Connect with us

Dünya

“KORELİ FİRMALARDAN TÜRKİYE’YE DAHA FAZLA YATIRIM YAPMALARINI BEKLİYORUZ”

Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) organizasyonu ile düzenlenen Türkiye-Kore İş ve Yatırım Toplantısı, T.C. Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, Kore Cumhuriyeti Ticaret, Sanayi ve Enerji Bakanı Sung Yun-mo, DEİK Başkanı Nail Olpak, KCCI Başkanı Park Yongmaan, DEİK/Türkiye-Kore İş Konseyi Başkanı Ali Kibar ve Kore-Türkiye İş Konseyi Başkanı-Hyundai Motors Başkanı Kong Young-woon’un katılımlarıyla 22 Eylül 2020 tarihinde gerçekleştirildi.

T.C. Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, küresel ekonominin yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle zor bir dönemden geçtiğini belirterek, bu olumsuz koşullara rağmen Türkiye ekonomisinin dayanıklılığını ve dinamizmini gösterdiğini, ihracat kapasitesini ve performansını önemli düzeyde koruduğunu söyledi. İki ülke arasındaki ticaret hacminin geçen yıl 6,7 milyar dolar olduğunu belirten Pekcan, Güney Kore ile ticaret hacmini artırmak istediklerini; ancak ikili ticarette Türkiye aleyhine ciddi bir ticaret açığının söz konusu olduğunu söyledi.

Güney Kore ile Serbest Ticaret Anlaşmasının (STA) 2013’te, Hizmet Ticareti ve Yatırım Anlaşmalarının ise 2018’de devreye girdiğini anımsatan Pekcan, “Bu anlaşmaları biz çok değerli buluyoruz. STA devreye girdiğinde Türkiye’nin ticaret ve yatırım ilişkileri açısından şu anki durumdan çok farklı beklentileri vardı. Kore 2019’da ithalatta Türkiye’nin 9’uncu büyük ortağı ancak ihracat yaptığımız ülkeler arasında 43’üncü sırada. STA’mız olmasına rağmen, Türkiye’nin toplam dış ticaret açığındaki en yüksek paya sahip ülkelerden biri. Türkiye’nin Kore ile olan dış ticaret açığı sürdürülebilir değil. Şu anki uluslararası ortamda STA’lar ve tercihli ticaret anlaşmaları sorgulanıyor ve ülkeler kendi yerli sanayilerini koruma gerekçesiyle farklı tedbirlere başvuruyor. Böyle bir ortamda inanıyoruz ki Kore ile dış ticaret açığı sürdürülebilir değil. Her iki ülkenin ticari ilişkilerini karşılıklı olarak kazan-kazan ilkesiyle, dengeli ve sürdürülebilir bir şekilde geliştirebilmelerini sağlamak için Kore’den somut adımlar bekliyoruz. Koreli firmalardan Türkiye’ye daha fazla yatırım ve Türkiye’den daha fazla alım yapmalarını bekliyoruz” dedi.

Güney Kore’den sadece ticaret değil, yatırım olarak da yüksek beklentilerinin olduğunu; ancak bunların henüz karşılanmadığını belirten Pekcan, STA’dan önce bu ülkeden Türkiye’ye toplam yatırımın 2012 yılına kadar 437 milyon dolar civarında olduğunu, STA’dan sonra ise 2013-2019 yıllarında toplam yatırım akışının aynı düzeyde kaldığını dile getirdi. Bakan Pekcan, ikili ekonomik ilişkileri derinleştirmek istediklerini ifade etti. Türkiye’nin salgın sürecine rağmen dinamizmini koruduğuna ve küresel olarak en cazip yatırım destinasyonlarından biri olmaya devam ettiğine dikkati çeken Pekcan, yenilikçi, teknoloji odaklı, Ar-Ge yoğun ve katma değeri yüksek ürün ve hizmetle ilgili yatırımları teşvik ettiklerini söyledi.

Türkiye’nin teknolojik dönüşüm sürecini destekleyebilecek Kore yatırımlarıyla özellikle ilgilendiklerini vurgulayan Pekcan, “Türkiye’de yakın zamanda yüksek teknoloji yatırımları çekmek için yeni teşviklerle donatılmış ‘İhtisas Serbest Bölge’ modelini başlattık. İlk ihtisas serbest bölge, hâlihazırda İstanbul’da belirlendi ve yeni yatırımcıları bekliyor” dedi.

Türk şirketlerinin Güney Kore şirketleriyle üçüncü ülkelerde iş birliğine ve ortak yatırımlara açık ve istekli olduğunu vurgulayan Pekcan, bunun özellikle yurt dışı müteahhitlik sektörleri ve inşaat projelerinde olduğu gibi diğer sektörlerde de yapılabileceğini anlattı. Pekcan, ulusal para birimlerini kullanarak ticarete önem verdiklerine dikkati çekerek, “Firmalarımızı ikili ticarette mümkün olduğunca ulusal para birimlerini kullanmaya teşvik etmeliyiz” dedi.

Sung Yun-mo: “Pandemi, ticaretimizde yeni fırsatlar oluşturacak”

Güney Kore Ticaret, Sanayi ve Enerji Bakanı Sung Yun-mo ise, “Her ne kadar Covid-19 sebebiyle en kötü ekonomik krizle karşı karşıya olsak bile ülkelerimizin aktiviteleri engelleri aşmaya yetecek. Türkiye, böyle krizleri aşma konusunda ustadır” dedi. İki ülke arasındaki ilişkilerin çok eskiye dayandığını ifade eden Yun-mo, Kore Savaşı’yla ilişkilerin sağlamlaştığını ve kardeş iki ülke olunduğunu söyledi. Ülkeler arası devam eden duygusal bağın ekonomik iş birliğini zenginleştirdiğini aktaran Yun-mo, “Türkiye-Kore Serbest Ticaret Anlaşması (STA) 2013’te başarıyla devreye girdi, böylelikle ekonomik iş birliğimizin temelleri atıldı. Ülkelerimiz gittikçe daha da yakınlaştı. Şu an Türkiye’de 300’den fazla Koreli şirket, ülkenin ekonomik büyümesine ve istihdamına katkıda bulunuyor” dedi.

Kore’nin temmuz ayında hem yeşil hem dijital olarak tanımladığı anlaşmasını duyurduğunu belirten Sung Yun-mo, bu anlaşmayla birlikte yatırımı ve istihdamı artırmayı hedeflediklerini aktardı. Yun-mo, “Türkiye de geçen yıl açıkladığı 5 Yıllık Kalkınma Planı’nda yeşil ekonomiye verdiği önemi gösterdi. Biz de ekonomik iş birliğimizi Kovid-19’a rağmen yeşil ve dijital endüstriye odaklamalıyız. Böylece Kovid-19 sonrası döneme hazır olduğumuzu göstermeliyiz. İş birliğimizi geleneksel imalattan yeşil ve dijital endüstrilere doğru evriltmeliyiz” dedi.

İş birliğinin sürdürülebilir kalkınma için yeşil ekonomi alanında genişletilmesi gerektiğini belirten Yun-mo, “Yeşil hareketlilik bu noktada dikkati çekiyor. Türkiye’de elektrikli taşıt endüstrilerini teşvik etmek gerekiyor. Çünkü Türkiye, elektrikli taşıtları 2023’e kadar toplu imalata sokmak istiyor. Yetkinlik ve teknolojimize dayanarak iş birliğimizle bunu kuvvetlendirebiliriz. İş birliğimizi çeşitlendirdiğimizde karşılıklı fayda sağlayacağız. Kabul edelim ki Kovid-19 ekonomik bir şoku beraberinde getirdi. Her ne kadar Kovid-19 sebebiyle en kötü ekonomik krizle karşı karşıya olsak bile, ben eminim, ülkelerimizin aktiviteleri gelecek engelleri aşmaya yetecek. Türkiye, böyle krizleri aşma konusunda ustadır. İki ülkedeki iş insanlarının gelecekteki her türlü değişikliğe hızlıca adapte olacağını düşünüyorum. Hatta pandemi, ticaretimizde yeni fırsatlar oluşturacak” dedi.

Olpak: “İkili ticaret hacmimiz çok daha dengeli hale gelebilir”

Açılış oturumunda konuşan DEİK Başkanı Nail Olpak, yatırımların çeşitlendirilmesi ve verimli iş birliğinin sağlanması gerektiğini söyledi. Mevcut ilişkilerin daha da ileriye taşınmasının önemini vurgulayan Olpak, “İkili ticaret hacmimiz çok daha istenilen seviyeye çıkabilir, çok daha dengeli hale gelebilir. Biz de bunun farkındayız. Bu konu, iş çevrelerinin sorumluluğu ve görevidir. Bu amaç için çalışması gereken de iş çevreleri ve iş dünyasının temsilcileridir. Son 8 yılda, Türkiye-Kore ikili ilişkilerimiz stratejik bir ortaklığa dönüşmüş durumda. Bu her iki ülke yatırımcıları ve iş insanlarının düzenli olarak katıldığı etkinliklerin sonucu. Pandemiyle birlikte her zamankinden daha fazla iş birliği ve dayanışmaya ihtiyacımız var. (7 yıl önce imzalanan STA’ya ilişkin) Bundan Türkiye’deki iş çevrelerinin daha dengeli ve avantajlı olarak, karşılıklı daha fazla faydalanma isteği olduğunu vurgulamak istiyorum. Umut ederim, bu amacı gerçekleştirebiliriz” dedi.

Glokalleşme ve erişilebilirliğin çokça konuşulduğu bir süreç içinde olunduğuna işaret eden Olpak, “Pandemi, yakınlık ya da mesafeden ziyade erişebilirliğin daha önemli olduğunu gösterdi. Hepimiz anladık ki pazarın ve tedarik zincirinin çeşitlendirilmesi büyük önem arz ediyor. Türkiye ve Kore, üretimlerini pandemide sürdürmeyi başarabilmiş iki ülke. Türkiye’deki şirketlerin Kore’deki tedarik zincirine daha fazla katkıda bulunmasını arzu ediyoruz” dedi.

Park Yongmaan: “Pandemi engelini fırsata çevirmeliyiz”

Kore Sanayi ve Ticaret Odaları Birliği (KCCI) Başkanı Park Yongmaan, Kore iş delegasyonunun mart ayındaki Türkiye ziyaretinin pandemiden dolayı ertelendiğini hatırlatarak, internet aracılığıyla da olsa bir araya gelmenin memnuniyet verici olduğunu ifade etti. Kovid-19’a rağmen ikili ilişkilerin daha da kuvvetlendiğine işaret eden Yongmaan, “Devlet başkanlarımız, pandemide anlamlı bir diyalog kurdu, pandemiyle beraber mücadele edip daha ileri iş birliği için bir yol çizmeye karar verdi. İş dünyası temsilcileri olarak pandemi engelini fırsata çevirmeliyiz. İş birliği alanlarımızı çeşitlendirmeliyiz. İş birliğimizi dijital ve sağlık teknolojisine odaklamalıyız.” diye konuştu.

Kibar: “Hedefimiz, konsorsiyumların sayısının artırılması”

DEİK/Türkiye-Kore İş Konseyi Başkanı Ali Kibar ise, Türk ve Koreli şirketlerin konsorsiyum ile birçok mega projeye imza attığını belirterek, hedeflerinin, 3. ülkeleri kapsayacak şekilde bu konsorsiyumların sayısının artırılması olduğunu söyledi. Hizmet ticareti ve yatırım anlaşmalarının 2018’de devreye girdiğini anımsatan Kibar, bu çalışmanın, gelecek yıllarda doğrudan yatırımları teşvik edeceğini belirtti. Pandemi döneminde Türkiye’nin üretimini askıya almamasının önemine değinen Kibar, Türkiye’nin lojistik konumundan dolayı Koreli şirketlere büyük avantaj sağladığını kaydetti. Kibar, Türkiye’deki iş çevrelerinin, STA’nın yararlarını daha sürdürülebilir ve avantajlı bir şekilde hayata geçirmeye hazır olduğunu da vurguladı.

Toplantının açış bölümünün ardından, iki ülke iş dünyasının katılımlarıyla “Türkiye’de İş ve Yatırım Fırsatları” ve “Gelecek için Türkiye-Kore İş Birliği” panelleri gerçekleştirildi.

Dünya

Çevre, Şehircilik Bakanı Murat Kurum, EBRD Başkan Yardımcısı Matteo Patrone ile Görüşme Gerçekleştirdi

Genç Gazeteciler | ANKARA

Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) Başkan Yardımcısı Matteo Patrone ve beraberindeki heyeti kabul etti. Deprem bölgesine yönelik çalışmalardan iklim değişikliğine kadar birçok konuda görüşme gerçekleştirildi. Bakan Murat Kurum, EBRD ile 2009 yılından bu yana süregelen ortak çalışmaların son yıllarda artarak devam ettiğini, özellikle 6 Şubat depremlerinin ardından EBRD’nin sergilemiş olduğu dayanışmadan dolayı kendilerine teşekkürlerini iletti. EBRD Başkan Yardımcısı Matteo Patrone ise Türkiye’nin iş birliği yaptıkları en önemli ülkelerden birisi olduğunu belirterek, mümkün olan her alanda iş birliğini artırmak istediklerini kaydetti.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) Başkan Yardımcısı Matteo Patrone ve beraberindeki heyeti kabul etti. Deprem bölgesine yönelik çalışmalardan iklim değişikliğine kadar birçok konuda görüşme gerçekleştirildi. Bakan Murat Kurum, EBRD ile 2009 yılından bu yana süregelen ortak çalışmaların son yıllarda artarak devam ettiğini, özellikle 6 Şubat depremlerinin ardından EBRD’nin sergilemiş olduğu dayanışmadan dolayı kendilerine teşekkürlerini iletti.

BAKAN KURUM’DAN EBRD’YE DAVET

EBRD ile yürütülecek ortak çalışmalar kapsamında 8 çevresel altyapı projesinin Adıyaman, Gaziantep, Hatay, Malatya, Mersin ve Osmaniye’de hayata geçirileceğini kaydeden Bakan Kurum, “Buradaki projelerin tamamlanması ve inşa sürecini arkadaşlarımız yürütüyorlar. İnşallah orada projelerimizin temel atma ve açılışını sizlerle birlikte yapmak istiyoruz.” dedi. Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’nın Türkiye’ye yönelik yatırımlarının yarısının sürdürülebilir altyapı yatırımları olduğunu vurgulayan Bakan Murat Kurum, İller Bankası ile EBRD arasında başlatılacak iş birliğinin de kıymetli olduğunu belirtti.

BAKAN KURUM’DAN “2053 NET SIFIR EMİSYON” VURGUSU

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ortaya koyduğu 2053 Net Sıfır Emisyon ve Yeşil Kalkınma hedefleri doğrultusunda yatırımların devam ettiğini kaydeden Bakan Kurum, “İklim değişikliği ile mücadele kapsamında İklim Kanunu’nu Meclisimizden geçirmeyi istiyoruz. Yine döngüsel ekonomi anlayışı ve prensibi çerçevesinde Türkiye Çevre Ajansımız gerek Depozito Yönetim Sistemi gerek Sıfır Atık projeleri gerekse atığın kaynağında ayrıştırıldığı, ekonomiye kazandırıldığı birçok projeyi yapacak. Bu noktada da kararlılığımız ilk günkü gibi devam etmektedir.” diye konuştu.

EBRD BAŞKAN YARDIMCISI PATRONE: “MÜMKÜN OLAN HER ALANDA İŞ BİRLİĞİNİ ARTIRMAK İSTERİZ”

Görüşmede, EBRD Başkan Yardımcısı Matteo Patrone ise Türkiye’nin iş birliği yaptıkları en önemli ülkelerden birisi olduğunu söyledi. Türkiye ile ortak yatırım konularının başında yeşil dönüşüm geldiğini kaydeden Patrone, Deprem Sonrası Yeniden İnşa Projesi kapsamında da deprem bölgesindeki belediyelere sağlanacak finansman desteğinin fizibilite çalışmaları tamamlandıktan sonra artabileceğini aktardı. Patrone, “Mümkün olan her alanda iş birliğini artırmak isteriz. İLBANK ile gerçekleştirdiğimiz iş birliği bizim için büyük önem taşıyor. Önümüzdeki dönemde de hem İLBANK hem de Türkiye Çevre Ajansı ile birlikte ortak çalışmalar yürütmekten büyük memnuniyet duyarız.” dedi.

Genç Gazeteciler | ANKARA

HABER BURADA

Dünya

“Şehitlerimizin kanları üzerinde kurulan KKTC’nin güçlü, müreffeh, itibarlı bir devlet hâline gelmesi için desteğimiz bakidir”

Genç Gazeteciler | Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti

Cumhurbaşkanı Erdoğan, KKTC’de düzenlenen 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Kıbrıs Türkü’nün haksız ve hukuksuz şekilde maruz bırakıldığı izolasyonun kırılması, ambargonun kaldırılması için çabalarımız daha da artacaktır. Şehitlerimizin kanları üzerinde kurulan KKTC’nin güçlü, müreffeh, itibarlı bir devlet hâline gelmesi için desteğimiz bakidir” dedi.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki (KKTC) temasları kapsamında ilk olarak Lefkoşa’daki Atatürk Anıtı’na çelenk bırakan ve anıt özel defterini imzalayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, daha sonra KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile birlikte Dr. Fazıl Küçük Bulvarı’nda düzenlenen 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı Töreni’ne katıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında, Kıbrıs Türk halkının özgürlüğe kavuşmasını sağlayan Barış Harekâtı’nın 50. yıl dönümünde KKTC’de olmanın bahtiyarlığını yaşadığını belirtti.

Ada’nın dört bir yanındaki vatandaşlara şahsi selamları ile 85 milyon vatandaşın selam ve sevgilerini ileten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizleri bağrınıza bastığınız, muhabbetle kucakladığınız için her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Yurdu yaşatmak için can veren kahraman şehitlerimizi rahmetle, minnetle yâd ediyorum. Vatan, bayrak, istiklal ve istikbalimiz için toprağa düş yiğitlerin aziz ruhları şad olsun” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kıbrıs Türkü’nün varlığı, hakları ve hürriyeti için cesaretle savaşan gazilerin ellerinden öptüğünü belirterek, her birine şükranlarını sundu, sağlıklı, hayırlı ve bereketli ömürler diledi.

“KUZEY KIBRIS BİZİM GÖZ BEBEĞİMİZDİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kıbrıs Barış Harekâtı’nın mimarları olan dönemin Başbakanı Bülent Ecevit’i, Başbakan Yardımcısı Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ı ve son nefesine kadar Kıbrıs davası için mücadele eden Alparslan Türkeş ile diğer devlet ve siyaset adamlarını rahmetle andı.

Kıbrıs Türklerinin egemenlik ve özgürlük mücadelesinin önderleri merhum Dr. Fazıl Küçük ve merhum kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’a Allah’tan rahmet dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kuzey Kıbrıs’ın hürriyeti için “Allah Allah” nidalarıyla omuz omuza çarpışan, kanları kanlarına karışan Mehmetçikleri ve mücahitleri kemali edeple yad ettiğini anlattı.

20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı’nı yürekten tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Burada öncelikle bir hususu ifade etmek isterim. Bugün, tıpkı yarım asır önce olduğu gibi yine tek yüreğiz, tek bileğiniz. Ana vatan Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak sırt sırtayız. İktidar, muhalefet ayrımı olmadan bugün burada bulunmamız, Türkiye’nin ve Türk milletinin Kıbrıs davasına verdiği önemin göstergesidir. Kuzey Kıbrıs bizim göz bebeğimizdir, canımızdan bir parçadır. Burası bize sadece şehitlerimizin değil aynı zamanda Hazreti Osman’ın, sahabenin, bu toprakları fetheden kahraman ecdadımızın da emanetidir. İnşallah bu emanete sıkı sıkıya sahip çıkmayı sürdüreceğiz. Varlıklarıyla, Kıbrıs Türkü’ne cesaret aşılayan, ortak gururumuzu paylaşan 85 milyonun, sizlerin yanında olduğunu haykıran tüm siyasetçilere, siyasi partilerimizin genel başkanlarına da hassaten teşekkür ediyorum. Millî meselelerde ortaya koyduğumuz ortak dayanışma tablosunu inşallah güçlendirerek devam ettireceğiz. Rabbim birlik ve beraberliğimizi daim eylesin.”

“BİRLEŞMİŞ MİLLETLER BARIŞ GÜCÜ BİLE CİNNET FURYASINI DURDURAMADI”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün sadece kahramanca bir mücadeleyi anmak için değil, aynı zamanda tarihî gerçekleri bir kez daha haykırmak için de burada bulunduklarını dile getirdi.

Kıbrıs, Barış Harekâtı’nın ne için yapıldığını, Türkiye’nin böyle bir kararı niçin aldığını daima akılda tutmak zorunda olduklarına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: “1963-1974 yılları, Kıbrıs Türkleri için adanın yüzde 3’lük bir kısmına hapsedildikleri, kan, gözyaşı, zulümle dolu bir dönem demektir. Kıbrıs Türk halkı hem kurucusu ve ortağı olduğu devletten dışlanıyor hem de eli kanlı EOKA’nın insanlık dışı baskı ve saldırılarına maruz kalıyor. Adaya konuşlandırılan Birleşmiş Milletler Barış Gücü bile cinnet furyasını durduramadı, katliamın önüne geçemedi. 1974 yılına gelindiğinde Kıbrıs Türkü’nün varlığına kasteden, insanlık dışı saldırılar zirveye ulaşmıştır. Tam 50 yıl önce bugün kahraman Mehmetçik, Kıbrıs Türkü’nün istiklaline vurulmak istenen hançeri sökmek üzere tarihî bir adım attı. 20 Temmuz 1974 Anavatan ve garantör ülke olarak uluslararası anlaşmalardan kaynaklanan hak ve yükümlülüklerimiz ile tarihin omuzlarımıza yüklediği sorumlulukla harekete geçtiğimiz tarihtir.”

“TÜM DÜNYAYA KIBRIS TÜRKÜ’NÜN YALNIZ OLMADIĞINI GÖSTERDİK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnsan olmak, vicdan sahibi olmak bize ne sorumluluk yüklüyorsa Türkiye olarak bu sorumluluğun gereğini yerine getirdik. O gün tüm dünyaya Kıbrıs Türkü’nün yalnız olmadığını ve asla yalnız bırakılmayacağını gösterdik” ifadelerini kullandı.

“Rumların ateşe verdiği ekin tarlalarına, gül bahçesine girer gibi paraşütle indirme yapan Mehmetçiğimiz, mayın döşenmiş sularda Barbaros misali ilerleyen denizci leventlerimiz cesaretlerini bir kez daha tarihe kazımıştır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Kıbrıs Barış Harekâtı, Kıbrıs Türkü’nün zulümden kurtararak özgürlük ve refaha kavuşturmuş, geleceğe güvenle bakmasını sağlamıştır. Doktor Fazıl Küçük, o tarihi günü şöyle anlatıyor; ‘20 Temmuz sabahı doğan güneş, Kıbrıs Türkü’nün 11 yıllık karanlığını silip götürmüş, özgürlüğü getirmiştir.’ Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ise; ‘20 Temmuz ömrümün en mutlu günü’ diyerek yaşadığı duygu selini ifade ediyor. Şunun bilinmesini isterim, o gün burada hangi coşku, sevinç ve gurur hâkimse, Türkiye’de aynı bayram havası hâkimdir. Bugün de bayram olarak kutladığımız 20 Temmuz’u Kıbrıs Türk halkının barış ve istikrar özlemi ve idealleri doğrultusunda egemenlik haklarının ve eşit statüsünün korunmasının sembolü olarak görüyoruz.”

“KIBRIS’TA FEDERAL BİR ÇÖZÜMÜN MÜMKÜN OLMADIĞINA İNANIYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Adanın güneyinde ise maalesef kendilerini Kıbrıs adasının tek hâkimi olarak gören şımarık bir zihniyet var. Öyle bir vahametle karşı karşıyayız ki Rum lider, EOKA teröristlerini anma törenlerine katılıyor, Kıbrıs Türk’ü kardeşlerimizi güneye geçtiklerinde saldırıya uğruyor, tutuklanıyor, güneydeki camiler kundaklanıyor. Rumlar, Kıbrıs Türkü’yle, siyasi gücü ve adanın doğal kaynakları da dâhil ekonomik refahı paylaşma niyetlerinin olmadığını açıkça ortaya koyuyor. Geçenlerde maalesef Yunanistan Savunma Bakanı, yine akla ziyan açıklamalar yaptı. Sayın Miçotakis ile yurt dışında bir araya geldik ve kendilerine ‘Ayın 20’sinde biz Kuzey Kıbrıs’tayız. Duydum ki sen de güneydesin. Herhâlde oradan Dendias gibi bizlere sataşma yapmazsın.’ Böyle bir şey düşünmediğini söyledi. ‘Böyle bir şey düşünmüyorsan mesele yok’ dedik, yola devam.”

Bölgede devam eden çatışmalar karşısında tüm adanın güvenliğini tehdit etme riski olan son derece sorumsuz adımlar atıldığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aynı suda iki kez yıkanılmaz. Adadaki gerçekleri görmezden gelerek hiçbir yere varılmaz. Kıbrıs’ta federal bir çözümün mümkün olmadığına inanıyoruz. ‘Müzakerelere, yıllar önce İsviçre’de bıraktığımız yerden devam edelim’ demenin kimseye faydası yoktur. Bakın biz müzakereye, görüşmeye, Kıbrıs’ta kalıcı barışı ve çözümü sağlamaya hazırız. Çözüm yolunda uzatılan hiçbir eli havada da bırakmayız” diye konuştu.

“KIBRIS TÜRK TARAFI, RUM TARAFIYLA HER ALANDA EŞİT OLARAK MÜZAKERE MASASINA OTURMALI”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, tarih boyunca bu konudaki hüsnüniyetin defalarca gösterildiğini ifade ederek, şöyle devam etti: “Bugüne kadar çözümü samimiyetle isteyen, bunun için fedakârlıkta bulunan, riski alan, irade sergileyen taraf Kıbrıs Türkü ve Türkiye olmuştur. Cumhurbaşkanı Sayın Tatar’ın 2023 Nisan ayında Cenevre’de yapılan toplantıda ortaya koyduğu iki devletli çözüm vizyonu çok kıymetlidir. Kıbrıs Türk tarafı, Rum tarafıyla her alanda eşit olarak müzakere masasına oturmalıdır. O yüzden ‘çözüm istiyorsanız Kıbrıs Türkü’nün müktesep haklarını tescil edin’ diyoruz. Adanın garantör ülkelerinin liderlerinin her iki devleti de beraberce ziyaret edecekleri günleri de göreceğimizi ümit ediyorum.”

Bu içten temenniyi Washington’daki NATO Zirvesi’nde görüştüğü Yunanistan Başbakanı Miçotakis’e de bizzat söylediğini bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye ile Yunanistan arasındaki diyalog zemininin güçlendirilmesinin, Kıbrıs meselesinin çözümüne de şüphesiz katkı yapacağını söyledi.

“ADANIN KADİM VE ASLİ UNSURU KIBRIS TÜRKLERİNİN YOK SAYILMASI MÜMKÜN DEĞİL”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, uluslararası alanda etkin iç hukuk yolu olarak tanınan Taşınmaz Mal Komisyonu’nun Ada’da mülkiyet konusunda çözümün yegâne adresi olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti: “Bunun dışında başka yollara tevessül edenler, Kıbrıs Türkü’nü baskı altına alarak hedeflerine ulaşacağını zannedenler büyük bir yanılgı içindedir. Ne biz oldubittilere müsaade ederiz, ne de Kıbrıs Türk halkı tehditlere boyun eğer. Ada’nın kadim ve asli unsuru Kıbrıs Türklerinin yok sayılması mümkün değildir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınması ve iki devletli çözümün hayata geçmesine yönelik gayretlerimizi kararlılıkla sürdürüyoruz. Şuşa’da düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı Gayriresmî Zirvesi’ne, Cumhurbaşkanı Sayın Tatar’ın iştiraki bunun en son örneği oldu. Bu süreçte sergilediği dirayet için Azerbaycan Cumhurbaşkanı kardeşim Aliyev’e de buradan bir kez daha teşekkür ediyorum.”

Kıbrıs Türkü’nün haksız ve hukuksuz şekilde maruz bırakıldığı izolasyonun kırılması, ambargonun kaldırılması için çabalarının daha da artacağını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehitlerin kanları üzerine kurulan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin güçlü, müreffeh, itibarlı bir devlet hâline gelmesi için desteklerinin baki olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2024 İktisadi ve Mali İşbirliği Anlaşması’nda yer alan bütün hususların süratle uygulanması için gereken desteği verdiklerini, sonuna kadar da vereceklerini bildirerek, şu ifadeleri kullandı: “Belediyelerimiz ve resmî kurumlarımız geniş bir yelpazede pek çok projeyi Kuzey Kıbrıs’ın dört bir yanında hayata geçiriyor. Ulaştırmadan tarım ve sulamaya, turizmden güvenliğe, konuttan afetlere hazırlığa kadar her alanda Kıbrıs Türk halkının yanındayız ve destekçisiyiz. Bu vesileyle Kıbrıslı genç kardeşlerimle şu müjdeyi paylaşmak istiyorum; temmuz ayı itibarıyla artık Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti vatandaşı öğrencilerin katkı payı ve öğrenim ücreti bakımından Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı öğrencilerle aynı esaslara tabi olmasını kararlaştırdık. Aldığımız bu kararın Türk üniversitelerinde eğitim görmek isteyen Kıbrıs Türkü öğrencilerimize hayırlı olmasını diliyorum. Türkiye olarak Kıbrıslı kardeşlerimizle ekmeğimizi de suyumuzu da geleceğimizi de paylaşmaya devam edeceğiz. 50 yıl önce bu topraklarda tesis ettiğimiz barış ve huzur ortamını inşallah muhafaza edecek bunun zedelenmesine izin vermeyeceğiz.”

20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı’nın Kıbrıs Türk halkına ve Türk milletine hayırlı olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Barış Harekâtı’nda şehit olan Mehmetçik ve mücahitleri tekrar rahmetle, gazilerimizi şükranla anıyorum. Kuzey Kıbrıs’ın özgür, bağımsız, güvenli ve huzur dolu bir devlet olarak geleceğe yürümesi için mücadele eden, ter döken herkesi, tüm devlet ve siyaset adamlarımızı rahmetle yardım ediyorum” dedi.

Genç Gazeteciler | Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti

HABER BURADA

Dünya

Cumhurbaşkanı Erdoğan KKTC’de

Genç Gazeteciler | Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kıbrıs Barış Harekâtı’nın 50. yıl dönümünde, 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı törenleri için gittiği Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne ulaştı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar Ercan Havalimanı’nda resmî törenle karşıladı. Karşılamada, KKTC Cumhuriyet Meclisi Başkanı Zorlu Töre, KKTC Başbakanı Ünal Üstel ve Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi Metin Feyzioğlu da yer aldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile DSP Genel Başkanı Önder Aksakal, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, HÜDA PAR Genel Sekreteri Şehzade Demir, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu da KKTC’ye ulaştı.

Genç Gazeteciler | Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti

HABER BURADA

DÜNYA

seers cmp badge