Connect with us

Dünya

İyi ki varsın Gülsemin Demir

İyi ki Varsın

M.Ö. 1390 yıllarına değin bilinen tarihinde Frig, Lidya, Pers, Roma, Bizans, Selçuk ve Osmanlı uygarlıklarının izlerini taşımakla beraber Britanya, Roma ve Bizans, Osmanlı ve Cumhuriyet Devirleri ile adeta tarihin sahnesine ismini altın harflerle yazdırmayı başaran ,Evliya Çelebinin Seyahatnamesinde “Adeta bir tuz pazarı” diye bahsettiği ,antik zenginlikleri, doğa harikaları ve kültürel mirasları ile Ülkemizin turizm cenneti Düzce .

İyi ki varsın yazı dizimde, Ülkemizin yetiştirdiği Uluslararası İlişkiler başta olmak üzere network ’ünde sayısız İletişim ve İnsan Kaynakları alanında başarılara imza atmış Kurumsallık Konularında Ülkemizi en iyi temsil yeteneğine sahip bir değere yer verdim.

Gülsemin Demir;
1973 Düzce doğumlu olup ,Öğrenim yıllarında doğup büyüdüğü şehir Düzce’nin önemi büyük. Düzce Lisesinden mezun olmasının ardından Anadolu üniversitesi işletme bölümünden mezun oldu. Onun hedefi ciddi anlamda büyük olacaktı. Çünkü idealinde, hep Kurumsal yaşam tarzını benimsemesinin ardında ki gerçek ile birlikte , kendisini ticari hayatın tam da içerisinde buldu. 1995 yılında satış alanında işlere koyuldu.

1995 yılında başlayan bireysel alanındaki becerileri tam anlamı ile 3 yıl kadar devam etti. 1998 yılında Yapı Kredi Sigorta Antalya bölge müdürlüğünde sigortacılık mesleğine başladı. Kaynağı insan olan bu organizasyon çalışmasında mesleki anlamda ,organizasyon becerisi, Stratejik bir bakış açısı ve elbette iletişim yeteneği gibi yetenekleri kazandırdı. 3,5 yıl sigorta uzmanı olarak yaşam sigortaları Türkiye dereceleri olan başarılı bir dönem geçirdikten sonra 2000 yılında AK sigorta ve Ak hayat A tipi acentesi EGE-MAR sigortayı ortağı ile birlikte kurdu.

Tüm bu çalışmaları esnasında kariyer anlamında eğitimlerini bir an bile bırakmadı ,aynı dönemde Ege Üniversite’sinde Yönetim ve organizasyonlar alanlarında Eğitimler aldı. Azmin ve dirayetinin sayesinde 2019 yılında başladığı ‘İstanbul Üniversitesi Sosyoloji’ Eğitimi 2 ne halen devam etmektedir.

2005 yılında başladığı Danışmanlık alanındaki çalışmalarını kendi şirketi GEB DANIŞMANLIK aracılığı ile 15 yıldır sürdürmektedir.

Gülsemin Demir,
15 yıldır iş geliştirme danışmanı ve eğitmen olarak kurumsal ve bireysel eğitimler kapsamında çok sayıda eğitim vermiş ve birçok şirkete gerçekleştirdiği projeler ile kurumsal çözümler sunmuştur. GEB Danışmanlık şirketinin kurucu ortağıdır.

25 yıl önce üniversite yıllarında tanıştığı satış mesleğini büyük bir tutku ile sürdürmüş ve karşılaştığı tüm sorunlar ve engellere rağmen heyecanını hiç kaybetmemiştir. Satış mesleğini sevdirmek, bu mesleğin değerini arttırmak, insanların bu meslek ile ilgili ön yargılarını değiştirmek ve başarılı satış organizasyonlarının yaygınlaşmasını sağlamayı hedefleyerek çalışmalarını sürdürmektedir.

Aile şirketlerinden kurumsallığa geçiş,İnsan kaynakları ve performans yönetimi, Kobiler de kurumsallaşma ve yönetim danışmanlığı konularında birçok proje gerçekleştirmiştir.

GEB Danışmanlık Hizmetleri’nde ;
2005 yılından bu yana özel sektöre kurumsallık, insan kaynakları yönetimi, personel geliştirme ve eğitim hizmetleri sağlamaktadır. GEB Danışmanlık çalışma alanları arasında ; İş Geliştirme Danışmanlığı,Satış ekibi kurmak,Ekibin teorik ve pratikte tüm eğitimlerini şirketlere özel satış senaryoları oluşturarak vermek,İş planı ve pazarlama planı hazırlamak,Network Marketing firmalarına özel satış akademileri düzenlemek ,Profesyonel satış eğitimleri vermek, Bireysel koçluk, Yönetici koçluğu, Satış Koçluğu, Aile koçluğu, Kurumsal koçluk Hizmetleri ve Şirket içi araştırma gibi hizmetleri gibi daha bir çok çalışma alanlarını sayabiliriz.

Şirketlerin; Kendileri ve müşterileri için daha yenilikçi ve yaratıcı çözümler üretmelerine büyüme koşulları içerisinde rekabet avantajları oluşturmalarına yardımcı olmaktadır.

Geleceği biçimlendirmeye yardımcı olacak bilgi ve tavsiyeler sayesinde şirketler, hızlı,esnek ve müşteri odaklı çalışma avantajı ile özel sektörün rekabetçi yapısında fark yaratabilirler.

GEB Danışmanlık, ülke yapısını göz önünde bulundurarak Türk şirketlerinin kültürlerine uygun çözümler üretmeyi ilke edinmiştir.

Gülsemin Demir,

Sigortacılık, doğrudan satış ve network marketing, insan kaynakları, yönetici koçluğu satış ve satış koçluğu, öğrenci koçluğu, iletişim, kurumsallık konularında kurumsal ve bireysel 9000 i aşkın kişiye seminerler ,eğitimler vermiştir.

2011 yılında Uluslar arası, alanında önemli bir kişisel gelişim şirketinden, MASTER CERTIFICATE COACH,NLP MASTER ,YÖNETİCİ KOÇLUĞU VE SATIŞ KOÇLUĞU Sertifikalarını alarak kişisel gelişim profesyonelleri arasına katılan Demir Master Trainer seviyesinde bu konularda eğitimler vermektedir.

Sosyal sorumluluk kapsamında şirketi aracılığıyla bir çok projeyi gerçekleştirmiştir.
Bu projelerin bir kaçından bahsetmek istediğimizde,

1-2018 Karşıyaka denetimli serbestlik müdürlüğü iş birliği ile 1000 yükümlüye farkındalık ve adaptasyon eğitimleri,

2-2019 yılında meslek sevdiren seminerler kapsamında Diyarbakır, Kocaeli, İzmir, İstanbul kız meslek liselerinde ‘YENİ ÇAĞIN BİLGE KUAFÖRÜ NASIL OLMALI?’ kitap seminerlerini sayabiliriz.

2016 Yılında sektörün ilk kitabı olan ‘YENİ ÇAĞIN BİLGE KUAFÖRÜ NASIL OLMALI?’ Kitabı ile bu sektörün gerçek değerini işletmecilik ve kişisel gelişim açısından ortaya koyan Demir ‘Kuaförlük sektörünün kitabını yazan kadın’ unvanını almıştır.

YENİ ÇAĞIN BİLGE KUAFÖRÜ NASIL OLMALI? İsimli Kitabından biraz bahsetmek gerekirse ,

“Kalbin ve akılın birleştirildiği sanat içeren çok nadir mesleklerden biri kuaförlük. İnsanların duygularına dokunan çok özel ve değerli bir meslek. Bu değerli mesleği bilmek, hoşgörü, sabır ve sevgiyi bilmek demektir. İnsan unsurunun çok önemli olduğu bu harika meslek insanlığa dair çok şey barındırıyor. Birçok gencin geleceğini yapılandırıyor. İnsanların en güzel günlerine ve en zor günlerine çare oluyor. Bu önemli anları şekillendiriyor. Kuaförler bu sebeple çok saygıdeğer ve değerli insanlardır. Kuaförlük sektörünün görüntüsünü yeni nesil bilge kuaförler değiştirecek. Güzellik sektöründe önemli bir paya sahip olan kuaförlük mesleği çalışanlar, müşteriler ve bu sektörde ki diğer her birey için çok önemli bir değere sahip. Bu mesleğin, aklı ve sanatı birleştiren çok özel bir yapısı var. Mesleğin bu önemli özelliği, yeni nesil bilge kuaförlerin katkısıyla gelecekte hak ettiği değeri bulacaktır.”
Diye bahsettiği kitabının içeriğinde, Kuaför ve bu alanda hizmet veren saygın değerlerin, adeta toplumla yüzleşen yanlarını dile getirmiştir.

2020 yılında ‘Sanal Pavyonlar’ isimli Çıkartmış olduğu 2. Kitabı ile sosyal medyaya yazmış olduğu 200 den fazla kişisel gelişim ve farkındalık makalelerini bir araya toplamıştır.

Muhteşem eserinde ,
“Yaşadığım tüm deneyimler kendime yolculuğumun müthiş hikâyesiydi. Sosyal medyanın karanlık yüzünü araştırırken bilinçaltımın karanlık tarafıyla tanıştım. Yüzleştiğim duygular, insanlar ve kendi hakkımda öğrendiklerim şok ediciydi. Farkında olmadan güçlü olmak, değerli olmak, mutlu olmak ve sevgi dilenmek adına kendimizi kandırdığımız sanal pavyonlarda dolaşıp duruyoruz.” ,
Diyerek , Her birimiz bilinç dışımızın bize dayattığı hayatı fark etmek ve bunu düzenlemek mecburiyetindeyiz . ifadeleri ile eserini taçlandırıyor.

Gülsemin Demir,
Birçok dernek ve Eğitim Kurumlarında ,gönüllü eğitmenlikler yaparak topluma hizmet misyonunu unutmadan çalışmalarını sürdürmekte.
Kendi deyimi ile ;
“Topluma hizmeti insana saygı, insana saygıyı da Allah’a saygı olarak algılamaktadır.”

Gülsemin Demir’in eğitim verdiği kuruluşlar arasında ,

İŞBİR Holding, Forewer Living Product, Moda Life Mobilya Mağazaları,Kobi efor dergisi, Mehmet Tatlı kuaförleri, Hakan Plastik, Çelik &Çelik ve Este Hair sağlık turizmi Şirketi, Doğuş Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi, Teknofor İnşaat, Alfor inşaat, Bursa Emniyet mensupları, Bursa Karacabey Genç iş adamları Derneği, Alternatif yayın Grubu, Kariyernet, Davines, Wella, Gökyüzü Koleji, Günhan Koleji. Rova İnşaat, İstanbul, Ankara, Diyarbakır, İzmir kuaförler Odaları. Mali kuaför ,Sistem kozmetik, Mavi kozmetik, Beltur A.Ş,NLP Grup,

Türkiye Eğitim Enstitüsü, Invisible Hair, Okan Üniversitesi, Jeunesse Global
Hunca Life, Faberlic , gibi firmaları görmek mümkün.

Gülsemin Demir’ in ,Fuat Efe isimli bir erkek Çocuğu vardır. Bir yanda iş kadını diğer yanda anne olmanın getirdiği sorumluluklar karşısında bile ,yine saygın ve bir o kadar dik duruşu ile o iyi bir Anne.

Ülkemizde gerçekleştirmiş olduğu Sosyal Sorumluluk projeleri, konferanslar, paneller ve yayınlar gibi etkinlikler ile iletişim ve medyada , istihdamın, kaynakların, iş gücünün ve TV-Gazetecilik ve İş Dünyası kaynaklarının da önünü açıyor. Toplumun her kesimine dokunmanın bir armağanı olarak defalarca ödüle ve takdire layık görülmüş olması , her çabasını ödüllerle taçlandırılmaya devam etmektedir.

İnsanların hayatına dokunuyorum, dokundukça, paylaştıkça, karşımdakinin yüzünde sevinç nidaları , haykırış nidaları ve gülücükler görünce çok mutlu oluyorum diyen pozitif bir yönü var.

Onun Ülkesine olan sevdası, Girişimci ve yaratıcılık özelliği, kendi kitabında da bahsettiği üzere , bizim deyimimizle de ,Bilge kişiliği sayesinde zümrelerin takdirini almış olması, hayata anlam katmasını bilen bildiren yönü ile de toplumun sevgisini takdirini almış kimliği ile gelecek için daha bir çok projelerin hayata kazandırılmasına liderlik yapacak olan Gülsemin Demir ‘e başarılı çalışmalarından dolayı kendilerine ;

İyi ki varsın Gülsemin Demir diyorum

Levent KANDEMİR

Dünya

“2025 yılında, 18,5 milyar liralık kırsal kalkınma desteği vereceğiz”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çiftçiler ile İftar” programında yaptığı konuşmada, “2025 yılında, bütçeden ve uluslararası kurum-kuruluşlardan kredi ve eş finansman desteği ile 18,5 milyar liralık kırsal kalkınma desteği vereceğiz. Böylece kırsala yaklaşık 25 milyarlık yatırım ve 10 bin kişiye istihdam sağlamış olacağız” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Sergi Salonu’nda düzenlenen “Çiftçiler ile İftar” programına katılarak bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, katılımcıların gelecek hafta idrak edilecek Kadir Gecesi ile 30 Mart’ta vasıl olunacak Ramazan Bayramı’nı tebrik etti.

Mübarek ayda tutulan oruçların, yapılan ibadetlerin, edilen duaların, Türk milletinin yanı sıra Gazzeli, Suriyeli ve Yemenli mazlumlar başta olmak üzere tüm Müslümanların birliğine, beraberliğine, zulümden kurtuluşuna vesile olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendilerini bir araya getiren Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı ve ekibine teşekkür etti.

“ÇİFTÇİLERİMİZİN FEDAKÂRLIĞINI HİÇBİR ZAMAN UNUTMAYACAĞIZ”

Vatan topraklarının her karışını alın teriyle işleyen tüm çiftçilere sevgi ve saygılarını gönderen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Ülkemizin kalkınmasındaki ana aktörlerden olan sizlerden Allah razı olsun diyor, Rabb’im milletimize yokluğunuzu hissettirmesin diyorum. Burada öncelikle şu noktayı ifade etmek isterim; çiftçi kardeşlerimize sadece ülkemiz tarımına katkılarından ötürü değil, en sancılı dönemlerde demokrasimize verdikleri destek için de minnettarız. 15 Temmuz darbe girişiminde millî iradeyi ve ülkemizi korumak için en ön safta yer almanızı unutamayız. Darbecileri engellemek için mahsulünü ateşe verecek kadar vatanlarına sevdalı çiftçilerimizin fedakârlığını hiçbir zaman unutmayacağız. O karanlık gecede, darbecilere meydanları dar eden tüm kahramanlara ülkem ve milletim adına bir kez daha teşekkürlerimi sunuyorum. 15 Temmuz gibi nice badirelerin üstesinden sizlerle birlikte geldik. Sadece demokrasi de değil tarımda, hayvancılıkta, ihracatta ülkemizi takdirle takip edilen seviyeye birlikte getirdik. İnşallah Türkiye Yüzyılı’nı da sizlerle omuz omuza inşa edeceğiz.”

“ÇİFTÇİ KARDEŞLERİMİZE HAK ETTİĞİ DEĞERİ VERMENİN ÇABASINDAYIZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, göreve geldikleri günden itibaren tüm vatandaşların saadeti, refahı ve kardeşliği için geceli gündüzlü koşturduklarını dile getirdi.

“Önümüze çıkan engellere takılmadan, şahsımızı ve hükûmetimizi hedef alan saldırılara teslim olmadan, Türkiye’nin iyiliğini istemeyen alçakların sabotajlarına prim vermeden 85 milyonun huzuru ve esenliği için gayret gösteriyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Hem tarıma hem de yaz kış demeden üretim yapan çiftçi kardeşlerimize hak ettiği değeri vermenin çabasındayız. Gayretlerimizin, emeklerimizin olumlu neticelerini hamdolsun çok geniş bir yelpazede bizzat görmeye başladık. Bitkisel üretimden hayvancılığa, balıkçılıktan kırsal kalkınma yatırımlarına, tarımın her alanında ülkemizin gerçek potansiyeli ortaya çıkıyor. Burada elbette uzun uzadıya anlatacak değilim. Sektörün içinde olanlar zaten neyin ne olduğunu gayet iyi biliyor. Sadece birkaç önemli rakamı paylaşmak arzusundayım. Özellikle ellerine geçirdikleri her fırsatı Türk tarımını ve onun arkasındaki milyonlarca kahramanı kötülemek için kullananların burayı çok dikkatli dinlemesini tavsiye ediyorum.”

“SEBZE VE MEYVE ÜRETİMİNDE DÜNYADA DÖRDÜNCÜYÜZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, verimli ve kaliteli üretimin artması için son 22 yılda reel rakamlarla 2 trilyon 70 milyar lira tarım desteği verdiklerini, 2025 yılında şu ana kadar 24 milyar lira ödeme yaptıklarını vurguladı.

Yılsonunda bu rakamın 135 milyar lirayı bulacağına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Yine burada, birilerinin ‘Türkiye’de tarım bitti’ dediği rakamları söylüyorum. Ülkemizde 206 çeşit tarım mahsulü üretiliyor. Bunların birçoğunda hamdolsun kendimize yeter durumdayız. Sebze ve meyve üretiminde dünyada 4’üncüyüz. Bitkisel üretimde 11’inciyiz. 21 üründe dünyada ilk 3’teyiz. Çiğ süt üretiminde dünyada 9’uncu, Avrupa’da 3’üncü sıradayız. Sığır eti üretiminde dünyada 7’nci, Avrupa’da 1’inci konumdayız. Tavuk eti üretiminde dünyada 9’uncu, Avrupa’da ise 2’nciyiz. Yumurta üretiminde dünyada 10’uncu, Avrupa’da 2’nci. Bal üretiminde dünyada 2’nci, Avrupa’da ilk sırada bulunuyoruz. Su ürünleri yetiştiriciliğinde dünyada 16’ncı, Avrupa’da 2’nci sıradayız.”

“TARIMSAL HASILAYI ÜÇ KATINA ÇIKARDIK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, üretimdeki tüm başarılarla birlikte tarım orman sektörünün geçen yıl Türkiye ortalamasının da üzerinde büyüme gerçekleştirdiğini bildirdi.

2002 yılında 25 milyar dolar olan tarımsal hasılayı üç katına çıkartarak 2024 yılında 74 milyar dolara yükselttiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu bilgileri verdi: “Şuraya da özellikle dikkatinizi çekiyorum; ‘Tarım bitti’ iftirası atılan Türkiye bugün, tarımsal hasılada Avrupa’da lider, dünyada ise 8’inci sıradadır. Aynı dönemde ihracatımızı 3,8 milyar dolardan aldık geçen sene 32,6 milyar dolara ulaştırdık. Yani 2002’de ülke olarak neredeyse bir yılda yaptığımız ihracatı bugün sadece tarımda gerçekleştiriyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında, tarımda son 22 yılda 110 milyar dolarlık dış ticaret fazlası verdiklerini belirterek, 186 ülkeye 2 bin 250 çeşit tarımsal ürünün ihraç edildiğini söyledi.

Türkiye’nin ihracatta 13 üründe dünyada ilk 3 ülke arasında yer aldığını, ayrıca 104 ülkeye tohum ihracatı gerçekleştirildiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu listeyi daha da uzatmanın mümkün olduğunu ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, idrakleri kapanmamış olanlar için bu rakamların ziyadesiyle kâfi olduğuna vurgu yaparak, “İktidarla muhalefeti karıştıranlara ne desek boş. Onlar bir yalan bulup, değilse uydurup hükûmetimizi ve tarım sektörünü karalamaya devam ederler. Güneş balçıkla sıvanmaz. Yalan ne kadar büyük olursa olsun hakikat güneşini kapatamaz. Muhalefetin çarpıtmalardan medet umarak perdelemeye çalıştığı tarım sektörümüzün gerçekleri bunlardır. Bütün bu başarıda emeği olan, alın teri döken siz çiftçi kardeşlerimi bugün bir kez daha yürekten tebrik ediyorum” şeklinde konuştu.

“GIDA DENETİMLERİ YANINDA FAHİŞ FİYATLA MÜCADELEMİZ DE HIZ KESMEDEN SÜRÜYOR”

Amaçlarının, vatandaşın kaliteli, sağlıklı ürüne ulaşması olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “İnsanımızın ücretini ödediği üründe hile, hurda, aldatmaca olmamasıdır. Bakanlığımız sizlerin alın terinizle ürettiğiniz ürünleri vatandaşlara sahtecilikle, taklitle sunanlara karşı bir denetim seferberliği başlattı. Denetimler sonucunda taklit, tağşiş yapılan sağlıksız ürünler artık anlık olarak yayınlanıyor. Sağlıklı ve güvenilir gıda denetimleri yanında fahiş fiyatla mücadelemiz de hız kesmeden sürüyor. Açgözlüler özellikle mübarek ramazan ayını fırsata çevirmek için eskiden beri malumunuz her yola başvurmaktadır. Bu ramazan öncesinde fırsatçılara meydanın boş olmadığını göstermek adına bir dizi tedbir aldık. Devlet olarak adeta dört koldan çok yoğun bir mücadele içine girdik. Ticaret Bakanlığımız, Hazine ve Maliye Bakanlığımız ve Rekabet Kurulumuz fahiş fiyat artışı yapanlarla ilgili incelemeler başlattı.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ayrıca ürün arzına dönük önlemleri de aldıklarına işaret ederek, bu mübarek günlerde temel gıda ürünlerinde arz sıkıntısının yaşanmadığını dile getirdi.

Birçok işletmenin, indirim kampanyalarıyla hem enflasyonla mücadeleye destek verdiğine hem de ramazan ayında vatandaşın daha uygun maliyetle ürünlere ulaşmasına destek olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnşallah ramazan ayından sonra da bu mücadelemiz sürecek. Vatandaşın helal lokmasına göz dikenlerin heveslerini Allah’ın izniyle kursaklarında bırakmaya devam edeceğiz” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 85 milyon vatandaşın, 62 milyon turistin gıda ihtiyacı sorunsuz karşılanıyorsa, bunda en büyük emeğin çiftçilerin olduğunu vurguladı.

Tarımda plansız üretimden kaynaklı sorunların giderilmesi için devrim niteliğindeki düzenlemeyi geçen yıl uygulamaya koyduklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şu sözlerle devam etti: “Sektörün yıllardır beklediği tarımsal üretim planlamasına başladık. Artık hangi ürünün nerede, ne kadar ekileceğini planlıyoruz. Düzenleme ile ‘bu ürün para etmedi, elde kaldı’ gibi şikâyetlerin de inşallah önüne geçeceğiz. Üretim planlamasıyla uyumlu olarak yeni destekleme modelimizi de kamuoyumuzla paylaştık. Artık çiftçilerimiz hangi ürüne ne kadar destek alacağını önceden biliyor ve ürün ekim planını buna göre yapıyor. Hayvancılıkta da planlama bölgeleri oluşturduk. Buralarda üretim yapacaklara ilave teşvik ve desteklerimizi açıkladık. Üretim planlamasının olumlu sonuçlarını önümüzdeki 3 yıl içinde daha net göreceğiz. Diğer yandan tarım yapılan tüm alanları kayıt altına alarak destekten faydalanan çiftçi sayımızı artırıyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bütün tarım politikalarının merkezine, üretimin en temel faktörü suyu aldıklarını belirtti.

Son 22 yılda tam 3 trilyon 350 milyar lira maliyetli 11 bine yakın su ve sulama tesisini hizmete aldıklarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu yıl içinde de 132 milyar lira yatırımla 321 tesisi daha sizlerin hizmetine sunacağız. Şurası bir gerçek ki sadece devletimizin yatırımları ve sizlerin emeğiyle üretimde istenen sonuçların alınması mümkün değil. Her geçen yıl iklim değişikliğinin sebep olduğu sıkıntılara daha fazla maruz kalıyoruz. Maalesef bu yıl da benzer bir durumla karşılaştık. Bu tür durumlar için tarım sigortasının ehemmiyetini tekrar hatırlatıyor, sigorta yaptırmayan çiftçi kardeşlerimizi sigorta yapmaya davet ediyorum. Prim ödemelerinin 3’te 2’sine kadarını devlet olarak karşıladığımız TARSİM’in kapsamını her geçen yıl genişletiyor, yeniliklerle çiftçimizin ürünlerini koruma altına almasına destek sağlıyoruz.”

“KIRSALA YAKLAŞIK 25 MİLYARLIK YATIRIM VE 10 BİN KİŞİYE İSTİHDAM SAĞLAMIŞ OLACAĞIZ”

Kırsalda hayat standardının yükseltilmesi, kadın ve genç nüfusun üretime teşvik edilmesine yönelik çalışmalarının sürdüğünü, uyguladıkları kırsal kalkınma programlarında yüzde 50 ile yüzde 100 arası hibe desteklerinin bulunduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şu sözlerle tamamladı: “Şu müjdelerimizi de paylaşmak istiyorum; 2025 yılında bütçeden ve uluslararası kurum, kuruluşlardan kredi ve eş finansman desteğiyle 18,5 milyar liralık kırsal kalkınma desteği vereceğiz. Böylece kırsala yaklaşık 25 milyarlık yatırım ve 10 bin kişiye istihdam sağlamış olacağız. Ayrıca uluslararası finans kuruluşlarından sağlanan yeni kaynakları taşkın koruma projelerinden kuraklık önleme sistemlerine, kırsal kalkınmadan ormancılığa kadar sektörümüzün gelişimi için kullanmayı sürdürüyoruz. Bu seneden itibaren 5 yıl boyunca tarımın çeşitli alanlarında kullanılmak üzere 1 milyar dolar yani 37 milyar lira yeni kaynağı çiftçilerimize hibe olarak vereceğiz. Bunun 250 milyon dolarının sadece deprem bölgesine tahsis edildiğini de ayrıca ifade etmek isterim. Şimdiden hayırlı uğurlu olsun diyorum.”

GENÇ GAZETECİLER ANKARA

HABER BURADA

Dünya

“Çanakkale’de sembolleşen ezelî ve ebedî kardeşliğimize ilelebet sahip çıkacağız”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Devlet Övünç Madalyası Tevcih Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Çanakkale, bizim nasıl bir millet olduğumuzu anlatan epik bir destandır. Çanakkale’de sembolleşen ezelî ve ebedî kardeşliğimize ilelebet sahip çıkacak, şehitlerimizin izinde hep birlikte geleceğe yürüyeceğiz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çankaya Köşkü’nde düzenlenen Devlet Övünç Madalyası Tevcih Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında, polislere, askerlere ve ailelerine, devlete yaptıkları hizmetler dolayısıyla şükranlarını sundu.

“Bugün burada tevcih edeceğimiz madalyalar, devletimizin sizlere olan minnet duygusunun sadece birer sembolüdür” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehit yakınları ve gazilerin, milletin kalbindeki yerlerinin zaten her türlü takdirin ve övgünün katbekat üzerinde olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatanı uğrunda hayatlarını feda eden her şehidin Türkiye’nin yolunu aydınlatan birer meşale olduğunu belirterek, şehitlere Allah’tan rahmet, yakınlarına ve millete başsağlığı diledi.

Allah yolunda ölümü göze alarak mücadele eden, bu uğurda bedel ödeyen gazilere minnettar olduklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, kahraman gazilere uzun ve hayırlı ömür niyaz etti.

“ŞEHİT VE GAZİLERİMİZDEN ALDIĞIMIZ İLHAMLA VATANIMIZA CANIMIZ PAHASINA SAHİP ÇIKMAYA DEVAM EDECEĞİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rabbimiz, hayat rehberimiz Kur’an-ı Kerim’de ‘Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyiniz. Zira onlar diridirler ancak siz bunu bilemezsiniz.’ buyuruyor. Bu ilahi müjdenin gereği olarak biz de şehitlerimizin yaşadıklarına tüm kalbimizle inanıyor ve iman ediyoruz. Şehitlerimizin muazzez hatıraları bin yıldır olduğu gibi inşallah yarın da istiklalimizin ve istikbalimizin güvencesi olacaktır” diye konuştu.

Bu topraklar üzerinde ay yıldızlı al bayrak gururla dalgalanıyorsa, ezanlar her gün beş vakit gökyüzüne yükseliyorsa, ülkede özgürce ve onurluca yaşanabiliyorsa bunun arkasında şehitlerin fedakârlığı, gazilerin de cesareti olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aziz şehitlerimizin yüzü suyu hürmetine biz millet olarak bin yıldır tarih sahnesinde varlığımızı idame ettirebiliyoruz. Allah’ın izniyle karşımıza kim çıkarsa çıksın millet olarak ezelî ve ebedî vatanımızda başımız dik, alnımız ak bir şekilde yaşamayı sürdüreceğiz. Şehit ve gazilerimizden aldığımız ilham, cesaret ve kararlılıkla vatanımıza gerektiğinde canımız pahasına sahip çıkmaya devam edeceğiz” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün aynı zamanda tarihin en parlak sayfalarından biri olan 18 Mart Çanakkale Zaferi’nin 110. yıl dönümünün idrak edildiğini hatırlatarak, Çanakkale Destanı’nı kanlarıyla yazan kahramanların her birini rahmetle yâd etti.

“ÇANAKKALE’DE BİR KEZ DAHA GÖRÜLMÜŞTÜR Kİ HİÇBİR SİLAH VATAN SEVGİSİNE GALİP GELEMEZ”

Bu toprakları vatan yapabilmek için Malazgirt’ten Niğbolu’ya, Mohaç’tan Preveze’ye, İstanbul’un fethinden Kut’ül Amare’ye, İstiklal Harbi’nden Kıbrıs Barış Harekâtı’na kadar nice çetin savaşlar verildiğini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çanakkale Savaşları’nın maziden atiye uzanan istiklal mücadelesinde milletin topyekûn kıyamını ifade etmesi bakımından farklı bir anlama sahip olduğunu vurguladı.

Çanakkale’nin, İtilaf Devletleri’nin Birinci Dünya Savaşı’nı kısa yoldan sona erdirmek için açtıkları bir cephe olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “İtilaf kuvvetleri ellerini, kollarını sallayarak Çanakkale’den geçebileceklerini zannediyorlardı. Hatta dönemin İngiliz Bahriye Nazırı Churchill’in şöyle söylediği rivayet edilir; ‘Türkler mi? Bir elimizi arkamıza bağlar, diğer elimizle ezer geçeriz onları.’ Büyük bir kibirle geldikleri Çanakkale’yi ne yaptılarsa geçemediler. Kendi tabirleriyle ifade edecek olursak, tarihin gördüğü en kalabalık Haçlı kuvvetlerine rağmen başaramadılar.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “’Yenilmez Armada’ dedikleri savaş gemilerine rağmen başaramadılar. Uzun menzilli toplarına, makineli tüfeklerine ve milyonlarca mermilerine rağmen başaramadılar. Şair ne diyor? ‘Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker, gökten ecdat inerek öpse o pak alnı değer. Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhid’i. Bedr’in arslanları ancak bu kadar şanlıydı.’ Yanlış hesap Çanakkale’den dönmüş, işgal ruhu hüsrana uğramıştır. Çanakkale’de bir kez daha görülmüştür ki ne kadar gelişmiş olursa olsun hiçbir silah vatan sevgisine, millet sevgisine galip gelemez. İstiklale âşık bir milletin vatan savunması nasıl olur? İşte Çanakkale, 110 sene önce bunu tüm dünyaya göstermiştir.”

“TÜRK MİLLETİNİN KARAKTERİ HÜRRİYETTİR, İSTİKLALDİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk milletinin kanıyla yazdığı bu destanın her bir sayfasının ayrı bir gurur, kahramanlık ve hüzün vesikası olduğunu dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Askerlerimizin hangi yiğitliğini anlatmaya başlasak bir taraftan göğsümüz kabarır ama diğer taraftan boğazımız düğümlenir, sesimiz titrer, gözyaşlarımız sel olur gider. Ezineli Yahya Çavuş’un 67 eriyle 3 bin kişi karşısında yazdığı destan, böyle bir destandır. Yarbay Mustafa Kemal’in kumandasındaki 19. Tümen 57. Alayın sancağını düşmana teslim etmeme uğruna tüm neferlerinin şehit düşerek yazdığı destan, işte böyle bir destandır. Rumeli Mecidiye tabyasından Havranlı Seyit Onbaşı’nın çeyrek tonluk top mermisiyle İngilizlerin meşhur zırhlı gemisi Ocean’ı batırması, işte böyle bir destandır. Çanakkale Savaşları daha bunun gibi nice destana, nice fedakârlığa ve yiğitliğe sahne olmuştur. Çanakkale Zaferi bize çok kıymetli bir miras bırakmıştır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu savaşta şu hakikat bir kez daha tecessüm etmiştir. Türk milletinin karakteri hürriyettir, istiklaldir, bağımsızlıktır. Başka hiçbir milletin boyunduruğu altına girmemektir. Dolayısıyla Çanakkale anlaşılmadan Türkiye anlaşılmaz. Çanakkale ruhunu anlamayan Türk milletini anlayamaz. Çanakkale’deki kardeşliği, cesareti, imanı anlayamayan bu ülkenin ve milletin kodlarını çözemez. Çanakkale Zaferi’nin anlaşılması hem tarih şuurunun güçlenmesine hem de bugünü ve geleceği daha iyi kavramamıza yardımcı olacaktır” diye ekledi.

“KARDEŞLİĞİN ASRI OLACAK TÜRKİYE YÜZYILI’NI BERABER İNŞA EDECEĞİZ”

“Çanakkale, bizim nasıl bir millet olduğumuzu anlatan epik bir destandır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çanakkale’de ülkemizin ve Suriye’den Gazze’ye gönül coğrafyamızın dört bir yanından şehitlerimiz koyun koyuna yattığı müddetçe Allah’ın izniyle kimse bizim aramıza kan ve gözyaşından duvarlar öremeyecek. Çanakkale’de sembolleşen ezelî ve ebedî kardeşliğimize ilelebet sahip çıkacak, şehitlerimizin izinde hep birlikte geleceğe yürüyeceğiz” diye konuştu.

Çanakkale şehitlerinin evlatları olarak zorluklar karşısında yılmayacaklarını, saldırılar karşısında geri adım atmayacaklarını, tehditlere ve şantajlara boyun eğmeyeceklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Emperyalistlerin oyunlarına karşı uyanık olacak, ortak yaşama irademize darbe vurulmasına asla müsaade etmeyeceğiz. El ele, gönül gönüle, omuz omuza vererek barışın, kalkınmanın ve kardeşliğin asrı olacak Türkiye Yüzyılı’nı inşallah beraber inşa edeceğiz” dedi.

Çanakkale Deniz Zaferi’nin 110. seneyi devriyesinin ülkeye, millete, tüm kardeş coğrafyalara mübarek olması temennisinde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çanakkale’yi geçilmez kılan kahramanlar başta olmak üzere tüm şehitlere Allah’tan rahmet diledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Devlet Övünç Madalyası ve Beratı takdim edilecek şehit yakınları ve gazileri tebrik etti.

GENÇ GAZETECİLER ANKARA

HABER BURADA

Dünya

Çanakkale, milletimizin bağımsızlık uğruna yazdığı bir destandır. | Genç Gazeteciler

18 Mart 1915 bir vatanın istikbal ateşini yakan, bir milletin istiklâlini ebedî kılan, Türk tarihinin kırılma noktasındaki bir zaferdir.

Bugün de aynı ruhla, vatanımıza, bağımsızlığımıza ve bizi biz yapan değerlere sahip çıkıyoruz. Savunma sanayiinde tam bağımsız Türkiye için attığımız adımlarda, terörle mücadelede gösterdiğimiz kararlılıkta, mazlum coğrafyalara uzattığımız kardeşlik elinde hep Çanakkale’nin mirası var.

Tarihe altın harflerle yazılan #Çanakkale Deniz Zaferi’nin 110. yıldönümünde başta ülkemizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, Çanakkale kahraman şehit atalarımızı ve bugüne kadarki tüm şehitlerimizin ruhu şad olsun. Onlara çok şey borçluyuz

Genç Gazeteciler Türkiye | Her şey Vatan İçin

Enerji petrol Medya Ceo -Mehmet Ali Setencioğlu

HABER BURADA

DÜNYA

seers cmp badge