Connect with us

Biz Üretiriz

DEV YATIRIMLAR | MİLLİ ELEKTRİKLİ TRENİN FABRİKA TESTLERİ BAŞLATILDI

Türkiye’nin ilk yerli ve milli elektrikli tren setinin tasarım ve üretim süreci tamamlandı. Sakarya TÜVASAŞ’ta düzenlenen törenle, raylara indirilen trenin fabrika testleri başladı. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, milli elektrikli trenin fabrika testlerinin başladığını belirterek, “Testlerin durumuna göre milli tren setleri yıl içinde milletimizin hizmetine girecek. Bundan sonraki hedef, 200 kilometrenin üstüne çıkan Yüksek Hızlı Tren setlerini yerli ve milli olarak üretebilmek.” dedi.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, yerli ve milli elektrikli trenin yıl sonunda raylara indirileceğini kaydederek, “Kısa sürede yolcu taşımacılığına başlayacağız.” ifadesini kullandı.

Türkiye Vagon Sanayi AŞ’de (TÜVASAŞ) yerli ve milli kaynaklarla tasarım ve üretimi tamamlanan yerli elektrikli trenin fabrika testleri, Sakarya’da düzenlenen törenle başladı. Program, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Sakarya Valisi Çetin Oktay Kaldırım, Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır, TÜVASAŞ AŞ Genel Müdürü İlhan Kocaarslan ve Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD) Genel Müdürü Ali İhsan Uygun’un katılımlarıyla gerçekleştirildi.

YERLİ VE MİLLİ

Bakan Varank, törende yaptığı konuşmada, bugün milli elektrikli trenin testlerinin başladığını belirterek, “Testlerin durumuna göre milli tren setleri yıl içinde milletimizin hizmetine girecek. Bundan sonraki hedef, 200 kilometrenin üstüne çıkan Yüksek Hızlı Tren setlerini yerli ve milli olarak üretebilmek. Milli elektrikli tren projesinde kazanılan yetkinlikler, inşallah yüksek hızlı trenin geliştirilmesinde işleri çok kolaylaştıracak.” şeklinde konuştu.

YOL TESTLERİ AĞUSTOS’TA

Fabrika testlerinin ardından, ağustos sonunda yerli ve milli elektrikli trende yol testlerine geçileceğine dikkati çeken Varank, “Trenimiz mayıs sonunda raylara indi, bugün itibarıyla da fabrika testlerine başlanıyor.” dedi.

GURUR TABLOSU

Milli elektrikli trenin her açıdan bir gurur tablosu olduğuna işaret eden Varank, “Geçen sene devreye alınan alüminyum gövde üretim, boyama ve kumlama tesisleri sayesinde bugün bu seviyeye gelebilmiş durumdayız. Şehirlerarası seyahate uygun tasarlanan bu tren, ithal edilen emsallerine göre yüzde 20 daha uygun maliyetle üretilebiliyor. Fakat daha da önemlisi, bizi ziyadesiyle mutlu eden husus, ulaşılan yüksek yerlilik oranı. Tedarikçilerle birlikte muazzam bir sinerji yakalanmış durumda.” açıklamasında bulundu.

YILLIK PAZAR HACMİ 160 MİLYAR AVRO

Raylı sistemler sektörünün yıllık pazar hacminin 160 milyar avro civarında olduğunu anlatan Bakan Varank, “Önümüzdeki dönemde de hızla büyümesi beklenen bu sektörde ülkemizi küresel bir oyuncu yapmayı hedefliyoruz. Gelecek 10 yılda raylı sistemlerde 15 milyar avroluk harcama yapacağız.” ifadesini kulandı.

RAYLI SİSTEMLERE DESTEK

Varank, Bakanlık olarak raylı sistemler sektörüne ciddi destekler sunduklarını ve sunmaya devam edeceklerini belirterek, “TCDD ve bağlı kuruluşlarının TÜBİTAK enstitüleriyle ortak geliştirdiği ilk milli elektrikli manevra lokomotifini 2015 yılında raylara indirdik. Böylece ülkemizin manevra lokomotiflerinde yurtdışına bağımlılığını tamamen ortadan kaldırmış olduk.” diye konuştu.

RAYLI ULAŞIM TEKNOLOJİLERİ ENSTİTÜSÜ

Bakan Varank, Ekim 2017’de başlatılan diğer bir projeyle de 5000 kilowatt gücünde ilk milli anahat lokomotifini 2022 yılında raylarla buluşturmayı hedeflediklerini bildirerek, TÜBİTAK ve TCDD ortaklığında Raylı Ulaşım Teknolojileri Enstitüsü’nü kurduklarını, amaçlarının önce kendi ihtiyacını karşılayan teknolojileri geliştiren, ardından da geliştirdiği bu teknolojileri ihraç eden bir ülke haline gelmek olduğunu söyledi.

COVID-19 SALGINI

Varank, Covid-19 salgınına karşı verilen mücadeleye işaret ederek, “Tanı kitleri, aşı ve ilaç alanlarında da ilham verici ve bizleri heyecanlandıran projeler devam ediyor. Salgın döneminde bile açılan fabrikalar, cesaretle yeni işlerin peşinden koşan girişimcilerimiz var.” diye konuştu.

YIL SONUNDA RAYLARDA

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Karaismailoğlu, bu yıl sonunda yerli ve milli elektrik trenin raylara indirileceğini kaydederek, “Kısa sürede yolcu taşımacılığına başlayacağız. Demiryolu teknolojisinde yerli ve milli araçlarımızın üretimiyle atılımımızı sürdürmekte kararlıyız. Amacımız, Türkiye’nin raylı sistem aracı üretiminde önemli merkez haline gelmesidir.” diye konuştu.

SEYİR EMNİYETİ ÖN PLANDA

Yerli ve milli tren setlerinin saatte 160 kilometre işletme hızına, 176 kilometre tasarım hızına sahip olarak üretildiğini anlatan Karaismailoğlu, “Seyir emniyeti ön planda olmak üzere yolcu memnuniyeti ve konforu bakımından istek ve beklentileri üst düzeyde karşılayacak özelliklerdedir. 5 araçtan oluşan bir setin toplam koltuk kapasitesi 324 olup bunlardan iki adedi engelli yolcular için ayrılmıştır.” dedi.

160 KİLOMETRE HIZ

İlk testleri Sakarya’da yapılan trenin, yol denemeleri ise ağustos ayında başlayacak. 324 yolcu kapasitesi olan trenin kontrol sistemi ile devamlılık aksamını ASELSAN üretti. Milli elektrikli tren, saatte 160 kilometre hıza ulaşabilecek.

Biz Üretiriz

“Türk ekonomisinin yüksek büyüme potansiyeli uluslararası yatırımcıların da ilgisini çekiyor”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Borsa İstanbul 150. Yıl Gong Törenİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Borsa İstanbul 150. Yıl Gong Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Türk ekonomisinin yüksek büyüme potansiyeli, yerli yatırımcıların yanı sıra uluslararası yatırımcıların da ilgisini çekiyor. Son yıllarda Türk borsasına yönelik teveccühün hem içerde, hem de dışarıda giderek arttığını müşahede ediyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Borsa İstanbul 150. Yıl Gong Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerinin başında Cumhuriyet’in 100. yılında, borsanın 150. yılını hep birlikte gururla kutladıklarını söyledi.

Borsanın, ilk kez 1873’te “Dersaadet Tahvilat Borsası” ismiyle faaliyete başladığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1985 yılına gelindiğinde ise İstanbul Menkul Kıymetler Borsasının kurulduğunu anımsattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra farklı borsaları tek çatı altında toplamaya karar verdiklerini ifade ederek, şunları dile getirdi: “İstanbul Menkul Kıymetler Vadeli İşlemler Opsiyon ile İstanbul Altın Borsalarını 2013 yılında Borsa İstanbul markası altında birleştirdik. Borsamız, bir anonim şirkete dönüşerek daha şeffaf, daha dinamik, takas ve saklama kurumlarıyla daha entegre bir yapıya kavuştu. Türkiye Varlık Fonunun tesisiyle birlikte, Borsa İstanbul’u 2017 senesinde Varlık Fonunun portföyüne dâhil ettik. Varlık Fonunun ortaklık oranı Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’na ait payın satın alınması sonrasında yüzde 90,6’ya çıktı.”

Böylelikle Borsa İstanbul’un yapısal dönüşüm sürecinin tamamlanmış olduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir buçuk asırdır ülkenin kalkınması, büyümesi, ekonomik olarak güçlenmesi, istihdamın, üretimin ve yatırımın artması için çaba harcayan borsanın bütün mensuplarını şükranla yâd ettiğini kaydetti.

“BORSA İSTANBUL’U KÜRESEL SİSTEMİN CANLI TANIKLARINDAN BİRİ OLARAK DEĞERLENDİRİYORUZ”

Borsa İstanbul bünyesinde işlem gören şirketlere de aynı şekilde Türk ekonomisine yaptıkları katkılar için teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Borsamız, 150 yıllık köklü tarihiyle Türkiye’nin son bir buçuk asırdaki inişli, çıkışlı yolculuğunun en yakın şahitleri arasında yer alıyor. Osmanlı Devletinin dağılmasından, Birinci Cihan Harbi’ne, Millî Mücadele’den Cumhuriyetimizin ilanına, tek parti sultasından çok partili demokrasiye geçişe, darbelerden ekonomik krizlere kadar son 150 yılda milletimizin başına gelen iyi, kötü her olay borsamızı da etkilemiştir. Tabii bir de buna savaşından, salgınına küresel ölçekte yaşanan tüm gelişmeleri de eklememiz gerekiyor. Borsa İstanbul’u sadece Cumhuriyetimizin değil, aynı zamanda küresel sistemin canlı tanıklarından biri olarak değerlendiriyoruz. Borsamızın serencamına baktığımızda, esasen milletimizin ekonomi ve finans alanındaki mücadelesinin iz düşümlerini de görebiliyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Borsanın ilk kurulduğu yıllar, Osmanlı’nın borçlarını ödemekte zorlandığı, tefeci Galata bankerlerinin devletin iliğini sömürdüğü, Düyun-u Umumiye İdaresinin teşkili ile finans kapitalin ülkeyi mali açıdan müstemlekeleştirdiği, gerçekten zor ve acı verici dönemlere tekabül etmektedir” diye konuştu.

Bu dönem dikkatlice incelendiğinde, Galata bankerlerinin, ülkenin yerel kaynaklarını nasıl engellediklerini net bir şekilde gördüklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, finans kapitalin, 19. yüzyılın ortalarından itibaren sadece ekonomik getiri gayesiyle değil, bundan daha ziyade kontrol ve tahakküm peşinde koştuğunun sayısız örneğiyle karşılaştıklarını anlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, borsanın ilk dönemlerinde, “Galata’da Türkler kaybeder, Levantenler kazanır” algısının toplumda genel kabul gören bir kanaat olarak yerleştiğini anlattı.

Borsanın ilk dönemlerine ait bu algının, daha sonra yaşanan farklı olaylarla maalesef daha da perçinlendiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her ne kadar borsamız bize Osmanlı’dan miras kalan bir kurum olsa da uzun yıllar asli görevini yerine getirememiştir. Borsamız, yıllarca yabancıların, yerli yatırımcıları ve ülke kaynaklarını çeşitli manipülasyonlarla sömürdüğü bir platforma dönüştürüldü. Borsada yatırım yapmak yerine, insanımızın günlük lisanına da sirayet eden ‘borsada oynama’ ifadesi, aslında bu durumun bir yansımasıydı” diye konuştu.

“BORSA İSTANBUL’U YIPRATMAYI AMAÇLAYAN BÜTÜNCÜL BİR KAMPANYA YÜRÜTÜLDÜ”

Siyaset kurumunun da 3-5 oy daha fazla kazanmak uğruna borsayı hedef alarak bu algının kökleşmesine yardım ettiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Son olarak bunu 14-28 Mayıs seçimleri arifesinde bir kez daha gördük. Bizzat muhalefetin cumhurbaşkanı adayı tarafından Borsa İstanbul’u yıpratmayı amaçlayan bütüncül bir kampanya yürütüldü” ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Battık, bittik senaryolarıyla yatırımcı korkutuldu. Dövize, altına ve üretime doğrudan katkısı olmayan diğer araçlara yönlendirilmek istendi. Bu furyaya mandacı, müstemlekeci kimi ekonomistler de alkış tuttu” değerlendirmesinde bulundu.

Başta Kıta Avrupa’sı olmak üzere gelişmiş, kalkınmış ülkelerde çok farklı bir tablonun söz konusu olduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, buralarda ne siyasetçilerin ülkenin sermaye piyasasını kötüleyerek seçim kazanma hayali kurduğunu ne de sistemin böyle bir manipülasyona izin verdiğini vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, gelişmiş ekonomilerde, sermaye piyasalarının derinleşmesiyle reel sektör finanse edilirken, gelişmiş sermaye piyasaları sayesinde de tasarruf oranlarının artmasının sağlandığını dile getirdi.

Kendilerinin de bu doğrultuda daha kararlı bir duruş sergilemeleri gerektiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İster siyasetçi, ister ekonomist, isterse simsar olsun, sermaye piyasalarını manipüle etmeye çalışan tamahkârlara meydanı boş bırakamayız” görüşünü paylaştı.

Gerek Sermaye Piyasası Kurulunda gerekse Borsa İstanbul’da bu konuda daha fazla hassasiyet ve çaba gösterilmesini beklediklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Devletimizin tüm imkânlarının, ilgili tüm kurullarının, bu süreçte sizlerin emrinde olduğunu özellikle vurgulamak istiyorum” sözlerini sarf etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, iktidarları döneminde finansal serbestiyet, serbest kambiyo rejimi ve küresel ekonomiyle entegrasyonun temel prensipleri olduğunu belirtti.

“SERMAYE PİYASAMIZ VE BORSAMIZ KÖKLÜ BİR DÖNÜŞÜM GEÇİRDİ”

Göreve geldikleri 2002 yılından bu yana attıkları adımlarla borsayı “gazino kapitalizmi”nin cenderesinden kurtarmayı başardıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Sermaye piyasalarımızı rantiyenin tasallutundan çıkartarak ülkemizin, milletimizin ve reel sektörümüzün hizmetinde olmasını temin ettik. Yatırım, üretim, istihdam, planlama ve ihracata dayalı ekonomik atılımları sürdürürken, ekonomi ve finans sistemimizde birçok düzenleme yaptık. Son 21 yılda hayata geçirdiğimiz yenilikler ve düzenlemeler sayesinde sermaye piyasamız ve borsamız köklü bir dönüşüm geçirdi.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Finans Merkezi’nin de hizmete girmesiyle Türkiye’nin finans alanındaki merkezi konumunun daha da güçlendiğine, Türk ekonomisinin yüksek büyüme potansiyelinin yerli yatırımcıların yanı sıra uluslararası yatırımcıların da ilgisini çektiğine işaret etti.

Son yıllarda Türk borsasına yönelik teveccühün hem içeride hem de dışarıda giderek arttığını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Küresel ekonomide daralma yaşanırken, yabancı sermaye alkışları veya akışları her yerden gerilerken Türkiye, borsa üzerinden yabancı sermaye çekmeyi yani ekonomik büyümesine finansman temin etmeyi sürdürüyor. Tüm dünyada risk iştahının düştüğü, sermayenin korunaklı alanlara doğru çekildiği bir dönemde uyguladığımız mali programın bir sonucu olarak Türkiye uluslararası sermaye açısından çekim merkezi vasfını koyuyor.”

“ENFLASYONDAKİ ARTIŞIN KONTROL ALTINA ALINMASIYLA BİRLİKTE ÜLKEMİZE YÖNELİK KAYNAK AKIŞININ HIZLANACAĞINA İNANIYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 21 yılda 255 milyar dolardan fazla uluslararası yatırım çekmiş bir ülke olarak önlerindeki dönemde sermaye piyasalarının daha da derinleştirilmesine ve tabana yayılmasına ağırlık vereceklerini ifade etti.

Bilhassa katılım finans ve İslami yatırım araçları konusunda çok ciddi bir potansiyelin olduğunun anlaşıldığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Vatandaşımızın gönül huzuruyla birikimlerini değerlendireceği ve reel ekonominin istifadesine sunacağı bir iklimi tesis etmekte kararlıyız. Enflasyondaki artışın kontrol altına alınmasıyla birlikte ülkemize yönelik kaynak akışının daha da hızlanacağına inanıyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, risk primindeki gerileme ve kredi notundaki iyileşmelerin etkisinin, başta borsa olmak üzere, sermaye piyasalarında da hissedileceğini belirterek, şöyle devam etti: “Enflasyondaki dengelenmeye bağlı olarak borsamızın derinliği artacak ve yatırımcılarımız finansman kaynaklarına daha rahat erişebilecektir. Yeni, özgün ve çığır açan projelerle Borsa İstanbul’un ‘Türkiye Yüzyılı’ vizyonumuza omuz verdiğini görmekten memnuniyet duyuyorum. Borsamız, şirketlerimizin kurumsallaşmasında önemli bir itici güç olurken, dijital ve yeşil dönüşüme de önemli katkı sağlıyor. Borsamız, katılım finanstan kıymetli madenlere, geniş bir alanda piyasanın ihtiyaçlarına göre kendini yeniliyor. Altyapısını sürekli modernize ediyor. Borsamızın yerli ve millî imkânlarla geliştirdiği BISTECH 3.0 sisteminin ülkemize hayırlı olmasını diliyorum.”

Üniversite öğrencilerine yönelik BISTECH Borsa İstanbul Teknoloji Akademisinin kuruluşunu da takdirle karşıladığı vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, borsanın kuruluşunun 150. yıl dönümünün hayırlı olması dileğinde bulundu.

Törende, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile beraberindekiler, Borsa İstanbul’un kuruluşunun 150. yıl dönümü ve BIST 500 Endeksi’nin başlaması dolayısıyla dünyanın ilk borsasına ev sahipliği yapan Kütahya’nın Çavdarhisar ilçesindeki Aizanoi Antik Kenti’ne canlı bağlantı yaparak gong çaldı. Katılımcılar, sonrasında aile fotoğrafı çektirdi.

HABER BURADA

Biz Üretiriz

İyi ki varsınız | Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cumhuriyetimizin kuruluşundan itibaren hep peşinde olduğumuz hayalleri birer birer gerçekleştiriyoruz”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstikbalin Yüzyılı Tanıtım Programı’nda yaptığı konuşmada, “Bugün projelerimizin yeni bir safhasıyla milletimizin karşısındayız, yarın inşallah çok daha yenilerini göreceğiz. Milletimizin asırlardır peşinde koştuğu, Cumhuriyetimizin kuruluşundan itibaren de hep peşinde olduğumuz hayalleri birer birer gerçekleştiriyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) Kahramankazan Merkez Yerleşkesi’nde düzenlenen “İstikbalin Yüzyılı Tanıtım Programı”na katılarak, bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kürsüye gelmesinin ardından Hürjet ve Millî Muharebe Uçağının (MMU) pilotlarına bağlanarak hareket etme talimatını verdi. Hürjet ve MMU, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatı üzerine taksi yaptı.

Hürjet’in sahne önüne gelmesinin ardından gövdesinde Kaan yazılı MMU da sahne önünde belirlenen noktada taksisini tamamladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kaan ve Hürjet’in motor kapatmasının ardından, “Şu anda Hürjet karşımızda ve Kaan’ımız, o da karşımızda. Her ikisini karşımda görünce Yahya Kemal’in şu mısraları aklıma geldi. ‘Şu kopan fırtına Türk ordusudur ya Rabbi/ Senin uğrunda ölen ordu, budur ya Rabbi/Ta ki yükselsin ezanlarla müeyyed namın/Galib et, çünkü bu son ordusudur İslam’ın.’ Ülkemize hayırlı olsun, milletimize hayırlı olsun diyorum” dedi.

“KARADA, DENİZDE VE DENİZ ALTINDA, HAVADA, UZAYDA, HER ALANDA VARIZ”

Kürsüye gelen Hürjet Test Pilotu Ercan Çelik ve MMU Kaan’ın Test Pilotu Gökhan Bayramoğlu’nun kasklarını ve peçlerini takdim ettikleri Cumhurbaşkanı Erdoğan da pilotlara plaket verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra yaptığı konuşmada, Suriye’nin Tel Abyad ilçesinde patlayıcının infilak etmesi sonucu şehit olan Ankara Emniyet Müdürlüğünde görevli polis memuru Özgür Barçın ve Emniyet Genel Müdürlüğünde görevli polis memuru Resul Barutçu’ya Allah’tan rahmet diledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şanlı direnişiyle kahraman unvanı alan Kazan’daki bu program vesilesiyle 15 Temmuz şehitlerini de rahmetle, şükranla, minnetle yâd etti.

Bugün savunma ve havacılık alanındaki tarihi günlerden birinin daha yaşandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, millete bugünkü gururu yaşatan TUSAŞ çalışanlarının nezdinde bütün işçilerin 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü kutladı.

Son aylarda savunma sanayisinde art arda milleti sevince boğan müjdeler verdiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunların arasında TCG Anadolu gemimizin donanmamıza katılması var. İmece uydumuzun başarıyla uzaya fırlatılması var. Altay tankımızın test için Silahlı Kuvvetlerimize teslim edilmesi var. Gökbey helikopterimizin yerli motorla uçması var. İlk defa bir insansız deniz aracımızdan torpido atılması var. Hamdolsun artık karada, denizde ve deniz altında, havada, uzayda, her alanda varız. Bugün projelerimizin yeni bir safhasıyla milletimizin karşısındayız. Yarın inşallah çok daha yenilerini göreceğiz” diye konuştu.

Milletin asırlardır peşinde koştuğu, Cumhuriyet’in kuruluşundan itibaren de hep peşinde olduğu hayalleri birer birer gerçekleştirdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Gazi Mustafa Kemal, 1925’te Türk Tayyare Cemiyeti’nin açılışında şunları söylüyor. ‘İstikbal göklerdedir. Çünkü göklerini koruyamayan milletler yarınlardan asla emin olamazlar.’ Aslında Gazi’nin işaret ettiği çalışmalara Vecihi Hürkuşlar, Selahattin Reşit Alanlar, Nuri Demirağlar, Nuri Killigiller teşebbüs etmişti. Ama bu vizyoner ve cesur girişimcilerimiz hem içeriden hem dışarıdan engellendiler. Esasen rahmetli hocamız Necmettin Erbakan’a her ağır sanayi hamlesi deyişinde yapılan hücumlar da aynı habis zihniyetin ürünüydü. Maalesef bu ülkenin daha pek çok pırıl pırıl beyninin aynı yöndeki çabaları, sinsi yöntemlerle sabote edildi.”

“SAVUNMA SANAYİMİZE KATKI VEREN HERKESE TEŞEKKÜR EDİYORUM”

Kıbrıs Barış Harekâtı sırasında yaşanılanların, ülkenin kendi savunma sanayisini kurmasının tercihten öte bir mecburiyet olduğunu herkese gösterdiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, buna rağmen gereken adımların gerektiği şekilde atılmasının önüne geçildiğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Rahmetli Özal’ın özel önem vermesiyle savunma ve havacılıkta bazı kıpırdamalar yaşanmışsa da sonrasında gelen koalisyonlar döneminde bunlar da akamete uğratıldı. Ülke yönetimini devraldığımızda önceliklerimizin başına, savunma sanayisinin geliştirilmesini koyduğumuzda biz de pek çok görünür görünmez engelle karşılaştık. Buna rağmen yılmadık, durmadık, hedeflerimizden bir an olsun ayrılmadık. Kamu kurumlarımızla, özel sektörümüzle, üniversitelerimizde dayanışma içinde adım adım ilerleyerek bugünlere geldik. O zaman yerli neydi? Yüzde 20. Bu yerli olan savunma sanayisini ne yaptık? Yüzde 80’e çıkardık. Cumhuriyetimizin ilk 80 yılı boyunca kimi iktidarların beceriksizliği, kimilerinin gayri millîliği sebebiyle ilerleyemeyen, engellenen ve hatta açıkça dinamitlenen istikbali hamdolsun milletimiz bugün yaşıyor. Gazi Mustafa Kemal’in, ‘İstikbal göklerdedir’ diyerek işaret ettiği istikbalin sembolü olan neticelere bugün ulaştık. Onun için bugün ‘istikbal’ diyoruz. Osmanlı’dan devraldığımız kurumlardan bugüne savunma sanayimizin inşası ve gelişmesi konusunda katkı veren herkese teşekkür ediyorum.”

Son 20 yılda birikimleri, azimleri, çalışkanlıkları, kabiliyetleri ve dirayetleriyle Türkiye’nin savunma sanayinde hızla üst sıralara çıkmasında emeği olanlara teşekkürlerini ileten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Eğer bugün Türkiye Yüzyılı’nı konuşuyorsak bunda hem güvenliğimizin sigortası hem teknolojik ilerlemenin lokomotifi olan savunma sanayinde elde ettiğimiz başarıların çok büyük payı var” diye konuştu.

Türkiye’nin dostlarına güven, düşmanlarına korku veren savunma gücünün, siyasi, ekonomik ve diplomatik atılımların en önemli zemini olmaya devam ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Milletimizin canına kasteden DEAŞ’ından PKK/PYD/YPG’sine kadar eli kanlı terör örgütlerinin hiçbirine nefes aldırmıyoruz, aldırmayacağız. Cudi’de, Gabar’da, Tendürek’te, Bestler Deresi’nde aldırdık mı? Aldırmadık, aldırmayacağız ama ne yazık ki birileri, başta bay bay Kemal olmak üzere Kandil’den görüşmeler yapıyorlar. Yazıklar olsun. Kandil bunları destekleyecek, Kandil’in desteği ile beraber bu ülkede cumhurbaşkanı olacak. Benim milletim Kandil’den aldığı destekle cumhurbaşkanı olana bu ülkeyi teslim etmez.”

“ATTIĞINIZ HER ADIMDA DEVLETİMİZİN TÜM İMKÂNLARIYLA YANINIZDAYIZ”

Hemen her hafta, bir terör elebaşının Türkiye sınırları içinde veya ötesinde etkisiz hâle getirildiğinin haberini aldıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölücü örgütün elebaşlarına yönelik başarılı operasyonların uzun süredir devam ettiğine dikkati çekti.

DEAŞ’ın sözde lideri Ebu Hüseyin El Hüseyni El Kureyşi kod adlı teröristin etkisiz hâle getirildiğini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Önümüzdeki dönemde de istihbarat teşkilatımızla, silahlı kuvvetlerimizle, polisimiz, jandarmamız, güvenlik korucularımızla terör örgütlerinin inlerini başlarına geçirmeyi sürdüreceğiz. Bunun için sizlerden daha çok çalışmanızı, daha çok tasarım ve üretim gerçekleştirmenizi, daha çok alanda ülkemizi söz, etki ve kazanç sahibi yapmanızı istiyorum. Attığınız her adımda, döktüğünüz her damla terde, geliştirdiğiniz her üründe devletimizin tüm imkânlarıyla sizlerin yanındayız. İnşallah Türkiye Yüzyılı’nı da birlikte inşa edeceğiz. Kazan’dan yükselen bu ışık, dalga dalga tüm Türkiye’yi, tüm bölgemizi, tüm dünyayı kuşatarak Türkiye Yüzyılı yürüyüşümüzde bize yol gösterecektir, rehberlik edecektir.”

Milletin 20 yıldır hayalden gerçeğe dönüşen sayısız projeye, sayısız politikaya, sayısız kazanıma şahit olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunların başında hiç şüphesiz savunma sanayindeki, özellikle de havacılıktaki başarıların geldiğini vurguladı.

“MİLLÎ MUHARİP UÇAĞIMIZI HANGARDAN ÇIKARDIK VE PİST BAŞI YAPTIRDIK”

Türk havacılığında kritik bazı projelerle, geçen günlerde önemli kilometre taşlarını geride bıraktığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hava Kuvvetlerimizin ana savaş gücü olacak Millî Muharip Uçağımızı hangardan çıkardık ve pist başı yaptırdık. Ülkemizin ilk insanlı, süpersonik jet uçağı olan Hürjet’imizin ilk uçuşunu gerçekleştirdik. Nasıl buldunuz, beğendiniz mi? Eyvallah… Bu millet yapar, inandı mı yapar. Atak Taarruz Helikopteri’mizin abisi diyebileceğimiz ağır sınıf taarruz helikopterimiz Atak-2’yi ilk kez havalandırdık.” dedi.

Dünyanın ilk uçan insansız savaş uçağı Kızılelma’dan sonra Anka-3 Muharip İnsansız Savaş Uçağı’nın da ilk yürüyüşünü yaptığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, iftihar verici gelişmeleri taçlandıracak yeni adımlar atacaklarını, bunlardan birinin de “Kaan” ismini verdikleri Millî Muharip Uçak olduğunu ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Rabbime bize bu günleri gösterdiği için hamd ediyorum. İsim babası da Devlet Bey’dir. Tabii şimdi bunlar birilerini çok rahatsız edecek. TCG Anadolu’ya, Altay’a, İmece’ye, diğer projelerimize neler dediler biliyorsunuz. Bunlara da herhâlde ‘maket’ diyeceklerdir. Dikkat ederseniz ülkemizin savunma sanayinde elde ettiği her başarıdan bunlar, bir de suyun öte tarafındakiler rahatsız oluyor. Hiç kusura bakmasınlar, biz bunları da suyun öteki tarafındakileri de rahatsız etmeyi sürdüreceğiz. Biz Türkiye’yiz, biz Türk milletiyiz. Bizi gerçeklikten kopmakla itham edenleri, umutlarını bağladıkları hayallerden uyandırmaya tek başına Kaan ve Hürjet bile yeter. Bugün buradaki coşku, gurur birilerini tedirgin ediyorsa ne mutlu bize, demek ki doğru yoldayız. Öyleyse ‘Durmak yok, yola devam’ diyerek daha fazlasını yapmak için daha çok çalışacağız.”

“TÜRKİYE ARTIK YENİ BİR DEVRİN EŞİĞİNDEDİR”

İster sulhta ister harpte olsun kahraman ordunun arkasındaki en büyük gücün, millet ve onun alın terinin mahsulü olan savunma sanayi olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Uzunca bir süredir, bu gücün sanayi tarafından mahrum bırakılan Türkiye artık yeni bir devrin eşiğindedir. Millî silahlarımız, millî uçaklarımız, İHA’larımız, SİHA’larımız, Akıncılarımız, Kızılelmalarımız, millî gemilerimiz, millî uydularımız, millî tankımız, tüfeğimiz daha niceleri için çok çalıştık ve başardık. Daha çok çalışmaya, daha da büyük başarılar kazanmaya devam edeceğiz.” dedi.

İlk uçuşunu bugün yapan, motorlarını çalıştıran uçakların, İHA’ların, helikopterlerin olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunları yapan yürekli mühendisleri, gözü pek pilotları, çalışkan işçileri, gecesini gündüzüne katan savunma sanayi neferleriyle millet adına gurur duyduğunu dile getirdi.

Kahramankazan’ın bu sürecin tüm safhalarını yaşamış bir yer olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “İlçemizle de gurur duyuyoruz. Burada çalışan mühendislerimizden, işçilerimizden, yıllarca şu serzenişi duyduk; ‘Geçmiş on yıllarda yabancıların uçaklarını, helikopterlerini satın alırken, burada onların çizimlerini öğretirken, hep iç geçirirdik, hep biz daha iyisini yapamaz mıyız, bizim neyimiz eksik?’ diye söylenip dururduk. Biz hükûmete geldiğimizde mühendislerimizin, işçilerimizin, kahraman askerlerimizin bu serzenişlerine kulak verdik, ‘Artık yeter.’ dedik. ‘Bizim kendi mühendisimiz tasarlayacak, kendi işçimiz üretecek, kendi pilotumuz uçuracak’ dedik. Bu iradeyi ortaya koyarak diğer alanlarla birlikte havacılıkta da az zamanda çok yol aldık. Vakıf ve özel sektörden ana yüklenicilerimiz bu platformları hayata geçirirken yüzlerce yüklenicimiz ve KOBİ’miz de alt sistemleri, millî olarak geliştirerek ve üreterek sistemdeki yerini alıyor. Üniversitelerimizin araştırma geliştirme çalışmalarına verdiği desteği de biliyoruz. Hamdolsun verilen emeklerin hepsinin de karşılığını aldık, alıyoruz.”

Akıncı’dan Aksungur’a, Bayraktar TB2’den Anka’ya her çeşidinden SİHA’nın dünyanın dört bir yanına ihraç edildiğini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, birçok ülke ile ortak havacılık projeleri yürüttüklerini, Pakistan’dan Endonezya’ya, Batılı ülkelerden birçok mühendisin de TUSAŞ’ta görev aldığını, savunma sanayisi ürünlerini onlarla beraber tasarlayıp, beraber ürettiklerini anlattı.

Daha gidecek çok yol olduğunu, gelecek yıllarda orduyu bu uçaklarla, İHA’larla, helikopterlerle donatarak dosta güven, düşmana korku salmaya devam edeceklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye güçlendikçe bölgede ve dünyada barışın, adaletin, hakkaniyetin kökleşeceğini, bunun için başlatılan hiçbir işi yarım bırakmamaları gerektiğini vurguladı.

“HÜRJET, GEREKTİĞİNDE HARP SAHASINA DA GİDEBİLECEK”

Geçmişte pek çok projenin başına gelenlerin bu ürünlerin başına gelmesine izin vermeyeceklerini, çünkü çok emek verip fedakârlık yaptıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yüzlerce mühendis, pilot, teknisyenin gecesini gündüzüne katıp bu gururu yaşattıklarını dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İlk jet motorlu süpersonik savaş uçağımız Hürjet, kahraman pilotlarımızı yetiştirecek ve gerektiğinde silahla donatıp harp sahasına da gidebilecek. Bu özelliğiyle Hürjet, kendi silahlarımız ve kendi radarlarımızla donatılarak kısmen F-16’larımızın yerine de geçebilecek. Çok yakında Hürjet’imiz Hava Kuvvetlerimiz envanterine katılacak. Ayrıca Akrotim Gösteri Uçaklarımız da Hürjet filosundan oluşacak. Hürjet’i inşallah TCG Anadolu gemimize de konuşlandıracağız” diye konuştu.

Millî Muharip Uçak Kaan’ın da çok yakında uçacağını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Öyle bir uçak düşünün ki harp ortamında radarlara görünmeden düşmanın inine girecek. Silah yuvasını açıp füzesini, bombasını, düşmanın üzerine bırakacak. Sonra da geldiği gibi sessizce üssüne geri dönecek. Üstelik bu uçağı ülkemizin kendi mühendisleri yapacak, ülkemizin kendi pilotları uçuracak. Kaan, işte bu uçağın adıdır. Ana görev sistemlerinin tamamı yerli ve millî olacak. Kaan kendi silahlarımızla, kendi radarımızla, kendi haberleşme, uçuş kontrol ve görev bilgisayarlarımızla donatılacak. Bu tablo karşısında duygulanmamak mümkün mü?” ifadelerini kullandı.

Kaan’ı birkaç yıl içinde tüm testlerini tamamlayarak, üstün performansıyla Hava Kuvvetlerine teslim edeceklerini duyuran Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyada bu tipte beşinci nesil savaş uçağı üreten beş ülkeden biri olacaklarını dile getirdi.

“KIZILELMA VE ANKA-3, KAAN İLE KOL UÇUŞU YAPACAK”

Başka insansız savaş uçaklarının da bulunduğunu, Bayraktar Kızılelma’nın dünyanın ilk insansız savaş uçağı olarak havalandığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Aynı şekilde çok önemli görevler üstlenecek Anka-3, muharip insansız savaş uçağımızla inşallah önümüzdeki günlerde ilk uçuşunu yapacak. Kızılelma ve Anka-3, Kaan ile otonom şekilde kol uçuşu yapacaklar. Hepsi de yerli mühimmatlarımızla görev icra edecekler. Böylece silahlı insansız hava aracı standartlarını dünya çapında en üst düzeye çıkarmış olacağız. Dost ve müttefik ülkeler için de üretimine başladığımız Hürkuş, şimdiden uluslararası bir platforma dönüştü. Yakında Nijer ve Çad’a ilk ürünleri veriyoruz. Millî helikopterimiz Gökbey’den de mutlu haberler alıyoruz. Gökbey, artık kendi mühendislerimizin tasarladığı türbinli motorla uçuyor. Biliyorsunuz 10 ton ağırlığındaki Atak-2 helikopterimizle dünyada bu sınıfta helikopter üretebilen üç ülkeden biri hâline geldik. Burada ardı ardına sıraladığımız savunma sanayi projelerini dünyada yapabilen o kadar az ülke var ki, yaşadığımız tarihi dönüşümün çok iyi farkında olmalıyız. Türkiye olarak nereden nereye geldiğimizi ve nereye gittiğimizi görmeden, siyasetten ekonomiye, güvenlikten enerjiye, pek çok başlıkta maruz kaldığımız sinsi saldırıların sebebini anlamalıyız. Yıllarca bize uçak, helikopter, motor satanlar, bunlara artık kendimizin tasarlaması, üretmesi, ihraç etmesi karşısında elbette sessizce beklemeyecek. Çünkü biliyorlar ki yakında biz bu ürünlerimizi onlara da satacağız.”

“HAVA ARAÇLARININ MODERNİZASYONU KONUSUNDA ÇOK İLERİ KABİLİYETLERE SAHİBİZ”

Hâlihazırda birçok ülkenin uçakları, helikopterleri için parça ürettiklerini, sistem geliştirdiklerini, yazılım yaptıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk Hava Yollarının kullandığı uçakların birçok parçasında da Türkiye’nin imzasının bulunduğunu, hava araçlarına modernizasyon yapabilme konusunda çok ileri kabiliyetlere sahip olduklarını aktardı.

Silahlı kuvvetlerinin radar uçaklarını keşif ve gözetleme uçaklarını, F-16’ların elektronik sistemlerini yerli ve millî sistemlerle donattıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, uydu alanında da benzer adımlar attıklarını bildirdi.

TUSAŞ’taki uzay sistemleri entegrasyon ve test merkezinin dünyanın en seçkin uydu geliştirme merkezleri arasına girdiğini, Göktürk uydularını burada kendilerinin ürettiklerini ve geliştirildiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, sırada yeni TÜRKSAT uydusuyla diğer yeni nesil uyduların yer aldığını anlattı.

“Savunma sanayii asla sadece savunma sanayii değildir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Savunma sanayii demek elbette öncelikle kendi ordumuzun ihtiyaçlarını karşılayabileceğimiz tasarım ve üretim altyapısını kurmak demektir. Ama bunun ötesinde savunma sanayii, ülkemizin yüksek teknoloji alanında dünyada söz sahibi olmasını sağlayacak eko sistemin lokomotifidir. Asırlık hayalleri gerçekleştirmenin gururuyla bir kez daha bugün istikbal diyorum” değerlendirmesinde bulundu.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN KAAN’I İMZALADI

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından Hürjet uçağının yanına geçti. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hediye takdim etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra Hürjet’in önünde pilotlarla, TUSAŞ çalışanlarıyla ve protokol üyeleriyle hatıra fotoğrafı çektirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Millî Muharip Uçak Kaan’ın yanına giderek burada da pilotlarla görüştü ve fotoğraf çektirdi.

Kaan’ın gövdesine 1 Mayıs 2023 tarihini atıp imzalayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra kokpitine geçti. Kaan’ın kokpitinde uçak hakkında bilgi alan Cumhurbaşkanı Erdoğan, gazetecilere de el sallayarak poz verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir süre oturduğu Kaan’ın kokpitinde kanopiyi de kapatarak pilot selamı verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, alandan ayrılmadan TUSAŞ çalışanlarıyla da aile fotoğrafı çektirdi.

HABER BURADA

Biz Üretiriz

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Silivri, Avrupa’daki en büyük yer altı depolama tesisi haline geldi

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Silivri Yer Altı Doğal Gaz Depolama Tesisi Kapasite Artış Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Kısa ve orta vadede küresel enerji krizinin Avrupa’da yol açtığı sıkıntıların, uzun vadede kalkınma hedeflerimizi yavaşlatacak sorunların, ülkemizde yaşanmaması için her türlü tedbiri almayı sürdüreceğiz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Silivri Yer Altı Doğal Gaz Depolama Tesisi Kapasite Artış Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.

“SİLİVRİ AVRUPA’DAKİ EN BÜYÜK YER ALTI GAZ DEPOLAMA TESİSİ HÂLİNE GELMİŞTİR”

Törendeki konuşmasına tesisin açılışı yapılan yeni fazıyla 4,6 milyar metreküpe ulaşan toplam kapasitesinin ülkeye ve millete hayırlı olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Açılışla birlikte Silivri Avrupa’daki en büyük yer altı gaz depolama tesisi hâline gelmiştir. Bilindiği gibi Silivri’deki bu tesisi biz kurmuş, ilk fazını da 2007 yılında hizmete almıştık. Son genişletme çalışmaları, denizden 3 kilometre açıktaki platformlar vasıtasıyla 18 kuyuda, 31 bin metre deniz sondajı yapılarak gerçekleştirildi. Bu faaliyetler, Karadeniz’deki sondaj işlemleri seviyesinde bir yoğunlukla yürütülmüştür. Tüm bu çalışmalarda kullanılan malzemeler tamamen yerli ve millî olarak üretilmiş, böylece ülkemizin gaz depolama alanındaki teknoloji birikimine de katkı sağlanmıştır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Silivri Doğal Gaz Depolama Tesisi’nin günlük 45 milyon metreküp enjeksiyon ve 75 milyon metreküp geri dönüşüm kapasitesine sahip olduğunu dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yani tesisimiz, ülkemizin en yoğun tüketim döneminde dahi talebin dörtte birini tek başına karşılayabilecektir. Ankara Tuz Gölü’ndeki kapasite genişletme çalışmaları tamamlandığında, orada da benzer orana ulaşacağız” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin bu yılki toplam doğal gaz tüketiminin 53,5 milyar metreküp olacağı göz önüne alındığında, Silivri’de ulaşılan 4,6 milyar metreküplük ve Tuz Gölü’nde hedeflenen 5,4 milyar metreküplük kapasitesinin öneminin daha iyi anlaşılacağını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, tesisin yeni fazının hizmete girmesinde emeği geçen bakanlığı, kurumları ve yüklenici firmaları tebrik etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkeyi doğal gaz keşfi ve işletmesi yanında depolaması alanında da en güvenli seviyeye getirene kadar yatırımlara devam edeceklerini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kısa ve orta vadede küresel enerji krizinin Avrupa’da yol açtığı sıkıntıların, uzun vadede kalkınma hedeflerini yavaşlatacak sorunların ülkede yaşanmaması için her türlü tedbiri almayı sürdüreceklerini vurguladı.

“ÜLKEMİZİ EN ÜST LİGE ÇIKARTACAĞIMIZ YENİ BİR DÖNEME GİRİYORUZ”

Türkiye Yüzyılı ile millete gelecek vizyonu sunduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ülkemizi her alanda dünya ile rekabet edebilir seviyeye getirme hedeflerimizi kamuoyuyla paylaştık. Bu büyük atılımı, geçtiğimiz 20 yılda çalışıp didinerek, günbegün üzerine koyarak sahip olduğumuz eser ve hizmet altyapısı üzerinde gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Bir başka deyişle, 20 yıla sığdırdığımız asırlık işlere harcadığımız emeklerimizin meyvelerini toplamaya başlayarak, ülkemizi en üst lige çıkartacağımız yeni bir döneme giriyoruz. Hükûmete geldiğimizde kısır hesapların, çekişmelerin, kavgaların, krizlerin içinde sıkışıp kalan bir Türkiye vardı. Sahip olduğumuz stratejik, beşeri ve tabii potansiyeli, bu sancılı tablo içinde adeta heba ediyorduk. Türkiye’nin istikametini güven ve istikrar iklimine döndürerek ülkemizi önce bu girdaptan kurtardık.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, her dönemde olduğu gibi bugün de birilerinin ısrarla önemsizleştirmeye çalıştığı dev yatırımlarla ekonomiyi sürekli büyüttüklerini söyledi.

Yatırımı, istihdamı, üretimi, ihracatı destekleyerek, cari fazla yoluyla bu büyümeyi 85 milyonun tamamının hayatına yansıttıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, son dönemde maruz kaldıkları siyasi, sosyal ve ekonomik saldırılara karşı verdikleri mücadeleyi, ekonomi programını daha güçlü ve kararlı hâle getirerek tahkim ettiklerini söyledi.

“TÜRKİYE, KENDİ VATANDAŞLARINA VE SANAYİSİNE SUNDUĞU ENERJİ HİZMETİYLE DÜNYANIN 17. BÜYÜK ARZINA SAHİP ÜLKESİDİR”

Kalkınmanın temel unsurlarının başında yer alan enerjinin, altyapı projelerinin hep öncelikli başlığı olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Bugün Türkiye, kendi vatandaşlarına ve sanayisine sunduğu enerji hizmetiyle dünyanın 17. büyük arzına sahip ülkesidir. Yaklaşık dörtte birini konutta, dörtte birini sanayide, dörtte birine yakınını enerji sektörünün kendisinde, beşte birini de ulaştırmada kullandığımız 160 milyon ton eşdeğer petrol enerji arzımız var. Bunun 2021’de 51 milyar dolara yaklaşan maddi değeri, bu yıl 81 milyar dolara ulaşacak. Yerli ve yenilenebilir kurulu gücümüzü yüzde 65 seviyesine getirmemize rağmen, enerjide hâlâ ciddi bir dışa bağımlılığımız söz konusudur. Ancak özellikle doğal gazda, hem konutların hem sanayinin hem elektrik üretim tesislerinin ihtiyacını karşılamadan ülkemizi arzu ettiğimiz kalkınma seviyesine çıkarabilmemiz mümkün değildir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye-Azerbaycan-Türkmenistan Devlet Başkanları Üçlü Zirvesi’ne katılmak üzere Türkmenistan’a gittiğini hatırlatarak, “Şimdi Türkmenistan’dan ülkemize gerek doğal gaz gerekse enerji naklini gerçekleştirmek üzere görüşmelerimizi yapmıştık. Üçlü bir zirve yaptık, Türkiye-Azerbaycan-Türkmenistan olarak başarılı bir zirveden sonra aramızda kararlılığımızı ortaya koyduk” değerlendirmesini yaptı.

Hükûmete geldiklerinde sadece 5 ildeki 57 yerleşim yerinde kullanılan doğal gazı, bugün 81 ildeki 703 yerleşim yerine yaygınlaştırdıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, böylece nüfusun yüzde 85’ine yakınını doğal gaza kavuşturduklarını söyledi.

“YENİ KEŞİFLERİN MÜJDESİNİ MİLLETİMİZLE PAYLAŞMAK İÇİN GECE GÜNDÜZ ÇALIŞIYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyanın en geniş sondaj filosunu kurarak yürüttükleri çalışmalar sayesinde Karadeniz’de 540 milyar metreküplük ülkenin en büyük doğal gaz rezervi keşfini yaptıklarını anımsatarak, “Bu doğal gazı millî şebekemize aktarmak için hummalı bir inşaat faaliyeti yürütüyoruz. Aynı zamanda, yeni keşiflerin müjdesini milletimizle paylaşmak için de gece gündüz çalışıyoruz. Benzer bir gelişme petrol keşfi ve üretimi alanında da yaşanıyor. Hem yeni sondajlar yapıyor hem eski kuyuları tekrar kontrol ederek üretime kazandırıyoruz. İnşallah en kısa sürede günlük petrol üretimimizi 100 bin varile çıkartacak ardından daha büyük keşifler ve üretimler için yolumuza devam edeceğiz” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm bu gelişmelerin bir diğer sonucunun da Türkiye’nin, sahip olduğu 7 doğal gaz boru hattı, ikisi yüzer 4 LNG tesisi, 15 giriş noktası ve diğer avantajlarıyla dünyanın önde gelen enerji ticaret merkezlerinden biri hâline dönüşmesi olduğunu belirterek şunları anlattı: “Türk Akım Projesi’yle Bulgaristan, Yunanistan, Kuzey Makedonya, Romanya, Bosna-Hersek, Sırbistan ve Macaristan’a gaz akışı sağlıyoruz. TANAP Projesi üzerinden de bugün Avrupa’ya 18,5 milyar metreküp gaz sevkiyatı yaptık. LNG yatırımlarımız ve gaz depolama tesislerimiz, ülkemizin arz güvenliğini temin yanında enerji ticaretimize de olumlu etkileri olan gelişmelerdir. Saros’taki LNG tesisimizi hizmete açtığımızda bu alanda çok daha güçlü bir konuma geleceğiz. Amacımız, ülkemizi en kısa sürede doğal gaz referans fiyatının oluştuğu küresel bir merkez hâline dönüştürmektir. Bu konuda değerli dostum Sayın Putin’le önemli görüşmelerimiz oldu. Adımlarımızı attık, atıyoruz. Ve böylece özellikle Trakya doğal gazda, enerjide bir hub haline gelecektir. Bununla ilgili çalışmalarımızı bölgemizdeki enerji ortaklarımızla birlikte yürütüyoruz. Hâlen toplamda 20 milyar dolarlık bir yatırımın sürdüğü Nükleer Güç Enerjisi’ni de bu tabloya eklediğimizde artık enerji alanında bambaşka bir seviyeye yükseleceğiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Orta Asya ve Akdeniz’deki yeni gelişmelerin ardından Türkiye’nin bu özelliğinin daha da pekişeceğinin altını çizerek, “Türkiye’nin, Libya ile yaptığı anlaşmanın yol açtığı rahatsızlıkların gerisinde, enerji alanındaki her yatırımın yarım asırlık, bir asırlık derinliğe sahip olması yatıyor. Siyasi ve diplomatik ilişki ağımızı, ortak ekonomik çıkarlar temelinde genişleterek, diğer alanlarla birlikte enerjide de yeni kazanımlar elde etmek için yoğun çaba harcıyoruz. Stratejilerimizi ve adımlarımızı, bu alana yapılan her yatırımın ve elde edilen her kazanımın, nesiller boyu devam edecek etkilerini hesaba katarak belirliyoruz. Hiç şüphesiz bu noktaya, milletimizden aldığımız güçlü destekle ülkemizin atılımlarını engelleme çabalarını aşa aşa geldik” ifadelerini kullandı.

“ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMDE HEDEFLERİMİZE DAHA KARARLI VE GÜÇLÜ BİR ŞEKİLDE YÜRÜYECEĞİZ”

Her projelerini sabote etmek için sergilenen gayretlerin gerisindeki hesapları ve araçları gayet iyi bildiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, çevrecilik gibi bahanelerle önlerine döşenen mayınların, hangi lobilerin desteğiyle kotarıldığının farkında olduklarını ifade etti.

Hâlâ aşamadıkları birtakım sıkıntıların da olduğuna değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ama geldiğimiz seviye bizi, 2023 hedeflerimize yaklaştırmakla kalmayıp Türkiye vizyonu için ihtiyacımız olan imkâna kavuşturmaya da yetmiştir. İnşallah önümüzdeki dönemde hedeflerimize daha kararlı ve güçlü bir şekilde yürüyeceğiz. Enerji vizyonumuzu, 2053 yılında birincil kaynaklarda dışa bağımlılığımızı yüzde 71’den yüzde 13’e indirecek şekilde belirledik. Hedeflerimizi buna göre oluşturuyor, yatırımlarımızı buna göre planlıyoruz. İklim değişikliğine karşı mücadele çalışmaları başta olmak üzere küresel uzlaşmaların tamamı da bu vizyonun içinde yer almaktadır. Türkiye’yi yeni projelerle yeni yatırımlarla yeni heyecanlarla yeni sevinçlerle buluşturarak dünyanın en büyük 10 ülkesi arasındaki hak ettiğimiz yere adım adım ilerleyeceğiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dün bizimle uğraşanlar bugün iş birliği için kapımıza geliyor. Bugün hâlâ bizimle uğraşmayı sürdürenlerin de yarın dostluğumuza ihtiyaç duyacaklarından eminiz. Biz, kimsenin eksiğine fazlasına bakmadan, ilhamını medeniyetimizden ve tarihimizden aldığımız ilkeli, hakkaniyetli, adaletli, merhametli duruşumuzu hep koruyacağız. Tüm hesapların üstündeki hesaba inanıyoruz. Milletimizi Türkiye Yüzyılı’na hazırlamaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, açılışını yaptıkları Silivri Yer Altı Doğal Gaz Depolama Tesisi Kapasite Artırım Fazı’nın hayırlı olmasını dileyerek emeği geçenleri tebrik etti.

HABER BURADA

DÜNYA

seers cmp badge