Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, “Türkiye, bugün yenilenebilir enerji kurulu gücünde Avrupa’da altıncı, dünyada on üçüncü sıraya yerleşti. Güneş enerjisinde ise Türkiye çok büyük bir mesafe kat etti. 10 yıl öncesine kadar güneş enerjisi kurulu gücümüz sıfırken bugün 6 bin 32 megavat seviyesine geldik.” dedi.
Kayseri’de bir otelde düzenlenen 7. Anadolu Güneşi Elektrik Üretiyor Kayseri Buluşması’na katılan Dönmez, Kayseri’nin yeniliğe ve gelişime her zaman açık olduğunu söyledi.
Bakan Dönmez, kentte toplam lisanssız kurulu güç kapasitesinin 318 megavat olduğunu, bunun yüzde 97’sinin yani 307 megavatının lisanssız güneş enerjisi kurulu gücünden oluştuğunu aktardı.
Türkiye’yi yenilenebilir enerji teknolojilerinde üretim üssü yapacak YEKA (yenilenebeler enerji kaynak alanı) yarışmalarına önümüzdeki dönem 10 ila 50 megavat kapasitedeki mini YEKA’larla devam edileceğini belirten Dönmez, “Mini YEKA yarışmalarımız için şartname ve sözleşme taslağı hazırlıklarımızı tamamladık. Bu hususta Meclis’te bekleyen yasa değişikliği tamamlanacak. İnşallah yakın zamanda Resmi Gazete’de yarışma ilanını yayımlayacağız ve 2020’nin ilk yarısında ilk yarışmamızı gerçekleştireceğiz.” ifadelerini kullandı. Dönmez, 2019 sonu itibarıyla elektrik üretiminin yüzde 62’sinin yerli ve yenilenebilir kaynaklardan karşılandığını, yenilenebilir kurulu gücün 44 bin 767 megavata ulaştığını, kurulu gücün yüzde 49’unun yani neredeyse yarısının yenilenebilir kaynaklardan oluştuğunu dile getirdi.
“Avrupa’da altıncı, dünyada on ikinci sıradayız”
Devletin verdiği teşvik, hibe ve kredilerle yerli ve yabancı yatırımcının yüzünü güneşe çevirdiğini vurgulayan Bakan Dönmez, şöyle devam etti:
“Türkiye, bugün yenilenebilir enerji kurulu gücünde Avrupa’da altıncı, dünyada on üçüncü sıraya yerleşti. Güneş enerjisinde ise Türkiye çok büyük bir mesafe kat etti. 10 yıl öncesine kadar güneş enerjisi kurulu gücümüz sıfırken bugün 6 bin 32 megavat seviyesine geldik. 2020 ocak sonu itibarıyla güneş enerjisinin payı, toplam kurulu gücümüz içerisinde yüzde 6,6’ya, yenilenebilir enerji kurulu gücümüz içerisinde ise yüzde 13,5’e yükseldi. Güneş kurulu gücünde bugün Avrupa’da altıncı, dünyada on ikinci sıradayız. İnanıyorum ki yeni YEKA yarışmalarımızla Türkiye’nin konumu daha da yükselecek.”
“Türkiye artık yüzünü güneşe dönmüş, rüzgarı arkasına almıştır”
Bakan Dönmez, Türkiye’nin yenilenebilir enerjide kendine özgü modeliyle dünyada rol model olma yolunda ilerlediğine dikkati çekerek, “Türkiye artık yüzünü güneşe dönmüş, rüzgarı arkasına almıştır. Önümüzdeki 10 yıl içerisinde 10 bin megavat güneş ve 10 bin megavat rüzgar enerjisini de portföyümüze ekleyeceğiz inşallah. Keza lisanssız elektrik kurulu gücünde de çok ciddi bir ilerleme sağladık. 2020 Ocak sonu itibarıyla lisanssız elektrik kurulu gücümüz 6 bin 344 megavata ulaştı. Bu kurulu gücün yüzde 92’sini güneş enerjisi santralleri oluşturuyor.” diye konuştu. Lisanssız üretimle ilgili geçen yıl mayıs ayında Cumhurbaşkanlığı Kararı’nın yayımlandığını ve yenilenebilir enerjide lisanssız üretime dayalı kurulu güç üst sınırının 1 megavattan 5 megavata yükseltildiğini anımsatan Dönmez, böylece atıl haldeki çatı, cephe gibi alanlarda güneş enerjisine dayalı elektrik üretimi yapılmasının önünün açıldığını dile getirdi.
GES başvuruları
Elektrik kurulu gücünü mümkün olduğunca çeşitlendirmeye gayret gösterdiklerini anlatan Bakan Dönmez, sözlerini şöyle sürdürdü:
“10 Mayıs’tan itibaren sanayi aboneleri tarafından 862 megavat kurulu güce sahip 1207 GES başvurusu aldık. Mesken aboneleri tarafından da 12 megavat kurulu güce sahip 1218 başvuru aldık. Toplamda 1544 megavat kurulu güce sahip 5 bin 944 çatı başvurusu bulunuyor. 2019 sonu itibarıyla 252 megavatlık çatı GES kurulu gücümüzü devreye aldık. Öte yandan geçtiğimiz haftalarda isteyen tüketiciler için yenilenebilir enerji tarifesi üzerinde çalışıldığını söylemiştik. Bu tarifeyle sadece yenilenebilir kaynaklardan üretilen elektriği tüketmek isteyen kullanıcılara bu fırsatı vereceğiz. Şu anda meclisimizin ilgili komisyonunda tarife üzerinde çalışılıyor. Meclisimizin takvimine göre süreç tamamlanacak inşallah.” Bakan Dönmez, sonrasında EPDK’nın ilgili tarifeyi yayınlayacağını, böylece isteyen abonelerin tedarik şirketleri vasıtasıyla bu tarifeden yararlanabileceğini sözlerine ekledi.
AK Parti Siyaset Akademisi
Çeşitli programlara katılmak üzere Kayseri’ye gelen Bakan Dönmez, AK Parti İl Başkanlığınca Kayseri Kültür Merkezi’nde düzenlenen AK Parti Siyaset Akademisi 19. dönem dersini verdi. Programa katılan 317 katılımcıya hitaben konuşan Dönmez, AK Parti’nin iktidara geldiği dönemden bugüne ülkede yaşanan gelişmelere ve sorunlara değindi. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne ilişkin bilgiler veren ve partisinin bu süreçte hayata geçirdiği reformları anlatan Dönmez, “İstikrarın hakim olduğu bir dönem yaşadık. Zaten başarılarımızın altında yatan nedenlerin en başında bu gelir. Milletin derdi ile dertlenmek, milletin taleplerini iyi analiz etmek, hatta o düşünmeden, dile getirmeden analiz edip çözüm üretmek zorundayız. AK Parti belediyelerimizin ve hükümetlerimizin bana göre başarısının altında yatan en büyük etkenlerden birisi bu.” diye konuştu.
AK Parti’nin, siyaseti hizmet yarışı olarak gördüğünü vurgulayan Dönmez, şöyle konuştu:
“Tek millet, tek devlet, tek bayrak ve tek vatan düsturu ile yürüttüğümüz politikamızın özünde sadece ‘insanı yaşat ki devlet yaşasın’ inancı yatmaktadır. AK Parti, milleti ile en güçlü bağa sahip, milletin derdi ile dertlenen samimi ve ihlaslı kadroların adıdır. AK Parti, bin yıllık medeniyetimizin sancaktarlığını yapan Türkiye Cumhuriyeti’nin en taze nefesidir. Köklerini medeniyet değerlerimizden alan, dalları geleceğe uzanan bir partidir. Her türlü yeniliğe, gelişime açık, karanlığa kapalıdır. Zaten amblemimizdeki ampulün anlamı da her halde bu olsa gerek. Kendi kültürümüzden kopmadan her geçen gün kendini yeniliklere adapte ederek daha da güçlenen bir partiyiz. Bizler sadece bugünün partisi değiliz. Anadolu’da hüküm süren büyük imparatorlukların varisi olan AK Parti, Türkiye Cumhuriyeti’nin 2023, 2053 ve 2071’e uzanan kapısıdır. Artık günü kurtaran değil, geleceği bugünden kurgulayan uzun dönemli politikalarla daha güçlü bir geleceğe doğru ilerliyoruz. AK Parti her türlü komploya, tuzağa, krize karşı milletimizle yekvücut olarak zorluklara göğüs germektedir. Millet ile aynı yolda yürümektedir. İstikrarın, refahın, prestijin adıdır.”
Bakan Dönmez, zalimden hesap sormaktan vazgeçmeyeceklerini, mazlumların umudu olmaya, “Dünya 5’ten büyüktür” diyerek insanlığın vicdanı olmaya devam edeceklerini belirtti. Zorluklara ve tehditlere karşı birlik olmanın önemine dikkati çeken Dönmez, şunları kaydetti:
“Hep birlikte Türkiye olalım. 81 milyon her milletten, her meşrepten, her görüşten, her inançtan insanımızla tehditlere karşı tek yürek olalım. El ele, kol kola girerek bütün şer odaklarına karşı omuz omuza mücadele edelim. Birbirimize daha çok sarılalım, daha çok bağlanalım, daha çok kenetlenelim. Güçlü olmak zorundayız. Kan ve gözyaşı ile yoğrulan coğrafyamızda bizleri diğer milletlerden ayıran işte bu birlik, beraberlik ve kardeşliğimizdir. Kim bu kardeşliği hedef alırsa, karşısında bu milletin demir yumruğunu bulur. 15 Temmuz bunun en güzel örneğidir.”
Mimar ve Mühendisler Grubu Kayseri Şubesi 12. Olağan Genel Kurulu
Kayseri’de, bir otelde düzenlenen Mimar ve Mühendisler Grubu Kayseri Şubesi 12. Olağan Genel Kuruluna katılan Bakan Dönmez, burada yaptığı konuşmada, toplumun refahının üretmekten geçtiğini söyledi. Kendilerine dayatılan “Sen üretme, biz senin için üretiriz, sen tüket.” anlayışını artık geride bıraktıklarını belirten Dönmez, “Artık üreten, büyüyen, ihraç eden, gelişen bir Türkiye var. Kendi teknolojilerini üretmek için gayret gösteren bir Türkiye var. Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu 2023, 2053, 2071 vizyonlarının da tek bir hedefi var, dünya ile her bakımdan yarışabilecek bir Türkiye inşa etmek.” diye konuştu.
Bugün enerji dünyasının değişen taleplerinin teknoloji, Ar-Ge ve inovasyon olduğuna vurgulayan Dönmez, iklim değişikliği, yeşil enerji, elektrikli araçlar, depolama sistemleri, akıllı şehirler gibi karbonsuz ekonomiye geçişin en büyük motivasyonun enerji teknolojilerinde yaşanan değişimler olduğunu ifade etti.
Yeni dönemde enerjide hedeflerinin yerli üretim ve teknolojinin geliştirilmesi olduğunu aktaran Bakan Dönmez, şunları söyledi:
“Yeni teknolojilerin üretiminde kabiliyetimizi ne kadar geliştirirsek dünyanın geleceğinde de o kadar söz sahibi oluruz. Türkiye olarak enerjide merkez ülke olacağız diyoruz. Çünkü gerçek anlamda büyük devlet olmanın ilk şartının teknoloji temelli uç ürün ve markalaşma ile olacağının farkındayız. Türkiye’yi yenilenebilir enerjide üretim ve teknoloji üssü yapmak için yerli üretim, yerli tedarik, yerli istihdam, Ar-Ge ve inovasyon odaklı YEKA yarışmalarımızı sürdüreceğiz. Ankara’da Türkiye’nin ilk entegre rüzgar fabrikasının temelini attık. İzmir’de de inşallah Türkiye’nin ilk entegre rüzgar fabrikasını devreye alacağız. Yenilenebilir enerji maliyetlerinin önümüzdeki dönemlerde daha da düşmesi ile bu alandaki yatırımlar hatırı sayılır ölçüde artmaya devam edecek. Türkiye yenilenebilir enerjide sadece liberal piyasa şartları, uygun teşvik ve rekabet ortamı ile değil aynı zamanda yüksek verimlilik ve kapasite kullanımı yönüyle de diğer ülkelerden ayrışıyor. Amacımız sadece Türkiye’nin ihtiyacını karşılamak değil bölgemizdeki yüksek potansiyeli de göz önüne alarak geniş bir coğrafyanın enerji teknolojilerinde üretim üssü olmak. Artık hedeflerimiz, hayallerimiz sadece Türkiye ile sınırlı değil. Bölgemiz ve en nihayetinde dünyanın her yeri bizim için önemli bir pazar.”
“Şu an Akkuyu’nun inşasında yerlilik oranında önemli iyileşmeler oldu”
Madencilikte de artık uç ürün dönemini başlattıklarına değinen Dönmez, madenlerin artık üretildiği yerde katma değerli ürüne dönüşeceklerini anlattı. Yatırımcının madeni çıkardığı yerde işleyeceğini dile getiren Dönmez, şöyle konuştu: “Bunun için gerekli teknolojik yatırımı yapacak, gerekiyorsa ‘know-how’u ülkemize taşıyacak. Diğer taraftan nükleerde ciddi fırsatlar doğacak önümüzde. Şu an Akkuyu’nun inşasında yerlilik oranında önemli iyileşmeler oldu. Özellikle inşaat kısmına ilişkin hususlarda neredeyse tamamına yakınını Türkiye’den tedarik eder hale geldik. Bundan sonra reaktörün işleneceği yerlere ilişkin ekipmanlar geliyor. Orada da sanayicimizle, yatırımcı şirketi bir araya getirmek suretiyle bunların Türkiye’den sağlanması konusunda gerekli desteği sağlıyoruz. Türk sanayisi Akkuyu gibi ileri teknoloji yatırımı olan bir projenin neredeyse bütün ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir düzeye geldi.”
“Biz, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin haklarını sonuna kadar koruyacağız”
Uzunca bir süredir Doğu Akdeniz’de hidrokarbon arama, araştırma faaliyetlerine devam ettiklerini, iki tane sismik gemileri olduğunu aktaran Dönmez, “Yetmez” diyerek üçüncü bir geminin satın alma işlemlerini bitirdiklerini ve onun da en kısa sürede Türkiye’de olacağını vurguladı. Doğu Akdeniz’deki faaliyetlerinden rahatsızlık duyanlar olduğuna işaret eden Bakan Dönmez, şu değerlendirmeyi yaptı: “Onlar bizim bu işi yapamayacağımıza inanıyorlar, yaptırmamak için de ellerinden gelen her türlü engeli gösteriyorlar. Bölge dışı güçleri ve aktörleri de devreye almak suretiyle bizim yolumuzu kesmeye çalışıyorlar. Öteden beri söylediğimiz bir şey var, ‘Biz kararlıyız, kendi malımızı, hakkımızı kimseye yedirmeyiz.’ Kimsenin de malında da mülkünde de gözümüz yok. Fakat Ada’da Rum yönetimi adeta Ada’nın tek başına söz sahibiymiş gibi söylem ve eylemler içerisinde. Kendilerine birçok defa bu tavrın, bu söylemlerin yanlış olduğunu hatırlattık. Orada yaşayan Türk soydaşlarımız var. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti adı altında bir devlet kurulmuş. Siz tanımıyorsunuz, biz tanıyoruz. Hadi tanımadınız ama Ada’nın yeraltı kaynaklarını hakkaniyet ölçüsünde adil bir şekilde paylaşılması teklifine niye hayır dediniz? Çünkü, yok varsayıyorlar. Biz, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin haklarını sonuna kadar koruyacağız. Onların bize vermiş olduğu ruhsat alanlarında sondajlarımızı ve araştırmalarımızı yapıyoruz. Keza kendi sondajlarımızı, kendi bölgemizde Türkiye Petrollerine vermiş olduğu ruhsat alanlarında da bu aramalarımızı yapıyoruz.”
“Varsa bulacağız”
Geçen yıl Libya ile deniz yetki alanları konusunda bir mutabakat zaptı imzaladıklarını anımsatan Dönmez, böylece orada arama ve sondaj faaliyeti yapmayı planlayan Yunanistan dahil birtakım ülkelerin de bu işi yapmalarını engellediklerini belirtti. Uluslararası hukuka göre iki kıyıdaş ülke bir araya gelip kendi yetki alanlarını belirlediğinde, anlaşma kapsamında bu alanlarda kalan bölgelerde herkesin kendi bölgesinde bu faaliyetleri yapma hakkına sahip olduğuna dikkati çeken Dönmez, şunları kaydetti:
“Özellikle bu bölgede yer alan ülkeler, başta Türkiye ve Kuzey Kıbrıs’ta yaşayan soydaşlarımız olmak üzere Libya’yı da bu denklemin dışında tutma çabaları içerisinde oldular. Bu oyunlarını da bozmuş olduk. ‘Varsa bulacağız’ diyoruz. Biz fiili duayla, sizler de inşallah kalbi duayla bu arzumuza, işimize katkı sağladığınızda inanıyorum ki en kısa süre içerisinde buradan da müjdeli haberler vereceğiz. Bunun arzusu içerisindeyiz. Biraz sabırlı olmak zorundayız. Bu işler çünkü zaman, vakit ve nakit gerektiren işler. Kendi imkanlarımız ve personelimiz ile bunu yürütüyoruz.”
“Türkiye ve Malezya arasındaki iş birliğinin önemli boyutlarını eğitim ve beşerî ilişkiler oluşturuyor”
GENÇ GAZETECİLER MALEZYA
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Malezya’da Malaya Üniversitesi tarafından tevdi edilen fahri doktora töreninde yaptığı konuşmada, “Asya’nın iki yakasında yer alan Türkiye ve Malezya; coğrafi uzaklığa rağmen esasen birbirlerinin dost, kardeş ve aynı zamanda ortağıdır. Ülkelerimiz arasındaki iş birliğinin önemli boyutlarını eğitim ve beşerî ilişkiler oluşturuyor” dedi.
Malezya’nın başkenti Kuala Lumpur’daki programı kapsamında temaslarına başlayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Malaya Üniversitesi tarafından uluslararası ilişkiler alanında tevdi edilen ve Perak Sultanı Nazrin Şah tarafından sunulan fahri doktora beratı dolayısıyla düzenlenen törene katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, törende yaptığı konuşmada, 5 yıl aradan sonra dost ve kardeş Malezya’da tekrar bulunmaktan memnuniyet duyduğunu dile getirdi.
“TÜRKİYE VE MALEZYA COĞRAFİ UZAKLIĞA RAĞMEN DOST VE KARDEŞ İKİ ÜLKEDİR”
Malezya Başbakanı Enver İbrahim’in davetine icabetle ziyaret ettiği Malezya’ya her gelişinde kendisini evinde, kardeşleri arasında hissettiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rabb’im aramızdaki dayanışmayı ve muhabbeti daim eylesin” diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Asya’nın iki yakasında yer alan Türkiye ve Malezya’nın, coğrafi uzaklığa rağmen esasen birbirlerinin dostu, kardeşi ve aynı zamanda ortağı olduğunu söyledi.
Bu ortaklığı, 2014 yılında stratejik, 2022 yılında ise kapsamlı stratejik düzeye çıkardıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ülkelerimiz arasındaki iş birliğinin önemli boyutlarından birini eğitim ve beşerî ilişkiler oluşturuyor. Akademik münasebetlerimiz 1980’lerden bu yana ivme kazandı. Bir dönem ülkemize hâkim olan yasakçı ve baskıcı zihniyet sebebiyle birçok gencimiz buralara geldi, eğitim aldı, akademik kariyer yaptı. Hamdolsun, o günler artık ülkemizde geride kaldı. Bugün, Türkiye olarak dünyanın 190’ı aşkın ülkesinden 340 bine yakın uluslararası öğrenciye ülkemizde yükseköğrenim imkânı sunuyoruz. Çok sayıda genç kardeşimiz burslar vesilesiyle hem Türkiye’de hem Malezya’da öğrenim görmeye devam ediyor. Ayrıca Malaya Üniversitesi ile Yunus Emre Kültür Merkezimiz arasındaki iş birliği ile 2019 yılından bu yana üniversitede Türkçe dersleri veriliyor. Bugün geldiğimiz aşamada ülkelerimizde Türkiye ve Malezya mezunlarını daha fazla görüyor ve bu durumdan iftihar ediyoruz.”
“ÜNİVERSİTELER, TOPLUMLARIN KALKINMASI İÇİN ÖNEMLİ BİR FONKSİYONA SAHİPTİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Malezya’nın yükseköğretimde bir çekim merkezi hâline gelmesinin sebeplerinden birinin Perak Sultanı Nazrin Şah idaresinde faaliyetine devam eden Malaya Üniversitesi olduğuna dikkati çekti.
Malezya Başbakan Enver İbrahim’in de Malaya Üniversitesi mezunu olduğunu bildiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Dünya akademik sıralamasında 60. sırada yer alan Malaya Üniversitesi yaklaşık 40 bin öğrencisiyle Malezya akademik hayatında ve çalışmalarında seçkin rol oynuyor. Bu çalışmalarda, akademik şahsiyeti ve değerli katkılarıyla Sayın Sultan Nazrin Şah’ın liderliğinin fevkalade önem taşıdığını düşünüyorum. Hepimizin bildiği üzere üniversiteler, toplumların kalkınması için önemli bir fonksiyona sahiptir. Akademik açıdan güçlü üniversiteler, daha donanımlı nesiller yetiştirmekte ve bu da aydınlık yarınlara zemin oluşturmaktadır. Bölgesinin yükselen yıldızı olan Malezya’nın iyi yetişmiş insan kaynağıyla gelecekte çok daha başarılı yerlere geleceğine yürekten inanıyorum. Malaya Üniversitesi tarafından şahsıma tevdi edilen fahri doktora ünvanı dolayısıyla başta Sayın Sultan Nazrin Şah olmak üzere tüm üniversite yönetimine teşekkür etmek istiyorum. Dünyanın en seçkin üniversiteleri arasında kabul edilen Malaya Üniversitesi’nin bu ünvanı tevcih etmesini, şahsıma, ülkeme ve milletimize gösterilen teveccühün bir tezahürü olarak kabul ediyorum. Bu duygu ve düşüncelerle Malaya Üniversitesi ailesine en kalbi şükranlarımı sunuyor, çalışmalarında başarılar diliyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, fahri doktora töreni öncesi Perak Sultanı Nazrin Şah ile görüştü.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, resmî temaslarda bulunmak üzere gittiği Malezya’nın başkenti Kuala Lumpur’a ulaştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı, Kuala Lumpur Uluslararası Havalimanı’nda, Malezya Başbakanı Enver İbrahim ve eşi Dr. Wan Azizah İsmail, Türkiye’nin Kuala Lumpur Büyükelçisi Emir Salim Yüksel, Malezya Savunma Bakanı Mohamed Khaled Nordin ile büyükelçilik personeli ve diğer yetkililer karşıladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Malezya ziyaretinde; eşi Emine Erdoğan, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı ile Ticaret Bakanı Ömer Bolat eşlik ediyor.
“453 bin konut yapacak ve evine girmeyen, iş yerine kavuşmayan tek bir vatandaşımızı dahi bırakmayacağız”
GENÇ GAZETECİLER ADIYAMAN
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bir Oluruz 6 Şubat Depremleri Anma Programı”nda yaptığı konuşmada “İnşa edeceğimiz konutların tamamının yapımına başladık kalan 252 bin konut ve iş yerimizi de hızlıca bitirip hak sahiplerine teslim edeceğiz. Böylelikle yılbaşına kadar toplam 453 bin konut, yani neredeyse yarım milyon konut yapacak ve evine girmeyen iş yerine kavuşmayan tek bir vatandaşımızı dahi bırakmayacağız” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Adıyaman Gençlik ve Spor Müdürlüğü Spor Salonu’nda gerçekleştirilen “Bir Oluruz 6 Şubat Depremleri Anma Programı”na katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, herkesi derinden sarsan, yüreklerde büyük yaralar açan, milletin hafızasında asla silinmeyecek izler bırakan 6 Şubat depremlerinin ikinci seneidevriyesinde olduklarını belirtti.
6 Şubat asrın felaketinde yitirdikleri 53 bin 737 kişinin her birine Allah’tan rahmet niyaz eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, salondakilerle birlikte şehitler için Fatiha suresini okudu.
Deprem şehitlerinin ruhlarının şad, mekanlarının cennet olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Toprağa verdiğimiz canlarımızın aziz hatıralarını, aminlerle, Fatihalarla, Yasinlerle, dualarla kalplerimizde yaşatmaya devam edeceğiz. Rabb’im ülkemizi ve milletimizi böylesi afetlerden muhafaza buyursun. Deprem şehitlerimizin yakınlarına ve milletimize bir kez daha sabrı cemil diliyorum. Bu vesileyle tüm şehitlerimizle birlikte dün Pençe-Kilit Operasyonu bölgesinde şehit olan Binbaşı Murat Kemal Yetişen’e de Allah’tan rahmet diliyor, silah arkadaşlarına ve ailesine taziyelerimi iletiyorum” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün hem 6 Şubat gecesinin acısını ilk günkü tazeliğiyle kalplerde hissettiklerini hem de devletin desteği, milletin dayanışması ile deprem bölgesini yeniden ayağa kaldırmanın haklı gururunu yaşadıklarını söyledi.
6 Şubat’ta 11 ilde meydana gelen sarsıntıların, sadece bu illerdeki insanları değil, 85 milyon olarak herkesi derinden etkilediğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Birçok ülkenin yüzölçümünden daha büyük bir alanda meydana gelen depremlerden 14 milyon vatandaşımız etkilendi. 2,5 milyonu aşkın vatandaşımız farklı illere göç etmek zorunda kaldı. Asrın felaketi, ülkemiz için doğrudan 104 milyar dolar, dolaylı olarak da 150 milyar dolarlık ağır bir maliyete yol açtı. Herkesin altından kalkamayacağı bu ürkütücü tabloya rağmen hem millet hem de devlet olarak bir an olsun ümitsizliğe kapılmadık. Yüreklerimize düşen ateşi bir an önce söndürmek için gece gündüz demeden, yılmadan, yorulmadan, sabırla, azimle kararlılıkla çalıştık.”
“ÇELİK BİR İRADEYLE ŞEHİRLERİMİZİ YENİDEN AYAĞA KALDIRIYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, depremin ilk anından itibaren devletin tüm imkânları seferber ederek 650 bin personelle tüm kurumları afet sahasına gönderdiğini dile getirdi.
Hızla enkaza koşan arama kurtarma ekiplerinin, güvenlik güçlerinin, sağlık çalışanlarının, işçilerin, mühendislerin, gönüllülerin ve sivil toplum kuruluşlarının tek yürek tek bilek olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “O zor günlerde siyasi menfaat devşirmek amacıyla ‘devlet nerede’ diye soranlara, ‘devlet işte burada halkının yanında’ diyerek cevabımızı hem de çok güçlü bir biçimde verdik. Devleti, evsiz kalan analarımızın, babalarımızın, evlatlarımızın ellerini tutarken, dertlilere derman olurken gösterdik. Devleti eğitimden, sağlığa, ulaşımdan, ticarete sorunları çözmek için aylarca deprem bölgesinde kalan bakanlarımızla, yöneticilerimizle, kamu görevlilerimizde gösterdik.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Devleti, deprem turistleri çekip gittikten sonra tam 2 yıldır buralarda gece gündüz demeden süren inşa ve ihya çalışmalarıyla gösterdik. Devleti, teslim edilen konut ve iş yerleriyle, yapılan yollar ve köprülerle, inşa edilen okullar ve hastanelerle, verilen destek ve teşviklerle gösterdik. Gözyaşlarımızı içimize akıtarak, emekle, alın teriyle, metanetle, çelik bir iradeyle şehirlerimizi yeniden ayağa kaldırıyoruz. O gün, yıkıntılarla dolan sokaklarımız bugün çocuklarımızın, gençlerimizin, gülüşleriyle ümit dolu çehreleriyle hamdolsun yeniden çiçekleniyor. Bizi ve devletimizi milletimize ve depremzedelerimize mahcup etmeyen Rabb’ime bugün bir kez daha hamdediyorum.”
Ankara ve İstanbul’daki sıcak ofislerinden ahkâm kesenlere, aynaya bakmadan “Bize ne yaptınız?” diye soranlara özetle bazı rakamları hatırlatmak istediğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyanın birçok gelişmiş ülkesinde afetlerin ardından enkaz kaldırma çalışmaları yıllar alırken sadece birkaç ayda konutları yükseltmeye başladıklarını belirtti.
“DEPREM BÖLGEMİZİN TAMAMINDA İÇME SUYU, KANALİZASYON VE YAĞMUR SUYU HATTINI KOMPLE YENİLİYORUZ”
İki hafta önce 24 Ocak’ta, 201 bininci yuvanın anahtarlarını Malatya’da hak sahiplerine teslim ettiklerini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Son iki yılda deprem bölgemize 2,6 trilyon lirayı aşan yatırımlar yaptık. 2025 bütçemizde ise 584 milyar liralık kaynak tahsis ettik. İnşa edeceğimiz konutların tamamının yapımına başladık. Kalan 252 bin konut ve iş yerimizi de hızlıca bitirip hak sahiplerine teslim edeceğiz. Böylelikle yılbaşına kadar toplam 453 bin konut yani neredeyse yarım milyon konut yapacak ve evine girmeyen, iş yerine kavuşmayan tek bir vatandaşımızı dahi bırakmayacağız” diye konuştu.
“Deprem bölgemizin tamamında uzunluğu 11 bin kilometreyi aşan içme suyu, kanalizasyon ve yağmur suyu hattını komple yeniliyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin toplam sınır ve kıyı uzunluğunun yaklaşık 11 bin kilometre olduğunu hatırlatıp, depremden etkilenen şehirlerde Türkiye’nin çevresini baştan başa dolaşacak uzunlukta bir altyapı yatırımının gerçekleştirildiğini kaydetti.
“BÖLGEDE HİZMET VEREN SAĞLIK TESİSLERİNE EK OLARAK 34 SAHRA HASTANESİ KURDUK”
Deprem bölgesindeki hizmetlerin aksamaması ve hayatın tekrar normale dönmesi için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile diğer bakanlıklar ve belediyelerle olağanüstü bir çaba gösterildiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sağlık Bakanlığının deprem bölgesinde 42,5 milyar lira bedelle 5 bin 588 yataklı 110 sağlık tesisini tamamladığını aktardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölgede hizmet veren sağlık tesislerine ek olarak 34 sahra hastanesi ve 176 acil müdahale ünitesi kurulduğunu söyledi.
Sağlık alanında bölgede 58 milyar liralık toplam 5 bin 750 yataklı 92 sağlık tesisinin inşasının ise devam ettiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölge genelinde 557 acil yardım istasyonunun yanı sıra 939 ambulans, 88 UMKE aracı ve 3 helikopterle sağlık hizmetlerini sürdürdüklerini belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bin yataklı Hatay Şehir Hastanesi ile bin yataklı Kahramanmaraş Şehir Hastanesinin projelerinin tamamlandığını hatırlatarak, yıl içinde de ihalelerinin yapılacağını bildirdi.
“BÖLGEDE TOPLAM 697 YENİ MAHKEME KURARAK İŞ YÜKÜNÜ HAFİFLETTİK”
Adalet hizmetlerinin kesintiye uğramadan sürmesi için âdeta bir yargı seferberliği başlattıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bine yakını hâkim ve savcı olmak üzere yaklaşık 10 bin personelin deprem şehirlerinde görevlendirildiğini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bölgede toplam 697 yeni mahkeme kurarak iş yükünü hafiflettik. 21 adliye binası, 12 ceza infaz kurumu, 3 adli tıp hizmet binası, 1 personel eğitim merkezi ve 82 kamu konutunu 2025 yılı yatırım programımıza aldık. Bunlardan 8 adliye, 2 ceza infaz kurumu, 2 adli tıp ve 11 kamu personel konutunun inşası sürüyor. 13 adliye, 10 ceza infaz kurumu, 1 adli tıp, 1 personel eğitim merkezi ve 71 personel konutu binamızın da inşaat öncesi hazırlıkları devam ediyor” şeklinde konuştu.
“BUGÜNE KADAR 524 OKUL VE 7 BİN 500 DERSLİĞİN YAPIMINI TAMAMLADIK”
Depremden etkilenen illerde 6 Şubat öncesi eğitim öğretim faaliyetlerinin 11 bin 567 okuldaki 119 bin 200 derslikte devam ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün itibarıyla derslik sayımız 132 bin 168’e ulaştı. Depremde bin 295 okul ve 9 bin 935 derslik yıkılmış veya kullanılamaz hâle gelmişti. Bugüne kadar 524 okul ve 7 bin 500 dersliğin yapımını tamamladık. Orta hasarlı 134 okul ve bin 537 dersliği güçlendirdik. Az hasarlı 63 bin dersliği onardık. Hâlihazırda 717 okul ile 13 bin dersliğin yapımı 115 okul ve bin 582 dersliğin güçlendirme çalışmaları devam ediyor. İnşallah bunları eylül ayına kadar hizmete açmayı hedefliyoruz. Bu çalışmaların sonunda bin 241 yeni okul ve 19 bin 784 derslik yapacak, 249 okul ve 3 bin 119 dersliğin de güçlendirmesini tamamlayacağız. Böylece deprem bölgesindeki derslik kapasitesini yüzde 10 artırarak 6 Şubat’tan önceki kapasitenin üzerine çıkartacağız.”
Deprem bölgesinde ulaşım olmadan atılan her adımın yarım kalacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölgede kara yolu, hava yolu, demir yolu, denizcilik ve haberleşme alanında önemli çalışmaları hayata geçirdiklerini söyledi.
“DEPREM KONUTLARININ BAĞLANTI VE İMAR YOLLARININ YAPIMINA DEVAM EDİYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 8 ilde 26 ayrı kesimde toplam 336 kilometre uzunluğunda bağlantı ve imar yolunun ihalesinin tamamlandığını ve çalışmalara başlandığını dile getirerek, şöyle konuştu: “Deprem konutlarının bağlantı ve imar yollarının yapımına devam ediyoruz. Demir yollarında hasar gören bin 275 kilometre uzunluğundaki hattımızın bin 60 kilometrelik kısmının yapım ve onarım çalışmaları bitti. Kalan kısmı da kısa süre içinde hizmete açmayı planlıyoruz. Hatay Havalimanı’mızın uçuş pisti depremde ciddi zarar görmüştü. 3 bin metre uzunluğundaki bu pistin yapım çalışmaları sürüyor. Geniş gövdeli uçakların da inebileceği yeni bir pisti inşallah Hatay’ımıza tekrar kazandırıyoruz. 163 noktaya ücretsiz uydu terminali ile kablosuz erişim noktaları kurduk. Haberleşme altyapıları için işletmecilerin gerekli planlamaları yaparak yaklaşık bin 400 adet kalıcı baz istasyonu kurmalarına yardımcı olduk.”
Deprem bölgesindeki işletmelerin sanayi, kalkınma, yatırım teşvikleri ile KOSGEB ve TÜBİTAK destekleri gibi pek çok alanda yanında olduklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Depremden etkilenen 11 ilimizde 15 organize sanayi bölgesi ve 17 sanayi sitesi projesi için 14 milyar 755 milyon liralık kaynak sağladık. 9 ilimizde 3’ü organize sanayi, biri endüstri bölgesi olmak üzere 34 adet sanayi alanı ilan ettik. Depremden zarar gören sanayi işletmelerinin hasarlarının giderilmesi amacıyla 2025 yılı için yaklaşık 3 milyar lira ödenek tahsis ettik. Kalkınma ajanslarımızla afet illerimizde bin 655 projeye 3 milyar lira, bölge kalkınma idarelerimizle 132 projeye 1,1 milyar lira kaynak aktardık. Depremden yoğun olarak etkilenen 65 ilçemizdeki yatırımları en üst seviyede yatırım teşvikleriyle destekledik.”
“TOPLAM 34,5 MİLYAR LİRA KİRA DESTEĞİ VERDİK”
Bölgede 204 milyar lira yatırım büyüklüğüne sahip, 50 bin 774 kişiye istihdam sağlayacak bin 116 yatırım için teşvik belgesi düzenlediklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Deprem Sonrası Canlanma Destek Programı ile 60 bin 673 KOBİ’ye 37 milyar liranın üzerinde kaynak sağladık. TÜBİTAK aracılığıyla 484 araştırma geliştirme projesine 772 milyon lira destek, 2 bin 500’e yakın öğrenci ve araştırmacıya 672 milyon lira tutarında burs verdik” dedi.
İçişleri Bakanlığının 59’u vali olmak üzere olmak üzere 708 mülki idare amiriyle 142 bin 500 güvenlik personelini bölgede görevlendirdiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: “Arama kurtarma ve enkaz çalışmalarından iaşe ve ibate hizmetlerine, geçici barınma alanlarının kurulumundan ortak kullanım alanlarının düzenlenmesine geniş çaplı koordinasyon faaliyetleri yürüttü. Konteyner kentlerde kalan vatandaşlarımızın gıda-market alışverişleri için 73 bin Esen Kart dağıttık. 2025 itibarıyla 363 bin haneye toplam 34,5 milyar lira kira desteği verdik. Taşınma, destek, kira, tahliye, vefat yardımı ve diğer destek ödemelerinin toplamı 150 milyar liraya yaklaştı. Çalışma ve sosyal güvenlikte Toplum Yararına Programımız çerçevesinde 15 milyar lira tutarında 77 bin binden fazla kontenjan tahsis ettik. Kısa çalışma ödeneği ile 111 binden fazla kişiye toplam 1 milyar liralık ödeme yapıldı.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlik ve spor alanında 23 bin 692 depremzede öğrencinin öğrenim kredisinin karşılıksız bursa dönüştürüldüğüne dikkati çekerek, şu bilgileri paylaştı: “18 bin afetzede öğrencimize de yeni eğitim öğretim yılında öğrenim bursu tahsis ettik. Deprem bölgemizin 4 ilindeki toplam 9 bin 710 yataklı 9 yeni öğrenci yurdumuzdan 3’ünün inşası tamamlandı, 6’sının yapımı devam ediyor. 8 şehrimizdeki 10 bin 500 yatak kapasiteli 8 yeni öğrenci yurdumuz ise proje aşamasında, bunların yapımına kısa sürede başlayacağız. Diyanet İşleri Başkanlığımız, bölgede zarar gören camilerimizin ve Kur’an kurslarımızın onarımı ve inşası için 156 milyon liralık yardımda bulundu. İlköğretim, ortaöğretim ve lisans düzeyindeki 7 bin 90 öğrenciye 10 milyon liranın üzerinde eğitim desteği verdik. Kültür Bakanlığımız, depremde hasar gören farklı illerimizdeki 12 cemevinin bakım, onarım ve tefrişat çalışmalarını yaptı, 377 vakıf kültür varlığının restorasyonuna başladı. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız, 4,1 milyon vatandaşımıza psikososyal destek sundu. Aile ve Gençlik Fonu’ndan yeni evlenen 5 bin 653 çifte iki yıl geri ödemesiz 48 ay vadeli faizsiz kredi desteği verdi. Deprem bölgemizdeki 16 kadın konukevinde 18 bin 201 afetzedeyi misafir ettik.”
“DÜNYA BANKASI İLE KREDİ PAKETİ İMZALADIK”
Son iki yılda 11 ilde toplam 30 milyar lira tarımsal destek ödemesi yaptıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İçme ve tarımsal sulama için 20 milyar liralık yatırımımız oldu. 46 milyar lira daha yatırım yapacağız. Hayvanlarını kaybedenlerin zararlarını karşıladık. Deprem illerinde 335 bin çiftçiye 4,8 milyar lira mazot ve gübre desteği ödemesini gerçekleştirdik” dedi.
Depremde zarar gören İskenderun Balıkçı Barınağı’nın onarımını 1,3 milyar liralık maliyetle geçen yıl tamamladıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Deprem bölgesinin zarar gören tarım altyapısının iyileştirilmesi konusunda Dünya Bankası ile bir kredi paketi imzaladık. Çiftçilerimize önümüzdeki 5 yılda çeşitli kalemlerde toplam 250 milyon dolar hibe vereceğiz. Enerjide elektrik, doğal gaz, petrol, iletim, dağıtım veya depolama hatlarında deprem sebebiyle 24,1 milyar liralık hasar oluşmuştu. Enerji altyapısındaki hasarların giderilmesi için kamu ve özel sektör tarafından 2024 sonu itibarıyla 19 milyar lira yatırım yapıldı. Savunma sanayisinde birçok kritik üretim tesisi yatırımına başlandı. Belediyelerimiz tarafından da çok sayıda yatırım, hizmet, eser ve proje şehirlerimize kazandırıldı, destek olundu, çalışmalara katkı verildi.”
“ADIYAMAN MERKEZ DEVLET HASTANEMİZİ BU YILIN SONUNA KADAR TAMAMLAMAYI HEDEFLİYORUZ”
Adıyaman’ın ihya ve inşa çalışmaları kapsamında şimdiye kadar eğitimde 555 dersliğin yapıldığını, 684 dersliğin yapımına da devam edildiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sağlıkta 350 yataklı Adıyaman Kadın Doğum ve Çocuk Hastanemiz geçtiğimiz kasım ayından itibaren hasta kabulüne başlamıştı. İnşallah birazdan canlı bağlantıyla resmî açılışını da yapacağız. Yine 50 yataklı Çelikhan Acil Durum Hastanemizi tamamladık ve bu ay vatandaşlarımızın hizmetine sunuyoruz. Yapımı süren 150 yataklı Adıyaman Merkez Devlet Hastanemizi bu yılın sonuna kadar tamamlamayı hedefliyoruz. Altınşehir bölgemizde 100 yataklı devlet hastanesi projemizi, yatırım programımıza aldığımızın müjdesini de sizlerle paylaşmak istiyorum” diye konuştu.
Adıyaman’da 27 bin 433’ü konut, 3 bin 973’ü köy evi olan 31 bin 406 konutu teslim ettiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, kalan konutları da 1 sene içinde tamamlayıp hak sahiplerine teslim edeceklerini bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adıyaman’daki 4 millet bahçesi projesinden 2’sinin tamamlandığını belirterek, “Söz verdiğimiz Sincik-Malatya yolu ve Adıyaman-Çelikhan yollarının da ihalelerini gerçekleştirerek yapım çalışmalarını başlattık. Besni İl Yolu, Gölbaşı-Adıyaman-Kahta yolu, Kahta-Narince-Siverek yolu, Narince-Gerger İl Yolu, Besni-Araban yolu ikmal işi gibi 9 ayrı kara yolu projemizin çalışmaları da devam ediyor. Depremde hasar gören demir yollarımızın altyapı, üstyapı ve sanat yapılarının onarım ve güçlendirme çalışmalarını sürdürüyoruz” ifadesini kullandı.
Yatırım tutarı 500 milyon lira olan Adıyaman Kablo Konnektör AŞ’nin fabrika inşasının yıl içinde tamamlanarak üretime başlayacağını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adıyaman’ın ayağa kaldırılmasına destek veren belediyeleri tebrik etti.
“İHYA VE İNŞA ÇALIŞMALARIMIZI BAŞARIYLA YÜRÜTÜYORUZ”
Daha nice çalışma, proje, eser ve yatırımı Adıyaman ile depremin yıktığı şehirlere kazandırdıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Şunu bir kez daha açık ve net ifade etmek durumundayım; devletimiz, tüm birimleriyle, tüm kaynaklarıyla afetzede kardeşlerimizin yanında oldu, inşallah olmaya da devam edecek. Biz, deprem bölgesini sadece yıl dönümlerinde hatırlayanlar gibi laf üstüne laf koyan değil, taş üstüne taş koyanlardanız. Muhalefetin havsalasının bile almayacağı birçok alanda ihya ve inşa çalışmalarımızı başarıyla yürütüyoruz. Muhalefetin de en azından yönettikleri belediyelerde, reklama ayırdıkları mesaiyi kentsel dönüşüm ve depreme hazırlık çalışmalarına ayırarak çabalarımıza katkı vermesini bekliyoruz. Bu işler yılda 2 gün buralara gelip konuşmakla olmaz. Sürekli eleştirerek, sürekli yapılan işlere kulp takarak muhalefet edilmez.”
“İLK GÜNDEN BERİ DEPREM BÖLGESİNDEN ELİMİZİ ÇEKMEDİK”
Hükûmetin, AK Parti’li belediyelerin ve hayırseverlerin icraatlarının ortada olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dünyada hemen hiçbir ülkenin altından kalkamayacağı büyük bir inşa ve ihya hamlesine 2 yıl gibi kısa bir sürede hamdolsun imza attık. Ana muhalefet partisinin genel başkanları ise seçimler öncesinde geldiler, bedava ev sözü verdiler, sonra da buhar olup uçtular. Yapılanı kötülemek ve devletimizi tenkit etmek dışında depreme dair özellikle hiçbir gündemleri, hiçbir projeleri ve faaliyetleri maalesef yok” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, medya ve sosyal medyadan yüksek perdeden konuşanların çoğunun zaten deprem bölgesinin yollarını unuttuğunu belirterek, “Biz ise ilk günden beri deprem bölgesinden elimizi çekmedik. Şehirlerimizi ayağa kaldırmak, vatandaşlarımızı yeni yuvalarına süratle kavuşturmak için çalıştık, çabaladık, ter döktük. İnşallah bundan sonra da elimizi buralardan asla çekmeyeceğiz” açıklamasında bulundu.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.