Connect with us

Dünya

TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu “Kadınların başaramayacağı hiçbir iş yok”

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Kadın Girişimciler Kurulu 8 Mart Dünya Kadınlar Günü Etkinliği, Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu ile TOBB Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı Nurten Öztürk’ün katılımıyla gerçekleştirildi.​

Etkinliğin açılışında konuşan TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, TOBB olarak, ‘Kadın hayatın her alanında olmak zorunda’ dediklerini, Çalışkanlığın ve başarının cinsiyetinin olamayacağını söylediklerini anımsattı.

Ayrımcılığa ve kadınlara karşı ön yargılara karşı çıktıklarını vurgulayan Hisarcıklıoğlu, “Kadın girişimciliğin desteklenmesi gerektiğini güçlü bir sesle dile getirdik. Fırsat eşitliği istedik. Kadınların, iş dünyasından akademik camiaya, sosyal hayattan siyasete kadar, geniş bir yelpazede aktif rol alması gerektiğini, her fırsatta savunduk” dedi.

Hisarcıklıoğlu, imkan verilir ve önlerine engel konmazsa, kadınların başaramayacağı hiçbir iş olmadığını belirterek, bu noktadan hareketle, TOBB öncülüğünde, 2005 yılında Türkiye’nin Kadın Girişimcilik hikâyesini başlattıklarını ve 2007 yılında 81 ildeki teşkilatlanmalarını tamamladıklarını söyledi.

Böylece her ilde kadınların temsil edildiği kurulları hayata geçirdiklerini anlatan TOBB Başkanı, “Geçen zamanda, kadın girişimci kurullarımız müthiş işler başardılar, Oda-Borsa sistemimizin ayrılmaz bir parçası oldular. Bugün TOBB Kadın Girişimciler Kurulumuz, 7 bin üyesiyle dünyanın en geniş kadın ağlarından biri haline geldi. 81 ilde binlerce girişimcilik faaliyeti düzenliyorsunuz. Girişimci kurullarımız her ilde dayanışma faaliyetleri düzenliyorlar, eğitim ve mentörlük hizmetleri veriyorlar, kadın girişimci sayısının ve istihdamının arttırılması için gece gündüz çalışıyorlar. Başarılı kadın girişimcileri rol model olarak öne çıkarıyorlar. Genç kızlarımıza örnek oluyor, onların da iş dünyası atılmalarını sağlıyorlar” dedi.

2007’de 75 bin olan kadın girişimci sayısının şu an 140 bine yaklaştığını bildiren Hisarcıklıoğlu, son 12 senede, Türkiye’de kadın girişimci sayısının ikiye katlanmasında TOBB Kadın Girişimciler Kurulu’nun katkısının büyük olduğunu söyledi.

Kadın girişimcilere verilen destekler

TOBB olarak kadın girişimcilere her türlü alanda destek sağladıklarını ve sağlamaya da devam edeceklerini ifade eden Hisarcıklıoğlu şöyle devam etti:

“Onları dijital dünyaya hazırlamayı ve böylece e-ticaret’te daha etkin olmalarını amaçladık. Turkcell ile “Geleceği Yazan Kadınlar” projesini gerçekleştirdik, bu projeyle 3.000’i aşkın kadın kodlama öğrendi. Şimdi yapay zeka eğitimlerini başlatıyoruz. Bu kapsamda kadınlara programlama, makine öğrenmesi, yapay zeka ve robotik süreç otomasyonu eğitimleri düzenliyoruz.

Coca-Cola ile başlattığımız “Kız Kardeşim” projesiyle, kadınların teknolojik yetkinliklerini artırdık. Bu amaçla 30 binden fazla kadına eğitim verdik. İş süreçlerini dijital ortama taşımalarına katkıda bulunduk. Ayrıca 81 ilde düzenlediğimiz ‘Yerel Lezzet Hibe Programı’ ile kadın girişimcilere hibe desteği sağladık.

Facebook işbirliğinde 5 binden fazla kadın girişimciye, ürünlerini sosyal medya üzerinden pazarlamaya yönelik eğitimler düzenledik. Ayrıca Türk Telekom ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı ortaklığında, ‘İnternette Hayat Kolay’ projesini başlattık. E-ticaret ve finansal okuryazarlık alanlarında kadın girişimcilerimize eğitimler verdik.

Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’ndan aldığımız hibe ile üç ilde Kadın Girişimciler Kurullarının stratejik yol haritalarını belirledik. Şimdi bunu ülke geneline yaygınlaştırıyoruz. Pandemiyle birlikte, tüm eğitimlerimizi sanal ortama taşıdık. Haziran ve Kasım aylarında düzenlenen, sertifikalı e-ticaret eğitimlerimize, 4 binin üzerinde katılım sağladık.

Ulusal çapta faaliyet gösteren e-ticaret pazaryerleriyle anlaşmalar yaparak, girişimcilerimizin avantajlı paketler almasını temin ettik. İlk defa e-ticaret yapacak girişimcilerimize düşük komisyonlu satış imkanı getirdik.

Bugün de Kadınlar Günü vesilesiyle TOBB Kadın Girişimciler Kurulu üyelerimizin, e-ticaret ekosisteminden daha fazla yararlanabilmeleri adına yeni bir projeye imza atacağız. İşbirliği yapacağımız e-ticaret pazaryerleriyle, TOBB Kadın Girişimciler Kurulu üyelerine özel, yıl boyu devam edecek komisyon indirimi, reklam ve pazarlama desteği, kargo desteği, eğitim ve danışmanlık hizmetleri vereceğiz.

Ayrıca daha fazla ziyaretçiye erişebilmek adına, pazaryerleriyle birlikte TOBB Kadın Girişimciler Kurulu üyelerimize özel alan oluşturacağız. Bu alanda, kadın girişimcilerimiz, hem ürünlerini sergileyebilecek, hem de başarı hikayelerini kısa videolarla anlatabilecek”.

“Proje üretmeye devam edeceğiz”

Hisarcıklıoğlu, TOBB KGK Başkanı Nurten Öztürk’ün 27 Eylül’de göreve gelmesi akabinde işe çok hızlı başladığını belirterek, “Çalışkanlığıyla, enerjisiyle, vizyonuyla Kurulumuzun başarı çıtasını çok yükseklere çıkardı. Bu vesileyle kendisine başarılar diliyor, gayretleri için teşekkür ediyorum” dedi.

TOBB, Türkiye Sınai Kalkınma Bankası ve TEPAV işbirliğinde hazırlanan “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği” raporuyla 81 ilin cinsiyet eşitliği karnesinin açıklandığını anımsatan Hisarcıklıoğlu şunları kaydetti: “Bu rapordan hareketle tüm kurullarımız, cinsiyet eşitsizliği konusunda gerçekleştireceği eylemlere ilişkin plan yaptılar ve uygulamaya geçtiler. Bu çalışmalar, girişimcilik kültürünün kadınlar arasında da gelişmesine öncülük edecektir.

Biliyorsunuz, konaklama, yiyecek-içecek ve ulaştırma sektörlerimiz pandemiden epey olumsuz etkilendi. İşte bu sektörlerde hijyen farkındalığı başlatarak, mikro işletmelerimizin daha güvenli hizmet sunmasına, böylece iş hacimlerinin artmasına katkı sağlamak amacıyla ‘İşimiz Temiz Projesi’ni başlattı. 3 ilde pilot olarak uygulanacak projenin, tüm ülkede yaygın hale getirilerek, kalıcı olmasını hedefliyoruz.

Bunların dışında da, kadınlarımızın sosyal hayatta ve özellikle de iş hayatında, daha aktif rol alması için çalışmaya, proje üretmeye devam edeceğiz. Zira hem dünya, hem de ülkemiz, kadınların emekleriyle daha güzel olacak. Fırsat verildiğinde ve biz erkekler önlerinde engel olmayınca, kadınlarımızın başaramayacakları hiçbir iş yoktur”.

Hisarcıklıoğlu, kadın girişimcilerden illerinde genç kızlara rol model olarak, kadın girişimci sayısını artırmalarını istedi.

“Kadına şiddetin her türlüsü reddediyor ve kınıyorum”

Suçsuz ve günahsız masum kadınlara yönelmiş hunhar saldırıların herkesi derinden yaraladığını vurgulayan TOBB Başkanı, “Her 3 kadından biri hayatlarında fiziksel şiddete maruz kalıyor. 2020 yılında 300 kadın öldürüldü, 171 kadın şüpheli şekilde ölü bulundu. Bu konuda farkındalığın, tedbirlerin ve cezaların artması gerekiyor. Kadına şiddetin hiçbir dinde, ırkta, görüşte ve dilde yeri yoktur. Kadına şiddetin her türlüsü reddediyor ve kınıyorum. Canilere, bu zalimliklerinin hesabının sonuna kadar sorulmasını ve en ağır şekilde cezalandırılmalarını bekliyorum” dedi.

Kadınlar ve erkeklerin eşit ortaklar olduğuna dikkat çeken Hisarcıklıoğlu, “Kadın varsa gelecek vardır. Kadın varsa hayat vardır. Kadınlar gününün sadece bir günden ibaret olmadığı ve hayatın yarısının kadın olduğuna inanarak, tüm kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyorum” şeklinde konuştu.

Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan

Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan da bireyin hayatının gelişiminde olduğu gibi, toplumsal hayatın gelişiminde de kadının özeni ve kadın hassasiyetinin her zaman için büyük rol oynadığını ve her zaman takdiri hak ettiğini vurguladı.

Özellikle Kovid-19 salgını ile birlikte tüm insanlığın hayatı tekrar düşünerek yorumlamaya çalıştığını belirten Pekcan, “İnsanlık için daha müreffeh bir gelecek inşasında kadının vizyonu ve kadın liderliği ile birlikte kadın emeği, kadın hassasiyeti ve özeni büyük rol oynamaktadır.” ifadesini kullandı.

Elverişli ortam ve imkanların, ekosistemlerin de katkılarıyla, kadınların bilimin ve ekonominin hemen her alanında boy göstermesinin gayet doğal olduğunu dile getirerek, günümüzde kadınların ekonomideki rolünü destekleyen en önemli unsurlardan birisinin küresel ekonominin dijitalleşme, inovasyon ve yeni nesil teknolojilere dayalı gelişmeye devam etmesi olduğunu söyledi.

Kendi hesabına çalışan kadınların veya kadın emeği kullanan kooperatiflerin teknolojik imkanları kullanarak, e-ticareti kullanarak, ekonomik başarı elde etmelerinin artık daha kolay olduğunu gördüklerini belirten Pekcan, “O halde, ülke olarak teknolojik ivmelenmeden azami fayda sağlamak için çalışmalarımızı sürdürmeliyiz. Belirttiğim üzere, kadınların statüsünün gelişiminde yine kadın liderliği, kadın desteği hayati önem arz etmektedir. Bu çerçevede, TOBB Kadın Girişimci Kurulu gibi böylesine kritik bir platformlarda rol almış, kadın girişimciliği alanındaki sizin gibi öncü isimlerin başarısı pek çok kadınımızın hayatına doğrudan dokunacaktır.” ifadelerini kullandı.

Pekcan, Ticaret Bakanlığı olarak bütün politikaları ve faaliyetlerinde, 21. yüzyılın ortaya çıkardığı yeni ihtiyaç ve yaklaşımlar ışığında kadınları ön plana çıkarmayı amaçladıklarını dile getirerek, kadınlara yönelik çalışmalarını İhracat Genel Müdürlüğü bünyesinde kurdukları ve özel olarak bu konulara odaklanan “Kadın ve Genç Girişimciliği İhracat Daire Başkanlığı” eliyle gerçekleştirdiklerini belirtti.

Daire Başkanlığının yürüttüğü çalışmalarla ilgili bilgiler de veren Pekcan, “Bugüne kadar Türkiye Kadın Girişimciler Ağımıza yaklaşık 2 bin 500 kadın girişimcimizi dahil ettik. 47 ilimizde yaklaşık 1400 kadın girişimcimizi bu ağlarda yaptığımız toplantılarla bir araya getirdik. Bu çerçevede, gelecek dönemde de kadın girişimcilerimiz arasında network dayanışmalarını desteklemeye devam edeceğimizin altını çizmek isterim.” değerlendirmelerinde bulundu.

Bakan Pekcan, Bakanlık olarak proje ve çalışmalarıyla kadınlarımızı ve kadın girişimciliğini desteklemeye devam edeceklerini vurguladı.

TOBB Kadın Girişimciler Kurulunun Türkiye’de kadın girişimciliği anlamında ve Türkiye genelinde en yaygın, en önemli ve en tecrübeli platformlardan birisi olduğunu ifade eden Pekcan, “Gerek devlet gerekse TOBB Kadın Girişimciler Kurulu gibi STK’ler ve diğer kurumlar olarak eşgüdüm ve iş birliği halinde hareket etmemizin de bir o kadar önemli olduğunu düşünüyorum. El birliği, güç birliği enerjimizi sinerjiye dönüştürerek hep birlikte daha başarılı olacağımıza inanıyorum.” diye konuştu.

TOBB KGK Başkanı Nurten Öztürk

TOBB Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı Nurten Öztürk de bugün il başkanları ile beraber Ata’nın huzuruna çıktıklarını anlatarak, “Anıtkabir şeref defterine, amacımızın kadın girişimciliğini büyütmek, hayata atılan genç kızlarımıza girişimcilik konusunda rol model olmak ve onları girişimciliğe yöneltmek olduğuna dair söz verdik. İnançla, çok çalışarak, cesur adımlarla, hep beraber Atamıza verdiğimiz sözü yerine getireceğiz” dedi.

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün “Bir toplum, bir millet erkek ve kadın denilen iki cins insandan meydana gelir. Mümkün müdür ki, bir toplumun yarısı topraklara zincirlerle bağlı kaldıkça, diğer kısmı göklere yükselebilsin!” sözünü anımsatan Öztürk, kadınların erkeklerle eşit sosyal, ekonomik ve siyasi haklara sahip olmalarının yalnızca toplumsal hayatı iyileştirmek gibi bir sonuç yaratmakla kalmayacağını, hiç kuşkusuz dünya barışını da güçlendireceğini söyledi.

Eşitlikten kastının aynılık demek olmadığını vurgulayan Nurten Öztürk, “Aynı olan şeylerin eşit olmasına zaten gerek yoktur. Eşitlik ancak farklılığın olduğu bir bağlamda anlam ifade eder. Toplumsal cinsiyet eşitliği talebi, kadınların erkeklerle aynı olma değil, aynı haklara sahip olma talebidir” dedi.

Öztürk, TOBB, Türkiye Sınai ve Kalkınma Bankası ve Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı işbirliğinde hazırlanan “81 ilde Türkiye’nin Cinsiyet Eşitliği Karnesi”ndeki verilerin projeler geliştirmelerini sağladığını söyledi.

Kadının işgücüne katılımının düşük olmasının Türkiye için önemli bir sorun gibi görünse de bunun aslında Türkiye’yi daha ileriye taşıyacak önemli bir fırsat olduğunu düşündüğünü belirten Öztürk, “Bildiğiniz gibi, yapılan araştırmalar kadının girdiği her alanda başarılı olduğunu, fark yarattığını ve şirketlerin finansal performansına olumlu katkısı olduğunu gösteriyor. Kadınların ekonomiye katkısını artırmak için; kurum, kuruluşlara, iş dünyasına, hepimize görevler düşüyor. Tek başımıza yapamayız, elbirliği ile çalışarak, istenilen seviyelere ulaşabilmemiz için yenilikçi ve sürdürülebilir sonuçlar doğuran projelere ihtiyacımız var. Bugün bir milat olsun istiyorum, kadın istihdamını ve girişimciliğini artırmak için ne gerekiyorsa yapmaya hazırız” şeklinde konuştu.

Tüm dünyanın kötü günlerden geçtiğini ifade eden Öztürk şöyle devam etti: “Birleşmiş Milletler Kadın Birimi’nin yayımladığı bir araştırma, virüs salgınının kadınlar üzerinde büyük bir baskıya neden olduğunu ve cinsiyet eşitliğindeki 25 yıllık ilerlemeyi tehlikeye soktuğunu ortaya koydu. Pandeminin kadınları daha fazla ve daha olumsuz etkilediği maalesef bir gerçek. Pandemi dönemi sonrasında kadınların işgücüne dönmesinde azalma bekleniyor, biz buna fırsat vermeyeceğiz. Yolumuz zor ve uzun olsa da, pes etmek yok”.

Nurten Öztürk, “TOBB Kadın Girişimciler Kurulu, Türkiye’nin girişimci kadın gücü olarak ‘Kadın Varsa Yarın Var’ diyoruz. 8 Mart Dünya Kadınlar Günümüz kutlu olsun” dedi.

Dünya

“TÜRKİYE’YE YENİ REKORLARI, YENİ SEVİNÇLERİ YAŞATACAĞIZ”

Genç Gazeteciler Ankara

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından yaptığı açıklamada, “Suriye’deki hadiselerin 13 yıllık serencamını bilen herkes, Türkiye’nin adil bir barış için verdiği hasbi mücadelenin en yakın şahididir. Şunu da en başından beri tekrar tekrar ifade ediyoruz: Suriye ile ilgili hassasiyetimiz hiçbir zaman menfaat eksenli olmamıştır” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından basın açıklaması yaptı.

Toplantıda ele alınan konulara ilişkin açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Sözlerimin hemen başında bu sabah Isparta Keçiborlu’da eğitim uçuşu esnasında kaza kırıma uğrayan askeri helikopterimizde şehit olan altı kahramanımıza Allah’tan rahmet niyaz ediyorum. Şehitlerimizin ailelerine, sevenlerine, silah arkadaşlarına ve Türk Silahlı Kuvvetlerimize başsağlığı diliyorum, milletimizin başı sağ olsun.

“TÜRKİYE, ÖZ GÜVENLİ, KARARLI VE SABIRLI BİR ŞEKİLDE HEDEFLERİNİ GERÇEKLEŞTİRMEKTEDİR”

Türkiye Yüzyılı’nı içeride ve dışarıda attığımız adımlarla günbegün gerçeğe dönüştürüyoruz. Üstat Necip Fazıl’ın kabinemizin misyonunu da belirleyen şu önemli sözlerini kendimize rehber kıldık: ‘Devler gibi eserler bırakmak için karıncalar gibi çalışmak lazım.’ Biz de hem bugün halkımızın hem de yarın ruz-i mahşerde Hakk’ın huzuruna görevini layıkıyla yerine getirmiş, geride hayır dualarla anılan eserler bırakmış olarak çıkmanın derdindeyiz, bunun peşindeyiz. İnsanımızın şöyle içinden gelerek söylediği bir, Allah ondan razı olsun, cümlesi bizim için en büyük payedir, şereftir, gurur ve mutluluk kaynağıdır.

Bugüne kadar halka hizmet Hakk’a hizmettir düsturuyla ülkemize ve milletimize aşkla hizmet ettik. Şimdi de diplomatik temaslarla, iyi hesaplanan stratejik hamlelerle açılışını yaptığımız proje, yatırım, hizmet ve eserlerle Türkiye’yi her alanda yüceltmenin gayretindeyiz.

Şunu büyük bir memnuniyetle ifade etmek isterim: Türkiye, ayağına ve iradesine vurulan zincirleri tek tek parçalamaktadır. Türkiye, öz güvenli, kararlı ve sabırlı bir şekilde hedeflerini gerçekleştirmektedir. Türkiye, güçlü demokrasisiyle, büyüyen ekonomisiyle, köklü kurumlarıyla dünya meselelerinin seyrini değiştiren barışçı ve aktif politikalarıyla tarihe yön vermekte, hem kendi tarihini ve hem de insanlık tarihini yeniden yazmaktadır. Allah’a binlerce kez hamdolsun ki bugün dünden daha güçlüyüz, bugün dünden daha özgürüz, bugün dünden daha itibarlıyız, bugün dünden daha öz güvenliyiz.

“TÜRKİYE’YE YENİ REKORLARI, YENİ SEVİNÇLERİ YAŞATACAĞIZ”

İnşallah, yarın her alanda çok daha iyi yerlerde olacağız. Milletimizi sığ sulara hapsetmek isteyen vizyonsuzluklara inat umuda tutunmaya, umudu büyütme devam edeceğiz. Siyasi hayatımızın hiçbir döneminde milletimize hayal kırıklığı yaşatmadık. Bundan sonra da aziz milletimize mahcup olmayacak, milletimizi sükûtu hayale biiznillah uğratmayacağız. Son 22 yıldır olduğu gibi Türkiye’yi başarıdan başarıya koşturacak, Türkiye’ye yeni rekorları, yeni sevinçleri, yeni heyecanları yaşatacağız.

Türkiye Cumhurbaşkanı olarak bir gerçeği tekrar vurgulamak durumundayım: 85 milyon olarak biz muazzam ve muhteşem bir aileyiz. Hepimiz daha mutlu, daha müreffeh, daha kudretli bir Türkiye hayal ediyoruz. Gerçekleştirdiğimiz her hedefi daha büyük hedeflerin mihenk taşı, başlangıç noktası olarak görüyoruz. Tamamladığımız, hizmete verdiğimiz, şehirlerimize kazandırdığımız her eser yeni hizmetler, yeni projeler için azmimizi kamçılıyor, heyecanımız artırıyor. Kalbimizdeki vatan ve millet aşkı gökte bir şimal yıldızı gibi parlıyor, yeniden büyük ve güçlü Türkiye davamızda yolumuzu aydınlatıyor.

Allah’ın izniyle bu millet her engeli aşacak, her saldırıyı savuşturacak güce ziyadesiyle sahiptir. Kardeşliğimize sıkıca sarıldığımız, istikrar ve güven ortamını koruduğumuz, iç cephemizi tıpkı aşılmaz bir kale gibi sağlım tuttuğumuz müddetçe çok daha güzel günler göreceğimizden asla şüphe duymuyoruz. Ülkemizin istikrarlı yürüyüşünü rayından çıkarmak, ilerleyişini kesmek veya yavaşlatmak isteyenlere de millet olarak fırsat vermeyeceğimize inanıyorum.

Son kabine toplantımızdan bu yana iç siyasette ve dış politikada yoğun bir gündemle çalışmalarımızı sürdürdük. Diyanet İşleri Başkanlığımızın her beş yılda bir düzenlediği Din Şûralarının 7’ncisinde hocalarımızla ve kanaat önderlerimizle bir araya geldik. ‘Dijitalleşen Dünyada Diyanet Hizmetleri’ başlığıyla gerçekleştirilen şûranın küresel kültürün teşvik ettiği yapay din tehdidiyle mücadelede bir uyanışa vesile olmasını ümit ediyoruz.

Kültür ve Turizm Bakanlığı Özel Ödülleri ile Yaşayan İnsan Hazineleri Ödülleri’ni takdim ettiğimiz üstat ve ustalarımızı bu vesileyle tekrar tebrik ediyorum.

28 Kasım’da Umman’dan ülkemize devlet başkanı seviyesinde ilk resmî ziyareti gerçekleştiren Umman Sultan Heysem bin Tarık’ı Türkiye’de misafir etmekten özellikle bahtiyar olduğumu söyleyebilirim. Bu tarihî ziyareti farklı alanlarda imzaladığımız 10 anlaşmayla taçlandırdık. Umman’ın krizlerin çözümünde üstlendiği yapıcı rolü takdir ediyor, inşallah bundan sonra Ummanlı kardeşlerimizle daha yakın çalışmayı umuyoruz.

Aynı zamanda Filistin halkıyla dayanışma günü olan 29 Kasım’da artık kendi alanında bir marka hâline gelen TRT World Forum’unun 8’incisine iştirak ettik.

‘Küresel Ticaret Burada’ temasıyla tertiplenen 20. MÜSİAD EXPO Fuarı ise 88 ülkeden iş adamlarını, tüccarları, girişimcileri ülkemizde bir araya getirdi. 1990 yılından bu yana Türkiye’nin ekonomide, ticarette ve demokraside şaha kalkması için emek veren MÜSİAD camiasını bir kez daha kutluyorum.

“DEPREM BÖLGEMİZİ ESKİSİNDEN DAHA DAYANAKLI BİR ŞEKİLDE AYAĞA KALDIRACAĞIZ”

30 Kasım Cumartesi günü Kahramanmaraş’taydık. Maraş’ta hem partimizin il kongresini yaptık hem de deprem konutlarının kura ve anahtar teslim törenini icra ettik. Tören alanından canlı bağlantıyla Hatay’ımızda 5 bin 900, Malatya’mızda 2 bin 313, Adıyaman’ımızda 6 bin 912, Gaziantep’imizde 257, Diyarbakır’ımızda 674, Adana’mızda 668, Şanlıurfa’mızda 2 bin 929, Elazığ’ımızda bin 407, Kahramanmaraş’ımızda 3 bin 499 olmak üzere toplamda 24 bin 559 yuvamızı daha hak sahibi kardeşlerimize teslim ettik. 2024 sonuna kadar 11 ilimizde toplam 201 bin 688 bağımsız bölümü afetzede kardeşlerimize teslim edeceğiz.

Bir depremzedenin elinden tutmak yerine, kimi zaman hakaret ederek, kimi zaman afaki sözler vererek bu sürece köstek olanları tarih affetmeyecektir. ‘Erdoğan bu enkazın altında kalır’ diyerek tüm umudunu milletin sıkıntılarının çoğalmasına bağlayan kifayetsizleri hayal kırıklığına uğratmaya devam ediyoruz. Son depremzede hak sahibi kardeşimiz de güvenli yuvasına kavuşana kadar bize durmak, dinlenmek, soluklanmak yok. İnşallah devlet millet birlikteliğiyle yaralarımızı saracak, deprem bölgemizi eskisinden daha dayanaklı bir şekilde ayağa kaldıracağız.

2 Aralık Pazartesi günü Karadağ Cumhurbaşkanı değerli dostum Jakov Milatoviç’i ülkemizde ağırladık. Partimiz tarafından düzenlenen Engelsiz Türkiye Programı’nda engel tanımayan kardeşlerimizle bir araya geldik. Hükûmetlerimizin engeli vatandaşlarımızın hayata katılımı noktasında gösterdiği samimi çabalar herkesin malumudur. Engelli Kamu Personeli Seçme Sınavı dâhil, kamudan özel sektöre, spordan çeşitli sosyal haklara kadar geniş bir yelpazede engellerimizin yanında olduk. İnşallah bundan sonra da aynı anlayışla yolumuza devam edeceğiz.

3 Aralık tarihinde Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğümüzce yapımı tamamlanan 564 tesis, proje ve hizmeti resmen devreye aldık. Toplam yatırım bedeli 98 milyar lira olan bu tesislerin ülkemize ve milletimize tekrar hayırlı olmasını diliyorum.

Bu sene Japonya ile diplomatik ilişkilerimizin tesisinin 100’üncü Yıl dönümünü kutluyoruz. Bu anlamlı yıl dönümü münasebetiyle Japonya Veliaht Prensi Akishino Fumihito ve refikasını ülkemizde misafir ettik. 6 Şubat deprem felaketinin ardından Japon hükûmeti ve halkının milletimizle sergilediği dayanışmayı her zaman şükranla yâd ediyoruz.

7 Aralık Cumartesi günü Gaziantepli kardeşlerimizin misafiriydik. Millî Mücadele’mizin meşale şehirlerinden olan Antep, bugün de üretim ve ticaret başta olmak üzere pek çok alanda âdeta destan yazıyor. Gaziantep halkının Suriyeli mazlumlara sahip çıkması zaten her türlü takdirin üzerindedir. Gaziantep’te ilk önce 5 bin 113 konutun anahtar ve tapu teslim törenini yaptık. Ardından partimizin 8’inci Olağan İl Kongresi’ni her zamanki gibi yine büyük bir coşkuyla gerçekleştirdik. Türkiye’nin ikinci büyük kütüphanesi olan Şahinbey Millet Kütüphanesini açarak gençlerimizle hasbihal ettik. Bu vesileyle 2024-2025 akademik yılında üniversite öğrencilerine verilen burs ve kredi tutarında yüzde 50 oranında artışa gittiğimizin müjdesini paylaştık. Buna göre ön lisans ve lisans için 2 bin lira olan rakamı 3 bin liraya, yüksek lisansta 4 bin lira olan miktarı 6 bin liraya, doktora öğrencilerimiz 6 bin lira olan tutarı 9 bin liraya çıkardık. Yeni burs miktarlarının üniversite öğrencilerimize ve ailelerine hayırlı olmasını temenni ediyorum.

“SURİYE’NİN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜNÜN KORUNMASINI SAVUNDUK”

Bölgemiz ancak demokrasi ve bir dönüm noktası ifadesiyle tarif ve tahlil edilecek evsafta kritik gelişmelere sahne oluyor. Komşumuz Suriye’de 13 yıldır devam eden iç savaş dün itibarıyla artık yeni bir boyut kazandı. Halep, Hama, Humus ve son olarak Şam, asıl sahiplerinin kontrolüne geçerken; 61 yıldır kanla, zulümle, baskıyla ve zorbalıkla ayakta kalan Baas diktatörlüğü de tamamen çöktü. Verilen sözlere rağmen yıllardır bölücü örgütün işgali altında bulunan Tel Rıfat ve Münbiç’in teröristlerden arındırılmasını memnuniyetle karşılıyoruz. Tabii eski rejimin, çekilirken dahi kimi şehirleri bölücü terör örgütünün Suriye uzantısına bırakması, aralarındaki kirli ittifakı bir kez daha teyit etmiştir.

Ülkemizdeki ana muhalefetin son ana kadar umudunu kesmediği Esed rejimi, bu süreç boyunca ‘Türkiye karşıtı’ tutumunu bir an olsun terk etmemiştir. Suriye ihtilafını diyalog yoluyla çözme çağrılarımız eski rejim tarafından küstahça reddedilmiş, ülkemizin uzattığı elin değeri bilinmemiş, manası anlaşılmamıştır. Esed, arkasında 1 milyona yakın insanın katledildiği, 12 milyon insanın göç etmek zorunda kaldığı, birçok şehri enkaza dönmüş bir Suriye bırakarak kaçmıştır. ‘Zulüm ile abad olunamayacağı’ hakikati, Suriye’de bir kez daha tecelli etmiştir.

Şunu milletimizin ve uluslararası kamuoyunun bilmesini isterim: Türkiye, Suriye ihtilafının başından beri komşuluk hukukunun ve büyük devlet olmanın icaplarını harfiyen yerine getirmiştir. Barıştan, özgürlükten, diyalogdan, adaletten, Suriye’nin bir an önce huzura kavuşmasından yana olduk. Devrik rejimin hasmane tutumuna rağmen her şart altında Suriye’nin toprak bütünlüğünün ve üniter yapısının korunmasını savunduk. Elbette haksızlığa, hukuksuzluğa, baskıya, zulme karşı sesimizi yükseltmekten, tepkimizi ortaya koymaktan hiçbir zaman çekinmedik, ama bunu açık bir düşmanlığa, kör bir husumete de dönüştürmedik. Suriye’deki hadiselerin 13 yıllık serencamını bilen herkes, Türkiye’nin adil bir barış için verdiği hasbi mücadelenin en yakın şahididir.

“KALBİMİZİN BİR YARISI GAZİANTEP, HATAY İSE DİĞER YARISI HALEP’TİR, ŞAM’DIR”

Şunu da en başından beri tekrar tekrar ifade ediyoruz: Suriye ile ilgili hassasiyetimiz hiçbir zaman menfaat eksenli olmamıştır. Biz bu konuya hep vicdan penceresinden baktık, hep merhamet nazarından yaklaştık, insani mülahazalarla hareket ettik. Bugün de aynı yerde sapasağlam duruyoruz. Tekrar söylüyorum; Suriye halkı, bizim kardeşimizdir. Tüm kesimleriyle, tüm inanç gruplarıyla can dostumuzdur. Bir uçtan diğer uca Suriye’yi karış karış süsleyen türbeler, köprüler, çeşmeler, hanlar, camiler bizim ezelden ebede uzanan kardeşliğimizin nişaneleridir.

Evet, sınırlar ülkeleri fiziken birbirinden ayırabilir, ama kalplere hangi güç sınır çizebilir? Asırlardır birlikte yaşadığımız aramızdaki sınır uzunluğu 910 kilometre, 910 kilometrelik sınırı paylaştığımız komşularımıza sırtımızı dönmemizi bizden kim bekleyebilir? Kalbimizin bir yarısı Antep’se, Hatay’sa, Şanlıurfa’ysa; diğer yarısı Afrin’dir, Halep’tir, Hama’dır, Humus’tur, Şam’dır.

“TÜRKİYE, ZOR BİR DÖNEMDE ZOR BİR İMTİHANI ALNININ AKIYLA VERMEYİ BAŞARMIŞTIR”

Tarihin ve coğrafyanın bize hatırlattığı bu gerçekleri son 13 yıldır ülke ve millet olarak bizzat yaşadık, bilfiil tecrübe ettik. Komşumuzun evinde yangın çıktığında ilk koştuğu yer biz olduk. Devrik rejimin ve terör örgütlerinin saldırılarından kaçan Suriyeli kardeşlerimiz canlarını kurtarmak için ilk önce bizim kapımızı çaldı. Az değil, 4,5 milyon Suriyeli bizim evimizde misafir oldu. Bir dönem nüfusu 3 milyon 700 bine ulaşan, ancak şimdi sayıları 2,9 milyona düşen Suriyeli muhacirlere 13 yıl boyunca biz ensarlık yaptık. Bunu da açık söylüyorum: yüksünerek, şikâyet ederek değil, inancımızın ve komşuluk hukukumuzun gereği olarak memnuniyetle yerine getirdik.

Biz muhalefetle bu konuda ne kavgalar verdik. Onlar ‘İktidar olur olmaz sizi kovacağız.’ derken biz tam aksine biz ensarız, onlar muhacirdir demek suretiyle onları evimizde misafir etmenin erdemine ulaştık. Yüzyıllardır mazlumların eman bulduğu bu ülke Allah’a hamdolsun, Suriyeli mazlumlara da güvenli, korunaklı, müşfik bir liman oldu. Bu emsalsiz misafirperverlik insanlık tarihine altın harflerle yazılacaktır. Türkiye, zor bir dönemde zor bir imtihanı alnının akıyla vermeyi başarmıştır. Türk milleti kara günlerinde Suriyeli mazlumlara kucak açmasının izzetini bir şeref payesi olarak ebediyen taşıyacaktır.

“SURİYE İSTİKRARA KAVUŞTUKÇA GÖNÜLLÜ, GÜVENLİ, ONURLU VE DÜZENLİ GERİ DÖNÜŞLER DE ARTACAKTIR”

Bugün bir kez daha muhalefetin kışkırtmalarına aldırmadan, mazluma kol kanat geren necip milletimin her bir ferdine şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum. Cumhur İttifakı’nda birlikte yol yürüdüğümüz ortaklarımıza bu süreçte sergiledikleri merhametli duruş için aynı şekilde şükranlarımı sunuyorum. Fakat oy hesabıyla nefret söylemlerine başvuran ırkçı lümpenleri, vatanını kaybetmiş yetim ve öksüzlere kin kusan vicdan fukaralarını, sırf Meclis’te üç, beş koltuk kapabilmek uğuruna faşizmin en pespaye biçimine haftalarca sessiz kalanları ise önce Allah’a, sonra haklarına girdikleri Suriyeli mazlumlara ve elbette mahşeri vicdana havale ediyorum.

Suriye’de zalim Esed rejimiyle beraber ülkemizde mülteci düşmanlığını körükleyen necis zihniyette kaybetmiştir. Burada şunu özellikle vurgulamak istiyorum: Suriye’yi etkisi altına alan kuvvetli değişim rüzgârının başta muhacirler olmak üzere tüm Suriye halkı için hayırlı sonuçlara vesile olacağına inanıyorum. Suriye istikrara kavuştukça inşallah gönüllü, güvenli, onurlu ve düzenli geri dönüşler de artacaktır.

Suriyeli kardeşlerimizin 13 yıldır süren vatan hasreti, inancım ve duam odur ki, artık yavaş yavaş son bulacaktır. Bunun şimdiden emarelerini görmeye başladık. Yığılmalarını önlemek ve trafiği kolaylaştırmak amacıyla Yayladağı Hudut Kapısı’nı da geçişlere açıyoruz. Muhacirlerin gönüllü geri dönüş sürecini de yine tarihimize, kültürümüze ve 13 yıllık müstesna ev sahipliğimize yaraşır şekilde yöneteceğiz. Hiç kimsenin bu insani sürece leke bulaştırmasına müsaade etmeyeceğiz. Suriye kriziyle ilgili politikası dün itibarıyla iflas eden ana muhalefet kendilerini hesaba çekmek, hatalarıyla yüzleşmek yerine çok çirkin, ırkçı bir dille Suriyeli mazlumlar üzerinden yeni istismar alanları oluşturmaya çalışıyor. Ana muhalefetin eski ve yeni yönetimine devrik Şam rejiminin yasını tutmaktan süratle vazgeçip, Suriye halkının sevincine ortak olmalarını tavsiye ediyorum. Kendilerini hapsettikleri cam fanustan çıksınlar, dünyada ve bölgede olanlara kulak kabartsınlar. Bir kez olsun hadiseleri Ankara merkezli okumayı denesinler, yoksa partilerini trajik komik duruma düşürmeye devam ederler.

“TÜRKİYE’NİN BAŞKA BİR ÜLKENİN TOPRAĞINDA VE EGEMENLİĞİNDE GÖZÜ YOKTUR”

Dün itibarıyla artık Suriye’de karanlık bir dönem kapanmış, aydınlık bir dönem başlamıştır. Türkiye binlerce yıllık tecrübe sonucunda billurlaşan devlet aklıyla hadiseleri okumakta, Suriye’deki duruma çok geniş bir perspektiften bakmaktadır. Bugün bazı parametreleri bir kez daha ifade etmek durumundayım: Türkiye’nin başka bir ülkenin toprağında ve egemenliğinde gözü yoktur. Sınır ötesi harekâtlarımızın yegâne amacı vatanımızı ve vatandaşlarımızı terör saldırılarından korumaktır.

Ne PKK ve Suriye’deki uzantıları ne DEAŞ ülkemizin muhatabı değildir, bilakis muarızıdır. Suriye’nin toprak bütünlüğünün mutlaka ama mutlaka korunması gerekiyor. Suriye tüm etnik, dinî, mezhebi kimlikleriyle Suriyelilerindir. Suriye’nin bugününe de, geleceğine de karar verecek olan Suriye halkıdır. Komşuları ve kardeşleri olarak bize düşen Suriye halkının ülkelerini yeniden toparlama, yeniden ayağa kaldırma, yeniden mamur etme çabalarına güçlü bir şekilde destek olmaktır. Tekrar söylüyorum: Arap, Türkmen, Kürt, Sünni, Alevi, Nusayri, Hıristiyan fark etmeksizin Suriyelilerin tamamının sulh içinde yaşadığı bir Suriye, Türkiye’nin en büyük özlemi, hayali ve hedefidir. Şurası da kesinlikle unutulmamalıdır: İstikrara kavuşmuş bir Suriye hem kendi vatandaşları hem de bölgedeki diğer ülkeler için güven kaynağı olacaktır.

“TÜRKİYE SINIRLARININ ÖTESİNDE YENİ TERÖR ÇIBANBAŞLARININ ORTAYA ÇIKMASINA GÖZ YUMMAYACAKTIR”

Komşu ülkelerin güvenliği yine Suriye’nin güven içinde, istikrar içinde olmasından geçiyor. Öte yandan bölücü örgütün Suriye uzantısının kargaşayı fırsata çevirmeye dönük aşırı heveskâr tutumunu da dikkatle takip ediyoruz. Kendi akıllarınca farklı hesap yapanlara şunu hatırlatmak istiyorum: Çok önemli, atalarımız güzel söylemiş, çakal ne kadar hile bilirse, kurtta o kadar yol bilir. Türkiye sınırlarının ötesinde yeni terör çıbanbaşlarının ortaya çıkmasına göz yummayacaktır. 13 yıldır her türlü zulme maruz kalan Suriyeli kardeşlerimize yeni acılar, yeni sıkıntılar, yeni dramlar yaşatmaya kimsenin hakkı yoktur.

Buradan kardeş Suriye halkına da seslenmek istiyorum: Aziz Suriyeli kardeşlerim; Türkiye ve Türk milleti dün olduğu gibi bugün de, yarın da yanınızdadır. Siz tüm imkânsızlıklara rağmen kanınızla, canınızla, dişiniz, tırnağınızla destan yazdınız. Zulme ve zalime asla boyun eğmediniz. En zor zamanlarda dahi yeise kapılmadınız. İlk günden itibaren hep ‘Allah büyüktür’ dediniz; ‘O Rahman ve Rahim olandır’ dediniz; ‘O âlemlerin Rabbi’dir’ dediniz; yalnız O’na güvendiniz, yalnız O’ndan yardım dilediniz. Düştüğünüz yerden çok daha güçlü bir şekilde tekrar ayağa kalktınız. Böylece nesilden nesile gururla aktarılacak muhteşem bir kahramanlık hikâyesine imza attınız.

Kardeşlerim; unutmayın men sabera zafera, ‘yenilgi yenilgi büyüyen’ bu şanlı zaferin asıl sahibi sizlersiniz. Sizleri ülkem ve milletim adına saygıyla selamlıyorum, zaferiniz hayırlı mübarek olsun diyorum. Hürriyet ve adalet mücadelenizde sizi nasıl yalnız bırakmadıysak inşallah, kalkınma mücadelenizde de tüm imkânlarımızla sizi destekleyeceğiz. Gönül gönüle verecek, zorlukların, sıkıntıların üstesinden birlikte geleceğiz. Suriye’nin kalıcı barışa, istikrara ve güvenliğe kavuşması için elimizden gelen her şeyi yapmaya hazır olduğumuzu bilmenizi isterim. Hama katliamından beri Suriye’nin özgürlüğü yolunda can veren şehitleri bugün bir kez daha rahmetle yâd ediyorum.

Suriye’nin esaretten kurtulan şehirlerinde sevinç gözyaşları döken, dua eden, şükür secdesine kapanan, yıllar sonra evlerine, yuvalarına, ailelerine, sevdiklerine kavuşmanın mutluluğunu yaşayan tüm kardeşlerime selam ediyorum.

“EĞİTİMİN ALTYAPISINA YAPTIĞIMIZ YATIRIMLARIN EĞİTİMİN KALİTESİNE OLUMLU YANSIDIĞINI GÖRÜYORUZ”

Bugünkü kabine toplantımızda Suriye’deki güncel gelişmelerin yanı sıra, enerjiden eğitime ve sağlığa çeşitli konuları da ele aldık. Eğitimin altyapısına 22 yıldır yaptığımız devasa yatırımların eğitimin kalitesine de olumlu yansıdığını görüyoruz. Uluslararası İzleme Araştırmalarında matematik ve fen bilimlerinde dördüncü ve sekizinci sınıf öğrencilerinde ülkemizin grafiği sürekli yükseliyor. 2023 yılının oranları bunu bir kez daha ortaya koymuştur. Yani eğitim modelimiz özellikle süratle gelişiyor ve bu iyileşme inşallah hızlanacaktır.

“SAĞLIKLI TÜRKİYE YÜZYILI PROGRAMI’NI HAYATA GEÇİRİYORUZ”

Koronavirüs döneminde güçlü sağlık altyapımızın önemini tecrübe etmiştik, şimdi bu alanda yeni bir adım daha atıyoruz. Koruyan, geliştiren ve üreten sağlık modeliyle Sağlıklı Türkiye Yüzyılı Programı’nı hayata geçiriyoruz. Üçlü sarmak modelimiz ile Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığımız TÜSEB öncülüğünde üniversitelerimizi ve özel sektörümüzü buluşturuyoruz. Kritik ilaç, aşı, kit ve tıbbi cihaz ürünlerimizi belirledik. Üreten sağlık modelimiz ülkemizin ekonomik büyümesine ve kalkınmasına katkı sunacak marka ve katma değer oluşturacak bir süreci geliştirecektir. Yeni modelimizin şimdiden hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum.

Yarından itibaren asgari ücret tespit komisyonu görüşmelere başlıyor. Hem çalışmalarımızın beklentilerini gözetecek hem de ülkemiz ekonomisine taşınması ağır bir yük getirmeyecek bir anlayışla sürecin yürütüleceğine özellikle inanıyorum. Açık artırma usulüyle asgari ücret açıklayan muhalefeti de ülke ve millet hayrına bir iş yapacaklarsa SGK’ya olan birikmiş borçlarını ödemeye onları davet ediyorum.

Bir diğer güzel haberimiz; Tip 1 Diyabet hastalığıyla mücadelede eden evlatlarımız ve ailelerine yöneliktir. Daha önce bilindiği gibi diyabet hastalarımızın glikoz takibi için gerekli cihazlar geri ödeme kapsamındaydı. Buna ilave olarak artık 18 yaş altındaki Tip 1 Diyabet hastası evlatlarımız için sensörlü cilt altı glikoz izlem cihazlarını, Sosyal Güvenlik Kurumumuz tarafından geri ödeme kapsamına alıyoruz. Acil şifa dileklerimle, evlatlarımıza ve ailelerine hayırlı olsun diyorum.”

Genç Gazeteciler Ankara

HABER BURADA

Dünya

Emine Erdoğan, Japonya Veliaht Prensesi Akishino ile bir araya geldi

Genç Gazeteciler Ankara

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Japonya-Türkiye ilişkilerinin 100. yılı dolayısıyla resmî ziyaret için Türkiye’de bulunan Japonya Veliaht Prensi Akishino Fumihito’nun eşi Japonya Veliaht Prensesi Akishino ile bir araya geldi.

Emine Erdoğan, Japonya Veliaht Prensesi Akishino ile Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi’ni ziyaret etti.

Lider eşleri önce İstanbul’un fethedilişinin 571. yıl dönümünde Fatih Sultan Mehmet’i anmak için açılan “Fatih Sultan Mehmet” sergisini gezdi.

Burada Fatih Sultan Mehmet’in Çocukluk Dönemi, Padişahlık Dönemleri, İlim Hayatı ve O Dönemde Yaşayan Âlimler, İstanbul’un Fethi ve Askerî Hayatı, Siyasi Hayatı ile Fatih Döneminde Mutfak, Şair Fatih: Avni, Vakıf Eserleri ve Ölümü bölümleri hakkında bilgi alan Akishino sergide sunulan Fatih Sultan Mehmet’in kaftan, kılıç, zırh gömlek gibi kişisel eşyaları ve o dönemin tarihine ışık tutacak çok sayıda esere hayranlığını dile getirdi.

Emine Erdoğan ve Akishino, sergi ziyaretinin ardından, Cihannüma Salonu’na geçerek hatıra fotoğrafı çektirdi. Lider eşleri, daha sonra, 600 Japonca eserin bulunduğu Japon Kitaplığı bölümüne geçtiler.

Emine Erdoğan, burada bulunan kitapları inceleyen konuğuna, Mevlana’nın “Mesnevi” eserinin Japonca baskısını ve serginin içeriğini de anlatan “Fatih Sultan Mehmet” kataloğu ile İletişim Başkanlığı tarafından yayınlanan “Türkiye” kitabını hediye etti.

ÇOCUKLARDAN KÜRESEL ISINMA SUNUMU

Daha sonra Nasreddin Hoca Kütüphanesi’ne geçen Emine Erdoğan ve Akishino’yu çocuklar sevgiyle karşıladı. Burada çocukların yaptığı resimleri inceleyen lider eşlerine, bir anaokulu çocuğu kendi yaptığı üzerinde lale motifi olan tabağı hediye etti.

Anaokulu çağındaki bir başka çocuk ise Emine Erdoğan ve Japonya Veliaht Prensesi Akishino’ya küresel ısınma ile ilgili bir sunum yaptı.

“TEMENNİMİZ İŞ BİRLİĞİNİN DAHA DA İLERİYE TAŞINMASI”

Emine Erdoğan, Japonya Veliaht Prensesi Akishino ile gerçekleştirdikleri programa ilişkin sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımında şu ifadelere yer verdi: “Türkiye-Japonya diplomatik ilişkilerinin tesisinin 100. yıl dönümü kapsamında ülkemizi ziyaret eden Japonya Veliaht Prensesi Akishino ile bir araya gelmekten memnuniyet duydum.

Ülkemizin kültür hazinesine ev sahipliği yapan Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi’ni ve Japonya kitaplığı bölümünü ziyaret ettik. Farklı medeniyetlerin birikimlerini aynı çatı altında buluşturan kütüphanemizde muhafaza edilen özel ve nadir eserleri tanıtma fırsatı bulduk.

Fatih Sultan Mehmet Sergisi’ni gezerek tarihimizin büyük liderlerinden birinin vizyonunu, sanata ve bilgiye olan bağlılığını yakından inceledik. Japonya Kitaplığı, iki ülkenin ortak mirasına ışık tutan ve dostluk bağlarını güçlendiren bir sembol niteliğinde. Temennimiz bu anlamlı ziyaretin ülkelerimiz arasındaki iş birliğini daha da ileriye taşımasıdır.”

Genç Gazeteciler Ankara

HABER BURADA

Dünya

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Japonya Veliaht Prensi Akishino Fumihito ile görüştü

Türkiye’ye Hoş Geldiniz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’ye resmî ziyarette bulunan Japonya Veliaht Prensi Akishino Fumihito ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde bir araya geldi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Japonya Veliaht Prensi Akishino’yu Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne gelişinde giriş kapısında karşıladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Japonya Veliaht Prensi Akishino, Türkiye ve Japonya bayrakları önünde tokalaşarak poz verdi.

Daha sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Japonya Veliaht Prensi Akishino heyetleri eşliğinde görüşmeye geçti.

Görüşmede, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından Japonya Veliaht Prensi Akishino’ya, Osmanlı Generali Pertev Paşa’nın İmparator Mutsuhito tarafından ödüllendirildiğini gösteren belge hediye edildi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile eşi Emine Erdoğan, resmî ziyarette bulunmak üzere Türkiye’ye gelen Japonya Veliaht Prensi Akishino ve Prenses Kiko ile aile fotoğrafı da çektirdi.

Genç Gazeteciler Ankara

HABER BURADA

DÜNYA

seers cmp badge