Cumhurbaşkanı Erdoğan, Libya Millî Birlik Hükûmeti Başbakanı Dibeybe ile düzenlediği ortak basın toplantısında, “Libya’nın egemenliğinin, toprak bütünlüğünün ve siyasi birliğinin korunması, Libya halkının refahı öncelikli hedefimizdir. Türkiye, doğusu, batısı, kuzeyi ve güneyiyle tüm Libya’yı muhabbetle kucaklamaktadır” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Libya Millî Birlik Hükûmeti Başbakanı Abdülhamid Dibeybe, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde gerçekleştirdiği baş başa görüşmenin ardından Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey Oturumu’na başkanlık ettiler.
Konsey toplantısının ardından ortak basın toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Libya Millî Birlik Hükûmeti Başbakanı Dibeybe’yi misafir etmekten duyduğu memnuniyeti dile getirerek görüşmelerin hayırlara vesile olmasını diledi ve İslam âleminin bu gece başlayan Ramazan ayını tebrik etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugünkü görüşmelerde 2014 yılında ihdas edilen, ancak Libya’daki sıkıntılar nedeniyle bir araya gelemeyen Yüksek Düzeyli Strateji İş Birliği Konseyi’nin de ilk toplantısını icra ettiklerini kaydederek, iki ülke arasındaki dayanışmanın ve iş birliğini daha da ileriye taşıma arzusunun karşılıklı teyit edildiğini bildirdi.
“Libya’yla 500 yılı aşan köklü, derin ve özel münasebetlere sahibiz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İki dost kardeş ve akraba millet olarak bekalarımız ve ay-yıldızlarımız için yüzyıllardır kader birliği yaptık, egemenliğimize kastedenlere karşı yekvücut hâlinde mücadele verdik. Gazi Mustafa Kemal’in, Enver Beyin Fethi Beyin, Nuri Beyin, Muhammed Esri Nursi’nin, Çöl Aslanı Ömer Muhtar’ın ve nice kahramanlarımızın kutlu mücadeleleri sonucunda bugünlere geldik” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu ortak tarihimizden aldığımız güçle istikbalimizi inşa ediyoruz. Libya’nın egemenliğinin, toprak bütünlüğünün ve siyasi birliğinin korunması, Libya halkının refahı öncelikli hedefimizdir. Türkiye, doğusu, batısı, kuzeyi ve güneyiyle tüm Libya’yı muhabbetle kucaklamaktadır. Bu anlayışla, Millî Birlik Hükûmeti’ne evvelki meşru hükûmetlere olduğu gibi her türlü desteği vermeye devam edeceğiz” açıklamasında bulundu.
Türkiye’nin, Trablus’a yönelik saldırıların ciddi boyutlara ulaştığı bir dönemde Birleşmiş Milletler tarafından tanınan meşru hükûmetin davetine icabetle Libyalı kardeşlerinin yardımına koştuğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “Millî Mutabakat Hükûmeti’nin uluslararası topluma yaptığı çağrıya destek sadece Türkiye’den gelmiştir. Biz meşru hükûmetin yanında yer alırken, başkaları darbeci Hafter’i desteklemeye ve silahlandırmaya devam ettiler. Darbecilerin işlediği insanlık ve savaş suçları zaman geçtikçe tek tek ortaya çıktı. Tarhuna’da bulunan toplu mezarlar işgal döneminin canlı şahitleridir. Hak, adalet ve meşruiyet yerine darbenin ve darbecilerin yanında saf tutanlar bu katliamlara da ortak olmuşlardır. İmzaladığımız güvenlik ve askerî iş birliği mutabakat muhtırası kapsamında Libya’ya verdiğimiz destek Trablus’un düşmesini önlemiş, yeni katliamların önüne geçmiş ve ateşkesi sağlamıştır. Türkiye’nin desteği aynı zamanda Berlin Konferansı’na giden yolu açmış, siyasi süreci canlandırmıştır, tüm bu çabalar sonucunda Millî Birlik Hükûmeti kurulabilmiştir.”
“ARTIK LİBYA’DA YARALARIN SARILMASINA VE LİBYALI KARDEŞLERİMİZİN REFAHINA ODAKLANMALIYIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, önceliklerinin Libya Millî Birlik Hükûmeti’nin yetkisinin ve egemenliğinin ülke sathına teşmil edilmesi olduğunun altını çizerek, “Kurumların ve Silahlı Kuvvetlerin birleştirilmesi ve millî mutabakat sürecinin ilerletilmesi zaruridir” dedi.
Libyalıların daha iyi şartlarda yaşamaları için kamu hizmetlerinin geliştirilmesi gerektiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, uluslararası toplumu tüm alanlarda ilerleme sağlanması ve seçimlerin öngörülen tarihte düzenlenmesi için Libya’ya samimi destek vermeye davet etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gayrimeşru aktörlere arka çıkarak Libya’da Libyalıların hilafına çıkar elde etme döneminin artık bitmesini temenni ediyorum” ifadesini kullandı.
Türkiye’nin Akdeniz’i daima bir barış ve refah havzası olarak gördüğüne vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Akdeniz’de komşumuz olan Libya ile deniz yetki alanlarına ilişkin imzaladığımız mutabakat muhtırası, her iki ülkenin millî menfaatini ve istikbalini güvence altına almıştır. Aziz kardeşim Sayın Dibeybe de bu muhtıranın Libya’nın menfaatlerine uygun olduğunu müteaddit kereler duyurmuştur, ötesi bizim açımızdan lafı güzaftır. Bugün bu husustaki kararlığımızı tekrar teyit ettik” dedi.
Görüşmelerde yatırımlar başta olmak üzere ikili ticaret ve ekonomik ilişkileri güçlendirecek somut adımlar üzerinde durduklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Artık Libya’da yaraların sarılmasına, yeniden imara, kalkınmaya ve Libyalı kardeşlerimizin refahına odaklanmalıyız. Türkiye, sağlam kurumsal yapısı ve güçlü özel sektörüyle Libya’nın altyapı-üstyapısında yeniden imarına her türlü desteği verecektir. Türk özel sektörünün Libya’ya geri dönüşünü hızlandıracak adımlar üzerinde de fikir birliğine vardık. Yarın Başbakan Dibeybe’nin iş adamlarımızla yapacağı toplantıda da tüm bu konular etraflıca değerlendirilecektir. Enerji, sağlık, finans, yerel yönetimler, eğitim ve kültür sahalarında iş birliğimizi daha da ilerletecek adımları hızla atacağız.”
“BARIŞ, HUZUR VE REFAHIN HÂKİM OLDUĞU BİR LİBYA İÇİN GAYRETLERİMİZİ MÜŞTEREKEN SÜRDÜRECEĞİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, koronavirüsle mücadelede için de yarın Libya’ya 150 bin doz aşının teslim edileceğini bildirerek Türkiye’nin koronavürüsle mücadeledeki tecrübelerini de Libya’ya aktaracağını, bu amaçla Trablus’ta bir salgın hastanesini Türkiye’nin işleteceğini söyledi.
Türkiye’nin Bingazi’deki Başkonsolosluğunu da şartlar olgunlaştığında yeniden faal hâle getirmeyi planladığını açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Libya’nın savunma sanayine, askerî ve güvenlik mimarisinin yeniden yapılandırılmasına yönelik desteğimiz de kesintisiz sürecektir. Libya, savaş, yıkım ve istikrarsızlıkla anılan bir ülke olamaz, olmamalıdır. Barış, huzur ve refahın hâkim olduğu bir Libya için gayretlerimizi müştereken sürdüreceğiz” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini “Libya’da zafere giden yolu açan aziz şehitlerimizi bir kez daha rahmetle yâd ediyorum. Vatanlarını ve özgürlüklerini savunurken gazilik payesiyle şereflenin Libyalı kahramanlara acil şifalar diliyorum. Rabbimden Libya’yı ve Libyalı kardeşlerimizi bir an önce hasretini çektikleri barış iklimine kavuşturmasını niyaz ediyorum” diyerek tamamladı.
Libya Millî Birlik Hükûmeti Başbakanı Dibeybe de, “Bizler tüm komşu ve dost ülkelerle gerçek anlamda stratejik ilişkiyi tesis etme arzusu içerisindeyiz. Özellikle de Türkiye’yle bunu yapma arzusu içerisindeyiz” dedi.
Türkiye’ye, Libya’daki seçimlerin belirlenen takvimde yapılması konusundaki desteğinden dolayı da müteşekkir olduklarını kaydeden Libya Millî Birlik Hükûmeti Başbakanı Dibeybe, “Şüphesiz bizler de bilinen demokratik ve siyasi yöntemlerle seçimlerimizi gerçekleştireceğiz. Ve yine Türkiye’nin Libya’da kalıcı bir ateşkese yönelik desteğinden dolayı da müteşekkir olduğumuzu ifade ettik” şeklinde konuştu.
Libya Millî Birlik Hükûmeti Başbakanı Dibeybe, Türkiye ve Libya arasında imzalanan deniz yetki anlaşmasının iki ülkenin çıkarına olduğunun altını çizerek şöyle devam etti:
“Bizler ikili ticaret ilişkilerimizi ve hacmimizi dengeli bir şekilde daha da arttırmayı arzulamaktayız. Bu bağlamda iki ülke arasındaki Karma Ekonomik Kurul Toplantısı’nın en yakın zamanda yapılması arzusu içerisindeyiz. Libya yeniden imar ve yapılanma konusunda birçok projeye ev sahipliği yapacaktır. Bu bağlamda Türk şirketlerin gelip bu projeleri yürütmeleri arzusu içerisindeyiz. Aynı şekilde dost ve kardeş ülkelerden aynı yaklaşımı beklemekteyiz. Türkiye müteahhitlik alanındaki derin tecrübesi ve daha önce de Libya sahasındaki çalışmasıyla bu alanda büyük pay alacağına inanıyoruz.”
Türkiye ile stratejik iş birliğini geliştirme arzusunda olduklarını dile getiren Libya Millî Birlik Hükûmeti Başbakanı Dibeybe, “Bizler Türk kardeşlerimizle ilişkilerimizin bir model düzeye ulaşması arzusu içerisindeyiz. Ve her iki ülkenin de çıkarına olacak şekilde bunu geliştirme arzusundayız. Ve bu konseyimiz ve diğer bizi bir arada tutan mekanizmaları ve kurullarımızı da daha aktif hâle getirme arzusundayız. Bu Yüksek Düzeyli Stratejik İş Birliği Konseyimizin bir sonraki toplantısının da Trablus’ta olmasını arzulamaktayız” dedi.
Ortak basın toplantısı öncesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Libya Millî Birlik Hükûmeti Başbakanı Dibeybe huzurunda, iki ülke arasında beş anlaşma imzalandı.
Bu kapsamda; “Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Libya Devleti Millî Birlik Hükûmeti arasında, Medya Alanında Stratejik İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptı”, “Libya’da Elektrik Santrali Yapımına İlişkin Protokol”, “Libya’da 3 adet Elektrik Santrali İnşasına İlişkin Mutabakat Zaptı”, “Trablus Havalimanı Yeni Uluslararası Terminal İnşasına İlişkin Mutabakat Zaptı” ve “Trablus’ta Yeni Bir Alışveriş Merkezi İnşasına İlişkin Mutabakat Zaptı” imza altına alındı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Libya Millî Birlik Hükûmeti Başbakanı Dibeybe de iki ülke arasındaki “Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi Birinci Toplantısı Ortak Bildirisini” imzaladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan daha sonra, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde Libya Millî Birlik Hükûmeti Başbakanı Dibeybe onuruna akşam yemeği verdi.
“Türkiye’nin AB katılım sürecinin yıllardır engellenmesinin makul bir izahı yoktur”
Genç Gazeteciler Macaristan
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa Siyasi Topluluğu Beşinci Zirvesi Genel Oturumu’nda yaptığı konuşmada, “Türkiye gibi kıtanın refahı ve güvenliğine önemli katkılar sunan bir aday ülkenin katılım sürecinin yıllardır engellenmesinin makul bir izahı yoktur. Mevcut jeopolitik konjonktürde üyelik perspektifimizin güçlendirilmesinin, hem Avrupa’nın hem yakın coğrafyamızın yararına olacağı açıktır” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de, Avrupa Siyasi Topluluğu Beşinci Zirvesi Genel Oturumu’nda hitap etti.
Misafirperverliği ve nazik daveti için Macaristan Başbakanı Viktor Orban’a teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün burada Avrupa’nın yüzleştiği çok boyutlu güvenlik sınamalarını ele almak üzere toplanmış bulunuyoruz” ifadesini kullandı.
Güvenlik sınamalarının yalnızca askerî tehditler, terörist saldırılar ve hibrit savaş taktiklerinden ibaret olmaktan çıktığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, enerji arzından siber saldırılara, göç hareketlerinden salgınlara, uluslararası hukukun sistematik ihlallerinden savaşlara kadar geniş bir yelpazeye yayılan meydan okumaların herkesi etkilediğini bildirdi.
“UKRAYNA’DAKİ SAVAŞIN YOL AÇTIĞI OLUMSUZLUKLAR HER GEÇEN GÜN DAHA DA DERİNLEŞİYOR”
“Huzurumuza, istikrarımıza ve refahımıza kasteden tehditlerin önemli bir kısmı tek başımıza üstesinden gelemeyeceğimiz boyutlara varmıştır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Avrupa Siyasi Topluluğu’nu, kıtamıza yönelik ortak tehditleri samimi bir ortamda ele aldığımız bir platform olarak görüyoruz. Türkiye, civar bölgelerle yakın kültürel bağları, güçlü ordusu, köklü devlet tecrübesi, ilkeli dış politikası ve yetişmiş insan kaynağıyla bir istikrar adası vazifesi görmeye devam edecektir. Avrupa coğrafyasında maalesef savaşın üçüncü yılını geride bırakıyoruz. Ukrayna’daki savaşın yol açtığı olumsuzluklar her geçen gün daha da derinleşiyor. Savaşın uzaması diplomasiye giderek daha az alan bırakıyor. Biz, en başından beri her iki tarafın da masada olduğu bir müzakere sürecini ve devamında kalıcı, adil bir barışa ulaşılmasını savunduk.”
“GAZZE’DE BİR YILDIR SÜREN SOYKIRIM İNSANLIĞIN ORTAK UTANCIDIR”
Geçen hafta Kazan’da Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüştüğünü belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu görüşmeden önce de Ukrayna Dışişleri Bakanı Andrii Sybiha’yı Ankara’da kabul ettiğini hatırlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, her iki görüşmede de diplomasiye alan açılması yönündeki mesajlarını bir kez daha taraflara ilettiğini, barışın tesisi için üzerlerine düşen ne varsa yapmaya hazır olduklarını ve çözüme yönelik çabalara desteklerinin süreceğini ifade ettiklerini bildirdi.
Diğer yandan, yol açtığı yıkım ve sivil zayiat bakımından Ukrayna’daki savaştan çok daha büyük bir insanlık trajedisinin Orta Doğu’da yaşandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Gazze’de bir yıldır süren soykırım tüm insanlığın ortak utancıdır. Buna son dönemde Batı Şeria ve Lübnan’a gerçekleştirilen gayriahlaki ve gayrihukuki saldırılar da eklenmiştir. Şunu vicdan sahibi herkes görüyor, kabul ve ikrar ediyor, 50 bine yaklaşan can kaybı dikkate alındığında ateşkesin ivedilikle sağlanması, kesintisiz ve yeterli miktarda insani yardımın bölgeye ulaşması için İsrail’e her boyutta baskı yapılması elzemdir. İsrail’in saldırganlığına kayıtsız şartsız destek verenler, işlenen suçların da ortağı hâline geldiklerini bilmelidirler.”
“FİLİSTİN’İ HENÜZ TANIMAYAN TÜM ÜLKELERE BUNU YAPMALARI ÇAĞRISINDA BULUNUYORUM”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail’e silah ve mühimmat transferinin durdurulmasını sağlamaya yönelik Birleşmiş Milletler’de bir girişim başlattıklarını, 50’yi aşkın ülke ve uluslararası kuruluşun imzasını taşıyan mektubu BM Genel Sekreteri’ne, BM Güvenlik Konseyi Kasım Ayı Dönem Başkanı Birleşik Krallık’a ve BM Genel Kurul Başkanı’na ilettiklerini belirtti.
Bir diğer önemli hususun da Filistin’in devlet olarak tanınması olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İrlanda, Norveç, İspanya ve Slovenya’nın bu yönde attıkları adımları takdirle karşılıyor, kendilerini ülkem ve milletim adına tebrik ediyorum. Bu tanıma kararlarının, bölgede barış isteyen Avrupalı devletler için de bir emsal teşkil ettiğine inanıyorum. Küresel adalete ve barışa katkı vermeleri için Filistin’i henüz tanımayan tüm ülkelere bunu yapmaları çağrısında bulunuyorum” ifadesini kullandı.
“PKK TERÖR ÖRGÜTÜYLE MÜCADELEDE AVRUPALI ORTAKLARIMIZDAN SOMUT İŞ BİRLİĞİ GÖRMEK İSTİYORUZ”
Terörizme karşı iş birliği ve dayanışma hâlinde, terör örgütleri arasında fark gözetmeksizin mücadelenin herkesin sorumluluğu olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “PKK terör örgütüyle mücadelede Avrupalı ortaklarımızdan somut iş birliği görmek istiyoruz. FETÖ’nün etkin varlık gösterdiği Avrupa ülkelerinden adli ve idari iş birliği taleplerimizin karşılanmasını bekliyoruz. DEAŞ, ülkemizin de önemli katkılarıyla Suriye ve Irak’ta toprak hâkimiyetini kaybetmiş olsa da küresel ölçekte güvenliği tehdit ediyor. Örgütün odağının kaymaya başladığı Batı Afrika ve Orta Asya’daki yabancı terörist savaşçı hareketliliğinin dikkatle takip edilmesini ve bu alanda iş birliğini önemsiyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin, Avrupa-Atlantik bölgesinde barış, refah ve istikrar için bugüne kadar en çok katkı veren ülkeler arasında yer aldığına işaret ederek, “NATO’nun en önde gelen müttefiklerinden biri olarak, Asya-Pasifik’ten Kuzey Afrika’ya uzanan geniş coğrafyadaki ortaklarımızla istişareleri ve iş birliğimizi sürdürüyoruz” diye konuştu.
“AB’nin savunma alanındaki gayretlerine Türkiye’nin tam olarak dâhil edilmesi Avrupa’nın barış ve güvenliği için olmazsa olmazdır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Avrupa Savunma Ajansına ve Avrupa Daimi Yapılandırılmış İşbirliği kapsamındaki projelere katılımımızın gecikmeksizin önünün açılmasını bekliyoruz. Avrupa’yı ve ötesini etkileyen geniş çaplı sorunlara çözüm bulunabilmesi için Türkiye’nin desteği şarttır. Avrupa’da nefret, İslam karşıtlığı ve ırkçılık, sosyal uyumu ve istikrarı zedeliyor. Müslümanlar başta olmak üzere göçmenlere karşı artan ötekileştirme, ırkçılığın yeni bir yüzü olarak karşımıza çıkıyor.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yabancı düşmanlığı ve İslam karşıtlığının yalnızca Müslümanları ve göçmenleri değil, toplumun tamamının huzur ve güvenliğini tehdit eden bir temel insan hakları sorunu olduğu artık kabullenilmelidir. Küresel dengelerin yeniden kurulduğu böylesine belirsiz bir dönemde, hemen her alanda yeni ve etkin politikalar geliştirmemiz elzemdir. Daha derin iş birliği tesis etmemizin önündeki siyasi engellerin, ön yargılı birtakım tutumların artık geride bırakılması gerekiyor. Aksi takdirde, Avrupa’nın ihtiyaç duyduğu fikri ve ekonomik dönüşümleri yakalaması mümkün olamayacaktır.”
“AB İLE İLİŞKİLERİMİZİN SAĞLIKLI BİR ZEMİNDE İLERLETİLMESİ İÇİN DİYALOG VE İŞ BİRLİĞİNE HAZIRIZ”
Bu vesileyle Avrupa kıtasının güvenlik ve istikrarı için AB’nin genişleme politikasının önemine de dikkati çekmek istediğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hakkaniyetli bir genişleme politikasının Birliğin en önemli jeopolitik aracı olduğu açıktır” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye gibi kıtanın refahı ve güvenliğine önemli katkılar sunan bir aday ülkenin katılım sürecinin yıllardır engellenmesinin makul bir izahı yoktur. Mevcut jeopolitik konjonktürde üyelik perspektifimizin güçlendirilmesinin, hem Avrupa’nın hem yakın coğrafyamızın yararına olacağı açıktır. Türkiye olarak, AB ile ilişkilerimizin sağlıklı bir zeminde ilerletilmesi için diyalog ve iş birliğine hazırız” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa Siyasi Topluluğu Zirvesi’ne katıldı
Genç Gazeteciler Macaristan
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de düzenlenen Avrupa Siyasi Topluluğu (AST) Zirvesi’ne katıldı.
Budapeşte Puskas Arena’da gerçekleştirilen AST Zirvesi’ne gelişinde, Macaristan Başbakanı Viktor Orban tarafından karşılanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra zirvenin açılış oturumuna iştirak etti.
Zirve sonrasında liderler, aile fotoğrafı için bir araya geldi.
Burada çekilen aile fotoğrafındaki liderler arasında, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Macaristan Başbakanı Orban, Arnavutluk Başbakanı Edi Rama, Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis, Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, AB Konseyi Başkanı Charles Michel yer aldı.
Fotoğraf çekiminde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sağında İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, solunda ise Hollanda Başbakanı Dick Schoof bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ile görüştü
Genç Gazeteciler Macaristan
Avrupa Siyasi Topluluğu Zirvesi nedeniyle Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ile bir araya geldi.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.