Connect with us

Dünya

“Peygamberimiz ve Çocuk” temalı “Uluslararası Mevlid-i Nebi Sempozyumu” başladı

“Uluslararası Mevlid-i Nebi Sempozyumu”nun açılışında konuşan Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, “Çocuklarımızın, hamuru İslam’la yoğrulmuş medeniyetimizin evrensel değerleriyle buluşmaları ve kendi kimlikleriyle geleceklerini inşa ederek onur ve güven içinde yaşamaları için her daim çalışmak zorundayız” dedi

Diyanet İşleri Başkanlığınca, Mevlid-i Nebi Haftası dolayısıyla online düzenlenen “Peygamberimiz ve Çocuk” temalı “Uluslararası Mevlid-i Nebi Sempozyumu”, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş’ın yaptığı açış konuşmasıyla başladı.

Diyanet İşleri Başkanlığı Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen açılış oturumunda konuşan Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Kovid-19 salgını nedeniyle sempozyumu online olarak yaptıklarını söyledi.

Başkan Erbaş, Hazreti Peygamberin tarihin ve insanlık ailesinin en etkin ve önemli şahsiyeti olduğunu ifade ederek, “Hazreti Peygamber ahlakî erdemlerin en güzel örneğidir. Statüsü, mesleği ne olursa olsun onun rehberliğini benimseyen herkes, Peygamberimizin hayatında, kendi hayatı için mutlaka bir karşılık bulacaktır” dedi.

Başkan Erbaş, Hazreti Peygamberin üstün ahlakı, merhameti, zekâsı, dirayeti ve güvenilirliği sayesinde gönülleri fethettiğini belirterek, “Asırlara sığmayacak değişim ve dönüşümleri birkaç sene içerisinde gerçekleştirmiş; cehalet, zulüm, isyan ve istismarlar girdabındaki bir çağı asr-ı saadete dönüştürmüştür” ifadelerini kullandı.

Hazreti Peygamberin İslam’la kurduğu asr-ı saadet çağının üzerinden geçen on dört asrın ardından bugün, dünyanın yine derin bir değerler kriziyle karşı karşıya kaldığına dikkat çekerek, “Bireysel ve toplumsal bunalımlar, trajediler, zulümler ve savaşlar, yine yeryüzünün huzur ve barışına kastetmektedir. Çocuklar, kadınlar, yetimler ve kimsesizler, modern cahiliyenin bir tezahürü olarak yine ihmal, istismar ve haksızlıklara maruz kalmaktadır” şeklinde konuştu.

Başkan Erbaş, bugün dünyada milyonlarca çocuğun, şefkatten, merhametten, insaftan ve adaletten yoksun vaziyette olduğuna vurgu yaparak, “En temel hakları olan sağlık ve eğitim imkânlarından mahrum bırakılmışlardır. Açlık, susuzluk ve yoksulluğun pençesinde, savaşların ve korkunç silahların ortasında hayatta kalma mücadelesi vermektedirler” değerlendirmesinde bulundu.

“Kendi çaresizliklerini perdelemek için İslam’a saldırıyorlar”

Son 2-3 asır boyunca insanlığa umut olma iddiasıyla ortaya çıkan ideoloji, öğreti ve anlayışların, insanlığın topyekûn huzur ve esenliğini temin hususunda çaresizliğe mahkûm olduğunu dile getiren Başkan Erbaş, “Modern dünya, insanlığın içinde bulunduğu bu ahlaki, iktisadi, içtimaî yozlaşma karşısında, yorgun ve bitkin düşmüştür. Dahası, yaşanan bunalımlar karşısında belki de bazıları kendi çaresizliklerini perdelemek için zaman zaman pervasızca İslam’a saldırmaktadır. Bugün özellikle Avrupa’da ahlaktan, insaftan, hukuktan yoksun bir şekilde İslam’ın muazzez elçisine, Peygamberine seviyesiz ve çirkin bir şekilde dil uzatılmaktadır. İslam düşmanlığına dönüşen islamofobi birçok ülkede maalesef devlet politikası haline getirilmeye çalışılmaktadır. Camilerimiz ve Müslüman kardeşlerimiz, ırkçı terör guruplarının hedefi haline getirilmektedir” şeklinde konuştu.

“Ötekileştirici ve ırkçı uygulamalar, İslam’ın yükselişini engellemeye yöneliktir”

Başkan Erbaş, son zamanlarda İslam’a ve Müslümanlara yönelik artan saldırılara değinerek, şunları söyledi:

“Bugün bazı ülkelerde devlet eliyle yürütülen bu ayrımcı, ötekileştirici ve ırkçı uygulamalar, esasen doğudan batıya dünyanın her yerinde huzur ve güveni arayan insanlığın umudu olan İslam’ın Avrupa’da yükselişini engellemeye yönelik bir amaçtır. İslam ve Müslüman kelimeleriyle ilgili zihinlerde olumsuz tasvirler oluşturmaya yönelik kara propagandalarla, Avrupalıların İslam’la tanışmasının ve Peygamber Efendimizin örnekliğiyle buluşmasının önüne ciddi bir önyargı duvarı örme gayretidir. Hâlbuki İslam, dün olduğu gibi bugün de dünyanın huzur ve barışına; insanlığın varoluş ve anlam arayışına kılavuzluk edecek tek dindir. ‘Allah indinde din İslam’dır.’ Bundan başka da çare yoktur, çözüm İslam’dadır.”

Başkan Erbaş, dünyanın Hazreti Peygamberin üstün şahsiyeti ve örnek ahlakı nezdinde İslam’ın hayat veren ilkeleriyle buluşmaya bugün her zamankinden daha fazla ihtiyacı olduğunu söyledi.

“Oluşturulmaya çalışılan olumsuz imajları bertaraf etmek zorundayız”

Müminlerin İslam’a ve Müslümanlara yönelik bu saldırılar karşısında hep birlikte güçlü bir duruş ortaya koymaları gerektiğinin önemine işaret eden Başkan Erbaş, “Bunun için her platformda ve her vesileyle dünyayı, İslam’ın merhamet, adalet, hakkaniyet, güzel ahlak ilkeleriyle tanıştırmak için gayret göstermek ve oluşturulmaya çalışılan olumsuz imajları bertaraf etmek zorundayız” diye konuştu.

Başkan Erbaş, Müslümanların Hazreti Peygamberin örnekliğinde bugününü ihya, geleceğini de inşa etmesi gerektiğini ifade ederek. “Bugün bizlere düşen Nebevî değerler ekseninde bir hayat ortaya koyarak başta kendi çocuklarımız olmak üzere bütün insanlığa Peygamber Efendimizi örnek göstermektir. Yaşanabilir bir yeryüzü ve güvenli bir gelecek için nesillerimizi İslam’ın hayat veren ilkeleriyle buluşturmaktır” ifadelerini kullandı.

“Bütün insani değerler en etkili şekilde ancak aile yuvasında öğrenilebilir”

Çocukların maddi ve manevi gelişiminde, dinî ve millî değerler ekseninde yetişmesinde aile kurumunun işlevi ve etkisinin çok büyük olduğunu dile getiren Başkan Erbaş,

“Nitekim Peygamber Efendimiz, “Bir baba, çocuğuna iyi terbiyeden daha değerli bir hediye vermemiştir” buyurarak bu hususa dikkat çekmiştir. Çocuk ailenin aynasıdır. Zira sevgi, saygı, merhamet, şefkat, adalet, yardımlaşma, dayanışma, paylaşma; kısacası bütün insani değerler en etkili şekilde ancak aile yuvasında öğrenilebilir. Diğer yandan, iletişim ve etkileşim araçlarının bu denli çeşitlendiği ve yaygınlaştığı bir dönemde çocukların manevî ve ahlâkî gelişiminde sorumluluğu sadece aileye yüklemenin ve meseleyi sadece aile ile sınırlamanın, sınırlandırmanın da ciddi bir yanılgı olduğunu bilmemiz gerekmektedir” şeklinde konuştu.

“Çocukları mutsuz ve sahipsiz bir dünya nice güzellikten mahrum kalacaktır”

Başkan Erbaş, 2020 yılı Mevlid-i Nebi Haftası teması olarak “Peygamberimiz ve Çocuk” başlığını seçtiklerini aktararak, şöyle devam etti:

“Çocukların ihmal edildiği, istismara maruz kaldığı, temel haklarından mahrum edildiği bir çağ merhamet ve insanlık sınavını kaybedecektir. Çocukları mutsuz ve sahipsiz bir ev, şehir, ülke, dünya, rahmetten, bereketten ve nice güzellikten mahrum kalacaktır.

İşte bu gerçekten hareketle bizler, hem bir farkındalık oluşturmak hem de nesillerimizi nebevî yöntemle yetiştirmenin imkânlarını toplumumuzla ve tüm insanlıkla paylaşmak adına 2020 yılı Mevlid-i Nebi Haftası temamızı “Peygamberimiz ve Çocuk” olarak belirledik.”

“Kendi değerlerinin idrakinde olmayanların, başka toplumlara hayranlık duyması kaçınılmazdır”

“Kendi değerlerinin idrakinde olmayanların, başka toplumlara hayranlık duyması kaçınılmazdır” diyen Başkan Erbaş, “Çocuklarımızın, hamuru İslam’la yoğrulmuş eşsiz medeniyetimizin evrensel değerleriyle buluşmaları ve kendi kimlikleriyle geleceklerini inşa ederek onur ve güven içinde yaşamaları için her daim çalışmak ve onlara rehberlik etmek zorundayız. Bunu yaptığımızda istikbale dair umudumuz karşılık bulacak; değer ve anlam kazanacaktır” ifadelerini kullandı.

“Çocuklarımızı Hz. Peygamber’in gösterdiği temel prensipler doğrultusunda yetiştirmeliyiz”

Başkan Erbaş, Hazreti Peygamberin her konuda olduğu gibi, çocuğa yaklaşım noktasında da en güzel örnek ve rehber olduğuna vurgu yaparak, şöyle konuştu:

“O, çocuklara yönelik her türlü şiddet, baskı, öteleme ve istismarın sıradanlaştığı bir dönemde, çocukların haklarını en üst derecede savunmuş ve bu uğurda en büyük gayret ve mücadeleyi ortaya koymuştur. “Küçüklerini sevmeyen, büyüklerini saygı göstermeyen bizden değildir” buyuran sevgili Peygamberimiz, söylediklerini bizzat yaşanan bir hayata dönüştürerek bizzat göstermiştir. Bu anlamda köklü bir değişime imza atmış ve zihinlerdeki cehaleti, taassup ve yanlış algıları yıkarak kız, erkek ayrımı yapmaksızın çocuk eğitimi ve çocuklara yaklaşım konusunda adalet, merhamet ve şefkatiyle bütün dünyaya örnek olmuştur. Bu sebeple, Hz. Peygamber’in bir baba, bir eğitimci yahut bir idareci olarak çocuklara yaklaşımını, onlarla kurduğu ilişkinin şekil ve niteliklerini doğru bir şekilde tespit etmek, onun bu konuda insanlığa gösterdiği temel prensipleri kavramak ve çocuklarımızı bu doğrultuda yetiştirmek bizlerin en öncelikli vazifesi olmalıdır.”

“Bir çocuğun ilk duyması gereken hakikatin tevhit olduğunu insanlığa öğretmeye çalışmıştır”

Hazreti Peygamberin çocuklara özel bir önem verdiğini belirten Başkan Erbaş, “Hiçbir ayrım gözetmeksizin hepsine değer verip ilgi göstermiştir. Çocukların İslam ahlaklıyla yetiştirilmeleri hususunda ashabına rehberlik etmiştir. Bu anlamda, doğan her bir çocuğun kulaklarına ezan ve kametin okunmasını isteyerek bir çocuğun ilk duyması gereken hakikatin tevhit olduğunu bütün insanlığa öğretmeye çalışmıştır. Dünyaya gelen her bir çocuk için akîka kurbanı kesmesi, saçları ağırlığınca sadaka vermesi ve bu sebeple yakınlarına ziyafet vermesi, bu mümtaz nimet karşısında Allah’a şükretmenin gerekliliğini göstermeye çalışmasıdır” diye konuştu.

Başkan Erbaş, cahiliyenin çocuklara yönelik sapkın anlayışlarından kız, erkek ayrımını ortadan kaldırdığına dikkat çeken Başkan Erbaş; “ Hazreti Peygamber, ‘Şayet ben birisini üstün tutacak olsaydım kızları üstün tutardım.” diyerek ümmetini kız çocukların hakları hususunda uyarmıştır. O, öylesine güzel ve etkili bir eğitimcidir ki dokunduğu her çocuğun hayatını şekillendirmiş ve şahsiyetlerinde silinmez izler bırakmıştır” şeklinde konuştu.

“Rasulullah’ın eğitiminde egemen olan anlayış, lisan-ı hâl ve hüsn-ü tavırdır”

Başkan Erbaş, Hazreti Peygamberin çocuklarla kurduğu iletişimlerden örnekler vererek şöyle devam etti:

“Bir namaz vakti okunan ezanı taklit ederek hem ezanla hem de müezzinle alay eden çocuğu yanına çağırıp ona ezan okutarak taltif etmesi, bir çocuğun yüreğinden tutmanın en güzel numunesidir. Nitekim onun bu yaklaşımı, bir zamanlar ezanla alay eden o çocuğun Medine’de yıllarca müezzinlikle şereflenmesine vesile olmuştur.

O, sadece çocuklara değil onların değer verdiklerine de değer vermeye gayret etmiştir. Kuşu ölen çocuğun üzüntüsünü paylaşması, onun çocuklar hususunda ne denli hassasiyet taşıdığının en açık örneklerindendir.”

Hazreti Peygamberin çocukların eğitiminde yaş, cinsiyet ve kişilik özelliklerini dikkate alarak tedrici bir eğitim metodu uyguladığını anlatan Başkan Erbaş, “Onlara yapabilecekleri işlerde sorumluluklar vermiştir. Bununla ümmetine çocuk eğitiminde sorumluluk vermenin, öz güven ve sosyalleşmede etkili bir vasıta olduğu mesajını vermiştir. Bütün bu örneklerden görüldüğü üzere Rasulullah’ın eğitiminde egemen olan anlayış, lisan-ı hâl ve hüsn-ü tavırdır. O, çocukların sözlerden daha çok adımları takip ettiği gerçeğinin idrakinde bir eğitimci olarak çocukların eğitiminde örnekliğin önemine dikkat çekmiştir. Kendisi de hayatı boyunca hiçbir çocuğa kötü bir söz söylememiş, yaramazlıklarını fıtratlarının gereği olarak değerlendirerek daima hoşgörüyle yaklaşmıştır” şeklinde konuştu.

“İlişkilerimizin odağında saygı, sevgi, şefkat, merhamet gibi değerler yer almalıdır”

“Rabbimizin bizlere emanet ettiği ve sadakatimizin testine sebep kıldığı çocuklarımıza karşı sorumluluklarımızı “Ey iman edenler kendinizi ve ehlinizi yakıtı insanlar ve taşlar olan cehennem ateşinden koruyun.” ilahî fermanı mucibince yerine getirmeye mecburuz” ifadelerini kullanan Başkan Erbaş, ailelere şu tavsiyelerde bulundu:

“Neslimizi maddi ve manevi tehditlerden, tehlikelerden korumanın en büyük amaç olduğu gerçeğini bir an olsun aklımızdan çıkarmamalıyız. Evlerimizi şiddetin değil zarafetin, nefretin değil sevginin, ifsadın değil ıslahın, karanlığın değil aydınlığın, mutsuzluğun değil mutluluğun, umudun kaynağı yapmalıyız.

Bunun sebeple, çocuğa yaklaşımımızın temel referansı, Peygamberimizin örnek hayatı olmalıdır. Söz ve davranışlarımızın zeminini emanet bilinci ve sorumluluk duygusu oluşturmalıdır. İlişkilerimizin odağında saygı, sevgi, şefkat, merhamet gibi değerler yer almalıdır. Zira geleceğimizi şekillendirecek en önemli unsur olan çocuklarımızı öz değerlerimizden, tarihi ve ilmî derinliğimizden hareketle yetiştirmenin yolu nebevî yöntemi özümseyip onun örnekliğinde bir hayat yaşamaktan geçmektedir.”

Başkan Erbaş, Diyanet İşleri Başkanlığı olarak çocuklara yönelik hizmetleri önemli bir çalışma olarak gördüklerini belirterek, sözlerini şöyle tamamladı:

“Sempozyumun, bereketli geçmesini, istifadeye medar olmasını Yüce Rabbimizden niyaz ediyorum. Tebliğ ve müzakereleriyle katkı sunacak olan değerli hocalarımıza, ilim insanlarına teşekkür ediyor, bütün katılımcılarımızı sevgi ve muhabbetlerimle selamlıyorum.”

Başkan Erbaş’ın konuşmasının ardından Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi Prof. Dr. İhsan Çapcıoğlu, “Akışkan Zamanlarda Çocuklarımızı Manevi Açıdan Güçlendirmenin İmkânı: Riskler ve Fırsatlar” başlıklı konferans verdi.

Dünya

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı” Mesajı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı” Mesajı:

“Aziz Milletim,

Kıymetli Gençler,

Bugün Milli Mücadelenin Başkomutanı, Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a çıkışının 104. yıldönümünün sevincini ve coşkusunu yaşıyoruz.

19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nızı en içten dileklerimle tebrik ediyorum.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Türk gençliğine armağan ettiği 19 Mayıs 1919 tarihi, ecdadın imkânsızlıklar içinde dahi büyük bir iman ve inançla direniş ruhunu yeniden canlandırmasının sembolüdür.

19 Mayıs, Türk Milletinin emperyalist güçlere karşı birlik ve beraberlik içinde, zulme boyun eğmeyeceğini haykırarak, tarihin gördüğü en büyük kahramanlık destanlarından birini yazmaya başladığı gündür.

Ecdadımızın istiklali ve istikbali uğrunda sergilediği kahramanlıkları gelecek nesillere en canlı şekilde aktarmak başta gelen vazifemizdir.
Bu anlayışla, bir asır önceki ruhla ecdadımızdan teslim aldığımız kutlu emanetlere sahip çıkıyor, ülkemizin geleceğinin sembolü Türkiye Yüzyılını inşa ediyoruz.

Mücadele azmimizi, büyük ve güçlü Türkiye’yi inşa etme heyecanımızı sürekli canlı tutmak için gençlerimizi tüm alanlarda destekliyor, onlara her türlü imkânı ve fırsatı veriyoruz.

Ülkemizin demokrasi ve kalkınma atılımlarını tasarlar ve uygularken en çok gençlerimize güveniyoruz.

Kendilerine sunduğumuz imkânları en iyi şekilde kullanarak bizlere büyük gururlar yaşatan gençlerimizle iftihar ediyoruz.

Ülkemiz kalkındıkça, geliştikçe, büyüdükçe, hayallerini gerçekleştirebilmeleri için gençlerimize daha fazla destek vereceğiz.

Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu emanet ettiğimiz gençlerimizin, son devletimiz Cumhuriyetimize güçlü bir şekilde sahip çıkmaları, geleceğimize güvenle bakmamızı sağlamaktadır.

Bu düşüncelerle, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramını tekrar tebrik ediyor, Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, Kurtuluş Savaşımızın bütün kahramanlarını saygıyla anıyorum.”

HABER BURADA

Dünya

“Milletimizin her kesiminin sıkıntılarını çözmek için gece-gündüz çalışıyoruz”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İstanbul Ulaşım Sektörü Buluşması” programında yaptığı konuşmada, “Biz, sadece ve sadece ülkemize eser kazandırmanın peşindeyiz. Milletimizin her kesiminin sıkıntılarını çözmek, taleplerine cevap vermek, beklentilerini hayata geçirmek için gece-gündüz çalışıyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti İstanbul İl Başkanlığınca Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen “İstanbul Ulaşım Sektörü Buluşması” programına katıldı

Programda yaptığı konuşmada esnafı muhabbetle selamlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplantı için partisinin il başkanlığına teşekkür etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendilerinin şoförlerle muhabbetini bilenlerin bileceğini, aralarında ayrı gayrının olmadığını, şoförlerle salon toplantılarında, taksi-dolmuş duraklarında, trafikte denk geldiklerinde selamlaştıklarını anlattı.

Bu temaslarda sohbet edip karşılıklı muhabbetlerini ifade ettiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir süre önce yolda giderken bir şoför esnafın aracının arkasında “Çekemeyen anten taksın” yazısını gördüğünü kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şoför esnafına sorduğu, “Bizim bu muhabbetimizi, sevgimizi çekemeyen de anten taksın mı?” sorusuna alkışlarla yanıt almasının ardından, “Gerçi onlar sandıktan çıkan en açık mesajları bile alamayacak hatta tam tersine çevirmeye çalışacak kadar ülkelerinden ve gerçeklikten kopmuş durumdalar. Bunlara anten de fayda etmez, onun için uzaya İMECE uydumuzu gönderdik. Belki oradan alacakları sinyallerin uyanıp hakikatleri görmelerine bir faydası olur. Tabii onların ne yaptığı, hangi kirli pazarlıkların, kavgaların, hangi ayak oyunlarının içinde olduğu bizi ilgilendirmiyor” ifadelerini kullandı.

“MİLLETİMİZ, 322 MİLLETVEKİLİYLE YASAMADA NASIL BİR TABLO İSTEDİĞİNİ GÖSTERDİ”

Kendilerinin işlerine baktığını ve milletin 14 Mayıs’ta sandık başına gidip, iradesini beyan ettiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletimiz TBMM’de çoğunluğu 322 milletvekiliyle Cumhur İttifakı’na vererek, yasamada nasıl bir tablo istediğini gösterdi. Cumhurbaşkanlığı seçiminde en yakın rakibimize 2 milyon 520 bin fark atmamıza, yüzde 49,5 oy almamıza rağmen sistemin yüzde 50 artı 1 oy şartı sebebiyle iş ikinci tura kaldı. Milletimizin bu iradesinin de başımızın üstünde yeri var. Allah’ın izniyle ikinci turda rekor bir oy ve oranla milletimizin bize cumhurbaşkanlığı görevini tekrar 5 yıllığına tevdi edeceğine inanıyoruz” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şimdiden, ülkeye kazandırdıkları eserlerin yarım kalmaması, milletin dertlerini, sıkıntılarını, sorunlarını çözecek hizmetleri daha da ileriye taşımak için neler yapabileceklerine baktıklarını ifade etti.

Türkiye’nin bölgesindeki ve dünyadaki gücünü artırmak için hangi araçları kullanabileceğine, hangi ilişkileri harekete geçirebileceklerine baktıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Niye kendimizden bu kadar eminiz biliyor musunuz? Çünkü bizim kimseyle pazarlığımız yok. Biz sadece ve sadece milletimizin emrindeyiz, onun hizmetkârıyız. Biz bunlar gibi talimatı Kandil’den almıyoruz. Biz karanlık odalarda terör örgütünün uzantılarıyla pazarlığa girmiyoruz. Biz Rabb’imize sığınıyoruz ve milletimizden talimatı alıyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, salondakilerin “Taksiciler seninle gurur duyuyor” diye sevgi gösterisinde bulunması üzerine, “Biz de sizlerle gurur duyuyoruz” ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sadece ülkeye eser kazandırmanın peşinde olduklarını söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin her kesiminin sıkıntılarını çözmek, taleplerine cevap vermek ve beklentilerini hayata geçirmek için gece gündüz çalıştıklarını vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kardeşlerim, az önce Bakanım da söyledi. Şu Avrasya Tüneli olmasaydı hâlimiz nice olurdu? Öyle mi? Şehitler Köprümüz işimizi kolaylaştırıyor. Fatih Sultan işimizi kolaylaştırıyor. Ama bir de Yavuz Sultan Selim Köprüsü olmasaydı hâlimiz nice olurdu? Osmangazi Köprüsü olmasaydı hâlimiz nice olurdu? Daha ileri gidiyorum. Çanakkale Köprüsü olmasaydı hâlimiz nice olurdu?” diye konuştu.

Türkiye büyüdükçe, güçlendikçe, zenginleştikçe ortaya çıkan kaynağı insanların her birinin hayatına yansıtacak programlar hazırladıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle devam etti: “İşte Karadeniz gazını ülkemize kazandırmamızdan sonra yaptıklarımızı gördünüz. Karadeniz gazını bir ay müddetle ücretsiz olarak halkımıza ulaştırdık mı? Bir yıl boyunca mutfakta yüzde 25 indirimle vereceğimizi halkımıza duyurduk mu? Şimdi sırada neresi var? Gabar. Gabar petrolünü de inşallah çıkardığımız andan itibaren ondan da halkımız ne yapacak? İstifade edecek. İşte bu Kılıçdaroğlu’nun el ele, kol kola olduğu o teröristler sebebiyle Gabar petrolü yıllarca çıkarılamamıştır. Gabar’da bulduğumuz petrolü yeni keşiflerle zenginleştirip belirli bir seviyeye getirdiğimizde akaryakıtta aynısını yapacağız. Vergileri düşürerek, esnafımıza ve çiftçimize özel sübvansiyonlar yaparak insanımızı rahatlatacağız.”

“ÜLKEMİZİN KALKINMA YÜRÜYÜŞÜNÜN SÜRMESİNDE SİZLERİN ÇOK BÜYÜK ROLÜ VAR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, asgari ücretten memur ve emekli maaşlarına kadar her konuda benzer adımlar attıklarını kaydederek “Türkiye Yüzyılı’nı milletimizin sırtına yeni yükler bindirerek değil, milletimizin yükünü hafifleterek inşa edeceğiz. Değerli kardeşlerim, her zaman olduğu gibi Türkiye Yüzyılı’nı inşa mücadelemizde de en büyük desteği aldığımız kesimlerin başında sizler geliyorsunuz” dedi.

Aklına yine yolda gördüğü bir aracın arkasına yazılan ifadenin geldiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu yazıda, ‘Bir gün ağırlık çökerse omuzlarına, o benim vebalimdir unutma.’ diyordu. Bu sizin vebalinizi asla unutmadık. Asla ihmal etmedik, asla istismar etmedik. Rızkını direksiyonu başında kazanan şoförlerimizin de tezgâhlarının başında ekmek mücadelesi veren diğer tüm esnaflarımızın da yanlarında olduk. Sizlerin bilhassa salgın ve deprem döneminde gösterdiği fevkalade gayretin, sergilediği fedakârlığın şahidiyiz. Ülkemizin kalkınma yürüyüşünün sürmesinde, milletimizin güven ve huzur içinde hayatına devam edebilmesinde sizlerin çok büyük rolü var. Aynı şekilde 21 yıldır ülkemizde kurduğumuz güçlü ulaştırma altyapısını, şehircilik uygulamalarını, tesis ettiğimiz esnaf ve sanatkâr dostu ticaret iklimini en iyi sizler biliyorsunuz. Bölünmüş yollardan otobanlara, şehir içindeki köprü ve tünellere kadar yaptığımız yatırımların muhatabı doğrudan sizlersiniz. Şu salon, dili olsa da konuşsa. Bu Haliç’i arkadaşlar kim temizledi biliyor musunuz? Burayı da Allah rahmet eylesin, Kadir Topbaş Bey’in başkanlığı döneminde bitirdik. Bak şimdi bu salondan hepimiz istifade ediyoruz. Yani Adalet Kalkınma Partisi, CHP öyle bir ayrım yok. Nereye bunu yaptık? Milletimize yaptık. Farkımız bu.”

ESNAF DESTEK PAKETLERİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkenin araç stokunun önemli bir kısmını yenilerken en çok da ticari araçlara erişimi kolaylaştırmaya ehemmiyet verdiklerini söyledi.

“Bugün de Halkbank vasıtasıyla 1,5 milyon liraya kadar hazine destekli taşıt kredisiyle yanınızda yer alıyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sadece geçen yıl esnaf için 150 milyar lira tutarında destek paketleri hazırladıklarını, böylece yaklaşık 400 bin esnafı 146 milyar liralık krediyle desteklediklerini aktardı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, esnafın talepleri doğrultusunda geçen günlerde, yaklaşık 7 yıl sonra bir kez daha ticari araçlara ÖTV’siz yenileme imkânı getirdiklerini belirterek “Kazancı basit usulde vergilendirilen esnafımızı gelir vergisi dışında tutarak taksicilerimizin de aralarında olduğu 850 bin esnafımıza çok önemli bir kolaylık sağladık” şeklinde konuştu.

Yine geçen günlerde esnafın en önemli sıkıntılarından biri olan emeklilikteki prim gün sayısı adaletsizliğini giderme sözü verdiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan buna göre küçük esnafın emeklilik için gereken prim gün sayısını 9 binden 7 bin 200’e indirdiklerini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Belediye Meclis Grubu vasıtasıyla İstanbul’daki halk otobüsü işletmecilerinin tüm taleplerini karşıladıklarını dile getirerek “Gençlerimizin kendi işlerini kurmalarını teşvik etmek amacıyla yıllık 150 bin liraya kadar olan kazançlarından vergi almıyor, sigorta primlerini de ödüyoruz. Gördüğünüz gibi biz bazıları gibi sözümüzü havaya söylemiyoruz. Ne dersek onu yapıyoruz. İnşallah önümüzdeki dönemde daha nice güzel haberlerle, müjdelerle sizlerle birlikte olmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

“SADECE ALLAH’IN RIZASINI, MİLLETİMİZİN DESTEĞİNİ, İNSANIMIZIN HAYIR DUASINI İSTEDİK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Yüzyılı’nın inşasında alınan her mesafenin, güvenli, huzurlu, müreffeh yarınlar için elde edilmiş yeni bir kazanım olacağını söyledi.

İki kavramın çok önemli olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunların güven ve istikrar olduğunu vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, katılımcıların, “Yüzyılın lideri Tayyip Erdoğan” diye slogan atması üzerine, “Gençler unutmayın öyle bir kazanacağız ki hiç kimse kaybetmeyecek” dedi.

Geçmişte, bu adımları atamasın diye ülkenin önüne nice tuzakların kurulduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletimizin üzerinde nice oyunlar oynandı. Tek parti faşizminden darbelere, koalisyonlu yıllardan terör örgütlerinin üzerimize salınmasına kadar yaşadığımız her musibetin gerisinde Türkiye’yi oyun dışında tutma niyeti vardı. Bize işte bu sinsi oyunu bozduğumuz için düşmanlar. Şayet ülkenin kaynaklarını Londra tefecilerine akıtmaya devam etseydik, milletimizin köken, mezhep ve meşrep tartışmaları üzerinden ayrıştırılmasına göz yumsaydık inanın bizden kıymetlisi olmazdı. Ama biz sadece Allah’ın rızasını, milletimizin desteğini, insanımızın hayır duasını istedik, bunun için çalıştık” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkenin imkânlarını milletin emrine verince yolların da yapıldığını, afetlerin altından da kalkıldığını, her kesimin taleplerine cevap da verilebildiğini belirterek, şöyle devam etti: “Bu bereketin gerisinde millet için çalışmak, millet için mücadele etmek, millet için alın teri dökmek vardır. Kardeşlerim, eksiklerimiz şüphesiz vardır. Hatasızlık iddiası her şeyden önce bizim inancımıza uymaz. Fakat şundan emin olunuz. Türkiye’nin büyümesi ve güçlenmesi, milletimizin huzuru ve refahı için verdiğimiz mücadele sonuna kadar samimiydi. Vesayetin kirli senaryolarıyla mücadele ederken de samimiydik. Ülkemize asırlık demokrasi ve kalkınma hamlelerini yaşatırken yine samimiydik. FETÖ’cü hainlerin sonradan bizzat kendi kullandıkları kişilerin de ikrarıyla montaj olduğu kesinleşen kumpaslarına karşı yine samimiydik. Terör örgütlerinin kanlı saldırılarına karşı mücadele ederken, bu meseleyi suhuletle bitirmek için çözüm yolları ararken de samimiydik. 15 Temmuz’da tankların, uçakların, helikopterlerin bombalarına meydan okurken de samimiydik. Ekonomik tetikçilerin küresel ağababalarının desteğiyle ülkemizi çökertme girişimlerini engellemek için kendi programlarımızı hayata geçirirken de samimiydik.”

Katılımcılara, bu mücadelenin hepsinde kendileriyle beraber olduklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rabbime beni böyle bir milletin, böyle bir topluluğun mensubu, kardeşi, muhibi kıldığı için binlerce kez hamd ediyorum. Yahu siz ne güzel insanlarsınız. Sizler ne kadirşinas, ne yüreği pek, gönlü zengin, kalbi vatan ve millet sevgisiyle çarpan insanlarsınız. Kardeşlerim, sizler için değil yedi düvele meydan okumak, gerekirse tüm dünyayı karşımıza alırız” dedi.

“DEPREMZEDE VATANDAŞLARIMA HAKARET EDEREK SİYASET OLMAZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 14 Mayıs seçimlerinin çok partili siyasi hayattaki en önemli sınamalardan biri olduğuna işaret ederek, şunları söyledi: “Ülkemiz çok uzun bir aradan sonra ilk defa iki ittifaklı, iki adaylı bir seçim yaşadı. Cumhur İttifakı ile CHP’nin öncülüğündeki koalisyon masası ittifakının nasıl ortaya çıktığını herhâlde anlatmaya gerek yok. Karşımızdaki adaya kimlerin destek verdiğini, kimlerin yol verdiğini sizler çok iyi biliyorsunuz. Buna rağmen 2 milyon 520 bin farkla geride kalınca nasıl zıvanadan çıktıklarını, sağa sola nasıl tehditler savurduklarını hep birlikte gördük. Bölücü terör örgütü ve ona sırtını dayayan parti, ikinci tur için CHP Genel Başkanı’na desteğini hemen açıkladı. Gerçi koalisyon masasının kendi içinde hesaplar biraz karışık, hava biraz dumanlı ama olsun en azından bölücü örgütün desteğini sağlama aldılar. Bunu örtmek için de Kılıçdaroğlu hemen çıkıp siyasette seviyeyi daha da düşürmeye, insanlarımızı kutuplaştırmaya başladı. Helalleşme tiyatrosunun yerini bir günde faşizmin en ilkel, en nobran, en rezil hâli aldı. Hâlbuki hiçbir kılıf bu minareyi örtmeye yetmez. Milletle inatlaşarak, millete hakaret ederek, milleti tehdit ederek siyaset olmaz. Depremzede vatandaşlarıma hakaret ederek siyaset olmaz.”

“BU ŞEHİTLERİMİZİN İNTİKAMI MUHAKKAK ALINACAKTIR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, cumartesi, pazar ve haftaya salı günü 6 deprem ilini ziyaret edeceğini aktararak, CHP’li bazı belediyelerin depremzedelere yönelik tutumunu şu sözlerle eleştirdi: “Bunların yaptıklarını gördünüz. Sosyal medyada yürütülen ahlaksız, vicdansız, insanlık dışı kampanyaları saymıyorum bile. CHP’li belediyeler ve bu partiyle irtibatlı sivil toplum kuruluşları, depremzedelere yaptıkları yardımları kesmekten çadırları toplamaya, kaldıkları yerlerden onları çıkarmaya kadar her türlü rezilliği sergiliyorlar. Tekirdağ’da kaldıkları oteli boşalttırdılar. Bu ne vicdansızlıktır. Daha düne kadar depremzedelerimize bedava ev vadediyorlardı, bugün insanlarımızı kapı dışarı ediyorlar. Suçüstü yakalanınca da hemen işi başka taraflara çekip kendilerini kurtarmaya çalışıyorlar.”

“Düşünün ki bunlar daha kaybettikleri bir seçimde böylesine bir hırsla sağa sola saldırıyor, Allah muhafaza seçim sonucu tam tersi çıksaydı neler yaparlardı, düşünmek bile istemiyorum” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Daha ilk gün 5 şehidimiz oldu, 5 şehit. Ne oldu? Ne yaparsanız yapın, Cudi’de de Gabar’da da Tendürek’te de Bestler Deresi’nde de bu şehitlerimizin intikamı muhakkak alınacaktır. Bay bay Kemal, dirsek dirseğe olduğun, omuz omuza yol yürüdüğün bu Kandil varisleriyle yolunu muhakkak ayıracaksın ama zaman çok geç olacak. İnşallah benim milletim sana bu fırsatı vermeyecek. 28’inde bu işi benim milletim bitirecek. Onun için benim milletimden ricam şudur; sizlere inanıyorum. Yol kısayken süratle işi bitirelim. İnşallah 28 Mayıs’ta öyle bir zafer elde edelim ki 29 Mayıs fethini hep birlikte kutlayalım.”

“6 ŞUBAT’TAN BU YANA HEP YAPTIĞIMIZ GİBİ BU HAFTA SONU İNŞALLAH DEPREM BÖLGELERİNDEYİZ”

Ülkenin ve milletin hayrı için yaptıkları tek bir şey olmayanların sergiledikleri bu ahlak ve insanlık dışı tavrı milletin takdirine bıraktıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz, 6 Şubat’tan bu yana hep yaptığımız gibi bu hafta sonu inşallah deprem bölgelerindeyiz. Cumartesi, pazar Devlet Bey’le birlikte oralarda olacağız. Oralardaki vatandaşlarımızın hâlini hatırını soracağız. Çalışmaları yerinde göreceğiz. Varsa eksik aksaklık, talimatını vereceğiz. Deprem bölgesini en kısa sürede Defne Devlet Hastanesi’ni de açmak suretiyle ayağa kaldıracağız” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, başbakanlığı ve cumhurbaşkanlığı dönemlerinde ülkeye kazandırdıkları eserleri, millete verdikleri hizmetleri hayata geçirirken asla kimin oy verip vermediğine bakmadıklarını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tek ölçümüz, bu milletin her bir ferdinin birinci sınıf vatandaşımız olarak, birinci sınıf hizmete layık bulunduğuydu. Hamdolsun, hiç kimse vatanın tek bir karış toprağında aksi bir örneği önümüze getiremez. Çünkü biz bu milleti Allah için seviyoruz. Çünkü biz bu ülkenin 81 vilayeti ve 85 milyon vatandaşıyla büyümesini, güçlenmesini evlatlarımızın geleceği için istiyoruz. Bu konuda geçmişte herhangi bir yanlışa göz yummadık. Bundan sonra da en küçük bir rehavete izin vermeyeceğiz. Kardeşlerim, bizim tek bayrağımız var. Kandil, bizim bayrağımızı taşıyor mu? Onun uzantıları bizim bayrağımızı taşıyor mu? Bizim ezanımız belli. Bunların ezanı var mı? Bunların kitabı var mı? Uzantılarının var mı? Onlar bizim bayrağımızı kaldıranlar değil mi?” ifadelerini kullandı.

“Öyleyse şöyle hep birlikte coşkuyla öyle bir haykıralım ki Kandil de duysun, uzantıları da duysun” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız” cümlelerini katılımcılarla birlikte tekrarladı.

Konuşmasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, İstanbul Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği Başkanı Faik Yılmaz ve İstanbul Umum Servis Aracı İşletmecileri Esnaf Odası Başkanı Günhan Sinar hediye takdim etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, programın sonunda katılımcılarla fotoğraf çektirdi.

HABER BURADA

Dünya

“Ülkemiz 14 Mayıs seçimleriyle bir demokrasi şölenini daha alnının akıyla tamamlamıştır”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçime ilişkin olarak yaptığı açıklamada, “Ülkemiz 14 Mayıs seçimleriyle bir demokrasi şölenini daha alnının akıyla tamamlamıştır” dedi.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi balkonundan vatandaşlara hitap etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine başlarken, kendisini karşılayanların coşkusuna işaret ederek, “İşte bu sevdanın neticesi burada. Bu, sevdalıların buluşması. Bütün bu maratonun neticesini bu akşam sizlerle yaşıyoruz. Birileri mutfakta, biz de balkonda” ifadesini kullandı.

Ankaralıları ve dava arkadaşlarını selamlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemiz 14 Mayıs seçimleriyle bir demokrasi şölenini daha alnının akıyla tamamlamıştır. Henüz kesin sonuçlar belli olmamakla beraber açık ara önde bulunuyoruz” diye konuştu.

Hem yurt içi oyların gayriresmî sonuçlarının belli olmasının hem de yurt dışı oyların sayımının biraz daha vakit alacağının anlaşıldığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Tabii biz fersah fersah geride olduklarını kendilerinin de bildiği bir tabloyu ‘Öndeyiz’ diye anlatarak, milleti bir kez daha muhtemelen son kez kandırmaya çalışanlar gibi değiliz. Biz milletimize karşı hep harbi ve hasbi olduk. Bugün de seçimde açık ara önde olduğumuzu biliyor ancak sonucun tam oranlarıyla ne şekilde tecelli ettiği henüz resmen önümüze gelmediği için millî iradenin tezahürünü bekliyoruz. Sonucu beklerken, sizlerin buradaki sevgisine mukabele etmek için geleneksel balkon konuşmamızı şimdiden yapalım dedik.”

“TARİHİMİZİN EN YÜKSEK KATILIMLI SEÇİMLERİNDEN BİRİNİ YAŞADIK”

İstanbul’dan Ankara’ya ve parti genel merkezine gelinceye kadar sevgileriyle, coşkularıyla, ahde vefalarıyla kendilerini yalnız bırakmayan vatandaşlara teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, aynı şekilde sandık kurullarında görev alan, müşahit olarak veya bireysel gayretleriyle gönüllü bir şekilde sandıklara sahip çıkan, onlarla birlikte yurt dışı çalışmalarında vazife üstlenenlere de şükranlarını dile getirdi.

“Şüphesiz en büyük teşekkürü rekor bir katılımla sandık başına giderek ülkesinin ve kendisinin geleceği için tercihini sandığa yansıtan vatandaşlarımın her birine ediyorum” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Seçimde tercihini bizden, AK Parti’den, Cumhur İttifakı’ndan yana kullanan kardeşlerime hassaten şükranlarımı sunuyorum. Kazanan, seçim tablolarının göstereceği rakamların ve oranların ötesinde tartışmasız bir şekilde ülkemiz olmuştur, milletimiz olmuştur. Türkiye, millî iradenin üstünlüğüne olan bağlılığıyla, vatandaşlarının siyasi tercihindeki özgürlüğüyle, dünyanın önde gelen demokrasileri arasında yer aldığını bir kez daha ispatlamıştır. Bu gerçeği seçimlere katılım oranının rekoruyla gösterdik. Dünyada benzeri yok. Tarihimizin en yüksek katılımlı seçimlerinden birini yaşadık. Bu gerçeği, milletimizin tercihini huzur içinde sandığa yansıtmasıyla gösterdik. Kayda değer hiçbir üzüntü verici hadise yaşanmadan bu seçimi tamamladık. Bu gerçeği, tüm parti temsilcilerinin gözetimi altında yürütülen seçim süreci ve sonuçlarının şeksiz, şüphesiz oluşuyla gösterdik.”

“SİYASİ HAYATIMIZ BOYUNCA İSTİSNASIZ HER ZAMAN MİLLÎ İRADENİN KARARINA SAYGI DUYDUK”

CHP yöneticileri ve bazı belediye başkanlarının tamamen kendi iç hesaplaşmalarının ürünü feveranlarının bu gerçeği değiştirmediğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Ülkemiz, hem siyasi hak ve özgürlüklerin kullanımı hem seçim sisteminin güvenirliği bakımından dünyaya örnek olacak bir işleyişe sahiptir. Kimsenin bu güzel tabloyu kendi kısır siyasi hesapları için bozmaya hakkı yoktur. Biz siyasi hayatımız boyunca istisnasız her zaman millî iradenin kararına, yani sizin kararınıza saygı duyduk. Bu seçimde de saygı duyuyoruz. Bundan sonraki seçimlerde de saygı duyacağız. Herkesten de biz aynı demokratik olgunluğu bekliyoruz. Seçim kampanyası dönemindeki tartışmalar artık geride kalmıştır. Bu süreçte herkes milletimize sözünü söylemiş, milletimiz de bugün kararını vermiştir. Artık buna yeni yeni kılıflar uydurmanın bir anlamı yok. Milletimizin kararının ne olduğunu gayriresmî kesin sonuçları açıklandığında hep birlikte göreceğiz.”

Sonuç ne olursa olsun Cumhurbaşkanı Seçimi’nde tercihini kendisinden yana kullanan yaklaşık 27 milyon vatandaşa şükranlarını sunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tercihini kimden yana yaparsa yapsın bu demokrasi şölenine katılan yaklaşık 56 milyon vatandaşımızın her birine tekrar teşekkür ediyorum. Seçimlerde en yakın rakibimize şimdiden 2 milyon 600 bin civarında fark attık. Kesin sonuçların çıkmasıyla bu rakamın çok daha yükseleceğine inanıyorum” diye konuştu.

Seçim sistemindeki yüzde 50+1 oy sınırı sebebiyle Cumhurbaşkanı Seçimi’nin ilk turda bitip bitmediğini henüz bilinmediğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Eğer milletimizin kararı, Cumhurbaşkanı Seçimi’nin tamamlandığını gösteriyorsa zaten mesele yok. Şayet milletimiz tercihini, seçimin ikinci tura kalmasından yana yaptıysa onun da başımızın üstünde yeri var. Yüzde 50’nin üzerinde bir oy oranıyla bu turu bitireceğimize inanıyoruz” ifadelerini kullandı.

Yurt dışı oyların sayımlarının devam ettiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bunun için teşkilat mensuplarımızdan ve bize gönül veren tüm kardeşlerimden sandıklardaki ilçe ve il seçim kurullarındaki işlemler bitene kadar teyakkuz hâlinde olmaya devam etmelerini istiyorum. Zaferimizin gölgelenmesine yol açacak en küçük bir rehavete, en küçük bir zafiyete izin vermeden süreci takip edeceğiz. Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliği seçimleri mevcut tabloyla bile Cumhur İttifakı’nın çoğunluğu kazanmasıyla neticelenmiştir. Şu anda parlamentoda çoğunluk Cumhur İttifakı’ndadır. Komisyonların genelinde Cumhur İttifakı hâkimdir. Dolayısıyla mecliste çoğunluğu Cumhur İttifakı’na veren milletimizin tercihinin Cumhurbaşkanı Seçimi’nde de güven ve istikrardan yana olacağından şüphe duymuyoruz.”

Seçim sonuçlarının ülkeye ve millete hayırlı olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçim sürecinde meydanlarda vatandaşlara söylediklerinin sonuçlarını aldıklarını belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bir olacağız, hamdolsun milletimizin gönlündeki yerimizi tahkim ederek bir olduk mu? İri olacağız, hamdolsun ülkemizi daha da güçlendirerek iri olduk mu? ‘Diri olacağız.’ dedik. Hamdolsun millî iradenin üstünlüğü üzerindeki bulutları dağıtarak diri olduk mu? ‘Kardeş olacağız.’ dedik, hamdolsun sandıktaki tercihi ne olursa olsun yeni güne 85 milyon, kardeş olarak girdik mi? Dikkat edin, biz teröristlerle kol kola olmadık. Biz, Diyarbakır’daki Kürt kardeşlerimizin ölümüne neden olan Selo ile beraber olmadık. Biz, ‘cezaevi kapılarını kırarak bebek katillerini dışarı salacağız.’ diyenlerle beraber olmadık. Biz Kandil’den talimat alanlarla beraber olmadık. Biz talimatı sadece Rabbimizden, milletimizden alırız. ‘Hep birlikte Türkiye olacağız.’ dedik, hamdolsun 81 vilayeti ve gönül köprüleri kurduğumuz tüm kardeşlerimizle büyük ve güçlü Türkiye olduk.”

“BÜYÜK VE GÜÇLÜ TÜRKİYE’Yİ İNŞA ETMENİN MÜCADELESİNİ VERECEĞİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçim sonuçlarının henüz kesinleşmemiş olmasının milletin tercihinin açık ara kendilerinden yana olduğu gerçeğini değiştirmediğini söyledi.

Millete bugüne kadar ne dedilerse, bundan sonra da aynı şeyi söyleyeceklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız. Bu anlayışla milletimize önümüzdeki 5 yıl boyunca hizmet etmeyi sürdüreceğimize yürekten inanıyoruz” dedi.

Türkiye’nin her seçiminin elbette önemli olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “14 Mayıs seçimleri, gerek kurulan ittifakların mahiyeti gerek bu ittifaklara verilen gizli-açık desteklerin kaynakları itibarıyla siyasi tarihimizde ayrı bir öneme sahip olmuştur. Bu seçimi yaşayanlar çocuklarına, torunlarına Türkiye’nin nasıl bir siyasi iklimden geçerek Türkiye Yüzyılı’na ulaştığını anlatacak, ülkemizin demokrasi ve kalkınma atılımlarını yarım bırakmamak için milletimizin iradesine nasıl sahip çıktığını anlatacak, milletimizin birliğine, beraberliğine, kardeşliğine halel getirmemek için hangi oyunları bozduğunu anlatacak, millî iradenin gücünün nasıl bir destan yazdığını anlatacak.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu destanı milletle birlikte yazdıklarını ifade ederek, “Bugün burada bizlerle birlikte olan kardeşlerim başta olmak üzere partimizin tüm mensuplarına, Cumhur İttifakı’nın tüm mensuplarına, milletimizin her bir ferdine, çağrıda bulunuyorum; yarın sabahtan itibaren Türkiye Yüzyılı için milletimizin ve özellikle de gençlerimizin umutlarını en yükseğe çıkarmak için çalışmaya başlıyoruz” diye konuştu.

Gelecek dönemde de hiçbir tahrike, provokasyona, oyuna gelmeden sadece milletin gönlünü kazanmak için çalışacaklarını, koşturacaklarını, uğraşacaklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Büyük ve güçlü Türkiye’yi inşa etmenin mücadelesini vereceğiz. Unutmayınız, Türkiye Yüzyılı’nın yükselişinin önüne kimse geçemeyecektir” dedi.

HABER BURADA

DÜNYA