Cumhurbaşkanı Erdoğan “Hâlen yürüttüğümüz ve neticelenecek projeler devreye girdiğinde, Türkiye savunma sanayi alanında dünyanın en üst ligine çıkmış olacaktır”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Pakistan MİLGEM Korvet Projesi’nin birinci gemisinin denize indirilmesi töreninde yaptığı konuşmada, “Hâlen yürütmekte olduğumuz ve önümüzdeki 4-5 yıl içinde hepsi de neticelenecek projeler devreye girdiğinde, Türkiye savunma sanayi alanında dünyanın en üst ligine çıkmış olacaktır. Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yılı olan 2023’te milletimize vereceğimiz en büyük armağanın işte bu olduğuna inanıyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Pakistan Cumhurbaşkanı Arif Alvi ile birlikte, Pakistan MİLGEM Korvet Projesi 1. Gemi Denize İniş ve Açık Deniz Karakol Gemisi Projesi 1. Gemi Sac Kesim Töreni’ne katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Tersane Komutanlığı’nda düzenlenen törende yaptığı konuşmasına, dün 74. yıl dönümü olan Pakistan’ın bağımsızlık gününü tebrik ederek başladı.
“TÜRK İNSANININ KALBİNDE PAKİSTAN HER ZAMAN MÜSTESNA BİR YERE SAHİP OLMUŞTUR”
Pakistan’ın 14 Ağustos 1947’den beri merhum Muhammed Ali Cinnah’ın işaret ettiği şekilde birlik, inanç, disiplinle yoluna devam ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye ve Pakistan arasındaki dostluk ve kardeşlik bağlarının kökleri, tarihin derinliklerine kadar uzanıyor. Türk insanının kalbinde Pakistan her zaman müstesna bir yere sahip olmuştur. Bizler de aramızdaki kardeşlik bağından aldığımız güç ile ilişkilerimizi her alanda ileriye götürmek için çalışmalarımızı kesintisiz sürdürüyoruz. Ülkelerimiz salgın döneminde sergiledikleri samimi iş birliğiyle dost ve kardeş ülke olmanın ne demek olduğunu da bir kez daha göstermiştir” dedi.
İki ülke arasında oluşturulan yüksek düzeyli stratejik işbirliği mekanizması sayesinde bakanlıkların ve kurumların verimli iş birliklerinin tesisine imkân sağladıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şubat 2020’de gerçekleştirilen 6. Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey Toplantısı’nda ilişkilerin tüm yönleriyle tekrar ele alındığını söyledi.
Salgının yol açtığı sınırlamalara rağmen Türkiye’de düzenlenecek bir sonraki toplantı için detaylı bir hazırlık yürüttüklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, tarihini yakında belirleyecekleri 7. konsey toplantısı vesilesiyle Pakistan ile ortak gündemi geliştirmenin çabası içinde olduklarını belirtti.
“SAVUNMA SANAYİ ALANINDAKİ ORTAKLIĞIMIZI DAHA DA İLERLETMEK KONUSUNDA MUTABIKIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, savunma sanayi alanında son dönemde gerçekleştirilen somut iş birliği projelerinden de ayrıca bahtiyarlık duyduklarını dile getirerek, şöyle devam etti: “Savunma sanayi alanında bugün ilk gemisinin açılışını yapmakta olduğumuz MİLGEM korvetleri yanında ATAK helikopterleri ve eğitim uçakları gibi çok başarılı ortak işbirliği projeleri bulunuyor. Savunma sanayi alanındaki ortaklığımızı daha da ilerletmek konusunda mutabıkız. Pakistan ile aramızdaki güçlü siyasi ilişkilerimizin ve savunma sanayimizdeki işbirliğimizin ticari ilişkilerimize yansımasını istiyoruz. Bu konuda hepimize yardımcı olacak bir yol haritasını Pakistan ile Şubat 2020’de İslamabad’da imzaladık. Kurumlarımız, bu eylem planının hayata geçirilmesi için çalışmalarına devam ediyor. Salgına rağmen geçtiğimiz yıl ikili ticaret hacmimizde düşüş yaşamamış olmamız da bir kazanımdır. İnşallah bu yıldan itibaren bu rakamı sürekli yükselteceğiz. Pakistan 2 milyarı aşkın nüfusuyla önemli bir bölge olan Güney Asya’da barışın tesisi ve refahın arttırılması çabalarında kritik bir rol üstlenmektedir. Bölgenin yüzleştiği sorunlara bulunacak çözümler ancak Pakistan’ın desteği ile hayata geçirilebilir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son dönemde çatışmaların yoğunlaştığı Afganistan’a barış ve istikrarın gelmesi konusunda Pakistan’a da hayati görevler düştüğünü söyledi.
“AFGANİSTAN’IN BİR AN ÖNCE İSTİKRARA KAVUŞTURULMASI İÇİN HER TÜRLÜ ÇABAYI GÖSTERMEYE DEVAM EDECEĞİZ”
Giderek artan istikrarsızlığın, Afganistan’da yeni bir göç dalgasını tetiklemesi yönündeki endişelerin, ancak bu şekilde ortadan kaldırılabileceğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye olarak, İran üzerinden gerçekleşen bir Afgan göçmen dalgasıyla karşı karşıyayız. Bölgenin ve en başta da Afganistan’ın bir an önce istikrara kavuşturulması için her türlü çabayı göstermeye devam edeceğiz. Bunun için de Pakistan ile iş birliğimizi artarak sürdürmemiz gerekiyor. Elimizdeki tüm imkânları bu doğrultuda seferber etmekte kararlıyız” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, MİLGEM Projesi kapsamında Pakistan donaması için MİLGEM sınıfı 4 korvet gemi inşa edileceğini hatırlatarak, şöyle konuştu: “Bunların 2’si ülkemizde, 2’si ise Pakistan’da üretilecek. Korvetlerde kullanılacak ilave teknoloji ve teçhizatlar da yine ülkemiz savunma sanayi ürünleri arasından seçilecek. Sac kesme törenini 2019 yılında yaptığımız ilk geminin bugün suya indirme merasimini gerçekleştiriyoruz. İkinci gemiyi kızağa koyma töreni de nisan ayında yapıldı. Pakistan’da üretilecek olan 3. geminin omurgasının kızağa indirilmesi töreni geçtiğimiz yılın ekim ayında, 4. geminin sac kesme töreni de bu yılın haziran ayında icra edilmişti. Sözleşmesi yaklaşık 3 yıl önce imzalanan bu projeye göre, 2025 yılına kadar korvetlerin teslimatı tamamlanacak. Görüldüğü gibi, tüm gemilerin üretim süreçleri planlandığı şekilde yürüyor. Pakistan’ın her kazanımını kendi kazanımımız olarak görüyoruz. Milli Savunma Bakanlığımızın savunma sanayi alanında iş birliği yaptığı 80’e yakın ülke arasında, Pakistan’ın ayrı bir yeri vardır. Diğer alanlardaki ilişkilerimizi de arzu ettiğimiz seviyeye çıkararak bölgemizde ve dünyada örnek bir dayanışma ortaya koymayı sürdüreceğiz. Bugün ayrıca Türk Deniz Kuvvetleri Komutanlığının ihtiyacı için üretilmesi planlanan 10 adet açık deniz hareket ve karakol gemisinden ilkinin ilk sac kesimini de yapıyoruz. Üzerinde bir helikopter ve görünmez insansız hava aracı da yer alacak bu karakol gemilerimiz, 21 gün boyunca denizde kesintisiz görev yapabilecek. Karakol gemilerimizin ilkini 2023 Mayıs ayında Deniz Kuvvetlerimize teslim edeceğiz. Böylece, Türkiye kara ve hava unsurlarının yanı sıra denizde de hem üretim hem operasyon gücünü sürekli artırmaktadır. Elbette bu noktaya kolay gelmedik. İstiklal Harbimizin ardından 1974’e kadar olan bu dönemi bir kenara bırakıyorum. Son 47 yılda yaşadığımız hadiselerin her biri bizi böyle güçlü bir yapıya sahip olmaya mecbur bırakmıştır. Ülkenin yönetimini üstlendiğimiz 19 yıl boyunca, savunma sanayimizin her projesiyle her yatırımıyla her sıkıntısının çözümüyle bizzat ilgilendik. Terör ile mücadeleden sınır ötesi harekâtlarımıza kadar, attığımız her adımda, maruz kaldığımız açık ve gizli ambargoları biz biliyoruz. Ama bunların hiçbiri bizi yıldıramadı. Hedeflerimizden uzaklaştıramadı. Sonuçta, savunma sanayimizdeki dışa bağımlılığımızı yüzde 80’lerden yüzde 20’lerin altına çektiğimiz bir yere geldik. Son 6 yılda Suriye, Libya ve Karabağ’da ortaya koyduğumuz güçlü duruşun ve elde ettiğimiz başarıların gerisinde işte böyle büyük bir emek, işte böyle büyük bir mücadele, işte böyle büyük bir azim vardır.”
“BATILILAR BİZE VERMEDİKLERİ HER SAVUNMA SANAYİ ÜRÜNÜYLE KENDİ TASARIM VE ÜRETİM SÜRECİMİZİ BAŞLATMAMIZA YOL AÇMIŞLARDIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kötü komşu, insanı hacet sahibi eder” sözünü anımsatarak, şöyle devam etti: “Batılılar bize vermedikleri her savunma sanayi ürünüyle kendi tasarım ve üretim sürecimizi başlatmamıza yol açmışlardır, sağ olsunlar. Türkiye’yi köşeye sıkıştırmak, çaresiz bırakmak ve dayattıkları istikamete yönlendirmek için uyguladıkları sinsi politikaların bugün bizi getirdiği yer sebebiyle aslında kendilerine şahsım ve milletim adına teşekkür ediyorum. Halen yürütmekte olduğumuz ve önümüzdeki 4-5 yıl içinde hepsi de neticelenecek projeler devreye girdiğinde Türkiye, savunma sanayi alanında dünyanın en üst ligine çıkmış olacaktır. Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yılı olan 2023’te milletimize vereceğimiz en büyük armağanın işte bu olduğuna inanıyoruz. Türkiye büyüdükçe, güçlendikçe elde edeceği imkânların her birini dostlarıyla kardeşleriyle bölüşmekten memnuniyet duyan bir ülkedir. Tıpkı bugün burada denize indirme törenini yaptığımız MİLGEM Korvet’i gibi önümüzdeki dönemde elde edeceğimiz her bir imkân ve kabiliyet hiç şüpheniz bulunmasın Pakistanlı dostlarımızın da emrinde olacaktır.”
Dün Kahramanmaraş’ta yangın söndürme çalışmaları esnasında kaza kırıma uğrayan uçakta hayatını kaybeden Rus ve Türk mürettebat için taziyelerini sunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kastamonu, Bartın ve Sinop’taki sel felaketlerinde vefat edenlere Allah’tan rahmet niyaz ederek, “Milletimizin ve yangında mücadelemize destek veren Rus dostlarımızın başı sağ olsun. Rabb’im ülkemizi daha büyük felaketlerden ve acılardan korusun” dedi.
Denize indirdikleri korvetin, Pakistanlılara hayırlı olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, projenin hayata geçmesinde emeği olanları tebrik etti.
PAKİSTAN CUMHURBAŞKANI ALVİ: “PAKİSTAN, TÜRK SAVUNMA ÜRÜNLERİ İÇİN EN GENİŞ PAZARLARDAN BİRİ VE ORTAK İŞ BİRLİĞİ İÇİN FIRSATLAR BÜYÜK”
MİLGEM savaş gemisinin denize indirilmesinin ve açık deniz karakol gemisi projesinin yürütülmesinin Pakistan ve Türkiye arasındaki savunma alanında güçlü iş birliğinin kanıtı olduğunu söyleyen Pakistan Cumhurbaşkanı Alvi, “iki ülkenin benzer sınamalar ve tehditlerle karşı karşıya olduğunu, başta savunma ve güvenlik olmak üzere çeşitli alanlarda ortaklığını derinleştirdiğini” vurguladı.
Pakistan Cumhurbaşkanı Alvi, “Pakistan, Türk savunma ürünleri için en geniş pazarlardan biri ve ortak iş birliği için fırsatlar büyük” dedi. Türkiye ve Pakistan arasında savaş gemilerinin inşası alanındaki iş birliğinin sadece Pakistan donanmasının kabiliyetlerinin artması değil iki ülke arasındaki dostluğun da güçlenmesine katkı sağladığını belirten Pakistan Cumhurbaşkanı Alvi, şunları kaydetti: “Nesillerimize bu eski dostluk hatırlatılmalı. Pakistan şekillenmeden önce de insani anlamda iletişim kurduk. Biz, Pakistan ile dayanışma sergileyen halklarla; Türkiye’deki kardeşlerimizle iletişim kurduk. Tüm mutluluklarımızda ve badirelerde birbirimize yardım etmek için iş birliği yaptık.”
Pakistan Cumhurbaşkanı Alvi, “Pakistan, Kuzey Kıbrıs’taki Kıbrıs Türkü kardeşlerimizin yanındadır. Size çok eşsiz bir ifadeyi hatırlatayım: İki farklı kültüre ve dile sahip olabiliriz ama biz, tek halkız. Kalplerimizde Türk halkıyla beraberiz” diye konuştu.
Pakistan Cumhurbaşkanı Alvi, Pakistanlılar olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğindeki Türkiye’nin, önüne çıkan sınamalara karşı durarak Türkiye ve diğer ülkelerin kaderini değiştirdiğine inandıklarını ifade etti.
Dezenformasyon ve yanlış söylemlerin bir devlet aygıtı olarak kullanıldığını ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Pakistan Başbakanı İmran Han’ın bu tür kampanyalara karşı “kararlı biçimde” çaba gösterdiğini belirten Alvi, Türkiye ve Pakistan’ın yabancı düşmanlığı ve İslamofobiye karşı seslerini birlikte yükselttiğine işaret etti.
Türkiye ve Pakistan’ın barışı ve bulundukları bölgelerin kalkınmasını teşvik ettiklerine dikkati çeken Pakistan Cumhurbaşkanı Alvi, iki ülkenin milyonlarca sığınmacıya ev sahipliği yaptığını da hatırlattı.
Pakistan Cumhurbaşkanı Alvi ayrıca ülkesinin Türkiye’nin bölgesel ve uluslararası barış ve istikrardaki “paha biçilmez” rolünü takdir ettiğini dile getirdi.
Törene Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Pakistan Cumhurbaşkanı Alvi’nin yanı sıra Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Pakistan Cumhurbaşkanı Alvi’nin eşi Samina Alvi, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Adnan Özbal, Pakistan Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Muhammad Amjad Khan Niazi ve davetliler katıldı.
İki ülke milli marşlarının ardından gerçekleştirilen törende Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Pakistan Cumhurbaşkanı Alvi’ye tören anı objeleri takdim edildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Pakistan Cumhurbaşkanı Alvi, Açık Deniz Karakol Gemisi Projesi 1. Gemi sac kesimini gerçekleştirirken, Babur (F-280) Samina Alvi tarafından denize indirildi.
Katar Emiri Şeyh Temim Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde
Türkiye’ye hoş geldiniz
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye-Katar Yüksek Stratejik Komite 10. Toplantısı için Türkiye’ye gelen Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad Al Sani’yi Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde resmî törenle karşıladı.
Katar Emiri Şeyh Temim, Cumhurbaşkanlığı Külliyesine gelişinde Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından resmî törenle karşılandı. İki ülke millî marşlarının çalınmasının ardından Katar Emiri Şeyh Temim, tören kıtasını selamladı.
Türkiye ve Katar bayrakları önünde basın mensuplarına poz veren iki lider, daha sonra baş başa görüşmelerini gerçekleştirmek üzere Cumhurbaşkanlığı Külliyesine geçti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Katar Emiri Şeyh Temim baş başa görüşmelerinin ardından, Türkiye-Katar Yüksek Stratejik Komite Onuncu Toplantısı’na başkanlık etti.
TÜRKİYE İLE KATAR ARASINDA İMZALANAN ANLAŞMALAR
Toplantı sonrası iki ülke arasında yapılacak anlaşmaların imza törenine geçildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Katar Emiri Şeyh Temim huzurunda imzalanan sekiz anlaşma şöyle:
” – Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Katar Devleti Hükûmeti Arasında İnsani Yardım Alanında İşbirliği Anlaşması
Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Katar Devleti Hükûmeti Arasında Belgeler ve Arşivler Alanlarında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptı
Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Katar Devleti Hükûmeti Arasında Medya ve İletişim Alanında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptı
Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Katar Devleti Hükûmeti Arasında Gençlik ve Spor Alanlarında (2025-2026) Yıllarına Ait Uygulama Programı
Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Katar Devleti Hükûmeti Arasında Uluslararası Karayolu Yolcu ve Eşya Taşımacılığı Alanında İşbirliği Anlaşması
Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Katar Devleti Hükûmeti Arasında Ticaretin Kolaylaştırılmasına İlişkin Niyet Beyanı
Savunma Bakanlıkları Arasında Teknik İşbirliği Anlaşması
Savunma Bakanlıkları Arasında Askeri İşbirliği Anlaşması.”
Törende ayrıca Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile Katar Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani “Türkiye-Katar Yüksek Stratejik Komite Onuncu Toplantısı” bildirisini imza altına aldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün vefatının 86. yılı nedeniyle Anıtkabir’de düzenlenen anma törenine katıldı.
Anıtkabir’deki tören, devlet erkânının Aslanlı Yol’da yürüyüşü ile başladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığındaki heyet, Anıtkabir’de saat 09.05’te Atatürk’ün mozolesine çelenk koyarak saygı duruşunda bulundu.
İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, Misak-ı Millî Kulesi’ne geçerek Anıtkabir Özel Defteri’ni imzaladı ve şunları yazdı:
“Aziz Atatürk,
Ebedi aleme irtihalinizin 86. yıl dönümünde Zat-ı Âlinizi, bir kez daha rahmetle yâd ediyoruz.
Şahsınızın ve şehitlerimizin emaneti olan Türkiye Cumhuriyeti’ni her alanda yüceltmek, güçlendirmek, etrafındaki krizlere rağmen istikrar ve güven içinde büyütmek için var gücümüzle çalışıyoruz. Yeniden büyük Türkiye hedefiyle ve Türkiye Yüzyılı vizyonuyla 85 milyon tek yürek, tek bilek olarak şanlı mazimizden daha aydınlık bir atiye uzanan kutlu yolculuğumuzu emin adımlarla sürdürüyoruz.
Vatan topraklarının her karışında barışın, huzurun, adaletin, kalkınmanın ve kardeşliğin egemen olduğu bir Türkiye’yi inşa edene kadar durmadan, dinlenmeden yürüyeceğiz.
“Türkiye’nin AB katılım sürecinin yıllardır engellenmesinin makul bir izahı yoktur”
Genç Gazeteciler Macaristan
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa Siyasi Topluluğu Beşinci Zirvesi Genel Oturumu’nda yaptığı konuşmada, “Türkiye gibi kıtanın refahı ve güvenliğine önemli katkılar sunan bir aday ülkenin katılım sürecinin yıllardır engellenmesinin makul bir izahı yoktur. Mevcut jeopolitik konjonktürde üyelik perspektifimizin güçlendirilmesinin, hem Avrupa’nın hem yakın coğrafyamızın yararına olacağı açıktır” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de, Avrupa Siyasi Topluluğu Beşinci Zirvesi Genel Oturumu’nda hitap etti.
Misafirperverliği ve nazik daveti için Macaristan Başbakanı Viktor Orban’a teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün burada Avrupa’nın yüzleştiği çok boyutlu güvenlik sınamalarını ele almak üzere toplanmış bulunuyoruz” ifadesini kullandı.
Güvenlik sınamalarının yalnızca askerî tehditler, terörist saldırılar ve hibrit savaş taktiklerinden ibaret olmaktan çıktığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, enerji arzından siber saldırılara, göç hareketlerinden salgınlara, uluslararası hukukun sistematik ihlallerinden savaşlara kadar geniş bir yelpazeye yayılan meydan okumaların herkesi etkilediğini bildirdi.
“UKRAYNA’DAKİ SAVAŞIN YOL AÇTIĞI OLUMSUZLUKLAR HER GEÇEN GÜN DAHA DA DERİNLEŞİYOR”
“Huzurumuza, istikrarımıza ve refahımıza kasteden tehditlerin önemli bir kısmı tek başımıza üstesinden gelemeyeceğimiz boyutlara varmıştır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Avrupa Siyasi Topluluğu’nu, kıtamıza yönelik ortak tehditleri samimi bir ortamda ele aldığımız bir platform olarak görüyoruz. Türkiye, civar bölgelerle yakın kültürel bağları, güçlü ordusu, köklü devlet tecrübesi, ilkeli dış politikası ve yetişmiş insan kaynağıyla bir istikrar adası vazifesi görmeye devam edecektir. Avrupa coğrafyasında maalesef savaşın üçüncü yılını geride bırakıyoruz. Ukrayna’daki savaşın yol açtığı olumsuzluklar her geçen gün daha da derinleşiyor. Savaşın uzaması diplomasiye giderek daha az alan bırakıyor. Biz, en başından beri her iki tarafın da masada olduğu bir müzakere sürecini ve devamında kalıcı, adil bir barışa ulaşılmasını savunduk.”
“GAZZE’DE BİR YILDIR SÜREN SOYKIRIM İNSANLIĞIN ORTAK UTANCIDIR”
Geçen hafta Kazan’da Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüştüğünü belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu görüşmeden önce de Ukrayna Dışişleri Bakanı Andrii Sybiha’yı Ankara’da kabul ettiğini hatırlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, her iki görüşmede de diplomasiye alan açılması yönündeki mesajlarını bir kez daha taraflara ilettiğini, barışın tesisi için üzerlerine düşen ne varsa yapmaya hazır olduklarını ve çözüme yönelik çabalara desteklerinin süreceğini ifade ettiklerini bildirdi.
Diğer yandan, yol açtığı yıkım ve sivil zayiat bakımından Ukrayna’daki savaştan çok daha büyük bir insanlık trajedisinin Orta Doğu’da yaşandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Gazze’de bir yıldır süren soykırım tüm insanlığın ortak utancıdır. Buna son dönemde Batı Şeria ve Lübnan’a gerçekleştirilen gayriahlaki ve gayrihukuki saldırılar da eklenmiştir. Şunu vicdan sahibi herkes görüyor, kabul ve ikrar ediyor, 50 bine yaklaşan can kaybı dikkate alındığında ateşkesin ivedilikle sağlanması, kesintisiz ve yeterli miktarda insani yardımın bölgeye ulaşması için İsrail’e her boyutta baskı yapılması elzemdir. İsrail’in saldırganlığına kayıtsız şartsız destek verenler, işlenen suçların da ortağı hâline geldiklerini bilmelidirler.”
“FİLİSTİN’İ HENÜZ TANIMAYAN TÜM ÜLKELERE BUNU YAPMALARI ÇAĞRISINDA BULUNUYORUM”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail’e silah ve mühimmat transferinin durdurulmasını sağlamaya yönelik Birleşmiş Milletler’de bir girişim başlattıklarını, 50’yi aşkın ülke ve uluslararası kuruluşun imzasını taşıyan mektubu BM Genel Sekreteri’ne, BM Güvenlik Konseyi Kasım Ayı Dönem Başkanı Birleşik Krallık’a ve BM Genel Kurul Başkanı’na ilettiklerini belirtti.
Bir diğer önemli hususun da Filistin’in devlet olarak tanınması olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İrlanda, Norveç, İspanya ve Slovenya’nın bu yönde attıkları adımları takdirle karşılıyor, kendilerini ülkem ve milletim adına tebrik ediyorum. Bu tanıma kararlarının, bölgede barış isteyen Avrupalı devletler için de bir emsal teşkil ettiğine inanıyorum. Küresel adalete ve barışa katkı vermeleri için Filistin’i henüz tanımayan tüm ülkelere bunu yapmaları çağrısında bulunuyorum” ifadesini kullandı.
“PKK TERÖR ÖRGÜTÜYLE MÜCADELEDE AVRUPALI ORTAKLARIMIZDAN SOMUT İŞ BİRLİĞİ GÖRMEK İSTİYORUZ”
Terörizme karşı iş birliği ve dayanışma hâlinde, terör örgütleri arasında fark gözetmeksizin mücadelenin herkesin sorumluluğu olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “PKK terör örgütüyle mücadelede Avrupalı ortaklarımızdan somut iş birliği görmek istiyoruz. FETÖ’nün etkin varlık gösterdiği Avrupa ülkelerinden adli ve idari iş birliği taleplerimizin karşılanmasını bekliyoruz. DEAŞ, ülkemizin de önemli katkılarıyla Suriye ve Irak’ta toprak hâkimiyetini kaybetmiş olsa da küresel ölçekte güvenliği tehdit ediyor. Örgütün odağının kaymaya başladığı Batı Afrika ve Orta Asya’daki yabancı terörist savaşçı hareketliliğinin dikkatle takip edilmesini ve bu alanda iş birliğini önemsiyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin, Avrupa-Atlantik bölgesinde barış, refah ve istikrar için bugüne kadar en çok katkı veren ülkeler arasında yer aldığına işaret ederek, “NATO’nun en önde gelen müttefiklerinden biri olarak, Asya-Pasifik’ten Kuzey Afrika’ya uzanan geniş coğrafyadaki ortaklarımızla istişareleri ve iş birliğimizi sürdürüyoruz” diye konuştu.
“AB’nin savunma alanındaki gayretlerine Türkiye’nin tam olarak dâhil edilmesi Avrupa’nın barış ve güvenliği için olmazsa olmazdır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Avrupa Savunma Ajansına ve Avrupa Daimi Yapılandırılmış İşbirliği kapsamındaki projelere katılımımızın gecikmeksizin önünün açılmasını bekliyoruz. Avrupa’yı ve ötesini etkileyen geniş çaplı sorunlara çözüm bulunabilmesi için Türkiye’nin desteği şarttır. Avrupa’da nefret, İslam karşıtlığı ve ırkçılık, sosyal uyumu ve istikrarı zedeliyor. Müslümanlar başta olmak üzere göçmenlere karşı artan ötekileştirme, ırkçılığın yeni bir yüzü olarak karşımıza çıkıyor.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yabancı düşmanlığı ve İslam karşıtlığının yalnızca Müslümanları ve göçmenleri değil, toplumun tamamının huzur ve güvenliğini tehdit eden bir temel insan hakları sorunu olduğu artık kabullenilmelidir. Küresel dengelerin yeniden kurulduğu böylesine belirsiz bir dönemde, hemen her alanda yeni ve etkin politikalar geliştirmemiz elzemdir. Daha derin iş birliği tesis etmemizin önündeki siyasi engellerin, ön yargılı birtakım tutumların artık geride bırakılması gerekiyor. Aksi takdirde, Avrupa’nın ihtiyaç duyduğu fikri ve ekonomik dönüşümleri yakalaması mümkün olamayacaktır.”
“AB İLE İLİŞKİLERİMİZİN SAĞLIKLI BİR ZEMİNDE İLERLETİLMESİ İÇİN DİYALOG VE İŞ BİRLİĞİNE HAZIRIZ”
Bu vesileyle Avrupa kıtasının güvenlik ve istikrarı için AB’nin genişleme politikasının önemine de dikkati çekmek istediğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hakkaniyetli bir genişleme politikasının Birliğin en önemli jeopolitik aracı olduğu açıktır” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye gibi kıtanın refahı ve güvenliğine önemli katkılar sunan bir aday ülkenin katılım sürecinin yıllardır engellenmesinin makul bir izahı yoktur. Mevcut jeopolitik konjonktürde üyelik perspektifimizin güçlendirilmesinin, hem Avrupa’nın hem yakın coğrafyamızın yararına olacağı açıktır. Türkiye olarak, AB ile ilişkilerimizin sağlıklı bir zeminde ilerletilmesi için diyalog ve iş birliğine hazırız” dedi.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.