Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çamlıca Kulesi Açılış Töreni’ne katıldı.
Törende konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, kulenin İstanbul’a yeni bir güzellik katacağına inandığı belirterek, Çamlıca Verici Tesisi’nin şehrin önemli bir sembolü olduğunu ve temelinin atıldığı günden bu yana kulenin yükselişini büyük bir heyecanla izlediklerini söyledi.
“ÇAMLICA KULESİ TÜM DÜNYAYA ÖRNEK TEŞKİL EDECEK BİR PROJE”
Televizyon ve radyo medya kuruluşları ile haberleşme operatörlerine hizmet sağlayacak Çamlı Kulesi’nin hayırlı olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Büyük Çamlıca Camii’nin kıble tarafındaki görüntü kirliliğinin ve işgalin Çamlıca Kulesi ile giderildiğini aktardı.
Çamlıca Kulesi’nin projesi üzerinde çok çalıştıklarını ve sonunda sadece Türkiye’ye değil tüm dünyaya örnek teşkil edecek bir projeyi başarıyla hayata geçirdiklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 100 kadar radyonun da buradan yayın yapabiliyor olmasının bir başka sevindikleri nokta olduğunu söyledi.
“İletişim ve yayıncılık faaliyetlerinde tek verici tesisi modeline geçtiğimiz bu kule sayesinde Çamlıca görüntü kirliliğine son verdi” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, aynı modeli şartların müsait olduğu yerlerden başlayarak ülke genelinde yaygınlaştırmayı planladıklarını açıkladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Böylece hem mükerrer yatırımların önüne geçecek, hem çevre kirliliğini önleyecek hem de hizmet kalitesini yükselteceğiz. Kim çevreci? İşte bu ortada. AK Parti çevreciliğin ispatını bugüne kadar yaptığı yatırımlarla ortaya koymuş olan bir partidir. Çevrecilik lafla olmuyor. Çevrecilik, ispat-ı vücutla oluyor. Bunu yapan da biziz. Diktiğimiz ağaçlardan tutun, bu tür eserlere varıncaya kadar. Bu iş aklidir, bu iş ispat-ı vücut gerektirir. Milyonlarca ağacı biz ülkemizin dört bir yanına diktik. Bir taraftan teröristler geldiler yaktılar, yıktılar, biz ise o yakılan, yıkılan yerlere hemen, anında ağaçları diktik. AK Parti budur. Öyle lafla peynir gemisi yürümüyor. Ancak ispat edeceğiz” açıklamasında bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’ndan lisans alan PTT bünyesindeki verici tesis ve işletim şirketinin kısa sürede bu toparlanmayı ayrıca gerçekleştireceğine inandığını dile getirerek, Çanakkale’de de benzer bir eserin inşa edilmiş olmasının önemli bir adım olduğunu kaydetti.
Çamlıca Kulesi’nin yeni dönemin en önemli yatırımlarından ve sembol eserlerinden biri olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ünlü Fransız düşünür Lamartine’in ‘Dünyaya son bir kez bakacaksın’ deseler, o bakışı Çamlıca Tepeleri’nden atmayı arzulardım’ bu ifadelerini kullanarak hayranlığını dile getirdiği şu mekânın şanına uygun bir esere kavuşmuş olmasından şahsım, milletim adına ayrıca memnuniyet duyuyorum. Boğaz’a hâkim bir manzaranın üzerinde, deniz seviyesinden itibaren 587 metre uzunluğa sahip bu kule, aynı zamanda İstanbul’un en yüksek yapısı unvanına da sahiptir. Dünyada ilk defa 100 radyonun frekansları birbirine karışmadan aynı anda yayın yapabileceği teknolojik alt yapıya sahip kulemiz, sayısal ve karasal yayın hizmetlerini birlikte verebilecektir. Kule bünyesindeki sosyal tesislerin de Türk turizmine önemli katkılar sağlayacağı açıktır. Böylesine önemli işlevlere sahip Çamlıca Kulesi’nin inşasında emeği geçen tüm kurumlarımızı, yüklenici firmadan mühendisinden işçisine kadar herkesi tebrik ediyorum. Bu kuleden yayınlarını sürdürecek medya kuruluşlarımıza, haberleşme şirketlerimize özellikle başarılar diliyorum. Kulemizdeki seyir katlarından ve restoranlardan şehrimizle ilgili şiirleri ve şairleri, şarkılarıyla beraber terennüm ederek, İstanbul’un güzelliklerini doyasıya yaşayacak misafirlerimize şimdiden keyifli vakitler temenni ediyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin dünyanın en stratejik pek çok güzelliği bir arada barındıran coğrafyada kurulan bir ülke olduğuna dikkati çekerek, İstanbul’un da tarihin her döneminde olduğu gibi bugün de dikkatleri üzerinde topladığını söyledi.
İstanbul’un bu güzel coğrafyanın adeta kalbi durumunda bulunduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anadolu ve Trakya’daki tüm yerleşim yerlerinin, buralarda yaşayanların İstanbul’la mutlaka irtibatlı olduğunu kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul’un, 81 vilayetin adeta bayrağının dalgalandığı bir şehir olduğunu vurgulayarak, nüfusun ve iş gücünün neredeyse beşte birini barındıran kentin millî gelirin üçte birini, ihracatın yarısını, vergi gelirlerinin yarıya yakının ürettiğini aktardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dünyada böylesine eski yerleşime sahip, böylesine çok tarihi mekânı olan, üç büyük devlete başkentlik yapmış, eğitimden turizme böylesine güçlü alt yapı inşa etmiş, ekonomiden sanata her alanda küresel düzeyde en üst seviyeye ulaşmış başka bir şehir göremezsiniz. İstanbul böyle bir şehir” ifadelerini kullandı.
“HAZİRAN AYININ SONUNDA KANAL İSTANBUL’UN TEMELİNİ ATIYORUZ”
İstanbul’un her geçen yıl daha da güzelleştiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ayasofya’nın bir yıl önce açıldığını, ardından dün Taksim Camii’ni inşa edip açılışını yaptıklarını, bugün de Çamlıca Kulesi’nin açılışının gerçekleştirildiğini anlattı.
“Bitmedi, şimdi inşallah Haziran ayının sonunda falan Kanal İstanbul’u şehrimize kazandırmak üzere temelini atıyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Rahatsız olanlar var, olacaklar, varsın olsunlar. Biz bu eserleri İstanbulumuza, İstanbullu bütün vatandaşlarımıza kazandırdıkça onların onuru, onların bunlardan inanıyorum ki şevk alacağı bir İstanbul… Kanal İstanbul’u İstanbul’a kazandırdığımızda İstanbul’un hem coğrafi hem stratejik hem tabii güzelliği bir kat daha artacaktır. Kanal İstanbul’un üzerinde altı tane köprü göreceksiniz. Bu altı köprüyle adeta Kanal İstanbul’un sağında, solunda iki şehir inşa edeceğiz. Bu iki şehirle beraber İstanbul bir başka olacak. Daha başka bir güzel olacak. Ya bunlar nereden çıkardı bunları diyecekler. Kim? O malum tipler. Ama biz yapacağız. Çünkü biz tarihe not düşüyoruz. İki kıtaya yayılmış böyle bir şehirde yaşamakla ülke olarak böyle bir şehre sahip olmakla ne kadar iftihar etsek azdır. Şairlerin her köşesini ayrı bir hissiyatla anlattığı, şarkıların her vasfını aynı bir nameyle dillendirdiği İstanbul’un kıymetini çok iyi bilmeliyiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehrin geçmişte tarihî ve tabii güzellikleri yanında insanlarıyla çok örselendiğini, çok hoyrat davranışlara maruz kaldığını, çok yıpratıldığını dile getirerek, “İstanbul’a belediye başkanı seçildiğimizde karşımızda öyle bir manzara bulduk ki emin olun içimiz burkuldu, parçalandı, yüreğimiz dağlandı. En temel sorunlardan başlayarak İstanbul’un üzerine çöken kara bulutları birer birer dağıttık” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, temizliğinden ulaşımına, suyundan doğalgazına, yeşilinden havasına, kültür sanatından sporuna, sanayi ticaretinden sosyal desteklerine kadar hiçbir unsuru ihmal etmeden İstanbul’u baştan sona eserler ve hizmetlerle adeta yeniden inşa ettiklerini anlattı.
“İSTANBUL’A YAPILAN HER HİZMETİN TÜRKİYE’NİN TAMAMINA YAPILDIĞININ BİLİNCİYLE HAREKET ETTİK”
Başbakan ve Cumhurbaşkanı olarak da şehre yapılan her yatırımı, getirilen her hizmeti adım adım takip ettiğini, her projenin bizzat içinde yer aldığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul’a yapılan her hizmetin Türkiye’nin tamamına yapıldığının, burada ortaya çıkan her değerin vatandaşların her birinin hayatına yansıdığı bilinciyle hareket ettiklerini söyledi. “İstanbul’u hak etmek için önce bu şehre kalpten gelen bir aşkla sevdayla bağlı olmak gerekiyor” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: “İstanbul’u şöyle kuş bakışı seyrettiğiniz de yüreğiniz kıpır kıpır etmiyorsa, gördüğünüz eksiklikler karşısında da kalbiniz sıkışmıyorsa demek ki bu şehri hak etmiyorsunuz demektir. Semalarımızı beş vakit süsleyen ezanlar sizi alıp başka âlemlere götürmüyorsa, Boğaz’dan esen rüzgârlara kendinizi bırakıp hülyalara dalmıyorsanız bu şehri hak etmiyorsunuz demektir. Meşhur Süleymaniye’de bayram sabahlarına muhtaç değil miyiz. Aynen böyle. Bu şehrin büyüklüğünden kaynaklanan cefasını da en az sefası kadar öpüp başınızın üzerine koymuyorsanız İstanbul’u hak etmiyorsunuz demektir. Çay simidiyle balık ekmeğiyle kestanesiyle lokmasıyla turşusuyla mısırıyla tavuklu pilavıyla sokaklarındaki tüm lezzetleriyle yaşamıyorsanız bu şehri hak etmiyorsunuz demektir.”
Tüm ömrünü İstanbul’a hâkim değil hadim olmak için harcadığını ve bundan zerre kadar da pişmanlık duymadığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bundan sonra da Allah’ın verdiği her nefesi şehre hizmet için kullanmanın, en büyük duası olduğun kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün İstanbul’u daha çok sevmek, daha şevkle ona hizmet etmek için bir sebebe daha sahip olduk. Çamlıca Kulemizi şehrimize kattığı değerle fiziki olarak yerine getirdiği görevlerin çok ötesinde bir misyonla İstanbul’a armağan ediyoruz” dedi.
Çamlıca Kulesi’nin hayırlı olması temennilerini yineleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, emeği geçenlere de teşekkürlerini iletti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, konuşmasının ardından, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu tarafından günün anısına Büyük Çamlıca Camisi, Çamlıca Kulesi ve dalgalanan Türk Bayrağı’nın bir arada yer aldığı bir tablo hediye edildi.
Hediye takdiminin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, Büyük Çamlıca Camii’nin bitirildiğini, Çamlıca’ya dev bir Türk bayrağı direğinin de dikildiğini hatırlatarak, “111 metre uzunluğunda bir direk. Bin metrekare de bayrağımızın yüz ölçümü. Bu da zaten bayrakların ölçüsünün gereği olduğu için bu şekilde yapıldı, gerekirse daha büyüğünü de yapabiliriz. Çünkü İstanbulumuza, ülkemize bunlar yakışır. Hele hele Çamlıca’nın Tepesi’ne… Tabii bir de şimdi bu kulemizle beraber ayrı bir güzelliği buraya böyle bir üçlüyü Çamlıca’nın tepesine nakşettik. Emeği geçenlerden Allah razı olsun” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra protokol üyeleriyle birlikte Çamlıca Kulesi’nin açılış kurdelesini kesti ve ardından kulede incelemelerde bulundu.
“Türkiye, 85 milyon vatandaşıyla bölgesinin istikrar ve güven kaynağıdır”
Genç Gazeteciler İstanbul
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti “Özümüzden Geleceğe Türkiye Buluşmaları” programında yaptığı konuşmada, “Türkiye, büyük bir ülkedir. Türkiye, 2 bin 300 yılı aşan köklü birikimiyle tecrübeli bir devlettir. Türkiye, 85 milyon vatandaşıyla bölgesinin istikrar ve güven kaynağıdır” dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen AK Parti “Özümüzden Geleceğe Türkiye Buluşmaları” programına katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bundan 1 ay önce başlattıkları Türkiye Buluşmaları programları kapsamında İstanbul’da partililerle bir araya gelmekten memnuniyet duyduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 6 Eylül’den itibaren partinin il ve ilçe teşkilatları başta olmak üzere merkez yürütme kurulu üyelerinden, merkez karar ve yönetim kurulu üyelerine, milletvekillerinden bakanlara kadar tüm kadroyla sahada olduklarını kaydetti.
Çarşı ve pazarda tüccardan çiftçiye, emekliden memura, şehit gazi yakınlarından ihtiyaç sahibi vatandaşlara kadar herkesin kapısını çaldıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Bu kapsamda 100 bin 800 müstakil noktada milletimizle bir araya geldik. Program sayesinde teşkilat olarak birliğimizi, beraberliğimizi, yol ve dava arkadaşlığımızı perçinledik. Milletimizle kurduğumuz gönül köprülerimizi biraz daha sağlamlaştırdık. Toplumun nabzını tuttuk, tavsiyelerini dinledik, eleştirilerine kulak verdik. 31 Mart Yerel Seçim sonuçlarını milletimizle birlikte açık yüreklilikle değerlendirdik. Nerede eksiğimizin olduğunu tahlil ve tespit etmeye çalıştık. Son 23 yıldır olduğu gibi milletimizin hassas terazisinde hiçbir komplekse kapılmadan kendimizi tarttık, hesaba çektik, kendimize ayna tuttuk.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kongre süreci öncesinde kendilerine rehberlik edecek çok geniş bir fikir havuzunu derlemiş bulunduklarını, Türkiye Buluşmaları’nda gündeme getirilen tespit, tenkit ve tekliflerden kongre sürecinde azami derecede istifade edeceklerini vurguladı.
Türkiye Buluşmaları’nın AK Parti’nin, milletin kalbindeki sarsılmaz yerini bir kez daha teyit ettiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Vatandaşlarımız sorunların çözüm adresi olarak ilk sırada partimizi ve ittifakımızı görüyor. Hayat pahalılığı ve enflasyon başta olmak üzere ekonomideki zorlukların üstesinden bizim geleceğimize, etrafı ateş çemberiyle kuşatılmış ülkemizin güvenliğini ve huzurunu yine bizim sağlayacağımıza inanıyor. Bir başka ifadeyle vatandaşlarımız muhalefet aktörlerine güvenmiyor, muhalefetin söylemlerine prim vermiyor. Daha doğrusu onlardan kendisine hayır geleceğine asla ve kata inanmıyor. Zaman zaman serzenişte bulunsa da insanımız son kertede AK Parti’ye ve Cumhur İttifakı’na güveniyor, itimat ediyor.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti olarak kendilerine verilen bu desteğin kıymetini ve ne anlama geldiğini çok çok iyi bildiklerini, partilerine ve hükûmete yönelik güveni, inancı, teveccühü boşa çıkarmamakta kararlı olduklarını dile getirdi.
Bugüne kadar milleti hayal kırıklığına uğratmadıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bundan sonra da millete hayal kırıklığı yaşatmayacaklarını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti’ye oy veren, gönül verenler başta olmak üzere 85 milyon vatandaşın kendilerinden beklentilerinin farkında olduklarını ifade etti.
Bu beklentileri karşılamak noktasında son 23 yılda en ufak bir zafiyet göstermediklerini, yine göstermeyeceklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “8. Büyük Olağan Kongremiz, milletimizin partimizden taleplerinin hayata geçirildiği ana zemin olacaktır” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kongre sürecimizi, tazelenmenin, yenilenmenin, bununla birlikte büyük bir kucaklaşmanın vesilesine dönüştürmek arzusundayız. Davamızın çilesini çekmiş emektarlarımızın tecrübelerini dışlamadan, AK Parti ruhunu içselleştirmiş, değerlerimizi benimsemiş, AK Parti’nin ufkuna, vizyonuna sahip, dürüst, çalışkan, donanımlı, millet ve memleket sevdalısı yeni isimlerle inşallah kadrolarımızı tahkim ve takviye edeceğiz” ifadesini kullandı.
Kongreleri parti içi bir faaliyet gibi görmediklerini, milletle ortak geleceği inşa edecekleri bir kardeşlik şölenine çevireceklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti’nin geleneğine yakışan bir usulde kardeşlik ve dayanışma içinde, Türk siyasetine referans teşkil edecek bir muhabbet ikliminde 8. Olağan Kongre sürecini yöneteceklerini dile getirdi.
Türkiye Buluşmaları’nın milletle kucaklaşma, milletle aralarındaki iletişimi kuvvetlendirme hamlelerinin ilk adımı olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunu, 12 Ekim’de başlayacak kongrelerimizle birlikte tüm Türkiye sathına taşıyacağız” dedi.
AK Parti olarak, üye sayısı itibarıyla Türkiye’nin en büyük ailesi olduklarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz çıkar birliği yapmış bir hareket değil, Türkiye’ye hizmet aşkıyla gönül birliği, kader birliği, yol ve dava arkadaşlığı yapmış bir siyasi partiyiz. AK Parti teşkilatlarını bir arada tutan harç, kardeşlik hukukudur. Biz birbirini ezerek yükselenlerden olmadık. Birbirinin elini tutarak, birbirine omuz vererek yükselenlerden olduk. Hep söylüyorum; makamlar, rütbeler, oturulan koltuklar değişebilir, molalar olabilir, kesintiler olabilir, dinlenmeye çekilenler olabilir ama uğruna ömrümüzü adadığımız AK Parti’nin temsilcisi olduğu kutlu dava inşallah ilelebet payidar olacaktır” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendilerinden öncekilerden devraldıkları hizmet kervanının aynı şekilde yoluna devam edeceğini belirterek, “Bu süreçte öfke ve nefret diline prim vermeyecek, nezaketle, hoşgörüyle gönüller fethederek yolumuzda ilerleyeceğiz” dedi.
Her bir arkadaşının yürüttüğü mücadeleye bakmasını istediğini, onlara inanıp güvendiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Buluşmaları’nın ülkeye, millete ve AK Parti teşkilatına hayırlı olmasını diledi.
“TÜRKİYE’DE NE DİYORSAK, BM KÜRSÜSÜNDE DE AYNI CÜMLELERİ KURMAKTAN ASLA ÇEKİNMİYORUZ”
Türkiye Buluşmaları’nda görev alan herkese teşekkür eden Cumhurbaşkanı Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 1 yıldır bölgede çok kanlı çatışmalar yaşandığını anımsattı.
İsrail’in Gazze halkına yönelik soykırımının 1’inci yılını tamamlamak üzere olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, geride bırakılan 364 günde, 17 binden fazla çocuğun, binlerce kadının, yaşlının, sivilin, doktorun, gazetecinin alçakça şehit edildiğini, tüm dünyanın gözleri önünde 50 bine yakın masum insanın katledildiğini belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Uluslararası hukuk, temel insan hak ve hürriyetleri, savaş hukuku, insana ve insanlığa dair ne kadar değer varsa hepsi ayaklar altına alındı. 360 kilometrekare içinde işlenmedik suç, işlenmedik barbarlık kalmadı ama ne yaparlarsa yapsınlar, Gazze halkının direniş zeminini kıramadılar. Gazzeli kardeşlerimiz, tüm imkânsızlıklara rağmen ümmetin ve insanlığın yüz akı olarak 364 gündür siyonist işgalcilere karşı kahramanca direniyor” ifadesini kullandı.
Filistin’in kahraman evlatlarına en kalbi muhabbetlerini gönderen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye olarak, tüm imkânlarımızla Gazzeli kardeşlerimizin yanında olmayı sürdüreceğiz. Bunu da öyle hamaset olsun diye söylemiyorum. Bakınız, İsrail’e karşı ekonomik tedbir uygulayan yegâne devlet biziz. Gazze’ye miktar olarak en fazla yardım gönderen Müslüman ülke biziz. Uluslararası tüm platformlarda Filistin halkının haykıran sesi, nefesi, savunucusu olan hükûmet biziz. İlk gün nerede duruyorsak, bugün de aynı yerde dimdik duruyoruz. İlk gün neyi savunuyorsak, bugün de aynı değerleri savunuyoruz. Türkiye’de ne diyorsak, Birleşmiş Milletler kürsüsünde de aynı cümleleri kurmaktan asla çekinmiyoruz. Yalpalamadan, savrulmadan, kimseden korkmadan, kimsenin baskısına, tehdidine boyun eğmeden mazlumun yanında, zalimlerin karşısındayız.”
“FİLİSTİN BAYRAĞINA DAHİ TAHAMMÜL EDEMİYORLAR”
İsrail’in Lübnan’a başlattığı saldırılar sonrasında en güçlü tepkiyi veren ülkelerden birinin Türkiye olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İsrail hükûmetinin tüm bölgeyi kan gölüne çevirmeyi amaçlayan kirli planlarını gören, deşifre eden, sonuçlarıyla ilgili tüm insanlığı uyaran yine Türkiye’dir. Artık akıl ve basiret sahibi herkes şu gerçeği görüyor; Dini fanatizmle hareket eden mevcut İsrail yönetiminin niyeti bellidir, hedefi bellidir. Neyi gerçekleştirmek istediği çok net bellidir. Batılı güçler ise bunların asıl niyetlerini çok iyi bildikleri hâlde Holokost utancından dolayı Netanyahu ve katliam çetesine seslerini çıkaramamaktadırlar” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yıllardır özgürlüklerden bahsedenlerin, Filistinli çocuklar için toplanan göstericilere nasıl davrandıklarını herkesin gördüğünü belirterek, “Bırakın Filistinli mazlumların hakkının savunulmasına izin vermeyi, Filistin bayrağına dahi tahammül edemiyorlar. Terör örgütlerine gelince, ‘protesto hakkı kutsaldır’ diyerek başkentlerinin en geniş meydanlarını açanlar, söz konusu Filistin olunca, Gazze’de katledilen 50 bine yakın masum olunca, faşizmin en nobran hâlini uyguluyorlar. On yıllardır savunageldikleri değerleri İsrail uğruna, İsrail’in katliamlarını örtmek uğruna sadece 1 senede bizzat kendi elleriyle itibarsız hâle getirdiler” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail’in yayılmacı politikalarına dikkati çekerek şunları kaydetti: “Tıpkı geçen yüzyılın başında olduğu gibi, coğrafyamızda sınırların kanla çizilmesine yönelik sinsi bir plan uygulamaya konulmuştur. Hamas sadece bir bahanedir. Hizbullah sadece bir bahanedir. Yemen, Suriye, İran sadece birer bahanedir. İşgal ve istila politikasını meşrulaştırmak için İsrail hükûmeti her gün yeni bir mazeret üretmektedir. İçimizdeki bazı İsrail dostları, bazı siyonist muhipleri, bazı kalemşorlar her ne kadar gerçekleri gizlemeye çalışsa da şayet durdurulmazsa, Netanyahu ve çetesine ‘dur’ denilmezse, bu yayılmacı politikanın nereye varacağını bizler tahmin edebiliyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail vasıtasıyla yeni bir paylaşım savaşının hem de çok kirli bir savaşın yürütüldüğünü gördüklerini ve tüm tedbirleri buna göre aldıklarını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şunu herkes bilsin ve anlasın Türkiye büyük bir ülkedir. Türkiye, 2300 yılı aşan köklü birikimiyle tecrübeli bir devlettir. Türkiye, 85 milyon vatandaşıyla bölgesinin istikrar ve güven kaynağıdır. Büyüklüğümüze yaraşır şekilde bugüne kadar nasıl devletimizin ve milletimizin güvenliğinde hiçbir zafiyete izin vermediysek şimdi de aynı hassasiyetle, aynı soğukkanlılıkla, aynı kararlılıkla ve elbette aynı stratejik akılla hamlelerimizi planlıyoruz” diye konuştu.
“BU YANGINI EL ELE VERİP SÖNDÜRMEZSEK ENİNDE SONUNDA SİZE DE ULAŞACAK”
Her karışı şehit kanlarıyla sulanmış vatan toprakları üzerinde ameliyat yapılmasına müsamaha gösteremeyeceklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “İsrail hükûmetini şımartanları, İsrail hükûmetine koşulsuz destek vererek pervasız hâle getirenleri buradan aklıselimle hareket etmeye davet ediyorum. İşler daha fazla kontrolden çıkmadan, daha çok kan dökülmeden, daha fazla yıkım olmadan yularını elinizde tuttuğunuz bu zalimleri durdurun. Diğer türlü, gözünü kan bürümüş İsrail hükûmetinin harladığı ateş, sadece bu coğrafyayı, bu coğrafyada yaşayan halkları değil, sizleri de yakacak. Büyümesine müsaade ettiğiniz bu yangını el ele verip söndürmezsek eninde sonunda size de ulaşacak.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam âlemini de aynı şekilde İsrail saldırganlığının önüne geçmek için ekonomik ve ticari tedbirleri devreye almaya çağırdığını vurgulayarak, şöyle devam etti: “İslam dünyası olarak İsrail’e yönelik önlem almadığımız her gün, bu kan deryası maalesef daha da büyüyecek. Kardeşlik hukukumuzun gereğini yapmak artık bizim için tercihten öte bir mecburiyettir. Türkiye’nin karşı karşıya olduğu tehditlerin bertaraf edilmesinde AK Parti teşkilatlarına düşen, kardeşlik ruhunu yüceltmek, tam bir dayanışma içinde olmaktır. Birbirimize her zamankinden daha fazla kenetleneceğiz. Her zamankinden daha fazla sahada olacak, çalışacak, koşturacağız. Durmak yok, duraklamak yok, mola, rehavet, yılgınlık yok. Gözlerimizi hedeflerimizden ayırmak asla ve asla yok. Mesuliyetimizin ne kadar ağır olduğunun eminim sizler de idrakindesiniz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefete işaret ederek, şunları söyledi: “Muhalefetin kimi aktörlerinin hâlini milletimiz gibi sizler de görüyorsunuz. Hangi gündemlerin peşinde koştuklarını, dertlerinin ne olduğunu, millete ve şehirlerine hizmet gibi kaygılarının bulunmadığını inanıyorum ki sizler de takip ediyorsunuz. Sabah akşam koltuk kavgasından, ikbal ve parti içi iktidar mücadelesinden başlarını kaldıramıyorlar. 14-28 Mayıs seçimlerinde sandıkta yaşadıkları toplu hezimeti unuttular. 31 Mart gecesinden bu yana yaklaşık 4 yıl sonra yapılacak seçimler için şimdiden birbirleriyle kavgaya tutuştular. Ne millete ve şehirlerine hizmet gibi dertleri var ne de vatandaşa meydanlarda verdikleri sözleri yerine getirme gibi bir hassasiyetleri var.”
Eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Geçen sene koltuğundan addedilen eski genel başkan ise bir köşeye atılmanın hıncıyla sosyal medyadan sürekli sağa sola sataşıyor. Partisinin başında olduğu dönemlerde yaptığı gibi milleti kutuplaştırarak, siyasi iklimi gererek kendini gündemde tutmaya çalışıyor. Bölgemizin dört bir tarafından çatışma seslerinin geldiği bir dönemde zehirli dili ve söylemleriyle Türkiye’nin siyasi atmosferinin yumuşamasına, normalleşmesine, tansiyonun düşmesine bir türlü müsaade etmiyor” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gerilimden beslenenler olduğuna vurgu yaparak, “Biz iktidar ve muhalefet arasındaki diyalog zeminini genişletmek için uğraştıkça, sıkılı yumrukları gevşetmek için samimi adımlar attıkça, yıllarca gerilimden beslenenler buna engel olmak için ellerinden geleni yapıyor. Onlara şunu söylemek isterim; ‘Türkiye’ye bir hayrım dokunsun’ diyorsanız gölge etmeyin sizden başka ihsan istemiyorum” diye konuştu.
Bunlara aldırmadan millete hizmet mücadelesini azimle sürdüreceklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “İşte bugün Oruç Reis Araştırma Gemimizi Somali’ye uğurladık. 2017 yılından beri ülkemize önemli hizmetlerde bulunan Oruç Reis, artık Somali’de her biri beşer bin kilometrekarelik alanı temsil eden üç ruhsat sahasında sismik faaliyet yürütecek. On yıllardır çatışma, istikrarsızlık ve açlıkla anılan Somali bölgesi Oruç Reis’in keşifleri sonrasında artık ekonomik kalkınmayla, refahla, huzurla gündeme gelecek. Somali açıklarındaki sismik araştırma faaliyetlerimizden de Allah’ın izniyle müjdeli haberler alacağımıza inanıyorum.”
“Rabbim yolumuzu, bahtımızı açık etsin diyorum. Ben sizlere, bu kadroya sonuna kadar inanıyor ve güveniyorum” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Buluşmaları Programı’nın hayırlara vesile olmasını dileyerek, emeği geçenleri tebrik etti.
“Teknolojiyi, üreten ve ihraç eden ülke hedefimiz doğrultusunda ilerliyoruz”
Genç Gazeteciler Adana
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TEKNOFEST 2024’te yaptığı konuşmada, “Teknolojiyi sadece kullanan değil; tasarlayan, geliştiren, üreten ve ihraç eden ülke hedefimiz doğrultusunda emin adımlarla ilerliyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Adana Şakirpaşa Havalimanı’nda düzenlenen TEKNOFEST 2024’e katılarak bir konuşma gerçekleştirdi.
Konuşmasına Adanalıları selamlayarak başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 10 Ağustos’ta Adana’ya gelerek muhteşem bir projenin açılışını yaptıklarını, Adana ile Mersin’in de gurur kaynağı olan Uluslararası Çukurova Havalimanı’nı tüm bölgenin hizmetine sunduklarını hatırlattı.
Şimdi de dünyanın en büyük Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali için Adana’da olduklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her yıl milyonlarca vatandaşımızın akın ettiği, gençlerimizin heyecanla beklediği TEKNOFEST Adana’ya hepiniz hoş geldiniz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün Adana’nın gençlerin coşkusuyla bir başka güzel olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti: “Gözlerinin ışıltısında aydınlık yarınlarımızın müjdesi olan siz gençlerimizle Adana ve Şakirpaşa bugün çok farklı. Bugün burada sadece millî teknoloji hamlemizin göz kamaştıran ürünleri yok. Burada aynı zamanda Türkiye Yüzyılı’nın mimarı olacak genç yüreklerimiz, parlak zihinlerimiz var. Burada yarının Hezarfen Ahmet Çelebileri, Cezerileri, Ferganileri, Ali Kuşçuları, Aziz Sancarları var. Burada aşkın diliyle, barışın diliyle, ilmin, teknolojinin, bilimin diliyle konuşan, ufku açık yüz binlerce gencimiz var. Sizlerin vasıtasıyla bilime, araştırmaya, teknolojiye, keşfetmeye özellikle meraklı ülkemizin tüm gençlerini bir kez daha sevgiyle selamlıyorum. Kalplerimizi tekrar buluşturan Rabbime hamdediyorum.
Biz, Çukurova Havalimanı’nı açtığımızda birileri Şakirpaşa ile ilgili yoğun bir algı çalışması yürüttüler. Akla, vicdana, siyasi ahlaka sığmayan bir sürü iddiayı gündeme taşıdılar. Peki, ne oldu? İddialarının hiçbir geçerliliğinin olmadığı bugün bir kez daha ortaya çıktı. Şakirpaşa kapandı mı? Şakirpaşa açık mı? Buyurun biz de bugün Şakirpaşa’ya indik. Ve şimdi Şakirpaşa’da bir TEKNOFEST fuarını şu anda gümbür gümbür buradan dünyaya haykırıyoruz. Algı operasyonlarından etkilenip Şakirpaşa ne olacak diye endişelenen Adanalı gençlerimize sesleniyorum, siz, birilerine bakıp da asla endişe etmeyin. Şakirpaşa eskisinden daha mühim, daha hayati görevler icra edecek. Millî teknoloji hamlemizin simgesi olan TEKNOFEST sadece bir başlangıç. İnşallah burayı tarihine, misyonuna ve önemine uygun şekilde çok etkin bir şekilde kullanmaya devam edeceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TEKNOFEST 2024’ün Adana’ya, Türkiye’ye, millete ve özellikle gözleri parlayan gençlere hayırlı, uğurlu olmasını diledi.
Gençlere özgüven aşılayan, umudu ve başarmayı öğreten bu güzide festivalin düzenlenmesinde emeği geçen Sanayi ve Teknoloji Bakanlığını, Türkiye Teknoloji Takımı Vakfını, sponsorlar ve iştirakçiler ile güvenlik görevlisinden gönüllülere herkesi tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kendilerine tek tek teşekkür ediyorum. En büyük teşekkürü de sizler gibi pırıl pırıl evlatlar yetiştiren, vatanına, milletine, devletine, tüm gücüyle hizmet edecek böyle parlak gençler büyüten anne-babalarımıza ediyorum” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, katıldıkları yarışmalarda ödül alan tüm gençleri, takımları kutlayarak, şunları ifade etti: “İsmini yaşattığımız eski Adana Valilerinden, Adana nehirlerini ıslahıyla ve tarıma verdiği destekle bilinen Şakir Paşa’yı da rahmetle anıyorum. Yiğidin sevdiği güzel olunca, ömrü arkasından sökülür gidermiş. Öyle demişler sevgili gençler. İşte bizim gönlümüzde de buraların, Çukurova’nın çok ayrı bir yeri var. İlk fetihlerden Kuvayı Millîye’ye ve günümüze kadar devletine, milletine, hakka ve hakikate sahip çıkan Adana’nın kalbimizde farklı bir yeri var. Toroslar’ın çocukları, Çukurova’nın evlatları, Yemen’den Galiçya’ya, Sarıkamış’tan Çanakkale’ye, coğrafyamızın dört bir yanında hilal uğruna, bekamız uğruna ve sevdamız için şehit düştüler. Bugün başı dik, alnı ak, huzur içinde yaşıyorsak, gölge olarak sadece ay yıldızlı al bayrağımızın gölgesini tanıyorsak, ölümden korkmayan o aziz şehitlerimiz sayesindedir. Bu vesileyle Adana’nın verdiği şehitleri, tüm şehitlerimizle birlikte rahmetle, minnetle yâd ediyorum. Ruhları şad olsun. Rabbim, hepsinden razı olsun.”
Geleceği inşa etmenin, yarınları hayal etmekle başlayacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin teknoloji serüveninin geçmiş yıllarda bugünü düşünerek hayal eden, dert ve ideal sahibi şahsiyetlerin emekleriyle şekillendiğini söyledi.
“SON 22 YILDA ELDE ETTİĞİMİZ HİÇBİR KAZANIM, BİZE ALTIN TEPSİDE SUNULMADI”
Biruni, Uluğ Bey, Cabir bin Hayyan, Harezmi, Piri Reis ve daha nice büyüğün bu uğurda fikir ve yürek teri döktüğünü dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Vecihi Hürkuş, Nuri Killigil ve Necmettin Erbakan’ın hayallerini gerçekleştirmek pahasına bedeller ödediğini, hayalperestlikle suçlanmaktan şüpheli ölümlere kadar pek çok badireyle karşılaştığını hatırlattı.
Onların inandıkları yolda yürümekten hiçbir zaman vazgeçmediğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Şunu bilmenizi isterim, bugün hepimizi gururlandıran TEKNOFEST’e ulaşmak, buradaki ileri teknoloji ürünlerini yapmak asla kolay değildi. Bilhassa son 22 yılda elde ettiğimiz hiçbir kazanım, bize altın tepside sunulmadı. Zorluklarla karşılaştık, engellerle buluştuk, sabotajlara maruz bırakıldık. İçeriden ve dışarıdan ihanetlere uğradık. Haksızlıkların, çifte standartların her türünü gördük, yaşadık. Neyi başardıysak, bileğimizin gücüyle başardık. Alnımızın teriyle başardık. Yüreğimizi, gerektiğinde canımızı ortaya koyarak başardık. Dün bize parasıyla, savunma sanayii teknolojisi ürünü vermeyen ülkelere artık ihracat yapar hâle geldik.”
Kendilerinden öncekilerin zor zamanlarda verdikleri asil mücadeleye dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz de onların açtığı yolda sarsılmadan, yıkılmadan cesaretle yürüdük. O mücadele adamlarından büyük ve güçlü Türkiye için canını dişine takanlardan birisi de merhum Özdemir Bayraktar’dı” dedi.
Özdemir Bayraktar’ın insansız hava araçlarında çığır açan bir isim ve millî teknoloji hamlesinin mihmandarlarından olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “BAYKAR’ın bugün hayata geçirdiği pek çok projenin de fikir babasıydı. Kararlıydı, azimliydi, cesurdu. Yılmadı ve yıldırmadan da yoluna devam etti. Kendi ifadesiyle, durumdan vazife çıkaran idealist bir insandı. Bugün İHA ve SİHA’larımız 50’den fazla ülkede Türk savunma sanayini gururla temsil ediyorsa bu başarıda Özdemir ağabeyin çok büyük payı vardır. Kendisine bir kez daha Allah’tan rahmet diliyorum. Mekânı cennet olsun. İnşallah sizler bu mücadeleyi çok daha iyi seviyelere taşıyacaksınız” diye konuştu.
Gençlerin kendilerinin eksiklerini telafi edeceğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Unutmayın, sizler Türkiye’nin umudusunuz, sizler Türkiye’nin istikbali, Türkiye’nin aydınlık yarınlarısınız. Türkiye Cumhurbaşkanı olarak sizlerden isteğim hayallerinizin peşinden gitmeyi asla bırakmamanızdır. Karşılaştığınız zorluklara aldırmadan sabırla, inançla hedeflerinize doğru yürümekten asla vazgeçmeyin. ‘Yapamazsınız, başaramazsınız’ diyen zihni köleleştirilmiş, iradesi esir alınmış felaket tellallarına kulak asmayın. Unutmayın sabır acıdır, zordur, çetindir ama meyvesi daima tatlıdır. İnancın ve azmin elinden Allah’ın izniyle hiçbir şey kurtulamaz. Sevgili gençler, tüm bunları şu gerçeğin farkında olarak söylüyorum, Türkiye artık eski Türkiye değil, Türkiye 22 yıl öncesinin Türkiye’si asla değil. Ekonomide, savunmada, eğitimde, teknoloji altyapısında 22 yıl öncesi ile kıyas dahi edilemeyecek bir Türkiye’de yaşıyoruz, yaşıyorsunuz.”
“İNSANSIZ HAVA ARAÇLARINDA DÜNYANIN İLK ÜÇ ÜLKESİ ARASINDAYIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 22 yılda gençlerle hayalleri arasına girebilecek birçok engeli kaldırdıklarını belirterek, “Millî gelirde tarihimizde ilk kez 1,1 trilyon dolar sınırını aştık, nereden nereye. Savunma sanayinde yerli ve millî üretimin payını yüzde 80’lere çıkardık. İnsansız hava araçlarında dünyanın ilk üç ülkesi arasındayız” bilgisini verdi.
Araştırma Geliştirme Merkezi sayısını da sıfırdan 1328’e çıkarttıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Buralarda 66 bin 250 projeyi tamamladık, 14 bin 634 proje ise devam ediyor. 22 yıl önce sadece 2 teknopark vardı, bugün 104 teknoparkımız var. Tasarım merkezimiz yokken bugün 332 tane tasarım merkezine sahibiz. Buralarda da 13 bin 101 proje tamamlandı, 2 bin 262 proje devam ediyor. Daha bunlar gibi saymaya kalksak saatler alacak güçlü bir altyapıyı son 22 yıl içerisinde ülkemize kazandırdık.”
Merkezinde gençlerin olduğu 21. yüzyıl Türkiye’sini ilim ve teknolojiyle inşa etmenin gayreti içerisinde olduklarını da vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni, büyük ve güçlü Türkiye’yi yansıtan en önemli tablonun bu sene 10’uncusu düzenlenen TEKNOFEST olduğunu söyledi.
Her geçen yıl katılımcı sayısı artan, ziyaretçi rekorları kıran TEKNOFEST’in geniş yelpazedeki yarışmalarıyla teknoloji ekosistemine ışık tuttuğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “TEKNOFEST dışa bağımlılığın, montajcılığın, başkalarına muhtaç yaşamanın ülkemizin kaderi olmadığını bizlere çok net bir biçimde gösteriyor. TEKNOFEST, unutmayın gençler, bir gençlik destanıdır, TEKNOFEST bir teknoloji devrimidir. TEKNOFEST, bereketli Anadolu topraklarında filizlenen idealist gençlerin güçlü sesidir” diye konuştu.
2018’den bu yana TEKNOFEST’in dalga dalga büyüdüğüne hep beraber şahitlik ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “2018’de, 14 farklı kategoride toplam 4 bin 333 takım ve 20 bin yarışmacıyla başlamıştık. Geçen sene İstanbul, Ankara ve İzmir’de 41 farklı kategoride 333 binden fazla takım, 1 milyondan fazla yarışmacıyla, 4,5 milyon ziyaretçiye ulaştık, Allah’a hamdolsun. TEKNOFEST Adana’ya ise 50 farklı kategoride, 790 binden fazla takım, 1 milyon 650 binden fazla yarışmacı başvurdu. Ziyaretçi bakımından da yeni bir rekora imza atacağımıza inanıyorum. Adana ve Mersin başta olmak üzere Akdeniz bölgesindeki tüm gençlerimizi, tüm çocuklarımızı, Şakirpaşa’ya davet ediyorum.”
“GERİLİM, ÇATIŞMA VE SAVAŞLAR COĞRAFYAMIZI İÇTEN İÇE ÇÖKERTİYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölgede son yılların en sancılı günleri yaşandığına işaret ederek, “Gerilim, çatışma ve savaşlar coğrafyamızı içten içe çökertiyor. Gazze ve Lübnan’daki katliamları millet olarak, insanlık olarak içimiz kan ağlayarak takip ediyoruz” dedi.
Gazze’ye yönelik İsrail saldırıları başlayalı neredeyse bir yıl olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, çoğu çocuk ve kadın 50 bin kişinin vahşice siyonist İsrail tarafından katledildiğini söyledi.
Saldırılarda 100 bine yakın insanın da yaralandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: “Şehirler birer enkaz yığınına döndü. İsrail, Hamas bahanesiyle önce Gazze’yi işgal etti, şimdi de Hizbullah bahanesiyle Lübnan’da kan döküyor. Filistin’in seçilmiş son başbakanı İsmail Heniyye’yi Tahran’da şehit ettikten sonra, geçtiğimiz günlerde de Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’ı katlettiler. İsrail saldırılarında can veren Filistinli ve Lübnanlı kardeşlerimize bir kez daha Allah’tan rahmet diliyorum.”
“GAZZE, BATI ŞERİA VE LÜBNAN İLE SINIRLI KALMAYACAK SİNSİ BİR PLAN UYGULAMAYA KONULMUŞTUR”
Uluslararası hukukun tamamen rafa kaldırılmış durumda olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bölgede ateşkese, barışa ve huzura her yaklaşıldığında, İsrail hükümeti bu süreci dinamitleyecek bir provokasyona imza atıyor. Ateşi tüm bölgeye yaymak, coğrafyamızı kana ve gözyaşına boğmak için her yola başvuruyorlar” ifadesini kullandı.
İsrail’in, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres’i “istenmeyen kişi” ilan etmesine ilişkin Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Utanmadan, sıkılmadan Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Guterres’e, özellikle kalkıyor ‘Birleşmiş Milletler’e gelemez’ diye meydan okuyor. Şu hâle bak, şimdi 196 ülke, herhalde Birleşmiş Milletler Genel Sekreterine sahip çıkacaktır. Sen kim oluyorsun da burada Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’ne yönelik, Birleşmiş Milletler’e gelemeyeceğine dair ferman gönderiyorsun? Kundaktaki bebekleri dahi öldürmekten zevk alan bir cinnet hâliyle karşı karşıyayız. Tüm bu gerçeklere rağmen ne yazık ki Batılı güçler, bu katliam şebekesine silah, mühimmat, istihbarat ve diplomatik destek vermeyi sürdürüyor. Gazze’ye ve Lübnan’a yağan binlerce tonluk bombaların nereden geldiği, nerede üretildiği, kimler tarafından tedarik edildiği bellidir. Kimse kusura bakmasın ama dökülen her damla kana bombaları atanlar kadar o bombaları temin edenler de aynı derece ortaktır. Burada şunu çok açık ifade etmek durumundayım, bölgemizde sadece Gazze, Batı Şeria ve Lübnan ile sınırlı kalmayacak sinsi bir plan uygulamaya konulmuştur. Bu planın nihai hedefinin neresi olduğunu görmek ve anlamak için kâhin olmaya gerek yoktur.”
“İSRAİL YÖNETİMİ YAPTIĞI HER AÇIKLAMAYLA ASIL NİYETLERİNİ ORTAYA KOYUYOR”
Tarih bilen, dinler tarihi bilen, siyaset ve diplomasi bilen herkesin meselenin Kudüs, Mescid-i Aksa ve “vadedilmiş topraklar” hezeyanı ile bağlantısını kolayca idrak edeceğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz hepimiz arz-ı mevudun ne olduğunu gayet iyi biliriz. Vaat edilmiş toprakların ne olduğunu gayet iyi biliriz. 30 kilometre mesafede adeta Türkiye’ye meydan okuma yarışına giriyorlar. Bunları biz gayet iyi biliriz. Mevcut İsrail yönetimi yaptığı her açıklamayla, paylaştığı her haritayla asıl niyetlerini ortaya koyuyor” dedi.
Türkiye’nin sahadaki gelişmeleri anbean takip ettiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin komşular ve bölgedeki tüm kardeş ülkelerle işbirliğini ileriye taşıdığını ifade etti.
Zalimler karşısında insanlık cephesini güçlendirmenin gayretinde olduklarını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Savunma sanayii alanında dışa bağımlılığımızı en aza indirmeye çalışıyor, yerli ve millî üretimi çok güçlü biçimde destekliyoruz. Devlet destekli siber saldırılara ve dijital terör eylemlerine karşı mukavemetimizi sürekli güçlendiriyoruz. Elektronik harp ve millî yazılım konusu zaten gündemimizin üst sırasında yer alıyor. Teknolojiyi sadece kullanan değil tasarlayan, geliştiren, üreten ve ihraç eden ülke hedefimiz doğrultusunda emin adımlarla ilerliyoruz. Tanktan zırhlı araçlara, savaş gemisinden denizaltına, uçaktan helikoptere, silahlı ve silahsız insansız hava araçlarından hava savunma sistemlerine kadar çok geniş bir alanda hamdolsun son derece güçlüyüz. İnşallah çok daha iyi yerlerde olacağız. TB2’lerle yakaladığımız, Akıncı ile sürdürdüğümüz ivmeyi savaş uçağımız Kızıl Elma ile çok farklı bir seviyeye taşıyacağız. Şu hakikati lütfen aklınızdan çıkarmayın, Adanalı kardeşlerim ‘Elle gelen öğün olmaz o da arasan bulunmaz.’ atasözünü çok iyi bilir. Biz de savunma sanayii alanı başta olmak üzere dışa bağımlılığın acısını çok iyi bilen bir ülkeyiz. Bize takılan çelmeleri, müttefiklerimizin uyguladığı gizli-açık ambargoları unutmadık.”
Teknolojinin sadece kalkınma ve refah değil bağımsızlık, güvenlik ve egemenlik manasına da geldiğini defalarca tecrübe ettiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bayraktar’la, ANKA’yla, Akıncı’yla, Aksungur’la, Kızılelma’yla, Atak’la, Hürkuş’la, Hürjet’le, Gökbey’le, Kaan’la, Anadolu’yla, Altay’la ve ülkemizin caydırıcılığını artıran daha nice savunma kabiliyetlerimizle iftihar etmenin sebebi işte budur” dedi.
Türkiye’nin her zaman sulhu sükûnun tarafında olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tüm bunları da savaş heveslisi olduğumuz için değil, vatanımızı ve vatandaşlarımızı kem gözlerden layıkıyla korumak için yapıyoruz. Bölgemizin içinde bulunduğu cinnet hâli karşısında bugüne kadar olduğu gibi yine mazlumların yanında, adaletin safında yer alacağız” ifadesini kullandı.
“Coğrafyamızın yeni bir Sykes-Picot taksimiyle tekrar lime lime edilmesine göz yummayacağız.” diye konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu hedefleri yakalamada en büyük güç kaynağının gençler olduğunu söyledi. “Yerli ve millî olsun” diyerek çırpınan gençler oldukça vatanın daima güvende olacağını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mavi Vatan’da, Gök Vatan’da sizlerin sesi, sizlerin nefesi her daim duyulacak. Size güveniyor, inanıyor ve hepinizle iftihar ediyorum. Sizlerle yol yürümekten, sizlere yoldaşlık etmekten onur duyuyorum. ‘Ülkem, milletim, insanlık için ne yapabilirim’ diye gayret eden, düşünen ve hayallerinin peşinden ayrılmayan siz gençleri yetiştiren ailelerinize de teşekkür ediyorum” dedi.
TEKNOFEST logolu montla platforma çıkan Cumhurbaşkanı Erdoğan, festival paydaşlarıyla fotoğraf çektirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra TEKNOFEST Girişim Yarışması’nda dereceye giren gençlere ödüllerini verdi. TEKNOFEST Yönetim Kurulu ve Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı (T3 Vakfı) Mütevelli Heyeti Başkanı Selçuk Bayraktar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hediye takdim etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra T3 Vakfı Yönetim Kurulu ile TEKNOFEST pozu vererek fotoğraf çektirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Finlandiya Cumhurbaşkanı Stubb ile ortak basın toplantısında konuştu
Genç Gazeteciler Ankara
“Filistin Devleti’nin tanınması büyük önem ifade ediyor”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Finlandiya Cumhurbaşkanı Stubb ile düzenledikleri ortak basın toplantısında yaptığı açıklamada, “Barışı ve güvenliği sağlamakla görevli uluslararası teşkilatların etkisiz kaldığı bu ortamda Filistin Devleti’nin tanınması, daha büyük anlam ve önem ifade ediyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Finlandiya Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Alexander Stubb, Cumhurbaşkanlığı Külliyesindeki baş başa ve heyetler arası görüşmelerinin ardından ortak basın toplantısı düzenlendi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün yaptıkları görüşmelerde Gazze ve Lübnan’a yönelik İsrail saldırganlığının da gündemlerinin odağında yer aldığını belirterek şunları söyledi: “İsrail’in katliamlarıyla ilgili tavrımızı hem Birleşmiş Milletlerde hem de bugün Meclisimizde açık yüreklilikle dile getirdim. İsrail’in hakka, hukuka aykırı işgal ve ilhak arayışına karşı tavrımız, tüm devletlerin ve uluslararası kuruluşların asli görevidir.”
“HÂLÂ BUNU YAPMAYAN ÜLKELERE FİLİSTİN DEVLETİ’Nİ TANIMA ÇAĞRIMIZI TEKRARLIYORUZ”
“Buradan bir kez daha Gazze’de acil kalıcı ateşkesin sağlanması ve insani yardımların ulaştırılması çağrımızı tekrarlıyorum” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu açıklamalarda bulundu: “Lübnan halkının ve hükûmetinin de bu süreçte yanında olmamız gerekiyor. Güvenlik Konseyi başta olmak üzere barışı ve güvenliği sağlamakla görevli uluslararası teşkilatların etkisiz kaldığı bu ortamda Filistin Devleti’nin tanınması, daha büyük anlam ve önem ifade ediyor. 7 Ekim’den bu yana dokuz ülke Filistin Devleti’ni tanımıştır. Hâlâ bunu yapmayan ülkelere Filistin Devleti’ni tanıma çağrımızı tekrarlıyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir gazetecinin, “Birleşmiş Milletler nezdinde Türkiye ve Finlandiya öncülüğünde oluşturulan Arabuluculuk Dostları Grubu, bölgedeki çatışmaların sonlandırılabilmesi adına bir inisiyatif başlatabilir mi?” şeklindeki sorusu üzerine Finlandiya Cumhurbaşkanı Stubb ile bunları da görüştüklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, müşterek atılabilecek adımlar konusunda, her iki ülkenin de ara buluculuk noktasında ne denli başarılı olabileceğini zamanın göstereceğini ifade etti.
İsrail’in ara buluculuğa yaklaşması veya kabulünün söz konusu olmadığının görüldüğünü aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Atılacak adımlarla, temennim odur ki, bakanlarımızın yapacağı ön çalışmalarla böyle bir netice alabilirsek bu netice üzerinden inşallah, bu ara buluculuk çalışmalarına devam ederiz” değerlendirmesini yaptı.
Finlandiya Cumhurbaşkanı Stubb da görüşmede Orta Doğu’da devam etmekte olan çatışmalar konusunun da ele alındığını belirterek, “İsrail’in kendisini savunma ve koruma hakkı olduğunu kabul ederken, kendi güvenliğini sağlama hakkı olduğunu kabul ederken, aynı zamanda İsrail’in uluslararası hukuka uyması gerektiğini de düşünüyoruz. Çünkü yaşanan insanlık trajedisi Gazze’de çok fazla. Şimdi de Lübnan’da aynı şeyi görmeye başladık. Dolayısıyla biz de Finlandiya olarak acil bir ateşkes çağrısında bulunduk Lübnan’da. Saldırıların durması çağrısında bulunduk. Biz de iki devletli bir çözümden yanayız. Bunu sağlayacak siyasi süreci destekliyoruz. Şu anda devam etmekte olan bu iki savaş yani hem Filistin’de hem Lübnan’da yaşananlar belki de barışla sonuçlanacak, barışçıl bir çözüme ulaşılacak ama henüz bu noktadan çok uzaktayız diyebilirim.”
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.