Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Güçlü ve sürdürülebilir büyüme oranları için yüksek teknolojiye dayalı, katma değeri yüksek üretime ağırlık vermek mecburiyetindeyiz”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gelişen Sekiz Ülke (D–8) Teşkilatı 10. Zirve Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, “Güçlü ve sürdürülebilir büyüme oranlarının yakalanabilmesi için yüksek teknolojiye dayalı, katma değeri yüksek üretime ağırlık vermek mecburiyetindeyiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gelişen Sekiz Ülke (D–8) Teşkilatı 10. Zirve Toplantısı’na Cumhurbaşkanlığı Külliyesinden canlı bağlantıyla katıldı.
Zirve katılımcılarına hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine D-8’in kuruluşuna öncülük eden merhum Başbakan Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ı rahmetle yâd ederek ve D-8’in bugünlere gelmesinde emeği olan tüm siyaset ve devlet adamlarına şükranlarını sunarak başladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Zirve’nin hayırlara vesile olmasını dileyerek bu toplantıyla birlikte Türkiye’nin dört yıla yakın bir süredir deruhte ettiği dönem başkanlığını, dost ve kardeş Bangladeş’e devrettiğini söyledi.
Bangladeş Halk Cumhuriyeti Başbakanı Şeyh Hasina’ya başarılar dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bangladeş’in 50’nci bağımsızlık yıl dönümünü de tebrik etti.
“BARIŞ, HUZUR VE ESENLİK DOLU BİR DÜNYANIN TESİSİ İÇİN MÜCADELE ETMEYİ SÜRDÜRECEĞİZ”
Sekretaryasına İstanbul’da ev sahipliği yapılan, üç kıtada temsil edilen D-8 Teşkilatı’nın, kuruluşundan bu yana geçen çeyrek asırlık dönemde güçlenerek yoluna devam ettiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Örgütümüzü kurarken ‘savaş yerine barışın’, ‘çatışma yerine diyalogun’, ‘çifte standart yerine adalet ve kalkınmanın’ hâkim kılınmasını esas almıştık. ‘Üstünlük yerine eşitliğin’, ‘sömürü yerine paylaşımın’, ‘baskı ve tahakküm yerine insan hakları, özgürlük ve demokrasinin’ egemen olmasını şiar edinmiştik. Daha adil, daha müreffeh, daha istikrarlı bir dünya hedefiyle çalışan bir yapı olarak geride bıraktığımız sürede önemli işlere de imza attık. Ancak önümüzde hâlen katetmemiz gereken ciddi bir mesafe olduğunu da biliyoruz. İnşallah el birliği içinde çalışarak barış, huzur ve esenlik dolu bir dünyanın tesisi için mücadele etmeyi sürdüreceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, koronavirüs salgını nedeniyle son bir yıldır küresel çapta bir imtihanla karşı karşıya olunduğunu ifade ederek, “Şimdiye kadar 192 ülkede yaklaşık 3 milyon insanın hayatına mal olan bu salgın, dünya genelinde birçok çarpıklığı gün yüzüne çıkardı. Salt maddi zenginliğin sosyal adalet ve refahı temin etmeye kâfi gelmediği, salgın döneminde çok acı bir şekilde görüldü” dedi.
“SALGINLA MÜCADELEDE İLK GÜNDEN BERİ ULUSLARARASI İŞ BİRLİĞİNİN ÖNEMİNE DİKKAT ÇEKTİK”
Salgınla mücadelede, ilk günden beri uluslararası iş birliğinin önemine ve zaruretine dikkat çektiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatandaşlara en ileri sağlık hizmetlerini sunarken, dost ve kardeş ülkeleri de asla kaderlerine terk etmediklerini vurguladı.
“157 ülke ve 12 uluslararası kuruluşa gönderdiğimiz tıbbi yardımlarla, bu zor dönemde dayanışmamızı açıkça ortaya koyduk” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, G20 üyesi olarak salgının küresel düzeyde borç krizine dönüşmemesi için en yoksul ülkelere yönelik “Borç Ödemelerinin Ertelenmesi Girişiminin” başlatılmasını ve bilahare süresinin uzatılmasını desteklediklerinin altını çizdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin IMF ve Dünya Bankası gibi platformlarda bu amaçla başlatılan çalışmalara katkı sağladıklarını kaydederek virüse karşı en büyük güç olan aşı meselesinin çıkarlara ve kâr hırsına kurban edilmemesi gerektiğini her platformda açıkça ifade ettiklerini hatırlattı.
“YERLİ AŞIMIZI TÜM İNSANLIĞIN İSTİFADESİNE SUNACAĞIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye olarak hâlihazırda insan deneylerini yaptığımız yerli aşımızı, süreçlerin tamamlanmasını müteakip, ‘kimsenin geride bırakılmaması’ ilkesiyle tüm insanlığın istifadesine sunacağız” açıklamasında bulundu.
Kovid-19 hastalığı nedeniyle hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı, hastalara da acil şifalar dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rabbimden bizi ve tüm insanlığı bu musibetten bir an önce kurtarmasını niyaz ediyorum” duasında bulundu.
Türkiye’nin D-8 dönem başkanlığı sürecinde açıklamış olduğu öncelikler doğrultusunda, Teşkilatı güçlendirmeye ve bölgesel iş birliğini daha da geliştirmeye çalıştıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bugün de Bangladeşli kardeşlerimizin isabetle belirlediği ‘Dönüştürücü Bir Dünya İçin İşbirliği: Gençliğin ve Teknolojinin Gücünden Faydalanmak’ temasıyla toplanmış bulunuyoruz. 1,1 milyarı aşkın, çoğunluğu gençlerden müteşekkil D-8 nüfusu, en değerli zenginliğimizdir. Güçlü ve etkili olmanın yolu iyi eğitim almış gençlere sahip olmaktan geçer. Bu bağlamda, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Sayın Gutteres’in 2030 BM Gençlik Stratejisi’ni destekliyoruz. Bu stratejide belirlenen hedeflere öncülük etmeye yönelik çalışmalarımızı sürdürüyoruz. İstanbul’da ev sahipliği yapmayı arzu ettiğimiz BM Gençlik Merkezi Projesi tamamlandığında bu Merkez, Teşkilatımızın kıymetli gençlerinin bir araya gelecekleri yeni bir platformu teşkil edecektir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonominin rekabetçi yapısında öne çıkabilmek için yüksek teknoloji ve inovasyonun anahtar konumda olduğuna işaret ederek, “Güçlü ve sürdürülebilir büyüme oranlarının yakalanabilmesi için yüksek teknolojiye dayalı, katma değeri yüksek üretime ağırlık vermek mecburiyetindeyiz” diye konuştu.
“D-8 ARAŞTIRMA VE İNOVASYON ÖNCÜLERİ AĞI’ GİRİŞİMİNİ MEMNUNİYETLE KARŞILIYORUZ”
Bu çerçevede, D-8 üyesi ülkelerin en prestijli üniversitelerinin dâhil olduğu “D-8 Araştırma ve İnovasyon Öncüleri Ağı” girişimini memnuniyetle karşıladıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yenilenebilir enerji, yapay zekâ, robotik, nesnelerin interneti, büyük veri, blok zincir ve nano teknoloji gibi yenilikçi alanlarda üniversitelerimiz ve araştırma kurumlarımız arasında bilgi paylaşımını mümkün kılan bu ağ, ülkelerimizin hak ettiği yere ulaşması bakımından kritik önemdedir” dedi.
Üye ülkelerin iş birliği potansiyelini ticaretten yatırıma, kırsal kalkınmadan tarıma, turizmden enerji ve ulaştırmaya, sağlıktan savunmaya kadar birçok alanda hayata geçirmenin mümkün olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, D-8 içi ticaret hacminin bugüne kadar yedi kattan fazla artmasının değerli olduğunu ancak bunu yeterli görmediklerini kaydetti.
D-8 Tercihli Ticaret Anlaşması’nın tüm üye ülkeler tarafından mümkün olan en erken zamanda yürürlüğe konulmasının da büyük önem arz ettiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin D-8 ülkeleri arasında ticaretin kolaylaştırılmasını teminen hazırladığı strateji belgesini üye ülkelere ilettiklerini, Ticaret Bakanlarının katılacağı bir toplantıya ev sahipliği yaparak bu konularda ilerleme sağlamayı hedeflediklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İslami finans kurumlarının likidite ihtiyaçlarını ve Müslüman coğrafyanın artan altyapı finansman ihtiyaçlarını aynı anda karşılayacak ve online platforma dayalı bir İslami Megabank fikrinin de yapılabilir olduğuna inanıyoruz” açıklamasında bulundu.
“ÜLKELERİMİZİ KUR KAYNAKLI RİSKLERDEN KORUMAK İÇİN YEREL PARAYLA TİCARETE AĞIRLIK VERMEMİZ ŞARTTIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, D-8’in günün ihtiyaçlarına göre yenilenmesi, proje ve sonuç odaklı bir yapıya dönüşmesi, karar alma süreçlerinin hızlandırılması için adımlar atılması gerektiğini aktararak şu değerlendirmelerde bulundu: “Teşkilatımızı, bir önceki Zirvemizde de belirttiğim üzere, yeni üye ve ortaklarla güçlendirerek etki alanını daha da genişletmemiz gerektiğine inanıyorum. 2017 yılındaki İstanbul Zirvemizde, yerel paralarımızla ticaret yapma çağrısında bulunduğum da hatırlanacaktır. Geçtiğimiz dört yılda yaşananlar, bu çağrının isabetini ispatladı. Ülkelerimizi kur kaynaklı risklerden korumak için yerel parayla ticarete ağırlık vermemiz şarttır. D-8 Takas Bankası’nın bu kapsamda çalışmalarını hızlandırmasını, henüz bu mekanizmaya dâhil olmamış üyelerin de gerekli adımları atmasını bu bakımdan faydalı görüyorum. Üretimin, istihdamın, inovasyonun temel nüvesi son tahlilde özel sektördür. D-8 çatısı altında özel sektörü destekleyen pek çok yapıyı hayata geçirdik. Başta D-8 Ticaret ve Sanayi Odası olmak üzere, tüm bu yapıların daha aktif ve eşgüdümlü çalışması için diyaloğumuzu kararlılıkla sürdüreceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, D-8 Genel Sekreteri Cafer Ku Şaari’yi ve tüm Sekretarya personelini çalışmalarından dolayı tebrik ederek yaklaşan Ramazan ayının hayırlı, bereketli ve mübarek olmasını diledi.
“Bu ayı sadece ibadetlerimizi artırmak için değil, kardeşliğimizi de yeniden diriltmek, hatırlamak için bir fırsata dönüştürmeliyiz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kovid-19 salgını yanında zulüm, açlık, yoksullukla mücadele eden Filistinli mültecilere, Arakanlı, Yemenli, Suriyeli muhacirlere de sahip çıkmanın gayretinde olmak gerektiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Unutmayalım ki; kardeşliğimiz ne kadar kaviyse, Müslümanlığımız da o derece sağlamdır, muhkemdir, sarsılmazdır. Kardeşliğimize sarılmaktan, dayanışmamızı güçlendirmekten, birbirimizi Allah için, O’nun rızası için sevmekten başka bir çıkış yolumuz yoktur” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kısa bir süre önce Bangladeş’te yanan hastane ve konutlar nedeniyle Bangladeş yönetimine geçmiş olsun temennilerini yineleyerek Türkiye’nin bu ülkede inşa ettiği sahra hastanesi projesini hayata geçirdiklerini, en kısa zamanda da inşa edilecek konutları tamamlayarak Bangladeş yönetimine vermeyi düşündüklerini bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, D-8 Dönem Başkanlığını devralan Bangladeş Başbakanı Şeyh Hasina’yı ve Bangladeş’in dönem başkanlığını en güçlü şekilde destekleyeceklerini belirterek bugünkü Zirve’ye ev sahipliğinden dolayı da teşekkürlerini sundu.
Katar Emiri Şeyh Temim Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde
Türkiye’ye hoş geldiniz
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye-Katar Yüksek Stratejik Komite 10. Toplantısı için Türkiye’ye gelen Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad Al Sani’yi Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde resmî törenle karşıladı.
Katar Emiri Şeyh Temim, Cumhurbaşkanlığı Külliyesine gelişinde Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından resmî törenle karşılandı. İki ülke millî marşlarının çalınmasının ardından Katar Emiri Şeyh Temim, tören kıtasını selamladı.
Türkiye ve Katar bayrakları önünde basın mensuplarına poz veren iki lider, daha sonra baş başa görüşmelerini gerçekleştirmek üzere Cumhurbaşkanlığı Külliyesine geçti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Katar Emiri Şeyh Temim baş başa görüşmelerinin ardından, Türkiye-Katar Yüksek Stratejik Komite Onuncu Toplantısı’na başkanlık etti.
TÜRKİYE İLE KATAR ARASINDA İMZALANAN ANLAŞMALAR
Toplantı sonrası iki ülke arasında yapılacak anlaşmaların imza törenine geçildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Katar Emiri Şeyh Temim huzurunda imzalanan sekiz anlaşma şöyle:
” – Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Katar Devleti Hükûmeti Arasında İnsani Yardım Alanında İşbirliği Anlaşması
Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Katar Devleti Hükûmeti Arasında Belgeler ve Arşivler Alanlarında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptı
Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Katar Devleti Hükûmeti Arasında Medya ve İletişim Alanında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptı
Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Katar Devleti Hükûmeti Arasında Gençlik ve Spor Alanlarında (2025-2026) Yıllarına Ait Uygulama Programı
Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Katar Devleti Hükûmeti Arasında Uluslararası Karayolu Yolcu ve Eşya Taşımacılığı Alanında İşbirliği Anlaşması
Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Katar Devleti Hükûmeti Arasında Ticaretin Kolaylaştırılmasına İlişkin Niyet Beyanı
Savunma Bakanlıkları Arasında Teknik İşbirliği Anlaşması
Savunma Bakanlıkları Arasında Askeri İşbirliği Anlaşması.”
Törende ayrıca Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile Katar Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani “Türkiye-Katar Yüksek Stratejik Komite Onuncu Toplantısı” bildirisini imza altına aldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün vefatının 86. yılı nedeniyle Anıtkabir’de düzenlenen anma törenine katıldı.
Anıtkabir’deki tören, devlet erkânının Aslanlı Yol’da yürüyüşü ile başladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığındaki heyet, Anıtkabir’de saat 09.05’te Atatürk’ün mozolesine çelenk koyarak saygı duruşunda bulundu.
İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, Misak-ı Millî Kulesi’ne geçerek Anıtkabir Özel Defteri’ni imzaladı ve şunları yazdı:
“Aziz Atatürk,
Ebedi aleme irtihalinizin 86. yıl dönümünde Zat-ı Âlinizi, bir kez daha rahmetle yâd ediyoruz.
Şahsınızın ve şehitlerimizin emaneti olan Türkiye Cumhuriyeti’ni her alanda yüceltmek, güçlendirmek, etrafındaki krizlere rağmen istikrar ve güven içinde büyütmek için var gücümüzle çalışıyoruz. Yeniden büyük Türkiye hedefiyle ve Türkiye Yüzyılı vizyonuyla 85 milyon tek yürek, tek bilek olarak şanlı mazimizden daha aydınlık bir atiye uzanan kutlu yolculuğumuzu emin adımlarla sürdürüyoruz.
Vatan topraklarının her karışında barışın, huzurun, adaletin, kalkınmanın ve kardeşliğin egemen olduğu bir Türkiye’yi inşa edene kadar durmadan, dinlenmeden yürüyeceğiz.
“Türkiye’nin AB katılım sürecinin yıllardır engellenmesinin makul bir izahı yoktur”
Genç Gazeteciler Macaristan
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa Siyasi Topluluğu Beşinci Zirvesi Genel Oturumu’nda yaptığı konuşmada, “Türkiye gibi kıtanın refahı ve güvenliğine önemli katkılar sunan bir aday ülkenin katılım sürecinin yıllardır engellenmesinin makul bir izahı yoktur. Mevcut jeopolitik konjonktürde üyelik perspektifimizin güçlendirilmesinin, hem Avrupa’nın hem yakın coğrafyamızın yararına olacağı açıktır” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de, Avrupa Siyasi Topluluğu Beşinci Zirvesi Genel Oturumu’nda hitap etti.
Misafirperverliği ve nazik daveti için Macaristan Başbakanı Viktor Orban’a teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün burada Avrupa’nın yüzleştiği çok boyutlu güvenlik sınamalarını ele almak üzere toplanmış bulunuyoruz” ifadesini kullandı.
Güvenlik sınamalarının yalnızca askerî tehditler, terörist saldırılar ve hibrit savaş taktiklerinden ibaret olmaktan çıktığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, enerji arzından siber saldırılara, göç hareketlerinden salgınlara, uluslararası hukukun sistematik ihlallerinden savaşlara kadar geniş bir yelpazeye yayılan meydan okumaların herkesi etkilediğini bildirdi.
“UKRAYNA’DAKİ SAVAŞIN YOL AÇTIĞI OLUMSUZLUKLAR HER GEÇEN GÜN DAHA DA DERİNLEŞİYOR”
“Huzurumuza, istikrarımıza ve refahımıza kasteden tehditlerin önemli bir kısmı tek başımıza üstesinden gelemeyeceğimiz boyutlara varmıştır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Avrupa Siyasi Topluluğu’nu, kıtamıza yönelik ortak tehditleri samimi bir ortamda ele aldığımız bir platform olarak görüyoruz. Türkiye, civar bölgelerle yakın kültürel bağları, güçlü ordusu, köklü devlet tecrübesi, ilkeli dış politikası ve yetişmiş insan kaynağıyla bir istikrar adası vazifesi görmeye devam edecektir. Avrupa coğrafyasında maalesef savaşın üçüncü yılını geride bırakıyoruz. Ukrayna’daki savaşın yol açtığı olumsuzluklar her geçen gün daha da derinleşiyor. Savaşın uzaması diplomasiye giderek daha az alan bırakıyor. Biz, en başından beri her iki tarafın da masada olduğu bir müzakere sürecini ve devamında kalıcı, adil bir barışa ulaşılmasını savunduk.”
“GAZZE’DE BİR YILDIR SÜREN SOYKIRIM İNSANLIĞIN ORTAK UTANCIDIR”
Geçen hafta Kazan’da Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüştüğünü belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu görüşmeden önce de Ukrayna Dışişleri Bakanı Andrii Sybiha’yı Ankara’da kabul ettiğini hatırlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, her iki görüşmede de diplomasiye alan açılması yönündeki mesajlarını bir kez daha taraflara ilettiğini, barışın tesisi için üzerlerine düşen ne varsa yapmaya hazır olduklarını ve çözüme yönelik çabalara desteklerinin süreceğini ifade ettiklerini bildirdi.
Diğer yandan, yol açtığı yıkım ve sivil zayiat bakımından Ukrayna’daki savaştan çok daha büyük bir insanlık trajedisinin Orta Doğu’da yaşandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Gazze’de bir yıldır süren soykırım tüm insanlığın ortak utancıdır. Buna son dönemde Batı Şeria ve Lübnan’a gerçekleştirilen gayriahlaki ve gayrihukuki saldırılar da eklenmiştir. Şunu vicdan sahibi herkes görüyor, kabul ve ikrar ediyor, 50 bine yaklaşan can kaybı dikkate alındığında ateşkesin ivedilikle sağlanması, kesintisiz ve yeterli miktarda insani yardımın bölgeye ulaşması için İsrail’e her boyutta baskı yapılması elzemdir. İsrail’in saldırganlığına kayıtsız şartsız destek verenler, işlenen suçların da ortağı hâline geldiklerini bilmelidirler.”
“FİLİSTİN’İ HENÜZ TANIMAYAN TÜM ÜLKELERE BUNU YAPMALARI ÇAĞRISINDA BULUNUYORUM”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail’e silah ve mühimmat transferinin durdurulmasını sağlamaya yönelik Birleşmiş Milletler’de bir girişim başlattıklarını, 50’yi aşkın ülke ve uluslararası kuruluşun imzasını taşıyan mektubu BM Genel Sekreteri’ne, BM Güvenlik Konseyi Kasım Ayı Dönem Başkanı Birleşik Krallık’a ve BM Genel Kurul Başkanı’na ilettiklerini belirtti.
Bir diğer önemli hususun da Filistin’in devlet olarak tanınması olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İrlanda, Norveç, İspanya ve Slovenya’nın bu yönde attıkları adımları takdirle karşılıyor, kendilerini ülkem ve milletim adına tebrik ediyorum. Bu tanıma kararlarının, bölgede barış isteyen Avrupalı devletler için de bir emsal teşkil ettiğine inanıyorum. Küresel adalete ve barışa katkı vermeleri için Filistin’i henüz tanımayan tüm ülkelere bunu yapmaları çağrısında bulunuyorum” ifadesini kullandı.
“PKK TERÖR ÖRGÜTÜYLE MÜCADELEDE AVRUPALI ORTAKLARIMIZDAN SOMUT İŞ BİRLİĞİ GÖRMEK İSTİYORUZ”
Terörizme karşı iş birliği ve dayanışma hâlinde, terör örgütleri arasında fark gözetmeksizin mücadelenin herkesin sorumluluğu olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “PKK terör örgütüyle mücadelede Avrupalı ortaklarımızdan somut iş birliği görmek istiyoruz. FETÖ’nün etkin varlık gösterdiği Avrupa ülkelerinden adli ve idari iş birliği taleplerimizin karşılanmasını bekliyoruz. DEAŞ, ülkemizin de önemli katkılarıyla Suriye ve Irak’ta toprak hâkimiyetini kaybetmiş olsa da küresel ölçekte güvenliği tehdit ediyor. Örgütün odağının kaymaya başladığı Batı Afrika ve Orta Asya’daki yabancı terörist savaşçı hareketliliğinin dikkatle takip edilmesini ve bu alanda iş birliğini önemsiyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin, Avrupa-Atlantik bölgesinde barış, refah ve istikrar için bugüne kadar en çok katkı veren ülkeler arasında yer aldığına işaret ederek, “NATO’nun en önde gelen müttefiklerinden biri olarak, Asya-Pasifik’ten Kuzey Afrika’ya uzanan geniş coğrafyadaki ortaklarımızla istişareleri ve iş birliğimizi sürdürüyoruz” diye konuştu.
“AB’nin savunma alanındaki gayretlerine Türkiye’nin tam olarak dâhil edilmesi Avrupa’nın barış ve güvenliği için olmazsa olmazdır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Avrupa Savunma Ajansına ve Avrupa Daimi Yapılandırılmış İşbirliği kapsamındaki projelere katılımımızın gecikmeksizin önünün açılmasını bekliyoruz. Avrupa’yı ve ötesini etkileyen geniş çaplı sorunlara çözüm bulunabilmesi için Türkiye’nin desteği şarttır. Avrupa’da nefret, İslam karşıtlığı ve ırkçılık, sosyal uyumu ve istikrarı zedeliyor. Müslümanlar başta olmak üzere göçmenlere karşı artan ötekileştirme, ırkçılığın yeni bir yüzü olarak karşımıza çıkıyor.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yabancı düşmanlığı ve İslam karşıtlığının yalnızca Müslümanları ve göçmenleri değil, toplumun tamamının huzur ve güvenliğini tehdit eden bir temel insan hakları sorunu olduğu artık kabullenilmelidir. Küresel dengelerin yeniden kurulduğu böylesine belirsiz bir dönemde, hemen her alanda yeni ve etkin politikalar geliştirmemiz elzemdir. Daha derin iş birliği tesis etmemizin önündeki siyasi engellerin, ön yargılı birtakım tutumların artık geride bırakılması gerekiyor. Aksi takdirde, Avrupa’nın ihtiyaç duyduğu fikri ve ekonomik dönüşümleri yakalaması mümkün olamayacaktır.”
“AB İLE İLİŞKİLERİMİZİN SAĞLIKLI BİR ZEMİNDE İLERLETİLMESİ İÇİN DİYALOG VE İŞ BİRLİĞİNE HAZIRIZ”
Bu vesileyle Avrupa kıtasının güvenlik ve istikrarı için AB’nin genişleme politikasının önemine de dikkati çekmek istediğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hakkaniyetli bir genişleme politikasının Birliğin en önemli jeopolitik aracı olduğu açıktır” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye gibi kıtanın refahı ve güvenliğine önemli katkılar sunan bir aday ülkenin katılım sürecinin yıllardır engellenmesinin makul bir izahı yoktur. Mevcut jeopolitik konjonktürde üyelik perspektifimizin güçlendirilmesinin, hem Avrupa’nın hem yakın coğrafyamızın yararına olacağı açıktır. Türkiye olarak, AB ile ilişkilerimizin sağlıklı bir zeminde ilerletilmesi için diyalog ve iş birliğine hazırız” dedi.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.