Connect with us

Dünya

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “2 bin 200 yılı aşan Türk tarihi; devletleriyle, zaferleriyle, mücadeleleriyle bir bütündür”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Roketsan yeni tesislerinin açılış töreninde yaptığı konuşmada, “2 bin 200 yılı aşan Türk tarihi; devletleriyle zaferleriyle mücadeleleriyle ricatleri ve yükselişleri ile bir bütündür. 30 Ağustos bahanesiyle tarihimize saldıranların, zaferlerimiz arasında ayrım yapanların amacı 83 milyonun birliğine, beraberliğine, kardeşliğine kast etmektir” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Roketsan Uydu Fırlatma, Uzay Sistemleri ve İleri Teknolojiler Araştırma Merkezi ile Patlayıcı Hammadde Üretim Tesisi Açılış Töreni’ne katıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Roketsan Lalahan Yerleşkesi’nde düzenlenen törende konuşmasına Roketsan çalışanları ve tüm milletin 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı tebrik ederek başladı.

“BU ÜLKENİN TOPRAKLARINA NİFAK TOHUMU EKENLER GEREKEN CEVABI YİNE MİLLETİMİZDEN ALACAKTIR”

Cumhuriyetin banisi, Büyük Taarruz’un Başkomutanı Gazi Mustafa Kemal’i ve kahraman silah arkadaşlarını minnetle yâd eden ve aziz şehitlere Allah’tan rahmet dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “30 Ağustos ‘Ya istiklal ya izmihlal’ tercihi ile baş başa bırakılan bir milletin bağımsızlığı ve şerefi için neleri göze alabileceğinin en açık ispatıdır. 98 yıl önce her türlü yokluk, yoksulluk, imkânsızlığa rağmen şehitlerimizin destansı mücadeleleri ve mübarek kanlarıyla kazanılan bu zaferi biz de manasına uygun şekilde kutluyoruz. Anadolu’nun kapılarını milletimize açan Malazgirt’e nasıl sahip çıkıyorsak bu toprakları ebedi vatanımız kılan Büyük Zafer’e de aynı samimiyetle aynı heyecanla sahip çıkıyoruz. Malazgirt ne kadar bizimse İstanbul’un fethi ne kadar bizimse Çanakkale de aynı şekilde bizimdir, Dumlupınar da Sakarya da bizimdir. Bu zaferlerin hepsi şehitlerimizin mübarek kanlarıyla bu topraklara vurduğumuz birer mühürdür. Cumhurbaşkanlığı forsumuzda sembolleştirdiğimiz 2 bin 200 yılı aşkın devlet tarihimiz Selçuklu ve Osmanlı başta olmak üzere en büyük gurur ve güven kaynağımızdır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, hepsi birbirinin devamı olan devletleri her kim diğerinin karşısına koyuyorsa “bu milleti ve tarihini tanımıyor” demek olduğuna dikkati çekerek, “Ortak değerlerimiz arasında bölücülük yapanlar, tarihimizin bir bölümünün arkasına saklanarak, diğerini kötüleyenler, Gazi Mustafa Kemal’in hizmetlerini anlatmak için başkalarına kin kusanlar, bu ülke ile bağını koparmış zavallılardır. 2 bin 200 yılı aşan Türk tarihi; devletleriyle zaferleriyle mücadeleleriyle ricatleri ve yükselişleri ile bir bütündür” ifadesini kullandı.

2023 yılında 100. yaşı kutlanacak Türkiye Cumhuriyeti’nin “millet olarak bu topraklarda kurulan ilk değil en son devleti” olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Biz hemen her konuyu istismar aracı hâline getirenlerin asıl niyetlerini elbette biliyoruz. Bunların 30 Ağustos gibi, Cumhuriyet gibi, millet, memleket gibi bir dertlerinin olmadığının farkındayız. 30 Ağustos bahanesiyle tarihimize saldıranların, zaferlerimiz arasında ayrım yapanların amacı 83 milyonun birliğine, beraberliğine, kardeşliğine kast etmektir. Allah’a hamdolsun şimdiye kadar milletimiz bu oyunlara gelmemiş, ortak değerlerin istismar edilmesine asla fırsat vermemiştir. İnsanlarımızı birbirine düşürmek isteyenler, bu ülkenin topraklarına nifak tohumu ekenler gereken cevabı yine milletimizden alacaktır.”

“TÜRKİYE SAVUNMA SANAYİNDE YURT DIŞINA MAHKÛM BIRAKILMIŞTIR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Büyük Zafer’in 98’inci yıl dönümünü savunma sanayisinin geldiği seviyeyi gösteren böyle anlamlı bir programda kutlamaktan büyük bir bahtiyarlık duyduğunu dile getirerek, açılışını yaptıkları Roketsan Uzay Sistemleri ve İleri Teknolojiler Araştırma Merkezi ile Patlayıcı Hammadde Üretim Tesislerinin ülkeye ve millete hayırlı olmasını diledi.

“Zaferler işte bu eserlerle kutlanır, lafla değil. Eğer zafer diye bir kararlılığınız varsa bu eserleri dikersiniz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu anda bunlarla bile henüz mutmain olmadıklarını, kendilerine çok daha iyileri, çok daha ileri eserler yakışacağını söyledi. Bunları da yapacaklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu tesislerin hizmete kazandırılmasında emeği geçen tüm kurumları ve Roketsan yönetimini gayretleri için şahsı ve Türk milleti adına tebrik etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, günümüzde savunma alanında güçlü ve bağımsız olamayan milletlerin, istikballerine güvenle bakabilmelerinin mümkün olmadığını vurgulayarak, “Hele hele ülkemiz gibi zorlu bir coğrafyada yer alan, bütün bu gelişmelere rağmen devletlerin, caydırıcı bir savunma sanayine sahip olmaları stratejik ve millî bir zorunluluktur. Biz mazisinde güçlü, yerli ve millî savunma sanayine sahip olan böyle bir gelenekten gelen bir milletiz” dedi.

Fatih Sultan Mehmet Han’ın çizimlerini bizzat yaptığı Şahi Topları’nın 18 tonu bulan ağırlıklarıyla devrinin en gelişmiş silahlarından birisi olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Osmanlı tüfek üretiminde çok uzun yıllar boyunca, dünyanın önde gelen sanayilerinden birine sahip olmuştur. İkinci Abdülhamit Han’ın İstanbul’da kurduğu modern barut, fişek, top fabrikaları Cumhuriyet’e miras olarak kalmıştır. Cumhuriyet döneminde Kırıkkale başta olmak üzere Anadolu içlerine yayılan silah sanayinin gerisinde de yine güçlü bir birikim vardır” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Nuri Demirağ’ın Kayseri’de kurduğu uçak fabrikası, Nuri Killigil’in İstanbul’da kurduğu silah fabrikasının savunma sanayinin öncüleri olarak hâlen hafızalarda olduğunu dile getirerek, “Tüm bu kritik projeler, dönemin ufuksuz, vizyonsuz idarecileri tarafından sabote edilmiştir. Türkiye âdeta kasıtlı ve bilinçli bir şekilde savunma sanayinde yurt dışına mahkûm bırakılmıştır. Ülkemizin ilk uçak fabrikasının özellikle kapısına 1950 yılında kilit vuranlarla bugün bizi savunma sanayinde attığımız adımlardan dolayı eleştirenler, aynı sığ zihniyetin mensuplarıdır. Sakarya’daki tank palet fabrikamızı diline dolayanlar bu ülkeyi 2002’ye kadar yüzde 70 oranında dışa bağımlı hâle getirenlerdir. Oysa Nuri Demirağ, Vecihi Hürkuş’a, Nuri Killigil’e sahip çıksaydı Türkiye, bugün savunma sanayinde bambaşka bir konumda olurdu. Bırakın sahip çıkmayı, şayet bu projeler kasıtlı olarak engellenmeseydi bugün ülkemiz, silah sanayi ve havacılıkta dünyanın en güçlüleri arasında yer alırdı. Türk savunma sanayinin dikilmiş körpe fidanlarını budayanlar sadece kaynak ve zaman israfına sebep olmadılar, aynı zamanda bu milletin 60 senesini de çaldılar.”

“ÜLKEMİZ SAVUNMA SANAYİNİN DIŞA BAĞIMLILIĞINI YÜZDE 70’LERDEN YÜZDE 30’LAR SEVİYESİNE DÜŞÜRDÜK”

Son 18 yılda kayıpları telafi etmenin ve Türkiye’yi savunma alanında zirveye taşımanın mücadelesini verdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Âdeta felç olmuş savunma sanayimizi yeniden ayağa kaldırdık. Ecdadın şanlı mirasından ilham alarak ülkemiz savunma sanayinin dışa bağımlılığını yüzde 70’lerden yüzde 30’lar seviyesine düşürdük” ifadelerini kullandı.

Yerlilik politikasına önem verdiklerine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Kendi imkânlarımız ile imal edebileceğimiz hiçbir ürünü dışarıdan satın almama politikasıyla yerlilik oranlarımızı hep yükseğe taşıdık. 2002 yılında 62 savunma projesi yürütülürken bugün bu sayı 700’e yaklaştı. Nereden nereye… Sadece son beş senede 350 civarında yeni proje başlattık. 2002 yılında toplamda 5,5 milyar dolar bütçeli savunma projeleri yürütülürken bugün 60 milyar dolarlık proje hacmine ulaştık. Yine bu dönemde sektörde faaliyet gösteren firma sayımız 56’dan bin 500’e ulaştı. Sektörün 2002 senesinde 1 milyar dolar olan cirosu 2019’da 11 milyar dolar rakamını yakaladı.

2002 yılında 248 milyon dolar olan savunma havacılık ihracatı 2019 yılı itibarıyla 3 milyar doları geçti. Dünyanın ilk 100 savunma şirketleri listesinde yedi firmamız bulunuyor. Kara ve deniz araçlarında sadece ihtiyaçlarını karşılayan değil kendi savaş gemisini tasarlayan, inşa eden ve idamesini gerçekleştirebilen 10 ülke arasında yer alıyoruz.”

“SAVUNMA SANAYİSİ ATALETİ KABUL ETMEYEN SÜREKLİ VE YÜKSEK TEMPOLU ÇALIŞMAYI GEREKTİREN BİR SEKTÖRDÜR”

Türk savunma sanayisi firmalarının dünya pazarındaki payının, sözü ve gücünün her geçen gün arttığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İHA, SiHA ve TİHA üretiminde ise artık dünyanın ilk üç, dört ülkesi içindeyiz” bilgisini verdi.

Kimseden izin almadan en zor sınır ötesi operasyonların bir bir başarıyla gerçekleştirildiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı harekâtları ile güney sınırımız boyunca kurulmak istenen terör koridorunu boşa çıkardık. DEAŞ belasını sınırlarımızdan tamamen uzaklaştırmakla kalmadık, bu örgüte en ağır darbeleri biz indirdik. Sadece sınırlarımız içinde değil Irak’ta ve Suriye’de de bölücü terör örgütüne nefes aldırmıyoruz. Nereye saklanırlarsa saklansınlar, teröristleri inlerinde buluyor ve imha ediyoruz” diye konuştu.

Suriye’den Irak’a, Libya’dan Doğu Akdeniz’e kadar bölgenin dört bir yanında hak ve hukuku kararlılıkla savunduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Tüm bu adımları atarken şu gerçeği de unutmuyoruz, ‘Başarımızı daim kılmamız, çıtayı sürekli yukarıya taşımamıza bağlıdır.’ Savunma sanayisi ataleti kabul etmeyen sürekli ve yüksek tempolu çalışmayı gerektiren bir sektördür. Savunma Sanayi Başkanlığına, paydaşlarına ve savunma sanayi kuruluşlarına bu noktada çok önemli vazifeler düşüyor. Savunma sanayisi alanında koordinasyon ve eş güdüm eksikliğine tahammülümüz yoktur. Özellikle kendi üretebileceğimiz ürünlerin yurt dışından tedarik edilmesine asla razı değiliz. Elimizdeki sınırlı kaynağı kendi savunma sanayimizi geliştirmek, güçlendirmek için kullanmak birinci önceliğimiz olmalıdır. Sektörümüzden azami derecede hassasiyet bekliyorum. İş birliği ve eş güdüm içinde çalışarak ülkemizi savunma sanayisinde devler ligine taşıyacağınıza inanıyorum.”

“ATMACA’YI YIL SONU İTİBARIYLA TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİMİZİN ENVANTERİNE KATACAĞIZ”

Merhum Turgut Özal’ın 1988 yılında kurduğu Roketsan’ın ürettiği silah ve mühimmatla, Mehmetçiğin en büyük destekçilerinden biri olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Roketsan bugün Bora, Khan, Atmaca, Cirit, Umtas, Omtas, L-Umtas füzeleri İHA’larımızın vurucu gücü Mam-L ve Mam-C akıllı mühimmatları, Sungur, Hisar ve Siper gibi hava savunma projelerimizi de başarıyla devam ettiriyor. Ağır sınıf torpido ve denizaltı savunma harbi roketi üzerinde çalışan Roketsan, Altay tankı ve Leopard 2A4 tanklarımızı zırh sistemleriyle donatıyor” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin ilk yerli deniz füzesi Atmaca’ya ilişkin şu bilgileri paylaştı: “Atmaca 200 kilometreden fazla menzili ile denizin sadece birkaç metre üstünden giderek düşman unsurları tarafından radarla tespit edilemiyor. Belirlenen bir hedefe gönderilen Atmaca, o hedef hareket etse dahi takip ederek imha edebiliyor. Bu özellikleriyle Atmaca, ülkemizi dünyada gemisavar füzesi üretebilen beş ülke arasına dahil etmiştir. Ordumuzun göz bebeği olan Atmaca’yı inşallah yıl sonu itibarıyla Türk Silahlı Kuvvetlerimizin envanterine katacağız. Birçok ülkenin Atmaca’ya ilgi duyması, satın almak bizim için görüşmeye başlaması da ayrıca gurur vericidir.”

Roketsan tarafından geliştirilen Atmaca füzesinin video görüntülerini izleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu füzenin geliştirilmesinde emeği ve alın teri olanlara teşekkür etti.

“UYDUMUZ ASKERLERİMİZE ANLIK BİLGİ VE KOORDİNAT SAĞLAYARAK İŞLERİNİ DAHA DA KOLAYLAŞTIRACAK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, açılışı yapılan tesisle, önemli bir adımın daha atılacağını bildirerek Mikro Uydu Fırlatma Projesi’nin, merkezin yürüttüğü en kritik çalışmalar arasında yer aldığını kaydetti.

Projenin, hedeflenen tarih 2025’ten daha önce bitirilmesi gerektiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bu projeyle 100 kilogram ve altındaki mikro uydularımızı, yüksekliği en az 400 kilometre olan alçak dünya yörüngesine yerleştirebileceğiz. Türkiye, dünyada sayılı ülkenin sahip olduğu uydu fırlatma, test etme, üretme altyapısı ve üs kurma yeteneğine kavuşmuş olacak. Yerli uydumuz uzaya fırlatıldığında savaş ve barış zamanında ülkeye güvenli bilgi akışı temin edecek. Uydumuz askerlerimize anlık bilgi ve koordinat sağlayarak işlerini daha da kolaylaştıracak. Ayrıca buradan elde edilecek imkânlar, Türkiye Uzay Ajansımızca hazırlanan Millî Uzay Programı’nda yer alan hedeflerimize hizmet edecek. Stratejik önemi haiz bu projenin testlerini başarıyla gerçekleştirdik. Millî teknolojilerle fırlattığımız ilk yerli Sonda roketimiz 130 kilometre irtifaya çıkarak, uzayın sınırı olarak kabul edilen 100 kilometre çizgisini aştı. Böylece Türkiye, tamamen kendi geliştirdikleri projelerle uzaya ilk adımını atmış oldu. Artık yerli ve millî teknolojilerle uzay ligindeyiz.”

“CEPHEDEKİ ASKERLERİMİZİN GÜCÜNE GÜÇ KATACAK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu roket sistemine ilişkin video görüntülerini izlemesinin ardından roketin katı yakıt teknolojisiyle gönderildiğini ve bundan sonra hem katı hem de sıvı yakıtla test etme aşamasına geçileceğini bildirerek sözlerini şöyle sürdürdü: “Millî olarak geliştirilen sıvı yakıtlı roket motoru teknolojisinin ilk uzay denemelerine başlayacağımızın müjdesini buradan vermek istiyorum. Hibrit yakıtlı roket motorları geliştirme faaliyetlerimize de devam ediyoruz. Hem uzay uygulamalarında hem de havacılık ve ulaştırma alanında temiz enerji kaynağı olan yüksek kapasiteli hidrojen yakıt pili teknolojisi yine bu merkez altında geliştirildi. Füze güdümlü mühimmat ve silah sistemlerinde ihtiyaç duyulan küresel konumlama sistemi alıcısı, yani bu sistemlerin navigasyonu da yine ilk kez millî imkânlarla üretildi. Yine bu merkezde minyatür silahlar, hipersonik sistemler, lazer ve elektromanyetik teknolojisine sahip yönlendirilmiş enerji silahları gibi geleceğin teknolojisi üzerinde çalışmalar yürütüyoruz.”

Merkezin uhdesindeki projelerin toplam büyüklüğünün 9 milyar lirayı aştığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bugün aynı zamanda Roketsan’ın Elmadağ’daki patlayıcı ham madde üretim tesisini de canlı bağlantısıyla açıyoruz. Bu tesis sayesinde patlayıcı ham madde ihtiyacımızın büyük bir kısmı milli imkânlarla üretilecek. Füze ve harp başlığı patlayıcıları ile zırh sistemleri için kritik öneme sahip bu kabiliyetle yurt dışı bağımlılığını önemli ölçüde kıracağız. Füze kabiliyetlerimize, özellikle güvenlik güçlerimize sahada yeni kabiliyetler getirecek teknolojiler üzerinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. TRG-230 füze sistemine, lazer arayıcı başlık entegre edildi. TRLG 230 ismini verdiğimiz bu füze sistemi, İHA ve SİHA’ların işaretlediği hedefleri karadan vurabilecek şekilde geliştirildi. Bayraktar TB2, SİHA’nın lazer işaretlemesini yaptığı hedef, lazer güdümlü 230 milimetre füze sistemi tarafından vuruldu. Bu yeni gelişme, bilhassa cephedeki askerlerimizin gücüne güç katacak.”

Roketsan’ın geliştirdiği bu füze sistemine ilişkin video görüntülerinin davetlilere izletilmesinin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hamdolsun Türkiye’yi savunma sanayisinde bir üst lige taşıyan tüm bu projelerin ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum. Sektöre liderlik eden Bakanlığımızı, denizlerin dibinden uzayın derinliklerine kadar görev üstlenen Roketsanımızı şahsım, milletim adına gönülden tebrik ediyorum. Sınırlarımız içinde ve dışında ülkemizin güvenliği, milletimizin geleceği için fedakârca görev yapan emniyet güçlerimize şükranlarımı sunuyorum. Binlerce yıllık tarih yolculuğumuzdaki son devletimiz olan Türkiye Cumhuriyeti’ni yaşatmak ve daha ileriye taşımak için gayret gösteren, emek veren, ter döken herkese teşekkür ediyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasının ardından, Roketsan Elmadağ tesislerinden canlı bağlantı yapılarak tesis açılışı gerçekleştirildi. Daha sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan, protokol üyeleri ile açılış kurdelesini kesti.

Dünya

Cumhurbaşkanı Erdoğan, TRT 47. Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği’ne katıldı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Sergi Salonu’nda düzenlenen TRT 47. Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği’ne katılarak bir konuşma yaptı.

Konuşmasına salondakileri selamlayarak başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yurt dışından gelen misafir çocuklara Türkiye’de bulunmaları ve sevinçlere ortak oldukları için teşekkür etti.

Program öncesi İstanbul’da ve Marmara Bölgesi’nde depremlerin meydana geldiğini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Kısa bir süre önce İstanbul’da ve Marmara Bölgemizde 6,2 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. İstanbullu kardeşlerim başta olmak üzere depremden etkilenen tüm vatandaşlarımıza buradan geçmiş olsun dileklerimizi gönderiyoruz. AFAD ve Sağlık Bakanlığımız başta olmak üzere devletimizin tüm birimleri şu an teyakkuz halinde. Arama-tarama çalışmalarımız hassasiyetle devam ediyor. Biz de süreci çok yakından takip ediyoruz. Buraya gelmeden önce bakan arkadaşlarımızın yanı sıra AFAD Başkanımız ve İstanbul Valimizden en güncel bilgileri aldım. Elhamdülillah, şimdilik sıkıntılı bir durum görünmüyor. Rabbim ülkemizi ve milletimizi her türlü musibetten, afetten, kazadan, beladan, muhafaza eylesin diyorum.”

Türkiye’nin ve dünyanın dört bir yanındaki tüm çocukların 23 Nisan Millî Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu bayramı sizlere armağan eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere tüm devlet büyüklerimizi, şehit ve gazilerimizi şükranla yâd ediyorum” ifadesini kullandı.

TRT’nin bir yandan sorumlu yayın ve habercilik anlayışıyla başarılarına her gün yenisini eklerken, diğer yandan böylesine güzel ve anlamlı etkinliklerle kalpleri buluşturmaya devam ettiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “1979’dan bu yana her sene düzenlenen uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği, TRT’mizin yüz akı işlerinden bir diğerini teşkil ediyor” dedi.

“KARDEŞLİĞİ NE KADAR YÜCELTİRSENİZ, DÜNYAMIZ O DERECE YAŞANILIR HÂLE GELECEKTİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugüne kadar 120 farklı ülkeden 130 binden fazla çocuğun Türkiye’deki bu etkinliklerde misafir edildiğini anımsatarak, şunları kaydetti:

“Şenliklerin 47’ncisini ‘Hayat çocuklar gülünce güzel’ temasıyla gerçekleştiriyoruz. 30 ülkeden 600 gül yüzlü evladımızı külliyemizde ağırlayarak onların coşkusuna, mutluluğuna, enerjisine biz de ortak oluyoruz. Bugün burada yaşadığınız sevincin hiç azalmamasını, hayatınız boyunca yüzünüzden tebessümlerin asla eksik olmamasını temenni ediyorum. İnançlarımız, dillerimiz ve kültürlerimiz farklı olsa da hepimiz büyük insanlık ailesinin fertleriyiz. Hepimiz Hazreti Adem ile Hazreti Havva’nın çocuklarıyız. Siz çocuklar, kardeşliği ne kadar yüceltirseniz, unutmayınız dünyamız o derece yaşanılır hâle gelecektir.

Kalplerinizdeki sevgiyle, yüreklerinizdeki umutla, birbirinize duyduğunuz o tertemiz güvenle barışı ve huzuru sizler tesis edeceksiniz. Kötülere ve kötülüklere rağmen bu dünyayı sizler güzelleştireceksiniz. Kısacası bizim uğruna bedeller ödeyerek çetin mücadeleler neticesinde belli bir aşamaya getirdiğimiz hayallerin geri kalanını gerçeğe sizler dönüştüreceksiniz. Sizlere güveniyoruz, sizlere inanıyoruz. Hayat yolculuğunuzda hepinize şimdiden başarılar diliyor, her birinizi o ışık saçan gözlerinizden öpüyorum.”

Organizasyonun düzenlenmesinde emeği geçen TRT ailesine de teşekkürlerini ileten Cumhurbaşkanı Erdoğan, çocuklardan aileleri ve arkadaşlarına Türkiye’den kucak dolusu selam götürmelerini istedi.

GENÇ GAZETECİLER ANKARA

HABER BURADA

Dünya

“Çocuklar bu ülkenin temeli, yarının umududur. Onlara göstereceğimiz sevgi, geleceğe yapılmış en değerli yatırımdır.” 23 Nisan bayramınız kutlu olsun!

23 Nisan 1920, Türk milletinin iradesini temsil eden Türkiye Büyük Millet Meclisi’ nin açıldığı ve Türk Milletinin egemenliğini ilan ettiği tarihtir.

Ey yükselen yeni nesil, gelecek sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk; onu yükseltecek ve sürdürecek sizsiniz’ Mustafa Kemal Atatürk.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 23 Nisan 1924’te 23 Nisan gününün bayram olarak kutlanmasına karar vermiştir. Bu tarihten 5 yıl sonra 23 Nisan 1929 tarihinde Atatürk bu bayramı çocuklara armağan etmiş ve bu tarihten itibaren 23 Nisan yurt sathında Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı olarak kutlanmaya başlanmıştır. Çocuklara armağan edilen tek evrensel bayram olma özelliği taşıyan 23 Nisan, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’nin onlara güveninin göstergesidir. Atatürk, dünya tarihinde çocuklara bayram armağan eden tek liderdir.

UNESCO’nun 1979 yılını “Dünya Çocuk Yılı” olarak ilan etmesiyle, bu bayram dünya çocuklarıyla bir arada, büyük bir coşku ve heyecanla kutlanmaktadır. Dünya barışı adına, geleceğin büyükleri ve yöneticileri olan çocukların bu gün vesilesiyle bir araya gelmeleri, çocukça bir masumiyetle birbirleriyle kucaklaşmaları bizim için gurur kaynağı olmuştur.

Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, gelecek nesillere verdiği önemi şu sözleriyle ifade etmektedir; “Küçük hanımlar, Küçük beyler! Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı ve ikbal ışığısınız. Memleketi asıl ışığa boğacak olan sizsiniz. Kendinizin ne kadar önemli, değerli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız. Sizlerden çok şey bekliyoruz.” Sözleriyle çocuklarımızın geleceğin umudu ve mimarı olduklarını belirtmiştir.

“Çocuklar bu ülkenin temeli, yarının umududur. Onlara göstereceğimiz sevgi, geleceğe yapılmış en değerli yatırımdır.” 23 Nisan bayramınız kutlu olsun!

Genç Gazeteciler

Enerji petrol medya Ceo – Mehmet Ali setencioğlu

HABER BURADA

Dünya

“TÜRKSAT 6A ile Türkiye, kendi haberleşme uydusunu üretebilen 11 ülkeden biri konumuna yükseldi”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, TÜRKSAT 6A Hizmete Alma Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Yüzde 80’in üzerinde yerlilik oranıyla 84 yerli ekipman kullanarak geliştirdiğimiz TÜRKSAT 6A ile birlikte Türkiye kendi haberleşme uydusunu üretebilen 11 ülkeden biri konumuna yükseldi” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TÜRKSAT Gölbaşı Yerleşkesi’nde düzenlenen TÜRKSAT 6A Hizmete Alma Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, TÜRKSAT 6A’nın, 9 Temmuz 2024’te uzaya fırlatıldığını, ilk test yayınının ise 17 Şubat’ta yapıldığını belirtti.

Tüm süreçlerin sorunsuz ve sıkıntısız bir şekilde tamamlandığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, TÜRKSAT 6A’nın ülke ve millet için hayırlı olmasını diledi.

Tasarımından üretimine, nakliyesinden uzaya fırlatılmasına, yörüngeye oturtulmasından test aşamasına kadar projenin başarıyla ilerletilmesinde emeği geçenlere teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, projeye destek olan ve uzay sanayisine gönül vermiş tüm personeli tebrik etti.

En az 15 yıl hizmet verecek TÜRKSAT 6A ile birlikte TÜRKSAT’ın işlettiği haberleşme uydularının sayısının altıya, uzaydaki uyduların toplam mevcudunun da 10’a yükseldiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, yer sabit özelliği taşıyan yeni haberleşme uydusunun televizyon yayıncılığı başta olmak üzere acil durum haberleşmesi hizmetlerini de geniş bir kapsama alanında sunacağını söyledi.

Kesintisiz televizyon yayıncılığı açısından kritik önem taşıyan TÜRKSAT 6A ile televizyon yayını yapılan uyduların artık yedeklenebileceğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, uzay iletişim ve haberleşme sektörleri için atılmış çok büyük bir adım olan TÜRKSAT 6A uydusunun ülke ve millet için hayır getirmesini temenni etti.

Özellikle haberleşme uyduları gibi teknolojilerin dışa bağımlı olmadan üretilmesinin millî güvenlik açısından son derece önemli olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yüzde 80’in üzerinde yerlilik oranıyla 84 yerli ekipman kullanarak geliştirdiğimiz TÜRKSAT 6A ile birlikte Türkiye kendi haberleşme uydusunu üretebilen 11 ülkeden biri konumuna yükseldi. Yeni haberleşme uydumuz, yerli ve millî teknoloji üretme hedefimiz doğrultusunda 20 yıla yayılan titiz, yoğun ve meşakkatli bir çalışmanın ürünüdür.” ifadesini kullandı.

“KARAMSARLIK AŞILAYANLARA, KENDİ ÜLKESİNDEN UMUDUNU KESENLERE KULAK ASMADIK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu noktaya gelmenin kolay olmadığını belirterek, hayata geçirilen teknoloji transfer programıyla 3A, 4A ve 4B uydularının üretiminde TÜRKSAT mühendislerinin de yer almasını sağladıklarını anımsattı.

Devamında 5A ve 5B uydularının yapımında 12 mühendisi tasarım, üretim ve test başlıkları süreçlerine doğrudan dâhil ettiklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, yıllara sâri bu çalışmalar ve tecrübelerle uzay teknolojileri alanında pek çok kritik eşiğin aşıldığını kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, böylece en yüksek yerlilik oranına sahip TÜRKSAT 6A uydusunu üretme imkân, yetenek ve tecrübesine sahip olunduğunun altını çizdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yapamayız’ diyenlere inat, ‘Biz yaparız, hatta daha iyisini yaparız’ dedik. Karamsarlık aşılayanlara, kendi ülkesinden, kendi milletinden umudunu kesenlere asla kulak asmadık. Yani yılmadan, yorulmadan, inanç, sabır ve azimle çalışarak bugünlere kadar hamdolsun alnımızın akıyla geldik. Bugünkü başarı, lafa her başladıklarında ‘Bizden bir şey olmaz’ diyerek gençlere umutsuzluk aşılayan eşik zihniyete indirilmiş ağır bir darbedir” diye konuştu.

Mühendislere ve Türkiye’nin uzaydaki varlığına güç katanlara teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 23 yıldır olduğu gibi önce hayalleri hedeflere sonra da hedefleri gerçeklere dönüştürmeye devam edeceklerini dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yerli ve millî haberleşme uydusu ile TÜRKSAT’ın hizmet verdiği alanın, Hindistan, Tayland, Malezya ve Endonezya’yı da kapsayacak şekilde daha da genişleyeceğini belirterek, “Uydularımızın dünya genelinde ulaştığı nüfus 3,5 milyardan 5 milyara yükselecek” ifadelerini kullandı.

Teknoloji transferi ve tecrübe kazanımı sayesinde Türkiye’nin artık uydu ve bileşenlerinin tasarım ve üretiminde önemli bir pazar payına sahip olacağını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, devrim niteliğindeki bu projeyle, yerli ve millî bir haberleşme uydusu platformuna sahip olunduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ana paydaşların yanı sıra alt yüklenicilerle birlikte uydu üretim ekosistemi kurarak, birçok kurum ve kuruluşun uzay sanayisine katkı vermesini sağladıklarını kaydederek, şöyle konuştu: “Tüm aşamalarda aktif roller üstlenen onlarca mühendis ve personelimizle birlikte uydu ve uzay teknolojileri için insan kaynağı yetiştirmiş olduk. Proje paydaşlarının geliştirdiği ekipmanlarla uluslararası ölçekte rekabet edebilme düzeyine eriştik. İhracat kapasitemizi daha da güçlendirdik. SpaceX ile ortak çalışmalar yürütme yanında fırlatma süreci de TÜRKSAT tarafından yönetildi. Dünya nüfusunun yüzde 60’ından fazlasını yani 5 milyarlık bir nüfusu ihtiva eden kapsama alanıyla uzay çalışmaları ve uydu yayıncılığında parmakla gösterilen ülkeler arasına girdik.”

Elde edilen bu kazanım ve etkinliklerle millî uydu markası oluşturma ve millî uzay şirketi kurulması noktasında önemli bir fırsatın yakalandığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gelecekteki ay ve derin uzay görevleri, haberleşme uyduları ve takım uydu projelerinin hayata geçirilmesinde de yine bu birikimden istifade edeceğiz” dedi.

Çıtayı sürekli yukarıya çıkartarak hedeflere ulaşacaklarının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dünyadaki gelişmelere baktığımızda şu gerçeği hepimiz görmekteyiz, Türkiye’nin önünde tarihi bir fırsat penceresi açılmaktadır. Küresel sistemde hak ettiğimiz yere gelmeye çok yakınız” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, hiç kimsenin bu fırsatı heba etmesine izin veremeyeceklerini vurgulayarak, daha önce dünyada benzer değişimler olurken, Türkiye’nin kendi iç çekişmeleriyle meşgul olduğunu anımsattı. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bilimsel ve teknolojik ilerlemeler yaşanırken biz millet olarak enerjimizi gereksiz, faydasız, boş tartışmalarla harcadık. Türkiye’nin dışarıyla ilgilenmemesi için her şey yapıldı, her şey denendi. Mezhep, köken, görüş farklılıkları üzerinden bizi iç meselelerimizle meşgul ederek, Türkiye’yi küresel rekabette minder dışına itmeyi başardılar. Bizimle aynı ligde olan ülkeler, teknolojide birbirleriyle kıran kırana bir yarış içindeyken, hatırlayın bu ülkenin gündemi, başörtüsüydü, sakaldı, sarıktı, çarşaftı, irtica idi, yeşil sermayeydi. Kendilerine bir iç düşman ürettiler ve Türkiye’yi o iç düşmanla oyaladılar. Peki, sonuçta ne oldu? Türkiye kaybetti, millet kaybetti. Eller koşar adım ilerlerken, biz yıllarca yerimizde saydık. Rakiplerimizle aramızdaki mesafenin açılmasına engel olamadık. Ekonomide, demokraside, dış politikada, toplumsal barış ve huzurda çok ağır faturalar ödemek zorunda kaldık.”

“TÜRKİYE’NİN İSMİ, BÖLGESİNİN BİR KUTUP BAŞI OLARAK HER PLATFORMDA DAHA FAZLA ZİKREDİLİYOR”

Bugün de dünyanın büyük bir dönüşümün arifesinde olduğunu, gümrük tarifeleri restleşmeleri ile küresel ticaretin kurallarının kökten değiştiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, mevcut krizlerin çözülemediği gibi her gün yeni bir gerilime uyanıldığını ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, uluslararası sistemin, Gazze’deki soykırımla birlikte itibarını iyice kaybettiğine işaret ederek, şunları kaydetti: “Batı dünyası ve kurumları eski etkinliğini tamamen yitirmiş durumda. Yapay zekâ teknolojilerinin nereye varacağını kimse kestiremiyor. Yani eski sistem hızla yıkılırken, yerine ne konacağını tam olarak kimse kestiremiyor. Türkiye’nin ismi, bölgesinin bir kutup başı olarak her platformda daha fazla zikrediliyor. Ama böylesi kritik bir dönemde bakıyorsunuz, ana muhalefet partisi eliyle Türkiye tekrar tartışmaların, eski kavgaların içine çekilmek isteniyor. Ülkemize geçmişte bedel ödetmiş bayat senaryolar yine bu çevrelerin figüranlığında tekrar tedavüle konulmaya çalışılıyor. Sokaklarımızın terörize edilmesinden, Türkiye’nin Batıya ve batılı medya kuruluşlarına pervasızca şikâyet edilmesine, üniversite ve lise gençliğinin kışkırtılmasından, boykot çağrılarıyla ülke ekonomisine zarar verilmesine kadar tüm tuşlara aynı anda basılıyor.

Son olarak gerilim ve istismar siyasetlerine Gazze soykırımını alet ettiler. 50 bin masum katledilirken, ‘bize ne Filistin’den’ diyerek tam 18 aydır sustukları, topraklarını savunan Filistinli direnişçilere ‘terörist’ iftirası attıkları bir insani trajediden siyasi rant sağlamaya çalıştılar. Şunu açık ve net söylemek isterim, oyuncular değişmiş olsa da oynanan oyunun aynı olduğunu biz biliyoruz. Milletimiz de ne yapılmaya çalışıldığının gayet farkında. Dolayısıyla ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar, arzu ettikleri kaos ve kargaşa ortamını bir türlü oluşturamıyorlar. Hükûmet olarak biz de hizmet ve eser siyasetimizden kopmayarak onların tuzağına düşmüyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen hafta Türkiye’nin en stratejik projelerinden biri olan Silvan Sulama Tüneli’nin kazılarına başlayarak neticeyi aldıklarını anımsattı.

“TARİHÎ BİR BAŞARI HİKÂYESİNE ŞAHİTLİK EDİYORUZ”

Yine geçen hafta İstanbul Havalimanı’nda eş zamanlı üçlü bağımsız pist dönemini başlattıklarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin, Amerika’dan sonra bu uygulamayı hayata geçiren ikinci ülke olduğunu ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefetin “oraya uçak inmez” dediği havalimanına artık aynı anda üç uçağın inip kalktığına dikkati çekerek, “Bugün de hamdolsun TÜRKSAT 6A’yı devreye alıyoruz. Bundan 31 yıl önce TÜRKSAT 1B uydusu ile başlayan uzay maceramızı çok daha yüksek bir düzeye eriştirmenin bahtiyarlığını yaşıyoruz. İnançla, azimle, emekle her cümlesi bilgi, tecrübe ve alın teriyle yazılmış tarihî bir başarı hikâyesine hep birlikte şahitlik ediyoruz.”

Projede yer alan kurumlarla, mühendislerle, çalışanlarla ne kadar iftihar edilse az olacağını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bütün bunlar, inşa edilmekte olan Türkiye Yüzyılı’nın müjdeleridir. Allah’ın izniyle çok daha iyi yerlerde olacağız. Gençlerimize güçlü, müreffeh ve itibarlı bir Türkiye teslim edeceğiz. Milletimizin desteğiyle çıktığımız bu yolda Rabbim hepimize yardımcı olsun. Bizi daha nice başarılara ulaştırsın diyorum. Bu vesileyle 15 Temmuz hain darbe girişiminde FETÖ’cü teröristler tarafından burada şehit edilen Ahmet Özsoy ve Ali Karslı kardeşlerime Rabbimden rahmet niyaz ediyorum. İlk yerli ve millî haberleşme uydumuz TÜRKSAT 6A’nın bir kez daha ülkemiz ve milletimiz için hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum. Projede emeği, katkısı, alın teri ve fikir teri olan tüm kardeşlerimi kutluyorum.”

GENÇ GAZETECİLER TÜRKİYE

HABER BURADA

DÜNYA

seers cmp badge