Cumhurbaşkanı Erdoğan, KKTC’nin başkenti Lefkoşa’da düzenlenen toplu açılış ve temel atma töreninde yaptığı konuşmada, “Kıbrıs Türkü’nün asli unsuru olduğu bu topraklarda geleceğe umutla bakması, güven ve huzur içinde yaşaması bizim için her şeyden önemlidir. Ada’nın eşit ve ortak sahibi olan Kıbrıs Türkleri, on yıllardır Kıbrıs Rumlarının hukuk ve insanlık dışı ambargosuna mahkûm ediliyor. Biz ise, Kıbrıs Türkü’nün refah seviyesini her geçen gün daha yukarıya çıkaracak projeleri hayata geçiriyoruz” dedi.
Resmî ziyareti nedeniyle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) başkenti Lefkoşa’da bulunan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan; toplu açılış ve temel atma törenlerine canlı bağlantı ile katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kurban Bayramı’nın Türk milleti, İslam âlemi ve tüm insanlığa sağlık, huzur ve barış getirmesini Allah’tan diledi.
Kıbrıs Türklerinin esaretine son veren Kıbrıs Barış Harekâtı’nın 47. yıl dönümünü kutlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu uğurda tereddüt etmeden canlarını veren şehitlere Allah’tan rahmet diledi, gazileri hürmetle andı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünden itibaren Kıbrıs’ta her biri diğerinden güzel ve verimli programlarda bir araya geldiklerini, şu anda da Türkiye ve KKTC arasındaki iş birliğinin meyvesi olan güzel projelerin açılışı ve tanıtımı vesilesiyle bir arada olduklarını söyledi.
“KIBRIS TÜRKÜ’NÜN REFAH SEVİYESİNİ YUKARIYA ÇIKARACAK PROJELERİ HAYATA GEÇİRİYORUZ”
Kıbrıs Türkü’nün asli unsuru olduğu bu topraklarda geleceğe umutla bakması, güven ve huzur içinde yaşamasının kendileri için her şeyden önemli olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Adanın eşit ve ortak sahibi olan Kıbrıs Türkleri on yıllardır Kıbrıs Rumlarının hukuk ve insanlık dışı ambargosuna mahkum ediliyor. Biz ise Kıbrıs Türkü’nün refah seviyesini her geçen gün daha yukarıya çıkaracak projeleri hayata geçiriyoruz. Kıbrıs’taki 19 belediyemizle çeşitli kuruluşlarımıza yol yapım ve bakım çalışmaları, altyapı hizmetleri, eğitim öğretim faaliyetleri, sanayinin desteklenmesi gibi alanlar için 96 milyon liralık bir kaynak aktarılmıştır. Ayrıca doğrudan hane halkına ve tüzel kişilere yönelik yardımlar kapsamında yaklaşık 14 bin kişi ve kuruma 90 milyon liralık bir kaynak ayrılmış, bunun 60 milyon lirası şu ana kadar harcanmıştır. Türkiye ve KKTC belediyeleri arasında kurulan samimi iş birlikleriyle kardeşliğimizi yerelde de perçinliyoruz. Bu çalışmalar ortak kültürel programlardan buradaki belediyelerin kapasite geliştirme projelerine, atık yönetiminden mesleki eğitim kurslarına kadar geniş bir alanda başlamış durumdadır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2 gazi kent Gaziantep Büyükşehir Belediyesi ile Gazimağusa Belediyesinin kardeş belediye ilişkisi kurarak, örnek adımlar attıklarını anlattı.
“KIBRIS TÜRK HALKININ BUGÜNÜNÜ DEĞİL, BU GÜZEL ADANIN YARINLARINI DA DÜŞÜNÜYORUZ”
Türkiye’deki pek çok belediyenin KKTC’de yürüttükleri projelerle adaya hem tecrübe aktarımında bulunduğunu hem de destek verdiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Halkın günlük hayatına dokunan somut çalışmalarla sizlerin yanında olmaya devam edeceğiz. Bunu yaparken sadece Kıbrıs Türk halkının bugününü değil, bu güzel adanın yarınlarını da düşünüyoruz. Mesela Anadolu’dan getirdiğimiz su, adanın iklimine ve bilhassa da geleceğine çok önemli katkı sağlayacaktır. Bugün de burada hayata geçirdiğimiz çeşitli projelerimizin açılışlarını ve tanıtımlarını, yapacağımız canlı bağlantılarla sizlerle paylaşmak üzere bir aradayız. Yavuz Çıkarma Plajı, Barış Harekâtı’nın ilk deniz çıkarmasının yapıldığı yerdir. Harekâtın sembolü Çıkarma Plajı bölgesinde kahraman şehit ve gazilerimiz cansiperane bir mücadele verdi. Bu tarihî zaferin anısına dikilen anıt ve ‘Ç. 1974’ adını verdiğimiz müze gemi, Kıbrıs Türkü’nün varoluş ve özgürlük mücadelesinin anavatan Türkiye’nin sarsılmaz desteğinin, birlik ve beraberliğimizin, Kıbrıs’a yeniden gelen barış ve huzurun nişanesi olmuştur. Tamamlanan projeyle anıtın yıpranan betonarme yapısı güçlendirilmiş, ziyaretçiler için otopark alanı müze gemi aile anıt arasında kalan kısımda yürüyüş yolları inşa edilmiştir. Güçlendirme ve müze gemi çalışmalarında emeği geçenleri tebrik ediyorum. Bu topraklarda şehit düşen ve gazi olan kardeşlerimizin aziz hatıralarını da bu vesileyle saygı ve minnetle yâd ediyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra Yavuz Çıkarma Plajı’nda bulunan Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar ve beraberindeki komutanlarla canlı bağlantı gerçekleştirdi.
Savunma Bakanı Akar, Yavuz Çıkarma Plajı’nın Kıbrıs Barış Harekâtı’ndaki önemini anlattı. Barış Harekâtı’ndaki tüm şehitleri saygı ve rahmetle anan, gazilere sağlık ve esenlik dileyen Akar, “Yapılan harekâtın, çekilen cefanın gençler tarafından bilinmesi, yüksek malumlarınızla çok büyük önem arz etmekte. Onları çeşitli şekillerde gençlere aktarmaya çalışıyoruz. Bahsettiğiniz Ç. 1974’ün müze hâline gelmesi de gençlerimize bugüne kadar neler çekildiğini anlatma bakımından büyük önem arz ediyor. Bu müze geminin hayırlı olmasını diliyoruz” ifadelerini kullandı.
KKTC’deki gençlere seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gençler, bu müze gemiyi gezmeyi ihmal etmeyin. 74 Barış Harekâtı’nın hangi şartlarda başarıldığını görmeniz bakımından bu çok ama çok önemli” diye konuştu.
“322 KİLOMETRE UZUNLUĞUNDAKİ KÖY YOLLARI PROJESİ DEVAM EDİYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatları üzerine Savunma Bakanı Akar ve beraberindekiler, kurdele keserek Ç. 1974 Müze Gemisi’nin açılışını gerçekleştirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ulaşım projelerine büyük önem veren, bu projeleri bir ülkenin gelişmesinin ve kalkınmasının temeli olarak gören bir cumhurbaşkanı olduğunu belirterek, şöyle konuştu: “Aynı şekilde değerli kardeşim Ersin Bey de bu gayretin içerisinde. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Karayolu Master Programı kapsamında bugüne kadar 602 kilometrelik anayol yapımı gerçekleştirildi. Hâlen 55 kilometre uzunluğunda dört yol yapım projesiyle birlikte 322 kilometre uzunluğundaki köy yolları projesi devam ediyor. Lefkoşa Kuzey Çevre Yolu Projesi, başkent Lefkoşa’nın trafiğini büyük ölçüde rahatlatacak zaman ve yakıt tasarrufu sağlayacak.”
Video konferans yönetimiyle Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu ile KKTC Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Resmiye Canaltay’a bağlanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, iki bakandan hizmete açılacak Lefkoşa Kuzey Çevre Yoluyla ilgili bilgiler aldı.
Yolun çevresinin yemyeşil olmasını istediğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, kasım ayı itibarıyla yolun çevresinin ağaçlandırılması talimatını verdi.
“VERİ MERKEZİ, ELEKTRONİK DEVLET PROJESİ’NİN EN ÖNEMLİ AYAĞINI OLUŞTURUYOR”
Bilgi ve teknoloji çağında verinin, verinin üretiminin ve korunmasının devlet güvenliğinin en önemli faktörlerinden biri hâline geldiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Millî teknoloji hamlemiz sayesinde beşeri sermayemiz, yazılımımız, donanımımız ve altyapımızla dijital dönüşüme en iyi şekilde uyum sağlamak yönünde önemli mesafeler katettik. Özellikle kamu hizmetlerinin dijitalleşmesinde tüm dünyaya örnek olan bir performansı sergiliyoruz. KKTC’nin dijital altyapısının güçlendirilmesi için de gayret gösteriyoruz. Kamu hizmetlerinin dijitalleştirilmesi alanında teknik iş birliği önceliklerimiz arasında yer alıyor. Bu kapsamda 2012’de KKTC Elektronik Devlet Projesi’ni başlattık. Bu şekilde dijital kamu hizmetlerinin sürekli iyileştirilmesini, ülke genelinde yaygınlaştırılmasını, kullanıcı dostu hâle getirilmesini, erişim yöntemlerinin artırılmasını ve katma değerli hizmet sayısının çoğaltılmasını amaçlıyoruz. Bu proje, Kıbrıs Türk halkının günlük hayatını kolaylaştıracak, devlet dairelerinde beklemesinin önüne geçecek, hızlı ve etkin hizmet almasını sağlayacaktır. Bugün temelini atacağımız veri merkezi, Elektronik Devlet Projesi’nin en önemli ayağını oluşturuyor. Merkez sayesinde kamu kurum ve kuruluşlarının bilgi teknolojileri alanındaki hizmet sunumuna ait altyapı ihtiyaçları 7/24 kesintisiz güvenli ve etkin şekilde karşılanacaktır. Arzumuz kamu hizmetlerinin en kolay ve etkin yoldan kaliteli, hızlı, kesintisiz ve güvenli şekilde Kıbrıslı Türk kardeşlerimize ulaştırılmasıdır. Bu çalışmalarda öncü rolü oynayan Dijital Dönüşüm Ofisimize teşekkür ediyorum.”
Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı Ali Taha Koç ile KKTC e-Devlet Yürütme Kurulu Başkanı Suat Yeldener’e video konferans yönetimiyle bağlanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kamu Veri Merkezi’nin temelinin atılması talimatını verdi.
Temel atma işleminin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kuzey Kıbrıs artık ayağa kalkıyor. İnşallah tamamen dijital dönemi Kuzey Kıbrıs’ta yaygınlaştıracağız. En güzel şekliyle, en ideal şekliyle” ifadelerini kullandı.
“MARAŞ AÇILIMI KARARI BAYRAM COŞKUMUZU DAHA DA ARTIRDI”
Maraş bölgesinde bulunan ve restorasyonu yapılan Bilal Ağa Mescidi’nin yeniden ibadete açılmasını canlı bağlantı ile gerçekleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, mescitle birlikte aynı bölgede yer alan çay bahçesinin de hizmete açıldığını belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çifte bayram yaşadığımız bugün Cumhurbaşkanı Sayın Tatar’ın açıkladığı ‘Maraş açılımı’ kararı bayram coşkumuzu daha da artırdı” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Maraş, uluslararası hukuk çerçevesinde kimsenin hakkına halel gelmeyecek şekilde açılarak yeniden eski güzel günlerine kavuşacaktır. Türk-İslam mimarisinin bölgede günümüze ulaşabilmiş birkaç eserinden biri olan Bilal Ağa Mescidi’ni yeniden ibadete açmanın heyecanını ve iftiharını yaşıyoruz. Restorasyon çalışmalarını çok kısa bir sürede tamamlayan Kıbrıs Vakıflar İdaresine emanete sahip çıkma noktasında sergilediği hassasiyet nedeniyle ben de şahsım ve milletim adına teşekkür ediyorum.” diye konuştu.
KKTC Cumhurbaşkanı Tatar ile geçen yıl ekim ayında Maraş’ın sahil şeridinin ziyarete açıldığını duyurduklarını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Ada halkının o günden beri bölgeye yoğun bir ilgisi olduğunu biliyoruz. Bu doğrultuda bölgeye canlılık getirecek yeni projeler de devreye alınıyor. Orijinal yapısı ve mimarisi korunarak çay bahçesi olarak hizmete sunulan havuzlu park da bunlardan biridir. Sadece Maraş’ın değil tüm Ada’nın en güzel parkları arasında yer alacak şekilde yeniden düzenlenen bahçenin hizmete hazır hâle getirilmesinde emeği geçenleri tebrik ediyorum.”
Bilal Ağa Mescidi’nde açılış için bekleyen Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş ve KKTC Kıbrıs Vakıflar İdaresi Genel Müdürü İbrahim Benter’e canlı yayınla bağlantı yapıldı. Erbaş, Kurban Bayramı’nda böyle hayırlı bir açılışın yapılmasının Kıbrıs ve Maraş’a bereket ve hayır getirmesini temenni etti.
Geçen kasım ayında gerçekleştirdiği ziyarette KKTC’nin gücüne, potansiyeline ve itibarına yaraşır bir Cumhurbaşkanlığının inşa edilmesi dileğini Cumhurbaşkanı Tatar ile paylaştığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu konudaki çalışmalar belirli noktaya getirildi. Vakit kaybetmeden el birliği ile bu işin üzerinde duralım ve projeyi en kısa sürede hayata geçirelim istiyorum. Dün akşam da Ersin Bey’le proje üzerinde mimarımızı da yanımıza almak suretiyle çalışmamızı yaptık. Cumhuriyet Meclisi’nin de gücüne ve itibarına layık bir binaya kavuşturulması gerektiğini dünkü Meclis hitabımda dile getirdim. Bu projenin de en kısa sürede hazırlanarak olgunlaştırılmasını bekliyorum. Özellikle KKTC’nin kalkınması, gelişmesi ve büyümesi için birlikte hayata geçireceğimiz projeleri Cumhurbaşkanı Yardımcımız Fuat Oktay vasıtasıyla inşallah yakından takip etmeyi sürdüreceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan temeli atılan ve açılışı yapılan projelerin Kıbrıs Türkü’ne hayırlı olmasını dileyerek, “Kıbrıslı kardeşlerimizi ve emeği geçen Cumhurbaşkanı Yardımcımızı, ilgili kurumlarımızı, KKTC makamlarını canı gönülden tebrik ediyorum. KKTC’li kardeşlerimin birliğinin, beraberliğinin daim olmasını da ayrıca diliyorum. Rabb’im yolumuzu, bahtımızı açık etsin” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve KKTC Cumhurbaşkanı Tatar, canlı bağlantıların ardından salonda TBMM Başkanı Mustafa Şentop, KKTC Cumhuriyet Meclisi Başkanı Önder Sennaroğlu, Başbakan Ersan Saner, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, DSP Genel Başkanı Önder Aksakal ve Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan ile temsili açılış ve temel atma kurdelesini kesti.
KKTC Cumhurbaşkanı Tatar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a müze olarak açılışı yapılan, 1974 Barış Harekâtı’nda kullanılan çıkarma gemisinin minyatürünü takdim etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından yaptığı açıklamada, “86 milyonun emaneti emin ve ehil ellerde güvendedir. Türkiye Yüzyılı’nın inşasına Allah’ın izniyle kimse mani olamayacaktır. Bugüne kadar nice badirenin üstesinden nasıl alnımızın akıyla geldiysek, bölgemizdeki krizlerin menfi etkilerinden de ülkemizi inşallah uzakta tutacağız” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından basın açıklaması yaptı.
Toplantıda ele alınan konulara ilişkin açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Kurban Bayramı sonrasında sizlerle beraber olmaktan memnuniyet duyuyorum. Yakın çevremizdeki tüm sıkıntılara, çatışmalara, zulümlere rağmen millet olarak Kurban Bayramı’nı barış, huzur ve güvenlik içinde geride bıraktık. Bu vesileyle bir kez daha aziz milletimizin ve İslam âleminin Kurban Bayramı’nı canıgönülden tebrik ediyorum. Rabbimden bizleri layıkı veçhiyle idrak edeceğimiz bayramlara kavuşturmasını niyaz ediyorum.
Kurbanlarını keserek yaptıkları hayır ve hasenatla bayramın bereketini aileleri, komşuları ve dostlarıyla paylaşarak 81 vilayetimizle birlikte Afrika’dan Asya’ya gönül coğrafyamızın en ücra köşelerine kadar milletimizin yardım elini uzatarak bu mübarek günleri ihya eden tüm kardeşlerimizden Allah razı olsun diyorum.
Hac farizasını yerine getirerek ülkemize dönmeye başlayan vatandaşlarımızın haclarının mebrur ve makbul olmasını Cenabı Allah’tan tüm kalbimle niyaz ediyorum.
Yine bu vesileyle Gazze ve Batı Şeria başta olmak üzere Filistin topraklarında, İsrail’in alçakça saldırıları altında türlü imkânsızlıklar içinde Kurban Bayramı’nı idrak etmeye çalışan Filistinli kardeşlerimize de muhabbetlerimi iletiyorum.
Devletimizin ilgili kurumlarının yanı sıra vakıf, dernek ve hayırseverlerimizi de bu bayramda Filistin halkını yalnız bırakmadıkları için tebrik ediyorum.
İçimizdeki kimi gafillere rağmen milletimiz kendine yakışır şekilde hamdolsun bu bayramda da mazlumları unutmamış, paylaşmanın bereketine ve dayanışmanın gücüne inanarak kardeşlik görevini layıkıyla ifa etmenin gayretinde olmuştur. Bayram boyunca vatandaşlarımızın emniyeti ve huzuru için fedakârca görev yapan güvenlik kuvvetlerimize de buradan tebriklerimi sunuyorum.
Trafik kazaları sebebiyle hayatını kaybeden kardeşlerimize Allah’tan rahmet, yaralılarımıza şifa, yakınlarını kaybedenlere de sabrı cemil diliyorum.
Bu sene can kayıplarının önüne geçmek için gerçekten yoğun çaba harcadık. Jandarma ve emniyet birimlerimiz gece gündüz demeden sahadaydı. Milyonlarca vatandaşımızın güvenli, konforlu, sorunsuz bir şekilde seyahatlerini gerçekleştirmeleri için kelimenin tam anlamıyla seferber oldular.
“ULAŞTIRMA ALTYAPIMIZIN GELİŞTİRİLMESİ İÇİN YAPTIĞIMIZ YATIRIMLARIN ÖNEMİNİ BİR KEZ DAHA GÖRMÜŞ OLDUK”
Hava ve demir yollarında artan talebi karşılamak için de gerekli tedbirler alındı. Bakınız burada bazı çarpıcı rakamları sizlerle paylaşmak istiyorum.
4-9 Haziran 2025 tarihleri arasında otoyollarımızdan 16,3 milyon araç geçişi yapıldı, yani ülkemizdeki toplam araç sayısının yarısından fazlası yollardaydı. Yüksek hızlı tren, ana hat ve bölgesel trenler ile kent içi raylı sistemleri ise toplam 2 milyon 783 bin kişi kullandı. Havalimanlarımızda 3,9 milyon yolcuyu uğurladık. Proje aşamasından açılışına kadar çok sayıda haksız eleştirinin muhatabı olan İstanbul Havalimanı’nda bir milyon 152 bin yolcuya hizmet verdik. Esenboğa Havalimanı ise aynı dönemde 189 bin 470 yolcu kullandı. Antalya, Muğla Milas, Bodrum ve Dalaman ile Aydın Adnan Menderes havalimanlarımızda farklı günlerde yolcu rekorları kırıldı. Ulaştırma altyapımızın geliştirilmesi için yaptığımız devasa yatırımların önemini bu süreçte bir kez daha görmüş olduk. Bu alandaki yatırım zincirimize yeni halkalar etmeyi sürdürüyoruz.
Ankara-Kırıkkale-Çorum, Samsun Hızlı Demir Yolu Projesi’nde Delici Çorum etabının temelini iki gün önce attık. Saatte 200 kilometre hıza uygun şekilde planlanan hattımız tamamlandığında, Ankara-Kırıkkale-Çorum arasında kesintisiz hızlı tren bağlantısı sağlanacak. Çorum-Ankara arası 1 saat 15 dakikaya inecek. 173 kilometrelik Çorum-Merzifon-Samsun kesimlerinin de bitmesiyle Ankara-Samsun arası seyahat süresi 2,5 saat olacak. Yılda 12 milyon yolcu ve 14 milyon ton yük taşınacak bu hat ile inşallah Samsun Limanı ile Mersin Limanı’nı birleştireceğiz. İstanbul ve Çanakkale Boğazları üzerindeki yük trafiğini hafifletecek, Türkiye’yi küresel ticaretin lojistik merkezi hâline getireceğiz. Beş istasyon, sekiz tünel, 26 köprü ve viyadük ile 16 üst geçitten oluşan hattı, Allah nasip ederse 2029 yılında devreye almayı planlıyoruz. Mahallî İdareler Seçimleri döneminde muhalefetin çeşitli spekülasyonlarına konu olan hattımızın şehirlerimize şimdiden hayırlı olmasını temenni ediyorum.
Savunma sanayiine verdiğimiz emeğin de karşılığını yavaş yavaş görüyoruz. 2 sene önce tanıtımını yaptığımızda birilerinin kalorifer peteğine benziyor diyerek akıllarınca dalga geçtiği millî muharip uçağımız KAAN projesinde çok önemli bir sözleşmeye imza attık. Indo Defence 2025 Fuarı’nda ilk etapta 48 adet KAAN’ın Endonezya’ya satışına yönelik mutabakata varıldı. Toplam tutarı yaklaşık 15 milyar doları bulan bu tarihî anlaşmanın da ülkemiz savunma sanayiimiz ve Endonezyalı kardeşlerimiz için hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum.
“BÖLGEMİZDE BİR SÜREDİR ÇOK CİDDİ GERİLİMLER, ÇATIŞMALAR, SAVAŞLAR YAŞANIYOR”
Bölgemizde bir süredir çok ciddi gerilimler, çatışmalar, savaşlar yaşanıyor. Rusya-Ukrayna Savaşı her iki tarafı da yıpratan ağır sonuçlarıyla sürüyor. Pakistan-Hindistan arasındaki gerilim çatışma boyutuyla çok uzun sürmese de tarafların sahip oldukları güç sebebiyle potansiyel tehlike vasfını koruyor. İsrail’in Gazze’de tüm dünyanın gözleri önünde işlediği soykırım ile Lübnan ve Suriye’de gerçekleştirdiği pervasız eylemler hepimizin yüreğini kanatıyor. Aynı İsrail şimdi de komşumuz İran’a karşı bir saldırı başlattı. İran’ın nükleer tesislerini hedef alma bahanesiyle girişilen saldırın aslında çok kapsamlı ve sinsi amaçları olduğu her geçen gün daha iyi anlaşılıyor.
“ÇATIŞMALARI DURDURMAK İÇİN YOĞUN BİR DİPLOMASİ TRAFİĞİ YÜRÜTÜYORUZ”
Biz en başından beri İran’ın nükleer programıyla ilgili tartışmaların müzakere masasında yürütülmesi gerektiğini savunduk, bugün de aynı noktadayız. Cuma gününden beri gerek şahsen biz gerek Dışişleri Bakanımız çatışmaları durdurmak için yoğun bir diplomasi trafiği yürütüyoruz. Şimdiye kadar, ABD Başkanı Sayın Trump, İran Cumhurbaşkanı Sayın Pezeşkiyan, Rusya Devlet Başkanı Sayın Putin, Mısır Cumhurbaşkanı Sayın Sisi, Ürdün Kralı Sayın İkinci Abdullah, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Sayın Muhammed bin Selman, Pakistan Başkanı Sayın Şerif, Suriye Cumhurbaşkanı Sayın Şara, Umman Sultanı Sayın Heysem bin Tarık, Kuveyt Emiri Sayın Şeyh Mişel el-Ahmed el-Cabir es-Sabah, Irak Başkanı Sayın Sudani’nin de aralarında olduğu birçok liderle görüşmem oldu. Bu görüşmelerde İsrail’in artık haydutluğa varan saldırganlığının tüm bölgemiz için oluşturduğu tehdit ve tehlikelere dikkat çektik. Sorunun çözümünün diplomasi ve diyalogla mümkün olduğunu ifade ettik. Türkiye olarak kolaylaştırıcılık dâhil üzerimize ne düşüyorsa yapmaya hazır olduğumuzu tüm muhataplarımıza açık açık aktardık.
“BU KADİM COĞRAFYADA HİÇBİR ÜLKE KENDİ SINIRLARINDAN İBARET DEĞİLDİR”
Bir defa şunun bilinmesi çok çok önemlidir: Masada çözülebilecek meseleleri silahla, yıkımla, kanla, kaosla, sivil-asker ayrımı yapmadan önüne gelen her şeyi bombalamayla hâlletmeye çalışmanın ileride nelere yol açacağını kimse tahmin edemez. Tarih bu tür şımarıklıkların beklenmedik sonuçlarını ortaya koyan örneklerle doludur. Her ne kadar millî şairimiz Mehmet Akif, ‘Tarihi tekerrür diye tarif ediyorlar, hiç ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi?’ demiş olsa da biz ibret alınması temennimizi ısrarla dile getirmeye devam edeceğiz. Batı’nın sınırsız desteğiyle İran’a saldıran, Gazze’yi yerle bir eden, bölgedeki her ülkeye kabadayılık taslayan İsrail, aslında ne yaptığının farkında değil. Belki ileride yaptığı hatanın farkına varacak ama korkarız o vakit iş işten çoktan geçmiş olacak. Unutulmamalıdır ki, bu kadim coğrafyada hiçbir ülke kendi sınırlarından ve yönetiminden ibaret değildir. Binlerce yıllık derin ilişkiler sebebiyle bölgedeki her hadise tüm toplumları yakından ilgilendirir, etkiler, orta ve uzun vadeli sonuçlar doğurur.
Nitekim Filistin halkına ve topraklarına saldırmak sadece oradaki birkaç milyon insanla sınırlı bir hadise değildir. Yine İran topraklarına ve halkına saldırmakta sadece İran devletini ilgilendiren bir vaka da değildir. Aynı tespitleri Pakistan ve Afganistan coğrafyası ile Türk Cumhuriyetleri, Kuzey Afrika Bölgesi için de yapabiliriz. Hele hele Türkiye mevzu bahis olduğunda kıtaları aşan bir etki gücünden söz etmek mümkündür. Bölgemizde bu hakikatler gözetilmeden atılan her adım ileride yaşanacak başka felaketlere davetiye çıkartır. Bu felaketler de genellikle zalimlerin bertaraf olmasıyla sonuçlanır. Dolayısıyla, İsrail yaptığı her zulümle, döktüğü her kanla, işlediği her insanlık suçuyla adım adım kendi varlığını ve toplumunun geleceğini riske etmektedir. Çünkü zulümle abat olunmaz. Zulmün sonu derin bir pişmanlıktır.
Biz Türkiye ve Türk milleti olarak medeniyet mirasımızın bize vaaz ettiği ahlak, vicdan, adalet, hakkaniyet ilkeleri çerçevesinde önce kendi vatandaşımızı, onunla birlikte dost ve kardeş toplumları, en nihayetinde de tüm insanlığı kucaklamak için samimi bir gayret içerisindeyiz. Bu gayretimizi kimi zaman yaptığımız yardımlarla, kimi zaman diplomatik desteklerimizle, kimi zaman ticari ve teknolojik ortaklıklarımıza, kimi zaman da sosyal ve kültürel kaynaşmalarımızla somutlaştırıyoruz. Yakın zamanda Balkanlar’da, Karabağ’da, Libya’da, Suriye’de bu yaklaşımın neticelerini hep birlikte takip ettik. İnşallah bundan sonra da sadece kendi içimizde birliği, beraberliği, kardeşliği yüceltmekle kalmayacak, aynı iklimin bölgemizde de hâkim olmasını sağlayacak girişimlerimize devam edeceğiz.
“İNSANSIZ HAVA ARAÇLARI KONUSUNDA DÜNYANIN ÖNDE GELEN ÜLKELERİ ARASINA GİRDİK”
Bölgemizde yaşanan krizlerin bize verdiği bir diğer önemli mesajı devletimizle, milletimizle, her kesimden insanımızla çok iyi görmemiz gerekiyor. Şayet siyasi, sosyal, ekonomik, askerî olarak güçlü değilseniz, kendinize yeterli değilseniz caydırıcılık seviyesine ulaşamamışsanız işiniz çok zor. Her an kendin sizden daha güçlü gören birisi tepenize yumruğu indirebilir, sizi boyunduruğu altına alabilir, haraca bağlayabilir, zelil bir duruma düşürebilir. Millet olarak biz böyle bir utançla yaşamaktansa, ölmeyi tercih edecek karaktere sahibiz. Daha önce de söyledim, toprağın üstünde onursuzca yaşamaktansa, toprağın altında şereflice yatmayı yeğleriz. Bu irademizi mücadelelerle dolu tarihimizde defalarca ortaya koyduk. Elbette bu duruma düşmemek, kimilerinin yaptığı gibi öyle lafla, edebiyatla, mangalda kül bırakmayan afaki söylemlerle olmuyor. Bunun için çalışacaksınız, geliştireceksiniz, üreteceksiniz, ter dökeceksiniz, rüştünüzü tüm dünyaya ispat edeceksiniz.
İktidara geldiğimizde ülkemizde savunma sanayii adına, hadi hiçbir şey yoktu demeyelim, ama gerçek anlamda dişe dokunur, sözünü ettiğimiz caydırıcılık gücünün altını dolduracak kayda değer bir birikim yoktu. Kıbrıs Barış Harekâtı’nın ardından başlatılan iyi niyetli girişimler montaj sanayi diyebileceğimiz seviyenin ötesine geçememişti. Yenilikçilik adına ise ortada hiçbir çaba, hiçbir faaliyet yoktu. Hemen kolları sıvadık, acil ihtiyaçlar dışındaki hazır alım siparişlerini iptal ettik. Bu kaynağı üzerine ilaveler de yaparak büyüttük ve savunma sanayiimizin emrine verdik. Tabii ki 23 yılda bu noktaya ulaşmak öyle kolay olmadı. Dışarıdan gelen engellemeleri zaten normal karşılıyoruz. Ama içeride birilerinin yapılan her işi kötüleyerek bürokraside, akademide, medyada olmadık engeller çıkartarak sabote etmeye kalkışmalarını asla unutmadık, unutmayacağız.
Aynı zihniyet bugün de fırsatını bulduğu her konuda ve her an sabotajlarına devam ediyor. Bunlar bedenen bu ülkenin vatandaşı ama ruhlarını emperyalistlerin emrine vermiş mankurtlardır. Her ne yaptıysak bizden gözüküp oklarını bize fırlatan bu emperyalist uşaklarına rağmen yaptık. Geldiğimiz noktada bilhassa insansız hava araçları konusunda dünyanın önde gelen ülkeleri arasına girdik. Zırhlı kara araçları konusunda âdeta küresel bir markaya dönüştük. Kendi insanlı ve insansız uçaklarımızı, kendi füzelerimizi, kendi radarlarımızı, kendi deniz araçlarımızı, kendi haberleşme sistemlerimizi geliştiriyor, üretiyoruz.
“TÜRKİYE SAFRALARINDAN KURTULDUKÇA HER ALANDA GELECEĞİNE UMUTLA BAKMAKTADIR”
Şunu büyük bir gururla ve gönül huzuruyla ifade etmek isterim: En zoru artık atık olarak geride kalmıştık. Bir ürünü tasarımı, yazılımı, donanımı ve diğer unsurlarıyla üretim aşamasına getirmenin ne demek olduğunu en iyi biz biliriz. Şimdi envanterimize giren bu ürünlerin caydırıcılığımızı destekleyecek şekilde ve miktarda imal etme safhasına geldik. Millî savaş uçağımız KAAN bunun en çarpıcı örneklerinden biridir. Aynı şekilde orta ve uzun menzilli füze stoklarımızı son gelişmeler ışığında caydırıcılık düzeyine getirecek üretim planlamalarını yapıyoruz. İnşallah, çok uzun olmayan bir süreçte hiç ama hiç kimsenin bize efelenmeyi dahi göze alamayacağı bir savunma kapasitesine erişmiş olacağız. Bunun şartı ise siyasi istikrarı korumaktan, ekonomimizi güçlü tutmaktan, sosyal barışı tahkim etmekten, diplomatik ilişkilerimizi geliştirmekten geçiyor.
‘Zahmet olmadan rahmet olmaz’ derler. Devlet ve millet olarak bazı sıkıntıları çekecek, bazı fedakârlıkları yapacağız ki hedeflerimize ulaşabilelim. Böyle bir vizyonu olmayan sadece karanlık ilişkilerin ve kaynakların mahsulü şişirmelerle ülkenin başına tebelleş edilmeye çalışılan zihniyete ve siyasetçi tiplerine karşı yürütülen mücadelenin de bu perspektiften okunmasında fayda görüyorum. Türkiye safralarından kurtuldukça her alanda geleceğine umutla bakmaktadır. Şundan kimsenin şüphesi olmasın: İktidarımız ve ittifakımız bölgemizin içinde bulunduğu bu sancılı dönemde Türkiye’nin istiklal ve istikbalinin temelidir ve teminatıdır. 86 milyonun emaneti emin ve ehil ellerde güvendedir. Türkiye Yüzyılı’nın inşasına Allah’ın izniyle kimse mani olamayacaktır.
“TÜRKİYE, TÜM HADİSELERİ DEVLET AKLIYLA OKUMAKTA VE SOĞUKKANLI BİR ŞEKİLDE DEĞERLENDİRMEKTEDİR”
Bugüne kadar nice badirenin üstesinden nasıl anlımızın akıyla geldiysek, bölgemizdeki krizlerin menfi etkilerinden de ülkemizi inşallah uzakta tutacağız. Ülkemizin politik ve sosyal kutuplaşma yoluyla sokak ve gerilim siyasetiyle, içi boş hamasi söylemlere zaafa uğratılması bu ülkede kimsenin hayrına değildir. İktidarı zaafa düşürmek için ülkenin zaafa düşmesine bile eyvallah diyenler, tarih önünde de, mahşeri vicdanda da bunun hesabını veremezler. Muhalefetin tribünleri oynama uğruna Rusya-Ukrayna Savaşı’nın başlangıcında yaptıkları yanlışa tekrar düşmemelerini arzu ediyoruz. Gün, özellikle sorumlu siyaset yapma günüdür.
Türkiye, tüm hadiseleri devlet aklıyla ve köklü tecrübesiyle okumakta, sağduyulu ve soğukkanlı bir şekilde değerlendirmekte, 86 milyonun tamamının güvenliği ve huzuru için gerekli adımları atmaktadır. Birileri gibi ateşe benzin dökmenin değil, daha fazla büyümeden bir an önce yangını söndürmenin derdindeyiz. Amacımız, bölgemizde sulhu sükûnun hâkim olması, istikrar ve güven ortamının çok güçlü biçimde tesis ve tahkim edilmesidir. Gelişmeleri günlük siyasete polemik malzemesi yapmanın, bölgesel istikrarın tesisi ve ülke güvenliği için verilen mücadele de ortadayken, haksız ve mesnetsiz suçlamalarda bulunanın hiçbir haklı gerekçesi olamaz.
“TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK İHTİYACI, BİRLİK VE KARDEŞLİK SİYASETİDİR”
Şu hususa herkesin dikkat etmesi gerektiğine inanıyorum: Biz, millet olarak tarih boyunca metanetimizi, asaletimizi, uhuvvetimizi, dayanışmamızı muhafaza ederek önümüze konulan engelleri teker teker aştık. Bekamıza yönelik saldırıları bu şekilde püskürttük. Üzerimizde oynanan oyunları bu şekilde bozduk. Karanlık tünellerden yine bu şekilde aydınlığa çıktık. Bugün de Türkiye’nin en büyük ihtiyacı, birlik ve kardeşlik siyasetidir. Birbirimize inanarak, birbirimize güvenerek, 86 milyon kalp kalbe vererek güzel yarınlara inşallah, hep beraber varacağız. Türkiye’yi bölgesinde ve dünyada müessir bir güce dönüştürme hedefimizde hiçbir sapma olmadığının altını bir kez daha çizmek istiyorum. Bugün dünden daha iyiyiz, daha güçlüyüz, daha ileri bir konumdayız, inşallah yarın bugünden de güçlü olacağız. Allah’ın yardımı, aziz milletimizin duasıyla durmadan, duraksamadan çalışmaya, ülkemizi, milletimizi kalkındıracak hizmetlere imza atmaya devam edeceğiz.
Nitekim bölgemizde yaşanan tüm krizlere rağmen milletimizin dertlerine derman olmanın gayretindeyiz. Deprem bölgemizin yeniden inşa ve ihyası gündemimizin ilk sırasındaki yerini korumaktadır. Şimdiye kadar 201 bin konutun anahtarını hak sahibi kardeşlerimize teslim ettik. İnşallah perşembe günü Kahramanmaraş’ta 250 bininci afet konutunun da anahtarlarını depremzede kardeşlerimize teslim edeceğiz. Rabbim yar ve yardımcımız olsun diyorum.
Bu düşüncelerle sözlerime son verirken kabine toplantımızın ve alınan kararların hayırlara vesile olmasını diliyorum.”
Hayatımıza kattığınız güç, güven ve sevgi için tüm babalarımıza minnettarız. Babalar Günü’nüz kutlu olsun. Genç Gazeteciler
‘Başta şehit ve gazilerimizin babaları olmak üzere tüm babalarımızın Babalar Günü kutlu olsun” Yaşamımızın her anında varlıklarıyla bizlere güç veren babalarımız; sevgi ve fedakârlık sembolü olarak, annelerimizle birlikte en değerli varlıklarımız olup güçlü bir aile yapısının temelini oluşturmaktadırlar
Gelecek nesillerin yetiştirilmesinde, bilinçli, kültürlü, öz değerlerine sahip, sağlıklı bir toplum yapısının oluşturulmasında ve aile kurumunun yaşatılmasında hiç şüphesiz ki büyük rolü olan babalarımızdan alacağımız dersler, hayat boyu bize rehberlik edecektir.
Peygamber Efendimiz (S.A.V) bir Hadis-i Şerifinde, “Babanın çocuğuna duası, Peygamber’in ümmetine olan duası gibidir.” buyurarak, ailelerinin mutluluğunu, kendileri için en büyük mutluluk olarak gören babalarımızın duasının ne kadar önemli olduğunu belirtmiştir. Bizler de bu Hadis-i Şerifin bilincinde evlatlar olarak, babalarımıza gereken sevgi ve saygıyı göstermeli, sağlıklarında hayır dualarını almak için gayret göstermeli, babalarımızın sadece bugün değil her zaman gönüllerini hoş tutmalı, onlara saygı, sevgi ve vefamızı en güzel şekilde göstermeliyiz.
Bu önemli günün, babalarımızın rızasını ve hayır duasını alabilmek için bir vesile olması temennisiyle; başta şehit ve gazilerimizin babaları olmak üzere tüm babalarımızın Babalar Günü’nü kutluyor, vefat etmiş olanlara Yüce Allah’tan rahmet diliyoruz
Endonezya, Türkiye’den 48 adet KAAN savaş uçağı alıyor
Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ), uluslararası alanda stratejik bir başarıya imza attı. Endonezya’da düzenlenen INDO Defence 2025 fuarında Türkiye tarafından millî imkanlarla tasarlanan, geliştirilen ve üretilen Millî Muharip Uçak KAAN’ın Endonezya’ya satışına yönelik anlaşma sağlandı. Anlaşma kapsamında, 48 adet KAAN 5. Nesil Savaş Uçağı Endonezya’ya teslim edilecek.
11 Haziran tarihinde Jakarta’da gerçekleştirilen imza törenine Endonezya Cumhurbaşkanı Prabowo Subianto, Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün, Endonezya Savunma Bakanı Sjafrie Sjamsoeddin, TUSAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Cihad Vardan, Milli Savunma Bakan Yardımcısı ve TUSAŞ Yönetim Kurulu Başkanvekili Şuay Alpay ve TUSAŞ Genel Müdürü Dr. Mehmet Demiroğlu katıldı.
Atılan imzalar kapsamında 48 adetlik Millî Muharip Uçak KAAN’ın teslimatı 120 ay içerisinde gerçekleşecek. Teslim edilecek KAAN uçaklarında ise millî imkanlarla üretilecek motor yer alacak.
Bu anlaşma, sadece Millî Muharip Uçak KAAN’ın teslimatını değil; Endonezya’ya havacılık alanında teknoloji transferini de kapsayacak. Türkiye ve Endonezya gerçekleştireceği stratejik iş birliğiyle bilgi paylaşımını ve yerel kabiliyetlerin geliştirilmesini de hedefleyecek. Öte yandan anlaşmayla birlikte KAAN’ın üretiminde Endonezya’nın sahip olduğu yerel kabiliyetlerden yararlanılacak.
KAAN’ın Endonezya’ya satışına yönelik ilk duyuruyu Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan yaptı. Erdoğan, “Yerli ve millî savunma sanayimizin kaydettiği gelişimi ve ulaştığı noktayı gözler önüne seren bu anlaşmanın Türkiye ve Endonezya için hayırlı olmasını temenni ediyorum. Anlaşmanın huzurunda imzalandığı kıymetli mevkidaşım, Endonezya Cumhurbaşkanı Prabowo Subianto’ya selam ve teşekkürlerimi iletiyorum. Savunma Sanayii Başkanlığımız ve TUSAŞ başta olmak üzere KAAN’ın üretiminde ve Türkiye tarihinin bu rekor ihracat sözleşmesinin imzalanmasında emeği geçen tüm kuruluşlarımızı tebrik ediyorum” ifadelerini kullandı.
KAAN: Türkiye’nin 5. Nesil Savaş Uçağı
KAAN, Türk mühendisliğinin geldiği en üst noktayı temsil eden, 5. nesil çok rollü savaş uçağıdır. Yüksek manevra kabiliyeti, düşük radar görünürlüğü (stealth), yapay zekâ destekli aviyonikleri ve ağ destekli harp yetenekleriyle dikkat çekmektedir. Hava-hava ve hava-yer görevlerinde üstün başarı sağlaması hedeflenen KAAN, aynı zamanda Türkiye’nin savunma alanındaki tam bağımsızlık vizyonunun simgesidir. İlk uçuşunu 21 Şubat 2024 tarihinde başarıyla gerçekleştiren KAAN, bu tarihi adımıyla Türk havacılığı açısından yeni bir dönemi başlatmıştır. 6 Mayıs 2024’te ise KAAN gök vatan ile ikinci kez bir araya gelmiştir.
Millî Muharip Uçak KAAN projesinin ilerleyen aşamalarında ise uçağa millî motorun entegrasyonu ile KAAN’ın tamamen millî hâle getirilmesi ve ihracat potansiyelinin daha da arttırılması hedeflenmektedir.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.