ettiler. 50 bin masum katledilirken, ‘bize ne Filistin’den’ diyerek tam 18 aydır sustukları, topraklarını savunan Filistinli direnişçilere ‘terörist’ iftirası attıkları bir insani trajediden siyasi rant sağlamaya çalıştılar. Şunu açık ve net söylemek isterim, oyuncular değişmiş olsa da oynanan oyunun aynı olduğunu biz biliyoruz. Milletimiz de ne yapılmaya çalışıldığının gayet farkında. Dolayısıyla ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar, arzu ettikleri kaos ve kargaşa ortamını bir türlü oluşturamıyorlar. Hükûmet olarak biz de hizmet ve eser siyasetimizden kopmayarak onların tuzağına düşmüyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen hafta Türkiye’nin en stratejik projelerinden biri olan Silvan Sulama Tüneli’nin kazılarına başlayarak neticeyi aldıklarını anımsattı.
“TARİHÎ BİR BAŞARI HİKÂYESİNE ŞAHİTLİK EDİYORUZ”
Yine geçen hafta İstanbul Havalimanı’nda eş zamanlı üçlü bağımsız pist dönemini başlattıklarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin, Amerika’dan sonra bu uygulamayı hayata geçiren ikinci ülke olduğunu ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefetin “oraya uçak inmez” dediği havalimanına artık aynı anda üç uçağın inip kalktığına dikkati çekerek, “Bugün de hamdolsun TÜRKSAT 6A’yı devreye alıyoruz. Bundan 31 yıl önce TÜRKSAT 1B uydusu ile başlayan uzay maceramızı çok daha yüksek bir düzeye eriştirmenin bahtiyarlığını yaşıyoruz. İnançla, azimle, emekle her cümlesi bilgi, tecrübe ve alın teriyle yazılmış tarihî bir başarı hikâyesine hep birlikte şahitlik ediyoruz.”
Projede yer alan kurumlarla, mühendislerle, çalışanlarla ne kadar iftihar edilse az olacağını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bütün bunlar, inşa edilmekte olan Türkiye Yüzyılı’nın müjdeleridir. Allah’ın izniyle çok daha iyi yerlerde olacağız. Gençlerimize güçlü, müreffeh ve itibarlı bir Türkiye teslim edeceğiz. Milletimizin desteğiyle çıktığımız bu yolda Rabbim hepimize yardımcı olsun. Bizi daha nice başarılara ulaştırsın diyorum. Bu vesileyle 15 Temmuz hain darbe girişiminde FETÖ’cü teröristler tarafından burada şehit edilen Ahmet Özsoy ve Ali Karslı kardeşlerime Rabbimden rahmet niyaz ediyorum. İlk yerli ve millî haberleşme uydumuz TÜRKSAT 6A’nın bir kez daha ülkemiz ve milletimiz için hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum. Projede emeği, katkısı, alın teri ve fikir teri olan tüm kardeşlerimi kutluyorum.”
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.